Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I9CIMM CUMtiUltlTkl SAYhA
EKONOMI
KIT'lerhemen
özelleştipilmeli
•ANKARA (AA) - TBM M
KİT Komisyonu Başkanı
Mehmet Gazioğlu da KİT'leri
eleştirdi. Gazioğlu. özellikle
Kamu Ortaklığı İdaresi"ne
devredilen KİTlerinmali
'durumlannın otorite boşluğu
nedeniyle "felaket hale
geldiğini. onun için bunlann
derha! özelleştirilmesi
gerektiğini" söyledi.
TTK
sözleşmesinde
sonraunt
• ZONGLLDAK(AA)-
Uyuşmazhkta olan Türkiye
Taş Kömürü Kurumu (TTK)
ile Maden Tetkik Arama
Enstitüsü (MTA) toplu iş
sözleşmcsi görüşmelerinde
Genel Maden-İşSendikası ile
KAMUSEN.20ekimsalı
günü Ankara'da son kez bir
arayagelecekler.4l binişçiyi
kapsayan görüşmclerdeyine
anlaşma sağlanamazsa grev
karan alınacak.
Belediye
şipketleri
zararda
•ANKARA (AA)- İstanbul,
Ankara ve tzmir büyükşehir
belediyelerinin kurduğu
şirketlerin 1991 yılı
hesaplannda zarann ağır
bastığı hcsaplandı. Üç
belediyenin kurduğu toplam
31 şirkettensadeceüçünün
kurulduğundan bu yana karda
olduğu saptandı.
Gümrükte
Marlboro lider
• EDİRNE (AA)- Edirne'nin
KapıkuleGümrük
Kapısı'nda.TEKEL'eait
'fc,iimrüksüzsatış
mağazalannda. bu yılın ilk
dokuz ay ında sigara ve içki
satışlannda 8 milyon 916 bin
463 marklık ciroeldeedildi.
Dokuz mağazadaki salış
hasılalının y üzde 60'lık
bölümünü Marlboro
sigarasının oluşturduğu. geri
kalan y üzde 40'lık bölümün ise
içki çcşitlerinden eldeedildiği
bildirildi.
İşçinin yüzde
30'u kaçak
• İZMİR(AA)-Çalışma
Bakanı Mehmet Moğultay,
Karşıyaka SSK Dispanseri'nin
.açtlışında yaptığı konuşmada.
ülkemizdeki işçilerin yüzde
;30'unun sigortasız ve kaçak
çalıştıklannı tespitettiklerini
söyledi. Moğultay"Bunagöre
Türkiye"de I milyon kaçak işçi
!bulunuyor. Çalışanlansosyal
;güvenli'kten mahrumetmeye
kimsenin hakkı yoktur"dedi.
TöPkkonut'ta
değişjklik
• ANKARA (A.A)-
Türkkonut Genel Başkan
Yardımcısı YılmazOdabaşı.
yönetim kurulunca görevden
•aiınaneskı başkan Mehmet
•Altınsoy'un. yönetim kurulu
toplantılanna katılmayarak
hesap \cimektcn kaçındığmı
iddia ederek, yeniden
görevden alındığını bildirdi.
Çağrı cihazı
uretimi
• ANKARA (AA)- Hollanda
firması Comm Linc.öncelikli
ürünlerini pazarlamak. bu
ürünleri yeni Türk
cumhuriyetleriyle Müslüman
ülkelere ihraç etmek amacıyla
Türkiye'de faaliyetlerine
başlıyor.
Emekli
kuyruğuna önlem
• İZMİR(ANKA)-
Emeklılerin herayınon
beşinde girdikleri maaş
kuv ruğunu kaldırmak için
Çalışma Bakanlığı birdizi
önlem ü/erindeçalışıyor. Bu
tbnnüller şöy le sıralamyor:
Bae-Kuremeklileri herayın
ll-12'sinde.SSKemeklileri
ise her ayın 21 -22"sinde
maaşlannı alacak. Bankalann
bütiin şubclcri maşlann
ödcnmesi için devreyegirecek.
Maaş ödeme günlerinde
bankalann mesaileri birsaat
önce başlayacak. SSK
emeklileri maaşlannı çekle
\e>a bankamatiklealabilecek.
Entegre zeytin
tesisi
• BL RSA (.AA)- Marmara
ZcytinTanmSatış
Kooperatineri birliği
(MARMARABİRLİK)
larafından yaptınlan entegrc
zcyıintesislen2I ckimdc
hizmeıeaçılaeak. Bursa-İzmir
karayohı üzcıindcki Başkoy
mevkiinde kurulan ve 33
mılyar liraya mal olan
tesislerde. tuz oranı düşük
zey tin ürelilecek. 5 bin ton
kapasiteli ıcsisle zeytin biryıl
yerine. üç ay gibi kısa sürcde
sofralık salamura haline
gelecek vc luz oranı y üzde
12"dcn yüzde 6"ya düşccek.
Demirerden ekonomi bürokratlanna enflasyon uyansı:
Kötü yönetim körüklüyorTUNCAY ÖZKAN
ANKARA - Başbakan Süley-
man Demirel. ekonomi bürok-
ratlannın 1993 Bütçesi hazırlık-
lanru beğenmedi. Demirel
hazırlık toplantılan sırasında.
bürokratlara sorduğu pek çok
soruya ya yanıt alamadı ya da
verilen yanıtlan yeterli bulma-
dı. Bürokratlan, bazı konular-
da hazırlıksız bulduğunu yüzle-
rine söyleyen Başbakan Demi-
rel'in en ilginç sorusu " Siyasi
nedenlerle, Türkiye'ye dış kredi
verilmezse nasıl kredi bulursu-
nuz " oldu. Bürokratlar bu so-
ruya yanıt veremeyince Demi-
rel." Daha bu soruya hazırhklı
değjlsiniz. bunu düşünün"dedi.
"Bütçe açığını nasıl kapatmak
gerek" sorusuna da tatminkar
yanıt alamayan Demirel. bu so-
ru üzerineeleştirel bir konuşma
yapan Devlet Bakanı Tansu
Çiller'e ," Ne yapalım yani. bu
konuyu tartışmayahm mı? Si-
zin söylediklerinizi de ele alaca-
ğız. Ancak daha sonra" dedi.
Demirel. ekonomi bürok-
ratlannın, 1993 Bütçesi hazırlık-
ları sırasında, birbirleriyle çeli-
şen açıklamalan karşısında da
uyanlarda bulunmak gereği
duydu. Demirel, özellikle Hazi-
ne ile DPT arasındaki görüş ve
hedef aynlıklan konusunda
uyanlar yaptı. Bütçe açığı
• Başbakan, ekonomi-
yi yönlendiren bürok-
ratlara sorduğu "Bütçe
açığını kapatmak için
önerileriniz nedir ve si-
yasi sebeplerle dış kredi
bulamazsak ne ya-
parsmız" sorulanna
yanıt alamaymca, enf-
lasyonun suçunu da on-
lara yükledi.
konusunda, ortak rapor hazır-
layan ve "73 trilyon açık ola-
cak" diyen bürokratlar. Yük-
sek Planlama toplantısında. ra-
pordaki görüşlerinin tersini sa-
vundular. Hazine Müsteşan
Tevfik Altınok'un ve bürokrat-
lannın. açığı 100 trilyon olarak
telaffuz etmeleri karşısında De-
mirel. "Açık 100 mü. 73 mü?
Hangi rakam doğru? Siz ne dü-
şünüyorsunuz? Bize doğru ra-
kamlan verin. Siz gerçek ra-
kamlan vereceksiniz ki siyasi
otorite planlamasmı ona göre
yapsın" dedi.
Hazine'ye sert tepki
Hazine'nin açık konusunda-
ki çelişkisine DPT Müsteşan İl-
han kesici de sert tepki verdi.
Kesiei. bir gün önce bütün eko-
nomi sorumlulanyla birlikte 73
trilyon rakamının ortaya çıka-
nldığını. bu bürokratlar içinde
Hazine Müsteşan Tevfik Altı-
nok'un da bulundueunu belir-
terek, "73'ü 100 olarak telaffuz
ederseniz ben bunu yadırganm.
İyi uygulama olmazsa 73, 100
olur. KİT açığına 30 trilyon de-
yip 60 trilyona nasıl çıkıyorsu-
nuz" dedi. Bu tartışmalar üzeri-
ne Başbakan bürokratlara şun-
lan söyledi: "Alınganlığa gerek
yok. tartışıyoruz. Ben 12. büt-
çemin üzerinde oturuyorum.
Yani yeni bütçe yapmıyorum.
750 bin kişiyle idare edeceğiniz
ülkeyi 1.5 milyon kişiyle idare
ederseniz böyle olur. Vaziyet
kötü. kim yaparsa yapsın diye-
meyiz. Gerçek ne ise onu söyle-
yin. 73 mü. 100 mü ?" "Bütçe
açığını nasıl kapatınz,projeleri-
nız nedir" sorusuna Hazine
Müsteşan'nın " Artmasın
da..." şeklinde karşıhk vermesi-
ne de sinirfenen Demirel. "Ben
size onu sormuyorum "azalır
mı?" diye soruyorum" dedi.
Aldığı yanıtlan beğenmeyen
Başbakan'a. bürokratlar,
açığın azalmasına ilişkin bir
öneri getiremediler. Demirej
Tevfik Altınok'un kısa vadeli
avanslara yönelik bir önerisine,
"Böyle yapınca. Merkez Ban-
kası'ndan aldıklanmız azalı-
yor. Enflasyonun sebebi bunlar
işte" diyerek karşı çıktı. Demi-
rel bürokratlara enflasyonun
bir sebebinin de "kötü yöne-
tim" olduğunu söyledi.
Tahrip edilmiş kadro
Başbakan Demirel, bu ge-
lişmelerin ardından. Cumhuri-
yet'in " l1 yıl aradan sonra 12.
bütçenizi yapıyorsunuz. Eko-
nomi bürokrasisini nasıl buldu-
nuz? Yeterli mi? Türkiye için
gerckli projeleri üretebiliyorlar
mı" sorusunu. " İçlerinde çok
dcğcrli kimseler var. Ancak biz
bu kadrolan hazır bulduk. Bi-
zimle çalışmak isteyenle çalışı-
yoruz. Ama malesef. devlet 10
yılda çok tahrip edilmiş. Biz bu
tahribatı gidermeye çalışıyoruz.
Gerektiği yerde gerekli dü-
zenlemeleri de yapanz tabii"
diye yanıtladı.
Hükümetin fonu bütçeye katmas, yeni bir soruyarattı
Kooperatiflere krediyi kim verecek?
İş-Ekonomi Servisi - Toplu Konut Fo-
nu'nun, Kamu Ortaklığı Fonu'nun da ara-
lannda bulunduğu 62 fonla birlikte bütçe-
ye dahil edilmesi. Toplu Konut İdaresi
yöneticileriyle birlikte. binlerce kooperatif
üzerinde de soğuk duş etkisi yaptı.
Geçen iktidar döneminde amacından
uzaklaştınlan fonu. yeniden ihtiyaç sahibi
dar gelirlilerin konut sa-
hibi olabilecegi toplu
konut projelerine yö-
neltme iddiasında olan
Toplu Konut İdaresi
yetkilileri, bu kaynağın
bütçeye dahil edilmesini
"mahvolduk" biçimin-
deyorumladılar.
Kooperatif yöneticileri ise, yanhşlan dü-
zeltme vaadiylc gelen hükümetin. gecmiştc
fonun önemli bölümünden mahrum bı-
rakılan kooperatifleri krediye kavuştur-
masını beklediklerini: Bakanlar Kurulu'-
nun ise, bu kaynağı cümüyle ellerinden al-
mayı tercih ettiğinı söylediler.
Kent Kooperatifleri Merkez Birliği Ge-
nel Başkanı Muammer Niksarlı. Toplu
Konut Fonu'nun 1987"den sonra zaten
amacından uzaklaştınldığını belirterek.
"Bu kez. kaynağın tümünü kooperatiflerin
elinden alan hükümet. kredi vereceğim di-
yerek angaje olduğu toplu konut inşaat-
İannın hangi kaynaktan. nasıl kredilendiri-
leceğini açıklamalıdır. Bu. yeni bir Toplu
Konut Yasası çıkarmayı gerektirir" dedi.
Toplu Konut Fonu'nunkooperatiflerden
kısıntı yapılarak tamamen yasalara aykın
alanlarda kullanıldığını söyleyen Muam-
mer Niksarlı. Başbakanlık Yüksek De-
netleme Kurulu'nun geçen yıl hazırladığı
raporda da Toplu Konut İdaresi'ni. yasal
smırlann dışına çıkmak ve mevzuata aykın
davranmakla suçladığını ifade etti. Nik-
JVent-Koop Genel Başkanı Muammer Niksarlı, 1991 yılında
hazırlanan Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporu ile
kaynaklannı yasalara aykın kullanmaktan sabıkalı olan Top-
lu Konut fdaresi'nin, zaten kooperatiflere fonun ancak yüzde
20'sini kredi olarak dağıtmakta olduğunu söyledi.
sarh'nın sözünü ettiği YDK raporunda.
Toplu Konut Fonu kaynaklannın raporun
düzenlendiği tarihe kadar ancak yüzde 68.
4'ünün konuta aynldığj belirtilerek fon
kaynaklannın 1984'te yüzde 93.2'si konut
kredisi otarak verilirken. bunun I989"da
yüzde 31.3'e gerilediği vurgulanıyor.
Fonun I988'de yüzde 30.1989'dan sonra
da yüzde 50'sinin hükümetler tarafından
bütçeye aktanldığı belırtilen raporda. İda-
re'nin kalan kaynağı da amaç dışında kul-
landığı savunuldu.
Raporda. 2985 Sa>nh Yasa'da belirlenen
Toplu Konut Fonu'nun kuruluş amaçlan
içinde sayılmamış olmasına ve herhangi bir
yetkili merci karan olmamasına rağmen.
Toplu Konut İdaresi'nin 1987'de Erya-
man. 1988'dcde Halkalı konutlannın inşa-
atına başladığı. I991'de de Emlak Ban-
kası'ndan devralınan Yahyakaptan ve
Ataköy arsalannda konut üretimine geçti-
ği belirtildi ve bu uygulamanın konut
sektörüne yönelik kısıtlı kaynaklan daral-
tarak. konut kredilerine aynlan payı
azalttığı ortaya konuldu.
Muammer Niksarlı.
YDK raporundan da an-
laşılacağı üzere. fonun
yansının son 3 yıldır zaten
bütçeye giıtiğini. ayrıca
yüzde 10'unun Fak-Fuk
Fon'a aktanldığını. kalan
yüzde 40'ın da yansının
Toplu Konul İdaresi'nin
yaptığı inşaatlara harcandığını ifade etti.
Hükümetin son karanyla bu yüzde 20'-
lerin de kooperatiflerin elinden alındığını
belirten Niksarlı. "Toplu Konut İdaresi.
maalesef. Türkiye'de kaç kooperatif var,
bunlar nedurumda. bunlan bilmiyor.
Yeni yönetim kooperatiflere anket gön-
deriyor. "Kooperatifiniz varmı. varsa inşa-
atınız var mı. varsa ne seviyede" diye soru-
yor.
Yani devleı işin ucunu kaçırmış, bunu
toparlamak gerekiyor diye düşünüyorlar.
Maliye olayında da fona karşılar lobisi
oluştu. Bunlar fırsatı yakaladılar mı. devle-
tin hazinesinin dışında hazine olur mu diye-
rek farklı amaçlarla kurulan fonlan bütçe-
ye aktarmaya çahşıyorlar."
TOBB Raporu'nda, 21 yıl önceki veriler kullanılabildi
Tarımda bilgi 'erozyonu'
İş-Ekonomi Senisi - Tür-
kiye'nin tanm alanlannda.
bundan sonra fiziksel büyüme
beklenemeyeceği, artan nüfu-
sun tükctiminin karşılanması
için verimliliğin arttınlmasının
zorunlu olduğu vurgulandı.
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği (TOBB) tarafından Özel
İhtisas Komisyonu'na hazırla-
tılan tanm raporunda, verimli-
liğin planlı ekim ve teknolojik
gelişmelerle arttınlabileceği sa-
vunuldu. Tanm arazılennın
yeteneklerine ve özelliklerine
göre kullanılmadtğı dile getiri-
Ten raporda. Türkiye'nin top-
rak kaynaklanna ilişkin bütün
bilginin 1966-71 yıllan arasın-
daki yoklama düzeyinde top-
rak etütleriyle sınırlı olduğu
kaydcdildi.
Çukurova Üniversitesi Zira-
at Fakültesi Dekanı Prof.Dr.
Osman Tekinel'in başkanlığın-
daki komisyon tarafından ha-
zırlanan TOBB raporunda da
ekim alanlan. tahıl, sebze ve
meyve üretimi gibi konular için
1988-89 yıllanndan sonraki ve-
rilere yer verilemedi. TOBB
Başkanı Yalım Erez, araştırma-
nın önsözündc yer alan açıkla-
masında tanm sektörünün sağ-
lanan tüm gelişnıelere rağmen.
tanma dayalı sanayinin ham-
madde ihtiyacını miktar ve ka-
lite yönünden karşılayamadığı-
nı savundu. Erez. toplam istih-
damın yüzde 50"sini karşılayan
tanm sektörünün gayrisafi milli
hasılaya ve ihracata katkısı yö-
nünden de önemine değindi.
Türkiye'nin toprak varhğı ve
sulama olanaklan yönünden
tanmsal kaynak potansiyelinin
irdelendiği raporda bitkisel üre-
tim. sebze ve meyve aynminda
ürün bazında inceleniyor. Hay-
vancılık ve ormancılığın da ayrı
başlıklar altında yer aldığı ra-
porda. tanmdaki endüslriyel
girdiler. gıda sanayii sektörü ve
Güneydoğu Anadolu Projesi
de (GAP) çeşitli yönleriyle ele
alınıyor. Tanm raporunun bir
bölümünde ise Türk tanmının
Avrupa Topluluğu'na (AT)
uyumu. politikalar ve uygula-
•Özel İhtisas Komisyonu'na
hazırlatılan Tanm Raporu'n-
da. Türkiye'nin toprak kay-
naklanna ait son bilginin
1971 yılına dayandığı kayde-
dilerek. tarımda plansızlık ve
programsızlığın; üretim, ve-
rimlilik. pazarlama \e kazanç
dengesini hem sektörün. heı-ı
de tüketidnin aleyhine dönüş-
türdüğü ileri sürüldü. Rapor-
da "Tanm alanlan daha fazla
genişlemez. verimlilik arttınl-
malf' denildi. Yalım Erez
malar yönünden değerlendirili-
yor.
TOBB raporunda, cumhuri-
yetin ilk yıllannda büyük bir
ilerleme kaydeden tanmın. son
yıllarda plansız uygulamalar
nedeniyle belli bir doygunluğa
ulaştığı belirtildi. Raporda.
Türkiye'de ekim dikim yapılan
alanların toplam yüzölçümü ile
ilgili farklı rakamlann ifade
edilmesi dikkat çekti. Farklı
sayfalarda 27.7 milyon hektarla
28 milyon hektar arasında ta-
nımlanan tanmsal topraklann
kesin yüzölçümü bir başka say-
fada 27 milyon 897 bin hektar
olarak belirtildi ve bu alanın
birçok ülkenin y üzölçümünden
daha büyük olduğuna dikkat
çekildi. Yaklaşık 77.8 milyon
hektarlık toprağa sahip Tür-
kiye'nin cumhuriyetin ilk yılla-
nnda 11.7 milyon hektar olan
tanm alanlannı 2.4 kat arttırdı-
ğı vurgulanan raporda ay nı yıl-
larda nüfusun 5.4 kat artlığı
halırlatıldı. Ürün çeşidine göre
verimliliğin 2 ile 10 kat arıtınl-
ması sayesinde nüfusun tüke-
tim ihtiyaanın karşılandığı be-
Iirtilen raporda. "Bııgün ülke-
mizde 1950'li yıllarda olduğu
gibi.fizikselolarak tanm arazı-
İerinın genişletilme olanağı bü-
yük ölçüde ortadan kalkmıştır"
denildi. Raporda aynca üreti-
min niteliğinde de değişim göz-
lendiği belirtilerek tahılın top-
lam üretimdeki payının düştü-
ğü. buna karşın üretimin pazar
dcğeri yüksek sebze ve mey veye
kaydığı ifade edildi. Türk Tan-
mı raporunda başlıca şu sapta-
malar yer aldı:
*Türkiye'de nüfusun yakla-
şık yüzde 50'si tanmla uğraş-
maktadır. Bu durum tanm
sektörünün daha uzun yıllar is-
tihdam yönünden önemini
muhafaza edeceğini ve tanm dı-
şı sektörlerin işgücü ve sermaye
ihtiyaçlannı sağlayan önemli
bir kaynak olma niteliğini ko-
ruyacağını göstermektedir.
•GSMH içinde tanm sektö-
rünün payı. 1990 yılı itibanyla
vecari üretici fiyatlanyla yüzde
15.94'tür. Ancak tanm sektö-
rünün milli ekonomiye bu
önemli katkısına rağmen tanm-
da çalışanlann kişi başına elde
etliği gelir Türkiye ortalaması-
nın yaklaşık üçte biri kadardır.
* 1990 y ılı itibanyla dış satım-
da değer olarak yüzde 18.4 pay
alan. ancak tanma dayalı sana-
yinin dış salımı da gözönüne
alındığında bu payı daha da bü-
yüycn lanm sektörünün ihra-
cal yönünden önemi gittikçe
artmakıadır.
*Bunlara karşın larım işlct-
melcrinin yaklaşık üçte ikisi 50
dekardan daha az araziyc »a-
hiptir. Bu durum özellikle kuru
tanm yapılan alanlarda vcrimli
çalışmayı sınırlamaktadır.
*İşletmelerin büyük çoğun-
luğunda toprak. emek \e ser-
maye lakıörleri arasında iste-
nen dengc kurulamamıştır.
*Kiracılık ve ortakçılıkla
arazi işletilmesinde taraflann
hak \e hukukunu koruyucu ve
toprağın verimli işletilmcsini
vığlayıcı yasal düzenlemelerye-
tersizdir.
*İşletme sahiplerinin ürelim
tekniği, işletme yönetimi ve pa-
zar koşullan hakkında bilgi
edinme kaynakları yelersizdir.
*Verimli tanm topraklarının
lanm dışı amaçlarla kullanımı
gittikçe yaygınlaşmaktadır.
*Tanmsal üretim iç ve dış pa-
zar taleplerine göre yönlendiri-
lemediği için yıldan yıla. bazı
ürünlerde gereksiz fazlalıklar.
bazılannda ise yetersizliklerle
karşılaşılmaktadır.
DüNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ
ERGİN YILDIZOĞLL
Dünya fıcapetinin
TehHkeye DösüyopABD, Avrupa veJaponya'da
ekonomik durgunluk derin-
leşmeye devam ediyor. Bu or-
tamda bu ülkeler arasındaki
ekonomik ve politik rekabel
uluslararası mal ve para piyasa-
lannın işleyişi üzerinde giııikçe
artan bir basınç yaratıyor. ko-
rumacılık eğilimlerini güçlcndi-
riyor.
Bunu sınırlamayı amaçlayan
çabalar ise sık sık çıkmaza giri-
yor. Bu noktadan bakıp da
dünyada hangi anlaşmalann
yapıldığı. hangilerinin ise yapıl-
madığını gözlemek gelişmelerin
yönü hakkında aydınlatıcı
ipuçlan veriyor.
Geçen günlerde ABD. Çin
Halk Cumhuriyeti (ÇHD) ve
Meksika ile iki ticaret anlaş-
ması imzaladı. ÇHC ile yapılan
anlaşma ÇHC pazarlannı
ABDmallannaaçtı.
Teksas San Antonio'da Bush
ile Meksika devlet başkanı Sali-
nas arasında imzalanan anlaş-
ma. taraflann meclislerinde ka-
bul edildiği takdirde Kuzey
Amerika Serbest Ticarel Ant-
laşması'nı (North American
Frec Trade Agreemcnt-NAF-
TA) Mcksika'yı da bünyesine
alacak şekildc genişletiyor.
Böylece Atlantikin bu yaka-
sında 6 trilyon dolarlık hacmi
ile dünyanın en büyük serbest
ticaret bölgesi doğuyor. ABD
ile ÇHC arasındaki ticarel an-
laşması ile dc dünyanın cn bü-
yük nüfusuna sahip olan ÇHC
pazara bağlanıyor
Atlantikin karşı yakasında
ise Almanya'nın ticari ve mali
etkinliği altında şekillenmekte
olan Avrupa Topluluğuda üye-
leri arasındaki ticareti bu yıl
serbestleştirdi. Karşılaştığı tüm
zorluklara rağmen. Avrupa ül-
keleri tek bir pazardan. giderek
tek bir ekonomiye, hatta tek bir
politik kurumlaşmaya ulaşma-
ya çalışıyorlar.
Diğcr taraflan, 11 ekimde
Brükselde Uruguay raundunu
sonuçlandırmak için yapılan
GATT toplantısı. ABD ve AT
arasında. tanm ürünlerinindes-
teklenmesi ve ihraç hacimlen
konusundaki anlaşmaziıktan
dolayı çıkmaza girdi.
Böylece sırada bekleyen ve
diğer 108 üye ülkeyi ilgilendiren
bir seri ticaret serbestleştirme
önerisi gündeme bile gelmedi.
Bu anlaşmazhkta. görünüşle
ABD ve Fransa'nın iç sorunlan
rol oynadı. George Bush yakla-
şan seçimlerde tanm kesiminin
desteğini kaybetmek istemiyor-
du. Artık iyice zayıtlamış
| Fransız hükümeti ise köylüle-
rin muhalefetinden korkuyor-
du. Ama bu madalyonun sade-
ce bir yani. GATT görüşmeleri-
ne Fransa doğrudan katılamı-
yor. dolayısıya diğer Avrupa
ülkeleri. özellikle Almanya is-
terse bu anlaşmazlıklar aşılabi-
lir. Ama aşılamıyor. Çünkü
Avrupa bırliğının geleceği Al-
manya ile Fransa'nın itti-
fakının gücüne bağlı. Almanya
Fransa'yı destckliyor. Bu ko-
şullarda diğcr AT ülkeleri
Fransa'nın isteklerine boyun
eğiyorlar.
GATT bünyesindeki tanm
destekleri görüşmelerinin çık-
maza girmesi ise ABD'nin
mali servisler. telekomünikas-
yon. taşımaalık ve özellikle dc-
niz taşımacılığı servisleri ticare-
tinin serbestleşmesi görüşmele-
rindcn çekilmesi tchditi ile bir-
leşincc ve hafta sonunda taraf-
lann tutumlarını daha da scrı-
leştirdikleri göz önüne alınırsa
GATT görüşmelerinin toptan
bir çökme tehlikesı ile karşı
karşıya kaldığı söylenebilir.
ANONİM ŞİRKETİ YÖNETİM
KURULUNDAN
İLGİLİLER VE 3. ŞAHISLARIN
DİKKATİNE
Tam Sigorta'nın ablem değişikliği
nedeniyle mevcut poliçe ve her türlü
ilzam evrakı bugün den (19 Ekim 1992
Pazartesi dahil) itibaren kullanılması ve
tanzim edilmesi Şirket Yönetim
Kurulu'nun Karanyla süresiz olarak
durdurulmuştur.
Yerine bu ilanda görülen Yeni kırmızı
renkii logo ile bastınlmış poliçe ve
diğer evrak ikame edilmiştir.
Duyurulur.
GATT görüşmelerinin çökme-
si ise yağlı tohumlar, çelik.
ABD ve Japonya arasındaki
lanm destck alımlan, hava taşı-
macılığı ve süper kompütür
kontratlan konulan da dahil
olmak üzere bir seri başka an-
laşmazlığın sürüncemede kal-
ması demektir. GATT dünya
ticaretinin düzenli bir şekilde
giderek serbestleşlirilebilmesi
için tek araç. Çökmesi halinde.
ekonomik durgunluktan
çıkışın gecikmesi bir yana. dur-
gunluğun sürmesine paralel
olarak da ikili anlaşmalar.
bloklaşma ve korumacılık eği-
Hmlerinin gittikçe artması bck-
lenmelidir.
Tüm bloklaşma ve koru-
macılık eğilimlerinc karşı. örne-
ğin Japonya'nın NAFTA pa-
zanna girmek için ABD'de. AT
pazanna girmek için de özellik-
le İngiltere'de yatınmlannı
arıtırması ise kalıcı bir çözüm
gctiımiyor.
Aksine bu tür yatınmlar
yatınmcının geleccğini başka
bir ülkenin politik daJgalanma-
lanna bağlaması açısından yeni
bir risk unsuru yaratıyor ve
uluslar arası politik diplomatik
ilişkilere fazladan bir yük geti-
riyor.
Borsa krizinin 5. yılı
Beş yıl önce. I987'de, 19
Ekim pazartesi. belli başh mali
merkezler o güne kadar görül-
memiş şidetıe bir kriz y aşadılar.
Ncw York Borsası'nda Dow
ve hızla bütün dünyaya yaydı.
Kriz, politikacılan Lazırlıksız
yakaladı. ABD'de Ronald
Reagan "Ekonominin temcl
sağlam, ürelkenlik her zaman-
kinden yüksek, kriz falan yok"
dcrken. İngiltere Maliye Ba-
kanı Nigel Lavvson "piyasalar
olayı grotesk bir şekilde abarttı.
Ekonomik temel sağlam. İngil-
lere'de asla bir resesyonun teh-
likesi yok" diyordu. Halbuki
1987 yılı, büyük bir gürültü ile
Atlantik'in iki yakasında Rea-
gan-Thaıcher "boom'unun so-
nunu noktalıyordu.
1987 krizini ortaya çıkaran,
dünya ekonomisinin cadı ka-
zanı ta 1970'lerde kaynamaya
başlamıştı. Petrol dolarlannın
III. Dünya ülkelerinc. bunlann
ödeme gücü hiçbir şekilde göz
önünc alınmadan krcdi olarak
verilmesi. III. Dünya ülkclerini
1970'lerin sonunda borçlannı
ödeyemez hale gclmesi ve
1982'de Meksika'nın iflası ile
borç krizinin patlak vermesi
1987'deki gelişmeleri h;ızır!adı.
III. Dünya'nın kapısı kapandık-
ça mali sermaye merkez ülke-
lerinc geri döndü. ABD ve
İngiltere'de esas olarak tükeıici
talcbinc dayandığı bugün artık
tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmış
olan bir ekonomik boom baş-
ladı.
Borsanın çılgın yükselişi bu
kaygan zemine dayandı. Bir
aşamada ekonomiler karton
fılmlerde rastlanan bir duruma
geldiler. Karton karaktcr ko-
Johns Industrial lndexi (DJI).
tekrar çıkmaya başlamadan
önce 508 puan düştü. Londra'-
da Financial Times Index iki
günde toplam 500 puan düştü
ve yaklaşık yüzde 25 değer kay-
beıti.
Tokyo ve Sidney borsalan sı-
rasıyla yüzde 15 ve yüzde 25 de-
ğer kaybettiler. Hong Kong
Borsası askıya alındı. İki günde
dünya borsalannda kıymetli
kağıtlann değerinden milyar-
larca dolar. sterlin. mark, yen
sihndi.
Dünya borsalan. ama özel-
likle Nevv York ve Londra son
bir kaç aydır. her gün yeni bir
rekor kırarak yükselivordu.
Krizden yaklaşık bir hafta önce
Financial Times'tan John Har-
ris şakacı bir şekilde "Borsada
sinir gcrginlıği son safhasında.
Kimin omzuna dokunsak he-
men satmaya başlıyor" diyor-
du.
Atlantik'in iki yakasında
açıklanan son ekonomik göster-
geler, ABD bütçe ve ödemeler
dengesi açığı. İngiltere'de ban-
ka kredilerinde beklenenin üze-
rinde bir arlış olması sinirleri
iyice germişti. ABD ile Alman-
ya arasında herkesin gözü
önünde faiz oranlan üzennde
yapılan tartışma gergin sinirleri
koparttı.
Borsada bir satış furyası baş-
ladı. Saatlerlc sayılacak bir za-
man dilimi içinde bilgisayar sis-
temleri ve elektronik haberleş-
mc devreleri çalkantıyı büyüııü
şarken hız alamaz ve uçurumun
kenanndan ileri doğru koşma-
ya devam eder. Ta ki ayak-
lannın altında gerçek bir zenıin
olmadığını kavrayana kadar.
Krizden bazı dersler de
çıkanldı ve Nevv York Borsasf-
na kompütürlü satışlan ve gün-
lük dalgalanmalan sınırlaya-
cak emniyet mekanizmalan
(circuit breakers) kondu. Ben-
zer bir sistem Londra Borsası'-
nda da var.
Ama dün borsa krizine yol
açan etkenlerin hemen hepsi bu
gün hâlâ bizimle, ABD
(ödemeler dengesi ve bütçe) çif-
te açığında dikkate değer bir
iyileşme henüz yok. Faız politi-
kalannda ABD ile Almanya
rasındaki uyumsuzluk. hala.
üstclik. İngiltere'nin ERM'den
çıkmasında önemli bir ctkcn
olacak kadar geçerli. Gayri-
menkul piyasalan canlı (belli
başh borsa endeksleri 1987 dü-
zcyine ulaştı bile) ama alabildi-
ğine istikrarsız. Daha iki hafta
önce dünya para krizinin or-
tasında bir mini kriz yaşandi ve
DJ bir günde 100 puan düştü.
Dünya para piyasalan da ala-
bildiğince kararsız. Bütün bun-
lara ek olarak birde derinleş-
mekte olan bir ekonomik dur-
gunluk var.
Tüm bunlan yann bir borsa
krizinin olacağı anlanuna tabii
ki gelmiyor.
Ama karton karakterin de
tekrar koşmaya basladığını akıl-
da tutmakta bir yarar var.
PORTFÖY YÖNETİGİLERİ VE
SİGORTA PRODÜKTÖRLERİ
ARANIYOR.
"Türkiye' nin Sermaye Piyasasından ve
Sigorta Sektöründen Yükseleceğine"
İnanıyorsanız:
* 25 yaşını geçmemişseniz,
* Hırslı ve dinamikseniz,
* Maaşla değil, performansla
yükselmeyi kendinize hedef
seçmişseniz,
- İstanbul'dan 264 82 30 Kevser Özler,
-İzmir'den 83 1001 ÖzlemSeke,
- Ankara'dan 418 73 30 Aynur Çal,
- Adana'dan 58 20 80 Figen Atay'ı
telefonla arayıp geleceğinizi kurunuz.