Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28ŞUBAT1992CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Otoyol işçileri
• AA (Izmir) - Izmir - Aydın otoyolu
inşaatında çahşan isçiler, maaşlannın
ödenmemesini protesto için işyeTİerini
işgal ettiler. Torbalı ve Buca
• şantiyelerinde çalışan 200 dolayındaki
işçi, dün sabah Kutlutas fînnasına ait
Bornova'daki proje merkezine geldi.
Burada bir süre bekleyen isçiler, daha
sonra Proje Genel Müdürü Ali Çab ile
görüştüler. Yol-îş Sendikası 3 No'lu
Şube Sekreteri Muharrem Ülşer,
yaptığı konuşmada, Selçuk-Tünel,
Incirliova ve Neşetiye şantiyelerinde
çalışan işçilerin de maaş alamadıkları
için işyerlerini isgal ettiklerini söyledi.
Yabancı sermaye
• AA (Ankara) - Yabancı sermayenin,
ağırlıkk olarak ilgi gösterdiğı sanayi ve
turizm alanlannın yaru sıra eğıtim ve
sağhk sektörüne girebilmesı amacıyla
çaüşmalar yapılıyor. Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlığı Yabancı Sermaye
Genel Müdürlüğü'nden edinilen bılgiye
göre her iki sektöre bugüne kadar
yapılan önerilerin değerlendirilerek
yabana sermayenin ejptim ve sağük
alanlanna çekilebilmesi amacıyla bir
dizi yasal düzenlemeye gjdilecek.
Protestolu senetler
• AA (Ankara) - Bu yıl ocak ayında 736
milyar 525 milyon lirahk senet protesto
edildi. Merkez Bankası verilerine göre
ocak ayında protesto edilen senet sayısı
. ise 50 bin 410 oldu. Geçen yıl ocak
ayında 726 milyar 273 milyon lira
tutannda, 78 bin 932 adet senet
protesto görmüştü. Böylece bir önceki
yılın aynı ayıyla bu yıl ocak ayı
karşılaşUnldığında protestolu senet
sayısı yüzde 36 oranında azalırken
senet tutan yüzde 1.4 arttı.
Sahtekâriıkdavası
• AA (Ankara) - Şirketlen vasıtasıyla
yurtdışına yaptığı ıhracat için bazı
fırmalarla bağlantılarda. "fatura
sahtekârhğı ve dolandınalık' iddiasyla
haklannda dava açılan Kemal Horzum
ve 21 arkadaşının yargılanmalanna
devam edildi. Sanıklann katılmadığı
dünküduruşmada okunan bilırkişi
raporunda, ortaklan arasında Kemal
Horzum'unda bulunduğu Desan
Ticaret Şirketi'nin 1984 yılına ait,
ihracat için gümrüğe belge ibraa ve
vergi iadesi için başvuru tarihleri yer
alıyor.
Ulusan istîfa etti
Ekonomi Servisi - Kavala Grubu'na
bağlı Bırleşık Yaünm Bankası'nın
Genel Müdürü Aydın Ulusan
görevinden aynldı. Basına bir açıklama
yapan Ulusan, "Bankanın genel
yönetim prensipleri ve hedefleri
konulannda Yönetim Kurulu'yla
görüş aynhklanm somutlaşuğından
görevimden istifa etmiş
bulunmaktayım" dedi.
ASTAToplantısı
• AA (Istanbui) - Amerikan Seyahat
, Acenteleri Birliği'rün (ASTA) 1992 yılı
' uluslararası konferansı Istanbul'da
başladı. Turizm Bakaru Abdülkadir
Ateş planlı çahşmalar sonucu Türk
/ turizminin kısa sürede "muhteşern"
biçimde büyüdüğünü söyledi. Hilton
GÖsteri ve Sergi Merkezi'nde
gerçekleştirilen konferansa, 70
ülkeden, çoğunluğu Amerikab yaklaşık
500 profesyonel turizmci kauhyor.
Coca Cola'dan yatırım
Ekooomi Servisi - Coca Cola bayiler
toplanüsı Antalya'da yapıldı. Bu arada
Coca Cola'nın şişeleyici kuruluşu
İmbat şirketi de bölgede 30 milyar
liralık bir yatınm gerçekleştırerek
şişeleme kapasitesıni saatte 14 bin
şişeden 48 bin şişeye çıkarttı. Özgörkey
Şirketler Grubu'na bağh İmbat
Antalya şişeleme tesisleri kuruluşunun
10'uncu yılını kuüuyor.
kısa kısa
PRIME bilgisavarlannın Türkiye
temsilcisi Gantek Bilgisayar
Danışmanlık. •Geographical
J Informatıon System"adlı yeni
prograrrunı tanıtan seminerierini
tamamladı. Program şehircilık,
karayollan altyapı ve haritacıhk gibi
alanlar için haarlanmış.
Gümrük duvarlannm yükseltilmesi sanayicileri sevindirdi
Tazar ekonomisinden dönüş yok'
Ekonomi Servisi - Sanayiciler, gümrük duvarlannın yüksel-
tilmesindeh memnun. îstanbul Sanayi Odası Başkanı
Memduh Hacıoğlu, "Serbest piyasa ekonomisi akılcı pa-
zar ekonomisidir, her şeyin serbest bırakılması değildir"
derken İSO üyesi Halit Narin, "Korumacılığın nerede
başlayıp nerede bittiğini Türkiye'ye öğretemedik" dedi.
İki yılhk görev süresini dolduran naüf ne de bir güç vardır. Serbest pi-
İSO Meclisi, dönemin son toplantı- yasa ekonomisi her şeyin serbest ol-
duğu bir ekonomi değildir. Serbest
piyasa.ekonomisi akıla pazar eko-
nomisidir."
İSO Başkanı fonlan yükseltilen et
ve süt ürünlerinden örnek vererek
bu karann son 10 yıldır ihrnal edilen
hayvancılığın kayıplannı bir ölçüde
telafı edeceğıni söyledi.
Türkiye'de ve dünyada son elli
yıhn en hareketli günlerinin yaşan-
p
sını önceki gün yapu. Yönetim Ku-
rulu Başkanı Memduh Haaoğlu,
meclis üyelerine gösterdikleri gü-
ven ve geçmiş dönemi ibra etme-
lennden dolayı teşekkür etti. Eko-
nomik konulara da değinen Haa-
oğlu, bazı ürünlerde gümrük ve
fonlann yükseltilmesinin çeşitli
çevrelerde "tekrar korumaalığa ve
ithal ikamesine dönülüyor" seklin-
de eleştirildiğini hatırlatarak doğru
bulmadığı bu eleştiriler konusunda
şunlan söyledi:
"Türkiye bir serbest pazar eko^
nomısi ıçine girmiştir. Türkiye'yi
bundan geri çevırecek ne bir alter-
dığını anlatan Haaoğlu, "Türkiye'-
nin önünde yeni ufuklar var. Umut-
landık, ama bazı gerçekler heves
vermiyor" diye konuştu. Türkiye
ekonomisinin dört büyük sorunla
karşı karşıya olduğunu vurgulayan
Hacıoğlu, bu sorunlan, "ekonomi
durma noktasında", "enflasyonun
hızı kesüemıyor", 'Işsizlik arüyor"
ve "ekonomide para maliyeti çok
yüksek" diye sıraladı. Bu sorun-
lann tamamının bir anda çözülme-
sinin çok zor olduğunu söyleyen
Haaoğlu, •'Ekonomik büyüme, is-
tikrar ve tam istihdamı bir arada
götürecek bir uygulama bulunmalı,
bunun için de tam katılım sağlan-
mah" dedi.
Kamunun sivil kesime olan fatu-
rasının büyüdüğünü, hükümet
programında öngörülen K.İT ope-
rasyonu yapılamadığı için 3 ayda
10 trilyon liralık yük doğduğunu
savunan İSO Başkanı, "Kamuya
neşter bir an önce vurulmab. Gide-
rek kabaran bu faturayı hepimiz
ödeyeceğiz" diye konuştu. Haaoğ-
lu, sanayici olarak özvenye hazır
olduklannı, diğer kesımlerin özve-
ride bulunmamalan halinde eko-
nominin çökeceğini öne sürdü. 27
aybk görev süresinde 3 hükümet
değişikliği geçirdiklerini de. hatırla-
tan Haaoğlu. "Umanm İSO'nun
yeni yönetimi tek bir hükümetle ça-
lışır ve iyi diyalog kurar. Yoksa on-
lar da bizim gibi gelen gidene laf
anlatmak zorunda kalabibrler" di-
ye. konuştu.
İSO üyesi Habt Narin de ithalat
fonlannın arttınlmasını eleştirenle-
re çatarak "Korumaabğın nerede
başlayıp nerede bittiğini Türkiye'-
ye öğretemedik" dedi. Liberal eko-
nominin serbest koşullarda ve eşit
şartlarda rekabet etmek olduğunu
haürlatan Narin, "Oysa bizde elle-
rimizi kollanmızı bağlayıp kılıç
kalkanla savaşa gitmemizi söylü-
yorlar" diye konuştu. İki yıldır hü-
kümete damping konusunu anlata-
madıklannı, sektörde 200 bin işçi-
nin işten çıkanldığını belirten Na-
rin, "Bu, bizım hayat kavgamızdır.
Yeni hükümet kırmızı güller ver-
mekten söz ediyor. Oysa bu, tath
sözler, pembe hayallerle geçiştiri-
lecek bir dönem değildir" dedi.
ANAFtan MAN'a aynealıklldz
SSK af yasa tasansı
ANKA (Ankara) - ANAP Eski Ge-
nel Başkanı Yıldınm Akbulut'un
başbakanbğı dönemindeki Bakanlar
Kurulu'nun, Danıştay'ın ve Başba-
kanlık Kanunlar ve Kararlar Genel
Müdürlüğü'nün aksi görüşüne
karşın, DSİ'ye olan taahhütlerini za-
manında yerine getiremeyen MAN
Kamyon ve Otobüs Sanayıi AŞ'ye,
dolar bazında ımzalanan sözleşme
için fıyat farkı ödenmesini ve ek süre
verilmesini kararlaştırdığı belirlendi.
ANKA'nın edındiği bilgiye göre
DSİ ile yapuğı 400 kamyon satışına
ibşkin sözleşmedeki yükümlülükle-
rini DSİ'nin hiçbir kusuru olma-
masına karşın zamanında yerine ge-
tirmeyen MAN'a 19.5 milyon do-
larlık sözleşme için yaklaşık 2.5 mil-
yon dolar fıyat farkı verilmesine ibş-
kin Bakanlar Kurulu karan DYP-
SHP koalisyon hükümetinin kurul-
masından sonra "anlamb" buluna-
rak incelemeye alındı.
Fark ödenmesini Düıya Bankm
kabul etmedi
MAN Kamyon ve Otobüs Sanayii
Anonim Şirketi Genel Müdürü Tunç
Koman, Bakanlar Kurulu karanyla
MAN'a ödenmesı kararlaştınlan 2.5
milyon dolarlık fıyat farkını ala-
madıklannı açıkladı.
Tunç Koman konuyla ilgjli olarak
yaptığı açıklamada, DSrnin 400
kamyon alımına ilişkin projeyi Dün-
ya Bankası kredisiyle fınanse ettiği-
ni, Bakanlar Kurulu'nun kabul ettiği
fiyat farkı ödenmesi karannı Dünya
Bankası'nın kabul etmediğini bildir-
Yddum Akbulut Hükiimeti'nin MAN Kamyon ve Otobüs Sanayü AŞ'ye, dolar
bazmda imzalanan anlaşraa için fiyat farkı ödenmesini karalaştırdı.
di. Koman şunlan söyledi:
"Şirket. içine girdiği güç durumu
1990 sonralarda aşarak 1991 başla-
nnda üretime geçecek hale geldi.
Bu arada ortaya çıkan fiyat artış-
lan, işçi ücretlerindeki arüşlar. dö-
viz kurlanndaki değişim ve
yurtdışındaki fiyat artışlan öyle bir
tablo ortaya çıkardı ki kalan kam-
yonlan DSİ'ye eski fıyattan teslim
etsek çok büyük bir zarara uğruyor-
duk.
DSİ de yeni bir ihale açsaydı bü-
yük zarar edecekti. Teminat
mektubunu yaksa bile teminat mek-
tubu idarenin doğacak zarannın
çok alünda kabyordu.
Hesaplar yapıldı. Şonuçla ortaya
bir rakam çıkü. DSİ yeni bir ihale
açsaydı başka bir maliyet ortaya çı-
kacaktı. Fiyat farkı ödemeyi daha
uygun buldu. Danıştay. 'İdarenin ku-
suru yok' diye fiyat farkını kabul etme-
di. Biz idarenin kusuru var demiyor-
duk zaten.
Ama ortada bir gerçek vardı. Konu,
yasa gereği Bakanlar Kurulu'na götü-
rüldü.
Fakat Bakanlar Kurulu'ndan karar
o kadar geç çıkü ki biz o zamana kadar
kamyonlan imal edip tümünü temsil
etmişük. DSİ. projeyi Dünya Bankası
kredisiyle fınanse ettiği ve kararname
çıktığında da teslimler tamamlandığı
için Dünya Bankası bu farkı ödemeyi
kabul etmedi. Biz de çok büyük zarar
ettiğımız halde işin arkasmı bıraktık."
Tunç Koman, DSİ yönetiminin söz
konusu projede son derece iyi niyeth ve
dürüst davrandığını bebrterek "Bu ko-
nuda DSİ'ye en küçük bir olumsuz sö-
zün söylenmemesi gerekir" dedi.
borçlan
siliniyor
AA. (Ankara) - SSK'ya
pnm borcu bulunan özel
sektör işverenlerinin, öden-
memiş prim asıllannın ta-
mamını 15 Nisan 1992 tari-
hine kadar ödemeleri habn-
de, gecikme zammı ve faiz
borçlannın tümüyle sibnme-
sini öngören yasa tasansı
TBMM Sağbk ve Sosyal İş-
ler Komisyonu'nda görüşü-
lerek kabul edildi. Komisyon-
dakabul edilen bir önerge ile
prim borçlannın tamamının
ödenmesi işleminin 15 Nisan
1992'den sonra yapılması
halinde, gecikme zammı ve
faiz borçlannın kısmen silin-
mesı kararlaştınldı.
Tasanya göre. getirilen
kolaybktan, özel sektör işve-
renleri ile topluluk sigortası
ve isteğe bağlı sigorta>a de-
vam edenlerden 31 aralık
1991 tarihi itibarıyla prim,
gecikme zammı ve faiz borcu
bulunanlar yararlanabilecek
4 alteraatifÜ olarak hazır-
lanan ödeme planına göre,
prim borçlannın 15 Nisan
1992 tarihıne kadar tümü-
nün ödenmesi habnde gecik-
me zammı ve faizlerin yüzde
100'ü silinecek.
BİR GöRL
Enflasvon, Kamu Açıklan
ŞEVİM GÖRGÜN
İ.Ü. Siyasal Bilimler Faküttesi Öğretim Üyesi
Enflasyonu kontrol edebilmek için enflasyonu başlaıan
ve kronik bir sürece dönüşmesine sebep olan etmenleri iyi
tanımlamak gerekir. Türkiye'deki enflasyonun başlangıç
nedeni yalnız kamu açıklan olmadığı gibi enflasyonist sürc-
a salt bır parasal olay olarak tanımlamak da yanlıştır. Bu-
nun için enflasyonu giderici pobtikalan, para hacmini kont-
rol etmeye yönelik önlemlerle sınırlamak fıyat istikrannı
sağlamakta yeterlı olmaz.
Türkiye, ekonomik yapısının fıyat artışlanna çok duyarlı
olduğu bir gelişme aşamasında enflasyon kıskacına yaka-
lanmışür. İktisadi gelişmenin ilk aşamalannda kısa sürede
üretime katılacak atıl üretim faktörleri. örneğin doğal kay-
naklar, göreli olarak bol olduğu gibi harcamalar henüz gelır
artışına ayak uydurmadığı için enflasyonist baskılar güçlü
değildir. Nüfus artış hızı, yüksek ölüm oranından dolayı dü-
şüktür; ekonominin önemli bir bölümünü, ihtiyaçlannı ge-
leneksel yöntemler kullanarak kendi olanaklan ile karşıla-
yan geçimlik kesim oluşturur; nüfusun mobilitesinin. haber-
leşme ve ulaşürma olanaklannın sınırlı olmasından dolayı
varbklı sınıflar ve ül- ^ _ _
Enflasyonn giderici
politikalan, para hacmini
kontrol etmeye yönelik
önlemlerle sınırlamak,
fiyat istikrannı
sağlamakta yeterli olmaz.
kelerle ilişki azdır. Bu
koşullarda toplumun
önemb bir bölümü
düşük bir tüketim
düzeyi ile yetinmeyi
kabul eder.
Talep artış kökenli
enflasyonist baskı-
lann oluşmasını en-
gelleyen bu yapısal """•""*~~~"""~""™~™^~™^^~"
özellikler iktisadi gelişme sürecinin başlaması sonucu, özel-
likle 1960'tan bu yana, Türkiye'de artan bir hızla değişmeye
başladı.
Nüfus artış hızı yükseldi; kırsal yörelerden kentlere nüfus
akımının, gelişmiş ülkelere işçi göçünün ve iletişim olanak-
lannın artması sonucu varbklı sınıflar ve ülkelerle ilişkiler
yaygınlaşü ve yoğunlaştı. Bu gelişmeler. yüksek gelirli kişi-
lenn tüketim düzeylerine özlemin, toplumun bütün kesimle-
nne yayılmasına sebep oldu. Zengjn Avrupa ülkelerine coğ-
rafi yaİcınbk ve Türkiye'de eskiden beri Avrupa ülkelerinin
varbklı sınıflannın tükeüm kalıplannı kopya eden, tüketım
eğilimi çok yüksek gruplann bulunması. toplumun daha
fazla, daha çeşitli ve daha kaliteli mal tüketme arzusunu
güçlendirdı. Üretim yapısı ise tüketim özlemindeki artışı \e
çeşitbliği karşılayacak canlıbğa ve esnekliğe kavuşmamıştı.
İktisadi gelişmenin bu aşamasında enflasyonist bir sürc-
cin ortaya çıkmasını önlemek için gerekli iktısat politikası;
vergiler, ithal kısıtlamalan ve özel tasarruflan özendinrtek
gibi önlemlerle toplumun bütün kesimlerinde tüketim arzu-
sunu frenlemek ve aynı zamanda üretim kapasitesini geniş-
letecek, ürün çeşitlerini artüracak ve ürün kalitesini yüksel-
tecek pobtikalan uygulamaktır. Bu durumda, fıyatlar genel
düzeyınde önemli ve sürekli bir artış olmaksızın, üretim ve
reel gebr artışı ile uyumlu olarak tüketimin düzeyi de yükse-
lir. Japonya dünya çapında bir iktisadi güç olasıya kadar bu
tür bir politika izlemiştir.
1980'den sonm Türkiye'de halkın tüketim özlerruni kısa
sürede gidermek gibi gerçeklerle bağdaşmayan, siyasi fır-
satçılığa dayanan bır uygulama ile sağlam ve bol döviz kay-
naklan olmamasına rağmcn tüketim mallan ıthalatı serbest
bırakılmış ve bu mallardan abnan gümrük vergilerinde bü-
yük indirim yapılmıştır. Bu uygulama, üretimın hemen he-
men bütün aşamalannda tekelci uygulamalann yaygın ol-
duğu, fıyatlann maliyet artı kâr oranı olarak belirlendığı it-
hal girdi talebi yüksek bir iktisadi ortamda, para hacmini
genişletici para ve mabye pobtikalan ile desteklenince, so-
nuç, toplumun refahında gerçek bir artış değil. Latin Ameri-
ka ülkelerinde olduğu gibi kronikleşen yüksek bir enflasyor
süreci ve mal bolluğu karşısında ihtiyaçlanna verdiği önce-
bkler büyük ölçüde çarpıtılmış, savurgan ve bilinçsiz bır tü-
ketici topluluğudur.
Yüksek Denetleme Kurulu SEK raporu yayımlandı
Bozuk süt ürüıüeri fakiriereAA (Ankara) - Piyasada pazarla-
namayan ve imha edilmesı gereken
bozuk ve son kullanma tarihleri geç-
miş mallann sosyal yardımlaşma ve
dayanışma vakıflanna saüldığı ya da
hibe edıldiği bildirilerek bunun insan
sağlığına aykın olduğu kaydedildi.
Başbakanlık Yüksek Denetleme
Kurulu'nun (YDK), Türkiye Süt
Endüstrisi Kurumu (SEK) 1990 yıb
faabyet yıb denetleme raporunda,
yürürlükteki Gıda Maddeleri Tüzü-
ğü ve standartlar gereği, tüketibnesi
sakmcab olan mamullerin, sosyal
yardım kuruluşlanna hibe edilmesi
konusunun ilgili bakanbkça incelet-
tiribnesi ve gerekirse araştınlması te-
mennisinde bulunuldu.
SEK Yönetim Kurulu tarafından
1989 yılında abnan konuyla ılgıli ka-
rar, raporda şu şekilde yer aldı:
"Yönetim kurulunun 1.9.1989
gün ve 234 sayıb karan ile: Aynen ...
işletme stoklannda bulunan, yurtla-
ra verilemeyen veya yurtlardan iade
abnan ezilmiş ve patlamış obnası,
küflenme görülmesi, şekerleme mey-
dana gelmesi, aynca normal evsafta
olup da son kullanma tarihlerinin dol-
ması nedenleriyle piyasaya pazarlan-
ması mümkün olmayan bal, recel,
tereyağı ve zeytin ezmelerinin;
- Işletmelerin bulunduğu ildeki veya
çevre ildeki sosyal yardımlaşma ve da-
yanışma vakfı ile temas kurularak
toptan fıyat ile satılmasına,
- Bu mümkün olmadığı takdirde
söz konusu vakfa hibe olarak verilme-
sine,
Satışı ve hibe edilmeleri mümkün
olmayan mamullerden:
'Tereyağlann, tükeülemeyecek du-
rumda olan reçellerin, ballann ve zey-
tin ezmelen-ün imha edibnesi için iş-
letme müdürlüklerine yetki verilmesi
kabul edilmiştir'."
Raporda, bu karar uyannca 1991'-
de İzmir işletmesinin 31 milyon 612
bin brabk zeytin ezmesini İzmir Sos-
yal Yardımlaşma Vakfı'na, Eskişehir
işletmesinin 1 milyon 312 bin liralık
bab Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esir-
geme Kurumu'na, 1990'da Aksaray
işletmesinin de 783 bin brabk bal ve
reçeli imam hatip bsesi yurduna hibe
ettiği kaydedildi.
Genelbkle Yurt-Kur yurtlanna ve
piyasaya verilen bal, reçel, aromalı
süt, sterilize süt ve zeytin ezmesı im-
halannın. son kullanma tarihlerinin
geçmesı ve uygun şartlarda saklan-
mamalan ve ilgisizlik nedeniyle bo-
zulmalan sonucu yapıldığı bebrtilen
raporda, 1990 yüında 202 milyon 54
bin lirabk mamul imha edildiği
kaydedildi.
1990 yıbnda yapılan imha işlemle-
rinin, bu konudaki esaslan belirle-
yen SEK Mamul Fire, Zayiat, İmha,
Sayım Tesellüm Noksanlan Yönet-
meliği'ne uygun olarak yapılmadığı
kaydedilen raporda şöyle denildı:
"Bir mamulün imha edilecek şekil-
de bozulması, o miktarda kurum za-
ranna sebep olacağından, normal
bir olay değildir. Bu nedenle bozul-
malann sebep ve mahiyetinin mutla-
ka incelenmesi gerekmektedir
ARTVtN CUMHURİYET
BAŞSAVCILlGl'NDAN
ÖN ÖDEME ÖNERİSt
SANIK: tsmail AZGIN, Halit ofclu, 1959 D.lu, Araklı Uçesi HaHUi
köyü nüfusuna kayıtb.
İSNAD OUJNAN EYLEM: Keşide ettiğiniz 10.10.1990 tarihü
950.000. TLIlık çekinizin karşılıksız çıkması sebebiyle, banka tara-
fından yapılan ihtara rağmen elinizdeki çek kamelerini iade ettnemek.
SUÇ TARİHİ: 22.10.1990
1) Yukanda yazıb eyleminize uyan 3167 S.K!nun 13/1 maddesi uya-
nnca hesap edilen 120.000^- (yüzyirmibin) TL. ağır para cezasını,
Başsavahğımıza muracaatla iş bu önerinin tebliğinden itibarcn 10 (on)
jün içerisinde soruşturma giderleri ile birlikte Maliye veznesine >a-
urdığınız takdirde hakkınızda kamu davası açılmayacağı,
2) Aksi takdirde hakkınızda kamu davası açılarak suçunuzun sü-
butu halinde verilecek cezanın yan oranında arttınlarak hükmolu-
nacağı,
3) lşbu önerinin yayuüanmasmdan 15 (onbeş) gün sonra tebliğ edil-
miş sayılacağı,
llan olunur.
KONYA 1. ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1991/710 Esas
Davacı Dcvrişe özbakır vekili Av. Ali Bölttk tarafından davalı Ra-
mazan özbakır aleyhine açılan boşanma davasının yapılan açık yar-
plaması sırasında verilen karar gereğince:
Davalı adına davetiye çıkarülmış ve çıkamlan davetiyeye verilen mej-
ruata göre bila tebliğ iade edilmiş ve savabk kanalı ile adresi tahkik
rttirümif, açık adresi tespit edilemediğinden Basm tlan Kurumu ara-
ahğı ile Türkiye'de münteşir gazetelerden birisi ile ilan edilmesine karar
verUmiştir.
Davalı Ramazan özbakır'ın (Hasan Hüseyin oğlu 1955 doğumlu)
duruşma günü bulunan 3.3.1992 günü saat 9.30'da mahkememizde
hazu bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, gelmedigi
veya temsil ettinnediği takdirde yoklugunda tahkikat yapüıp karar ve-
rilecegi ilan olunur.
ç O M M H t î t T K . f A ? M İ i S B İ 1 8 9 ? İ S T fl N I B L €T K İ • L ! 1 1 E
29 Ş U B A T
CUMARTES İ
Okur yazamyla bulusuyor
I t ı
Necati Cumalı
Konu:
Şiirlerimde
Aşkın
Yorumu
TAKSİM, Istiklal Caddesi, ZambakSokak, 4/1 Tel:252 38 81
Saat: 16.00-19.00
KAMUOYUNA DUYURU
IŞ GÜVENCESI
YASA TASLAĞI
DERHAL YASALASMALI!
Bugün ülkemizde çalışanlann sorunlannın başında iş-
çi kıyımları gelmektedir. Son bir yıl içinde işten atılan
yalnızca sendikalı işçi sayısı 200 bini aşmıştır.
İşverenlerin haksız yere, pervasızca, diledikleri kadar
işçiyi diledikleri zaman işten atabilmeleri, çalışanlann
en yakıcı sorunu olarak onları tedirgin etmekte, gele-
ce^e güvenle bakabilmelerini engellemektedir.
Işverenler "kısa günün kân" anlayışıyla yüksek üc-
retli işçileri işten atmakta, müteahhit işçisi, geçici işçi
çalıştırarak aynı zamanda da sendikasızlaştırmayı he-
deflemektedir.
Bu durum işçilerin örgütlenebilmesini de engellemek-
te, dolayısıyla özünde demokrasiyi de zedelemektedir.
Artık, sendikal hareketin en büyük hedefi, iş güven-
cesini sağlamaktır. Bu güvence sağlanmadıkça, çalış-
ma barışı sözleri de bir hayal olarak kalacaktır.
Hükümetin, bu anlamda, yalnızca haklı nedene dayan-
mayan işçi kıyımlarını önlemek, bir büyük haksızlığı or-
tadan kaldırmak adına hazırladığı İş Güvencesi Yasa
Tasansı işverenlerin büyük tepkileriyle karşılaşmıştır.
Hem haksız yere işçi atmadığını iddia etmek hem de
bu tasanya karşı çıkmak, işverenlerimizin samimiyet-
sizliğinin, aynı zamanda da demokrasi düşmanlığının bir
aynasıdır.
Taslağın yasalaşmasını engellemeye çalışan ve Ça-
lışma Bakanı Sayın Mehmet Moğultay'ı da kendilerine
hedef olarak seçen işveren kuruluşlarının çabalarını bo-
şa çıkarmak yalnızca sendikaların değil, tüm demokra-
si güçlerimizin de görevidir, görevi olmalıdır.
Petrol-İş olarak bizler bu tasarıyı desteklemekle, bu
tasanya sahip çıkmakla yetinmiyor, bu anlamda tüm gü-
cümüzü seferber etmeye de hazır olarak, tüm sendika-
ları ve demokratik kuruluşları aktif mücadeleye
çağırıyoruz.
PETROL-İŞ
MERKEZ YÖNETİM KURULU