23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/12 29 AĞUSTOS 1991 HAVA OURUMU TURKIYE'DE BUGÜN Devlet Meteoroloji Işleri Genel MC- dürtûjü'nden alınan bılgiye göre yurdun kuzey kesimlen parcalı bu- luttu. Marmara'nın kuzey ve doğu- su, Iç Anadolu'nun kuzeybattsı. Baü Karadeniz ile orö ve Doöu Karade- niz kıyten yaflışlı, diğer yerter az bu- lutlu ve açık geçecek. HA/A SICAK- LIĞI. DeSıştklık olmayacak. RÜZ- A 33° 21° Oyartakjr Y 26° 17° Edırn» A 36° 23° Erzıncan A 25°12°Erzunjm B 27° 11° Esfcset* Y 27° 13° GaaanBp A 31° 23° Gıresun A 36° 17° Manısa Y 29° 16° K Marcş 8 28°13°Meran B 26° 8°MuSla Y 26° 12° Mu? A 35° 20° Nıjde Y 26° 19° Oniu fta GAR Kuzey ve batı. yurdun flûney 6 ^ ^ a ^ , ^ yl,dız ^w m i a n saatte 10-21 deniz kesımlennde guney ve batı yönler- mjfi h c j a esKek ^ GâtC|r)de ^ aç|K g e ç e c e k RÜZ8âr guney ve batı yönlerden hafrf ara sıra orta kuvvette esecek Gö kûçûk dalgalı olup goriış iBaMıfiı 10 km dotaymda olacak den hafif ara sıra orta kuvvette, yur- dun batı kesımlemde aman zaman kuvvetli olarak esecek. Oeniz»erde, Akdenız ile Karadenc'de günbatısı Buru Çanaktale Çorum Demzk A 3 23 Ges 2 A 33° W° Gûmuştıane B 27° 12° ftae B 24° 14° Hakön A 32° 18° Samsun A 33° 19° Ispafa A 30° 13° Sıırt B 28° 15° Istantul Y 26° 18° Sınop Y 26°16°tonır A 31° 20° Snas A33°17°Kai5 B 2? TVaOai A 29° 13° KasBmonu Y 24° 12° fabaKi Y 25° M° Kaysen A 25° 10° 1Sjnc«« B 29° 15° Kjrtdare» V 28° 15° U ş * B 27° 18° Korçıa A 28° 13° Van B 26° 8°Kütahya A 25°12°Yozgal A 32° 18° Malatya A 32° 16" ZongukS* "yaflmurtu A-aç* B-buluUu G-jjüneşlı K-kanı S-sıslı Y-yajmuciu BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 1/ "— bir ağaç gibi tek ve hür/ ve bir or- man gibi kardeşçesi- ne" (Nâzım Hik- met). 2/ Karışık renkli... Un, et ve bamya ile yapılan bir yemek. 3/ He- nüz mayalanmamış üzüm suyu... Bazı dillerde ad ve eylem çekimlerinde iki kişi ya da nesneyi göster- mek için kullanılan tekil ve çoğuldan farkh nicelik. 4/ Ba- şansızlık, sonuçsuzluk... Bir nota. 5/ Batakhklarda yaşayan, balıkçıla ben- zer iri bir kuş. 6/ Hatay ilinde bir ır- mak... Fazla bön, avanak. 7/ Türk- çede ilgi adılı... Köydeki işlerin elbir- liğiyle bitirilmesi. 8/ Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması... Soyundan gelinen kimse. 9/ Kestane ve fmdık çubuklarıyla örülen kulplu sepet. YUKARTOAN AŞAGlYA: 1/ "Gök parçası, dal demeti, kuş tü- yü/ Alıştığımız bir şeydi —' (Cahit Sıtkı Tarancı). 2/ Eskimiş giyecek... Büyük tepsi. 3/ "Mesela bir akşam üstüdür —/ Bah- çeler ve dağlar üzre hükümran" (Ahmed Arif)... Satrançta bir taş. 4/ Gözleri görmeyen... Oylumlu. 5/ Su... öğe, unsur. 6/ Istanbul'un eski adlanndan biri. 7/ Dar, uzun ve hafif bir yanş kayığı... Iskambilde valeye verilen bir başka ad. 8/ Yetenek, be- ceriklilik. 9/ Tarla faresi... Gözü doymaz, haris. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Orman mektebi 29 ACUSTOS 1931 Orman mektebi âlisinden bu sene ancak on kişi mezun olabilmiştir. Zengin ormanlarımızın idare ve ıslahı için lâakal 400 orman fen memuruna ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç karşısında bu kadar mütehassis yetişmesi cidden şayani teessürdür. Diğer taraftan mektebin kâfi malûmatla mücehhez mezun yetiştirmediği beyan edilmektedir. Verilen bir habere göre Orman mektebi mezunlarından bir efendi mektepte mükemmel surette tahsilini ikmal ettikten sonra ikmali tahsil için Fransa Orman mektebine gönderilmiş, fakat orada tedris edilen dersleri kaldıramadığından Türkiye'ye iade edilmiştir. Hatta Avrupa'daki maarif müfettişi Orman mektebinin, talebeyi kâfi derecede hazırlamadığına dair hükûmete bir de rapor vermiştir. Mektep idaresi bunun sebebini lise tahsilinin gayrikâfi olmasına atfetmektedir. Yaptığımız tahkikata nazaran Orman mektebinin teşkilâtı aynen Avrupa Orman mektepleri teşkilatına mutabıktır. Hatta müderrislerin miktarı da o kadardır. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Alican'ın demeci 29 AGUSTOS 1961 YTP Genel Başkam Ekrem Alican | ve arkada$ları bugün burada il gençlik kongresinde bir konuşma yapmış ve YTP'nin devlet anlayışıru izah ederek hedef ve gayenin "yeni Türkiyeyi bir refah devleti haline getirmek" olduğunu söylemiştir. Refah devleti anlamını da Alican şu şekilde açıklamışür: "— Nüfusun yüzde 95 ve belki de Ekrem Alican daha fazlası Müslüman olan bu memlekette vatandaş ihtiyaçlanmn maddi olanlan ile birlikte manevi cephesinin de dikkat nazara alınması gerekir!' Alican mütaakıben inkılap kavramı üzerinde durmuş ve "inkılaplar fikrini şahsi çıkarları için bir istismar vesilesi sayan ve inkılap kelımesini ağzından ve kaleminden eksik etmemek suretiyle kendilerini inkılapçı ilân edenleri ciddiye almamaktayız" demiştir. Katanga'nın işgali Birleşmiş Milletler Kuvvetleri bu sabahtan itibaren Elizabethville'in bütün önemli merkezlerini işgâle başlamışlardır. Radyo ve Katanga Silâhlı Kuvvetlerinin genel karargâhı Birleşmiş Milletler Kuvvetlerinin kontrolü altına girmiştir. Yakalanan 23 Belçikalı Subay memleketlerine gönderilmek üzere Leopoldville'e sevk edilmiştir. Katangalı Bakanlar bir takibata uğramamışlardır. Tevfik Fikret Büyük Hürriyet Şairi Tevfik Fikret'in ölümünün 46. yıldönümüne rastlayan bu günlerde, Galatasaray Lisesi idarecileri, büyük şairin adına bir dernek kurmak ve vasıyetine uyarak Eyup'teki bakımsız kabrinin Aşiyan'a naklini sağlamak üzere faaliyete geçmişlerdir. Bu münasebetle perşembe günü saat 15.30'da Galatasaray Lisesinde bir toplantı tertip olunarak şehrimizin bütün aydmları toplantıya dâvet edilmişlerdir. GEÇEN YIL BUGUN CumhuriY el 'Kuveyt 19. il' 29 AGUSTOS 1990 Irak, ilhak ettiği Kuveyt'i, 19. ili ilan ederken Kuveyt-Irak sınırında bir toprak şeridine de Devlet Başkam Saddam Hüseyin'in adını verdi. AA ve Reuter'ın Irak hükümetinin yayın organı El Cumhuriyet gazetesine dayanarak bildirdiklerine göre Kuveyt'in Irak'ın bir ili haline gelmesi ve idari sınırların, güneydeki Basra kentinden Körfez'e kadar genişletilmesi amacıyla bir kararname yayimlandı. Kararnamede, Kuveyt "ilinin", Kazımah, Al-Jahran ve Al- Midaa olmak üzere üç bölgeye aynldığı belirtildi. Kararname uyarınca, işgal öncesi Irak toprakları da Kuveyt Al-Abdaü sınır karakolunun birkaç kilometre güneyine kadar genişletiliyor. Böylece, "Saddamiyat Al Mitlaa" adı verilen yeni bir bölge oluşturuluyor. Kahıre •' DÜNYA'DA BUGÜN AmsWdam B 25° Amman A 34° A&na Bafidd Barcttona Basel e«tgrad Bertn Bonn Brûksel BudapesB Lemngrad Odde Dutn FranJurt Girm Hefemta Kahıne p KMn Letoşa A 29» A 39° A 30° A 25° A 26° B 21° B 23° B 2*= 3 26° A 29° A 36° A 43° A 43° B 26° A 31° B 23" A 35» B 20° B 23° A 32» Madnc Milano Montreal Mosfcma Murnn Pans Prag ftyad Roma Sofya Şam Tel Aviv Tunus Varseva Y 22° A 26° A 39° A 30° Y 19° B 25° B 20° B 27° B 21» A *«° A 28° Y 29° A 35° B 21° A 30° Vıyana A 27°Zûnh T4KTISMA Bir Fotografa Altyazı Şimdi, onun boşluğa uzanan eli, öyle algıhyorum ki kaygıyla gösteriyor, boynuna geçirir gibi göğsüne halatı dolayan ellerin hangi İcapıya uzanmaya hazırlandığını. Pazardı ve sabahtı. Artık bırakılmış bir bağın içinden aşağıya, asfalt yola indim. Gazetemi aldım, aynı yoldan eve dönüyo- nım. Yamaçta bir çeşme ve çeşmenin ya- runda ceviz ağaa var. Gölgesine çömeldim. Şöyle bir göz gezdirmek için açtım gazete- yi. Elini bana uzatmış gördüm onu. (Cum- huriyet, 25 Ağustos 1991.) Göğsüne dola- nan halata asılı, uzağa (ve belkı geleceğe) bakan gözlerindeki gülümseyişte, bir tari- hin başlangıç amacı ile bitişindeki anlam arasında, mantığı derinden sarsan karşıtlık duyumsanabilirdi. "Duyumsanabilir de" derken Nâzım'ın dizesi akıverdi belleğimden: "Kimdin, ner- den geldin, ne yapardın?" Beiki çarlık nişanlarının, eski muslukla- rın, pash kapı kollannın, yani hurdaların arasına atılacaktı; belki de yeniden eritile- rek ya bir kiliseye can (ya haç), ya da yeni dünyanın artık tek egemeni "kapital"in ta- pınağına kapı tokmağı olarak dökülecekti. Askerliğim bitmiş, Ankara'ya dönmüş- kendimi ve nerede durduğumu bilmek için biraz da onu bilmek, öğrenmek gerektiği- ni yeni yeni kavrıyordum. Daha sonra bilecektim biraz da oydu iş- gal altındaki Paris'in altınj ışıtan direniş- çi. Madrid kapısında non passaran diyen nöbetçi. Emekçilerin ozgürlük marşı. Ezi- lenlerin bağımsızlık türküsü. Cuntalar, darbeler, faşizmin zindanlan, işkence hücreleri, darağaçları biraz da onu durdurmak için döşenmedi mi tarihin yo- luna! Geçen yıldı. Noel'deydi. Frankfurt Be- lediyesi'nin önündeki sütunlara yapıştırılan kâğıtlardaki yazıyı çevirdi arkadaşım: Rus- ya'ya yardım edin! Aynı sütunlara yapıştı- rılmış posterlerde acı yüzüyle Gorbi. Yak- laştun. Kimi 10 fenik atıyordu açılmış ku- tuya. Oysa Altona İstasyonu'nda tuvaletin kapı kolunu çevirebilmek için 20 fenik at- mam gerekmişti, bacaklanmı birbirine sa- rarak. Öl be! dedi içımdeki isyancı, öl da- ha iyi! Nice insan öldü senin onurunu ko- rumak için, insanın onurunu korumak için, tüm. Yeni partilerin, yeni seslerin ve sözle- ^ ^o n u r u n u k o n ı m a k için. tşkencede, ip rin havasıru solurken başkent, yem tanıdı- a ]t ı n c ja ! ğım bir dostun evinde karşılaşmıştım onun- l blki l i l i kla. Belki yirmi yıl, belki otuz yıl gizlice ko- runmuş bir kitap kapağının ustüne basılı adıyla. Bölüm bölüm soğururken kitabı, dünyanın üzerimden ağır ağır indiğini du- yumsardım ve dünyanın üzerine oturma- ya başladığımı da. İkinci gençliğimi geçiyordum, ama ben neydim, tarihin ve çağın neresinde duruyor- dum, çok iyi bümiyordum o zaman. Jack London'un Kurt Kanı'ndaki köpeğin so- yundaki kurt olmadığımı biliyorum, ama Şimdi, onun boşluğa uzanan eli, öyle al- gıhyorum ki kaygıyla gösteriyor, boynuna geçirir gibi göğsüne halatı dolayan ellerin hangi kapıya uzanmaya hazırlandığını. Çünkü diyor o, ben onları sevmeye yargı- lıyıra! Bugün heykelimi yıkacak denli öz- gür oldukları için yıkıyorlar heykelimi. Ça- ra, soylulara, toprak beylerine, kiliseye ge- leneksel bağlarla bağlı olmaktan kurtulduk- ları, onlardan özgur oldukları için. Ama kendileri özgür mü? Insanlar bir bağımlıhktan (feodal ege- menliğe bağımiılıktan) kurtulduktan üç çey- rek yüzyıl sonra, bir başka bağımlıhğa (uluslararası sermayenin egemenliğine bağ- lanmaya) bir an önce ulaşmaya can atıyor- larsa, bu, tarihin sorumluluğu olarak algı- lanabilir mi? Çünkü biz, tarihsel süreçte on- ları, ilkin feodal egemenliğin bağımlılığın- dan kurtardık; ikincisi sermayenin egemen- liğinden kendilerini koruyacak yolu açtık. Onun içindir ki ne kendimi heykel yap- tım, ne heykelimi kendim yaptım. Heykel- de simgeleşen de ben değüim. Bir toplumun ve bir çağın düşüncesidir, istencidir, inan- cıdır, özlemidir. O toplumun ve çağın 'be- ni'dir heykele yansıyan. Onun için de yıkı- lan ben değilim, aşağı çekilen de. Tunçta benim gövdeme benzeştirerek simgeledikleri kendi tarihsel ve toplumsaJ istençlerini, bir gövdeyi ipe çeker gibi bo- ğarken neden böyle karnavaldaymış gibi çıl- gınlaşıyorlar, gülüyorlar. Kime, neye? Ba- na mı, kendilerine mi? Ya da kendi geçmiş- lerine mi? Çarlığın hapishanesinde halklann, henüz göçebe ve çoban olan halkların da özgür- leşmeleri için, kendilerini özgürce yönete- cekleri, geleceklerini serbestçe belirleyecek- leri bilgisiyle bilinçlenmeleri için savaşmış olan milyonlarca insanın anısına guluyor- larsa, yani onlar kendilerinin bilincine ve özgüciine varmak yerine, her zaman bir başka çar aramaktan kendilerini kurtara- madılarsa, bugün adına kapital denen ye- ni çarın ardından koşuyorlarsa, benim can- sız boynuma sicim geçirerek bunca yıl pu- suda beklemiş çağdaş (çardaş değil) çarın pençesinde özgürleşeceklerse, yani benden kurtularak kendilerini kurtaracaklarsa, tek bir insanın kurtuluşuna bin heykel (im) fe- da olsun! MUZAFFER İLHAN ERDOST Sol Yayınları Y önetmeni BEM-SEN'DEN BELEDİYE MEMURLARINA DUYURULUR BEM-SEN olarak memuriann ekonomik, demokratik. sosyal ve özlük haklarının alınması noktasınöa yûkselen mücadelemız ûrûnlerini ver- meye beşladı. 29 Kasım 1990 yılından itibaren Büyükşerıir Belediye Başkanımız Sayın Nurettin SÖZEN'le başlattığımız görüşmelerımtzi 28 Ağustos 1991 'de sonuçlandırarak aşağıda sıraladığımız haklanmızı kazanmış bulunmaktayız. Tüm Istanbul Belediye Memurları; 1- İ.E.T.T araçlarından cumartesi, pazar, tatil günleri ücretsiz, 2- Tramvaylardan indirimh, 3- Deniz otobüslerınden indirimli, 4- Şehir Tiyatroları'ndan indirimli, 5- Su'dan 12m 3 e kadar ücretsiz olmak üzere yararlanacaklardır. Memurlara kira yardımı ise Resmi Gazete'de belirtılen zamanda ödenrneye başlanılacaktır Elde ettiğimiz bu kazanımlarımız bundan sonraki mücadelemızde bizlere daha da gûç katacaktır. ELMAS YALÇIN TÜM BELEDİYE EMEKÇİLERİ SENDİKASI GENEL BAŞKANI Tel: 589 18 93 Anti-Arabesk Tatil. Deniz, kum, güneş mükemmel. Ortam özentisiz ve samimi. Mekân güzel, müzik güzel, _^yemekler güzel. İstanbul Erkek Lisesi mezunlarına, Opera-Bale ve Konservatuar mensuplarına, öğretim üyelerine ve Cumhuriyet okurlarına indirimli. Tel: 9 (6353) 2206 MOTEL AMPHORA A l t ı n k u m - D i d i m Sinema • Tiyatro • Gösteri Ş>l>StTE |1<;69<T) Bryojlu SINEPOP HU70 71) ÇmSlFt.K-1 51S26 6OI AnUra KIZILIRMAK (11BB3 23) OO 13 30 16 0C-18 45 21 30 : CO 14 15-16 30-1845 21 00 " JO-13 30- !6 00-18 3C 2 T 00 2. HAFTA S4TE ve ŞAFAK Sınemalan 5On s i j l e » KUM» ile Tfilenmışlır NİNJA KAPLUMBAGALAR - 2 -Kahramanlarımız döndüler 6 Eylülde VVA Bt! \İÜOÎ Forman FıSffh MOZARTın 20O w\\ >erefıne b Oscarlı AMADEUS Kadıkör AS (3^6 00 S0' :• x Yılmaz Güney Anısına SİLAH ve NAMUS co O J0T SOYUNUNVE SİLAHINIZA SARM.IN! Leslie Nielsen Priscilla Presley UVT IT1JU T4 ? O 0 4 5 6 3 t t < ? 5 100-1330-15DH7O-1900-:' «3»«flD«3D2ai "HE MARRY NG EMEH İİUW») 1200-' BEKS ÎM 01 13} '200-' FAK S16 K«O> " t 00 ' KUN 112T T« £*) '2 15' Mİft 21 42 11) 2 - ŞİŞÜ BELEDİYE BAŞKANLIfil KATKILARIYLA HARBİYE AS SİNEMASI 23-29 Ağustos 1991 Kitap Sergısi • Toplu Fılm Gösterisi CUMHURİYET KİTAP KLUBU • İFA • AS SİNEMASI Sunar TANGOLAR/Fünınıl3 Stımıs BENİM GÜZEL ÇAMAŞIRHANEM/SF»'! 26 Hgıstos Ptısı ?r«j«ı«sa(1 12.00-14.15-16.30-18.45-21.30 Tel: 147 63 15 STANDARD FİLMCİLİK EırLI'lûsFDCMF JULIA ROBERTS Pretty Woman' ın unutulmaz yıldızı yine aşık oldu... Yön: Oonald Pelrie Ş4Şİİ KBMT 2 (141 6 2 03) 12 00-14 15-1630-18 45-21 30 OZGURLUK SAVAŞÇILARI "IVpıtı Kıli|iinliT l>mtai" i va iır Tr*z*3ix p y â l u BEYOĞLU (151 32 40) 12 C0-U '5-16 3C-1 9 00-21 15 Kadıköy MODA (337 0128) 1: C1-i4 '5-16 3C 19 M-2ı 30 HARBİYE AS- 1 147 63 15 CLAUDE ZIDI ve FRANSIZ KOMEDİ FİLMLERI 30 Ağustos Cuma G I R G I R H A F İ Y E 31 Aiutm-ı Eyiui ŞAMATACILAR SINIFI z-3 Eviui ŞAMATACILAR TATİLDE 4 5 Eyiul AVANTACILAR Les Pipoux) 12.00-14.15-16.30-18.45-21.30 Jack London BU FİLMEfiZELBC ANKARA NOTLARI MUST4FA EKMEKÇt Aşırı Uçlar... Friedrich Engels (1820-1895), "Almanya'da Köyiüler Savaşı" yapıtında özetle şöyle der: "Aşın uçta bir parti liderinin başına gelebilecek en kötü şey hareketin, temsil ettiği sınıfın egemenliği ve bu sınıf egemen- liğinin gerektirdiği önlemleri almak için henüz yeterince ol- gunlaşmadığı bir zamanda iktidarı alma zorunda kalmasıdır. Çünkü bu takdirde, yapabileceği şeyler, bütün geçmişiyle il- keleri ve yakjn çıkarlarıyla çatışabilecektir. Yapması gereken şeyler için uygulanabilir bir alanı yoktur. Bu yanlış duruma düşenler, önüne geçilemez bir çıkmazdadırlar." Engels'in burada, satır arasında sözünü ettiği "aşırı uçta- ki parti lideri", Engels'in ölümünden sonra, Sovyet devrimi- ni gerçekleştirecek olan Lenin'den başkası olabilir mi? Sovyetler'de şimdi Lenin'in anıtlan yıkılıyor... Lenin, kısa ya- sadı. (1870-1924); 1922'desayrılandı, uğradığı saldın sonra- sında boynunda kalan kurşunun çıkanlması için ameliyat masasına yattı. Ameliyatın ardından hızla iyileşme belirtileri göstermesine karşın bir ay sonra bölümsel (kısmi) bir felç ge- çirerek konuşma yeteneğini yitirdi. (Ana Britannica, cilt 14, s. 338) Lenin, şubat 1922'de Sovyetler'deki komünistlerin bugün- kü durumlarını görmüş gibidir. Lenin, "Bir Yayıncının Notla- n"nda şöyle der: "Sosyalist bir ekonominin temellerini tamamlamak gibi dünya çapında tarihi bir girişimi yanlışsız, gerilemesiz ya da tamamlanamamış görevleri defalarca yeniden uygulamaya sokmanın gerekeceğini var saymadan bıtirebileceğini düş- leyen komünistlerin kesınlikle kaybedeceklerinı kabul etmek gerekir. Buna karşılık hayaie ve cesaretsiziiğe kapılmadan, her seferinde sıfırdan hareket ederek en zor görevlerın üs- tüne gidebilmek için güç ve esneklıklenni koruyan komünist- ler ise kaybetmeyecekler, büyük olasılıkla yok olmayacak- lardır." Başarısız "darbe" ginşiminden sonra dünya, Sovyetler'i tar- tışıyor şimdi. Sosyalizmin Sovyetler'deki çınanna, kapitalizm aşısı tutmadı! Ustalar, piyasa ekonomisinin böyle ülkelerde en az elli yılda tutabileceğini söylüyorlar. Amerika'nın etki- sinde kaJanlar, bunu birkaç yıla sığdırmak istediler. Türkiye1 yi "Küçük Amerika" yapmak isteyenler, şimdi neredeler? Sovyetler, "Büyük Amerika" oldukça Amerika'nın ancak uşağı olur! CIA boşuna mı uğraştı yıllardır? Kimi solcuların vaktiyle "revizyonist" diye suçladıkları gö- rüşfer, şimdilerde bir daha mı tartışılıypr? Adımlar Dergisi- nin 23 Haziran 1989 sayısında. on beşinci sayfada Celâl A. Kanat'ın yazısında şu tümceler vardı: "Leninizmin, Marksizmin gelişmesindeki yasamsal bir aşa- ma olduğu doğru olmakla birlikte Leninizmin bellı bir çağın Marksızmi olduğu anımsanarak çağın dönüşümüyle birlikte aşılması gereği ortaya çıkmıştır... ...Ülkenin, toplumun ve dünyanın sorunları dar sınıf bakı- şıyla değil çağdaş, insani, ulusal ve evrensel bakış açılarıy- la ele alınmalıdır. Bu, işçi sınıfı konumlannın yadsınmasını değil, işçi sınıfının yaklaşım açısının genişletilmesini gerek- tirir..." İnsan sosyalizm için değil, sosyalizm insan içindir! Ha, şunu bileydin! 1940'ların ortaları; Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nde gençler Marksizmi, Leninizmi, sosyalızmi, kapitalizmi tarth şıyorlar, zaman zaman aralarında sert tartışmalar, hatta kav- galar çıkıyor. İsmaıl Hakkı Tonguç, olup bitenleri cumhurbaşkan, olan ismet Paşa'ya anlatıyor: — Paşam, böyle böyle, diyor. Isterseniz bu tartışmaları dur- duralım! diyor. Cumhurbaşkanı İsmet Paşa, karşılık veriyor: — Bırak tartışsınlar Tonguç; onlar onu orada tartışamaya- caklar da nerede tartışacaklar? Bırak, tartışsınlar.. Yine 194O'lı yıllar, belki de kırkların sonuna doğru. Nurul- lah Ataç, cumhurbaşkanlığı çevirmeni olarak Çankaya Köş- kü'nde çalışmakta. Belki de Ataç'ın yardımıyla ara sıra, Ankara'daki aydınlar Çankaya Köşkü'nde toplanıyoriar. Bun- lara yer yer Cumhurbaşkanı Inönü de katılıyor. Aydınlar tartı- şıyorlar; Marks'tan, Lenin'den, Durkheim'dan, Freud'den söz ediyorlar... İsmet Paşa, bir ara şöyfe diyor: — Bu tartıstığınız, anlattığınız kişiler, yaşamlarında insan- lığın yararına bir şey yapmışlar mı? ' Galiba Sabahattin Eyuboğlu, kesin bilmiyorum; "içlorin- den biri diyelim şu karşılığı veriyor: — Yapmışlar yapmasına Paşam, ama biraz aşırı gitmiş- ler! Bu yanıt üzerine İsmet Pşa mırıldanıyor: — Keşke ben de iyi bir şey yapsam da aşırı gitsem! İsmet Paşa'nın çok geçmeden, 1950'de dürüst bir seçim- le iktidarı karşıtlanna bırakıp, muhalefete çekılmesi, o zama- nın parmak ısırtacak, bir aşırı demokratik eylemiydi. Muhalefeti göze almayan, demokrat sayılabilir mi? Onun ne olabileceğınin adını varın siz koyun! 1980'den bu yana, seçim yasası kaç kez değiştirildi? Her seçim bir "ANAP'ı kazandırma" amacıyla yapılıyormuş izle- nimi uyanıyor yurttaşta. Yasa- lar çıkarıhp, Yüksek Seçim Ku- rulu uygulamacı durumuna getiriliyor. 1982 Anayasası'nda yargıç güvencesi yok ya da yok denecek düzeyde. Özal- lar'ın davasına bakan yargıç- lar, Yargıtay'a gidiyorlar. Yüksek Seçim Kurulu Başka- nı ile üyeleri, Yargıtay'dan se- çiliyor. Seçim yasasına göre "bölgelere aynlma" işlemin- den sonra, il içi seçim çevre- leri ile üç kez oynandı. Seçmenlerle adaylar, harm?' gibi savruluyor. Bu konuyu, geçen yazıda ortaya, ateşin or- tasına bir buz kalıbı gibi attım! Daha duracağım üzerinde... Bursa Hâkimiyet gazetesin- den, güngörmüş gazetecı Ne- cati Akgün, sorduğu soruyla Hacı TO'yü kızdırmış. Akgün'- ün sorusu şöyle: — Hep kendi dönemini övüp, "ben ben" diyorsunuz. Sizden öncekiler hizmet etme- di mi? Bu cumhuriyeti Atatürk kurmadı mı? Ortadireğin hali belli. Dışarıdaki on binlerce iş- çiye karşı taraf oluyorsunuz. Hacı TÖ'nün yanıtı da ilginç şöyle: — Muhalefete düşmeden, zirveden kendimi koruyarak köşeme çekileceğim. Biz de bu memlekette yavaşça sah- neden çekiliriz. General McArthur'un birsözü var: "Es- ki askerler ölmez, yavaş yavaş kaybolur giderler." Biz de öl- meyiz, yavaş yavaş kaybolup gitmesini biliriz... 146 97 38 • 132 64 26 ALEC BALDVVIN KIM BASINCER Her erke^n b« zaa'ı ^ardır Mılyarüer Chartey Pearfunk. 1 sanşındı guzeldı ve "EVET" demeye bayc ( O T İ L DÜNYA SİNEMASI 149 93 61-152 01 62 Yönetmen: Pat O'Conner Bir İRA Militanının trajik aşk öykiisü 1 2 00-14.1 5-16 30-18.45-21 00 NOVA BARAN SİNEMASI 12 0O-14 M-17 00-19 30-21 45 14O 35 58 (Cinerama eğlence merkezr'Şışft» KARYA SİNEMASI 542 1172 MET FİLM SUNAR AL PACINÛ7 NASTASSIA KINSKI REVOLUTION B.K5» KABYA (M2 11 72) 12 00-1*15-1630-19 00-21 15 REKLAM FİLMİDAĞIT1MINDA 149 5O 33 İNGİLİZCEYİ 8 AYDA KONUŞUN Sizi Amerikalı dostlarımızla tanıştıralım. 349 59 38 Nüfus kâğıtlarımızı yitirdik. Hükumsüzdür. SABAHA TTtN BUDAK A YSUN BUDAK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle