Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 KASIM1992ÇARŞAMBA
HABERLER
DYP'ye yakınma
mektubu
• ANKARA (Cumburiyet
Börosu) - D YP'den 20 ekim
seçimlerinde milletvekili
aday adayı olan birgrup,
önceki gece toplanu yaparak,
DYP'ye yakınma mektubu
vermeyi kararlaştırdı.
Apaydın Oteli'nde
gerçckleştırilen ve 100'e
yakın eski aday adayırun
katıldığı toplanüyı, Kazım
Gözüm, Kamil Efendioğlu,
Hamdi Karslı, Seyfi
Gülalioğlu, YusufTaner ve
M. Ali Albayrak'ın
düzenlediği öğrenildi.
Toplanüda, DYP'nin
bürokrat atamalannda. parti
örgütlerine yeterince yer
vermediğinden yakınılarak,
parti genel merkezinin de
eşgüdümlü bir çalışma içinde
obnadığı dile getirildi.
Toplanüda, yakınma
konulannı içeren bir
mektubun hazırlanarak,
Başbakan Süleyman
Demirere iletilmesi de
kararlaştınldı.
Höppiyet'e
Özal'dan dava
• ANKARA (AA)-
Çumhurbaşkanı Turgut
Özal, Hürriyet Gazetesi'nde
bir süre önce yayımlanan
"Sorumsuz Cumhurbaşkanı
Siyasete Dönüyor" başhklı
haberle, kişilik haklanna
hakaretedildiği gerekçesiyle
50 milyon lirahk tazminat
davası açtı. Cumhurbaşkanı
Özal'ın Avukatı Bilgin
Yazıcıoğlu tarafından
nöbetçi asliye hukuk
mahkemesine verilen dava
dilekçesinde, gazetede geçen
eylül ayında Emin Çölaşan
imzalı, "Sorumsuz
Cumhurbaşkam Siyasete
Dönüyor" başhklı bir haber
yayımlandığı kaydedildi.
Azeriögrenciler
KTÜ'de
• TRABZON (AA) - Türk
cumhuriyetlerinden geçen yıl
Türkiye'ye gelerek çeşitli
illerde açılan Türkçe hazırlık
dil kurslanna katıldıktan
sonra üniversitelere girmeye
hak kazanan öğrenciler,
.öğrenimegecikmeli başladı.
KaradenizTeknik
Üniversitesi'nin çeşitli
bölümlerine girmeye hak
kazanan lOöğrenci.
öğrenimin başlamasından
1.5 ay sonra kayıt için
Azerbaycan'dan Trabzon'a
geldi. Bu öğrencilerden
Eğitim Fakültesi Tarih
Bölümü'nü kazanan Refail
Haşimof Azerbaycan'dan,
geçen yıl 216 kişinin Türkçe
dil kurslanna katıldığını
belirtti.
MHP listesi
askıda
• ANKARA (ANKA)-
Milliyetçı Hareket Partısi
(MHP) yeniden açılış
kurultayma katılacak
delegelerin listesi Çankaya 1
Numarab İlçe Seçim Kurulu
BaşkanhğTnda askıya
çıkanldı. Resmi Gazete'de
yayımlanan delege listesine
görepartinin 1979'daki son
kurultayına katılan 952
delegesinden 91 "inin listede
olduğu belirlendi.
Karayalçın'ı
herkes seviyor
• ANKARA (ANKA)-
Ankara Büyükşehir Belediye
Başkam Murat
Karayalçın'ın sağ kesimde de
sevildiği belirlendi. Kuracağı
Yeniden Doğuş Partisi'nin
hazırlıklannı sürdüren
Hasan Celal GüzeFin
yaptırdığı kamuoyu
anketlerinde Murat
Karayalçın'ın ilk üçe girdiği
. belirlendi. Karayalçın'a
birlikte bir parti kurma
önerisinde bulunan Hasan
Celal Güzel, "Karayalçın
başanlı bir belediye başkam
ve çizgısinde fanatik
ohnayan bir belediye
başkam" dedi. Güzel,
görüşmeden bir sonuç
alamadığını. ancak birlik
çağnsının hâlâ geçerli
olduğunu belirtti.
Doktora
kaymakam
baskısı
•ANKARA (ANKA)-
Taşrada sağlık ocaklannda
çalışan pratisyen hekimler
bölgelerindekı
kaymakamlann
çalışmalanru engellediğini
bildırdiler. Pratisyen Hekim
Kongresi'nde Türkiye'nin
çeşitli bölgelerinden
. toplanarak birarayagelen
pratisyen hekimler,
kaymakamlann doktorlann
sicil amiri olmalannm
doğurduğu olumsuz
sonuçlara dikkat çektiler.
Pratisyen hekimler, birçok
yerleşim biriminde
kaymakamlann sağlık ile
ilgili kararlara müdahale
ettiklenni bildırdiler.
ANAP grup toplantısında Cumhurbaşkanı'nın partinin içişlerine kanşması eleştirildi:
Ozal oturduğuyerdeotursun
Mesut Yıimaz. bugün
nüstü kongrenin tarihini ve ye-
rini açıklayacağını bildirdi.
ANAP TBMM grup toplantı-
sında. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın partinin içişlerine kanş-
ması eleştirildi ve Yılmaz'a ola-
ğanüstü kongrede rakibinin
Ozal olduğu hatırlaülarak.
"Ona göre hazırlanın" denildi.
Yıimaz da, ANAP'ın hakkın-
daki yolsuzluk iddialannı sır-
tından atması gerektiğini belir-
terek, "Aile meclisinin yönettiği
parti olma görüntüsünden çık-
malıyız" dedi.
ANAP grubu toplantısında,
1 kasım ara mahalli seçim so-
nüçlan ve olağanüstü kongre
tartışıldı. İlk konuşmacı olarak
kürsüye gelen İstanbul Millet-
•
A N A P
&
m h u
toplantısında. 1 kasımaramahalliseçimsonüçlanve
oiağa- olağanustu kongre tartışıldı. Ilk konuşmacı olarak kursuye gelen Istanbul
Milletvekili Gürol Soylu, ANAP'ın bir genel başkan meselesi bulunmadığını,
ancak genel başkanın etrafında daha sevilen kişilerin bulunması için kongreye
gidilmesinin faydalı olacağını söyledi.
vekili Gürol Soylu. İstanbul'da. rilmesi için kongreye gidilmesi-
özellikJe Bakırİcöy'den aynlan nin doğru olacağmı anlattı. Er-
yerlerde daha önce verilen söz- güder, "Ne icabediyorsa ya-
lerin tutulmamasından dolayı pılsın. Yalnız, Cumhurbaş-
seçimin kaybedildiğiru anlattı. kanı'run kongrenin içine girme-
Soylu, ANÂPın bir genel baş- si şık değil. Sayın genel başkan.
kan meselesi bulunmadığını, sizin rakibiniz Sayın Özal'dır,
ona göre kongre ihdas edın" di-
ye konuştu. İstanbul Milletve-
kili Gürhan Çelebican'ın parti
içi muhalefetin belli ölçüler
ancak genel başkanın etrafında
daha sevilen kişilerin bulunma-
sı için kongreye gidilmesinin
faydalı olacağını sövledi. İstan-
bul Milletvekili Orhan Ergüder
de. son seçimlerde kongre iste-
yenlerin gayret göstermediğini,
grup içindeki başağnsımn gide-
içinde faydalı olacağını belirten
konuşmasından sonra kürsüye
gelen Aydın Milletvekili Yüksel
Yalova, "Kendisine Brütüs'ü
örnek alanlann hiç değilse Brü-
tüs kadar asil olmalannı diliyo-
rum" dedi.
İstanbul Milletvekili Naci
Ekşi. ANAP'ın Türkiye'ye 5
Türkiye daha eklediğini, ancak
daha sonra bazı vasıflannı kay-
bettiğinı, masanın 4 ayağından
ikisinin kınldığını belirtti. Ekşi,
"Banşıklık için en küçük bir
gayret yok, ama kavga için her-
şey var. 1993 şartlannda yeni-
den eski dinamizmimize kavu-
şamazsak. millet bize niye oy
versin? Geçmişimizi inkar eder-
Kumbaracıbaşı karan "siyasi" olarak niteledi. ANAP'lılar ise sakin
YüceDivanyoluönemseıııııiyorANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Otoyol ihalelerinde, uy-
gulamaya soktuklan fıyat farkı
karan nedeniyle Yüce Divan'-
da yargılanmalan istenen
ANAP'lı eski
bakanlar olayı
önemsemedik-
lerini bildırdi-
ler.
SHP-DYP
koalisyon hü-
kümetinin
Bayındırlık ve
İskan Bakanı
Onur Kumba-
racıbaşı ise.
TBMM soruş-
turma ko-
misyonunun
karannı "siya-
si"' olarak nite-
ledi.
Yüce Divan
yolu açılan
ANAP'lı ba-
kanlar dün
Cumhuriyet'in
sorusunu
Yıimaz. " Ben raporu oku-
madım" dedi. Lütfullah Kaya-
lar, "Önemsemiyorum. verece-
ğimız hesap böyle olsun" diye
konuşurken, Oltan Sungurlu
sürdürmekle suçlanan Bayın-
dırlık ve İskan Bakanı Önur
Kumbaracıbaşı ise bu kararne-
minin yürürlükten kaidınldığı-
nı açıkladı. Kumbaracıbaşı
Mesut Yıimaz
konuya ilişkin
yamtlarken, soruş-
turma komisyonunun raporu-
nu bile okumadıklannı söyledi-
ler. Suçlanan ANAP'lılardan,
ANAP Genel Başkam Mesut
da sorulara "Hiç önemsemiyo-
rum, raporu bile okumadım"
yamünı verdi.
ANAP'h bakanlara Yüce
Divan yolunu açan fıyat farkı
kararnamesinin uygulamasmı
Onur Kumbaracıbaşı
TBMM Soruşturma Komis-
yonu'nun karan konusunda da
şunlan söyledi:
" Aslında bu siyasi bir karar-
dır. Eleştiri konusu olan fıyat
farkı uygulaması bir yöntem-
dir. O zaman kur makasının
açılması nedeniyle işler tı-
kanınca bu yol bulunmuş.
Ama burada önemli olan uy-
gulama. Karara söylenecek
çok fazla bir-
şey yok ancak
uygulama bo-
zuk. Herkes
istediği gibi
uygulamış.
Kayıt bile
yok. Uygula-
ma geçmişe
yönelik
yapılmış. Ki-
mine uygu-
lanmış kimine
uygulan-
mamış. Tam
bir keyfilik
yapılmış. Biz
bu kararna-
meyi yürür-
lükten
kaldırdık. An-
cak, kararna-
meye dayanarak yapılan söz-
leşmeler yürürlükte. Bu söz-
leşmelere görefiyatfarkı öde-
mesi yapılıyor. Sözleşmeleri
feshetsek, bu kez tazminat
vermek durumunda kalınz."
MÇP, RP'yi 'samimiyetsizlikle' suçladı
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - MÇP
Genel Başkan Yardımcısı Rıza Müftüoğlu
ile baa parti yöneticileri ve milletvekilleri,
RP'nin Ermenistan'a buğday yardımı
yapıldığı varsayımına dayanarak verdiği
gensorunun yanlışlar üzerine kurulu ve sa-
dece propaganda yapmak amacına yöne-
lik olduğunu söylediler. Müftüoğlu ile ar-
kadaşlan, "MÇP milletvekilleri gensoruya
ret, Ermeni'ye 'evet' oyu verdiler" haberîe-
rini de eleştirerek, "RP milliyetçilik konu-
sunda samimi mi?" diye sordular.
MÇP Genel Başkan Yardımcısı Rıza
Müftüoğlu ile parti yöneticileri ve bazı mil-
letvekiileri, dün ortak bir basın toplanüsı
düzenleyerek, RP'lilerin geçen hafta verdi-
ği gensoru önergesini değerlendirdiler.
Müftüoğlu. "Gensoru müessesesinı deje-
nere eden ve sadece kara propaganda üret-
meye yönelik faaliyetleri ibretle izledikleri-
ni" belirterek, şunlan söyledi:
"Eger RP, ortak pazann Türk cumhuri-
yetlerine de açılan kredinin mahiyeti üze-
rinde bir genel görüşme açmayı talep etsey-
di, belki dikkatimizi çekmiş olurdu. An-
cak, bu kredi paralelinde Ermenistan'a
Avrupa'nın göndermeyi hedeflediğı buğ-
dayın sadece Türkiye topraklanndan geç-
mesi suretiyle naklini talep etmesini gen-
soru vesilesi yapmaa. oldukça gülünç ve
düşündürücü olmuştur. Avrupa buğdayı,
Türkiye üzerinden değil de. başka yollar-
dan gönderse ve kontrolümüz dışında silah
da göndermiş olsa, daha iyi mi olurdu? RP
yoksa böyle bir şey mi hedeflemektedir?
Türk cumhuriyetlerindeki İran-Ermeni iş-
birliği paraleline de kendilerine empoze
edilen bir şeyler mi vardır?"
Müftüoğlu, "MÇP milletvekilleri genso-
ruya ret, Ermeni'ye 'evet' oyu verdiler" ha-
berleriyle ilgili olarak da, şu görüşlere yer
verdi:
"RP, milliyetçilik konusunda samimi
olarak bu kadar hassasiyet gösteriyorsa, şu
sorulara cevap vermelidir: Bu gensoru gö-
rüşmesinde 4 RP milletvekili oylamada ni-
çin bulunmamıjür? 'Ne Muüu Türküm
Diyene', 'Türk Öğün Çalış Güven' cümle-
lerinin Orman Bakanlığı kapısından ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndekı dağ-
lardan. tepelerden silinmesini TBMM'de
istemiş midir? RP Türkiye'de yaşayan her
vatandaşımızm Türk olduğunu kabul et-
mekte midir? Türkiye'de resmi dil Türkçe-
dir. RP 'Her Türk vatandaşı Türkçe ko-
nuşmahdır' fıkrine kaülmakta mıdır? RP
üniter devletten yana mıdır?"
sek nasıl oy alınz? Milletten oy
alınz, yeter ki değışıklik yapabi-
lecek kadrolar ve lider olsun.
Biz, Mesut Yılmaz'ı seviyoruz.
Biz, Mesut Yılmaz'ı sevmediği-
mizden değil, partimizi ve ülke-
mizi daha çok sevdiğimizden
bu işe bir çare bulunmasmı isti-
yoruz" diye konuştu.
Ordu Milletvekili Şadi Pehli-
vanoğlu da, Cumhurbaşkanı
Özal'ı eleştiren bir konuşma
yapü. Konuşmasına bir Nas-
rettin Hoca fıkrasıyla başlayan
Pehlivanoğlu, "Hoca bir İcan
almış. Ama kansının kocası öl-
müşmüş. Kadın sürekli hocaya
rahmetli diye eski kocasından
bahsedermiş. Bir gün, on gün
derken bir gün kadın yine rah-
metlisinden bahsederken hoca
yataktan düşmüş. Kadın so-
runca hoca, 'Senin rahmetli
beni yataktan attı' demiş" dedi.
Pehlivanoğlu'nun sözleri salon-
da gülüşmelere yol açtı. Pehli-
vanoğlu. sözlerini şöyle sürdür-
dü:
"Artık rahmetü oldu, pey-
gamber olacak değil ya. Artık
peygamber gelmeyeceğini o da
biliyor, biz de. Otursun orada.
Cumhurbaşkanı oldu. Zama-
nında Akbulut'u yataktan attı,
şimdi de Yılmaz'ı atmaya çalışı-
yor."
Eski BaşbakanYıldınm Ak-
bulut, Pehlivanoğlu'nun bu ko-
nuşmasında kendisine sataşma
olduğu gerekçesiyle söz aldı.
Akbulut, kendisiyle birlikte 300
delegenin imza toplayarak
kongre istediklerini belirterek.
kimse tarafından yönetilmedik-
lerini, demokrası gereği bu şart-
larda kongrenin yapılmasının
kaçınılmaz olduğunu anlattı.
Akbulut. "Kongreye ne gerek
var deniliyor. Daha ne olsun?
Bir iktidar partisi dsha önünde
1.5 sene varken seçime gidip
muhalefete düşüyor. Daha ne
olsun? Parti küçülmüştür. Da-
ha ne olsun? Mevcut iktidar bir
yıl içinde görülmemiş şekilde
eridi. ancak biz girdiğimiz 3 se-
çimi de kaybettik. İstanbul'da 6
dedik, sadece 2 alabildik. Daha
ne olsun. Kaldı ki, olağanüstü
kongre karanmn yeri burası de-
ğil. Yeterli imza toplanmıştır ve
bu kongre yapılacaktır" dedi.
Akbulut'un bu sözleri üzeri-
ne, Mesut Yıimaz söz istedi ve
kürsüye geldi. Yıimaz, seçim
sonüçlan üzernide kısa bir de-
ğerlendirme yapüktan sonra,
ANAP oylannda en büyük dü-
şüşün 1989 mahalli seçimlerin-
de görüldüğünü ve bir daha da
hiç o oranın altına inilmediğini
ifade etti.
Yıimaz, kongreye seçim ya-
pılmasına imkan tanıyan bir
degişiklik önergesi sunacağını
ve bu değışıkliğın ancak salt ço-
ğunlukla gerçekleşebileceğini,
aynca tüzük değişiku'ğinin üye
tamsayısının salt çoğunluğu ile
yapılmasını öngören ayn bir.
önerge vereceğini açıkladı. Me-
sut Yıimaz. bu önergelerin red-
dedilmesi durumunda seçimin
yapılamayacağını, ancak genel
merkez olarak normal kongre-
nin en kısa zaman içinde yapıl-
ması için harekete geçeceklerini
sövledi.
Türk milletvekilleri, Alma-Ata'da siyaset tartıştı
4
Şeriatçı ııusuı, değil misin
9
taıtışıııası
• CHP'li Akyol: "Şimdi siz din devletine ve
şeriata karşı olduğunuzu söyleyebiliyor
musunuz?"
• RP'li Bayrak: "Din devletine ve şeriata
karşı olduğumuzu söyleyemem"
DOĞANAKIN
ALMA-ATA - Türk İhraç
Ürünleri Fuan için Kazakis-
tan'ın başkenti Alma-Ata'da
bulunan CHP'li milletvekilleri
Hasan Akyol ve Faik AJtun ile
RP Kayseri Milletvekili Şaban
Bayrak. din ve laiklik konuJa-
nnda tartıştı. Bayrak. "Din dev-
letine ve şeriata karşı olduğumu-
zu söyleyemem" dedi.
Alma-Ata'da 7 kasımdan bu
yana süren Türk îhraç Ürünleri
Fuan'nın davetlisi olarak bu ül-
kede bulunan milletvekilleri, za-
man zaman tartışrna olanağı
buldu. Türkiye'nin AJma-Ata
Büyükelçiliği'nin verdiği yemek-
ten sonra Kurmangazı Sokak'-
tan Türk kafilesinin kaldığı Ka-
zakistan Oteli'nin de bulunduğu
Lenin Caddesi'ne doğru gider-
ken, RP Kayseri Milletvekili Şa-
ban Bayrak ile CHP Antalya
Milletvekili Faik Altun ile
Bartın Milletvekili Hasan Akyol
arasmda, neşeli bir havada baş-
layan taruşma şöyle gelişti:
AKYOL - Şimdi siz din dev-
letine vc şeriata karşı olduğunu-
zu açıkça söykeyebUiyor musu-
nuz?
BAYRAK - Neden öyle ah-
yorsunuz meseleyi? Komünizm-
de mülkiyet de yok. faiz de. Ka-
pitalizmde hem mülkiyet var,
hem faiz. Bizde ise faiz yok. mül-
kiyet hakkı var. Biz memleketin
kalkınması için bunu getirece-
ğiz.
AKYOL - Tamam, onun
orasını biliyoruz. Ama siz şimdi
bize açıkça din devletine ve şe-
riata karşı olduğunuzu söyleye-
bilir misiniz?
BAYRAK - Din devletine ve
şeriata karşı olduğumuzu söy-
lemem. Nasıl düşünüyorsanız
öyledir.
AKYOL - Ben bunu öğren-
mek istiyordum Şaban Bey. Ka-
muoyunda RP'nin şeriat düzeni
ve din devleti getireceği gibi bir
izlenim var da. onun için sor-
dum.
ALTUN - Şaban bey karde-
şim, siz iki şeyde çağa ayak uy-
duramadınız. Biri şu faiz mese-
lesi, diğeri de başörtü konusu.
BAYRAK - Nedenmiş o? Si-
zin gibi taklitçi değiliz. Siz taklit
ediyorsunuz. ama taklit ettiği-
nizi beceremiyorsunuz. İsviçre
bile başörtülü kızlann üniversi-
telere girebilmesi için yasa çı-
karttı. Türkiye'de hâlâ yasak.
AKYOL - Siz başörtüsünü o
kadar takmasanız, bizde de çı-
kar o kanun. Ama siz takoğmız
için çJcmıyor.
BAYRAK - Takma meselesi
değil. Benim üniversiteye gjden
kızım başörtüsü takamıyor.
Olacak iş mi bu?
Bayrak, bir gazetecinin, Ka-
zakistan'da yaşayan kadınlar
hakkındaki izlenimlennin nasıl
olduğunu sorması üzerine, şun-
lan söyledi: "Ben Kazakistan'a
daha önce de gelmiştim. Mahal-
lelere zdyaretlerde bulundum.
Dikkat ettim, Kazak kadınlan
erkeklerin elini sıkmıyor, Özbek
kadınlan sıkmıyor. Çünkü
edepli, nezaketli, terbiyelı. Ka-
zakistan'da yaşayan kadınlar
geleneklerine bağh olduğu için
mesele yok. Fuarda dikkat et-
tim, bakanın (Turizm Bakanı)
kansı erkeklerin elini sıkmadı.
Neden? Edepli, nezaketli de on-
dan. Rus kadınlanndan ise, bir-
şey bekleyemezsiniz zaten."
TBMM Genel Kurulu
Gürsoy: Atatiirk'ü
eleştirenler cahildirANKARA (Cumhuriyet bü-
rosu) - SHP İstanbul milletve-
kili İbrahim Gürsoy, Ata-
türk'ü eleştirenler, onu anla-
mayan cahil ve duygusuz
kişilerdir" dedi.
Başkan vekillerinden Yıi-
maz Hocaoğlu'nun başkanlı-
ğında toplanan TBMM Genel
Kurul'nda görüşmelere geçil-
meden önce, Atatürk'ün ölü-
münün 54. yıldönümü nede-
niyle saygı duruşunda bulu-
nuldu. Genel Kurul'da daha
sonra gündem dışı söz alan
SHP İstanbul miletvekili İbra-
him Gürsoy. "Resmi ideoloji^
ve Atatürkçülük " konusunda
görüşlerini açıkladı. 12 Eylül
yönetimi ile birlikte Atatürk'e
yönelik eleştirilerin arttığını
bıldıren Gürsoy "bleştınlenn
Atatürk'ü anlamayan cahil ve
bilgisiz kişilerce yapıldığını"
söyledi. Gürsoy. Atatürkçülü-
ğün resmi ideoloji olmasına
da karşı olduğunu da bildire-
rek şöyle dedi:
"Bugünkü düzen, yani 12
Eylül rejimi ve onun devamı.
takıpçisi ANAP'ın egemen kıl-
dığı düzen, piyasa ekonomisiy-
le din sömürüsüyle. dış ve iç
siyasetiyle Atatürk'ün çizdiği
bağımsızlık çizgisine taban ta-
bana zıttır"
24 sanıkk PKK davasıbaşladı
• DGM savcıa KemalAyhan tarafından haarlanan
iddianamede, sanıklann PKK'nın askeri kanadı
ERNK'ya üyeolduklan veOrta Anadolubölge
komitesini oluşturduklan ileri sürüldü.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - PKK'ya üye olduklan ve
örgüt için eylem yaptıklan sav-
lanyla haklannda dava açılan
ve aralannda tiyatro sanatçısı
Dara Kutlay'ın da bulunduğu
15'i tutuklu 24 sanığın yargılan-
masına dün Ankara Devlet Gü-
venlik Mahkemesi'nde baş-
landı. DGM, aralanndan Dara
Kutlay'ın da bulunduğu 4 sanı-
ğın tahliyesine karar verdi.
Duruşmada. sorgulara geçil-
meden önce söz alan sanık avu-
katlanndan Mustafa Demi'in
hazırlık soruşturması aşama-
smda polisçe abnan ifadelerin
kanıt olarak kullanılamayaca-
ğını belirterek yaptığı itiraz,
mahkeme başkam Muammer
Ünsoy tarafından reddedildi.
Sorgulamalanna geçilen samk-
lar, iddianamede yeralan suçla-
malan kabul etmediklerini be-
lirterek, emniyette işkence gör-
düklerini ve ifadelerini yoğun
baskı altında kendilerine zorla
imzalattınldığını savladılar.
DGM savcısı Kemal Ayhan
tarafından haarlanan iddiana-
mede, sanıklann PKK'nın as-
keri kanadı ERNK'ya üye ol-
duklan ve Orta Anadolu bölge
komitesini oluşturduklan ileri
sürüldü. Saruklann TRT ve
önemli kamu kuruluşlannı
bombalama haarüğında ol-
duklanmn Jkvlandıgı iddiana-
mede, sanıklann PKK'mn dağ
kadrosuna eleman kazandır-
mak için çaljşmalar yürüttükle-
ri ve bazı MÇP milletvekillerine
karşı eylem yapacaklan ileri sü-
rüldü.
Yaklaşık 5 saat süren duruş-
manın ardından mahkeme, tu-
tuklu sanıklardan Dara Kut-
lay, Müslüm Güneş. Yalçın Er-
sözen ye Orhan Akşahin"in tah-
liyelerine karar verdi. Mah-
keme, diğer sanıklann tutuklu-
luk hallerinin devamına karar
verirken, duruşmayı başka bir
güne bıraktı.
METROPOL
ATtLLA DORSAY
"Mucizeler Çagı" ve
Yaşar Kemaİ
Olaylar ve durumlar üzerine, çok genel, çok bağlayıcı,
çok katı yargılarda bulunmaktan hep kaçınmışımdır.
"Azizim, Türkiye batyor", "çağımızda kültür-mültür kal-
madı", "dünya artık yaşanacak yer olmaktançıktı", "ko-
münizm öldü, yaşasın kapitalizm", "her şey kötü, her
şey bayağı, her şey çöküyor" türünden çok genelgeçer
yargılar, kahve söyleşilerine yakışsa da benim ne yazı,
ne de düşünce alanında benimsediğim türden yargılar
değildir. Aydın olmak (kendimi birazcık aydın saymama
izin verilsin), bir yandan her an her şeyden kuşkulanma-
yı ve her şeyi yeniden ölçüp biçmeyi gerektirir. "Aydın
olmak, bir kuşku mesleğidir". Ote yandan ise bir bütün
içinde ayrıntıların önemi büyüktür ve meraklılarının çok
iyi bildiği gibi kimi zaman ayrıntı dediğimiz şeyler, bir
sorunun özu. temeli gözüken şeyler kadar, hatta onlar-
dan çok önem taşırlar.
Bu küçük sütunda, kimi zaman bu tür kuşkularımı, du-
raksamalarımı okurlarlapaylaşmaya. kişisel "tereddût
1
-
'lerimi yansıtmaya çalışıyorum. "Tereddütsüz", kendin-
den ve yargılarından tümüyle emin, her sözünün kera-
met olduğuna inananlardan değilim, hiç olmadım, olma-
yacağım. Çağımız bir "kuşku çağı'dır. Olasılıkla bütün
çağlar böyleydi. Ve insana yaraşan en doğru tanımla-
malardanbiride, belki onun "kuşku duyan", her şeyden
kuşkulanan, her şeyi her an yeniden tartışan bir yarank
olmasıdır.
Türkiye'nin genel gidişinden memnun değiliz ya... Re-
fah Partisi gemi azıya aldı gidiyor... Toplumdaki değer
erozyonu katianarak sürüyor... Toplum, istenen, özle-
nen demokratik düzeye, açık toplum görünümüne bir
türlü yaklaşamıyor... işkence, baskı, hoşgörüsüzlük, de-
diğim dedikçilik her yerde egemen... Kentlerimiz gitgide
daha kötü, daha çağdışı biçimde yönetiliyor... Sosyal
devlet kavramı bir türlü rayına oturtulamıyor, orta sınıf-
lar eriyor, enflasyon aileleri çökertiyor; eğitim, sağlık^
kültür gibi alanlarda her gün ileriye değil geriye gidiyo-
ruz... Vs. vs..
Bu tür yargıları her gün uluorta söylüyor, umutsuzlu-
ğumuzu belirtiyor, "gidiş "ten kaygılarduyuyoruz. Içten-
likle yapıyoruz bunu üstelik... Ama her şey gerçekten de
böylesine kötü mü? Örneğin kültürümüzde yozlaşma
dediğiğizde, bu matematik bir gerçek mi? Gençler oku-
muyor dediğimizde bu hemen genelleştirilebilecek bir
gözlem mi? Sinemamız gerçekten batıyor, kimse tiyat-
roya gitmiyor, müzik alabildiğine yozlaşıyor, edebiyatı-
mız çatırdıyor mu? Yoksa tüm bu yargılar, içerdikleri
gerçek payıyla birlikte, zıtlıklarmı da içlerindetaşıyorlar,
umutları da bağırlarında yeşertebiliyorlar mı?
Kitap fuarını gezerken, biraz da bu tür soyut düşünce-
ler kafamda çağnşımlar yapıp durdu. Okumuyorlar,
okumuyoruz, deyip duruyoruz. Peki, bu yıl "istiap had-
di" iki misline çıkmış fuarda yer alan onca yayınevi ve
standlara yayılmış onca cicili-bicili kitap niye, kimin için
basılıyor? Eskiyle kıyaslanmayacak düzeyde zevkli, gü-
zel, estetik, şıksunumlu bu kitapların sınırlı daolsaaiıcı-
sı, okuru yok mu? Var ki basılıyorlar.
Açılış töreninden hemen sonra "Bugünlük şöyle bir
dolaşayım, sonra yine gelirim" diye düşündüğüm ve bi-
linçaltımda, çok dolu olan şu günlerde okumaya vakit
ayıramayacağımı bilmenin baskısıyla yüklü olduğum
anda bile, kitapların çekiciliğine dayanamıyorum... Bir
Pasolini, bir Fitzgerald, birer Murdoch, Potocki, Danilo
Kis, Boris Vian. birer Highsmith, Bukowski, Cortazar, bi-
rer Yavuzer Çetinkaya ve Adalet Ağaoğlu. bir Evin llya-
soğlu'nun müzik kitabı, bir Sezer Duru'nun Alman klasi-
ği çevrisi, birkaç tuz-biber niyetine Stephen King veya
V.C. Andrews serüveni derken, koltuğumun altı kitaplar-
la dolu ayrılıyorum fuardan...
Ve bu akşam, Yaşar Kemal gecesi var. "Okunmuyor"
denen bir toplumda böylesine hoş bir kitap fuan ve böy-
lesine çok kitap nasıl bir mucize gibi görünüyorsa, Ya-
şar Kemal de okuyup yazmayan bir toplumdan gelen
öylesine bir edebi mucize. taşkın bir sözcük ve imge
kaynağı değil mi? Kültürü yıllar yılı böylesine dışlamış,
resmi ideolojinin dışına koymuş bir toplumda, okuma-
yazmaya asla sempatiyle bakmamış, giderek onu ken-
disine düşman bellemiş bir yönetim anlayışı altında, bir
Yaşar Kemal'in yetişmesi, bir mucize değil mi? Böylesi-
ne bir "dünya yazarı "nın varlığı, tıpkı bir Melih Cevdet,
Fazıl Hüsnü, Aziz Nesin, Salah Birsel ve diğer ustalan-
mız gibi, evrensel platformda yüzümüzü ağartan, bizi
mutiu kılan, toplumca mutlu kılan ve sonuna dek tadına
varılması gerekli bir olay değil mi?
Evet, Türkiye gerçekten de bir mucizeler ülkesi. Belki
de çağımız bir mucizeler çağı. Çok düşük düzeyde bir
kitle kültürünün çıkarcı medyalar aracılıgıyla dünyamıza
böylesine egemen olduğu bir çağda, her ülkede hâlâ
büyük, has, özgün sanatçıların yetişmesi, çağımızı her
şeye karşın yaşamaya değer kılan olağanüstü bir muci-
ze, mucizelerin en güzeli değil mi?
Devlet Bakanı Erman Şahin
hazırlıklann tamamlandığını söyledi
ŞehirleşmeBakanlığı
siyasi engeletakıldı
istanbul Haber Servisi- Dev-
let Bakanı Erman Şahin, Şe-
hirleşme ve Konut Bakanlığı
ile ilgili çalışmalannı tamam-
ladıklarını. bakanlığın kurula-
bilmesi için siyasi nedenler
dışında hiçbir sorunun ol-
madığmı söyledi. Çeşitli ba-
kanlıklardakı imar yetkileri-
nin bu bakanlıkta toplana-
cağını söyleylen Erman Şahin.
"Mevzuat karmaşası kaldın-
larak yerel yönetimlere de-
mokratik bir yapı kazandın-
lacak. Onlan vesayet altında
tutan değil. destekleyen bir an-
layış olacak" dedi.
Hükümetin koalisyon
protokolünde yer alân ancak
siyasi anlaşmazlıklar nedeniy-
le bugüne kadar kurulamayan
ŞehirciLk ve Konut Bakanlığı
hakkında biigi veren Devlet
Bakanı Erman Şahin. ba-
kanlık bünyesinde iki ya da üç
genel müdürlük kurulacağını,
Arsa Ofısi. İller Bankası, Em-
lak Bankası ve Toplu Konut
İdaresi'nın bu bakanlıkla ilişki
içine gireceğini belirtti.
Şerurcilik ve Konut Bakan-
bğı'nın siyasi engeller nedeniy-
le kurulamadığını ifade eden
Şahin, "Kuruluş için bütün
çahşmalar hazır. Siyasette ön-
celik meselesi var. Şu anda si-
yasi nedenlerle uygulanamı-
yor. Ancak uygulamaya gire-
cek ve özellikle İstanbul için
büyük kararlar alınacak"
dedi. Bakan Şahin. İstanbul'-
da bir yetki karmaşası ya-
şandığım. bütün bakanhklann
kentte yetkili olduğunu, bu-
nun da koordinasyon eksikli-
ğine neden olduğunu, sonuçta
Istanbul'un bir sokağının 10
kez kazılıp asfaltlandığını söy-
ledi. Şahin, temel kararlan ve-
rebilecek güçlü bir yerel yö-
netimin olması gerektiğini, bu
sorunlann çözümü ve bele-
diyeler arası koordinasyon
için Şehircilik Bakanlığının
kurulması gerektiğini belirtti.
İstanbul'da seçimle yöneti
me gelen belediyenin yetkileri-
nin sınırlı olduğunu, bunun da
sahipsiz bir kent kımliği do-
ğurduğunu kaydeden Bakan
Erman Şahin şunlan dedi:
"İstanbul'da 10 milyonluk
bir kaos yaşanıyor. Binlerce
yıllık siluetin üstüne kanserleş-
miş beton bloklar dikiürse
kimse İstanbul'un sorunlannı
çözemez.
Bunlan yapmak isteyenle,
İstanbul'u korumak isteyen
bir bilim adamı uzlaşamaz.
Kentle ilgili kararlar belediye-
lerden çıkmalıdır. İmar affı
diye birşeyi kesinlikle ağzınuza
alinayacağız" dedi.