Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16ARALIK1992ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Suyollan ve büyük projeler
Türkiye'deki otomobillerin yarısına yakın bir sayısı her gün İstanbul'un iş merkezleri olan
Eminönü ve Karaköy yörelerine gelip gitmektedir. Bu trafık denize atılmadıkça ne yol yeter
ne de Boğaz ve Haliç köprülerinin kapasitesi.
Dr. NEZİH H. NEYZİ Ulaştırma Bakcmhğı E. Damşmanı
D
eniz taşımacılığı başsız
kaldığı içın bir türlü
düzene konamıyor.
Ov sa o kadar çok ola-
nak \ar ki... Fakat
bunlan kullanamıvo-
ruz. Bir taraftan trafik sorunu yollan-
mızda dc\amlı can alıyor: ulusal varlı-
ğımız hcba oluvor. Bir yandan Orta
Avrupaılebağlantımıztehlikealtında;
burnumuzun dibınde Boğaz. Marma-
ra. Karadcniz ve biz bu suyollarını
kullanmıyoruz. Öbür yandan da işsiz-
lik karşısında hükümct kıvranıp duru-
yor; mılyonlarca iş^ız ve gızli işsiz iş
aranıp duruyor. Suyollan Avrupa'da
krallıklar zamanında başlatılmış ve
halledilmış. Su kanallan ağı Alman-
ya"da hala genişleiiliyor \e Tuna nehri
kanailar aracılığı ile Atlantık dcnizine
bağlanıyor. Bız. hazır suyollanmızı
kullanmıyoruz.
Büvuk projeler devince öncelıkle fi-
nansman sorunu akla geliyor. Gemi
üretimı ve su kanallannı fınanse ede-
cek güç. ülkemizde vardır. Yüzvıllarca
önce Süveyş kanalı \e Panama kanalı
nasıl kazıldı? Önemli olan. bu işleri
başlatacak ve devam ettirecek bir ku-
ruluşun olmasıdır.
Su vıllan işi bizde DSİ ve Denizcilik
Bankası'na bırakılmıştır. DSİ ancak
baraj yapar vesulama kanallan ile ilgı-
lenır: başarılı. sessız sedasız çalışan bir
kuruluşumuzdur. Denizcilik Bankası.
Emlak Kredı Bankası içinde yok edil-
di. Demek ki bu işleri ele alacak dına-
mik bir kuruluşa ivedi olarak gereksi-
nım vardır. Dcvlctle ve KİTlerde bu
kadar fazla ıstihdam \arken bu insan-
lan verimli çalışabilecekleri bir veni
bakanlığa kaydırma düşünülemez mi?
Denizcilik Bakanlığı bir an önce ku-
rulmalıdır. Yalnız •"kurulmak"'la. An-
kara'da yeni bır bürokrasi yaratıl-
masını kastetmiyoruz. Bakanlık. ha-
zırlanacak yeni projelerle bırlıkteorta-
ya çıkarılmalıdır. Şimdiki Ulaştırma
Bakanlığı'ndan bırkaç genel müdür-
lük ayırarak yeni bakanlık kurulacak-
sa hiç olmasın daha iyı. Çünkü bu gibi
ayırmalar bürokrasi içinde de aynm-
lar ve gelecek kaygılan yaratır. Politik
düşünceler. alamalar... Hepsinin kaçı-
nılmaz sonuçlan olacaktır. Büyük
amaçlarla kurulacak yeni bır bakanlık
bu sosyal huzursuzluklan giderecek
dmamizme sahip olacaktır. Herkes
bılmelidir kı işler büv üyecekıir. çalışan
insana hep gereksinim vardır. yeni
projeler atılım gücü ıster ve gençlere
yapacak ış yaratılacaktır. Bu yeni pro-
je hükümete de bir canlılık getirecek-
tir. "Bir yıl oldu. 500 gün olacak" kı-
sırdöngüsünden kurtulmak gerekir.
Yeni veetkin bir bakanlık bu hüküme-
te de yeni kan kaıacaktır. Enflasyonve
anarşı dumanı arkasında ekonomık
kalkınma görünemez olmuştur. İleri-
ye doğru adımlar atarak bu durgun-
İuktan çıkmak gerekir.
Kısa ve uzun vadeli iki proje öneri-
yoruz Denizcilik Bakanlığı'na: Bal-
kanlar"dan geçişi en alt düzeye indire-
cek Ro Rogemileri üretilmeli ve Kara-
deniz"de liman yapılmalıdır. Kamu ve
özel tersanelerimiz bu gemileri yapabi-
lırler. D.B. Naklıyat'ın iki küçük Ro
Ro gemisi Derince-Venedik ve tstan-
bul-Köstence'yi birbirine bağlamıştır.
Bu gemilerin daha büyüklerini yapa-
rak İzmir-Brindizi bağlantısı kurul-
malıdır. Balkan ülkelennce alınan
T1R geçiş ücretleri artmaktadır. Bul-
garistan Türk TIR'lannın transit ge-
çişlerine vize koydu. Romanya, Yu-
goslavya ve Macaristan her geçişten
I.OOOila l.500mark ücretalmaktadır.
Derhal beş gemilik bir Ro Ro fıiosu
tezgaha konulmalı. siparişler bizim
tersanelerimize verilmelidir. Bır yıl
içinde bu gemiler tamamlanabilır, ge-
ce gündüz çalışmak üzere. İşte. üç var-
diyadan birkaç bin kişiye iş çıktı de-
mektır.
Uzun vadeli olarak Denizcilik Ba-
kanlığı'na yeni bir lıman projesi öneri-
yoruz. Karadeniz"de hiçbir iç limanı-
mız yoktur. Bartın bu iş ıçin çok elve-
rişlidır. Bir süre önce İstanbtıl-Barun
feribot seferleri konmuş ve çok başan-
lı olmuştu. Ancak dere temizlenmediği
için işletme durduruldu. Bartın deresi
temızlenmeli ve Karadeniz"den içeriye
kadar nhtımlar yapılmalıdır. Kuzey-
batı Anadolu limanı Bartın'da kuru-
lur ve Zonguldak'taki fazJa işgücü bu-
raya çekilebilir: bu en az yedi sekiz
yıllık bir projedir ve ülkenin yeni bir
denizcilik politikası olduğunu ortaya
koyar. Bartın veyöresı hem İstanbul'u
besler hem de Karabük gibi önemli bir
demir çelik sanayiinin kömür ve diğer
hammaddeleri ile mamul madde taşı-
macıhğını kolaylaştınr. Almanya.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bu iç
limanlar sayesinde kalkınmıştır. Av-
rupa'da ağır yükler hep nehir ve ka-
nallardan taşınmaktadır. Bizim de de-
niz taşımacıhğına önem vermemızin
zamanı çoktan gelmiştir.
Denizcilik Bakanlığı'nın ivediliklc
ele alması gereken bir konu da Istan-
buPun deniz ulaşımı sorunudur. Bcle-
diyenin yaptığı araştırmalara göre
Türkiye'deki otomobıllerin yansına
yakın bir sayısı her gün İstanbul'un iş
merkezleri olan Eminönü ve Karaköy
yörelerine gelip gitmektedir. Bu trafık
denize atılmadıkça ne yol yeter ne de
Boğaz ve Haliç köprülerinin kapasite-
si.İlk iş. Boğaziçi. Anadolu ve Avrupa
yakaları arasını hızlı araclarla birleş-
tirmekıir. Katamaran tıpi hızlı deniz
otobüslen geliştırilmeli. işletme mas-
raflannı gözönüne alarak verimli tek-
neler üretilmelidir. Denizcilik İşletme-
leri elinde kalmış olan y olcu taşıma te-
keli artık fiilen kalkmıştır. Dolmuş
motorlan her gün binlerce insanı Bo-
ğaz ve Anadolu-Avrupa yakalan ara-
sında taşıyıp durmaktadır. Yasal ol-
mayan bu tür kuruluş ve özel ışlet-
meleri kabullenip ona göre yeni bir su-
yollan taşımacılığı düzeni getirilme-
lidir. Denizcilik İşletmelerinin Şehir
Hatlan İdaresi de bugünkü ve yannki
on milyonluk İstanbul'a göre yenıden
düzenlenmelidir. Bu işler kısa vadede
yapılacak işlerdir.
Uzun vadeli olarak da Haliç'in te-
mizlenmesı ve bu suyolunun Kefeli-
köy'e kadar uzatılarak Boğaziçi'ne
bağlanma projesi uygulanmaya başla-
tılmahdır. Hesaplan ve incelemesi ya-
pılmıştır. Bu iki nokta arasındaki ara-
zinin konturlan ve Kefeliköy'e doğru
akan dere. kanal açmaya elverişlidır.
Bu kanal gerçekleştirilince Karaköy,
Beyoğlu ve Beşiktaş yeni bir adaduru-
muna gelecek, her tarafı ulaşıma elve-
rişli bir suyolu ile çevrilecektır. Bu su-
yolu ve kanal. yılın her günü kullanıla-
bilirdurumda olacaktır. Yeni Denizci-
lik Bakanlığı Türkiye'nin suyollan ve
limanlannın geliştirilmesini üstlenece-
ğine göre geniş bir anlayışla kurul-
mahdır. Koalisyon hükümetinden bu
yönde hızlı adımlar bekliyoruz.
ARADABIR
ALİ KÖSE Hukukçu
Biraz Araştırmak Yeterli
Bır Istanbul milletvekili, bir süredir Atatürk ile ilgili il-
gınç sözler söylemekte, çeşitli ithamlarda bulunmakta.
Elbette, her ınsanın kendine özgü bir düşünce yapısı
vardır ve herkesi sevmek zorunda değildir. Politikacılar
dabelirlibirkesime(özellikleoytabanlarına)hoşgörün-
mek için çeşitli hareketlerde bulunur ya da sözler söy-
lerler Belki de bu şekilde oy tabanlarının düşüncelerini
okşayarak sıyasal yaşamlarını birkaç seçim daha sür-
düreceklerini düşünmektedirler. Bütun bunlara karşın,
milletvekili seçilmiş bir kişinin bir düzeyin altına düşme-
mesi, ezbere değıl araştırdıktan sonra konuşmasının
gerektiği kanısındayım. Ama polıtika yaşantımızdaki dü-
zeysizlik bunların önünde büyük bır engel olarak duru-
yor.
M. Kemal de bır insandır. Hata yapmaz bir mitos değil-
dir elbette. Ümmet olmaktan ulus ve yurttaş kavramına
geçişin, laikliğin. kadının sosyal yaşama katılışının, çağ-
daş demokrasi sevdasının. modern toplum oluşturma
uğraşının adıdır Atatürk. İşgal altmdaki topraklarda bir
halk hareketıyle, bir yığit başkaldırı ile sağlanmış ulusal
bağımsızlığın simgesidir Atatürk. Ilkeleri, fikirleri ve
yaptıkları ile günümüzü aydınlatan bir ışıktır Atatürk.
Ama hiçbir zaman tartışılmaz bir tabu değildir. Zaten
kendisi Ulusal Kurtuluş Savaşımız sırasında bile parla-
mentoyu kapatmamış. eleştirileri ve önerileri kulak ardı
etmeyip parlamentoya her zaman başvurmuştur.
M.Kemal, 20. yüzyılın başlarında yaşamıştır. Yaptı-
kları ya da yapamadıklarını o günün koşulları içerisinde
değerlendirmek gerekir. O günde elde bulunan olanak-
lar gözönüne alınmalıdır. M. Kemal'in tam bir yıkıntıyı
devraldığı, ülkenin işgal altında olduğu ve Osmanlı Dev-
leti'nin o zamanki (Sevr Antlaşması ile belirlenmış) top-
raklarını gözönüne almak gerek. Kısacası, herkes gibi
M. Kemal'i de önyargılardan sıyrılarak, yaşadığı çağın
koşuiları dikkate alınarak, nesnel bir biçimde değerlen-
dirmemiz gerekir. Böylece, "Selanik'li Mustafa"yı daha
iyi anlayabiliriz.
Geçenlerde, pek muhterem bir milletvekili, Lozan Ant-
laşması'nı eleştirmiş ve Lozan Antlaşması öncesine dö-
nülmesi gerektiğini savunmuş! Bilindiği üzere milletve-
kili seçilebilmek için en az ilkokul öğrenımi görmüş ol-
mak gerekiyor. Ilkokullarda da yeterince tarih bilgisinin
öğretildığini sanıyorum. Bir ilkokul çocuğu bile Lozan
Antlaşması öncesinde, altında Osmanlı Devleti temsilci-
lerinin imaaları olan Sevr Antlaşmasf nın yürürlükte ol-
duğunu bilir. Esaret belgesi niteliğindeki Sevr'i ise hiç
kimse (bu kim olursa olsun) savunamaz. Savunursa,
bmdiği dalı kesmiş olur, varlık nedeni ortadan kalkar,
hayınlık sınırları içine girer.
Atatürk tartışılmaz değil. Elbette tartışılacaktır, ama
çeşitli hesaplar için, belki de bir yerlere olan dıyet borç-
ları için gerçekleri saptırmamak gerekir. Çok değil, bi-
razcık yurttaşlık bilinciyle araştırmak yeterli»
OKURLARDAN
Çevre ve insan
t)Haziran 1972'deStockholm'deimzalanan Birleşmiş
MilletlerDünvaÇevreKonferansıBildirgesi'nde. "Çevre
her iki yönüyle de. yani hem doğal çevre hem de insan yapısı
çev re olarak. ınsanoğlunun esenliği ve temel insan
haklanndan yararlanması için ve hatta hayatın kendisi ıçin
gereklidir.""...İnsanınşereflivehuzurlubırhayataizin
verecek kalitede birçevrede. özgürlük.eşıtlık veelverişli
hayaı şartlan içinde yaşaması temel hakkıdır" deniliyor.
Evet, insanlığı veçevrenin geleceğini. eğergerekli önlemler
almmazsa bır daha asladüzeltilemeyecek İcötüsonuçlar
bekliyor. Yıllargeçiyorvesorununciüdiyeti her gün biraz
daha önem kazanıyor.
.FCC(floroklorohıdro) gazının. yani parfüm.deodorant ve
buzdolaplannda kullanılan gazın bilinçsizce vedenetimsiz
tüketimi sonucu atmosferin ozon tahakası delindi ve bu
dclık hcrgün biraz daha büyümekte. Ozon tabakasının
delinmesi sonucu süzülemeyen rady asyonlu ışınlar insan
sağlığını tehdit etmekte. ciddi deri yanıklanna. v üksek
oranda cilt kanserlerine neden olmakta.
. Artanısı sonucu ılımankuşaklarçölleşmeeğiliminde.
. Denizlerdc yaşam tükenmekıe ve içme suyu kaynaklan
kırlilik yüzünden terk edılmekte.
Tanm ilaçlarınınbilimselliktenuzak.denetimsiz
kullanılması sonucu y apay v e hormonlu gı3alar insan
sağlığını etkilerken. tanm alanlan \e canlı türleri azalmakta.
. Insanoğlunun vüzy ıllardır yarattığı kültüreldeğerler.
miman yapılar yok edılip yağmalanıyor ve hızla gelişen
betonlaşma doğal çevrcyı. kıyıları öldürüyor.
. Yok edilemeyen sanayi atıklan çöpdağlan oluşturmakta.
İnsanıhıçesayansanayininyarattığıçevresorunlarıöylesine
yüksek düzeylere ulaştı kı. 1972'de Stockholm Bildırgesi'nın
altını çizdıği e\ rensel gerçek her gün biraz daha ağır
yaşanmaya başlandı.
Başkalannın çizdiği gündemc takılıp kalmadan gelin birlikte
çevre ile ılgılı ama işlcvlı birörgütlenmcyaratalım.
Dr. Hüseyin Özkahraman
Istanbul
TARTIŞMA
Cumhııriyet ve demokrasi
oktor
Toktamış'ı
tanırsınız:
Türkiye'deki vc
dünyadaki
Cumhuriyetin
vc
demokrasinin künhüneermiş
bir genç profesördür.
Yaİanlarda Tartışma
sülununda bir yazısı çıklı:
Cumhuriyetimizi ve
demokrasimizi "Sapık bir
zihniyet ve tutumla" karalayan
veüstelık kendisi gibi
düşünmeyenlcri de. sözde
alçaklıkla niteleyen birsütun
yazannı ele almış. Bunun bu
ınsafveyetenekdışılığını
yenyor. Şiddctleveöfkeyle...
Çünkü boyle insaf ve yetenek
dışılığa çoİc üzülmüş.
Üzülme evladım kanıt iste.
yeter. Alçaklıkların kapısını.
dcğerlendirmelerinı kanıta
dayamama açar. Türkıye
Cumhuriyetinive
demokrasisini kuran kadronun
Cumhuriyeti ve demokrasiyi
reddeden bir tek ilkesini
göstersinler de görelim.
Amasimdi bizCumhunyet ve
demokrasinin ilkelerıni
anımsatalım.
.Bu kadronun Türkiye'ye ilk
kezgetirdiği '"Ulusal istenç"
kurma demokrasi değilse. nedir
demokrasi?
.Bu kadronun. egemenliği.
"Kendısıne rakip. benzer.eşil"
bır statüdeki başka bır
makamla paylaşmadan
"halk"amaletmesi.
Cumhuriyet ve demokrasi
değilse nedir?
. Bu kadronun. saltanat ve
hılafeti kaldırarak.onun,
"tek"in bireysel keyfı öznel
istenciliğcdayalı ^ultası yerine.
halk istencinedayalı temsil
yöntemini getirmesi,
Cumhuriyet biçimi içine bir
demokrasi ilkesini koyma
değilse nedir?
.Siyasal iktidan uygulamadaki
bütünsosyo kültürel
handikaplara karşın, gene de
ancak ve ancak "seçim"den
gelenlerin istencine bırakma
ilkesi. Cumhurivet ve
demokrasi değilse nedir?
.Devlet oluştunnayı.devlet
v önetimini. bütün sosy o
kültürel ve politik
dinamiklerden birinin.
birkaçının tekelinden çıkarıp
seçimle kendini belirten halkın
temsili temelinedayatma.
Cumhuriyet ve demokrasi
değilse nedir?
.Cumhuriyeı ve Demokrasi,
seçim yöntemi yolu ile halk
temsilınedavalı yönetimin
eylemlerini de denetim altına
alma. Cumhuriyet ve
demokrasi değilse nedir?
Bilindiği üzere, bu denetim,
önce, içine kadın yurttaşlan da
alan bir dönemli bir genel
seçimle. halk tarafından yapılır.
Sonra da hukuk yoluyla
denelim başlar. En sonra da
anayasa denetimi olarak.
devam eder.
Adı geçen kadro zamanında bu
anayasa denetimi de başlama
istidadı göstermiştir: "Türk
muhakiminin. kanunlann
teşkilatı esasiyeye mugaveretini
tetkike salayettar mıdır'*
tartışması açılmış ıdi. Sonraki
Anayasa Mahkemesı bu
tartışmalann sürmesinden
meydana gelmiştir.
Prof.BahriSavcı
Istanbul
(ILLLSTRATION AMERICAN SHOVVCASE)
Sığmık insanlann hakları
I
nsanhak!an.44yıl
önce gündeme
getirihnişolmasına
karşın. bugün dünya.
insan haklannın
neresinde dersiniz?
Irk. dıl. din. düşünce ayrımı
yapıldığı sürece. insan haklan
hak getire.
Türkiye'de. 12 Eylül dönemini
bağışlatmaya yönelik bir takım
atılımlaryapıldı. Kimi
«•uçlamalaraklandı. Amayurt
dışındaki sığınıklar(mülteciler)
sorununa köklü birçözüm
neden getirilmedi?
Sığınıklar. tüm ülkelcrin. tüm
insanlığın sorunudur.
Yönetimdeki insanlann
düşüncelerine, ey lemlerine ters
düşen insanlann tutuklanması.
cezalandınlması. dışlannw;ı
(dilim varmasada) öldürülmesi
hangi hakla yapılmaktadır?
İnsan haklannasığarmı?
Ankara Halk Oyunculan'nın
oy nadığı "Bir Ceza Avukatının
Anılan" oyununun galasında
sahneyeçağnlan.yapıtınyazan
Prof. Dr. Faruk Erem'in,
"Suçluyu kazırsanızaltından
insan çıkar" sözüçoşkuyla
alkışlandı. Bualkışlarbana.
insanlann suça, suçluya bakış
açılarının. yetkililerinkinden
değişik olduğu düşüncesini
çağnştırdı. Daha olgun, daha
olumlu, daha insanca bir tutum
özlemi var insanlarda. Ovsa
kimi yönetimler. insana karşıt
yöntemleriyleinsanlan
karşılanna almaktadırlar.
Ardından. "karşılığı"
suçlulukla nitelendirerek, insan
haklannı görmezlikten
gelmektedirler. Bu birkısır
döngüdür.
Sığmık insanlann
(Türkiye'deki) güç yaşam
koşullannı. yöneticiler bilmiyor
olamaz. Bunlannçalışma
hakkı, gelirleri yok. (Kimisi
Birleşmiş Milletler'den 90 dolar
ayhk almaktadır.) Çoğunun
kimliği yok. Onlann
"yoklar'Ma. "yokluklanyla"
yaşamaya zorlanması insan
haklanna uyar mı?
İnsan Haklan Bildirgesi'nin
yıldönümü olan bugünlerde.
Türkiye Cumhuriyeti
hükümetinden. önce kendi
sığınık insanlanmızın
adlanndaki suçlamalan
kaldırarak özgürlüklerini geri
vermesini. sonra öbür ülkelerin
de böyle yapması için girişımde
bulunmasını dilıyorum.
Sığınık insanlar. insanca
yaşama haklanna
kavuşmalıdır.
İnsansal sorunlar
çözülmedikçe, insan
haklanndan nasıl söz
edilebilir.?
Şükran Yurdagül
Ankara
Bodrumlular istemiyor!..
E
l sürülmedik bir
Adaboğazı
kalmıştı...
Bodrum'un
"akvaryum"u
dıye anılan o
güzelım köşesini de turizm
adına yok etmeye
kalkışıyorlar... Evet. yok
etmeye!.. Böylesineözelliğiolan
köşelerin doğal silüetini
bozmak orayı yok etmek
demektir.
Özelliklennı boza boza
yörelerin kendine özgü
karakteri. kimliği yitirılmekte
ve kötü kopyacılıkla sıradan
kentleryaratılmaktadır.
Turistik tesis yapmak için böy le
bir silüete dokunmaya
kimsenin hakkı olmamalı...
Çok sevindiricidir ki,
Bodrum'da bunun düşüncesine
bile kimsenin tahammülü yok.
Bodrumlular
"akvaryum"lannı yitirmemeye
kararlı. Kısa sürede toplanan
imzalar bunun kanıtı.
Gırişimcilere sesleniyoruz:
Lütfen Adaboğazı'na el
sürmeyiniz... Bırakında bari o
köşe olduğu gibi kalsın. Böylesi
turizm açısından da çok daha
ıvi. Zaten, Bodrum yeterince
dolmadı mı acaba? Hatta taştı
bile...
Elbette turizm çok önemli.
Ama. titizlıkle korunması
gereken değerlerimızi ezip
geçerek değil. Aksine onları
yaşatarak turizm yapmak
zprundayız.
Üslelik mevcut tesislerden kaç
tanesi sağlıklı işletilmektedir.
En iddialı tesislerin
hizmetlerinde görülen hayret
venci aksaklıklann gözden
geçirilmesi gerekmiyor mu?
Sorumluluk ve denetim...
Bunlarçok önemli. Yoksa
turizmin geleceğinden söz
etmemizimkansız. Aynca bir
yörede yaşayanlar o yörenin
elde kalan değerlerinin
şorumluluğunu taşımalıdırlar.
İşte Bodrumlular da.
Adaboğazı'nın görünümünü
korumasının şorumluluğunu
yüklenmiş durumdalar.
Yetkililerin de bu ve benzeri
konularda duyarlı olmalannı
diliyoruz.
Savnur Gelendost
PENCERE
Kuyruğuyla Oynayan Kedi..
Yaramaz kedinin kendi kuyruğunu yakalamaya çalış-
ması, sevimlı bir oyundur
Kerata hoplar, sıçrar. döner, yatar, yuvarlanır, kuyru-
ğunu yakalar, ağzına alır, ısırır, sonra bırakır, yine yaka-
lamaya çabalar. ortalıkta fır döner..
Türkiye de siyasal yaşam, kedinin kuyruğuyla oyna-
masına dönüşmedi mi?
Solun başı iktıdarda, kuyruğu muhalefette; sağın başı
iktidarda, kuyruğu muhalefette!. Yatyuvarlan, hoplasıç-
ra. kuyruğunu yakalamaya çabala..
•
Yaramaz kedi halının üzerinde kuyruğunu yakalama-
ya çalışırken, önüne bir makara atıver..
Kerata kuyruğunu bırakır..
Makaraya döner.
Makarayı yakalamak kolay mı? Oyun bu!.. Kedi maka-
rayı tutar. bırakır, atar, ağzına alır, sonra pençesiyle
makaraya vurdu mu, hop, odanın ötkeki köşesine..
Çankaya. kendi kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi-
nin önüne bir makara atıyor:
Başkanlıksistemü.
Oynabakalım.
•
Siyasal yaşamda ne muhafet kaldı..
Nede parti..
Eskı partiler açılıyor, yeniler kuruluyor, kurulanlar
parçalanıyor, bölünüyor..
Kedi kuyruğuyla oynuyor..
özal, bu arada Çankaya'dan işe karışıyor, anamuha-
lefet partisinin kulislerine dalıyor, Mesut Yılmaz'la atış-
malara başlıyor, yeni "vizyonlar"\ lafla türetîp, rüyaları-
nın "transformasyonları'm pazarlamaya kalkışıyor.
Tiyatroda, kimi zaman, bir oyuncu aynı oyunda iki rolü
birden oynar..
özal muhalefet lideri mi?
Cumhurbaşkanı mı?
Bellı değil.
Siyasal yaşamda kedi, kuyruğuyla oynuyor.
Ha yakaladı ha yakalayacak..
•
Gazetenin manşeti:
"Özaldiyorki."
Ne diyor:
"Türkiye'yi başkanlık sistemi kurtaracak, valiler se-
çimle gelecek, Brezilya ya da Arjantin gibi olacağız,
parlamenter sistemi bir yana bırakacağız, başımız göğe
erecek, 'büyük ülke planı' hele bir uygulansın.."
Nasıl yapacak Özal bu işi?
12 Eylül'deki gibi ordu darbesiyle mi gelecek, yoksa
tabandan tavana bir eylem mi yaratacak? Öyleyse "ca-
hiliyye devri artıklan" ile bir parti kuracak. Peki, bütün
bunlan yaparken Çankaya'da mı oturacak? Bir tek oyun-
da kaç role çıkacak?
Bu işin suyu çıktı artık..
Özal ne demokrasiyi takıyor. ne halkı ciddiye alıyor,
ne de emekçileri seviyor..
"Fakirleri sevmem " demedi mi?
•
Oyna yaramaz kedi, oyna!..
Sana ne demokrasi? yargı reformu? Hukukun üstünlü-
ğü?İLOSözleşmeleri?..
Seni kurtaracak olan, "vizyon "daki büyük "transfor-
rtlasyon", "başkanlıksistemi"d\r..
Oyna yaramaz kedi, oyna.
Kuyruğunlaoyna.. .,'. ." M . . .
Yetmedi mi kuyruğunla oynamak..„ . _..
Al sana bir makara!..
M
•
V
Z
—
UllVLyl
SU TERAZİSİ
TARTIŞMA
SÜRECİ YAZILARI
1DEVRİMCİLER TARTIŞIYOR :
* Bırtarfısmaplatformu için
ön norlar ya da satırbaşları
* Satırbaşları belgesi üzerine
eleştiriler, yanıriar,
sâylesiler
* Kürt sorunu üzerine tartışma
notlort
* Sosyalizmin ikHsadı
socunları, teknolojilc değişim,
ideobjik sorun ve
l i praKk-politik mücodele
|u| üzerine oraştırma ve
f f l inceleme yazıbrı...
LBI v»oruşı©r"wuşuncei0r
SOKAK SÜRMELİ I$HANI NO 10 KAT 3
TEL: 5183653 - SULTANAHMET - ISTANBUL
CUMHURİYET
KİTAP
KULÜBÜNDEN
ARMAĞANLI KİTAP KAMPANYASI.
ÜYE OLAN VE OLMAYAN HERKESE,
TÜM OKURLARA...
7-31 ARALIK 1992
o35> varan indirimler... 150.000.- T.L.'ya kadar armagan kitap
Cumhuriyet Kitap Kulübü Taksim Mağazanuzda (lsükJal Cad.
Zambak Sokak 4/1 Fransız Konsolosluğu yani) dilediğiniz
kitabı seçin, aımağan pakeünizi ve sürpriz hedıyeruzi alın.
Cumhuriyet Kitap Kulübü, Çağ Pazartama A.Ş.
Istıklal Cad. Zambak Sokak No.: 4/1 Taksim
Te): 252 38 81-82
ÇOKKAPIU
ODA
Asım Bezirci
3. bası 20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağatoğtu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.
GİDERAYAK
YAŞARKEN
Vedat Giinyol
20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
Ödemeli gönderilmez.