Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EKİM1992 PAZAR + CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREVDEVAMI 15
GUNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
MBaştarafi 1. Sayfada
Yakında Türkiye'nin ne yaptığını, ne söylediğini bilmez
bir devlet olduğunu ilan ederlerse, şaşmamak, şaşırma-
mak gerekiyor.
Bir iki gün önce hükümet bir bildiri yayımladı.
Kuzey Irak Kürtlerinin federe devlet ilanına karşı çıktı.
Bölgesel yeni sorunlardan söz etti. Irak'ın toprak bütünlü-
ğü tehlikeye düşecekti. Türkiye, federe devleti "tek taraflı
bir karar" diye niteliyordu.
Ne olursa olsun, ama adından söz ettirsin diye zaman
zaman yoilara düşen TÖ, bu kez, kimi anayasal kurumları
ziyaret etmeye başladı. Konumu gereği nezaket ziyaretle-
rinde bulunsa, sorun yok. Ama gerçek öyle değil.
Kaya Toperi'nin açıklamalarıyla edinilen bilgilere göre
TÖ, örneğin Anayasa Mahkemesi'nde, Yargıtay'da, hatta
Danıştay'da Kürt federe devletini, Güneydoğu sorunun'u
açıyor, fîkir alışverişinde bulunuyor.
Arkadaşımız Turan Yılmaz'ın kapalı kapılar'ardından
çekip çıkardığı haber ise toplantıları tek cümleyle özetli-
yor: TO, yargı organlarına "Kürt devleti tehlike değil" di-
yor.
Böylece, sorumsuz bir cumhurbaşkanı, sorumlu hükü-
mete karşı vaziyet alıyor. Politikasına karşı çıkıyor, redde-
diyor.
Devletin iç ve dış ana politikasını saptayıp uygulamakla
görevli olan hükümetin görüşlerini, açıkladığı resmi politi-
kayı bir yana itiyor. Tehlikeli gelişmeleri izlemekte olan
asker-sivil kesimlerin irdelemelerini boşveriyor.
Kürtfederedevletini "tehlikelibulmuyor"rmış\ Neredey-
se federe devleti Türkiye'nin resmen tanımasını, oldu ola-
cak Kuzey Irak'taki bir Kürt kentinde büyükelçilik açılması-
nı isteyecek!
Amaç başka
Üstüne üstlük üzerine görev olmayan kimi girişimleri
yeniden tezgâhlıyor. Anayasal kurumlanna yaptığı ziya-
retleri giderek genişleteceğinden söz ediyor. Federe dev-
letten Güneydoğu sorununa değin hemen pek çok sorunu
daha başka kuruluşlarla, örneğin -her gün görüşlerini
açıklayan- gazete yöneticileriyle görüşecekmiş.
Hükümet dışında hemen her kurumla, kesimle duyarlı
konuları konuşarak ne yapmak istiyor? Kendine göre belki
kimi nedenler var. Çoğu kişilere göre tutarsız, anlamsız,
adından söz ettirmeye yönelik girişimler dizisi.
Oysa köşksever gazetecilere göre TÖ ile Demirel "or-
taklığı" kurulmalıymış. "Bu ortaklığı içimize sindirmek
zorundaymışız."
Istenilen TÖ ile Demirel "ortaklığı" nedir? Yanıtı çok ba-
sit.
Sorumsuz bir zırh içindeki TÖ'yü sorumluluk yüklenme-
yeceği sorumlu her uygulamayla, kararla ortak etmek.
Tö
;
süz Türkiye düşünülemeyeceğini, Türkiye'nin Tö'-
süz yönetilemeyeceğmı kanıtlamak!
Ne çare, olayların gelişmesi gösteriyor ki Çankayadaki
anayasal konumunun dışına taştıkça,Türkiyeyi yönetmek
daha da zorlaşıyor. Kimi sorunlar jçinden çıkılmaz du-
rumlara kayıyor.
işte son örneği. Hükümet
federe devlete karşı davranış
koyarken, Çankaya'daki,
Kürtlerin çoğunlukta olduğu
hemen güneyimizde bir Kürt
devletini tehlike görmediğini
gönül rahatlığıyla söylüyor.
Turan Yılmaz'ın geç vakit
öğrenip habere yetiştireme-
diği bilgilere göre; TÖ, hükü-
mete karşı, örneğin Danış-
tay da daha ileri tutum sergi-
liyor. "Kürt devletinin kurul-
masına peşinen karşı
çıkılmasının, bir tehlike gibi
görülmesinin, bugüne kadar
tartışılmayan tabulardan kay-
naklandığını" öne sürüyor.
Buna karşın. Anayasa
Mahkemesi'nden bir üye,
"Cumhurbaşkanı bu ziyare-
tiyle bugüne kadar çeşitli
konularda ortaya koyduğu ve
tartışma konusu olan tutum
ve davranışlanna meşruluk'
kazandırmaya çalışıyor" di-
yor.
Yargıtay ve Danıştay'dan
üyelerse yadırgadıkları ziya-
reti, "Çankaya'nın gelip ko-
nuştuğu konulann birer yar-
gıç ofarak bizimle ilgisi yok"
jSye yorumluyorlar.
«Anlat anlatabilirsen!
İstanbuTda
operasyon:
lölü
Haber Merkezi - Kadıköy
Aabadem'de. polisin bir eve
düzenlediğj operasyonda bir
kadın öldürüldü. Evde kaldığı
belirtilen bir erkek de yakalan-
dı.
Acıbadem Muhittin Üstün-
dağ Caddesi Emin Bey Sokak
Murtezaoğlu Sitesi B Blok
üçüncü kat 29 numaralı eve.
TerörleMücadeleŞubesi timie-
rince dün saat 19.40 sıralannda
bir operasyon düzenlendi. Ka-
dıköy Emniyet Müdürlüğü'ne
bağh ekipler, silah seslerinin
duyulması üzerine olay yerine
gitti. Olay yenne gıden ekipler.
Terörle Mücadele ekiplerinin
bir çahşması olduğu anonsunu
geçti. Kısa sürdüğü öğrenilen
silah seslerinin kesilmesinden
sonra, içeride çatışma olduğu
ve bir kişinin öldürüldüğü bildi-
rildi. Olayda, bir kişinin de sağ
yakalandığı öğrenildi.
Operasyonun yapıldığı saat-
lerde Beyoğlu İstiklal Caddesi'-
ndeki Vakko mağazasına bir
grup tarafindan molotoflu sal-
dında bulunuldu.
Adana'da polis tarafindan
gerçekleştirilen operasyonda, 3
Dev-Sol militanı yakalandı.
Emniyet Müdürlüğü'ne tes-
lim edilen sanıklann, Bursa
Cumhuriyet Savcısı Nural
Uçurum'un makam otosuna si-
lahlı saldın düzenledikleri, iki
polisin şehit olmasına, Nural
Ucurum ve üç polisin yaralan-
masına yol açtıklan ve Devlet
Bakanı Cavit Çağlar'ın evine
bombalı saldında bulunduklan
açıklandı.
HAVA DURUMU TURKIYE'DE DUNYA'DA
IVIeteorotoji Genel Müdür-
lüjjü'nden alınan bılgtye Qt>-_
re yurta yağı$ beklenmiyor
Bûtûn bölgelenmB az bulut-
iu ve açık geçecek Hava sı-
cakiığı artacak Rüzyâr, batı
yönterden hafif, ara sıra orta
kuvvette esecek Denızlen-
miztle rûzgar gûnbatısı ve lo- ^ _ ^ _ _ _ ^ _ _ _ ^ _ _ ^ ^ ^ _ ^ ^ _ _
dostan 3-5 kuvvetmde saat- ~ " ^ ~ ^ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ^ ^ ^ ~ ^ ~ ~
te 10-21 denız mılı hızia esecek. Dalga yüksekJigi 0,5-1 5 metre dofayında olacak. Van
Gölü'nde hava az bukıtlu geçecek. Rüzgâr, kuzey yönlerden hafif olarak esecek
-£); apk Duluftj »ajmuriu **,
Adanaj
Afyon
Afln
Ankara
Antalya
Bursa
Çanakkale A
Oyarbakır A
Edırne
Erzurum
Esiaşehır
Istanbul
Izrmr
Kars
Konya
Meran
Samsun
Tratoxı
Zonguüük A
31° 17°
28° 14°
16° 6"
22° 5°
30° 18°
24° 9°
26° 14°
28° 11°
24° 11°
12° -2°
21° 5°
23° 16°
29° 14»
15° S°
21° 5°
28° 19°
21° 12°
20° 11°
21° 12°
Amsterdam
Amman
Atona
Bajdal
Brûksel
Ûenem
FranUUI
Leftoşa
Pelersbucg
Londra
Madrid
Mtono
Moskova
Müıtf
Pans
Prag
Rıyad
Roma
^'yara
A
A
B
A
A
Y
A
A
Y
A
Y
Y
Y
A
A
B
A
Y
16°
34°
26°
36°
17°
17°
17°
30°
12°
17°
21°
19°
8°
16°
18°
13°
38°
26°
16°
karlı A*ç* B-buiutlu G-gûne* K-tarlı S-sei Y-yaOfrmrtj
Gelir \ergisi yenidendüzenlenecek
DOĞANAKIN
ANKARA - Hükümetin ver-
gi sistemine ilişkin çalışmalan
sürüyor. Maliye ve Gümrük
Bakanı Şümer Oral"m haarla-
dığı vergi reformu taslağına son
biçimini vermek üzere kurulan
alt komisyon üyelerinden Ba-
yındırbk ve İskan Bakanı Onur
Kumbaraabaşı, "servet beya-
nı" için formül aradıklannı.
SHP olarak gelir vergisi dilim-
lerini dargelirliler yaranna ye-
niden düzenlemeyi önerdikleri-
ni. götürü vergi sistemini kal-
dırmak istediklerini ve katma
değer vergisinde düşük oranda,
ancak standart bir düzenleme
yapılabileceğini bildirdi.
Vergi reform paketinin bu
hafta toplanacak Bakanlar Ku-
rulu'nda ele alınması bekleni-
yor. Maliye ve Gümrük Bakanı
Oral tarafindan hazırlanan ver-
gj reform paketine son biçimini
vermek üzere 5 hükümet üyesi-
nin katılımıyla oluşturulan "alt
komisyon'" üyelerinden Bayın-
dırlık ve fskan Bakanı Onur
K.umbaracıbaşı, hazırlıklann
büyük bir bölümünün tamam-
landığını bildirdi. Kumbaraa-
başı, Cumhuriyet'in sorulannı
vanıtlarken, vergilerin daha
üniter bir yapıya kavuşturul-
ması. vergi idaresinin etkinleşti-
rilmesi ve vergi adaletinin sağ-
lanmasını hedeflediklerini bil-
dirdi. Kumbaracıbaşı, SHP" nin
önerisine karşı hükümetin
DYP kanadının çok sıcak bak-
madığı bildirilen "servet beya-
nı" konusunda. "Üzerinde calı-
şıyoruz. Ya o, ya ona benzer bir
formül bulunaçak" dedi.
Yükünılülerin ödediği vergi-
lerle gerçek gelirler arasında bir
denetim işlevi gören ve vergi
idaresinin gerçek vergi matrah-
lanna ulaşmasının araçlann-
dan biri olan "servet beyanı
esası" gelir vergisi yasasında
düzenlenmiş. ancak 2995 sayılı
yasayla ANAP iktıdan tarafin-
dan 18 Nisan 1984'te kaldınl-
mıştı. Uygulama çerçevesinde,
gerçek usulde gelir vergisi mü-
kellefleri. beyannamelerine
menkul-gayrimenkul ve paray-
la ifade edilen bütün değerleri
içeren servet beyannamesini de
ekliyorlardı. Bir önceki yıhn
servet beyannamesindeki tutar
ile içinde bulunulan yilın servet
beyanı arasındaki farkın (enf-
lasyon gibi nedenlerle oluşan
aşınma dikkate alınarak) belirli
bir tutan aşan kısmı vergilendi-
riliyor ve bu verginin yansı ka-
dar da ceza uygulanıyordu.
Kumbaraabaşı. gelir vergisi
diümlerinde de dar gelirliler le-
hine yeni düzenlemeye gidilece-
ğini bildirdi. Bu konuda Ba-
kanlar Kurulu'nun yetkili
olduğuna dikkat ceken Kum-
baraabaşı. artan oranda gelir
vergisi tarifelerinin dar gelırlile-
ri kapsayan ilk dilimlerinin aşa-
ğıya çekilmesi ve üsi gelir grup-
lannı daha çok vergilendırmek
için de tavan oranlannın yük-
seltilmesini önerdiklerini açık-
ladı. Komisyon üyelerinden
Devlet Bakanı Tansu Çiller de,
gelir vergisi konusunda. "11-12
senaryo" üzerinde çahştıklannı
söylemişti.
Uelir vergisi oranlan. 1 Ocak
1991'den geçerli olmak üzere
halen yıllık 20 milyon Iiraya ka-
dar olan kazançlar için yüzde
25, 20-40 milyon lira arası yüz-
de 30. 40-80 milyon lira arası
yüzde 35. 80-160 milyon lira
arası yüzde 40, 160-320 milyon
lira arası yüzde 45 ve 320 mil-
yon liratnın üzerindeki gelirler
için de yüzde 50 olarak uygula-
nıyor. Gelir vergisi kanununun
3689 sayılı yasayla değiştinlen
103. maddesi uyannca, Bakan-
lar Kurulu, bu gelir dilimlerin-
deki tutarlan üç katına kadar
arttırabiliyor.
Belge düzeni dışında kalma-
sından dolayı vergi kaçakçıhğı-
na neden olduğu için eleştirilen
"götürü" usulde vergjlendirme-
yi kaldırmayı Bakanlar Ku-
rulu'na önereceklerini bildiren
Kumbaraabaşı. "Götürü ver-
gileri kaldırmak istiyoruz. O iyi
bir sistem değil. Gerçek bir sis-
teme döneceğiz" dedi. KDV
konusunda da, "KDVde az
oranda, ama standart bir dü-
zenleme yapılabilir" diyen
Kumbaracıbaşı. cezalarla ilgili
yeni düzenlemelere gidileceğini
sözlerineekledi.
Almanya, Willy için yas tutuyor
• Boştarafi 1. Sayfada
nesli tükenmeye yüz tutan bir
"vizyon adamf'ydı. İşçi çocu-
ğu olarak halktan gelmişti,
halka çok yakındı. Berlin ga-
zetelerinden Tageszeitung'un
dünkü başyazısında hatırlattı-
ğı gibi ünlü yazar Heinrich
Böll. onu şöyle tanımlamıştı:
"Brandt'ın hayat hikâyesı
başlı başına bir efsanedir.
Gayri meşru doğumlu bir
adam, bir sosvalist ve göçmen
olarak başbakanlığa kadar
yükseldi. Bu yanıyla Alman
siyasetindeki 'üstün insan' ge-
leneeini bozan, ilk o oldu."
Willy Brandt'ın ardından
yazılan yorumlann ikinci or-
tak noktası, Alman Sosyal
Demokrat Partisi SPD'nin
manevi lıderini kaybetmiş ol-
masında düğümleniyor. Siya-
sı gözlemciler, SPD'nin
Brandt'ın ölümüyle cazibesini
önemli ölçüde yitirdiğinde ve
parti içinde Brandt'ın yerini
dolduracak hiçbir politikacı
bulunmadığı konusunda bir-
leşiyor. Brandt'ın ölümü şu
gerçeği gözler önüne serdi: Al-
manya'da İkinci Dünya Sava-
şı tecrübesiyle yoğrulmuş,
siyaseti herhangi biı' meslek
değil, belli idealler için müca-
dele olarak gören. vizyon sahi-
bi, karizmatik liderler sayfası
tamamen kapanmış oldu.
Cumhu
Hangi mecrada, reklamınızı
yaparken, ürününüzün örne-
ğini tüketiciye ulaştırma im-
kânı da vardır?
Reklam yaparken, hedef kitle-
nize ürününüzü de denettir-
menin yolu basından geçer.
Reklamınızın etkisini katlamak için basının kırkgücü var.
GOZLEM
UĞUR MUMCU
MBaştarafi I. Sayfada
-Irak muhalifi gruplarla düzenli ilişki içindeyiz.
Kuzey Irak'ta kurulan Kürt devletinin Batı'nın destekle-
ri ve koruması altında oluştuğunu artık herkes biliyor.
Bu sonuç, Kurtler açısından 10 Ağustos 1920 tarihli
"Sevres Anlaşması'"nm 62 ve 64. maddeler ile öngörü-
len hakların 70 yıl sonra elde edilmesi demektir.
Bu açıdan, başta ABD, Ingiltere olmak üzere Batılı dev-
letler de Barzani ve Talabani gibi Kürt liderleri de amaç-
larına ulaştılar.
ABD'nin, Kuzey Irak'taki Kürtlere destek sağlaması
yeni bir olay da değildir.
ABD, bu desteği, 70'li yıllarda da sağlamış, Molla Mus-
tafa Barzani liderliğindeki "Kürdistan Demokrat Partisi,"
CIA tarafindan silahlandırılmış; ABD tarafindan gönderi-
len silahlar, Iran kanalı ile ayaklanmacılara ulaştınlmışt.
Bu anlaşma, 30 Nisan 1973 günü ABD Başkanı Nikson
ve İran Şahı arasında yapılmış, Dışişleri Bakanı Kissin-
ger tarafindan uygulananyardım programı için 16 milyon
dolar ayrılmıştı.
ABD'nin iran üzerinden Irak rejimine karşı ayaklanan
Kürtlere sağladığı bu yardım ve destek, İran Şahı ve Irak
Devrim Komuta Konseyi Başkan Yardımcısı Saddam
Hüseyin arasında 6 Mart 1975 günü Cezayir'deki "OPEC
toplantısı" sonunda yapılan "ŞatSuyolu Anlaşması" ile
son bulmuştu.
. ABD desteğinin çekilmesi üzerine büvük bir düş kırık-
lığına uğrayan Molla Mustafa Barzani, 10 Mart 1975 günü
Nikson ve Kissinger'e çektiği telgrafta "Sizlere ve ABD
hükümetine hitap ediyoruz. Bize söz verdiğiniz gibi yar-
dım edin ve yanımızda bulunun" diyordu.
ABD, bu anlaşmadan sonra yardımı kesmiş ve Kürt
ayaklanmacılara sağladığı desteği de çekmişti.
Molla Mustafa Barzani, 9 Şubat 1977 günü Başkan Car-
ter'e gönderdiği mektupta da Amerikalılardan şöyle ya-
kınıyordu:
-..Biz Kürtler, ABD'nin veiran'ın şerefsözünegüvene-
rek düşmana karşı koyduk ve onunla savaştık. (...)Bize
Kürt devriminin hem Birieşik Devletler'den, hem Irak'tan
destek goreceğisöylendi.(-) Bütün halklar için onur, bir-
lik, özgürlük ve demokrasinin temel ilkelerini ilan etmiş
olan ABD. Kürt yenilgisindeki rölünden sonra olanlara
kayıtsız kalabilır mi?(...) Biz dostlarımızm yardım vaadi-
ne güvenerek savaşa girdik, fakat ansızın savaş alanın-
da kendimizi yalnız bulduk (..) Eğer Amerika'nın venüği
söze tam olarak inanmasaydım, halkımı, bugün içine
düştüğü felaketten kurtarabilirdim.
Molla Mustafa Barzani'nin bu mektubu Marksist Kürt-
lerce çıkarılan 17 Eylül 1977 günlü "Özgürlük >b/u" der-
gisinde"S//-//?ar)ef/nSe/ge/er/"başlığıileyayımlanmışt.
Bu mektubun son tümcesini gelin okuyalım:
•Yarım asırdan fazla bir zamandır ki halkım, bütün gü-
venini ve umudunu bana bağladı. Şimdi bu umudu size
devrediyorum.
Molla Mustafa Barzani, Kürtlere devlet kurdurma umu-
dunu ABD Başkanı'na devredip 1976 yılında Amerika'ya
yerleşti. 1 Mart 1979 günü VVashington D.C'deki "Walter
Reed" adlı askeri hastanede öldü.
ABD, Körfez savaşı sonrasında yaptığı Ortadoğu planı-
nı adım adım uyguluyor.
Bu plan, Molla Mustafa Barzani'nin oğlu Mesut Barza-
ni ve Molla Mustafa Barzani'ye karşı 70'li yıllarda Irak
Şilahlı Kuvvetleri saflarında savaşan Celal Talabani'nin
ışbirliği ile uygulanıyor.
Batı'nın, Ortadoğu'daki çıkarları ve Batı destekli Kürt-
çülük planı, 20. yüzyılın basından bu yana hiç değişmedi!
Körfez savaşı sonrasında yaşanan olaylara bakın; ön-
ce savaş başlaKİı, sonra Kürtlerin ayaklanmalan kışkjrt»»-'
dı. Ayakianma başarılı olamayınca Kuzey Iraklılar, Tüi--'
kiye'ye sığındılar. Sınır güvenliği gerekçesi öne sürüle-
rek "Çekiç Güç" oluştu. Cumhurbaşkanı özal'ın isteği
üzerine MİT aracılığı ile Celal Talabani ve Mesut Barzani
ile siyasal ilişkiler kuruldu. Geçen hafta da "Kürt Federe
Devleti" ilan edildi
Bütün bunlar, aşama aşama gerçekleşti. Türkiye Cum-
huriyeti de bu plana ortak edildi.
Peşmerge-PKK savaşı da Kürt Federe Devleti'nin ku-
ruluşu ile aynı zamana denk düşürüldü.
Korkanz ki bu plan ve bu planın zorunlu bir aşaması
olan peşmerge-PKK çatışması, sanıldığı, beklenildiği ve
ileri sürüldüğü gibi sorunu çözmeyecek, tersine, Kürtso-
rununu iyice içinden çıkılmaz bir hale sokacaktır.
Ordu, Kürt devletine karşı
I Baştarajı 1. Sayfada
tür varsayımlar için erken" ya-
nıtını verdiler.
Irak Milli Meclis Başkanı
Sa'di Mehdi Salih başkanîığın-
da bir parlamento heyeti vann
Türkiye'ye gelecek. Dışişleri
kaynaklan, Türkiye'nin Bağ-
dat'ta temsilciliğinin bulunma-
ması nedeniyle, Bağdat yöneti-
minin gelişmeler ve geleceğe
yönelik hesaplan konusunda
sağlıklı bilgi edinmenin zor ol-
duğunu bildirerek. Iraklı parla-
menterlerin gezisine önem ve-
rildiğini bildiriyorlar.
Dışişleri BakanJığı kaynakla-
n, Kuzey Irak'taki Kürt yöneti-
minin tek taraflı olarak aldığı
federe devlet ilan edilmesi kara-
nnın, Irak muhalefeti içinde de
bölünmeye yol açmasının nor-
mal karşılandıgını belirtiyorlar.
Kaynaklar, Kürtlerin "oldu
bitti" yaratarak ve diğer aanlık
ve muhalefet unsurlanna önce-
den danışmadan aldıklan bu
karann, Kürtler dışındaki mu-
halefet tarafindan da olumlu
karşılanmadığı yolundaki bilgi-
leri doğruluyorlar.
Dışişleri kaynaklan, şimdiye
dek, Irak sorununun, sadece
Kürt sorunu olarak algılanma-
sının yanlışlığını vurgulayarak.
"Irak'ta sadece Kürtleryaşamı-
yor. Türkiye, her zaman tüm
Irak halkının demokratik ve in-
san haklan çerçevesinde ve
Irak'ın bütünlüğü ilkesi etrafın-
da olmasını ifade etmiştir" de-
diler.
•LAYLARIN
ARDENDAKİ
GERÇEKBaştarafı 1. Sayfada
adlandırdığı nedenleri şöyle sı-
ralıyor: Bütçe, KİT'ler, sosyal
güvenlik kuruluşlan, tanm sa-
tış kooperatifleri, belediyeler.
Demek ki geniş bir yelpazsde
somut önlemler aimadan enflas-
yonun düşmesini beklemek ge-
reksiz iyimserliktir. Her zaman
yinelendiği gibi 100 trilyonu
aşan iç, 50 milyar dolar dolayın-
da dış borç, faizleriyle birlikte
ekonominin sırtındaki kambur-
dur. Kamu borçlanma oranı
gayri safı milli hasılaya göre
yüzde 10 oranı altma indirilme-
den enflasyonun düşmesini bek-
lemek düşlemciliktir. Personet
giderleri ve borçfaizleri bütçe-
nin yüzde 40'ım aşarken sorun
nasıl çözülecektir?
Bütün bunlar YPK'daBaşba-
kan ve uzmanlar tarafindan di-
le getirilmiştir; kamuoyunca bi-
linmeyen şeyler de değildir.
Köktenci bir vergi reformu ya-
pılmadan ve tasarruf, ulusalge-
lire oranla yükseltilmeden enf-
lasyonun düşmesini bekleye-
mezsiniz.
Gerçekte enflasyonu dizginle-
mek için yapılacak işler ve alı-
nacak önlemler bellidir. Ancak
bilmek ile yapmak arasında bir
aynm var. Ülkenin siyasal ve
toplumsal dengeleri, siyasal ik-
tidarlara, kimi zaman program-
larını uygulamak için yeterli
olanağı sağlamaz. Koalisyon
hükümetinin temel sorunu bu-
dur. Herkes vergi reformunu
gerekli görüyor; ama uygulama-
da direnişe geçecek karşıt güç-
ler ağır basıyor.
Koalisyon hükümeti, Kuzey
Irak'ta Kürt Federe Devletigün-
deme girdiğine göre, birsüreso-
luk alabilecek gibi görünüyor.
Vaşington iki noktada Ankara'-
yı sıkıştmyordu. Çekiç Güç i$-
levini yerine getirmiştir; Kıbns
görûşmelerinin nasıl bir sorun
yaratacağı pek belli değil; ama
hükümet enflasyonla savaştmı
sürdürecek daha rahat bir döne-
mi yaşayabilir.
Ne var ki bu konuda gerçek-
çi olmak gerekir. Kimsenin elin-
de sihirli değnek yoktur; 1993
bütçesinin kosullan bellidir; ka-
muoyu bunu biliyor. Yûnetici-
lerin de acemilikten kaçınmala-
nnda sonradan tepkilere yol
açacak yapay umutlar yaratma-
malannda saymakla bitmez ya-
rarlar var.
• • *