Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 19EKİM1992PAZARTESİ
12 DIZIYAZI
Tataristan'damuhalefet, hükümetinbiran önce bağımsızlığı ilanetmesini istiyor
KazaiL, kazankalchracak mı?ama kesınhkle sıyasal bağımsızlığa
Tatanstan'ın bağımsızlığı konusun- varmayan bır kulturel özerklığın ıçıne
da obür kutupia ıse muhalefettekı İttı- sıkıştınp bırakmak
Gerçek şu kı, çok gerçekçı ve ınsan-
cıl olan temkınlılığın, tedncıhğın "yu-
fak Partısı bulunuyor Partının oluş-
turduğu, yasal dayanağı olmayan bır
Mıllı Mechs var Kırrune gore Mıllı
Mechs'ın ışlevı bır yerde hukumetın
Moskova korkusundan soyleyeme-
dıklennı ıfade eünek Yanı bır turlu
danışıklı dovuş soz konusu Ancak
Mıllı Meclıs ın hukumetı kıyasıyaeleş-
tırdığı de bır gerçek Onlan dınleyınce
ınsan henuz ıkı yılı olan Başkan Şaı-
mıev'ın bu ıkı yılı sukûnet ıçınde geçı-
rebıleceğınden kuşku duyuyor
Ittıfak Partısı'run Fevzıye Bayra-
movaadındabırkadınlıdenvar "Hıç
durmayalım, Tatanstan dakı Ruslan
bır an once asalım. keselım" anlamına
gelen sozler sarf ettığı, aşın radıkal bır
tutum ıçınde olduğu soylenıyor O ka-
dar kı Ruslar tarafından tehdıt edıl-
mış. çocuklannı Kıbns'a kaçırmaya,
kendısı de nufusun buyuk çoğunluğu
mıllıyetçı Tatar olan Çallı kenüne goç-
meye zorunlu kalmış
Radikaller ne di> or?
muşak mışın" sonucu, Tatansıan'ın
yonetıcı kadrolannda hıçbırdeğışıklık
gerçekleştınlmemış Komunızm döne-
mındekı nomenklatura olduğu g)bı ış
başında. sadece kımı tıtrlerdekı "Sov-
yet' ya da "Komunıst" sıfatlan eksıl-
mış Muhalıfler, çalışkan bırer vatan-
sever olduklanndan hıç kuşku duy-
madıklan bu ınsanlann en ıyı nıyetle-
nne rağmen Moskova'nın yörunge-
sınden çıkamayacaklannı one
suruyorlar
Bu kışılenn Yeltsın'ın başının ne ka-
dar dertte olduğunun da tam olarak
farkında olmadıklanna ışaret edıyor,
komunıst Rustan emır almaya, kork-
maya programlanmış formasyonlan-,
nın, onlan ozgür hareket edebılmek-
ten alıkoyduğunu savunuyorlar
Hdtta kımı muhalıf çok daha ılenye
gıdıyor \e bu kadrolardakı bazı ınsan
lara ılk kez Cengız Aytmatov tarafın-
dan kullanılmış Çınce kökenlı Kırgız-
ca bır sozeuk olan ve "O denlı beynı
TATARLARI
GONÜL PULTAR
kulturel ve ekonomık bağımsızlığının
sağlamlaşmasına yardım konusunda
yapılabılecek çok şey vardır
Türkiye ne yapabilir?
Devletımız dığer beş cumhunyete
tanıdığı her olanağı Tatanstan'a da ta-
nıyabılır Uluslararası yasalann Tata-
nstan temsılcılennın katılmasını ola-
naksız kıldığı durumlarda bıle bır
gözlemcıyı arasına alabılır
İşadamlanmız kısa vadede rantabı-
lıte beklemeksızm ış bağlantılan kura-
bılır. "knovv-hovv' goturebılır voJ-
yordam gosterebılırler
En onemlı yardım ıse kulturel alan-
da yapılacak olanıdır Tum BDT ülke-
lennde olduğu gıbı Tatanstan da da
komünızmın ıflas etmış ve Frenklenn
nı yayımlıyor Quebec Televızyonu
tarafından yapılmış programlara yer
venyor Dolavısıvla Moskova'da ol-
sun, ulkemızde olsun, Rus vetkılılerle
masaya oturan herTurk devlet adamı
ve yetkılısmın 'sızınle Tatarlann, Baş-
kırtlann, Hınstıyan Turk Yakutlann.
Çuvaşlann ve daha nıcelennın bıhn-
ande olarak ve sızın de bızım bu du-
yarlığımızı bır dakıka olsun aklınız-
dan çıkarmamanız koşuluyla karşılık-
b goruşmelere oturur, çok ıhtıyacıruz
olan ekonomık ve tıcan anlaşmalan
ımzalanz" dıvebılmesı gerekmektedır
Kışıhklı dıplomasının ıcabı budur
Kımse kalkıp da "Gazız mılleıdeş-
ler" dıye konuşmaya başlayan. gele-
neksel Turk konukseverlığını Tur-
kıye den neredevse daha sağlam yaşa-
Ittıfak Partısı, hükümet çevrelenn-
de egemen olan ıhtıyata eğılımın zo-
runlu kıldığı yavaşlığı ' emın adım"
olarak gormüyor Partının ateşlı üye-
lennden Zekı Zeynulhn 'Referandu-
mun uzennden kaç ay geçtı, hükumet
bağımsızhğımızı ılan etmek ıçın hâlâ
ne beklıyorr
" dıye çıkışıyor
Bu saürlann yazan hazıran ayında
gıttığı Kazan'da Zekı Zeynullınİe ko-
nuşma olanağı buldu Yakında ordu-
lannı kuracaklannı söyleyen Zeynul-
hn. "Türkıvebızı tanısın"dedı 'Tata-
nstan'ın bağımsızlığını ve mecbsımı-
zın meşruluğunu tanısm Elçıbey
meclısımızı tanıdı"
"Ama Türkıye meclısınızı nasıl tanı-
sın
0
Yasal bır kuruluş değılsınız kı "
" Atatürk'un kurduğu Meclıs tanın-
maya layık sayıhyor da bızımkı sayıl-
mıyormu"'"
Ittıfak Partısı yanlısı olsun olmasın, . . „ . . . „ . . . — ı L • -
yavaşlıktan ve ıhuyattan rahatsız bır Muhalif Ittifak Partisi'nin ateşlı üyeiennden Zekı Zeynullın, Sultangahev antsına duzenlenen toplantıda hukumete
çatı> or: "Bağımsızlığımızı ilan etmek için ne bekliy oruz?" Zeynullin, Ankara'nın Tataristan'ı tanımasından > ana.grup, Tatanstan'ın "trenı kaçıracağı
endışesınıtaşıyor 1918yıhndasaptan- h b o , k . d , "desovvetızasyon" ve "de-
mış sınırlann yenıden sek.llend.ğ. bu m ı ş -a n l
Ş
a m ı n a g e ıe n .-r n ank u r t "
l
s l fa U . nısıfikasyon" sureçlennm başlam.ş
gunlerde "Tatanstan bağımsızlık tre-
nını kaçınrsa bır daha kolay kolay
yakalayamaz" dıyenler var Örneğın,
Meıs adasının Turk toprağına katıl-
mamış olması bugun nasıl tek keh-
meyle mantık dışı gorunuyorsa ve de
artık bır şey yapılamıyorsa. Tatanstan
ıçın de aynısı olabıhr dıye korkuyor-
lar
Batı'nın başkentlennde yaşamakta
olan dıasporanın da kısmen paylaştığı
bır goruş bu Onlar bır yandan Tata-
nstan'ın bağımsızlığı konusunun her
turlü ıhtıyat ya da kararlılıktan da ote,
çok ınce bır dıploması gerektırdığını
vurgularken bır yandan da zamanın
belkı de Tatansun'ın aleyhıne ışledığı-
ne ışaret edıyorlar "Zaten şımdıden
dıplomatık partılerde New York'takı
BM bınasında oturacak sandalye kal-
madığına daır şakalar yapılıyor Bu
tur şakalar yakında formel soylemın
parçası olursa hıç şaşmamalı dıv enler
var
Moskova'nın niyeti
Bır gorûşe gore Moskova'nın nıyetı
Tatanstan'ı toplumsal patlamaya en-
gel olacak noktaya kadar genışleyen.
nı yakıştınyor olduğu bu donemde ınanılmaz bır kul-
Avnca çok uzun vadeye yayılmış turel boşluk, külturel açlık ve de belır-
kulturel ozerkbğe yönelışın de sözde sızhk vardır Bu açlığı gıderecek doğal
kalmasından korkuluyor Ataturkçu- olarak Türkıye'dır Her turlu yayın
gondermek, oğretmen yollamak, oğ-lüğün gerçekleştığı gıbı koktencı bır
donuşum olmadığı sürece Tatanstan'-
ın Rus kulturune tumüyle sırt çevır-
mesıguç, çokguçgörunuyor Kullan-
dınlmamış, yaşaülmamış, guduk
bıraktınlmış, hatta unutturulmuş Ta-
"tarcada bılımse! deyım hemen hemen
vok Eğer şımdıkı kulturel ortam de-
vam eder de hıç Tatarca bılmeyen bu
yenı kuşak daha yeüşırse zaten "Ta-
tar" dıye bır ulusun kalmayacağından
endışe edılıyor
Turkıye'run, Helmut Kohl'ün Hır-
vatıstan'ı tanımakta gosterdığı ataklı-
ğı Tatanstan konusunda göstermesı
buyuk devlet şaruna layık olurdu, an
caİc bugunku konjonktürde henuz
bunu beklemek saflık olur Zaten
Türk dıplomasısının geleneklenne,
daha doğrusu geleneksel tutuculuğu-
na uvgun düşmeyecek böyle bır hare-
ketın tam da Turk-Rus yakınlaşması-
na tanık olduğumuz bu günlerde
gerçek leşebılmesı realpohtık açısından
olanak dışıdır Ancak Tatanstan'ın
rencı, sanatçı ve bılım adamlanna burs
vermek. Avrasya'nın ızlenmesını sağ-
lamak. hem devleün. hem ozel ve tuzel
kışılenn "boynunun borcu" olmalıdır
Aksı takdırde boşluk ve ılgısızlık
aşın akımlar tarafından doldurulmak-
tadır Şu geçen yaz ıçınde bır örgut td-
rafından Istanbul'a davet edılen bır
grup Tatar ogFencı "gunahtır, sokağa
çıkjlmaz', '"gunahtır, televızyon sey-
redılmez" "gunahtır, gazete okun-
maz" dıye kaldıklan mekânda tam
anlamıyla hapıs hayaü yaşamışlardır
Fransa-Quebec örneği
Yapılması gereken Fransa'run Ka-
nada ıçınde ozerk devlet olan Quebec
konusunda gosterdığı duyarlılığı gös-
termekten hıç aşağı kalmamaktır Her
vesıleyle Quebec'ın varhğından haber-
dar oîduğunu bellı eden Fransa, orne-
ğın Fransız Avrasyası sayılabılecek
TV5'te Quebec Televızyonu haberlen-
tabılmış olan ancak uzun yıllar ayn
kalma sonucu değışık bır turetme ıle
"konuksever" yenne ' konakçıl" dı-
yen ınsanlann. sonuna ıster "ı" ıster
"sel" ekı eklensın ozde Turk olmadı-
ğını ve de Turkıve Cumhunyetı'nın
onlarla ılgılenmeye hakkı olmadığmı
ıddıa edemez
Dıploması deneyımı çok eskılere da-
yananTurkıye orneğın Londra kana-
bndan geçmeden doğrudan Iskoçya'-
yla ılışkıye gınlmeyeceğını bılır Ama
Fransa yla Quebec arasındakı ozel
ılışkı orneğı, Türkıye'nın ozerk Turk
cumhunyetlenyle ozel ılışkılen olmalı-
dır Rusya Federasyonu ıle yapılan
goruşmelerde bu ıhşkılenn gereklıbğı
açıkça ortaya konulmalı, kabul ettınl-
melı ve yapılan ıkılı anlaşmalarda ılgılı
maddelerde bu ıbşkılere olanak sağla-
yacak düzenlemeler gerçekleştınlmelı-
dır
"Buyuk Ayı" ıle aynı masada otura-
bılmek "ne buyük onur" dıye halk
arasındakı deyımle "zevkten dort ko-
şe" olup hıç ağzını açmamak, aksıne
Rus yetkıblenn kendılennın hıç de çe
kınme gostermeden halen mevcul
olan ya da gelışme ıstıdadını gosteren
ılışkıler konusunda kulak çekmesını
sıneye çekmek, komplekslı Doğulu
davranışından başka bır şey olmaz
Ne yazık kı son hdftalardakı ıkı ge-
lışme tam da son durumun bu olduğu-
nu göstermektedır
Geçen gunlerde unıversıtelenmıze
göndenlen bır uyan yazısı. ozetle Turk
cumhunyetlenyle (Tatanstan Baş-
kurdıstan, Kınm) dırekt kulturel ılış-
kıye gırmenın dıplomatık usule uygun
olmadığmı bebrtıyor Rusya Federas-
yonu Buyukelçılığı'ne bâşvurulması
gereküğını vurguluyordu Ilgılı akade-
mık çevrelerde duş kınklığı yaratan bu
yazı ıçın 'Bu tamımın arkasındakı tu-
tum uzun vadede Abhazya nın hanta
uzennde yennı bılmemekten çok daha
olumsuz sonuçlar doğurmaya gebe
denılmektedır
Ikıncı gebşme ıse çok daha geruş bo-
yutıadır Devletımız, Tatanstan Cum-
hurbaşkam'nı layıkıyla kabul etmeyı
reddeder görunmektedır "Turkıye ıle
daha yakın ılışkıler kurmak üzere'
sonbaharda ulkemıze gebnek ısteven
Mıntımıer Şaımıev'ın bu ısteğı ılk oncc
Ankara da olumlu karşılanır gorun-
muş. hatta Başbakanlık Dış Türkler
masası kendılığınden, bu zıyaret esna-
sında, Tatanstan Haftası duzenlen-
mesını onemuştı Başkan Şaımıev'ın
Nahcıvan Cumhurbaşkanı'nın gelı-
şınde gostenlen ılgı ve uygulanan pro-
tokolle ağırlanacağı sanılmıştı Bugun
nedense gerek boyle bır ayaret gerek
"Tatanstan Haftası" suya duşmuş bu-
lunmaktadır Tatanstan Cumhurbaş-
kanı nın 12ekımdeTOBB nınçağnlısı
olarak gelmesı, bır başka deyışle pro-
tokolden uzak bır tıcan kuruluş tem-
sılcısıvmış gıbı ve buyuk olasıbkla
Buyukelçı Çernışev 'ın refakat ve goze-
tımınde ulkemızde konuk edılmesı soz
konusudur
Ne olmuştur
9
Ortada bır yanlış an-
lama mı vardır. halk arasındakı de-
yımle "çark etme" mı
9
Devlet katında
zıyaret hıç mı söz konusu olmamışur,
yoksa açıkça vaz mı geçılmıştır
9
Halen ulkemızde bulunan daha
doğrusu yaşadığı Almanya'dan ozel-
lıkle Tatanstan Cumhurbaşkanı'nın
zıyareü ıçın Turkıye'ye gelmış olan,
Dunya Tatarlar Lıgı Başkanı Alı Akış
"çark etmenın" soz konusu olduğu
goruşundedır
E> Kazan, dertli Kazan
Tatarlann, tıpkı John Keats gıbı da-
ha yırmılennde. "ınce hastabk"tan
ölen şaırlen Abdullah Tukay'ın "Ey
Kazan. dertli Kazan " dıye başlayan
ünlü bır dızesı vardır Anlaşılan Ka-
zanblann derdı uzun sure daha bıtme-
yecek, belkı de gıttıkçe artacaktır
Gerçek şu kı yırmmcı yuzyıla kadar
geçen zamanda çekılenler bır vana
Tatanstan'da, en azından bır uyesı
1918'den bu yana cezaevıne gımıemış,
"Gulag"da bulunmamış, oldurubne-
mış ya da II Dunya Savaşı sırasında
yaşamını yıtırmemış aılesı yok gıbıdır
Eğıtım görmuş aydın Tatarlar özellık-
le çeşıtlı bahanelerle takıbau uğratıl-
mış, yaşatılmamavd çalışılmıştır En
son Afganıstan savaşı ve orada venlen
zayıat da tuz-bıber ekmıştır Bundan
öturu Tatanstan'da temkınlılığın de
ötesınde, çok dennlere sınmış kolay
anlaşılabılır, doğal bır urkeklık vardır
Ancak bu ürkeklık sonuçta bır yere
kadar surecektır
Bır gozumuz Tatanstan'da olmalı-
dır
BtTTl
Seçimden önce ileri, seçimden sonra geri
VERGI
REFORMLARI
Prof.Dr.SAÜHSANVER
Hakça birreformuyapmak olası nudır?Sorununyatutı, bitimde kocaman bir 'evet \fakat
siyasette 'fakat'lıbir 'evet'tir. Vergiteşviklerihakçaolmamakötülüğüyanında,ekonomide
kaynak kullanınunı da saptınr ve bozar,fiyat oluşumunu etkiler,yoğunlaşmayı arttırır, tekeüer
yaratır, rekabeti ortadan kahhnr, teşvik var diyeyersiz yatınmyapıhr, teşvikler nedeniile
bilançolar ekononük yönden değil, vergiselyönden hazırlamr, sermaye oluşumunun niteliği
ortadan kalkar, kaynaklar israjedilir, vergiselnedenlerle çarpık şirketleşme çoğahr, kâr
payı-faiz ayrımı borçlanmayı arttırır. Borçyatınunfinansman aracı olur.
TT
vJ l
lkemızde vergı reformu konu-
su Tanzımat'tan sonrakı donemde ve
Cumhunyet donemınde hep gundem-
de ıdı. bır türlu karara bağlanamadı
Konu, son seçimden once partılenmı-
zın seçım bıldırgelennde vurgulandı
uç partımız (DYP. SHP. DSP) vergı
reformunu gereklı goruyor Bır partı-
mız (ANAP) gerekb gormüyordu
Reform ısteyenler, ulkemızdeİcı hu-
kuksal duzenlemerun ve uygulamanın
bır suru aksakhklannı sırabyor. bun-
lann gıdenlmesı ıçın dığer ülkelerden
de esınlenerek. gene bır surü onende
bulunuyordu Konu, Koahsyon Pro-
tokolü'nde ve Hukumet Programı -
nda yer aldı Koabsyon hukumetı
şımdıye kadar. geçmışte olduğu gıbı
bıçımde saydamlıktan uzak, kapab
kapılar ardmda düzenlemeler getır-
meyı surdurdu, ozde tutuk kaldı, hem
programı. hem de bırbıny le çelışen bır
kaç kararname ve ıkı vasa (Af Yasası
ıle temmuz 1992 yasası. bu yasada as-
gan Kurumlar Vergısı deyımı hatadır,
doğrusu ındınmlı orandır) çıkardı,
-son yasa gene Mecbsın demokrası-
lerde devredılemeyecek olan vergj
koymak yetkısını, Bakanlar Kurulu na
ya da bakanbğa devredıyordu- teşvik
adı altında haksız ayncabklan bır ol-
çüde surdurdu, bevanname onayı teb-
lığını çıkarmadı Hükumet, "vergı
hasılatını artıracağım" demışü, artır-
mıyordu Bu durumda degınnenın
suyu nereden gelecektı0
Vergı almak
ıstemıyorsak, para basmayı ve bu yol-
la enflasyonu (genel fıyat duzeyınde
artışı) surdurecek mıydık
7
"Enflasyon
oranı uzennde ucret arüşı yapılacak-
tır". savsozunü (slogan) yıneleyıp du-
ruyorduk Oysa. hıçbır toplum. enf-
lasyon oranı uzennde ucrel artışı
yapamazdı, yaparsa buyume formulü
olsun, ıskonto formulü olsun sonsuza
vanrdı, yaşamda sonsuz yoktu, tavanı
aşamama ılkesı ekonomık ve mah po-
lıtıkanın temehndevdı
B
'ımdı. hazırlanan bır vergı yasası
taslSğı daha hukumete venlmışü, ge-
reksız muafıyetlenn kaldınlacağı, ver-
gı oranlannın aşağıya çekıleceğı, gotu-
nı vergı uygulamasmın daralulacağı.
vergı odememeye karşı yaptınmlann
artınlacağı, vergı denetımımn yoğun-
laştınlacağı servet beyanının gen getı-
nlmeyeceğı, sıyasetçı beyanlan olarak,
basında yer aldı
oncesınde ve sonrasında
vergı reformu konusunda tartışma
canlandı Işadamlan, komısyonlar
kurup raporlar hazırlattılar Ankara'-
yı rapor bombardımana aldılar. çıkış-
lannın (sortılennın) sayısı bellı değıl,
sayılan otuza varan unıversıtelenmız
ıle onbınlerce üyesı bulunan mab da-
nışmanlık kuruluşlanmız basına zayıf
bır bevan dışında, kendılenne ozgu re-
form konusunda sustular
B'aü ulkelennde surekb bır vergı
reformu olayı gorülur Bu ülkelenn
vergı duzenlemelen ve uygulamalan,
göze çarpıa bıçımde, bırbınne koşut-
tur Soz konusu ülkelenn malıye ba-
kanlıklan. reform taslağı ıçın, -baskı
gruplan üyelennın toplanması bıçı-
mınde değıl- bıbmsel komısyonlar ya
da danışmanbk gruplan oluştururlar
Taslaklar kamu onunde vergıyı bılen-
lerce yasalaşmadan önce ıyıce tartışı-
lır Baskı gruplannın kendılen ıçın
etkısı değıl, kamuoyunun desteğı sağ-
lanır
~Jıx toplumA
değer yargılanndan
-ılke demektır Orneğın zengınden ya
da fakırden yana olmak demektır-
anndınimış olamaz Aksı halde top-
lumsal ahlak ortadan kalkar Yasama
organı, vergıleme ılkelen olçutunde,
taslaklan olduğu gıbı ya da değıştıre-
rek benımser, yasalaştınr, berumse-
mez, yasalaştırmaz Yurütme organı,
vergı koyamaz, hele hele en azından en
çoğuna kadar vergı oranlannı bebrle-
yemez, vergı kaldıramaz, bu konular-
da bellı ve çok dar kurallar bır yana
(AlmanGV Md Sl.KVMd 53. VU
İ 56, ıyı bır ornektır) Yasa ıle de olsa
mecbsın yetkısı hukumete devredıle-
mez Temsılcısız ve yasasız vergıleme
olmaz (Latıncesı, nullum tnbutumsı-
ne repraesentaıone - nullum tnbutum
sıne lege, Ingılızcesı. no taxatıon vvıt-
hout representatıon) Taslak hazırlan-
masında ve vergı uygulamalannda,
yargı yerlennm var olan kararlanna
karşı duzenleme yapılmaz, aksıne soz
konusu kararlara ıtıbar edılır Bu ka-
rarlar kurallaştınlır Dış gozlema,
yüzyılbk ya da ellı yıllık bır yargı kara-
nnın hâlâ geçerlı olmasından huşu
duyar Yasama ve vurutme organlan
ıle yukumlululer, yargı kararlannın
hakça olduğu eşdeyışle hukuksal bu-
lunduğu bılıncındedırler
X eraltı ekonomısı, tekeller ve bır-
kaçeller (obgopoller) etkısı, o/:c' çıkar-
lann kamusal yarar dıye savunubndsı,
burokrası bütçe açığı ve enflasyon so-
runlan Batı ulkelennde de vardır, fa-
kat vergj yasalan, hakça (adıl) olma
v ar olan vergı mıktannı malı guce gore
boluşturme, altta kJ ^nnı çıksın
goruşunden uzaklaşma, guçlü karşı-
sında guçsuzu tutma. sıraladığımız
kötuluklen kaldırma doğrultusunda
reform konusu olmaktadır Vergı re-
formunun hazırlanmasında ıküsatçı-
nın (kamu malıyecısının) bılgısı hıç de
yeterlı değıldır vergı hukukçusunun
ve ışletme vergıasının bılgısı ıyıce ge-
rekbdır Zıra kamusal yeğleme dısıp-
lmlerarası bır alandır
Re.eform gereksınımı sıyasal araç-
lann sıyasal amaçlara uymamasından
doğar Reform, vergı hasılatında (art-
ma ya da azalma) koklu değışme ve
vergıler yapısında (vergı hasılatı yükü-
nun boluşümunde) gene koklu değış-
me dıye ıkıye aynlır Vergı reformu
amaç -kısıtlama- araç kalıbındadır
Amaç, bıbmsel adı ıle, toplumsal refah
fonksıyonu ve bu fonksıvonda once-
bklerdır, amaa partı ya da hukumet
bebrler Kısıtlama. vergıden kaçınma
ve vergı kaçakçıbğı. vergı yonetımırun
ctkınlığı. oy verenlenn desteğıdır Dış
tıcaret ve odemeler dengesı ıle yabancı
kurumlar da reforma kısıtlama getınr
Reformda baskı gruplan hele hele ışa-
damlan gurultu (noıse) eder Reformu
ancak guçlu hukümetler yapabilir
• ergılemede eşıtlık ılkesı, reform-
la yasalardakı boşluklann kaldınlma-
sını ıster Yukümluler. mahır bır
medenı hukuk bıçımı seçerek. boşluk-
lardan yararlanır, vergı odemezler, bu
vergıde kaçamak vapmadır (vergıyı
peçeleme va da ıçetme)
T ergılemede ters vonde (zengın-
den yana) ekonomık amaca oncelık
verme, matrahı aşındınr ya da orta-
dan kaldınr, vergı teşvıklen butçe (dı-
ğerlennın vergısı ıle karşılanan) gıden
dır mab gucü olandan değıl. malı
gucuolmayandan vergı almaktır De-
vır kazançlannın ve faız gebrlennın
vergılenmemesı, aşın amortısmanlar,
ayncalıkür (ımtıyaz) Her bır partı,
vergı bayrağını dalgalandırarak ıktı-
dara gelır, seçım sırasında soyledıkle-
nnı seçimden sonra vapmayı unutur
Hakça (adıl) bır reformu yapmak olası
mıdır
0
Sorunun yanıtı, bılımde koca-
man bır "evet\ fakat siyasette 'fakat'b
bır "evet'tır Vergı teşvıklen hakça ol-
mama kötuluğu yanında. ekonomıde
kaynak kullanınunı da (dağılımını)
saptınr ve bozar, fıyat oluşumunu et-
kıler, yoğuniaşmayı arttınr tekeller
yaratır, rekabeti ortadan kaldınr, teş-
vik var dıye yersiz yatınm yapılır, teş-
vikler nedeni ıle bilançolar ekonomık
(malı) yönden değıl, vergisel yönden
hazırlanır, sermaye oluşumunun nıte-
lığı ortadan kalkar kaynaklar ısraf
edılır, vergisel nedenlerle çarpık şirket-
leşme çoğahr, kâr payı-faız ayrımı
borçlanmayı arttınr Borç yatımın fı-
nansman aracı olur
T ergıler konusu sıyasetçıler ıçın
seçım yatmmı, seçmenı ele geçırme
aracıdır Vergı hukuku alanı kadar lo-
bıalığın egemen olduğu başka bır
hukuk alanı yoktur Bır vergı polıtıka-
sı ve bır vergıleme zıhnıyetı yoksa, çı-
kara bağlı göruş karşıthğı. ıyı olan fı-
kır çokluğuna değıl, kotü olan fıkır
anarşısıne vanr Vergı yasalanndakı
pek çok çelışkı ve karmaşıklık. taslağı
hazırlayan kışılenn bılgısızlığınden de-
ğıl bellı baskı gruplannın çıkarlanm
kovalayan kımı Meclıs uyelennın dav-
ranışından doğar
SÜRECEK
POLİTİKA VE OTESİ
MEHMED KEMAL
Behice Boran İçin...
Behıce (Sadık) Boran adını o yıllardaçıkan dergılerden
tanıyordum Yurt ve Dunya, Adımlar, AnL Kendını tanıdı-
ğımda Dıl-Tarıh'te sosyolojı okutuyordu Okuttuklarına
karşıtları, bıraz da kuçumseyerek Amerıkan sosyolojısı dn
yorlardı Bızde unıversıtelerde sosyolojı okutanlar Durc-
haıme'ın manyatık alanındaydılar Zıya Gokalp boyle çığır
açmış ardından gelenler de gıdıyorlardı özellıkle Musta-
fa Şekıp Hoca'nın istanbul'da etkısı baskındı
O yıllarda Dıl-Tarıh te solcu tanınan oğretım uyelerı var-
dı Bunlar Behıce Boran Nıyazı Berkes, Muzaffer Şerıf
Başoğlu Pertev Naılı Boratav, Saffet Korkut Hem Amen-
kan sosyolojısı dıye kuçumsuyorlar, hem solcu dıyerek
karalıyorlardı Oğretmen oğrencı bır avuç ınsan da buna
dayanıyordu
O zamanın gecekonduları Altındağ'dı Bır ödev vermış-
lerdı Altındağ ın sosyolojık durumu ıncelenecektı Hep
bırlıkte Altındağ a ürmandık Gecekonduları ınceleyecek-
tık Evler kaç gozdü7
Kaç kışı yaşıyordu Hela, banyo var
mıydı9
Elektrık, su verılıyor muydu'' Yaşayan ınsanların ışı
gucu var mıydı?
Bız oğrencıler odevlerımızı yapmak ıçın dağa tırmandık,
bızımle bırlıkte sıvıl polıs de tırmandı Bır okul araştrması
polısıye bır olay oluyordu Başta Ankara Valısı Nevzat
Tandoğan olmak uzere devletın ılerı gelenlerı bu ıncele-
meyle ılgılenıyorlardı Sonunda bılenler, bılmeyenlere
anlattı da ışın ıçyuzu oğrenıldı
O yılların eğlence yerlerı Çubuk Barajı, Soğutozu ydü
Hafta sonlarında, tatıllerde oralara yuruyuşler yapar, eg-
lenceler duzenlenırdı Bız oralara gıderdık, sıyası polıs de
çevremızı sarardı
O yıllarda solculuk yavaş yavaş yeşerıyordu Dergılerde
yazılıyor, toplantılarda konuşuluyordu Solcu tanınanlar,
oğretmen ve oğrencılerdı
Behıce Boran, yılma nedır bılmeyen oğretmenlerden bı-
rıydı Dergılerde (Yurt ve Dunya, Adımlar) yazıyor duzen-
lenen toplantılarda konuşuyordu Amerıkan yazarlarından
çevırıler de yapıyordu Walt Whıtman demokrasının şaırıy-
dı Onun şıırılerını okumak bıraz da demokrasıye sahıp
çıkma oluyordu
Bır avuç solcuya dayanamadılar Bın turlu bahane ıcat
ederek Behıce Boran ve arkadaşlarını unıversıtenın dışı-
naattılar Önce bakanlıkemrıne aldılar Bu yetmeyınce bu
kez de kadrolarını bütçeden çıkardılar Behıce Boran
1945'lerden 1960 lara değın her turlu siyasette dışlandı
Ancak 1966 seçımlerınde Işçı Partısı'nden Meclıs'e gırebıl-
1
dı Meclıs'te sol muhalefetın ne oîduğunu anlatan konuş-
malar yaptı Işçı Partısı parlamentoda solcuların gorun-
mesıdır
Behıce Boran, 1970'lerde partının başına geçtı Açıkta,
kapalıda sıyaset yapmaya devam ettı Askerı darbeler do-
nemı de başlamıştı Her cunta ocunu solculardan alıyor
gıbıydı
12 Eylül fırtınasının sardığı donemde, baskınlar karşısın-
da yurdu terk etmek zorunda kaldı Eskı mılletvekılı olduğu
ıçın dıplomatık pasaportu vardı Dışarı pasaportla çıktı Bu
çıkışı bıle suç saydılar çıkanları cezalandırdılar
Behıce Boran, aralarında bolunmuş olan solcuları der-
leyıp toparlamak ıstedı Işçı Partısı'nın çevresınde topla-
*dıkları da oldu
Yurdundan ayrılığa yureğı dayanamadı Gunun bınnde
öldu Cenazesının getırılışını, Zıncırlıkuyu Mezarlığı'na
gomülüşunu anımsıyorum Cenaze törenine yerlı yabancı
bırçok kışı katılmıştı Çok gorkemlı kaldırıldı
Ardında saygıya duranların bır ucu camıde bır ucu me-
zarlıktaydı Sevgı her zaman baskıya üstun gelmıştır
Behıce Boran'ı uğurlamaya gelenler bunu kanıtladılar Yıj-
lar sonra yenıden anılıyor
BUL3V1ACA
SOLDAN SAĞA:
1
1/Içene sonsuz ya-
şam verdığıne manı-
lan ve söylencelere
geçen su 2/ Sınır nı-
şanı Macar mutfa
ğına ozgu bır tür et
yemeğı 3/ Bır uzay
taşıtının butun yapı-
sı ıçınde yer alan ba-
ğımsız bölum Ban-
kada hesabı olanla-
ra gonderılen odeme
ya da çekme mektu-
bu 4/ Ağırlık ve
uzunluk olçulen ıçın
kabul edılmış yasal
olçu modelı. Rey 5/ Zarara uğra-
ma tehhkesı Üç denız mılı uzunlu-
gunda eskı ölçu bırımı 6/ Bır renk
Ilave Guneş doğmadan öncekı ala-
ca karanhk 7/ Muzıkte asıl parça-
>a yol gosterıcılık gorevı yapan gınş
parçası 8/ "Yeşıl pencereden bır
at bana / Işıklarla dolsun kal-
bımın ıçı" (Ahmet Muhıp Dıranas)
Bır nota Eskı Mısır'da guneş tan-
rısı 9/ llkcağda kendı yasalarıyla yö-
netılen bır ya da bırkaç kentten oluşmuş devlet At tuyunun
rengı.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:1/ Kıvnk bır sopaya benzeyen ve aü-
cısına gen donen bır av araa 2/ Cınsel zevlden çağnştıran, cınsel
ıstek uyandıran. Matematıkte bır kuvvetm derecesını veren sayı.
3/ Tarlaya surerek dınlenmeye bırakma Sus ıçın yapümış gıysi
kıvnmı 4/ Sureyya da denılen ve yedı yıldızdan oluşan takım.
5/ Eskımolarm buzdan vaptıklan kulubelenne venlen ad Bü-
yuk sıçan 6/ Kenar susu Hollanda'nm plaka ışaretı Adlan
sıfat yapmakta kullanılan bır yapım ekı 7/ Muğla'nın bır ılçe-
sı İstanbul'dakı bır unıversıtenın kısa yazılışı 8/ Elementle-
rın genel bıleşım kurallannı saptayan ve kendı adını taşıyan ya-
sasıyla çağının atom kuramını temehnden sarsan unlu İtalyan
fizık ve kımya bılgını 9/ Yuva.. En kısa zaman suresı.
8
İLANEN TEBLİGAT
AKHİSAR BİRİNCİ İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Dos>a No 1992/1486
Akhısar'da Mehmet Günduz Veküı Av Fadıl Ünal'a 30 785 000
TL asıl alacak, Merkez Bankası'nın kısa vadelı kredılere uyguladığı
reeskont faızı, avukatlık ucretı ve ıcra masraflan ödemeye borçlu,
Akhısar Zeytınlıova'da zeytın tıcareu yapan Mustafa lnce'nın ış bu
borcundan dolayı, borçluya çıkanlan 163 örnek ödeme emn ve ekle-
rı büa teblığ ıade edılmış, borçlunun adresı zabıta manfetıyle tahkık
edılmış, zabıta tahkıkatı netıcesınde yenı adresının tespıtıne ımKân
bulunmadığından, Tebhgat Kanunu'nun 28, 29, 30, 31 maddelen
gereğınce ödeme emrının ılanen teblığıne karar venlnustır
Yukanda yazılı borcunuzu masraflan ıle bırlıkte ışbu ılarun neşn
tanhınden ıtıbaren kanunı sureye 15 gün üavesıyle 25 gün zarfında
ödemenız, takıbın dayanağı senet alündakı ımza sıze aıt değüse 20
gün ıçınde açıkça bır dılekçe ıle Icra Tetkık Mercu Hakımbğı'ne bıl-
dırmenız, aksı takdırde ıcra takıbındekı kambıyo senedı altındakı un-
zanın sızden sadır sayılacağı, ımzanızı haksız yere ınkâr edersenız,
sözü edılen senede dayanan takıp konusu alacagın %40'ı oranında
para cezasına mahkum edıleceğınız, takıbın dayanağı senet kambı-
yo senedı nıtelığue haız değüse, borçlu olmadığınız, borcun ıtfa ve-
ya mehıl venldığını veya alacağın zaman aşımına uğradığını, yetkısızlık
hakkında ıtırazınız varsa bunu sebeplenyle bırlıkte 20 gün ıçınde Ic-
ra Tetkı Mercıı Hakımüğı'ne bıldırmenız, yukandakı hususlar hak
kında Icra Tetkık Mercu HakımlığYnden ıtırazınızın kabul edıldığıne
daır bır karar getırmedığınız takdırde cebn ıcraya devam olunacağı
ıhtar olunur 30 9 1992
Basm- 39813