Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20ARAUK1992PAZAR
PAZAR KONUKLARI
Leyla Tavşanoğlu, Meclis 'teki çiğköfte muhabbetini bir milletvekili ve bir çeşniciye sordu
Boysan: Tanıdığımeşeklerzıkkımyemiyor- Meclis'te bir milletvekilinm çiğ köfte
partisi vermesini nasıl karşüıyorsunuz?
BOYSAN- Insanlann çiğköfte yemele-
rine itiraz edilemez. Ben çiğköfteyi fazla
beğendiğimi söyleyemem. ama başkalan-
nın yemesine de itiraz etmem. Yakıız her
işin zemin ve zamana uygun olması lazım.
Toplanü gedkti de yapacağımız işi orada
yaptık demekJe bir özür bulunmuş olmaz.
Sayın miUetvekülerinin daha sonra yapa-
caklan işlen Meclis'e taşımakn da aaklı
sahnelere yol açabilir. Çocuğunu da orada
dövebilir ya da hanımefendiyle orada mü-
nakaşa edebilir ya da muhabbetleşebüir.
Bunlar obnaz ki... Zemin ve zamana uy-
mak esasür. Hiçbir iş damdan düşer gjbi
yapüamaz. Damdan düşer gibi olursa, ol-
sa olsa damdan düşme hıkâyesi anlaülabi-
lir. Karadenizü usta dama çıkrmş. Ayağı
kaymış, sokağa düşmüş. Etraftan koşuş-
malar, "Ne oldu, ne oldu" diye. Karade-
nizli usta da cevap veraıiş: "Bilmem, ben
de daha yeni cekinm."
ömeğin bir delikanh bir güzel kızm ba-
basına gitse. Kjzıyla çok yakın, bedensel
birlik tekHfinde bulunsa baba onun gözü-
nü oyar. Ama evlendikten sonra da sırtını
okşar. Zemin ve zamana uymak budur.
- Sizce çiğköfte nasübir yivecek?
BOYSAN- Oncelikle sa>hksız bir yiye-
Mecliste deyenir
mi?
İnsanlann çiğköfte
yemelerine itiraz
edüemez. Ben çiğköfteyi
fazla beğendiğimi
söyleyemem, ama
başkalannın yemesine de
itiraz etmem. Yalnız her
işin zemin ve zamana
uygun olması lazım.
Toplantı gecikti de
yapacağımız işi orada
yaptık demekle bir özür
bulunmuş olmaz.
cek. Etin çiğ oluşunun tehlikeleri var. Bir
de bu denli bol bıberin de büyük tehlıkesı
var. Bu kadar bol kırmızı biber bir nevi et-
kileyjci zehirii madde içenyor. Bunu ölçülü
kullanmak lazım. O kadar çok kullanılırsa
bütün hazun mekanizmasıru giriştcn çıkışa
kadar zımpara kâğıdıyla zedelemişçesine
etkiliyor. Bunu pek kimse anlaıruyor.
Et zamanla çabuk bozulan bir madde.
ö^eUikle soslar çabuk bozulan şeyler. Bi-
berti soslar hemen zehir oluyor. Etle kan-
şjk biberli sos girince, bir de biraz eskirse,
yemekte büyük tehlikeler var.
- Meclisteki çiğköfte partisinde kıvanu
geM mi diye çiğköftekri tavana yapışlv-
mışlar...
BOYSAN- Çiğköfteyi tavana yapıştır-
maktan başka edepli yollan olsa gerek.
Tabii usta aşçılann bu konuda bilgileri var.
Hiçbir usta aşçı, malzemesi oldu ohnadı
diye tavana yapıştınp denemez. Bu pek
ham ervahça bir iş. Bu aslında geleneğimi-
ze de uymuyor. Bizim eski gelenekJerimize
uysaydı bunun çadır tavanına da yapışma-
a gerekirdi. Oysa şimdiye kadar çadır ta-
vanına çiğ köfte aüküğını duymadım.
- Efendim, bir çeşnici olaraksizce çiğköf-
teyle ne içilir?
Neiçerseniçfarkedemezsin
BOYSAN- İyi bir kırmızı bordo şarabı
içilir diyen zaün katli vaciptir. Şok esasına
dayanan bir ilkel mutfağın malzemesini
yedikten sonra rakıdan başka hiçbir şey
içilmez. O zehir gjbi aa şeyleri yedikten
sonra başka zehir zıkkım bir şey olmalı ki
içildiği fark edilebilsin. O şoktan sonra in-
san ıhlamur içse ağzından geçtiğini anla-
maz. Votka ıçilemez. Hele viski hiç içile-
mez. Şimdı çiğköfteyle viski içrnek gibi bir
de huy çıkarttılar. O da başka bir gerilik.
-Birde ayran içilebüdiği söyleniyor..
BOYSA.N - Bıberden ıçı yanan insan ne
olsa içmek ıstiyor. Ayran tabii bir derece
ferahlık veriyor. Ama aslında ayranı da
ziyan etmemeli çiğköfteyle. Ayranın da
bir adabı var.
Çİ£K§FTELER TAVANA ATILDI Mİ ATILMADI MIT
Meclis'te birgarip ziyafet
TBMM Genei Kurul toplantısmm
ardından geçen hafta milletvekillerine
çiğköfte velahmacun partisi veren
D YP Şanlturfa milletvekili
Abdürrezzak Yavuz'unbudavetibasın
organları ve kamuoyunda büyük
tepkiler aldı. Meclis binasında
Şanlıurfa 'dan özel olarak getirilen iki
ustanın çiğköfteyoğurması vekıvamı
ölçmek için köftelerin tavana atıldığı
iddiaları, ardından da milletvekillerinin
bunları iştahla atıstırmalarınm
yankıları hâlâ sürüyor. Bumini
ziyafet te ilgili olarak değişik yorumlar
yapılırken. hergeçen gün deyeni bir
espri üretiliyor. Bu nedenle çiğköfte
partisi veren Abdürrezzak Yavuz ve
İstanbul'un tantnmış
çeşnicihaşıtarından mimar Aydın
Boysan 'la çiğköfteninfazUetleri
üzerine bırersöyleşiyaptık. Söyleşileri
aynen yayımlıyoruz.
sini tanımadım. O nedenle bir şey diyeme-
yeoeğim. Benim tanıyabiküğim eşekler
bunu yemiyorlar. O kadannı gördüm.
Şimdi... Zaten yemek zevki şoklarla ya-
raülmamalı. Yemek zevkini inceltmenin
yollanndan birisi şoku azaltmak. Şok aza-
hnca ince zevkler ortaya çıkacak. Hatta
öyle ki yemekten alacağı keyif bozulmasn
diye erbabı yemekten önce aperitif bife iç-
mez. Çünkü dili damağı sert aperiuflerle
bir çeşit şok geçirir. Kırk yıl kadar önce bir
İsviçreliye konuk olmuştum. Yemeğe fev-
bir kent. Suıiann dışına henüz taşmamış.
Temmuz ayında bir gün öğle scağında bir
de bakmış ki sur duvarlannın önünde iki
kişi rakı içiyor. Yanlanna gitmiş bakmış.
Önlerinde bir tepsi kırmızı pul biber, bir
tepsi de ayüdanmış diş sarmısak. Önce ya-
nm avuç birinden, yanm avuç öbüründen
ağızlanna aüyorlar, çiğniyorlar. Aadan
gözlerinden yaş geliyor. Peşinden de şişe-
den koca bir yudum çekiyorlar. Su filan
yok... Dostum dehşet içjnde bağınyor "Bu
vediklerinize bir şey demiyorum ama bari
ğa ve zevksizliğe dayanan malzeme. Bu
derece acı çok garip. Kullanılmamalı. Şim-
di diyeceksiniz ki başka çiğ yenen şey yok
mu? Örneğin "steak tartare" var. Onun
adına bizde Tatar bifteği deniyor. Tatar
bifteğini Avrupa'ran ünlü restoranlannda
yapanlar var. Bunun yapüışj şöyle:
Bonfilenin sinir ve yağı ahnmış kafa ta-
rafi iyice kıyüıyor. İçine tuz ve kırmızı bi-
ber kanşünlarak tatkndınlıyor. Ama
kırmızı biberi avuçla değil fıskeyle koyu-
yorlar. Bunu birporsiyonJuk tabaga topak
halinde koyuyoriar. Göbeğinde bir çukur
açıp bunun içine bir yumurta sansı gömü-
yorlar. Bunun üzerine soğan, kapra ve
maydanoz ekleyerek servıs yapıyoriar. Bu,
biraz kanştınlarak yeniyor. Çiğ ettir, ama
yenir bir şey. Hele hele bu "gourmet" dedi-
ğimiz ağzmın tadını bilen, yemek kültürü
olan, yemeği severek yiyen insanlann da
binde bir yedikleri bir şey. 'Steak tarlare'a
abone olup da her akşam yıyen yok. Isvıç-
re Meclisi'nde de oldu mu olmadı mı diye
tavana steak tartare parçalan atılmış değü.
Başka çiğ yiyeceklere geçelim. İstindye
çiğ yeniyor. Hatta istiridye canh olsun iste-
niyor. İstiridye doğada nasıl yaşjyorsa.
kendi kabuğunun içinde yeniyor. Hatta
öyle çatalla kaşıkla da değü, kabuğundan
"Hlüüp" diye çekilerek yeniyor. Bunu yi-
yenler öyle sesfcr çıkanyoriar ki sanki va-
pur batıyor. Bununla ilgili bir fikra anlaü-
PORTRE / A YDIN BO YSAN
Aydın Bo>san. İs>içre'de de çiğ venen et türünün bulunduğunu sövlodi \e "Ancak İs\içre'de bu yemeklere abone olan yok. Hatta
mecliste tavana >apışan et parçâlarına da rastla>amazsımz"dedi. (Fotoğraf:HATİCE TLNCER)
- Demin zehir zıkkım dediniz...
BOYSAN- Zıkkım. zakkumdan çarpt-
tılmış bir sözdür. Zakkum çok güzel çiçeği
olan dayarukh bir bitkidir, ama zehirlidir.
Onun zehirii olduğunu insanlar da biraz
bilir de bütün hayvanlar da biür. Açhktan
ölmek üzere olan eşek hiçbir zaman zak-
kum yiyip canını kurtarmayı düşünmez.
Çünkü daha çabuk öleceğini bilir. Nasıl
bilir, orasnı bilmem. Eşek dünyaya gelir-
ken öğrenmiştir onu. Bilmeyen eşekler de
var mı diye sorarsanız... Ben eşeklerin hep-
kaladc düşkün bir insandı. Sabah sekizde
çahşmaya başladık. On birde elimi tutru;
"Yeter artık, sigara içme. Öyle yemeğinin
keyfıni alamazsın" dedi. Birde öğle yeme-
ğine gidecekük. Bana iki saat öncesinden
sigara içirtmemeye başadı. Ama sonra ye-
diğimiz sultani yemeği de ben hâlâ unuta-
mıyorum.
Benim bir sevgili dostum vardı. Yemeyi
içmeyi pek severdi. Zaten kendisi de 47 ya-
şında yemekten içmekten dünyamızı terk
etti. 1945 yılında Diyarbakır daha küçük
şu rakı şişelerini güneşten alın da gölgeye
koyun." Adamlardan biri cevap veriyor.
"Sen ne diyorsun beyim. Bu biberle sarmı-
sağı yedikten sonra o rakı bize buz gjbi ge-
Br." Yani bu adamlar okuma yazma bil-
meden Einstein'ın izafıyet teorisini bir kere
daha bulmuşlar...
- Peki.buacûı yemek gerçekten birkültür
mu?
BOYSAN- Bu kadar sert şeyler bir kül-
tür değil, alışkanlıkür. Kültürün akla ve
zevke dayanması lazım. Oysa bu kafasızb-
Damakustası
1921 'de İstanbul'dadoğdu. Pertemiyal
Lisesi ve GüzelSanatlar Akademisi
(sonraki Mimar Sinan Ünnersitesi)
Yüksek Mimarlık böhanünübitirdi.
Dahasonraserbestmimarlık
çalışmalarmı ara vermeden sürdürdü.
Mimarlık öğretiminde vangörev olarak
lSyübuiundu. TMMOBMimarlar
Odası nın kurucuyönetim kurulu üyesi
yeilkgenelsekreterioldu. İkiyûodanm
İstanbulşubesibaskanlığmı yaptı. Ulusal
ve u!u.slararası mimarlık varışmalannda
ödüller kazandı. Haftaİık gazete köşe
yazıları ve çok sayıda inceleme üedünya
gezüeritknimİerini içerengazete dti
yazdarıyayunlandı. Aynca
deneme-inceleme. dünya ülkeleri ve
şehirlerigeziizlenimîeri ve mizah
söylesileriniiçeren Uküdbıyaymüandı.
lır. Paris'in ünlü bir deniz mahsulkri resto-
ranlanndan birinde, adam büyük bir
keyifle istiridye yiyormuş. Biraz sonra şef
garson kendisine nadide bir Burgonya şa-
rabı getirmiş, "Şu zat hediye gönderdi"
demiş. İstiridye yiyen bakmış, şarahn gön-
deren adamı tanımıyor. "Nereden çıkü bu
hediye" diye soruyor. Garson cevap veri-
yor "İstiridyeyi kabuğundan çekerken
öyle ses çıkarmışsınız ki bu adam beş yüdır
sağırmış ilk defa bir ses duyunca çok sevin-
miş. Size bu şarabı gönderdi."
-Orta ve Güney Amerikamutfağıacıhye-
mekleriyle büinir. Batûılarbu yemekleripek
de severek yiyorlar. Bizim çiğköftenîn Batı
mutfağmdayer abna şansı var mı?
BOYSAN- Bizim yemekler ağır ağır
Avrupa, hatta Amerika mutfaklanna gjri-
yor. Bunlar Türk ya da Yunan restoranla-
n kanalıyla geçiyor. Örneğin dolma...
Musakka... Bunlann hepsi Avrupa'da,
Amerika'da yeniyor. Bu yemeklerin ara-
smda ben daha çiğköftenin adına rastla-
madım. Çin, Japon mutfaklan yayüdı
Katlivaciptir
Çiğköfteyle bordo
şarabı içilir diyen zatın
katli vaciptir. Şok esasına
dayanan bir ilkel
mutfağın malzemesini
yedikten sonra rakıdan
başka hiçbir şey içilmez.
dünyaya. Bizim mutfak da bazı kanallar-
dan dünyaya yayıldı. Ama o kanallardan
çiğköftenin geçeceğini sanmıyonım. Bun-
lar ince kanaÜar. Çiğköfte gibi kalın şeyle-
rin o kanallardan geçmea mümkün gibi
görünmüyor.
Hiç birsnıfa gjnniyor
- Sizce çiğköfte bir yemek mi, meze mi,
net£r?
BOYSAN- Bir tane yense belki iştah
açar. Ama bunu bir tane yiyene ben rastla-
madım. Sevenleri bunu tabaklarla yiyor-
lar. Çamlıca tepesinin maketi gibi tabakla-
ra tepeleyip öyle yiyorlar. Çiğköfte nereye
girer? Bunu buhnak zor. Aslmda kebapla-
n nasd tasnif etmeli? Çok ağır obnayan
kebaplar yenebilir. Ama işin kötü tarafi
Batıkabul etmez
Bazı Türk yemekleri
Avrupa, ya da
Amerika'da yeniyor.
Ama bu yemeklerin
arasında daha çiğköfteye
rastlamadım.
kebabı bilir bilmez herkesin yapması. O da
bif parça kebabın sıcılini bozuyor. Ana-
dolu'da bir yerde gördüm. Adam lahma-
cun sauyor. Kapısında 'Turkish pizza"
yazıyor.
- Peki lahmacma Turkish pizza' detSk,
çiğköftenin İngiltcesine ne diyeceğiz?
BOYSAN- Bunu Shakespeare'in İngi-
Bzcesi bile çözemez. Şhakespeare kalksay-
dı. onu bulamadan gidebüırdı.
Yavuz: Çiğköfte her srnıfia ortak yemeği-Sayın Yavuz, çiğköfte Türkiye genelin- I ^4/S ir/xrrnr İVT A C¥¥ \/ A OTT I D ' t DT4DTTÎ17'/ AZ>T\i)t>utr'7'7 AY V A\ni7 !
m a a
y
a s a k
olduğundan avcının eşi,
de yeni yeni popülarite kazanan yöresel ÇIGKOFTE NASIL YAPILIR [ FOR1RL/ ABDÜRREZZAK YA VUZ ö n c e
^ ^ ^ ^ ezmiŞi a d e t a
^
-Sayın Yavuz, çiğköfte Türkiyegenelin-
de yeni yeni popülarite kazanan yöresel
bir yiyecek. Çiğköfte partisini Meclis 'te
vermek nereden aklınıza geldi? Sizce
Meclis çatısı altmda çiğköfte partisi ver-
mek doğru muvdu?
YAVUZ- Çiğköfte yemegini Meclis'te
vermek gibi bir fikrimiz yoktu. Bu yeme-
ği bir milletvekilinin evinde vermek isti-
yorduk. Hatta bütün hazırlıklanmızı da
'Şanslı olanlaryedi
TBMM'deki çiğköfte
partisine itiraz eden
olmadı. Ben bilmiyorum.
Ama yemeyen
milletvekilleri de vardı.
Diğer partilerden kısmeti
olanlaryediler.
buna göre yapmıştık. Ama o akşam
Meclis Genel Kurul çalışmalan uzun
sürdü. Önemli kararlar alınıyordu. Böy-
le önemli kararlar ahnırken Meclis'ten
çıkmamızın uygun olmayacağmı düşün-
dük. Böylece de bu "aperitif yemeği"
Meclis'te yemeye karar verdik.
- Meclis'te verdiğini: çiğköfte partisine
itiraz edenler oldu mu? Bunu yemeyen
milletvekilleri var mıydı? Diğer partiler-
den isteven milletvekilleri oldu mu?
YAVUZ- Bu çiğköfte partisine itiraz
eden olmadı. Ben bilmiyorum. Ama ye-
işinsırrıyoğurandaMalzemesi: Inçe bulgur, taş tokmakla
dövülerek sinirleri veyağları
avıklanmış, hamur haline getirilmiş
dana eti, ince kesilmiş bolkuru soğan,
acı biber ve domates salçası, pul
kırmızı biber. ince kıyılmış bol
maxdanoz, istenirse bir avuç dövülmüş
karanfîl. bir avuç dövülmüş ceviz.
Yapıhsı: Bulgur önce acı biber ve
domates salçastyla çok iyiyoğurulur.
Yumuşamaya başladığı zaman içine
eti katılır. Çiğköfte harcı usta bir kişi
tarafından yoğurulmaya devam edilir.
İnce kesilmiş soğanlar, pul kırmızı
biber, dövülmüş karanfıl ve ceviz de
eklenir. Yoğurma işlemine devam
edilir. En son maydanoz eklenir. İyice
karıştırılır. Karışım, uzunca köfteler
halinde tanelenir. Yanında marul,
limon.yeşilsalatavenarekşili
domates salatasıyla servis yapthr.
meyen milletvekilleri de vardı. Dığer
partilerden kısmeti olanlar yediler?
- Çiğköftenin ortadirek yiyeceği olduğu
söylenir. Bu doğru mudur? A vrıntı verir
mısmız
tftar sofrasının değişilmez
yemeği
YAVUZ- Çiğköfte fakir, ortadirek.
zengin her sınıfın yemeğidir. Bunda hiç-
bir aynm olmaz. Çiğköfteyle ilgili aynn-
tıh bilgi vereyim: Mesela yöremizde oruç
ayında iftar sofralanndan eksik olma-
yan yemek çay ve çiğköftedir.
- Sizin çiğköfte yaptığınız biliniyor. Bu
merak sizde nasıl başladı?
YAVUZ-• Ben aksine, çiğköfte yap-
masını pek bilmem. Ama yemesini sever
ve iştahla da yerim.
- Evintde çiğköftevi kim yapar?
YAVUZ- Bizim evde çiğ köfteyi eşim-
den başkası yapmaz.
- Lokantâlarda çiğköfte yer misiniz?
Çiğköfteyi dışarıda yemeyi tavsiye eder
misiniz? Çünkü son zamanlarda beslenme
uzmanları çiğköftenin sağlığa zararlı ol-
duğunu ısrarla vurguluyorlar...
YAVUZ- Yoğuran usta bu işi biliyor-
sa ve malzemesi de iyiyse lokantâlarda
çiğköfte yerim. Ben hayatım boyunca
çiğköfte yedim ve hiçbir zarannı da gör-
medim. Eğer gerçekten beslenme uz-
manlannın dedikleri gibi çiğköfte sağlı-
ğa zararlı olsaydı Akdenız, Güneydogu
ve Doğu Anadolu insanının milli yiye-
cekleri arasında olan çiğköftenin hiç
yenilmemesi gerekirdi. Bunun sağlığa
hiçbir zaran yoktur.
- Çiğköfte bir yemek midir yoksa meze
mi? Nasıl yenilir tarifeder misiniz? Yanm-
da ne içmek gerekir?
YAVUZ- Çiğköfte sofralanmızın baş
yemeğidir. Tıpkı diğer yemekler yenildi-
ği gibi yenir. Yanında ayran içmek usul-
dendir.
- Güneydogu Anadolu gibi sıcak iklimli
bir bölgede çiğköfte türü bol acılı bir yiye-
Başkanlıktan
Meclise1946 da Şanlturfa 'nın Suruç ilçesinde
doğdu. İlk ve orta öğrenimini Suruç 'ta,
lise öğrenimini Adana 'da yaptı.
Ankara Yüksek Tekniker Okulu'ndan
mezun olduktan sonra 6yıl devlet
hizmetinde çalıştı. Bunun ardından
licaretle uğraştı. 1989'da Suruç
Belediye Başkanlığı'na seçildi. 1991
seçimlerinde deDYP Şanlturfa
Milletvekili olarak TBMM'yegirdi.
cek nasıl yenilebiliyor?
YAVUZ- Bu tamamıyla insanın işta-
hına ve ahşkanhğına bağlıdır.
- Çiğköftenin yanında mutlaka nar ek-
şisi bulunması gerektiği söylenir. Bu doğ-
ru mu?
YAVUZ- Çiğköftenin yanında nar
ekşisi değil, nar ekşıli salatası iştah açıcı
olduğundan tercih sebebidir.
- Çiğköfte nereden kaynaklandı? Bize
tarihçesini anlatır mısınız?
YAVUZ- Nemrut, Hazreti İbrarrim'i
ateşe atacağı zaman şehirde ateş yakıl-
masını yasaklamış. Ama tam bunlar
olurken yörede bir avcı da avladığı ceyla-
nın etini yemek istemiş. Ama ateş yakıl-
ması yasak olduğundan avcının eşi, eti
önce iki taş arasında ezmiş, adeta hamur
haline getirmiş. Bunun ardından da bul-
gurla yoğurarak sofraya getirmiş. İlk kez
çiğ köfte böyle yapılmış.
- Çiğköfte yapılırken tavana atıldığı ve
bu şekilde kıvamırta gelip gelmediğinin
kontrol edildiği söyleniyor. Bu doğru mu?
Tavana atılmasının başka herhangi birge-
leneği var mı?
YAVUZ- Hayır. Çiğköftenin tavana
Tavana atıimadı
Hayır. Çiğköftenin
tavana atılıp kıvamma
gelip gelmediğinin kontrol
edildiğini hiç göraıedim ve
duymadım. Buyanlış,
Böyle bir gelenek yoktur.
TBMM'de de çi ğköfte
tavana atıimadı.
atılıp kıvamma gelip gelmediğinin kont-
rol edildiğini hiç görmedim ve duyma-
dım. Bu yanlış. Böyle bir gelenek yoktur.
TBMM'de de çiğköfte tavana atıimadı. .
- Çiğköftenin yenildikten sonra mideye
dokunmasını önlemek için neler yapıbna-
lıdir?
YAVUZ- Çiğköfte mideye dokun-
maz. Bu sadece bir alışkanlık meselesi-
dir. Mesela ben her zaman çiğköfte ye-
rim.
İLAN
SIVAS ASLİYE 3. HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1991/150-1992/151
Davacılar N. Jsmet Yıldız ve Mustafa Yıldız vekili Av. Ertan Sa-
nan tarafından davalılar Şaban oğlu Mustafa - Mehmet - Bekir ve
Şaban kızları Mevlüde - Fatma ve Sefer Yıldız aleyhine mahkeme-
mize açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan açık duruşması so-
nunda dava konusu taşmmazın Sıvas'ta yeni kurulan Ulaş ilçesi
sınırları içerisinde bulunduğundan mahkememizın yetkisizliğine ve
dosyanın yetkili Ulaş Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine
karar verilmiş olup, karann taraflara tebliğ edilmesi gerektiğinden
davalılar Bekir-Şaban oğlu Mustafa ve Mehmet ile Şaban kızlan Mev-
lüde ve Fatma'nın adreslerinin bulunmadığından ve gerekli araştır-
malann da yapılmış olduğundan isimlen yazılı davalılara karar tebliği
yerine geçerli olmak üzere ilan olunur.
Basm: 52303
tLAN
KÜTAHYA SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1992/330-1164
Murat özkuşaksız vekili Av. Sadık Atakan tarafından Fatma Zehra
Pulat aleyhine açılan ortaklığın giderilmesi davasında Kütahya Ce-
dit Mah. ada: 157, pafta: 36 parse): 140 ve 143 nolu taşınmazlann
saülarak ortaklığının giderilmesine, vekalet ucreti ve mahkeme mas-
raflannın paylar oranında bölüştürülmesine karar verildiği davalı Fat-
ma Zehra Pulat'a karar tebliği yerine geçmek üzere ilanen tebliğ
olunur.
Basm: 52268
ÜNYE KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Davacı Orman Işletme Mûdurluğü vekili Av. Orhan Safa Çola-
koğlu tarafından davalılar Hüseyin Tahmisoğlu ve arkadaşları aley-
hine kadastro tespitine itiraz davası sonucunda.
Çaybaşı ilçesi Kurudere köyü Erikbelen mevkiinde kain 956 nu-
maralı parselde hisseleri bulunan Huseyin Tahmisoğlu ve arkadaşla-
rı adına yapılan kadastro tespitinin iptaline itiraza konu 956 numaralı
74.871.80 m
2
oüktarında orman vasfında 3402 sayüı yasamn 7/4, 18,
6831 sayılı yasamn 11/4. maddesi gereğince parselin Hazine adına
tapuya tesciline dair verilen mahkememizin 1990/49 esas 1992/64 ka-
rar sayılı 4/9/1992 tarihli karan tüm aramalara rağmen adresi tespit
edilemeyen Isa kızı Gülusan Avcı'ya tebligat yapılamadığından bu
ılanın gazetede yayımlanmasından 15 gün içinde temyiz haklannın
baki olduğu, bu süreden sonra hüküm kesinleşeceğinden tebliğ yeri-
ne kaim olmak üzere ilan olunur. 4.12.1992
Basın: 52313
ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1992/743 Esas
Davacı Selma Karadeniz vekili Av. Abdullah Özçullu tarafından
davalı Kemal Karadeniz aleyhine açılan terk nedeniyle boşanma da-
vasında davalıya çıkanılan davetiyelerin tebliğ edılemediği ve yapı-
lan zabıta araştırmasında davalının adresınin meçhul olduğu
bildirildiğinden;
Davalı Kemal Karadeniz'e dava dilekçesi ve yenüeme dilekçesinin
tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğine, davalının duruşma-
nın bırakıldığı 5.2.1993 günü saat 9.15'teki duruşmaya gelmediği veya
kendisini bir vekılle temsil ettirmediği takdirde yargılamaya yoklu-
ğunda devam edileceği ve karar verileceği hususu (HUMK 509 Md.)
ilanen tebliğ olunur.
Basm: 52269
BEYOĞLU ASLİYE BİRİNCİ HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1991-484
Davacı Kemal Öztürk tarafından davalı Fransız uynıklu olup halen
Fransa'da (3 Rue Rolland Gazzoa AMIENS,FRANCE) adresmde ika-
met eden Daniele Jeanne Mane Juino hakkında açılan boşanmanın tenfi-
zi davası sonunda. lstanbul Beyoğlu Finızağa Mah. Cilt: 13 14, Sayfa: 60,
Kütük Sıra No: 1975'te kayıtlı Ismet oğlu Haüce'den olma davacı Kemal
Öztürk ile aynı hanede nüfusa kayıtlı Fransız uyruklu Daniele Jeanne
Mane Juino Öztürk'ûn MK'mn 134"üncü maddesi gereğince boşanmala-
nna karar verilmiştir. İş bu karann Istanbul'da en çok okunan gazeteler-
den biri ile Fransa'da Fransızca olarak en çok okunan gazetelerden birin-
de ilanı suretiyle karann tebliğine. tebliği müteakip kanuni süre içerisinde
davalı yönünden temviz edılmediği takdirde kesınieştınlecegi hususu teb-
liğ olunur. 15.12 1992
Basın: 14203
İLAN
BEYKOZ SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 992 796
Mehlika Kırlı tarafından Zeliha Ekınci. Mualla Gökçen vs. aleyhlerine
açılan mulkıyetm müşıerek mülkiyete çevrilmesi davasının duruşması sı-
rasında; davalılardan adresi bulunamayan Menekşe Hanka Ekınci'ye
adresi bulunamadığından tebligat yapılamadığı için bu ılanın teblığinden
ıtibaren 20 gün içinde ıtırazı varsa mahkemeye bildırmesi veya 20 gûnlük
süre içerisinde taksim davası açması açmadığı takdirde iştırak haündeki
mülkıyetin müşterek mülkiyete çevrilmesine nza gösterdiğinin kabulü ge-
rekçe ve duruşması olan 26.1.1993 tarihinde dunışmada bulunması bu-
lunmadığı takdirde davanın yokluğun da devam edeceği (veya vekille
tebliğ ettırmesi) tebligat yenne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 15.
12.1992 Basın: 14188
SCHOOL OF ORIENTAL AND AFRICAJV STUDIES
(University of London)
LECTURESHIP IN THE ECONOMICS OF TURKEY
The School invites applications for a Lectureship in the Eco-
nomics of "Iurkey.
Applicants should be graduates in Economics with a hig-
her degree in a relevant topic, preferably in the field of Tur-
kish Economy. Suffıcient command of Turkish to carry out
research work is necessary.
The post is initially for one year but there may be a possi-
büity of a renewal for a further two years. The appointment
will start as soon as possible.
Salary on the University Lecturer A scale in the range £
13,400 to £15,563 plus London Allovrance of £2,134 pa.
Application forms and further particulars from the Person-
nel Offıce, Scholl of Oriental and African Studies, Thornha-
ugh Street, Russell Square, London, WCIH OXG, Tel.
071-637-2388 ext. 2234.
Closing date: 8 January 1993
The School is an Equal Opportunities Employer.