08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeÜ Sahibi: Cumhurijet Maıbaacıiık ve Gazetecilik Türk Anonim Şırketı adına Berin Nadi Istanbul Haberleri: Şen»y Kalku, Dış Haberler: Ergun Bafcı, lş-Ekonomi: Şökns Ketend, Basım ve Yayım: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazeteciiik T.A.Ş. Türkocagı Cad. • Genel Yayın Yöneuneni: Özgtn Ac*r • Genel Yayın Koordinaıöru: Hikrael Çetinkaya Yurt Haberleri Mehmet Sanrç. Kültur: CeUI Üsler, Makaleler: Sarai lünroren, Spor: AMulkadir 39/41 Cagaloglu 34334 tst. PK: 246 tstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), TUex: ' Yazı Işleri Müdürlerr Fusun Özbilgen (Soramlu), Celal Başlıngıç (Haber) • Gorsel Yucelman. Duzeltme: Abdullah Yazıcı • Muessese Mudur V.: Erol Erkol • Koordinatör: 22246, Fax: (1) 526 60 72 • BüroUın AakuK Z. Gökalp Blv. Inkllap S. No: Yönetmen: AB Ac«r • Duzenleme Mustafa Sagluner • Ankara Temsılcısi. Cııneyt Mımel Konılsan • Muhasebe: Bulenl Yeoer • Idaıe: Huscyin Gurer • Işletme: ÖmJer 19/4, Tel: 433 11 41-47, Tdex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • tnnir. H. Zdya Blv. Arcayürek, Haber Müdürlerı: Mustafa Balbav Işık Kansu, lzmir Temsilci V.: Serdar Çettk • Bılgı-Işlem: Nail İnal. Biigisayar Siaem: Martvet ÇOer • Personel: Srvgi Boslanciogta 1352 S. 2/3 Td: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adau: tnönü Kıak, Adana Temsilcisı: Çcti» Yigenoğlu • Reklam: Reha Işıtmaı Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 59 37 52 (4 hat), Tele* 62155, Fax: (71) 59 25 78 TAKVİM: 1 EKİM 1992 Imsak:4.28 Güneş:5.53 Öğle 11.59 İkindi: 15.16 Akşam: 17.54 Yalsı: 19.14 "Sonbaltara dikkat" • İSTANBUL(ANKA)- Uzmanlar sonbahar aylannda sağlık konusunda; "strese ve gribe" karşı dikkatli davranılması gerekliğini bildirdiler. "Strese ve gnbe" dikkat edilmesı konusunda uyanlarda bulunan uzmanlar, insanlann sağlığın her şeyden önemli olduğunu unutmamalan gerektiğini vurguladılar. İnsanlann çalışarak sevgiyle her türlü sorunun üstesinden gelebileceğini anlatan psikolog Suna Tanaltay, "insanlann kendilcrini hüzûn çiçeklerine bırakmamalan" gerektiğini söyledi. Erlereaile planlaması dersi •ANKARA (ANKA)- Sağlık Bakanbğı aile planlaması konusunda yeni bir proje başlatarak. erleri de aile planlaması konusunda eğitecek. Türkiye'de anne ve çocuk ölümlerinin fazlalığı ve yûksek nüfus arüş hıa nedeni ile bu yıl içinde başlatılacak olan projc. gûvenli annelik ve aile planlaması konusunda erkekleri de bilgilendiımeyi hedefli>or. İspanyolçevre firmaları • ANKARA (ANKA)- tspanyolçevre fîrmalanndan oluşan bir heyet, 5-8 ekim tarihleri arasında Ankara ve Istanbul'da yoğun temaslarda bulunacak. Ispanyol çevre fırmalan. 5-6ekimde Ankara'da çevreden sorumlu Devlet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Büyükşehir Belediyesi ve özel sektör kuruluşlanyla işbırliğı olanaklannı araştıracaklar. Ritz Oteli'nden çagpıILONDRA(AA)- Dünyaca ünlüThe Ritz Oteli, açıldığından bu yana otel eşyalannı "hatıra" olarak alan tüm müşterilerine af ilan etti. Otel yönetimi. otelden ahnan eşyalan geri geürenlere hiçbir şekilde soru sorulmayacağı garantisini vererek, tarihi değeri olan eşyalan geri getirenlerin, eşyalann niteliğine ve tarihi özelliğine göre ödüllendirileceğini de açıkladı. Antenler yeşili istila etti • İSTANBLL(AA)- Televızyonlann yayına başlamasıyla gündeme gelen frekans kirlenmesine ek olarak bu televizyonların antenlerinin de yeşil alanlan istila ettiği ileri sürüldü. Özellikle Çambca Tepesi'nde yoğunlaşan antenlenn çevre kırliliğinin yanında göz kırliliğı de yaratüğı öne sürülerek anten gecekondulaşmasırun önlenmesi için özel televizyon yasasının bir an önceçıkanlması istendi. Güvenli annelik • ANKARA (AA) - Sağlık Bakanlığı bu yıl içinde "güvenli annelik projesf'ni başlatacak. Birleşmış Milleıler Nüfus Fonu tarafından yaklaşık 6 milyon dolarile desteklenecek proje, bu yıl içinde başlatılacak. Proje. özellikle doğurganlığın yüksek olduğu bölgelerde toplumun aile planlaması konusunda eğitinini ve nitelikli hızmet sunmayı amaçlıyor. İskoç Stephen, garda 'Sen benim şeftalimsirf diye seslendiği Perihan'la 31 yıl sonra evleniyor Çağdaş bir peri masalıHaber Merkezi- 2.5 yaşındaki "deli- kanlı". 10 günlük güzel kıa ilk kez tre- nin penceresinden görür. "Bebeğim" der. Türk fılmlenni çajşnştıran öykü- müzün "esas oğlanı" Iskoçyalı, "esas kızı" bir Türktür. İzmit Gan'nda birbi- rine teğet geçen yaşamlan, tam 31 yıl sonra, Edinburgh'da nikah masasında birleşir. "Çağdaş bir peri masalf'dır ya- şanan. Şimdi öykümüzün başına dönelim. George Main. 72 yaşında îskoçyalı bir eğitimci. "Acı" konuşan bir "Türk dos- tu"'. 2. Dünya Savaşı yıllannda İngiliz ordusunda 6.5 yıl görev yapmış. Cni- vcrsitedc okuduktan sonra banka mc- murluğu. öğretmenlik. profesyonel ti- yatro ve opera oyunculuğu yapmış. "Carmen"de rol almış. Türkiye ile tanışması 1953 yılma rast- lıyor. George Main'in eline. Oxford Üniversitesı'nden bir profesörün yazdı- ğı. Türkçe öğrenme kılavuzu geçiyor. Hiç bilmediği bu garip dil ilgisini çeki- yor. 1956da Eskişehir'dekurulanMaa- rif Kolejine İngilizce öğretmeni olarak gelmek istiyor. Ama kendisi gibi İngiliz- ce öğretmeni olan eşini buna razı edemi- yor. 2.5 yaşında ve 9 aylık iki çocuğu ile "bilinmezler ülkesi' olan Türkiye'ye gitmck. Bayan Main'e akıl işi gelmiyor. Bay Main, eşini ikna edemeyince, otur- duklan apartman dairesini satarak ni- yetinin ne denli ciddi olduğunu gösteri- yor ve Türkiye'ye gelmeleri şart oluyor. Ba> ve Bay an Main, Eskişehir'de iki yıl öğretmenlik yapıyor. I958'de. ço- cuklann eğitimi için. istemeden de olsa İskoçya'ya dönüyorlar. İki yıllık sürede Eskişehirlilerin sevgilisi olan Main aile- sini, Eskişehir ganndan \ali dahil. bü- yük bir kalabalık uğurluyor. Vali. "Siz- leri hiç unutmayacağız, bilhassa küçük tombul Stephen'i" diyerek, Main ailesi- nin 2.5 yaşındaki küçük oğlunu kucağı- na almak istiyor. Muzır Stephen kaşla göz arasında Vali Bey'in parlak pabuç- lanna işemez mi? Muzfp Vali, muzır George Main-Türk dostu İskoçyalı • 1956'da Eskişehir'e gelip iki yıl İngilizce öğretmenligi yapan 72 yaşındaki George Main, o yıldan beri Türkiye'yi"ikinci adres" yapmış. İskoçya'ya dönerken İzmit Gan'nda gördüklerilO günlük bebek Perihanileogün2.5 yaşında olan oğlu Stephen'i evlendirmiş. Stephen'in beklenmedik taarruzu karşı- sında şemsivesini açarak korunmaya çalışı>or kendini.. Derken Main ailesi- nin bindiği tren İstanbul'a doğru >ola koyuluyor. İzmit'e geldiklerinde 5 saat- lik birmola veriyortren. İzmit Hastane- si. gann yanında. Küçük Stephen pen- cereden bakarken. İzmit Hastancsi'nde doğum yapan annesi, on günlük kızı Pc- rihan'ı pencereye çıkarmış. trene bakı- yor. Stephen, Perihan'ı görüyor ve"Be- bek. bebek. Sen benim şeftalimsin" diye kınk Türkçesi ile sesleniyor. Kaderin cilvesine bakm ki. Main aile- si İskoçya'şa dönüyor. Yıllar geçivor. Bay Main emekli oluyor. Edinburgh'da bir Türk kızının Türkçe öğretmenligi yaptığını duyuyor ve onunla lanışıyor. Baba Main'in çöpçatanlığı ile genç kız. artık koca bir delikanlı olan Stephen ile )989'da evleniyor. Bu genç kız. 1958'de İzmit Hastanesi'nin penceresinden tren kompartımanındaki Stephen'e bakan küçük Perihan.. Bu "çağdaş masal"ın "aynıyla vaki" olduğunu Bay Main sö\lüvor. Nitekim Eskişehir'deki Sa- karya gazetesinde de hikaye basılıyor. Genç çift şimdilcrde Edinburgh yakın- lannda bir adada bilgisayar kursu işleti- yorlar, mutlu bir yaşam sürüyorlar. George Main'in hikayesine gelince. Bay Main Türkiye sevgisinden musta- np, geri dönmenin yollannı anyor. Bir daha çalışmak üzere dönmek mümkün olmuyor ama 1980"de emekliyc aynlana kadar fasılaiarla. bu tarihten sonra da her yılın eylülünde Eskişehir'e geliyor. 30 yılı aşkın süre görev yapmış bir eğitmen olarak. "Türkiye'nin en büyük ve en önemli sorunu eğitim" diyor. "Ben Milli Eğitim'den sorumlu bakanı- nız olsam. eğium sistemini kökünden değişüririm. Bir kere eğiıim sisteminiz- de sorulu cevaplı diyaloğa yer yok. Tar- tışma yok. Oğretmenler de böyle olma- sını istiyor. Ama tartışmanın olmadığı, halkın bu kadar pasif olduğu. tartışma- nın olmadığt bir ycrdc dcmokrasi ol- maz. Bu yanlış sistcmin devam etmesini mevcut düzen istiyor" diyor. George Main. Türk siyasetinin duru- munu iyi görmüyor. Süleyman Demi- rel'in yeniden başbakan oluşunu hay- retle karşılıyor. "Hele iki anahtar ver- mek gibı bir vaatle nasıl seçilir. hayret. Türkiye'de okumuş bir halk olsa inanır mıydı? İngilterc'de buna herkes güler, inanmaz" diye şaşkınhğını ifade ediyor. George Main. kadın-erkek cşitliği ko- nusunda gelişmelerin o denli hızlı ol- madığı görüşünde. Eskişehir'de iyi lo- kantalann. lokallenn dolu oldağunu. belirtiyor ve "İyi givimli. paralı insanlar buralan dolduruyor. rakısını içiyor. Ama bakıyorsunuz vanında kansı yok. Kadın nerede, evinde. Böyle olmamah" diye ilginç bir saptamada bulunuyor. Bay Main'in sevmediği tek soru. kar- şıhğında "Türkiye bir harika. Törkiş raki, kebap bir harika" vanıtı beklenen, "Türkiye'yi nasıl buldunuz?" sorusu. Main, "Önemli olan var olan sorunlann hiç olmadığını söylemek değil. Objektif bir şekilde sorunlan sövlemek, tartı- şmak. Geceyansı Ekspresi (Midnight Express) fılmine Türk dostlanm büyük tepki gösteriyorlar. Ben onlara diyorum ki. 'Bu şekilde yapılması belkj ayıp ama doğru değil mi?" Demokrasi için insan haklanna sahipçıkmak lazım" diyor. Karayolları 8iı havzaları için tehlike yaratıyor Istanbul Haber Servisi - İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel, kentteki karayolu ağının su havzalan için tehlike yaratüğı- nı. su havzalanna yakın kara- yollannda olası bir kazanın büyük bir tehlikeye neden ola- cağını söyledi. Büyükçekmece ve ömerli üzerinden geçen karayolunda bir tanker kazasının olması ha- linde İstanbul'un günlerce su- suz kalabileceğini belirten Göknel. "Karayollan'nı sürek- Ii uyardık. Gelen yarut sadece tedbir alındığı yolunda oluyor. Sürekli bildiklerini yapıyorlar. Yeni yapılması düşünülen oto- yol için de görüşümüzün abn- masını istiyoruz" dedi. Sanyer Lions Kulübü'nün Tarabya Oteli'ndeki aylık ola- ğan toplantısına konuşmaa olarak katılan Ergun Göknel. Büyükçekmece Gölü su havza- sı içinde kurulmak istenen Ça- talca Serbest Bölgesi'ne karşı çıktıklannı, ancak seslerini du- yuramadıklaıru belirtti. İstan- bul'da 1995 yılına kadar susuz- luk çekilmeyeceğini belirten Göknel, şebekelerin su kaybı- nın yüzde 21'lere indiğini ifade etti. İstanbul'un su sorununun henüz çözümlenmediğini de kaydeden Göknel, 2010 yılında kent nüfusunun 20-25 milyon- lara ulaşacağı hesaplanarak, su ve atıksu projelerinin hazırlan- dığmı, bunlann gerçekleştiril- mesi halinde su sorunun ileride yaşanmayacağını kaydetti. Suyu İcorumak için çevreyi korumak gerektiğini de vurgu- layan Göknel, Tuzla, Büyük- çekmece, Baltalimanı ve Riva antma tesislerinin bitirilmesiyle kentin yüzde 70 aük suyunun azot ve fosfor dahil antılacağını bildirdi. Yedigöller, herme>sim ayn renk tonları\ la a> rı bir ^ü/cllik sunuyor. (Fotoğraf: BİROL İ Z\1 E71 Konuklar gereksinimlerini dinlenme evleri, kır gazinosu ve büfelerden sağlıyorlar YedigöUeir sonbahar komıkhmm beküyor BİROL ÜZMEZ Sonbahar romantızmini yaşamak iste>enler, 10 kasım tarihine kadar Yedigöller sizleri bckliyor. Türkiye'nin en zengin doğal güzelliklcrine sahip Yedigöller yöresi 1965 vılında millı park olarak aynlmış. 16365 hektar bü\ üklüğütıdeki Yedigöller havzası. kayan kütlelerin vadiîerin önlerıni kapaması sonucu oluşan ve aralannda 50-60 m. yükselti farkı bulunan. kuzeyden güneye sıralanan Seringöl, Büyükgöl. Deringöl. Nazlıgöl, Küçükgöl. İnccgöl ve Sazlıgöl gibi \edi heyelan gölünden oluşmuş. Türkiyc'nin cn güzel kanşık ormanlannın görülcbildiğı Yedigöller havzasında yüksek yerlerde sançam. karaçam ve köknar, daha alçaklarda kayın. meşe. gürgen. kızılağaç ve ıhlamurtürlerinden ağaçları görmek mümkün. Yedigöller Parkı içerisindeetkili bırkoruma ilegeyık. karaca vediğeryaban hayvanlan Yedigöller Milli Parkı'nın önemini dahadaarttınyor. Ülkemizdeilk kezkültüralabalık üretimine öncülükeden Yedigöller Alabalık Cretme İstasyonu 1965 yılından beri başanyla üretim faaliyetlerini sürdürüyor. Parkta a> nca. sportif balıkçılığı tcşvik amacıv la her yıl nisan-eylül avlan arasında alabalık avına izin veriliyor. Milli parkta dileyenler kamp kurupdoğayla baş başa kalabilc- ceği gibi düzenlenmiş patikalarda y ürüyüş ve koşu vapma ola- naklannı bulabiliyorlar. Hermevsimayn renk tonlanileayn birgüzellik sunan Yedigöller, foloğrafçılar içinde vazgeçilmez tutkulararasında. Yedigöller'e gelen ziyaretçilerkonaklama v e yiyecek ihtiyaçlannı dinlenmeevleri. kır gazinosu ve büfcîerdcn sağlıyorlar Kampyapmakisieycnlcrdcçadırlı kamp sahasında kalabiliyorlar. Yedigöller Milli Parkı'na. An- kara-İstanbul karayolunun 152. km.'sindeki Yeniçağa vc 190. km'sindekiBoluilindenku^cycdoğruaynlanyollarla ulaşmak mümkün. Parka Devrek'ıcn 55 km. Mengen'den 48 km. uzaklıktaki stabilize orman yoluyla gelmek mümkün. Genclerin Yaslılara Bakısı arastırması Gençlerkendilerini yaşlı hissediyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Gençler, yaslılara öykü- enerjik. coşkulu. yakışıklı, hızlı, toy. sabırsız, düşünme- nüyor. Üniversite öğrencileri- den davranan, sorumsuz, gü- nin yaşhlan "beğenilır ve güç- rültücü, kavgaa, dönek, asi, lü", kendilerini de "yaşlı gibi" görme eğiliminde olduklan be- lirlendi. Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Faktültesi Yard. Doç. Dr. Hasan Bacanlı tarafından gerçekleştirilen "Türk Toplu- munda Genclerin Yaslılara Bakışı" konulu araşürma. genclerin kendilerini yaşlı ola- rak kabul ettik- lerini gösterdı. Selçuk Üniver- sitesi Hukuk Fakültesi birin- ci ve ikinci sınıfında oku- yan 95 öğren- ciyle yapılan araştırma. Türk toplumu- nun "yaşlf'yı gençten daha beğenilir ola- rak algıladığı ve genclerin kendilerini daha çok "yaşlı gibi" görme eğiliminde ol- duklannı orta- ya çıkardı. Sıfat tarama testi. vaş belirleme so- rulan ve kimlik bilgi formlan uygulanarak yapılan inceleme- ye göre, "Türkiye'de genç ste- reotipi (rol). yaşlı- stereotipin- dendahabelirgin". Üniversite öğrencileri; yaşlı- lan. "muhafazakar. gelenek- sel. ağırbaşlı, ferasetli (an- layışlı) ve affedici" sıfatlanyla; gençleri de. "maceraperest. saldırgan. hırslı. küstah, atıl- gan. düzensiz, hayalperest. • 95 öğrenciyle yapı- lan araştırma, Türk toplumunun yaşlıyı gençten daha beğeni- lir olarak algıladığmı ortaya çıkardı.Üni- versite öğrencileri yaşhlan, muhafaza- kar, ağırbaşlı, gele- neksel ve affedici sı- fatlanyla tanımlar- ken, gençleri de ma- ceraperest, hırslı, yakışıklı, gürültücü, dönek,züppe ve seksi görüyor. pervasız, haşin, seksi, gösteriş- ci, şıklık meraklısı, züppe, müsrif, vurdumduymaz, gele- neksel olmayan ve soytan" sı- fatlanyla tanımlıyorlar. Araştırmanın bulgulannı Hasan Bacanlı. şöyle yo- rurnluyor: "Denekler kendile- rini oldukça beğenilir ve güçlü olarak algılıyorlar, ama 'genç' kadar aktif algılamıyorlar. İlginç olan bul- gu deneklerin kendilerini de- ğerlendirmele- rinin, kendileri genç sayılma- lanna rağmen, gençten çok yaşlıya yakın olması. Bu du- rum, denekle- rin kendilerini daha çok yaşlı gibi algıladık- lannı düşün- dürmektedir. Yaşlılann genç- ten daha beğe- nilir ve güçlü. gencin ise yaşlı- lardan daha aktif algılanması. Türk kültürünün geleneksel ve ortaklaşacı olduğu düşün- celerine de uygun. Toplumda gençler, kendilerini vaslılann otoritesi a\tında algılıyor. !ar." Araştırmaya göre, cinsiyet farklılığı araştırmaya yansı- yor. Erkekler, "genci" içinden geldiği gibi davranan. kızlar da mantıklı ve koruyucu ola- rak algılıyorlar. PSİKOSOSYAL BİR SORUN Alkol bağuıüılığı Türkiye için tehlike ANKARA {\\y Alkol bağımlılığının. kişinin bede- ninde oluşturduğu fiziksel za- rarlann yanında işgücünü et- kilemesi. kişinin aile ve sosyal yaşamını bozması gibi etken- lerle kişisel sorun olmaktan çıkıp çok önemli bir sosyal so- run haline geldiği bıldinİdi. Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü larafından yapılan bir araştır- mada. alkol bağımlılığı ve kötü kullanımın evlilik ve iş yaşamı üzerinde olumsuz etkilerine dikkat çekilerek Türkiye'de bu sorunun giderek önem kazan- maya başladığı vurgulandı. Üniversite has- tanesinin psiki- yatri bölümüy- lc Bakırköy Si- nir Hastalık- lan Hastane- si'ndc tedavi gören 23-52 yaşlan ara- sındaki hasta- lar üzerinde yapılan çalış- mada. grubun yüzde 83'ünün 10 yıldan daha uzun süre alkol kullandığı ve yüzde 91"inin bir gün içinde 35'lik rakı ve eşdeğerinde alkol aldığı belirlendi. Yüzde 91'i erkek ve yüzde 9'u kadın olan hastalann yüz- de 77'sinin evli. yüzde 6'sının bekar, yüzde 6'sının ise dul ol- duğu kaydedildi. Yüzde 34'ü lisc. yüzde 26'sı ortaokul. yüz- de 23'ü ilkokul ve yüzde 17'si de üniversite mezunu olan has- talardan yüzde 20'sinin tedavi sonucu alkol alışkanlığından kurtulamayacağına inandığı • Anadolu Üniver- sitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü tarafından yapılan bir araştırmada, al- kol bağımlılığı ve kötü kullanımın ev- lilik ve iş yaşamı üze- rinde olumsuz etki- lerine dikkat çekile- rek Türkiye'de bu sorunun giderek önem kazanmaya başladığı vur- gulandı. belirlendi. Hastalann yüzde 15'i işye- ri. yüzde 11 "i evlilik, yüzde 1 l'i de ekonomik sorunlan alkol almalanna neden göste- rirken yüzde 63'ü ise birden fazla neden sıraladı. Araştırmanın alkol alan hastalann yüzde 43'ünün aile içinde fiziksel şiddet kullan- dıklannı ortaya koyduğu ifa- de edildi. Hastalann yüzde 73"ünde çeşitli derecelerde evlilik sorunlan saptandığı kaydedildi. Âraştırmaya göre hastalar- dan yüzde 43'ü alkol kullan- ma nedeniyle trafik kazası geçirdi. yüzde I3'ü işten atıldı, yüzde 38'i düşerek ya- ralandı ve yüz- de 6'sı ise hapis cezası aldi. Yüzde 18'i bir kez intihar gin- şiminde bulu- nurken yüzde 3'ünün de 4 kez intihara kalkıştığı belir- tildi. İntihar girişiminde bu- lunanlann yüz- de 2l'i bulması 'bireyin çoğu zaman şiddeti kendisine yö- neltebileceği' sonucunu orta- ya koyduğuna dikkat çekildi. Araştırmada. hastalann ruhsal bozukluklannın aile, evlilik ve iş yaşamlanyla bir bütün olarak dcğerlendinl- mesi ve önemli eksiklikleri olan resmi-sivil kurumsal, sosyal destek ve ledavi prog- ramlannın da bu bakış açısıy- la yeniden gözden geçirilmesi gerektiği vurgulandı. 28. ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ Depresif durumla depresyon hastalığı birbirinden ERDAL ATABEK Bir zamanlann moda deyimi, "depresyonumu seviyorum" sözcükleriyle dile getiriliyordu. Hayattan beklediklerini ger- çekleşü'rmekten umudunu kes- miş, arük umut etmekten vaz- geçmiş insanlann yaşama küs- künlüğü belki de bu sözcükler- de bir meydan okumaya dönü- şüyordu. Dönen dünyanın üze- rinde olup bitenlerle uyum sağ- layamayanlann gecmişe kaçış- lan da zaman zaman nostaljik takılmalara dönuşüyor, "melan- koli"den söz eden şarkılar in- sanlan hüzünlendiriyordu. Ahmet Haşim'in şiirindeki hüzün kaç kuşağı etkilemiştir? "Melali anlamayan nesle aşina değiliz"... Ama "depresif du- rum"la "depresyon hastahğını" birbirinden ayırmak gerekiyor- du. Çünkü "depresyon hastalı- ğj , öyle günbatımına bakar- ken hüzünlenmek gibi doğal sayılacak bir duygulanım değil, gerçek bir ruhsal hastahk. Hem de toplumda iyi lamnmayan bir hastahk. Dünya Sağlık Örgütü Ruh Sağlığı Bölümü uzmaru Dr. Be- dirhan Üstün. durumun dünya ölceğinde kaygı verici durumu- nu şöyle açıklıyor: "Depresyon hastalannda 1 kişi canına kıyiyor, 6 kişi hastaneye yaünhyor, 15 kişi ayakta tedavi görüyor, 150 kişi pratisyen he- kime başvuruyor, 1800 kişi has- talığından habersiz... Prof.Dr. Costa e Silva (Dün- ya Psikiyatri Birliği Başkanı) depresyon hastalığındaki yanhş kanılan şöyle belirtiyor: • Depresyon tedavi edile- mez sanılıyor, • Depresyon, çevre tarafın- dan karakter zayıflığı sanıhyor. zevk ahnmaması (hemen her • Depresyon hastalan ya hastalıklanndan habersiz gün ve yaklaşık günboyu sü- ya da doktora başka belirtilerle başvuruyor. Has- ren )' talığın riskleri de yüksek. En başta "özkıyım riski" geliyor. Kişilerin durup durup içlerinde kabaran "kendini öldürme" isteği çok önemli bir belirti. • Depresyona karşı kullanı- lan ilaçlann bağımlılık yap- masından korkuluyor. Oysa bu sanılann, bu korku- lann hiçbiri doğru değil. Ama sonuçta tedavi edilebilecek du- rumda olduğu halde hastalığı süren binlerce insan. Dünya ölçegine bakarsak milyonlarca insan. Son tahmin- lere göre dünyada 200 milyon depresyon hastasının bulundu- ğu hesaplanıyor. Ama hastalar ya hastalıklanndan habersiz ya doktora başka belirtilerle baş- vuruyor ya da tanılan eksik- yanhş konuyor. "Depresyon hastahğı"nın riskleri yüksek. En başta "özkı- yım riski" geliyor. Kişilerin du- rup durup içlerinden kabaran "kendini öldürme" isteği çok önemli bir belirti. Hayattan eli- ni eteğini çekme isteğj de çevre ilişkilerini azaltıyor, çalışma kapasitelerini düşürüyor. Şu belirtilere dikkat edilmesi gerekiyor: • Kişinin hemenhergün,gün- boyu süren "depresif duygu du- rum içe kapanık, çevresiyle ilgi- siz" bir durum göstermesi, •Çevresel etkinliklere katıl- masının azalması, ilginin kaybı, • Perhiz yapmadığı halde önemli derecede kilo kaybı ya da kilo alması. • Hemen her gün uykusuzluk çekmesi ya da aşın uyuma, • Hemen her gün aşın hare- ketlilik ya da hareketlerde dur- gunlaşma, •Hemen her gün yorgunluk, bitkinlik ya da enerji kaybı ol- ması, •Kendini değersiz bulma, kendini suçlu bubna, • Düşüncelerini bir konuda toplamada başansızbk ya da kararsızlık, •Yineleyen ölüm düşüncesi, kendini öldürme düşüncesi ya da özkıyım girişimi. Elbette korkmanıza gerek yok. Bunlann biri ikisi zaman zaman insana gelip geçen duy- ayngulanımlar. Ama "depresif du- rum" ya da "yaptıklanndan zevk almama"nın yanında yu- kandaki belirtilerin çoğu varsa, durum sürekliük kazanıyorsa önem verilmesi gerekiyor. Çün- kü hastalığm tedavisi başanlı bir tedavi edilen hastalar sağlık- lanna, verimli hayatlanna, ba- şanlı çevre ilişkilerine kavuşu- yor. Hastahğın nedenlerinde, ka- humsal bir duygusal yapının rolü bulunuyor. Duyarlı, aşın sorumluluk duyan, çevresine çok verici, görevlerinde titiz bir kişiHk yapısı bir ölçüde depres- yona yatkınlık gösterebilir. Nasıl bir kalıtım özelliğiyle geç- tiğj çok iyi bilinmiyor. Çevre et- kenleri de çok önemli. İlaçla tedavi günden güne da- ha başanlı. Hastanın olumlu desteklenmesi, uygun bir psiko- terapi çok önemli.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle