15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28ŞUBAT1992CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Otoyol işçileri • AA (Izmir) - Izmir - Aydın otoyolu inşaatında çahşan isçiler, maaşlannın ödenmemesini protesto için işyeTİerini işgal ettiler. Torbalı ve Buca • şantiyelerinde çalışan 200 dolayındaki işçi, dün sabah Kutlutas fînnasına ait Bornova'daki proje merkezine geldi. Burada bir süre bekleyen isçiler, daha sonra Proje Genel Müdürü Ali Çab ile görüştüler. Yol-îş Sendikası 3 No'lu Şube Sekreteri Muharrem Ülşer, yaptığı konuşmada, Selçuk-Tünel, Incirliova ve Neşetiye şantiyelerinde çalışan işçilerin de maaş alamadıkları için işyerlerini isgal ettiklerini söyledi. Yabancı sermaye • AA (Ankara) - Yabancı sermayenin, ağırlıkk olarak ilgi gösterdiğı sanayi ve turizm alanlannın yaru sıra eğıtim ve sağhk sektörüne girebilmesı amacıyla çaüşmalar yapılıyor. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü'nden edinilen bılgiye göre her iki sektöre bugüne kadar yapılan önerilerin değerlendirilerek yabana sermayenin ejptim ve sağük alanlanna çekilebilmesi amacıyla bir dizi yasal düzenlemeye gjdilecek. Protestolu senetler • AA (Ankara) - Bu yıl ocak ayında 736 milyar 525 milyon lirahk senet protesto edildi. Merkez Bankası verilerine göre ocak ayında protesto edilen senet sayısı . ise 50 bin 410 oldu. Geçen yıl ocak ayında 726 milyar 273 milyon lira tutannda, 78 bin 932 adet senet protesto görmüştü. Böylece bir önceki yılın aynı ayıyla bu yıl ocak ayı karşılaşUnldığında protestolu senet sayısı yüzde 36 oranında azalırken senet tutan yüzde 1.4 arttı. Sahtekâriıkdavası • AA (Ankara) - Şirketlen vasıtasıyla yurtdışına yaptığı ıhracat için bazı fırmalarla bağlantılarda. "fatura sahtekârhğı ve dolandınalık' iddiasyla haklannda dava açılan Kemal Horzum ve 21 arkadaşının yargılanmalanna devam edildi. Sanıklann katılmadığı dünküduruşmada okunan bilırkişi raporunda, ortaklan arasında Kemal Horzum'unda bulunduğu Desan Ticaret Şirketi'nin 1984 yılına ait, ihracat için gümrüğe belge ibraa ve vergi iadesi için başvuru tarihleri yer alıyor. Ulusan istîfa etti Ekonomi Servisi - Kavala Grubu'na bağlı Bırleşık Yaünm Bankası'nın Genel Müdürü Aydın Ulusan görevinden aynldı. Basına bir açıklama yapan Ulusan, "Bankanın genel yönetim prensipleri ve hedefleri konulannda Yönetim Kurulu'yla görüş aynhklanm somutlaşuğından görevimden istifa etmiş bulunmaktayım" dedi. ASTAToplantısı • AA (Istanbui) - Amerikan Seyahat , Acenteleri Birliği'rün (ASTA) 1992 yılı ' uluslararası konferansı Istanbul'da başladı. Turizm Bakaru Abdülkadir Ateş planlı çahşmalar sonucu Türk / turizminin kısa sürede "muhteşern" biçimde büyüdüğünü söyledi. Hilton GÖsteri ve Sergi Merkezi'nde gerçekleştirilen konferansa, 70 ülkeden, çoğunluğu Amerikab yaklaşık 500 profesyonel turizmci kauhyor. Coca Cola'dan yatırım Ekooomi Servisi - Coca Cola bayiler toplanüsı Antalya'da yapıldı. Bu arada Coca Cola'nın şişeleyici kuruluşu İmbat şirketi de bölgede 30 milyar liralık bir yatınm gerçekleştırerek şişeleme kapasitesıni saatte 14 bin şişeden 48 bin şişeye çıkarttı. Özgörkey Şirketler Grubu'na bağh İmbat Antalya şişeleme tesisleri kuruluşunun 10'uncu yılını kuüuyor. kısa kısa PRIME bilgisavarlannın Türkiye temsilcisi Gantek Bilgisayar Danışmanlık. •Geographical J Informatıon System"adlı yeni prograrrunı tanıtan seminerierini tamamladı. Program şehircilık, karayollan altyapı ve haritacıhk gibi alanlar için haarlanmış. Gümrük duvarlannm yükseltilmesi sanayicileri sevindirdi Tazar ekonomisinden dönüş yok' Ekonomi Servisi - Sanayiciler, gümrük duvarlannın yüksel- tilmesindeh memnun. îstanbul Sanayi Odası Başkanı Memduh Hacıoğlu, "Serbest piyasa ekonomisi akılcı pa- zar ekonomisidir, her şeyin serbest bırakılması değildir" derken İSO üyesi Halit Narin, "Korumacılığın nerede başlayıp nerede bittiğini Türkiye'ye öğretemedik" dedi. İki yılhk görev süresini dolduran naüf ne de bir güç vardır. Serbest pi- İSO Meclisi, dönemin son toplantı- yasa ekonomisi her şeyin serbest ol- duğu bir ekonomi değildir. Serbest piyasa.ekonomisi akıla pazar eko- nomisidir." İSO Başkanı fonlan yükseltilen et ve süt ürünlerinden örnek vererek bu karann son 10 yıldır ihrnal edilen hayvancılığın kayıplannı bir ölçüde telafı edeceğıni söyledi. Türkiye'de ve dünyada son elli yıhn en hareketli günlerinin yaşan- p sını önceki gün yapu. Yönetim Ku- rulu Başkanı Memduh Haaoğlu, meclis üyelerine gösterdikleri gü- ven ve geçmiş dönemi ibra etme- lennden dolayı teşekkür etti. Eko- nomik konulara da değinen Haa- oğlu, bazı ürünlerde gümrük ve fonlann yükseltilmesinin çeşitli çevrelerde "tekrar korumaalığa ve ithal ikamesine dönülüyor" seklin- de eleştirildiğini hatırlatarak doğru bulmadığı bu eleştiriler konusunda şunlan söyledi: "Türkiye bir serbest pazar eko^ nomısi ıçine girmiştir. Türkiye'yi bundan geri çevırecek ne bir alter- dığını anlatan Haaoğlu, "Türkiye'- nin önünde yeni ufuklar var. Umut- landık, ama bazı gerçekler heves vermiyor" diye konuştu. Türkiye ekonomisinin dört büyük sorunla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Hacıoğlu, bu sorunlan, "ekonomi durma noktasında", "enflasyonun hızı kesüemıyor", 'Işsizlik arüyor" ve "ekonomide para maliyeti çok yüksek" diye sıraladı. Bu sorun- lann tamamının bir anda çözülme- sinin çok zor olduğunu söyleyen Haaoğlu, •'Ekonomik büyüme, is- tikrar ve tam istihdamı bir arada götürecek bir uygulama bulunmalı, bunun için de tam katılım sağlan- mah" dedi. Kamunun sivil kesime olan fatu- rasının büyüdüğünü, hükümet programında öngörülen K.İT ope- rasyonu yapılamadığı için 3 ayda 10 trilyon liralık yük doğduğunu savunan İSO Başkanı, "Kamuya neşter bir an önce vurulmab. Gide- rek kabaran bu faturayı hepimiz ödeyeceğiz" diye konuştu. Haaoğ- lu, sanayici olarak özvenye hazır olduklannı, diğer kesımlerin özve- ride bulunmamalan halinde eko- nominin çökeceğini öne sürdü. 27 aybk görev süresinde 3 hükümet değişikliği geçirdiklerini de. hatırla- tan Haaoğlu. "Umanm İSO'nun yeni yönetimi tek bir hükümetle ça- lışır ve iyi diyalog kurar. Yoksa on- lar da bizim gibi gelen gidene laf anlatmak zorunda kalabibrler" di- ye. konuştu. İSO üyesi Habt Narin de ithalat fonlannın arttınlmasını eleştirenle- re çatarak "Korumaabğın nerede başlayıp nerede bittiğini Türkiye'- ye öğretemedik" dedi. Liberal eko- nominin serbest koşullarda ve eşit şartlarda rekabet etmek olduğunu haürlatan Narin, "Oysa bizde elle- rimizi kollanmızı bağlayıp kılıç kalkanla savaşa gitmemizi söylü- yorlar" diye konuştu. İki yıldır hü- kümete damping konusunu anlata- madıklannı, sektörde 200 bin işçi- nin işten çıkanldığını belirten Na- rin, "Bu, bizım hayat kavgamızdır. Yeni hükümet kırmızı güller ver- mekten söz ediyor. Oysa bu, tath sözler, pembe hayallerle geçiştiri- lecek bir dönem değildir" dedi. ANAFtan MAN'a aynealıklldz SSK af yasa tasansı ANKA (Ankara) - ANAP Eski Ge- nel Başkanı Yıldınm Akbulut'un başbakanbğı dönemindeki Bakanlar Kurulu'nun, Danıştay'ın ve Başba- kanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü'nün aksi görüşüne karşın, DSİ'ye olan taahhütlerini za- manında yerine getiremeyen MAN Kamyon ve Otobüs Sanayıi AŞ'ye, dolar bazında ımzalanan sözleşme için fıyat farkı ödenmesini ve ek süre verilmesini kararlaştırdığı belirlendi. ANKA'nın edındiği bilgiye göre DSİ ile yapuğı 400 kamyon satışına ibşkin sözleşmedeki yükümlülükle- rini DSİ'nin hiçbir kusuru olma- masına karşın zamanında yerine ge- tirmeyen MAN'a 19.5 milyon do- larlık sözleşme için yaklaşık 2.5 mil- yon dolar fıyat farkı verilmesine ibş- kin Bakanlar Kurulu karan DYP- SHP koalisyon hükümetinin kurul- masından sonra "anlamb" buluna- rak incelemeye alındı. Fark ödenmesini Düıya Bankm kabul etmedi MAN Kamyon ve Otobüs Sanayii Anonim Şirketi Genel Müdürü Tunç Koman, Bakanlar Kurulu karanyla MAN'a ödenmesı kararlaştınlan 2.5 milyon dolarlık fıyat farkını ala- madıklannı açıkladı. Tunç Koman konuyla ilgjli olarak yaptığı açıklamada, DSrnin 400 kamyon alımına ilişkin projeyi Dün- ya Bankası kredisiyle fınanse ettiği- ni, Bakanlar Kurulu'nun kabul ettiği fiyat farkı ödenmesi karannı Dünya Bankası'nın kabul etmediğini bildir- Yddum Akbulut Hükiimeti'nin MAN Kamyon ve Otobüs Sanayü AŞ'ye, dolar bazmda imzalanan anlaşraa için fiyat farkı ödenmesini karalaştırdı. di. Koman şunlan söyledi: "Şirket. içine girdiği güç durumu 1990 sonralarda aşarak 1991 başla- nnda üretime geçecek hale geldi. Bu arada ortaya çıkan fiyat artış- lan, işçi ücretlerindeki arüşlar. dö- viz kurlanndaki değişim ve yurtdışındaki fiyat artışlan öyle bir tablo ortaya çıkardı ki kalan kam- yonlan DSİ'ye eski fıyattan teslim etsek çok büyük bir zarara uğruyor- duk. DSİ de yeni bir ihale açsaydı bü- yük zarar edecekti. Teminat mektubunu yaksa bile teminat mek- tubu idarenin doğacak zarannın çok alünda kabyordu. Hesaplar yapıldı. Şonuçla ortaya bir rakam çıkü. DSİ yeni bir ihale açsaydı başka bir maliyet ortaya çı- kacaktı. Fiyat farkı ödemeyi daha uygun buldu. Danıştay. 'İdarenin ku- suru yok' diye fiyat farkını kabul etme- di. Biz idarenin kusuru var demiyor- duk zaten. Ama ortada bir gerçek vardı. Konu, yasa gereği Bakanlar Kurulu'na götü- rüldü. Fakat Bakanlar Kurulu'ndan karar o kadar geç çıkü ki biz o zamana kadar kamyonlan imal edip tümünü temsil etmişük. DSİ. projeyi Dünya Bankası kredisiyle fınanse ettiği ve kararname çıktığında da teslimler tamamlandığı için Dünya Bankası bu farkı ödemeyi kabul etmedi. Biz de çok büyük zarar ettiğımız halde işin arkasmı bıraktık." Tunç Koman, DSİ yönetiminin söz konusu projede son derece iyi niyeth ve dürüst davrandığını bebrterek "Bu ko- nuda DSİ'ye en küçük bir olumsuz sö- zün söylenmemesi gerekir" dedi. borçlan siliniyor AA. (Ankara) - SSK'ya pnm borcu bulunan özel sektör işverenlerinin, öden- memiş prim asıllannın ta- mamını 15 Nisan 1992 tari- hine kadar ödemeleri habn- de, gecikme zammı ve faiz borçlannın tümüyle sibnme- sini öngören yasa tasansı TBMM Sağbk ve Sosyal İş- ler Komisyonu'nda görüşü- lerek kabul edildi. Komisyon- dakabul edilen bir önerge ile prim borçlannın tamamının ödenmesi işleminin 15 Nisan 1992'den sonra yapılması halinde, gecikme zammı ve faiz borçlannın kısmen silin- mesı kararlaştınldı. Tasanya göre. getirilen kolaybktan, özel sektör işve- renleri ile topluluk sigortası ve isteğe bağlı sigorta>a de- vam edenlerden 31 aralık 1991 tarihi itibarıyla prim, gecikme zammı ve faiz borcu bulunanlar yararlanabilecek 4 alteraatifÜ olarak hazır- lanan ödeme planına göre, prim borçlannın 15 Nisan 1992 tarihıne kadar tümü- nün ödenmesi habnde gecik- me zammı ve faizlerin yüzde 100'ü silinecek. BİR GöRL Enflasvon, Kamu Açıklan ŞEVİM GÖRGÜN İ.Ü. Siyasal Bilimler Faküttesi Öğretim Üyesi Enflasyonu kontrol edebilmek için enflasyonu başlaıan ve kronik bir sürece dönüşmesine sebep olan etmenleri iyi tanımlamak gerekir. Türkiye'deki enflasyonun başlangıç nedeni yalnız kamu açıklan olmadığı gibi enflasyonist sürc- a salt bır parasal olay olarak tanımlamak da yanlıştır. Bu- nun için enflasyonu giderici pobtikalan, para hacmini kont- rol etmeye yönelik önlemlerle sınırlamak fıyat istikrannı sağlamakta yeterlı olmaz. Türkiye, ekonomik yapısının fıyat artışlanna çok duyarlı olduğu bir gelişme aşamasında enflasyon kıskacına yaka- lanmışür. İktisadi gelişmenin ilk aşamalannda kısa sürede üretime katılacak atıl üretim faktörleri. örneğin doğal kay- naklar, göreli olarak bol olduğu gibi harcamalar henüz gelır artışına ayak uydurmadığı için enflasyonist baskılar güçlü değildir. Nüfus artış hızı, yüksek ölüm oranından dolayı dü- şüktür; ekonominin önemli bir bölümünü, ihtiyaçlannı ge- leneksel yöntemler kullanarak kendi olanaklan ile karşıla- yan geçimlik kesim oluşturur; nüfusun mobilitesinin. haber- leşme ve ulaşürma olanaklannın sınırlı olmasından dolayı varbklı sınıflar ve ül- ^ _ _ Enflasyonn giderici politikalan, para hacmini kontrol etmeye yönelik önlemlerle sınırlamak, fiyat istikrannı sağlamakta yeterli olmaz. kelerle ilişki azdır. Bu koşullarda toplumun önemb bir bölümü düşük bir tüketim düzeyi ile yetinmeyi kabul eder. Talep artış kökenli enflasyonist baskı- lann oluşmasını en- gelleyen bu yapısal """•""*~~~"""~""™~™^~™^^~" özellikler iktisadi gelişme sürecinin başlaması sonucu, özel- likle 1960'tan bu yana, Türkiye'de artan bir hızla değişmeye başladı. Nüfus artış hızı yükseldi; kırsal yörelerden kentlere nüfus akımının, gelişmiş ülkelere işçi göçünün ve iletişim olanak- lannın artması sonucu varbklı sınıflar ve ülkelerle ilişkiler yaygınlaşü ve yoğunlaştı. Bu gelişmeler. yüksek gelirli kişi- lenn tüketim düzeylerine özlemin, toplumun bütün kesimle- nne yayılmasına sebep oldu. Zengjn Avrupa ülkelerine coğ- rafi yaİcınbk ve Türkiye'de eskiden beri Avrupa ülkelerinin varbklı sınıflannın tükeüm kalıplannı kopya eden, tüketım eğilimi çok yüksek gruplann bulunması. toplumun daha fazla, daha çeşitli ve daha kaliteli mal tüketme arzusunu güçlendirdı. Üretim yapısı ise tüketim özlemindeki artışı \e çeşitbliği karşılayacak canlıbğa ve esnekliğe kavuşmamıştı. İktisadi gelişmenin bu aşamasında enflasyonist bir sürc- cin ortaya çıkmasını önlemek için gerekli iktısat politikası; vergiler, ithal kısıtlamalan ve özel tasarruflan özendinrtek gibi önlemlerle toplumun bütün kesimlerinde tüketim arzu- sunu frenlemek ve aynı zamanda üretim kapasitesini geniş- letecek, ürün çeşitlerini artüracak ve ürün kalitesini yüksel- tecek pobtikalan uygulamaktır. Bu durumda, fıyatlar genel düzeyınde önemli ve sürekli bir artış olmaksızın, üretim ve reel gebr artışı ile uyumlu olarak tüketimin düzeyi de yükse- lir. Japonya dünya çapında bir iktisadi güç olasıya kadar bu tür bir politika izlemiştir. 1980'den sonm Türkiye'de halkın tüketim özlerruni kısa sürede gidermek gibi gerçeklerle bağdaşmayan, siyasi fır- satçılığa dayanan bır uygulama ile sağlam ve bol döviz kay- naklan olmamasına rağmcn tüketim mallan ıthalatı serbest bırakılmış ve bu mallardan abnan gümrük vergilerinde bü- yük indirim yapılmıştır. Bu uygulama, üretimın hemen he- men bütün aşamalannda tekelci uygulamalann yaygın ol- duğu, fıyatlann maliyet artı kâr oranı olarak belirlendığı it- hal girdi talebi yüksek bir iktisadi ortamda, para hacmini genişletici para ve mabye pobtikalan ile desteklenince, so- nuç, toplumun refahında gerçek bir artış değil. Latin Ameri- ka ülkelerinde olduğu gibi kronikleşen yüksek bir enflasyor süreci ve mal bolluğu karşısında ihtiyaçlanna verdiği önce- bkler büyük ölçüde çarpıtılmış, savurgan ve bilinçsiz bır tü- ketici topluluğudur. Yüksek Denetleme Kurulu SEK raporu yayımlandı Bozuk süt ürüıüeri fakiriereAA (Ankara) - Piyasada pazarla- namayan ve imha edilmesı gereken bozuk ve son kullanma tarihleri geç- miş mallann sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflanna saüldığı ya da hibe edıldiği bildirilerek bunun insan sağlığına aykın olduğu kaydedildi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun (YDK), Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) 1990 yıb faabyet yıb denetleme raporunda, yürürlükteki Gıda Maddeleri Tüzü- ğü ve standartlar gereği, tüketibnesi sakmcab olan mamullerin, sosyal yardım kuruluşlanna hibe edilmesi konusunun ilgili bakanbkça incelet- tiribnesi ve gerekirse araştınlması te- mennisinde bulunuldu. SEK Yönetim Kurulu tarafından 1989 yılında abnan konuyla ılgıli ka- rar, raporda şu şekilde yer aldı: "Yönetim kurulunun 1.9.1989 gün ve 234 sayıb karan ile: Aynen ... işletme stoklannda bulunan, yurtla- ra verilemeyen veya yurtlardan iade abnan ezilmiş ve patlamış obnası, küflenme görülmesi, şekerleme mey- dana gelmesi, aynca normal evsafta olup da son kullanma tarihlerinin dol- ması nedenleriyle piyasaya pazarlan- ması mümkün olmayan bal, recel, tereyağı ve zeytin ezmelerinin; - Işletmelerin bulunduğu ildeki veya çevre ildeki sosyal yardımlaşma ve da- yanışma vakfı ile temas kurularak toptan fıyat ile satılmasına, - Bu mümkün olmadığı takdirde söz konusu vakfa hibe olarak verilme- sine, Satışı ve hibe edilmeleri mümkün olmayan mamullerden: 'Tereyağlann, tükeülemeyecek du- rumda olan reçellerin, ballann ve zey- tin ezmelen-ün imha edibnesi için iş- letme müdürlüklerine yetki verilmesi kabul edilmiştir'." Raporda, bu karar uyannca 1991'- de İzmir işletmesinin 31 milyon 612 bin brabk zeytin ezmesini İzmir Sos- yal Yardımlaşma Vakfı'na, Eskişehir işletmesinin 1 milyon 312 bin liralık bab Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esir- geme Kurumu'na, 1990'da Aksaray işletmesinin de 783 bin brabk bal ve reçeli imam hatip bsesi yurduna hibe ettiği kaydedildi. Genelbkle Yurt-Kur yurtlanna ve piyasaya verilen bal, reçel, aromalı süt, sterilize süt ve zeytin ezmesı im- halannın. son kullanma tarihlerinin geçmesı ve uygun şartlarda saklan- mamalan ve ilgisizlik nedeniyle bo- zulmalan sonucu yapıldığı bebrtilen raporda, 1990 yüında 202 milyon 54 bin lirabk mamul imha edildiği kaydedildi. 1990 yıbnda yapılan imha işlemle- rinin, bu konudaki esaslan belirle- yen SEK Mamul Fire, Zayiat, İmha, Sayım Tesellüm Noksanlan Yönet- meliği'ne uygun olarak yapılmadığı kaydedilen raporda şöyle denildı: "Bir mamulün imha edilecek şekil- de bozulması, o miktarda kurum za- ranna sebep olacağından, normal bir olay değildir. Bu nedenle bozul- malann sebep ve mahiyetinin mutla- ka incelenmesi gerekmektedir ARTVtN CUMHURİYET BAŞSAVCILlGl'NDAN ÖN ÖDEME ÖNERİSt SANIK: tsmail AZGIN, Halit ofclu, 1959 D.lu, Araklı Uçesi HaHUi köyü nüfusuna kayıtb. İSNAD OUJNAN EYLEM: Keşide ettiğiniz 10.10.1990 tarihü 950.000. TLIlık çekinizin karşılıksız çıkması sebebiyle, banka tara- fından yapılan ihtara rağmen elinizdeki çek kamelerini iade ettnemek. SUÇ TARİHİ: 22.10.1990 1) Yukanda yazıb eyleminize uyan 3167 S.K!nun 13/1 maddesi uya- nnca hesap edilen 120.000^- (yüzyirmibin) TL. ağır para cezasını, Başsavahğımıza muracaatla iş bu önerinin tebliğinden itibarcn 10 (on) jün içerisinde soruşturma giderleri ile birlikte Maliye veznesine >a- urdığınız takdirde hakkınızda kamu davası açılmayacağı, 2) Aksi takdirde hakkınızda kamu davası açılarak suçunuzun sü- butu halinde verilecek cezanın yan oranında arttınlarak hükmolu- nacağı, 3) lşbu önerinin yayuüanmasmdan 15 (onbeş) gün sonra tebliğ edil- miş sayılacağı, llan olunur. KONYA 1. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1991/710 Esas Davacı Dcvrişe özbakır vekili Av. Ali Bölttk tarafından davalı Ra- mazan özbakır aleyhine açılan boşanma davasının yapılan açık yar- plaması sırasında verilen karar gereğince: Davalı adına davetiye çıkarülmış ve çıkamlan davetiyeye verilen mej- ruata göre bila tebliğ iade edilmiş ve savabk kanalı ile adresi tahkik rttirümif, açık adresi tespit edilemediğinden Basm tlan Kurumu ara- ahğı ile Türkiye'de münteşir gazetelerden birisi ile ilan edilmesine karar verUmiştir. Davalı Ramazan özbakır'ın (Hasan Hüseyin oğlu 1955 doğumlu) duruşma günü bulunan 3.3.1992 günü saat 9.30'da mahkememizde hazu bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, gelmedigi veya temsil ettinnediği takdirde yoklugunda tahkikat yapüıp karar ve- rilecegi ilan olunur. ç O M M H t î t T K . f A ? M İ i S B İ 1 8 9 ? İ S T fl N I B L €T K İ • L ! 1 1 E 29 Ş U B A T CUMARTES İ Okur yazamyla bulusuyor I t ı Necati Cumalı Konu: Şiirlerimde Aşkın Yorumu TAKSİM, Istiklal Caddesi, ZambakSokak, 4/1 Tel:252 38 81 Saat: 16.00-19.00 KAMUOYUNA DUYURU IŞ GÜVENCESI YASA TASLAĞI DERHAL YASALASMALI! Bugün ülkemizde çalışanlann sorunlannın başında iş- çi kıyımları gelmektedir. Son bir yıl içinde işten atılan yalnızca sendikalı işçi sayısı 200 bini aşmıştır. İşverenlerin haksız yere, pervasızca, diledikleri kadar işçiyi diledikleri zaman işten atabilmeleri, çalışanlann en yakıcı sorunu olarak onları tedirgin etmekte, gele- ce^e güvenle bakabilmelerini engellemektedir. Işverenler "kısa günün kân" anlayışıyla yüksek üc- retli işçileri işten atmakta, müteahhit işçisi, geçici işçi çalıştırarak aynı zamanda da sendikasızlaştırmayı he- deflemektedir. Bu durum işçilerin örgütlenebilmesini de engellemek- te, dolayısıyla özünde demokrasiyi de zedelemektedir. Artık, sendikal hareketin en büyük hedefi, iş güven- cesini sağlamaktır. Bu güvence sağlanmadıkça, çalış- ma barışı sözleri de bir hayal olarak kalacaktır. Hükümetin, bu anlamda, yalnızca haklı nedene dayan- mayan işçi kıyımlarını önlemek, bir büyük haksızlığı or- tadan kaldırmak adına hazırladığı İş Güvencesi Yasa Tasansı işverenlerin büyük tepkileriyle karşılaşmıştır. Hem haksız yere işçi atmadığını iddia etmek hem de bu tasanya karşı çıkmak, işverenlerimizin samimiyet- sizliğinin, aynı zamanda da demokrasi düşmanlığının bir aynasıdır. Taslağın yasalaşmasını engellemeye çalışan ve Ça- lışma Bakanı Sayın Mehmet Moğultay'ı da kendilerine hedef olarak seçen işveren kuruluşlarının çabalarını bo- şa çıkarmak yalnızca sendikaların değil, tüm demokra- si güçlerimizin de görevidir, görevi olmalıdır. Petrol-İş olarak bizler bu tasarıyı desteklemekle, bu tasanya sahip çıkmakla yetinmiyor, bu anlamda tüm gü- cümüzü seferber etmeye de hazır olarak, tüm sendika- ları ve demokratik kuruluşları aktif mücadeleye çağırıyoruz. PETROL-İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle