Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 1992 PAZARTEŞİ
12 DIZIYAZI
Genç Türkler, zorekonomik koşullara karşın Belçika'da tutunmak için mücadele ediyor
Jön Türklerin lıayatkavgası
Her 10 babadan üçü Belçika'da ma-
den veya tanm işçisi. yüzde 35'i ise kol
işçist ölarak çalışmıştır. Kûçük bir
oranı ise nitelikli işçi ve ticaretle uğra-
şanlardan oluşmaktadır. Annelerin
yüzde 60"ı ev kadınıdır.
Türk anne-babalann eğitim düzeyi
genel olarak çok düşüktür. Diğer
gruplara oranla erkeklerin 1 /3'ü ve ka-
dınlann yansı hiç eğitim görmemiştır.
Türk gençlerinin yüzde 9'unun bü-
yükbabası Belçika'da çalışmıştır; bu
durum genel grupta dörtte birdir.
Yüzde I2'si Belçika'da ev satın al-
mış olan (bu oran genel grupta yüzde
38'dir) Türk anne-babalann yüzde
45'i kesin dönüş yapmayı düşünüyor.
. Türk ailelerinin kalabalık olduğu iyi
bilinen bir gerçcktir; araştırma sonucu
da ailelerin yansının 5 veya daha fazla
çocuklu olduğunu göstermektedir.
Gerek Türk ailelerinin nüfus olarak
yerleşimleri, gerekse yaşadıklan ülke-
deki tutumlan. onlann genellikle kül-
türel özelliklerini koruduklannı gös-
termektedir.
Yaşama koşulları
Belçika'nın Fransızca konuşulan
bölgesindeki Anadolulu gençlerin
yüzde46sı Brüksel-başkent bölgesin-
de. yüzde 21 'i Hainaut. yüzde 8'i Liege
bölgesinde ve sadece yüzde 4'ü Namur
bölgesinde oturmaktadır.
Genel kanının tersine, Türk gençle-
rinin sadece yüzde 1 l'i. göçmen oraru-
nın yüksek olduğu belediyelerde (nü-
fusunun yüzde 30'undan fazlası
yabancı olan) ve esas olarak kendi mil-
liyetinden halkın oturduğu yerlerde
oturmaktadır. Türklerin yüzde 41'inin
aynı belediyede oturması durumunda
bile bu, Türklerin diğer yabancılarla
kanşmış olduklan anlamına gelmek-
tedir. Örnek olarak ele alınan genel
grupta gözlendiği gibi: Türk gençleri-
nin yalnızca yüzde 18'i kendi vatan-
daşlannın çoğunlukta olduğu sınıflar-
da eğitim görmüşlerdir.
Fakat bunun yanı sıra Türk gençle-
rinin yüzde 45'i kendi vatandaşlanyla
arkadaşlık etmeyi seçmektedir (bu
oran genel grupta yalnızca yüzde 21'-
dir). Bu durumun nedeni, dil sorunla-
rından kaynaklanmaktadır.
T ürk gençlerininyüzde 45 Vkendi vatandaşlanyla
arkadaşhk etmeyi seçmektedir. Bu durumun nedeni, dil
sorunlarından kaynaklanmaktadır. Türkgençlerininyalnızca
dörtte biri, bir kuruluş çevresinde düzenliolarak kültürelveya
sportifbirfaaliyetyürüttüğünü belirtmiştir. Bu kuruluşlara
devameden Türklergenelolarak bufaaliyetlerinidüzenli
sürdürmektedirler. Türkgençlerininyüzde 45 Vdiğeryabancı
gruplarınagöre daha kötü muamelegördüğüne inanmaktadır.
AVRUPA'NIN
BAŞKENTİNDETÜRKLER
ALTAY ve URAL MANCO
mada en az bir defa sınıfta kalmakta-
dır. Genellikle Türk gençleri iyi Fran-
sızca bilmemelerinden ve anne-baba-
lannın ılgısızligı nedenıyle başansızlı-
ğa uğradıklannı açıkİarnaktadırlar.
Görüşülen Türk gençlerinin yansı bu
düzeyde halen eğitimlerine devam et-
mekteydiler ve yüzde 32'si lise diplo-
ması sahibiydi. Bu oran genel grupta
yüzde51'dir.
Türk gençlerinin yüzde 10'u yükse-
köğrenime devam ettiklerini belirtmiş-
lerdir. Bu durumdaki 8 kişiden yansı
üniversite diploması elde etmiştir. Yi-
ne aynı şekılde son derece az sayıda
Türk (6) meslek eğitimi görmektedir
(FOREM - ORBEM veya meslek
kurslan).
İşhayatmaatılma
Genç Türk işçilerinin yüzde 43ü kol
ijaçisi, yüzde 14'ü ise kalifiye işçidir.
örnek olarak ele alınan grubun için-
deki Anadolululann yüzde 8'i memur.
yüzde 5'i ise bağımsız çahşandır. Geri-
ye kalan işçilerin yüzde 30'u ise çırak
ve yardımcı işçilik gibi geçici konum-
dadır. Genç Türk işçilerinin yüzde 18'i
iş sözleşmesi olmaksızın, yuzde 16'sı
geçici ve mevsimlik işçi olarak, gençle-
rin yüzde 13'ü ise yalnızca sınırlı iş söz-
leşmeleriyle çalışmaktadır. Görül-
mektedir ki Türk işçilerinin yansı
sınırsız iş sözleşmelerinden yararlan-
makta, genel olarak daha az kalifiye
olmalanna rağmen iş güvenceleri di-
ğer genç yabancılardan daha kötü
değildir.
Türk işçileri hizmet, lokanta veinşa-
at işkollannda oldukça fazladır. Yüz-
de 70'i 50 kişiden az personel çalıştıran
lemektedirler.
Sendikab olma oranı Türk gençleri
arasında çok düşüktür (yüzde 30). Bir
o kadar genç de asıl işlerinin yanı sıra
yan iş olanaklannı da değerlendirdiği-
ni belirtmektedir. Bu işler bazen kaçak
işler olmakta ve ortalama 5-15 bin Bel-
çika Frankı gelir getirmektedir. Türk
gençlerinin yüzde 10'u ailelerinden de
maddi destek görmektedir. Asıl ücrel-
lerine gelince, yüzde 54'lük bölümü-
nün ücreti ayda 25-35 bin frank ara-
sındadır. Parasal konumlan itibanyla
genç Türk işçileri diğer milliyetlerden
gençlerle karşılaştınlabilir.
Sonuç olarak yukanda gördüğü-
müz eğitim alanında karşılaştıklan
güçlüklere rağmen Türk gençlerinin iş
dünyasına kalıhmmın sanılandan da-
ha iyimser bir görüntü verdiği söylene-
bilir. Ancak Türk gençlerinin mesleki
katıiımlan özel bir dunım oluştur-
makta; olağandışı. geçici. raslantısal
ve özel ekonomik durumlanndan ya-
rarlanmaktadır. Bu durum orta vade-
de iş güvenliği ve istikrar açısından
bazı sorunlar yaratabilir. Uzun vade-
de ise emeklilik konusunda eşitsizlik-
ler doğurabilir.
Kitle Hetişim organlan
Türk iletişim organlannın Avrupa"-
daki vatandaşlanmızın kültürel yön-
lendirihnesindeki işlevleri kuşkusuz
çok önemli. 70'lerin başında Batı'daki
3 milyon Türkün geniş bir tüketicı po-
tansiyeli olduğu fark edildiğinden be-
ri, Hürriyet. Milliyet, Tercüman.
Günaydın ve Türkiye gibi günlük ga-
zetelerözel Avrupa baskısı yapıyorlar.
Almanya'da Türkçe basılan TV dergi-
rahatlatıcı yardımlaşma ağlannın
örüldüğü ve ekonomik olarak dışlan-
mış yabancı işgücünün "'saman altın-
dan su yürüttüğû" tek alan olarak
göze çarpıyor.
İstanbul asıllı sosyolog Riva Kas-
toryano'nun Fransızca basılan
"Fransada Türk Olmak" kitabında
belirttiği gibi komşuluk ilişkileri getto-
nun hem nedenlerinden biri hem de
sonuçlanndan birini oluşturuyor. Aile
ve hemşerilik bağlan insanlann kökle-
rine 3000 km uzakta da ulaşmalannı
sağlıyor. Yoksa Brüksel'in bir mahal-
lesi olan Şchaerbeek'teki Türklerin
neden hepsinin Emirdağlı olduğu nasıl
açıklanır?
Aıie içi cinsel rollerin aynı Türkiye'-
deki gibi bölünmesine rağmen geıto içi
sınıf katmanlan Batı kıstaslanna göre
dizilmiş. Yabancı dil bilgisi, öğrenim
düzeyi ve haliyle geliri yüksek olanlar
toplumsal yaşamda önemli yerleri
kapmışlar. Kimisi zenginliğini, oyna-
dığı tercüman rolüne borçlu.
Güncel tüketiminin hâlâ Türkiye'-
deki gibi yapılmasına ve yıllann ritmi-
nı hâlâ dini bayramlann ve Türkıye'ye
dönüşlerin belirlemesine karşın, bu
göçün kesin dönüşü olmadığının bilin-
cindeki gençler. eğitim \e ekonomik
koşullar elverdiğince Belçika toplu-
munda kendılerine göre bir yer yapma
çabasındalar.
Cherattelı Türkler
Cheratte, Liege yakınlanndaki Vıse
Belediyesı'nin en çirkin mahallesidir.
Yaşam koşullan. bir işçi banliyösü
olan bu eski madcn sitesinde oldukça
zor. Sitede yaşayan 1300 Türk, yerel
pedagoji bölümünde çalışan Türk
araştırmacılar ve öğrenciler kurmuş-
lar. Temel eğitimin çocuklann gelcceği
için önemi, genç öğrenciler için erken
yatmanın ve okula dinç gelmenin öne-
mi, tatile okul bitmeden çıkılmasını ve
okul acılmadan dönülmesınin gerekli-
liği veanne-çocuk sağhk merkezindeki
bedava kontrollere düzenli gidilmesi-
nin önemi gibi temel konulara velılerin
dikkatinin çekilmesi ilk önlemin kap-
samında.
İkinci alınan önlem yöredeki eğitim
ve sağlık konulanyla ilgilehen kurum-
lara yönelik. Amaç; okullar, sağlık
merkezi, sosyal yardım merkezi gibi
kuruluşlann Türk ailelerinin gereksin-
meleri doğrultusunda hizmet vermele-
ri. Üniversite görevlileri, adı geçen
kurumlara Türk ailelerinin yaşam ko-
şullan. gelenek ve görenekleri hakkın-
da gereksinim duyulan bilgileri aktar-
mışlar. Belçikalı kurumlar ve Türk
aileleri arasında diyalog kurulmasına
' katkıda bulunmuşlar.
Karşıhklı uyumsuzluk sorununu
çözmekle yükümlü bir üçüncü önlem
ise Kültürlerarası Eğitim Programı
adını taşıyor. Burada amaç birarada
yaşayan, kültürel olarak farklı gnıpla-
rın ortak noktalanm bulmak ve tüm
eğitim kurumlannda, velılerin katkı-
sıyla bu konulan işlemek. 1989 1990
öğretim yılında ele alınan konu; Belçi-
kalı öğretmen ailelerinden Türk işçi
ailelerine kadar ortak geçmişi oluştu-
ran ve bugün kapanmış bulunan kö-
mür madeni. Sınıflarda Türkçe ve
Fransızca olarak işlenen madencilik,
madencilerin geçmişi ve çalışma şart-
lan üniteleri tüm yöre halkının katkı-
sıyla geçen mayıs ayında açılan bir
tğitimalanında
karşılaştıklangüçlüklere
rağmen Türkgençlerinin iş
dünyasına katıkmuun
sanılandan daha iyimser bir
görüntü verdiği söylenebih'r.
Ancak genç Türklerin iş
bulmalan özelbirdurum
oluşturmakta; olağandışı,
geçici,raslantısalve özel
ekonomik durumlanndan
yararlanmaktadvr. Bu durum
orta vadede işgüvenliği ve
istikraraçısından bazı sorunlar
yaratabilir. Uzun vadedeise
emeklilik konusunda
eşitsizliklerdoğurabilir.
Türk gençlerinin yalnızca dörtte bi-
ri. bir kuruluş çevresinde düzenli ola-
rak kültürel veya sportif bir faaliyet
yürüttüğünü belirtmiştir. Bu oran di-
ğer yabancılarla karşılaştınldığında
oldukça düşüktür. Bu kuruluşlara de-
vam eden Türkler genel olarak bu faa-
liyetlerini düzenli sürdürmektedirler.
Türk gençlerinin yüzde 45'i diğer ya-
bancı gruplanna göre kendilerinın
daha kötü muamele gördüğüne inan-
maktadır. Diğer yabancılann üçte biri
ise tam tersine başka yabancı gruplan-
na göre kendi durumlannın daha iyi
olduğunu düşünmektedir. Türklerin
yüzde 33'ü kendilerinin ırkçı davranış-
larla karşı karşıya kaldıklanndan (da-
ha çok okuldan veya eğlence yerlerin-
den) yakınmaktadır. Genel grupta ise
bu oran yalnızca dörtte birdir.
Eğitim durumu
Araştırma sonuçlan, Türk asıllı
gençlerin özellikle zor bir eğitim süreci
yaşadıklannı gösteriyor. Bu gençlerin
2/3'ü en az bir defa ilkokulda sınıfta
kahyor (genel grupta ise bu oran yüz-
de 44'tür). Belirtmek gerekir ki, Türk
gençlerinin sadece yüzde 27"si yakm
çevrelerinden eğitimleri için yardım
görmüştür.
Türk gençlerinin yüzde 79'u ortao-
kula devam etmiştir. Ortaokula giden-
lerin 6/10'u meslek ortaokulunda
okumuştur. Bu oran genel grupta yüz-
de 29"dur. örnek olarak ele alınan
Türklerin yüzde 41'i en az bir öğretim
yılı Jcaybetmiştir bu düzeyde. İçlerin-
den yaînızca 4/10'u ortaokul diploma-
sı alabilmiştir. Bu. genel grupta yüzde
78'dir.
Belçika'nın Fransızca konuşulan
bölgesindeki göçmen Türklerin yan-
sından daha azı lise eğitimine ulaşabil-
miştir. Ulaşabilenlerin de yüzde 40'ı
meslek okulunda okumuştur.
Eğitim alanının seçimini Türklerin
yansından çoğu ya önemsiz, "Okul
yakmdı", "Arİcadaşım o okula gittiğî
içn" veya "Bu okul daha kolaydı" gi-
bi nedenlere bağlıyor ya da zorunlu-
luktan kaynaklandığını ileri sürüyor;
okul veya anne-babanın bu seçime
onu zorladıgını, yazılacağı bölümü
onun yerine seçtiklerini belirtiyor.
Türk gençlerinin yüzde 42'si bu aşa-
Mart 1984'te Belçika'nın başkenti Brüksei'in 12U kilometre doğusunda, Eisden kömür madeninde mcvdana gelen parlamada ölen yedi madenciden dördü
Türk \atandaşıydL Belçika'da me>dana gelen iş kazalanndan en çok etkilenen gnıbu Türkler oluşturuyor. (Fotoğraf: Associated Press)
işletmelerde çalışmaktadır. Yine aynı
oranda işçi haftada 31 ile 40 saat sü-
reyle çalışmaktadır.
Türk işçilerinin yüzde 61'inin işvere-
ni Belçikalı, yüzde 26'sının işvereni ise
Avrupa Topluluğu dışındandır. Bu
oran, diğer işçi gruplanna göre gözle
görülür bir şekilde yüksektir.
Genç Türk işçilerinin yansı. mesleki
konumlanna iyimserlikle bakmakta
ve ilk işlerine göre şimdiki işlerinin da-
ha iyi olduğunu düşünmekte (bu, ge-
nel grupta yüzde 39'dur), diğer yansı
ise bunun tersini düşünmektaiir. Hal-
buki 10 Türk işçisinden 7'si şimdiye
kadar en az bir defa işsizlik sigortasına
düşmüştür. Gençler bu durumlannı.
kendilerinin kalifiye olmamalanyia
açıklamaktadırlar. Örnek grup üze-
rindeki araştırmaya göre; kitle halinde
işsizlik sigortasında görünmelerinc
rağmen, Türkler hiçbir zaman uzun
süre işsizlik sigortasında kalmamakta-
dırlar. Genel grubun işsizlik sigorta-
sında bulunan gençlerinin yüzde 40-
ının bir yıl süreyle iş aramasına rağ-
men. Türkler 5 aydan kısa bir süre
işsizlik sigortasında kalmaktadırlar.
Bu durum Türk gençlerinin kitle ha-
linde geçici ve mevsimlik işlere yönel-
meleriyle açıklanabilir ki bu işleri diğcr
milliyetlerden gelen iyi eğitim görmüi
kitle kabul etmemektedir.
Genç Türk işçilerinin yüzde 26'sı İş
Bulma Kurumu'na"işarayan" olarak
kayıtlıdır. Ama daha çok aracı kişi ve-
ya kuruluşlar geçici işlere girmeyi ycğ-
leri dışında, Kadınca ve Erkekçe gibi
dergilen bulmak bile olası.
Türkiye'dekinin 3 katı fiyatına.
Hürriyet Avrupa baskısı günde 100
bin. Tercüman'ınki ise 90 bin adet sa-
tılmakta. Reklam gelirleri de Avrupa'-
da Türkiye'ye göre daha yüksek ka-
zanç sağlıyor. Bir Türk lobisinin
oluşmasını ortak amaç edinmiş bu ya-
yın organlannın bilgilendirme işlevi
dışında '"Yunan dosyası", "PKK dos-
yası" gibi olaylara yaklaşımlanndaki
yüzeysellik, haliyle Avrupa'daki Türk
kitleterinin milliyetci duygulannı kö-
rüklemekte.
Bu manzaraya "Türkiye'nin Sesi
Radyosu" ve çanak antenle izlenebi-
len TRT Televizyonu ve Türk özel
radyo ve TV'lerini eklemek gerekir.
Diğerleri gibi bu yayın organlan da
Avrupa'daki Türklerin Batı yaşam
modeline uyumunu kolaylaştıncı hiç-
bir eğitim öğesi gözetmezler.
Batılı radyo-televizyonlann yardım-
lan ile gerçekleştirilen Türkçe prog-
ramlara gelince. kimisinin yararlı içe-
riğine rağmen. kısıtlı imkânlan nede-
niyle yayın yelpazesinde geniş bir yer
kaplamazlar.
Toplumsal yaşam ve gettolar
Genelde Avrupa'ya, özelde Bel-
çika'ya göç etmiş Türklerin toplumsal
yaşantılanndan söz •' .!.
;
çin Batı'-
daki Türk mahallelerini anlatmak ge-
rek. Getto, öz kültürün korunabıldiğı.
nüfusun yüzde 60'ını oluşturuyor ve
yetişkin Türk erkeklerinin yüzde 64'ü
ışsız.
Avrupa Komisyonu'nun '"1990
Okuma-Yazma Seferberliği" kam-
panyası çerçevesinde, Liege C'niversi-
tesi Genel Pedagoji Servisi. iki yıldır
Cheratte bölgesinde geniş kapsamh
bir araşürma-uygulama çalışması sür-
dürüyor. Bu eğitim çalışması için Che-
ratte'ın seçilmesinin nedeni vöredeki
sert yaşam koşullandır. Türk velilerin
yüzde 72'si okuma-yazma bilmiypr
veya ancak ilkokula gitmiş. Türk öğ-
rencilerin yüzde 70'i en az 1 yıl gecik-
me ile bitirebilıyorlar ilkokulu. Ana
araştırmanın genel koordinatörü
psiko-pedagog Bernadette Mouvet"-
nin dediği gibi üniversitenin Cheratte'-
taki Türklerin sorunlanna eğilmesin-
de psikolojı bölümünde okuyan Türk
öğrencilerin itici rolü büyük olmuş.
AT ödeneği ile Türk vatandaşlannı il-
gilendiren sorunlara saldınlması da
Türkiye'yi 13'üncü ortak ülke olarak
kabul eden Liege Üniversitesi'nin yak-
laşımındaki dikkate değer noktalar-
dan bir tanesi.
Araşürma-uygulama projesinin ön-
gördüğü ilk önlem, öğrencilerin yüzde
90'ının Türk olmasından dolayı o gü-
ne kadar kıt olan ilkokul-aile ilişkileri-
ni pekiştirmek olmuş. Bölgeye 30 yıl
önce yerleşmelerine rağmen. hâlâ çev-
redeki eğitim vc sağlık kurumlan ile
'"eti senin. kemiğı benim" pazarlığında
bulunan velilerle ilişkiyi doğal olarak
sergi ile sonuçlandı. Çabşmalara böl-
gedeki Türk öğretmenlerde katıldılar.
Yöredeki kurumlararası işbirliğini
ve Türk halkına daha iyi hizmet verme
arayışını geliştirmek amaa ile araş-
tırma-uygulama projesi son bir öneri
daha getiriyor: Belediye nezdinde ya-
bancılara yönelik eğitim ve sosyal ça-
lışmalann koordinasyonu. Bölgede
eğitim ve sağlık konulannda hizmet
veren kurumlan bünyesinde toplayan
koordinasyon çalışmalan; yeni hiz-
metlerin ortaklaşa geliştirilmesi. van-
lan çahşmalann bırbirini tamamlayıa
bir şekilde düzenlenmesi gibi arayışlar
içerisinde. Bu çabalara en güzel örnek,
herhalde Türklere yönelik bırbirini ta-
mamlayan Fransızca derslennin halka
ortak sunuluşlan. Yerel zemin üzerine
kurulan bu ortaklığın yararlannı Lie-
ge Deviet Üniversitesi pedagoji profe-
sörü Anne-Marie Thirion şöyle özetli-
yor: "Yerel gelişme dinamikleri, hal-
kın gerçek gereksinimlerine en sadık
olarak ve en kestirme yoldan cevap ve-
ren tek uygulama yöntemidir."
Cheratte örneği doğrultusundaki
eğitim deneylerini yaymak konusuna
herkes aynı olumlu düşünceyi paylaşı-
yor ve Brüksel'deki bakanlıklara dö-
nen gözlerde hep aynı soru var' 21.
yüzyılın eşiğinde Avrupa'da yaşayan
tüm insanlara aynı haklan tanımanın
zamanı gelmedi mi?
BİTTİ
POT.TTTKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Hapishaneden Sonra...
"... Evli ve üç çocuk annesi. 12 Eylül sürecinde Barış Da-
vası'ndan yargılandı. Metris Askeri Tutukevi'nde 38 ay
hapis yattı, sonra aklandı."
Reha isvan, üç yıldan fazla süren 12 Eylül macerasını
"Gün Olur Devran Döner" kitabının kapağında böyleyalın
bir dille anlatıyor. Daha önce de 12 Eylül macerasını anla-
tan iki kitap daha yazmıştı. Bunlardan ilki "Yankılar", ikirv-
cisi "Ne Söylersen Bir Eksik "ti.
12 Eylül, kimse yadsıyamaz, baştan ayağa faşizmdir. Ül-
keyi bir mahpusaneye, mahpusaneleri birer mezbahaya
çevirmişti. Mahpusaneye çevrilen askeri kışlalardan her-
kes birer yara alarak çıkmıştır. Reha Isvan'ın aldığı yara
üçtür, yani üç kitap... Her şey olduğu yerde donmuş olarak
kalmaz, gün olur devran döner.
Reha isvan'ın macerasını hep acı yanından almamak
gerekir. 12 Eylül, biri roman olmak üzere üç kitap sahibi
etmiştir. Bu açıdan teşekküre bile değer
Kitap, 'Gün Olur Devran Döner' Yalova'da bir çiftliğin
öyküsüdür. Bir çiftlik başından alınıyor, tarihi ile birlikte
sonuna değin getiriliyor. Çiftliğin alınyazısında her olay si-
yaset olarak ağır basıyor.
Yazar, 12 Eylül sürecinde 38 ay hapis yatıyor. Dile kolay,
38 ay, üç yıldan çok eder. Üç çocuk annesi, üç kitap, üç yıl
hapislik! Hapisliğin ne olduğunu bilirim. Eğer bir hesap-
laşma olsaydı, 12 Eylül generallerinin de bu hapishaneler-
de bir süre yatmalarını isterdim. Günü gelince devranın
nasıl döndüğünü öğrenmiş olurlardı.
Reha isvan, Çalıkuşu'ndaki Feride gibi bir İstanbul kızı-
dır. 1925yılında İstanbul Şehremini'dedoğmuştur. Çocuk-
luğu Konya, Manisa, Erzurum, Kırklareli'nde geçfniştir.
Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'ni, Ankara'da Yüksek Z\-
raat Enstitüsü'nü bitirmiştir. Ortaokul ve lise öğretmenliği
yapmış, İstanbul Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı'nda bu-
lunmuştur.
12 Eylül Reha Isvan'ı Barış Davası'ndan ötürü içeri al-
mıştır. Bir yandan Reha isvan hapis yatarken, bir yandan
da eşi Ahmet İsvan DİSK Davası'ndan ötürü işçilerle birlik-
te tutuklu olarak yargılanmıştır. Bir dönemin İstanbul Bele-
diye Başkanı, 12 Eylülün tutuklusudur.
Ik'sinin de gönlünde bir çiftlik yatmaktadır. Adapazarı
1
-
nda üç tarafından Sakarya Nehri'nin dolandığı bir çiftlik
gezmişler. Bu kez görmeye gittikleri Yalova yönündedir.
Tatlı tatlı muhabbet ederek gülüşüyorlar.
"Yalova'dan ötesi de var."
"On, on iki kilometre bir şey."
"Neyle gidiliyor?"
"Birtaksi varmış."
"Başka vasıta yok mu?"
"Yok! Avuç içi kadar zaten Yalova, yürünüyor herhalde
bir yerden bir yere."
Romanda Yalova'ya böyle giriliyor. Beğeniliyor, satn
alınıyor. Ondan sonra çiftliğin gelmişi, geçmişi konu edili-
yor. Insanlar roman kahramanı olarak canlanıyorlar, ge-
rektiğinde can veriyorlar. Bölgenin tarihi de araşnrılıyor.
Tarihsel olayların insanları romanda kahraman olarak be-
liriyor.
Romanda dikkati çeken bir anlatım da bolca şiveye yer
v%rilmesidir. Ora insanlarının kişiliği ancak şive ile zen-
ginleşiyor. Sözcükler şivenin ağırlığıyla kırılıp kırpılarak
anlatım kazanıyor. Bir zamanlar yazınımıza giren köy ro-
manları ile şive moda olmuştu. Burada şive anlatımı canlı
tutuyor. Yunan yazarlarında, özellikle Kazancakis'te Yu-
nancanın yanında şivcyok mudur? Kurtuluş Savaşı önce-
siyle, Cumhuriyet dönemi ve sonrası olaylarına geniş yer
veriliyor.
Okumanızı salık veririm.
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SACA:
1/ Tüysüz şeftali de denı-
len ve son yıllarda yur-
dumuzda da- yetiştiril-
meye başlanan, parlak
kırmızı renkte bir mey-
ve. 2/ Verme, ödeme...
Boynuzunun biri kınk
hayvan. 3/ Bankaalıkta
bir hesaptan başka bir
hesaba para aktanlması-
na verilen ad... Bir nota.
4/ İçi çikolata ya da kre-
mayla doldurulan bir
çeşit pasta... tnsan ve
hawanda asalak olarak yaşayan
ufak bir böcek. 5/ Şarkı. türkü...
Esnek ve yumuşak bir deri elde et-
meye yönelik işleme banyosu. 6/
Osmanlı devletinde bazı iskeleler-
den alınan bir tür vergi. 7/ Güzel
sanat... Denizcilikte "temiz, sakin.
derli toplu" anlamında kullanılan
sözcük. 8/ Türkiye'nin de üyesi ol-
duğu bir örgüt... Kınk kemikleri
bir arada tutmak amacıyla kulla-
nılan tahta gibi düz nesne. 9/ Ba-
ğırsaklan tutan kann içzan
Yl KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Arazi üzerindeki çeşitli noktala-
nn yükseltilerini belirlemek amaayla yapılan işlemlerin tümü
2/ Ahlakbilim... İncil'e göre Sam'ın oğullanndan birinin adı. 3/
Dışı hasır örgüyle kaplı içinde kar ya da buz koymak için böl-
mesi bulunan ve sogutucu olarak kullanılan büyük şişe... Uzak-
lık işareti. 4/ Yünü dokumacılıkta kullanılan bir koyun cinsi. 5/
Eskiden harman ürünlerinden onda bir oranmda alınan vergi...
Bir nota. 6/ Evcil bir geyik... Hint müziğine özgü telli birçalgı.
7/ Vilayet... Türk müziğinde bir makam. 8/ Bir kimseye yardım
eden ve onun yanında bulunan kadın arkadaş... İlave. 9/ lthal
edilecek mallann çeşitlerini ve miktarlannı gösteren liste... Ka-
nşık renkli.
TRABZON İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLÎĞt
EsasNo: 1990/564
Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili Av. Almıla fpek tarafından da-
valılar Simtel Su Inş. Mak. ve Metin Kaya aleyhine açılan Rücuan Tazmi-
nat davasınm vapüan duruşması sırasinda verilen ara karan gerefınce
adresi lespıl edılemeyen davalı Metin Kaya'ya ilanen tebligat yapılmasına
karar verilmiştir.
Ankara Sıhhıye. Hanımeli Sokak 19 '4 adresinde ikamet ettiği bildirilen
ve yapılan tüm araştırmalara rağmen kendısıne tebügat yapılamayan da-
valı Metin Kaya'nın tebligat verine geçerli olmak üzere duruşma günü
olan 22.12.1992 günü saat 9.00'da Trabzon tş Mahkemesi duruşraa salo-
nunda haar bulumnası veya kendisini biri vekille lemsıl ettirmesı gerekti-
ği aksı takdirde yokluğunda karar verileceğı ilanen tebliğ olunur.
Basın.50811
İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞPNDAN
EsasNo: 991/793
Davacı Teknik Ortapedi Koll. Şti vekili tarafından, davalı Key Gazete-
cilik-Reklamalık Bahar Sıkıcı aleyhine mahkememızde ıkame olunan
davada:
Mahkememizde 17.9.1991 tarihinde. davabya ödenen 3.600.000 TL.
nin ticari faizi ile birlikte ıstirdatı talebi ile dava açılmış, davabya gönderi-
len davetıyeler bila tebliğ iade edilmış olduğunddn, ilanen tebtığine karar
venlmış olmakla. davalınm 1.12.1992 günu saat: 11 .OO'de hanr bulunmaa
veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesı. aksi takdirde yokluğunda da
duruşmaya devam olunarak hüküm venleceğinın daveüye yerine kajm
olmak üzere ilan olunur. 16.10.1992
Basın 40625