Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ARAUK1992 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Oyunyarışması
• Kûltür Servisi- Kaülma
süresi 30 kasım tarihinde
sona eren Kültür Bakanlığı
Oynn Yazma Yanşmaa'na
149 oyunik başyuruldu. Tûrk
oyun yazarhğmın
desteklenmesi, Tûrk
*iyatrosuna yeni yazarlar ve
vağdaşoyunlar
kazandınlması, Türk tiyatro
repertuannın
zenginleştirilmesi amacıyla
açılan yanşmanm sonuçlan,
11 ocak tarihinde
açıkJanacak. Başanlı
bulunan on oyuna 5O'şer
milyon lira ödûl verilecek.
Eczacıbaşı Film
Yarışması
• Kültür Servisi- Eczacıbaşı
Vakfı Türk Film Ödülleri
için yanşacak yapıtlann, en
geç 15 ocak tarihıne dek
Istanbul Film Feslivali
YöneticiliğTne gönderilmesi
gerekiyor. Seçici kurulunu
Orhan Aksoy. Fehmi Yaşar,
Güneş Karabuda, Can
Togay ve Sevin Okyay'ın
oluşturduğu yanşmaya
katılan fılrnler, bu yıl 3-18
nisan tarihlen arasında
gerçekleşurilecek 12.
Uluslararası İstanbul Film
Festıvali'nde izleyiciye
sunulacak. "'Eczacıbaşı
Vakfı YıhnEnİyi Türk
Yönetmeni" ödülüne değer
görülen yönetmen, 50 milyon
lira değerinde ödül alacak.
Küçük Depardieu
hapiste
• P ARtS -" 1492' Cristopher
Columbus filminin
oyuncusu, 199l'de 'Tous les
matins du monde" fılmi ile
ödül alan ünlü oyuncu
Gerard Depardieu'nun22
yaşındaki oğlu Guillaume
Depardieu, geçen cumarlesi
Paris tren istasyonunda,
Rotterdam'dan aldığı 30
gram eroini satarken
yakalandı ve hapse atıldı.
'SevdalıKıyılar'
• Kültür Servisi- Muammer
Ketencoğlu'nun Yunan
müzığinı yorumladığı
"Şevdalı Kjyılar" adlı kasedi
piyasaya çıkü. Kasette ûç
rebetiko, iki geleneksel ve beş
çağdaş şarkı ile iki
enstrümental ezgi yer alıyor.
Türk müzikseverlerin Yunan
müziğine ilgisirun özellikle
"Rebetiko" filminden sonra
arttığını söyleyen Muammer
Ketencoğlu, Bolivya'dan
Japonya'ya, Güney
Afrika'dan İrlanda'ya dek
dünya halklannın geleneksel
şarkılan üzerine yapüğı
araşürmalanyla tanmıyor.
bugün
bilsak
dHANCSR SEMtNERLERt 4
TORKÎYE'DE SIVÎLLEŞME
VEDEMOKRASİ SORUNU
4. Danokrasi ve Din
22Ara)ıkSalı:
19.00 Laik Cumhuriyette
Diyanet tşleri Başkanuğı:
Truva Atı mı, LaiJdiğin
Kalesimi?
IştarB.TARHANLI
CahitTANYOL
Sadık ALBAYRAK
24Aral* Perşembe:
19.00 Laiklik
Demokrasinin "Olmazsa
Olmaz" Koşulu mudur?:
Ya Da lslamla
Demokrasinin Telif
Edilebiürüği
Oral ÇALIŞLAR
Ali BULAÇ
Fcrhat KENTEL
25Aral.k Cuma:
Haftanın Konusu:
19.00 Türk-lş'teki
Yönetim Değişikliğinin
îşçi Hareketlerine Etkisi
FarukPEKlN
Aülla ÖZSEVER
Sükran KETENC1
TlA
1930 Tiyatro:
"Sıcaklık"
Yazan: Ewa Pokas
Oynayan: Esen özman
2S-26Aralık:
21.00 Bilsak Tijatro Atölyesi
Ysan: Mdüı Cevdet Anday
"Müfettişler"
25-26 Aralık:
20.00 Bilsak Tiyatrt) Atölyesi
Yaıan: Stephen Poliakoff
"Gitmeden Önce"
Yer: Twenty-Nineteen
Tai-Cbi Cbuan
HarckaliMeditasyon
Erol KESKlN yönetiminte
Kayıtlarunız başlamısür
GSrselSanatAtölyeteri
Mehroet GÜLERYÜZ
yCnaiminde
Perçembe-Cama
Seramik Atölyesi
KadnyeEzel AĞAOĞLU
yfinetıminde
Salı - Perşembe-Cumaaesi
C«fe-Foyer-Bar(Giri5)
AkusikGitar-TanjuA.
Rock Caf(-Bar(5.Kat)
41 ülkenin duvarlanndaki 'grafıtti'leri bir kitapta toplayan Burhan Doğançay:
Düşgüeünün sıııırı yokturMİŞELPERLMAiN
PARİS - 10 yıl önce. Pans'in ünlü
Georges Pompidou Kültür Merkezi'-
nde, "duvarlar fısıldıyor" (les murs
murmurent) teması etrafında kışisel bir
sergısi açılmıştı. Şimdilerde ise, çok
sayıda dialannı kapsayan "Bana Aşkı
Çizrver" (Dessine-Moı I'amuor)
başhkh kitabı yayınlanıyor Fransız baş-
kentinde.
"Duvarlann dili"ne dayanan. gözün
ve bakışın bir anda fotoğraf fılmine ak-
tardığı görüntüler, sloganlar, isyankar
ifadeler... Bılenleriniz kolayca an-
lamışür Burhan Doğançay'dan söz etti-
ğimizi. Cana yakın. sohbetı tatlı, kımi
zaman coşkulu. sanat dünyasındaki
ününe karşın tevazu sözcüğüne de tam
anlamını becermiş bir insan oturuyor
karşımızda.
Kariyerini burada yinelemek. sanınz,
yakışık almaz. Fakat. Paris'in Syros-
Alternatives yayınevi tarafından satışa
çıkanlan 'Bana Aşkı Çiziver" başhkh
kitabını anlatmadan da geçip gitmek ol-
maz ki!
Erotık, aşk-seks ağırhklı yapıt. tam 41
ülkenin duvarlannda. Doğançay'ın ob-
jektifıne yakalanmış "graffiti"leri
kapsıyor. 7'sı Türkıye'de çekilmış, top-
lam 130 fotoğraf. Çeşıtli aşamalardaki
ayrımla tercıh gerçekleşürmiş olanlara
da bravo doğrusu... Sanatçının eşi
Angela, yaklaşık 3 bin diapozıtif ara-
sında bir eleme yapüktan sonra. Syros-
Alternaüves yayınevine sunulan 300 ka-
dar diapozitif, eninde sonunda, 100 kü-
sura indirilebildi.
Tabii. bütün bunlan bize anlatırken.
yaklaşık 30 yıllık sanat yaşamının içinde
buluyordu kendisini, yeniden. Doğan-
çay. Onca yıl uğraş verilir de. genel bir
sonuca vanhnaz mı hiç? Buyrun işte:
"İnsan muhayyılesinin sının yoktur"
dıyor, kahvesini yudumlarken.
Kendisı söylemiyor, ama. dört köşe-
sıni dolaşüğı, dünyada. çektiği dialann
loplamı. bugüne bugün, 25 binin üstün-
de. Sohbet ettığiımz Paris'i şu kahvesin-
de, az önce. sürekli. "duvar saplantısı"
içinde olduğunu vurguluyordu sanatçı.
Bilindiğı gibi, Doğançay ressam ve hey-
kelüraş da. Aynca. kolajlan. asambaj-
lan da var. Ancak. yine de, "'duvar tut-
Ressamlar sıkıntıda, aracılar zengin
Mum dibine
ışıkvermezANKARA (AA)-Iyi düşünü-
lerek yatınnı yapılmış bir tabjp,
banka faızı ve dövızden daha
çok prim yaparken. bu yapı-
tlann sahibi ressamlann maddi
sıkıntılan sürüyor.
Ünlü ressamlardan Kayıhan
Keskinok, yaptıklan tablolar-
dan ressamlann değıl, aracı-
lann kazançh çıküğını beürtir-
ken, ressam Adnan Turani de
"Türkıye'de resimleriyle geçi-
nen ressam sayısı 20'yı geçmez"
diye konuştu.
Tablolann özellikle son yıl-
larda iyi prim yapan kariı bir
yatınm aracma dönüştüğü kay-
dedildı. Doku Sanat Galerisi'-
nin sahibi Mehmet Kıyat, Tür-
kiye'de tablolann yatınm aracı
olarak satın alınması olayının
düze çıkabiliyorlar ve ancak
50-55 yaşlannda kazanmaya
başhyorlar" dedi. Keskinok?
"Ressamın yapüğı tablolann
iyi prim yapmasma karşıhk
kendisi kazanmıyor. Başkalan,
aracılar kazanıyor. Tablolan
pazarlayanlar daha fazla ka-
zanır. Çünkü satılan bir tablo-
dan yüzde 30 komisyon alıyor.
Buna yaptığımız masraflar da
eklendiğinde bu oran yüzde
50'ye çıkıyor."
Adnan Turani ise bugün
Türkıye'de 5 veya 10 bin res-
sam bulunduğunu bildirerek,
"Türkiye'de resimle gecinen
ressam sayısı sıksanız suyunu
çıkarsanız 20'yi geçmez" diye
konuştu. Kendisinin 68 yaşında
olduğunu ve resimlerinin son
• Ünlü ressamlann tablolan son yıllarda
iyi prim yapan kârb bir yatınm aracma dö-
nüştü. Ancak yaptıklan tablolardan ressam-
lar değil, aracılar kazançh çıkıyor.
Doğançay, duvarlann bir ülkenin tüm yaşamını yansıttığnu beü'rtiyor. ( Fotoğraf: İBRAHİM ÖGRETMEN)
kusu"nu gücü bir başka... Gayet basit
bir şekilde, şu duvarlann. bir ülkenin,
tüm yaşamını yansıtüğını da kaydedı-
yor. Bir de dikkatimizi çekiyor, duvar-
lardaki dilin değişkenlığine. Hızla da
olsa. yavaş da.
"Grafiiü. felsefı ve siyasal sloganlar,
çocuklann yaptığı resimler vc eğlcnceli.
feci veya erotık yazılar, bunlann tümü,
bir ülkenin, bir kentin, bir kasabanın.
sosyal. siyasal. ekonomık. kültürel. ve
ticari kişiliğini ortaya koyar"' görüşünü
savunmakta Doğançay.
Bugünlerde yayınlanan kitabı 2 bö-
lümden oluşuyor. Gilbert Lascaut
"Aşkın Duvarlan'nı (Les Murs de I'-
amuor) konu ahrken, Denys Riout da
"Kalp ve Seks" (Le Coeur Et Le Sexe)
temasını işliyor. İkisi de, Paris (Sor-
bonne) üniversitesindeki öğretim üyeli-
ğinin yanı sıra, yazar ve sanat eleştir-
meni.
"Çoğu zaman, duvarlann fotoğ-
rafçısı, revelatör rolü oynuyor" diyen
Lascaut, aynca uyanyor bizleri Doğan-
çay'ın dialanna dayanaraktan: "Duvar-
lara çiâlmiş yüzlerle şekiller. yazılmış
metınler, bazen kalıcı oluyor ve yıllarca
korunuyor. Bazen, ancak bir saat
sürüyor". Denys Rioufun değerlendir-
melerinden biri ise şöyle: "Burhan Do-
ğançay tarafından, 20 yıldan fazla bir
zamandan beri sürdürülen fotoğraf an-
keti, dünyadaki hiçbir kentin artık.
graffiti baskısının etkilerinden kurtula-
madığını gösteriyor."
batıdan 50-60 yıl sonra baş-
ladığını ve özellikle 1980'li yı-
llarda canhhk kazandığını söy-
ledi. Mehmet Kıyat, iyi seçim
yapılarak ahnmış bir tablonun,
banka faizinden ve dövizden
daha çok prim yaptığını bildir-
di. Kıyat, yaşadığı dönemde
ünlü olan bir ressamın öldük-
ten sonra da tablolannın fı-
yatının, talebe bağlı olarak çok
yüksek oranlarda arttığını ifade
etti.
69 yaşındaki ressam Kayıhan
Keskinok. ressamlann kendile-
rinden çok aracılara ka-
zandırdığını söyledi. Eskiden
olduğu gibi bugün de ressamla-
nn çoğunun maddi şıkıntı çek-
tiğinı belirten Keskinok, "Bir
ressamın iyi bir para kazanması
için belli bir yaşa gelmesi, isim
yapması laam ki o da büyük
bir çaba ve özveri gerektiriyor.
Bu özvenyi göze alanlar- biraz
beş yıldır iyi gelir getirdiğini açı-
klayan Adnan Turani, nastl ki
iyi bir yazann yetişmesi için 15
yıl gerekiyorsa, aynı şeyin res-
samlar için de geçerli olduğunu
anlattı.
Turani; "Resme yapılan
yaünmdan iki tanesi tutsa, bu
iki tablonun sağlayacağı ka-
zanç, o kişinin ailesine yeter.
Sanatı desteklemeyi politika
haline getirmek lanm. Fakat
bugün Kültür Bakanhğı'nın bir
sanat politikası yok. Sanatı des-
teklemek bir poliükadır ve ül-
kenin sanatsal açıdan biçimlen-
mesinde en büyük etkendir."
Yalnızca resim yaparak geci-
nen ressam sayısının çok az ol-
duğunu da vurgulayan Altı-
nok, birçok ressamın yalnız re-
sim yapmak yerine alanına
yakın bâşka sanat dallanyla da
uğraşarak geçimlerini sağladı-
klannı kavdetti.
K
ültür Servisi- Edmond
Rostand'ın ünlü oyu-
nu"Cyrano de Berge-
rac" şu sıralar İngjltere'de sah-
nelenmekte. Yapıtta kibar ve
zeki olmakla birlikte koca bur-
nundan dolayı sıkılgan bir aşık
olarak canlandınlan Cyrano
De Berşerac, gerçekten ya-
şamış bin. Asıl adı Cyrano de
Bergerac Savınien olan Ros-
tand'ın kahramanı, 1619-1655
yıllan arasında Fransa'da yaşa-
mış. yapıtlannda siyasal yergi
ile bıhmsel fanteziyi birleştiren
bir oyun yazan. Rostand'ın
oyunu, konusunun ilgınçliği.
bâş karakterinin canlıhğıyla
hakh bir popülarite kazandı
Oyun şimdiye kadar defalarca
sahnelenmekle kalmadı, beyaz
perdeye de uyarlandı. Bunlar-
dan ünlüsü Cyrano'yu Fransız
oyuncu Gerard Depardieu"nun
canlandırdığı. oyunla aynı adı
taşıyan 1990 japımı film
Şu sıralar Ingiltere'de sah -
nelenmekte olan oyun için ön-
ce, geçmişteki Cyrano'lann bu-
runlan üzerine bir inceleme
yapılmış. Oyunda, Cyrano'yu
canlandıran baş roldekı Robert
Lindsay'nın burnunu dizayn
eden uzman "Burunlar maske-
lere benzemezler. Yüzün yapısı-
na uygun olmalan gerekir" di-
yor. Ona göre Lindsay için
Rostand'ın söz söylemede usta, koca burunlu kahramanı Cyrano'nun öyküsü Ingiltere'de sahneleniyor
Bergerac'ın ünlü bumunun lqsa bir tarihi
Robert Lindsay
hazırlanan burun biraz da
oyuncunun ve yönetmenin rolü
nasıl yorumladığını yansıtıyor.
Her akşam sahneye çıkma-
dan önce kendininkisineek ola-
rak köpük plastikten yapılmış
bir burun takmak zorunda olan
oyuncu Robert Lindsay ise şöy-
le konuşuyor:"' Biz. fark edile-
bilir. ama komik olmayan bir
burun tercıh ettik. Hafıf ve es-
Defeden burun
nek olduğu için köpük plastik
kullanıyoruz. Fakat her sahne-
ye çıkışımda yeni bir tane tak-
mak zorunda kalıyorum. Çün-
kü bir gece öncesinden kalanın
şeklı bozulmuş oluyor." Şimdi-
ye kadar sınema ve beyazperde-
de canlandınlan Cyrano'lann
bunınlannı yonımlanyla veri-
yoruz:
Defeden Bunın: Oyuncu
Makul burun
Tom Mannion. 1992'de,
Communicado' nun sahne ver-
sıyonunda kullanmış. İnsan,
yalnızca abartıh değil aynı za-
manda deforme olmuşa benze-
yen böyle birburna sahne dışın-
da başka hiçbir yerde rastlaya-
bilir mi?
Makul Burun: Fransız oyun-
cu Gerard Depardıeu'nun İ 990
yapımı filmdeki burnu Zaten
Nüfuzlu burun
Depardieu'nun kendi burnu ol-
dukça büyük. Bu durumda
böyle bir burun tasarlamak pek
zor olmamıştır Yıne de ustaca
haarlanmış bir burun. İnandı-
"nalık sınırlan içinde, oldukça
da zarif
Nüfuzlu Burun: Resimde Jose
Ferrer 1950 yapımı fılmde gö-
rülüyor. Bu, insanlann gör-
meyi bekleyebilecekleri türden
Dansçı burnu
komık bir burun. Kalkık ucuy-
la pek de inandıncı gözükmü-
yor. Öte yandan, geçmışe göre
tekniklenn ve kullanılan mater-
yalın ne kadar gehşmiş olduğu-
nu görebiliyoruz.
Dansçı Burnu: Resimde Step-
hen Jefferies, Kraliyet Balesi'-
nın 1991'dekı bir gösterisinde.
Her ne kadar ortasmda bir
çıkıntısı varsa'da ciddi bir buru-
Muhteşem burun
na benziyor. Çok da parhyor.
Sahneye en uzak noktadan bile
görülebiliyor ohnab.
Muhteşem Burun: Steve Mar-
tin'in 1986 yapımı "Roxane"da
kullandığı bunın. Oldukça ko-
mik duran bu burun. sanki
ucundan yukan doğru çekişti-
rilmiş. Teknik açıdan mükem-
mel. Buruna eklendiği yerleri
fark edemiyorsunuz bile.
İ S T A N B U L B E L E D İ Y E S İ
CEMAL REŞİT REY
K O r i S E R S A L O n U
bilsak, sıraselviler cad., soğancı
sok. 7 cıhangır
243 28 79-99
20 Aralık Pazar
TLJRKUAZ MODERN DANS
TOPLULLĞL
Saat: 19.00
21 Aralık Pazartesi
MEHVEŞ EMEÇ
Piyano Kesitali
Saat: 19.00
23 Aralık Çarşamba
AYANGİL TLRK MÜZİĞİ
ORKESTRA VE KOROSL
Saat: 19.00
24 Aralık Perşembe
CİHAT AŞKIIN
Keman Resitali
Saat: 19.00
25 Aralık Cuma
İSTAINBIİL DEVLET
OPERA VE BALESİ
Saat: 19.00
26 Aralık Cumartesi
REŞİT ERZİN (Viyolonsel)
HİJSEYİrs SER1MET (piyano)
Saat: 19.00
U r t *
Alvin Toffler, son kitabmda güç kaynaklannın nasıl değiştiğini anlatıyor
Biliııısel bir büyücü#-1 /^A/*rtMpi iTÎT^-«"m^% TX-T1^I 1 / n n f i n JVt^^tfr^ı r l ı ı n L ' i ı fcfc
lyy^irl*ı 1^
ERDAL ATABEK
"Future Shock - Gelecek Şo-
ku" adını taşıyan kitap. insan-
lara gerçekten adını koyama-
dıklan bir şoku yaşatü. Dünya
geçmiş yüzyıllara göre çok da-
ha hızlı değışiyordu ve insanlar
değişmenin hıana ayak uydur-
makta zorlanıyorlardı. Yüzyıl-
lar boyunca alışümışlann reha-
vetinde yaşamaya alışmış. gele-
ceğe güvenlebakan. kendilerin-
den sonra yaşayacak kuşaklara
bir şeyler hazırlayarak görev
yaptıklanna inanan insanlar
artık ne yapacaklanru bilemez
duruma düşüyorlardı. Her şey
ama her şey;. büyük bir hızla de-
ğişiyordu. İnanılmaz bir hızla
yeni kentler kuruluyor, yeni
marketler açılıyor. yeni ürünler
piyasaya sürülüyordu. İnsan-
lann oturduklan evlerde ahştı-
klan suller değişıyor, yıyecekler
değişiyor. giysiler değışiyordu.
Elbette değer yargılan da deği-
şiyordu. Dünün aynplannın
artık erdem sayıldığı, dünün
doğrulannın tepeiaklak geldiği
yeni sosyal değerler sistemı geli-
yordu.
Gelecek insanlann ahşkan-
hklanna, güvenli dünyalanna
bir "şok" gibi çarpıy or, insanla-
n sarsıyordu.
Bu kıtabın tanırimamış yaza-
n Alvin Toffler bundan sonra
bütün dünyanm tanıdığj bir "'fü-
turolog-gelecek bilimcisi" ola-
rak ün kazanacak. kitabı baskı
üstüne baskı yapacak, dün-
yanın ötekı dillenne cevrilecek-
ti. Gecmişi üzerine fazla kapan-
mış toplumlarda gelecekte nele-
nn olacağı daha çok fallann
merakı üzerine odaklaşır. Bizde
de fala, burçlara giderek artan
merak ne yazık ki geleceği bi-
limsel olarak irdeleyen çalışma-
lara fazla yönelmemiştir. Oysa
biz merak edelım etmeyehm,
gelecek bizi de ıçıne alarak ka-
zandığı hızla dünyamızı değışti-
recektir.
Büvülü bir sözcük olan "de-
ğı ışçi" dünkü "köylü" hayatı-
nı bırakıp da fabrikaya gelir-
ken, ahşkanhklannı da beklen-
tilerini de güvenlik sistemini de
değiştirmek zorunda kahnak-
tadır. Artık aile desteğinin yeri-
ne kendi kararlannı koymak
zorundadır. Aile güvencesinin
yerine sendikal güvenceyi koy-
mak zorundadır. Aile kunı-
mundan günümüzün çağdaş
kurumlanna doğru gehşen bir
değışim insanlann gelecekle
• Amerikalı gelecek bilimcisi Alvin
Toffler'in hazırladığj "Alvin Toffler'in
Savaş ve Banşı" adlı dizi geçen günlerde
Türkiye'ye geldi. Toffler, son kitabmda
yeni güç kaynağının 'bilgi' olduğunu
vurguluyor.
ğişim". artık dünyada kıtleleri
saran büyük bir özlemin adı ol-
muştur. Ama "nereye doğru"
bir değişim yaşanmaktadır?
"Nasıl bir değişim" yaşanmak-
tadır? Hepsınden önemlisı "ne-
den" değişim yaşanmaktadır?
Dünün tanm toplumlan
kendine özgü üretim biçimle-
riyle toplumlan da bıçımlendir
irken aileyi, bireyi, cğitimi, iş
alanlannı, yaşama biçımlerini
nasıl oluşturmaktadır? Marks"-
ın üstyapı kunımlan dediğı ku-
rumlann üzennde kurulduğu
üretim ilişkılen toplumsal ha-
yatı nasıl biçimlendinnektedir?
Endüstn toplumlannın yarattı-
bağlantılannı da değiştirmekte-
dır. Endüstri toplumunun gele-
ceğin bilgi toplumuna geçme-
siyle "iş"in de "işçi"nin de "üre-
tim bıçimi"nin de nitelikleri de-
ğişmektedir. Geleceğin "bilgj
toplumlan". dünün tanm top-
lumlanndan, günümüzün en-
düstri toplumlanndan sonra
"The Third Wawe - Üçüncü
Dalga"yı oluşturmaktadır. Bu-
rada da tarihsel bir değişimin
beklenen ya da beklenmeyen
sonuçlannı görmek gereklidir.
Alvin Toffler, Amerika Baş-
kanı Ronald Reagan'ın özel bir
toplantısına kaüldığı zaman
başkanın tek bir merakı vardı:
Dünya nasıl değişiyordu? Deği-
şen dünyada Amerikanın duru-
mu, gücü, rolleri ne olacakü?
Bu toplantıda A. Toffler geniş
anaUzler yaptı, gelecekte daha
çeşitli ürünlerin yapılacağmı,
pazarlanacağmı, paylaşılacağı-
nı, ama gelecekteki insan gücü-
nün artık değişen nitehkler taşı-
yacağını anlattı. Gelecekteki iş-
ler artık daha az sayıda, ama
daha kalifiye, bilgiyi kullanan
işçiler tarafından yapılacaktı.
Geleceğin işçileri kendi alanla-
nndaki bilginin yöneticileri ola-
cakü.
Yeni kitabı olan "Powershift
- Güç Kayması"nda bilginin
kullanımıyla birlikte güç kay-
naklannın nasıl değiştiğini an-
latıyordu.
İnsanlar tarih boyunca üç
güç kaynağını kullanmışlardı:
Şiddet, servet, bilgi. Endüstri
öncesi toplumlar güç kaynağı
olarak "şiddet"i kullanmışlar-
dı. Ama endüstri dönemi güç
kaynağını değiştirmiş, "servet"
şiddetinyerini almışü. Bilgi top-
lumunda iseservetde gerideka-
lacak, "bilgi" yeni güç kayna-
ğı olacakü. Elbette şiddet de
servet de gene var olacakü, ama
onlan yöneten "bilgi" olacakü.
Geleceğin nasıl olacağını bu-
günden görmek isteyenier "fü-
turoloji" biliminin sözlerini
dinlemek zorundadırlar. Alvin
Toffler elbette tarüşıhr. belki
onun da istediği budur.
Alvin Toffler - Yeni Şoklar -
Yeni Güçler, Altın Kitaplar-
1992