22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 AĞUSTOS 1991 KÜLTÜR-SANAT MöZAKT YILINDA SALZBURG FESTİVALÎ CUMHURÎYET/7 ODUL Türk sanatına ödül • KEMALPAŞA (AA) — Merkezi Fransa'da bulunan Uluslararası Sanat ve Sanatçılar Derneği'nin, keramik sanatı dalında duzenlediği yanşmada, Menemenli keramik ustası, yaptığı "Osmank Gubbeleri" adlı yapıt üe 29 ülke arasmdan birinciliğe değer görüldü. Uluslararası Sanat ve Sanatçılar Derneği tkirtci Başkanı Ümran Baradan'ın, Kemalpaşa'daki Çiniliköy'ünde yapılan ödül töreninde, Menemenli keramik ustası Vlustafa Yılmaz'a birincilik plaketini Dernek Başkanı Lui Vlarcel adına İzmir Fransız Konsolosluğu Kültür İşleri Sorumlusu George Triyandafeliss verdi. Törende konuşan deraeğin ikind başkanı Ümran Baradan, yaşayan Türk <anatını geliştirmek ve gunümuzde kaybolmaya yüz rutmuş Türk sanatlannı gun ışığına çıkarmak için yalışmalarının sürdüğünü söyledi. Uluslararası Sanat ve Sanatçılar Derneği tarafından düzenlenen 1991 keramik sanatı yanşmasında Turkiye birinci, îspanya ikinci, ttalya -se üçüncü oldular. GÖSTERİ OxforcTda Yunus Emre • LONDRA (Cumhuriyet) — Eskişehir Anadolu Üniversitesi ile Oxford Üniversitesi'nin ortak girişimi ile "Yunus Emre'nin 750. Doğumyıldönümü", 14-16 eylülde Oxford'da çeşitli etkinliklerle kutlanacak. Üniversitenin Ortadoğu tarih ve kültüru uzerinde uzmanlaşan okulu "St. Antony's College"de Yunus Emre'nin edebı kişıliği uzerinde Profesör Geoffrey Lewis ve İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi'nden Profesör Cevat Çapan birer konuşma yapacak. Etkinliklere Anadolu Üniversitesi Folklor Eİcibi de katılıyor. Üniversitenin tarihı "Bodleian" Kütüphanesi'nde Yunus Emre'ye ait yayınlardan oluşan bir sergi açılacak. Prof. Çapan, bir de Karagöz gösterisi sunacak. İMZA GÜNÜ Okur, yazanyla buluşuyor • Kültür Servisi — Cumhuriyet Kitap Kulubü'nun Beyoğlu Zambak Sokak'taki yeni merkezinde Altın Kitaplar yazarlannın imza gunleri başladı. Bugün saat 17.00-20.00 arasında Prof. Dr. özcan Köknel, Doç. Dr. llkay Kasatura ve Ahmet Tural kitaplarını imzalayacak ve okurlanyla söyleşecekler. Yarın da süren imza gunü saat 16.00-20.00 arasında gerçekleştirilecek ve yazarlar Gülten Dayıoğlu ve Atillâ Dorsay kitaplarını imzalayacaklar. Gazetemizin sinema yazan Atillâ Dorsay, "Benim Beyoğlum" kitabını ilk kez Beyoğlu'nda imzalayacak. Dorsay, "Kitapla Beyoğlu'nun bütünleşmesi gerekli, özlenen, kaçınılmaz ve de önlenemez bir olgudur" diyor. Cumhuriyet Kitap Kulübu'nde uyelere indirimli satışlar da sürüyor. TİYATRO 'Lüküs Hayat' Almanya yolcusu • Kültür Servisi — İstanbul Şehir Tiyatrolan'nca uzun bir süredir sahnelenen ve sayısız yurtiçi ve yurtdışı turneye çıkan "Lüküs Hayat", Almanya'ya gidiyor. "Lüküs Hayat", Almanya'da Turk işgücünün 30. yıldönümü nedeniyle Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen bir dizi kultur etkinliği çerçevesinde sahnelenecek. 1 eylülde yola çıkacak "Lüküs Hayat" ekibi, ilk oyunu 5 eylülde Münih'te sahneleyecek ve sırasıyla Duisburg, Herne, Paderborn, Gelsenkirchen, Sindelfingen ve Mannheim'ı dolaşacak. "Lüküs Hayat" ekibi 20 eylülde Turkiye'ye donecek. DERGİ IstanbuPun 4 yeni' yüzü • Kültür Servisi — Arkitekt dergisi, eylül ayında yayımlanacak 7. sayısında, Istanbul'daki mimarlık hareketinin son 10 yıllık dönemini kapsayan bir soruşturmayı "Istanbul'un Yeni Y'uzü" adı altında sunuyor. Dosyada Ishak Alaton, Özdemir Altan, Bedri Baykam, Behruz Çinici, Bedrettin Dalan, Atillâ Dorsay, Şakir Eczacıbaşı, Çelik Gülersoy, Yalçın Küçük, Gani Müjde, Orhan Pamuk, Nurettin Sözen ve Tan Oral'la birlikte bir grup mimar ve şehir planlamacısı kendilerine sunulan son on yılın yapılaşma fotoğraflanna goz atarak konuştular. İstanbul'daki mimarlık hareketlerine getirilen 22 değişik görüş, dergide "Manhattan Transfer" adlı forum bölümünde yer yer mizahi bir uslup içeriyor. UĞUR MUMCU KÜRT - İSLAM AYAKLANMASI 1919-1925 Mozartla pahalı bıüuşmaFestivaldeki 164 gösteriden 4O'ı Mozart operalarına ayrılmış. Merakh turistler, Mozart'ın doğduğu evin önünde kuyruğa giriyorlar. "Sihirli Flüt" operasımn ilk oynanışının yıldönümü de Mozart Yıh'yla birlikte kutlanıyor. YEKTA KARA SALZBURG — Dar cepheli, san boyalı evin küçücük pence- resinden aşağıya bakıyorum. Saat sabahın 9'u. Meraklı tu- ristler ellerindeki makineleri yu- karı doğrultmuş, birbirleriyle yarışırcasına fotoğraf çekmeye çalışıyorlar. Leooardo'nun 'Son Aksam Yemegi'ni kaldırıma çi- zen genç ressamı umursadıkla- n yok. Bir an önce üst kata ula- şabihnek için resmin üstünden atlayıp itiş kakış kuyruğa giri- yorlar. Tuvaleti, mutfağı dışar- da, 3 odalı mütevazı bir ev bu- rası. Müzik tarihinin en büyük us- talarmdan birinin, YVolfgang Amadeus Mozart'ın 1756 yılın- da soğuk bir ocak günü doğdu- ğu ev. Yan odaya geçiyorum. Işte küçük Wolfgang'ı yıllar yîü ısıtan çini soba, yatağı, notala- rı, mektuplan, diğer eşyaJan. Her yaştan, her ulustan kadın erkek, inamlmaz bir müzik aş- kıyla yamp tutuşan insanlar kal- kıp buraya, Sakburg'a gelmiş- ler. Amaçlan, ölümünün 200. yıldönümünde Mozart'la doya- sıya özlem gidermek; Mozart yı- lını tum coşkuyla kutlamak. Doğal guzelliği dillere destan Avusturya'nm batısında, Al- man sınınna çok yakın, 150 bin nüfuslu ufaak bir kent Salz- burg. Keşiş Dağı'nın eteklerine yaslanmış, Mozart'ı ve kumar- hanesiyle ünlü bir minik şehri dünyaca önemli kılan etkenlerin başmda hiç kuşkusuz Salzburg Festivali geliyor. Yöredeki ope- ra geleneğinin yanı sıra festiva- lin geçmişi de epey eski: Alpler'- in kuzeyindeki ilk opera temsili 1616 yılında Salzburg'da veril- miş. Değişik dönemlerde düzen- lenen çeşitli müzik şenliklerine süreklilik kazandırma düşüncesi ıse Richard Strauss, Hugo von Hofmannsthal, Max Reinhardt gibi sanatçıların çabasıyla ger- çekliğe dönuşmüş. Salzburg Festivali ilk kez 22 Ağustos 1920'de Reinhardt'ın sahneye koyduğu, Hofmann- sthal'in "Herkes" adlı oyunuy- la başlatılmış. O günden bu ya- na gjderek serpüip büyüyen fes- tival, kendi kadrosunu oluştur- makta, yeni oyun alanları yarat- DANS EŞlİĞtNDE 'REQLIEM' — Sal/burg F tMivali'nin en ilginç gösterilerinden biri de Mozart'ın "Requiem"inin dans eşli- ginde sunulmasıydı. Hamburg Balesi'nin usta dansçıları kendilerini Mozart'a kaptırıp dans ettiler. makta gecikmemiş. Ağıriık ti- yatrodan operaya kayarken bir- çok çağdaş yapıt oyun dağarı- na alınmış, Mozart odak nokta kılınmış, gösteri ve seyirci sayı- sında büyük artış sağlanmış. 26 Temmuz-31 Ağustos tarih- leri arasında gerçekleştirilen bu yılki Salzburg Festivali'nde top- lam 164 gösteri düzenlendi. Bu- nun 4O'ı Mozart operalarına ay- nlmıştı. Mozart'uı 7 büyuk ope- rası birden sunuldu. En seçkin yorumcular, izleri yıllarca bel- leklerden silinmeyecek konser- lerde, opera gösterilerinde Mo- zart'ı yeniden yaşattılar. Salz- burg'un dünya festivalleri için- deki öncü kimliği bir kez daha kanıtlandı. Ancak bütun bu ni- metlerden yararlanabilmek için ödenen ücret de rekor düzey- deydi: Adam başı 300 dolar (Yaklaşık 1 milyon 400 bin lira). İlk oynanışının yıldönümü Mozart yılıyla birlikte kutlanan "Sihirli Flüt", bestecinin gerçek kişiliğine ışık tutan değerli bir belge niteliği taşır. Bu son sah- ne yapıtını ölumünden biıkaç ay önce besteler Mozart. Önceki operalanna oranla farkh bir ça- hşmadır ortaya çıkan. Sanatçı soylu sınıftan kopmuş, sıradan seyirciye, sokaktaki adama yö- nelik düşünmüştür eserini. Her yaştan, her kesimden insanın kavrayabileceği, tad alabUeceği bir masal opcrası, bir şarkılı oyun sunar onlara. Kapkara kentauros görünü- munde muhafızlar, bambu ağaçlanyla iç içe girmiş dikili- taşlar, Brahman rahipleri, Mev- levi ayini, dört bir yana ışık sa- çan cam piramitler, sihirli flü- tün ezgüerini dinkyen devekuş- ları, arslanlar, leopar, kroko- dil... Ve iyiyle kötü, yaşamla ölüm, aydınlıkla karanlık ara- sındaki o bitmez tükenmez mü- cadele. Rejisör Johannes Schaaf'ın postmodern yorumu"Sihirli Flüf'ün özündeki karşıt özellik- leri iyice belirginleştiriyor. Çağ- daş sanatla Eski Mısır'ı, mito- lojiyi, Hindistan'ı yoğuran, doğa-akıl çelişkisini vurgulayan dekorlar ise gerçekten soluk ke- sici güzellikte. Mozart'ın şiirsel müziği dekoratör Rolf Glitten- berg'in yaratıcılığıyla beslenip görsel bir şölene dönüşmuş. Re- jinin yer yer dekora tutsak ol- ması kaçınılmaz son. 78 yaşındaki ünlü orkestra şe- fi Sir Georg Solü, "Sihirli Flüf'ün müzikal sorumluluğu- nu üstlenmiş. Bu yapıta ilişkin Salzburg'da oldukça eski bir geçmişi var Solti'nin. Sanatçı 54 >ıl önce henüz meslek hayatımn başuıda genç bir müzisyen iken Toscanini'nin idare ettiği "Si- hirii Flüt" prodüksiyonunda yer almış, orkestrada çelesta çalmış. Bu kez de çelestayı başkasına bırakmıyor Solti. Eserin 200. yıldönümünde hem çalıyor, hem idare ediyor. Sanatçı, ileri yaşın bilgeliğini yaptığı işe, yo- rumladığı müziğe yansıtabilen, buna karşın enerjisiyle, iç geri- limiyle genç kalmayı becerebil- miş ender şeflerden. Telaşa ka- pılmaksızın aldığı hız-b tempo- lar, dünyamn en iyi opera or- kestrası Viyana FUarmoni'ye yaptırdığı güzelim nüanslar, sahne üstuyle orkestra arasında kurduğu mükemmel denge Mo- zart yılma yaraşır bir "Sihirli Flüt" yorumu sağhyor. Mo- zart'm insan sevgisiyle dopdo- lu yüreği, Solti'nin coşkun duy- gulanm kamçüayip kâbuslannı- zı bile tatlı aşk düşlerine çevire- cek tmılar yaratıyor. Metin yazan Emanuel Schi- kaneder'in peri masalı, Aydın- lanma Çağı'nın idealleri, Mo- zart'ın ölümsüz müziği ve üst düzey yorumcular. tşte "Sihir- li Fliit"! Festivalin bir başka carpıa et- kinliği, koregrafisini John Neu- meier'in yaptığı "Requiem"di. Hamburg Balesi'nin usta dans- çılan kendilerini Mozart'a kap- tınp Neumeier'in ilginç koreg- rafisiyle dans ettiler. Böylece dünyada bir "ilk oynanış" ger- çekleştirilmiş oldu. Nişanlılan savaşa giden kız- lar ne yapar? Derhal yeni birer sevgili bulur elbet! Mozart-Da Ponte ikilisi şöyle kafalanna gö- re, gönüllerince yeni bir opera yapmak istediklerinde "Cosi Fan Tutte"de karar kılmış, "Kadınlar Böyle Yapar" demiş- ler. Demişler demesine de aslın- da kadm-erkek ilişkisini sorgu- lamaktan, "sadakat" kavramı- na açıklık getirmeye çalışmak- tan geri durmamışlar. Sonuçta çift anlamlı, biçim ve içerik açısından tümuyle yaratıl- dığı dönemi yansıtan bir "ko- mik opera" çıkmış ortaya. Re- jisör Michael Hampe de bu ope- rayı alıp Akdeniz ülkelerine öz- gü şiirselliği, coşkuyu ön plana çıkartan bir atmosfer oytınu ya- ratmış. Italyan dekoratör Mau- ro Pagano'nun da katkısıyla Napoli'nin sokak kahvelerinde dolaşıyor, iki kızkardeşüı yatak odasına kadar girip tutku dolu aşk oyunlarına tanıklık ediyor, gül bahçelerindeki entrikalan iz- liyoruz. Hampe'nin metin ve müzikteki ufaak ayrıntıyı bile gözardı etmeyen, sağlam oyaın- culuğa dayah rejisi her türlü öv- güye değer. The Style Council topluluğu, en iyiparçalarını yeni bir albümde topladı Bir dönemin ses fotoğrafları Ederi 22.000 TL. (Tek ısteklerde eden kadar posta \e\a damga pulu gonderilmesı) Isteme adresi TEKTJN YAY1NEVİ Cağaloglu-ISTANBUL Tel:527 69 69 The Ştyle Council'in en iyilerini bir araya getiren "The Singular Adventures of the Style Council" albümü, bir dönemin ruhunu en kahcı ses fotoğraflarıyla yakahyor. Grubun kurucusu Paul Weller siyasette muhalif, ama müzikte iktidar. YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM — Rock'm Ingiltere'- de 1960'ların başmda rampası blues idi; 1980'lerin başında ise hareket noktası soul oldu. Eğitim sisteminin olumlu ve olumsuz yönlerinden ötürii bireysel ba- ğımsızlık ve toplumsal büinç açılanndan ABD'deki "beyaz soydaşlanndan" hay- li ileride olan Ingiliz müzisyenleri, ok- yanus ötesinin çiğ ve diri siyah müziği- ni kendi yaratıcılıklarmı da işin içine ka- tarak yoğurdular. Her iki dönemde de ortaya içinde akıl unsurunu (da) taşıyan vurucu bir sentez çıktı. The Animals, Cream ve Traffic'ti bu- nun 1960'lardaki örnekleri. 1980'lerde blues itibannı bir parça yitirdi; imajın da önem kazandığı bu dönemde soul tü- rünü yakıt olarak seçen dört önemli İn- giliz grubu çıktı ortaya. Simply Red, The Styie Council, Scritti Politti ve The Blow Monkeys. Dördü de ilk gençliğini Pink Floyd, Genesis, Emerson Lake/Palmer ve Yes gibi "dinozorların" estetiğine başkaldırı olan punk soylemi içinde ya- İNCİLER DİZİLİ BtR KOLYE — The Style Council grubunun son albümü in- ciler dizili bir kolye. (Soldan sağa) piyanoda Mick Talbot, siyah şarkıcı Dee C Lee ve grubun kurucusu Paul VVeller albumde yine bir arada. şamış; sonra da blues'un misyonunu ta- mamladığını düşünerek diğer siyah esin kaynağı soul'a yönelmişti. The Style Council, bu yaklaşımm ilk temsücisiydi. Grubun kurucusu Paul VVeller, yeni serüvene atılırken, peşinde The Jam gibi bir grupla punk'ın en ka- hcı deneyimlerinden birini de bırakıyor- du. 1977'de beliren The Jam, The Who tutkunu genç yeıenek Paul Weller'in beste laboratuvanydı. "Sebepsiı asi" olarak ilk başlarda isim yapan bu grup, 1977-82 arasındaki sekiz albümlük kül- liyatımn son döneminde -"The Gift" ve "Snap" adlı son yapıtlarında- ulkenin sınıf sistemine kaygıyla meydan okuma- ya yöneldi. Ve peşinde bir yığm diri bes- te bırakarak tarihe karıştı. Aslında, VVeller'in soul -hatta caz- soylemine yonelmesi beklenmekteydi. Çünkü son uç 'Jam 45'liğinin, arkayüz- lerinde bu istek ifadesini bulmuştu. Weller, Merton Parka ve Dexy's Mid- night Runners ile çalışmış olan Mick Talbot'la The Style Councîl'i kurarken esnek bir grup yapısını da seçti. Bu ikili çekirdeği davul, arka vokaller ve basta değişik isimler destekledi; The Style Co- uncil'in tarzı bu yüzden daha geniş bir duzleme yayıldı. Renklerin tümünu içer- mese de tonlann arasındaki farklann al- tını sürekli olarak çizen bir tarz. The Style Council 1982-89 dönemini kapsayan faaliyetini beş albümle belge- ledi. Deneye açık oluşu nedeniyle dört dörtlük bir albüm çıkaramadığı yolun- da yaygın bir kanı var. Bu kanıya katıl- mak mümkün: Grubun en güçlü yapıtı "Our Favourite Shop"ta bile pırıl pırıl Weller bestelerinin yanında sönük bir- iki şarkı yer alıyor. Bir dönemin ruhunu en kalıcı ses fo- toğraflanyla yakalayan The Style Coun- cil'in bu en iyiler albümünü edinmek, müzikseverler için hacimli bir kazanç. En azından şunun için: Paul Weller si- yasette muhalif olmanm muzik yetene- ğinde iktidar olmakla, biçim ve biçem- de seçme özgürluğünü korumakla ger- çek anlamım kazandığını kamtlıyor. İyi müzik -varsa- mesajını da yüceltiyor çünkü. Yani, önce müzik. VEFAT Çetin Birgen'in, Meral Kaya'mn, Nılüfer Uras'm anneleri SEMIHA BIROE1N 28 Ağustos 1991 günü vefat etmiştir. Fatih Camii'nde ikindi namazı kılınıp, Edirnekapı şehitliğinde toprağa verilmiştir. Mevlâ rahmet eyleye. Mike Rafaelyan öldü • Kültür Servisi — Göruntü yönetmeni Mike Rafaelyan öldü. Sinemaya Acar Film Stüdyosu'nda laborant olarak başlayan Rafaelyan, 1949 yılında "Uçuruma Doğru'filmiyleilk defa kamera karşısına geçti. Meslekte 25 yıl aralıksız çalışan Yeşilçam'ın emektar görüntü yönetmeninin 'Kanlı Feryat', 'Hıçkırık', 'Aşk Izdıraptır', 'Mezanmı Taştan Oyun', 'Bu Vatanın Çocuklan', 'Son Beste', 'Karacaoğlan'ın Kara Sevdası', 'Denize tnen Sokak', 'Dişi Kurt', 'Sonbahar Yapraklan', 'İki Gemi Yan Yana', 'Cafer Bey\ 'Kiralık Katiller', 'Anneler ve Kızları' ve 'Bir Teselli Ver' çektiği filmlerdenbazıları. En başarılı çalışmalarını Atıf Yılmaz'la yapan Mike Rafaelyan 84 yaşındaydı. Antika ve Sanat Fuarı • İSTANBUL (AA)— Bu yü yedincisi yapüacak Uluslararası İstanbul Antika ve Sanat Fuan'yla ilgili çalışmalara başlandı. Fuarı düzenleyen Kültür ve Sanat Varuklannı Koruma ve Tanıtma Vakfı'ndan yapılan açıklamaya göre fuar ön çalışmaları süresince uzmanlardan oluşan değerlendirme kurulu, ücretsiz ekspertiz hizmeti verecek. Kurulun, vatandaşlann getirdiği eşyanın antika olup olmadığı, yıh, nasıl korunması gerektiği ve maddi değeri konusuda bilgi vereceği belirtilen açıklamada, satışa sunulmak için getirilen antika eşya ve değerlerin ekspertiz çalışması sonucu satış standına ya da müzayedeye alınabileceği kaydedildi. Kültür ve sanat eserlerini koruma altına almak, uluslararası platformda geniş kitlelere tanıtmak ve bilinçli koleksiyonculuğun yollarını göstermek amacıyla düzenlenen fuar, Yıldız Sarayı Silahhane binasında 31 ekim- 10 kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Fotoğraf sergisi • Kültür Servisi — Mülkiyeliler Birliği tstanbul Şubesi ve İstanbul Mülkiyeliler Vakfı, "Uluslararası Fotoğraf Sergisi"nin bu yıl 2'ncisini duzenliyor. FIAP (Fotoğraf Sanatı Uluslararası Federasyonu) kurallarınca düzenlenen serginin seçici kurulu Orhan Alptürk, Mehmet Bayhan, Tuğrul Çakar, Nejat Köknarer, Sefa Ulukan ve R. Gokhan Yalta'dan oluşuyor. Mülkiyeliler Birliği'nin 132'nci yıl kutlama etkinlikleri kapsamında olan serginin son katıhm tarihi 27 eylul ve tüm fotoğrafseverlere açık. 27 kasımda Ataturk Kultur Merkezi'nde açılacak olan serginin katüım formu; Muallim Naci Caddesi 153/A Kuruçeşme ya da PK. 45 Beşiktaş adresinden edinilebilir. Sinema söyleşileri • İSTANBUL (tÜHA) — Beyoğlu Sineması» sinemaseverleri, sinema emekçileriyle, yönetmenleriyle, senaristleriyle, oyuncularıyla, yazarlanyla tamştırmak, kaynaştırmak, iletişimi guçlendirmek amacıyla sinema sohbetleri duzenliyor. Sinema yazan Ali Hakan'ın yöneteceği söyleşiler her cutnartesi saat 17.00'de gerçekleştirilecek ve sezon boyunca devam edecek. Nur Sürer'in konuk olarak katıldığı ilk söyleşi 7 eylülde yapılacak. Sinemaseverlerin isteklerı doğrultusunda düzenlenecek olan söyleşilere 21 eylülde Atillâ Dorsay katılacak. Karel'in ilk kitabı • ANTALYA (AA) — Antalyalı öykü ve deneme yazan Neşe Karel, "Yalnız Kadın Irmağı" adlı ilk öykü kitabını yayımladı. 15 yıldır öykü ve deneme çahşmaları yapan yazar, kitabında 16 öyküsüne yer veriyor. "Yanlanmda insan sıcağı peşindeyim" diyen Karel, öykülerinde, gerçek yaşamdan alınan konulara yer verdiğini, bir gazete haberinin ya da tanık olduğu bir olayın, öykülerine konu olabildiğini söylüyor. Yazılarında kurgu payının çok az olduğunu belirten Karel, "Her an yaşadığımız, ama söyleyemediğimiz şeyleri yazıyorum" diye konuşuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle