Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1EKİM1992PERŞEMBE
12 DIZIYAZI
Ingiliz Donanması'nm subaylanndan Marrack'ın Anadolu değerlendirmesi oldukça ilginçti
Işgal, haçlı seferiııe döndü
İngiliz Belgelerine Göre
ANADOLU
YANIYOR
Dr. Salâhi R. Sonyel
.7.
Yunanlar. işgal eııikleri bölgclerde
öldüremediklen Türklcri başka yerle-
resürüyorlardı. 13 Kasım 1919 tarihli
İngiliz gizli istihbarat raporuna göre
yalnız Ödemiş'ten 400 Türk. Yunan
işgalindcn sonra o bölgcdcn sürgün
ediliyor: bunlann 6O'ı. milis gücü>lc
ilişkı kurmaktan sanık olarak hapse
atılıyordu. Bu sürgunlcrc içcrleyen
Demirci Mchnıet Efe, İzmir'dc İngiliz
BaşkonsolosuJamesMorgan'a ! 1 ka-
sımda gönderdıği yazıda. 23 Türkiin
Atina"ya sürgün cdilmeşinden yakını-
yordu. James Morgan. İngiliz Yüksek
Komiseri'ne 29 aralıkta gönderdiği
yazıda şöyle diyordu:
"Bu sürgün olayı gerçektir. Yunan
mahkemesince mahkum edilen 23
Türk, İzmir merkcz hapishanesinde
yer olmadığından, av, rıca güvenük nc-
denleriylc. cczalarını çekmck için
Alina'daki Singros hapishancsine
nakledilmişlcrdir. Onlann 14'ü ölüme.
9"u isc ebedi hapisliğe mahkum edil-
miştir. Ölüm cezası verinc gelirilmeye-
cektir. Türkler. cinayet işlemek, hırsız-
lık. silahlı ayaklanma. isyan. Yunan
ordusu alcyhindc casusluk yapmak ve
düşmanla ilişki kurmaktan suçludur."
Yunan yolsuzlukları
Yunan isıila bölgesinde kaydedilen
vahşete ek olarak yapılan birçok yol-
suzluklara canlan sıkılan İstanbul'-
daki Bağlaşık Yüksck Komıserleri. 30
ekimde loplanıyor \e İzmir'deki Yu-
nan katlan aleyhinde yapılmış bulu-
nan şikayetleri inceledikten sonra
oradaki Yunan katlanna ve İstanbul"-
daki Yunan Yüksek Komiseri'nc ya-
pılmış bulunan çeşiıli uyanlara kulak
asılmadığını: İzmir"deki Yunan Yük-
sck Komiscri Steryiadis'in tutumunda
bir dcğişiklik olmadığını görerek du-
rumu. kendı vönelimlerine duyuımak
ve Yüksek Konseyin müdahalesini
sağlamak karannı alıyorlardı. İngiliz
Yüksck Komiserliğrne yeni atanmış
bulunan Amiral Sir John de Robeck'e
göre Yunan katları. şu konularda yol-
suzluk yapıyor. usulsüz davranıyor-
lardı: I. Gumrük denetimi. 2. Deniz
seyrüsefcri denetimi. 3. Pasaport dene-
timi ve 4. Sansür.
Yunan generali Nider. 23 Eylül
1919'da vayımladığı bir buyrukla. İz-
mir'deki Yunan Yüksek Komiseri'nin
izni alınmadan yenı bir gazete yayım-
lanmasını yasaklıyordu. Sansür kurulu
nun iznivle bir Türk aazetcsinde va-
umlanmış bulunan yazı dolayısıyla
gazetenin sahibi ve yazj işleri müdürü.
bir Yunan askeri mahkemesince yar-
gılanıyor \e çeşitli para ve hapislik ce-
zalanna çarptınlıyordu. Steryiadis.
Türk mahkemelerin duruşmalaıına
karışıvor: Anadolu"daki Yunan kesi-
mini denizaşın bir Yunanistan biçimi-
ne getirmeye çalışıvor; bu konuda
İngıîiz ve öteki Baglaşık Yüksek Ko-
miserleri'nin yapmış olduğu şikayetle-
re kulak asmıyordu.
Yunan işgali haçlı seferi
biçimini almıştır
İngiliz donanmasına mensup subay
P. E. Marrack. kasım avında Insillere
almıştır. Bunun sonucu olarak Aydın
ilindeki nüfusun büyük bir bölümü
şimdi evsiz. hasta ve aç göçmenlcr du-
rumuna gelmiştir. 30.000'e yaklaşık
göçmen acınacak bir durumdadır."
Kasım ayında Kaymakçı veÖdemiş
olaylan kaydediliyor: James Morgan.
26 kasımda İzmir'dcn gönderdiği ra-
porda şöyle diyordu: "Ödemiş'in
Müslüman sakinleri. izinsiz olarak
kentten aynlamıyor; bu izni Yunan
katlanndan ve çoğu kez güclükle sağ-
lıyor; ama verilen izne bile çoğu kez
saygı gösterilmiyor. Bunun sonucu
olarak kent halkının ürünlcri çalınıyor
veya tahrip ediliyor. Nif ilçesine bağlı
iki kövde Rum ve Yunanlar halkı ca-
mileretopluyor.onlansoyuyor. dövü-
yor ve evlerini yağmalıyor."
3 aralıkta Besdeymi. Güçova. Kay-
makçı ve Bucak yörelerini gezen Öde-
miş"ıeki İngiliz istihbarat subayı. aynı
gün kaleme aldığı raporda şöyle diyor-
du: '"21 -22 kasımda burada (Kaymak-
çı) çarpışmalar olmuştu. Yunan güçle-
ri. Paris Banş Konferansrnın çizmış
olduğu yeni hatlan işgal ctmek için
Besdeymi'den ilerlemeye başlamıştı.
Uzun süren çarpışmalarda her iki yan
da epeyi kayıp vermişti... Bugün gör-
düklerim acınacak bir manzara oluş-
turur. Ayasuluk, Çcrkez Köy. Gürco-
va. Bucak. Kaymakçı. Eseli ve Çaylı
caktır."
Bu rapora içerleyen İngiliz Yüksek
Komiseri Sir John de Robeck. Lord
Curzon'a 27 aralıkta şöyle yazı^ordu:
"Bu raporlar. Kaymakçı. Odemiş
ve Tire yörelerinde oldukça yadsınma-
ya layık birdurum göstenyör. Yunan-
lara. kendi slratejik durumlannı dü-
zeltmek için verilen hafıf ilerleme izni
sonunda 4000 kişi daha. kışın başlan-
gıcında evsiz ve yoksul bırakılmiştır.
Buna bcnzer raporlar alındıkça. kişi.
Batı Anadolu'daki bu davranışlann.
bağlaşıklann uğrunda sa\aşmış bu-
lunduğu ilke ve ideallere ne kadar ters
düştüğünü anımsamaktan kcndmi
alamaz."
Demirci Mehmet Efe de 7 Aralık
1919 tarihli İzmir"e Doğru adlı^gazete-
de yayımlanan mektubunda Odemiş
savaşını ve Yunan barbarlıklarını an-
latıyor. •"Gcncral Milne"nin sınırla-
mış olduğu huduı içinde bulunan
Ödemiş'in Kavmakçı bucağının kuze-
yindeki sınları işgal eden Yunanların
yaptıklan son saldın sırasında Kuru-
caova. Ayasuluk, İki Çaplı. Kaşıkçı.
Kesir. L zundcrc ve Çcrkcz köylcrinin
üç saat süren top aıeşine tutuld'uğunu:
halkın yakındaki köylere kaçlığını:
dağlara kaçanlardan \e kadm ve ço-
cuklardan oluşan 30'ayaklaşık kişinin
soğuktan donarak telef olduğunu: ka-
Yunan askerleri Türk tutuklulara hiç de iyi davranmıyordu,
Donanma Bakanlığı"na gönderdiği
yazıda. Anadolu"daki durumla ilgili
olarak şöyle diyordu:
"Türkiye'dc durumda kaydedilen
kötülüğün kökünü İzmir"in Yunan-
larca işgali oluşturmaktadır. Bu işgal
sürdürüldüğü sürece, Türklcre. pek
doğal olarak bağlaştklann adalcısizli-
ği gibi görüncn duruma karşı Türk
direnişi ve Türk nefretinin ruhunu
canlı tutmaya devam edecektir... Yu-
nan işgali banşa katkıda bulunacağı
yerde. bır fetih ve haçlı seferi biçimini
adlı köylerin hepsi de kendi sakinleri
larafından terk edilmişlir. Bu sakinlcr.
sürülerini. koyunlannı. ineklerini, ai-
larını. eşeklerini ve cv eşyalannı geride
bırakarak büyük korku içinde
Doğu'da ulusal çetclerin işgali altında
bulunan bölgeye kaçmışlardır. Kaçan
bu Türk köylülerin mallannın akıbeti-
nin ne olduğu açıktır; hepsine de Yu-
nan askerleri el koymuştur. Yunan
askerleri köyleri yağma ediyor... Türk
köylüleri geri dönerse. evlerini boş ve
çevredekı ovulan bir çöl olarak bula-.
çamavan kımi yaşlıların öldürüldükle-
rini: gcnç kadın vc kızlann kirletildik-
lerini" bildiriyordu.
Türk vandaşı kimi İngiliz öğcleri de
15 aralıkla Londra'dan. İngiltere Dı-
şişleri Bakanlığı'na gönderdiklcri bir
yazıda. Yunanların Iznıir'i işgalinden
bu yana 10.000'e yaklaşık Müslüma-
nın öldürüldüğünü. birçoklarının ka-
yıp bulıınduğunu ve 100.000'den çok
Müslümanm evsiz göçmenler duru-
muna düşürüldüklerini büvük bir
kaygısıyla öğrenmiş bulunduklannı
bildiriyor: bu duruma bir çözüm bu-
lunmasmı diliyorlardı. İmza sahipleri
arasında Lond Abingdon. Ağa Han.
Lord Ampthill ve Syed Ameer Ali'nin
adlan da görülüvordu.
Türklere iyilik yapan İngiliz
Batı Anadolu'daki göçmcnlerin
acıklı durumu, İngiliz donanmasına
mensup rahip Hugh Embling'i de ha-
rekete geçiriyor; 16 aralıkta,l>u duru-
mu yansıtan bir raporu İngiliz Yüksek
Komiseri Amiral Robeck"e gönderi-
yordu. Hele Söke, Çine, Kuçarlı. Na-
zilli ve Denizli'deki göçmenlerin duru-
mu oldukça kötüydü. Rahip Emb-
ling"in anlattığına göre gönüllü örgüt-
ler onlara bakmaya çalışıyordu. Bir
çok camiler göçmenlerle doluydu: bir-
çoğu da yan yıkık bınalarda kalıyor-
du.
Rahip Embling'e göre Türk işgali
alundaki Rum göçmenlere köıü işlem
vapıldığına dair çevrede yayılan söy-
İentiler yalandı. Embling. Nazilli'de
400 kadar Rum göçmeni bulunduğu-
nu; Demirci Mehmet Efe. kurmayın-
dan Tahir Bey. danışmanı Şükri Bey
ve Nazilli Belediye Başkanı Ömer
Bey'in de yardımıyla. bu Rum göç-
menlere çok iyi ışlem yapıldığını saptı-
yordu. Rum göçmenlerin bu İngiliz
rahibine anlattıklanna göre Türkler.
kendilerine karşı oldukça dostane
davranmışlar vc kendilerini büsbütün
özgürbırakmışlardı. Demirci Mehmet
Efe. herhangi bir Rumun kılına bile
dokunulmaması için kesin buyruklar
vermişti. Zeybekler. ne onlan ve ne de
kadın veya çocuklannı rahatsız edi-
vordu. Türklerle eşit koşullar içinde
birlikte yaşıyon Demirci ve kurmayın-
dan övgüyle söz ediyorlardı. Hiçbir
Rum kızına dokunulmamıştı. Yunan
savaş lutsaklanna bile iyi işlem yapılı-
yordu.
İzmir'deki İngiliz başkonsolosu Ja-
mes Morgan, 2 Şubat 1920'de kaleme
aldığı bir yazıda. Rahip Embling'in bu
sözlerini ve Türklerin Rumlara iyi iş-
lem \ aptığı iddialannı kabul edcmeye-
ceğini biîdiriyor: onu Türk vandaşı
olmakla suçluyordu. Embling. İzmir'-
dc ikcn Müslümanlara elindcn gelen
hcr yardımı yapmış. onlan hapisten
kurtarmış ve S'unanlılann Müslüman
halkına ve özellikle Müslüman mah-
puslanna karşı barbarca davranmala-
nnı önlemişti: dolayısıyla Türkler
arasında iyi ad yapmıştı. Morgan'a
göre, onun o anda Yunan işgal bolge-
sine dönmesine Yunanlar izin verme-
yecekti: dolayısıyla Türk kesiminde
kalması öneriliyordu
Bunun üzerine. İngiltere Dışişleri
Bakanhğı. 22 Mart 1920'de Rahip
Emblıng'e gönderdiği yazıda. İstan-
bul'daki İngiliz Yüksek Komiseri'nin,
kendisini Anadolu'da yardım işlerinde
kullanamayacağını ve oraya dönmesi-
nin gerekmediğini ona bildiriyor: böy-
lece. insanhk duygulanyla davranan
bir İngiliz rahibi. Yunanlılann şikâyeti
üzerine. İngilizlerce. Batı Anadolu'dan
uzaklaştınlıyordu.
StRECEK
Azeri askerler Sibel Can'ınyolıuıııgözlüyor
AZERBAYCAN
CEPHESİNDE
I
Hicran Öge Goltz
Günün ılk ışıklanyla birlikte Akdam'-
ın Abdal ve Gulaplı köylerinin. Erme-
nilerin eline geçtiği haberi yayılıyor.
Gece boyunca uzaklardan gelen atış
seslerinın nedeni anlaşılıyor. Acı ve
kızgınlık kaphyor herkesi.
"Biz burada bir noktayı geri alabilmek
için ölürken. onlar nasıl olur da bu
yerlen \erir? Bir yer geliyor. iki yer gi-
diyor. Bu ne biçim bir iştir?" diye soru-
yor askerlerin çoğu. Komutan. "Ab-
dal ve Gulaplı gitti. Hiç olmazsa Çıldı-
ran'ı ılalım. Hâlâ orada duruyorsu-
nuz" diye çıkışıyor telsizden. Ve
ekliyer "Ermeniler gece kaçtıktan
sonra >ollan mayınladık. Geri dön-
müş clsalar. anlardık..."
Telsizden yanıt gelmiyor. Komutan
iyice sinırleniyor: "Siz ne biçim boz-
kurtsunuz. Kurdunuz gitmiş. bozunuz
kalmış Toparlanm. yürüyün."
Teğmen Famil, benı oradan alıyor ve
bir araca biniyoruz. Her halde komu-
tanın neler söylediğini duymamı iste-
miyo:. Akdam'a doğnı gidiyoruz.
Yinc acıktığımı hissedıyorum. Son
otuz saalür bir kaç dilim ekmek ve ay-
vanır. dışında bir şey yemedim. Sulu
biryenKk istiyorum. Bıraz patates, so-
ğan. dişin kovuğuna sığmadığı için
cinsi iiilaşılamayan bır kaç parça et.
Ajnasulu yemek. Ama sıcak. Yan ma-
sada votka içenler var. Öyle keyfet-
mek çın değil. Su mu içiy orlar. içki mi.
belli değil. Genç lokantacı, teğmeni
görüıcs yarumıza geliyor. Babası. şu
anda Gulaplı'da savaşıyormuş. "Ab-
dal ve Gulaplı satıldı" diye gjriyor sö-
ze:
'"Akcaaıa 4 kilometre uzakhkta Er-
menier. Burayı da verecekler şimdi
Ermoıilere. Böylelikle Elçibey'i istifa-
ya rrecbur edecekler. Bu bir oyun.
Gece }'c kadar köyde vuruşan askere
yardım gelmedi. Ermeni'nin eline geç-
tikten sonra tanklar geldi. Bombala-
maya başladılar köyü. Bundan haberi
olniayan 30 kadar askerimiz öldü ya
,da yaralandı."
Son söz
Bu kuralsız ve ne kadar süreceğı
kestirilemeyen savaştan edindiğim iz-
lenimler şöyle:
• Savaşan Azerbaycanhlan ikiye
ayırmak gerekiyor:
1- Milli ordu mensuplan1
Çoğu. es-
ki Sovyet ordusunda görev yapmış
profesyonellerden oluşuyor. Afganis-
Silah > önünden herhangi bir eksiği ofaıayan Azeriler çadır, battaniye, uyku tulurou ve kov gibi basit şeyierin sıkıntısını yaşıyor.
• Çarpışjnalara, o yörenin halkı da
katılıyor. Orneğin Zengilanlılar Zen-
gilan'da, Fuzulililer Fuzulfde savaşı-
yor.
• Gittiğim her cephede, askerler,
Afrika ülİcelerinden ve İran'dan gelen
paralı askerlerin. Ermenilerin yanında
çarpıştığını anlatıyor. Bunu da telsiz
konuşmalanndan anladıklannı söylü-
yorlar.
• Abdal ve Gulaplı'ya girenlerin
telsiz konuşmalannda duru Rusça
kullanmalan. akla bazı sorular getiri-
tan dahil. gönderildikleri her yerde
çarpışmış askerler. Savaşı bir görev
olarak görüyorlar.
2- Dahili kuvvetler/ Eli silah tutan,
18-45 yaş arası sivillerden oluşuyor.
Milli ordudan avn vönetilmelerine
karşın, gerektiğinde birlikte savaşıyor-
lar.
Bir de bu iki grubun dışında kalan
Rus asıllı subayîar bulunuyor. Daha
çok danışman olarak görev yapıyor ve
bunun için para alıyorlar.
ELÇİBEY, SAVAŞI AGİK'İN BİTİREBİLECEĞİNEİNAMYOR
'Banş için her yoludenemeyehazınz'
Si: sorunun Moskova aracılığı ile
çözümüne karşı çıkmıştını:. Niçin ba-
kamnızı Moskova ile görüşmeler için
Soçi've volladınız?
ELÇİBEY - Biz banş olacaksa her
yolu denemeye haanz.
Mekanizma dediğiniz nedir?
ELÇİBEY - Gözlemciler toplana-
cak, olası çözümleri tartışacak ve
ateşkes için çözümler bulacaklar.
Sizin jt özümüııüz nedir?
ELÇİBEY - Ben daha önce söyle-
dim. Sınırlarda ateşkes ve AGİK
başkanlığında gözjemci grubun oluş-
tunılmasıdır. AGİK ben ateşkesten
sonra gelınm diyor.
AGİK gözlemcileri gelinceye kadar
BDT gözletmileri mi buhmacak?
ELÇİBEY - Hayır. Bu BDT ile
ilişkili değil. Diyelim ki yann anlaş-
tık sadece 3. bir taraf gerekiyor ki
buraya gelip gerçekleri göısün, taraf-
sız. ulusîararası kuruluşlardaninsan-
lar gelmelidir ki tarafsız olarak göz-
lemlesin.
Ateşkes için iimit var mı>
ELÇİBEY - Biz 6 kişiyi Mos-
kova'ya gönderdik. Ermenistan da
göndersin. Diğerleri de gelsinler ve
bu mekanizma üzerinde konuşulsun.
BD T'den bir güç veya gözlemci söz
konusu olabilir mi?
ELÇİBEY - Kesinlikle olmaz. As-
ker olmaz.
Kontrol nasıl olacak?
ELÇİ BE Y - Önce gnıplar gelmeli-
dir. Biz bunu AGİK ileçözümleyece-
ğiz. Biz onlarla başladık bu işe. Son-
radan başkasına geçmek söz konusu
değil. Ben AGİK'e katıldım, söz ver-
dim ve orada çözümlenmelidir.
Siz daha önce 'Dağlık Karabağ bi-
zim iç sorunumuzdur. Ulusîararası
alanda tartışümaz' demiştiniz. Şimdi
ateşkes sadece smırda mı. Dağlık Ka-
rabağ 1 kapsıvor mu? Gözlemcüerm
nezareti nasıl olacak?
ELÇİBEY - Daha önceki konuş-
malarda yabancı istemediğimizi söy-
ledik. Ama şimdi AGİK olabilir.
Ateşkes sınırları ve Dağlık Kara-
bağ'ı kapsıvor. Ama sınırda önceliği
var.
Soçi vörüşmelerinde AGİK yoktu.
BDT'dcn curnhuriyetler vardı.
ELÇİBEY - Evet yoktu, ama on-
lar da istiyorlarsa göndersinler ve
AGİK başkanlığında bu duruma
yardımcı olsunlar.
BİTTİ
yor.
• Azerilerin bana yönelttiği sorula-
nn başında, "Türkiye'nin kendilerine
neden yardım etmediği" geliyor. Bu-
nun yanında. "Sibel Can bize konser
\ermeye gelmezmi?" diye soran genç-
ler de var.
• Azerbaycan'ın silah sıkınüsı ol-
madığı anlaşılıyor. Ancak. çadır, bat-
taniye. uyku tulumu, sivrisinek için
kov ve dürbün gibi şeylerin kıymete
bindiği gözleniyor.
• Ermenisıan. istihbarat açısından
hay li önde. Basın da buna istemeyerek
yardımcı oluyor. Bu nedenle. gerek
komutanlann uyansıyla. gerek onla-
nn dikkatinden kaçmış olduğunu dü-
şünerek. uyarmamış olmalanna kar-
şın, bazı konulara değinmeden nokta-
hyorum. Anlayışla karşılamanız
dileğiyle...
BİTTİ
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇI
Hinthorozu'yla Hadim'de: (2)
Gelinim Sen Anla!
Hinthorozu Erdal Bey'in, Toroslar'ın tepesindeki Hadim
ilçesine gelişi, gerçekten görülecek şeydi. Konuşma biçe-
mi (üslubu) içtendi; gıllügişli değildi. "Gıllügiş" Arapçadan
gelme bir sözcük, halk bunu "gıllıgış" diye söyler; içinde
gizli kin, kötü amaç taşımak demek. Deniz Baykal'ın ko-
nuşmaları gılligüşlidir. Konuşmanın arkasındaki gizli
amacı sezmek için, iyi tanımak gerekir.
Erdal Bey'e, ilçeye iner inmez üç koç kesilmişti; Hadim-
lileryoksuldular, oncağızı kestiler demek. Sonra, kavurma
için 35 tane daha kesilmiş. öyle duydum, görmedim. Sorv-
radan kesilenler keçi imiş. Buralarda bol kılkeçisi var;
Erdal Bey'e dönüşte sordum:
- Mideniz, bağırsaklarınız bozuldu mu?
Bozulmamış! Konuşmasını sürdürüyordu Erdal Bey:
-... Muhalefetteyken biz hep söylüyorduk, "Bizi karşıla-
maya gelen vatandaşlarımızı, TV göstermiyor ama, diyor-
duk, iktidara gelince hepinizi göstereceğiz!" Şimdi, bu
akşam sizi gösterecekler. Hem de, şimdi birden fazla TV
var, hepsinde görünürsünüz. Hadimlileri göstermeyip de
kimi gösterecekler? (Alkışlar, ıslıklar; Hadimliler, dinle-
yenler dört köşe oluyorlardı!) Hadim'in çalışkan insanlan-
nı, gençlerini, bu cıvıl cıvıl insânları gösterecekler. Bugün
Türkiye'de, böyle bir toplantıda umutla geleceğe bakan,
bugünü en iyi değerlendiren, bir kültür şenlığinde bir ara-
ya gelen vatandaşlarımızı elbet TV'ler gösterecek.
Biraz evvel belediye başkanımızın konuşmasını zevkle,
kıvançla, gururla dinledik. Kendisi en değerli belediye
başkanlarımızdan biridir. (Alkışlar) Hadim'e yaptığı hiz-
metleri hep izliyorum; bana listesini verdi, cebimde. Şimdi
size okursam, bildiğiniz şeyleri bir daha duymuş olursu-
nuz. Ama, yaptığı hizmetlerçokdeğerlidir. Zaten, istekleri
de çok değerli. Hadim'in daha çok gelişmesi için, bunda
birçok isteklerini dile getirdi. Hepsinde hakkı var; bunlann
hepsini yapmak da bizim boynumuzun borcudur. Biraz
zaman alır, ama bunlann hepsini yaparız. Azönce, bu öğ-
retmen eksiklıği, bunu bir an önce doldurmak şart. ("Yaşa
Başkanım!" sesi) Bu kadar okumak isteyen çocuklar, öğ-
renciler, gençler varken, burada öğretmen eksikliği ol-
maz. Vali Vekilinizle konuştum, "Çok yakında bunu büyük
ölçüde tamamlayacağız!" dedi. Ama, bu yetmez. Ben gitti-
ğimde, Milli Eğitim Bakanımızla konuşacağım; bunu anla-
tacağım. Buradaki öğretmen eksikliği dolsun diye hep
beraber uğraşacağız. Bu kadar canlı, bu kadar istekli ola-
caksınız da, biz size öğretmen bulamayacağız; böyle şey
olmaz! Bu, bir zamanlama meselesi. bunu hiç gecikme-
den yaparız. Hadimlilerin başka istekleri var; yolun eksikli-
ğinden, eskidiğinden bahsetti belediye başkanımız; tabii
bunu da bir an evvel yapmak gerekir. Bayındırlık Bakanı-
mızla konuşacağım! (Başkanın sözünü ettiği yollar, Sarı-
oğlan-Hadim yolu ile Aladağ'a giden yol, bir de Hadim-
Alanya yoluydu) Her zaman buraya kara yolundan gelir-
dim; bu defa havadan geldik helikopterle (uçartaşırla),
karayolunu görmüş olmadım; ama, belediye başkanımız
biliyor; daha önce de buraya gelmiştim; bir an evvel, bu
yolun, bu yolların Hadim'e layık bir şekle getirilmesi göre-
vimizdir, bunu da yapacağız! ("Bravo" sesleri, alkışlar).
Bunlann hepsini muhalefetteyken vaat ediyorduk, ama ta-
bii, iktidardayken vaatetmenin başka bir anlamı var; şimdi
bunları yaptıracak gücümüz de var; bu ülkede zamanlama
fneselesidir. Tabii, ülkenin her tarafında hizmet ediyoruz;
onun için, istediğinizyere, istediğinizzamanda hizmet ge-
lemeyebilir; ama biraz sonra gelir.
Bu hükümet, değerli Hadimliler, nasıl kuruidu? Sizler bi-
zi muhalefetteyken de gördünüz, ama şimdi iktidardayız.
Nasıl oldu bu? Sizin güzel oylannızla, sizin isteğinizle, si-
zin iradenizle oldu. Bu hükümetin görevi sadece size hiz-
met etmektir, ülkemize hizmet etmektir. Biz, bunu yapmak
için iktidardayız!
iktidara gelmeden önce, söylediğimiz şeylerin hiçbirini
unutmadık. Hepsi hükümet programında var, hepsi koalis-
yon protokolünde var. İki büyük parti, bir araya gelerek bu
hükümeti kurduğumuzda, amacımız bütün bu vaatleri ger-
çekleştirmekti. Belediye başkanımız çok güzel söyledi;
"demokrasi içinde kalkınmayı sağlamak!" Bunun için bir
taraftan demokrasimizin eksikliklerini tamamlarken, bir
taraftan da bu yolları yapmak, köylerimize yolu, suyu, bun-
ları getirmek, öğretmen açığını kapatmak, sağlık konusun-
da eksiklerimizi tamamlamak, sosyal güvenlikteki eksikle-
ri tamamlamak, çiftçimizin yardımına koşmak: çiftçimizin
sanıyorum. bizden pek şikâyeti yok. Çiftçimizin ürününe
zamanında peşin ödeme yapmak için, çok gayret sarf et-
tik; tahıl üreticimize, hububat üreticimize zamanında peşin
odeme yaptık. Çiftçimizin Türkiye'nin efendisi olduğunu,
köylünün ülkenin efendisi olduğunu büyük Atatürk söyle-
mişti, biz de ayni görüşteyiz! (Alkışlar) Tabii, çiftçimizip
başka istekleri de var, burada yaşayan insanlarımızın is-
tekleri var; esnaftmızın, işçilerin istekleri var; bunların
hepsini gerçekleştirmek için iktidar olarak bugün hizmeti-
nizdeyiz!..
Erdal Bey, bunları neden mi söylüyordu? Sanıyorum,
bunların Türkiye'nin her yanından duyulmasını istiyordu,
ama yeterince duyulmadı, duyuramadı. Hinthorozu Erdal
Bey, konuşmalarıyla, karşısındakilere bir şeyler söylemek
istiyordu asıl; hani, "kızım sana diyorum, gelinim sen an-
la!" derler ya, öyle. Baykal'ın partisinin Feyzioğlu'nun
"Güven Partisi'ne döneceğini biliyor. SHP seçmeninden
çok bir şey aparamayacağını gözleriyle görüyor. Erdal
Bey'in Hadim gezisi, ona bu izlenimi verdi...
BULMACA
SOLDAN SAGA: 1 2 3 4
1/Hz. lsa'nın yeryü-
züne ikinci gelişin-
den önce insanlığı
kötülüğe ve imansız-
lığa yönelteceğine
inanılan hüküm-
dar... Bir nota.2/ Bir
göz rengi... Gümüş
üstüne kurşunla işle-
nen siyah nakış.3/
Duman lekesi... Yü-
nü için yetiştirilen
evcil alpaka türü.4/
"Kenann dilberi na-
zik de olsa —
olamaz" (Nabi).5/
Sözünü geçiren, üstünlük kazanan...
Çıplak vücut resmi.6/ Kripton ele-
mentinin simgesi... Nevşehir'in bir il-
çesi.7/ Çıknk gibi dönen yuvarlak su
dolabı... Tuzağa düşürülen şey.8/ Bir
işi yerine getirme... İnce pide halin-
de ekmek.9/ Duyusal, ruhsal ya da
harekete ilişkin çok çeşitli rahatsız-
lıklarla tanımlanan sinir bozukluğu.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:1/ Mo-
torlu taşıtların çalıştığı yerlerde yol-
culann düzenini sağlayan kimse.2/ Yabana... Ellerde ve parmak-
larda hiçbir sakathk olmamasına karşın ruhsal nedenlerle yaz-
ma yetisini yitirme.3/ Eskiden şairlerin kasidelerinde övgüsü-
nü yaptıklan kişilerden aldıkları para ya da armağan... Habeş
soylusu.4/ Alevi ve Bektaşilerin bezm-i cemde çalgılar eşliğin-
de uyguladıkları dinsel tören.5/ İskambilde bir kâğıt... Gereken
yiyecek ve içecek şeyler.6/ Sığ sularda yaşayan bir balık... Gü-
zel sanat.7/ Bir ilimiz... Ortaçağ'da açık denizde kullanılan yel-
kenli gemi.8/ Güneydoğu Anadolu'da daha çok kadınların çe-
şitli yerlerine yaptırdıkları bir tür dövme... Parlaklığı birdenbi-
re artan yıldız.9/ Tunç Okan'ın, ulusîararası yarışmalarda bir-
çok ödül kazanmış fılmi... Bir gösterme sıfatı.