18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24MART1992SAU 14 GORÜŞLER BURAŞI TÜRKİYE HALL'KSAHİN Londra'da Nevruz ve Gladstone N evruz günu Londra'daydım Baharca bızden ıkı hafta kadar ılende bulunan bu koca kuzey kentının tunst baskınına uğramış sokaklann- da, pespembe ve sapsan çıçeklerle bezenmış parklanndd dolaşırken aklım hep Turkıye'deydı Acaba kotu bır şe> oldu mu° ^caba kan dokuldu mu9 Televızyonda akşam haberlennı merakla bekledım Cumartesı gunu Ingılız televızyonlannın haber bultenle- nnın zamanı değışıyor, suresı kısahyor Bıamle ılgıh ne tek ses, ne de bır nefes Zaten şu gunlerde İngılızlenn gundemı tıka basa dolu Bır yandan seçım kampanyası, ote yandan Prens Andrevv ıle haşan eşı Fenpe'nın aynl- ma hıkâyesı Içe kapanılıklanyla unlu adalılann dunyayı gorecek hallen yok Yalnız, BBC 2 kanalınm saat 10 haberlennde Erzın- can'da yıkıntılann altında dokuz gun kaldıktan sonra kurtanlan genç kadmla ılgılı goruntülu bır haber venldı O bultenın tek dış kaynaklı habenydı Doğrusu ya, bır oh çektım Demek Nevruz cephesınde onemlı bır şey olma- dı, olsa>dı haydı haydı venrlerdı dıye duşundüm Pazar gazetelennın erken baskılannda da tek kelıme yoktu Turkıye bu tuzağı atlattı halkımızın olgunluğu ve kar- deşlığı bır kez daha baskın çıktı turunden ıyımser şeyler geçtı ıçımden Acı gerçeğı, pazar gunu donuş uçağındd, Turkıye gaze- telennı elıme aldığımda oğrendım Bu ulkeyı çok seven herkes gıbı benım yureğıme de hançer sokulduğunu tah- mın edebılırsınız • • • Ingılız kamuovuyla haşır neşır geçen bır haftadan son- ra ıkı saptama Butun stratejılennı dunya kamuoyunun dıkkatını çekmek uzenne kuranlann hesaplan fos değılse bıle, eksık çıkabılır, fakat, Turklenn, neredeyse bır ref- leks gıbı, "kana susamış barbarlar" olarak resmedılmesı- ne yol açan zıhmsel kategonler hâlâ ışlenmeye devam edı- yor Bınncı saptamanın nedenı, dunyanm bır anda bır mılJı- yetçılık kavgaları kumkumasına donuşmuş olması Sade- ce eskı Sovyetler Bırlığı'nde değıl, Avrupa'nın dort koşe- sınde yer yer ırkçıhğa kadar varan, kabılesel patlamalar oluyor Neredeyse her mahalle bağımsızlığını ılan ede- cek Bu curcuna ıçınde Kurt mıllıyetçılığı umduğu yakın ılgıyı bulamayabılır Benzer dertlerden muzdanplenn sa- yısı o kadar çoğaldı kı İkıncı saptama ıse, ıkı gozleme dayanıyor Ingılız Dor- duncu Kanal'ında Karabağ konusu gene "Bu Türkler Ermenılen 75 >ıl once de kesmışlerdı' çerçevesı ıçınde su- nuldu Gene darağacında sıra sıra dızılmış Ermenı resım- len göstenldı Ve gene Turkler tarafından darağacına çekılmış Bulgarlann resımlen de Bntısh Lıbrary'dekı btr sergıde karşıma çıkıverdı Sergının adı "Gladstone ve Doğu Sorunu" Metrç ıs- tasyonlannda etkıleyıcı posterlen goze çarpıyor Ünlü Bntısh Museum'la aynı bınayı paylaşan gorkemlı kütüp- hanenın gınş kondorlannda buyutulmuş uç beş resım ve Gladstone tarafından yazılmış bır kaç kıtaptan oluşuyor Resım ve yazılann çoğu hep Turklenn Bulgarlara ettıkle- nyle ılgılı fnsan sormadan edemıyor Allah Allah, bayram değıl seyran değıl, bu sergı şu sıradd nereden çıktı9 19 yuzyılın sonlannda dort kez başbakanlık yapmış olan VVıllıam Gladstone azılı bır Turk düşmanı ıdı Os- manlı "başıbozuk"lannın, 1876 yılında ısyana Bulgar çetelennın elıne geçmış Batak koyunde gınştığı "kat- lıam"ı bahane ederek "Bulganstan'dakı Dehşet ve Doğu Sorunu" adlı bır broşur yazmış, Osmanlı Imparator- luğu'nun bır an once parçalanmasını ıstemıştı tngılız kamuoyu uzun bır sure Turklenn gaddarhğıyla ılgılı ha- berlerle çalkalanmış, aktıf sıyasetten aynlmış olan Gladstone'a >enıden lıderlık yolu görunmüştü Tanhte Turklere karşı açılmış belkı de en yoğun nefret kampanyasının onderlığını yapan Gladstone, Doğu so- runu ıle uğraşmasını "takdın ılahı" olarak açıkhyordu Bu derme çatma sergıde ışte bu Gladstone'a övgüler yağdınlıvor Kendısıne Bulgar halkının şükranlan sunu- luyor Dun bugun Değışenler ve aynı kalanlar Bağlantıla- n yapma>ı sıze bırakıyorum 60-30 YIL ÖNCE CUMHURİYET 1932: Tarihi vesikalar eksik mi? PHıLPS'ın Bulganstan dan ıadcedılen tanhı evrakın tesellum muamelesıhenuz yapılamamıştır Alakadarlar kontenjana taalluk edcn bazı hususatı Malıye Vekaletınden sormuşlardır Aldığımız malumata nazaran buradan gıdcrken 80 balya tutan evrak elyevm 53 bal>a halınde bulunmaktadır Aradakı fark mes elesı de Malıye Vekaletıne bıldınlmıştır Venlenbazı h<>berleregorebuevrakSof>a daıkenkısmen tasnıf edılmış, Vatıkan ı alakadareden bazı vesikalar Italvan lartarafından satınahnmıştır TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN VEREM VE Dr? KOCH.. 1882 '£>£ 8UGUM,4LMAN 0OKTO&U 8 T KOCHÇfCOH), t/EGEM H/*S7}4U6fMtfJ MlKOO SüAJü gULMUÇTV. Tff* Ö6G€MlWUt f'ZLE- YEN YfGMt Y'L S£&&£S7~ HEACtMt/K Y/4- . BU PÖMEMPE, TUSE^KULOZ OE T7P 'A, 19OS'TE, A/O8EL Atof: t>ae//rne "/&x/tSasifi'cfe Gezegenimizi Hctisatalardan Koruyalım! Doç. Dr. AHMET İNSEL Sorboıme Üniversıtesi Öğretim Üyesi L awrence Summers, ûnlü bır Amenkab ıktısatçıdır Geçen donemde Demokrat Partı'nın başkan adayı Dukakıs'ın ıktısat danışmanıydı Dunya Bankası, duzenlı yayımladığı Kalkınma Raporu'nun bu yılkı edıtörlüğünu ona verdı Bu yıl raporun ana konusu, çevre ekonomısı Raporun bır defaya mahsus olmak üzere geleneksel tanhınden once yayımlanıp Rıo de Janeıro'da hazıran ayında toplanacak Bırleşmış Mılletler Çevre Konferansfna yeüşmesı ıçm Dunya Bankası uzmanlan bugünlerde hanl hanl calışıyorlar Bır zamanlar Summers, butun top- lumsal sorunlann çozumunu saf pazar ekonomısı mekanızmalan ıçınde ara- yanlara karşı çıkan aklı selıaı sahıbı ıktı- satcılar ıçınde arulırdı Hatta hem bır Amenkah hem de bır ıktısatçı olarak, aldığı tavırlar bayağı "ılencı" olarak de- ğerlendınlırdı Şubat ayında Fınancial Tımes ve The Economıst, Summers'ın kalemınden çıkmış gızlı bır nottan bölümler yayım- ladılar Demokrat Dukakıs'ın danışma- nı bu notta ozetle, kalkınmış ülkelenn, çevre kırlıhğı oranı ve kışı başına gelır dûzeyı düşuk ülkelere zararlı atıklannı ıhraç etmelennın ıktısadı mantık açısın- dan kaçınılmaz olduğunu vurguluyor- du Summers'a gore "Çevre kırlılığı malı- yetının en düşuk olduğu, yanı ucretlenn en düşuk olduğu ulkelerde, bır mıktar kırlılığın olması gerekıyor " Çunku çev- re kırlılığının malıyetını belırleyen kıs- tas, gehr sevıyesı Neden dersenız, zen- gın ulke ınsanının çevre kırlılığınden gö- recegı zaran tazmın etmek, fakır ulke ın- sanının zarannı tazmın etmekten daha pahalıya geldığı ıçm Pazar ekonomısının fayda-malıyet hesaplanna uygun olarak, yerel ve glo- bal çevre kırlenmesmı bırlıkte ele alan demokrat ıktısatçı Lawrence Summers, "Afnka'nın az nüfuslu ulkelennın eksık-kırlılık ıçınde olduklanna" ınan- dıgını ılan edıyor Ve boylece eksık- ıstıhdam, eksık-bılgı gıbı ıktısadı kav- ramlara bır yenısını ılave etmış oluyor Eksık-kırlılık, optımal kırlılık sevıye- sının altında kalmak demek Kısacası, Summers gen kalmış uJkele- nn kalkınmalan ıçm çevreyı daha fazla kırletmeyı kabul etmelen gerektığını ıd- dıaedıyor Nasıl9 Kalkınmış ülkelenn atıklanna ve aşın kırlılık yaratan sanayılenne kucak aça- rak Demokrat iktisatçı "'Afrika'nın az nüfiKİu ülkelerinin eksik-kirlilik içinde olduklanna" inandığını ilan ediyor. Bu "optımal kırlenme"nın getıreceğı sağlık, yaşam kalıtesı, vb sorunlann ın- sanı malıyetı gen kalmış ulkelerde çok daha duşuk olacağı ıçın dünya global olarak bır çevre kırlılığı-gelışme denge- sıne kavuşabılecek Yanı zararlı artıkla- nn Üçuncu Dunya'ya yollanmasıyla çevreyı kırletmenın marjınal malıyetı duşürülecek Çunkü Summers'a göre "estetık veya sağlık nedenlenyle temız bır çevre gereksınımı, yaşam duzeyıne bağlı" Başka bır deyışle, fakır ulkenın ınsanı ıçın çevre temızhğı anlamsız bır luks Temızlığın alternatıf bedehnın "yararlan", çevre temızlığının o ınsan- lara vereceğı yarardan daha yüksek Bu ınsanlar daha fazla çevre kırlenmesmı kabul etmelıler ve bunun karşılığında el- de ettıklen gelırle, yaşam sevıyelennı yükseltmelıler Işte sıze ınsanın değennın gelınyle öl- çuldüğu ıktısadı bakış açısının ve prag- matıst-faydaa felsefesının somut onen- lennden bır ornek Işte sıze ınsanın değennın gelınyle olçul- düğü, ıktısadı bakış açısının ve prag- matıst-faydacı felsefenın somut onenle- nnden bır ornek Summers'ın notu Fınanaal Tımes'- tan, "Gezegenimizi ıktisateılardan ko- ruyalım" dıyerek şıddetlı bıreleştın ateşı yedı Bu arada Dunya Bankası da gen kalmış ülkelerden ozur dılemek zorun- da kaldı Summers ıse notun cıddı olma- dığını, kurum ıçınde tartışmayı alevlen- dırmek amacıyla >azıldığını ıddıa ettı Ama boylece "sol" veya "sağ" dunya goruşlenne, pragmatıst veya ıradea fel- sefelere aıt olsalar da ınsanlan faydacı yaratıklar olarak ele almayı yucelten, toplumsal sorunlan fayda-malıyet ana- hzı ıçınde ele almanın en rasyonel yön- tem olduğunu savunan ıktısatçı toplum muhendıslennm ellenne, es kaza sıyasal ıktıdar geçse, nelere kadır olacaklannı bır kez daha gormuş olduk The Economıst, Summers'ın notunu konu alan yaasını şu telaşlı cumleyle bı- tınyordu "Yerel ve global çevre kırlılığı, tıcaret polıtıkası ve çevre, çevrenın korunması ve gelışmenın aynı zamanda sağlanması gıbı sorunlan ele almak ıçın bır tek ıktı- sadı yöntem var Fayda ve malıyetlenn karşılaştınlması Bu yontem, Mr Sum- mers'ın, ısteyerek veya ıstemeyerek ah- lakı bakımdan tartışmab savlan nede- nıyle gozden duşmemelı" Iktısat ıdeolojısının gunumüzde de ne denh egemen ıdeolojı olduğunu ve kuru- lu düzenın temel taşını oluşturduğunu bundan daha acık ıfade etmek mumkün mu9 Bır ıktısatçı olarak, ıküsatçı toplum muhendıslennm fayda ve zararlannı herkesın çok ıyı olçmesı gerektığıne ına- nıyorum FERRUHDOĞAN KOŞ VATANDAS TAZE PARA BuNt-AR., Seçimli Valilik Yöntemlepi Dr. MUSTAFA GÖNÜL Anayasa Mahkemesi Üyesi, Eski Vali A tanmalan gıttıkçe sıyasallaşan, devlet ve hukumet te.nsılcılığı- nın gerektırdığı yansızlıklan kuşkuyla karşılanan, gorev alanındakı saygınlıklan ve etkılen aşın- makta olan valılenn, artık seçımle ış- başına gelmelenne ılışkın yazımızın*, ıİ- gılı çevrelerde dıkkath bır merak uyan- dırdığını memnunıyetle ızlemekteyız Görüşlenmızı farkh yonlerde doğru- layan ılgınç ıkı omeğı ammsatmalıyız Bınncısı, son valı kararnamesınde kendı kontenjanlanndan atanan valıle- nn, yeten kadar "sosyal demokrat" ol- madıklan savıyla, SHP Meclıs Grubu'- nda Ankara Mılletvekılı Sayın Uluç Gurkan tarafından agır eleştın konusu yapılmasıdır Ikıncısı ıse Sayın Cumhurbaşkanı Turgut Ozal'ın kendısını ayaret eden TODAIE'dekı semınere kaülmış beledı- ye başkanlanna hıtabında, artık valıle- nn de seçımle ışbaşına gelmelenne ılış- kın goruşlennın, TV araahğıyla ka- muoyuna duyurulmasıdır Zaten yazımıan amacı da konuyu, yonetımın yenıden yapılanması tartış- malannın yoğunlaştığı bır donemde gundemm maddelen arasına çekmektı Anayasa katında hıçbır sakıncanın bulunmadığı "seçımlı valılık" ıçın a) Yasayla b) Anayasa değışıklığıyle ger- çekleştınlebılecek ıkı yontem turu tasar- lamaktayız A Yasa Yöntemı Valının statusune ya da görevme ılışkın bır kural anayasa- da bulunmadığı ıçın valılenn seçımıne ılışkın duzenleme, çıkanlacak bır yasay- la ve anayasanın 123 ve 127 maddele- nnde ongürulen "ıdarenın butunluğu" ıle "yennden yonetım" ılkelenne uyum ıçınde yapılabılır Bu yolla şımdılıİc ıkı seçeneğe şans tanıyabıhyoruz- 1 Yaş, öğrenım, asgan suredekı ka- mu hızmetınde ya da kamu kurumu nı- telığındekı meslek kuruluşlannda bu- lunma vb nıtelık ve koşullan taşıyan bağımsız ya da partılı adaylar, yerel yo- netım seçımlennde ıl genel meclısı uyele- nyle beraber ve aynı hızmet donemı ıçm ayn bır lıste ıle seçıme katılabıhrler Ge- cerlı qy çoğunluğu valıyı belırler 2 Üzennde ısrarla durulan 'yerel par- lamento'lann oluşturulması, anayasa- nın 126 3 maddesındekı, "Kamu hız- metlennın gorulmesmde venm ve uyum "Yetki genişüği" sistemi içinde illere daha çok görevler verilir, akçeli kaynak >e girişim olanaklan sağlanırsa merkezden yönetimi bunaltan bürokratik yük de küçümsenemeyecek ölçeklerde hafifler. sağlamak amaayla, bırden çok ılı ıçıne aJan merkezı ıdare teşkılatı kurulabılır" kurah ıle yıne anayasanın 127/6 madde- sındekı "Mahallı ıdarelenn belırlı kamu hızmetlennın gorulmesı amaa ıle bırlık kurmalan " bıçımındekı hukumle ola- naklı gozukmektedır Aynı sınırlar ıçın- de ve bugunku ıl sıstemmde olduğu gıbı "yetkı genışlığı" ıle "ozerk"lığın bırlık- telığını kapsayan bu karma yapı, sıyasal olmayan, kamu tuzelkışılığme sahıp bır 'bolge yonetımı'dır Parlamentosunu ıse bırhk uyesı ıllenn genel meclıslen ıle be- ledıye meclıslennın kendı uyelen arasın- dan seçtıklen ıkışer ya da uçer temsılcı- den oluşan 'bolge bırhk meclıslen' mey- dana getırecektır Işte bu meclıslere, yasayla belırlenmış nıtelık ve koşullan taşıyan ısteklıler ara- sından, bölgedekı her ıl ıçm bellı sayıda- kı valı adaylannı saptayıp, bunlardan bınsının valı olarak atanmasını Bakan- lar Kurulu'nun takdınne sunmak yetkı- sı venlebılır Bu yol bolge valılen ıçın de gelıştınlebılır B Onerdığımız seçımlı vah sıstemmde şımdıden gorulebılecek sakıncalan gıde- ncı bır tasanyı anayasa değışıklığı ıle gerçekleştırmek, uçuncu ve en rasyonel seçenektır 1864'te Tuna ılının kurulmasıyla ya- şamımızdakı onurlu ve uretken yennı almış ve günümuze değın surdurmuş olan 'ıl'm başındakı valının, artık 'ata- mah' değıl, 'seçımlı' bır statüye kavuştu- rulması zamanı gelmıştır Değışıklık, çok yonlu yararlara açıktır 'Yetkı genışlığı' sıstemı ıçınde illere daha çok görevler venlır, akçeli kaynak ve gınşım olanaklan sağlanırsa, mer- kezden yönetimi bunaltan bürokratik yuk de kuçumsenmeyecek ölçeklerde hafifler Yerel yonetımlerde halkın kendı yaşa- mma yönelık planlama ve karar sürecı- ne, kısacası ırade oluşumuna, hak eşıtlı- ğıne dayab yontemlerle katılabılmesı, yöreye tatmın, ulkeye huzur sağlar Demokraükleşme, hız ve tatmın edıcı bır anlam kazanır, urun venr Sorumlu- luğu paylaşma duygusu gelışır Avrupa Konseyı'mn bır uyesı olarak 8 5 1991 gunlu ve 3723 sayılı yasa ıle de onaylanması uygun bulunan "Avrupa Yerel Yöneümler Ozerklık Şartı" ıle ustlendığımız yukumluluklere çağdaş bır uygulama alanı açmış oluruz Sorunlara yaklaşım çeşıthlığı ve zen- gınbğı geürebılecek farklı ya da karşıt goruşlere saygılıyız Ancak ıçtenlıklı ve ulke yaranna olabılecek duşünce açılım- lannı, amacımızı aşan, sakıncalı eğılım- lerle ozdeşleştıren katı ve sınırlı düşunce kalıplanna ıyı gozle bakamayız Napcl- yon duzenlemelennın ozunu oluşturan cılız yerel yonetımler, güçlu merkezı ıda- re, İcadır-ı mutlak burokrası yanbsı Tanzımat aydınlannın gunumuzdekı temsılalen, anahtar debğını çople tı- kayarak ulke sorunlannı çözemezler * Cumhurıyet, 10 Şubat DEĞİSEN HUSEYIN BAŞ Venezuella Uzak DeğH V enezuella uzak bır Latın Amenka ulkesı Ama orada şu sıralar olup bıtenlenn, sanınm, bızım gı- bı ulkelen de fazlasıyla ılgılendınnesı gerekıyor Venezuella'da sosyal demokrat ıktıdann ışı zor Latın Amenka'nın bu kuçuk ulkesı, Korfez knzınden bu yana petrol gebrlennı arttırmasına karşın, bakanlık katlan- na ulaşan çeşıtlı ruşvet, nufuz tıcaretı ve büyuk çapta yol- suzluk skandallannın su ustune çıkması ve gıderek artarak gemı azıya alan hayat pahalılığı yuzunden toplumsal bır patlamanın eşığıne gelıp dayanmış bulunuyor Halkın hoşnutsuzluğu o denlı artmıştır İcı dıktatör Jıme- nez'ın asken rejımınden otuz dort yıl sonra, Başkan Andres Perez'ın sosyal demokrat yonetımıne ısyan ederek yenı bır asken rejıme davetıye çıkaracak kerteye gelıp dayanmıştır Nıtekım geçen 4 şubatta ekonomık pohtıkalann değışü- nlmesı ve yolsuzluğa karşı savaş açılması talebıyle genç subaylar ayaklanmış ve olay kan dökulerek onlenebılmış- tır Isyanın elebaşısı Albay Hugo Chavez, bugun ulkede "halk kahramanf olarak gorulmektedır Kapatıldığı San Carlos Hapıshanesı'nden öğrenalere mesajlar gondermek- te, demeçlen onde gelen ıletışım araçlan tarafından genış kıtlelere anında duyurulmakta, neredeyse hapıshaneden ül- kenın sıyasal gundemını bebrlemektedır Ulke, yenı ve bu kez başanlı olması muhtemel bır darbe- nın beklentısı ıçındedır Pekı ış nasıl buralara gelmıştır'' Bugunku durumun kaynağında, kuşkusuz, Uluslararası Para Fonu'nun dırektıflenne u>gun olarak gınşılen "kemer sıkma' polıtıkasmın benımsenmesı ve sert bır bıçımde uy- gulanmaya konması yer alıyor Başkanm, acı reçeteyı, oyla- nnı aldığı seçmenlere seçımlerden sonra açıklaması ve aşın olçude kemer sıkmayı dayatması halkın çıleden çıkarak 27 Şubat 1989'da sokaklara dokulmesıne yol açmış ve ortaya çıkan kanşıklıklarda bınden fazla ınsan hayatını kaybet- mıştı Ignacıo Ramonet'nın Le Monde Dıplomatıque'de altını çızdığı gıbı "Carlos Andres Perez, halk ayaklanmasından sonra da kamu ıktısadı kuruluşlannı ozelleştırme ve çeşıtb sübvansıyonlara son veren neolıberal polıtıkasını surdür- muştur Bunda da bır haylı başanlı olmuştur Enflasyon aşağı çekılmış, para guçlenmış, dış alımlar azalmış, yabâncı serma>e yatınmlan artmıştır Kısaca, ekonomı cıddı bir bı- çımde duzelmışür O kadar kı 1991 yılında ulke %9'luk bır kalkınma hıayla dunjanın en hızlı kalkınan ulkesı duru- muna gelmıştır " (Fransa % 1 3) <*) Pekı, tum bu başanlara karşın, umudunu sosyal demok- ratlara bağlayan ve bunu bırden fazla fırsatta kanıtlayan halk kıtlelen neden şımdı asken bır rejıme destek verecek dunıma gelmış, dahası getınlmıstır0 Otoriter rejimlerden yeni kurtulan *e demokrasiyi yerleştirme) e çalışan ulkelerde liberal '•> politikalann ani ve sert biçimlerde uygulanması,' bu ülkelerdeki demokratikleşme çabalarını tehlikeye atmaktadır. çelışkıde neobberalıst politi- kalann payı olduğu kesın Yukândakı başanlı tablo madalyonun bır yuzunu ıfa- de etmektedır Madalyonun obur yuzu butünuyle farklı- dır Ve ılk yuzu gıbı parlak değıldır "Bu ulkede halkın yansın- dan fazlası yoksulluk sının- nın altında yaşamaktadır . _ . Eşıtsızlıkler süreklı artmaktadır %5 oranındakı zengınler,^ ulusal gelınn %20'sıne el koymuş durumdadır Çocuklann i %40'ı okumasız yazmasızdır Venezuellalı yazar Pıetn'ye \ göre 'Ulkede okullar, hastaneler, kamu hızmetlen, sular ıdaresı ve PTT halka hızmet goturmekte butünuyle acızdır' Bundan en çok zarar gorenler ıse doğal olarak yoksullar- dır" Oysa butün bunlar 20 mılyon nufusu ve dunyanın onde gelen petrol ıhracatçılan arasında yer alan bır ulkede ol- maktadır Venezuella 1973-1982 arasında petrolden 200 mılyar do- lar gelır elde etmıştır Ramonet nın deyışıne gore bu, uç Marshall Planı'na eşıt muazzam bırparadır Ama butün bu para rüşvetçı ve devlet soyguncusu yeteneksız bır polıtık sı- nıf tarafından kısa surede har vurup harman savrulmuş ve ulke, ustune ustluk 20 mılyar dolar da borca sokulmuştur On vılda 'Karun u hırstan çatlatacak olçude palazlanan bu tuylendı takım bugun, bızzat kendılennın ıflasa surük- ledıklen ekonomıyı kurtarmak ıçın soyup soğana çevırdık- len yoksul halk kıtlelennden kemerlennı sıkmasını ıstemek- tedır Halkın, sosyal demokrasıden yuz çevınp yolsuzluklann uzenne gıdeceğız dıye ortaya çıkanlann, asker de olsa, peşı- ne takılacak kerteye gelmesı boşuna değıl Başkan Perez, muhalıflennın çoğu ıstemlennı kabul et- ' mış durumda Ama Uluslararası Para Fonu'yla bırlıkte uygulamaya koyduğu ekonomık ıstıkrar planından butü- nuyle vazgeçmek nıyetınde gorünmuyor Bu yüzden günle- nnın sayılı olduğu goruşu ağırlık kazanıyor Sonuç ne olursa olsun, Venezuella olayından alınması ge- reken dersler var Ramonet, bu konudakı çehşkılen ve açmazı şöyle tanım- lıyor "Dun. Latın Amenka'da ekonomık dogma 'ıthalatın ıkamesf ydı' Devletın aşın müdahalesı, ekonomıyı belh oranlarda felce uğratmasıyla sonuçlanmıştı Bunun, kuşku- suz duzeltılmesı gerekıyor Peru, Bolıvya, Arjantın ve Vene- zuella'da olduğu gıbı bunu 'şok' tedavısı ıle gerçekleştırmek gereklı mrvdf Boyle bır uvgulama demokratlar ıçın tehhke- lı olmaz mıydı9 Guneyde lıberalızm sadece Guney Kore, Tayvan, Sınga- pur ve Pınochet'nın Şılısı gıbı demokratık olmayan ulkeler- de başanlı olmuştur Buna karşılık, otonter rejimlerden yenı kurtulan ve demokrasıyı yerleştırmeye çalışan ulkeler- de lıberal polıtıkalann anı ve sert biçimlerde uvgulanması bu ülkelerdeki demokraükleşme çabalannı tehlikeye at- maktadır Halk, bırdenbıre devlet tarafından terkedıldığı duygusuna kapılır Eğerdemokrası bu terkedılmışlığı, yaşa- mın maddı koşullannı kısa surede duzeltmeyı başaramaya- caksa ne ışe yaratmaktadır 9 Yoksullann sesı, tuzu kurulann sayılannm 700 mılyon olmasına karşın esamısı bıle okunmayanlann sayılannın yakın bır gelecekte 7 mılyara dayanacağı bır dunyada, gıde- rek artarak, çok daha guçlu bır bıçımde duyulacaktır " Le Monde Dıplomatıque Mart1992 OKURLARDAN Maaş bağlannıaktadır Gazetenızın 19 Mart 1992 tanhlı sayısının 12 sayfasındakı Okurlardan' koşesınde yer alan Mehmet Mıkdat Ozturk ımzalı yaayla ılgılı olarak aşağıdakı açıklamanın yapılmasında fayda gorulmektedır Bıhndığıgıbı28 8 1991 tanh ve 3761 sa>ıh kanunla Istıklal Madalyası Venlmış Bulunanlara Vatanı Hızmet Tertıbınden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun un 1 maddesınebır fıkra eklenmış ve maaş baglanabılmesı ıçın kamuva da ozel sektörde çalışılmaması veya çeşıtlı sosyal guvenlık kurumlanndan aybk alınmaması şartı geunbnışü 7 Mart 1992 tanhlı Resmı Gazete'de yayınlanan 3784 sayılı kanunla yukanda behrtılen fıkra 1 Nısan 1992 ıtıbanyla yururlukten kaldınlmıştır Boylece, kamu veya ozel sektörde çabşanlar ıle herhangı bır sosyal guvenlık kurumundan aybk alanlarada Nısan 1992 ayından ıübaren maaş bağlanması ımkanı sağlanmıştır ÖZCALKORKMA7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle