15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SATFA CUMHURİYET 23 MART1992 PAZARTESİ HABERLER Radyo-TV'nindayandmaz cazibesive maliyeti YAPRAK ÛZER/SÎNA KO- LOĞLl (İsmnbul)- Yazılı ba- sının ıç.nde bulunduğu ekono- mık knz \e oldubittrvle yayın hayaüna geçsn StaıTın daya- nılmaz cazibesi, önce özel radyo-televizyon sektörünü do- ğurdu, sonra da kremalı pasta- dan pay kapmak ısieyen yeni bır müteşebbtskr grubu yarattı. Şimdı, paraa olanlar, televiz- yon kurma havali kuruyor, sı- nırlı bütçesi olanlar da radyo sahibı olmay arzuluyor. Ensanssukaatistaıinıl Yenı radycculann kümelen- diklen şehır yoğun olarak İs- tanbul, bölge ise Marmara. Ama, Istanbal yayıncılık açı- sından Türkıye'nin en zor ili. Gerek nüfusu. gerekse coğrafı konumu yıizünden İstanbul halkımn taraamına ulaşmak profesyonel ve cıddi bir çalışma gerektinyor. İstanbul'da radyo yayını yapmak üzere kurulacak bir istasyonun kentin ancak yüzde 70'inı kapsayabiJeceğı belirtilıyor. Radyo yayınlannın en büyük özelliği "yüksekten" yapılmak zorunda olması. TRT ve özel televizyonlarda çahşmış bir uz- man, adının yazılmaması kay- dıyla yapüğı açıklamada, çelik _ bır kule kurmanın en sağlam ' yol olduğunu ifade etti. Aynı uzman, kule maliyetinin 10 mil- yar liraya kadar çıkabileceğıni. radyo kurmaya soyunan müte- şebbısleri yakından izledığinı, buna, soyunmak değil, ancak "çorap çıkarmak" denebilece- ğini belirttikten sonra şunlan söyledi: "Radyo yayını yapmak için hanrlık içinde bulunanlar, değil bır kule dikmek, henüz bir anten dahı kurmadılar. Radyo- nun, yüksek bir binanın tepesi- ne konacak antenle yayın yapa- bileceğıni düşünenler hata ediyor." Radyo dalgalannın özelliği, önüne çıkan hcr engelde takıl- ması. Radyo dalgalan yansı- dıkça zayıflayarak ilerleyebıli- yor. Frekans yükseldikçe, yansıma ya da çarpma sonunda zayıflama oranı da artıyor. Bu- nunla birlikte, radyo yayınlan, frekanslann düşüklüğü yüzün- den daha uzağa gidehılıyor. İs- tanbul oldukça şanssız bir şe- hir. Tepeler uzenne kurulmuş olan kentte radyo dalgalannın çarpabıleceğı pek çok engel bu- lunuyor. TRT ile polıs radyola- nnın bile yer yer halka ulaş- makta güçlük çektiği İstabul'da yayın yapabılmek ıçin en az ikı vericiye gerek var. İstanbul'da yayın yapacak bir radyonun en az 5 kilovvat gücünde frekansa gereksinimi var. Uzınanlar, 100 megahert- zın üstünün boş olduğunu, 100-108 arasında, 40 ayn rad- yonun yayın yapabileceğini be- lirüyorlar. Bir radyo ıstasyonu kurabil- mek ıçin önce bır yapım stüd- Radyo kurmaya hazırlananlar Mehmet Duru, yenı radyo- cular arasında en ileri aşamada gözükenlerden. ABC Radio Networks ! un Tür- kiye temsilciliğini de üstlenen Duru'nun radyosu İstanbul'un tamamını kapsayacak. Mehmet Duru, şu ana kadar yaptığı yaünmi kesin rakam- larla ifade edemeyeceğini, çün- kü yatınmın radyo için değil, dokuz yıldır faaliyet gösteren şırketi için yapıldıgını söyledi. Duru'nun yapılan yatınm ko- nusundaki tahmini yaklaşık 1 mılyar TL. İlk etapta 17 kişi, ni- hai olarak 24 kışiden oluşacak Vakkorama radyosu ise ilk etapta İstanbul, başanlı olduğu takdirde ist Türkiye çapında yayın yapmayı hedefliyor. 15-40 yaş kuşağına hitap ede- cek olan radyo sadece müzik yayını yapacak. Karacan yayınlannın radyo girişimi de Istanbul'a yönelik 24 saat müzik ve baa yanşma programlanndan oluşacak. Dığer radyo projeleri içinde ise İstanbul Anakent Beledi- yesı'nin uzun bir süredir devam eden radyo ve televizyon çalış- malan bulunuyor. Kuruculan gençlerden olu- şan Turkuaz Holdıng ıle DİSK, radyo konusunda fikir cimnas- tiğı yapıyorlar. Radyo yayıncı- lığına hazırlananlar arasında Uzelli Plakçılık'la Türkiye ga- zetesırun de bulunduğu bilini- yor. Show TV ile Magic Box'ın da zaten hazır olan altyapılany- la radyo yayıncılığına sıcak baktıklân belirtiliyor. TVmaüyeti • Uydu: Yılda 6 milyon do- lar (kıra parası) • Uyduya yayının çıkması: .400 bin dolar • Verici: 200 milyon TL • 1 Kamera sistemi: 1-1.5 milyar TL • Stüdyo: Yayınlann % 15'- ini kendi stüdyonda yaparsan techizat masrafı 9-10 milyon dolar • Bir TV kuruluşu için ilk yıl 30-40 milyon dolar harcama gerekıyor. Radyo yayınlan için en u> gun anten, vüksek bir kule. Ama, uzmanların sö\ lediğine göre, özel yayıncıların bu > önde hiçbir çabası yok. Çamlıca tepesi, konûmundan doîayı, doğal bir anten ülkesi. Sağda Sho» T\ nin anteni, solda ise çeşitü kuruluşlann telsız röleleri. (Fotoğraf: TAMAŞA DURAL) yosuna gerek var. Stüdyoda bulunması gereken asgari mal- zeme ise en az iki adet (casett deck) kasetcalar, ikı adet com- pact dısc player, iki adet maka- ralı teyp, iki adet monitoring amplıfıer, iki adet (DAT) digj- tal audio teyp, bir adet mixer. Ucuz bir stüdyonun fıyatı 41 bın Amenkan Dolan'ndan. yaklaşık 250 milyon liradan başlıyor. Pahalı stüdyo fıyatı- nın alt sının ise 121 bin dolar, yaklaşık 750 milyon lıra. En son teknik ve en pahalı model- ler olmamasına özen göstenle- rek, "eksiği az pahalı stüdyo" prensibıyle çıkanlan hayalı sıüdyo fıyatlanna mikrofon, kulakhk gibi küçük cihazlar ve diğer detaylar dahil değil. Bir radyo ıstasyonu kurabilmek ıçin bir de yayın ve devamlılık stüdyosu gereklı. Bunun mah- yeti ise 30 bın dolar, yaklaşık 185 milyon lira. Radyo için ve- rici maliyeti 30 bin dolar. İstan- bul'da bir radyo için ikı verici gerekli olduğu düşünülecek olursa, bunun mali bilançosu da 60 bin dolar, yaklaşık 370 milyon lira. Uydukiraları Türkiye çapında yayın yapa- cak bir radyo için uydu kiralan- ması zorunlu. Halen özel rad- yolardan hiçbiri bütün Tür- kıye'ye yayın yapma ilkesiyle hareket etmiyor. O nedenle, bu radyo istasyonlan, uydu kulla- nan bir kurumla anlaşma yapa- rak sinyal kiralama yoluna gidebilecekler. Bir yıllık sinyal kırası 100 bin dolar yaklaşık 600 milyon lira. Anten ise, uzmanlann ifade- sine göre, Türkiye'de çok az ki- şinin bilebildiği bir konu. Bır binanın tepesine kurulacak an- ten yerine, gayri meskûn yerler- de bir direk dikilmesinin sağlık- lı olacağını belirten uzmanlar, 100 metrelik bir direğe gerek duyulacağını, yaklaşık fıyatının I milyar TL'yi bulacağını söy- lüyorlar. Radyo yayınlan, yapım. gra- fık, plato, fîlm. manken, sanat- çı, nakliye gjbi maliyetleri bün- yesine almadığı gibi, konserve yayıncılık diye ifade edilen banttan yayın yapabilme imkâ- nı sağladığı ve dolayısıyla daha az personelle çalıştığı için tele- vizyondan çok daha ucuz bir medya. Haber de dahil olmak üzere hemen her konuda yayın yapmayı planlayan bir radyo- nun en az 14 kişilik bır ekibe gereksinimi var. TV kurma çabası içinde olanlar için aşağıdaki rakamlar pek de ıçaçıcı değil. Bugün ekranda boy gösterenlenn harcadıklan para yaklaşık 30 milyon dolar. Bu para, eli yüzü düzgün TV- nın bedelı. 1993 sonunda devreye girin- ce 16 TV kanalının 7'sinin özel TV kullanımı içinde yer alacağı TÜRKSAT projesi ile özel TV'lerin harcama boyutu da değişecek. Çünkü, harcama ka- lemlerinin en pahalısı olan uy- du kirası, bu proje ile yeniden gözden geçirilecek. Uydu kirası şu aşamada 6 bin dolar. Uydu- ya çıkacak sistem için harcana- cak para 400 bin dolar civann- da. Bu görüntülerin ekranlarda ızlenmesini sağlayacak verici sistemi de önemli bir harcama kalemini oluşturuyor. Piyasa- daki fıyatlara göre güçlü bir vericinin maliyeti 200 milyon li- ra. Türkiye çapında yaklaşık 60 vericiye ihtiyaç olduğu belirtili- yor. Bu harcama, 1 milyar 200 milyon lirayı buluyor. Bundan sonrakı harcamalar "Nasıl bir yayıncılık" sorusu ile yakından bağlantılı. Dizi ve fılmlere dayanmayan, kendi ya- pımlan ve haberleri ile bır ya- yıncılık yapmak isteyenlerin masraflan üst boyutlara ulaşı- yor. Kendi yayınlannın yalnız yüzde 15'ını gerçekleştırecek bir stüdyo ağı kurmanın bedeli 9 ile 10 milyon dolar civannda. Çekım yapacak bır kamera sis- temi, aİcsesuarlan ile birlikte 1 ıle 1.5 milyar lira. "Yerli dizilere ağırlık veririm" denildiği za- man, yayın kuruluşunun ayda 1 milyon dolan gözden çıkarması lazım. Bu rakam, 12 saatük bir yayında 3 saatini yerli dıziye ayıran bir hesabın sonucu orta- ya çıkıyor. P8P$«nel|W«ri Özel TV'nin önemli harca- malanndan biri de personel gi- derleri. Örneğin Shovv TV, in- sana en az yatınmı yaparak programlannı dış yapımlara açarak personel gidennı azaltı- yor. Ama TV uzmanlan. gelecek- te stüdyosu olmayan, kendi yapımını kendi yapmayan bır TV anlayışının yaşamasının mümkün olmadığını belirtiyor- lar. Bu anlamda, Starl, altya- pısıru bir ölçüde düşünen kanal olma özelliğini korurken, ge- rekli personel sayısına da ulaşı- yor. Buna göre, ortalama ola- rak bir TV'de 150 kişinin çalış- ması gereği vurgulanarak, bu insanlara yapılan aylık harca- manın 4 milyon dolar civannda olduğu belirtiliyor. Bununla birlikte, Türkiye'de, özel TV'de çok özel yaşanan bir durum genel kurallan zorladı. Özel TV'de ilk yıl yapılan har- cama, cepten giden para olarak değerlendiriliyor. Ve harcama- nın kâr olarak geri dönmesi için gerekli sürenin 3 yıl old«iğu söy- leniyor. Starl örneğinin Tür- kiye'de bir daha yaşanamaya- cağını vurgulayan uzmanlar, ilk yıl harcanan yaklaşık 30 ile 40 milyon dolara bir daha gel- meyecek gözü ile bakılması ge- reğini vurguluyorlar. Paris ve Lyon'dan sonra Fransa'da iki yeni uçuş noktamız: Strasbourg ve Nice. «3* Sizi Avrupa'nın bu iki önemli merkezine de artık her hafta biz ulaştıracağız. Uçak değiştirmeden, zaman kaybetmeden... Direkt ve en konforlu şekilde... Üstelik, dilerseniz Business Class'ta, dilerseniz Economy Class'ta... 29 Mart'tan itibaren her perşembe ve pazar Strasbourg, 6 Haziran'dan itibaren her cumartesi Nice. İstanbul-Strasbourg Strasbourg-İstanbul İstanbul-Nice Nice-lstanbul Gün Perşembe Pazar Perşembe Pazar Cumartesi Cumartesi' Kalkış 08.45 09.15 12.00 12.30 16.10 19.20 Varış 1 1.00 I 1.30 16.00 16.30 18.20 23.20 Ayrıntılı bilgi için Turk Hava Yolfarı Acente ve Bürolarına başvurabilirsiniz. TURK HAVA YOLLARI C^CUMHURİYETTEN t lOKURLARA OKAY GONENSİN Cumhuriyet'siz Türkiye Olur mu? r\lur - V y Gazetelerin, özgür bir basının, bağımsız basın organlarının bir ülkede demokrasinin temel kurumlan olduğunun farkında olmayan siyasiler ülkenin geleceğine yön verebiliyorsa... Olur. Gazete boykot etmeyi içine sindirebilenler, yaptığı yanlışı yüksek sesle itiraf edemeyenler varoldukça... Olur. Küçük grup çıkarlarını her şeyin üstünde tutmalarına karşın kendilerini genel ilkelehn ardına gizleyenler başanlı olursa... Olur. Küçük hırslanna büyük dava süsü verenler açığa çıkarılamıyorsa... Olur. ' Yalan söyleyenlerin yalanlarını kimse yûzlerine vurmuyorsa, her rüzgâra göre eğilip bükülmek gerçekçilik sanılıyorsa... Olur. Hiç okumadığı kitaplar hakkında konuşanlar, hiç bilmediği konular hakkında yorum yapanlar dinleyici bulabiliyorsa... Olur. Yalnızca kendi görüşünü bütün topluma egemen kılmak isteyen, başka görüşleri dinlemeye tahammülü olmayan, farklı düşünen herkesi düşman görenler insanlar üstünde etkili olabiliyorsa... Olur. Cumhuriyet'siz bir Türkiye olabilir. Bunun sorumlusu hepimiz olabiliriz. Ama gerçek bedeli sonraki kusaklar öder, hem de çok pahalı... •k Cumhuriyetsiz bir Türkiye'nin olmaması gerektiğini düşünenler de seslerini yükseltiyorlar. Sevgili Hıncal Uluç'un geçen hafta Sabah'taki köşesinde yazdığı yazı, kendi dar ufukları yüzünden Cumhuriyet'siz bir Türkiye tehlikesine yol açanlara da yol gösterebilir: "Cumhuriyet de tehlikede. Hem de nasıl güzel bir gazete olmuşken tehlikede. Geçen gün Ankara'ya gidiyorum. Tüm gazeteler çantamda. En üstte Cumhuriyet var. Çektim. Vb/ boyu ikinci gazeteye bakmaya fırsat kalmadan Ankara'yı buldum. O kadar dolu. O kadar güzel. Ama enteller bırakmış. Palavra. Yıllardır Cumhuriyefi zaten okumuyor, ama entellik havası uğruna alıyorlardı. Bahane buldular bırakmak için. Bugünün Cumhuriyefi, dünküne göre çok daha gazete. Cumhuriyeften aynlanlar, şimdi yeni tuttukları köşelerde allahın günü Cumhuriyefe sövüyorlar. Basın özgürlüğü, fikir özgürlüğü anlayışlan bu. 'Ben yoksam batsın Cumhuriyet.' Batsın. Fikir de batsın. Ama o Cumhuriyeften ekmek yiyen, yüzler, binler, yüz binlerce kişi. Onlar ne yapsın söyler misiniz, insan hakkı, fikir özgürlüğü savunucuları? Yıllarca ekmek yediğiniz kapıya bu ne kindir, bu ne öfkedir? Cumhuriyet batarsa boyunuz iki santim daha mı uzayacak? Cumhuriyet yaşamalıdır. N'ıye yaşamalıdır. 8 Mart pazar günkü Cumhuriyefi mutlak bulun. Ahmet Taner Kışlalı'nın 'Mustafa Kemal'e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği' başlıklı yazısını mutlak, ama mutlak okuyun. Okumakla kalınmayıp, kesilip duvara asılacak bir yazı bu. Atatürkçülüğün en eski, en sarsılmaz, en idealist kalelerinden biri olduğu için yaşamalı Cumhuriyet. Atatürk'ü yıkmak için el ele verenlerin inanılmaz boyutlara ulaştıklan günümüzde, Cumhuriyefi yasatmanın anlamı büyük. 'Ben de artık okumam' diyen, düzenbaz entellere kanmayın. Cumhuriyefin kapanması sadece Türk aydınının utancı olarak kalmayacak, Türk fikir dünyasında, Türk basınında ve nihayet Atatürkçülükte onulmaz yaralar açacaktır. Gerçekten demokrat, gerçekten cumhuriyetçi iseniz, Cumhuriyet okuyun. Cumhuriyet okutun..." Sınavlar başlıyor ANKA (Ankara) - Milli Eğıtım Bakanlığı tarafından, hafta sonunda merkezi sıstemle d,üzenlenecek devlet parasız yatıb okullar sına\ lanyla, 1992 yılı sınav maratonuna "start" venlıyor. Lise, hse dengı okullar ve ortaokul ara sınıflar devlet parasız yatılı ve bursluluk sınavı 28 mart, ortaokul sonu devlet parasız yatıb ve bursluluk sınavı ise 29 martta ıl merkezlen ve Lefkoşa'da gerçekleştirilecek. Ara sınıflar sınav sonucu 9 haziranda, ortaokul son sınıflar sınavı sonucu ise 2 haziranda açıklanacak. Kamu kurum ve kuruluşlanna bağlı ortaöğretim okullanna giriş sınavı 24 nısanda. Anadolu öğretmen liseleri sınavı 25 nisanda. meslek liseleri sınavı ise 26 nisanda gerçekleştirilecek. 22 mayısta fen liseleri, 23 mayısta Anadolu liseleri. 24 mayısta ise ilkokul sonu devlet parasız yatılı ve bursluluk sınav lan bakanhk tarafından merkezi sistemle yapılacak. Açık Öğretim Fakültesi'nin ertelenen ara sınavlan 10 nisanda. 1992 Öğrencı Seçme ve Yerleştirme Sınavı'nın ilk basamağı ÖSS ise 19 nısan pazar günü yapılacak. Özel okullann kendi aralannda düzenleyecekleri giriş sınavı ise 7 ayn merkezde 17 mayısta gerçekleşecek. Gürûltü sopunu • AA (Izmir) - Dokuz Eylül Üniversitesi Çalışma Hayatı ve Endüstriyel İlışkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Adnan Gülerman ile Buca Eğitim Faküîtesi Müzik Bölümü öğretim üyelen Doç. Dr. Zübeyde Kırlı ve Doç. Dr. Gülcihan Özkan tarafından, "Çalışma ortamında gürültü, kırliliğinin çalışanlar üzerindeki etkisi ve önlemleri" konulu bir araştırma yapıldı. Gülerman, Türkiye'de işçi başına kaza oranının yüksek olduğunu, bu konuda gerekli önlemlerin almmasında psıkolojik bir yaklaşımın da yardımcı olacağını söyledi. Mevcut teknolojık olanaklann, makinelerin gürültülerini belli bir se\ iyenin altına indiremedığini, bunun, gürültü-müzik ilişkisi uygun bır dengeye oturtularak sağlanabileceğini savunan Prof. Dr. Gülerman şöyle konuştu: "Yapılan incelemeler, düzenli ve hafif olarak yayımlanan bır müziğin, çalışma ortamında ve günlük yaşamda, kişiye rahatbk verdiğini, aksi durumlarda iş kazalan ve meslek hastalıklannın sayı ve şiddetini arttırdığını göstermiştir. İşyeri gürültisü azaltıldığında, işin zorluğu, iş hatalan ve kazalan azalmakta. venm yükselmektedir". Prof. Dr. Adnan Gülerman, düzenli gürültülerin, yayımlanacak bir müzik parçasmınritmihalıne getirilmesinin mümkün olduğunu savundu. Düzeltme • 22 Mart 1992 pazar gOnkü gazetemizin 2. sayfasındaki Radyo-TV paneli haberimizde panele katılacak Prof. Dr. Ersan Ilal'in soyadı, Ilhan olarak çıkmıştır. özür dileriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle