Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24MART1992SAU
14 GORÜŞLER
BURAŞI
TÜRKİYE
HALL'KSAHİN
Londra'da Nevruz ve
Gladstone
N
evruz günu Londra'daydım Baharca bızden
ıkı hafta kadar ılende bulunan bu koca kuzey
kentının tunst baskınına uğramış sokaklann-
da, pespembe ve sapsan çıçeklerle bezenmış
parklanndd dolaşırken aklım hep Turkıye'deydı Acaba
kotu bır şe> oldu mu° ^caba kan dokuldu mu9
Televızyonda akşam haberlennı merakla bekledım
Cumartesı gunu Ingılız televızyonlannın haber bultenle-
nnın zamanı değışıyor, suresı kısahyor Bıamle ılgıh ne
tek ses, ne de bır nefes Zaten şu gunlerde İngılızlenn
gundemı tıka basa dolu Bır yandan seçım kampanyası,
ote yandan Prens Andrevv ıle haşan eşı Fenpe'nın aynl-
ma hıkâyesı Içe kapanılıklanyla unlu adalılann dunyayı
gorecek hallen yok
Yalnız, BBC 2 kanalınm saat 10 haberlennde Erzın-
can'da yıkıntılann altında dokuz gun kaldıktan sonra
kurtanlan genç kadmla ılgılı goruntülu bır haber venldı
O bultenın tek dış kaynaklı habenydı Doğrusu ya, bır oh
çektım Demek Nevruz cephesınde onemlı bır şey olma-
dı, olsa>dı haydı haydı venrlerdı dıye duşundüm Pazar
gazetelennın erken baskılannda da tek kelıme yoktu
Turkıye bu tuzağı atlattı halkımızın olgunluğu ve kar-
deşlığı bır kez daha baskın çıktı turunden ıyımser şeyler
geçtı ıçımden
Acı gerçeğı, pazar gunu donuş uçağındd, Turkıye gaze-
telennı elıme aldığımda oğrendım Bu ulkeyı çok seven
herkes gıbı benım yureğıme de hançer sokulduğunu tah-
mın edebılırsınız
• • •
Ingılız kamuovuyla haşır neşır geçen bır haftadan son-
ra ıkı saptama Butun stratejılennı dunya kamuoyunun
dıkkatını çekmek uzenne kuranlann hesaplan fos değılse
bıle, eksık çıkabılır, fakat, Turklenn, neredeyse bır ref-
leks gıbı, "kana susamış barbarlar" olarak resmedılmesı-
ne yol açan zıhmsel kategonler hâlâ ışlenmeye devam edı-
yor
Bınncı saptamanın nedenı, dunyanm bır anda bır mılJı-
yetçılık kavgaları kumkumasına donuşmuş olması Sade-
ce eskı Sovyetler Bırlığı'nde değıl, Avrupa'nın dort koşe-
sınde yer yer ırkçıhğa kadar varan, kabılesel patlamalar
oluyor Neredeyse her mahalle bağımsızlığını ılan ede-
cek Bu curcuna ıçınde Kurt mıllıyetçılığı umduğu yakın
ılgıyı bulamayabılır Benzer dertlerden muzdanplenn sa-
yısı o kadar çoğaldı kı
İkıncı saptama ıse, ıkı gozleme dayanıyor Ingılız Dor-
duncu Kanal'ında Karabağ konusu gene "Bu Türkler
Ermenılen 75 >ıl once de kesmışlerdı' çerçevesı ıçınde su-
nuldu Gene darağacında sıra sıra dızılmış Ermenı resım-
len göstenldı Ve gene Turkler tarafından darağacına
çekılmış Bulgarlann resımlen de Bntısh Lıbrary'dekı btr
sergıde karşıma çıkıverdı
Sergının adı "Gladstone ve Doğu Sorunu" Metrç ıs-
tasyonlannda etkıleyıcı posterlen goze çarpıyor Ünlü
Bntısh Museum'la aynı bınayı paylaşan gorkemlı kütüp-
hanenın gınş kondorlannda buyutulmuş uç beş resım ve
Gladstone tarafından yazılmış bır kaç kıtaptan oluşuyor
Resım ve yazılann çoğu hep Turklenn Bulgarlara ettıkle-
nyle ılgılı
fnsan sormadan edemıyor Allah Allah, bayram değıl
seyran değıl, bu sergı şu sıradd nereden çıktı9
19 yuzyılın sonlannda dort kez başbakanlık yapmış
olan VVıllıam Gladstone azılı bır Turk düşmanı ıdı Os-
manlı "başıbozuk"lannın, 1876 yılında ısyana Bulgar
çetelennın elıne geçmış Batak koyunde gınştığı "kat-
lıam"ı bahane ederek "Bulganstan'dakı Dehşet ve Doğu
Sorunu" adlı bır broşur yazmış, Osmanlı Imparator-
luğu'nun bır an once parçalanmasını ıstemıştı tngılız
kamuoyu uzun bır sure Turklenn gaddarhğıyla ılgılı ha-
berlerle çalkalanmış, aktıf sıyasetten aynlmış olan
Gladstone'a >enıden lıderlık yolu görunmüştü
Tanhte Turklere karşı açılmış belkı de en yoğun nefret
kampanyasının onderlığını yapan Gladstone, Doğu so-
runu ıle uğraşmasını "takdın ılahı" olarak açıkhyordu
Bu derme çatma sergıde ışte bu Gladstone'a övgüler
yağdınlıvor Kendısıne Bulgar halkının şükranlan sunu-
luyor
Dun bugun Değışenler ve aynı kalanlar Bağlantıla-
n yapma>ı sıze bırakıyorum
60-30 YIL ÖNCE CUMHURİYET
1932: Tarihi vesikalar eksik mi?
PHıLPS'ın
Bulganstan dan ıadcedılen
tanhı evrakın tesellum
muamelesıhenuz
yapılamamıştır Alakadarlar
kontenjana taalluk edcn bazı
hususatı Malıye Vekaletınden
sormuşlardır
Aldığımız malumata nazaran
buradan gıdcrken 80 balya
tutan evrak elyevm 53 bal>a
halınde bulunmaktadır Aradakı fark mes elesı de Malıye
Vekaletıne bıldınlmıştır
Venlenbazı h<>berleregorebuevrakSof>a daıkenkısmen
tasnıf edılmış, Vatıkan ı alakadareden bazı vesikalar
Italvan lartarafından satınahnmıştır
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN
VEREM VE Dr? KOCH..
1882 '£>£ 8UGUM,4LMAN 0OKTO&U 8 T
KOCHÇfCOH), t/EGEM H/*S7}4U6fMtfJ MlKOO
SüAJü gULMUÇTV. Tff* Ö6G€MlWUt f'ZLE-
YEN YfGMt Y'L S£&&£S7~ HEACtMt/K Y/4-
. BU PÖMEMPE, TUSE^KULOZ
OE
T7P
'A, 19OS'TE, A/O8EL
Atof: t>ae//rne "/&x/tSasifi'cfe
Gezegenimizi Hctisatalardan Koruyalım!
Doç. Dr. AHMET İNSEL Sorboıme Üniversıtesi Öğretim Üyesi
L
awrence Summers, ûnlü bır
Amenkab ıktısatçıdır Geçen
donemde Demokrat Partı'nın
başkan adayı Dukakıs'ın ıktısat
danışmanıydı Dunya Bankası, duzenlı
yayımladığı Kalkınma Raporu'nun bu
yılkı edıtörlüğünu ona verdı Bu yıl
raporun ana konusu, çevre ekonomısı
Raporun bır defaya mahsus olmak
üzere geleneksel tanhınden once
yayımlanıp Rıo de Janeıro'da hazıran
ayında toplanacak Bırleşmış Mılletler
Çevre Konferansfna yeüşmesı ıçm
Dunya Bankası uzmanlan bugünlerde
hanl hanl calışıyorlar
Bır zamanlar Summers, butun top-
lumsal sorunlann çozumunu saf pazar
ekonomısı mekanızmalan ıçınde ara-
yanlara karşı çıkan aklı selıaı sahıbı ıktı-
satcılar ıçınde arulırdı Hatta hem bır
Amenkah hem de bır ıktısatçı olarak,
aldığı tavırlar bayağı "ılencı" olarak de-
ğerlendınlırdı
Şubat ayında Fınancial Tımes ve The
Economıst, Summers'ın kalemınden
çıkmış gızlı bır nottan bölümler yayım-
ladılar Demokrat Dukakıs'ın danışma-
nı bu notta ozetle, kalkınmış ülkelenn,
çevre kırlıhğı oranı ve kışı başına gelır
dûzeyı düşuk ülkelere zararlı atıklannı
ıhraç etmelennın ıktısadı mantık açısın-
dan kaçınılmaz olduğunu vurguluyor-
du
Summers'a gore "Çevre kırlılığı malı-
yetının en düşuk olduğu, yanı ucretlenn
en düşuk olduğu ulkelerde, bır mıktar
kırlılığın olması gerekıyor " Çunku çev-
re kırlılığının malıyetını belırleyen kıs-
tas, gehr sevıyesı Neden dersenız, zen-
gın ulke ınsanının çevre kırlılığınden gö-
recegı zaran tazmın etmek, fakır ulke ın-
sanının zarannı tazmın etmekten daha
pahalıya geldığı ıçm
Pazar ekonomısının fayda-malıyet
hesaplanna uygun olarak, yerel ve glo-
bal çevre kırlenmesmı bırlıkte ele alan
demokrat ıktısatçı Lawrence Summers,
"Afnka'nın az nüfuslu ulkelennın
eksık-kırlılık ıçınde olduklanna" ınan-
dıgını ılan edıyor Ve boylece eksık-
ıstıhdam, eksık-bılgı gıbı ıktısadı kav-
ramlara bır yenısını ılave etmış oluyor
Eksık-kırlılık, optımal kırlılık sevıye-
sının altında kalmak demek
Kısacası, Summers gen kalmış uJkele-
nn kalkınmalan ıçm çevreyı daha fazla
kırletmeyı kabul etmelen gerektığını ıd-
dıaedıyor Nasıl9
Kalkınmış ülkelenn atıklanna ve aşın
kırlılık yaratan sanayılenne kucak aça-
rak
Demokrat
iktisatçı "'Afrika'nın az
nüfiKİu ülkelerinin
eksik-kirlilik içinde
olduklanna" inandığını
ilan ediyor.
Bu "optımal kırlenme"nın getıreceğı
sağlık, yaşam kalıtesı, vb sorunlann ın-
sanı malıyetı gen kalmış ulkelerde çok
daha duşuk olacağı ıçın dünya global
olarak bır çevre kırlılığı-gelışme denge-
sıne kavuşabılecek Yanı zararlı artıkla-
nn Üçuncu Dunya'ya yollanmasıyla
çevreyı kırletmenın marjınal malıyetı
duşürülecek Çunkü Summers'a göre
"estetık veya sağlık nedenlenyle temız
bır çevre gereksınımı, yaşam duzeyıne
bağlı" Başka bır deyışle, fakır ulkenın
ınsanı ıçın çevre temızhğı anlamsız bır
luks Temızlığın alternatıf bedehnın
"yararlan", çevre temızlığının o ınsan-
lara vereceğı yarardan daha yüksek Bu
ınsanlar daha fazla çevre kırlenmesmı
kabul etmelıler ve bunun karşılığında el-
de ettıklen gelırle, yaşam sevıyelennı
yükseltmelıler
Işte sıze ınsanın değennın gelınyle öl-
çuldüğu ıktısadı bakış açısının ve prag-
matıst-faydaa felsefesının somut onen-
lennden bır ornek
Işte sıze ınsanın değennın gelınyle olçul-
düğü, ıktısadı bakış açısının ve prag-
matıst-faydacı felsefenın somut onenle-
nnden bır ornek
Summers'ın notu Fınanaal Tımes'-
tan, "Gezegenimizi ıktisateılardan ko-
ruyalım" dıyerek şıddetlı bıreleştın ateşı
yedı Bu arada Dunya Bankası da gen
kalmış ülkelerden ozur dılemek zorun-
da kaldı Summers ıse notun cıddı olma-
dığını, kurum ıçınde tartışmayı alevlen-
dırmek amacıyla >azıldığını ıddıa ettı
Ama boylece "sol" veya "sağ" dunya
goruşlenne, pragmatıst veya ıradea fel-
sefelere aıt olsalar da ınsanlan faydacı
yaratıklar olarak ele almayı yucelten,
toplumsal sorunlan fayda-malıyet ana-
hzı ıçınde ele almanın en rasyonel yön-
tem olduğunu savunan ıktısatçı toplum
muhendıslennm ellenne, es kaza sıyasal
ıktıdar geçse, nelere kadır olacaklannı
bır kez daha gormuş olduk
The Economıst, Summers'ın notunu
konu alan yaasını şu telaşlı cumleyle bı-
tınyordu
"Yerel ve global çevre kırlılığı, tıcaret
polıtıkası ve çevre, çevrenın korunması
ve gelışmenın aynı zamanda sağlanması
gıbı sorunlan ele almak ıçın bır tek ıktı-
sadı yöntem var Fayda ve malıyetlenn
karşılaştınlması Bu yontem, Mr Sum-
mers'ın, ısteyerek veya ıstemeyerek ah-
lakı bakımdan tartışmab savlan nede-
nıyle gozden duşmemelı"
Iktısat ıdeolojısının gunumüzde de ne
denh egemen ıdeolojı olduğunu ve kuru-
lu düzenın temel taşını oluşturduğunu
bundan daha acık ıfade etmek mumkün
mu9
Bır ıktısatçı olarak, ıküsatçı toplum
muhendıslennm fayda ve zararlannı
herkesın çok ıyı olçmesı gerektığıne ına-
nıyorum
FERRUHDOĞAN
KOŞ VATANDAS
TAZE PARA BuNt-AR.,
Seçimli Valilik Yöntemlepi
Dr. MUSTAFA GÖNÜL Anayasa Mahkemesi Üyesi, Eski Vali
A
tanmalan gıttıkçe sıyasallaşan,
devlet ve hukumet te.nsılcılığı-
nın gerektırdığı yansızlıklan
kuşkuyla karşılanan, gorev
alanındakı saygınlıklan ve etkılen aşın-
makta olan valılenn, artık seçımle ış-
başına gelmelenne ılışkın yazımızın*, ıİ-
gılı çevrelerde dıkkath bır merak uyan-
dırdığını memnunıyetle ızlemekteyız
Görüşlenmızı farkh yonlerde doğru-
layan ılgınç ıkı omeğı ammsatmalıyız
Bınncısı, son valı kararnamesınde
kendı kontenjanlanndan atanan valıle-
nn, yeten kadar "sosyal demokrat" ol-
madıklan savıyla, SHP Meclıs Grubu'-
nda Ankara Mılletvekılı Sayın Uluç
Gurkan tarafından agır eleştın konusu
yapılmasıdır
Ikıncısı ıse Sayın Cumhurbaşkanı
Turgut Ozal'ın kendısını ayaret eden
TODAIE'dekı semınere kaülmış beledı-
ye başkanlanna hıtabında, artık valıle-
nn de seçımle ışbaşına gelmelenne ılış-
kın goruşlennın, TV araahğıyla ka-
muoyuna duyurulmasıdır
Zaten yazımıan amacı da konuyu,
yonetımın yenıden yapılanması tartış-
malannın yoğunlaştığı bır donemde
gundemm maddelen arasına çekmektı
Anayasa katında hıçbır sakıncanın
bulunmadığı "seçımlı valılık" ıçın a)
Yasayla b) Anayasa değışıklığıyle ger-
çekleştınlebılecek ıkı yontem turu tasar-
lamaktayız
A Yasa Yöntemı Valının statusune
ya da görevme ılışkın bır kural anayasa-
da bulunmadığı ıçın valılenn seçımıne
ılışkın duzenleme, çıkanlacak bır yasay-
la ve anayasanın 123 ve 127 maddele-
nnde ongürulen "ıdarenın butunluğu"
ıle "yennden yonetım" ılkelenne uyum
ıçınde yapılabılır Bu yolla şımdılıİc ıkı
seçeneğe şans tanıyabıhyoruz-
1 Yaş, öğrenım, asgan suredekı ka-
mu hızmetınde ya da kamu kurumu nı-
telığındekı meslek kuruluşlannda bu-
lunma vb nıtelık ve koşullan taşıyan
bağımsız ya da partılı adaylar, yerel yo-
netım seçımlennde ıl genel meclısı uyele-
nyle beraber ve aynı hızmet donemı ıçm
ayn bır lıste ıle seçıme katılabıhrler Ge-
cerlı qy çoğunluğu valıyı belırler
2 Üzennde ısrarla durulan 'yerel par-
lamento'lann oluşturulması, anayasa-
nın 126 3 maddesındekı, "Kamu hız-
metlennın gorulmesmde venm ve uyum
"Yetki genişüği" sistemi
içinde illere daha çok
görevler verilir, akçeli
kaynak >e girişim
olanaklan sağlanırsa
merkezden yönetimi
bunaltan bürokratik yük de
küçümsenemeyecek
ölçeklerde hafifler.
sağlamak amaayla, bırden çok ılı ıçıne
aJan merkezı ıdare teşkılatı kurulabılır"
kurah ıle yıne anayasanın 127/6 madde-
sındekı "Mahallı ıdarelenn belırlı kamu
hızmetlennın gorulmesı amaa ıle bırlık
kurmalan " bıçımındekı hukumle ola-
naklı gozukmektedır Aynı sınırlar ıçın-
de ve bugunku ıl sıstemmde olduğu gıbı
"yetkı genışlığı" ıle "ozerk"lığın bırlık-
telığını kapsayan bu karma yapı, sıyasal
olmayan, kamu tuzelkışılığme sahıp bır
'bolge yonetımı'dır Parlamentosunu ıse
bırhk uyesı ıllenn genel meclıslen ıle be-
ledıye meclıslennın kendı uyelen arasın-
dan seçtıklen ıkışer ya da uçer temsılcı-
den oluşan 'bolge bırhk meclıslen' mey-
dana getırecektır
Işte bu meclıslere, yasayla belırlenmış
nıtelık ve koşullan taşıyan ısteklıler ara-
sından, bölgedekı her ıl ıçm bellı sayıda-
kı valı adaylannı saptayıp, bunlardan
bınsının valı olarak atanmasını Bakan-
lar Kurulu'nun takdınne sunmak yetkı-
sı venlebılır Bu yol bolge valılen ıçın de
gelıştınlebılır
B Onerdığımız seçımlı vah sıstemmde
şımdıden gorulebılecek sakıncalan gıde-
ncı bır tasanyı anayasa değışıklığı ıle
gerçekleştırmek, uçuncu ve en rasyonel
seçenektır
1864'te Tuna ılının kurulmasıyla ya-
şamımızdakı onurlu ve uretken yennı
almış ve günümuze değın surdurmuş
olan 'ıl'm başındakı valının, artık 'ata-
mah' değıl, 'seçımlı' bır statüye kavuştu-
rulması zamanı gelmıştır Değışıklık,
çok yonlu yararlara açıktır
'Yetkı genışlığı' sıstemı ıçınde illere
daha çok görevler venlır, akçeli kaynak
ve gınşım olanaklan sağlanırsa, mer-
kezden yönetimi bunaltan bürokratik
yuk de kuçumsenmeyecek ölçeklerde
hafifler
Yerel yonetımlerde halkın kendı yaşa-
mma yönelık planlama ve karar sürecı-
ne, kısacası ırade oluşumuna, hak eşıtlı-
ğıne dayab yontemlerle katılabılmesı,
yöreye tatmın, ulkeye huzur sağlar
Demokraükleşme, hız ve tatmın edıcı
bır anlam kazanır, urun venr Sorumlu-
luğu paylaşma duygusu gelışır
Avrupa Konseyı'mn bır uyesı olarak
8 5 1991 gunlu ve 3723 sayılı yasa ıle de
onaylanması uygun bulunan "Avrupa
Yerel Yöneümler Ozerklık Şartı" ıle
ustlendığımız yukumluluklere çağdaş
bır uygulama alanı açmış oluruz
Sorunlara yaklaşım çeşıthlığı ve zen-
gınbğı geürebılecek farklı ya da karşıt
goruşlere saygılıyız Ancak ıçtenlıklı ve
ulke yaranna olabılecek duşünce açılım-
lannı, amacımızı aşan, sakıncalı eğılım-
lerle ozdeşleştıren katı ve sınırlı düşunce
kalıplanna ıyı gozle bakamayız Napcl-
yon duzenlemelennın ozunu oluşturan
cılız yerel yonetımler, güçlu merkezı ıda-
re, İcadır-ı mutlak burokrası yanbsı
Tanzımat aydınlannın gunumuzdekı
temsılalen, anahtar debğını çople tı-
kayarak ulke sorunlannı çözemezler
* Cumhurıyet, 10 Şubat
DEĞİSEN
HUSEYIN BAŞ
Venezuella Uzak DeğH
V
enezuella uzak bır Latın Amenka ulkesı Ama
orada şu sıralar olup bıtenlenn, sanınm, bızım gı-
bı ulkelen de fazlasıyla ılgılendınnesı gerekıyor
Venezuella'da sosyal demokrat ıktıdann ışı zor
Latın Amenka'nın bu kuçuk ulkesı, Korfez knzınden bu
yana petrol gebrlennı arttırmasına karşın, bakanlık katlan-
na ulaşan çeşıtlı ruşvet, nufuz tıcaretı ve büyuk çapta yol-
suzluk skandallannın su ustune çıkması ve gıderek artarak
gemı azıya alan hayat pahalılığı yuzunden toplumsal bır
patlamanın eşığıne gelıp dayanmış bulunuyor
Halkın hoşnutsuzluğu o denlı artmıştır İcı dıktatör Jıme-
nez'ın asken rejımınden otuz dort yıl sonra, Başkan Andres
Perez'ın sosyal demokrat yonetımıne ısyan ederek yenı bır
asken rejıme davetıye çıkaracak kerteye gelıp dayanmıştır
Nıtekım geçen 4 şubatta ekonomık pohtıkalann değışü-
nlmesı ve yolsuzluğa karşı savaş açılması talebıyle genç
subaylar ayaklanmış ve olay kan dökulerek onlenebılmış-
tır
Isyanın elebaşısı Albay Hugo Chavez, bugun ulkede
"halk kahramanf olarak gorulmektedır Kapatıldığı San
Carlos Hapıshanesı'nden öğrenalere mesajlar gondermek-
te, demeçlen onde gelen ıletışım araçlan tarafından genış
kıtlelere anında duyurulmakta, neredeyse hapıshaneden ül-
kenın sıyasal gundemını bebrlemektedır
Ulke, yenı ve bu kez başanlı olması muhtemel bır darbe-
nın beklentısı ıçındedır Pekı ış nasıl buralara gelmıştır''
Bugunku durumun kaynağında, kuşkusuz, Uluslararası
Para Fonu'nun dırektıflenne u>gun olarak gınşılen "kemer
sıkma' polıtıkasmın benımsenmesı ve sert bır bıçımde uy-
gulanmaya konması yer alıyor Başkanm, acı reçeteyı, oyla-
nnı aldığı seçmenlere seçımlerden sonra açıklaması ve aşın
olçude kemer sıkmayı dayatması halkın çıleden çıkarak 27
Şubat 1989'da sokaklara dokulmesıne yol açmış ve ortaya
çıkan kanşıklıklarda bınden fazla ınsan hayatını kaybet-
mıştı
Ignacıo Ramonet'nın Le Monde Dıplomatıque'de altını
çızdığı gıbı "Carlos Andres Perez, halk ayaklanmasından
sonra da kamu ıktısadı kuruluşlannı ozelleştırme ve çeşıtb
sübvansıyonlara son veren neolıberal polıtıkasını surdür-
muştur Bunda da bır haylı başanlı olmuştur Enflasyon
aşağı çekılmış, para guçlenmış, dış alımlar azalmış, yabâncı
serma>e yatınmlan artmıştır Kısaca, ekonomı cıddı bir bı-
çımde duzelmışür O kadar kı 1991 yılında ulke %9'luk bır
kalkınma hıayla dunjanın en hızlı kalkınan ulkesı duru-
muna gelmıştır " (Fransa % 1 3) <*)
Pekı, tum bu başanlara karşın, umudunu sosyal demok-
ratlara bağlayan ve bunu bırden fazla fırsatta kanıtlayan
halk kıtlelen neden şımdı asken bır rejıme destek verecek
dunıma gelmış, dahası getınlmıstır0
Otoriter rejimlerden yeni
kurtulan *e demokrasiyi
yerleştirme) e çalışan
ulkelerde liberal '•>
politikalann ani ve sert
biçimlerde uygulanması,'
bu ülkelerdeki
demokratikleşme
çabalarını tehlikeye
atmaktadır.
çelışkıde neobberalıst politi-
kalann payı olduğu kesın
Yukândakı başanlı tablo
madalyonun bır yuzunu ıfa-
de etmektedır Madalyonun
obur yuzu butünuyle farklı-
dır Ve ılk yuzu gıbı parlak
değıldır
"Bu ulkede halkın yansın-
dan fazlası yoksulluk sının-
nın altında yaşamaktadır . _ .
Eşıtsızlıkler süreklı artmaktadır %5 oranındakı zengınler,^
ulusal gelınn %20'sıne el koymuş durumdadır Çocuklann i
%40'ı okumasız yazmasızdır Venezuellalı yazar Pıetn'ye \
göre 'Ulkede okullar, hastaneler, kamu hızmetlen, sular
ıdaresı ve PTT halka hızmet goturmekte butünuyle acızdır'
Bundan en çok zarar gorenler ıse doğal olarak yoksullar-
dır"
Oysa butün bunlar 20 mılyon nufusu ve dunyanın onde
gelen petrol ıhracatçılan arasında yer alan bır ulkede ol-
maktadır
Venezuella 1973-1982 arasında petrolden 200 mılyar do-
lar gelır elde etmıştır Ramonet nın deyışıne gore bu, uç
Marshall Planı'na eşıt muazzam bırparadır Ama butün bu
para rüşvetçı ve devlet soyguncusu yeteneksız bır polıtık sı-
nıf tarafından kısa surede har vurup harman savrulmuş ve
ulke, ustune ustluk 20 mılyar dolar da borca sokulmuştur
On vılda 'Karun u hırstan çatlatacak olçude palazlanan
bu tuylendı takım bugun, bızzat kendılennın ıflasa surük-
ledıklen ekonomıyı kurtarmak ıçın soyup soğana çevırdık-
len yoksul halk kıtlelennden kemerlennı sıkmasını ıstemek-
tedır
Halkın, sosyal demokrasıden yuz çevınp yolsuzluklann
uzenne gıdeceğız dıye ortaya çıkanlann, asker de olsa, peşı-
ne takılacak kerteye gelmesı boşuna değıl
Başkan Perez, muhalıflennın çoğu ıstemlennı kabul et- '
mış durumda Ama Uluslararası Para Fonu'yla bırlıkte
uygulamaya koyduğu ekonomık ıstıkrar planından butü-
nuyle vazgeçmek nıyetınde gorünmuyor Bu yüzden günle-
nnın sayılı olduğu goruşu ağırlık kazanıyor
Sonuç ne olursa olsun, Venezuella olayından alınması ge-
reken dersler var
Ramonet, bu konudakı çehşkılen ve açmazı şöyle tanım-
lıyor "Dun. Latın Amenka'da ekonomık dogma 'ıthalatın
ıkamesf ydı' Devletın aşın müdahalesı, ekonomıyı belh
oranlarda felce uğratmasıyla sonuçlanmıştı Bunun, kuşku-
suz duzeltılmesı gerekıyor Peru, Bolıvya, Arjantın ve Vene-
zuella'da olduğu gıbı bunu 'şok' tedavısı ıle gerçekleştırmek
gereklı mrvdf Boyle bır uvgulama demokratlar ıçın tehhke-
lı olmaz mıydı9
Guneyde lıberalızm sadece Guney Kore, Tayvan, Sınga-
pur ve Pınochet'nın Şılısı gıbı demokratık olmayan ulkeler-
de başanlı olmuştur Buna karşılık, otonter rejimlerden
yenı kurtulan ve demokrasıyı yerleştırmeye çalışan ulkeler-
de lıberal polıtıkalann anı ve sert biçimlerde uvgulanması
bu ülkelerdeki demokraükleşme çabalannı tehlikeye at-
maktadır Halk, bırdenbıre devlet tarafından terkedıldığı
duygusuna kapılır Eğerdemokrası bu terkedılmışlığı, yaşa-
mın maddı koşullannı kısa surede duzeltmeyı başaramaya-
caksa ne ışe yaratmaktadır
9
Yoksullann sesı, tuzu kurulann sayılannm 700 mılyon
olmasına karşın esamısı bıle okunmayanlann sayılannın
yakın bır gelecekte 7 mılyara dayanacağı bır dunyada, gıde-
rek artarak, çok daha guçlu bır bıçımde duyulacaktır "
Le Monde Dıplomatıque Mart1992
OKURLARDAN
Maaş bağlannıaktadır
Gazetenızın 19 Mart 1992
tanhlı sayısının 12
sayfasındakı Okurlardan'
koşesınde yer alan Mehmet
Mıkdat Ozturk ımzalı
yaayla ılgılı olarak aşağıdakı
açıklamanın yapılmasında
fayda gorulmektedır
Bıhndığıgıbı28 8 1991 tanh
ve 3761 sa>ıh kanunla
Istıklal Madalyası Venlmış
Bulunanlara Vatanı Hızmet
Tertıbınden Şeref Aylığı
Bağlanması Hakkında
Kanun un 1 maddesınebır
fıkra eklenmış ve maaş
baglanabılmesı ıçın kamuva
da ozel sektörde
çalışılmaması veya çeşıtlı
sosyal guvenlık
kurumlanndan aybk
alınmaması şartı geunbnışü
7 Mart 1992 tanhlı Resmı
Gazete'de yayınlanan 3784
sayılı kanunla yukanda
behrtılen fıkra 1 Nısan 1992
ıtıbanyla yururlukten
kaldınlmıştır Boylece, kamu
veya ozel sektörde çabşanlar
ıle herhangı bır sosyal
guvenlık kurumundan aybk
alanlarada Nısan 1992
ayından ıübaren maaş
bağlanması ımkanı
sağlanmıştır
ÖZCALKORKMA7