26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20ARAUK1992PAZAR 12 DIZIYAZI A l m a n y a t a r i h i y l e hesaplaşıyor O R A L C A L I S L A R Nazi saldınlaraıın ardındaki adam, Jurgen Rieger'le görüştük Türkler ülkesine döıısüıı Abnanya tarihiyle hesaplaşıyortmı, '- yoksabirtarihyenukn tekrarmı e&yor? • Abnanulnsu.ırkçısaldırganhğa - tesiimolacaknu:'Dünyabusorulan1 soruyor. Türkler bu sorulara cevap \arıyor. ^ Mölln kaüiamı artik Abnanya da bir şeylerin nitelik venicelik olarak değiştiğine ifaret ediyordu. Bu araştırmamızda ırkçılığın Abnanya dakigücünü, geleceğini tartışacagız. Alman siyasiyaşamıntn, ^eşitlieğüürüerinikendıgörüşleriyle sayfalarumzageıireceğiz. Âlnumya 'nuı siyasicoğrafyasımn bir ^değerlendimesiniyapacağız. * Yazı dizimbe çarpıcı bir örnekle fbaşlanıak isıiyoruz. Alman Ştrkçılaruunperde arkasmdakı lideri Jürgen Rieger, Nazidünyasmm İtezkrini Türk basmında ilk kez bize fanianı. Türk Bozkurtlanyladost Kolduklarını dakendidilinden föğrendik. - Almanya dakı songelijmelerleılgılı sizinle konuşmak istiyorum. JURGEN RIEGER: Hıç vaktim yok, en az öniimüzdeki iki ay boyunca hiç vaktim yok. gazetecilerin röportaj isteklerini geri çevinyorum. - Peki, Türkiye ye hiç olmazsa kısa bir mesaj iletmeİc ister misiniz? "Havır. bcnım dünyanın hiçbir ülkesine, ne ABDye ne Fransa'ya ne de Türkiye'ye iletecek mesajım yok. Dava peşinde koşmakıan gazetecilere röportaj verecek zamanım kalmıyor. Hem sizin. söyleyeceklerimi nasıl kullanacağınıa bilmiyorum. • Jürgen Rieger özellikle, iki Almanya'nın birleşmesi sırasındaaktifti. Doğu Almanya'da bir üs kunnaya önem verdi. Militanlannı ve ırkçı teorisyenleri Doğu Almanya'ya yolladı. Adamlannı eski Doğu Alman ordusundan askeri teçhizat satın almakla görevlendirdi. Gazeteciler her şeyi çarpıtıvorlar. bu konuda çok kötü tecrübeler edindım. Türk gazeteleri de Alman gazeteleri de gerçeklen gizlıyorlar, olaylan çarpıtarak aktanyoriar." - Nasıl çarpıtılıyor örneğın? "Örneğin bir Türk öldürülünce yer yerinden oynuyor, hıç kimse öldürülen Almanlar'dan söz etmiyor. Halbuki Almanya'da şimdiye kadar on sekiz Alman Türk dazlaklan larafındanöldürüldü. Bunu kimse yazmadı. Tabii öldürülen o üç zavallı Türke yazık. ama şimdiye kadar bu iilkede Türk"ten çok Alinan. üstelik Türkler tarafından öldürüldü. Örneğin üç ay önce Berün"de Cumhuriyetçiler (Republikaner) partisineyakın "'Deutsche Liga" taraftan birgrubun oturduğu lokantaya beş maskelı Turk girip Almanlar'dan bıriniöldürdü. Bunun failleri yakalanamadı. Bochumdada daha birkaç gün önce Türkler üç Almanı öldürdü. Alman gazeteleri. televizyonu bu haberlere hiç yer vermiyor. Olup bitenlereçok kızıyorum, bu yüzden gazetecilerle konuşmak ıstemiyorum." - Peki bundan sonra ne olacak? "Neyi kastedıyorsunuz?" - Şiddet olaylan Almanya'da nasıl gelişecek, nereye varacak? "Şiddet tırmanacaktır. Yalnız Türkler değil. İranlılar, diğeryabancılar, zenciler arasında Alman halkına büyük düşmanlık var. Onlar saldırmaya devam ettikçe Almanlar da kendilerini savunacaktır. Ben Türk ulusuna karşı değilim. Sorun. Almanya'da çok fazla Türk olmasında yatıyor. Eğer örneğin burada sadece 100 bın Türk yaşasaydı hiç problem olmaz, bunlar hayatlanm en ıyi koşullarda sürdürürdü. Biz Türklere düşman değıhz, bilakis Türk mılhyetçileriyle, burada Bozkurt adı venlen mılliyetçilerinızle dostuz. Onlarla gayet yakın ilişkiler içındeyiz. Milliyetçiler olarak bırlikte çalışıyoruz. Ama bakın, Almanya'da üç mıly on işsiz var. Türklerin beşte biri ışsiz. Benödediğim vergılerle işsiz Türkleri besliyorum. neden besleyeyim? Bundan 15yılönce Almanya'da böyle sorunlar yoktu. Ama heryıl 500binyabancıgeliyor. Göçedenlerin sayısı, Almanya'da doğan Alman bebek sayısını kat kat aşıyor. Almanlann nesli tükeniyor. Asıl sorun, bu yüksek sayılarda yatıyor." - Peki burada yaşayan Türkleri ne yapacaksınız? "Türkler gen dönmelidir. Türkiye Almanya'dan çok daha büyük bir ülke. Kimse onlara gelın burada kalın demedi ki. Onlar konuk işçi olarak geldiler, ömür boyu kalmaya değil. Alman hükümeti onlan göçmen olarak çağırmadı ki. Almanya göç ülkesı değil. Örneğin Amerika Birleşık Devletleri göç ülkesıdır. göçmen çağınr. Kimse Türklere "Almanya'da ebediyen kalacaksınız" demedi. demiyor. Bence bu insanlann burada kazandıklan paralarla veedindikleri eğıtimle Türkiye'ye dönüp orada yatınm yapmalan. çalışmalan daha doğru olur. Kendı ülkelerine yararlan dokunur." -Ama Türkler yirmi beş otuzyıJdır Almanya'da yaşıyorlar. Çocuklan, torunlan burada büyüdü. Yeni kuşaklarTürkçe'den çok Almanca konuşuyorlar. kendilerini buraya ait hissediyorlar. Bu ülkenin birparçası haline geldiler ve dönmeyı düşünmüyorlar. Onlara git demek sizce doğru mu? "Biliyorum, evet. Ama bu göç günün birinde Almanırkınıyok edecek. Sayılan çok fazla. bu kadannı kaldıramayız ve tahammül edemeyiz." - Peki ne olacak? "Almanlarla yabanalar arasında bir ırk savaşı çıkacak. çatışmalar artacakür. Almanlar bu göçü kabul etmeyecek ve buna karşı kendilerini savunacak, mücadele edeceklerdir. Savaş olacak. Alman köylerinde, kasabalannda bu meselelerle hıç ilgilenmeyen insanlar bile uyanıyor. Evinin yanıbaşına bir sığınmacı yurdu kurulan Alman buna haklı olarak isyan ediyor. Almanlar kendilerini yabancılara karşı komyacak, olaylar büyüverek devam edecektir." SÜRECEK Yeni Nazi kamplarımn kurucusu Nazi saldmlan Almanya çapında yaygınlaşıp güç kazandıkça. kamuoyu bu saldmlann ardındaki kışiyi veya kişileri merak eımeye başladı. Alman basın ve yaym kuruluşlan, uluslararası medyalar. şeflerin peşinedüştüler. İlk elde yasal Nazi partılennin lıderleri önplana çıktılar. Fakat Nazi dünyasının uzmanlan ısrarla bir isimden sözedıyorlardı. Bu isim Jürgen Rieger'dı. Jürgen Rieger'in mesleği avukatlıktı. Hamburgluydu. Yasal Nazi partılennde ismine rastlamak mümkfin değıldı. Çünkü işini gözden ırak yürütmeye ve fazla dikat çekmemeye özen göstenyordu. Hakkında şimdiye kadar hiç soruşturma açılmamıştı. Otdukça temiz(!) birgeçmişe sahiptı. Görünüşteki ışi. ırkçı saldırganlan mahkemelerde iavunmaktı. Yasal işi buydu. Yasalara saygılı olduğunu belirtmeye dikkat edı> ordu. Fakat dikkatli ve uzman bir göz. bu yasal görüntünün arkasındaki ırkçı ve örgütçü beyni görebilirdi. Jürgen Rıeger özellikle, iki Almanya'nın birleşmesı sırasındaaktifti. Doğu Almanya'da bir üs kurmaya önem verdi. Militanlannı ve ırkçı teorisyenleri Doğu Almanya'ya Jürgen Rieger'in görünüşteki işi, ırkçı saldırganları mahkemede sa- vunmak. Ancak dikkatli bir göz, ırkçı ve örgütçü bir beyni görebilir. yolladı. Adamlannı eski Doğu Alman ordusundan askeri teçhizat satın almakla görevlendirdi. Bununla yetinecek değildi. Doğu Alman> a'da kamp kurabilmek içın arsa veçiftlik ahmına yöneldı. Jurgen Rieger. tıpkı selefi Adolf Hitler gibi uluslararası ilışkilere de onem veriyor. Avmpa'daki bütün ırkçı örgütlerle yakın temas ve dayanışma halinde. Fransız ve Belçıkah ırkçılarla içiçe olduğunu onu yakında izleyenler söylüy or Kendisiyle yaptığımız göriişmede deTürk Bozkurtlanyla yakın temas halinde bulunduğunu öğrendik. Jürgen Rıeger. ırkçı tezleri sitemleştirerek savunmaya da özen gösteriyor Alman kadınlannın çocuk doğurmamasından yakınıyor. Yabancılann hızla çoğalarak Alman neslinı yokedeceği popagandasına ağırlık veriyor. Jürgen Rieger. savunduğu fıkırler ve Alman dazlaklanyla ilışkileri nedeniyle saldınlann ardındaki adam olarak kabul edılıyor. Psikolojik teröryoluyla \abancilan Almanya'dan kaçırtmanın teorismi yapıyor. Çevresindeırkçı saldmlan hararetle savunuyor Irkçı dazlaklann Rieger'in ağanın içine baktığı ve dazlaklar üzerinde bütün Nazi partilerin lıderlennden daha etkilı biryeri bulunduğu söyleniyor. Gazetecilerle konuşmamaya ve demeç vermemeye özen gösteren bu perde arkasındaki ırkçı liderle. konuştuk ''Almanlarla yabancılar arasında ırk savaşı çıkacak, çatışmalar artacak. Savaş olacak... ÇAIIŞAINLARIN SORULARI/SORÜNLARI / YILMAZ ŞİPAL Tabaıı aylığı ve sosyal yardım zammı Bugün, emeklılere ödenmekte olan aylıklar, değişık ısımlerle yapılan ödemeler toplamından oluşmaktadır. T.C. Emekli Sandığfnca ödenen emekli, malullük, dıd ve yetim aylıklan: A) Genel aylık, B) Kıdem aylığı, C) Taban aybk, D) Özel tazminat toplamından oluşur. A) Genel aylık. ana gösterge tablosundaki gösterge ile ek gösterge toplamının katsayı ile çarpımının, emekli aylığı bağla- ma oranına göre hesaplarur. B) Kıdem aylığı, hizmet yılına göre belirlenen kıdem göster- gesi katsayı ile çarpılır çıkan tutara aylık bağlama oranı uygu- lanır C) Taban aylığı, taban aylık göstergesinin, taban aylık kat- sayısı ile çarpımı sonucu çıkan tutann yine aybk bağlama oranı çarpımına göre hesaplanır. D) Özel tazminat ıse en yüksek devlet memuru olan Başba- kanlık Müsteşan'nm gösterge ve ek göstergesi toplamı, katsayı ile çarpılır, çıkan tutann %4'ü (yüzdedört)emekli aylığı bağla- ma oranına göre emekli aylıklanna yansır. Böylece. T.C. Emekli Sandığı'nca ödenen aylıklar. bu dört ayn ödemenin toplamıdır. Sosyal Sıgortalar Kurumu'nca ödenen emekli aylıklan ise yaşlılık aylığı ile sosyal yardım zammı toplamıdır. T.C. Emekli Sandığı emekblenne ödenmekte olan taban ay- lık. 375 sayılı kararname ile ve l" Temmuz 1989'dan sonra sos- yal yardım zammının yerini almıştır. Sosyal yardım zammı ile taban aylık arasındaki aynm nedir? 1) Sosyal yardım zammı. hizmet süreleri ile bağıntılı olmak- sızın, her SSK emeklisine aynı tutarda ödenir. Bir başka anla- tımla, SSK'dan %60 orandan emekli olan sigortabya da %85'ten emekb olan sıgortalıya da aynı lutarda, (bugün içın 710 bin lira) ödenmektedir. Taban aylığı ise %60 oran üzerin- den aylık alan Emekli Sandığı emeklisine %60 orandan ve 682 bin 200 lira, %90'dan emekli olan emekliye ise %90 oran üze- rinden ve 1 mılyon 23 bin 300 lira olarak ödenir. 2) Taban aylık ile sosyal yardım zammı arasındaki en önemlı aynm ise taban aylığın dul aylıklanna koşulsuz olarak yahsı- ması. sosyal yardım zammının ise dul aybklanna koşullu ola- rak yansıtılmasıdır. Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli aybğı alan bir sigor- talı. gerek erkek gerek kadın olsun öldüğünde, geride kalan dul eş. T C. E Sandığı'ndan emekb aybğı abyorsa ölenin emekb aylığının en az %50'si ile sosyai yardım zammının tümünü de alır. Her ıkı eş, T.C. Emekli Sandığı emeklisi ise geride kalan eşe ölenm taban aybğın en az %50'si kabr. Her iki eş de eğer SSK'dan emekli ise bu kez bınnin ölümün- de Sosyal Sıgortalar Yasası ek madde 24 devreye gjrer ve gen- de kalan dula sosyal yardım zammı ödenmez. Sosyal Sigortalar Kurumu'ndaki sosyal yardım zammı uy- gulaması, 375 sayılı kararnamenin yürürlük tanhi olan 1 Tem- muz 1989'dan önce T.C. Emekli Sandığı'ndan aybk alanlara da aynen uygulanmaktaydı. Bu uygulama, 1 Temmuz 1989'da Emekli Sandığı emeklileri için son buldu ve taban aybk uygula- masına geçıldi ve böylece adı taban aylığı olarak değişen bu yardımdan, her ikisi de Emekli Sandığı emeklisi olan dul eşle- nn yararlanması sağlandı. İLAN ANKARA 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1992/638 Davacı Ankara Büyukşehir Belediyesi Başkanlığı tarafından da- valı Yusuf Çekiç aleyhine açılan "acele elkoyma amacıyla tespit" da- vasının yapılan duruşmasında; Davalı Yusuf Çekiç'in adresi meçhul olduğundan ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Karar gereğince, duruşmanın bırakıldığı 29.1.1993 günu saat 11.00'de duruşmaya bizzat gelmenız veya bir vekille kendinizi lemsil ettirmeniz, gelmedığiniz veya kendinizi vekille temsil ettirmediğinız takdirde HUMK'nm 213 ve 337 maddeleri gereğince yokluğunuzda duruşmaya devam olunup hüküm verileceği hususu, tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 47395 İLAN KARTAL1. İŞ MAHKEMESİ'NDEN 1992 159 Esas 1992 305 Karar Davaeı SSK Genel Müd.'lüğü vekılı tarafından davalılar Yüksel tnş. A.Ş.. Fikretlın Demır ve Bayram Dursun aleyhine açtığı tazminat davaa- nın duruşması sonunda: Davanın kabulu ile 53.958.648.- TL. kurum zarannm 31 10.1989 tari- hinden ıtıbaren %30 faizı. 212 160-TL yargılama masrafı. 2.429 173 - TL vekfct ucretı ile bırlikte mûştereken ve müteselsılen davalılardan alınıp davacıya venlmesine. fazlaya daır haklann saklı tutulmasına. 11.800.- TL başvurma harcı ile 539 587 - TL nısbı karar harcının mûştereken ye müte- selsılen davalılardan ahnmasına. 3.11.1992 tarihınde karar verilmış ol- makla. davalı Fıkrettin Demır'e ilanen teblığ yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 11.12.1992 Basın 14166 ILAN SARIYER 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1992/182 Davacı Mehmet Zeki Yüksel tarafından Hatice Yüksel aleyhine mahkememizde açılan boşanma davasında: Yeni Konak Hacıoğlu köyiı Ayancık/Sinop adresinde davalı Ha- tice Yüksel'e tebligat yapılmış ise de tebligat bila tebliğ iade edildi- ğinden, davalı zabıtaca yapılan araştırma sonucunda da bulunamadığmdan mahkememiz duruşma günü olan 4.2.1993 günu saat 10.30'da yukarıda dosya numarası yazılı davanın duruşmasına gelırken butun belge ve delillerinizi birlikte getirmeniz, gelmez ıseniz HUMK'nın 509-510 maddelerine göre gıyabınızda işlem yapılıp ka- rar verileceği hususu dava dilekçesi yerine ilanen tebliğ olunur. 11.12.1992 • Basın: 14223 T.C. İLAN BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 992/291 Davacı Rukiye Horasan; Beykoz Anadolukavağı 113 hanede ka- yıtlı Necati ve Rukiye'den olma 7.7.%5 doğumlu Mustafa Horasan'ın 1973 yılından beri kayıp olduğunu belırterek gaipliğine karar veril- mesini istediğinden gaibin ilan tarihinden itibaren bir yıl içinde mah- kememize muracaat etmesı, yerini bilenlerin mahkememize bildırmesi aksı takdirde gaipliğine karar verileceği ılan olunur. 15.9.1992 Basın: 14145 PEDAGOJİK DANIŞMA MERKEZİ KIRMIZI BALIK ÇOCUKEVİ DANIŞMAN DR. ERDAL ATABEK 0-3 YAŞ KRES BOLUMU Çalışan anneye şimdi, hijyen ve doktor kontrolünde bir ortam sunuyoruz. Anne birlikteliğine eşdeğer değil, ancak en yakınınızdan daha yakın, daha sağlıklı, daha sevecen ve daha bilinçli. Yeni adresimiz: MehinetÇİh Sk.Nt: 3 Altintt|M/İSt 4171636-3661431 İLAN KADIKÖY İKİNCİ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1992/630 Dr. Kemal Akguder Sk. Gençler Apt. 4/1 Bostancı/Kadıköy ad- resinde ikamet eden Nadide Akman'ın rahatsızlığı nedenı ile vesayet altına ahnmasına ve kendisine aynı adreste mukim kızı Ufuk Akman'- ın vasi tayinine karar verildi. Keyfiyet ilan olunur. 17.11.1992 Basın: 14148 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKCI Yücel, Kahrından mı Oldü?Can Yücel'in anlattıkları daha bitmemişti, Hasan Âli Yü- cel'le ilgili olarak. Konuşmamız hep dereden tepedendi. BiraraCan: - Ben çok şükran borçluyum Demirel'e dedi: - Nasıl oluyor? - ilk kez, adımla bana iş veren adamdır! - Kaç yılında? -1953. - Nasıl oldu? - Suphi Taşan var ya, şair komünist! Ben işsizim, dolaşı- yorum. Dedi ki: "Bizim bir barajcı herif var, oraya yollaya- yım seni!" Randevu aldı, gittim ben. Süleyman o zaman genç benim gibi! - Nereyi istersin? diye sordu. - Izmir'i isterim! dedim. - Sen anlattın mı, Hasan Âli'nin oğluyum" diye. - Biliyor canım, uyanık herif! "Sen araziyi mi istersin, şehri mi?" dedi. Benim de izmir'de sevgilim var, "Bor- nova'da oturalım!" diyorum. Süleyman, benı, Bornova'da biryereatadı.Su işlerindetercümanım. öyle de para verdi ki bana, iki gün çalışıyorum, beş günde o parayı harcaya- mıyorum. Ben de ne barajdan anladığım var, ne bir şey var. Bunların anladığı da yok! - Süleyman da mı anlamıyor? - Süleyman da anlamıyor! (Yok devei Adamın adı "Ba- rajlarKralı'yav!) (Can Yücel, Izmir'i iyi tanıdığını söylüyor. "Ben, diyor, Çeşme'de peydahlanmışım!" Doğum yeri değil, "Peydah- lanma" yeri. Hasan Âli Yucel, Kurtuluş Savaşı sırasında Izmir'e atanır, ilköğretmenliği Izmir'dedir. ilk milletvekilli- ği de izmir'den) Can Yücel, izmir günlerini anlatıyor - Süleyman'ı orada tanıdım, diyor hemen ekliyor: Valla, bu Süleyman'a güven olmaz! - Değişmedi mi yani? - Aynı adamlardır. Herkes aynı adamdır İnsanı değiştir- me gücü Tanrıda bile yoktur. Değiştirseydi, Tanrı değişti- rirdi. Kader diye bir şey var ya. Süleyman'ın bugün yaptık- larının hepsi yanlış. Ama, başkasını yapamaz ki. Bir kere, bu Amerikan şeyine bulaşmışlardır. Dünyada kalkınamaz- lar Türkiye bakımından. (Yaşar Çallı, bu arada portre yap- mayı sürdürüyor, Can ona da laf yetiştiriyor: "Picasso demiş ki "Ben artık portre yapmayacağım, adam kalmadı dünyada!" demiş. (Can'la bu yaz Istanbul'da, "Çamlıbelde"de konuştuğu- muzu, perşembe günkü "Ankara Notlan"ndayazmıştım) Hasan Âli Yücel de Ismail Hakkı Tonguç da 27 Mayıs 1960 devrimi olunca, çok sevinmişlerdi. Tonguç, devrim bir ayını doldurmadan yaşama gözlerini yumdu. Hasan Âli Yücel'in annesi Neyire Hanım: -Tonguç sevincinden, Hasan Âli kahrından öldü! demiş. Arkadaşı Tonguç'un arkasından, Hasan Âli çokyaşama- dı, 1961 de de o öldü. Başından geçenlerle, Tonguç'un ölümü, onu gerçekten sarsmış olmalıydı. Hasan Âli Yücel, ilk darbeyi 1961 de oluşturulan Kurucu Meclis'in kuruluşu sırasındayedi. Hasan Ali Yücel gibi bırısi, Cemal Gürsel'in kontenjanından Kurucu Meclis'e çağrılmalıydı. Çağnlma- dı. Eğitimle ilgili kuruluşlar da Hasan Âli Yücel i anımsa- madılar. CHP Genel Başkanı ismet Inönü'nün kontenjanı vardı. Mümtaz Soysâl, Doğan Avcıoğlu o kontenjandan Kurucu Meclis'e girdiler. Seçimlerden sonra inönü'ye anımsattıklarında, üzüntüsünü bildirir - Yücel [ unuttuk! der. Hasan Âli Yücel, eğitimci olduğu gibi yazardır da. Anka- ra Gazeteciler Cemiyeti'ne başvurur. Cemiyet üç kişiyi seçip Kurucu Meclis'e gönderecektir. Başvurudan sonra bir gün Hasan Âli Yücel'in evine iki genç gazeteci gelir. Bunlar, Yücel'in adaylıktan vazgeçmesini istemektedirler. Şöyle derler- - Efendim, bız Kurucu Meclis'te gazetecileri genç gaze^- tecilerin temsil etmesini istiyoruz. Size bunu söylemeye ve adaylıktan vazgeçmenizı ricaya geldik! (Bu iki genç ga- zeteci kımlerdi?) Hasan Âli Yücel, çok üzülür. Birdenbire kızı Canan'a, birkâğıt kalem almasını soyler ve şu tümceyi yazdırır - Ben hiçbir kesimden bu Kurucu Meclis'e katılmak iste- miyorum! (Yazıyı imzalar, iki genç gazeteci alıp giderler.) Yanındakiler daha sonra "Niye böyle yaptın?" diye sorar- lar; şu karşılığı verir: - Ne İnönü'nün karşısına geçer, seviyejsiz politikacılık yaparım. Nedeyanındayeralırım! Hasan Âli Yücel, karar- larını hep fişek gibi bir hızla alır, uygular (Yücel'in yerine kim, hangi gazeteci Kurucu Meclis'e girdi?) 1961 yılbaşından birkaç gün sonradır. Inönü, bir gün operada Yücel'i görür. Yücel'e özlemle sarılır: - Yahu Yücel, çok özlüyorum, göreceğim geldi! Bir görü- şemiyoruz... - Emretmiyorsunuz ki paşam, geleyim! Bir gün yolda yürürken, Yücel: - Amaan, der, kalkayım bir randevu alayım da gideyim Paşa'ya. Ölür mölür de içime dert olur! Hem kendisine söyleyeceğim: Kurucu Meclis oluşurken, "Aaa, bak Yü- cel'i unuttum!" demiş. "Sen beni nasıl unutursun" diye soracağım! Yücel. vardığında Paşa ona: - Ben Lütfi Duran'a elektro çektirmeye gidiyorum. haydi seni de götüreyim, der. Giderler. Yücel'in elektrosu çok iyi çıkar. Paşa ona. eski ırkçıları Nihal Atsız'ı, vb. sorar. O sı- rada yeni partiler kurulmuştur, AP, YTP filan. - Yücel, yeni partileri nasıl buluyorsun? - Paşam, bunların sonu gelmez! Kurucu Meclis'e neden aday göstermediğini sormaz bi- le. BULMACA SOLDAN ŞAĞA: 1/ Kuvvetli, dinç... Hattatların kâğıt ci- lalamakta kullan- dıklan nişasta ve yu- murta akından yapı- lan özel bileşim. 2/ "Hey ağalar zaman azdı / Düşmuşe il üşer oldu / Küllük- te sürünen / Cins atla yarışır oldu" (Gevheri)... Bir tür halk türküsu. 3/ Adın durum ekJe- rinden biri... Kalay oksit katılarak do- nuklaştınlmış ya da kemik tozu ka- tılarak yan donuk hale getirilmiş cam. 4/ Eli açık, cömeıt, yiğit... Av- rupa'da bir başkent. 5/ Büyük bak- raç. 6/ Engebe... Büyük erkek kar- deş. 7/ Hafîf şeylerden yapılmış te- mekiz eğreti yapı... Ses. 8/ Yapım... Asya'da, ikiye bölünmüş bir ülke. 9/ Göğus... Boğaz, gırtlak. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ "Ya bister-i kemhâda ya virânede can ver / Çün bay ü hâke beraber girecektir" (Ziya Pa- şa)... Okyanuslann çok derin kesimlerine verilen ad. 2/ Vaşak denilen hayvanın ufak bir türü... Istanbul'un bir semti. 3/ Bir nota... Funnda ekmek, börek, çörek çevirmeye yarayan bir tür kürek. 4/ Yankı... Yok etme, giderme. 5/ Dayak. 6/ Keman ya- pımı ile ünlü bir Italyan ailesi... Motorlu taşıtların elektriğini sağlayan aygıt. 7/ Özellikle mehter müziğinde kullanılmış vur- tnalı bir çalgı... Kemiklerin yuvarlak ucu. 8/ Dinsel tören... Ge- linin çeyizi. 9/ GUzel, hoş, latif... Yanağın tlt kısmı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle