08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 EKİM1992PERŞEMBE HABERLER ÖzahAdnan Keskin davası • ANKARA(AA)- Çumhurbaşkatu Turgut Özalın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı birkonuşmada. kişilik haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle SHP milletvekillerinden Adnan Keskin hakkında açüğı 500 milyon liralık tazmınat da vasına dev am edildi. Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki diinkü duruşmaya, Özalın avukatı Bilgjn Yazıcıoğlu ile dav alı avukatı Nail Gurman katıldı. E>uruşmada. söz alan SHP Milletvekili Keskin'in avukatı Nail Gürman, tutanaklann dikkatli incelendiği takdırde hakaret kasdının olmadığının görüleceğini belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanı bu tür davalan açmayı alışkanlık haline getirdi" dedi. Mahkeme hâkimi, dava dosyasının incelenmesi amacıyla duruşmayı başka bir eünebıraktı AyazveGönen Kınkkate'de • KARAAHMETLİ (AA) - Devlet Bakanı Akın Gönen ve Millı Savunma Bakanı Nevzat Ayaz. Kınkkale'nin Karaahmetli kasabasının belediye binasını hizmete açtılar. Karaahmetli Belediyesi hizmet binasının açılışında konuşan Millı Savunma Bakanı Nevzat Ayaz. 7 haziran seçimleri öncesinde vermış olduklan sözleri tek tek yenne getırdiklerini belirterek, "Hizrnetlenn görülmesi Türk insanının hakkıdır \e biz de bunu vermek mecburiyetındeyiz" dedı. Akyol'dantepki: Herkeshaddini bitsin • ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bûrosu) - SHP Seyhan Yönetim Kurulu'nca üyelik kaydının silinmesine karar verilen Seyhan Belediye Başkanı Yalçın Akyol, ilçe yönelicilerim parti tüzüğünü bilmemekle suçladı. Akyol, "Kendimi halenSHPüyesi saydığımdan bazı şeyleri açıklamayı doğru buimuyorum" dedi Seyhan Belediye Başkanı Yalçın Akyol, SHP'den üyelik kaydının silinmesine ilışkın Seyhan İlçeÖrgütünün karannı tepkıyle karşıladı. Dûn yazılı bir açıklama yaparak karan eleştiren Yalçın Akyol. partı yöneticilerinin beledıyeyle ilgili yolsuzluk ve rüşvet iddialan öne sürdüklenni söyledi. reddedildî • ANKARA(AA)- Cumhurbajkanı Turgut özal'ın,TBMM Plan ve Bütçe Komsyonunda yaptığı bir ionuşmada, kişılık hakunna hakaret ettiği iddıasyla DYP Aksaray Milletvekili Mahmut Cztürk hakkında açtığı lOOnulyon liralık tazminat dıvası. mahkemece reddedildi Duruşmada söz alan DYP \ksaray Milletvekii Öztürk. Cumhurbaşkanı makamında oturan bir ıışinin, her şeyden önce Türkve'nin birlık ve bütünlüğüıü savunacak sözleri söyemesi gerektiğıni belirterek. Cumhurbaşkanı Özal, eşkıuya cesaret verecek beanlarda bulunuyoı buçok tehlikeli' dedi. Nuretin Göven tutukbndı •İSTANMJL (AA) - Fidye amaayla aiam kaçırarak öldürdükki iddia edilen Nurettin (üven. kardeşive iki adamı utuklandılar. Emniyet Nüdürlüğü'ndeki sorgulan tmamlandıktan sonra İsta-bul Cunhuriyet Savabğı'r»sevk edilen sanıklarda Nurettin Güven, aam öldaımeye azmettirnsk, kardeşi Kadir Güven adm öldürmek suçlannda. Emin Akçinve Mehmet klhan da suça işürakettderi iddıasıyla İstanbul îöbetçi Sulh Ceza Mahkems'nce tutuklanaar. SHPusak göretien alındı •İçPolittaSenisi-SHP Merkez ^jütme Kurulu, Uşak il venerke2 ılçe örgüt yönetımkıni gönvden aldı istanbul Ininöni Beledıye Başkanı prtidenkesin ihraç edildi. İçe n Gözne ve Aslankö^lediy: başkanla CH P"ve katılüiak «ereSH"den ısifaettiler. Devletten Silalılı Kuvvetler'e açık çek•Jandarma Asa- yiş Kolordu Ko- mutanı Korgene- ral Necati Özgen, bizlere bilgi verir- ken bir ara "Ta- biri caizse devlet bize, ne istediysek verdi ve veriyor... Biz de yüklendiğimiz bu tarihi görevin bilincinde- yiz." diyor. Orgeneral Güreş'in konuşmalanndan da gerçekten hükümetin Güneydoğu'daki olaylann önlenmesi için orduya açık çek verdiği anlaşıhyor. GENELKURMAY BAŞKANI İLE GÜNEYDOĞU'DA Özgen Acar PKK... Terörist... Eşkıya... Öreül... Karşı taraf... Gerilla... Düşman... Bunlar, güvenlik güçlerinin sayısı 7-8 bin kadar olduğu sa- nılan PKK militanı hakkında kullandıklan tanımlamalardır. 3OOO-350O'ü Türkiye icinde, Şuriye, Bekaa. Kuzey Irak. İran ve hatta Ermenistan'da 4000-4500 kadar PKK milita- nmın banndığından söz edili- yor. Bu mılitanlann ortak sloganı ise "'Bir avuç özgür vatan..." olarak özetleniyor. Bir korgeneral "Bu teröristle- rin Türkiye'deki "işbirlikçi"leri- nin yardımıyla güvenlik güçle- rine karşı" çarpıştığını söylü- yor. Bir tuğgeneral ise "bu eşkı- yanın, Türkiye icindeki 'milis- leri* ile ortak eylemler yaptı- ğını" öne sürüyor. Yörede görev yapan ister as- ker ıster mülki erkân olsun, "karşı tarafin amaa Türk halkı arasında 'Terör tırmanıyor. Ne oluyor? Nereye gidiyoruz' so- rulan ile kaygılan gündemde tutmak olduğunu" söylüyor. Bir yetkıli "PKK'nın ana he- defini, yörede masum halk ara- sında korku yaratmak. olayı gazcte başlıklanndan düşürme- mek ve bunun yanı sıra karakol saldınlanyla TC sınırlan bo- yunca kurtanlmış bölge oluş- turmak" olarak öneörüyor... ••• Dün değinmiştik. TSK düzenli ordunun sılahlanması dışında bölge koşullanna uygun silah çeşıtkmesine gidiyor. Bu arada bir başka önemli gelişmeyi öğreniyoruz. "Düzen- li ordu"nun dahi topyekün bir "ıç güvenlik" eğitıminden geçi- rildiği açıklandı. Yöreye göndenlen polis. jan- darma ve asker komandolar özel bir eğitimden geçiriliyor. Buna "ıç güvenlik" eğıtimi de- niliyor. Genelkurmay Başkanı Orge- neral Doğan Güreş bizlere şu önemli açıklamayı yaptı: "Tüm Silahlı Kuvvetler her yaz çeşitli tatbikaılar yaparlar. Bu yıl generalinden erine kadar tüm birlikler özel (iç güvenlik) eğitiminden geçtiler. Bu uygu- lamayı sürdüreceğiz." İki tür "iç güvenlik" timinin yörede görev yaptığını da bu arada öğrendik. (A) tipi tim 14 subay ve astsubaydan oluşu- yor. (B) timi ise 18 kişilik... Bunlann bir bölümü er... (B) timlerindeki askerler tezkerele- rini ahnca. ümin subaylan Fo- ça'daki komando eğitim mer- kezine yeniden gidiyor ve orada kendi seçükkri erlerle bütünle- şiyorlar. Subay lar ve erler bura- da birbirlerinı tanıyor, birbırle- rine alışıyor, huylannı öğreni- yorlar. Birlikte eğıtime çıkıp işi tam pişirince tekrar yeni erlerle birlikte Güneydoğu dağlannda "oynak pusu"ya dönüyorlar. Orgeneral Güreş'in bu genç subaylarla 2500 m yükseklik- teki karakollarda yapuğj bazı konuşmalara tanık olduk. Bun- lardan biri şöyleydi: - Evlimisin? - Evet... - Kaç yılhk evlisin? - İki..' - Eşin burada mı? - Hayır, Sinop'ta... - Kaç yıldır buradasın? - Bir yıldır... - Eşinle konuşabiliyor mu- sun? - Mektuplaşıyoruz... Şırnak olaylanna katılmış bir yedeksubay asteğmene Org. Güreş soruyordu: - Olaylar sırasında korktun mu? - Hayır komutanım... Kork- mak ne demek? Bana 15 er ve- rin. Cudi Dağı'na hemen çıka- yım! Genelkıırmay Başkanı Güneydoğu gezisinde iki özeltimgörevlisi> le birlikte. (Fotoğraf: ÖZGEN ACAR) Orgeneral Gureş bir sınır karakolunu teftişe helikopterle gelivor. (Fotoğraf: ÖZGEN ACAR) Tezkere almaya çok az bir süre kalmış bu yedeksubay. Cudi DağYnın kovuklannda konuşlanan PKK militanlanna karşı görülmemiş bir kın ve nef- ret içindeydi... Çünkü olaylar sırasında yanındaki arkadaşı şehit düşmüştü. Bizım bölgeyi zîyaretimizden bır gün önce Lice yakınındakı karakol baskınını öğrenen bir yüzbaşı. bir zırhlı araca atlamış ve olaydan hemen sonra erlen- nin yardımına koşmuştu. Ancak ne var kı yoîda pusu- ya düşürülmüştü. PKK yolu mayınlamış, kendisıni de şid- detli roket aüşına tutmuştu. Yüzbaşı bu şıddetlı ateşi yar- rruş. erlennın yanında çatışma- ya girmişti. Bu arada bir saldır- ganı da öldürmüştü. 15 mayısta Taşdelen Kara- kolu'na baskın olayında ise bir tuğgeneral helikopterle ateş ede ede karakola inmiş ve erleriyle birlikte çatışmaya girmişti. Adını açıklamak istemediğimiz bu "iç güvenlik" eğitmeni ko- mutan. askerlerine dağbaşında kaderlerine terk edılmiş olma- dıklannı kanıtlamıştı. 1 temmuzda Irak sının öte- sinde yapılan operasyonda bir jetimiz düşürülmüştü. Olayın Ankara'dan duyulmasından hemen sonra olan geüşmelen Hava Kuvvetlen Komutanı Orgeneral Halis Burhan şöyle anlattı: "Jetime atladım. Kendi kul- landığım savaş uçağıyla Irak sınınnı aştım. Sınınn derinlikle- rinde uçağın düştüğü yörelerde yapılan aramalara bizzat ben de katıldım..." Org. Güreş, Şırnak Tugay Komutanı Tuğgeneral Mete Sayar'a TSK'nın en üstün ba- şan nişanını verdi. Kendısıne ve aynca iki yardımasına da birer altın saat armağan etti. Genelkurmay Başkanı başa- nlı gördüğü genç subaylan ge- zisi boyunca adeta saat yağmu- runa tuttu. Ağnlı er Fethi Ye- ğen'i de saatle odullendirdL Her ödülden sonra Org. Gü- reş morali, "TSK arkanızdadır. Türk milleti ve Türk devletı ar- kanızdadır.." sözleriyle yük- seltmeye özen gösterdi. * • • Jandarma Asayiş Kolordu Ko- mutanı Korgeneral Necati Oz- gen. bizlere bilgi verirken bir ara "Tabiri caizse devlet bize, ne istediysek verdi ve veriyor... Biz de yüklendiğimiz bu tarihi görevin bilincındeyiz." dedi. Güreş. bir başka toplantıda Korgeneral Özgen'i şöyle doğ- rvladı: "Devlet arkanızdadır... Bu devlet bugüne kadar böylesine bir desteği asla göstermemiştı. Birkaç 'asker sendromlu' kişiye aldırmayınız. Türk ordusun- dan başka alternatif yoktur. Bu eşkıyayı çökertecek tek güç gü- venlik güçlerimizdir..." Gerçekten hükümetin Gü- neydoğu'daki olaylann önlen- mesi için orduya açık çek ver- diği anlaşılıyor. Hakkâri'de İran sınınna yakın bir kartal yuvası konumundaki karakol- da, üsteğmen ile Orgeneral Gü- reş arasında şu konuşma geçti: - Senın ve erlerinin moralini çok ıyi gördüm. tebrik ederim. Benden ne istersin? - Komutanım iki jeneratörü- müz var... Güçlü telsizlerimiz var... Ancak bize elektrik ve te- lefon bağlaünız... - Buralara nasıl gelir? - Elektrik 7 km. telefoh ise 11 km. ötemizde komutanım! Org. Güreş K.K.K. Orgene- ral Muhittın Fisunoğlu'na dön- dü - Bu karakola derhal elektrik getırin... Telefon bağlatın... Si- zın bütcenizde ödenek yoksa, benım bütçemden alın. Gere- kirse uydular kanalıyla haber- leşmeyi sağlayan portatif tele- fon aracından verin. Telefon bağlandığında bana bildirin. Csteğmenımle ilk telefon ko- nuşmasını ben yapacağım... ••• Yöredeki birliklerde dikkati çe- ken bir başka önemli olay, erle- re kadar telsiz bağlantısının gerçekleştirilmiş olmasıdır. Bu durum iletişimi ve herhangi bir olaya anında müdahaleyi hız- landınyor. Dün Hakkâri Derecik Kara- kol baskınında olduğu gibi ar- tık PKK saldınlannda karşı ta- rafın zayiatı eskisine kıyasla daha fazla oluyor. Telsizler "taciz var" koduyla çalışmaya başladığında artık "iç güvenlik" ya da gerçek anla- mıyla "kontrgerilla" çarkı şöyk çalışıyor: Olay yerine en yakın özel timler, dağlardan yöreye iniyor. Skorsky helikopterleri saldın- nın olduğu yere takviye perso- neli getiriyor. "Super Cobra" helikopterleri ise çatışan ya da çekilmekte olan PKK militan- lanna füzelerle saldınyor. Hava Kuvvetleri'nin. Kara Kuvvetle- ri icindeki "ileri hava kontro- lörlen (İHK)" saldırgan grup- lardan sının aşanlann yerlerini koordınaüan ile uçaklara bildi- riyor. Aralannda (F-16)lar da olmak üzere savaş uçaklan ha- vadan toplu hedeflere yükleni- yor. Org. Güreş "Elbette şehit ve- recegiz. Sorunu şehitsiz çöze- meyiz..." diyor. SCRECEK Önce lıaııısi sonrapalamutküsmüş Sinop 9 a Sinop'ta tüm olumsuzluklar üst üste gel- miş. Tahıl üretiminin yanı sıra meyve üreti- mınde de son yıllarda düşüş gözlenıyor. 6 bın 200 tonluk elma üretimi 5 bin 700 tona gerilemiş. Armut, kıraz, dut, incir üretimi de düşmüş. Hayvanalık yerinde sayıyor. Üs- telik "Hamsi de küsmüş Sınop'a." Balıkçı "Denizde balık tükendi" diyor. Si- nop'ta palamut dönemi başlamasına karşın teknelerin çoğu limanda. Sezon başlayah 25 gün olmuş. İyi av yapan tekne yok. Mazot parasını boşa harcamamak için denize açıl- mayan balıkçılar, karada öylece bekliyor- lar. Günbaumına doğru denızden dönen teknelere bakıyorlar. Boş dönen tekneler ağır ağır yanaşırken limanda gülümseyen bir yüze rastlayamıyorsunuz. " 13 gün boyunca denizde dolaşük. Bir tek ağ atamadık Balık sanki kayboldu." Emin Burçtepe.yıllannbalıkçısı. "Palamu- dun bu kadar az olduğu bir dönem daha ya- şamadım" diyor. Sinoplu balıkçı 1989'da ilk darbeyi hamsi- den yedı. Denizde hamsi sanki tükenmişti. 1986 yılında Sinop'ta 30 bin ton hamsi yaka- lanırken 1989'da bu sayı birden 3 bın 600 tona geriledi. "İşte o tarihten buyana balıkçı belini doğrultamadı" diyor Emin Burçtepe. "Kolay değil. Kimi teknelerde 20 tayfa çalışıyor. Bizim sezona hazırlanmamız ve denize açılmamız 25 milyon demektir. Ban- kadan aldığı kredi borcunu ödeyemeyince. balıkçı yeni kredi de alamıyor. Denize açıla- bilmek için artık aracıdan borç bulmaya çalışıyor." Geçen yıl hamsi biraz kıpırdanır gibi ol- muş. Palamut mazot parasını kurtarmış. Sinop'ta palamudun tanesi geçen yıl 6 bin liraya satılırken bu yıl fıyatlar 30 bin üraya kadar yükseldı. "Ya lüfer" diye soruyoruz, "O hiç kal- madı" diyor balıkçılar. İstatistiklere göre 1989'da Sinop'ta hiç Lüfer yakalanmamış. 1990'da yakalanan miktar 195 kilo. Bu yıl palamuttan umduğunu bulamayan balıkçı şimdi hamsi dönemini bekliyor. Hamsiye getinlen boy sınırlaması en çok tartışılan konu. Sinop Balıkçılık Kooperatifı Başkanı Barbaros Tuğcu, 9 santimlik sınırlamanın düşürülmesini istiyor. Aşın avcılığın Kara- deniz'de balığın kökünü kuruttuğu görüşü- ne de şiddetle karşı çıkıyor. "Rusya'da o yıl deprem oldu hamsi o yüzden kayboldu. Ama geri gelecek" diyor Tuğcu. Balıkçılar, "Geri gelmezse yandık" diyorlar. Sinop'ta balık unu fabrikalan güçdurum- da Denizden balık çıkmayınca onlar da iş yapamıyor. Devletten kredi alanlar, kredi borçlannı geriye ödeyemiyorlar. Sitemsan Balık Unu Fabrikası sahibi Seref Yüksek de aldığı krediyı geri ödeyemeyenlerden. "Dev- let bize fabrika kurahm diye kredi verdi. Fabrikalar acıldı. sonra hamsi üretimi düş- tü. Boy yasağı işin tuzu biberi oldu. Aldığımız krediyi ödeyemez olduk" diyor. BİR KÜSKÜN KENT Diyojen'in Sinop'u Hakan Kara • 1940larda büyük kentlere başlayangöç, 1960larda Almanya''ya yönelmiş. 1960'lar Sinop'ta "erkek göçü"nün yaşandığı yıllar olarak anılıyor. Kadınlar köylerdeki tüm işleri üstlenmişler. İs- ter istemez Sinop'un Amazonlar tarafından kurulduğuna ilişkin söylence gelivor akla. Sınop'taki 6 babk unu fabrikasından 3'ü devletten kredi almış. Balıkçılara Sinop'ta yaşanan son geüşme- len, gerçekleştirile'ıi yürüyüşü nasıl değerlen- dirdiklerini soruyoruz. "Sınoplunun kulağı- na kar suyu kaçtı" diyorlar. Anlamadığımızı fark edince gülûmsüyorlar: "Bizde 'hamsınin kulağma kar suyu kaçtı' diye bır söz vardır. Hamsi denizde küçük sü- rüler halinde dağınık bir şekilde dolanır. İlk kar düştüğünde, denız soğuduğunda küçük sürüler birleşir ve büyük sürüler oluşturur- lar. Böylelikle birbirlerinı ısıtırlar. Sinop'ta da öyle oldu. Sınop'un can daman fabrika- lar kapanınca Sinoplu bir araya geldi. Umanz durum düzelir." '"Ya düzelmezse" sorusuna yanıt hep aynı: "O zaman göç olur." Sinop göçe yabancı değıl. 19401ı yıllardan beri göç yaşanıyor Sinop ilinde. Durağan kent ekonomisi yeni iş olanağı yarata- madığından. gençler çareyi göç etmekte bu- luyorlar. 196O'lı yıllarda göç. "Almanya sev- dası'yla birlikte iyıce artmış. Sinop Gazeıeci- ler Cemiyeti Başkanı Ayhan Tekinoğlu'nun anlattığına göre oylesıne bir göç yaşanmış ki. kimi köylerde kadın nüfusu. erkek nüfu- sunun birkaç katına ulaşmış. Erkeksiz köy- lerde tüm işleri kadınlar üstlenmiş. 1960'h yıllar Sinop'ta "erkek göçü"nün yaşandığı yıllar olarak anılıyor. Erkeksiz köyler Erkeksiz köylen düşününce akla. Ama- zonlar geliyor. Sinop kentinin kuruluşuyla ilgili iki söylence var. İlkine göre Sinop ken- tini Amazonlar kurmuş. Kent adını Ama- zonlar'ın yığit ve güzel kraliçesi Sınova'dan almış. İkınci söylenceye göre Sinop adı Sinope"- den gelıyor. Azra Erhat'ın "Mitolojı Sözlü- ğü"nde yer alıyor bu söylence. Sınope. Ir- mak Tannsı Asopos'un kızıdır. Tannlar tannsı Zeus Sinope'ye âşık olur. Her diledi- ğını yenne getırmeye söz verir. Sinope kızhğına dokunulmamasını ıster. Zeus sö- zünde durur. Götürüp onu Karadeniz kıyısına koyuverir. Söylenceye göre Sinope Apollon ve Halvs'i de benzer şekilde kandırmış. Hiçbir ölümlüyü de yamna yak- laştırmamış. iki söylence arasındaki ilişki Halikarnas Balıkçısı'nın "Anadolu Efsaneleri" adlı ki- tabında ortaya çıkıyor. Balıkçı. Amazon sözcüğünün anlamına ilişkin çeşitli görüşleri dile getirirken şöyle dıyor- TEKNELERİN YALNTZLIĞI Sinop'ta palamut dönemi başlayalı 25 gün oldu. Balıkçılar. "Daha palamut viizü göremedik" diyorlar. Tekneler iskeleye baglı. Balıkçüaruı çoğu, mazot parasını bo^a harcamamak için denize açılmıyor. Şansını yine de deneyenler, gün- batımına doğru limanda dört gözle bekleniyor. "Acaba palamut yakalayabildüer mi" diye. Tekneler bugune kadar bo», abndu. "Bazılanna göre "A" Türkçedeki 'maz' eki gibi olumsuzluk takısıdır "Mazo" da 'do- kunmak' demektir. Bunlarca Amazon. er- kek tarafından dokunulmaz olan kadın de- mektir." Turistik broşürlerde Sinop'un, "Sinope gibi bakir" koylanndan ve ormanlanndan söz ediliyor. Sinop köylerinde artık erkek ve kadın nü- fusu arasında büyük farklaryok. 1970'lerin sonuna doğru göç yavaşlar gibi olmuş. Yine de il genelinde kadın nüfusu erkek nüfusun üzerinde. Sinop merkezinde son sayımlara göre nüfus bınde 3 oranmda azalmış. Nüfus yoğunluğu da ilginç bir gösterge. 1927'de Türkiye'de kilometrekareye 18 kişı düşer- ken. Sinop'ta bu sayı 30. 1980'lerde Türki- ye'deki nüfus yoğunluğu kilometre karede 58 kişiye ulaşırken Sinop'ta 47'de kahyor. "Stfır ekonomik büyüme"yi savunan ra- dikal çevrecilerin "düşü" Sinop'ta gerçekle- şiyor gibi. Ancak Sinoplu için yaşananlar düş değil kâbus. Kentte ekonomik büyüme sıtinn aunda, nüfus artışı yok. Çöp ve kana- lizasyon gibi çevre kirliliği yaratan sorun- lann çözümü için de para yok. Sinop'un SHP'li Belediye Başkanı Kara- gülle, "Sinop'un çöpleri yanmadanın belki de en güzel yerlerinden birine dökülüyor. Kanalizasyon için antma tesisi yok. Çöplü- ğün yerini değiştırmek, kanalizasyon soru- nunu çözmek gerek. Yapılacak çok şey var. Ne yazık ki belediye bütçesı yetersiz" diyor. Karagülle Sinop'taki ekonomik tabloyu şöyle özetliyor: "Tanm yok. Balıkçılık bitti. Gelisecek diye beklerken sanayi de çökmeye başladı. Turizm deseniz, o da ağır aksak." Sinop'taki çöküş sadece ekonomide değil. 33 Evler Mahallesi de çöküyor. Mahallede heyelan var. İlk heyelan 1988'de yaşanmış. Bugüne dek 30 ev yıkılmış. Bır de turistik te- sis.^Belediye, buradaki diğer evlerin boşaltıl- ması için çabalıyor. Ancak ev sahiplerini buna razı etmek güç. Heyelan nedeniyle çöken Öztürkler tesisi Sinop'un ilk turistik tesislerinden biri. Si- nop'ta altı tesis daha var. Onlann da bu yıl hava koşullanndan olumsuz etkılendiğini öğreniyoruz. Yağmur bulutlan bu yıl turiz- mi gölgelemiş. Turizmci de "Gölge etme" diyor. Sinop'un Gerze ilçesinde doğan şair Güven Turan'ın şurlerini topladığı kitap dikkatimizi çekiyor. Adı "Güneşler...Gölge- ler" Sinop'ta turizm önemli bir potansiyel ola- rak görülüyor. En büyük sorun yaz sezonu- nun kısa geçmesı. Bu nedenle Sinop'ta deniz tunzminın yanı sıra alternatif turizm hare- ketlen. arasında yer alan doğa turizmi ve dağcılık turizmi üzerinde duruluyor. Buzul döneminde oluşan fıyortu, yemye- şıl koylanyla Sinop turizm açısından gelecek vaat ediyor. Sınoplunun dileği turizmin can- landığı günlen "yakın bir gelecekte" görebil- mek. StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle