Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
.SAYFA CUMHURIYET ıwaPAZARTESI
8 DUNYADA GEÇEN HAFTA
KraUçeElizâbethyuhalannmyıhak ettiıııi?
DİLEK ZAPTCIOĞLU
BERLİN - İngiltere Kralıçesı Elızabeth
geçen hafta Almanya'ya resmı birziyarette
bulundu. Ziyaret iki fılke arasındaki limoni
ilişkileri düzeltmeye yarayacaktı.
Kraliçcnin programında Bonn. Berlin ve
Doğu Almanya vardı. İngjlizmonarşisi
Du\ar yıkılana kadar Doğu Bloku'na
adımatmayı kcsinlikle reddetmiştı: Kraliçe
E'ızabcth'in Batı Berlin'i Doğu'ya
bağlayan Brandenburg Kapısf ndan
gcçmcsiyle bu yemin bozulacaktı. Kraliçe
kendisi için küçük, ama monarşi için dev
biradımia kapıdan geçti veeskı Demir
Perdc'nin ötesinde buluverdi kendini.
Doğu Almanya'daki yabancı sermaye
yatınmlanndabaşıİngjlizfirmalan
cekiyor. Bu yüzden Kraliçe"nin
programında Doğu"nunekonomık
merkezleri olan Dresden ve Leipzig de
vardı. Saksonya eyaletinin başkenti
Dresden"e ziyaret başkd açılardan da
anlamlıydı. 1945"te.savaşın bitmesine üç
ay kala. 13 şubatı 14 şubata bağlavan gece
İngiliz ve Amerikan uçaklan Dresden'i
bombalamış; y aklaşık 35 bin kişi bu bir
gecelik bombardımanda ölmüş. şehir yerle
bir olmuştu. Almanlar bu operasyonun
savaşm gidişaiı açısından hiçbir stratejik
önem laşımadığı inancında.
Bombardımanın müttefiklerce sıı rintikam
amacıyla düzenlendiğini düşünüyorlar. Bu
yüzden bombardımana imzasını atmış
olanGeneralHarris'inbuyılİngiltcre'de
bir heykelinin dikılmış olmasını da
hazmedemiyorlar. Ingılizlerise
bombardımanın düşmanın moralıni
bozmak açısından pckala :şe yaradığına
inanıyorlar. Kraliçe Elizabeth'in
ALMANYA
Dresden'e yapacağı ziyaret işte bu nedenle
merakla bekleniyordu. Alman
Cumhurbaşkanı geçen İngiltere
ziyaretinde 1940"da Almanlann hava
akınlarıyla yerle birettiği Coventy kentine
uğramış \e orada dini bir ayine katılmış.
bir bakıma îngılizler'den özür dilemışü.
Kraliçe ve Alman Cumhurbaşkanı bu kez
Dresden"de ortak bir dini ayine katıldılar.
Bu. kraliçenin Almanlara özel bir
"•banşmajesti"ydi. Ama Dresdenliler. bu
jesti yeterli bulmadılar. Belediye binasının
balkonundan halka el sallayan yaşlı
Kraliçe y uhalandı. Bir bulvar gazetesi
halka küçük İngiliz bayraklan dağıtmak
istemişti. bayraklargazeteninelinde kaldı.
Almanlann çoğunluğu •"îngilizlerin bize
yaptıklannı unutmadık"" diyordu.
kraliçenin basınekibinde. llondra"da
yayımlanan "Daily Telegraph""in
muhabiri Mauriee VVeaverde vardı.
Weaver savaşta Alman
bombardımanlanndan kaçıpçocukluk
günlerini. gecelenni nasıl sığınaklarda
geçirdiğıni dün gıbı haıırlıyordu. "Aslında
biz İngılızler. Almanlara karşı gurur
duymalıyız "diyorveekliyordu:"Nede
olsa savaştan sonra Almanya'nın yeniden
ınşa edilmesine büyük katkıda buîunduk."
Öyle bir sa\ aş ki Almanya'dan. Hitler
faşizminin dünyaya egemen olma
isteğinden kay naİdanmıştı. Öyle bir sav aş
ki bütün düny ay ı. ama özellikle A\ rupa'yı
kasıp kav urmuş. mily onlarca insanın
ölümüne yol açmıştı. Yalnız Sovyetler
Birliği savaşta 20 milyon insan
kaybetmişti. Gaz ocaklannda milyonlarca
kişi yanmış: Almanlann hava akınlanndan
yüz binlerce kişi ölmüştü. Ama
Dresdenliler kendi devletlerinin yol açtığı
larifsiztahribaü unutup 1945'deşehre
yapılan hava akınını hatırlıyorlardı sadece.
Ingıltere'nin savaştan sonra diğer
müttefiklcrle birliîüe Almanlara nasıl
ıckrar ayağa kalkmakta yardım ettiği de
unutulmuştu. Çoğu Almanın hafızasının
ne kadarzayıf olduğu zaten daha savaştan
hemen sonraki yıllarda ortaya çıkmıştı.
1950lerde. 60'larda Almanya'da
çoğunluk. faşizm döneminde olup bitenleri
hatırlamıyordu artık. Başbakanlığa kadar
yükselen Kiesinger gibi politikacılar bile
eskiden Hitler'e SS subayı olarak hizmet
ettiklerini unutmuşlardı veancak belgeler
ortayaçıkartıldıkça "ozamdnlar" ne
yaptıklannı hatırhyordu.
Almanya'nın zayıf hafızası birleşmeden
sonra iyicesilinmeyedoğrugidiyor. Bugün
iltica talebiyle gelen yoksul Rumen
Çingencler'inoturduğu yurtlan ateşe
verenler. 50 yıl önce bu ülkede yanm
milyon Çingene'nin gaz ocaklannda
yakıldığını hatırlamıyorlar. Bugün
" Yabancılar dışan!'" diye haykıranlar
yabanci işçilere otuz yıldır bu ülkede
maden ocaklanndan çöpçülüğe kadar en
pis. en zor ve en düşük ücretli işleri
yaptırdıklannı unutuyorlar.
Yanlışhatırlamıyorsakdiyaletikte"Bir
bütün. parçalannın toplamından farklı bir
şeydir" türünden bir cümle vardı. İki
Alman devletinin birleşmesi de yeni bir
bütün, yeni bir Almanya çıkarttı ortaya.
Bu Almanya'nın zayıf hafizasına ve
yoksulluk yüzünden vatanını terk edip
gelen yabancılara karşı tutumuna bakınca
insan kaygılanmadan edemiyor.
Muhalefet
ateş
püskürüyor
DANİMARKA
FERRUH YILMAZ
KOPENHAG - Danimarka Başbakanı
Poul Schluter ile Dışişleri Bakanı Uffe
Elleman-Jcnsen'in önceki hafta
Bırmingham'da yapılan olağanüstü AT
zirvesindc seslerini fazla yükseltmemeleri
Danimarka'dakı muhalefeti fena kızdırdı.
Muhalefel partileri gerçi Dışişleri
Bakanı'nın kellesıni istemediler. ama
bundan böyle Danırr.arka'yı Dışişleri
Bakanının değil. Başbakan'ın temsil
ctmesiniistediler. Muhalefet Danimarka
Parlamentosu'nda kararlaştınlan isteklerin
dığer ATülkelerineyelerincegüçlübir
şckilde iletileceği konusunda her fırsatta
kararlı bir Maastrichl"çi olduğunu
.isiklayan Dışişleri Bakanı'nagüvenmiyor.
Bu sefer muhalefeli. Birmıngham'daki
zirvcdcn sonra düzenlcnen basın
toplantılannda hiçbir AT lidcrinin
Danimarka nın adını ağzına almaması
kızdırdı. Birmingham zirvesi öncesi
alclacclc toplanan parlamentonun piyasa
komısyonundaki siyasi çoğunluk. zirveye
katılacak Başbakan ve Dışişleri Bakanı'nın
ortak vaıandaşlık. ortak savunma. polis
ışbıı liği ve sosyal sistemin korunması
konulannda Danimarka'ya özel statü
tanınması isteğini. diğer AT ülkelerine
iletmcsı kararını almışlı. Ancak Dışişleri
Bakanı Ufle Ellcman-Jcnscn.
Oanimarka'nın bu isteklerini yeterince
güvlübirşekildcanlatmayaçalışmak
yerine. zirvede liderlere bir karton kutu
dolusu Ingrid-Marieelması dağıtarak
konııyu sulandırmakla suçlanıyor. AT
standartlanndan birkaçdcfa daha küçük
olan Ingrid-Marieclmalan. buclmalann
ycncbilecck clma kategorisinde satılmasını
yasaklayan AT komisyonu ile Danimarka
arasında sorun olmuş. sorun elmalann
baska bir kalegoriye kaydınlmasıyla
çözülmiiştü. Dışişleri Bakanı da bunun
ü/erine sorun olmaktançıkanelmalan
zirvcde diğer lıderlercdağıtmıştı. Şimdi
Daniıvurkada muhalefet "Uffeeİma
dağıtacağına Danimarkanm isteklerini
daha guçlii bir şekilde dile getirseydi" diye
aieş püskürüyor. Danimarka'yı ençok
mes,gul eden şey lerden biri sık sık
yayımlanan ekonomik tahmin
raporlarıdır Son yayımlanan AT
nıporuna görc AT ülkclerindekı ekonomik
biiy ünıe tahmin edilenlcrin dc altında
gerçekleşecek. Bu da tüm AT içindeki işsiz
sayısının bir milyon daha arlması an lamına
geliyor. İşgücünün yüzde IO"u işsiz olan ye
i^si/liğin en büy ük sorun kabul cdildiğı
Danimarka'da bu tiir raporlargazetelenn
mansctlennde verilmcye devam ediliyor.
Son rıporda nelcryapılabilcceğıncilişkin
birçok tepki yaıattı. Danimarkalı
ıklisatçılar. Âlmanya \e İngiltere'deki
kri/in. Danimarka'da son beşyıldırzaten
y ü>de 2'nin altında kalan büyüme hızını
iy ice durduracağı ve işsiz sayısını rekor
düzeydeartlıracağıtahminlerinde
bulunuluyor. Danimarkah iktisatçılara
göre krı/. Danımarka'nın son yıllardaki
tek olumlu gelişmesi sayılan ve Danimarka
lehinde sey reden dış ticaret dengesini de
olumsuz eıkilevecek.
Akihito'nun tarihi Çin gezisi
Japonya İmparatoru Akihito'nun geçen cuma
başladığı tarihi Çin gezisi devam ediyor. Akihito.
Çin'i ziyaret edcn ilk Japon imparatoru olması
nedeniyle. gezisi tüm dünyada ilgiyle izlcniyor.
İmparator Akihito ile İmparatoriçe Michiko'y u
korumak üzereolağanüstü güvenlık önlemlen
alındığı. bu amaçla 20 binden fazla polisin
göre\lendirildiği bıldiriliyor. Akihito. Pekin Halk
Sarayı'nda onuruna verilen yemekte yapıığı
konuşmada, 1931-45Çin-JaponSavaşısırasında
"geçen acı dönem"den büyük üzüntüduyduğunu
söyledi. Ancak. bu dönemde milyonlarca Çinli'nin
Japon ordulannca katledilmesinden ötürü özür
dilemedi. Akihito. ""Ülkemin Çin halkını derin
üzüntü duyuyorum" dedi.
Clinton'ın aııııesi bile
seçim malzemesi
FLATKOZLLKLL
\VASHINGTON - Büro-mezarlıklanndan
caddelere fırlamış binlerce kişinin adeia düzenli
ordu yürîiyüşünde ılerleyışi sabahın ilk
ışıklany la yaşanmaya başlıyor. Estetik
kaygıdan uzak. ığreti görünen metro
ıstasyonuna gırenlerin birbirleriy le göz göze
gelmemek için dırendikleri hıssine kapılıyorum.
Çoğu. gazete ve kitaba gömülmüş. Sayfalan
güçlükleçcvirenlerizlenmeyedeğer. Başkan
adaylannın televizyonda yüzyüzeatışmalanna
dair son yorumlan okuyan adam niye burnuyla
oyun içinde? Ya tımağını yolan kadın?Şu kara
derilinin. kulağında "vvalkman". sonuna kadar
açtığı müziğin sesiyle sallanışı da olmasa
metroda kimsecikİer yok sanılır. Rap müzık bu.
rap. Brookly n'in arka sokaklannda fakir. siyah
tenlılenn isyanını anlatan. pop'un pabucunu
dama atan. cinselliğin ağır bastığı rap. Kara
derili. gri göbekh köpeSi ile vagonun en
arkasında bir kadın. Yeşilimsi yağmurluğunun
yan yırtık cebinden yansı yenmiş birekmek
parçası çıkanyor. Küçük bir parçayı da köpeğın
ağzına yerleştirmeyeçabalıyor. Cep
telcvizyonluadamınarkası boşgibi. Sarkmakta
fayda var. ABD'nin tümünden izlenebilen
ulusal kanallann ana haberlerini kaçırmamakta
fayda var. Şirin, tek kişilik bir teknoloji harikası.
Adam beni fark etti. Ama son derececentilmen.
Hafıf yan dönüp televizyonuna bir gözün daha
misafirliğine izin veriyor. İşte yine o üçü. İlk
haber onlar, sırasıy la küçük ekrandaboy
gösteriyorlar. Başkan Bush. 1980'de Reagan'ın
Carter'a karşı CIA ileortaklaşa yürüttüğü
"Ekim Sürprizi" hakkmda birşeyleri açıklıyor.
Carterın uğraşıp da beceremediği ve sonunda
başını yiyen. İran'daki rehineler. Reagan'ın
koltuğa oturduğu günün ertesinde serbest
bırakılmışu. Meğer CI A'nın da devreye
girmesiyle İran yönetimiyle "rehinelerin serbest
bırakılmaması için " pazarhk yapılmış. Amaç,
Carter'ın başını yemek. CIA'nın gücünü
azaltmak ve yetkilenni daraltmak isteyen
Demokral Başkan Carterdan CIA intikam
alıyor. Bu olaydan sonra Carter seçimleri
kaybediyor ve Cumhuriyetçilerin uzun
başkanhklardönemi başlıyor. Budöneme
Clinton'ın son vermesi bekleniyor. Metronun
sesı Bush'u bastınyor. Ne olduğunu tam
duyamıyorum. Vietnam'dan binlerce belge
gelmiş. iki aya kadar çok önemli, yıllardır
aranan dokünıanlar açıklanacakmış.
Vietnam'dan dönmeyen 2265 Amerikalırun
akibeti meçhuldü. Bunlann bazılannın hala
Vietnam'daki toplama kamplannda yaşadığı
iddia ediliyordu. Bush, güllü bahçede basına
açıklama yapıyor: "Vietnam'dan binlerce
doküman getirildi. Vietnam devlet başkanı
bunlan bıze verdi" falan diyor. Yakında
iddialar gerçek mi değil mi, ortaya cıkacak.
Sonra Vietnam'da ölenler için yapılmış anıt
önünde ağlaşanlann görüntüleri geliyor ekrana.
Bu arada. Chnton'ın annesi ile ilgili
araştırmalardan bir şey çıkmamış. Araştırma
talimatını Bushvermiş. Bu sefer de Clinton'ın
anasının pasaport arşivi araştınlıyordu. Ne
seçim be! Önce Bill Clinton'ın özel hayatı sonra
da ar-asının dosyalan deşiliyor. Onurlu ve lemiz
seçim kazanmak çok zor. Hele başkan adayı
zengin bir ailenin çocuğu. CIA ajanı falan
değilse ve de Demokrat'sa. iş daha da
güçleşiyor. Carterın akibeüni anımsayınca
bunun ne demek olduğunu kestirebiliyorsunuz.
Bir de Los Angeles mevzuu var. Bu kentte
durum nisan ayında yaşanan olaylardan bu
yana değişmemiş. Silahlı'çeielerin savaşı
sürüvor.
ingiltere de artık fakir
EDİPEMİLÖYMEN
LONDRA - İngiltere. Avrupa
Topluluğu'ndan yoksulluk
yardımı almaya hak kazandı.
C'zerinde güneş batmayan
imparatorluğun mirasçısı için
zenginlik artık tarih
kitaplannda kaldı. Ulusal geliri
Avrupa Topluluğu
ortalamasının y üzde 90 altına
düştüğüiçin. İngiltere. eğer
isterse "yoksulluk fonu"ndan
yararlanabilecek. Böylecebeş
yılda ödenmek üzere yedi
milyarsterlin(yaklaşık80
lrilyonlira)gelirelde
edebilecek. Ama Brüksel'den
böy le bir yardım isıeyecek
hcrhangi birhükümct herhalde
halkın gazabından kurtulamaz
ve yirmi yıl iktidara gelemez.
İngiltere eğer Brükscl'e
sürünüp de yüzünü kızartma
pahasına yardım parası isıerse.
bunun nereye ve nasıl
harcanacağma da yinc Brükscl
karar verecek. Yardım fonlan
büyük altyapı yatınmlannda
kullanılıyor. Kara ve
demiryollan, çevre koruma gibi
büvük masraf aerektiren
İNGİLTERE
işlerdc. İngiltere. yoksulluk
fonunu nasıl kullanacağını da
Brüksel'e sormak zorunda
kalacak ki bunun kahn iktidar
düşürür._
Aslında İngiltere'ninbir
bölgesi, geri kalmışlığı
nedeniyle AT'nin kesesine
zaten bakıyor. İspanya ve
Portckiz'in bazı bölgeleri.
İtalya'nıngüneyi. İrlandave
Yunanistan bölgesel yardım
fonlanndangayetiyi
yararlanan üyeler. Maastricht
anlaşmasını da zaten bu yüzden
hemen sessız sedasız
onayladslar. Hele Yunanistan
ilk AT üyesı oldu. Şimdi
İngilıerede bu düzenlemeden
yararlanabilecek.
Yoksul AT üyelerine yardım
fıkrini A\ rupa Komisyonu
Başkanı Jacques Delors ortaya
atmıştı.Ozaman İngiltere buna
karşıydı.çünkuATbütçesinin
bu yardımı yapabilmesi için
genişlemesı. bunun için de
varlıklı üyelerin kesenin ağzını
açmalan gerekıyordu.
İngiltere. y oksul üyelen
zenginlerin dcsteklemesini
"fazladan biryük" olarak
görüp reddetmişti.
Ingiltere'de Maastricht karşıtı
hava. ülkenin içinedüştüğü
ekonomik açmaz nedeniyle bu
hafta yeniden bozacak. İktidar
partisinin hatın sayılır bir kısmı
Maastricht'te değişiklik istiyor.
Bu konudaki tartışmalar, artık
Avam Kamarası'nda değil.
televiıyonun
açıkoturumlannda herkesin
önünde yapılıyor. Partinin sağ
kanadı. son olup bitenlerden
ötürü parti merkezine diş
bıliyor. Önce sterlinin
devalüasyonu. ardından
maden işçilerinin işten atılıp
sonra karardan vazgeçihnesi
gibi birbirini tutmayan
tutumlara seçmen de
umutsuzlukla bakıyor. Partinin
dümenini elinde tutan
"y aylacılar" diye bilinen
milletvekilleri eğer Başbakan,
Maastricht anlaşmasını
onaylamak üzere Avam
Kamarası'na sunarsa, bunu
reddeceklerini ve hükümeti
düşüreceklerini belirttiler.
Başbakan Major'ı güçdeğil.
çok güç günler bekliyor.
Konuk
yazar Biislı nedenkaybediyor, Clintonnedenkazamyor?
Dr.ALEVCOŞKUN
Son kamuoyu yoklamalan, kasım ayı-
nın ilk haftasında yapılacak ABD Başkan-
lık «K^imlerinde. Bıli Clinton'ın kazanma
oUşılığmı çok yüksek göstenyor.
Özgeçnıişinde scnatörlük. büyükelçilik.
C'.\ Başkanlığı gibi önemli görevler bulu-
n;n dcncyımii Başkan Gcorge Bush nasıl
olJu da Clinton gibi kendınc oranla denc-
yiiisi/ birki^ıye yeniliyor'
1
Bunun sebepleri nelerdır?
Sayısi7 siyasal-topkım^ıl faktörler
B>h"un kaybetmesınde rol oynamakta-
dr Kunımçj, asıl ağır baüin faktörlereko-
ıı^niklir. Ö7ellikleson 11 yıldıruygulanan
"'leaganısnı ckonoınİM" Bush'un kaybet-
rvjsinde temcl ctken olmııştur.
Koıuıya daha açıklık kazandırmak için
iiağıdakı sonıul örnekleri \crcbiliri/.
.-1
BD ekonomisindeki sıkıntılar
I -\BD u/un yıllardan beri ekonomisıni
>ık.-»ck dii/cydcki tukclime dayandırmış-
t rükctım mallan. ucu/işgücüolaıı ülkc-
Kden ıthal edilir. Bu durum ABD'dc sa-
^ ş s.iiı.ı>ııııin dışındaki fabnkalann gide-
r.\ d.ıluı a/ talcp. vıtış gıbı nedcnlcrle
, y\a> ya\aş kapanmalannn ve işsizliğın
iimasına ncdcn olmuşlıır.
mobil sanayiinde teknoloji ve kalite bakı-
mından Japonya'dan geri kaldı. ABD'nin
otomobıl sanayisındekı ıhracatı düşerken
kendi iç pazannın da dörtte birini Japon-
ya'ya kaptırdı.
Geçen yıl Japonya ABD'ye 3 milyon
otomobil ihraç ederek sadece bu sektör
aracılığ! ile yılda 40 milyardolarci\annda
ticaret açığına \ e y üzbınlerce iş kaybına ne-
den oldu.
Diğer sanayıler dc eklcndığındc Japony a
ile dış ticaret açığı ABD aleyhinc yılda 50
milyar dolara ulaşmakıadır.
3. Amerikan ekonomısı ayda 10 milyar
dolar kadar bir dış ticarcl açığı \criyor. Bu.
yılda 120 milyar dolar dış tıcaıet açığı de-
nıckıir. Bu da ABD ckonomismın cıddı
sorunlar içcrisınde olduğunun en bclirgin
göstergesıdir.
4. Ekonomik durgunluk nedeniyle bü-
yük şirkellcrdc ^eri iflaslar. ıştcn çıkanna-
îar başladı. Örneğııı ABD'nin en tanınmış
uluslaraıası uçak -jirkcti Pan-Am. mobilya
mağa/alan /ineiri Seamans illasını ılan et-
uler. I
1
WJ \ılı !\ı^mda General Motors M) a
yakın tahrıkasını kapalacağını vc 3 yıl için-
dc 70 bın îşçınin işine son verileceğini. bü-
y ük •jirkellcrden "Sca^ and Roebuck" da
1992 yılı Kindc 40 hiıı ışçıyı çıLıracağını
açıkladı. \larm \enci bu ekonomik göster-
gelcr yıl boyuiK.ı de\am cttı.
Nıickım AHO Calıtma B.ık.ınliüi'ndan
Ocak 1992 başlannda yapılan açıklamaya
göre işsizlik oranı son 20 yılın en yüksek
noktası olan yüzde 8'i aşmış durumdadır.
Geçen ay yapılan açıklamaya göre ise işsiz-
lik oranı y üzde 12"lik rckor düzeye ulaşmış
bulunuyor.
5. Borçlanarak ev sahibi olan Amerikalı-
lardan banka taksidıni ödeyemeyıp evını
kay bedenlerın say ısı bu yıl geçen yıla oran-
hı lOmisliartmıştır.
t.. ABD'de perakende satış yapan küçük
\c orta boy ışlctmeler yıllık satışlannın
yüzde 45"lik bir bölümünü kasım-aralık
aylanna rastlayan"Chnsmas" ve yeni yıl
öncesi dönemde yaparlar. Bütün bu küçük
işletmelcr geçen yılki dönemde yıllık salış-
lannın ancak y üzde 20'sini gcrçeklcştırebıl-
diler. Ekonomidc çok ciddi bir durgunluk
(recession) yaşanıyor.
Bu durum halkta şaşkınlık yaratmıştır.
Halk alışkın olmadığı bu ekonomik buna-
lımdan Başkan Bash'u sorurr.lu tutmakta-
dır. ABD'nin önemli TV islasyonu CBS ile
ünlü gazetesi Nevv York Times'ın yaptıkla-
n ortak anket. Başkan Bush'un popülarite-
sini giderck kaybettiğini göstermcktedir.
Körfez bunalımı sırasında halk arasındaki
desteklenmc oranı (appro\al rate) yüzde
80'lcri a>an Bush için Amerikan halkı şim-
di kıskanç davranmakta \e üestekleme
oranını ö/ellıkle ekonomik politikalar için
\ 117de 2n"lcrc dü>ürmcktcdir.
Özet olarak.
Dış politikada "Başanlı bir Başkan"
portresi çizen Bush'un kamuoyundaki
erozyonu özellıklc ekonomi ve sosyal poli-
tikalardaki başansizlıklanndan kaynakla-
nıyor.
Bush dönemi gelir dağılımı da yüksek
noktalarda bulunan kesime yaradı. Üst ge-
lir düzeyı dışındakıler ekonomik yönden
süreklı kaybettiler. Aslında Bush'un kaybı.
"Reaganism ekonomisı" adı verilen liberal
ekonomi politikalannın da iflasını gösteri-
yor.
İşsizlik artıyor. son bir yılda 150 bın ış
kayhedilmiş. Orta sınıfın gclırı artmıyor.
devamlı geriliyor. Dış ticaret açığı büyü-
yor
Clinton'ın programı
Amerikan toplumundaki bu hoşnutsuz-
luğıı \c tcpkılerı iyı kavrayan Clinton. bu
durumdan yararlanmak için sosyal adaleti
gözcten bir ekonomi politikası gelıştirdi.
"Değişen Amerika" imajını vurgulayan
Clinton'ın ekonomi programının esaslan
özetle şöyledir:
-Üst diizey gclir katmanlanndan daha
fazla vergı alınacak.
Yabancı şirketlerin vergisi artlınlarak
Amerikan şirkctlerinin ödediği verginın
düzeyine çıkanlacak.
-Askeri harcamalar azaltılacak.
-Federal hükümetin uyguladığı bazı
yüksek maliyetli programlardan vazgeçile-
cek.
Alınacak bu önlemlerle elde edilen kay-
nak. toplumsal politikalara ağırlık veren
düzenlemeler çerçevesinde kullanılacak.
-Yoksul aileleri ve işsizleri destekleyecek.
sosyal fonlar kurulacak.
-Sağlık hizmetlerı düzeltilecek. sağlık si-
gortas.ı için daha büyük kaynak aynlacak.
Sağlık sigortası yaptıramayacak olan aile-
lcre de\lcı destek verecek. Sağlık sigortası
^1erke^ için geçerli bir hak olacak.
-Gelir düzeyı düşük olan aılelere konut.
cğitım. sağlık yardımlan yapılacak.
-Hcr isteyen üniversitc öğrcncisine kredi
verilecek.
-İşsizler devletin oluşturacağı "işsizlik si-
gortası sıstemi" ile güvenceye kavuşturula-
cak.
-İşsizliğin önlenmesi için devlet kuruluş-
lan istihdam kapasitclcrini arttıracak.
-Tüketıciyi koruyacak. rüşvet ve dolan-
dıncılığı cezalandıracak. istihdamı arttıra-
cak her önlem ahnacak ve bu konudaki
programlar uygulanacak.
-Savunma harcamalan kısılarak özellik-
le araştırma veeğitıme kaynak aktarılacak.
Savunma sanayiinde çalışanların diğer
sanayilerc ve scktörlere geçışlerıni kolay-
laştına eğıtım programlan desteklenccek.
Görüldüğü gibi Clinton'ın programı "li-
beral ekonomiyi" savunan devlet yerine
""sosyal devleti" oluşturmayı hedefliyor.
İnsana değer vermeyi ve insana yaünm ya-
pılmasını öngören bir ekonomi-politika
onenvor.
Sosyal devletçi programlar
Bu durum "Reaganism", "Thatche-
rism" adı verilen ve sosyal adalet politika-
lanna sırt çeviren. alabildiğine liberal poli-
tikalann da iflasını gösteriyor. Halkın
"Reaganism"e tepki gösterdiğini simgeli-
yor. Toplumsal dengelere ağırlık veren,
orta sınıfı koruyan. işsizliği önleyici önlem-
lcr alan, sosyal adaletçi programlar top-
lumda destek görüyor.
Başkan Bush'un düşüşü ve Clinton'ın vûk-
selişine asıl bu açıdan bakmak gerektiğine
inanıyorum.
Artık toplumsal dengelere ağırlık veren,
orta sınıfı koruvan, sosyal adaletçi prog-
ramlar ileri toplumlarda kabul görüyor.
Clinton'ın seçilmesi kuşkusuz. 1980dar-
besinden bu yana ülkemizde uygulanan
"bırakınız yapsınlar", "ölen ölür kalan
sağlar bizımdir". "sosyal devlet ve sosyal
adalet önlemlen ölmüştür - çağ dışıdır" di-
ye görüş bildirenlerin de fikirlerinın Batı
dünyasında grafıkten düşüşünü göstere-
cektir.