19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 DIŞ HABERLER 12 EYLÜL 1991 Türkiye, Sovyetler Birliği'nden bagımsiTİıkilan eden cumhuriyete temkinlVyaklaşıyor Aııkara'ıımAzerbaycan kaygısı„ . . . . .. J „...•/ O De Cuellar Tahranda • TAHRAN (AA) — BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar, 4 günlük bir ziyaret için Tahran'a geldi. Tahran Mehrabad Havaalanı'nda Iran Dışisleri Bakanı Ali Ekber Velayeti tarafından karşılanan de Cuellar, lran'da yapacağı temaslaı sırasında, BM Güvenlik Konseyi'nin lran- Irak arasındaki ateşkesi konu alan 598 sayılı kararının ele alınacağını belirtti. Hükümette degişiklik • tSLAMABAD (AA) — Pakistan Başbakanı Nawaz Şerif, kabinesinde geniş çaplı değişiklik yaparak 9 bakanı ve 18 devlet bakamnı değiştirdi. tktidara geldiginden bu yana geçen 10 ay içinde hükümette ilk değişikiıği yapan Nawaz Şerif, Pakistan Siyasi tarihinde ilk kez sol görüşlü Ulusal Awami Birliği Partisi'nden iki üyeyi kabinesıne aldı. SPlideri Lipeki öldti • VARŞOVA (AA) — Polonya Sosyaüst Partisi lideri ve Polonya'daki komünizm karşıtı muhalefetin önde gelen isimlerinden Jan Josef Lipski öldü. Polonya senatosu yetkilileri, Polonya Dayanışma Sendikası'nın da önde gelen isimlerinden 65 yaşındaki Lipski'nin, güney Polonya'daki Krakow Hastanesi'nın yoğun bakım ünitesinde öldüğünü bildirdiler. Lenin'in mozoleai • MOSKOVA (AA) — SSCB Kttltür Bakanı Nikolai Gubenko, Vladimir Lenin'in mozolesinin Kızıl Meydan'dan taşınmasına karşı olduğunu söyledi. Gubenko, yaptığı açıklamada, Lenin'in birçok aç, umutsuz insana bir dönem umut verdiğini belirterek, "Ondan sonra gelen kişiler, Lenin'in nazari inançlannı ve umutlannı tahrif etmişlerse, bundan Lenin'in suçu yoktur" dedi. Giray, Pankin ile görüştti • MOSKOVA (AA) — Dışişleri Bakanı Safa Giray, Moskova'da başlayan AGİK Insanı Boyut Konferansı'nın, demokrasi ve insan haklannın Avrupa'da artık kahcı değerler olarak yerleştiğini kanıtlaması açısından buyiik önem taşıyan bir toplantı olduğunu bildirdi. Safa Giray, konferans çerçevesinde yaptığı ikili temaslannı dün de surdürdtt. önce Azerbaycan Dışişleri Bakanı Huseyin Sadıkov ile görüşen Dışişleri Bakanı, Sadıkov'dan Azerbaycan'daki son gelişmeler hakkında bilgi aldı. Giray, daha sonra bir araya geldiği SSCB Dışişlen Bakanı Boris Pankin'le de SSCB'de iş yapan Turk rnüteahhitlerinin sorunlan ve Kıbns konusunda yoğunlaşan bir görüşme yaptığını belirtti. Bakü'deki gelişmeleri yakından izleyen Ankara'nın kaygıları, şu nedenlerden kaynaklanıyor: 1) Radikal İslamcı akımlar, 2) Pan- türkizmin Turancıhk sevdasma dönüşmesi, 3) Moskova'nın tutumu, 4) Ermenilerle gerginlik, 5) Iç çekişmeler. YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Azerbaycan'da pazar günü yapılan ilk doğnıdan devlet başkanlığı seçi- mini. tek aday olan Ayaz Muttalibov'un ka- zanmasının ertesinde Ankara, Bakü'yü yakın izlemeye aldı. Turkiye*nin Azerbaycan ile iiiş- kilerini geliştirme yönünde belirleyici bir adım atmadan once mevcut kaygılann bir öl- çüde giderilmesinin gerektiği belirtiliyor. Bu kaygılar, Pan-Türkizm, radikal Islamcüık gibi akımlarla, Ermeni-Azeri gerginliği, Mosko- va'nın tutumu ve Azerbaycan'ın iç çelişkileri noktalannda yoğunlaştyor. Hükümete yakın kaynaklardan edındıği- miz bilgıye göre Türkiye, 'Türki' Sovyet cum- huriyetleri içinde gerek coğrafi gerek kültu- rel açıdan en yakuı olduğu Azerbaycan'la iliş- kilerini, bu cumhuriyetin kendi geleceğine ilişkin siyasi tercihlerini netleştirmesi sonra- sında yeni bir düzene oturtacak. Yetkililerin, "siyasi terciblerin netleşmesi" kapsamında değindikleri temel nokta, Azerbaycan'ın ken- di iç çekişmelerini aşması. Bu çekişme, dev- let başkanlığı seçimi sonrasında daha da be- lirginleşti. Seçmenlerin yüzde 78 orarunda ka- tılım gösterdiği ve tek aday Muttalibov'un kullanılan oylann yüzde 90'ını kazandığı se- çimler, Azerbaycan Halk Cephesi tarafuıdan geçersiz sayılıyor. Ankara'nın kaygılan Ankara'daki diplomatik kaynaklar, Tür- kiye'nin, Azerbaycan politikasını Azeri hallu- run kendi içindeki farkı siyasi egilimlerden et- kilenmeden meşru bir zeminde geliştirdiğıni belirtiyorlar. Ancak Azerbaycan Halk Cep- hesi ile Komunist Parti ve bu partiden kısa sure önce aynlan Muttalibov yanlüan arasın- daki çekişmelerin Ankara'yı zor durumda bı- raktığı da gözlenıyor. Dışişleri Bakanlığı yet- kilileri, Azerbaycan'ın bağımsız bir devlet olarak tanınmaması üzerine bazı çevrelerden gelen eleştirileri, "Azeri yönetiminin böyk bir talebi yoktur. Azerbaycan, egeraen cumhu- riyetlerin konfederal birliginin parçasıdır. Şimdilik bağımsız bir devlet olarak tanınmak için hiçbir' girişimde bulunmadılar. Üstelik. Azerbaycan içindeki farklı siyasi istemlerin ülkenin kendi gelecegi konusunda nasıl bir tercih yapümasına yol açacagı henuz neı degildir" şeklinde yanıtlıyorlar. Ankara'nın Azerbaycan politikasını tem- kinli kılan 5 unsur şöyle sıralanıyor: 1) Pan-Türkizm; Turki Sovyet cumhunyet- leriyle kültürel, ekonomik ve siyasi yakınlaş- mayı aşamalı bir süreç olarak değerlendiren Ankara, bu bolgede özellikle de Azerbaycan- da Tan-Türkist' akımlann güçlenme zemi- nine sahip olduğu görüşünde. Bu akımlann, Türkiye'deki 'Turancıhk' çizgisiyle çakışma- sı ve Türkiye'deki bazı *aşın milliyetçi' siyasi çevrelerin propaganda malzemesini oluştur- ması dışişleri çevrelerini kaygılandırıyor. Bu çevreler, Türklük unsurunun yayılmaa emel- leri beslemeyecek bir çizgide, banşçı işbirli- ği temeünde kullanılmasmdan yana göruş bil- diriyorlar. 2) Radikal tslam: Azerbaycan ile İran ara- sındaki kültürel bağlar ve İran tslam devri- minin Turki Sovyet cumhuriyetlerine ihracı yolundaki Tahran politikası da Ankara'yı du- şundurüyor. Bu bölgedeki İslamcı hareket- lerin Iran ya da bazı Arap ülkeleri tarafın- dan siyasi amaçla sömürülmesi olasüığına karsı Türkiye temkinli bir politika izliyor. An- kara, özellikle Azerbaycan'da Atatürkcü, laik eğilimlerin güçlü olduğu gözleminden yola çı- karak bu cumhuriyete yaklaşımlarını temel- lendirirken aynı çizgide hareket etmeye özen gösterecek. 3) Moskova: Sovyet merkezi yönetiminin Türki cumhuriyetlere yaklaşırru da Ankara1 nın sürekli izlediği bir konu. Bu cumhuriyet- lerle kurulacak yeni ilişkilerde, Moskova'nın 'göruş ve onayımıı' doğnıdan olmasa da do- laylı biçimde kazanılmış olmasına önem ve- rilecek. 4) Ermenistan: Ermeni-Azeri gerginliği son günlerde özellikle Dağlık Karabağ bölgesin- de iyice tırmandı. Bu gelişmeyi gözleyen An- kara, Turkiye'ye sırurdaş olan, ancak Azer- baycan ile arasında Ermenistan toprağı bu- lunan Nahcivan konusunda büyuk duyarlı- hk ta$ıyor. Ermeni-Azeri gerginliğinin Nah- civan'daki huzursuzluğu arturması durumun- da Türkiye'nin de en azından siyasi düzeyde devreye girmek zorunluluğunda kalabilecek olması kaygı yaratıyor. Ankara, Türki cum- huriyetlere yakınlaşırken, Ermenistan'la da barış ve dostluk temeünde bir iliski geliştir- mek istediği için Ermeni-Azeri gerginliğinde taraf olmak zorunluluğuna düşmemeyi arzu- luyor. 5) tç çekişme: Halk Cephesi ile yönetim yanlıları arasındaki çekişmeler, Ankara'nın Azerbaycan politikasını kesin çizgilerle belir- lemesini güçleştiriyor. Muttalibov'un seçilme- sinde hile yapıldığı ve zor kullanıldığı yolun- daki iddialan değerlendiren Ankara, bu id- dialara sahip çıkmaktan uzak duruyor. Gorbaçov: 11 bin kişüik bir tugay kısa sürede geri dönecek SSCB, Küba'dan çekiliyorSovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Küba ile politik ve ekonomik alanlar dışındaki tüm ilişkilere son verileceğini söyledi. Küba lideri Castro, Gorbi'ye karşı girişilen darbeyi desteklemişti. Dış Haberler Servisi — Sov- yetler Birliği Kuba'daki askerle- rini çekecek. SSCB Devlet Baş- kanı Mikail Gorbaçov, çok kısa sure içinde Kuba'daki 11 bin Sovyet askerinin geri çekilmesı için görüşmelere başlanacağını ve bu ulke ile politik ve ekono- mik alanlann dışındaki ilişkile- re son verileceğini söyledi. AP'nin haberine göre Gorba- çov dün ABD Dışişlen Bakanı James Baker ile göruştü. Göruş- meden sonra duzenlenen ortak basın toplantısında Gorbaçov, "Küba'dan 11 bin kisilik bir tıı- gayı cekmeye huınz. Bunun İÇİB Küba yönetimiyle kısa sure içiade gnnişmelefe başlanacak- tar. Kaba ile politik ve ekonomik alanlann dışındaki UişkUerimiz SOB bnlacakür" dedi. Baker da ABD kıyılanndan 145 kilometre uzakhktaki Kü- ba'dan Sovyet askerlerinin geri çekümesinin Amerikan halkırun nazannda çok önemli olduğunu bildirdi. Merkezi Londra'da bulunan Stratejik Araştırmaiar Enstitü- sü, SSCB'nin Küba'da 7700 as- keri bulunduğunu varsayıyordu. Gorbaçov'un 11 bin askerden söz etmesinin, "şaykınlık" yarat- tığı bildiriliyor. Küba, özellikle son iki yıldır kuvvetli esen demokrasi ruzgâr- larına kapılmamakta direniyor- du. Küba lideri Fkld Castro, ko- münizmden hiçbir biçimde taviz VAR BANA ÖZGÜRLÜK— Moskova'daki AGİK loplantısına kaülan Amerikan beyetinden Kongre üyesi Steny Hoyer.binamn önunde gösteri yapan protestocolann insan haklan ihlallerine ilişkin şikayetkrini dinledi. Hoyer'e derdini anlatmaya calışanih- tiyar protestocu üzeriade "Bush bana özgürttk ver" yazılı bir pankart taşıyordu. (Fotograf: REUTER) vermeyeceklerini söylemişti. Castro aynca, Gorbaçov'a kar- şı girişilen darbeyi de destekle- mişti. SSCB Dışişleri Bakanı Boris Pankin, geçen hafta yaptığı açıklamada, ülkesinin, Küba'nın da aralannda bulunduğu birçok ulke ile ilişkılerıni gozden geçıre- ceğini söylemişti. Pankin, bu ka- rarda, darbe sırasında bu ülke- lerin takmdığı tutumlann rol oy- nadığını bildirmişti. ABD Dışişleri Bakanı Baker, SSCB Devlet Başkanı ile yaptı- ğı görüşmede, bu ülkeye yapıla- cak ekonomik yardım konusu- nun da ele alındığını kaydetti. Baker, Moskova'da suren AGİK tnsani Boyut toplantısına katıl- mak üzere SSCB'ye gelmişti. AGİK toplanüs11 Bu arada Moskova'da önceki gün başlayan AGİK Insani Bo- yut Toplantısı sürüyor. Rusya Devlet Başkanı Boris YeUsin, dün sabah AGİK tnsani Boyut Konferansı'na katılan dışişleri bakanlarım toplu olarak kabul etti. Kabul sırasında Dışişleri Ba- kanı Safa Giray'la da bir araya gelen Yeltsin, Türkiye'nin bir komşu olarak Rusya için "önemli işbirttgi ortagı" olduğu- nu bildirdi. Safa Giray da Rusya Devlet Başkanı'na, Türkiye'nin SSCB'deki anayasal iktidann yeniden işbasma gelmiş olma- sından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Giray dün sabah aynca, AT dönem başkanı ve Hollanda Dı- şişleri Bakanı Hans Van Den Broek ile bir araya geldi. Bu arada AGİK Konferansı- run dün sabahki oturumunda Kıbns Rum yönetiminin Dışiş- leri Bakanı Yorgo Yakovu bir konuşma yaptı. Yakovu'nun konuşması sıra- sında, Türk heyeti otunım salo- nunu terk etti. Diplomatik göz- lemciler, Yakovu'nun konuşma- sını "son derece ılımü" olarak nitelediler. ISVEÇ SEÇİMLERİ Başbakana, Seguela makyajı YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM — lsveç'te parlamen- to seçimlerine üç gün kala siyasi parti- ler depara kalkarken sandıktan ne renk iktidann çıkacağı bilinmiyor. Son kamu- oyu yoklamalan dort partiden oluşan sağ cephenin yüzde 48'in uzerinde oy toplayarak meclis çoğunluğunu kıl pa- yı sağlayacağını ve iktidar partisi sosyal demokratlann (SAP) sağ cephe ile ara- sındaki farkı kapatamadığım gösteriyor. SAP ile eski komünistler toplam yüzde 43 dolayında geziniyor, 'hoşnutsuzluk' partisi Yeni Demokrasi ise yüzde 6-7 oy alarak meclise gireceğe benziyor. tsveç olası bir rejim değişikliğine adım adım yaklaşırken ülkede yoğun bir afiş slogan mucadelesı de yaşanıyor Cadde- lerdeki reklam panoları, sokaklar, oto- bus durakları, metro istasyonları, bele- diye araçlarırun içi ve dışı meclise gırme- de iddialı partilerin afişleri ile kaplan- mış durumda. Centılmenlık uzlaşması gereğince taraflar afışlen genellikle bir- Jacques birinin uzerine değil, kendilerine ayrüan yerlere yapıştırıyor. Kımi yerlerde yan yana dizilı solcu ve sağcı afişler, bir film şeridi gibi gözler onünde resmi geçıt ya- pıyor. '91 tsveç seçimlerinin en büyük imaj sorununu Sosyal Demokrat Parti yaşı- yor. Karizmatik eski lider Olof Palme'- nin döneminde bile kişileri öne çıkarma- yan, partiyi bir kolektif imajı ile benim- setmeyi tercih eden SAP, günün medya- ya dayalı akımlarınm karşısmda artık duramıyor. Şikâyet konusu olan, SAP Sosyal Demokrat Parti, Başbakan Ingvar Carlsson'un donuk ve tutuk imajını değiştirmek amacıyla seçimlerde ünlü Fransız siyaset reklamcısı Jacques Seguela'yı kullanıyor. Ingvar Carlsson halkın karşısına artık kahn çerçeveli gözlükle çıkmıyor. lideri Ingvar Carlsson'un donuk ve tu- tuk imajını degiştirmek amacıyla parti, seçimlerde ünlü Fransız siyaset reklam- cısı Jacques Seguela'yı kullanıyor. Se- guela'nın Sosyal Demokrat Parti'ye top- lam masrafının 20 milyar TL'yi aştığı bi- liniyor. Başbakanda görülen en önemli değı- şiklik, gözlukJerinde. Eskiden kalın ke- narh cerçeveleri tercih eden Ingvar Carlsson, artık halktan herhangi birinin kullanacağı gözlüklerle kamuoyunun karşısına çıkıyor. Önceleri oldukça ha- reketsiz bir konuşma tarzına sahip ol- makla suçlanan Carlsson, şimdi ellerini daha çok kullanıyor, TV'de tartışırken daha keskin ifadelere başvurabiliyor. Seguela'nın katkılan, SAP'nin afişle- rinde de kendisini hissettiriyor. SAP, parti yöneticisi ve bakan portreleriyle halka yaklaşmaya çalışıyor. Bifokal camlı, sıradan gözlükleri, hem 'görmüş geçinniş' hem de 'anlayışu' bakışlarıy- la Carlsson, 'ülkeyi ancak buükte, d de gelistirebiliriz' ifadesi uzerinde 'baba' rolünü üstlenmiş görünuyor. Seguela, Carlsson'dan başka, 'halktan biri' gibi görimüşüyle Maliye Bakanı AHan Lars- son'u ve hafîf punk stili saçlanyla genç kuşağa seslenen Çalışma Bakam Mona Sanlin'i de tüm doğal renkleri kullana- rak öne çıkanyor. Ancak bütün bunlann da SAP'ı se- çimlere çeyrek kala eski gücüne kavuş- turmadığı ortada. Seçmenlerin yüzde 13'ünün oyunu hangi partiye vereceği- ni hâlâ bihiıemesi, göstergeîerden biri. Dünya ekonomisi ve uluslcmmsı ilişkileryetküisi Blagovolin'in Cumhuriyetfe demect Sovyetlerlde yeni darbe olasılığı hâlâ var SEMtH İDİZ ANTALYA — Merkezi Mos- kova'da bulunan "Dünya Ekono- misi ve Uluslararası tüşkiler Fnstitüsü'nün direktörlerinden Sergei Blagovolin, Sovyetler Bir- Iıği'ndeki hızlı değişim süreci çerçevesinde 'nüklecr tetigin' Rusya'da olmasını umduğunu söyledi. 'Yeni dünya düzenine' geçiş döneminde nükleer silah- ların tümüyle ortadan kaldırıl- masının 'genel güvenliğe'hizmet etmeyeceğini söyleyen Blagovo- lin, Rusya ABD ve hatta Çin'in uluslararası duzeyde, nıikleer şantaja karşı bir 'güvenlik kuşagı' oluşturabüeceklerini be- lirtti. Türk Atlantik Antlaşması Derneği tarafından duzenlenen 'Daha Genis Bir Görüş Açısın- dan NATO' başlıklı konferans için Antalya'da bulunan Blago- volin, Azeri-Ermeni çatışması- nın ileride Türkiye ile Rusya'yı karşı karşıya getirebileceğini de çağnştırdı. Buna rağmen bu iki ülkenin "Almanya ve Fransa gi- bi birbirlerine karşılıklı olarak duydukları gereksinme oranın- da tarihten gelen sorunlannı asabileceklerini" söyledi. Sovyetler Birliği'nde gerçekle- şen darbeden birkaç gün önce bir darbenin hazırlanmakta ol- duğunu söyleyerek Devlet Baş- kanı Mihail Gorbaçov'un danış- manlığı gorevinden istifa eden Aleksander Yakovlev'in 1983-85 yıllarında başkanlığını yaptığı enstitünün direktörlerinden Bla- govolin Cumhuriyet'in soruları- nı yanıtladı. Gorbaçov'un ülkesinin tarihi- ne 'en büyük reformculardan biri' olarak geçeceğiru söyleyen Blagovolin, 'kendisi içinde bu- lunduğumuz geçiş döneminde olumlu bir rol ovnuyor. Ancak açıkça konuşmak gerekirse siya- si yaşamının sonuna geldiğine de inanıyonım" dedi. Rusya'nın, Batı'nın savunma sistcmıne entegre olmasını 'kaçınılmaz' olarak niteleyen Blagovolin, "Ülkemin >aşayabil- mesi için tek yol uygar dunyanın bir parcası ounasıdır" dedi. Sovyetler Birliği'nde yeni bir darbe tehdidinin ortadan kalk- madığım da belirten Blagovolin şunları söyledi: "Askeri işbirliği olmazsa Ba- tı için de bir garanti yok. Ufuk- ta yeni Yanayevler. yeni Yazov- lar hatta yeni Stalinler belirebi- lir. Yeni bir darbe niçin olabilir? Bunun yanıtını çok derinlere iş- lemiş bir yaşam türünde aramak lazım. Muhafazakâr unsurlar belki Moskova ve yeni adıyla Pe- tersbarg'da degil, ama kırsal ke- sirnde guçlerini koruyorlar. Bunlann ana duşüncesi ilk asa- mada imparatorluk, ikinci aşa- mada da güçlu merkezi idare... Başka bir if»deyle ülkenin mer- kezden yönetüenbir kısla olma- sı fikri bu giiçler açısından tüm cazibesini koruyor. Bu da bizim mirasımızın en karanuk yönu." Blagovolin, aşın Rus milliyet- çıliğini "var alan bir olgu olarak inkâr edemeyecegini" de kayde- derek "F.konominin daha da kö- tüye gitmesi bu unsurlann, mu- hafazakâr ve Rus şovenizmini sergileyen sloganlaria guç ka- zanmalanna yol açabilir. Bu da korkunç sonuçlara yol alabilir" dedi. Blagovcün, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler konusunda bir soruyu yanıtlarken de ilginç bir yaklaşımla bu iki ulke ara- sında tarihten gelen potansıyel sorunların bulunduğu, açıkça ima etti. Bu sorunlardan birını omeklerken Azeri-Ermeni catış- masmı gösterdi. Böylece bu iki cumhuriyet arasında çıkabilecek ciddi çatışmaların Türkiye ve Rusya'yı da karşı karşıya getire- bileceğini çağnştıran Blagovolin şöyle konuştu: "Ancak tarihimize ragmen or- tada bir Fransa ve Almanya ör- neği var. Bu ülkeler nasıl tarihi sorunlannı hallettilerse biz de somnlanmızı birbirimize duy- duğumuz gereksinmeye oranla çözebiliriz. Halkımızın bazı ke- sitnlerinde Turkiye'ye karşı ba- zı kuşkular var tabii. Ama bun- lar Türkiye'nin demokrasi öncü- sü olarak bolgede oynayacagı rol ile asılabilir; SOVYETLER BÎRIJĞI Rusya'dan Kınm TürKİerine destekDış Haberier Servisi — SS- CB'de Kafkasya yarası derinle- şiyor. Gürcistan'da Devlet Baş- kanı Zviad Gamsahnrdia kar- şıtı gösteriler dun de sürdü. Azerbaycan'da ise geçen hafta sonu yapılan devlet başkanlığı seçimleri ile ilgili tartışmalar büyüyor. Bu arada Letonya'da Komunist Parti yasaklandı. Rusya Federasyonu, Kınm Türklerinin topraklanna döne- bılmesi için giriş başlattı. AFP'nin haberine göre Gamsahurdia karşıtlan dün de devlet başkanırun istifasım iste- yerek gösteri düzenlediler. Ajans, Tiflis sokaklannda ön- ceki gün kurulan barikatların durduğunu bildirdi. Tiflis'te önceki gün muhale- fetin düzenlediği gösterinin ar- dından Gamsahurdia yanlıları da bir yürüyüşle devlet başka- nına destek vennişlenü. Gürcis- tan'da muhalefet Gamsahurdi- a'yı "dikutör" olmakla suçlu- yor. Gösteriler sırasında Gam- sahurdia karşıtlan Tiflis sokak- ltruıa barikatlar kurmuştu. Azerbaycan Merkezi Seçim Komisyonu, pazar günü yapı- lan cumhuriyet tarihindeki ilk doğrudan devlet başkanlığı se- çimini, halen bu görevde olan Ayaz Muttalibov'un, oylann yüzde 90'mdan fazlasmı alarak kazandığını açıklamasına kar- şuı, Azerbaycan Halk Cephesi, bu secimin anayasal geçerlüiğe sahip olabilmek için geçerli ka- tılım oranına bile ulaşamadığı- nı savundu. Letonya Letonya Parlamentosu'nun, Letonya Komunist Partisi ve il- gili tüm organizasyonlaraı, partinin geçen ay SSCB'de ger- çekleşen başansu darbeyi des- teklemesi nedeniyle yasakladı- ğı bildirildi. AA'nın haberine göre parla- mentonun kararında, "Komü- •ist partinin, sadece darbeyi gerçekleşrJren Otaganüstü Hal Konütesi'mi destekiediti için de- ğil, bn gınbnn tüm faaUyetk- rini, bıhuıabiiecek tüm imkan- laria desteklemek amacıyla bir uygnlama grubu kurması yü- zünden" yasaklandığı belirtildi. Rusya Federasyonu, Kınm Türklerinin topraklarına geri dönmeleri için girişimlerde bu- lunuyor. Rusya Federasyonu Bakardar Kurulu bir genelde yayımlaya- rak, Moskova ve St. Petersburg da dahil olmak üzere cumhuri- yetin tüm idari birimlerinin ye- rel yöneticilerine, Kınm Türk- lerinin topraklanna dönmeleri için gerekli kolaylığı sağlama- larını istedi. MOSKOVA GÜNLÜĞÜ Elveda6 yoldaş' nıerhaba4 beyefendT HAKAN AKSAY MOSKOVA — Hammefen- di', bay', 'baya»' gibi hitap bi- çimleri, Sovyetler Birliği'nde yakın zamanlara kadar hiç du- yulmazdı. Çarlık Rusyası'nda sık sık kullanılan bu sözcükler, 1917 Bolsevik devriminden son- ra ortadan kaybolmuştu. Bol- şevik iktidar, bu sözcükleri, 'Burjuvalano, toprak afalan- nın, sömüriicüleria' kullandığı 'soguk hitap tarzlan' olarak afaroz etmişti. Giden sözcükle- rin yerine gelen yeni hitap bi- çimleri nelerdi? En başta 'yoMas' sözcüğü. Rusça söyle- nişiyle tovariş'. Bu sözcüğün yaklaşık üç yüzyıllık geçmişe dayandığı ve Türkçe kökenli olduğu söyleni- yor. Tovar' (mal) ve 'iş' (bildi- ğimiz anlamda) sözcüklerinden oluşan bileşik bir sözcük oldu- ğu belirtiliyor. önce tüccarlann kendi aralannda kullandıklan 'tovariş', 19. yüzyılın sonlann- da ve 20. yüzyıhn başlannda bambaşka bir içerik kazanmış. Çarlığa karşı mücadele eden devrimcilerin ve komunist par- tisi üyelerinin birbirlerine hitap ederken kullandıklan 'yoldas' sözcüğü, dünyadaki öteki dev- rimciler ve komünistler arasın- da da yaygınlaşmış. Sovyetler'de, 1917 devrimin- den sonra, bu sözcüğe halk da alışmış. 'Yoldaş' şu anda top- lumdaki en yaygın hitaplardan biri. örneğin, yolda adres sor- mak için durdurduğunuz kişı- ye *yoldaş' diye hitap ediyorsu- nuz. Ya da dükkânda, satıcıya bir şey söyleyeceğiniz zaman, sözlerinize "Tezgahtar yoldaş' diye başhyorsunuz. Son yıllarda, bu hitap tarz- larırun terk edilmesi ve tekrar 'beyefendi', hanımefendi". 'bay', 'bayan' hitaplannın kul- lanılması gerektiği uzerine ba- sında ceşitli yazılar çıktı. Bu tartışmalar şimdilerde alev len- di. Komunist iktidara son veril- mesinden ve Komunist Parti- nin kapatılmasından sonra, en çok 'yoMaş' sözcüğü tepki top- luyor. Bazıları, bu sözcüğün komünizmin simgesi olduğunu ileri surerek yasaklanmasını is- tivor. BİLGİSAYARİNGİLİZCE İTHALATİHRACATKAMBİYO AĞIRLIKLI T.C. Mllll Eâltlm Bakanlığı O2EL ŞİŞLİ AKŞAM TİCARET LİSESİ Universıteye Girış Hakkı - Askerlik Tecılı • 2. Yıldan itibaren ışe yerleştırme imkanı - 20 Yıllık deneyım - Tecrübeiı Oğretmenler ve modern donanımla. Lise 2.-3. sımflara nakil ve Lise 1 öğrenci kayıtları başlamıştır. Adres Şışlı. Palazoğlu SK. No 4 IST Tel 146 32 51 - 14B 95 58 Oitjl >t^lı AkvJiTı Tıcaret ^ Şı>lı Bılgısayjı tgıtım Merku.'ı Kur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle