Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20ARAUK1992PAZAR
12 DIZIYAZI
A l m a n y a
t a r i h i y l e
hesaplaşıyor
O R A L C A L I S L A R
Nazi saldınlaraıın ardındaki adam, Jurgen Rieger'le görüştük
Türkler ülkesine döıısüıı
Abnanya tarihiyle hesaplaşıyortmı,
'- yoksabirtarihyenukn tekrarmı
e&yor?
• Abnanulnsu.ırkçısaldırganhğa
- tesiimolacaknu:'Dünyabusorulan1
soruyor. Türkler bu sorulara cevap
\arıyor.
^ Mölln kaüiamı artik Abnanya da bir
şeylerin nitelik venicelik olarak
değiştiğine ifaret ediyordu. Bu
araştırmamızda ırkçılığın
Abnanya dakigücünü, geleceğini
tartışacagız. Alman siyasiyaşamıntn,
^eşitlieğüürüerinikendıgörüşleriyle
sayfalarumzageıireceğiz.
Âlnumya 'nuı siyasicoğrafyasımn bir
^değerlendimesiniyapacağız.
* Yazı dizimbe çarpıcı bir örnekle
fbaşlanıak isıiyoruz. Alman
Ştrkçılaruunperde arkasmdakı lideri
Jürgen Rieger, Nazidünyasmm
İtezkrini Türk basmında ilk kez bize
fanianı. Türk Bozkurtlanyladost
Kolduklarını dakendidilinden
föğrendik.
- Almanya dakı songelijmelerleılgılı
sizinle konuşmak istiyorum.
JURGEN RIEGER: Hıç vaktim yok,
en az öniimüzdeki iki ay boyunca hiç
vaktim yok. gazetecilerin röportaj
isteklerini geri çevinyorum.
- Peki, Türkiye ye hiç olmazsa kısa bir
mesaj iletmeİc ister misiniz?
"Havır. bcnım dünyanın hiçbir
ülkesine, ne ABDye ne Fransa'ya ne
de Türkiye'ye iletecek mesajım yok.
Dava peşinde koşmakıan gazetecilere
röportaj verecek zamanım kalmıyor.
Hem sizin. söyleyeceklerimi nasıl
kullanacağınıa bilmiyorum.
• Jürgen Rieger özellikle, iki
Almanya'nın birleşmesi
sırasındaaktifti. Doğu
Almanya'da bir üs kunnaya
önem verdi. Militanlannı ve
ırkçı teorisyenleri Doğu
Almanya'ya yolladı.
Adamlannı eski Doğu Alman
ordusundan askeri teçhizat
satın almakla görevlendirdi.
Gazeteciler her şeyi çarpıtıvorlar. bu
konuda çok kötü tecrübeler edindım.
Türk gazeteleri de Alman gazeteleri de
gerçeklen gizlıyorlar, olaylan
çarpıtarak aktanyoriar."
- Nasıl çarpıtılıyor örneğın?
"Örneğin bir Türk öldürülünce yer
yerinden oynuyor, hıç kimse
öldürülen Almanlar'dan söz etmiyor.
Halbuki Almanya'da şimdiye kadar
on sekiz Alman Türk dazlaklan
larafındanöldürüldü. Bunu kimse
yazmadı. Tabii öldürülen o üç zavallı
Türke yazık. ama şimdiye kadar bu
iilkede Türk"ten çok Alinan. üstelik
Türkler tarafından öldürüldü.
Örneğin üç ay önce Berün"de
Cumhuriyetçiler (Republikaner)
partisineyakın "'Deutsche Liga"
taraftan birgrubun oturduğu
lokantaya beş maskelı Turk girip
Almanlar'dan bıriniöldürdü. Bunun
failleri yakalanamadı. Bochumdada
daha birkaç gün önce Türkler üç
Almanı öldürdü. Alman gazeteleri.
televizyonu bu haberlere hiç yer
vermiyor. Olup bitenlereçok
kızıyorum, bu yüzden gazetecilerle
konuşmak ıstemiyorum."
- Peki bundan sonra ne olacak?
"Neyi kastedıyorsunuz?"
- Şiddet olaylan Almanya'da nasıl
gelişecek, nereye varacak?
"Şiddet tırmanacaktır. Yalnız Türkler
değil. İranlılar, diğeryabancılar,
zenciler arasında Alman halkına
büyük düşmanlık var. Onlar
saldırmaya devam ettikçe Almanlar
da kendilerini savunacaktır. Ben Türk
ulusuna karşı değilim. Sorun.
Almanya'da çok fazla Türk
olmasında yatıyor. Eğer örneğin
burada sadece 100 bın Türk yaşasaydı
hiç problem olmaz, bunlar hayatlanm
en ıyi koşullarda sürdürürdü. Biz
Türklere düşman değıhz, bilakis Türk
mılhyetçileriyle, burada Bozkurt adı
venlen mılliyetçilerinızle dostuz.
Onlarla gayet yakın ilişkiler içındeyiz.
Milliyetçiler olarak bırlikte
çalışıyoruz. Ama bakın, Almanya'da
üç mıly on işsiz var. Türklerin beşte biri
ışsiz. Benödediğim vergılerle işsiz
Türkleri besliyorum. neden
besleyeyim? Bundan 15yılönce
Almanya'da böyle sorunlar yoktu.
Ama heryıl 500binyabancıgeliyor.
Göçedenlerin sayısı, Almanya'da
doğan Alman bebek sayısını kat kat
aşıyor. Almanlann nesli tükeniyor.
Asıl sorun, bu yüksek sayılarda
yatıyor."
- Peki burada yaşayan Türkleri ne
yapacaksınız?
"Türkler gen dönmelidir. Türkiye
Almanya'dan çok daha büyük bir
ülke. Kimse onlara gelın burada kalın
demedi ki. Onlar konuk işçi olarak
geldiler, ömür boyu kalmaya değil.
Alman hükümeti onlan göçmen
olarak çağırmadı ki. Almanya göç
ülkesı değil. Örneğin Amerika Birleşık
Devletleri göç ülkesıdır. göçmen
çağınr. Kimse Türklere "Almanya'da
ebediyen kalacaksınız" demedi.
demiyor. Bence bu insanlann burada
kazandıklan paralarla veedindikleri
eğıtimle Türkiye'ye dönüp orada
yatınm yapmalan. çalışmalan daha
doğru olur. Kendı ülkelerine yararlan
dokunur."
-Ama Türkler yirmi beş otuzyıJdır
Almanya'da yaşıyorlar. Çocuklan,
torunlan burada büyüdü. Yeni
kuşaklarTürkçe'den çok Almanca
konuşuyorlar. kendilerini buraya ait
hissediyorlar. Bu ülkenin birparçası
haline geldiler ve dönmeyı
düşünmüyorlar. Onlara git demek
sizce doğru mu?
"Biliyorum, evet. Ama bu göç günün
birinde Almanırkınıyok edecek.
Sayılan çok fazla. bu kadannı
kaldıramayız ve tahammül
edemeyiz."
- Peki ne olacak?
"Almanlarla yabanalar arasında bir
ırk savaşı çıkacak. çatışmalar
artacakür. Almanlar bu göçü kabul
etmeyecek ve buna karşı kendilerini
savunacak, mücadele edeceklerdir.
Savaş olacak. Alman köylerinde,
kasabalannda bu meselelerle hıç
ilgilenmeyen insanlar bile uyanıyor.
Evinin yanıbaşına bir sığınmacı yurdu
kurulan Alman buna haklı olarak
isyan ediyor. Almanlar kendilerini
yabancılara karşı komyacak, olaylar
büyüverek devam edecektir."
SÜRECEK
Yeni Nazi kamplarımn kurucusu
Nazi saldmlan Almanya çapında
yaygınlaşıp güç kazandıkça.
kamuoyu bu saldmlann ardındaki
kışiyi veya kişileri merak eımeye
başladı. Alman basın ve yaym
kuruluşlan, uluslararası medyalar.
şeflerin peşinedüştüler. İlk elde
yasal Nazi partılennin lıderleri
önplana çıktılar. Fakat Nazi
dünyasının uzmanlan ısrarla bir
isimden sözedıyorlardı. Bu isim
Jürgen Rieger'dı. Jürgen Rieger'in
mesleği avukatlıktı.
Hamburgluydu. Yasal Nazi
partılennde ismine rastlamak
mümkfin değıldı. Çünkü işini
gözden ırak yürütmeye ve fazla
dikat çekmemeye özen
göstenyordu. Hakkında şimdiye
kadar hiç soruşturma açılmamıştı.
Otdukça temiz(!) birgeçmişe
sahiptı. Görünüşteki ışi. ırkçı
saldırganlan mahkemelerde
iavunmaktı. Yasal işi buydu.
Yasalara saygılı olduğunu
belirtmeye dikkat edı> ordu.
Fakat dikkatli ve uzman bir göz. bu
yasal görüntünün arkasındaki ırkçı
ve örgütçü beyni görebilirdi. Jürgen
Rıeger özellikle, iki Almanya'nın
birleşmesı sırasındaaktifti. Doğu
Almanya'da bir üs kurmaya önem
verdi. Militanlannı ve ırkçı
teorisyenleri Doğu Almanya'ya
Jürgen Rieger'in görünüşteki işi,
ırkçı saldırganları mahkemede sa-
vunmak. Ancak dikkatli bir göz,
ırkçı ve örgütçü bir beyni görebilir.
yolladı. Adamlannı eski Doğu
Alman ordusundan askeri teçhizat
satın almakla görevlendirdi.
Bununla yetinecek değildi. Doğu
Alman> a'da kamp kurabilmek içın
arsa veçiftlik ahmına yöneldı.
Jurgen Rieger. tıpkı selefi Adolf
Hitler gibi uluslararası ilışkilere de
onem veriyor. Avmpa'daki bütün
ırkçı örgütlerle yakın temas ve
dayanışma halinde. Fransız ve
Belçıkah ırkçılarla içiçe olduğunu
onu yakında izleyenler söylüy or
Kendisiyle yaptığımız göriişmede
deTürk Bozkurtlanyla yakın temas
halinde bulunduğunu öğrendik.
Jürgen Rıeger. ırkçı tezleri
sitemleştirerek savunmaya da özen
gösteriyor Alman kadınlannın
çocuk doğurmamasından
yakınıyor. Yabancılann hızla
çoğalarak Alman neslinı yokedeceği
popagandasına ağırlık veriyor.
Jürgen Rieger. savunduğu fıkırler
ve Alman dazlaklanyla ilışkileri
nedeniyle saldınlann ardındaki
adam olarak kabul edılıyor.
Psikolojik teröryoluyla \abancilan
Almanya'dan kaçırtmanın teorismi
yapıyor. Çevresindeırkçı saldmlan
hararetle savunuyor Irkçı
dazlaklann Rieger'in ağanın içine
baktığı ve dazlaklar üzerinde bütün
Nazi partilerin lıderlennden daha
etkilı biryeri bulunduğu söyleniyor.
Gazetecilerle konuşmamaya ve
demeç vermemeye özen gösteren bu
perde arkasındaki ırkçı liderle.
konuştuk
''Almanlarla yabancılar arasında ırk savaşı çıkacak, çatışmalar artacak. Savaş olacak...
ÇAIIŞAINLARIN SORULARI/SORÜNLARI / YILMAZ ŞİPAL
Tabaıı aylığı ve sosyal yardım zammı
Bugün, emeklılere ödenmekte olan aylıklar, değişık ısımlerle
yapılan ödemeler toplamından oluşmaktadır.
T.C. Emekli Sandığfnca ödenen emekli, malullük, dıd ve
yetim aylıklan:
A) Genel aylık, B) Kıdem aylığı, C) Taban aybk, D) Özel
tazminat toplamından oluşur.
A) Genel aylık. ana gösterge tablosundaki gösterge ile ek
gösterge toplamının katsayı ile çarpımının, emekli aylığı bağla-
ma oranına göre hesaplarur.
B) Kıdem aylığı, hizmet yılına göre belirlenen kıdem göster-
gesi katsayı ile çarpılır çıkan tutara aylık bağlama oranı uygu-
lanır
C) Taban aylığı, taban aylık göstergesinin, taban aylık kat-
sayısı ile çarpımı sonucu çıkan tutann yine aybk bağlama oranı
çarpımına göre hesaplanır.
D) Özel tazminat ıse en yüksek devlet memuru olan Başba-
kanlık Müsteşan'nm gösterge ve ek göstergesi toplamı, katsayı
ile çarpılır, çıkan tutann %4'ü (yüzdedört)emekli aylığı bağla-
ma oranına göre emekli aylıklanna yansır.
Böylece. T.C. Emekli Sandığı'nca ödenen aylıklar. bu dört
ayn ödemenin toplamıdır.
Sosyal Sıgortalar Kurumu'nca ödenen emekli aylıklan ise
yaşlılık aylığı ile sosyal yardım zammı toplamıdır.
T.C. Emekli Sandığı emekblenne ödenmekte olan taban ay-
lık. 375 sayılı kararname ile ve l" Temmuz 1989'dan sonra sos-
yal yardım zammının yerini almıştır.
Sosyal yardım zammı ile taban aylık arasındaki aynm nedir?
1) Sosyal yardım zammı. hizmet süreleri ile bağıntılı olmak-
sızın, her SSK emeklisine aynı tutarda ödenir. Bir başka anla-
tımla, SSK'dan %60 orandan emekli olan sigortabya da
%85'ten emekb olan sıgortalıya da aynı lutarda, (bugün içın
710 bin lira) ödenmektedir. Taban aylığı ise %60 oran üzerin-
den aylık alan Emekli Sandığı emeklisine %60 orandan ve 682
bin 200 lira, %90'dan emekli olan emekliye ise %90 oran üze-
rinden ve 1 mılyon 23 bin 300 lira olarak ödenir.
2) Taban aylık ile sosyal yardım zammı arasındaki en önemlı
aynm ise taban aylığın dul aylıklanna koşulsuz olarak yahsı-
ması. sosyal yardım zammının ise dul aybklanna koşullu ola-
rak yansıtılmasıdır.
Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli aybğı alan bir sigor-
talı. gerek erkek gerek kadın olsun öldüğünde, geride kalan dul
eş. T C. E Sandığı'ndan emekb aybğı abyorsa ölenin emekb
aylığının en az %50'si ile sosyai yardım zammının tümünü de
alır. Her ıkı eş, T.C. Emekli Sandığı emeklisi ise geride kalan
eşe ölenm taban aybğın en az %50'si kabr.
Her iki eş de eğer SSK'dan emekli ise bu kez bınnin ölümün-
de Sosyal Sıgortalar Yasası ek madde 24 devreye gjrer ve gen-
de kalan dula sosyal yardım zammı ödenmez.
Sosyal Sigortalar Kurumu'ndaki sosyal yardım zammı uy-
gulaması, 375 sayılı kararnamenin yürürlük tanhi olan 1 Tem-
muz 1989'dan önce T.C. Emekli Sandığı'ndan aybk alanlara
da aynen uygulanmaktaydı. Bu uygulama, 1 Temmuz 1989'da
Emekli Sandığı emeklileri için son buldu ve taban aybk uygula-
masına geçıldi ve böylece adı taban aylığı olarak değişen bu
yardımdan, her ikisi de Emekli Sandığı emeklisi olan dul eşle-
nn yararlanması sağlandı.
İLAN
ANKARA 19. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1992/638
Davacı Ankara Büyukşehir Belediyesi Başkanlığı tarafından da-
valı Yusuf Çekiç aleyhine açılan "acele elkoyma amacıyla tespit" da-
vasının yapılan duruşmasında;
Davalı Yusuf Çekiç'in adresi meçhul olduğundan ilanen tebligat
yapılmasına karar verilmiştir.
Karar gereğince, duruşmanın bırakıldığı 29.1.1993 günu saat
11.00'de duruşmaya bizzat gelmenız veya bir vekille kendinizi lemsil
ettirmeniz, gelmedığiniz veya kendinizi vekille temsil ettirmediğinız
takdirde HUMK'nm 213 ve 337 maddeleri gereğince yokluğunuzda
duruşmaya devam olunup hüküm verileceği hususu, tebligat yerine
kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 47395
İLAN
KARTAL1. İŞ MAHKEMESİ'NDEN
1992 159 Esas
1992 305 Karar
Davaeı SSK Genel Müd.'lüğü vekılı tarafından davalılar Yüksel tnş.
A.Ş.. Fikretlın Demır ve Bayram Dursun aleyhine açtığı tazminat davaa-
nın duruşması sonunda:
Davanın kabulu ile 53.958.648.- TL. kurum zarannm 31 10.1989 tari-
hinden ıtıbaren %30 faizı. 212 160-TL yargılama masrafı. 2.429 173 -
TL vekfct ucretı ile bırlikte mûştereken ve müteselsılen davalılardan alınıp
davacıya venlmesine. fazlaya daır haklann saklı tutulmasına. 11.800.- TL
başvurma harcı ile 539 587 - TL nısbı karar harcının mûştereken ye müte-
selsılen davalılardan ahnmasına. 3.11.1992 tarihınde karar verilmış ol-
makla. davalı Fıkrettin Demır'e ilanen teblığ yerine kaım olmak üzere
ilanen tebliğ olunur. 11.12.1992
Basın 14166
ILAN
SARIYER 1. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1992/182
Davacı Mehmet Zeki Yüksel tarafından Hatice Yüksel aleyhine
mahkememizde açılan boşanma davasında:
Yeni Konak Hacıoğlu köyiı Ayancık/Sinop adresinde davalı Ha-
tice Yüksel'e tebligat yapılmış ise de tebligat bila tebliğ iade edildi-
ğinden, davalı zabıtaca yapılan araştırma sonucunda da
bulunamadığmdan mahkememiz duruşma günü olan 4.2.1993 günu
saat 10.30'da yukarıda dosya numarası yazılı davanın duruşmasına
gelırken butun belge ve delillerinizi birlikte getirmeniz, gelmez ıseniz
HUMK'nın 509-510 maddelerine göre gıyabınızda işlem yapılıp ka-
rar verileceği hususu dava dilekçesi yerine ilanen tebliğ olunur.
11.12.1992
• Basın: 14223
T.C.
İLAN
BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
Esas No: 992/291
Davacı Rukiye Horasan; Beykoz Anadolukavağı 113 hanede ka-
yıtlı Necati ve Rukiye'den olma 7.7.%5 doğumlu Mustafa Horasan'ın
1973 yılından beri kayıp olduğunu belırterek gaipliğine karar veril-
mesini istediğinden gaibin ilan tarihinden itibaren bir yıl içinde mah-
kememize muracaat etmesı, yerini bilenlerin mahkememize bildırmesi
aksı takdirde gaipliğine karar verileceği ılan olunur. 15.9.1992
Basın: 14145
PEDAGOJİK DANIŞMA MERKEZİ
KIRMIZI BALIK
ÇOCUKEVİ
DANIŞMAN DR. ERDAL ATABEK
0-3 YAŞ KRES BOLUMU
Çalışan anneye şimdi,
hijyen ve doktor kontrolünde bir ortam sunuyoruz.
Anne birlikteliğine eşdeğer değil,
ancak en yakınınızdan daha yakın, daha sağlıklı,
daha sevecen ve daha bilinçli.
Yeni adresimiz: MehinetÇİh Sk.Nt: 3 Altintt|M/İSt
4171636-3661431
İLAN
KADIKÖY İKİNCİ SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1992/630
Dr. Kemal Akguder Sk. Gençler Apt. 4/1 Bostancı/Kadıköy ad-
resinde ikamet eden Nadide Akman'ın rahatsızlığı nedenı ile vesayet
altına ahnmasına ve kendisine aynı adreste mukim kızı Ufuk Akman'-
ın vasi tayinine karar verildi.
Keyfiyet ilan olunur. 17.11.1992
Basın: 14148
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKCI
Yücel, Kahrından mı Oldü?Can Yücel'in anlattıkları daha bitmemişti, Hasan Âli Yü-
cel'le ilgili olarak. Konuşmamız hep dereden tepedendi.
BiraraCan:
- Ben çok şükran borçluyum Demirel'e dedi:
- Nasıl oluyor?
- ilk kez, adımla bana iş veren adamdır!
- Kaç yılında?
-1953.
- Nasıl oldu?
- Suphi Taşan var ya, şair komünist! Ben işsizim, dolaşı-
yorum. Dedi ki: "Bizim bir barajcı herif var, oraya yollaya-
yım seni!" Randevu aldı, gittim ben. Süleyman o zaman
genç benim gibi!
- Nereyi istersin? diye sordu.
- Izmir'i isterim! dedim.
- Sen anlattın mı, Hasan Âli'nin oğluyum" diye.
- Biliyor canım, uyanık herif! "Sen araziyi mi istersin,
şehri mi?" dedi. Benim de izmir'de sevgilim var, "Bor-
nova'da oturalım!" diyorum. Süleyman, benı, Bornova'da
biryereatadı.Su işlerindetercümanım. öyle de para verdi
ki bana, iki gün çalışıyorum, beş günde o parayı harcaya-
mıyorum. Ben de ne barajdan anladığım var, ne bir şey
var. Bunların anladığı da yok!
- Süleyman da mı anlamıyor?
- Süleyman da anlamıyor! (Yok devei Adamın adı "Ba-
rajlarKralı'yav!)
(Can Yücel, Izmir'i iyi tanıdığını söylüyor. "Ben, diyor,
Çeşme'de peydahlanmışım!" Doğum yeri değil, "Peydah-
lanma" yeri. Hasan Âli Yucel, Kurtuluş Savaşı sırasında
Izmir'e atanır, ilköğretmenliği Izmir'dedir. ilk milletvekilli-
ği de izmir'den)
Can Yücel, izmir günlerini anlatıyor
- Süleyman'ı orada tanıdım, diyor hemen ekliyor: Valla,
bu Süleyman'a güven olmaz!
- Değişmedi mi yani?
- Aynı adamlardır. Herkes aynı adamdır İnsanı değiştir-
me gücü Tanrıda bile yoktur. Değiştirseydi, Tanrı değişti-
rirdi. Kader diye bir şey var ya. Süleyman'ın bugün yaptık-
larının hepsi yanlış. Ama, başkasını yapamaz ki. Bir kere,
bu Amerikan şeyine bulaşmışlardır. Dünyada kalkınamaz-
lar Türkiye bakımından. (Yaşar Çallı, bu arada portre yap-
mayı sürdürüyor, Can ona da laf yetiştiriyor: "Picasso
demiş ki "Ben artık portre yapmayacağım, adam kalmadı
dünyada!" demiş.
(Can'la bu yaz Istanbul'da, "Çamlıbelde"de konuştuğu-
muzu, perşembe günkü "Ankara Notlan"ndayazmıştım)
Hasan Âli Yücel de Ismail Hakkı Tonguç da 27 Mayıs
1960 devrimi olunca, çok sevinmişlerdi. Tonguç, devrim
bir ayını doldurmadan yaşama gözlerini yumdu. Hasan Âli
Yücel'in annesi Neyire Hanım:
-Tonguç sevincinden, Hasan Âli kahrından öldü! demiş.
Arkadaşı Tonguç'un arkasından, Hasan Âli çokyaşama-
dı, 1961 de de o öldü. Başından geçenlerle, Tonguç'un
ölümü, onu gerçekten sarsmış olmalıydı. Hasan Âli Yücel,
ilk darbeyi 1961 de oluşturulan Kurucu Meclis'in kuruluşu
sırasındayedi. Hasan Ali Yücel gibi bırısi, Cemal Gürsel'in
kontenjanından Kurucu Meclis'e çağrılmalıydı. Çağnlma-
dı. Eğitimle ilgili kuruluşlar da Hasan Âli Yücel i anımsa-
madılar. CHP Genel Başkanı ismet Inönü'nün kontenjanı
vardı. Mümtaz Soysâl, Doğan Avcıoğlu o kontenjandan
Kurucu Meclis'e girdiler. Seçimlerden sonra inönü'ye
anımsattıklarında, üzüntüsünü bildirir
- Yücel [ unuttuk! der.
Hasan Âli Yücel, eğitimci olduğu gibi yazardır da. Anka-
ra Gazeteciler Cemiyeti'ne başvurur. Cemiyet üç kişiyi
seçip Kurucu Meclis'e gönderecektir. Başvurudan sonra
bir gün Hasan Âli Yücel'in evine iki genç gazeteci gelir.
Bunlar, Yücel'in adaylıktan vazgeçmesini istemektedirler.
Şöyle derler-
- Efendim, bız Kurucu Meclis'te gazetecileri genç gaze^-
tecilerin temsil etmesini istiyoruz. Size bunu söylemeye
ve adaylıktan vazgeçmenizı ricaya geldik! (Bu iki genç ga-
zeteci kımlerdi?) Hasan Âli Yücel, çok üzülür. Birdenbire
kızı Canan'a, birkâğıt kalem almasını soyler ve şu tümceyi
yazdırır
- Ben hiçbir kesimden bu Kurucu Meclis'e katılmak iste-
miyorum! (Yazıyı imzalar, iki genç gazeteci alıp giderler.)
Yanındakiler daha sonra "Niye böyle yaptın?" diye sorar-
lar; şu karşılığı verir:
- Ne İnönü'nün karşısına geçer, seviyejsiz politikacılık
yaparım. Nedeyanındayeralırım! Hasan Âli Yücel, karar-
larını hep fişek gibi bir hızla alır, uygular (Yücel'in yerine
kim, hangi gazeteci Kurucu Meclis'e girdi?)
1961 yılbaşından birkaç gün sonradır. Inönü, bir gün
operada Yücel'i görür. Yücel'e özlemle sarılır:
- Yahu Yücel, çok özlüyorum, göreceğim geldi! Bir görü-
şemiyoruz...
- Emretmiyorsunuz ki paşam, geleyim!
Bir gün yolda yürürken, Yücel:
- Amaan, der, kalkayım bir randevu alayım da gideyim
Paşa'ya. Ölür mölür de içime dert olur! Hem kendisine
söyleyeceğim: Kurucu Meclis oluşurken, "Aaa, bak Yü-
cel'i unuttum!" demiş. "Sen beni nasıl unutursun" diye
soracağım!
Yücel. vardığında Paşa ona:
- Ben Lütfi Duran'a elektro çektirmeye gidiyorum. haydi
seni de götüreyim, der. Giderler. Yücel'in elektrosu çok iyi
çıkar. Paşa ona. eski ırkçıları Nihal Atsız'ı, vb. sorar. O sı-
rada yeni partiler kurulmuştur, AP, YTP filan.
- Yücel, yeni partileri nasıl buluyorsun?
- Paşam, bunların sonu gelmez!
Kurucu Meclis'e neden aday göstermediğini sormaz bi-
le.
BULMACA
SOLDAN ŞAĞA:
1/ Kuvvetli, dinç...
Hattatların kâğıt ci-
lalamakta kullan-
dıklan nişasta ve yu-
murta akından yapı-
lan özel bileşim. 2/
"Hey ağalar zaman
azdı / Düşmuşe il
üşer oldu / Küllük-
te sürünen /
Cins atla yarışır
oldu" (Gevheri)...
Bir tür halk türküsu.
3/ Adın durum ekJe-
rinden biri... Kalay
oksit katılarak do-
nuklaştınlmış ya da kemik tozu ka-
tılarak yan donuk hale getirilmiş
cam. 4/ Eli açık, cömeıt, yiğit... Av-
rupa'da bir başkent. 5/ Büyük bak-
raç. 6/ Engebe... Büyük erkek kar-
deş. 7/ Hafîf şeylerden yapılmış te-
mekiz eğreti yapı... Ses. 8/ Yapım...
Asya'da, ikiye bölünmüş bir ülke. 9/
Göğus... Boğaz, gırtlak.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ "Ya bister-i kemhâda ya virânede
can ver / Çün bay ü hâke beraber girecektir" (Ziya Pa-
şa)... Okyanuslann çok derin kesimlerine verilen ad. 2/ Vaşak
denilen hayvanın ufak bir türü... Istanbul'un bir semti. 3/ Bir
nota... Funnda ekmek, börek, çörek çevirmeye yarayan bir tür
kürek. 4/ Yankı... Yok etme, giderme. 5/ Dayak. 6/ Keman ya-
pımı ile ünlü bir Italyan ailesi... Motorlu taşıtların elektriğini
sağlayan aygıt. 7/ Özellikle mehter müziğinde kullanılmış vur-
tnalı bir çalgı... Kemiklerin yuvarlak ucu. 8/ Dinsel tören... Ge-
linin çeyizi. 9/ GUzel, hoş, latif... Yanağın tlt kısmı.