Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeÜ
Sahibi: Cumhurijet Maıbaacıiık ve
Gazetecilik Türk Anonim Şırketı adına Berin Nadi Istanbul Haberleri: Şen»y Kalku, Dış Haberler: Ergun Bafcı, lş-Ekonomi: Şökns Ketend, Basım ve Yayım: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazeteciiik T.A.Ş. Türkocagı Cad.
• Genel Yayın Yöneuneni: Özgtn Ac*r • Genel Yayın Koordinaıöru: Hikrael Çetinkaya Yurt Haberleri Mehmet Sanrç. Kültur: CeUI Üsler, Makaleler: Sarai lünroren, Spor: AMulkadir 39/41 Cagaloglu 34334 tst. PK: 246 tstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), TUex:
' Yazı Işleri Müdürlerr Fusun Özbilgen (Soramlu), Celal Başlıngıç (Haber) • Gorsel Yucelman. Duzeltme: Abdullah Yazıcı • Muessese Mudur V.: Erol Erkol • Koordinatör: 22246, Fax: (1) 526 60 72 • BüroUın AakuK Z. Gökalp Blv. Inkllap S. No:
Yönetmen: AB Ac«r • Duzenleme Mustafa Sagluner • Ankara Temsılcısi. Cııneyt Mımel Konılsan • Muhasebe: Bulenl Yeoer • Idaıe: Huscyin Gurer • Işletme: ÖmJer 19/4, Tel: 433 11 41-47, Tdex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • tnnir. H. Zdya Blv.
Arcayürek, Haber Müdürlerı: Mustafa Balbav Işık Kansu, lzmir Temsilci V.: Serdar Çettk • Bılgı-Işlem: Nail İnal. Biigisayar Siaem: Martvet ÇOer • Personel: Srvgi Boslanciogta 1352 S. 2/3 Td: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adau: tnönü
Kıak, Adana Temsilcisı: Çcti» Yigenoğlu • Reklam: Reha Işıtmaı Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 59 37 52 (4 hat), Tele* 62155, Fax: (71) 59 25 78
TAKVİM: 1 EKİM 1992 Imsak:4.28 Güneş:5.53 Öğle 11.59 İkindi: 15.16 Akşam: 17.54 Yalsı: 19.14
"Sonbaltara
dikkat"
• İSTANBUL(ANKA)-
Uzmanlar sonbahar
aylannda sağlık
konusunda; "strese ve
gribe" karşı dikkatli
davranılması gerekliğini
bildirdiler. "Strese ve gnbe"
dikkat edilmesı konusunda
uyanlarda bulunan
uzmanlar, insanlann
sağlığın her şeyden önemli
olduğunu unutmamalan
gerektiğini vurguladılar.
İnsanlann çalışarak
sevgiyle her türlü sorunun
üstesinden gelebileceğini
anlatan psikolog Suna
Tanaltay, "insanlann
kendilcrini hüzûn
çiçeklerine bırakmamalan"
gerektiğini söyledi.
Erlereaile
planlaması dersi
•ANKARA (ANKA)-
Sağlık Bakanbğı aile
planlaması konusunda yeni
bir proje başlatarak. erleri
de aile planlaması
konusunda eğitecek.
Türkiye'de anne ve çocuk
ölümlerinin fazlalığı ve
yûksek nüfus arüş hıa
nedeni ile bu yıl içinde
başlatılacak olan projc.
gûvenli annelik ve aile
planlaması konusunda
erkekleri de bilgilendiımeyi
hedefli>or.
İspanyolçevre
firmaları
• ANKARA (ANKA)-
tspanyolçevre
fîrmalanndan oluşan bir
heyet, 5-8 ekim tarihleri
arasında Ankara ve
Istanbul'da yoğun
temaslarda bulunacak.
Ispanyol çevre fırmalan.
5-6ekimde Ankara'da
çevreden sorumlu Devlet
Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı,
Büyükşehir Belediyesi ve
özel sektör kuruluşlanyla
işbırliğı olanaklannı
araştıracaklar.
Ritz Oteli'nden
çagpıILONDRA(AA)-
Dünyaca ünlüThe Ritz
Oteli, açıldığından bu yana
otel eşyalannı "hatıra"
olarak alan tüm
müşterilerine af ilan etti.
Otel yönetimi. otelden
ahnan eşyalan geri
geürenlere hiçbir şekilde
soru sorulmayacağı
garantisini vererek, tarihi
değeri olan eşyalan geri
getirenlerin, eşyalann
niteliğine ve tarihi özelliğine
göre ödüllendirileceğini de
açıkladı.
Antenler yeşili
istila etti
• İSTANBLL(AA)-
Televızyonlann yayına
başlamasıyla gündeme
gelen frekans kirlenmesine
ek olarak bu televizyonların
antenlerinin de yeşil
alanlan istila ettiği ileri
sürüldü. Özellikle Çambca
Tepesi'nde yoğunlaşan
antenlenn çevre kırliliğinin
yanında göz kırliliğı de
yaratüğı öne sürülerek
anten gecekondulaşmasırun
önlenmesi için özel
televizyon yasasının bir an
önceçıkanlması istendi.
Güvenli annelik
• ANKARA (AA) - Sağlık
Bakanlığı bu yıl içinde
"güvenli annelik projesf'ni
başlatacak. Birleşmış
Milleıler Nüfus Fonu
tarafından yaklaşık 6 milyon
dolarile desteklenecek proje,
bu yıl içinde başlatılacak.
Proje. özellikle
doğurganlığın yüksek
olduğu bölgelerde toplumun
aile planlaması konusunda
eğitinini ve nitelikli hızmet
sunmayı amaçlıyor.
İskoç Stephen, garda 'Sen benim şeftalimsirf diye seslendiği Perihan'la 31 yıl sonra evleniyor
Çağdaş bir peri masalıHaber Merkezi- 2.5 yaşındaki "deli-
kanlı". 10 günlük güzel kıa ilk kez tre-
nin penceresinden görür. "Bebeğim"
der. Türk fılmlenni çajşnştıran öykü-
müzün "esas oğlanı" Iskoçyalı, "esas
kızı" bir Türktür. İzmit Gan'nda birbi-
rine teğet geçen yaşamlan, tam 31 yıl
sonra, Edinburgh'da nikah masasında
birleşir. "Çağdaş bir peri masalf'dır ya-
şanan.
Şimdi öykümüzün başına dönelim.
George Main. 72 yaşında îskoçyalı bir
eğitimci. "Acı" konuşan bir "Türk dos-
tu"'. 2. Dünya Savaşı yıllannda İngiliz
ordusunda 6.5 yıl görev yapmış. Cni-
vcrsitedc okuduktan sonra banka mc-
murluğu. öğretmenlik. profesyonel ti-
yatro ve opera oyunculuğu yapmış.
"Carmen"de rol almış.
Türkiye ile tanışması 1953 yılma rast-
lıyor. George Main'in eline. Oxford
Üniversitesı'nden bir profesörün yazdı-
ğı. Türkçe öğrenme kılavuzu geçiyor.
Hiç bilmediği bu garip dil ilgisini çeki-
yor. 1956da Eskişehir'dekurulanMaa-
rif Kolejine İngilizce öğretmeni olarak
gelmek istiyor. Ama kendisi gibi İngiliz-
ce öğretmeni olan eşini buna razı edemi-
yor. 2.5 yaşında ve 9 aylık iki çocuğu ile
"bilinmezler ülkesi' olan Türkiye'ye
gitmck. Bayan Main'e akıl işi gelmiyor.
Bay Main, eşini ikna edemeyince, otur-
duklan apartman dairesini satarak ni-
yetinin ne denli ciddi olduğunu gösteri-
yor ve Türkiye'ye gelmeleri şart oluyor.
Ba> ve Bay an Main, Eskişehir'de iki
yıl öğretmenlik yapıyor. I958'de. ço-
cuklann eğitimi için. istemeden de olsa
İskoçya'ya dönüyorlar. İki yıllık sürede
Eskişehirlilerin sevgilisi olan Main aile-
sini, Eskişehir ganndan \ali dahil. bü-
yük bir kalabalık uğurluyor. Vali. "Siz-
leri hiç unutmayacağız, bilhassa küçük
tombul Stephen'i" diyerek, Main ailesi-
nin 2.5 yaşındaki küçük oğlunu kucağı-
na almak istiyor. Muzır Stephen kaşla
göz arasında Vali Bey'in parlak pabuç-
lanna işemez mi? Muzfp Vali, muzır
George Main-Türk dostu İskoçyalı
• 1956'da
Eskişehir'e gelip iki
yıl İngilizce
öğretmenligi yapan
72 yaşındaki
George Main, o
yıldan beri
Türkiye'yi"ikinci
adres" yapmış.
İskoçya'ya
dönerken İzmit
Gan'nda
gördüklerilO
günlük bebek
Perihanileogün2.5
yaşında olan oğlu
Stephen'i
evlendirmiş.
Stephen'in beklenmedik taarruzu karşı-
sında şemsivesini açarak korunmaya
çalışı>or kendini.. Derken Main ailesi-
nin bindiği tren İstanbul'a doğru >ola
koyuluyor. İzmit'e geldiklerinde 5 saat-
lik birmola veriyortren. İzmit Hastane-
si. gann yanında. Küçük Stephen pen-
cereden bakarken. İzmit Hastancsi'nde
doğum yapan annesi, on günlük kızı Pc-
rihan'ı pencereye çıkarmış. trene bakı-
yor. Stephen, Perihan'ı görüyor ve"Be-
bek. bebek. Sen benim şeftalimsin" diye
kınk Türkçesi ile sesleniyor.
Kaderin cilvesine bakm ki. Main aile-
si İskoçya'şa dönüyor. Yıllar geçivor.
Bay Main emekli oluyor. Edinburgh'da
bir Türk kızının Türkçe öğretmenligi
yaptığını duyuyor ve onunla lanışıyor.
Baba Main'in çöpçatanlığı ile genç kız.
artık koca bir delikanlı olan Stephen ile
)989'da evleniyor. Bu genç kız. 1958'de
İzmit Hastanesi'nin penceresinden tren
kompartımanındaki Stephen'e bakan
küçük Perihan.. Bu "çağdaş masal"ın
"aynıyla vaki" olduğunu Bay Main
sö\lüvor. Nitekim Eskişehir'deki Sa-
karya gazetesinde de hikaye basılıyor.
Genç çift şimdilcrde Edinburgh yakın-
lannda bir adada bilgisayar kursu işleti-
yorlar, mutlu bir yaşam sürüyorlar.
George Main'in hikayesine gelince.
Bay Main Türkiye sevgisinden musta-
np, geri dönmenin yollannı anyor. Bir
daha çalışmak üzere dönmek mümkün
olmuyor ama 1980"de emekliyc aynlana
kadar fasılaiarla. bu tarihten sonra da
her yılın eylülünde Eskişehir'e geliyor.
30 yılı aşkın süre görev yapmış bir
eğitmen olarak. "Türkiye'nin en büyük
ve en önemli sorunu eğitim" diyor.
"Ben Milli Eğitim'den sorumlu bakanı-
nız olsam. eğium sistemini kökünden
değişüririm. Bir kere eğiıim sisteminiz-
de sorulu cevaplı diyaloğa yer yok. Tar-
tışma yok. Oğretmenler de böyle olma-
sını istiyor. Ama tartışmanın olmadığı,
halkın bu kadar pasif olduğu. tartışma-
nın olmadığt bir ycrdc dcmokrasi ol-
maz. Bu yanlış sistcmin devam etmesini
mevcut düzen istiyor" diyor.
George Main. Türk siyasetinin duru-
munu iyi görmüyor. Süleyman Demi-
rel'in yeniden başbakan oluşunu hay-
retle karşılıyor. "Hele iki anahtar ver-
mek gibı bir vaatle nasıl seçilir. hayret.
Türkiye'de okumuş bir halk olsa inanır
mıydı? İngilterc'de buna herkes güler,
inanmaz" diye şaşkınhğını ifade ediyor.
George Main. kadın-erkek cşitliği ko-
nusunda gelişmelerin o denli hızlı ol-
madığı görüşünde. Eskişehir'de iyi lo-
kantalann. lokallenn dolu oldağunu.
belirtiyor ve "İyi givimli. paralı insanlar
buralan dolduruyor. rakısını içiyor.
Ama bakıyorsunuz vanında kansı yok.
Kadın nerede, evinde. Böyle olmamah"
diye ilginç bir saptamada bulunuyor.
Bay Main'in sevmediği tek soru. kar-
şıhğında "Türkiye bir harika. Törkiş
raki, kebap bir harika" vanıtı beklenen,
"Türkiye'yi nasıl buldunuz?" sorusu.
Main, "Önemli olan var olan sorunlann
hiç olmadığını söylemek değil. Objektif
bir şekilde sorunlan sövlemek, tartı-
şmak. Geceyansı Ekspresi (Midnight
Express) fılmine Türk dostlanm büyük
tepki gösteriyorlar. Ben onlara diyorum
ki. 'Bu şekilde yapılması belkj ayıp ama
doğru değil mi?" Demokrasi için insan
haklanna sahipçıkmak lazım" diyor.
Karayolları
8iı havzaları
için tehlike
yaratıyor
Istanbul Haber Servisi - İSKİ
Genel Müdürü Ergun Göknel,
kentteki karayolu ağının su
havzalan için tehlike yaratüğı-
nı. su havzalanna yakın kara-
yollannda olası bir kazanın
büyük bir tehlikeye neden ola-
cağını söyledi.
Büyükçekmece ve ömerli
üzerinden geçen karayolunda
bir tanker kazasının olması ha-
linde İstanbul'un günlerce su-
suz kalabileceğini belirten
Göknel. "Karayollan'nı sürek-
Ii uyardık. Gelen yarut sadece
tedbir alındığı yolunda oluyor.
Sürekli bildiklerini yapıyorlar.
Yeni yapılması düşünülen oto-
yol için de görüşümüzün abn-
masını istiyoruz" dedi.
Sanyer Lions Kulübü'nün
Tarabya Oteli'ndeki aylık ola-
ğan toplantısına konuşmaa
olarak katılan Ergun Göknel.
Büyükçekmece Gölü su havza-
sı içinde kurulmak istenen Ça-
talca Serbest Bölgesi'ne karşı
çıktıklannı, ancak seslerini du-
yuramadıklaıru belirtti. İstan-
bul'da 1995 yılına kadar susuz-
luk çekilmeyeceğini belirten
Göknel, şebekelerin su kaybı-
nın yüzde 21'lere indiğini ifade
etti. İstanbul'un su sorununun
henüz çözümlenmediğini de
kaydeden Göknel, 2010 yılında
kent nüfusunun 20-25 milyon-
lara ulaşacağı hesaplanarak, su
ve atıksu projelerinin hazırlan-
dığmı, bunlann gerçekleştiril-
mesi halinde su sorunun ileride
yaşanmayacağını kaydetti.
Suyu İcorumak için çevreyi
korumak gerektiğini de vurgu-
layan Göknel, Tuzla, Büyük-
çekmece, Baltalimanı ve Riva
antma tesislerinin bitirilmesiyle
kentin yüzde 70 aük suyunun
azot ve fosfor dahil antılacağını
bildirdi.
Yedigöller, herme>sim ayn renk tonları\ la a> rı bir ^ü/cllik sunuyor. (Fotoğraf: BİROL İ Z\1 E71
Konuklar gereksinimlerini dinlenme evleri, kır gazinosu ve büfelerden sağlıyorlar
YedigöUeir sonbahar komıkhmm beküyor
BİROL ÜZMEZ
Sonbahar romantızmini yaşamak iste>enler, 10 kasım tarihine
kadar Yedigöller sizleri bckliyor.
Türkiye'nin en zengin doğal güzelliklcrine sahip Yedigöller
yöresi 1965 vılında millı park olarak aynlmış.
16365 hektar bü\ üklüğütıdeki Yedigöller havzası. kayan
kütlelerin vadiîerin önlerıni kapaması sonucu oluşan ve
aralannda 50-60 m. yükselti farkı bulunan. kuzeyden güneye
sıralanan Seringöl, Büyükgöl. Deringöl. Nazlıgöl, Küçükgöl.
İnccgöl ve Sazlıgöl gibi \edi heyelan gölünden oluşmuş.
Türkiyc'nin cn güzel kanşık ormanlannın görülcbildiğı
Yedigöller havzasında yüksek yerlerde sançam. karaçam ve
köknar, daha alçaklarda kayın. meşe. gürgen. kızılağaç ve
ıhlamurtürlerinden ağaçları görmek mümkün.
Yedigöller Parkı içerisindeetkili bırkoruma ilegeyık. karaca
vediğeryaban hayvanlan Yedigöller Milli Parkı'nın önemini
dahadaarttınyor. Ülkemizdeilk kezkültüralabalık üretimine
öncülükeden Yedigöller Alabalık Cretme İstasyonu 1965
yılından beri başanyla üretim faaliyetlerini sürdürüyor.
Parkta a> nca. sportif balıkçılığı tcşvik amacıv la her yıl
nisan-eylül avlan arasında alabalık avına izin veriliyor.
Milli parkta dileyenler kamp kurupdoğayla baş başa kalabilc-
ceği gibi düzenlenmiş patikalarda y ürüyüş ve koşu vapma ola-
naklannı bulabiliyorlar. Hermevsimayn renk tonlanileayn
birgüzellik sunan Yedigöller, foloğrafçılar içinde vazgeçilmez
tutkulararasında. Yedigöller'e gelen ziyaretçilerkonaklama
v e yiyecek ihtiyaçlannı dinlenmeevleri. kır gazinosu ve
büfcîerdcn sağlıyorlar Kampyapmakisieycnlcrdcçadırlı
kamp sahasında kalabiliyorlar. Yedigöller Milli Parkı'na. An-
kara-İstanbul karayolunun 152. km.'sindeki Yeniçağa vc 190.
km'sindekiBoluilindenku^cycdoğruaynlanyollarla
ulaşmak mümkün. Parka Devrek'ıcn 55 km. Mengen'den 48
km. uzaklıktaki stabilize orman yoluyla gelmek mümkün.
Genclerin Yaslılara Bakısı arastırması
Gençlerkendilerini
yaşlı hissediyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Gençler, yaslılara öykü-
enerjik. coşkulu. yakışıklı,
hızlı, toy. sabırsız, düşünme-
nüyor. Üniversite öğrencileri- den davranan, sorumsuz, gü-
nin yaşhlan "beğenilır ve güç- rültücü, kavgaa, dönek, asi,
lü", kendilerini de "yaşlı gibi"
görme eğiliminde olduklan be-
lirlendi.
Gazi Üniversitesi Teknik
Eğitim Faktültesi Yard. Doç.
Dr. Hasan Bacanlı tarafından
gerçekleştirilen "Türk Toplu-
munda Genclerin Yaslılara
Bakışı" konulu araşürma.
genclerin kendilerini yaşlı ola-
rak kabul ettik-
lerini gösterdı.
Selçuk Üniver-
sitesi Hukuk
Fakültesi birin-
ci ve ikinci
sınıfında oku-
yan 95 öğren-
ciyle yapılan
araştırma.
Türk toplumu-
nun "yaşlf'yı
gençten daha
beğenilir ola-
rak algıladığı
ve genclerin
kendilerini
daha çok "yaşlı
gibi" görme
eğiliminde ol-
duklannı orta-
ya çıkardı. Sıfat
tarama testi. vaş belirleme so-
rulan ve kimlik bilgi formlan
uygulanarak yapılan inceleme-
ye göre, "Türkiye'de genç ste-
reotipi (rol). yaşlı- stereotipin-
dendahabelirgin".
Üniversite öğrencileri; yaşlı-
lan. "muhafazakar. gelenek-
sel. ağırbaşlı, ferasetli (an-
layışlı) ve affedici" sıfatlanyla;
gençleri de. "maceraperest.
saldırgan. hırslı. küstah, atıl-
gan. düzensiz, hayalperest.
• 95 öğrenciyle yapı-
lan araştırma, Türk
toplumunun yaşlıyı
gençten daha beğeni-
lir olarak algıladığmı
ortaya çıkardı.Üni-
versite öğrencileri
yaşhlan, muhafaza-
kar, ağırbaşlı, gele-
neksel ve affedici sı-
fatlanyla tanımlar-
ken, gençleri de ma-
ceraperest, hırslı,
yakışıklı, gürültücü,
dönek,züppe ve seksi
görüyor.
pervasız, haşin, seksi, gösteriş-
ci, şıklık meraklısı, züppe,
müsrif, vurdumduymaz, gele-
neksel olmayan ve soytan" sı-
fatlanyla tanımlıyorlar.
Araştırmanın bulgulannı
Hasan Bacanlı. şöyle yo-
rurnluyor: "Denekler kendile-
rini oldukça beğenilir ve güçlü
olarak algılıyorlar, ama 'genç'
kadar aktif
algılamıyorlar.
İlginç olan bul-
gu deneklerin
kendilerini de-
ğerlendirmele-
rinin, kendileri
genç sayılma-
lanna rağmen,
gençten çok
yaşlıya yakın
olması. Bu du-
rum, denekle-
rin kendilerini
daha çok yaşlı
gibi algıladık-
lannı düşün-
dürmektedir.
Yaşlılann genç-
ten daha beğe-
nilir ve güçlü.
gencin ise yaşlı-
lardan daha aktif algılanması.
Türk kültürünün geleneksel
ve ortaklaşacı olduğu düşün-
celerine de uygun. Toplumda
gençler, kendilerini vaslılann
otoritesi a\tında algılıyor.
!ar."
Araştırmaya göre, cinsiyet
farklılığı araştırmaya yansı-
yor. Erkekler, "genci" içinden
geldiği gibi davranan. kızlar
da mantıklı ve koruyucu ola-
rak algılıyorlar.
PSİKOSOSYAL BİR SORUN
Alkol bağuıüılığı
Türkiye için tehlike
ANKARA {\\y Alkol
bağımlılığının. kişinin bede-
ninde oluşturduğu fiziksel za-
rarlann yanında işgücünü et-
kilemesi. kişinin aile ve sosyal
yaşamını bozması gibi etken-
lerle kişisel sorun olmaktan
çıkıp çok önemli bir sosyal so-
run haline geldiği bıldinİdi.
Anadolu Üniversitesi Tıp
Fakültesi Psikiyatri Bölümü
larafından yapılan bir araştır-
mada. alkol bağımlılığı ve kötü
kullanımın evlilik ve iş yaşamı
üzerinde olumsuz etkilerine
dikkat çekilerek Türkiye'de bu
sorunun giderek önem kazan-
maya başladığı
vurgulandı.
Üniversite has-
tanesinin psiki-
yatri bölümüy-
lc Bakırköy Si-
nir Hastalık-
lan Hastane-
si'ndc tedavi
gören 23-52
yaşlan ara-
sındaki hasta-
lar üzerinde
yapılan çalış-
mada. grubun
yüzde 83'ünün
10 yıldan daha
uzun süre alkol
kullandığı ve
yüzde 91"inin
bir gün içinde
35'lik rakı ve eşdeğerinde alkol
aldığı belirlendi.
Yüzde 91'i erkek ve yüzde
9'u kadın olan hastalann yüz-
de 77'sinin evli. yüzde 6'sının
bekar, yüzde 6'sının ise dul ol-
duğu kaydedildi. Yüzde 34'ü
lisc. yüzde 26'sı ortaokul. yüz-
de 23'ü ilkokul ve yüzde 17'si
de üniversite mezunu olan has-
talardan yüzde 20'sinin tedavi
sonucu alkol alışkanlığından
kurtulamayacağına inandığı
• Anadolu Üniver-
sitesi Tıp Fakültesi
Psikiyatri Bölümü
tarafından yapılan
bir araştırmada, al-
kol bağımlılığı ve
kötü kullanımın ev-
lilik ve iş yaşamı üze-
rinde olumsuz etki-
lerine dikkat çekile-
rek Türkiye'de bu
sorunun giderek
önem kazanmaya
başladığı vur-
gulandı.
belirlendi.
Hastalann yüzde 15'i işye-
ri. yüzde 11 "i evlilik, yüzde
1 l'i de ekonomik sorunlan
alkol almalanna neden göste-
rirken yüzde 63'ü ise birden
fazla neden sıraladı.
Araştırmanın alkol alan
hastalann yüzde 43'ünün aile
içinde fiziksel şiddet kullan-
dıklannı ortaya koyduğu ifa-
de edildi. Hastalann yüzde
73"ünde çeşitli derecelerde
evlilik sorunlan saptandığı
kaydedildi.
Âraştırmaya göre hastalar-
dan yüzde 43'ü alkol kullan-
ma nedeniyle
trafik kazası
geçirdi. yüzde
I3'ü işten
atıldı, yüzde
38'i düşerek ya-
ralandı ve yüz-
de 6'sı ise hapis
cezası aldi.
Yüzde 18'i bir
kez intihar gin-
şiminde bulu-
nurken yüzde
3'ünün de 4 kez
intihara
kalkıştığı belir-
tildi. İntihar
girişiminde bu-
lunanlann yüz-
de 2l'i bulması
'bireyin çoğu
zaman şiddeti kendisine yö-
neltebileceği' sonucunu orta-
ya koyduğuna dikkat çekildi.
Araştırmada. hastalann
ruhsal bozukluklannın aile,
evlilik ve iş yaşamlanyla bir
bütün olarak dcğerlendinl-
mesi ve önemli eksiklikleri
olan resmi-sivil kurumsal,
sosyal destek ve ledavi prog-
ramlannın da bu bakış açısıy-
la yeniden gözden geçirilmesi
gerektiği vurgulandı.
28. ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ
Depresif durumla depresyon hastalığı birbirinden
ERDAL ATABEK
Bir zamanlann moda deyimi,
"depresyonumu seviyorum"
sözcükleriyle dile getiriliyordu.
Hayattan beklediklerini ger-
çekleşü'rmekten umudunu kes-
miş, arük umut etmekten vaz-
geçmiş insanlann yaşama küs-
künlüğü belki de bu sözcükler-
de bir meydan okumaya dönü-
şüyordu. Dönen dünyanın üze-
rinde olup bitenlerle uyum sağ-
layamayanlann gecmişe kaçış-
lan da zaman zaman nostaljik
takılmalara dönuşüyor, "melan-
koli"den söz eden şarkılar in-
sanlan hüzünlendiriyordu.
Ahmet Haşim'in şiirindeki
hüzün kaç kuşağı etkilemiştir?
"Melali anlamayan nesle aşina
değiliz"... Ama "depresif du-
rum"la "depresyon hastahğını"
birbirinden ayırmak gerekiyor-
du. Çünkü "depresyon hastalı-
ğj , öyle günbatımına bakar-
ken hüzünlenmek gibi doğal
sayılacak bir duygulanım değil,
gerçek bir ruhsal hastahk. Hem
de toplumda iyi lamnmayan bir
hastahk.
Dünya Sağlık Örgütü Ruh
Sağlığı Bölümü uzmaru Dr. Be-
dirhan Üstün. durumun dünya
ölceğinde kaygı verici durumu-
nu şöyle açıklıyor: "Depresyon
hastalannda 1 kişi canına
kıyiyor, 6 kişi hastaneye
yaünhyor, 15 kişi ayakta tedavi
görüyor, 150 kişi pratisyen he-
kime başvuruyor, 1800 kişi has-
talığından habersiz...
Prof.Dr. Costa e Silva (Dün-
ya Psikiyatri Birliği Başkanı)
depresyon hastalığındaki yanhş
kanılan şöyle belirtiyor:
• Depresyon tedavi edile-
mez sanılıyor,
• Depresyon, çevre tarafın-
dan karakter zayıflığı sanıhyor.
zevk ahnmaması (hemen her
• Depresyon hastalan ya hastalıklanndan habersiz gün ve yaklaşık günboyu sü-
ya da doktora başka belirtilerle başvuruyor. Has- ren
)'
talığın riskleri de yüksek. En başta "özkıyım riski"
geliyor. Kişilerin durup durup içlerinde kabaran
"kendini öldürme" isteği çok önemli bir belirti.
• Depresyona karşı kullanı-
lan ilaçlann bağımlılık yap-
masından korkuluyor.
Oysa bu sanılann, bu korku-
lann hiçbiri doğru değil. Ama
sonuçta tedavi edilebilecek du-
rumda olduğu halde hastalığı
süren binlerce insan.
Dünya ölçegine bakarsak
milyonlarca insan. Son tahmin-
lere göre dünyada 200 milyon
depresyon hastasının bulundu-
ğu hesaplanıyor. Ama hastalar
ya hastalıklanndan habersiz ya
doktora başka belirtilerle baş-
vuruyor ya da tanılan eksik-
yanhş konuyor.
"Depresyon hastahğı"nın
riskleri yüksek. En başta "özkı-
yım riski" geliyor. Kişilerin du-
rup durup içlerinden kabaran
"kendini öldürme" isteği çok
önemli bir belirti. Hayattan eli-
ni eteğini çekme isteğj de çevre
ilişkilerini azaltıyor, çalışma
kapasitelerini düşürüyor.
Şu belirtilere dikkat edilmesi
gerekiyor:
• Kişinin hemenhergün,gün-
boyu süren "depresif duygu du-
rum içe kapanık, çevresiyle ilgi-
siz" bir durum göstermesi,
•Çevresel etkinliklere katıl-
masının azalması, ilginin kaybı,
• Perhiz yapmadığı halde
önemli derecede kilo kaybı ya
da kilo alması.
• Hemen her gün uykusuzluk
çekmesi ya da aşın uyuma,
• Hemen her gün aşın hare-
ketlilik ya da hareketlerde dur-
gunlaşma,
•Hemen her gün yorgunluk,
bitkinlik ya da enerji kaybı ol-
ması,
•Kendini değersiz bulma,
kendini suçlu bubna,
• Düşüncelerini bir konuda
toplamada başansızbk ya da
kararsızlık,
•Yineleyen ölüm düşüncesi,
kendini öldürme düşüncesi ya
da özkıyım girişimi.
Elbette korkmanıza gerek
yok. Bunlann biri ikisi zaman
zaman insana gelip geçen duy-
ayngulanımlar. Ama "depresif du-
rum" ya da "yaptıklanndan
zevk almama"nın yanında yu-
kandaki belirtilerin çoğu varsa,
durum sürekliük kazanıyorsa
önem verilmesi gerekiyor. Çün-
kü hastalığm tedavisi başanlı
bir tedavi edilen hastalar sağlık-
lanna, verimli hayatlanna, ba-
şanlı çevre ilişkilerine kavuşu-
yor.
Hastahğın nedenlerinde, ka-
humsal bir duygusal yapının
rolü bulunuyor. Duyarlı, aşın
sorumluluk duyan, çevresine
çok verici, görevlerinde titiz bir
kişiHk yapısı bir ölçüde depres-
yona yatkınlık gösterebilir.
Nasıl bir kalıtım özelliğiyle geç-
tiğj çok iyi bilinmiyor. Çevre et-
kenleri de çok önemli.
İlaçla tedavi günden güne da-
ha başanlı. Hastanın olumlu
desteklenmesi, uygun bir psiko-
terapi çok önemli.