15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13MART1992CUMA 10 DIŞ HABERLER Saddaıririan uyarı • AA (Bagdat) - Irak Devlet Başkanı Saddam Hûseyin, Kürtlerin Batı ile bağlantılannı kesmemeleri halinde, Kuzey Irak'ta önümüzdeki ay düzenlenmesi planlanan parlamento seçimJerine müsamaha göstermeyeceğini bildirdi. Saddam, Kürt üderleri de Irak'ı yıpratma eğilımli Batı ajanlan olarak suçladı. Saddam, Bağdat yönctimini onaylayan bir Kürt grubuna hitaben dün yaptığı ve televizyondan yayımlanan konuşmasında, "Yasama meclisi ve seçim istiyorlar. Bu konuda hemfikiriz, destekleriz de Ancak bu, yabancıların tahakkûmünde olmamaJı" dedi. Saddam, "Bir yabancının, Kürtlerin kaderini belirlemesine izin verilmez. Yabancılar, halkın geleceğine karar verdigi zaman onu köleye çevirirler" diye konuştu. Nükleer uzmanlar • AA (Paris) - BDT ülkelerinde, eski Sovyetler Bırlığinin askeri nükleer gizlerini yurtdışında çıkarabilecek 3 bin kadar nükleer enerji uzmanj bulunduğu bildirildi. Paris'te temaslarda bulunan Rusya Bilim Bakanı Boris Saltikov, "Bu bilim adamlanndan biri Irak ya da Libya'ya gıtmek istersealın size bütün dünya için bırtehlike..." dedi. Bakan. '" N ük lecr enerji uzmanlannın dışındaki biüm adamlannın ülke dışına çıkmalan bi/ım sorunumuz. ama askeri bilgileri taşıyan nükleer uzmanlarının başka ülkclcrdeçalışmalan hepimizi ılgilendirir" diye konuştu. Rus Bilim Bakanı. 3 bin civannda olan uzmanlann, halen federal denetim altında bulundurulan iki nükleer merkczdeçalışmakta olduklannı, kaydetti. Çin'de refopm süreci • AA (Pekin) - Çın Komunıst Partisı Politbürosu, pariının reform çizgisinin bir asır boyunca değişmeyeceğini karara bağladı. Resım nitelikli halkın günlüğü gazetesindedün yayımlanan haberegöre partinin en üst yönetim organ olan politbüro, "Partinin temel çizgisinin sıkı sıkıya korunması ve birasır boyunca bu konuda kararsızJık gösterilmemesi, reformlan canlandına olanaklann değerlendinlmesi ve ekonomik gelişmcye >önelinmesi" karanru benimsedi. Vasiliu'nun gezisf • AA(Lefkoşa)- Güney Kıbns Rum yönetimi lideri Vorgo Vasiliu'nun. 18marttaBM Genel Sekreteri Butros Gali ile yapacağı göriişmenin 26 marta ertelendiği açıklandı. Rum radyosuna göre Rum yönetimi sözcüsü Akis Fandis, yaptığı âçıklamada, erteleme isteğinin Genel Sekreter'den geldiğini bildirdi. İrlanda'da kürtaj • İLHA(İstanbul)-İrlanda'da 1983 yılında yapılan bir referandumda İconulan kürtaj yasağı Yüksek Mahkeme tarafından kaldınldı. Yasağın kaldınlmasma sebep olarak arkadaşının babası tarafından tecavüze uğradığını iddia eden bir kızın başvurusu gösterildi. USA Todav _gazetesinde yer alan bir habere göre Irlandalı kadınlann başka üîkelerde yasal kürtaj olmalanru engelleyen bu yasa. mahkemenin aldığı şon kararla ortadan kalkmış oldu. İrlanda'daki kürtaj tartışmasının yeniden başlaması uluslararası alanda İladikkatçekiyor. Konuk komutan döndfl • AA (İzmir) - NATO Güney Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Lucio İnecco. önceki gün İtalya'ya döndü. NATO tesislerini ziyaret ctmek amacıyla önceki gün İzînir'e gelen konuk komutan, NATO Güneydoğu Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri Komutanı Orgenerai Aşir Özözer ve NATO 6. Ataf Komutanı Korgeneral Oktay Karasoy'la görüştü. Ege Bölgesi'ndeki tarihi ve turistik yerleri de gezen korruk komutanı. Çiğli Askeri Havaalanı'ndan Orgeneral Aşir Özözer uğurladı. Antalya'yakardeş • AA (Berlin) - Antalya Belediye Başkanı Hasan Subaşı, Brandenburg eyaletinin başkenti Potsdam ile Antalya'nın kardeş şehir olabileceklerini söyledi. Berlin Uluslararası Turizm Fuan'na katılmak üzere Almanya'ya gclen Hasan Subaşı. Potsdam Beiedıye Başkanı Horst Gramlich'e yaptığı nezaket ziyaretinden sonra kültürel ve tarihi zenginlikleri olan bu şehrin Antalya'ya benzediğini söyledi. Potsdam Belediye Başkanı Gramlich'i Antalya'ya davet ettiğini bildiren Subaşı, ikı kent arasında kültür ve sanat alanlannda yardımlaşmalar olabileceğini belirtti. Şam'ın, Ankara'ya kadar varan geniş bir bölgeyi vurmasını sağlayacak Scud-C rampalarına sahip olduğu iddia ediliyor Suriye'nin Scudlan, Turkiye'yi tehdit ediyorHALUK GERAY (Ankara) - Suriye'nin Türkiye'yi tehdit edebilme yete- neği kazanmasını sağlayacak Scud-C füzelerini taşıyan gemiye ABD tarafından müdahale edilip edilmeyeceği merakla beklenirken, bu fü- zeleri atmaya yarayacak 24 rampanın Suriye'ye vardığı iddia ediliyor. Balistik füzelere karşı hava savunması yetersiz olan Türkiye, Suriye ve îran'ın silahlanma stratejilerini kaygıyla izliyor. Fransa'da yayımlanan Le Figarogazete- Ankara'ya kadar ulaşan bir sahada tehdit si önceki günkü sayısında Amerikan ve İs- rail istihbaratına dayanarak. 24 Scud-C rampasının geçtiğimiz yıJ mart ayında Su- riye'ye varmış olduğunu iddia etti. Tür- kiye'de çeşitli istihbaratlan değerlendiren çevreler, Suriye'nin elinde 150 kadar eski model Scud-B"nin bulunduğunu vurgu- layarak, menzili 570 kilometre civannda olan geliştirilmiş Scud-C'lerin Türkiye sını- nna yerleştirilmesi durumunda, Suriye'nin yeteneği kazanacağını belirtiyorlar. Scud-C'lerin menzilinin yüksek oluşu- nun yanında, hedefi vurmayı sağlayan "gü- düm' sistemi de vuruş gücünü arttınyor. Dünyadaki tek Scud-C üreticisi olan Kuzey Kore'ye ait bir geminin Suriye'ye doğru yola çıktığı yönündekı istihbaratın doğrulanmasının ardından. çeşitli yabancı basın organlan ABD'nin gemiye müdaha- le etmeye hazırlandığını bildirmişlerdi. Amerika'nın bu yola başvurup başvurma- yacağı henüz kesinlik kazanmadı. Yasal açıdan. Kuzey Kore'nin Suriye'ye balistik füze satmasfnın önünde herhangi bir engel bulunmuyor. Ortadoğu'da karadan-kara- ya füzelerin artışına Karşı olan ABD, ge- çen yı1larda müdahale etme tehdidinde bulunarak, yine Kuzey Kore'den yola çık- nıış başka bir geminin gen dönmesini sağ- lamıştı. Ancak bu yöntemin kesin çözüm olmadığı, silahlann bir başka yolla da gön- derilebileceği vurgulanıyor. Ankara kaygıyla izliytr Türkıye'deki konuyla ilgili çevreler ise. İran ve Suriye'nin balistik fuze yeıenekleri- ni geliştırmelerini yakından izliyorlar. Tür- kiye'nın bu tür füzelere karşı hava savun- ma sisteminin bulunmaması ve bu sistemin kurulmasının hem zaman alacak olması hem de büyük maddi harcama gerektirme- si, bu ilginin kaynağını oluşturuyor. Edinilen bilgiye göre, Türkiye'ye ufaşan çeşitli istihbaratlarda şu noktalar yer alı- yor: - Suriye'nin 1992 yılı başında Çin ileorta menzilli füzelerin ortak olarak geliştirilme- si ve üretilmesi amaayla anlaşmaya vardığı ileri sürülüyor. - Suriye Genelkurmay Başkanı Hikmet Shibabi'nin Eylül 199I'deTahran'a yaptı- ğı ziyarette, aynı amaçla gizli bir protokol imzaladığı iddia ediliyor. - Suriye nükleer. biyolojik, kimyasal (NBC) silahlar elde etme yeteneği kazanmak amaoyla çalışmalar yapıyor. İran"!a Suriye arasında sürdürülen stratejik işbirljği gö^ rüşmelerinin kimyasal silahlarla ilgili bilgi değişimini içermesi olasılığı bulunuyor. - Suriye'nin geçen kasım ayında Çin'den nötron kaynaklı mini reaktör almış oldu- ğunu açıklaması, nükleer silah caiışmala- nna başlayabileceği ihtimalini güçlendiri- yor. Iran'la işbirliğine yönelmiş olnjası, bu programın Suriye-lran tarafından ortakla- şa baslanabileceği ihtimalini doğuruyor. - Suriye'nin. BDT'den 2 milyar dolar tu- tannda 48 adet Mig- 29 ve 24 adet Şukhoi 24 avcı- bombardıman uçağı almak* üzere ilişki kurması. - İran'ın, bu yüzyılın sonundan önce 2000 tank almayı planlaması. Dış politika konusundaki görüş aynlıklan Samaras'ın istifasına yol açabilir YunanistanhükümetindeMakedonya çatlağı STELYO BERBERAKİS (Atina)- Balkanlar'daki kanşıklıklar Yunanis- tan'ı da psikolojik olarak etkisi altına aldı. Atina, Türkiye ve kuzeyin- de bağımsızlığını kabul ettirmeye çalışan Makedonya cumhuriyeti ile olan "isim ihtilafı" sorunlannı çözmeye çalışıyor. Yunanistan başba- kanı Konstantin Mitsotakis ile genç dışişleri bakanı Andonis Sama- ras arasmdaki görüş aynhklannın sürdüğü ve Samaras'ın "istifa edeceği" gibi söylentiler sık sık basına sızdınhyor. Mitsotakis ile Samaras arasındaki asıl görüş aynlıklannın yalnız dış ilişkiler ko- nusunda değil ;parti içindeki sürtüşmeler- den de kaynakJandığı bildiriliyor. Yeni Demokrasi Partisi içinde Mitsotakis'e "an- tipati" duyan kanadın elemanlanndan biri olarak tanınan Samaras'ın, bugünkü kari- >erini kullanarak ileride parti başkaniığına soyunmayı hedefledıği belirtiliyor. Bu ne- denie attığı adımlarda her zaman kamu oyunun duyarlılığmı göz önünde bulun- durmaya çalışan Samaras ,Yunanistan'ın "ulusal" olarak nitelediği dış siyaset konu- lannda Mitsotakis'e oranla daha sert bir tavır içinde bulunmayı yeğliyor. Ama bunu iç dengelerin korunması amaayla hiç bir zaman açıkça dile getirmi- yor. Bu bağlamda Yunanistan'ın başlıca sorunlanndan biri haline gelen Makedon- ya cumhuriyetinin bu isim altında tanınıp tanınmaması konusu Yunan dışişleri ba- kanlığı içinde de ikilik çıkanyor. Samaras, Makedonya cumhuriyetinin "Makedonya" adından vaz geçmedikçe Yunanistan'ın bu cumhuriyetin bağımsız- lığını kesinlikle tanımaması gereküğine inanıyor. Aynı anda bakanhk içinde Mit- sotakis'in "çizgisini" tercih edenler Yuna- nistan'ın bu konuda daha "gerçekçi" ol- ması gerektiği görüşünü savunuyor. Bunun farkmda olan genç bakan Sama- ras'ın ise kendi tarafında olduğunu bildiği cumhurbaşkanı Konstantin Karamanlis ile Mıtsotakis'in kendisine "'eğer Yunanis- tan, Makedonya cumhuriyetini bu isim al- tında ya da (Makedonya) kelimesinin yer alacağı bir sentez altında tanıyacak olursa istifa edeceğini" açıkça dile getirdiği bildiri- liyor. Buna karşın Yunanistan'ın Makedonya cumhuriyeti konusunda izlediği siyasetin- de er ya da geç çıkmaza girmesi beklenivor. Türkiye ilişkilerinde de ayn frekanslarda bulunduklan gözlenen Mitsotakis ile Sa- maras bu konuda yaptıklan açıklamalarda aynı doğrultuda bulunmaya çalışıyorlarsa da Mitsotakis'in daha ılımlı olduğu gözkr- den kaçmıyor. Geçen hafta içinde Tür- kive'nin Kıbns konusunda 180 derecelik bir dönüş >aptığını ve bu nedenle Türk- Yunan iiişkilerinin yeniden çıkmaza girdi- ğini yansıtmaya çalışan dışişleri bakanığı- na karşı Mitsotakis bu konuda da "henüz tüm ümitlerini yiürmediğini" belirtmişti. Samaras'ın bu arada Brüksel'de görüş- me fırsatını elde ettiği dışişleri bakanı Hik- met Çetin ile yaptığı görüşmesınden aldığı sonuçlar. Mitsotakis'in lehinde birgelişme olarak algılandı. Yunanistan'da Kıbns so- runu için bu denli karamsar bir ıklimin yaratılmasına BM özel temsilcilerinin An- kara'dan Atina'ya getirdikleri mesajlarda "mübalağala etmelerinin" neden olduğu yolundaki Çetin'in Samaras'ıa ilettiği söz- ler Atina hükümetinde resmen açıklanma- dıysa da olumlu karşılandı. Çetin, Kıbns sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulun- ması amaayla Ankara ve Atina'nın Kıbns Türk ve Rum kesimini "ikna etme" yolun- daki uğrtığını belirttiği söylenirken, Sama- ras'ın Çetin'e "Madem BM lemsilcileri Aıina'ya gerçekleri aktarmadı; o halde An- kara bunu fiilen kanıtlayacak adımlar at- sın" yanıtını verdiğinden söz ediliyor. Kürt lider Bonn'da Barzani, Çekîç Güç'ü savundu Dış Haberier Servisi - Irak Kürdıstan Demokratik Partisi lideri Mesut Barzani, Türkiye'de konuşlandı- nlan Çekiç Güç'ün 30 hazirandan sonra da bölgede kalmasını istedi. Kuzey Ren Vestfalya e>alati İçişleri Ba- kanı Herbert Schnoor'un davctlisi olarak Almanya'ya giden Barzani. Bonn'da Al- man yetkililerle Kuzey Irak'ta 24 nisanda vapılacak seçimler. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in Kürtlere yönelik aske- n tehditleri ve bölge halkının sorunlanna ilişkin görüşmelerde bulunacak. AA'nın habcnne göre Barzani dün Bonn'da ilk olarak Kuzey Ren Vestfalya eyaleti İçişleri Bakanı Herbert Schnoorile biraraya geldi. Barzani. görüşme sırasında Türkiye'de ko- nuşlandınlmış bulunan Çekiç Güç'ün gö- rev süresinin biteceği 30 hazirandan sonra da bölgede kalmasını istedi. Geçen ay içerisinde Ankara'da yaptığı görüşmelerde kendisine Türk Silahlı Kuv- vetleri'nin sınır ötesi operasyonlar yapma- vacağının söylendiğini anımsatan Barzani, son opcrasyonlardan üzüntü duyduğunu belirtti. Kuzey Ren Vestfalya eyaieti İçişleri Ba- kanlığı'nın Barzani'nin zıyareti ile ilgili basın açıklamasında, geçen yıldan bu yana Iraklı Kürtlere 2 milyon mark dolayında yardım yapıldığı belirtildi. Bakanhk sözcüsü, Herbert Schnoor'un sözlerine de yer vererek "Irak'a uygulanan ambargo sonucu halk açlık çekiyor. Batı'- nın Türkiye üzerinden yaptığı gıda ve yakıt yardımlan. bu insanlann daha kötü duru- ma düşmelerinı önledi. Ancak yapmış ol- duğumuz yardım. denizde kum tanesidir" diye konuştu. Barzani. Bonn'da Dışişleri Bakanı Hans-Dieırich Genscher. koalisyon parti- leri meclis grubu başkanlan ve eski içişleri bakanı VVolfgang Schaeuble. Sosyal De- mokrat Parti Meclis Grubu Başkanı Hans L'lrich Klose ve Kuzey Ren Vestfaiya eya- leti Başbakanı Johannes Rau ile de bir ara- ya gelecek. Öte yandan dün Almanya Dışişleri Ba- kanlığj bir açıklama yaparak, Köln'deki PK K militanlannın Türkiye'ye gidecek Al- man turistlere verdiği "vize"nin engellen- mesı içtn çözüm arayışlanna başlandığını bildirdi. Açıklamaya göre İçişleri Bakan- lığı'nın da desteğiyle bu türeylemlere karşı alınabilecek önlemler araştınlıyor. İsrail, Filistinlilere göz açtırmıyor Hizbullah lideri Musavi'nin öldürülmesi ardından alevlenen İsrail-Filistinçatışması sürüyor. İsrail birlikleri iki gün boyunca Batı Şeria'da Filistinli miltanavınaçıktı. Çatışmalarda bir Filistinli öldü, üçü de yaralandı. Israil askerleri militanlarca hücre ev olarak kullanılan çok sayıda yere baskın düzenlediler. Baskınlar sonucu çok sayıda militan genç tutuklandı. Bu arada Jenin yöresinde "tehlikeli" görülen Filistinli gençler de ikı gün bo> unca operas> on sırasında boşaltılan okullarda gözleri bağlı olarak gözaltında tutuldular. (FotoğrafıREUTER) Senatoda casus İtalyan Watergate'i NlLGÜN CERRAHOĞLU(Roma)- Pazartesiyi salıya bağlayan gece, İtalyan senatosuna giren casuslar, îrak'a yasadışı yollar- dan finansman sağlayan Banca Nazionale de Lavoro bankası ile ilgili dosyalann mikrofilmle- rini çekti. Dosyalar, komisyon tarafından inceleniyordu. GizJi evrak casusluğu olarak Roma'- da güç odaklarını sarsan olay kurşun ge- çirmez gizli evrak kapısının kınlmış biı biçimde bulunmasıyla ortaya çıktı. Sena- to binasına casuslann birinci katın pen- ceresinden girdikleri anlaşıldı. BNL dosyasını inceleyen parlamento komisyo- nu başkanı Massûno Riva, olayı "Son derece vahim bir skandal; bir İtalyan NVatergate'i" olarak nitelendirdi. Tarihe en büyük bankacılık skandaJ- larından biri olarak geçen BNL skanda- lı, ABD'de çeşitli subeleri bulunan İtalyan devlet bankası Banca Nazionale del Lavoro'nun Irak'ın süahlanmasıru fi- nanse etmesi ile ortaya çıkmıştı. Banka- nın Atlanu'daki şubesini 1989'da bir FBI komandosunun basmasıyla BNL'nin Irak'a yasal olmayan yollarla 3.5 milyon dolar tutannda finansman sağladıgı an- laşılmış; Irak'la banka arasındaki tema- sı kuran Atlanta Şubesi Müdürü Chris Drogoul tutuklanmış, bankanın yönetim kurulu bajkanı Nerio Nese ve Genel Mü- dürü Giacomo Pedde görevlerinden isti- fa etmek mecburiyetinde bıraJulmışIardı. İtalyan parlamento komisyonunun kı- sa süre içinde açıklaması beklenen BNL skandalı üzerindeki gizli rapor; skanda- lı Chris Drogoul'un üzerine yıkma çaba- lanna gölge düşürüyordu. "Repubblica" gazetesinde yer alan raporun sonuçlan Bağdad'ın teknoloji ve silahlanma konu- larında son derece aynntılı bir ağa sahip olduğunu ortaya koyuyor, ABD yöneti- minin Irak karşısında Kongre'den gizli yürüttüğü bir paralel dış politikası oldu- ğunu ve bu politika sayesinde Irak tara- fından kurulan ağı beslediğini belirtiyor. Bu girift ilişkilerin merkezindeki aracm da BNL bankası tarafından oluşturuldu- ğunu iddia ediyor. ABD bastınyor Bush: Irak'a ödünyok Dış Haberier Ser\isi - Birleşmiş Millet- ler Güvenlik Konseyinin önceki gün Irak Başbakan Yardıması Tank Aziz ile yaptıklan görüşmede Bağdat'a ilettikleri uyan mesajı. ABD Başkanı George Bush tarafından yınelendi. Başkan Bush, Irak'ın BM kararlanna uymak zorunda olduğunu vurguladı ve aksi takdirde bütün seçenekleri düşüne- cekleri uyansında bulundu. Beyaz Saray'da bir basın toplantısı düzenleyen Bush. "Seçim öncesinde Irak konusunda ne kadar ileri gidebilirsiniz" sorusunu. "Bu kararlara uymalan ge- rek. Uymalan kendi çıkarlannadır. Uy- mazlarsa bütün seçenekleri düşünürüz" diye vanıtladı. Bu konu. Bush'un seçim şansını arttırmak için Irak'ı yeniden bombalaması olasılığını tartışan Ameri- kan kamuoyu için önem taşıyor. Devletin işleri ye işadamlannm Dışişleri'ndeki yeriWASHINGTON - Türkiye. dünyanın en iyi dış politikalanndan birisini yapan ülke- dir. Buna mecbur olduğu için de bu böyle- dir. Yeryüzünde hiçbir ülkeyok ki Türkiye kadar dış politika sorunu olsun. 1800'lerde Türk dış politikasının man- dası, "sorunlan dondurmaktı." 1923'ten sonra ise bu, "Sınırlan koruma- ya" dönüşmüştür; yani hareketsizlik üzeri- ne kuruludur. O günlerin doğru politikası da budur. 1980'lere kadar böyle gitmiştir. Zaten iç ekonomik düzen de böyle gerek- tirmişür. Ama 24 Ocak ile birlikte Türk dış politi- kası da değişmiştir. Özal bunu oturup dü- şünmemiştir. Planlamamıştır. Ama Türk ekonomisi dışa açılırken dış politikanın ka- palı kalması mümkün değildi. Özal döne- minde dışişlerine ilk defa, her şeyi olduğu gibi muhafaza etmek değil, politika oluş- turmak mandası verilmiştir. Sanalann ne- deni budur. Politika oluşturmanın daima riskleri vardır. Halbuki muhafaza etmek mana- sında risk minimumdur. Politika oluştu- rurken sadece politika oluşturulmaz. aynı zamanda karşı tarafın politikalannı etkisiz hale getirmenin yollan düşünülür. Dışiş- leri'nin bünyesi bu aktif politika formülas- yonuna hazar olmadığı için Özal'a büyük tepki doğmuştur. Halbuki Dışişleri, Tür- kiye'de bu ihtiyaa anlayacak yegâne kuru- luştur. Özal'ın hatası da bu ihtiyaa Dışiş- leri'ne iyi anlatamamak olmuştur. "Özal Dışişlerini by-pass ediyor" söylentilerinin çoğunun arkasında, işte bu müthiş sarsıntı yatmaktadır. Eğer Özal, Dışişleri'ni yanına çekebilsey- di, Türkiye çok daha müthiş bir dış politika yapabilirdi. Ama aksine Dışişleri, Özalla basın yoluyla mücadeleye girişmiştir. Oysa 1980'deki önemli dönüşümden sonra Tür- WASHINGTON IFLK GÜLDEMİR * \ kiye yeni bir dış politikaya mecburdu ve Türkiye'nin yaşadığı bölge göz önüne alm- dığında bu politikalann bölgesel değil glo- bal olması kaçınılmazdı. Şimdi gelelim, Ishak Alaton'un son ay- larda başına gelenlere... 1980'lerde ortada yepyeni bir Türkiye vardır. Bu Türkiye'nin dış politika ihtiyaç- lan 1923 Türkiyesi'nden çok farkhdır. Is- hak Alaton, Jak Kamhi, Şank Tara, Sakıp Sabana gibi işadamlannm, Mümtaz Soy- sal, Türkkaya Ataöv, Ilber Ortayh, Sina Akşin, Doğu Ergil. Hasan Koni gibi bilim adamlannın. devletin uzanamadığı ya da uzanmaması gereken noktalarda zaman zaman devreye girmesi, bu yeni ihtiyacın dışa vurumudur. Aynca özel kişilenn "dev- letin işleri" üzerinde söyleyecek sözü ol- ması, demokrasinin bir gereğidir. Devlet millet için vardır. kendisi için değil. Bu isimlerden İshak Alaton son aylarda tepkileri üzerine çekmiştir. Alaton'un bazı "usul" hatalanndan söz edilmektedir. Se- dat Ergin, yazılannda bunu örneklemiştir. Ancak Ergin dışında. asıl tepkiler belli ki "Usule" değil. Alaton'un "kim olduğuna bakmadan devlet işine bulaşmış oimasına" yöneliktir. Aynca Türkiye gibi kapalı top- İumlarda en affedilmeyecek "kabahat", toplumun ilerisinde olmaktır. Alaton bu suçu da işlemiştir. Şimdi Alaton'un karşısında bir "direniş cephesi" doğmuştur. Devletten başına uza- nan bu cephe, "Beyaz Türkler"den oluş- maktadır. Bunlann kimi sağcıdır, kimi de solcudur: ama hepsi aynı ideolojiye men- suptur. Kendilerini devletin sahibi. evladı ya da damadı olarak gördükleri için de başkalannın, "devlet işine" bulaşmasın- dan rahatşızolmaktadır. Demokrasiyi içle- rine sindiremeyen, Çankaya'da sanşın, Fransızca konuşan İstanbullular görmek isteyen. lahmacunu ve başörtüsünü yasak- lamayı düşleyen bir kişilerle Alaton'u yer- den yere vuran kişiler aynı zihniyetin ürii- nüdür. İshak Alaton'un başına gelen ezcümle budur. Eğer Alaton, Beyaz Türklerden korkup sinerse asıl büyük hatayı o zaman yapmış olacaktır. Çünkü bundan 10-15 yıl sonra Dışişleri Bakanlığı'nın kendisine bir onur plakcti vermesi ihtimali hâlâ mevcut.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle