Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 18 ARALIK1992CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Sözmü, palavramı?
MELİH CEVDET ANDAY
H
ahkarnas Balıkçısı
takma adı ıle de bılınen
unlu oykucu ve roman-
cımız Cev at Şakır
Bodrum'a gıden bır v a-
purda Fabh Rıflu
Atay la bıraradadır, Ata> soruyor
"Neden Bodrum demıyorsunuz da
Halıkaras ya da Halıkarnassos dıyor-
sunuz9
"
Cevat Şakır şu açıklamada bulunu-
yor "Buranın eskıl adı Halıkarnas-
sos tur Gınt şovalvelen Halıkarnas-
sos u aldıklannda burayı hem yakıp
yıktılar. hem de kentın adını Bod-
rum'a çevırdıler Rumlar Saınt Peter
şo\alyelen dıve de anılırlardı Bodrum
adı Peter'den bozmadır"
Anadolu'nun. ozellıkle Batı Ana-
dolu'nun eskıl tanhıne duşkun, gıde-
rek vurgun olan Cevat Şakır'ın verlı
bır sozcuğu. Hınsiıyandan kaynakla-
nan 'Bodrum" sozcuğune jeğlemesı
bence anlaşılır bır şeydır Ama ne ya-
parsınız kı. bu sozcuk dıldekı yaşamını
surduruvor surdurecekde Çunkubız
"Bodrum un Turkçe olduğu sanısı
ıçındeyızdır Bahkçı'nın ozgun kurca-
layıcı ve v aratıcı bır kafası vardı. bızım
kaynağını araştırmadan kullanıp dur-
duğumuz nıce sozcuğu o aydınhğa ka-
vuşturmuştur Bu sozcuklerden bın de
katakullı'dır Kokunu, ekını bılmedı-
ğımız ıçın bunun ne demeğe geldığını
çıkaramavız Bır argo olmuştur "kata-
kulh' Anadolu dakı gezıcı U> atrolar-
dan bınnın 'Katakullıa Mustafa Tı-
vatrosu' olduğunu duymuş çok
şaşırmıştım Neden Katakullıa olsun-
du bu Mustafa9
Sahnede ne yapıyor-
du, neler gostenyordu da ona bu ad
takılrruşü
Boşuna aramaya kalkma_vın, hıçbır
dılde bulamazsınız katakullı sözeuğu-
nu, bulamazsınız
Işte onu bıze Cevat Şakır oğrettı
Meğer Fransızcadan bozma ımış
katakullı, Fransızca "faıt accomflı'
sozunü eskı yazımız olan Arap abecesı
ıle vazarsaruz bal gıbı "katakullı oku-
nur ya da okunabılır 'Oldu bıtu' an-
lamına gelır 'faıt accomflı" Şımdı eskı
zamanlan duşunelım ve Batı dıllenn-
den hıçbınnı bılme>en bır vezınn pa-
dışah katına çıkıp. elıne tutuşturul-
muş Arap abecelı vazıdan okuvarak.
"Efendımız, Ispan>olgâvurubızegene
bır katakullı vapü" dedığını goz onü-
ne getırelım Padışah kızarak "Bu
kaçına katakullı be1
" dı>e bağırmaz
mı1
Işte sozcuk verleştı gıttı Kullan
artık kullanabıldığın kadar
Ama Cevat Şakır'ın butun buluşlan
bov lesıne kandıncı değıldı Bır gun Sa-
bahattın Eyuboğlu ıle Istanbul'dan
kalkıp İzmır'e gelmıştık. İzmır'den
Balıkçı yı da alıp Bodrum'a gıdeceğız
O akşam üçumuz Kordon dakı bır ba-
lık lokantasında buluştuk Cevat Şa-
kır konuşkandı ve konuşması çekıcı
ıdı Hep onu dınledığımızı soyleyebıh-
nm
Işte o akşam Üstat bıze yeru bu-
luşlanndan bınnı açtı dedı kı
- Kordon sozcuğu Rıchard coeur
de Lıon dan gelmedır Bızım şaşıp kal-
mamız uzenne de.
- Ya dı>e ekledı Aslan Yureklı
Rıchard buraya gelmış, adını vermış
bu kı\ı şendıne
Ingıltere Kralı Rıchard I İzmır'e
gelmış olabıhr >a da gelmıştır, ama
Fransızcada bır de 'cordon' sozcuğu
var, 'çıt' anlamına. bırde "cordon lıtto-
ral' dıye bır soz bıbyoruz gene o dılden
kıvı şendı' demek Şımdı kıyı şendı
dururken. Aslan Yureklı Rıchard'a
dek uzanmaya ne gerek var9
Içınden
çıkamadıktı
Nerdeyse dort yıl oluyor Ulusla-
rarası bır şur toplanüsı ıçın Hındıs-
tan"a gıtmıştım ToplantımızNadhva
Pradesh eyaletının Bopal kentındeydı
Orada bıze şınn bır otel gosterdıler
Tek katlı bır oteldı bu. ortasında bu-
yük bahçesı vardı. vemeklenmızı o
bahçedekı masalarda yıyoruz Fakat
e\ sahıplenmız bıze. akşam yemekle-
nnden once ıçkılenmızı ıçeceğımız ıkı
odalı bır bar göstermışlerdı Rşkıdan
başka her ıçkı v ardı bu barda
Dıyeceğım, toplantıva katılan yet-
mış ıkı mıllet şaınnı ben orada tammış
oldum Büyük salonda şıırlenmızı
okuyor ve çevınlennı dınlıyorduk.
soyleşıve olanak kalmıyordu
Bır akşam barda, ıkı Afnkalı v e bır
Kubalı şaırle ıçıp so>leşırken Kubalı
şaınn Ispanyolca (\na dıh) 'palabra
sozcuğunü kullanması uzenne (sanı-
vorum yanımdakı ıle Ispanyolca ko-
nuşu> ordu).
- Palabra bızım dılımızde de var,
ama bız onu ' Palavra ' dıye okuyup
soyluyonız. dedım Kubalı şaır (adı
Lopez'dı) şaştı bu îşe,
- Ispanyolca sözcuk ne an>or sızın
dılınızde9
dıye sordu
Ben
- Ama başka anlamda, dıye ekle-
dım
Lopez daha meraklanmıştı
- Palabra, ya da bızım dedığımız gıbı
palavra, İspanyolcada 'soz' demek.
bunu bılıyorum ama bızım dılımızde
'yalan atmak' anlamına gelıyor o soz-
cük Ne ters bır kullanış. değıl mı9
Lopez, bıraz düşundu. sonra.
- Bunu bana öğretüğınız ıçın teşek-
kur edenm. dedı
Şımdı şaşma sırası bana gelmıştı
Neden teşekkur edıvorsunuz1
dıye
sordum
Lopez.
- Çunku butun dıllerde 'soz' yalan
demektır dıye surdurdu konuşmasını
Hamlet. saraydakı ıkıyuzlulukten tık-
sındığını anlatmak ıçın. "vvords,
vvords. words" der Yalan. boyuna
valan" anlamınadır bu Shakespeare
sozcuğe asıl anlamını vermış Nasıl te-
şekkur etmem1
Hulkı \ktunç"un "Buyuk ArgoSoz-
luğu ne baktım. şovle dıyor "Palavra
(Ispanjolca Palabra, soz'den) Lvdu-
ruk. temelsız Sonra da Yah>a Kemal
Bevatlı nın Ispanya daıken yazdığı bır
bevtı alrvor
Madrıd de kah\elıane\ı gordum A.i
ha\radır
Bır \erde\ız kı soz denılen şe\ pa-
la\radır
Argo sozcüğunu ıse bır ansıklopedı
şo>le tanımlıyor "Toplumdakı alt
kultur gruplannın kullandıgı belh
gruplara ozgü dıllerden, jargonlardan
ya da standart dışı ve tabu sayılan dıl-
lerden kavnaklanan sözcuk ve deyım-
len.ıçenr
Övle ıse jargon'a da bır bakalım
"Dar bır çevreye özgü dıl, (spor ya
da tıpjargonu)
ARADABIR
Av. FARUK CUMBUL
125. Dojjum Yıldönümünde
Tevfik Fikret'Sıs şaırı Teviık Fikret, despotluk ve bağnazlıkla sa-
vaşta ılk onderımızdır Tevfik Fikret haftasından bugun
ve 24 aralık gunlerı Istanbul Beledıyesı Ataturk Kıtap-
lığı ndakı acıkoturumda konusmacıların değerlendırme-
sıyleve21 kasımdaGalatasaray Lısesı ndekendıyaptır-
dığı konferans salonundakı etkınlıklerle onun 125
doğum yıldonumunu anıyor, kutluyoruz
1945 yılında değerlı Mıllı Eğıtım Bakanı Hasan Alı Yu-
cel ın çabasıyla Fıkret'ın Rumelıhısan'ndakı evı Aşıyan,
muzeleştırılmıs, 24 Aralık 1961'de, Eyup'tekı kabrı Tevfik
Fikret Derneğı nın (*) gırışımıyle Aşıyan'a taşınmışü
Tevfik Fikret Meşrutıyet duşuncesının fılızlendığı gun-
lerde doğmustur Mıthat Paşa nın olumunde Galatasa-
ray Lısesı nde oğrencı olan Mehmet Tevfik Namık
Kemal Bolayır da toprağa verılırken lıseyı bıtırmıştır
(1888) ittıhat ve Terakkı Fırkası'nın kurulmakta olduğu o
yıllarda 1789 Fransız Devrımı yuz yaşına basmış, bu
devrımle, kralın yerını ulusal egemenlık alarak ulusçu-
luk dusuncesı yayılmıştır Ronesans ve reform hareket-
lerı ınsanlığa yenı ufuklar açmış, fıkırler kokunden sar-
sılmış 1789devrımıyledekral yerını, doğuştan haklara
ve özgurlüklere sahıp ınsan"a bırakmıştır Bu oluşum
ıçınde en buyuk darbeyı Osmanlı Imparatorluğu yemış,
Rumelı ıle 27 yılda 200 000 sehıt verılerek alınan Gırıt el-
den gıtmıstır
Bu doneme kadar şen-şakrak olan Edebıyat-ı Cedıde
ustadı Asıyan ına çekılerek hırçınlaşmıştır Bır yandan
vatan topraklarının elden gıdışı, ote yandan despotluk
ve bağnazlığın baskısıyla bunalan "kırık saz' ı ınlemeye
başlamıştır Cokmekte olan ımparatorluk nasıl kurtarıla-
caktır? Turkleşerek mı islamtaşarak mı çağdaşlaşarak
mı?
Istıbdatyonetımını devırmeyı başaran İttıhatTerakkı-
yı once alkışlar Zamanla bekledığı ozgurluğü bulama-
manın kınklığı ıçınde, "Bız bır Abdulhamıd bılırdık, şımdı
99 Abdulhamıd peyda oldu ' dıyerek yerer Doksan Beşe
Doğru'da "Kopsun senı -bır hak- dıye alkışlayan eller'"
dıye haykırır ' Yıyın efendıler, yıyın ' onlara yazılmış-
tır
Sıs'te despotluğa karşı yumruğunu sıkmış, Sabah
Olursa da ulkeyı sarsan Sıs'ın bır gun dağılacağı lyım-
serlığı ıçıne gırmıştır Tanh-ı Kadım, bağnazlık ve des-
potluğun er geç yıkılacağı ınancını dıle getırır Gokten
sabırla ıkı buklum yardım dılenenlere "Beşerın boyle
dalâletlerı var, putunu kendı yapar, kendı tapar' " dıye-,
rek başını sallar Amentu'de kalbı açıktır "Bır kudret-ı
kullıyevar ulvîvemunezzeh / Kudsı ve muallâ, ona vıc-
danla mandım''
ömrunu duşunce ozgurluğü ve bağnazlığa karşı sa-
vaşla bıtırdıkten sonra 'Insan aklını bu uyandırdı" yazılı
tabutunun arkasında yuz bınlerı surukleyen Voltaıre ve
1789 Fransız devrımcılerı ınsanlığı aydınlatmıştır Rü-
bab-ı Sıkeste şaırı de bu aydınlığa pencere açanlardan
bırıdır
Zıya Gokalp Tevfik Fikret ıçın "Ummet ruhuna, um-
met uygarlığına son ve kesın darbeyı vuran buyuk yenı-
lıkçı" der Huseyın Cahıt Yalçın da "Ahlâk ve lyılık saçan
bır peygamber' olarak ondan soz eder
Galatasaray Lısesı Muduru Tevfik Fikret, 31 Mart'ta
ayaklanan gerıcı yobazları okulun kapısının onunde
beklemıs, 'Cesedımı çığnemeden, ıçerıyegıremıyecek-
lerdır'' demıştır Oradan geçerken gorursunuz, Sul-
tanı nın o buyuk kapısının arkasındakı bahçede Fikret, o
zamandan ben beklemektedır
19 Ağustos 1993 buyuk şaırımızın yalnız olumunun
yıldonumu değıl, Anafartalar kahramanı Gazı Mustafa
Kemal ın Aşıyan'ı zıyaretının de 75 yıldonumudur O
gundebırlıkteolalım
[*) 1%1 vılındd kurulan Tevfik Fikret Dernegı nın gunumuzde vaşamda
k.ılan tek kuriKu uvesı bu sjtırlann vazandır
OKURLARDAN
Kıyak emekliliğin yedeği
\ edek Kıyak Emeklılık Yasası, Turk sıyası yaşamına
antıdemokTatık bır yöntem getırmıştır Bu > ontemle,
Meclıs gıbı anayasal bır kuruluş olan Anayasa
Mahkemesı'nın kararlan etkısızleştınlmıştır Artık
anav asa> ı sozel olarak değıştırmeden. ıstenılen konuda,
Anav asanın kurum ve kuruluşlannı anayasa ılkelenne
karşıt da olsa çalıştırmak. yonlendırmek olanağının volu
açılmıştır Meclıs. "Yedek Kıyak Emeklılık Yasasf'nı
çıkararak "eylemsel (fıılı) anayasa değışıklığı yapmıştır
Tum antıdemokratık duşunce şekıllennı ırdeleyen Davıt
Spıtz'ın v ardığı sonucu (konumuzla ılgılı olduğu ıçın)
anımsatmakta >arar goruyoruz "Butun devlet şekıllen
ıçınde sadecedemokrası. kendı hatalannın tashıhı
(duzeltılmesı) ıçın gereklı mekanızmayı temın eder
Insanlarvanılabıldıklennevemeselelerçokveçeşıtlı
olduğunagore bazıhallerdevenlecekhukumlennyanlış
olması mukadderdır Fakat olıgarşıde ıhtılalden başka
halçaresıyoktur"
Recai Yeşilaltay
TARTIŞMA
Ikili davranmamış olsaydık...
P nın mını
seçımlerde
başan
kazanması bazı
kışıve
kuruluşlan
sankı hıç beklenmıvormuş gıbı
hevecanlandırdı Bazısıjası
partıler de tam bıze ozgu
açıklamalarda bulundular
Seçmenler o sıra tatıle gıtmışler
Tum bunlar bır yana. Sav m
Turkan Akyolun bır
gazetedekı, "Onlann
kafalannın ıcını gormek
ıstıyorum Onubılmek
ıstıyorum" şekhndekı
açıklaması çok duşundurucü
Akyol'un onlardıye
nıtelendırdığı RP'nın seçımde
çalışan turbanlı başörtulu
kadınlan Kafanın ıçınden
kasıt ıse bu kadınlanmızın ne
duşunduklenvebunuProf Dr
Turkan Akyol'un bılmepşi
Turkıye'dekı kafalann
programlanması konusunu
burada uzun uzun anlatmaya
gerek vok Akvol'unda
mutlaka okuduğunu sandığım
SavmHıfzıVeldet
Vehdedeoğlu'nun. "Turkı>e'de
Üç Devır' adlı vapıtının 2
aldının 367 ve sonrakı
sayfalanndan ahntılar yaparak
kafalann ıçının kımler
tarafından ve ne zamandan bu
yana nasıl doldurulduğunu hep
bırlıkte gorelım
" bıraz sonra Trabzon
mebusu Raıf Karadenız ıle
bırlıkte geldı "
" Hoşbeşten sonra bana "Sız
nedersınız,be>efendı
9
Koy
Ensütulen'nde muhtelıt
(karma) tednsatı ben uygun
bulmuvorum Haber
aldığımtza gore, bu yuzden
koylu vatandaş, kız çocuklanru
enstıtülere vermek ıstemıv or
Bırçok şıkavetler gelıyor
kulağımıza ahlak dışı
uygunsuzluklar oluv ormuş
Kızlara an ensülulen a> n
vapmak lazım "
" aramızda şu konuşma
geçtı "
Ben - Aman beyefendı, ben bu
enstıtulerden bırkaçına gıttım
gezdım Hattabınnde
geceledım Bunlarda
kadın-erkek munasebetı o
kadar tabıı. o kadar guzel kı
şımdı bunu bozmak
memleketın hav nna olmaz O
buyurduğunuz ahlakı
uygunsuzluklar şehır ve
kasabalarda koy lerden daha
çok oluyor Insan şahsıyetı
taşıyan kadın ıse umumıyetle
ahlaklı olur Ahlaksızlık.
şahsıyetsızhkten.
şuursuzluktan, kaçgoçten
doğar
O -Ama aldığımız haberlere
gore bazı Koy Enstıtulen'nde
tarlada v eya başka yerlerde
beraber çalışan erkek ve kız
talebeler arasında aşk
munasebetlen olu> ormuş
Ben -Evet, bunlardan çoğu da
ev lenme ıle neücelenıyormuş
Şuurlu aşk munasebeünden
hangı ahlaksızlık doğar
beyefendı
O -Daha ne olsun, mektep
sıralannda ev lenılır mı°
Ben -Şımdı anlaşıldı, sız bır
CHP mebusu olarak. gelecek
secımlere kadar halkın
sempatısını kazanmak ıçın
Turk ınkılabının bazı
prensıplennden tavız vermek
duşuncesını taşıyorsunuz
O-Nemunasebet'
\ elıdedeoğlu. Beşıkduzu Koy
Enstıtusu'ndekı yenıekte geçen
konuşmavı Raıf Karadenız'm
polıtık bır manevra ıle başka
yone çeküğını. kendılennı
Hukuk Fakultesı dekanı
sıfatıvla Istanbul'a konuyu
aynntılı gonışmek ıçın dav et
ettığını, Karadenız'm davete
gelmedığını belırttıkten sonra
dıp not olarak Raıf
Karadenız ın kıa hakkında şu
bılgıvı venvor
" Koylu kızlannın, Koy
Enstıtulen'nde bırlıkte
okumasına muhanz olan bu
zat, kendı kızını Ankara
Hukuk Fakültesf nde
erkeklerle bırbkte okütmuş,
sonra ıhtısasınırterlettnekuzere
Roma Hukuk Fakultesf ne
gondermış Buhanıma. 1965
>ıhnda RomaveFloransa
Hukuk Fakultelen'nde
konferanslar v ermek uzere
Italya'y a dav et edıldığım
zaman, Roma'da rasladım
Bılımsel çalışmalan ıle
ılgılendım ve çok ıfühar etüm
Şımdı değerlı bır bılım
adamıdır Otanhten 18 yıl once
babası> la aramızda gecmış
olan munakaşadan kendısıne
hıç bahsetmedım "
Polıtıkacı. bılım adamı.
> onetıcı ne olursak olalım
Boyle ıkılı dav ranmamış
olsaydık bugun bu duruma
duşmezdık Hem ılım adamı,
hem polıtıkacı hem de yonetıa
olan Sayın Akyol da turbanlı
kadınlanmızın kafalannın ıçını
merak etmezdı
Mustafa Akso\
Ünve
PENCERE
Anadolu'da her taş bir Troya atıdır
T
anh henuz
vervuzune
uğr'amamışken
Anadolu'da
uygarhğınılk
meyv elenmn
tohumlannı
serpmeye başlar Sanatsalve
gorsel gostenler bu topraklarda
kendını göstenrken mımansı ve
akustığı en guzel amfi.tıvatrolar
buralarda ınşa edılır Öyle kı
aradan geçen yıllar bu u>garlığı
bırbayrakyanşını
andın'rcasına halklardan
halklaradevreder Aslında
Anadolu bır bakıma yaşadığı
çağlara tanıkhk eden kımlığe
burunme>T kendısıne odev
edınır
Anadolu'nun ekmeğını yıyıp,
suyunu bıle ıçmemış genelde
>a"bancı uyruklu şarkıcırun.
dans grubunun Ege nın o
guzelım antık tıvatrolannda
-kı Etes ve Aspendos bunlann
başında gebyor- tıcan amaçlı
gösten ve şov lar sunması,
buralan uhnpten ote>e
goturmemekte Kaldıkıbu
ınsanlara hızmetten büvuk bır
onurduvduğunu herdefasında
soyleyençeşıtlı
organızatorlenmız de
yardımdan hıç kaçınmamakta
Oysa tüm yapılan bu gostenler
her sefennde Anadolu dan bır
şey ler goturuv or ve bu
ınsanlara para olarak gen
donuyor Onlar bu paralannı
sayıh luksotellerde harcarken
bızım festıval ve şov
gob.tenlerınde çıkan yorgun
üyatrolanmız asırlann otesıne
taşan gurur, sov luluk ve
zardfetın verdıeı alçak
gönullulukle yenı gostenlere
hazırlanıyor
Hervıl tekrarlanan bu
>ağrhalama>laXX yy'dabıle
henuz ulaşamadığımız
Anadolu ve Ege
uygarlıklanndan bırıntıkam
mıalı>oruz dıve merak
edıyorum AntıkEgeve
Anadolu uygarlığından örnek
alıp daha ıyı bır duzeve mı
gelmeye çahşıyoruz, yoksa
ortaçağ ıle tuhaf bır v'anşa mı
kalktık9
Ege v e Anadolu'da Turk ve
Yunan toplumlannın
kardeşbğı ve guzelbğıru anlatan
gostenler dışında buralarda
> apılan şov lar ve tıcan
eğlenceler artık bır son bulmalı
Homeros'un İlyada'sından ben
pek çok uygarbğı > aratrruş bu
ıkı toplum en azından bu
bahaneyle bır araya gelıp bu
katbama karşı ortak tavır
almalı Çanlar. Anadolu'da
henuz kımse ıçın çalma> a
başlamamışken göz gore gore
bu tanhsel kulturlenmız yok
olmakta Zaman onunde
yapılan bu bayrak yanşında
Ege ve Anadolu kulturunu
Yunan ve Turk halklan olarak
yaşatma} a mecbur
olduğumuzu bır an once
anlamahvız Bu topraklarda
yıtıp gıden her taş. çızılen her
mermer parçası kendı evımızde
zarar goren bır mobılyadan
daha fazla ıçımıa burukla
doldurduğu zaman umutlu
adımlar atacağımıza ınanmak
ıstıyorum
Anadolu'da yuzyıllann alev
alev yanan ısısını yıllardan ben
elden ele geçen bır obmpıyat
meşalesı gıbı yenı Anadolu
ınsanlanna dev retmenın
zamanı yakında gelecek
Aslında bu ısının bır gun
soneceğıne bu ıkı halk btle
ınanmak ıstemıyor Inandıklan
ısegalıba şovle bır şe>
Anadolu da ve Ege'de her taş
bır başka Troya Atı'dır ta
Homeros'tan başlayan ve
sonmeyecek olan
Âhmet K. Şenpotat
İÜ Hukuk Fak.
Yasaksız kitaplar için
ıtap ulkemızde
\ıllarcasuç
unsurusavılmış
hatta bır suç
aletı olarak
sılahlarla bov olçuşurcesıne
sergılenmıştır
"Kıtap" ve "polıs" kav ramlan
hâlâ ulkemızde bırbınnı
çağnştıran ıkı kavram olmaya
de\dmedıyor
En son kıtap fuanndan bır
takım kıtaplann
toplatılmasında olduğu gıbı
Kultur Bakanı Sayın Fıkn
Sağlar'ın hazırlayıp
Başbakanlığa sunduğu taslak
ıle kıtap okumak suç olmaktan
çıkıy or, ama y azı yazmak hâlâ
suç
Bu halıvle yasa hâlâ ozgur
duşuncevı onlevıcı bırtakım
ozellıklere sahıp gozukuyor
"Ama herhalde gunumuz
Turkıyesf nde buna da şukur
demek gerekıv, or"
Yasanın bır an once
çıkartılmasını bekbvoruz
Turkıve 1913Hıtle'r
Alman> a'sında yakılan 20 bın
kıtaptan sonra 1982 yılında o
zamankı asken vonetımın
emnyle 133 bın adet kıtabın
yakıldığı ve halen başbakanına
gore de "bazı kitaplar -ıçındekı
fıkırler nedenıyle- suç teşkıl
edebılır" goruşundekı bır ulke
olarak kıtap konusunda pek
parlak bır sıcıle sahıp değıl
Öbur taraftan Turkıve
Yayincılar Bırbğı'nce
hazırlananbırraporda 1945
yılında % 10 2 olan okur başına
kıtapuretımının 1985'te°o5 3 e
duştuğu belırlenmıştır
Açıkça gorulu\ or kı ulkemızde
oldukçaazokunuvor Nufusu
60 mılvona varan bır ulkede bır
kıtabın baskı sayısı 2000'lerde
ıse ve bunun tuketılmesı de
y ıllar alıy orsa az oku> an bır
toplum olduğumuz açıkça
ortadadır
Okumav an bır toplumun
gebşmekte olan bır toplum
olması duşunulemez
Bu bağlamda kulturel vaşamda
oncu gorevı olan kıtaba toplum
olarak gereken değennı
vermelıyız
Ali Fuat kartal
TKD Ankara Şubesı
Yönetım Kurulu Üyesı
Çankaya'da Olmaz...
'Butun dunyada emekct eylemlerı, kımı zaman sert
bıcımlere donusur Bunun ceşıtlı nedenlerı vardır Işçı-
lerın sert yaşam koşullan, ha.klannı savunurken davra-
nıslannı bıçımlendınr, haksızlıklan protesto ederken
kullandıklan sloganlann carpıcılığını da hoşgormek ge-
rekır Nıtekım Cumhurbaskanı Ozal'a karşı emekçılerın
dunyasında bır slogan olustu
Cankaya'nın şışmanı,
ısçı duşmam1
Elbette herkes bu uslubu benımsemek zorunda değıl-
dır Ancak Sayın Ozal'ın bır omur boyunca, ışcıye karşı
acımasız ve emeğe karşı saygılı olmaktan uzak sıyaset
guttuğu de acıktır Bu tutum, elbette demokrasıye karşıt
olmakla anlamdaştır Sayın Ozal sıyasefe afj/madan
once ışveren sendıkasında (MESS) gorevlıyken bu kım-
lığını ortaya koymuştu 12 Eylul asken fasızmınm huku-
metınde daha da ılerı gıttı Başbakanlığı donemınde '83
rejımı nın savunucusu oldu Cumhurbaşkanlığında aynı
cızgıyı tutarlı bıcımde surduruyor, koalısyon hukumetı-
nın demokratıklesme programını engellemek ıçın elın-
den gelenı yapıyor (Olayların Ardındakı Gerçek, 14
Aralık 92)
Sayın Ozal Ankara'da Mutesebbısier Kulubu'nüe
yaptığı konuşmada Cumhurıyet e yanıt verdı
'- Şımdı bır sol gazete solun neresınde bı/m/yorum,
yazıyor, 'Çankaya nın şışmanı, ışcı duşmam' dıye Ha-
yır, ben ışcı duşmam değılım, ışçı dostuyum Bu kadar
ışsız varken, Zonguldak'takı ışcıye5 mılyon maaş vere-
mezsınız O zaman sıze sorulmaz mı 'tuyu bıtmemış
yetımın hakkını nereye venyorsunuz?' dıye ''
•
Sayın Cumhurbaskanı her zamankı gıbı gerçeğı çar-
pıtıyor Bır kez ' Cankaya nın şışmanı, ışçı duşmam"
Cumhurıyet ın turetımı değıl emekcı kesımınde kullanı-
lan bır slogandır, demokrasının cılvelerı arasında hoş-
gorulebılır
Cumhurbaskanı'nın ısçı ıle ısveren arasında "taraf-
sız" kalamadığı da bır gerçek
Anayasanın 101 ıncı maddesının başlığında, cumhur-
başkanının ' tarafsızlığı' vurgulanmıştır özal, hıçbır
partıyı ya da sınıfı tutamaz ışveren sendıkalarıyla ışçı
sendıkaları arasında yansız kalmak zorundadır, bır
cumhurbaskanı Zonguldak takı ışcıye "Sana 5 mılyon
çoktur' dıyemez, emekçınm ucretı, ışverenle ışçı ara-
sında toplusozleşmeyle saptanır
Herolayda grevde toplu pazarlıkta ışçının haklı oldu-
ğunu kımse soyleyemez ama, ' ışcı duşmanlığı" bır
omur boyu surer gıderse sloganlara ofkelenmek bır şey
sağlamaz
•
Ulkemızde ışsızlık var
özal ın basbakanlığında yapısallaşan yuksek enflas-
yon dızgınlenmedıkçe Turkıyede ekonomının duzelme-
sıne olanak yok
Ancak enflasyona karşı toplumdan bır ozverı beklenı-
yorsa, bunu yalnız Zonguldak takı ışcıye yuklemek hak-
sızlık olur Zonguldak takı ısçıye karşı 'tuyu bıtmemış
yetım ' edebıyatına gırısen Sayın özal, gerçekte 'tuyu
bıtmemış yetımın haklan'run nerelerde har vurulup
harman savrulduğunu çok ıyı bılır Işsızlığı bır sılah gıbı
kullanıp çalışan ışçılerı sındırmek çağdaş değıl, ılkel ve
vahsı kapıtalızmın sıyasetıdır issızlerı ucuz ışçı deposu
gıbı elde tutmak ıçın sendıkal hakları kısıtlamak da de-
mokrasının değıl faşızme dönuk rejımterın yontemıdır
Eğer enflasyona ve ışsızlığe karşı savaşîmda ozverı
ıstenıyorsa her sınıfın ve katmanın, yuku dengelı bıçım-
de ustlenmesı gerekmıyor m j ' Bu, ancak toplumsal bır
uzlaşmayla gerçekleşırse demokratık ıcerık kazanır
•
Özal, ışçı duşmam olabılır, zengınlerı sevebılır, fakır-
lerden nefret edebılır, ama Çankaya'da oturan bır cum-
hurbaskanı bu duygularını kendısıne saklayıp yansız
olmak zorundadır
Turgut Bey ın anlamadığı, bu
DARÜŞŞAFAKA
CEMİYETİ'NDEN
SAİT FAİK
HİKÂYE ARMAĞANI
1-1992 yılında basılıp yayınlanmış hikâye kıtap-
lan arasından seçılecek bır eserın yazarına, buyük
yazar SAİT FAİK anısına ödül verılecektır
2- Daha once aynı armağanı kazanmış yazarlar,
beş yıl geçmedıkçe yarışmaya katılamazlar.
3- Yarışmaya katılacak yazarların yapıtlarından
onbeş adedının 28 Şubat 1993 gunü saat 17.00'ye
kadar cemıyetımıze teslım edılmesi gereklidır.
4- Sonuç, Mayıs 1993 ayı ıçınde açıklanacaktır.
DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ
CUMHURIYET
KİTAP
KULÜBÜ'NDEN
ARMAĞANLI KİTAP KAMPANYASI.
ÜYE OLAN VE OLMAYAN HERKESE,
TÜM OKURLARA...
7-31 ARALIK 1992
%35'e varan indirimler... 150.000.- T.L.'ya kadar armağan kilap
Cumhunyet Kıtap Kulubu Taksım Mağazarrazda (Isüklal Cad.
Zambak Sokak 4/1 Fransız Konsolosluğu yara) dıledığınız
lalabı seçın, armağan pakeünızı ve surpnz hedıyeni2a ahn.
Cumhurıyet Kitap Kulübû, Çağ Pazarlama A Ş.
IstıKlal Cad Zambak Sokak No 4/1 Taksım
Tel 252 33 81 82
SOYLEV
(Cüt 1-2)
Hıfzı V. Velidedeoğln
21 bası 25 000 lıra (KDV ıçınde)
Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-îstanbul
Oderaeli gonderilmez.