Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2SAĞUSTOS 1991 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/9
Bahtiyar
sıdkastı
• IERN (AA) — tran
şafuun son Başbakanı
Şatpur Bahtiyar'ın ölümü
Üe ^ınuçlanan suikasta
katlmakla suçlanan ve
tsvj;re'de yakalanan Ali
Veldi Rad, Fransa'ya iade
edüii. Cenevre - Paris
seferini yapan bir Air
Fraıce yolcu uçağıyla bu
akcşun Paris'e gönderilen
Ali Vekili Rad'a, 3 Fransız
pobinin eşlik ettiği
bilarildi. Ali Vekili Rad,
Bakiyar ile birlikte Paris
yak_nlarındaki Suresnes'teki
evitde sekreteri Soruş
Kaubeh'i de öldürmeye
katlmakla suçlanıyor.
ABD'de metro
kazası
• NEW YORK (AA) —
Ne* York'ta bir metro
trenınin raydan çıkması
sonucu 7 kişi öldü, 150 kişi
yaralandı. Brooklyn
senıtinden yola çıkan metro
treninin 10 vagonundan ilk
5 vagonunun Manhattan'da
raydan çıktığı belirtildi.
Istanbul su
zirvesi
• KAHİRE (AA) —
Ortadoğu'daki su
kaynaklan konusunda
kasım ayında tstanbul'da
diizenlenecek su zirvesi,
Arap iş çevrelerince, bölge
ülkeleri arasında işbirliği ve
yeni su projelerinin
başlatılması açısından
önemli bir adım olarak
göriilüyor. Toplantırun
düzenlenmesine katkıda
bulunan bir uluslararası
mühendislik rırmasmın
Yönetim Kurulu Başkanı
Arap işadamı Faruk
Gandur, lstanbul'daki su
zirvesinin, Ortadoğu'daki su
sorununun boyutlarırun
tam olarak ortaya
konulacağı bir forum
olması açısından önem
taşıdığını söyledi. Gandur,
El Şark El Avsat gazetesine
verdiği demeçte, su zirvesi
sırasında bilgi değişimi ve
su projeleri için teknik
destek ve finansman
sağlanmasının yanı sıra
anlaşmazhkiann çözümü
için uygun bir yasal çerçeve
çizümesi konulannda
işbirliğinin başlatılması
üzerinde durulacağını
bildirdi.
Türkiye'nin
Irak'tagözü yok'
• KAHİRE (AA) — Mısır
Dışişleri Bakanı Emir
Musa, Türkiye'nin Kuzey
lrak'taki bölücü örgüt
kamplanna karşı
düzenlediği operasyonun
Ankara ve Bağdat arasında
daha önce vanlmış olan
"sıcak takip" anlaşması
çerçevesinde gerçekleştiğini
söyledi. Musa, Mısır'da
yayımlanan El Musavvar
dergisinin bu konudaki
sorularını yaıutlarken
Türkiye ve Irak'm, her iki
ülkenin egemenliğine
yönelik faaliyetlerde
bulunan bazı Kürt grupları
ile mücadele amacıyla
imzalamış olduklan bu
anlaşmayı henüz
feshetmediklerini hatırlattı.
Musa, Mısır'ın bu
operasyon karşısında neden
sessiz kaldığı yolundaki bir
soruyu da "Sessiz kalmış
değiliz. Ancak söylediğim
gibi Türk operasyonu iki
ülke arasındaki bir
anlaşmaya göre
düzenlenmiştir" şeklinde
yanıtladı.
Talabani:
^KK'yaSaddam
yardım ediyor
• ŞAKLAVA (AA) —
Iraklı muhalif Kürt lider
Celal Talabani yasadışı
PKK örgütünün, Irak
Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin ile gizli ilişki
kurduğunu söyledi ve
bölücü örgütün üç yıldır
Bağdat'tan yardım aldığım
bildirdi. Kürdistan
Yurtseverler Birliği lideri
Talabani, Kuzey Irak'Uki
Şaklava kasabasında Reuter
Ajansı'na verdiği demeçte,
"Türkiye ile meydana gelen
son sınır olaylarının
ardından, PKK'mn
Bağdat'tan üç yıl boyunca
silah, para ve bilgi aldığını
öğrendik" dedi. Talabani,
PKK'mn, Bağdat'la ilişkiye
girerek Kürt gruplar
arasında varolan, "yabancı
bir hükümet ile birbirlerine
haber vermeden ilişki
kurmama"ya ilişkin gayri
resmi bir anlaşmayı ihlal
ettigini belirtti. Talabani,
ao iamasında, "Gizli
arhdşmalar bizî
endişelendiriyor. Bizi
bildirmeleri gerekirdi" diye
konuştu. KYB lideri, "Biz
hiçbir zaman askeri
amaçlar için Türkiye'ye
geçmiyoruz. PKK da 'ayru
nezaketi' göstererek bize
yardım etmeli. Bizim
davamıza zarar vermemeli"
dedi.
Işçilere göre Komünist Parti kendilerineyabancılaştı
Proletarya KP'ye soğukMoskova'daki ünlü Zil otomobil fabrikasında
çalışan işçilerden Vlitse Gruzinskaya,
"Sovyetlerde komünizmi işçi sınıfı değil, parti
temsil etti" diyor.
FATtH M.Y1LMAZ
MOSKOVA — Sovyetler Bir-
liği'nde her şey değişiyor. Le-
nin'in kurduğu sistem, temelin-
den sarsılıyor. Birlik çözülüyor.
Peki sistemin teorik olarak da-
yandığı işçi sınıfı (proletarya) bu
gelişmeler karşısında ne düşü-
nüyor?
Sistemin çözülüşü artık he-
men hemen her alanda kendisi-
ni gösteriyor. Gelişmelerin orta-
ya çıkardığı beklentiler, insan-
lann birikimlerini yansıtmıyor.
lyi yasamak için ödenecek be-
dele raa olmak, Sovyet insanı-
nın şu anki ruh durumuna uy-
gun düşmüyor. Gelişmeler, in-
sanlardan yeni davranış biçim-
leri istiyor.
Sovyet insanırun kendi içinde-
ki iletişimi ve bu iletişimin yön-
lendirdiği davranışları, Batı öl-
çütlerinin çok uzağında. 'Ayıp
olur' düşüncesi, kafalara yerleş-
miş, kavga düşünoesine uzaklar.
Buna ister Doğu'nun Özelliği, is-
terse de sosyalizmin dayatması
deyin, bu durumu her şeyi ile
yansıtıyor.
Işte ZU otomobil fabrikası,
proletaryanın Moskova'daki
kalelerinden biri. Komünizmin
sırtuıı dayadığı ve güç bulduğu
kitlenin bir ömeği. Gorbaçov'a
kadar olan dönemde, parti ara-
cıhğıyla haber alınabilen kitle.
Yaşadıklarına ne tur bir tepki
gösterdikleri henüz kesin çizgi-
leriyle bilinemeyen kitle.
Gorbaçov sonrasında, yavaş
yavaş harekete geçtüer. Pek faz-
la küfür de etmedüer. Dünyanın
hemen hemen her yerinde ikon-
laştmlmışlardı. Şündi sistem çö-
zülüyor. Komünizm deliniyor;
proletarya konuşuyor:
Ulitsa Grurinskaya: Ben hiç-
bir dönemde komünist olma-
dım. Sovyetler Birliği'nde ko-
münizmi işçi sınıfı değil, parti
temsil etti. Hangi dönemde
olursa olsun, biz işçiler, yaşam
koşullanru düşündük. Bizim
için önemli olan, karmmızı do-
yurabilmek ve barınabilmekti.
Bunlar sağlandı. Ancak bir ma-
kineden farkh hiçbir yanımız
yoktu. Şimdi de öyle. Ancak en
azından şimdi bir umut var. Ge-
leceğe daha güvenli bakıyoruz.
Ozellikle Gorbaço\r
öncesinde se-
simizi çıkarmanın imkâm yok-
tu. En küçük bir itiraz bizi işi-
mizden edebilir, Sibirya'da ve-
ya başka yerlerdeki toplama
kamplarına sürgüne gönderile-
bilirdik. Bizler, Gorbaçov'la
birlikte gözümuzu açtık. Ancak
bu zaten olacaktı. Dünya bir ye-
re gidiyordu. Sovyetler Birhği
yöneticileri bundan geri kala-
mazdı. Bu fabrikada sosyalist
bilinçle yetişmiş ve tam anla-
mıyla komünist diyebileceğimiz
arkadaşlanmız vardı. Hepsi Ko-
münist Parti'den ayrıldılar. Ar-
tık bizim için de önemli olan iyi
yaşamak ve istediklerimizi ala-
bilmektir.
Anatoly Misbulin: Komünist
sistem, aslında gücünü bizden
almalı. Ancak bunu ne ben ne
de benden önce bu fabrikada
çalışan babam görebildi. Komü-
nist sistemin nimetlerinden işçi
sımfı değü, Komünist Parti'nin
üst düzey yönetimi yararlandı.
Bize aynlan mağazalar boşken
ve bizler karaborsarun acunasız-
lığına terk edilmişken onlar is-
tediklerini kendilerine aynlan
mağazalardan çok ucuza aldı-
lar. Bu dunım hâlâ sürüyor. ör-
neğin, bize aynlan mağazalarda
giyebileceğimiz bir tane bile
ayakkabı yok. Karaborsada ise
iyi bir ayakkabının fıyatı 1.000
ruble (30 dolar). Ancak Komü-
nist Parti'nin üst düzey yöneti-
cileri, ayruayakkabıyı kendile-
rine aynlan mağazalardan 50
rubleye (1,5 dolar) alabiliyorlar.
Benim maaşım 200 ruble. Ben
bu ayakkabıyı nasıl alayun? Ba-
na aynlan evde oturmak zorun-
dayım. Evime hiçbir yeni şey
alamam. Işte bunlann değişme-
sini istiyoruz. Ekim Devrimi'n-
den bu yana kadar geçen süre-
de işçi sınıfı bir adım ileri gide-
medi. lleriye gidenler, bizim
adımıza toplumu yöneten ko-
münistler oldu. Ben neden ko-
münizmi seveyim, neden komü-
nist olayım? Darbe sırasında
Yeltsin'in grev çağnsına bizim
fabrikamızdan olumlu bir yanıt
gelmedi. Kalbimiz Yeltsin'leydi,
ancak korkudan hiçbir şey ya-
pamadık. Bu korku da geçmiş-
ten kaynaklanıyor.
Georgy Irgashcv: Ben Komü-
nist Parti üyesiydim. Ancak bir
yü önce Komünist Paıti'den ay-
nldım. Komünist Parti'nin bi-
zim için hiçbir sey yapmadığını
ve yapamayacağını anlamıştım.
Son gelişmeler, artık hiçbir şey
yapamayacaklannı ortaya koy-
du zaten. Bizi ve sanıyorum bü-
tün Sovyetler Birliği'ndeki işçi-
leri koyun gibi güttüler. Biz tek
ESTONYA
Nülus: 1.5 milyon
Ruslar: 450 000
Nülus: 2 7 milyon
Ruslar. 910 000
Rusya cumhuriyetinin dışında 25
milyon etnik Rus yaşıyor.
Nûfus: 16.7 mılyoı
Ruslar: 6.3 milyon
OZBEKISTAN
Nûfus- 20.3 milyon
Ruslar: 2 2 milyon
RUS AZINLIKLAR— Parçalanmanın eşiğine gelmiş bulunan So^etler Birliği'nde halen 7 cumhuriyet bağımsızlık ilan etmiş du-
nımda. Curahuriyetler birlikten aynldıklan takdirde, hemen hepsinde bulunan Rus azınlıklar önemli bir sonın oluşturacak. Mos-
kova bu nedenle, üç Baltık cumhuriyeti dışında diğer cumhuriyetlerin bagımsızlıklarına karşı direniyor.
tek hiçbir öneme sahip değildik.
Önemli olan üretmemizdi, an-
cak hangi koşullarda üretebile-
ceğimiz konusunda en küçük bir
söz söyleme hakkımız yoktu.
Bundan sonra Gorbaçov'un bu
konuyu bir an önce ele alması-
nı istiyoruz. Bizden artık hiç
kimse insanca olmayan koşul-
larda yaşamamızı beklemesin.
Ancak hâlâ icimizde bir korku
var, 'Ya geriye dönülürse' diye.
Sokaklarda takip edüdiğimiz,
en küçuk bir kuşkuda KGB ta-
rafından sorguya çekildiğimiz
günleri unutmadık. Eğer geriye
dönersek ancak bir süre susanz.
Ondan sonra sanıyorum ki işçi
sınıfı, komünizmi deviren güç
olarak anılır. Çünkü hiçbir şe-
kilde ve hiçbir zaman artık ko-
münist ideallerle yaşamak iste-
miyoruz. Sanıyorum, Sovyetler
Birliği'nin yeni oluşacak yöne-
timi bunun farkındadır.
Lyubov Dadadzhanov. Ben
bu fabrikada beş yıldır çalışıyo-
rum. Ben Gorbaçov öncesi dö-
nemi görmedim. Ancak anlatı-
lanlardan o günlerdeki baskıyı
ve korkuyu öğrendim. Hiçbir
zaman o koşullarda yaşamak is-
temezdim, şimdi de iyi yaşadı-
ğımız söylenemez. Ancak o dö-
nemdeki baskı, o dönemdeki
korku, şimdi daha az. Okuduk-
lanmdan, komünizmin işçi sını-
fım yüceltmesi gerektiğini öğ-
rendim. Ancak bunlann kuru
laf salatasından başka bir şey
olmadıgmı yaşadıkça gördüm.
Bence Batı'da işçiler, işlerinde
daha çok söz sahibi. En azından
sendika aracüığıyla haklannı bir
ölçüde de olsa savunabiliyorlar.
Hani komünizm, işçi sınıfının
iktidanydı. Biz hiçbir zaman
yönetimde söz sahibi olamıyo-
ruz. Bizim adımıza kararlar alı-
yorlar ve bunlan baskı yoluyla
uygulattınyorlar. Bu belki Ba-
tı'da da böyle. Ancak burada-
ki kadar değildir sanınm.
Neyone Obashnikcv: Bu sis-
tem değişmeli. Biz hiçbir dönem
de iktidar olamayız. Bu bir al-
datmaca. İktidar hiçbir zaman
işçi sınıfının olamaz. Çünkü iş-
çi sınıfı buna musait değil. Şim-
di bu işletmeyi işçilerin yönetti-
ğini düşünürseniz bu üretimi bi-
le sağlayamazsınız. Onun için
'Herkes eşit olmalı, emeğe ge-
reken önem verilmeli, herkese
ihtiyacı kadar' şeklindeki sözler
önemsiz. Onun için işçi sınıfının
bir gün iktidan ele alacağı yo-
lundaki düşünce hayal olmak-
tan öteye gidemez. Bunu Sov-
yetler Birliği'nde yaşayan işçiler
çok iyi anladı. Ancak yıllardır
korku nedeniyle sesimiz çıkma-
dı. Şimdi konuşuyonız. Bundan
sonra susmamız da zor. Bize iyi
yaşam koşullan sağlanırsa, üre-
tim daha da artar. Bu eski tek-
nolojinin de muhakkak yenilen-
mesi gerekiyor. Bu yapılmazsa
hiçbir yere varamayız. Bizler ül-
kemizi seviyoruz, ancak baskı
altında yaşamak istemiyoruz.
Eğer, dış ülkelerle rekabet im-
kânını bulabilirsek bir yere va-
rabiliriz. Bunun dışında işçi sı-
nıfının yuceliği, sınıf bilinci gi-
bi kavramlarla hiçbir yere vara-
mayız, bunlann hepsi masal.
Sovyetler Birliği'nde sistem
çözülüyor.
Patrikhane eyleminde arabulucu devrede
Belediye başkaıılarmm tartışması
Mektuba tepki Atina Belediye
Başkanı Antonis Tritis'in İstanbul
Belediye Başkanı Sözen'e yazdığı
mektupta "Konstantinopol Belediye
Başkanı" ifadesini kullanması tepki
yarattı. Sözen, Yunanlı meslektaşını
sert bir üslupla yanıtladı.
Arabulucu Fener
Patrikhanesi'ndeki oturma eylemi
sürüyor. Ancak eylemin sona
erdirilmesi için uluslararası bir
kuruluşun devreye girdiği ve bugün
bir görüşme yapılacağı öğrenildi.
Patrikhane eylemden üzüntü duyuyor.
Dış Haberter Semsi — Batı
Trakya Türkleri Dayanışma
Derneği'nce Fener Rum Patrik-
hanesi önünde 4 gündür sürdü-
rülen oturma eyleminin sona er-
dirilmesi için uluslararası bir ku-
ruluşun "arabulncu" olarak dev-
reye girdiği ve bugün bir görüş-
me yapılacağı bildirüdi. Patrik-
haneden dün birkaç saat arayla
yapılan iki ayn açıklamada,
"problemlerin karsılıklı anlayış
ile çöziimlenmesi" istendi. Bu
arada Atina Belediye Başkanı-
nın, Nurettin Sözen'e gönderdi-
ği mektupta "Konstantinopol
Belediye Başkanı" ifadesi kul-
lanması üzerine Sözen, mektu-
bu sert bir üslupla yanıtladı.
Yunanistan hükümetinin
müftü tayinini ve Müslüman
Türk azınlığa yönelik saldınla-
n kınamak için patrikhane
tskeçe sakin Kentte durumun
şimdilik sakin olduğu belirtiliyor.
Işkece Valisi Georgios Kapancoğlu
müftü değişikliğinden sonra yaşanan
olayların abartılarak yansıtıldığını
söyledi. Vali "Birkaç fanatik yüzünden
olaylar komik boyutlara ulaşıyor" dedi.
YUGOSLAVYA
önünde başlatılan oturma eyle-
mi, 4. gününü doldurdu. Patrik-
haneden dün öğleden sonra ya-
pılan ilk açıklamada şöyle
denildi:
"Dini bir müessese olarak si-
yaseüe ugraşmayan Rum Patrik-
hanesi, binalanrun önünde ge-
çen pazar güniindeo beri yara-
tılan dunım karşısında derin
iuüntüsünu bildirirken bu duru-
mun yetkili hükümet makamla-
nnca normale dönüştüriilecegi-
ne olan inancını taşıdığını ifade
etmektedir ve her yerde sulh ve
banşjn yerieşmesi için duaodır."
Batı Trakya Türkleri Dayanış-
ma Derneği Başkanı Tahsin Sa-
lilıoghı, bu açıklamayı gayri cid-
di bulduklannı söyledi. Patrik 1.
Dimitrios'a sorularmı yamtla-
ması için verdikleri sürenin bu-
gün sona ereceğini hatırlatan
Salihoğlu, eylemin sona erdiril-
mesi için çeşitli tekilfler aldıkla-
rını söyledi. Teklifı kimden al-
dıklarını belirtme>'en, ancak
"Yunan yetkililerden mi?" soru-
suna, "Olabilir" yanıtını veren
Salihoğlu, bugün bir görüşme
yapılacağını kaydetti ve "Biz te-
rörist değUiz. Görttşmeler tah-
min ettiğimiz gibi olursa
kalkanz" dedi. Dernek yetkili-
leri ile görüşme isteğinin ulusla-
rarası bir kuruluştan geldiği ve
adı açıklanmayan bu kuruluşun
sorunun çözümünde
"arabulucu" olmak istedigi kay-
dedildi.
Oturma eylemi sürerken pat-
rikhaneden yapılan ikinci bir
açıklamada da "Yunanistan ile
Türkiye arasındaki problemlerin
anlayış, iyi niyet, karsılıklı sev-
gi ve saygı Ue zora başvunnak-
sızın çözünüenmesi" istendi ve
"Bu prensibe aykın olarak cere-
yan eden herhangi bir olay, pat-
rikhane tarafından kınanmak-
tadır" denildi.
Sözen'e mektup
Bu arada Atina Belediye Baş-
kanı Antonis Tritis'in dün Bü-
yüşehir Belediye Başkanı Nuret-
tin Sözen'e gönderdiği mektup
tepki yarattı. Mektubunda Sö-
zen'e, "Konstantinopol Belediye
Başkanı" diye hitap eden Tritis,
"Rum patrikhanesini konıma
konusundaki büyük sorumlulu-
ğunuzu size hatırlatmak
zonmdayu" dedi. Sözen ise Tri-
tis'e gönderdiği ve "Terbiye sı-
nıriannı zoriayan 23 Agustos
1991 tarihli mektubunuz elime
geçti. Aslında yamtlayan Kons-
AT'den Belgrad'a ultimatomDış Haberier Servisi— Yugos-
lavya'da Hırvatistan'ın Dogu
Slovenya bölgesinde carpısmalar
yer yer sürerken AT Sırbistan'ı
kınayarak 1 EylüPe kadar ülke-
de ateşkesin sağlanmaması du-
rumunda Sırbistan'a karşı ön-
lemler ahnacagını duyurdu. Hır-
vatistan'ın Sırbistan'a karşı top-
yekün savaşa hazırlandığı bil-
dirildi.
önceki gün BrukseFde bir
araya gelen AT dışişleri bakan-
lan pazar gününe kadar Hırva-
tistan'da ateşkesin sağlanması
durumunda ise bir banş konfe-
ransı yapılması önerisinde bu-
lundular. AT Dönem Başkanı
Hollanda Dışişleri Bakanı Hans
van den Broek 3 Yugoslav ve 2
AT üyesinden oluşacak 5 kişilik
bir arabulucu heyeti kurulmasını
öngören konferansın ateşkesin
hemen ardından toplanabilece-
ğini belirtti. Van den Broek Top-
luluk'un çatışmalara son venrıek
için bir askeri mudahalede bu-
lunup bulunmayacağı konusuna
değüimekten kaçınarak, "Bir as-
keri müdahakye hazırlanıyoruz
izlenimi vermek istemiyorum"
diye konuştu. Toplantı sonunda
yayımlanan bildiride de Hırva-
tistan'da giderek artan kan dö-
kümüne izleyici kalınamayaca-
ğı vurgulanarak Sırbistan yöne-
ticilerinin sonuıu askeri yöntem-
lerle çözmeye çalışması eleştiril-
di. AT ülkelerinin Yugoslavya-
da bütünlüğün korunmasından
yana olduğu belirtUen bildiride,
ülkenin iç sınırlannın değiştiri-
lemeyeceği de kesin bir dille vur-
gulandı.
tantinapol Belediye Başkanı -o
her kimse- olması gerekirdi" di-
ye başlayan mektubunda şöyle
dedi:
"Fener Patrikhanesi için gös-
terdiginiz tepki ve duyarlılıgı
Gümükine ve İskeçe'deki kutsal
yerier ve din adamlan konusun-
da da göstermenizi isterim. Bu
münasebeüe, resmi sıfatımın
Konstantinopol Belediye Başka-
nı değil, İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı olduğunu
anımsatınm."
İskeçe sakin
Iskeçe'den Stelyo Berberakis-
in bildirdiğine göre, bölgede du-
nım "şimdilik" sakinleşti. İske-
çe Valisi Georgios Kapancoğlu,
Cumhuriyet'e yaptığı açıklama-
da, son yaşanan olaylann kamu-
oyuna "abartılarak" yansıtıldı-
ğını savunarak "Birkaç fanatik
Mttslttınan ile birkaç fanatik Hı-
ristiyanın olay çıkartmak isteyişj
bazen komik boyutlara ulaşıyor.
Camüerin kapatılmasına karşı
çıkan bazı azınlık iiyeleri beni
anyor, ancak azınlıgın din işle-
rine kanşmak istemiyorum"
dedi.
İskeçe Milletvekili Ahmet Fa-
ikoğlu ise azınlıgın haklannın
tehlikede olduğunu belirterek
"Yok olma tehlikesiyle karşı
karşıyayız. Hür dttnyadan des-
tek bekliyoruz" diye konuştu.
Bu arada Faikoğlu ile Gümülci-
ne bağımsız milletvekili Dr. Sa-
dık Ahmet'in bugün başbakan-
lığa çağnldıklan bildirildi.
POUTIKADA
SORUNLAR
ERGUNBALa
Darbe, Piyaşa Ve
Anti-komünizm
Sovyetler Birliği'ndeki darbenin en önemli nedenlerinden
biri, ülkenin parçalanma tehlikesi idl. Nitekim darbe, mer-
kezi hükümetin yetkilerini önemli ölçüde curnhuriyetlere dev-
redecek oian Birlik Antlaşması'nın imzalanmasına bir gün
kala gerçekleştirildi. Ama darbeciler daha işin başında bü-
yük açmaza düştüler. Cumhuriyetlerin, kendi yetkilerini kı-
srtlamayı amaçlayan bir darbeye destek vermeyecekleri açık-
tı. Nitekim, Kırgızistan'ın dışında, vermediler de. "Anarşiyi
önleme; kanun ve düzeni kurma", "Ekonomiyi tekrar rayı-
na oturtma" gibi hemen her darbede kullanılan klasik slo-
ganlar ise kitleleri etkilemedi.
Ve darbe girışimı, Gorbaçov'un önceki gün Yüksek Sov-
yet1
teki konuşmasında belirttiği gibi Sovyetler'deki "parça-
lanma sürecini hızlandırdı". Kendilerini, artık herhangi bir
yasal yükümlülükle bağlı görmeyen, sisteme de güvenleri-
ni tümüyie yitiren cumhuriyetler "derhal geçerli olmak üzere"
peşpeşe bağımsızlıklarım ilan etmeye başladılar. Darbe gi-
rışimi, böylece durdurmayı amaçladığı süreci hızlandırdı.
Darbe, ekonomik açıdan da ilginç sonuca yol açtı; darbe-
cilerin yavaşlatmayı umduklan piyasaya geçiş süreci hızlan-
dı. Aslında darbe bazı yazarların yanlış yorumladıkları gibi,
piyasaya karşı değıtdi. Darbecilerin yayımladıkları bildiride
"ekonomik reformlara" devam edileceği belirtiliyordu. Sov-
yetler Birliği'nde piyasaya bir ölçüde açılıp rekabete yer ver-
menin kaçınılmaz olduğunu en muhafazakâr çevreler bile
kabul etmiştı.
Soruna bu açıdan bakınca ortaya şu tablo çıkıyor: Darbe-
ciler, tüm siyasal kontrolü merkezde toplayacaklar, özgür-
lükler kaldırılacak, bu arada ekonomı de kontrollü biçimde
piyasaya açılacaktı. Bunun adı otoriter pıyasa modelidir. Gü-
ney Kore'de, Şili'de uygulanmış, Çin'de ise komünizm şar-
kılarının gerisinde uygulanmakta olan modeldir. Bu model-
de, protesto gösterileri, grevler, işçi direnişlerı tanklarla sin-
dirildiğinden, piyasa mekanizması aksamaz, Güney Kore,
Şili ya da Çin'de olduğu gibi ekonomi canlanabilir de.
Türkiye'de darbeyi destekleyenler, bunu sosyalizm adı-
na yapacaklarına Güney Kore ya da Çin modelleri açısın-
dan yapsalardı, ahlaksal bakımdan değil, ama hiç olmazsa
teknik açıdan daha tutarlı bir tezle ortaya atılmış olurlardı.
Piyasaya tankların desteğınde yumuşak iniş... Darbecile-
rin, başarıya ulaşsalardı yapacakları ya da eninde sonunda
yapmak zorunda kalacakları buydu. Bu modelle ekonomi-
deki tıkanıklıkların bazıları belki açılır, bürokrasinin iktidan,
Çin'de olduğu gibi bir süre daha devam edebilirdi.
Peki Yeltsin, piyasaya geçişi nasıl gerçekleştirecek? Bu
geçişin yol açacağı huzursuzluklarm, karışıklıkların, sosyal
patlamaların nasıl üstesinden gelecek? Darbecilerin ya da
Çin'in avantajına sahip değil. Tankları kullanamaz; en azın-
dan uzunca bir süre için.
Ama anlaşıldığı kadar, başka bir kozu kullanmayı amaçlı-
yor: Anti-komünizm. Komünizm düşmanlığı Rusya'da bilinçli
biçimde körüklenmekte, Gorbaçov'un itırazlarına karşın Yelt-
sin'in kararnameleri ile Pravda'nın yayını durdurulmakta, Ko-
münist Parti'nin faalıyetleri askıya alınmaktadır.
Yeltsin, halkın komünizme karşı tepkisint kultanarak, kit-
leleri peşınden sürüklemeye, çevresinde birleştirmeye çalı-
şıyor. Mao, komü^izm bayrağı ile kitleleri yeni Çin'in inşası
için seferber etmiştı. Yeltsin ise anti-komünizm bayrağı ile
kitlelerin heyecanını canlı tutmaya, onlan piyasa ekonomisi
jjoğrultusunda seferber etmeye çalışmaktadır. Bolşevikler
Sovyet halklarını komünizm tutkalı ile bir arada tutmaya ça-
lışmıştı. Yeltsin, aynı hedefe anti-komünizm tutkalı ile ulaş-
maya çabalamakta, bu arada ayrılıkçı cumhuriyetleri, "top-
rak sorununu" gündeme getirmekle tehdit etmektedir. Gor-
baçov, Yeltsin'in Komünist Partisi'ne karşı açtığı kampan-
yayı istemeye istemeye onaylamak zorunda kalmış, fıaklı ola-
rak parti kapatmanın, gazete yasaklamanın demokrasi ile
bağdaşmadığını söylemiştir.
Ama Rusya liderinin ayrılıkçılara yaptığı uyarıyı destekle-
miştir. Çünkü şu anda Sovyetler Birliği'nin en önemli soru-
nu, parçalanma ve büyük bir kaosa yuvarlanma tehlikesi-
dir. Nitekim Leningrad'ın radikal reformcu belediye başka-
nı Anatoli Sobcak da Ukrayna, Rusya ve Kazakistan cum-
huriyetlerinin nükleer silahlara sahip olduklarını anımsata-
rak dağılmanın tehlikelerine dikkat çekmiştir.
Gorbaçov ve Yeltsin, en az bir süre, görüş ayrılıklarını ve
iktidar çekişmesini bir yana iterek işbirliği yapmak niyetin-
de görülüyorlar.
Sovyetler Birliği'ni parçalanmaktan kurtarmak için başka
çareleri de yoktur.
Ukrayna korkusu
Uış Haberier S>ervısı — i>ov-
yetler Birliği'ne bağh cumhuri-
yetlerin bağımsızlık süreci hız-
İanırken Moskova, bu sürecin
önünü almaya ve ülkeyi bütün
halinde tutmaya çalışıyor. Mer-
kezi yönetim, ülkenin ikinci
büyük ve zengin cumhuriyeti
Ukrayna'yı bağımsızlık yolun-
dan geri çevirme çabasmda. Bir
Rus delegasyonu, Ukraynah
yöneticileri, Sovyetler Birliği
bünyesinde kalmaya ikna et-
mek için dün Kiev'e gitti. SSCB
Devlet Başkanı Mihail S. Gor-
baçov da Batüı ülkeleri, Baltık
cumhuriyetlerinin bağımsızlığı-
nı tanıma konusunda 'çok ace-
leci ve düşuncesiz' davranmak-
la suçladı.
Sovyetler Birliği'nin bütün-
lüğünün korunması konusun-
da, merkezi yönetim ile Rusya
Federasyonu'nun paralel bir
tutum izledikleri görülüyor.
Moskova'daki yöneticileri en
çok kaygılandıran gelişmelerin
başında, Ülkenin ikinci zengin
cumhuriyeti olan Ukrayna'nın
birlikten aynlmak istemesi
geliyor.
Sovyetler Birliği parlamento-
su Yüksek Sovyet'in dün sabah
yaptığı toplantıda, geçen haf-
ta bağunsızlığını ilan etmiş olan
Ukrayna'ya acilen bir heyet
gönderilmesi kararlaştmldı.
AFP'nin bildirdiğine göre par-
lamentonun karanmn hemen
ardmdan, Sovyet ve Rus yetki-
lilerden oluşan bir heyet, Uk-
rayna'mn başkenti Kiev'e git-
ti. Rusya Federasyonu Devlet
Başkanı Yardımcısı Akksander
Rutskoy'un ve Moskova Bele-
diye Başkanı Yardımcısı Sergei
Stankeviç'in yer aldığı heyet,
Ukrayna yöneticileriyle bir ara-
ya gelerek cumhuriyetin Sov-
yetler Birliği'nden aynlma ka-
rannı yeniden gözden geçirme-
sini istediler.
Merkezi hükümetin ve Rus-
ya Federasyonu'nun, "Sovyet-
ler Birliği'nin tahıl amban" ko-
numundaki Ukrayna'nın bir-
likten aynlmasını engellemek
için ciddi önlemlere başvurabi-
leceği büdiriliyor. Rusya lideri
Yeltsin'in "Bagımsızlıgını ilan
eden cumhuriyerJerden toprak
talebinde bulunabiliriz" şeklin-
deki tehdidinin, öncelikle Uk-
rayna'yı hedeflediği sanıhyor.
Rusya, Ukrayna'nın sınırları
içinde yer alan Kınm Yanma-
dası ve Donbaas bölgesinin
üzerinde hak iddia edebileceği-
ni açıklamıştı. Ukrayna, tanma
çok uygun geniş topraklarının
yanı sıra çok zengin kömür ve
demir madenlerine, en önemli-
si, nükleer silah tesislerine
sahip.
Ukra>Tia yönetimi ise Rusya
lideri Yeltsin'in 'toprak takbi'
tehdidine sert tepki gösteriyor.
Ukrayna Parlamentosu Baş-
kanlık Divanı, Yeltsin'in tehdi-
dinin hiçbir yasal temeünin ol-
madığını bildirdi. Ukrayna
Devlet Başkanı Leonid Krav-
çuk da önceki akşam düzenle-
diği basuı toplantısmda, bu ko-
nuda Yeltsin'den aynntılı bil-
gi istediğini ve Yeltsin'den ala-
cağı yanıttan sonra kesin gö-
rüşlerini açıklayabileceğini söy-
ledi.
Rusya Devlet Başkanı Boris
Yeltsin, Ukrayna'nın bağımsız-
lık ilanının ardından bu cum-
huriyetteki Sovyet nükleer si-
lahlarmın geri çekileceğini bil-
dirdi. Yeltsin, çeşitli ülkelerde
yaşayan göçmen Ruslann Mos-
kova'daki bir toplantısmda
yaptığı konuşmada, Ukrayna'-
nın bağımsızlık ilan ederken
"topraklannı nükleer silahlar-
dan anndırma politikası" izle-
me kararı aldığını hatırlatarak
bu durumda bu cumhuriyette-
ki Sovyet nükleer silahlanmn
geri çekilmesinin zorunlu hale
geleceğini bildirdi.
Özbekistan KP. SBKP'yle
tüm ilişkilerin keserek bağım-
sızlığuıı ilan etti. Özbekistan
Devlet Başkanı ve KP Birinci
Sekreteri tslam Kerimov, Dev-
let Başkanı Mihail Gorbaçov'-
un, SBKP'yi feshetme karan-
na karşı olduğunu açıkladı. öz-
bekistan KP'nin olağanüstü
kongresinin eylül ayında dü-
zenleneceği bildirildi.