Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11EKİM1992PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
IHD'ye polis
baskını
• İstanbul Haber Servis -
İnsan HakJan Derneği
(İHD) İstanbul Şubesi'ne
dün polis tarafından yeni bir
baskîn yapıldı. Arama ve
kimlik kontrolleri sırasında
İHD'nin çeşitli kişi ve
kunıluşlarla yaptığı
yaaşmalar ile bazı olaylara
ilişkin açılan imza
kampanyalannın onjinal
metinlerinede el konuldu.
İHD'ye dün saat 14.00
sıralannda gelen Dernekler
Masası'na bağlı sivil ve resmi
polis ekipleri. ellerinde yazıh
arama etnri olmadığı halde
arama yaptı. Altısı yönetim
kurulu üyesi olmak üzere
toplam lOkişininbulunduğu
sırada gerçekleştirilen
baskında, aynca demek
üyesi olmayan 4 kişinin
isimieri ile derneğin daha
önce yaptığı basın
açıklamalan tutanağa
geçirildi. Kısa bir süre önce
faaliyet gösterdikleri
apartmaran gırişinde
bulunan İnsan Haklan
Derneği İstanbul Şubesi
yazılj tabelanın da beyaz
badana boyası ile
boyandığını anımsatan İHD
yöneticileri, polisin sürekli
aramaizni olmadan derneğe
baskın düzenleyerek,
içerdeki insanlan 'potansiyel
suçlu' olarak göstermeye
çalıştığını söyledi.
SHP MYK, seçim
bölgelerinde
• ANKARA(ANKA)-SHP
Merkez Yürütme Kurulu
üyeleri, propaganda
çalışmalannda bulunmak
amacıyla 1 kasımda ara yerel
seçimlerinin yapılacağı 12 ile
dağıhyorlar. SHP Merkez
Yürütme Kurulu, 1 kasımara
yerel seçimleri için üyeleri
arasında görevlendirme yaptı.
Buna göre genel sekreter
yardımcılan Ethem
Cankurtaran ve Mustafa Kul,
İstanbul'da seçim yapılacak
Bahçelievler, Bağcılar,
Güngören. Maltepe, T\ızla ve
Avalar'da propaganda
çalışmalannı yürütecekler.
ANAP'ta imza
sayısı213
• ANKARA(ANKA)-
ANAP Genel Merkezi yeni
bir manevra ile olağanüstü
kongrenin toplanması için
yeterli imza sayısını 213'e
yükseltti. Partide kongre için
gerekli imzanın toplanıp
toplanmadığı larüşmalan
sürerken, disiplin kurulu
üyeleri de delege toplamına
katıldı.ANAPMKYK
toplantısında Halil Şıvgın
tarafından ortaya atılan
•'disiplin kurulu üyeleri de
delege sayılmah" görüşü
genel merkez yönetiminin
ilgisini çekti.
ANAP'tan
propaganda
atagı• ANKARA(ANKA)-
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, bu ay yapacağı Bursa
mitingiyle muhalefet
anlayışına yeni aksesuarlar
ekleyecek. Mitingde
Başbakan Demirel'in kendi
sesinden vaaUerin yer aldığj
kaset çahnacak ve sözlerinin
aralanna "palavra palavra",
"eline gözüne dizine de
dursun" nakaratlan
yerleştirilecek.
Kınm
TÖPklepinden
ppotesto
• İSTANBUL (AA) -Kınm
Türkleri Kültür ve
Dayanışma Derneği Genel
Başkan Yardımcısı
Mükremin Şahin, Kınm'a
dönüş yapan 250 bin
civannda KınmTürkü'nün,
bir yandan ekonomik
zorluklar altında yerleşmeye
çalışırken, bir yandan da bazı
Rus şovenist gruplann
engelleme ve saldınlanna
maruz kaldıklannı bıldirdi.
Mükremin Şahin, "Şovenist
Rus gruplann, Kınm'da,
Kınmın yerli nalkı Kınm
Tatarlannın hergeçen gün
nüfusunun artması karşısında
ve Kınm'a yeniden kök
salmalannı engellemek için
yapmış olduklan baskılann
sonucu olarak meydana gelen
bu türolaylar, Kınm'ın
geleceği açısından endişe
verici bir gelişme çizgisi takip
etmektedir" dedi.
OZEL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
92.DfrEMKAYITURI
DfVAM EO*t0M
Hafta sonu-Hafta içt ve
Akşam kurslan devam ediyor
Dershane:
ÛSKÜDAR: J«3 «7 tt-Jif İ2 M
K02YATAĞI:3«47J3
TARABYA » •• «
İstanbul Barosu Genel Kurulu'nda ilk gün yargının demokratikleşmesi tartışıldı
Baro başkanınıbııgün seçiyor
DENİZTEZTEL
İstanbul Barosu'nun Genel
Kurulu'nda Baro Başkanı Tur-
gut Kazan'a karşı avukatlar
Kazan'ı AVTA tatil köyü pro-
jesi nedeniyle eleştirdiler. Genel
kurulu açış konuşmasını yapan
Kazan'ın bazı sözlerine İslamcı
avukatlar tepki gösterdiler ve
Kazan'ın konuşmasını engelle-
meyeçalıştılar.
İstanbul Barosu'nun 2 gün
sürecek olan genel kurulu dün
başladı. Genel kurulda Çağdaş
Avukatlar Grubu olduklannı
ileri süren iki grup ile Çağn ve
Özgür Düşünce gruplan liste çı-
kardılar. İstanbul Barosu Baş-
kanı Turgut Kazan açış konuş-
masında, Anayasa ve hukuka
aykın yollarla seçilmiş kişilerin
Sayıştay'da ve Anayasa Mah-
kemesi'nde görev yaptığını be-
lirterek şunlan söyledi:
" Yargıtay Başkanı hukuk dı-
şı türküler söyler, Sayıştay Baş-
kanı ile Anayasa Mahkemesi
yargıa, Anayasa Mahkemesi
karannı dinlemezse, başka in-
sanlardan hukuka saygı bekle-
nemez. Böyle bir anlayışa son
verilmelidir. Hem Sayıştay Baş-
kanı hem de adına yasa çıkan-
lan ve bu yolla Anayasa Mah-
tstanbui Barosu seçimlerinde başkanlık için 4 aday yarıştı. ı F- otoğraf: ZAFER AKNA R)
kemesı üyeliğine seçilen bu
nakşibendi kişi istifa etmeli-
dir."
Kazan'ın bu sözleri İslamcı
avukatlar tarafından yuhalan-
dı. Bazı avukatlar kürsüye yü-
rüyerek Kazan'ın sözlerini
kesmeye çalıştılar. Bu kişiler
görevliler ve araya giren avu-
katlarca engellenirken, kürsüye
calışma raporu, bazı kağıtlar
fırlatıldı. Daha sonra konuş-
masına devam eden Kazan,
"Cumhurbaşkanf nın Anayasa
Mahkemesi'ni ele geçirme ope-
rasyonuna mutlaka son veril-
melidir" dedi.
Divan seçimini Necla Fer-
tan'ı destekleyen Çağdaş Avu-
katlar Grubu'nun almasından
sonra Çalışma Raporu okun-
du. Daha sonra yapılan konuş-
maiarda başkanlığa adav olan
avukatlar Turgut Kazan'ı AV-
TA tatil köyü nedeniyle eleştir-
diler.
Kendisinin Çağdaş Avukat-
lar Grubu'nu temsil cttiğini be-
lırten Necla Fertan şunlan söy-
ledi:
"Başkan "Suskun bir baro-
dan saygın bir baro yaratık'
diyor. Zaten İstanbul Barosu
saygın bir barodur. 12 Eylül dö-
neminde kapısına kilit vurukJu-
ğunda da saygındı. başkanı
tutuklandığında da saygındı.
Turgut Kazan Baronun adını
ilk defa akçeli işlere kanştırdı.
Sayın Kazan, çağın bir medya
çağı olduğunun bilinciyle. med-
ya dünyasmda görüntüsünü
sergilemeyi yeğlemiştir. Bu ara-
da mesleğin sorunlan çığ gibi
büyümüştür."
Eleştirelere yanıt veren Tur-
gut Kazan, kendisine sadece
AVTA tatil köyü nedeniyle
eleştiri geürildiğini, yaptığı di-
ğer işlerle ilgili doğru dürüst bir
eleştirinın söz konusu olmadı-
ğını belirtti. Kazan, "Vaat et-
miştik yaptık. Bu işle ilgili ola-
rak beş kuruş cebime girmemiş-
tir" dedi.
Kazan'dan sonra söz alan ve
Yönetim Kurulu üyeliğinden
istifa eden 7 kişiden biri olan
Ergin Cinmen'de Kazan'ı çok
iyi tanıdığını vurguladı. Cin-
men. "Kazan yaptığı iyi ışleri
sanki tek başınayapmışgibian-
lalıyor. O işleri Yönetim Kuru-
lu ile birlikte yaptı. Kazan tek
kişilik bir korodur. O her za-
man en iyisini bildiğini söyler"
dedi.
Genel kurulda bugün avu-
katlar Başkanlık ve Yönetim
Kurulu seçimi için oy kullana-
caklar.
17. Genel Kurulu'da PKK ve sol içi bölünme tartışıldı:
Adaııa BarosuTida gerginkongre
• 758 üyeli Adana Barosu'nun genel kurulu sert
tartışmalarla başladı. Kongrede yönetime Başkan
Aydın Çoşar tekrar aday oldu.
ADANA (Cumhuriyet Güney
tleri Bürosu)- Adana Barosu'-
nun 17. olağan genel kurulu,
ÇHD sekreterinin konuşması-
nın engellenmesi, PKK tartış-
ması ve sol içi kısmi bölünme
nedeniyle sert bir ortamda ya-
pıldı.
Bir grup avukat, kürsü doku-
nulmazlığına engel olunduğu
gerekçesiyle genel kurulu terke-
derken. sol kesimin adayı Ah-
met Doğan ise, bir gazetede yer
alan haberle ilgili olarak Bana
PKK'h diyenlerin Allah be-
lasmı versin" diye konuştu.
CHP kökenli eski Baro baş-
kanlanndan İbrahım Günay'ın
Divan Başkanlığı altında yapı-
lan 758 üyeli Adana Barosu'-
nun genel kurulunda sert tartış-
malar oldu. DYP Adana mil-
letvekillerinden Selahattin
KJIIÇ, Uğur Aksöz ve Ahmet
Şanalın kısa süreyle izledği
kongrede yönetime tekrar aday
olan Başkan Aydın Çoşar, söz
alarak avukatlık yasasında ya-
pılmak istenen iyileştirmelerin
büyük hamleler olduğunu vur-
guladı.
Bazı yargıçlann da izlediği
genel kurulun havası ÇHD
Sekreteri Ali Akıncı'nın konuş-
masına müdahale edilmesi sıra-
sında birden elektriklendi.
Daha kürsüye çıkar çıkmaz Di-
van başkanı İbrahim Günay'ın
"Burası politika konuşulacak
yer değil. Mesleki sorunlarla il-
gili olarak konuşun" biçimin-
deki uyansıyla karşılanan Avu-
kat Akıncı, Çağdaş Hukukçu-
lar Derneği imzalı metinde yer
alan "Türkler Kürtlere, Kürtler
Araplara, esnaf ve memur işçi-
lere, çalışanlar işsizlere , batıda
yaşayanlar doğuda yaşayanla-
ra karşı kışkırtılıyor. Kürt ve
Türk halklannın kardeşliğine
zarar verecek uygulamalann
artmasına zemin hanrlanıvor"
cümlesini okuyunca ikinci kez
uyanldı. Divan Başkanı Gü-
nay'ın müdahalesine karşı
çıkan ÇHD Başkanı Fahri Do-
ğan ve bir grup arkadaşı, oyla-
ma yapılarak Ali Akıncı'ya söz
hakkı verilmemesi üzerine salo-
nu terk ettiler.
Daha sonra kürsüye gelen sol
kesimin adayı Avukat Ahmet
Doğan da Ali Akıncı'ya yapı-
lan müdahaleye değinmeksizin
bir konuşma yaptı. Bir yerel ga-
zetede çıkan Kürt kökenli oldu-
ğu ve eylemsiz PKK'lıiara dir-
sek temasında bulunduğu yo-
lundaki haberlerden söz ederek
"Bana PKK'yla dirsek teması
var diyenlerin Allah belasını
versin" dedi.
Hastanede tedavi kabul etmeyen 9 tutuklunun sağlık durumu kötüye gidiyor
Açhkgreyinde ölüııı sıııırıaıtık aşıldı• Buca Cezaevi'ndeki gerginlik sürüyor. CezaevT-
ndeki uygulamalan protesto etmek amacıyla açhk
grevine başlayan 78 tutuklu ve hükümlüden 20'si
dün eylemlerine ara verdi.
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bu-
rosu)-Buca Cezaevi'nde 27.
güne girilirken 20 tutuklu ve
hükümlü eyleme ara verdi. Bu
arada kadın tutuklu ve hüküm-
lülerin 'kapıaltında' yapılan
aramalan protesto etmek ama-
cıyla avukat görüşüne çıkma-
dıklan öğrenildi. Açhk grevin-
den hastanede tedavi kabul et-
meyen 9 kişinin sağlık durum-
lannın kötüye gittiği bildirildi.
Buca Cezaevi'ndeki gerginlik
sürüyor. Cezaevi'ndeki uygula-
malan protesto etmek amacıyla
açhk grevine başlavan 78 tutuk-
lu ve hükümlüden 20"si dün ey-
lemlerine ara verdi. Açhk grevi-
ni bırakanlann bir hafta sonra
yeniden eyleme başlayacaklan
belirtildi. Bu arada Cezavi ikin-
ci Müdürü Osman Işık'a haka-
ret ettiği savıyla 15 gün hücre
cezasına çarptınlan grevciler-
den Mehmet Demirli'nin ceza-
sının DGMce onaylandığı öğ-
renildi. CHD İzmir Şubesi Yö-
netim Kurulu Üyesi Avukat
Nedim Değirmenci, cezaevinde
müvekkilleriyle yaptığı görüş-
meden olumsuz izlenimler aldı-
ğını belirterek kendisine aktan-
lanlan şöyle anlattı:
"Daha önceden kadın tutuk-
lu ve hükümlülerin üst araması
koğuşlarda yapıhyordu. Mü-
vekkilerimin belirttiğine göre
açhk grevinde bulunan Meh-
met Demirli'ye yönetime karşı
geldiği ve daha farklı gerekçe-
lerle 15 gün hücre cezası veril-
miş. Bu arada açhk grevinde
bulunan 78 kişiden 20'si eylem-
lerine ara verdi. Ara verenler
açhk grevinin 35. gününde ye-
niden greve başlayacaklar."
Değirmenci, baskılann son
verilmesi için ÇHD ve İzmir
Barosu olarak girişimlerde bu-
lunacaklannı söyledi. Cezae-
vindeki eyleme destek olmak
amaayla bazı tutuklu ve hü-
kümlü yakınlan da HEP Buca
İlçe Binası'nda açhk grevine
katıhyorlar. Tutuklu yakınlan-
ndan 5'i açhk grevinde 23. güne
girerken bir grup da değişik sü-
relerle eyleme katıldı.
Memur
eylemine
6 gözaltı
İZMİR (Cumhuriyet Büro-
su)- Kamu çalışanlan platfor-
munu oluşturan memur
sendikalannın baloAlu göste-
risine polis izin vennedi.
Olay yerine gelen güvenlik
güçleri zor kullanarak topla-
nan sendika üyesi memurlan
dağıttı. Bu arada polis çembe-
rine giren altı kişi gözaltına
alındı.
Memurlann gösterisinden
önce basına dağıtılan bildiride
memur sendikalannın anaya-
sal güvence altına alınması,
işçi, memur aynmının kaldın-
larak. grevli, toplu sözleşmeli
yasa çıkartılması istendi. Bil-
diride aynca İLO'nun 87 ve
151. maddelerinin TBM M 'de
onaylanarak en kısa süre için-
de yürürlüğe girmesi gerektiği
belirtildi. Memurlar hazırla-
dıklan pankartı, ucuna balon-
lar takarak havaya uçur-
mak istedikleri sırada olay ye-
rine gelen polisler tarafından
engellendiler. Memurlann bu
durumu alkışlayarak protesto
etmeleri üzerine de çevik kuv-
vet zor kullanarak topluluğu
dağıtmaya başladı. Bu sırada
bazı memurlar, polis tarafın-
dan tartaklandı. Tartaklanan-
lar arasında Rıza Çeki adlı
memur yaralandı. Olay yerin-
de gözaltına alınan altı kişi
Karşıyaka Emniyet Müdürlü-
ğü'ne götürüldü.
• • w • •
POLİTIKA GONLUGÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
HEP'ten Ayrılanlar
Olacak mı?
Halkın Emek Partisi'nden (HEP) önümüzdeki günlerde
kopmalar olabilir mi?
HEP Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Alınak'ın göre-
vinden istifa etmesinden sonra siyasi kulislerdeyoğunlas-
maya başlayan "yeni bir parti oluşumu" giderek ağırlık
kazanıyor.
Bazı HEP milletvekilleri bugünlerde kimi köşe yazarla-
rıyla konuşup HEP'in içinde bulunduğu tıkanıklığı anlab-
yorlar. Bu milletvekilleri hem kendi özeleştirilerini yapı-
yorlar hem de bir çıkış noktası arıyorlar.
HEP Içindeki tıkanıklığın, Ahmet Türk'ün genel başkan
seçilmesinden sonra giderek büyüdüğüne ilişkin görüşler
parti tabanında tartışılırken, bu miltetvekilinin girişimleri
de ilgiyle izleniyor.
Ahmet Türk'ün HEP Genel Başkanlığı'naöOOdelegeden
94'ünün oyunu alarak seçilmesinden sonra parti içinde
başlayan çalkantı kim milletvekillerini düşündürmeye
başladı.
Diyorlar ki:
"Türk aydmına ve halkına daha yaktn bir partiydik biryıl
önceye kadar. Bundan bir yıl önce daha sempatiktik. Ana-
dolu'da Kürtlerin yoğun olmadığı bölgelerde ilgi görüyor-
duk..."
HEP içinde bir grup milletvekili "Kürt partisi" görünü-
münün giderek Türk aydını ve halkında tedirginlik yarattı-
ğını, kendilerine eskisi gibi sempatiyle bakılmadığını açık
açık söylüyorlar.
O zaman ne yapılması gerekiyor?
Bu sorunun da yanıtı şu oluyor:
"Şimdi yeni bir orgütlenmeyle tüm toplumun sempatisi-
ni kazanmak gerekiyor. Onun için de yeni birparti kurrnak
en akılcı iş..."
Kimi HEP milletvekillerinin bir kuşkusu da şu:
"Dokunulmazlığımızın kaldırılması da söz konusu."
Kürt kökenli 22 HEP milletvekilinin dokunulmazlığının kal-
dırılması için hazırlanan tezkere, TBMM'de bulunuyor.
Bu konuda neler söylüyor HEP'liler?
"Eğer dokunulmazlığımız kaldırılırsa bizim için daha iyi
olur. Böylece kamuoyu oluşturabiliriz. Avrupa'ya karşı da
hükümet zor duruma düşer..."
Bir başka önemli konu da şu:
"Anayasa Mahkemesi HEP'i kapatır mı?"
HEP milletvekilleri kapatılacağı yolundaduyumlaraldık-
larını söylüyorlar.
Şöyle diyorlar:
"HEP'i Anayasa Mahkemesi mutlaka kapatacak... Çür,-
kü Sosyalist Parti de aynı gerekçeyle Anayasa Mahke-
mesi'ne götürülmüştü. Sosyalist Parti, Anayasa Mahke-
mesi tarafından kapatıldığına göre HEP'i de aynı sonuç
bekliyor. Yeni bir örgütlenme bu nedenle de gerekiyor."
Evet, HEP'ten ayrılıp yeni bir parti kurmak isteyen.erin
gazetecilere anlattıkları bunlar...
Görülüyor ki HEP içinde bir tıkanıklık ve sıkıntı v^. Kimi
milletvekilleri bu olumsuzlukların giderilmesi nEP'in
"Kürtpartisi" kimliğinden kurtulması için tüm U!L sun sem-
patisini toplayacak yeni bir partinin kurulmasm istiyortar.
Acaba bu yeni oluşum kolay olur mu?
Bize göre biraz zor olacak. Çünkü HEP gc akten biryıl
önce toplumun sempatisini kazanmış bir havadaydı. Bu-
gün ise tam tersi bir görüntüde.
Geçen yıl TBMM'nin açılışında Hatip f cle ve Leyla Za-
na'nın yemin sırasında Kürtçe konuşmaKta direnmesinin,
HEP'in kuruluş sürecine etkisi olumsuz olmuştu. İki millet-
vekilinin bututumu, ilkeden öte "çocjksu"birdavranış bi-
çimiydi.
HEP'in kuruluşuyla birlikte Guneydogu'da yaşanan
olaylar da buna eklenince tıkanıklık başladı. HEP'in PKK
ile ilişkileri gündeme geldi ve kamuoyunda tartışılmaya
başlandı.
Türkiye'de son aylarda "Kürt-Türk" kışkırtıcılığı kimi
çevrelerce körükleniyor. On gün önce Fethiye c.e yaşanan
olaylar bunun en somut örneği.
Yeni kurulacak bir siyasal parti, HEP'in kap .ılmasından
önce mi yaşama gececek? Yeni kurulacak ,jartide görev
alacak olanlar Kürt kökenli mi olacak?
Diyorlar ki:
"Bu parti herkese kapılarını açacak..."
Evet, HEP'ten bugünlerde kimi kopmalar olabilir. Yeni
bir parti süreci başlayabilir.
Başkanlıksistemini
TBMM'deÖzala
milletvekillerisavunuyor
ANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu)-Cumhurbaşkanı Turgut
Özaİ'ın zaman zaman tırman-
dırdığı başkanlık sistemi tartış-
masma destek, TBMMdeki
Özalcı ANAP milletvekillerin-
den geliyor. Genel Başkan Me-
sut Yılmaz'a karşı bayrak açan-
lardan Cumhurbaşkanı Özafm
kardeşi ve Malatya Milletvekili
Yusuf Bozkurt Özal da başkan-
lık sisteminin reformist karar-
lar alınmasını sağlayacağını
söyledi. Başkanlık sisteminin
Osmanhsistemine benzediğini
bildiren Özal, "Başkanlık siste-
mi Osmanlı sisteminin bir nevi
demokrasiye adapte edilmiş
şekjidir'dedi.
Özal. başkanlık sisteminde
diktatörlüğe gitmenin imkansız
denecek ölçüde zor olduğunu
savundu.
Özal TBMM kulisındeCum-
huriyet muhabirine başkanlık
sisteminin avantajlı gördüğü
yönlerini şöyle anlattı:
"Bu sistemde kuvvetlerin ay-
nlığı ve dengesi prensibi vardır.
Yasama kuvveti olarak Temsil-
çiler Melcisi ve Senato vardır.
İcra başkanın kendisi ve bakan-
landır. Yargı, mahkemelerdir.
Bunlar birbirinden ayndır. Ay-
n güçleri ve birbirlerine karşı
dengeleri vardır."
Özal, başkanlık sisteminin
avantajlı bulduğu yanlannı
şöyle sıraladı:
"I- Başkan, bakanlan genel-
likle mecüs dışından tayin eder.
Meclis içınden seçilen bakanın
görevinden istifa etmesi gere-
kir. Aynca bakanlıktan aynldı-
ğında da yeniden milletvekilli-
ğine dönemez. Dolayısıyla mil-
letvekilleri bakanlık. kırmızı
plaka sevdasında olmuyorlar.
2- Başkanın sınırlı sayıda
parlamenter arasından bakan
seçmek yerine bütün nüfus için-,
den seçme imkanı var.
3- Hükümet bir bütün olarak
parlamentoya tabi olmuyor.
Bakanlar ayn ayn konfırme
ediliyor mecliste. Dolayısıyla
bizde olduğu bir kabine içeri-
sinde zayıf ve uygun olmayan
kişilerin bakan kalması engelle-
niyor. Çünkü bizim sistemde
güvenoyu hükümete veriliyor.
4- Bizde bakanlar hem icrada
bulunuyorlar. hem de milletve-
kili olarak TBMM'de oy veri-
yorlar. Böylece yasama ve yü-
rütme içiçe giriyor. Kuvvetler
aynlığı prensibi bir nevi zarar
görüyor. Aynca her bakana
yakın birkaç milletvekili oldu-
ğu düşünülürse, bu daha bariz
şekilde ortaya çıktyor. Meclis
bir yerde hükümetin güdümü-
ne giriyor.
5- ABD'de meclis bugün de-
mokratlann. başkanlığın cum-
huriyetçilerin elinde olmasına
rağmen kararlann alınmasında
ciddi bir bunalım yoktur. Bila-
kis harp karan bile alabilmiş-
lerdir. Bizim ülkemizde geçen
dönem büyük sayida milletve-
kiliyle iktidarda olmamıza rağ-
men Körfez savaşı sırasında
büyük sıkıntılar çektik. Baş-
kanlık sisteminde kararlar da-
ha seri alınabilir ve daha iyi re-
formlar yapılabilir.
6- Başkanlık sisteminde baş-
kan, icranın kararlannı beğen-
me>ince veto edebiliyor. Veto
edilen karar. bizde olduğu gibi
bir daha görüşülmüyor.
7. Başkanlık sisteminde yar-
gının da çok önemli bir rolü
var. ABD'de ayn bir Anayasa
Mahkemesi yoİc. Yüce Mahke-
me vardır. Nihai merci odur.
Bütün meselelere de bu mahke-
me bakar."
Behice Boran anildl Behici Boran, ölümünün 5. yılmda Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki
mezan başında anıldı. Dün düzenlenen anma törenine, Boranın yakınlan, bazı sanatçılar
ve yurttaşlar katıldı. Törende, Boran'ın yaşamı üzerine konuşmalar yapıldı.Behice Boran
için bugün Sepetçiler Kasn'nda, "Tanıyanlann gözüyle Behice Boran" konulu bir toplantı
düzenlenecek. Yann da AKM'de, Kültür ve Sanat Gecesi yapılacak.
Sol partiler Kürt devleti
politikasına karşı:
'Kendî Kürdünü döv,
komşimun Kürdünü sev
Mesut Yılmaz, Elazığ'da konuştu:
Tüıkiye'ııiııgücünükullanamıyorlar
ERHAN DABAK
ELAZIĞ-Hükümetin terör
olaylan karşısında çaresiz kal-
dığını belirten ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz, "Bölü-
cü teröre karşı Türkiye'nin ne
gücü varsa. onu kulanacağı gün
bugundür. Maalesef bugün Tür-
kiye'yı idare edenler. bölücü te-
röre karşı, eşkiyaya karşı Tür-
kiye'nin gücünü kullanacak ba-
sirete sahip değillerdir" dedi.
Yılmaz. Türkiye'nin terörle
mücadele ederken muhalefet-
lcn yana hiçbir sıkıntısı ol-
madığını söyledi. Dün saat 11.
30'da uçakla Elazığ'a gelen
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, havaalanında kalaba-
lık bir yurttaş topluluğu tara-
fından karşılandı. Mitingin ger-
çekleştirildiği Elazığ Istasyon
AlanTnda "Kurtar bizi ağabey,
bu zalim babadan'V'Benim
emeklim dediler, açhğa mah-
kum ettiler" pankartlannı taşı-
yan yurttaşlar. "Baba istemiyo-
ruz, hükümet istiyoruz" sloga-
nını atular. ANAP Genel Baş-
kanı Mesut Yılmaz, yaptığı ko-
nuşmada,
Türkiye'nin teröre karşı ne
gücü varsa, onu bugün kullan-
ması gerektiğinı belirterek.
"Eğer Türkiye bu gücünü bu-
gün kullanmayacaksa. hiçbir
zaman kullanmasına ihtiyaç
yoktur" diye konuştu. Yılmaz,
"Maalesef bugün Türkiye'yi
ıdare edenler bölücü teröre kar-
şı, eşkiyaya karşı Türkiye'nin
gücünü kullanacak basirete sa-
hip değillerdir" dedi. Hüküme-
tin teröre vanlış teşhis kovdu-
ğunu öne süren Yılmaz, meclis-
ten güvenoyu almadan terörist-
ler için yaptınlan Eskişehir Ce-
zaevi'nin kapaiıldığını. asker ve
polise yanlış mesaj verildiğini
söyledi.
Yılmaz. hükümetin verdiği
yasa önerisiyle teröristlerin gö-
zaltı süresinin 8 günden 2 güne
indırilmesini öngördüğünü be-
lirterek şunlan söyledi:
"Türkiye'de hergün onlarca
şehit verilirken, teröristlere kar-
şı bu vatanın evlatlan döyüşür-
ken. hükümetin teröristlere
karşı daha ağır cezalar getirme-
si gerekirken gözaltı süresi indi-
rilmcyc çalışılıyor."
İSTANBLL (ANKA)- Sol
partiler Kuzay Irak'ta federe
Kürt Devleti'nin ilanı ile sonuç
lanan gelişmeleri ve hükümetin
tavnnı değerlendirirken SBP.
Bakanlar Kurulu'nun Federe'
Kürt Devleti'ni tanımamasını
da eleştirdi. HEP ise hükümeti,
ikiyüzlü politika izlemekle suç-
ladı. İP Genel Başkanı Doğu
Perinçek, hü-
kümetin "Ken-
di Kürt'ünü
döv, komşu
Kürt'ü sev"
politikası izle-
diğini savuna-
rak, ABD'nin
müdahalesi ile
bir Kürt devleti
kurulmasını
doğru bul-
madıklannı
bildirdi.
Sosyalist
Birlik Partisi
Genel Başkanı
Sadun Âren,
Kuzey Irak'ta
Federe bir
Kürt Devle-
ti'nin kurul-
masının yeni
olmakla beraber sürpriz bir
olay sayılamayacağını söyledi.
Sözkonusu oluşumun maddi
ve tarihsel temelleri bulundu-
ğunu belirten Aren, Bakanlar
Kurulu'nun bir federe Kürt
dcvletinin tanımamasını doğru
bulmadıklannı belirtti. Sadun
Aren. "Doğru olmaktan kas-
tım da. Türkiye'nin çıkarlanna
uygun olmaması anlamında-
dır. Genel olarak eskimiş kav-
ramlarla çağımızın bu lür olay-
lannı değerlendirmek yanlış so-
nuçlar verir" dedi.
Koalisyon hükümetinin Ku-
• Sosyalist Birlik
Partisi Genel Baş-
kanı Sadun Aren,
Kuzey Irak'ta Fe-
dere bir Kürt
Devleti 'nin kurul-
masının yeni ol-
makla beraber
sürpriz bir olay
sayılamayacağını
söyledi. Aren. Ba-
zey Irak'taki federe Kürt devleti
karşısısında katı bir tutum değil,
esnek bir tutum alması gerekti-
ğini savunan Aren, belli başh ül-
kelerin sözkonusu devleti kabul
etmeleri durumunda Türkiye'-
nin bu durumda manevra yap-
ma olanağı vermeyen bir tutum
almasımn doğru olmayacağını
ifade etti. HEP Genel Başkanı
Ahmet Türk ise koa-
lisyon hükümetinin
Azerbaycan Bosna-
Hersek ve Kıbns'ta
yaşanan olaylara'
karşı tavır koyup
Irak'taki Kürtler için
böyle bir tavır alnui-
masını iki yüzlü bir
tavır olarak nitelen-
dirdi.
Hükümetin söyle-
dikleriyle yaptıklan
arasında büyük bir
çelişki olduğunu ileri
kanlar Kurulu'nun
bir federe Kürt
devletinin tanıma-
masını doğru bul-
madıklannı belirtti.
süren Türk şöyle ko-
nuştu:
"...'Türkler birinci
sınıf vatandaştır.
Mozayiğin bir par-
çasıdır' diyorlar.
Ama Irak'ta Sad-
dam zulmüne mazur
kalan insaıüar biradım atmışlar.
Buna karar verecek olan
İrak hükümetidir. Türkiye'nin
böyle bir hareketi desteklemesi
gerekirken, kabul etmemesini
ben anlayamıyorum. Bu tavır
hükümetin Kürtlerin. insanca
yaşamasını istemediğini ortaya
koyuyor."
IP Genel Başkanı Doğu Pe-
rinçek de hükümetin "Komşu
Kürt'ü sev, kendi Kürt'ünü
döv" politikası izlediğini, kom-
şu Kürtlerin devlet halinde ör-
gütlenmelerinden rahalsızlık
duyduğunu ileri sürdü.