15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18ARALIK1992CUMA CUMHURtYET SAYFA EKONOMI Odalara yeni dözen • ANKARA(AA)-Sanayi ve Ticaret Baka nı Tahir Köse'nin dün Başbakanhğa sunduğu ticaret ve sanayi odalan ile ticaret borsalan akkındaki kanun taslağı ve ıtci yeni genel müdürlük ile ilgili birdairebaşkanlığı kurulmasına yönelik kanun taslağına göre ticaret odalannın çalışma alanı ilçeleri de kapsayacak şekilde genişletilecek. Oda kurmak için en az 500 üye şartı konurken, TOBB Yönetim Kurulu üyelerinin konseyce değil. doğrudan birlik genel kurulu tarafından seçilmesi. oy kullanmak veseçilebilmek için aıdat borcu bulunmaması öngörüldü. Hileli benzinefon freni • A.NKARA(ANKA)- Sanayı ve Ticaret Bakanı Tahir Köse. hileli benzin vurgununun önüne geçilebilmesi için sojvet grubu katkı maddelerinin ithalatına fon ve vergi uygulanarakithal maliyetinin yurtiçi akaryakıt fıyatlan düzeyine çikarülmasını istedi. Tahir Köse. konuyla ilgili olarak Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığfna başvurdu. Benzine katılan solvent grubu katkı maddelerinin benzine göre 4 milyon lira daha ucuz olduğuna dikkat ceken Köse,"Acilen. ithal edilen bu solventlere gerekli ön vergi uygulamasına geçilerek yurtiçi benzin fıyatlanyla aynı duruma getirilmesi gerekmektedir" dedi. Aydın Tekstil zorda • AYDIN(AA)-Aydın Tekstil'de. yönetimin çalışanlan süresiz ve ücretsiz izne zorlaması nedeni> le üreiım y üzde 40 oranında düştü. Gelen siparişlerin de "İşvennde grev hazırlığı var" gerekçesiyle geri cevrildiği önc sürüldü. TÜRSAB'dan sporculara 'mavi boncuk1 • Ekonomi Servisi-Türkiye Seyahat Acentalan Birliği, Lülfü Kırdar Spor Salonu"nun kongre merkezine dönüştürülmesi halinde. on yıl sonra bu salona eşdeğerde üç salon yaptırmayı taahhüt etti. Lütfı Kırdar Salonu'nun kongre merkezine dönüştürülmesine karşı çıkan spor yazarlannı açıkoturuma davet eden TÜRSAB Başkaru Başaran Ulusoy. bu salonun 42 yıl önce sergi sarayı amaay la yapıldığını, ancak o dönemde kapalı spor karşılaşmalannın yapılacağı bir ycrin olmaması nedeniyle spor aktivitilerine de açık tutulduğunu belirtti. Bugün İstanbul'da üç kapalı spor salonu bulunduğunu belirten L'lusoy "Lütfu Kırdar Sergi Salonu'nun kongre merkezine ^önüştürülmesi ile spor .arşılaşmalan herhangj bir biçimde aksamayacaktır" dedi. 33 müyar umudu •ANKARA(UBA)- Yaklaşan yılbaşı öncesi milli piyango biletlerinin yüzde 53 J'sinin satıldığı, vatandaşlann tam bilete yoğun ilgi gösterdiği bildirildi. İtalyanliftne • ANKARA (AA) - Haksız rekabetin önlenmesi amacıyla, İtalya menşeli "poliesterlerden senteük devamsız liflerin ithalaunda uygulanan yüzde 9 oranındaki teminatın süresi uzatıldı. Söz konusu uygulama. İtalya menşeli bu madde hakkında açılan soruşturma ile ilgili kesin karar vcrilinceye kadar devam edecek. ESKILERDEN BİR GECE Akordeonuyla Rebetikove BalkanŞariülan Her perşembe-cuma SICAK MEYHANE Yılbaşı rezervasyonlanmız başlamıştır. 267 38 56 Ataköy'ü satıp, kiralayanlar Toplu Konufun milyarlık satışmı yerden yere vuruyor 'Villalar beş para etmez!'• Milyarlara varan açık arttırmalı satıştan sonra emlak komisyonculan, burunlanndan soluyor. Komis- yoncular, milyarlara satılan konutlann w kara para sahibi, sonradan görmelçre' gittiğini; satılan 'villalann' kötü malzemeden yapıldığını ileri sürerek, 'Rafi Portakal bir açık arttırma daha yapsın da görelim' diyorlar. BÜLENT KIZANLIK Ataköy'ü satıp, kiraiayıp bu iş- teh para kazananlar. Ataköy'ü kötülemeye başladılar. Astrono- mik fıyaüara ulaşılan açık art- ürmadan sonra sayılan 42'den 50'ye fırlayan emlakçiler. söz bir- liği yapmışcasına "Ataköy bu ka- dar para etmez" diyorlar. Satışma aracılık ettikleri malın fıyatının yükselmesine memnun olacaklanna. şikâyet edip açıkça "Bu evlerin hem malzemesi. hem işciliği kötü. tnşaatlar dökülü- yor. Bu evlere bu parayı veren sonradan görme. kolay yoldan kazanan. kara parası olan buda- lalar" diyebiliyorlar. Çünkü. onlara göre, bugün sözü edilen milyarlık rakamlar bu evlerin değeri değil. sadece şi- şirilmiş etiket fiyatı. Bir yillık pri- min bir geccde yaratıldığını belir- terek, altın yumurtlayan tavuğun kesilmesinden. paranin Toplu Konut İdaresi'nin cebine girme- sinden rahatız gözüküyorlar. Şimdi Ataköy"de Toplu Konut fdaresi'ne venlen rakamlarla ko- nuşuluyor. Ama bu fiyata müşte- ri nerede? Bir aydır satışlar dur- muş, ev sahipleri şımarmış, em- lakçilerle alıalar öfkeli. "Bu paralan Toplu Konut İdaresi'ne de vermezler. Hepsini satıp parasını aldıklan yalan. Açık arttırma üzerinde kalanlar şimdi aynı fiyata satamıyorlar" diyorlar hep bir ağızdan. Hemen ekliyorlar "Rafi Ponakal yine açık arttırma yapıp satsın da gö- relim" diye. Ataköy"de "köşe dönme dö- neminin kapandığı" da üzerinde görüşbirliğıne vanlan bir başka konu. Çünkü talep yeni evlere Eskiyen evler prim yapmıyor TKt'nin elinde satacak yeni e\ kalmavınca fıyatlar yükselmeye- cek. Eski evlerde, yenilennin fi- yatuun yükselmesı ile yakatadık- lan avantajı bir daha göremeye- cekler. O zaman ne olacak? Ayda 50-70 milyon lira taksitle mil- yarlık kredi veren Emlakbank sermayeyi kediye yükleyecek, e\ - leri icrada bile satsa parasının de- ğerini koruyamayacak. kredi ba- tak hale gelecek. Bunlar Ataköylü emlakçilerin görüşleri. İş yapamadıklan için öfkeliler. ancak iddialan da in- sanı tedirgin eden cinsten. Onlar- dan söylemesi. gerisini mılyarlan gözden çıkartanlarla onlan des- tekleyen bankalar düşünsün. Emlakçilerin iddialan: • Ataköy'de fıyatlar bir gece- de ikiye katlandı. Ama müşteri yok. • Açık arttırma üzerinde ka- lanlar bu fiyatı ödeyip evleri al- mayacaklar. • Teminatlannı yakmamak için aynı fiyata satmayaçalışıyor- lar. • TKİ talep olmadığmı gö- rünce ikinci açık artürmayı erte- ledi. • Sonraki açık aruırmalar fı- yasko olacak. • TKİ'in elindeki son konut- lar satılınca Ataköy'de "rant dev- ri" kapanacak. • Evler işçilik ve malzeme yö- nünden dökülüyor. • Eskiyen evler prim yapma- yacak. • Talep. tek oda fiyatına dub- leks satın alınabilen Yeşilköy, Yeşilyurt ve Florya'ya kayıyor. • Bankalar ayda 50-70 milyon lira laksiüi kredilerini kurtara- mayacaklar. Artık, akılkârı değil Ahmet Yıknazgül (Deniz Emlak): Ataköy "ün yeni ev satışlan tamamlandıktan sonra, bu öiçüde prim yapması mümkün değil. Beş yıl bankaya borçlanıp, iki milyanbeşmilyar olduğunda o daireyi beş milyara satamayacak. Banka verdıği krediyi bile geri alamayacak. O bir devirdi. Ben üçodah daireyi 1988 arahğmda 88 milyon liraya almıştım. Şimdi bir milyar istenıyor. Bundan sonra almak akıl kân değil. Aynı paraya 180 metrekareük lüks daire almak varken. Neimiş altyapısı varmış. Otopark ve diğer tesisler artık hepsinde var. Bu fiyatiar düşecek. Bir milyar200 milyona giden yeri daha bir ay önce 700 milyona satüm. İşlemkriyle birlikte 732 milyon liraya mal oldu. Bunun da elkişikaybolacak. Şimdi herkes havalara girdi. Tek odab yere bir milyar istiyorlar. Satmak isteyenler çogaldı, ahcı yok. Gülöksüz, 'kâr ettim' diye dolaşıyor. Bakalım kâr mı etti, zarar mı? Bu evler gecen aralıktan buyana hazır duruyordu. Geçen yıl fiyatı 600 milyon lira olan yere, o günkü satış sisternine göre 350 milyon peşin para alacaktı. Bu parayı ya başka bir işte kuüanıp onla para kazanacaktı ya da geçen sürede banka faiziyle bile yüzde 80 kazancı olacaktı. İki-beş yıl arası vade uyguladığı 300 milyon lira da 6 ayda değişen devlet tahvüine göre bugün 550 milyon liraya çıkacakü. Parayatırıldığıyalandır! YılınazÜrfet(Sertan Emlak): Açık arttırmadan bu yana fiyatlarda yavaş yavaş geriyeçekilme var. Salışlarda daire üzerinde kalanlann bu paralan yattrdıklan kesinlikle yalan. Emlakbank sırdaş hesap gibi sır vermiyor. Kaç kişinin parasını yatırdığtm sakhyprlar. Sadece benim bikügim açık arttırmayı kazananlardan otuz kişi teminatmı >aktı ve almaktan vazgecti. Hele birellerindeki yeni evler bitsin, Ataköy kesinlikİe bugün sağladığı pirimi sağlamaz. Yılda yaratacağı değer artışı devletin memuruna vereceği zam oranmı gecmez. 500 milyonluk daire olsa olsa 625 milyon Kra olur. îşte o zaman Ataköy'de yeni bir adliye kurmak gerekecek icrada satışa çıkartılacak daireler için. Bu fiy atlan ödemek için alınan 800 milyonla 1,5 milyar lira arasındaki krediye 50-70 milyon arasında ayhk taksidi kim ödeyebifir? Ya kaçakçıdır ya kara parası vardır. Fabnkaa da olsa bu parayı ödeyemez- Üstelik on yıl boyunca rakamlar daha da büyüyecek. Bankalar çok bü\ük bir riske giriyor. Fiyatlar ikiyieçarpıldığı halde. kiralara biretkisiolmadı. Çünkü kiralar zaten yüksek, müşteri yok. Tek odahlar 3.5-5 milyon, iki odalılar 5-6milyon. üç odahlar 6-7.5 milyon. dubleksler 12-15 milyon lira. Kiracılar bu parayı ödeyemiyor ve ev sa- hipleriyle mahkemelik oluyorlar. mı Ivks konut?Beâus-Hakan öztârk (Ftaş Emlak): Fıyaılar. düşünüienm çok üstündeartu. Emlakbank da kredi sıkışıkîığı içirıde başvuruda buhınanîardan kredi vermemek için çak aynntılı belgeistiyor. Bıze açık arttırma üzerinde kaian fiyattan satmak içinçok say tda başvuru geliyor. Ama bu fiyattan bile satamıyoruz. Bunlar gerçeküstü fıyatlar. Lüksdedikleribu konutlann her yeri dökülüyor. Dolaplar. prizler eîinizde kalıyor. Pek çok evin ızolasvonu tamamlanmamış. İçine sirerken vapünyorlar. 380 milyon lira olan tek odahlara 55C-600.400-45'0milyon liraolanlarada750milyon lira istiyoriar. 750 milyonluk iki odahlar 1 milyar 200-300 milyona. 800milyonluk üçodalılar 1.5milyaraçıkü. Villaîar 2-2.5 milyara saülırdı. şimdi satılık yok Konutlar tükcndiğınde eski kısımiarda olduğu gibi bu denli değer artış! sağlamak mümkün olmayacak. Talep yokluğu yüzündenocak ayı ortasında yapılacak ikinci artttrmanın ertelendıği söylenıyor. Bıray önce42emiakçi vardı.şimdi sayi 50'ye ulaştı. Kapıcılar. karpuzcular, büfecileremlakçi oldu. Ataköy'de inşaat yapacak arazi biıince 20-25 yıl önce yapılan 3.-4. Kısım'ın yıkılıp ycrine lüks gökdekn yapılacağı söylentileri dolaşıyor. Birkaç yıldır fısıldanan dedikoduya göre Mesa ve Kutlutaş, bunu hem Emîakbank'a hemTKTye teklifeımiş. BahçeHevler'dekievterbite Alaköymanzaralı diye satıüyor. Bu bir komplodur! Fıgen Genç (Hitit Emlak): Rafı Portakal'a mal edilen başannm 9. Kısım'a yansımasına bakın. thtiyaçtan acileniki dairesıni satan müşterim. açık arttırmadan önce 55 metre karelik tek odalıya 500 möyon lira isterken biz bekleyin dediğimiz için satıştan sonra aynı eve 850 mityon iira istedi. Sonra satılmadığını göriince 750 milyona kadar indi. Ama "700 milyondan aşşaği inmem" diyor. Doksan yedi metre karelik iki odalısı için de 1 rotlyar 200 milyon liradan 1 milyara inmek zorunda kakiı. Rafi Portakal yönetimi ile bir aydır satış yok. ama fiyatiar yüksek. Açıkarttırma bir komplodur. Talebin yüzde 80-90'ı Yeşilköy. Yeşilyurt ve Florya'ya kaçıyor. 1 milyara Florya'da 160 metre karedairealdık diyorlar. Sağırbir talep var. Fiyatiar bir gecede ikiyleçarptldı Adamlar kolay kazanan, sonradan görme kişiler. 18 milyar da desen alacaldaT. Alaköy budalahk derecesinde bir marka sevdası haüne getirildi. Tabii bun un bedeiini ödüyorlar. Halbuki son derece kötü inşaatlar. Malzeme ve işçilik kalitesız, Fayanslar dökülür, kalorifer borulan patlar. 4-5. Kı&ım'daki evlere kiracı götürmeye utamyoruz. 4. Kısım'da bir tane satıhk yok. Halbuki daha üç yılhkevler. TKl'dekilerin akh varsa birdahaki açık arttırmayı en az4-6 ay sonra yaparlar. Ataköy'de ev alamar spekülaüf amaçla burada. Adam ihracat yapacak, paraya sıkışmış, 'Sat' dıyor. Burada kekpr yok. Bir daha satamazlarSebahiİnanCPabniye Emlak): Açık arttırmaya kimi dairesinin degerini yükseltmek için girdi. 50 milyonla teminatı yam. Ama dairesi 150-200 milyon prim yaptı. Emlakçilerden girenler oldu. TKÎ'nin adamlan girdi. İkinci satış yapılsm bakalun müşteri bulabilecekler mi? Fiyat tüm tsîanbul'u etkiledi. İhaleden bir günönce Aıaköy 'deiki odabyı 600 milyon Braya almak için baglantı yaptık. alıa elini yavaş tutu. Satan bu parayı Boğaz'da bir arsaya yanracaktı. Açık arttırmadan sonra Boğazdakiarsanm fiyatı da yükselmiş. O da Ataköy 'deki evini o fiyattan satmaktan vazgeçti. TKİ açıkarturmada niye 100 laneevi saüşaçıkarttı. Eskiden bin tanesini birden satışa çıkaıtıp bunlardan 100-200 tanesi satıhtıazdı. Arz tatep karşı karşıya geiir serbet piyasa koşyllan oiuşurdu. Lüks evler Florya'da 1 milyar 600 miiy on, Bahçeşehir'de 1 milyar 100 milyona, sessizsedasız hemde peynir ekmek gibi satıhyor. Ataköy'de bu kadar patırtıya ne gerek vardı. Hazırladıklan broşürlerde aracıyı kaldıracağız diyoriar. 1 milyar200milyonadairesatarkenyüzde3 ûzerindenbizim komisyonumuz 35-40milyon. Halbuki onlar aynı daireyi 1 milyar 700 milyona yüksekip abcmmcebinden 500 milyon lira aldtlar. İkinci satışlar fiyasko olacak. Egeli işadamlan, ILO konusu dışında Başbakan'm verdiğimesajlan olumlu karşıladı EkonomiZiı-vesi^neILO gölgesidüştü MERİH AK İZMİR- Egeli işadamlan, TOBB ta- rafından Izmir'de düzenlenen 2. Eko- nomi Zirvesi'ni. Başbakan'la karşı karşıya geldikleri ILO sözleşmeleri hari- cinde başanh' olarak değerlendirdi. ILO konusunda Başbakan Süleyman Demirel'den farklı düşünme>e devam ettiklerini vurgulayan işadamlan. bek- lentilerine rağmen DemirePin 1993 yılında uygulanacak ekonomi politika- larına değinmemesinden de "ha>al kırıklığına" uğradı. İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ek- rern Demirtaş yeni bir zirve beklentisi içine gırdiklerini belirterek "2000'li yıl- larda uygulanacak politikalann ve ön- görülen stratejilerin dile getirilmemesı dıkkatimizi çekmiştir. İçinde ya- şadığımız belirsizlikleri gıderecek me- sajlar verilmedi" dedi. Ege Bölgesi Sanayi Odayı Yönetim Kurulu Başkanı Murat Demirer, zirve toplantısının "başanh" geçtiğini belir- terek, bölge iş âlemi ile hükumet ara- smdakı dıyaloğun kuvvetlendirildiğini savundu. Dcmircr. "Dünkü ziıve do- layısıyla oda temsilcileri olarak bizler hükümctimizc bölgcyle ilgili sorunlan aktarma fırsatı bulduk. Bundan sonraki çalışmalarında bu istcmlcrimizi dikkatc alacuklannı umuyorum" dedi. İş güvcnliği yasa tasansı vc ILO söz- leşmcsi konusunda Başbakan'la tcrs düşlüklerini bçlirten Demirer. bu ko- • Egeli işadamlan, Başbakan Demirerin 2. Ekono- mi Zirvesi'nde yaptığı konuşmayı ILO sözleşmesi dışında başanh buldular. Işadamlan, DemireF- inl993 yılında uygulanacak ekonomik politikalara değinmemesinden de hayal kınklığına uğradılar. nuda şu değerlendirmeyi yaptı: "Ben özellikle Sayın Başbakanımız- dan ış âleminin ILO standartlanyla ilgili goruşienne katılmasını beklıyorum. Zira bu standartlar sanayi kesimi başta olmak üzere. işçi çalıştıran her sektörü derinden etkileyecek, özel kesimin zor durumda kalmasına yol açacaktır. Ve- rimliliğin düşeceğini ve sanayinin reka- bet gücünü kaybedeceğini düşünüyo- rum. Hükümetimizin de bu konuda bize hak vermesini bekliyorum." İzmır Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş zirveyi "özel sektör meslek kuruluşlanyla hükümet arasındaki diyaloğun geliştirilmesi açısından önemli" olarak değerlendirdi. Dıyalog ortamının hem siyasal hem de ekonomik demokrasinin gercği olduğu- nu belirten Demirtaş şu yorumu yaptı: "Bu gerçekleşlirilen zirve toplantısı, ülkemizin ulaştığı noktayı da göster- mektedir. Arlık kısır çekişme döncmi bitmiş. ülkc sorunlarını çözmeye yöne- lik lartışma ve konscnsüs döncmi baş- lamıştır. Toplantıda dile getirilen çeşitli görüşlcr göstcrmiştir ki özel sektör sa- dece kâriannı maksimize etmeye çalışan insanlar ve örgütler topluluğu değildir. Sahip olduğu sosyal sorumluluk içinde ülkemizin tüm sosyo-ekonomik sorun- lannın çözümlenmesini amaçlamak- tadır. Zirve bu değişimin aynası olmuş- tur." Başbakan Süleyman Demirel'in ko- nuşmasında zihinleri kurcalayan bazı sorulann yanıtlannı bulamadıklannı da belirten Demirtaş, şunlan söyledi: "2000'li yıllara doğru yol almakta olan Türkiye için öngördükleri strate- jileri ve politikalan dile getirmemeleri dikkatimizi çekmiştir. Mevcut sorunlar nasıl çözümlenecektir. gelecek >illariçin hangi stratejilcr uygulanaca.ktır? Glo- balleşme ve entegresyon döneminin ge- rekleri nasıl verinc getirilcccktir, çağımızın öncelikleri doğrultusunda ekonomik sibtemimız nasıl yapılandın- lacaktır? Bilgi ve sanayi ötesi topluma nasıl ulaşılacaktır? Zihinlcrimizi kurca- layan bu sorunlann yanıtlannı toplanlı- da alamadık. Hatta aldığımız yanıllar klasik iktisat politikalarının dışına da pek laşamadı. İçinde yaşadığımız belir- sizlikleri giderecek mesajlar verilmedi." Geleceğin şimdiden programlanması gerektiğini de belirten Demirtaş, en kısa zamanda 2000'li yıllann Türkiyesi'nin tartışılacağı üçüncü bir zirve top- lantısının yapılmasını istedi. Zirvede genel politikadaki beklenti- lerin yam sıra Ege Bölgesi'nin ekono- mik sorunlannın da tartışıldığını ha- tırlatan işadamlan, şu istekleri sırala- dılar: • Ege Bölgesi'nin en büyük sorunu olan altyapı konusunda destek veril- meli. Özellikle İzmir-İstanbul-Ankara otoyoluyla bölge hem ülkenin yönetim merkezine hem de finans merkezine bağlanabileceği için otoyol inşaatına İzmir'den başlanmalı. • İzmir limanı gelecekte ihtiyacı kar- şılayamayacakür. İzmir Körfezi dışında ıkıncı bir limanın daha yapılması gerek- mektedir. Aynca İzmir Liman İdaresi özel birstatüyekavuşturulmalı. bundan sağlanacak gelirle limanın gelişmesi, modemizasyonu ve körfezin temizlen- mesi için harcama yapılmalı. • İçme suyu projcsi bir an önce la- mamlanmalı. • İzmir kcnı gcçişi projesinc ilişkin ih- tilaflarçözüme bağlanmalı ve bu yol bir an önce tamamlanmalı. • Doğalgaz bir an önce bölgcyc geü- rilmeli. • KuraklıkEgctanmmıichdiicdiyor. Bu yüzden Tahtalı. Scferihisar. Gökpı- nar, Adıgüzel. Caltıkoru, Yortanlı gibi baraj projelcrinc hız verilmeli. MIKRO DINÇ TAYANÇ Temizlik, Iman ve Reklam Şu zapping' denilen kanal atlama' son günlerdeki en büyük keyfim. tzlediğim filmin ya da maçın en 'biçimli yerinde' yayın kesilip de 'reklamlar' yazısı çıkar çıkmaz, elimdeki minik reklam canavarının düğmesine basıveri- yorum. Basıveriyorum, ama yetmiyor. Çünkü taradığım sekiz kanalın en az iki-üçünde bir başka reklam kuşağı- na yakalanıyorum. Reklamsız kanal bulmanın 'sabır işi' olduğunu da böylece öğreniyorum arada... Göz ucuyla da izlesem, ilgimi çekti; reklamların ağırlığı minicik kutulara doldurulmuş temizlik malze- melerinin omuzlarına binmiş(!) durumda. Biri bitiyor, di- ğeri başlıyor. Hepsinin teması' aynı. 'Gözünde temizli- yen...', sözünde temizleyen...', 'dizinde temizleyen...' derken, hepöteden ben kullanılan vefakâr temizleyiciye 'elveda' denip, köseye ititiyor. Demek ki bunlann hepsi 'en birinci.' Öyleyse, ikinci, üçüncü, dördüncü... yokortada. Ama bir dolu temizleyici olduğuna göre, hepsi 'en birinci' olamaz. O zaman da ben en iyiyim' diyenlerin 'biri dışında' tümü yalan söylü- yor! Merak bu ya, sabah Gazete'ye gelirken 'ne ararsan var1 türünden, dev mağazalardan birine girip temizlik malzemelerinin satıldığı raflann önünde turlamaya baş- ladım. Sabnmın yettiği yere kadar kaç çeşit çamaşır- bulaşık-yer-cam temizleyicisi ve yumuşatıcı olduğunu saymaya koyuldum. Sabrım 65'e dek yetti! Fiyatlara ge- lince, 100.000 TL'nin kapısını çoktan çalıp, içeri girmiş bile! Tek başına kullanılabilseler, tüketilme süreleri ev halkının kalabalıklığıyla ters oranlı olarak uzayaca- ğından. aile bütçesi denilen 'adı var, kendi yok' denge- sizliği pek sarsmayacak, ama... Çoğu uluslararası alan- da çalışan üreticiler, bunun da çözümünü bulup; yumu- şatıcı, durulayıcı, parlatıcı gibi yan ürünlere de girişmiş- ler. Böylelikle, hatırı sayılır bir harcama yapılması da kaçınılmazlaşıyor. Dışarı çıkıp, yağmurun doğal suyuyla yıkanırken(l) bir- den aklımatakıldı. Bizde temizlik imandan gelir' diye bir söz vardır. Içerideki manzaraya bakılırsa, son zaman- larda yediden yetmişe fazlasıyla' imanlanmışız da ha- berim yokmuş. Sahi, en hastemizleyiciler, kimya ve pet- rokimya sanayilerinin bu güzide ürünleri olduğuna göre, ben çocukluğumdan beri hiç mi temizlik görme- miştim? Yok canım, olamazdı böyle bir şey! Annemin giydir- diği giysiler her zaman apaktı. Temizlenip arınmamış tabak çanaktan yemek yediğimi de anımsamıyorum. Ama o zamanlar, baba evimde, dededen görülme sa- bun, arapsabunu ve sabun tozu kullanılmaz mıydı? Denk gelmeyen bütçelerin tartışmalarında "temizlik gi- derlerinin' gündeme gelmediğini de çok net hatırlı- yorum... İki adım atıp yeniden durdum. Beynimin içinde bir dolu soru... Tümü sanayi ürünü olan bu temizleyicilerin durulanması' için, ne kadar su harcamak gerekiyor acaba? Su bedava mı? Giysileri, tabak-çanağı tertemiz ettiği söylenen bu malzemelerin, ellerimize, solumamı- za hiç mi zararı yok? Dahası, akıp giden sularla, nerele- re yayılıyor bu atıklar? Çocuklann oynamaya bayıldıkla- rı, sokak hayvanlarının su içtikleri birikintilerde tehli- ke olabilir mi? Çevre kirliliği dedikleri böyle mi başlıyor yokea? Bunca reklamın parası, 'üretici' kuruluşlardan mı çıkıyor; yoksa ben ürünü' alırken reklam bedeiini de mi cebimden ödüyorum? ı»**.' Neyse ki bir tanışa rastladım da, böylesine insanı imandan' çıkartacak sorular düşünmeye ara verebil- dim. Yoksa, işin sonunun nerelere varabileceğini dü- şünmek bile istemiyorum artık. Ne de olsa, bizim top- lumda, reklamdan hoşlanmayanlara' ya da hâlâ 'anne- sinin temizlik yöntemlertni uygulayanlara' pek sevimli bakılmadığını, gene reklamlardan öğrenenlerden biri- yim. Anafikir: Temizlik, artık imandan değil, reklamdan ge- liyor! Ana fikrin ana fikri: Reklamların amacı, doğruları öğ- retmek değil; reklamını yapıp geçim dünyasındaki var- lıklarını koruyabildikleri ürünleri çok, daha çok, daha da çoksattırmaktır! Margarin ve zeytinyağından sonra kozmetik sanayiine de el attı Unîlever, pazarını genişletiyor • 'Kalp dostu margarin' sloganıyla reklamlara girişen ve margarin pazannda tartışmalara yol açan Unilever; zeytinyağında Komili ile ortaklık kurarken kozmetikte de Elizabeth-Arden'i satın alarak iddialı konuma geçti. • AMSTERDAM (Cumhm- yet) - Margarinlerin "kalp dos- tu" olup olmadıklanna ilişkin tartışmalarsürerkenbolbol"ko- lesterol". "kolesterolün çeşitli fraksiyonlan", "tekli doymamış yağlar". "çoklu doymamış yağ- lar" konusunda görüş alışveri- şinde bulunulan bir toplantı dü- zenlendi. Unilever'in Hollanda'da Vla- ardingen''deki araştırma merke- zinde düzenlenen toplanüda esas olarak "kalp dostu" olduk- lan öne sürülen margarinlerin kolesterolü düşürmeleri bakı- mından beslenme konusunda insan için "sağlıkb olduklan" görüşleri vurgulandı. Türkiye'de Vita ve Sana adlı ilk margarinleri 195O'li yıllann başlannda tanıtan Unilever'in son margarini "kalp dostu" Be- cel'in yüzde 40 yağ. yüzde 60 su içermesi bakımından "sağjıkh" olduğu belirtildi. Toplantıda bu arada karşı gö- rüşler de savunuldu. Ömeğin "tekli doymamış" yağ olan zey- tinyağmın iyi kolesterol düzeyi- ni korurken kötü kolesterolü düşürmesi bakımından insan sağlığı için gayet yararlı olduğu görüşü ortaya atıldı. Bir başka görüş de son zamanlarda ABD'de düşük kolesterolün kansere yol açtığı tezinden yola çıkılarak araştırmalar yapıldı- ğıydı. Yeni alanlar Toplantıda bu tartışmalann dışında genel olarak Unilever'in bütün ürünleri de tanıtıldı. İlgi çekici bir nokta, esas olarak yağ ürctıci bir kuruluşolarak bilincn Unilever'in kozmetik sanayiine el attığmm ortaya çıkması oldu. örneğin şirket, Calvin Klein- Elizabeth Arden ortaklığını satın almıştı ve Calvin Klein'in Escape adlı parfumünün tanıtımını yapmıştı. Bu arada şirketin ürettiği bir başka par- fumün Chloe olduğu öğrenüdi. Vaseline Intensive Care adlı d ve yüz losyonu da Unilever'in kozmetik ürünleri arasında yer ahyordu. Şirketle ilgili bir yenilik de tartışmalar sırasında vurgula- nıyordu. Türkiye gibi dünyanın beşinci zeytinyağ üreticisi bir ülkede bir yağ şirketinin neden zeytin- yağıyla ilgılenmediğı sorusu or- taya atıldığında Unilever yetki- lileri, Komılı ile ortaklıga gir- diklerini açıklamaya önemle özen gösteriyorlar, bu arada Türkiye'de üretilen zeytin- yağının kalitesinin pek de iyi ol- madığmı belirtmeden geçemi- yorlardı. Şirketin diğer ürünleri ara- sında çeşitli deterjanlar, çay, dondurma da bulunuyor. 80 ül- kede faaliyet gösteren ve 300 bin çalışam olduğu belirtilen Unile- ver dünyanın önde gelen ilk 25 şirketi arasında yer alıyor. Birisı Hollanda, ikisi İngil- tere, biri ABD ve biri Hindis- tan'da olmak üzere beş araştır- ma geliştirme laboratuvan bu- lunan şirket yılda araştırma ve geliştirme için 650 milyon do- larlık harcama yapıyor. Bu araştırma ve geliştirme çalışma- larında maliyetin düşürülmesi- nin yanında yeni maddelenn pi- yasaya çıkmasının hedeflendiği de vurgulanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle