Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/12 12 EYLÜL 1991
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Dtvtet Meteorotoji İşteri Ge-
nel Müdürlüğû'nden alınan
bilgiye göre bütün bölgeler
açık geçecek. HAVA SICAK-
LIĞI: Ûnem» bir değişiklik
olmayacak. RÜZGÂR: Yur-
dun güney kesimterinde gû-
ney ve batı yönlerinden or-
ta kuvvetle esecek. Denızier- .., . . , , „ . . ,
dE Karadenız'de aünbatısı l u n d e h a v a a ç l k
9eçecek. Ruzgar kuzey ve do-
S" K den zl d *} yonlerden orta kuvvette esecek. Görûş uzak-
günbatısı ve karayelden 5-6 "81 1 0
*»"• M
wnto olacak.
kuvvetinöe saatte 4-16 deniz — —
mili hızla esecek. Van 6ö- &** ^ D u l u
* Jya4
™"J
» a s
* # l a r t
taana A 33° 2 f Oyaroatar A
Aûapazan A Z7° 18° Edırne A
A 32° 21° Eroncan A
A 26° 14° Emıtum A
A 27° 10° EsJojehif A
A 26° 11° Gazantep A
A 31° 22° ûresun A
A 23° 18° GumûştBne A
y
Alyon
AOn
Anfcıra
Anbkya
A l
/Vrtvın
Aydın
Balıkesır
Bıtec*
8<ngöl
BtHts
Bolu
Bursa
C
Çofum
Oens»
A 22° 7°Hal*ân
A 30° 17° ısparta A
A 23° 15° Istanbu! A
A 22° 11° toınr A
A 31° 12° Kare A
A 30° 12° Kastamonu A
A 2T= 12° Kaysen A
A 27° 15" Kındareh A
A 26° 17° Kooya A
A 23° 9°KuöHya A
A 26° 14° ttoalya A
33° 19 Manısa
25° 12° K Maraş
28° 12° Mereın
24° 5°Mu{ıa
2S°12°Muş
33°20°Nijde
22° 17° Ortu
23° 10° to
30°l6°Samsun
28° 12° Sıırt
24°18°Smop
28°18°Sıvas
27° 9°Worta8
20° 12° TraBzon
28° 13° Tüncek
27"M3°Uşak
27°15°Var
30° 14° Zongutok
A 30° 17°
A 34° 20°
A 29° 23°
A 29° 15°
A 31° 12°
A 27° 12°
A 23° 18°
A 22° 18°
A 22° 18°
A 34° 20°
A 22° 16°
A 25° 9°
A 23° 15°
A 22° 18°
A 32°13°
A 27° 14°
A 26° 12°
A 24° 10°
A 22° 16°
A-açık B-bukjttı 6-gûıw«Jı K-karlı S-sslı Y<yaOmuritı
DÜNYA'DA BUGÜN
Leıvngrad
Londra
Maflnd
Mtlano
Montreal
Moslmra
Mumh
ttw< YofV
Oslo
Pms
Prag
ftyad
Roma
Solya
Şam
Tuiııs
Kahıre •
BULMACA
9
SOLDAN SAĞA:
1/ "Seken topu
tutma" anlamında
kullanılan basketbol
terimi. 2/ tstek... "—
imiş her ne var âlem-
de / llm bir kıyl ü
kal imiş ancak" (Fu-
zuli). 3/ Bal koyma-
ya yarar küçük tek-
ne... Yiğit. 4/ Sulak
yer... Yağma, çapul.
5/ Her tür çaiışma-
larda yetiştirici. 6/
Yalnızlık korkusu.
7/ "Eğer — isen
dünyadan el çek /
Yalan meydan aldı, tükendi gerçek /
Baktın bir düşmanın seni serecek /
Sakalına piyaz veriver gitsin" (Dert-
li)... tran'da tarihi bir kent. 8/ Kra-
liçe... Hayvanlara vurulan damga...
Uzaklık anlatmakta kullarulan söz.
9/ lnme ya da sakatbk gibi bir ne-
denle yataktan kalkamayan kimse.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Genellikle eski bir sanaı yapıtının
ya da bir yazıtın çizilerek ya da bo-
yanarak yapdmış kopyası... Bir seslenme ünlemi. 2/ Ağırlama...
Hindistan'da büyük toprak sahibi prenslere verilen ad. 3/ Salgı
oluşturan organ... Sıkıntı veren ve hoşlanılmayan şeyler ya da
kimseler için kullanılan bir sövgü sözü. 4/ Gövde yapısı. 5/ Bir
şeyin kenarı... Sıtma mikrobunu aşılayan sivrisinek. 6/ "— oku-
duk ötüni / Pazar eyledik götürü / Yaradılmışı hoş gördük /
Yaradandan ötürü" (Yunus Emre)... Sodyumun simgesi. 7/ Ek-
rnek içi, ceviz, zeytinyağı, sarmısak ve sirke ile yapılan bir tür
meze. 8/ Sıra ile yapılan göîev. 9/ Dâhi... Suudi Arabistan'ın
başkenti.
TARTIŞMA
Trv atroda Hariçten
Okuyanlara Be> «nımilır
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Ismet Paşa Kıbrıs'ta
12 EYLÜL 1931
Geçenlerde toplanan Kıbns
Türkleri milli kongresi
başvekilimiz Ismet Pş.
Hz.nın yakında vaki olacak
Atına seyahati münasebeti
ile müşarünileyhin yolu
üstünde olan Kıbns'a da
uğramaları arzusunda
bulunmuş ve bir mektup
yazarak kendilerini Kıbrıs'a
davet etmişlerdir.
Başvekilimiz Kıbrıs'h
vatandaşlara şu cevabı
göndermişlerdir: Türk Milli
Kongre Heyeti Merkeziyesi
Kâtibi A.Raşit Beyefendiye.
Lefkoşa-Kıbrıs
Başvekil Ismet Pş. Hz. Lefkoşa'ya davetinizi
mütazammın 12.8.931 tarihli mektubunuzu okudular,
gerek anavatana izhar buyurulan candan ve samimi
merbutiyet ve gerek kendilerine karşı gösterilen
muhabbetten pek ziyade rnütehassis oldular.
Teşekkür, selam ve muhabbetlerinin ve arzu etmelerine
ragmen bu kıymetli davete vakit ve imkân
bulamadıklanndan müteessif olduklannın iblağını emir
buyurdular.
Samimi hurmetlerimle arn keyfıyet eylerim efendim.
Başvekalet Müsteşan Kemal
ile
yavrulannızı
besliyiniz.
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Yardım pazarlığı
12 EYLÜL 1990
Türkiye, Körfez kriziyle bağlantıh ekonomik kayıplan
karşılamak üzere üç Ortadoğu ülkesine verilmesi
kararlaştırılan 9 milyar dolarhk fondan üçte birin
üzerinde pay istiyor. Türkiye'nin, Irak ve Kuveyt'e
uygulanan ambargo nedeniyle Ürdün ve Mısır'a oranla
daha fazla ekonomik zarara ugradığı ve bu nedenle
global fondan daha fazla pay alması gerektiği yolundaki
istek dün Ankara'da yapılan görüşmelerde ABD Hazine
Bakan Yardımcısı John Robson'a anlaüldı.
DÜZELTME
• 10. safyamızda dün yayımlanan "Balkanlar'da
Makedonya Krizi" başlıklı üç harıtanın ilk ikisinde,
Romanya, Makedonya'nın komşusu olarak
gösterümiştir. Oysa Makedonya'nın doğusunda
BBİgaristan yer almaktadır. Düzeltiriz.
Ünlü Fransız tiyatro ve sinema oyuncu-
su Fraoçois Perier, yeni yayımlanan 'Pro-
fession: Meateur' (Mesleği: Yalancılık) ad-
h kitabırun 95. sayfasında şöyle diyor: "Bu-
gün meslege daha yeni başlayan bir oyun-
cnnun - hatta doğru dürüst bir rol oynama-
dıgı halde bile - mutlaka bir ajansı ve ba-
sta aUşesi vmrdır. Bizim cağımızda, genç
oyunculann enaprezaryolan obnası düşünu-
lemezdi bile. Ücretime zam yapılması için
tiyatro mndüriiı»e bizzat başvunnak zonın-
daydım."
'Bizim çagunızda' diye 1940 yıüanndan
söz eden Perier'nin bu saptaması üzerinde
şu nedenle duruyorum: Son yıllarda, ilk ba-
kışta pek masum, hatta pek doğru gibi gö-
rünen bir fıkir, tiyatro çevrelerinde işlenip
duruyor. Eğer oyuncular, ödenekli tiyatro-
larda -
ömür boyu ayhk gclir garantisi'ne
bağlanmaz iselermiş, bu tiyatrolarımız da
Batı'daki gibi yapım (prodüksiyon) tiyatro-
lanna dönüşür isemiş, o zaman rekabet or-
tamı gelişecek, oyuncular - ekmek aslanın
ağzmda olacağı için - kendilerini göstermek,
angaje edebilmek için büyük çaba göstere-
rek çalışacak, tiyatrolan yönetenler de oyun
dağarlanna göre ıstedikleri oyuncuları
yüzer-gezer oyuncular arasından özgürce se-
çebilmek olanağına kavuşacaklarmış. Ne
iyi, ne güzel, ne rahat değil mi? Ama ma-
dalyonun bir de öteki yüzüne bakalım ve şu
sorulann cevaplannı bekleyelim. Cevap ge-
lirse tabü.
A) tstanbul'da, Paris'te olduğu gibi yedi
Devlet Tıyatrosu, bir Şehir Tiyatrosu, alt-
mış özel tiyatro, bir o kadar da kahve tiyat-
rosu var mı?
B) Türkiye'de tşsizlik Sigortası var mı?
C) Türkiye'de Batı'da olduğu gibi tiyat-
ro, sinema, televizyon ve radyo yöneticileri
değil iki yıl önceden, bir yıl hatta altı ay ön-
ceden bile program ve projelehni saptaya-
biliyorlar mı?
Yönetmen ve oyuncular ile çift taraflı ve
mutlaka geçerli sözleşme yapabiliyorlar mı?
Kısaca, boşta gezen oyuncu ve yönetmen-
ler - geçtik bir yıldan - altı ay sonra nasıl,
nerede, ne ücretle istihdam edileceklerini
önceden bilebilirler mi?
D) Oyunculann istihdam edileceği film,
TV, seslendirme ve özellikle de reklam sek-
törü, Batı'daki gibi gelişmiş ve yaygın mı?
E) C ve D fıkralarında adı geçen sektör-
ler, oyuncu ve yönetmenlere Batı standart-
lannda ücret ödeyebilirler mi? (1973 yüın-
da Paris'te, üçüncü sıruf bir kahve tiyatro-
su oyuncusuna, 15 saniyelik bir reklam fil-
mi için yeni bir araba almaya yetecek ka-
dar kaşe ödendiğine bizzat tanık oldum.)
F) Seçilen oyunlara uygun oyuncu ve yö-
netmen, yerleşik kadroda bulunamıyorsa,
geçici sözleşme ile ve tıpkı bir yapım tiyat-
rosu gibi konuk sanatçı ve yönetmen zaten
alınmıyor mu?
G) Bir ya da iki yapım için angaje edile-
cek oyuncu, yönetmen, müzisyen, balerin,
solist ve koristlere çok yüksek ücret verile-
bilmek üzere, operanm, balenin; konserle-
rin, tiyatroların bilet ücretleri Batı'daki gi-
bi ve bugunkü râyiçle 70 bin lira ile 300 bin
lira arasında değjşen miktarlara yükseltile-
bilinir mi? Yükseltilse bile devletin ve yerel
yönetimlerin kültür hizmetleri, ana>"asanın
öngördüğu hedefleri bulur mu?
H) Yerleşik kadro içinde, aranılan, özle-
nilen nitelikte oyuncu azhğından yakınan-
lar, son on yıl içinde ödenekli tiyatrolara ah-
nan yeni sanatçılan bu titizlik ve ciddiyet
içinde kılı kırk yararak secebildiler mi?
(Tam tersine, o günlerde İBST Müdürlüğü-
nun Genel Sanat Yönetmeni olan Bay Zo-
bu, "Tiyatroya yetenekli sanatçı degil, ba-
na riayet edeni lazundır" diyebilmiştir.)
1) Ve tabü en önemlisi, yurdumuzda
oyuncu, yönetmen ve öteki sanatcüann hak-
kım, Batı'daki gibi sonuna kadar takip ede-
cek, çatır çatır kopanp alacak, köklü, yer-
leşmiş, deneyimli, ağırlığı olan bir artistler
sendikası var mı?
J) Ondan da önemlisi ülkemizin yönetim
modeli ile o çok özenilen Batı ulkelerinin
yönetim modelleri arasında benzerlik var-
mış gibi ödenekli tiyatrolann istihdam mo-
delini de tıpatıp onlara benzetmeye kalkış-
manın iler tutar yeri var mı?
Televizyonda, geçenlerde izlediğim bir
açıkotunımda ödenekli tiyatrolann oyun-
culannı 'ömür boyu aylık geür'in tembel-
leştirdiği konusu üzerinde gene duruldu.
Hemen 1959-66 ve 1974-80 yülannı ve 80
yaşlanndaki Muhsin Ertuğrul'un bu ihtiyar-
delikanlmın Zeytinburnu'nda nasıl kahve
kahve dolaşıp seyirci davet ettiğini anımsa-
dım. Semt tiyatrolan (Bayrampasa, Gülte-
pe, Zeytinburnu), Kahve Tiyatrolan, Açık
Hava Tiyatrosu özellikle de bugun Pop Mü-
zik konserlerine terk edilen Rumelihisan ve
Yediknk temsilleri unutuldu mu?
Kim çalıştırılmak istendi de yan çızebil-
di o zaman? Bu tartışmalara dıştan bakan
kimseler de zanneder ki bir tarafta kapsam-
lı, yoğun, yaygm tiyatro etkinliklerine, sü-
rekli hizmet vermeye soyunan ve bu uğur-
da terleyen, rutin dışı işler yapmak isteyen
çok gayretli yöneticiler var, öte yanda da
hem on iki ay maaş aJıp hem de çalışmak-
tan kaçan (temaruz eden), gelirini garanti-
ye de almış eyyama sanatçılar. Yasalan, di-
siplin maddelerini, sözleşme kurallannı,
yaptırım güçlerini kullanamayanlar,
'tembeP diye nitelediklerinden (böyle biri-
leri varsa tabü), 'tiyatro dışı calışmalara
agırhk veriyor' dediklerinden (gene böyle bi-
rileri varsa tabü) sadece şikâyet eder durur-
lar. Bunun içindir ki çarpıklığı istihdam şek-
linde aramak işin en kolay ama en yanlış
tarafıdır.
Sanat ve kültür hizmeti veTen bu sektöre
devletin ve yerel yönetimlerin yerleşik kad-
rolar için ödenek sağlaması Batı modelle-
rirte belki uymayabilir ama ülkemizin sosyo-
ekonomik durumu itibanyla da çok ileri,
öteki ülke sanatçılarının adeta gıpta ettiği
son derece doğru, yakışık, adil ve yararh bir
uyguiamadır.
ödenekli tiyatrolan özelleştirme, şirket-
leştirme, vakıflaştırma adına kamuoyu oluş-
turmak üzere bir altyapı haarlamyor. Eğer
bizler de bir karşı kamuoyunu oluşturamaz-
sak, iddia ediyorum ki Türk Tiyatro Sana-
tı, onu cafcafh Broadway yapımlanna in-
dirgeyecek bezûrgânlann elinde son nefesi-
ni verecektir.
ZtHNt KÜÇÜMEN
tstanbul
TJC
İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ
İSKİ
İSTANBUL SU VE KANALİZAŞYON İDARESİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
İHALE ERTELEME DUYURUSU
Aşağıda özellikleri belırtıien kapalı zarf ile teklif alma yöntemindeki ihale ile ilgilenen-
ler, ihale dosyasını İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ATIKSU ARITMA İNŞAAT DAİRE BAŞ-
KANLIĞINDA görebilir ve dosya bedelinı İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ merkez veznesı-
ne yatırarak alabilirler.
Isteklilenn şartnameye uygun hazırlayacakları kapalı teklif mektuplarını aşağıda be-
lirtilen tarihte saat 11.00'e kadar aşağıda belırtıien adreste GENEL EVRAK MÜDÜR-
LÜĞÜ'ne gıriş, tarih ve numarasını içeren alındı makbuzu karşılığmda teslim etmeleri
gerekmektedir. Teklif zarfları saat 14.00'te İhale Komisyon Başkanlığı'nca açılacaktır.
ısn
Rt İfhı M ı
K1300 Alıbeyköy ve Kâğıthane
Oerelen Afinsu Koll ve
Pompa Ist Insaatı
Yeni ihale tarihi ilan
NOT: 1- Postadaki ae
Ktftt
BMMI
28 000 000 000 -
(1991 B.F.)
edilecektir
cikmeler dikkate
Tekttf ««r-
mctarthi
16 9 1991
alınmaz.
TMfcat
1 400 000 000 -
İMı
18 9 1991 1500 000-
g
2- İSKİ, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabı olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta,
dilediğine kısmen veya tamamen yapmakta, uygun bedelın tespit ve takdırinde serbesttir.
ADRES: İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Aksaray Meydanı 34410 Aksaray - İSTANBUL
TEL: 588 38 00 (35 Hat)
TELEX: 31293 ISU TR - 23923 ISU TR
FAX: 588 38 94 - 588 38 83 - 588 39 18
DERS VERİLİR
Ortaokul, lise ve
ÖSS-ÖYS'ye hazırlık için
MATEMATİK
dersi verilir.
Tel: 326 18 62
MALTEPE
Hukukçular
Kooperatifı'ndeki
hakkımı devrediyorum.
354 92 51
TEMSİLİVE
KATILIMÇI
DEMOKRASİNtN
KÖKENİ
Doç. Dr. Sami Selçuk
8.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.
SOYLEV
(Cilt 1-2)
Hıfn V. Veüdedeofelu
20. baa 15.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan TOrkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğiu-tstanbul
Ödemeti gönderilmez.
Biz Sosyal Demokratlar;
Dünyayı seviyoruz,
İnsanları seviyoruz,
Halkımızı seviyoruz.
Sevgi, barış ve inançyüklü yüreklerimiz partimiz SHP'yi 20 Ekim'de
iktidara taşıyacaktır.
Özgür ve mutlu ınsanlarımızın yaşadığı "Lalk, Çağdaş ve
Oemokratik Türkiye'yi;
Halkımız için, halkımızla birlikte kuracağız.
Avukat
MUHARREM SARIGÜL
SHP istanbul 6 Bölge (Gazıosmanpaşa. Eyüp. Bayrampasa I
Milletvekıli Aday Adayı
Orta ve Lise Mezunlan, Beklemeli ÖğrencUer, İŞSİZ GENÇLER:
Aylar, yıllar geçiyor; Siz hâlâ boş mu bekliyorsunuz?
38 yıldan beri 54.965 genci iş sahibi yapan
ve sahasında D€NYA ŞAMPİYONU olan
AMPİVON
OUl DAKTİU) SEKKETER VE IkfilSAT*!! KURSUM
BİLGİSAYARLA DAKTİLOGRAFI; BİLGİSAYARLA MLHASEBE:
BİLGİSAYAR PROGRAMCIUĞ1; YABANCI DİL Kurlanna
Hiçbir Bağlay.cı Ödeme Zorunluğu Olmaksızuı BONOSLZ + TAAHHÜTSUZ
veya Ö\C E ÖĞREK; SOIVR.\ ÖDE usulüyle
ya da ÖNCE ÖCiREN: SO\H\ ÇALIŞ;
daha sonra da ÜCRETİ TAKSİTLE ÖDE;
AİLE^E \VK OLMA, KENDI KAZANCINLA ÖĞREN
Seçenekleri + Tüm Ödeme Kolaylıkları
VO İSTERSENİZ İŞE YERLEŞTİRME OLANAKLARIYLA
Kadıköy
Beşıktaş
Şişlı
Bakırköy
Beyazıt, Mıthat Paşa Cad 14/1
Altıyol. Kuşdılı Caddesı, 6/8
Çırağan, Asaııye Cad. 7/2-3
Abıdeı Hürrıyet C. Hasat Sok. 15
Hüsıevıye S. 18/4 .CMır.ro* sıı^aı)
Tel
Tel
Tel
Tel
Tel
517 92 57 - 517 92 58
338 08 42 336 1 1 50
158 24 97 - 158 24 98
130 90 37 - 175 43 14
571 31 31 - 561 29 06
Oıkkıt Bu 5 adresten D*»U ÇA^PIYCK zdıyla ;«lıwı r.«,>,tf L>L-.IIO Sekreter ** Bılgısayar kursu fubemız dc^ldlr
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
Domuzuıt Ayağı...
Torbalı'nın koytüğünden, "Deccal Ahmet" anlattı, varınca:
— Seni gelecek diye, Torbah'da avcılar dörl gündür domuz
bekindeler. Çok rüzgârlı olduğu için bir türiü domuz vurama-
dılar. Domuzu vuramadıklan için de çok üzülüyortar. Burala-
ra gelemiyorlar, vursalardı, hemen senin yanına gelirierdi.
Domuz, rüzgârlı havada, yaprağın hışırtısını duyar, ayağını
kaldırırsa yere basmaz.
"Deccal Ahmet'in asıl adı; Ahmet Ögüt, ona "Deccal
Ahmet" denrnesinin öyküsûnü, daha önceleri "Ankara Not-
lan"nda yazmıştım, okurlar anımsariar. Deccal Ahmet, bir za-
manlar imamlık mı ne yapmış; herkes "Deccal gelecek,
kıyamet kopacak!" filan diye konuşuriarken;
— Deccal filan yok; Deccal benim! demiş. Sen misin di-
yen, ondan sonra adı "Deccal" kalmış. Bilgili, bilinçli, uya-
nık! Torbalı'ya her gidişimde buluruz birbirimizi. Torbalı Güz
Etkinlikleri'nin gedikli dinteyicisidir. Çetebi mi çelebi, efendi
mi efendi bir kişi. Abdülhamit'in diktiği soylenen yüz yıllık
ağaçların altında "Bakraç"ta soyleşiyoruz. "Deccal Ahmet"
iyi bir domuz avcısıdır da. Domuzlann tüm huylarını, yapıla-
nnı biliyor. Ahmet Öğüt'e yani "Deccal Ahmet"e göre, domuz
hayvanların en zekisidir. O şöyle diyor:
— Domuz, mahlukların içinde en çok kurnazolanı, birde
kokuyu iyi alanı. Mesela on donüm bostanın içinde bir tane
ergin (olmuş) karpuz varsa, onu o bilir, biz bilmeyiz, insan-
lar hiç oilemez, bir tek o bilir. Karpuzun hamını yemez! Hiç
yemez, bir tane zayi etmez. Bir de size daha önce anlatmış-
tım, elli altmış metrede, domuz beklerken, rahat uyuduğu-
mu biliyor. Uç gün bekledim domuzu, domuz avında;
beklediğim yere girmedi, kaldırdığı ayağını basmadı! Gece
yansından sonra 2-3 arasında yanm saat uyuya kaldım, ya-
nm saat içinde başucumdaki yemişlerin erginlerini yemiş gtt-
miş. Tecrübeyse tecrübe! Yalnız bu dediklerim tek domuzlar,
tekler. Kalabalık olanlar, buna fazla riayet etmiyorlar. Domuz
tekken, bizden çok kurnaz.
— Ne demek tek domuz?
— Tek yaşayanlar, yani erkekler. Erkek domuzlar, tek ya-
şariar. Bunlar çok büyük olur işte, canının kıymetini bilir. öbür-
leri dikkat etmez fazla. Mozolan olanlar ise dınlemezler.
"Mozo", "yavru" demek. Ben yaşamım boyunca domuztar-
la uğraştım, bilirim. Dişileri yalnız yaşamaz, onlar mozola-
rıyla, yavrulanyia birlikte yaşariar. Dişiler, insana bir şey
yapmazlar, yaralayamazlar. Bir dişi domuzun derisini yüzdük-
ten sonra tarttım, 106 kilo geldi. Bu domuz daha önce, be-
nim üstüme çıkmış, tekmelemiş, dişlemiş, tepinmişti. Bana
hiçbir şey olmadı. Erkek domuz olsaydı, beni kesinlikle öl-
dûrürdü. Onun dişleri parçalar. bıcak gibi keser. Dişisinin oyle
dişleri olmadığı için hiçbir şey yapamıyor, sadece üstünüz-
de tepiniyor, çiğniyor. Fazla yaralayamıyor. Erkeklerin bir de
erkek yanları var, kurşunu yedikleh zaman hiç sesleri çıkmaz.
öyle eziyet yap, kemiklenni kır, hiç sesi çıkmaz, ama dişileri
çok bağırır. Biz avda, bağırmasından domuzun dişi mi, er-
kek mi olduğunu anlarız. Dişiler at gibi bağırır, kişner. Erkek-
lerin hiç sesi çıkmaz. Erkek! Gık demez! Bu özellikleri var.
— Bir de neler yer bunlar?
— Her şeyi yer.
— En sevdiği nedir yabandomuzunun?
— En sevdığı solucan! Toprağın altındaki solucanı bilir. Top-
rağın altında daha neler var? Mantarlar. bir de en çok sevdi-
ği salep kökü. Çok sever bunu, bulur çıkarır. Salep kökü çok
pahalıdır, havyardan pahalı; o, onu sever işte!
Ahmet Oğüt'le "potitika" konuşuyoruz; o titiz bir Cumhu-
riyet okuru da. Şöyle diyor Ahmet öğüt, yani Deccal Ahmet:
— Koalisyonu sevmeyenler, benim araba kadar olamadı-
lar!
— Niye?
— Benim şu araba var, bak! Mavi minibüs. 25 yaşında. Şu
anda yeni aldığım zamandan daha sağhklı, sağlam. Şimdi
bak; arabanın kendısi Fransız, altmış altı model. Bir ara gel-
di, "Çok güzel şanzıman var" dediler, Alman sanzımanı koy-
dum; çok güzel! Bir ara akst çok kınlıyordu, "Amerikan malı
çok sağlam!" dediler. Bir de Amerikan malı aldım çok gü-
zel! On beş yirmi sene o gitti. Sonra baktım, "direksiyon kıs-
mı iyi değil!" dediler. İngiliz malı aldım; çok güzel! Motoria
benzin uyuşmuyordu, "mazotlu motor tak!" dediler, Fiat mo-
toru taktım, dünyada en güzel Fiat! ttaJyan, oldu beş. Bir bak-
tım, hiç Japon malı yok; Japon sanayii, "Japon sanayisi girsin
koalisyona altı olsun!" diye bir de televizyon aldım Japon malı,
Sony! Arabam şu anda 25 yaşında çok sağlıklı. Koalisyonu
sevmeyenlere bunu anlat işte...
?ANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
"Beni Süper Emekli Yapmadılar"
SORV: 1975 yıhnda SSK'dan emekli oldum.
Emekli oMugum yıl vünırlukteki yusırya göre son beş
yılın en yüksek üç vdının ortalamasuuı göre emekli
aytıgı bâglanıyordu.
Benim son beş yılımın en yüksek 3 yıh tavandandı.
O yıllarda SSK, her yıl defişik olan tavanlan topla-
yıp ortalamasuu almış ve bana tavandan aylık bag-
lamayıp, tavanlann ortalaması iizerinden aylık
baglanmış.
Bunun Süper Emeklilik Yasası çıktjgıada farkına var-
dım. Çönkii beni süper emekli yapmadüar.
Bana bir haksziık vapddıgı kamsuıdayım. Ben, 5 yılın
3 yüını tavandan ödedigime göre aybgıtn da tavan ay-
lık olmalıydı.
1) Yasayla verilen bir hak bana neden verUmedi?
2) Her yılın degişen tavan aylık ortalaması nasıl bu-
hınacaktır? Çönkii, o yıllarda »yuga esas alınan S yı-
lın tavanı da değişikti.
T.E.
YANIT: Emekli olduğunuz 1975 yılında Sosyal Sigortala/Ya-
sasmın "Ayhğın Hesaplanması" ile ilgili 61. maddesindeki uy-
gulamada, yasada öngörülen koşullan yerine getirerek "yaşlıhk
aybgı bağlanmasma hak kazanan sigortahya işten aynldığı ta-
rihten önce Malullük, Yaşhhk ve ölüm Sigortalan primi öden-
miş, son S takvim yılımn prim hesabına esas tutulan kazanç
tutarlan toplaıru en yüksek 3 takvim yüına göre bulunacak or-
talama yıllık kazancının %70'i oranında yıllık yaşlıhk geliri"
bağlanmaktaydı.
Bu yöntem zamanla büyük haksızlıkları da birlikte getirdiği
için 2422 sayılı Yasa'nın 1 Ocak 1982'de yürürlü|e giren 7. mad-
desi ile terkedilmiştir.
1 Ocak 1982'den sonra emekli olanlann, "Yaşlıhk aylığının
hesabına esas alınacak gösterge, sigortalırun işten aynldığı ta-
rihten önceki Malullük, Yaşlılık ve ölüm Sigortalan primi öden-
miş son 5 takvim yıünın prim hesabına esas tutulan kazanç
tutarlanna göre bulunacak yıllık kazanç esas alınarak" saptan-
maktadır.
1 Ocak 1982'den önce, "bağlanan ayhklar için gösterge tes-
pit tabloları, 1969 yılından itibaren ayhk talep veya ölüm yılla-
n göz önünde tutularak bu tarihten önceki 3 takvim yılına ait
prim hesabına esas asgari günlük kazançlann 3 yılhk tutan-
nm yıllık ortalaması taban sayısını, ayıu yıUara ait azami gün-
lük kazançlann 3 yıllık tutannın yıllık ortalaması tavan sayısını
oluşturmak üzere" hazırlanmış ve her yıl için bir gösterge te-
spit tablosu yapüarak her emeklinin derece ve kademesi yeni-
den belirlenmiştir. Bu belirlemede 1975 yılında emekli
olanlardan, 3 yıllık tavan ortalaması 59 bin 400 lira olanlar,
1. derece 9. kademede yer almış ve o gtinün tavan göstergesi
olan 810*8 (günümüzde 1.560) göre yaşhhk aylıklan yeniden he-
saplanmıştır.
1975 yılında SSK'dan emekli olanlardan, son 5 yılın 3 yıllık
prime esas kazanç ortalaması 59 bin 400 lira olanlann, 1. de-
rece 9. kademeye de ulaşmış olmalan ve yaşlılık ayhklannın
da bugün 1.560 gösterge üzerinden ödenmeleri gerekir.