Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22KASIM1992PAZAR
8 PAZARYAZILARI
Lisa ııuı
günalılarmııı
cennetî
VERMONT
FUAT
KOZLUKLU
Başkent Washington"dan birkaç kilo-
metre uzaklaştığınızda Amerika'nın ne
denli yeşil ne denlı keyıflı, doğa harikası
bır ülİce olduğunu anlıyorsunuz. Dağ laş
yeşile bezenmiş. Sanki her gün orman
haftası düzenleniyor!..
Hafta sonu kuzeye uzanabilenler şanslı
sayıyor kendini. Kuzeye deyince New
York'u saymıyonız. Ah çılgın New
York!.. Her türlü tanıma uyacak tek kent
olsa gerek. Herkese hitap eden bir yanı
var bu kentin.
Washington-New York arası arabayla
4 saati biraz geçıyor. New York'a giriş sa-
aünizı hesaplamadıysanız yandıruz. Park
ayn bir sorun. Dostlann uyarısı "Aman
arabanın içınde gorünebilecek lek kuruş
dahı bırakmayın.
Vermont, Amerikan geleneğinin her
boyutuyla yaşandığı, daha çok "Kapita-
lızmin babalannın" çöreklendıği doğa
harikası bir New England eyaleti. Kana-
da iki adım uzakta...
Kuzey doğuya kar laneleri birkaç hafta
önce düşmüş. Bayan Lisa. elma çayı ik-
ram ettiğinde, yanm ay biçimindeki şö-
mine ahşap evın büyük bölümünü ışıtma-
ya henüz başlamışü. Sohbete "günah-
lanmın cennetı" dıyerek Vermont'u an-
latarak başlıyor:
Hızmetçı bir aılenin 3 kızından ortanca
olanıymış Bayan Lisa. Pizza salonlannda
ve kuaförde kasiyerlik yaparak okumuş.
"tyi bir sosyolog olamadım, ama en iyı
yaptığım ış, gazete ve kıtap okuyup tele-
vizyon seyretmek" diyor. 1
Bay Cladio, Bayan üsanın "hayat ar-
kadaşı". Türkiye'yı Irak'ıa yaşanan Kürt
göçü sırasında tanımış. "Duymuştum...
Evet duymuştum da yerinı falan Kürtler"-
in sınınna gelişi sırasında daha iyı öğren-
dim" diyor.
ABD gazetelennde "Kürdistan" ola-
rak gösterilen Türkiye'nın güneydoğusu.
Bay Claudio için de "enteresan!"
"Sıkı bir Müslüman mısın" sorusuna
•"çıfte standart" yanıtı Bayan Lisanın
dikkatini çekiyor. "Katoliklerde de a>iıı
sorun var" deyip yakınıyor. Kilisiye sade-
ce cenazelerde gider olmuş. Öfkesi, kürta-
ja karşı kıhsenin "bağnaz" yak-
laşımıymış. Sırlarla dolu 'Opus Del" adh
Katolık tarikaüna bağlıymış. Son beş
yıldır "çözüldüğünü" dudakîannı ısıra-
rak. belirsiz bir korkuyla anlatıyor:
"Umanm tannnın bana ayırdığı sayfa
dolmanuştır... Günah çıkartacağım!"
KuzeyAmenkaormanlannınünlü"kü-
tûk evlerinden", "VVestern" kültürünün
çekiahği New England'da anlam bulu-
yor olsa gerek. Bizdekinin aksine gele-
neksel yapı kültürü betonarmeye yüz ver-
memiş buralarda.
Gazete sayfalannda Türkiye ve Kuzey
Irak haberleri. Güneydoğu "Kürdistan'"
olarak gösterilmiş Yeni bır şey değil
Yenı Başkan Bill Clınton"ın hafta sonuna
dek Washington'da başkan seçildikten
sonra ilk günlerinden "Balayı bitiyor"
diye bahsediliyor. Detroit'te polislerin
döverek öldürdüğû zenci ve New York'ta
bevaz polisin siyah meslektaşını kurşun-
layarak öldürmesı haberlen ön sıralarda.
Havalar soğumaya başlıyor, kar serpiş-
tiriyor. Gece çökmek ûzere.
Gintonlarseksyapacakkadargenç3 kasım gününü ABD'nin üç ayn yerin-
de yaşadık.Saat 12.00'de Schenectedy'den
trene binip Nevv York"a oradan da saat 21.
OO'de Washington DC'ye ABD'nın baş-
kentine gittik. 3 kasım günü başkanlık
yanşını Clinton'ın Bush'a karşı kazandığp
gündü.
Schenectedy'de sanki başkanlık seçımi
yokmuş gibı bir hava vardı.Trende de ha-
yat normal, herhangi bir gün gibiydi.Belki
Ne\* York'ta bir hareket vardır dıye dü-
şündük. New York'un ünlü tren ganna in-
diğimizde olağandışı hıçbır şeyle karşılaş-
madık. Sanki bugün ABD'de başkanlık se-
çimi >oktu.Tren ıstasyonunda binlerce kişi
hareket halindeydi. ama kımsede baş-
kanlık seçimının yapıldığı bir günün 'rüz-
gan'ru, hareketliliğini görmek mümkün
değildi.Yine düşündüm Washıngton çoşu-
yordur diye, ama aynı sakinlik orada da
karşımıza çıktı.
Eyaletlerden sonuçlar gelmeye başladı.
Bı/ hcvecanhı "arkadaşımız Bush mu. yok-
sa yakışıkb saksofoncu Clington mu kaza-
nacak diye' bir kafeteryanın TVsinden se-
çim sonuçlannı izlemeye başladık.
12 yıl aradan sonra Demokratlar baş-
kanlığı abyor. genç Clinton'ın ABD Baş-
kanı olması kesinleşmeye başlıyor, ama so-
kaklarda ne korna sesi ne davul zurna.
ABD seçimleri kampanyalarla TV'ye hap-
sedılmış adeta. Bütün çoşku ve sevinç TV
ek'ranlannda. sokaklarda yaşam normal.
1977'deki Türkiye 'de yapılan seçimi
anımsıyoruz. O zamanlar bir yıllık taze
Cumhumetçniz'. Yıllar sonra bır parti
bır başka partiye üstünlük sağhyor.Üstün-
lük sağlayan partinin taraftarlan kaybe-
ALBANY
ADNAN
AKGÜNEL
den partının liderinin oturduğu 'meşhur'
sokakta davul zurna çalıyor. Ve kazanan
partinin lideri kesin sonuçlar almmadan
hükümeti oluşturacak çoğunluğa sahip ol-
duklannı açıklıyor. Ama bir gün sonra ke-
sm sonuçlar geldiğinde 214'te kalıp mah-
çup oluyor. Bu anı, hızla geçiyor belleği-
mizden.
ABD'nin yeni lideri Chnton ocak ayında
devralacak başkanlığı. Burada transinjin
deniyor. Bır idarenin öbür idareye devri
için tanınan geçiş süresine. Rahat rahat
çabşma grubunu oluşturacak.
Arkansas Valisi ABD Başkanı olduğu 3
kasım gününden beri oturduğu kentten
dışan çıkmıyor. Arkadaş ziyaretleri ve jog-
ging buradaki hayat. Tabii bir de kabine iş-
len. Clinton sporyaparken taktığı siperlik-
Iı şapkası. siyah şortu ve uzun kollu tişörtü
ile koşarken bir kavşakta trafıği kesıyorlar.
Yenı Başkan koşarken en öndeki arabanın
sağ camına geliyor, dızlerinin üzerinde yere
çömeliyor. Arabanın içinde bir zenci aile
var. Vali Clinton sağ eliyle arabanın sağ
önünde oturan kadırun elini sıkarken, sol
clı\ le dc arkada oturan 8 yaşlanndakı kızın
elini tutuyor.Bir yandan direksiyondaki
baba ıle konuşuyor. Daha sonra kadının
kucağındakı bebeğin anağını okşuyor.
Clinton sevgi dolu. Yüz kiloluk vucutlany-
la küçüçük çocuklann üzenne yürürken,
sempatik olacağını zannederek işaret ve
orta parmağını makas gibı açıp çocuğu
ödünü patlatan liderlerle. diz çöküp o aile-
ye sevgi, savgı ve şefkat sunan dünyanın li-
derini karşılaşürmak bile istemiyoruz.
Clinton'ın ABD Başkanı seçildiği belb
olduktan sonra bir tolk-Show progra-
mında halkın her kesiminden çeşitü insan-
lann görüşleri canlı olarak ekrana geldi.
Mini eteğj ve dekoltesi ile bir kabare
yıldızının "Cbnton'ın başkan seçilmesini
nasıl karşılıyorsunuz" sorusuna verdiği
yanıt oldukça çarpıaydı "Clinton'ın zafe-
rine sevindim. Beyaz Saray'ın yeni sahiple-
ri seks yapacak kadar genç. Ama birbirle-
riyle mi yaparlar onu bilemem."
\asa\an tutucu \ahudiler iki gün üsJ üste başkent Kudüş'te taşkın gösteriler düzenlediler. Bunun
nedeni Kudös'ünEskiŞehirdivebilinenbölgesindebulunantne VIÖ>apılmışbirmezarlıktaka7i vapılmaya
başlamnası. Göstericiler, tümY'ahudileri kendilerine katümayave kazılarıdurdurmava çağırdılar. Ancak bununla yetinmevip \oldan gecenleri taş-
iayıp çöp bidordannı ateşe verince polis 15 göstericiyi tutukladı.(Fotoğraf: INTENATIONAL HERALD TRIBÜNE)
Aiiika ritminden
göbekdansınaGeçen cumartesi gecesi saat-
ler eğlenceyi gösterdı. Yeni bir
eve taşınanlann4
ev ısıtma' par-
tıande sabaha kadar Latin
ritmlerine baküm, Afrika ritm-
lerinde zıpladım, Türk ritmle-
rindc göbek attım. Bat rock'ına
'sallan yuvarlan' yaptım: Ara-
da vakit buldukça gecerun ve
biranın ilhanuyla felsefi düşün-
celere daldım, yabana düş-
manlığı. çok kültürlü toplum,
entegrasyon, kültürel kapalılık
gibi konularda teonk çözümle-
melerde bulundum, çözümle-
melerden cevaptan çok soruyla
kalktım.
tki sene önce Kopenhag'taki
Afrika Festivali sırasında Afri-
kab gruplann dans müziği çal-
dığı cafe'deki Danimarkab kız,
"Niye böyle yerlere başka ya-
banalar gelmez, mesela böyle
bır gecede neden Türkler >ok"
diye sormuştu. Cevap verme-
miştim.Oysagayriihtiyan."Ne-
den gelsinler ki Afrika kökenli
bır gecede kendilerini ön plana
cıkanp, kız tavlayacak halleri
yok ya!" demek gelmışti içim-
den. Bu tür etnik kökenli gece-
lerin genel göriintüsüdür: Latin
Amerika gecelerine Latin Ame-
nkablar, Afrika gecelerine Afri-
kablar, Türk gecelenne de
KOPENHAG
FERRUH
YILMAZ
Köfteden geneleve, her şeydeAT varHer yerde bir "Stor Stark"tır gıdı-
yor: Büyük ve sert bira. Restoran-
lann. pizzacılann, publann kapılan.
pencereleri bununla dolu. 45-50 c.
litrelik ve bizim Efes'ten biraz daha
sert fıçı bira İsveç'in Avrupa'ya
acıbşının simgesı haline geldi. Yalnı-
zca gördüğü ilgi açısından değil. fı-
yatı açısından da. Birkaç yıl önce 40
kron civannda dolaşan bir bardak
sert bira, şımdı. 18-19 krona kadar
ındi.
"AT fiyaüna!" diye ilan \eren
restoranlar, yüksek vergılerin müş-
tenyi kaçırtmasını engelleyebilmek
amaayla kendi karlanndan özven-
de bulunuyorlar. Resmi makamlar
ise alkollü içki servisı yapma
hakkını, şöyle ikı-üç yıl öncesine na-
zaran çok daha cömertce verrne yo-
lunu yeğleyerek AT havasına ayak
u>duruyorlar. Halk, giderek daha
çok evinden dışarda oluyor, kendi-
sini, "kıta Avrupası'nda" yaşar his-
sediyor. Denilebilir kı günej. kuze-
ye geldi.
Çarşamba günü yapılan oylama
sonucu içinde İsveç'in de bulundu-
ğu 7 EFTA ülkesinin. AT'nin eko-
nomik düzenini kabul etmesini ıçe-
ren Avrupa Ekonomik Işbirliği An-
laşması kabul edilince, günlük ya-
şamdakı durum. resmıyet kazanmış
oldu. Halkın kafasında hemen şu
soru doğdu: Tekel'den "kurtulabile-
cekmiyız?
GÜRHAN
UÇKAN
Alkollü içkılenn iş saatlen içinde.
Tekel idaresine ait butıklerde satı-
lması ve cuma günü 18.00'den önce
elini çabuk tutmayanın hafta sonu-
nu -halkın de>işiyle- kuru geçirmeye
mahkum olması, kişinin gunlük ya-
şamında en belirgin yeri olan ger-
çeklerden biri. Yoksa bu gerçek de
mi tanhe kanşacak? Cuma akşa-
müstleri- bir haftanın yorgunluğuy-
la işten çıkmış ama giderken kan ter
içinde bekleme zevkimizden de mi
yoksun kalacağız? Metrolarda, oto-
büslerde mor beyaz poşetlerle, kuş-
ku verici omuz çantalanyla şıngı-
rdaya şıngırdıya gidemeyecek miyiz
artık. Pazar günü Yeni Zelanda'dan
bir şışe şarabı konu komşudan iste-
mek zorunda kabnayacak mıyız?
5 kilo ağırlığında. 30.000 sayfalık
ATye ait ekonomik karar ve yasa-
lann kenanna. köşesine bir göz atan
herkes, ortalığa yeni bir haber yayı-
yor: İsveçblerin ısrarla kendilerine
ait saodıklan köfteye svvidish meet-
bolla'ya katılan ekmeğin ne kadar,
kiymanın ne kadar olacağına AT
karar vereceklAğız tütünü yasak-
lanacak! Almanlargelıp kuşlanmızı
vuracak! Amsterdam'daki gibi ge-
nelevler açılacak!
Köfteden geneleve, biradan şara-
ba, akla gelen her şeyde AT var. Bu
arada, ülkenin en ciddi hukukçulan.
anayasa. değişrneden Avrupa Eko-
nomik İşbirliği Anlaşmasfna evet
denmesinin yanlış olduğunu ileri sü-
rüyorlarsa da dinleyen yok: Sosyal
demokratından muhafazakanna;
bira kasalan üzerine kürsü kurarak
pobtika konuşan yeni demokrasili
hokkabazlardân Liberalleredek her
kanadın pob'tikacısı, elbirbğiyle,
"AT! AT!" diye bağırarak halay çe-
kiyor.
Türkler'den başkası gelmez.
Tabii bir de etnik kültürlere ilgi
duyan ya da en azından acık
olan Avrupalılar.
Başka kültürlere ilgi duyan-
lar, yabana kültürlere kapalıb-
kla suçlanan Avrupablardır ge-
nelb'kle. Avrupa ülkelerinde ya-
şayan ve Avrupahlan yabana
kültürlere kapalı olmakİa suçla-
yan yabanalann çoğunluğu ıse,
değil başka etnik kökenli kor
ser ve gecelere gjtmeyi. yaşadı
klan ülkenin kültürel aktivitele-
nne bile ilgi göstermezler pek.
Sadece onlar mı? Çeşitü vesiie-
lerle Türkiye'den buralara gelen
Türk yazar-çizer ve diğer sa-
natçılannın ılk yaptıklan şey de
Türk lokantalan aramak. Türk
çevrelerle ilişkiye geçmek ve de-
vamb onlarla birlikte olmaktır.
Bu Berlin'de de böyle, Ham-
burg'da da, Kopenhag'ta da.
Ari ırkın ve Hıristiyan kültü-
riin üstünlüğü kompîeksine sa-
hıp Avrupa'da, hangi niteüklere
sahip olursa olsun süreklı bir
ıkinci sınıf vatandaş konumun-
da olan yabanalann, kendileri-
nin ön pîana çıküklan. ender de
olsa kendilerini önemli hisset-
tikleri ortamlara ilgi duymalan,
oralarda görünmeleri bir yerde
de doğal bir tepki gibi görünü-
yor. Ancak bu eğdim tepkisel
olduğu kadar kültürel ka-
palıbğı. benmerkezciliği de için-
de taşıyor.Düşüncelerle bırükte
gecenin saatleri ilerbyor, cu-
martesi gecesi ateşi artıyor.
Afrika, Türk, rock ritmleri-
nın çılgınlaştığı gecenin geç sa-
atlerinde tensel yakınlaşmalar
kadar düşünsel yabanalaşma-
lar da yaşanır. Geç saatlerin bi-
ralı felsefeleri, cevaplardan çok
sorulann ağır bastığı teorik çö-
zümlemelere yol açar, pazar
yazılanna ilham kaynağı olur.
Milyem
milyem
altın
soygunu
TRENDUtın sahtekirkfınıa icıuni
MİLYEM
MİLYEM /
SOYGUNU
<tc 3U1ISUniö«c«ssı'.J:IMSUIIIH|vııı
• Diişiik milyemll (ayarlı) altın alım
satımında yatırımcı nasıl soyuluyor?
• Mali Şube'nln Darphane'de ölçtürdüğü
altınların yarısı ekslk milyemll çıktı.
• Yetkllllerden tasarrufçuya uyarılar...
Belpa, Sirkeci Piyasası'na "Hodri meydan' diyor. Belpa, kampanya
fiyatlarının altında ve daha uzun vadeli beyaz eşya satışına başlıyor
• Kullanamadığınız rüçhan hakkını nasıl satabilirsiniz? • Tüp-
raş'ın çevre için özel olarak ürettiği yakıta Çevre Bakanlığı bile ilgi
göstermedi • Bülent Eczaabaşı: "Gayrımenkule dayalı menkul
kıymet de çıkanlmalı" • Milyarderlerin yarıştığı emlak müzayede-
sinden notlar • Arslan Başer Kafaoğlu: Vergi ödememe savaşı •
Akçimento, Aksa, Alarko Holding, Alarko Sanayi, Abana, Adana (A),
Adana (C) ve Akbank hisselerinin teknikanalizleri.
PARAMI IMEREYE YATIRAYIH/I?
Sermaye piyasasındakl en iyi kazanç olanakları her hafta
TREND'da. Oolar ve Marfc artacak mt? Hangi banka faiz artırdı ve
ne oranda faiz artırıyor? Altın fiyatları nereye gidiyor? Yatırım
fonlarından hangisi daha yüksek verim sağlıyor? Ve diğerleri.
YATIRIMCININ YOLÜNU AYDINLATIR
DIKKAT
PARA
GELİYOR
DİKKAT!
PARA
CELİYO
Ortasından su
akan ıslakkent
!s««»ı (MMnı HK««ı>m rtuıtnı T;
• 25 Kasım'da piyasaya 11 trilyon çıkıyor.
• Uzmanlara göre nereye yatırım yapmalı?
• Bu para, döviz, borsa, tahvil ve repoyu nasıl etkileyecek?
• Belirli tarihlerde gerçekleşen büyük para çıkışları ilk 11 ayda
nereye yöneldi? Uzmanlar yanıtladı...
• Erbakan, ekonomi programını Panorama'ya anlattı:
"Enflasyon sıfır, faiz sıfır olacak; gelir kat kat artacak"
•4. Enternasyonal Lideri Mandel: Uluslararası bankactlık sistemi çökecek!
• SSK'yı bataktan kurtaracak yasa tasarısı hazır...
• Bankalar küçülüyor, çalışanlar diken üstünde...
• Tekstilciler Atışalanı'na taşınıyor.
B O R S A ABD'nin en büyük portföy yöneticisi Kenmar Türkiye'de...
EKONOMININ NABZI PANORAMÂ'DA ATIYOR
Arada bir parlaklık. Gene de
kısa ama şiddetli sağanâklar
kente egemen. Ortasından su
akan kent. yağmur altında ne
kadar da dalgın. mağrur ve san-
ki mutlu.
Tuna. rengi belirlenemeye-
cek denli bulanık ve kirli sulan
ile son demlerini hem Buda
hem de Peşte ile paylaşan geç-
kin bir kadını andınyor. İnanı-
lmaz, ama Tuna. Londra'daki-
ni andıran yeni-gotik üsluptaki
parlamento binasının önünde
zaman zaman küçük bir gösteri
dahi yapmakta. Tuna'nın su-
lan, Margit adasının iki yanın-
dan sûzülüp tam Szechenyi
nhtımının başlangıanın önün-
de görünmeyen bir engelle
çarpışıp, sanki geri dönecek-
mişcesine ters akıntıya dönüşü-
yorlar. Suyun şınldama sesi St.
Istvan Parkj'ndan bile duyul-
makta.
Orta Avrupa'nın Berhn'den
sonra ikinci büyük kenti, Bü-
yük Macaristan Ovası'nın sert
kara iklimi ile Transtuna'nın
boy yağışlı iklimi arasında
kasım ayının ortasında bocalı-
yor gibi. Önce yağmur, sonra
sahte bir güneş, rüzgar ve tek-
rar yağmur. Sabah bile gece
gibi. Karanlık.
Kale (Varhegy) tepesinin
kuzeyindeki ağaçlarla kaph
Gül (Rozsadomb) tepesinde,
rüzgann yağmurla oynaşması-
na tanık olunurken. Kanuni
Sultan Süleyman'ın 1541 'teşri-
nisani'sinde namaz kılarak ca-
miye dönüştürdüğü ve tamamı
tamarruna yüzkırkbeş yıl 'Bü-
yük Cami" diye anılan Matthias
Kilisesi kaygılar, kahırlar için-
de içinden su akan kenti izliyor.
Yüzyılbk 'Gerbeaud" çay
salonunda kadınlar ve erkeklcr
ve de genç kızlar ellennde kitap
BUDAPESTE
5c^ ÜSTÜN
AKMEN
ya da gazeteleri hem okuyor
hem de çaylannı kahvelenni
yudumluyorlar. Kimileri de
kayısı ezmesini alkol mayalan-
masına uğrattıktan sonra im-
bikten çekilerek elde edilen Ba-
rack Palinka'lannı yuvar-
lamakta.
Türkolog Maria Nyın kentin
yüzydlık ve bozulamaz güzel-
likteki caddesi Andrassy'de
şimdilerde yosmalarla üç-
kağıtçılann, düzencilerin, do-
landınalann yaşadıklanndan
söz ediyor. İyi de bu cadde daha
önceleri Sugr, Stalin, Macar
Gençliği, Halk Cumhuriyeti
olarak anıhrken kimler oturu-
yordu buralarda? Zoltan (Sul-
tan) Kodaly Meydanı bir za-
manlar Adolf Hitler Meydanı
olarak anıhrken, sanki farklı ki-
şilikler mi turluyordu kaldın-
mlarda? Maria hep gülen yüz
ve muhteşem güzel gözkri ile
bakıyor, yanıtlamıyor. Yanıtla-
mak istemiyor.
Kentin en gözde alışveriş
merkezi Vaci Caddesi ıslak bir
kalabalıkla kaph. Ellerindeki el
işi örtüleri satmaya çabalayan
Çingeneler birbirlerini iterek
öne çıkmaya cabahyorlar.
Dükkanlar alışveriş yapanlarla
günün her saati dolu.
İçinden su akan kentin ger-
çek benliği, bir hayat görüşüne
varmak isterken unutmayı yeğ-
liyor. Düşünen benliği iseyanhş
bir yol tutulduğu korkusunda.
Kent ıpıslak.