03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
I9CIMM CUMtiUltlTkl SAYhA EKONOMI KIT'lerhemen özelleştipilmeli •ANKARA (AA) - TBM M KİT Komisyonu Başkanı Mehmet Gazioğlu da KİT'leri eleştirdi. Gazioğlu. özellikle Kamu Ortaklığı İdaresi"ne devredilen KİTlerinmali 'durumlannın otorite boşluğu nedeniyle "felaket hale geldiğini. onun için bunlann derha! özelleştirilmesi gerektiğini" söyledi. TTK sözleşmesinde sonraunt • ZONGLLDAK(AA)- Uyuşmazhkta olan Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) ile Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) toplu iş sözleşmcsi görüşmelerinde Genel Maden-İşSendikası ile KAMUSEN.20ekimsalı günü Ankara'da son kez bir arayagelecekler.4l binişçiyi kapsayan görüşmclerdeyine anlaşma sağlanamazsa grev karan alınacak. Belediye şipketleri zararda •ANKARA (AA)- İstanbul, Ankara ve tzmir büyükşehir belediyelerinin kurduğu şirketlerin 1991 yılı hesaplannda zarann ağır bastığı hcsaplandı. Üç belediyenin kurduğu toplam 31 şirkettensadeceüçünün kurulduğundan bu yana karda olduğu saptandı. Gümrükte Marlboro lider • EDİRNE (AA)- Edirne'nin KapıkuleGümrük Kapısı'nda.TEKEL'eait 'fc,iimrüksüzsatış mağazalannda. bu yılın ilk dokuz ay ında sigara ve içki satışlannda 8 milyon 916 bin 463 marklık ciroeldeedildi. Dokuz mağazadaki salış hasılalının y üzde 60'lık bölümünü Marlboro sigarasının oluşturduğu. geri kalan y üzde 40'lık bölümün ise içki çcşitlerinden eldeedildiği bildirildi. İşçinin yüzde 30'u kaçak • İZMİR(AA)-Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay, Karşıyaka SSK Dispanseri'nin .açtlışında yaptığı konuşmada. ülkemizdeki işçilerin yüzde ;30'unun sigortasız ve kaçak çalıştıklannı tespitettiklerini söyledi. Moğultay"Bunagöre Türkiye"de I milyon kaçak işçi !bulunuyor. Çalışanlansosyal ;güvenli'kten mahrumetmeye kimsenin hakkı yoktur"dedi. TöPkkonut'ta değişjklik • ANKARA (A.A)- Türkkonut Genel Başkan Yardımcısı YılmazOdabaşı. yönetim kurulunca görevden •aiınaneskı başkan Mehmet •Altınsoy'un. yönetim kurulu toplantılanna katılmayarak hesap \cimektcn kaçındığmı iddia ederek, yeniden görevden alındığını bildirdi. Çağrı cihazı uretimi • ANKARA (AA)- Hollanda firması Comm Linc.öncelikli ürünlerini pazarlamak. bu ürünleri yeni Türk cumhuriyetleriyle Müslüman ülkelere ihraç etmek amacıyla Türkiye'de faaliyetlerine başlıyor. Emekli kuyruğuna önlem • İZMİR(ANKA)- Emeklılerin herayınon beşinde girdikleri maaş kuv ruğunu kaldırmak için Çalışma Bakanlığı birdizi önlem ü/erindeçalışıyor. Bu tbnnüller şöy le sıralamyor: Bae-Kuremeklileri herayın ll-12'sinde.SSKemeklileri ise her ayın 21 -22"sinde maaşlannı alacak. Bankalann bütiin şubclcri maşlann ödcnmesi için devreyegirecek. Maaş ödeme günlerinde bankalann mesaileri birsaat önce başlayacak. SSK emeklileri maaşlannı çekle \e>a bankamatiklealabilecek. Entegre zeytin tesisi • BL RSA (.AA)- Marmara ZcytinTanmSatış Kooperatineri birliği (MARMARABİRLİK) larafından yaptınlan entegrc zcyıintesislen2I ckimdc hizmeıeaçılaeak. Bursa-İzmir karayohı üzcıindcki Başkoy mevkiinde kurulan ve 33 mılyar liraya mal olan tesislerde. tuz oranı düşük zey tin ürelilecek. 5 bin ton kapasiteli ıcsisle zeytin biryıl yerine. üç ay gibi kısa sürcde sofralık salamura haline gelecek vc luz oranı y üzde 12"dcn yüzde 6"ya düşccek. Demirerden ekonomi bürokratlanna enflasyon uyansı: Kötü yönetim körüklüyorTUNCAY ÖZKAN ANKARA - Başbakan Süley- man Demirel. ekonomi bürok- ratlannın 1993 Bütçesi hazırlık- lanru beğenmedi. Demirel hazırlık toplantılan sırasında. bürokratlara sorduğu pek çok soruya ya yanıt alamadı ya da verilen yanıtlan yeterli bulma- dı. Bürokratlan, bazı konular- da hazırlıksız bulduğunu yüzle- rine söyleyen Başbakan Demi- rel'in en ilginç sorusu " Siyasi nedenlerle, Türkiye'ye dış kredi verilmezse nasıl kredi bulursu- nuz " oldu. Bürokratlar bu so- ruya yanıt veremeyince Demi- rel." Daha bu soruya hazırhklı değjlsiniz. bunu düşünün"dedi. "Bütçe açığını nasıl kapatmak gerek" sorusuna da tatminkar yanıt alamayan Demirel. bu so- ru üzerineeleştirel bir konuşma yapan Devlet Bakanı Tansu Çiller'e ," Ne yapalım yani. bu konuyu tartışmayahm mı? Si- zin söylediklerinizi de ele alaca- ğız. Ancak daha sonra" dedi. Demirel. ekonomi bürok- ratlannın, 1993 Bütçesi hazırlık- ları sırasında, birbirleriyle çeli- şen açıklamalan karşısında da uyanlarda bulunmak gereği duydu. Demirel, özellikle Hazi- ne ile DPT arasındaki görüş ve hedef aynlıklan konusunda uyanlar yaptı. Bütçe açığı • Başbakan, ekonomi- yi yönlendiren bürok- ratlara sorduğu "Bütçe açığını kapatmak için önerileriniz nedir ve si- yasi sebeplerle dış kredi bulamazsak ne ya- parsmız" sorulanna yanıt alamaymca, enf- lasyonun suçunu da on- lara yükledi. konusunda, ortak rapor hazır- layan ve "73 trilyon açık ola- cak" diyen bürokratlar. Yük- sek Planlama toplantısında. ra- pordaki görüşlerinin tersini sa- vundular. Hazine Müsteşan Tevfik Altınok'un ve bürokrat- lannın. açığı 100 trilyon olarak telaffuz etmeleri karşısında De- mirel. "Açık 100 mü. 73 mü? Hangi rakam doğru? Siz ne dü- şünüyorsunuz? Bize doğru ra- kamlan verin. Siz gerçek ra- kamlan vereceksiniz ki siyasi otorite planlamasmı ona göre yapsın" dedi. Hazine'ye sert tepki Hazine'nin açık konusunda- ki çelişkisine DPT Müsteşan İl- han kesici de sert tepki verdi. Kesiei. bir gün önce bütün eko- nomi sorumlulanyla birlikte 73 trilyon rakamının ortaya çıka- nldığını. bu bürokratlar içinde Hazine Müsteşan Tevfik Altı- nok'un da bulundueunu belir- terek, "73'ü 100 olarak telaffuz ederseniz ben bunu yadırganm. İyi uygulama olmazsa 73, 100 olur. KİT açığına 30 trilyon de- yip 60 trilyona nasıl çıkıyorsu- nuz" dedi. Bu tartışmalar üzeri- ne Başbakan bürokratlara şun- lan söyledi: "Alınganlığa gerek yok. tartışıyoruz. Ben 12. büt- çemin üzerinde oturuyorum. Yani yeni bütçe yapmıyorum. 750 bin kişiyle idare edeceğiniz ülkeyi 1.5 milyon kişiyle idare ederseniz böyle olur. Vaziyet kötü. kim yaparsa yapsın diye- meyiz. Gerçek ne ise onu söyle- yin. 73 mü. 100 mü ?" "Bütçe açığını nasıl kapatınz,projeleri- nız nedir" sorusuna Hazine Müsteşan'nın " Artmasın da..." şeklinde karşıhk vermesi- ne de sinirfenen Demirel. "Ben size onu sormuyorum "azalır mı?" diye soruyorum" dedi. Aldığı yanıtlan beğenmeyen Başbakan'a. bürokratlar, açığın azalmasına ilişkin bir öneri getiremediler. Demirej Tevfik Altınok'un kısa vadeli avanslara yönelik bir önerisine, "Böyle yapınca. Merkez Ban- kası'ndan aldıklanmız azalı- yor. Enflasyonun sebebi bunlar işte" diyerek karşı çıktı. Demi- rel bürokratlara enflasyonun bir sebebinin de "kötü yöne- tim" olduğunu söyledi. Tahrip edilmiş kadro Başbakan Demirel, bu ge- lişmelerin ardından. Cumhuri- yet'in " l1 yıl aradan sonra 12. bütçenizi yapıyorsunuz. Eko- nomi bürokrasisini nasıl buldu- nuz? Yeterli mi? Türkiye için gerckli projeleri üretebiliyorlar mı" sorusunu. " İçlerinde çok dcğcrli kimseler var. Ancak biz bu kadrolan hazır bulduk. Bi- zimle çalışmak isteyenle çalışı- yoruz. Ama malesef. devlet 10 yılda çok tahrip edilmiş. Biz bu tahribatı gidermeye çalışıyoruz. Gerektiği yerde gerekli dü- zenlemeleri de yapanz tabii" diye yanıtladı. Hükümetin fonu bütçeye katmas, yeni bir soruyarattı Kooperatiflere krediyi kim verecek? İş-Ekonomi Servisi - Toplu Konut Fo- nu'nun, Kamu Ortaklığı Fonu'nun da ara- lannda bulunduğu 62 fonla birlikte bütçe- ye dahil edilmesi. Toplu Konut İdaresi yöneticileriyle birlikte. binlerce kooperatif üzerinde de soğuk duş etkisi yaptı. Geçen iktidar döneminde amacından uzaklaştınlan fonu. yeniden ihtiyaç sahibi dar gelirlilerin konut sa- hibi olabilecegi toplu konut projelerine yö- neltme iddiasında olan Toplu Konut İdaresi yetkilileri, bu kaynağın bütçeye dahil edilmesini "mahvolduk" biçimin- deyorumladılar. Kooperatif yöneticileri ise, yanhşlan dü- zeltme vaadiylc gelen hükümetin. gecmiştc fonun önemli bölümünden mahrum bı- rakılan kooperatifleri krediye kavuştur- masını beklediklerini: Bakanlar Kurulu'- nun ise, bu kaynağı cümüyle ellerinden al- mayı tercih ettiğinı söylediler. Kent Kooperatifleri Merkez Birliği Ge- nel Başkanı Muammer Niksarlı. Toplu Konut Fonu'nun 1987"den sonra zaten amacından uzaklaştınldığını belirterek. "Bu kez. kaynağın tümünü kooperatiflerin elinden alan hükümet. kredi vereceğim di- yerek angaje olduğu toplu konut inşaat- İannın hangi kaynaktan. nasıl kredilendiri- leceğini açıklamalıdır. Bu. yeni bir Toplu Konut Yasası çıkarmayı gerektirir" dedi. Toplu Konut Fonu'nunkooperatiflerden kısıntı yapılarak tamamen yasalara aykın alanlarda kullanıldığını söyleyen Muam- mer Niksarlı. Başbakanlık Yüksek De- netleme Kurulu'nun geçen yıl hazırladığı raporda da Toplu Konut İdaresi'ni. yasal smırlann dışına çıkmak ve mevzuata aykın davranmakla suçladığını ifade etti. Nik- JVent-Koop Genel Başkanı Muammer Niksarlı, 1991 yılında hazırlanan Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporu ile kaynaklannı yasalara aykın kullanmaktan sabıkalı olan Top- lu Konut fdaresi'nin, zaten kooperatiflere fonun ancak yüzde 20'sini kredi olarak dağıtmakta olduğunu söyledi. sarh'nın sözünü ettiği YDK raporunda. Toplu Konut Fonu kaynaklannın raporun düzenlendiği tarihe kadar ancak yüzde 68. 4'ünün konuta aynldığj belirtilerek fon kaynaklannın 1984'te yüzde 93.2'si konut kredisi otarak verilirken. bunun I989"da yüzde 31.3'e gerilediği vurgulanıyor. Fonun I988'de yüzde 30.1989'dan sonra da yüzde 50'sinin hükümetler tarafından bütçeye aktanldığı belırtilen raporda. İda- re'nin kalan kaynağı da amaç dışında kul- landığı savunuldu. Raporda. 2985 Sa>nh Yasa'da belirlenen Toplu Konut Fonu'nun kuruluş amaçlan içinde sayılmamış olmasına ve herhangi bir yetkili merci karan olmamasına rağmen. Toplu Konut İdaresi'nin 1987'de Erya- man. 1988'dcde Halkalı konutlannın inşa- atına başladığı. I991'de de Emlak Ban- kası'ndan devralınan Yahyakaptan ve Ataköy arsalannda konut üretimine geçti- ği belirtildi ve bu uygulamanın konut sektörüne yönelik kısıtlı kaynaklan daral- tarak. konut kredilerine aynlan payı azalttığı ortaya konuldu. Muammer Niksarlı. YDK raporundan da an- laşılacağı üzere. fonun yansının son 3 yıldır zaten bütçeye giıtiğini. ayrıca yüzde 10'unun Fak-Fuk Fon'a aktanldığını. kalan yüzde 40'ın da yansının Toplu Konul İdaresi'nin yaptığı inşaatlara harcandığını ifade etti. Hükümetin son karanyla bu yüzde 20'- lerin de kooperatiflerin elinden alındığını belirten Niksarlı. "Toplu Konut İdaresi. maalesef. Türkiye'de kaç kooperatif var, bunlar nedurumda. bunlan bilmiyor. Yeni yönetim kooperatiflere anket gön- deriyor. "Kooperatifiniz varmı. varsa inşa- atınız var mı. varsa ne seviyede" diye soru- yor. Yani devleı işin ucunu kaçırmış, bunu toparlamak gerekiyor diye düşünüyorlar. Maliye olayında da fona karşılar lobisi oluştu. Bunlar fırsatı yakaladılar mı. devle- tin hazinesinin dışında hazine olur mu diye- rek farklı amaçlarla kurulan fonlan bütçe- ye aktarmaya çahşıyorlar." TOBB Raporu'nda, 21 yıl önceki veriler kullanılabildi Tarımda bilgi 'erozyonu' İş-Ekonomi Senisi - Tür- kiye'nin tanm alanlannda. bundan sonra fiziksel büyüme beklenemeyeceği, artan nüfu- sun tükctiminin karşılanması için verimliliğin arttınlmasının zorunlu olduğu vurgulandı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından Özel İhtisas Komisyonu'na hazırla- tılan tanm raporunda, verimli- liğin planlı ekim ve teknolojik gelişmelerle arttınlabileceği sa- vunuldu. Tanm arazılennın yeteneklerine ve özelliklerine göre kullanılmadtğı dile getiri- Ten raporda. Türkiye'nin top- rak kaynaklanna ilişkin bütün bilginin 1966-71 yıllan arasın- daki yoklama düzeyinde top- rak etütleriyle sınırlı olduğu kaydcdildi. Çukurova Üniversitesi Zira- at Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Osman Tekinel'in başkanlığın- daki komisyon tarafından ha- zırlanan TOBB raporunda da ekim alanlan. tahıl, sebze ve meyve üretimi gibi konular için 1988-89 yıllanndan sonraki ve- rilere yer verilemedi. TOBB Başkanı Yalım Erez, araştırma- nın önsözündc yer alan açıkla- masında tanm sektörünün sağ- lanan tüm gelişnıelere rağmen. tanma dayalı sanayinin ham- madde ihtiyacını miktar ve ka- lite yönünden karşılayamadığı- nı savundu. Erez. toplam istih- damın yüzde 50"sini karşılayan tanm sektörünün gayrisafi milli hasılaya ve ihracata katkısı yö- nünden de önemine değindi. Türkiye'nin toprak varhğı ve sulama olanaklan yönünden tanmsal kaynak potansiyelinin irdelendiği raporda bitkisel üre- tim. sebze ve meyve aynminda ürün bazında inceleniyor. Hay- vancılık ve ormancılığın da ayrı başlıklar altında yer aldığı ra- porda. tanmdaki endüslriyel girdiler. gıda sanayii sektörü ve Güneydoğu Anadolu Projesi de (GAP) çeşitli yönleriyle ele alınıyor. Tanm raporunun bir bölümünde ise Türk tanmının Avrupa Topluluğu'na (AT) uyumu. politikalar ve uygula- •Özel İhtisas Komisyonu'na hazırlatılan Tanm Raporu'n- da. Türkiye'nin toprak kay- naklanna ait son bilginin 1971 yılına dayandığı kayde- dilerek. tarımda plansızlık ve programsızlığın; üretim, ve- rimlilik. pazarlama \e kazanç dengesini hem sektörün. heı-ı de tüketidnin aleyhine dönüş- türdüğü ileri sürüldü. Rapor- da "Tanm alanlan daha fazla genişlemez. verimlilik arttınl- malf' denildi. Yalım Erez malar yönünden değerlendirili- yor. TOBB raporunda, cumhuri- yetin ilk yıllannda büyük bir ilerleme kaydeden tanmın. son yıllarda plansız uygulamalar nedeniyle belli bir doygunluğa ulaştığı belirtildi. Raporda. Türkiye'de ekim dikim yapılan alanların toplam yüzölçümü ile ilgili farklı rakamlann ifade edilmesi dikkat çekti. Farklı sayfalarda 27.7 milyon hektarla 28 milyon hektar arasında ta- nımlanan tanmsal topraklann kesin yüzölçümü bir başka say- fada 27 milyon 897 bin hektar olarak belirtildi ve bu alanın birçok ülkenin y üzölçümünden daha büyük olduğuna dikkat çekildi. Yaklaşık 77.8 milyon hektarlık toprağa sahip Tür- kiye'nin cumhuriyetin ilk yılla- nnda 11.7 milyon hektar olan tanm alanlannı 2.4 kat arttırdı- ğı vurgulanan raporda ay nı yıl- larda nüfusun 5.4 kat artlığı halırlatıldı. Ürün çeşidine göre verimliliğin 2 ile 10 kat arıtınl- ması sayesinde nüfusun tüke- tim ihtiyaanın karşılandığı be- Iirtilen raporda. "Bııgün ülke- mizde 1950'li yıllarda olduğu gibi.fizikselolarak tanm arazı- İerinın genişletilme olanağı bü- yük ölçüde ortadan kalkmıştır" denildi. Raporda aynca üreti- min niteliğinde de değişim göz- lendiği belirtilerek tahılın top- lam üretimdeki payının düştü- ğü. buna karşın üretimin pazar dcğeri yüksek sebze ve mey veye kaydığı ifade edildi. Türk Tan- mı raporunda başlıca şu sapta- malar yer aldı: *Türkiye'de nüfusun yakla- şık yüzde 50'si tanmla uğraş- maktadır. Bu durum tanm sektörünün daha uzun yıllar is- tihdam yönünden önemini muhafaza edeceğini ve tanm dı- şı sektörlerin işgücü ve sermaye ihtiyaçlannı sağlayan önemli bir kaynak olma niteliğini ko- ruyacağını göstermektedir. •GSMH içinde tanm sektö- rünün payı. 1990 yılı itibanyla vecari üretici fiyatlanyla yüzde 15.94'tür. Ancak tanm sektö- rünün milli ekonomiye bu önemli katkısına rağmen tanm- da çalışanlann kişi başına elde etliği gelir Türkiye ortalaması- nın yaklaşık üçte biri kadardır. * 1990 y ılı itibanyla dış satım- da değer olarak yüzde 18.4 pay alan. ancak tanma dayalı sana- yinin dış salımı da gözönüne alındığında bu payı daha da bü- yüycn lanm sektörünün ihra- cal yönünden önemi gittikçe artmakıadır. *Bunlara karşın larım işlct- melcrinin yaklaşık üçte ikisi 50 dekardan daha az araziyc »a- hiptir. Bu durum özellikle kuru tanm yapılan alanlarda vcrimli çalışmayı sınırlamaktadır. *İşletmelerin büyük çoğun- luğunda toprak. emek \e ser- maye lakıörleri arasında iste- nen dengc kurulamamıştır. *Kiracılık ve ortakçılıkla arazi işletilmesinde taraflann hak \e hukukunu koruyucu ve toprağın verimli işletilmcsini vığlayıcı yasal düzenlemelerye- tersizdir. *İşletme sahiplerinin ürelim tekniği, işletme yönetimi ve pa- zar koşullan hakkında bilgi edinme kaynakları yelersizdir. *Verimli tanm topraklarının lanm dışı amaçlarla kullanımı gittikçe yaygınlaşmaktadır. *Tanmsal üretim iç ve dış pa- zar taleplerine göre yönlendiri- lemediği için yıldan yıla. bazı ürünlerde gereksiz fazlalıklar. bazılannda ise yetersizliklerle karşılaşılmaktadır. DüNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ ERGİN YILDIZOĞLL Dünya fıcapetinin TehHkeye DösüyopABD, Avrupa veJaponya'da ekonomik durgunluk derin- leşmeye devam ediyor. Bu or- tamda bu ülkeler arasındaki ekonomik ve politik rekabel uluslararası mal ve para piyasa- lannın işleyişi üzerinde giııikçe artan bir basınç yaratıyor. ko- rumacılık eğilimlerini güçlcndi- riyor. Bunu sınırlamayı amaçlayan çabalar ise sık sık çıkmaza giri- yor. Bu noktadan bakıp da dünyada hangi anlaşmalann yapıldığı. hangilerinin ise yapıl- madığını gözlemek gelişmelerin yönü hakkında aydınlatıcı ipuçlan veriyor. Geçen günlerde ABD. Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHD) ve Meksika ile iki ticaret anlaş- ması imzaladı. ÇHC ile yapılan anlaşma ÇHC pazarlannı ABDmallannaaçtı. Teksas San Antonio'da Bush ile Meksika devlet başkanı Sali- nas arasında imzalanan anlaş- ma. taraflann meclislerinde ka- bul edildiği takdirde Kuzey Amerika Serbest Ticarel Ant- laşması'nı (North American Frec Trade Agreemcnt-NAF- TA) Mcksika'yı da bünyesine alacak şekildc genişletiyor. Böylece Atlantikin bu yaka- sında 6 trilyon dolarlık hacmi ile dünyanın en büyük serbest ticaret bölgesi doğuyor. ABD ile ÇHC arasındaki ticarel an- laşması ile dc dünyanın cn bü- yük nüfusuna sahip olan ÇHC pazara bağlanıyor Atlantikin karşı yakasında ise Almanya'nın ticari ve mali etkinliği altında şekillenmekte olan Avrupa Topluluğuda üye- leri arasındaki ticareti bu yıl serbestleştirdi. Karşılaştığı tüm zorluklara rağmen. Avrupa ül- keleri tek bir pazardan. giderek tek bir ekonomiye, hatta tek bir politik kurumlaşmaya ulaşma- ya çalışıyorlar. Diğcr taraflan, 11 ekimde Brükselde Uruguay raundunu sonuçlandırmak için yapılan GATT toplantısı. ABD ve AT arasında. tanm ürünlerinindes- teklenmesi ve ihraç hacimlen konusundaki anlaşmaziıktan dolayı çıkmaza girdi. Böylece sırada bekleyen ve diğer 108 üye ülkeyi ilgilendiren bir seri ticaret serbestleştirme önerisi gündeme bile gelmedi. Bu anlaşmazhkta. görünüşle ABD ve Fransa'nın iç sorunlan rol oynadı. George Bush yakla- şan seçimlerde tanm kesiminin desteğini kaybetmek istemiyor- du. Artık iyice zayıtlamış | Fransız hükümeti ise köylüle- rin muhalefetinden korkuyor- du. Ama bu madalyonun sade- ce bir yani. GATT görüşmeleri- ne Fransa doğrudan katılamı- yor. dolayısıya diğer Avrupa ülkeleri. özellikle Almanya is- terse bu anlaşmazlıklar aşılabi- lir. Ama aşılamıyor. Çünkü Avrupa bırliğının geleceği Al- manya ile Fransa'nın itti- fakının gücüne bağlı. Almanya Fransa'yı destckliyor. Bu ko- şullarda diğcr AT ülkeleri Fransa'nın isteklerine boyun eğiyorlar. GATT bünyesindeki tanm destekleri görüşmelerinin çık- maza girmesi ise ABD'nin mali servisler. telekomünikas- yon. taşımaalık ve özellikle dc- niz taşımacılığı servisleri ticare- tinin serbestleşmesi görüşmele- rindcn çekilmesi tchditi ile bir- leşincc ve hafta sonunda taraf- lann tutumlarını daha da scrı- leştirdikleri göz önüne alınırsa GATT görüşmelerinin toptan bir çökme tehlikesı ile karşı karşıya kaldığı söylenebilir. ANONİM ŞİRKETİ YÖNETİM KURULUNDAN İLGİLİLER VE 3. ŞAHISLARIN DİKKATİNE Tam Sigorta'nın ablem değişikliği nedeniyle mevcut poliçe ve her türlü ilzam evrakı bugün den (19 Ekim 1992 Pazartesi dahil) itibaren kullanılması ve tanzim edilmesi Şirket Yönetim Kurulu'nun Karanyla süresiz olarak durdurulmuştur. Yerine bu ilanda görülen Yeni kırmızı renkii logo ile bastınlmış poliçe ve diğer evrak ikame edilmiştir. Duyurulur. GATT görüşmelerinin çökme- si ise yağlı tohumlar, çelik. ABD ve Japonya arasındaki lanm destck alımlan, hava taşı- macılığı ve süper kompütür kontratlan konulan da dahil olmak üzere bir seri başka an- laşmazlığın sürüncemede kal- ması demektir. GATT dünya ticaretinin düzenli bir şekilde giderek serbestleşlirilebilmesi için tek araç. Çökmesi halinde. ekonomik durgunluktan çıkışın gecikmesi bir yana. dur- gunluğun sürmesine paralel olarak da ikili anlaşmalar. bloklaşma ve korumacılık eği- Hmlerinin gittikçe artması bck- lenmelidir. Tüm bloklaşma ve koru- macılık eğilimlerinc karşı. örne- ğin Japonya'nın NAFTA pa- zanna girmek için ABD'de. AT pazanna girmek için de özellik- le İngiltere'de yatınmlannı arıtırması ise kalıcı bir çözüm gctiımiyor. Aksine bu tür yatınmlar yatınmcının geleccğini başka bir ülkenin politik daJgalanma- lanna bağlaması açısından yeni bir risk unsuru yaratıyor ve uluslar arası politik diplomatik ilişkilere fazladan bir yük geti- riyor. Borsa krizinin 5. yılı Beş yıl önce. I987'de, 19 Ekim pazartesi. belli başh mali merkezler o güne kadar görül- memiş şidetıe bir kriz y aşadılar. Ncw York Borsası'nda Dow ve hızla bütün dünyaya yaydı. Kriz, politikacılan Lazırlıksız yakaladı. ABD'de Ronald Reagan "Ekonominin temcl sağlam, ürelkenlik her zaman- kinden yüksek, kriz falan yok" dcrken. İngiltere Maliye Ba- kanı Nigel Lavvson "piyasalar olayı grotesk bir şekilde abarttı. Ekonomik temel sağlam. İngil- lere'de asla bir resesyonun teh- likesi yok" diyordu. Halbuki 1987 yılı, büyük bir gürültü ile Atlantik'in iki yakasında Rea- gan-Thaıcher "boom'unun so- nunu noktalıyordu. 1987 krizini ortaya çıkaran, dünya ekonomisinin cadı ka- zanı ta 1970'lerde kaynamaya başlamıştı. Petrol dolarlannın III. Dünya ülkelerinc. bunlann ödeme gücü hiçbir şekilde göz önünc alınmadan krcdi olarak verilmesi. III. Dünya ülkclerini 1970'lerin sonunda borçlannı ödeyemez hale gclmesi ve 1982'de Meksika'nın iflası ile borç krizinin patlak vermesi 1987'deki gelişmeleri h;ızır!adı. III. Dünya'nın kapısı kapandık- ça mali sermaye merkez ülke- lerinc geri döndü. ABD ve İngiltere'de esas olarak tükeıici talcbinc dayandığı bugün artık tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmış olan bir ekonomik boom baş- ladı. Borsanın çılgın yükselişi bu kaygan zemine dayandı. Bir aşamada ekonomiler karton fılmlerde rastlanan bir duruma geldiler. Karton karaktcr ko- Johns Industrial lndexi (DJI). tekrar çıkmaya başlamadan önce 508 puan düştü. Londra'- da Financial Times Index iki günde toplam 500 puan düştü ve yaklaşık yüzde 25 değer kay- beıti. Tokyo ve Sidney borsalan sı- rasıyla yüzde 15 ve yüzde 25 de- ğer kaybettiler. Hong Kong Borsası askıya alındı. İki günde dünya borsalannda kıymetli kağıtlann değerinden milyar- larca dolar. sterlin. mark, yen sihndi. Dünya borsalan. ama özel- likle Nevv York ve Londra son bir kaç aydır. her gün yeni bir rekor kırarak yükselivordu. Krizden yaklaşık bir hafta önce Financial Times'tan John Har- ris şakacı bir şekilde "Borsada sinir gcrginlıği son safhasında. Kimin omzuna dokunsak he- men satmaya başlıyor" diyor- du. Atlantik'in iki yakasında açıklanan son ekonomik göster- geler, ABD bütçe ve ödemeler dengesi açığı. İngiltere'de ban- ka kredilerinde beklenenin üze- rinde bir arlış olması sinirleri iyice germişti. ABD ile Alman- ya arasında herkesin gözü önünde faiz oranlan üzennde yapılan tartışma gergin sinirleri koparttı. Borsada bir satış furyası baş- ladı. Saatlerlc sayılacak bir za- man dilimi içinde bilgisayar sis- temleri ve elektronik haberleş- mc devreleri çalkantıyı büyüııü şarken hız alamaz ve uçurumun kenanndan ileri doğru koşma- ya devam eder. Ta ki ayak- lannın altında gerçek bir zenıin olmadığını kavrayana kadar. Krizden bazı dersler de çıkanldı ve Nevv York Borsasf- na kompütürlü satışlan ve gün- lük dalgalanmalan sınırlaya- cak emniyet mekanizmalan (circuit breakers) kondu. Ben- zer bir sistem Londra Borsası'- nda da var. Ama dün borsa krizine yol açan etkenlerin hemen hepsi bu gün hâlâ bizimle, ABD (ödemeler dengesi ve bütçe) çif- te açığında dikkate değer bir iyileşme henüz yok. Faız politi- kalannda ABD ile Almanya rasındaki uyumsuzluk. hala. üstclik. İngiltere'nin ERM'den çıkmasında önemli bir ctkcn olacak kadar geçerli. Gayri- menkul piyasalan canlı (belli başh borsa endeksleri 1987 dü- zcyine ulaştı bile) ama alabildi- ğine istikrarsız. Daha iki hafta önce dünya para krizinin or- tasında bir mini kriz yaşandi ve DJ bir günde 100 puan düştü. Dünya para piyasalan da ala- bildiğince kararsız. Bütün bun- lara ek olarak birde derinleş- mekte olan bir ekonomik dur- gunluk var. Tüm bunlan yann bir borsa krizinin olacağı anlanuna tabii ki gelmiyor. Ama karton karakterin de tekrar koşmaya basladığını akıl- da tutmakta bir yarar var. PORTFÖY YÖNETİGİLERİ VE SİGORTA PRODÜKTÖRLERİ ARANIYOR. "Türkiye' nin Sermaye Piyasasından ve Sigorta Sektöründen Yükseleceğine" İnanıyorsanız: * 25 yaşını geçmemişseniz, * Hırslı ve dinamikseniz, * Maaşla değil, performansla yükselmeyi kendinize hedef seçmişseniz, - İstanbul'dan 264 82 30 Kevser Özler, -İzmir'den 83 1001 ÖzlemSeke, - Ankara'dan 418 73 30 Aynur Çal, - Adana'dan 58 20 80 Figen Atay'ı telefonla arayıp geleceğinizi kurunuz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle