20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/12 12 EYLÜL 1991 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN Dtvtet Meteorotoji İşteri Ge- nel Müdürlüğû'nden alınan bilgiye göre bütün bölgeler açık geçecek. HAVA SICAK- LIĞI: Ûnem» bir değişiklik olmayacak. RÜZGÂR: Yur- dun güney kesimterinde gû- ney ve batı yönlerinden or- ta kuvvetle esecek. Denızier- .., . . , , „ . . , dE Karadenız'de aünbatısı l u n d e h a v a a ç l k 9eçecek. Ruzgar kuzey ve do- S" K den zl d *} yonlerden orta kuvvette esecek. Görûş uzak- günbatısı ve karayelden 5-6 "81 1 0 *»"• M wnto olacak. kuvvetinöe saatte 4-16 deniz — — mili hızla esecek. Van 6ö- &** ^ D u l u * Jya4 ™"J » a s * # l a r t taana A 33° 2 f Oyaroatar A Aûapazan A Z7° 18° Edırne A A 32° 21° Eroncan A A 26° 14° Emıtum A A 27° 10° EsJojehif A A 26° 11° Gazantep A A 31° 22° ûresun A A 23° 18° GumûştBne A y Alyon AOn Anfcıra Anbkya A l /Vrtvın Aydın Balıkesır Bıtec* 8<ngöl BtHts Bolu Bursa C Çofum Oens» A 22° 7°Hal*ân A 30° 17° ısparta A A 23° 15° Istanbu! A A 22° 11° toınr A A 31° 12° Kare A A 30° 12° Kastamonu A A 2T= 12° Kaysen A A 27° 15" Kındareh A A 26° 17° Kooya A A 23° 9°KuöHya A A 26° 14° ttoalya A 33° 19 Manısa 25° 12° K Maraş 28° 12° Mereın 24° 5°Mu{ıa 2S°12°Muş 33°20°Nijde 22° 17° Ortu 23° 10° to 30°l6°Samsun 28° 12° Sıırt 24°18°Smop 28°18°Sıvas 27° 9°Worta8 20° 12° TraBzon 28° 13° Tüncek 27"M3°Uşak 27°15°Var 30° 14° Zongutok A 30° 17° A 34° 20° A 29° 23° A 29° 15° A 31° 12° A 27° 12° A 23° 18° A 22° 18° A 22° 18° A 34° 20° A 22° 16° A 25° 9° A 23° 15° A 22° 18° A 32°13° A 27° 14° A 26° 12° A 24° 10° A 22° 16° A-açık B-bukjttı 6-gûıw«Jı K-karlı S-sslı Y<yaOmuritı DÜNYA'DA BUGÜN Leıvngrad Londra Maflnd Mtlano Montreal Moslmra Mumh ttw< YofV Oslo Pms Prag ftyad Roma Solya Şam Tuiııs Kahıre • BULMACA 9 SOLDAN SAĞA: 1/ "Seken topu tutma" anlamında kullanılan basketbol terimi. 2/ tstek... "— imiş her ne var âlem- de / llm bir kıyl ü kal imiş ancak" (Fu- zuli). 3/ Bal koyma- ya yarar küçük tek- ne... Yiğit. 4/ Sulak yer... Yağma, çapul. 5/ Her tür çaiışma- larda yetiştirici. 6/ Yalnızlık korkusu. 7/ "Eğer — isen dünyadan el çek / Yalan meydan aldı, tükendi gerçek / Baktın bir düşmanın seni serecek / Sakalına piyaz veriver gitsin" (Dert- li)... tran'da tarihi bir kent. 8/ Kra- liçe... Hayvanlara vurulan damga... Uzaklık anlatmakta kullarulan söz. 9/ lnme ya da sakatbk gibi bir ne- denle yataktan kalkamayan kimse. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Genellikle eski bir sanaı yapıtının ya da bir yazıtın çizilerek ya da bo- yanarak yapdmış kopyası... Bir seslenme ünlemi. 2/ Ağırlama... Hindistan'da büyük toprak sahibi prenslere verilen ad. 3/ Salgı oluşturan organ... Sıkıntı veren ve hoşlanılmayan şeyler ya da kimseler için kullanılan bir sövgü sözü. 4/ Gövde yapısı. 5/ Bir şeyin kenarı... Sıtma mikrobunu aşılayan sivrisinek. 6/ "— oku- duk ötüni / Pazar eyledik götürü / Yaradılmışı hoş gördük / Yaradandan ötürü" (Yunus Emre)... Sodyumun simgesi. 7/ Ek- rnek içi, ceviz, zeytinyağı, sarmısak ve sirke ile yapılan bir tür meze. 8/ Sıra ile yapılan göîev. 9/ Dâhi... Suudi Arabistan'ın başkenti. TARTIŞMA Trv atroda Hariçten Okuyanlara Be> «nımilır 60 YIL ONCE Cumhuriyet Ismet Paşa Kıbrıs'ta 12 EYLÜL 1931 Geçenlerde toplanan Kıbns Türkleri milli kongresi başvekilimiz Ismet Pş. Hz.nın yakında vaki olacak Atına seyahati münasebeti ile müşarünileyhin yolu üstünde olan Kıbns'a da uğramaları arzusunda bulunmuş ve bir mektup yazarak kendilerini Kıbrıs'a davet etmişlerdir. Başvekilimiz Kıbrıs'h vatandaşlara şu cevabı göndermişlerdir: Türk Milli Kongre Heyeti Merkeziyesi Kâtibi A.Raşit Beyefendiye. Lefkoşa-Kıbrıs Başvekil Ismet Pş. Hz. Lefkoşa'ya davetinizi mütazammın 12.8.931 tarihli mektubunuzu okudular, gerek anavatana izhar buyurulan candan ve samimi merbutiyet ve gerek kendilerine karşı gösterilen muhabbetten pek ziyade rnütehassis oldular. Teşekkür, selam ve muhabbetlerinin ve arzu etmelerine ragmen bu kıymetli davete vakit ve imkân bulamadıklanndan müteessif olduklannın iblağını emir buyurdular. Samimi hurmetlerimle arn keyfıyet eylerim efendim. Başvekalet Müsteşan Kemal ile yavrulannızı besliyiniz. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Yardım pazarlığı 12 EYLÜL 1990 Türkiye, Körfez kriziyle bağlantıh ekonomik kayıplan karşılamak üzere üç Ortadoğu ülkesine verilmesi kararlaştırılan 9 milyar dolarhk fondan üçte birin üzerinde pay istiyor. Türkiye'nin, Irak ve Kuveyt'e uygulanan ambargo nedeniyle Ürdün ve Mısır'a oranla daha fazla ekonomik zarara ugradığı ve bu nedenle global fondan daha fazla pay alması gerektiği yolundaki istek dün Ankara'da yapılan görüşmelerde ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Robson'a anlaüldı. DÜZELTME • 10. safyamızda dün yayımlanan "Balkanlar'da Makedonya Krizi" başlıklı üç harıtanın ilk ikisinde, Romanya, Makedonya'nın komşusu olarak gösterümiştir. Oysa Makedonya'nın doğusunda BBİgaristan yer almaktadır. Düzeltiriz. Ünlü Fransız tiyatro ve sinema oyuncu- su Fraoçois Perier, yeni yayımlanan 'Pro- fession: Meateur' (Mesleği: Yalancılık) ad- h kitabırun 95. sayfasında şöyle diyor: "Bu- gün meslege daha yeni başlayan bir oyun- cnnun - hatta doğru dürüst bir rol oynama- dıgı halde bile - mutlaka bir ajansı ve ba- sta aUşesi vmrdır. Bizim cağımızda, genç oyunculann enaprezaryolan obnası düşünu- lemezdi bile. Ücretime zam yapılması için tiyatro mndüriiı»e bizzat başvunnak zonın- daydım." 'Bizim çagunızda' diye 1940 yıüanndan söz eden Perier'nin bu saptaması üzerinde şu nedenle duruyorum: Son yıllarda, ilk ba- kışta pek masum, hatta pek doğru gibi gö- rünen bir fıkir, tiyatro çevrelerinde işlenip duruyor. Eğer oyuncular, ödenekli tiyatro- larda - ömür boyu ayhk gclir garantisi'ne bağlanmaz iselermiş, bu tiyatrolarımız da Batı'daki gibi yapım (prodüksiyon) tiyatro- lanna dönüşür isemiş, o zaman rekabet or- tamı gelişecek, oyuncular - ekmek aslanın ağzmda olacağı için - kendilerini göstermek, angaje edebilmek için büyük çaba göstere- rek çalışacak, tiyatrolan yönetenler de oyun dağarlanna göre ıstedikleri oyuncuları yüzer-gezer oyuncular arasından özgürce se- çebilmek olanağına kavuşacaklarmış. Ne iyi, ne güzel, ne rahat değil mi? Ama ma- dalyonun bir de öteki yüzüne bakalım ve şu sorulann cevaplannı bekleyelim. Cevap ge- lirse tabü. A) tstanbul'da, Paris'te olduğu gibi yedi Devlet Tıyatrosu, bir Şehir Tiyatrosu, alt- mış özel tiyatro, bir o kadar da kahve tiyat- rosu var mı? B) Türkiye'de tşsizlik Sigortası var mı? C) Türkiye'de Batı'da olduğu gibi tiyat- ro, sinema, televizyon ve radyo yöneticileri değil iki yıl önceden, bir yıl hatta altı ay ön- ceden bile program ve projelehni saptaya- biliyorlar mı? Yönetmen ve oyuncular ile çift taraflı ve mutlaka geçerli sözleşme yapabiliyorlar mı? Kısaca, boşta gezen oyuncu ve yönetmen- ler - geçtik bir yıldan - altı ay sonra nasıl, nerede, ne ücretle istihdam edileceklerini önceden bilebilirler mi? D) Oyunculann istihdam edileceği film, TV, seslendirme ve özellikle de reklam sek- törü, Batı'daki gibi gelişmiş ve yaygın mı? E) C ve D fıkralarında adı geçen sektör- ler, oyuncu ve yönetmenlere Batı standart- lannda ücret ödeyebilirler mi? (1973 yüın- da Paris'te, üçüncü sıruf bir kahve tiyatro- su oyuncusuna, 15 saniyelik bir reklam fil- mi için yeni bir araba almaya yetecek ka- dar kaşe ödendiğine bizzat tanık oldum.) F) Seçilen oyunlara uygun oyuncu ve yö- netmen, yerleşik kadroda bulunamıyorsa, geçici sözleşme ile ve tıpkı bir yapım tiyat- rosu gibi konuk sanatçı ve yönetmen zaten alınmıyor mu? G) Bir ya da iki yapım için angaje edile- cek oyuncu, yönetmen, müzisyen, balerin, solist ve koristlere çok yüksek ücret verile- bilmek üzere, operanm, balenin; konserle- rin, tiyatroların bilet ücretleri Batı'daki gi- bi ve bugunkü râyiçle 70 bin lira ile 300 bin lira arasında değjşen miktarlara yükseltile- bilinir mi? Yükseltilse bile devletin ve yerel yönetimlerin kültür hizmetleri, ana>"asanın öngördüğu hedefleri bulur mu? H) Yerleşik kadro içinde, aranılan, özle- nilen nitelikte oyuncu azhğından yakınan- lar, son on yıl içinde ödenekli tiyatrolara ah- nan yeni sanatçılan bu titizlik ve ciddiyet içinde kılı kırk yararak secebildiler mi? (Tam tersine, o günlerde İBST Müdürlüğü- nun Genel Sanat Yönetmeni olan Bay Zo- bu, "Tiyatroya yetenekli sanatçı degil, ba- na riayet edeni lazundır" diyebilmiştir.) 1) Ve tabü en önemlisi, yurdumuzda oyuncu, yönetmen ve öteki sanatcüann hak- kım, Batı'daki gibi sonuna kadar takip ede- cek, çatır çatır kopanp alacak, köklü, yer- leşmiş, deneyimli, ağırlığı olan bir artistler sendikası var mı? J) Ondan da önemlisi ülkemizin yönetim modeli ile o çok özenilen Batı ulkelerinin yönetim modelleri arasında benzerlik var- mış gibi ödenekli tiyatrolann istihdam mo- delini de tıpatıp onlara benzetmeye kalkış- manın iler tutar yeri var mı? Televizyonda, geçenlerde izlediğim bir açıkotunımda ödenekli tiyatrolann oyun- culannı 'ömür boyu aylık geür'in tembel- leştirdiği konusu üzerinde gene duruldu. Hemen 1959-66 ve 1974-80 yülannı ve 80 yaşlanndaki Muhsin Ertuğrul'un bu ihtiyar- delikanlmın Zeytinburnu'nda nasıl kahve kahve dolaşıp seyirci davet ettiğini anımsa- dım. Semt tiyatrolan (Bayrampasa, Gülte- pe, Zeytinburnu), Kahve Tiyatrolan, Açık Hava Tiyatrosu özellikle de bugun Pop Mü- zik konserlerine terk edilen Rumelihisan ve Yediknk temsilleri unutuldu mu? Kim çalıştırılmak istendi de yan çızebil- di o zaman? Bu tartışmalara dıştan bakan kimseler de zanneder ki bir tarafta kapsam- lı, yoğun, yaygm tiyatro etkinliklerine, sü- rekli hizmet vermeye soyunan ve bu uğur- da terleyen, rutin dışı işler yapmak isteyen çok gayretli yöneticiler var, öte yanda da hem on iki ay maaş aJıp hem de çalışmak- tan kaçan (temaruz eden), gelirini garanti- ye de almış eyyama sanatçılar. Yasalan, di- siplin maddelerini, sözleşme kurallannı, yaptırım güçlerini kullanamayanlar, 'tembeP diye nitelediklerinden (böyle biri- leri varsa tabü), 'tiyatro dışı calışmalara agırhk veriyor' dediklerinden (gene böyle bi- rileri varsa tabü) sadece şikâyet eder durur- lar. Bunun içindir ki çarpıklığı istihdam şek- linde aramak işin en kolay ama en yanlış tarafıdır. Sanat ve kültür hizmeti veTen bu sektöre devletin ve yerel yönetimlerin yerleşik kad- rolar için ödenek sağlaması Batı modelle- rirte belki uymayabilir ama ülkemizin sosyo- ekonomik durumu itibanyla da çok ileri, öteki ülke sanatçılarının adeta gıpta ettiği son derece doğru, yakışık, adil ve yararh bir uyguiamadır. ödenekli tiyatrolan özelleştirme, şirket- leştirme, vakıflaştırma adına kamuoyu oluş- turmak üzere bir altyapı haarlamyor. Eğer bizler de bir karşı kamuoyunu oluşturamaz- sak, iddia ediyorum ki Türk Tiyatro Sana- tı, onu cafcafh Broadway yapımlanna in- dirgeyecek bezûrgânlann elinde son nefesi- ni verecektir. ZtHNt KÜÇÜMEN tstanbul TJC İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ İSKİ İSTANBUL SU VE KANALİZAŞYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İHALE ERTELEME DUYURUSU Aşağıda özellikleri belırtıien kapalı zarf ile teklif alma yöntemindeki ihale ile ilgilenen- ler, ihale dosyasını İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ATIKSU ARITMA İNŞAAT DAİRE BAŞ- KANLIĞINDA görebilir ve dosya bedelinı İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ merkez veznesı- ne yatırarak alabilirler. Isteklilenn şartnameye uygun hazırlayacakları kapalı teklif mektuplarını aşağıda be- lirtilen tarihte saat 11.00'e kadar aşağıda belırtıien adreste GENEL EVRAK MÜDÜR- LÜĞÜ'ne gıriş, tarih ve numarasını içeren alındı makbuzu karşılığmda teslim etmeleri gerekmektedir. Teklif zarfları saat 14.00'te İhale Komisyon Başkanlığı'nca açılacaktır. ısn Rt İfhı M ı K1300 Alıbeyköy ve Kâğıthane Oerelen Afinsu Koll ve Pompa Ist Insaatı Yeni ihale tarihi ilan NOT: 1- Postadaki ae Ktftt BMMI 28 000 000 000 - (1991 B.F.) edilecektir cikmeler dikkate Tekttf ««r- mctarthi 16 9 1991 alınmaz. TMfcat 1 400 000 000 - İMı 18 9 1991 1500 000- g 2- İSKİ, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabı olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta, dilediğine kısmen veya tamamen yapmakta, uygun bedelın tespit ve takdırinde serbesttir. ADRES: İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Aksaray Meydanı 34410 Aksaray - İSTANBUL TEL: 588 38 00 (35 Hat) TELEX: 31293 ISU TR - 23923 ISU TR FAX: 588 38 94 - 588 38 83 - 588 39 18 DERS VERİLİR Ortaokul, lise ve ÖSS-ÖYS'ye hazırlık için MATEMATİK dersi verilir. Tel: 326 18 62 MALTEPE Hukukçular Kooperatifı'ndeki hakkımı devrediyorum. 354 92 51 TEMSİLİVE KATILIMÇI DEMOKRASİNtN KÖKENİ Doç. Dr. Sami Selçuk 8.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. SOYLEV (Cilt 1-2) Hıfn V. Veüdedeofelu 20. baa 15.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan TOrkocağı Cad. 39-41 Cağaloğiu-tstanbul Ödemeti gönderilmez. Biz Sosyal Demokratlar; Dünyayı seviyoruz, İnsanları seviyoruz, Halkımızı seviyoruz. Sevgi, barış ve inançyüklü yüreklerimiz partimiz SHP'yi 20 Ekim'de iktidara taşıyacaktır. Özgür ve mutlu ınsanlarımızın yaşadığı "Lalk, Çağdaş ve Oemokratik Türkiye'yi; Halkımız için, halkımızla birlikte kuracağız. Avukat MUHARREM SARIGÜL SHP istanbul 6 Bölge (Gazıosmanpaşa. Eyüp. Bayrampasa I Milletvekıli Aday Adayı Orta ve Lise Mezunlan, Beklemeli ÖğrencUer, İŞSİZ GENÇLER: Aylar, yıllar geçiyor; Siz hâlâ boş mu bekliyorsunuz? 38 yıldan beri 54.965 genci iş sahibi yapan ve sahasında D€NYA ŞAMPİYONU olan AMPİVON OUl DAKTİU) SEKKETER VE IkfilSAT*!! KURSUM BİLGİSAYARLA DAKTİLOGRAFI; BİLGİSAYARLA MLHASEBE: BİLGİSAYAR PROGRAMCIUĞ1; YABANCI DİL Kurlanna Hiçbir Bağlay.cı Ödeme Zorunluğu Olmaksızuı BONOSLZ + TAAHHÜTSUZ veya Ö\C E ÖĞREK; SOIVR.\ ÖDE usulüyle ya da ÖNCE ÖCiREN: SO\H\ ÇALIŞ; daha sonra da ÜCRETİ TAKSİTLE ÖDE; AİLE^E \VK OLMA, KENDI KAZANCINLA ÖĞREN Seçenekleri + Tüm Ödeme Kolaylıkları VO İSTERSENİZ İŞE YERLEŞTİRME OLANAKLARIYLA Kadıköy Beşıktaş Şişlı Bakırköy Beyazıt, Mıthat Paşa Cad 14/1 Altıyol. Kuşdılı Caddesı, 6/8 Çırağan, Asaııye Cad. 7/2-3 Abıdeı Hürrıyet C. Hasat Sok. 15 Hüsıevıye S. 18/4 .CMır.ro* sıı^aı) Tel Tel Tel Tel Tel 517 92 57 - 517 92 58 338 08 42 336 1 1 50 158 24 97 - 158 24 98 130 90 37 - 175 43 14 571 31 31 - 561 29 06 Oıkkıt Bu 5 adresten D*»U ÇA^PIYCK zdıyla ;«lıwı r.«,>,tf L>L-.IIO Sekreter ** Bılgısayar kursu fubemız dc^ldlr ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Domuzuıt Ayağı... Torbalı'nın koytüğünden, "Deccal Ahmet" anlattı, varınca: — Seni gelecek diye, Torbah'da avcılar dörl gündür domuz bekindeler. Çok rüzgârlı olduğu için bir türiü domuz vurama- dılar. Domuzu vuramadıklan için de çok üzülüyortar. Burala- ra gelemiyorlar, vursalardı, hemen senin yanına gelirierdi. Domuz, rüzgârlı havada, yaprağın hışırtısını duyar, ayağını kaldırırsa yere basmaz. "Deccal Ahmet'in asıl adı; Ahmet Ögüt, ona "Deccal Ahmet" denrnesinin öyküsûnü, daha önceleri "Ankara Not- lan"nda yazmıştım, okurlar anımsariar. Deccal Ahmet, bir za- manlar imamlık mı ne yapmış; herkes "Deccal gelecek, kıyamet kopacak!" filan diye konuşuriarken; — Deccal filan yok; Deccal benim! demiş. Sen misin di- yen, ondan sonra adı "Deccal" kalmış. Bilgili, bilinçli, uya- nık! Torbalı'ya her gidişimde buluruz birbirimizi. Torbalı Güz Etkinlikleri'nin gedikli dinteyicisidir. Çetebi mi çelebi, efendi mi efendi bir kişi. Abdülhamit'in diktiği soylenen yüz yıllık ağaçların altında "Bakraç"ta soyleşiyoruz. "Deccal Ahmet" iyi bir domuz avcısıdır da. Domuzlann tüm huylarını, yapıla- nnı biliyor. Ahmet Öğüt'e yani "Deccal Ahmet"e göre, domuz hayvanların en zekisidir. O şöyle diyor: — Domuz, mahlukların içinde en çok kurnazolanı, birde kokuyu iyi alanı. Mesela on donüm bostanın içinde bir tane ergin (olmuş) karpuz varsa, onu o bilir, biz bilmeyiz, insan- lar hiç oilemez, bir tek o bilir. Karpuzun hamını yemez! Hiç yemez, bir tane zayi etmez. Bir de size daha önce anlatmış- tım, elli altmış metrede, domuz beklerken, rahat uyuduğu- mu biliyor. Uç gün bekledim domuzu, domuz avında; beklediğim yere girmedi, kaldırdığı ayağını basmadı! Gece yansından sonra 2-3 arasında yanm saat uyuya kaldım, ya- nm saat içinde başucumdaki yemişlerin erginlerini yemiş gtt- miş. Tecrübeyse tecrübe! Yalnız bu dediklerim tek domuzlar, tekler. Kalabalık olanlar, buna fazla riayet etmiyorlar. Domuz tekken, bizden çok kurnaz. — Ne demek tek domuz? — Tek yaşayanlar, yani erkekler. Erkek domuzlar, tek ya- şariar. Bunlar çok büyük olur işte, canının kıymetini bilir. öbür- leri dikkat etmez fazla. Mozolan olanlar ise dınlemezler. "Mozo", "yavru" demek. Ben yaşamım boyunca domuztar- la uğraştım, bilirim. Dişileri yalnız yaşamaz, onlar mozola- rıyla, yavrulanyia birlikte yaşariar. Dişiler, insana bir şey yapmazlar, yaralayamazlar. Bir dişi domuzun derisini yüzdük- ten sonra tarttım, 106 kilo geldi. Bu domuz daha önce, be- nim üstüme çıkmış, tekmelemiş, dişlemiş, tepinmişti. Bana hiçbir şey olmadı. Erkek domuz olsaydı, beni kesinlikle öl- dûrürdü. Onun dişleri parçalar. bıcak gibi keser. Dişisinin oyle dişleri olmadığı için hiçbir şey yapamıyor, sadece üstünüz- de tepiniyor, çiğniyor. Fazla yaralayamıyor. Erkeklerin bir de erkek yanları var, kurşunu yedikleh zaman hiç sesleri çıkmaz. öyle eziyet yap, kemiklenni kır, hiç sesi çıkmaz, ama dişileri çok bağırır. Biz avda, bağırmasından domuzun dişi mi, er- kek mi olduğunu anlarız. Dişiler at gibi bağırır, kişner. Erkek- lerin hiç sesi çıkmaz. Erkek! Gık demez! Bu özellikleri var. — Bir de neler yer bunlar? — Her şeyi yer. — En sevdiği nedir yabandomuzunun? — En sevdığı solucan! Toprağın altındaki solucanı bilir. Top- rağın altında daha neler var? Mantarlar. bir de en çok sevdi- ği salep kökü. Çok sever bunu, bulur çıkarır. Salep kökü çok pahalıdır, havyardan pahalı; o, onu sever işte! Ahmet Oğüt'le "potitika" konuşuyoruz; o titiz bir Cumhu- riyet okuru da. Şöyle diyor Ahmet öğüt, yani Deccal Ahmet: — Koalisyonu sevmeyenler, benim araba kadar olamadı- lar! — Niye? — Benim şu araba var, bak! Mavi minibüs. 25 yaşında. Şu anda yeni aldığım zamandan daha sağhklı, sağlam. Şimdi bak; arabanın kendısi Fransız, altmış altı model. Bir ara gel- di, "Çok güzel şanzıman var" dediler, Alman sanzımanı koy- dum; çok güzel! Bir ara akst çok kınlıyordu, "Amerikan malı çok sağlam!" dediler. Bir de Amerikan malı aldım çok gü- zel! On beş yirmi sene o gitti. Sonra baktım, "direksiyon kıs- mı iyi değil!" dediler. İngiliz malı aldım; çok güzel! Motoria benzin uyuşmuyordu, "mazotlu motor tak!" dediler, Fiat mo- toru taktım, dünyada en güzel Fiat! ttaJyan, oldu beş. Bir bak- tım, hiç Japon malı yok; Japon sanayii, "Japon sanayisi girsin koalisyona altı olsun!" diye bir de televizyon aldım Japon malı, Sony! Arabam şu anda 25 yaşında çok sağlıklı. Koalisyonu sevmeyenlere bunu anlat işte... ?ANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Beni Süper Emekli Yapmadılar" SORV: 1975 yıhnda SSK'dan emekli oldum. Emekli oMugum yıl vünırlukteki yusırya göre son beş yılın en yüksek üç vdının ortalamasuuı göre emekli aytıgı bâglanıyordu. Benim son beş yılımın en yüksek 3 yıh tavandandı. O yıllarda SSK, her yıl defişik olan tavanlan topla- yıp ortalamasuu almış ve bana tavandan aylık bag- lamayıp, tavanlann ortalaması iizerinden aylık baglanmış. Bunun Süper Emeklilik Yasası çıktjgıada farkına var- dım. Çönkii beni süper emekli yapmadüar. Bana bir haksziık vapddıgı kamsuıdayım. Ben, 5 yılın 3 yüını tavandan ödedigime göre aybgıtn da tavan ay- lık olmalıydı. 1) Yasayla verilen bir hak bana neden verUmedi? 2) Her yılın degişen tavan aylık ortalaması nasıl bu- hınacaktır? Çönkii, o yıllarda »yuga esas alınan S yı- lın tavanı da değişikti. T.E. YANIT: Emekli olduğunuz 1975 yılında Sosyal Sigortala/Ya- sasmın "Ayhğın Hesaplanması" ile ilgili 61. maddesindeki uy- gulamada, yasada öngörülen koşullan yerine getirerek "yaşlıhk aybgı bağlanmasma hak kazanan sigortahya işten aynldığı ta- rihten önce Malullük, Yaşhhk ve ölüm Sigortalan primi öden- miş, son S takvim yılımn prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlan toplaıru en yüksek 3 takvim yüına göre bulunacak or- talama yıllık kazancının %70'i oranında yıllık yaşlıhk geliri" bağlanmaktaydı. Bu yöntem zamanla büyük haksızlıkları da birlikte getirdiği için 2422 sayılı Yasa'nın 1 Ocak 1982'de yürürlü|e giren 7. mad- desi ile terkedilmiştir. 1 Ocak 1982'den sonra emekli olanlann, "Yaşlıhk aylığının hesabına esas alınacak gösterge, sigortalırun işten aynldığı ta- rihten önceki Malullük, Yaşlılık ve ölüm Sigortalan primi öden- miş son 5 takvim yıünın prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlanna göre bulunacak yıllık kazanç esas alınarak" saptan- maktadır. 1 Ocak 1982'den önce, "bağlanan ayhklar için gösterge tes- pit tabloları, 1969 yılından itibaren ayhk talep veya ölüm yılla- n göz önünde tutularak bu tarihten önceki 3 takvim yılına ait prim hesabına esas asgari günlük kazançlann 3 yılhk tutan- nm yıllık ortalaması taban sayısını, ayıu yıUara ait azami gün- lük kazançlann 3 yıllık tutannın yıllık ortalaması tavan sayısını oluşturmak üzere" hazırlanmış ve her yıl için bir gösterge te- spit tablosu yapüarak her emeklinin derece ve kademesi yeni- den belirlenmiştir. Bu belirlemede 1975 yılında emekli olanlardan, 3 yıllık tavan ortalaması 59 bin 400 lira olanlar, 1. derece 9. kademede yer almış ve o gtinün tavan göstergesi olan 810*8 (günümüzde 1.560) göre yaşhhk aylıklan yeniden he- saplanmıştır. 1975 yılında SSK'dan emekli olanlardan, son 5 yılın 3 yıllık prime esas kazanç ortalaması 59 bin 400 lira olanlann, 1. de- rece 9. kademeye de ulaşmış olmalan ve yaşlılık ayhklannın da bugün 1.560 gösterge üzerinden ödenmeleri gerekir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle