Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18ARALIK1992CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Barbara Streisand'ın
rekoru
• LOSANGELES (Reuter)-Ünlü
sinema oyuncusu ve şarkıcı Barbara
Streisand'ın Japon Sony fırması ile 60
milyondolarlık (yaklaşık 480 milyar Türk
lirası) film ve plak anlaşması yaptığı
açıklandı. Yıldızın eğlence dünyasındakı
yenni ıyice pekiştirecek bu anlaşmayla
Barbara Streısand, aynı zamanda film
endüstnsinde dünyarun en iyi para ödenen
kadını unvanını da alıyor. ABD Başkanı
seçilen Bill Clinton'ın da ateşli bır
destekleyicisi olan pop > ıldızı şu sıralar
Colorado'daki anti-homoseksüel
yasalara karşı savaş veriyor.
Amerikan Mözik
Ödülleni
• KültürServisi-MegaStarMıchael
Jackson'ın, Mariah Carey'm ve rap ıkılisı
Knss Krossun Amerikan Müzik
Ödülleri adaylan arasında yer aldığı
açıklandı. Buyıl20" ncısi verilen
Arnerikan Müzik Ödülleri'nde Carey, 25
kategonnın alusında aday gösterildi
Carey,en iyi şarkı dalında "I'H be
there"adlı çalışmasıyla, en iyi albüm
dalında da "Unplugged"la ödüllere aday.
Öte yandan "Dangerous" albümüyle ve
"Remember the time" hıt parçasıyla
adaylar arasında yeralan Michael
Jackson beş farkiı dalda aday
gösteriliyor. 5 ocakta Beverly Hills
Oteli'ndeaçıklanacak ödülleriçin rap
jrubu KrissKross da beş dalda aday
gösterilmiş. Diğer adaylar arasında
Genesis, U2, Michael Bolıon Patti
LeBelle. Amy Grant ve En Vogue dc
bulunuyor.
Woody Allen pişmanINEW YORK(AFP)- Sinema
yönetmeni VVoody Allen. geçmişte kalsa
da birzamanlarMia Farrovv'la ilişki
kurmuş olmaktan pişmanlık duyduğunu
açıkladı. Ünlü yönetmen "Bütün bu
olacaklan bilseydim 12 yıl önce Mia'yı bır
öğle yemeğıne davet etmezdim"' dedi. 12
yıtdır beraber yaşayan çıft, Allenın
Farrow'un ev latlık kız Soon-Yi Previn'le
bir aşk ilişkisi yaşadığının ortaya çıkması
üzerine geçen yaz ay nlmıştı.
La Toya'ya dava
• LASVEGAS (AFP)-PopşarkıcıLa
ToyaJackson'ınaleyhinedavaaçıldı.
Gösteriyeçıkmadığı halde kovulacağı
uyansına'aldırmayan Jackson. Las
Vegas'taki konserinegelmeyince
anlaşması bulunduğu şirket. şarkıcı
aleyhine dava açtı. Michael Jackson'ın
zkardeşi La Toya, dört haftalık
gösterinın yalnızca bir haftasında
programını sundu.
Edirne'de arkeolojik
eserler
• EDİRNE (A\)- Edirne'de bulunan
arkeoloji veetnografya müzelenne bu yıl
586yenieserkazandınldı. Buyıl
etnografya müzesine 47'sı hediye, 7'si de
vatandaşlardan saün alınan 54eser
eklendiğı belırtildı. Arkeoloji müzesine
ise yıl içinde kazılardan 67. satın alınan
75. kazılarda buluntu 4 ve yurt dışına
kaçınlırken Kapıkule'deelegeçınlen 386
yeni eser kazandırıldığı açıklandı.
Müzelerdeki eserler ılk çağdan günümüze
kadar olan çeşıtlı dönemleri kapsıyor.
Hasan Ali Yücel anıldı
• ANKARA (*A)-Eski Milli Eğıtim
Bakanlanndan Hasan Âlı Yücel. Türk
Eğıtım Derneğı'nde(TED)düzenlenen
bir toplantıyla anıldı. Toplantının
açılışında konuşan TED Genel Başkanı
Prof. Dr. Rüştü Yüce. Hasan Âli
Yüccl'in ılköğretim, Köy Enstitüleri,
teknik eğitım. sanat eğitimi ve halk
eğitimi seferberliğini başlatan ilk Milli
Eğıtim Bakanı olduğunu bildirdi. Prof.
Dr. Yüce. Hasan Âli Yücel'in aynca
Türkiye'de ilk kez Milli Eğitim Şurası ve
Türk Neşnyat Kongresı'nj[toplayan kişi
olduğunu söyledı. Hasan Ali Yücel'in
döneminde dünya klasiklerinden 531 eser
Türkçeye çevrildi.
Teknelervekadın
.•gürleri
• İSTANBUL (AA)- Ressam Birsen
Bosut Gürbüz ile Handan Erkman'ın
karma resım sergisi İş Bankası Erenköy
Sanat Galerisi'nde açıldı. Toplam 47
esenn yer aldığı sergide, Birsen Bosul
Gürbüz'ün 26yağlıboya, Handan
Erkman'ın ise 21 guvaj çalışması
bulunuyor. Erkman'ın izlcnimcı bır lar?
kullanarak gerçekleştirdiği yapıllann yer
aldığı sergide. Gürbüz de yapıtlarını n
konusunu tekneler. kadın figürlen \c
evler olarak seçmiş. Sergi 25 aralık cuma
gününe kadar sanatseverler tarafından
izlenebılecek.
S İ N E M A ATİLLA DORSAY
Hollywood'a biraz Avrupa usulü seks ve ahlaksızlık getirmeye sıvanmış Paul Verhoeven'ın fırtma koparan fılmi
Çoeuklar ıızak dıırsım, siz kaçırmaymTemel İçgüdii (Basic Instinct) /
Yönetmen: Paul Verhoeven j Se-
naryo: Joe Eszterhas I Görüntü:
Jan DeBonî j Müzik: Jerry Golds-
mith I Oyuncular: Michael Doug-
las, Sharon Sîone, George Dzund-
za, Jeanne Tripplehom, Denis
Arndt, Leilani Sarell, Bruce A.
Young \Bir Carolco Film yapımı j
130 dakika.
"Temel İçgüdü"ye, çevresinde kopan-
lan tüm fırtınalardan bağımsız olarak gör-
mek zorunluluğu var. Aslında bu. tüm sa-
nat yapıtlan için de geçerlı değıl mi?
Ama önce isterseniz "fırtına"yı kopar-
tan şeylere bir göz atalım: San Francisco'-
nun gürültülü yaşamı içinde. hayatlannı
yalnızca keyif verici ve zararsız (!)"şeyjere
göre yaşayan kişiler: Seks. alkol ve koka-
in... Gecrnişinde, tüm bu şeylere bağımlıltk
kadar. ıstenmeden işlenmiş tam dört cina-
yet de bulunan kendıne özgü bır polis me-
muru...Erkeklen tam boşalma anında öl-
dürme kuşkusu içindeki bir sansın afet.
modern bir "dişi örümcek." Perdede. por-
nografik fılmler dışında az görülmüş ala-
bildiğine ateşli sevışme sahneleri...Ve söz-
konusu "dişi örümcek" kahramanımızın,
erkekler kadar kadınlan da ihmal etmeyen
çift-cınsellıği ve kadın arkadaşlanyla.
"umumi yerlerde" veya erkeğin gözü
önünde sevişme huyu...
Aslında oldukça tutucu ve ahlak değer-
lenni koruyucu bır tavn olan Amerikan
denetım anlayışını ve Amerikan (gıderek
dünya) kamuoyunu ayağa kaldırmak için
buniardan başka ne gerekir ki?
"Temel İçgüdü"yü, bu acılardan, günü-
müz Hollyvvood'unun en iyi para kazanan
senaryocusu Joe Eszterhas, "Robocop" ve
"Total Recall" gibi görkemli üstün-yapı-
mlardan sonra Holly wood'a biraz Avrupa
Değişik şoklar \aratan gizemli, kışkırtıcı polisiyede yaşam yorgunu polis Michael Douglas ve ölümcül sanşın Sharon Stone.
usülü seks ve yine Avrupa'ya özgü bir "ah-
laksızlık" getirmeye sıvanmış olan Hollan-
da kökenli yönetmeni Paul Verhoeven,
ilerleyen yaşıyla birlikte. tutkunluk derece-
sinde seks düşkünü olduğu ortaya çıkan
baş oyuncusu Michael Douglas ve cinsel
çekicıİiğini kanıtlamak için nerdeyse 10
yıldır bekleyen vc bir sürii ikinci-üçüncü
sınıf fılmle oyalanmak zorunda kalan
yakıcı sanşın Sharon Stone açısından, tam
bir meydan okuma diye görmek de müm-
kün olabilir.
Ama bu "meydan okuma". bu yerleşik
ölçülere saldın vb. öğelerin oluşturduğu
"yaldız"ın gerisine geçerek, önümüzdeki
firnıe eninde sonunda bir sanatsal üretim,
iddıalı bir film olarak bakma gereği var.
Böyle bir bakış ise, "Temel İçgüdü'nün
yadsınamayacak bir keyif (yanhş anlaşı-
Imasın: sinemasal bir keyiO veren çok il-
gınç bir poüsiye. ünlü Amerikan deyimiy-
le. çok başanlı bır "thriller" olduğu gerce-
ğini ortaya koyuyor
"Temel İçgüdü". öncelikle bizi ile aldığı
kişiliklerle tavlıyor. Bu kışilikler, klasik
polisiyenin bildik kişilikierine (yaşam
yorgunu polis, ölümcül sanşın, iyi yürekli-
ve de şişman-yardımcı.vs.) çok çağdaş ve
güncel nitelikler de yüklüyor, böylece hem
yakın ve bildik, hem de oldukça irkiltici ol-
mayı başanyorlar.
Aynı şey, filmin tüm genel gelişimi ve
anlatımı için de söylenebilir. Verhoeven,
1
oldukça ilgı çekici ve aynntılı bir senaryo-
yu, "beton gibi" biranlatımla perdeyegeti-
nrken, özellikle Amerikan polisiyegerilim
sınemasının onca scvdiğimiz özclliklerini
yeniden yaratmayı da başanyor: büyük
kentlerin gece gizemı, gündelik yaşamın
hemen kıyısında yaşanan korkunç olaylar,
ortalarda gezinip duran ölüm duygusu,'
birbirini izleyen ölümler ve kıyımlar... Çö-
zemedikleri bir bulmaca içinde kıvrarup
duran insanlar. göründükleri gibi olmayan
gizem yüklü kadınlar. gelişmiş bir toplu-
mun gizli çöplüklerinde yaşananlar... Ve '
özellikle, ikinci-üçüncü bir görüşte kıvr
raklığı daha iyi beliren matematik biçimde
kurgulanmış bir cntrika. inandıncılığı
tartışılsa da sonuç olarak mckanizması
tartışma ötesi bir öykü örgüsü.
"Temel İçgüdü"de işte tüm bunlar var.
Gerçek "suçlu'nun bir anlamda fınalde
bile ortaya çıkmadığı. gizemini filmden
sonra da koruyan bir finalle noktalanan
yaman bir film bu...Polisiye sinemayı çağ-
daş licari kitle sinemasının kaçınılmaz öge-
leriyle desteklerken bile kışiliğini koruyan
bir film. Açıkça Hitchcock'a atıfta bulu-
nan son dönemin kimi filmleri ("Yeniden '
Ölmek". "Gerçeğı Arayış") açıkça karaya
otururken, bu filmın ıçerdiği dayanılmaz
Hitchcock atmosferinin bir nedeni de
Hitchcock'un bestecısı Bemard Her-
mann'ınkine çok benzeyen vefilmibireldi-
ven gibi saran nefis müziğiyle. büyük bes-
teci Jerrv Goldsmıth mi acaba?
"Temel İçgüdü". öncelikle bizi ele aldığı
kcsicı çıplaklığından Michael Douglas'm
(Amerika'da yasaklanan) poposuna ka-
dar değişik şoklar vaat ediyor. Ama bunca
kışkırtıalığın ötesinde. bizce sağlam ve il-
ginç bir polisıye film var. Çocuklannızı '
uzak tuuın. ama kcndiniz ne yapıp edip
görün!..
Clint Eastwood, 'başyapıtf Affedilmeyen'de tüm western mitolojisini sorguluyor
Vahşi Batı efsanesinin yok oluşu
T"
Affedilmeyen (Unforgiven^ / Yö-
netmen: Clint Eastnood ' Senar-
yo: David Webb Peoples / Görün-
tü: Jaek N. Green j Müzik: Lennie
Niehaus ! Oyuncular: Clint East-
nood, Gene Hackman, Morgan
Freeman, Richard Harris I Bir
Warner Brosfılmi.
"Affedilmeyen"le Clint Eastwood artık
açıkça göstenyor: O. ikınci sınıf Hollywo-
od kovboyu, Sergio Leone'nın fılmlerinin
suskun ve stilize oyuncusu, perdede şidde-
ün temsilcisi gibi dönemlen ve nıtelemeleri
aşmış, bir büyük yönetmen, gerçek bir usta
olmuştur. "Affedilmeyen" ise şimdılık
kaydıyla, onun başyapıtıdır.
"Affedilmeyen"i önemli ve büyük bir
film yapan çeşitli öğeler vardır. Film. wes-
ternin tanhinden değişik dönemleri bağ-
nnda toplamaktadır sanki: Klasik western,
1950'lerde başlayan psikolojik vvestern,
son yıllardaki ılerici vvestern veya anti-wes-
tern tavırlan ve türleri, bufilmdeinanılmaz
bir uyum içinde kaynaşarak değişik bır ta-
da ulaşmaktadır.
Durumlar, olaylar, ilk bakışta kışilikler
klasik vvesternden kalmadır. Ancak çok iyi
işlenmiş bir senaryo aracılığıyla, kahra-
manlann yüreğine doğru dennlemesine
dalar film... Öte yandan, bu kuşkusuz ki
westerne modern ve yenileyici bir bakıştır.
Westerne mesafeyle bakan. onu eleştiren.
giderek onu, tüm klişeleri. kahramanlık
anlayışı, kaba gücü yüceltme tutkusuyla
Clint Eastvtood yönettiği ve ovnadığı son fihninde Morgan Freeman ile.
birlikte yargılayan bir füm ortaya koyar
Eastvvood... Tam anlamıyla bır anti-wes-
tern olmayan. klasik vvesternden de yete-
rince beslenen bir yapı kurarak...
Bu yapı içinde bireyler. en klasik vvestern
durumlannı bir tıyatro sahnesinde gibi bel-
li bir ağjr tempo içinde düşünerek tartışa-
rak yaşarlar. Şiddet ve hız, yerini bilince,
düşünmeye, irdelemeye bırakmıştır. Tüm
bir vahşi batı efsanesi. tüm mitoslanyla bir-
likte çiğnenir geçilir: Kahraman fılan yok-
turortada...
Sadece sefil. yorgun. yoksul. pislik içinde
insanlar vardır... Silahın hangi yanında
olurlarsa olsunlar, korkan, ürken, çoğu za-
man altına eden, tüm zayıfhklan ve za-
vallılıklan içinde beliren insanlar... Vahşi
Batı, efsanenin ardındaki Vahşi Batı ola-
.sıkkladaböyledir... - , ^^, •,
'Eastvvood fılminde tüm bir'w^sWm'rrii-
tolojisini fırçalayıp silkelemeyi dener. Bu-
nu yaparkenfilminesoktuğu ilginç bir kişi-
lik, Vahşi Batı'nın öyküsünü yazan Beauc-
hamp aracılığıyla, efsanenin oluşumunu,
köken ve kaynaklannı da göz önüne serer.
Yanhş söylencelerle beslenen yanhş bir
vvestern tarihi oluşturmakla uğraşan Bea-
uchamp, birden kendisini tövbekâr katil
VVılliam Munny, aamasız şerif. bıreysel ve
kendine özgü bir adalet uygulayıcısı şerif
Bıll Daget gibi "gerçek" kişılerle baş başa
bulmak şansına erişir.
Ancak Beauchamp. bu şansı iyi kullana-
cak. Vahşi Batı'nın gerçek öyküsünü yaza-
bılecek midir? Belki de yazabilecektir,
yazmıştır. Ama uluslann kendi tarihlerini
tnitos kalıplanna dönüştünnek alışkanlığı.
bu tarihi de özellikle sinemanın bulunuşuy-
la birlikte bir formlar. kalıplar, klişeler ve
efsaneler yumağı halinde örüp duracaktır.
"Affedilmeyen" ise bu efsaneler yumağını
iplık iplik çözmeye sıvanan, bize o dönem-
dc gerçckten yaşanmış olanlan bir tür var
oluşçu duygu içinde duyurmayı başaran ve
bunlan yaparken türün kalıplanna ve ku-
rallanna belli bir saygıyı da koruyan bir
filmdır. Gerçek bir hüzün içeren, East-
vvood'un belki de başyapıtı olan önemli bir
film...
Yavuz Özkan'ın başarıb çalışması 'İki Kadın', giinümüz Türk Sineması'nın ilginç bir örneği
Denetimli, düzeyli, Ayrupai bir film
İki Kadın / Yönetim ve Senaryo :
Yavuz Özkan / Görüntü : Oriıan
Oğuz ' Oyuncular : Zuhal Olcay,
Serap Âksoy, Haluk Bilginer,
Tunca Yönder, Nejat Boren, İlhan
Dolunay / Bir Z Film yapımı ! 2
saat.
"İki Kadın", benim için gerçekten hoş
bir sürpriz oldu Kadın sorunlanna ve "iliş-
ki'ierine birden artan ilgının ışığında ve bu
ilginin medyada kıyametler koparan bir bi-
çimde sömürüsünü getiren kunı filmlenn
yanısıra. bu filmde "korktuğuma uğra-
madım". Tersine. zor. kışkırtıa. her türlü
sömürüye açık öyküsünü çok iyi denetle-
miş, özenli. duyarlı. olgun bir film geldi
karşıma...
Ozkan, "bir fahişeye tecavüz eden bır
bakan" temasıyla. kuşkusuz toplumumuz-
da son dönemde yankılar yapmış birden
fazla olaya birden yanaşıyor: bir "tecavüz"
olayında fahişeyi "ikinci sınıf vatandaş"
olarak gören yakın tarıhli bir adlı olay. Ve
yine son yıllarda kımi politikacılanmızın
kanştığı seks skandallan. Eee. "küçük
Amcrika" olacak dcğil miydik? Amerikan
toplumunu allak- bullak eden ve seçimlerin
kaderini bileetkileyen bu tür olaylann biz-
de de olması kaçınılmaz değil mi?
Kaçınılmaz da, sınemamızın bu tür olay-
lara eğilmcsi yeni bir şey. Tümüyle kalk-
madıysa da oldukça gevşeyen bir sansür
anlayışı. sözgclemi lczbiycn ilişkilerin dc,
bır polıtık skandalın da perdcye gctirilmc-
sıne artık olanak tanıyor. Sinemamız. ilk
şaşkınlık \e dcnetımsızlik döncmi geçlik-
tcn sonra. bu özgürlüktcn sonuna dek ya-
rarlanacak sanınm. "İki Kadın". başlan
ması, gazetecilerin çok daha fazla ve de sal-
dırgan olmalan. bakanın "çevresTnın tek
bir kişiyle temsil edilmemesi gerekirdi.
Ne var ki, olay bu toplumsal boyuttan
kişisel boyuta kaydıkça ve iki kadının (fa-
hişe ve bakanın kansı) ilışkilerine dönüş-
tükçe, film yeniden ılk soluğunu buluyor.
hatta aşıyor. Özkan. burada bu 2 kadının
ilişkilerini oya gibi ışliyor. olası psikolojik
gelişmeleri ınandıncı biçimde veriyor. 2
kadın oyuncusunun. Zuhal Olcay ve Serap
Aksoy'un oy un güçlennden azami y ararla-
narak, ortaya sanki nefes nefese izlenen bir
"kadın ılışkısı" koyuyor. "Düş Gezgin-
leri"nin kolaya ve tican tavnndan da ola-
bildiğince uzak kalarak, öyküsünc ve kişi-
ierine gerçek bir ilgi toplamayı başanyor.
"İki Kadın". Orhan Oğuz'un görüntü
çalışmasından da destek alarak bir "Avru-
pa filmı" gibi duran. denetimlı. düzeyli bir
film. Yavuz Özkan'ın son yıllardaki en ba-
şanlı fılmi. Vc günümü/ Türk sinemasının
kuşkusuz kı ilginç bır örneği.
Irkçı, bayağı bir film
Eddie hayranları
için düşkınkbğı
Bumerang fBoomerangj / Yö-
netmen : Reginald Hudlin j Se-
naryo : Barry Blaustein, Davud
Sheffield / Görüntü : Woody
Omens / Oyuncular : Eddie
Murphy., Robin Giyens^Jfrffg?.
Berry, Eartha Kitt, Grace JonefT
Martin La\vrence / Bir UIP
(Universal) ! 118 dakika.
"Bumerang" fılminde hemen hiç bir
beyaz oyuncu yok. Eddie Murphy, bunu
eleştirenlere şöyle demiş: "İçinde bir tek
zencinin bile olmadığı onca film yok
mu?" Doğru söze ne denir? Yine de "Bu-
merang" biraz ırkçı bır film olarak duru-
yor. Bufilmin,zencı ırkının, başta cinscl-
lik başlıca özelliklerine bir övgü olması
bır yana,filmaynca da Eddie Murphy'ye
bır "kişisel övgü" nitelığinı içeriyor.
Murphy. görülmemiş bır alçakgönüllü-
lük içinde. yapıması olduğu bir filmde,
kendisini her açıdan bir "üstün adam"
gibi göstere-
rek iyıce ra-
hatlamış ol-
malı!...
"Bume-
rang", iyice
zampara bir
zenci rek-
lamcının seks
dünyasına eği-
lıyor. Eğer bu
filme ınanmak
gerekırse. ka-
raderili bu in-
sanlar. sırf
seks yiyip seks
içiyorlar.
Dünyaya bakışlannı. yaşamla ilişkilerini
yalnızca bu behrliyor. Zenci ırk adına.
komedi maskesi altında. ne hazin bir gö-
rüntü, eğer doğruysa ne hüzün verici bir
itiraf!...
Bir "seks makinası" gibi calışan kahra-
manımız, bu arada "ideal kadını" (bu,
onun için "güzel ayaklı" kadın demek-
tir!) ararken, yaman bir kadınla karşılaşt-
yor. Robin Givens'ın canlandırdığı bu
kadın, ona ilginç bir deneyim yaşatıyor:
bır ilişkide, ezilen, sömürülen. hükmedi-
len taraf. olma duygusunu. Kadınla er-
keğin durumlannın ters- yüz edip değiş-
tirdiklcri bu gelişme. filmin ilginç bir yö-
nelişi gibi gözüküyor. bir ara...
Ama yönetmen bunun üzerinde pek
durmuyor. Ve sonunda zampara Eddie'-
yi mutluluğu çok yakmında. en yakın
arkadaşının kızmda bulan klasik bir ko-
numa getınp bırakıyor.
"Bumerang", bu kez açık bir zenci ırkı
yücellme çabası içeren. bu yolda bir
karşı- ırkçılığa varan. üstelik hiç bir anı-
nda amaçladığKrinsel alaya ulaşamayan
kaba bır seks komedisi. alabildiğinc ba-
yağı bir film. Eddie Murphy mizahını se-
venler içinse. gerçek bir düşkınkhğı.
Atilla Dopsay'ın yıldız tablosu
Filmin adı
Zuhal Olcay ve Serap Aksoy. ortaya nefes nefese izlenen bir 'kadın ilişkisi' koyuyor.
ilıbarcn tavnnı koyan bir film; konusunu.
onun tüm siyasal. ahlaksal ve toplumsal
çağrışımlannı ortaya koyarken, bunu so-
.ğııkkanlı bir tavırla yapacak, seyircinın çe-
^iıli duygularını vc önyargılannı sömürme-
yecek bir tavır. Başıakı "tecavüz" sahnesı
ve bunu izleyen gelışmeler. filmde sağlam
ve ınandıncı biçimde ortaya
>
'konuyor.
Sonra ışler biraz bozuluyor. filme bclli
bır şematizm. be|ji bir kolava kaçma tavn
egemen oluyor. Özellikle olayın yol açiığı
"siyasal skandal", bunun basındakıyankı-
lan vb. olaylar, belki de sınırlı yupım ko-
şullanndan. çok kısa, cılız ve bematık bi-
çimde gelıştıriliyor. Örneğin o basın top-
lanlısında gerçekten kıyameilcrin kop-
Gösterildiğı Sinemalar Değerlendirme
Topkapı Sur. Bevoğlu Fitaş, CepKcıdıköyHakım.
ErcnkoyApollon
Temel İçgüdü
İki Kadın
Düş Gezginleri
Bumerang
islı Sile, Çemberlitaş Şafak.K.Sürevra,
Lcıle, Occık
Bevoğlu Sineması, Kadıköy, Kadıköy
Penc/ık Oscar. Atlas, Gazi, K. KSM. B. Reıık
••••
• • *
•••
• •
* Sıradan * * Görülebilir • * • Gerçekten ilginç * * * * Başyapıt