03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 19 EKIM1992 PAZARTESİ 8 DUNYADA GEÇEN HAFTA Korkulan sonım eşiğinde arayışlar ABD FUATKOZLUKLU WASHİNGTON - Güneş tertemiz sokaklann, uçsuz bucaksız yeşilliklerin hala üzerinde. Sabah sisiyle buluşmalara şunun şurasında birkaç hafta ya var ya yok. Doğal devinim her parçasıyla buluşmalarda, yaşam, daha bir keyif verici. VVashington işte böyle bır havada. Yeni tanışmalarzincirindeyim. Ücretsiz müzelerde tarihle sohbetlere dahp gjtmemek olftsı mı? Kimbilir ne denli güzeldi 1900'lü ve 930'lu yıllann New York sokaklan, Boston tepecikleri, Vermont köyleri... Vermont'ta geçen sonbaharda güzeldi gerçi. Doğanın hûzün kanşımh kabuk değişimi için New Hamsire ve Vermont'ta birdağm tepeciğinde çadırlı birkaç gece yaşama doyumu ifade edilebilir mi, bilmem. Kasıma sarkan yazın hükmü altmdaki VVashington, "korkulan sonun eşiğinde" arayışlar savaşı veriyor. Vermont steplennde doğanın devinim ke> fıliğınden sisler arasındaki politika üretilen VVashington'a geçiş kıpırdanması gûç bir agırlık gibi çöküyor bedene. ABD bildik yükünün hayli üzerinde bir ağırlığı sırtlamaya haârlanıyor kasım arifesinde. Seçim, bu fiziki ve siyasi gücün sislerle kaplı bedenini zoka yutmuş bahk misali kıvrandırtıyor. Pennsylvania caddesinin 1600 numaralı konutu Beyaz Saray, son günlerde "dört yıl daha iktidar" rüyaanın kabusuyla kıvranan konuğunu banndınyor. Güvenilirliği herzaman tartışılan kamuoyu yoklamalanna göre köşesine çekilıp kitap yazacağı günlerine doğru adım atan Başkan George Bush, siyaset dünyasının ABD'ye özgü "sis perdesi'"nde adeta çırpınıyor. Geçen haftanın Amerikasfnda, AİDS'lilerin ölen arkadaşlannın küllerini attıklan Beyaz Saray. Bush'un seçilememe telaşıyla kullandığı Dışişleri skandab, TV açık oturumlan , Demokrat genç aday Bill Cünton'ın grafığinde>"iikselmeler. Anayasa Mahkemesı'nin zenci patronu Garence Thomas'ın renktaşı ve de meslektaşı Anila Hıll'a "ansel saldınsının" yargılanışının yıldönümü etkinlikleri. Nobel ödüllerinin açıklanması, Saraybosna ve Somali'yi arşivine atmış çifte standart medya vardı. Sokakta yatanlann. kuponla karnını doyurmaya çalışanlann sayısındaki artış, kapanan işyerlerinin günlük ortalamasının 260'lara çıkması, 10 milyonu aşkın ışsiz ordusuna yeni kaülımlar. kaçak işçılenn ucuzemek gûcünün ABDli işciye dönüşmesindeki hız, işçi seçiminde şirketlerde "şifreli" ırk aynmı, iki bacak arası skandallar, "sıradanlaştığı" ve halkın "kanıksadığı" noktalarolduğu için "geçen haftanın ABD'si" bölümüne alamadıklanmızdı. Anita Hill, feminist kamplann haklı ve görûlesi etkınlikleriyle politika savaşında popülaritesini bir kez daha gösterdı. Hukuk profesörü Hill, kadın onuru ve kişiliğinin yanı sıra gücünün son sımgesi. Beklenenin aksine, kabuğuna çekilen ve ticari hesaplar peşinde koşmayan ender olay kahramanlanndan biri olan Anita Hill, çuma günü, George VVashington Üniversitesi'nin düzenlediği "Amerika'da Irk, Cins ve Güç" konulu panel için ortaya çıktı ve binlerce kişiye konuştu Papa'nın fotoğrafını birTV şovunda yırtarak Vatikan'ı kızdıran ırlandalı şarkıcı SineadO'Connorda gündemde.Diplomatlarda 3 kasım sonrasının "çıkar trafıği"'de, Teksaslı kovboylar Bush ve Perot ıle Arkansasb Vali Cünton"ın başkanlık yanşı kadar ilgi çekici.Sısler arasında "garip mutluluklar" peşinde koşuşturanlarla sıynlmaya çalışanlann mücadelesi doğanın dcvinimi kadar masum değıl. Kamuoyu madencilerden yana EDİPEMİLÖYMEN LONDRA - Hükümet, 30 bin madenciyi birkaç gün içinde kapının önüne koymaya karar verince, karşısında biranda kamuoyunu buldu. Sadece kamuoyunudadeğil. hukukuda... Çünkü hükümetin bu karan, bakanlar kurulu toplantısında alınmamış. sadece birkaç bakan ile başbakanın oluru ile yürürlüğe sokuluvermişti. Madenciler, hemen "yürûtmenin durdurulması" amaayla Yüksek Mahkemeye başvurdular. Yargı, karannı yann verecek. Yüksek Mahkeme'nin katedral görünümlü gayet ciddi ve insana ürküntü veren binasına madenciler, geleneksel turuncu muşambalan ve başlannda kasklanilegirdiler. Yanlannda avukatlan. uzun siyah cüppeleri, başlannda peruklan, göğüslerine kavuşturduklan kalın dosyalan ile kapının önü televizyon kameralan ve gazetecılerle üka basaydı. İNGİLTERE Sorun, sadece 30 bin madenciyi işten çıkarmak ve madenlerin kapısına tuğla örüp kapatmak ve 250 milyon ton kömürü yer altında bırakmakla bitmiyor. İngiliz kömürünü yer altından çıkartmak artık ekonomik olmadığı için başka çare yok. İthal etmek daha ucuz. Ancak her gün biraz daha batağa saplanan İngiliz ekonomisinin işsızlik kamburu da 30 bin kişi ile de sınırlı kalmayacak. Yan işkollannı da etkileyecek. Bir ıki ay içinde, şöyle böyle 200 bin kişinin daha işsiz kaiabileceği, dün "Sunday Times" gazetesınin ön sayfasmı boydan boya kaplayan birhaberdi. Haber, siyah çerçeve icine ahnmıştı. Başlık: "Ekonomik durgunluk, ekonomik çöküntüye dönüşüyor"'. Avam Kamarası, 30 bin kişinin kaderini görüşmek üzere çarşamba günü toplanacak. Başbakan Major güç durumda. Madenleri kapatmıyoruz dese. devlet desteğini dipsiz kuyuya atmış olacak. Kapaüyoruz dese, işsizlik çetelesine bir hamlede 70-80 bin kişi yaalacak. Halkın morali iyice bozulacak. Ekonomik durgunluk tan ha çıktık ha çıkıyoruz diye avutulan kamuoyunun, artık hükümete inanacak hali kalmadı. Ama dördüncü seçim zaferi ardından Muhafazakar hükümetten başka seçenek de yok. Ekonomi hasta olduğu için, İşçi Partisi de iktidara gelse kısa vadede herhangi bir çözüm sağlayacak gibi değil. Avam Kamarasf ndaki '-." taruşmada, iktidar partisi milletvekillerinin de hükümet aleyhinde oy kullanacağı şimdiden belli. İktidar y anüsı gazeteler de işin ekonomik yanını değil, insancıl yanını eşiyorlar. Herkesin dört gözle beklediği Noel alışvenşleri başlamışken ve "bütün dertlerin unutulduğu" Noel tatiline 10 hafta kala hükümet, şimdiye kadarki en zorlu ve içinden cıkılmaz sorununa çözüm anyor. MADENCtLERDE GELECEK KAYGISI - tngiltere'de hükümetin çuk say ıda maden ocağını kapmma Karan abnası madencilcri kara kara dü- şündürüvor. Yürûtmenin durdurulması için vaptıkları başvunıva ilişkin karar yarın \erilecek. Madenciler yan umutlu bir bekle>iş içinde ama gele- cek kaygısı yüzJerinden okunabiliyor. Nootinghamshire'Lı maden işcüeri de üyesi bulundukları Demokratik Madenciler Sendikası önünde oturmuş kararın geri alınmaması durumunda bundan böyle ekmek paralarını nasü kazanacaklarını düşünüyoriar.(Fotoğraf. THE INDEPENDENT) Maastricht'e ortak cephe DANIMARK. FERRUHYILMAZ KOPENHAG - Danimarka geçen hafta boyunca Maastricht'ten başka bir şey konuşmadı. Danimarka hükümetinin, halkoylamasından çıkan hayırdan sonraki çözüm ihtimallerini içeren beyaz kitabı yayımlamasından sonra parlamentoda çoğunluğu oluşturan üç muhalefet partisi, Danimarka'nın diğer AT ülkelerinden isteyeceklen konusunda hükümete rağmen cephe oluşturdular. Şosyal demokraüar, Sosyalist Halk Parüsı ve orta sağdaki radikallerden oluşan çoğunluk. parlamentonun piyasa komisy onunda yapılan toplantıda hükümete isteklerini kabul ettirdi. Bırmingham'daki zirveye katılan Başbakan ve Dışişlen Bakanı. Danimarka'nın görüşleri olarak muhalefetin görüşlerini götürmek zorunda kaldı. Muhalefetin baskısıyla Danimarka hükümetinin Birmingham'daki olağanüstü A_T zirvesine götürdüğü isteklerin başında, Danimarka'nın Maastricht Anlaşması'nın ortak para, ortak vatandaşlık, ortak savunma ve polis işbirbğiyle ilgib bölümlennden muaf tutubnası geliyor. Bundan başka Danimarka'ya şu veya bu şekilde özel bir statü tarunması ve bu statünün geçici olmaması gerekiyor. Muhalefet ve dolayısıyla hükümet, bu özel statünün hukuken bağlayıcı obnasını da talep ediyor. Danimarka kendisine tanınmasını istediği bu özel statüden başka, AT içindeki karar mekanizmalannın daha açık ve demokratik hale getirilmesi, kararlann daha yerel planda alınması anlamına gelecek şekilde yakınbk ilkesınin geçerb kılınmasıru istiyor. _ - Danimarka'nın tüm AT için istediği. demokratikbk, açıkbk ve yakınbk ilkeleri, diğer ülkelerden de ilgi görüyor ve AT Komisyonu şimdiden bu yönde çabşmalara başlamış durumda. Danimarka ile AT arasındaki sorun, Danimarka'ya tanınacak özel statü konusundan kaynaklanıyor. Danimarka'nın, kendine tanınacak özel statünün hukuken bağlayıa olması ve bu statüye zaman süresi konulmaması isteği, Maastricht AnJaşması'na yapılacak ek birprotokolle yerine getirilebilir gibi görünüyor ki bu da Maastricht Anlaşması'nın degiştirilmesi anlamına geleceğinden, anlaşmayı daha önce onaylayan ülkelerin yeniden bir onay sürecine girmeleri gerekecek. Diğer ATülkeleri bu nedenle, Maastricht Anlaşması'nın yeniden görüşmelere açılmasını kesin bir şekilde reddediyorlar. Danimarka hükümeti de. f incancı katırlannı ürkütmemek için, "Biz hukuken bağlayıa olsun dedik ama Maastricht değiştirilsın demedik' diyerek, 'gereksiz' güç gösterilerine kalkışmaktan kaçınıyorve'önce Danimarka'nın istekleri konusunda bir anlaşma sağlayabm' diyor. Kaıııpaııyalarıııfîııaıısıııaıuo MiüerTand-Parronlan kızdnrdı. MIŞEL PERLMAN PARtS - Siyasal yaşamda ahlak kurallannın gayet sıkı bir şekilde uygulanması uğruna. müthiş bir fırtmaya tutuldu Sosyalist Parti geçen hafta. Asbndacumhurbaşkanı François Mitterrand'ın teşvikiyle Başbakan Pierre Beregovoy kaç zamandır "yozlaşma" ile mücadeleyı hedefleyen yasama tasansını Meclısten gecırmek için elinden geleni esirgemiyordu doğrusu. Söz konuşu tasan hoştu, güzeldi, ama bunun 2. bölümünde siyasal partilerin ve yürüttükleri seçim kampanyalannın çeşitb özel kuruluşlar tarafından fınansmanını yasaklayıa hükümleri ortabğı birbirine kattı. Bir taraftan sosyabst hükümetle sosyalist parlamenterler karşılıkb tartışırken öte yandan da sol iktidann bu hükümetiyle komünistlerin de katıldığı sağ muhalefet arasında da bir hesaplaşmaya tanık olundu. Bunun dışında bir etken daha vardı ki pek öfkelendirdi sosyabst millletvekillerini. Genelde yozlaşmav a karşı bir silah gibi ortaya çıİctı.Yasa tasansı böylebkle zaten çeşitb naylon fatura olaylan nedeniyle güç dunımdaki Sosyalist Parti'ye ve parlamenterlerine karşı bir kınama izlenimi vermeyecek miydi? Ama sol eğilimli Liberation gazetesınin yazdıklan doğru ise geçen çarşamba günkü bakanlar kurulu toplantısında, Cumhurbaşkanı hrançoıs Mıtterrand, patronlan "gülünç" olarak nitelemiş ve "bunsuz kampanya yapılabıleceği" görüşünü savunmuştu. Ote yandan "patron parası" olanağını yok etmek için akla gelen ilk çözüm; elbette ki parti milletvekillerinin kampanyalannın finansmanını devlete bindirmek yoluydu. Böylesine biröneriyi gündeme getirenler şunu bilmeb ki devletin zaten bu tür bır yardımı var: yardım kampanya düzenleyen parti adaylanna 1988'den bu yana da zaten yaklaşık bir milyar franka ulaştı. Partilere 1993 bütçesinde öngörübnüş tahsisat ise 290 karıştırdı mılyon frank. Anlayacağınız, şu "fınansman" sorunu Başbakan Beregovoy ile sosyalistler arasında mekik dokuduktan sonra uzlaşma olarak değerlendırilen bir sonuca vanldı. Şöyle ki, ne şiş yandı ne kebap.. Evet, uzun ve yoğun "pazarbklar" sonucü, hükümet başkanı, siyasal partılerle seçim kampanyaJannın özel kuruluşlar , tarafından da finansmarunj kabul etti. Ama tek bir şartla: Parti kasasına girecek para belirlı bır tavanı aşamayacak ve bağışta bulunanın adıyla birbkte derhal açıklanacaktı. "Oooh... Şeffaflık dediğin böyle olur işte!' diyor şimdi kimileri, müstehzi bir tebessümle. Yaşama sevincini PLAYBOY diyerek satın alın Pop dünyasının çılgın prensesi Madonna, gizli çekilmiş fotoğraflarıyla nefes kesiyor. "Kokain bana cehennemi yaşattı!" Kuzey ve Güney dizisinin yakışıklı aktörü Patrick Swayze'den cesur itiraflar. Samanlıkta sarışın bir yangın FUNDAIŞIKLAR l/ Hiç bilinmeyen yönleriyle Feldkamp ya da Beyaz Tilki Dünyanın en güzel hostesleri, üstelik üniformasız Ve... Ücretsiz Erotik cizgi roman ilavesi Ekim Playboyunu almayı unutmayınI I I Tek dergi fiyatına iki dergi birarada KADIN + ANNE'de bu ay: HERKESE BEDAVA EGOS Saç Jölesi Tiyatro dünyamızın küçük dev kadını hs|İS/X SEREZLİ'nin <55 yıllık xaşamı Mısır Piramitlerine gizemli bir yolculuk Gençliğin yeni sevgilisi SERTAB ERENER İYİ SEKS İÇİM İTTÎ SPOR ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU 1992NİN MİNİK KRAL VE KRALİÇESİ Parlamentoda Şırnak vardı Dikkat! KADINdergisi, 1992ninen başarılı kadınlann seçiyor... Katılın,değerli armağanlanmızdankazantn GÜRHANUÇKAN STOCKHOLM-İsveç Parlamentosu geçen hafta çeşitli konularda hükümet ve muhalefet arasında tartışmalara sahne oldu. Bunlardan dış politika konusunda Şırnak'taki olaylar gündeme getirildi. Sol Parti'den Berül Mabrink, Dışişlen Bakanı Margareta AJff Ugglas'a yönelttiği açık soruda, Türk hükümetinin 90.000 nüfuslu Şırnak'ı bomba terörüne tuttuğunu ileri sürdü ve Isveç hükümetinin buna herhangi bir tepki göstermemiş olmasımn, Türkiye'ye karşı uygulanan sessiz bir diplomasi sonucu mu olduğunu sordu. Dışişlen Bakanı, buna şu yanıtı verdi: "Türkiye, Avrupa Komisyonu ve AGİK üyesi. Öyle sanıyorum. şu anda Avrupa Komisyonu'nun bakanlar kurulunda başkanlık yapmakta. Daha önce burada, bir devletin ülkesındeki terör eylemleriyle savaşmasınm ve vatandaşlannı korunmasının doğal bir hak olduğunu söyledim. Ancak bu savaş, uluslararası hukuk kurallanna İSVEC ve demokrasi gereklerine göre verilmelidir. Bizim Türk hükümetine ilettiğimiz mesaj budur." Bertil Mabrink'in, Şırnak olaylannın Hoüanda Parlamentosu'nda tartışıldığını ve Hollanda'nın bu konuyu, AGİK gündemine getirmeyi düşündüğünü söyleyerek aelecek kez AGİK'e İsveç'in evsahipliği yapacağını vurguladı ve Dışileri Bakanı'nın konuya nasü yaklaşmayı düşündüğünü sordu. Af Ugglas'ın yanıtı şöyle oldu: "Eğerbu konuda Hollanda tarafmdan bir girişimde bulunulursa, AGİK süreci içinde alışılmış şekilde değerlendirilir. Ben, böyle olacağı görüşündeyim." Ayru zamanda, içinde parlamentoda bulunan partilerin temsilcileri, Kıalhaç ve Uluslararası Af Örgütü'nün üyelerinin bulunduğu bir heyetin yakında Türkiye'ye gideceği, yeni kurulan Türkiye'de İnsan Haklan Destekleme Komitesi tarafından açıklandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle