Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/12 29 AĞUSTOS 1991
HAVA OURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Devlet Meteoroloji Işleri Genel MC-
dürtûjü'nden alınan bılgiye göre
yurdun kuzey kesimlen parcalı bu-
luttu. Marmara'nın kuzey ve doğu-
su, Iç Anadolu'nun kuzeybattsı. Baü
Karadeniz ile orö ve Doöu Karade-
niz kıyten yaflışlı, diğer yerter az bu-
lutlu ve açık geçecek. HA/A SICAK-
LIĞI. DeSıştklık olmayacak. RÜZ-
A 33° 21° Oyartakjr
Y 26° 17° Edırn»
A 36° 23° Erzıncan
A 25°12°Erzunjm
B 27° 11° Esfcset*
Y 27° 13° GaaanBp
A 31° 23° Gıresun
A 36° 17° Manısa
Y 29° 16° K Marcş
8 28°13°Meran
B 26° 8°MuSla
Y 26° 12° Mu?
A 35° 20° Nıjde
Y 26° 19° Oniu
fta
GAR Kuzey ve batı. yurdun flûney 6 ^ ^ a ^ , ^ yl,dız ^w m i a n saatte 10-21 deniz
kesımlennde guney ve batı yönler- mjfi h c j a esKek ^ GâtC|r)de ^ aç|K g e ç e c e k RÜZ8âr
guney ve batı yönlerden hafrf ara sıra orta kuvvette esecek
Gö kûçûk dalgalı olup goriış iBaMıfiı 10 km dotaymda olacak
den hafif ara sıra orta kuvvette, yur-
dun batı kesımlemde aman zaman
kuvvetli olarak esecek. Oeniz»erde,
Akdenız ile Karadenc'de günbatısı
Buru
Çanaktale
Çorum
Demzk
A 3 23 Ges 2
A 33° W° Gûmuştıane B 27° 12° ftae
B 24° 14° Hakön A 32° 18° Samsun
A 33° 19° Ispafa A 30° 13° Sıırt
B 28° 15° Istantul Y 26° 18° Sınop
Y 26°16°tonır A 31° 20° Snas
A33°17°Kai5 B 2? TVaOai
A 29° 13° KasBmonu Y 24° 12° fabaKi
Y 25° M° Kaysen A 25° 10° 1Sjnc««
B 29° 15° Kjrtdare» V 28° 15° U ş *
B 27° 18° Korçıa A 28° 13° Van
B 26° 8°Kütahya A 25°12°Yozgal
A 32° 18° Malatya A 32° 16" ZongukS*
"yaflmurtu A-aç* B-buluUu G-jjüneşlı K-kanı S-sıslı Y-yajmuciu
BULMACA
SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5
1/ "— bir ağaç gibi
tek ve hür/ ve bir or-
man gibi kardeşçesi-
ne" (Nâzım Hik-
met). 2/ Karışık
renkli... Un, et ve
bamya ile yapılan
bir yemek. 3/ He-
nüz mayalanmamış
üzüm suyu... Bazı
dillerde ad ve eylem
çekimlerinde iki kişi
ya da nesneyi göster-
mek için kullanılan
tekil ve çoğuldan
farkh nicelik. 4/ Ba-
şansızlık, sonuçsuzluk... Bir nota. 5/
Batakhklarda yaşayan, balıkçıla ben-
zer iri bir kuş. 6/ Hatay ilinde bir ır-
mak... Fazla bön, avanak. 7/ Türk-
çede ilgi adılı... Köydeki işlerin elbir-
liğiyle bitirilmesi. 8/ Sarhoş ya da
külhanbeyi bağırması... Soyundan
gelinen kimse. 9/ Kestane ve fmdık
çubuklarıyla örülen kulplu sepet.
YUKARTOAN AŞAGlYA:
1/ "Gök parçası, dal demeti, kuş tü-
yü/ Alıştığımız bir şeydi —' (Cahit Sıtkı Tarancı). 2/ Eskimiş
giyecek... Büyük tepsi. 3/ "Mesela bir akşam üstüdür —/ Bah-
çeler ve dağlar üzre hükümran" (Ahmed Arif)... Satrançta bir
taş. 4/ Gözleri görmeyen... Oylumlu. 5/ Su... öğe, unsur. 6/
Istanbul'un eski adlanndan biri. 7/ Dar, uzun ve hafif bir yanş
kayığı... Iskambilde valeye verilen bir başka ad. 8/ Yetenek, be-
ceriklilik. 9/ Tarla faresi... Gözü doymaz, haris.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Orman mektebi
29 ACUSTOS 1931
Orman mektebi âlisinden
bu sene ancak on kişi
mezun olabilmiştir.
Zengin ormanlarımızın
idare ve ıslahı için lâakal
400 orman fen
memuruna ihtiyaç vardır.
Bu ihtiyaç karşısında bu
kadar mütehassis yetişmesi cidden şayani teessürdür.
Diğer taraftan mektebin kâfi malûmatla mücehhez
mezun yetiştirmediği beyan edilmektedir. Verilen bir
habere göre Orman mektebi mezunlarından bir efendi
mektepte mükemmel surette tahsilini ikmal ettikten sonra
ikmali tahsil için Fransa Orman mektebine gönderilmiş,
fakat orada tedris edilen dersleri kaldıramadığından
Türkiye'ye iade edilmiştir. Hatta Avrupa'daki maarif
müfettişi Orman mektebinin, talebeyi kâfi derecede
hazırlamadığına dair hükûmete bir de rapor vermiştir.
Mektep idaresi bunun sebebini lise tahsilinin gayrikâfi
olmasına atfetmektedir.
Yaptığımız tahkikata nazaran Orman mektebinin teşkilâtı
aynen Avrupa Orman mektepleri teşkilatına mutabıktır.
Hatta müderrislerin miktarı da o kadardır.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Alican'ın demeci
29 AGUSTOS 1961
YTP Genel Başkam Ekrem Alican |
ve arkada$ları bugün burada il
gençlik kongresinde bir konuşma
yapmış ve YTP'nin devlet
anlayışıru izah ederek hedef ve
gayenin "yeni Türkiyeyi bir refah
devleti haline getirmek" olduğunu
söylemiştir. Refah devleti anlamını
da Alican şu şekilde açıklamışür:
"— Nüfusun yüzde 95 ve belki de Ekrem Alican
daha fazlası Müslüman olan bu memlekette vatandaş
ihtiyaçlanmn maddi olanlan ile birlikte manevi
cephesinin de dikkat nazara alınması gerekir!'
Alican mütaakıben inkılap kavramı üzerinde durmuş ve
"inkılaplar fikrini şahsi çıkarları için bir istismar vesilesi
sayan ve inkılap kelımesini ağzından ve kaleminden eksik
etmemek suretiyle kendilerini inkılapçı ilân edenleri
ciddiye almamaktayız" demiştir.
Katanga'nın işgali
Birleşmiş Milletler Kuvvetleri bu sabahtan itibaren
Elizabethville'in bütün önemli merkezlerini işgâle
başlamışlardır. Radyo ve Katanga Silâhlı Kuvvetlerinin
genel karargâhı Birleşmiş Milletler Kuvvetlerinin kontrolü
altına girmiştir. Yakalanan 23 Belçikalı Subay
memleketlerine gönderilmek üzere Leopoldville'e sevk
edilmiştir. Katangalı Bakanlar bir takibata
uğramamışlardır.
Tevfik Fikret
Büyük Hürriyet Şairi Tevfik Fikret'in ölümünün 46.
yıldönümüne rastlayan bu günlerde, Galatasaray Lisesi
idarecileri, büyük şairin adına bir dernek kurmak ve
vasıyetine uyarak Eyup'teki bakımsız kabrinin Aşiyan'a
naklini sağlamak üzere faaliyete geçmişlerdir.
Bu münasebetle perşembe günü saat 15.30'da Galatasaray
Lisesinde bir toplantı tertip olunarak şehrimizin bütün
aydmları toplantıya dâvet edilmişlerdir.
GEÇEN YIL BUGUN CumhuriY
el
'Kuveyt 19. il'
29 AGUSTOS 1990
Irak, ilhak ettiği Kuveyt'i, 19. ili ilan ederken Kuveyt-Irak
sınırında bir toprak şeridine de Devlet Başkam Saddam
Hüseyin'in adını verdi. AA ve Reuter'ın Irak
hükümetinin yayın organı El Cumhuriyet gazetesine
dayanarak bildirdiklerine göre Kuveyt'in Irak'ın bir ili
haline gelmesi ve idari sınırların, güneydeki Basra
kentinden Körfez'e kadar genişletilmesi amacıyla bir
kararname yayimlandı.
Kararnamede, Kuveyt "ilinin", Kazımah, Al-Jahran ve Al-
Midaa olmak üzere üç bölgeye aynldığı belirtildi.
Kararname uyarınca, işgal öncesi Irak toprakları da
Kuveyt Al-Abdaü sınır karakolunun birkaç kilometre
güneyine kadar genişletiliyor. Böylece, "Saddamiyat Al
Mitlaa" adı verilen yeni bir bölge oluşturuluyor.
Kahıre •'
DÜNYA'DA BUGÜN
AmsWdam B 25°
Amman A 34°
A&na
Bafidd
Barcttona
Basel
e«tgrad
Bertn
Bonn
Brûksel
BudapesB
Lemngrad
Odde
Dutn
FranJurt
Girm
Hefemta
Kahıne
p
KMn
Letoşa
A 29»
A 39°
A 30°
A 25°
A 26°
B 21°
B 23°
B 2*=
3 26°
A 29°
A 36°
A 43°
A 43°
B 26°
A 31°
B 23"
A 35»
B 20°
B 23°
A 32»
Madnc
Milano
Montreal
Mosfcma
Murnn
Pans
Prag
ftyad
Roma
Sofya
Şam
Tel Aviv
Tunus
Varseva
Y 22°
A 26°
A 39°
A 30°
Y 19°
B 25°
B 20°
B 27°
B 21»
A *«°
A 28°
Y 29°
A 35°
B 21°
A 30°
Vıyana
A 27°Zûnh
T4KTISMA
Bir Fotografa Altyazı
Şimdi, onun boşluğa uzanan eli, öyle algıhyorum ki kaygıyla
gösteriyor, boynuna geçirir gibi göğsüne halatı dolayan ellerin
hangi İcapıya uzanmaya hazırlandığını.
Pazardı ve sabahtı. Artık bırakılmış bir
bağın içinden aşağıya, asfalt yola indim.
Gazetemi aldım, aynı yoldan eve dönüyo-
nım. Yamaçta bir çeşme ve çeşmenin ya-
runda ceviz ağaa var. Gölgesine çömeldim.
Şöyle bir göz gezdirmek için açtım gazete-
yi. Elini bana uzatmış gördüm onu. (Cum-
huriyet, 25 Ağustos 1991.) Göğsüne dola-
nan halata asılı, uzağa (ve belkı geleceğe)
bakan gözlerindeki gülümseyişte, bir tari-
hin başlangıç amacı ile bitişindeki anlam
arasında, mantığı derinden sarsan karşıtlık
duyumsanabilirdi.
"Duyumsanabilir de" derken Nâzım'ın
dizesi akıverdi belleğimden: "Kimdin, ner-
den geldin, ne yapardın?"
Beiki çarlık nişanlarının, eski muslukla-
rın, pash kapı kollannın, yani hurdaların
arasına atılacaktı; belki de yeniden eritile-
rek ya bir kiliseye can (ya haç), ya da yeni
dünyanın artık tek egemeni "kapital"in ta-
pınağına kapı tokmağı olarak dökülecekti.
Askerliğim bitmiş, Ankara'ya dönmüş-
kendimi ve nerede durduğumu bilmek için
biraz da onu bilmek, öğrenmek gerektiği-
ni yeni yeni kavrıyordum.
Daha sonra bilecektim biraz da oydu iş-
gal altındaki Paris'in altınj ışıtan direniş-
çi. Madrid kapısında non passaran diyen
nöbetçi. Emekçilerin ozgürlük marşı. Ezi-
lenlerin bağımsızlık türküsü.
Cuntalar, darbeler, faşizmin zindanlan,
işkence hücreleri, darağaçları biraz da onu
durdurmak için döşenmedi mi tarihin yo-
luna!
Geçen yıldı. Noel'deydi. Frankfurt Be-
lediyesi'nin önündeki sütunlara yapıştırılan
kâğıtlardaki yazıyı çevirdi arkadaşım: Rus-
ya'ya yardım edin! Aynı sütunlara yapıştı-
rılmış posterlerde acı yüzüyle Gorbi. Yak-
laştun. Kimi 10 fenik atıyordu açılmış ku-
tuya. Oysa Altona İstasyonu'nda tuvaletin
kapı kolunu çevirebilmek için 20 fenik at-
mam gerekmişti, bacaklanmı birbirine sa-
rarak. Öl be! dedi içımdeki isyancı, öl da-
ha iyi! Nice insan öldü senin onurunu ko-
rumak için, insanın onurunu korumak için,
tüm. Yeni partilerin, yeni seslerin ve sözle- ^ ^o n u r u n u k o n ı m a k için. tşkencede, ip
rin havasıru solurken başkent, yem tanıdı- a ]t ı n c ja !
ğım bir dostun evinde karşılaşmıştım onun-
l blki l i l i kla. Belki yirmi yıl, belki otuz yıl gizlice ko-
runmuş bir kitap kapağının ustüne basılı
adıyla. Bölüm bölüm soğururken kitabı,
dünyanın üzerimden ağır ağır indiğini du-
yumsardım ve dünyanın üzerine oturma-
ya başladığımı da.
İkinci gençliğimi geçiyordum, ama ben
neydim, tarihin ve çağın neresinde duruyor-
dum, çok iyi bümiyordum o zaman. Jack
London'un Kurt Kanı'ndaki köpeğin so-
yundaki kurt olmadığımı biliyorum, ama
Şimdi, onun boşluğa uzanan eli, öyle al-
gıhyorum ki kaygıyla gösteriyor, boynuna
geçirir gibi göğsüne halatı dolayan ellerin
hangi kapıya uzanmaya hazırlandığını.
Çünkü diyor o, ben onları sevmeye yargı-
lıyıra! Bugün heykelimi yıkacak denli öz-
gür oldukları için yıkıyorlar heykelimi. Ça-
ra, soylulara, toprak beylerine, kiliseye ge-
leneksel bağlarla bağlı olmaktan kurtulduk-
ları, onlardan özgur oldukları için. Ama
kendileri özgür mü?
Insanlar bir bağımlıhktan (feodal ege-
menliğe bağımiılıktan) kurtulduktan üç çey-
rek yüzyıl sonra, bir başka bağımlıhğa
(uluslararası sermayenin egemenliğine bağ-
lanmaya) bir an önce ulaşmaya can atıyor-
larsa, bu, tarihin sorumluluğu olarak algı-
lanabilir mi? Çünkü biz, tarihsel süreçte on-
ları, ilkin feodal egemenliğin bağımlılığın-
dan kurtardık; ikincisi sermayenin egemen-
liğinden kendilerini koruyacak yolu açtık.
Onun içindir ki ne kendimi heykel yap-
tım, ne heykelimi kendim yaptım. Heykel-
de simgeleşen de ben değüim. Bir toplumun
ve bir çağın düşüncesidir, istencidir, inan-
cıdır, özlemidir. O toplumun ve çağın 'be-
ni'dir heykele yansıyan. Onun için de yıkı-
lan ben değilim, aşağı çekilen de.
Tunçta benim gövdeme benzeştirerek
simgeledikleri kendi tarihsel ve toplumsaJ
istençlerini, bir gövdeyi ipe çeker gibi bo-
ğarken neden böyle karnavaldaymış gibi çıl-
gınlaşıyorlar, gülüyorlar. Kime, neye? Ba-
na mı, kendilerine mi? Ya da kendi geçmiş-
lerine mi?
Çarlığın hapishanesinde halklann, henüz
göçebe ve çoban olan halkların da özgür-
leşmeleri için, kendilerini özgürce yönete-
cekleri, geleceklerini serbestçe belirleyecek-
leri bilgisiyle bilinçlenmeleri için savaşmış
olan milyonlarca insanın anısına guluyor-
larsa, yani onlar kendilerinin bilincine ve
özgüciine varmak yerine, her zaman bir
başka çar aramaktan kendilerini kurtara-
madılarsa, bugün adına kapital denen ye-
ni çarın ardından koşuyorlarsa, benim can-
sız boynuma sicim geçirerek bunca yıl pu-
suda beklemiş çağdaş (çardaş değil) çarın
pençesinde özgürleşeceklerse, yani benden
kurtularak kendilerini kurtaracaklarsa, tek
bir insanın kurtuluşuna bin heykel (im) fe-
da olsun!
MUZAFFER İLHAN ERDOST
Sol Yayınları Y önetmeni
BEM-SEN'DEN
BELEDİYE MEMURLARINA DUYURULUR
BEM-SEN olarak memuriann ekonomik, demokratik. sosyal ve özlük
haklarının alınması noktasınöa yûkselen mücadelemız ûrûnlerini ver-
meye beşladı.
29 Kasım 1990 yılından itibaren Büyükşerıir Belediye Başkanımız
Sayın Nurettin SÖZEN'le başlattığımız görüşmelerımtzi 28 Ağustos
1991 'de sonuçlandırarak aşağıda sıraladığımız haklanmızı kazanmış
bulunmaktayız.
Tüm Istanbul Belediye Memurları;
1- İ.E.T.T araçlarından cumartesi, pazar, tatil günleri ücretsiz,
2- Tramvaylardan indirimh,
3- Deniz otobüslerınden indirimli,
4- Şehir Tiyatroları'ndan indirimli,
5- Su'dan 12m
3
e kadar ücretsiz olmak üzere yararlanacaklardır.
Memurlara kira yardımı ise Resmi Gazete'de belirtılen zamanda
ödenrneye başlanılacaktır
Elde ettiğimiz bu kazanımlarımız bundan sonraki mücadelemızde
bizlere daha da gûç katacaktır.
ELMAS YALÇIN
TÜM BELEDİYE EMEKÇİLERİ SENDİKASI
GENEL BAŞKANI
Tel: 589 18 93
Anti-Arabesk Tatil.
Deniz, kum, güneş mükemmel.
Ortam özentisiz ve samimi.
Mekân güzel, müzik güzel,
_^yemekler güzel.
İstanbul Erkek Lisesi mezunlarına,
Opera-Bale ve Konservatuar
mensuplarına, öğretim üyelerine
ve Cumhuriyet okurlarına
indirimli.
Tel: 9 (6353) 2206
MOTEL AMPHORA
A l t ı n k u m - D i d i m
Sinema • Tiyatro • Gösteri
Ş>l>StTE |1<;69<T)
Bryojlu SINEPOP HU70 71)
ÇmSlFt.K-1 51S26 6OI
AnUra KIZILIRMAK (11BB3 23)
OO 13 30 16 0C-18 45 21 30
: CO 14 15-16 30-1845 21 00
" JO-13 30- !6 00-18 3C 2 T 00
2. HAFTA
S4TE ve ŞAFAK Sınemalan 5On s i j l e » KUM» ile Tfilenmışlır
NİNJA
KAPLUMBAGALAR
- 2 -Kahramanlarımız döndüler
6 Eylülde VVA
Bt! \İÜOÎ Forman FıSffh
MOZARTın 20O w\\
>erefıne b Oscarlı
AMADEUS
Kadıkör AS (3^6 00 S0'
:• x
Yılmaz Güney Anısına
SİLAH ve
NAMUS
co
O
J0T
SOYUNUNVE
SİLAHINIZA
SARM.IN!
Leslie Nielsen Priscilla Presley
UVT
IT1JU
T4
? O 0 4 5 6 3 t t < ? 5
100-1330-15DH7O-1900-:'
«3»«flD«3D2ai
"HE MARRY NG
EMEH İİUW») 1200-'
BEKS ÎM 01 13} '200-'
FAK S16 K«O> " t 00 '
KUN 112T
T« £*) '2 15'
Mİft 21 42 11) 2 -
ŞİŞÜ BELEDİYE BAŞKANLIfil KATKILARIYLA
HARBİYE AS SİNEMASI 23-29 Ağustos 1991
Kitap Sergısi • Toplu Fılm Gösterisi
CUMHURİYET KİTAP KLUBU • İFA • AS SİNEMASI Sunar
TANGOLAR/Fünınıl3 Stımıs
BENİM GÜZEL
ÇAMAŞIRHANEM/SF»'!
26 Hgıstos Ptısı
?r«j«ı«sa(1
12.00-14.15-16.30-18.45-21.30 Tel: 147 63 15
STANDARD FİLMCİLİK EırLI'lûsFDCMF
JULIA ROBERTS
Pretty Woman' ın unutulmaz yıldızı yine aşık oldu...
Yön: Oonald Pelrie
Ş4Şİİ KBMT 2 (141 6 2 03) 12 00-14 15-1630-18 45-21 30
OZGURLUK SAVAŞÇILARI
"IVpıtı Kıli|iinliT l>mtai"
i va iır Tr*z*3ix p
y â l u BEYOĞLU (151 32 40) 12 C0-U '5-16 3C-1 9 00-21 15
Kadıköy MODA (337 0128) 1: C1-i4 '5-16 3C 19 M-2ı 30
HARBİYE AS- 1 147 63 15
CLAUDE ZIDI ve FRANSIZ KOMEDİ FİLMLERI
30 Ağustos Cuma G I R G I R H A F İ Y E
31 Aiutm-ı Eyiui ŞAMATACILAR SINIFI
z-3 Eviui ŞAMATACILAR TATİLDE
4 5 Eyiul AVANTACILAR Les Pipoux)
12.00-14.15-16.30-18.45-21.30
Jack
London
BU FİLMEfiZELBC
ANKARA NOTLARI
MUST4FA EKMEKÇt
Aşırı Uçlar...
Friedrich Engels (1820-1895), "Almanya'da Köyiüler Savaşı"
yapıtında özetle şöyle der:
"Aşın uçta bir parti liderinin başına gelebilecek en kötü şey
hareketin, temsil ettiği sınıfın egemenliği ve bu sınıf egemen-
liğinin gerektirdiği önlemleri almak için henüz yeterince ol-
gunlaşmadığı bir zamanda iktidarı alma zorunda kalmasıdır.
Çünkü bu takdirde, yapabileceği şeyler, bütün geçmişiyle il-
keleri ve yakjn çıkarlarıyla çatışabilecektir. Yapması gereken
şeyler için uygulanabilir bir alanı yoktur. Bu yanlış duruma
düşenler, önüne geçilemez bir çıkmazdadırlar."
Engels'in burada, satır arasında sözünü ettiği "aşırı uçta-
ki parti lideri", Engels'in ölümünden sonra, Sovyet devrimi-
ni gerçekleştirecek olan Lenin'den başkası olabilir mi?
Sovyetler'de şimdi Lenin'in anıtlan yıkılıyor... Lenin, kısa ya-
sadı. (1870-1924); 1922'desayrılandı, uğradığı saldın sonra-
sında boynunda kalan kurşunun çıkanlması için ameliyat
masasına yattı. Ameliyatın ardından hızla iyileşme belirtileri
göstermesine karşın bir ay sonra bölümsel (kısmi) bir felç ge-
çirerek konuşma yeteneğini yitirdi. (Ana Britannica, cilt 14,
s. 338)
Lenin, şubat 1922'de Sovyetler'deki komünistlerin bugün-
kü durumlarını görmüş gibidir. Lenin, "Bir Yayıncının Notla-
n"nda şöyle der:
"Sosyalist bir ekonominin temellerini tamamlamak gibi
dünya çapında tarihi bir girişimi yanlışsız, gerilemesiz ya da
tamamlanamamış görevleri defalarca yeniden uygulamaya
sokmanın gerekeceğini var saymadan bıtirebileceğini düş-
leyen komünistlerin kesınlikle kaybedeceklerinı kabul etmek
gerekir. Buna karşılık hayaie ve cesaretsiziiğe kapılmadan,
her seferinde sıfırdan hareket ederek en zor görevlerın üs-
tüne gidebilmek için güç ve esneklıklenni koruyan komünist-
ler ise kaybetmeyecekler, büyük olasılıkla yok olmayacak-
lardır."
Başarısız "darbe" ginşiminden sonra dünya, Sovyetler'i tar-
tışıyor şimdi. Sosyalizmin Sovyetler'deki çınanna, kapitalizm
aşısı tutmadı! Ustalar, piyasa ekonomisinin böyle ülkelerde
en az elli yılda tutabileceğini söylüyorlar. Amerika'nın etki-
sinde kaJanlar, bunu birkaç yıla sığdırmak istediler. Türkiye1
yi "Küçük Amerika" yapmak isteyenler, şimdi neredeler?
Sovyetler, "Büyük Amerika" oldukça Amerika'nın ancak uşağı
olur! CIA boşuna mı uğraştı yıllardır?
Kimi solcuların vaktiyle "revizyonist" diye suçladıkları gö-
rüşfer, şimdilerde bir daha mı tartışılıypr? Adımlar Dergisi-
nin 23 Haziran 1989 sayısında. on beşinci sayfada Celâl A.
Kanat'ın yazısında şu tümceler vardı:
"Leninizmin, Marksizmin gelişmesindeki yasamsal bir aşa-
ma olduğu doğru olmakla birlikte Leninizmin bellı bir çağın
Marksızmi olduğu anımsanarak çağın dönüşümüyle birlikte
aşılması gereği ortaya çıkmıştır...
...Ülkenin, toplumun ve dünyanın sorunları dar sınıf bakı-
şıyla değil çağdaş, insani, ulusal ve evrensel bakış açılarıy-
la ele alınmalıdır. Bu, işçi sınıfı konumlannın yadsınmasını
değil, işçi sınıfının yaklaşım açısının genişletilmesini gerek-
tirir..."
İnsan sosyalizm için değil, sosyalizm insan içindir!
Ha, şunu bileydin!
1940'ların ortaları; Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nde
gençler Marksizmi, Leninizmi, sosyalızmi, kapitalizmi tarth
şıyorlar, zaman zaman aralarında sert tartışmalar, hatta kav-
galar çıkıyor. İsmaıl Hakkı Tonguç, olup bitenleri
cumhurbaşkan, olan ismet Paşa'ya anlatıyor:
— Paşam, böyle böyle, diyor. Isterseniz bu tartışmaları dur-
duralım! diyor.
Cumhurbaşkanı İsmet Paşa, karşılık veriyor:
— Bırak tartışsınlar Tonguç; onlar onu orada tartışamaya-
caklar da nerede tartışacaklar? Bırak, tartışsınlar..
Yine 194O'lı yıllar, belki de kırkların sonuna doğru. Nurul-
lah Ataç, cumhurbaşkanlığı çevirmeni olarak Çankaya Köş-
kü'nde çalışmakta. Belki de Ataç'ın yardımıyla ara sıra,
Ankara'daki aydınlar Çankaya Köşkü'nde toplanıyoriar. Bun-
lara yer yer Cumhurbaşkanı Inönü de katılıyor. Aydınlar tartı-
şıyorlar; Marks'tan, Lenin'den, Durkheim'dan, Freud'den söz
ediyorlar... İsmet Paşa, bir ara şöyfe diyor:
— Bu tartıstığınız, anlattığınız kişiler, yaşamlarında insan-
lığın yararına bir şey yapmışlar mı? '
Galiba Sabahattin Eyuboğlu, kesin bilmiyorum; "içlorin-
den biri diyelim şu karşılığı veriyor:
— Yapmışlar yapmasına Paşam, ama biraz aşırı gitmiş-
ler!
Bu yanıt üzerine İsmet Pşa mırıldanıyor:
— Keşke ben de iyi bir şey yapsam da aşırı gitsem!
İsmet Paşa'nın çok geçmeden, 1950'de dürüst bir seçim-
le iktidarı karşıtlanna bırakıp, muhalefete çekılmesi, o zama-
nın parmak ısırtacak, bir aşırı demokratik eylemiydi.
Muhalefeti göze almayan, demokrat sayılabilir mi? Onun ne
olabileceğınin adını varın siz koyun!
1980'den bu yana, seçim yasası kaç kez değiştirildi? Her
seçim bir "ANAP'ı kazandırma" amacıyla yapılıyormuş izle-
nimi uyanıyor yurttaşta. Yasa-
lar çıkarıhp, Yüksek Seçim Ku-
rulu uygulamacı durumuna
getiriliyor. 1982 Anayasası'nda
yargıç güvencesi yok ya da
yok denecek düzeyde. Özal-
lar'ın davasına bakan yargıç-
lar, Yargıtay'a gidiyorlar.
Yüksek Seçim Kurulu Başka-
nı ile üyeleri, Yargıtay'dan se-
çiliyor. Seçim yasasına göre
"bölgelere aynlma" işlemin-
den sonra, il içi seçim çevre-
leri ile üç kez oynandı.
Seçmenlerle adaylar, harm?'
gibi savruluyor. Bu konuyu,
geçen yazıda ortaya, ateşin or-
tasına bir buz kalıbı gibi attım!
Daha duracağım üzerinde...
Bursa Hâkimiyet gazetesin-
den, güngörmüş gazetecı Ne-
cati Akgün, sorduğu soruyla
Hacı TO'yü kızdırmış. Akgün'-
ün sorusu şöyle:
— Hep kendi dönemini
övüp, "ben ben" diyorsunuz.
Sizden öncekiler hizmet etme-
di mi? Bu cumhuriyeti Atatürk
kurmadı mı? Ortadireğin hali
belli. Dışarıdaki on binlerce iş-
çiye karşı taraf oluyorsunuz.
Hacı TÖ'nün yanıtı da ilginç
şöyle:
— Muhalefete düşmeden,
zirveden kendimi koruyarak
köşeme çekileceğim. Biz de
bu memlekette yavaşça sah-
neden çekiliriz. General
McArthur'un birsözü var: "Es-
ki askerler ölmez, yavaş yavaş
kaybolur giderler." Biz de öl-
meyiz, yavaş yavaş kaybolup
gitmesini biliriz...
146 97 38 • 132 64 26
ALEC BALDVVIN KIM BASINCER
Her erke^n b« zaa'ı ^ardır
Mılyarüer Chartey Pearfunk.
1
sanşındı guzeldı ve
"EVET" demeye bayc (
O T İ L
DÜNYA SİNEMASI 149 93 61-152 01 62
Yönetmen: Pat O'Conner
Bir İRA Militanının trajik aşk öykiisü
1 2 00-14.1 5-16 30-18.45-21 00
NOVA BARAN SİNEMASI
12 0O-14 M-17 00-19 30-21 45
14O 35 58 (Cinerama eğlence merkezr'Şışft»
KARYA SİNEMASI
542 1172
MET FİLM SUNAR
AL PACINÛ7
NASTASSIA KINSKI
REVOLUTION
B.K5» KABYA (M2 11 72)
12 00-1*15-1630-19 00-21 15
REKLAM FİLMİDAĞIT1MINDA
149 5O 33
İNGİLİZCEYİ
8 AYDA
KONUŞUN
Sizi Amerikalı
dostlarımızla tanıştıralım.
349 59 38
Nüfus kâğıtlarımızı yitirdik.
Hükumsüzdür.
SABAHA TTtN BUDAK
A YSUN BUDAK