19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
E=Erîi£ CUMHURİYET/6 • HABERLER 26 EYLÜL 1991 SECEVT91 DYP GenelBaşkanı Süleyman Demirel, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladv 'Cumhurbaşkanı adeta kaşınıyor' — ı — AHMET1AN ANKARA — DYP Lideri Süleyman Deaairel ile göruşmeye giderken yepyeni bir haber ya da açıklama yakalamak için gitmedik elbette. Çok kullanılan kimi kav- ramlann, kendi deyüniyle "vuzuh" kazan- masını sağlamak ilk amacımız. Bir de "Ben knnseye hesap vermem, an- cak Alhhıma veririm" diyen Cumhurbaş- kanı'na, bu "hesap" konusunda ne diye- cegini, asıl önemlisi "kesabııı" aynntüa- nnı mcrak ediyorduk. Aday listeleri Demirel'i epey terletmiş- ti. Güniz Sokak'taki evinin kitaplı salo- nunda koltuğuna otururken, "Alevlerin araandan srynnp geiiyoraz" dedi gulerek. Vakit geceyansına doğruydu. Sutlu kah- vcleri içerken, hemen konuşmaya geçtik: — Efendim, üt "Sayın özal'dan hesap soracağız" diyorsunuz. Sayın Özal ise, "Benden hesap soramazlar, ben ancak Al- lahıma hesap veririm" diyor. Bu hesap 5si- •i nasıl vonımluyorsunuz? OEMDKEL — Sayın Özal'ı yorumla- mak ne derece lüzumlu, ne dereceye ka- dar değer taşır, bilmiyorum. Hergün baş- ka şey söyler. Hesap herkese sorulur. Ba- na hesap sorulamaz demek, "Ben Layü- •eUm", yani keyfı idarenin adamı olduğu- nu, demokrasiden nasip almadığını gös- terir. Hesap varsa herkese sonılur, soru- lacakür. Niye diyemiyor, sorsunlar işte ben buradayım diye. Kendisi mfllettın daha mı güçlfl? Demokratik olmayan bir kafanın bu çeşit şeyleri söylemesi, bence şaşınla- cak birşey değildir. — Hesap soracagınızı beUrtiyorsunuz, bn dnceHkle hangi konularda olacak? DEMİREL — Bız "Türldye'de yolsuz- hüc, rifapet, suistinıal almış yüriimüstür" diyonız. Millet, bunun hesabının sorulma- snu istiyor. O kadar çok istiyo ki, meydan- larda bunu söylemeden konuşmayı bitir- meye kalkarsak, meydan ayağa kalkıyor "hesap" diye. Biz diyonız ki, "Hesap so- mhnnıııı mı istiyorsunuz?" Halk dıyor ki, "rftT. "Oyleyse gtıç verin ki soralım fcesap" diyonız biz de. Şimdi birtakım kö- tülemeler yapmak, birtakım adamlann aleyhinde konusmak,rivayetlere,zanlara, duyumlara dayanarak insanlann namu- suyla, faziletıyle oynamak kolaydır. Bizim yapügımız bu değildir ve biz böyle birse- yi yapmayı duşünmüyoruz. Biz rnadem ki, bu Olkede yaygın bir şikâyet vardır, siyasi yolsuzluklar açık seçik her yerde toplum hayatının her kesiminde rüşvetten şikâyet edilmektedir. Biz bunu araşünnz. Elimiz- de birçok şikâyetler vardır. İhbarlar var- dır. Yalnız devlet elimide olmadığı için bunlann üstüne eğilemiyoruz. Delilsiz iş yapmayız ve kâni olursak ki olay ciddidir ftstüne vannz. Olayın ciddiyetine kâni ol- mazsak da üstüne varmayız. ÇünkU o bi- zi yıpratır. Bizim yapacağımız devletin bü- tûn ihalelerini ve alımlannı gözden geçir- mek, devletin fonundan yapıan sarfları gözden geçirmek. Bunlann usulune uygun olup olmadığına bakmak, usulüne uygun olmayan varsa onlan bir olay haline ge- tinnektir. Şimdi ve eğer devlet aklanmazsa, bu ka- dar dedikodudan sonra sanınm bizim dev- lete olan inana ve saygınlığı yeniden tesis etmemiz kolay olmaz. Türkiye'nin büyük ihtiyaadır devlete olan saygınlığı yeniden tesis etmek ve bir güven ortamı meydana getirmek. Biz inanıyoruz ki, olayın içine girildiği zaman pekçok yolsuzluk hadise- si çıkacaktır. Hal böyle iken kimsenin bi- ze "Kanşünnayın kardeşim, bnndan ra- hatsızlık duyuyonız" demeye hakkı yok- tur. Yahut da "Ortalıgı allak bullak ediyorsunuz" demeye de kimsenin hakkı yoktur. Hadıse ne odur, ne odur. ölçUsü içerisinde milletin yöneticüeri, herşeyin GENÇLİK AŞIM — DYP Genel Başkanı Süleyman Üeraıreı genclik aşım" diye ni- teledigi gençlerle biriikte resim çektirerek üzerinde "once gençler" >azılı bir afiş ha- zırtaftı. Afişte, Sıileyman Demirel'in yanında kurmaylanm diye adlandırdıgı Taner Mustafaoglu, Tugba Kocaefe, Dildar Öndeger ve Emin Biber adlı gençler yer alıyor. açıkbğa, aleni ve halkın gözü önünde ce- revan etmesini taahhUt etmişlerdir. Bu ta- ahhütün gereği olarak da daha öncesinde bu böyle yapdmamışsa onun üstüne va- racaklardır. — Söderinizden hesap sormada yalnız- ca maddi yolsuzluklar ön plana cıkıyor... DEMİREL — Şimdi siyasi hesaplaşma gerçek demokraside sadece halka siyaset- çileri veya yöneticüeri şikâyet etmek, on- ları teşhir etmek ve onların yeniden bira- raya getirilmesine mani olmaktan ibaret- tir. Avrupa Konseyi'nin kararlan var, bu kararlarla siyasi hesaplaşmanın mahkeme- ye götürüimesı halini demokratik bulmaz, O zaman siyaset yapmak imkânı dışında kalır. Hur irade, hüı parlamento, hür par- lamento kursusü, hür muhalefet kavram- ları yara alır. Eğer adam bugün görevini yaparken, yann mahkemeye gideceğım gi- bi bir endişe içindeyse, gerçekten sistemi işletmek mümkün olmaz. — Pcki görevini kötüye kullanmak? DEMÎREL — Görevini kötüye kullan- mak, iki tfirlü olur. Bir tanesi yapması ge- reken şeyi yapmamıştır, bir tanesi de yap- maması gereken şeyi yapmıştır. — ANAP donemi için sadece Cumhur- başkanı'ndan hesap sorulacakmış gjbi bir durum ortaya çıkıyor... DEMtREL — Bizimki kişiyi hedef al- mıyor, devleti aklamayı hedef alıyor. Hat- ta ben o kadar ileri giderek de söylüyonım ki, bunda zaman aşımı olmamalı. Bizim dönemimize ait her kimin bir iddiası var- sa onu da ortaya koymak lanm. — Sık sık hedef alınan 1980 öncesi du- ramla mı ilgili olarak?» DEMtREL — Evet, 1980 öncesinde de cereyan etmiş bir yolsuzluk varsa da ben- ce birisi ortaya çıkıp onu da ortaya koy- mak gerekir. — Ama daha çok siyasi yolsnzluklar... DEMtREL — Siyasi olaylardan dolayı suçlama bir tartışmadan ibarettır. Suçla- ma, devleti zarara sokmaktır. Yetimin hak- kı dediğımiz olay bu. Yani siyasi hesaplaş- ma zaten seçim meydanlannda yapıhyor. Bizim hesap sormadan kastımız, ya adam zimmetine para geçirmıştir, yahut birisi- nin zengin olmasını sağlamıştır. — Hnkuk devletinin çiğnenmesine iliş- Idn bir hesaplaşma soz konusu olmayacak mı? DEMİREL — Onun hesaplaşması ya- pılamaz. Ama şudur mesele, eğer ülke>i yönetenler kanunları, nizamlan asarak, ci- nayetler işlenmesini teşvık etmişlerse, in- sanlara işkence yapmışlarsa ve zulüm yap- mışlarsa, onun hesabı sorulur. O hesap- laşmaya dahildir. — Keyfi idare derken, örnegin STAR1 me- seJesi var. DEMtREL — Bu bir siyasi hesaplaşma olayı değildir. Burada maddi kusur var. Eğer siz TC Anayasası'mn yasakladığı bir olaya, devleti, nufuzunuzu kullanmak su- retiyle sokmuş ve onu kanuna karşı hile denilen bir yolla o yasağı ortadan kaldır- mıssanız, bu siyasi suç değildir. Maddi suçtur. Kanunu, anayasayı ihlal etmissiniz. Ceza kanunlarında hukukun suç saydığı olaylar var ve bunlann karşılığı cezalar var. Siyasi suçlamalann ceza kanununda suç sayıldığı ve karşılığında ceza olduğu vaki değildir. Ama bunlar maddi suçtur. — Peki, STAR1 gibi sizin maddi suç olarak nitelediğiniz durumlaria Cumhur- başkanı arasmda Uişki kurmak mumkıın olacak mı? DEMtREL — Olabilir. Ben yine şunu söylüyonım, iddialar, deliller, suç nereye kadar uzamyorsa, bence oraya kadar gi- dilmesi lazım. — O zaman, hftlft yolsnzluklardan söz edilmesi mumkun. İktidan yuriitmenin basını bir yana bırakarak Cumhurbaşka- m'ndan hesap sorulma yoluna gidilirse, o zaman bu yürutmenin başımn Cumhur- baskanı oiduğunu kabul anktmına gelme- yecek mi? DEMİREL — Hayır, bakın şimdi, yü- rütme dediğimiz organ kendi hakkını baş- kasına devredemez ve bu şekılde baskası- mn suç işlemesine sebep olamaz. O da suç- tur. Bizim hedefimiz Sayın özal, Çanka- ya ya da Cumhurbaşkanı değil. Bizim he- defimiz, kanun ve nizamlann tahrip edil- mesi, anayasanın çiğnenmesı, anayasaya uygun olmayan hareketlenn yapılması, ya- hut hırsızlıklara vesile olunması, onların himaye edilmesi, devlet nüfuzunun kötü- ye kullaıulması... Bunu kim yapıyorsa ora- ya kadar gideceksiniz. — Eğer hesap sormaya baştan baslana- caksa Sayın Cumhurbaşkanı'ndan başla- mamz gerekmiyor mu? DEMtREL — O zaman olaylardan baş- lanacak. Bunun ardından insanlar, failler çıkacak. Yalnız kanun, hakkın suıistima- lini himaye etmez. "Bana kimse hesap soramaz" demek de kanuna karşı gelmek- tir. Sorulacak hesap varsa, sorulur. — Kazmümıs hak kavramı ile ilgili bir tarbşmaya geçmek istiyorum. Cumhur- başkanı diyor ki muhalefet anayasayı de- ğiştirip, beni buradan ikdirecek. O zaman nerede kaldı hukuk devleti, nerede kaldı kazanılmış hak kavramı? Cumhurbaşka- nı'nın kazanılmış bakkından söz etmek mümkün mü? DEMİREL — Hayır, siyasi kamu hiz- metinde hak sadece kamunundur. Kişiler "Beni seçtiniz, beş seneliğine seçtiniz, ben beş sene giünem" gıbı bir beyanda bulu- namazlar. Seçen, kullandığı yetkiyi geri- ye aldığı takdirde, açıkta kalırsımz. Mük- tesep hak olmaz kamu hizmetinde. O öz- lük haklannda olur. Hukuken durum ga- yet açık, tereddüte mahal yok. — Cumhurbaşkam'm indirme konu- sunda siyasi karannız var. Hukuk da ar- kanızda. Yani Sayın Özal a ilk neyin he- sabuu... DEMtREL — Mesele Cumhurbaşkanı değil. Her kim o olayın içinde varsa... Onun içinde bugünkü Cumhurbaşkanı Sayın özal da varsa, o da buna muhatap. Suç varsa orta yerde, "Bana hesap soramazsınız" kim diyebilir ki? Şunu di- yecektir, "Ben ne yaptım ki, bana hesap soracaksınız?" Bunu diyemeyip de kendi orurduğu makama sığuıarak, onun perdesi arkasına sığınarak "Bana hesap sonunazsuuz" kimse diyemez. — Anayasanın 148. maddesi, Cumhur- baskanı'nın yargılanablleceğini ifade ediyor... DEMİREL — Vatana ihanet sucu ta- rif bile edilmemiştir. Anayasayı ihlal eder- seniz, o vatana ihanettir. Yeminine ihanet de aynı şeydir. Bu sözleri söylerken dahi Sayın özal anayasayı ihlal ediyor. Bir se- çim atmosferinde çıkıyor, sanki 8. partiy- miş gibi veya 7. partinin hamisiymiş gibi siyaset yapıyor. Adeta kaşınıyor. Aman bana birisi çatsa diye. Bizi polemiğe çek- meye çahşıyor. Görüyorsunuz, bunlann derdi mernleket değil, itişmek kakışmak, dedirtmek istiyor. Kendisine oy verilme- yecek. Oy isteyenleri ise böyle kendi üs- tune çekmek suretiyle, halkın gözünde ho- roz döğûşü yapıyor durumuna düşurmek istiyor. Bu bir tuzaktır. Bunlann taktiği şu. Aslında sanıyorum hükümetle de aralann- da bir ihtilaf var. özal ile bizi uğraştınp hükümeti kenarda bırakmak ve halka ki- şisel bir demagojinin veya tartışmamn içi- ne girmişiz gibi bir intiba vermek, kendi- ni halka acındırmakUr. — Cumhurbaşkanı diin Yozgat'ta üç yerde birden konuşrn. Meydaalan çıkü. Yann siz onu geçmek için dört meydana çıkmak durumunda kaldınız. DEMtREL — Biz seçim kampanyası yapıyoruz. Halka diyonız ki memleket çok kötü idare edilmiştir. Idare edenler bu işi yapamamıstır. İşte sıkıntılara girdiniz, bize oy verin. O ne yapıyor? Hayır, bunlara oy vermeyin. O, yanşa dahil olan taraflardan biri değildir. Yanşa hiç kanşmaması ge- reken bir kişidir. O haliyle de anayasa ih- lali içindedir. Yemini ihlal içerisindedir. Kuvvetler aynhğı prensibini tanınmaz hale getirmiştir. Çankaya'ya çıkarken hükümeti ve partiyi cebinde götürmüştür. Ben de- medim. Eski Başbakanı dedi, "Madem parti islerine kanşacaktın, partinin ba$m- da durnydın. Madem ki oraya çıktm, çık- bgnı yerde orur be adam" demedi mi? On- dan daha büyuk delil olur mu? Bir ada- nun yeminine ihanet ettiğine... — Sayın Evren'den de bir hesap sorma düsÜDceniz var mı? DEMtREL — Şimdi iddia edildiği gibi kim yolsuzluklara kanşmışsa, bence o im- tiyaz sahibi değildir. Yolsuzluklara kan- şan imtiyaz sahibi değildir. Bunun içine hesap soracağız diyenler de dahildir. — Bunu, sonımu müspct olarak yamt- ladıgımzı kabul edeyim mi? DEMtREL — Bence hedef Evren de- ğildir. Hedef gayet açık. Hiç kimse bir im- tiyaz sahibi değildir. Yani sorumluluk var- sa, bunu sorumsuz hale getinneye hiç kim- senin hakkı yoktur. — Peki bu konuda sLdn EvrenTe UgiM ItannarinİT ncdİT? DEMtREL — Bilemem, yapılacak araştırmalar ne netice verir? — Yani bir araştırma yapılacak di- yorsunuz. DEMtREL — Yapılacak tabii. Evren için değil, yapılacak araştırma ne Evren için ne de bilmem Akbulut için. Araştır- ma, olaylar için olacak. Olayların altın- dan kim çıkıyorsa, bence ülkenin yargı sis- temi onun yakasına yapışmakla görevlidir. — Arastınlacak olaylar 12 Eylttl 1980den mi baslayacak? DEMtREL — Hayu, 1980 veya 1990 meselesi değildir. Filan ihale, fılan alım- satım, nereye kadar sıçnyorsa, oraya ka- dar götüreceğiz. — Önceye sıçnyorsa-. DEMtREL — Bizim iktidanmıza sıç- nyorsa, bize kadar da devam edecektir. — Yani böyle bir soruşturma zindri başlatacaksuuz iktidanmzda. , DEMtREL — Tabii ki. StRECEK Cumhurbaşkaru'nın meydanlara çıkmasını eleştirdi Demirel: 8. parti Çankaya partisiDemirel dünkü mitinglerinde Özal'a çatarak "Oy pusulasında yedi parti var. Ama bir de orda adı olmayan bir Çankaya partisi var. Bu Çankaya partisi ülkenin çeşitli yerlerini dolaşarak laflar ediyor" dedi. NEVŞEHtR - NtGDE - AKSA- RAY-KOUKKA- LE —DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, seçim kampanyasında- ki "fl" vaatlerine dün de "ilçe" vaatlerini ekledi. Meydanlara bu kez elinde sandıkla geldiğini belirterek Cumhurbaşkanı özal'ın meydanlara çıkmasını eleştiren Demirel, özal'ı "Çan- kaya partisi" diye niteledi. DYP Genel Başkam Süley- man Demirel, milletvekili aday listelerinin belirlenmesinin ar- dından dün 4 ilde birden miting duzenledi. Aday listelerine itiraz eden bazı partüilerin gece yan- sı Güniz Sokak'taki evinin önünde toplanması nedeniyle geç saatte yatabilen Demirel, dün helikopterle Nevşehir, Niğ- de, Aksaray ve Kınkkale'yi gez- di. önceki gece Demirel'in evi- nin önünde çok sayıda partili- nin toplanması üzerine Güniz Sokak'ta yoğun güvenlik ön- lemlerinin ahndığı belirtildi. Ancak partüiler belli bir saatten sonra dağılınca, Demirel -4 ili kapsayan gezisine dun sabah ra- hathkla çıku. Demirel, Nevşehir'de 7 nisan- da yapılan ve DYP'nin kazan- dığı belediye başkanlığı öncesin- de konuştuğu sebze pazannda dün yeniden vatandaşlann önu- ne çıktı. Demirel, erken saatler- de miting alamnın boş olmaa üzerine kentin üzerinde helikop- terle birkaç tur atarken DYP'nin seçim otobüsü Süva- ri'den mahalli bir sanatçımn söylediği türkülerle vatandaşla- nn "hoşça" vakit geçirmesi sağ- landı. fbrahim Tatlises'i taklit ederek "Söylim mi, bence Sü- leyman Demirel" diye seslenen mahalli sanatçı Bayram Aktaş, bağlaması eşuğinde ANAP'ı eleştiren bir de türkü okudu. Mahalli sanatçımn türküsünde- ki "ANAP bu diyardan çekip gitsin, bütün miUetvekillerin birden dökülsttn, aynlamaz ANAP'ından koşkünden. Bize ettiğini bulasın ANAP, evin yı- küsın ANAP, belin bükülsün ANAP, bütün milletvekillerin birden dökiüsun ANAP" sözle- rine zaman zaman alanda bulu- nanlar da katıldı. Miting alanı, Demirel'le bir- iikte gelen uzun konvoydakiler- le dolarken DYP lideri, otobü- sün üzerine cıkınca, alanm ar- ka tarafımn boş kaldığına dik- kati çekerek televizyon için gö- rüntünün dolması amaayla ala- nı düzenletti. Demirel, demok- rasi tarihine geçtiğlni beürttigi sebze pazannda konuşmasma başlarken 20 Ekim'de sandığın gelmesini Nevşehirlilerin sağla- dığım vurguladı. 7 nisan beledi- Demirel, dun Nevşehir, Nigde, Aksaray ve Kırıkkale'de miting duzenledi... ye seçimlerinde DYP'ye destek olunmasının ANAP'ın talihini döndurduğünu ve kaydırdığını anlatan Demirel, "Bunlar kaç- tılar kaçtüar, ama 20 Ekim için halkın önûne gddiler. Nevşehir hallu bunları yakasından tuttu, sandığın önüne getirdi" diye konuştu. 20 Ekim'deki fırsatın kaçınl- mamasım isteyen Demirel, yine vatandaşlara sık sık sorular so- rup yanıtlarını alma biçiminde sürdürduğu konuşmasında, Nevşehir'de seçimi DYP'nin 3-0 kazanacağmı savıuıdu ve böyle- likle DYP'nin iktidar olacağını bildirdi. "Herkes üstüne duşe- ni yaparsa, memleket rahat olur" diyen Demirel, yörenin en önemli urünlerinden olan pata- tesi de eline alarak, çiftçi sorun- lanrn dile getirdi ve şöyle dedi: "Ülkede bir rüzgftr esiyor, bir yel esiyor. Ülkeyi 8 senedir ida- re edenlerin yerinde yeiler esi- yor. Ülke idaresini eline geciren- ler yapamamışlardır. Bu insan- lann halkın >uzune bakmaya yüzleri yoktur. DYP nasıl olsa iktidardır. DYP'yi iktidar yap- mak sevapür, gelin bu sevaba kaüün. Ülke idaresini boşlukta, askıda bırakmanın, koalisyon- lar yaratmanın vebali vardır. Sadece biz rahatlık veririz. Eger DYP'ye guç verirseniz, mabcup etme>iz." Demirel, hesap sorma karar- ulıklannı anlatırken de "Benim idare ettigim dönem de dahil, eger Türkiye'deki hırsızlıklar nere\e, kime kadar gidiyorsa, bunlann besabuu sormazsak bir daha sizin yüzünüze bakm<i)iz" dedi.DYP lideri Demirel.beçim kampanyasmdaki il vaatlerine dun de ilçe vaatlerini ekledi. De- mirel, dun gittıği yerlerde ilçe olma isteğini içeren çeşitli pan- kartlarla karşılandı. Demirel, bu pankartlan tutanlara, istek- lerinin kabul edıleceğinı ve yö- relerinin ilçe yapılacağını söyle- di. Meydanlara bu kez elinde sandıkla geldiğini anlatan De- mirel, özal'ı "Çankaya partisi" diye niteledi. Demirel, özal'ın meydanlarda ANAP için çahş- masını da şöyle değerlendirdi: "Seçime gidiyoruz. Oy pusu- lasında 7 taoe parti var. Ama Mr de orada adı olmayan, fakat (esitli yeriere giderek 'Bana oy verin' diyen var. Bu Çankaya partisidir. Çankaya partisi, ül- keain çeşitli yerlerini dolaşarak laflar ediyor. 'Şöyle ilerledik, böyle ilerledik' diyor. Ama, halk var." Demirel, yeşil karttan herke- se ış, enflasyonun düşürülmesi, herkese öğrenim olanağı gibi va- atlerini sıralarken de özal'ın sağlık konusunda kullanılacak yeşil kart Ue ilgili eleştirilerini yanıtladı. Demirel, "Yeşfl kar- tı nasıl verecegimizi sonıyor. Bütün aklımı sana mı vereyim? tş bilenİD, kıhç kuşananm. Bu yeşil karü herkese verecegiz" dedi. Askerliğin 8 ay ya da 1 yüa indirileceği vaadinde de bulu- nan Demirel, ANAP'ın duru- munu anlatırken de ANAP amblemi anyı anımsatarak, "Biliyorsunnz, an soktugu za- man sokası içerde kalır, an da ölür. Şimdi bu an da vatandaşı soktu ve öldü. Siz de bunlan bir daha cıkmamak üzere sandıga gömeceksiniz" diye konuştu. öte yandan DYP'nin reklam nimleri 29 eylülden itibaren Starl'de yayımlanacak. Demi- rel'in Starl'in açıkoturum öne- risini incelediği, yayınların "tarafsızlığına" göre karar ve- receği öğrenildi '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle