14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 AĞUSTOS 1991 HABERLER Ders geçme ve kredi sistemi geldi Ortaöğretîme yeni düzenANKARA (Cumhuriyet Bü- rosa) — Ortaöğretımde, "ders geçme ve kredi sistemi" getirih- yor. Sisteme göre, suuf esası kal- dınlarak, yerine "yarıyü esası" getirüecek. Ortaöğretimde ilk iki yanyıl, yani lise birinci suuf, "yönebne" amaçlı olacak. Bu iki yanyılda yalmzca, "Türk dili, dfn kültüru ve ahlflk bilgisi, raa- tematik, yabancı dfl, Urih ve fen bilimkri" zorunlu olacak. Zo- runlu derslerden başansız olan öğrenciler, "projeü öd«v" vere- cekler. Milli Eğitim Bakanı Avni Ak- yol, ortaöğretimde "ölçme ve dcgeriendinne sistemi" calışma- lanru tamamladıklarını söyledi. Akyol, iki yü içerisinde tüm or- taöğretim kurumlannda "ders geçme ve kredi" sistemini yay- gınlaştırmayı hedeflediklenni beürterek "tlk etapta asteme be- nten geçebiecek okuBarda uygu- lama baştayacak" dedi. Yeni sis- temle öğrenride "suufta kalma" korkusunun bulunmayacağını acıklayan Akyol, ortaokuüarda, ilkokul ölçme ve değerlendirme sisteminin aynen uygulanacağı- nı kaydetti. Bu çerçevede, ilko- kulla, ortaokul programlannda bütunlüğe gideceklenni belirten Akyol, "Deferiendinnede ders degfl, suuf bütinuügu getirilmiş- tir. Ogrencinin yetistirUerek sı- nıfıaı geçmesi esas ahnacaktır" diye konuştu. Yeni sisteme göre, öğrenciler, zorunlu dersler dışında diledik- leri konuda seçmeli ders alabi- lecekler. Üçüncü, dördüncü, be- şinci ve altıncı yanyılda "Turk- iye Cıımhuriyeti lnkılap Tarihi ve AUtürkçülük", "Felsefe", "Din Kiütarii ik Ahlak BilgisT ve "MilU Güveaük" dersleri or- tak ve zorunlu ders olarak veri- lecek. Yönlenme sınıfı olan ilk iki yanyılda öğrencinin başarüı olduğu derslere göre, üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı ya- rıyıllarda "biyoloji, fizik, kimya" gibi diğer dersler yer ala- cak. "Ders geçme ve kredi sistemi- 'yle bir ders saati, bır kredi ye- rine geçecek. Bir yanyılda en az 15, en çok 30 saat (kredi) ders alınabilecek. Böylece öğrenci her yanyıl 30 saat ders alması halinde 2.5 yüda liseyi bitirebi- lecek. öğrenci, başaramadığı dersı isterse tekrar edebılecek, iste- mezse, yerine başka bir ders ala- büecek. Dersler, butunluğun ko- runabilmesi amacıyla birer ya- nyıllık olacak. Sistemde, az sa- yıda ortak, çok sayıda seçmeli ders bulunacak. öğrencinin, di- ğer bir ortaoğretim kurumun- dan veya ayrı programlardan ders alma imkânı verilecek ve okullar arası yatay geçiş sağla- nacak. Bu sistemle, orneğin meslek lisesınden "daktilo" der- si gibi dersler alınabilecek. Ders geçme ve kredi düzeni- nin uygulanmasını kolaylaştıra- bilmek amacıyla "egitim bölgeleri" kurulacak. Buna gö- re, her eğitim bölgesindeki farklı okullardan dersler alınabilecek, araç ve gereçler ortak kullanıla- cak. Çok programh okullar, ge- niş bır ders seçme imkânı sağ- ladığından yaygmlaştınlacak. Akyol, yeni sıstemin öğrencı- yı merkez aldığını savunarak "Sistem, çocuklan a>nı kalıba ve avnı ders yükunıin altına gir- me>e zoriamadığından suufta kalma sonınuna. başansızlığa çözüm getirmektedir" dedi. Sistemle haftalık ders saatinin ve çeşidinin azaltüdığmı ifade eden Akyol, şunlan söyledi: "Sistemin kuralları ve işieyi- şi, bakanlıgımızca aynntüı bir şekilde açıklanacak. Bu açıkla- ma her okulun öğretmenler ku- rulunda incelenecek. Kendi okuilanndaki şartlan uygnn bu- lan okullar, bu ogretim yılında lise 1. sınıftan başlamak iizere uygulamaya başlayacaklar." Sinop'tatazminatsız işe sonMersin Soda ve Kromsan: 290 işçi tazminatlı çıkarıldı. Paşabahçe Genel Müdürü Kâmil Başkaş görevinden istifa etti. TDÇİ'de 7 bin işçi toplu viziteye çıktı. Gediz Kömür îşletmeleri'ndeki 800 işçi ücret ve ikramiyelerini alamadıklan için viziteye çıktılar. ts-Sendika Senisi — lşten çı- kartmalara karşı direnen cam iş- çilerıne ilk işveren cezası Sinop Cam'dan geldi. lşten çıkartılan 90 arkadaşla- nnın geri ahnması için çalışma- »rak protestoda bulunan Sinop Cam fabrikası işçilerinden 30'u tazmmatsız işten çıkartıldı. Paşabahçe Şişe Cam Genel Muduru Kamil Başkaş görevin- den istifa etti. Cam Holding bünyesindeki ışyerlerinde çı- kartmalara karşı protesto ey- lemleri sürerken yeni tazminat- lı çıkartmalar da oldu. Mersın'- de kurulu Soda ve Kromsan tabrikalanndan Petrol-Iş Sendi- kası'na üye 290 işçi ışten cıkar- tıldı. İSDEMlR'de 7 bin çelik işçisi daha toplu vizite eylemi yaptı. Cam Holding bünyesinde ilk işten çıkartma uygulamasının yaşandığı Sinop Cam Fabrika- sı'nda, bayram öncesinde işçiler çeşitli protesto eylemleriyle, iş- ten çıkartmaları durdurmuşlar- dı. BayTam sonrasında Sinop Cam Fabrikasf ndan 90 işçinin işten çıkartılması üzerine arka- daşlannın geri alınması için 10 gündür uretim yapmayarak fab- rikada bekleyen işçilerden 30'unun işine önceki gun tazmi- natsız olarak son verildi. Fab- rikanın önunde Sinop Belediye Başkanı Ali Karagülle ile ilçe belediye başkanlan dernek ve sendika temsilcilerinin de katıl- dığı protesto gösterisi düzenlen- ' Sinop Cam Fabrikası Genel Müdüru Çetin Giiney, yuzlerce işçi ve aileleri tarafından protes- to edilerek istifaya çağrüdı. Kristal-îş Genel Eğitim Sekrete- ri tsmet Konuk, Sinop Cam Fabrikası'nda çıkartma yaşan- maması için diğer fabrikalar için imzalanan rakamlardan yüzde 20 daha duşuk bir ücret artışını kabul etmelerine rağmen 120 kişinin işten çıkartıldığını belirtti. Cam Holding'e bağlı Mersin ve Kromsan fabrikalannda dün işten çıkartılan 290 ışciye, işve- ren, mütahhit firma yanında daha duşük ücretle çalışmaları- nı önerdi. Bu işyerlerinde orgüt- lü Petrol-lş Sendikası Mersin Şube Başkanı Hahık Kınna So- da Fabrikası'ndan 138, Krom- san fabrikasından 152 kişinin işine son verildığıni bildirerek Şişe Cam Holding'in, tum işyer- lerinde mutaahitleşmeye yöne- lik işçi çıkarttığını savundu. Kırma, 2 milyon 700 bin lıra brut ucretle çalışırken işten çı- kartılan işçılere, işveren, müta- ahitlerin yanında 1 milyon 100 bin lira brut maaşla işbaşı yap- malarını önerdiğini söyledi. Paşabahçe Cam Fabrikası'n- da iki bin 700 işçi ve Beykoz halkıyla birlikte işçi ailelerinin direnişi 9. gune giriyor. Kara- volları, Kartal, Ümraniye, Üs- kudar ve Beykoz belediyelerin- de çalışan yuzlerce işçi Beykoz Belediyesinden, Paşabahçe Cam Fabrikası'na kadar alkış ve slo- ganlarla yurüyerek cam işcileri- ni desteklediler. Tekel Likör Fabrikası işçileri de bir kamyo- net meyva getirerek destek ziya- retinde bulundular. Kemal Turkler'in eşi Sabahat Türkler ve Refah Partisi Istanbul 11 Baş- kanı Tayjip Erdogan ile yöne- tim kurulu üyeleri, cam işçüerini ziyaret ettiler. Paşabahçe Şişe Cam Genel Müdürü Kamil Başkaş görevin- den istifa etti. işçi aileleri dun fabrika önundeki parkta "Ka- mil Bcy'in helvasını kavuruyo- ruz" diyerek helva yaptılar. Öte Soydaş devlettentoprakbekliyor ŞÜKRAN KETENCt Onlar toprağın olmadığı,kayalıkların oyulup toprak yerleşürilip ekildiği, bir kanş toprağın boş bırakılmadığı kültürden gelmişler. Günde ortalama on saat dışanda, arkasından evde durmadan çalışmaya alışmış, çahşmaktan korkmayan insanlar. şaşınyoruz.. den gelmiş akrabaların verilen Soydaşların devlet babadan toprağı işleme, ev yapma, son- nerede ise işten önce toprak is- ra da gelişmede, zenginleşmede temelerinde başka etkenler, ger- gösterdikleri başan, ıster iste- çekçilik de var: öncelikle çok mez özendiriyor, hırslandınyor. eski yıllarda toplu göce zorla- Soydaşlar, Türkiye'de bulun- nan akrabalarına serbest göç- duklan süreç içinde sadece da- men uygulaması yapılmamış, ha çok ve daha ucuza çalıştırı- toprak verilmiş. Bugün onlann labüdikleri için bazı özel sektör hepsi Türkiye'de belli bır yaşam işyerlerinin işe almada kendile- standardının üstündeler. Eski- rine öncelik tanıdığma tanık ol- ÇORLD — Bulgarıstan'dan ellerinde valizleri, birkaç günde, her şeylerini bırakarak göçe zor- lanan yuzbinler, kısa sureli bir konakiamanın ardından burada d,a tamamen kendi kaderkri üe baş başa kaldılar. Aradan geçen aylar yıflar sadece butun aile bi- reylerinin birden işsiz olmasını değil, bannacak bir yer bulma sorununu da hiç hafifletmerniş. Soydaşlar "uyum" kursunda ->ir araya gelince, yetkıli yetki- siz söz söyleyebilecek birilerini bulunca, dertlerini, beklentile- rini dile getiriyorlar. Devlet ba- badan en çok "toprak" istiyor- lar. Bu istemlerini çok güçlü ve çok haklı gören bir biçimde di- le getirmeleri, "Toprak istiyo- rnz. Devlet bize toprak vcrsin" diye bağırabilmeleri dikkat çe- kiyor. Devlet babadan toprak iste- meleri yıllar öncesinde kalmış haykınşlannı da çağnştınyor. 1969 yılında çok sınırh bir sayı- da göçe izin verildiğinde, yine gazeteci olarak ilk gelecek grup- la evlerinden çıkıp Türkiye'ye dönmek üzere Bulganstan'a git- miştim. Türkiye'ye göç özlemi kabaran yuzbinler evlerinden çıkmışlar, işlerini bırakmışlar, Türk konsolosluklannın önün- de turist vizesi ahp yola çıkabil- mek umuduyla günlerle, hafta- larla yatıp kalkmaya başlamış- lardı. Burgaz Konsolosluğu'nun önundeki parkta haftalardır ya- Up kalkan binlerle soydaşımız- la konuşuyorduk. "Niye bu kadar gehne koşnl- .ınnı zorinyorsunnz? Burada işioiz, eviniz var. Türkiye'de büyük issiaük" itirazımızı ağzı- mıza tıkıyorlardı. Hep bir ağız- dan çıkışıyorlardı: "Sizde boş topraklar var. Biz her işi yapar, her toprağı ekip biçeriz. tşten korkmayu. İşi biliriz..." Şimdi de çok farklı anlama gelmeyen çıkışlan var: "Devlet bize toprak versin. Biz evimizi keıdimiz yapar, eker biçer, işi- mizi kendimiz kuranz. Sonra borcumuzu da öderiz. Hem kendimizi kurtarır bem de Törkiye'yi kalkındınnz..." Toprağın olmadığı kayalıkla- nn oyulup toprak yerleştirilip ekildiği, bir kanş toprağın ger- çekten boş bırakılmadığı kültur- den gelmiş, günde ortalama on Saat dışanda, arkasından evde çalışmaya alışmış, çahşmaktan korkmayan insanlar bunlar. En yoksullannın bile çok ağır devlet işçiliğinin ardından ço- ğunlukla kendi yaptıklan iki kath kırmızı tuğlalı evleri, tama- men ekili, çiçek içinde ve her gün sokak önlerini yıkadıklan bahçeleri vardı. Kadın erkek ay- rımsız her işe alışmış bu insan- lAn, şimdi yoksulluk kadar dı- ıda ve içeride yapacak işin ol- maması korkutuyor, şaşırtıyor. Biz ise halen çoğunluğunun yıllardır işsiz olduğunu, çok ağır koşullarda yaşadıklaruıı bildiğı- miz bu insanlann, böylesine ağır bir yaz sıcağında, çok ka- labalık bir salonda terlerken ter kokmadıklanna, tenemiz giysi- lerine ve varlıklı görunümlerine muşlar. Bır de doktor, hemşıre gibi bazı meslek sahiplerinın işe yerleştırilmelen söz konusu ol- muş. Devlet babanın iş bulma- da yapmadığı katkıyı, borçlan- dırarak toprak vermede kolay- ca yapabileceğini, hatta beledi- yelerin bile bu anlamda olanak- lar tanıyabileceklerinı duşunu- yorlar. Aslında bu alanda hıç- bır şey yapılmamış da değil. Borçlandırarak kooperatiflere sokulmuşlar. Ancak işsiz olduk- lan ve parasız geldikleh için bu anlamda yapılan tahsislerden yararlanamamaktan yakınıyor- lar. Ve her şeyden önce de hâlâ devlet babanın durumlarına açıklık getirecek kararlardan kaçınmasından kaygılanıyorlar. Vatandaşuğa geçiş sorunlan or- tada. Bulgaristan'da kalan mal varhklan, orada çahştıklan yü- lann sosyal güvenük, emeklilik türunden haklan hepsi yanmış gibi gözüküyor. Oysa benzer butun durumlarda olduğu üze- re Turk devletinin ağırhğım koyması ile bu haklarımn önemli bır bölümunu kazana- bileceklerıni de bıliyorlar. yandan emeklilikleri geldiği hal- de çıkartılmayan 20 kalifıye iş- çi, arkadaşlarım desteklemek amacıyla emekliliklerini isteye- rek işten aynldı. Paşabahçe'de ışten çıkartılan 53 memura, üc- ret farkları ve sosyal yardım zammımn ödenmediği bildirüdi. Kazlıçeşme'de 9 aydır toplu- sözleşme bekleyen deri işçileri, cam işçilerini desteklemek ama- cıyla bir günlük iş bırakma ey- lemı yaptılar. Deri işverenlerini ve işten çıkartmalan kınayan iş- çiler "Paşabahçe yalnu degil- sin", "İşçi kıyunına son" diye sloganlar atarak işten çıkartılan ve 25 gündür fabrika önunde bekleme eylemi yapan 57 Der- kon işçisini ziyaret ettiler. tsdemir'de toplu vizite TDÇI'ye bağlı lskenderun Demir Çelık Fabrikası'nda ça- lışan 7 bin işçi, 9 ajfustosta gre- ve çıkma kararlarına rağmen hıçbır sozleşme teklıfınde bu- lunmayan kamu işvereren sen- dikası Kamu-lş'ı protesto ede- rek dün toplu viziteye çıktılar. Sabah 08.00 ile 16.00 saatleri arasında fabrikada uretim dur- du. Toplu vizite eylemine bu gün de devam edıleceği, 6 ağustos salı gunu işçilerin geniş katılı- mıyla lskenderun'da Öz Çelik- lş Sendikası'nca bır miting du- zenleneceği bildirüdi. Kütahya'da kurulu Gediz Madencüik, Gediz Kömür Işlet- mesi ve Çoban Madencüik ocaklarında çalışan Türkiye Maden-tş Sendikası'na üye top- lam bin 800 işçi, ücret ve ikra- miyelerini alamadıklan gerekçe- sıyle dün toplu viziteye çıktılar. MSB'de anlaşma Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı iş- yerlerinde çalışan yaklaşık 37 bin işçiyi ilgüendiren toplu iş sozleşmesi göruşmeleri anlaş- mayla sonuçlandı. Türk Harb-îş Sendikası ile kamu işveren sendikalanndan TÜH1S arasında dun imzalanan sözleşmeyle işçilerin ücretlerine bırincı 6 ayda ytızde 80 artı 300 bin lira, ikınci 6 ayda yuzde 30, üçüncü 6 ayda yüzde 30 ve dör- duncu 6 ayda da yuzde 25 ora- runda zam yapıhyor. 1 Mart 1991 tarihinden geçerh olarak yiırürlüğe girecek olan toplu iş sözleşmesiyle sosyal yar- dımlarda da artışlar sağlandı. Devlet Malzeme Ofisı (DMO) Izmıt muessesesinde çalışan Seluloz-iş Sendikası'na üye 198 işçiyi kapsayan toplu iş sozleş- mesi de ımzalandı. Sözleşmeyle işçi ücretlerine birinci yılın ilk altı ayında yüzde 137 oranında zam yapıldı. Seluloz-lş Sendikası ile Kamu-tş arasında vanlan anlaş- mayla DMO İzmit muessesesin- de çalışan 198 işçinin önceden ortalama brut 904 bin lira olan ucretlerıne birinci yılın ilk altı ayında yuzde 137 zam yapıldı. Seluloz-lş Sendikası ile Kamu-İş arasında vanlan anlaş- mayla DMO îzmit Muessesesi- nde çalışan 198 işçinin önceden ortalama brut 904 bin lira olan ücretlerine birinci yılın ilk altı ayında yüzde 137 zam yapıldı. (XX) SH1RT 000 BUGUN AIISIRMEN Nur-u Ayn Turgut Bey'in rahatsızlığı ile siyasal yaşamımızda birden ön plana çıkıverdı göz. Göz sözcüğü eskıden o kadar gözde değildi. Dıvan edebiyatı; kırma bır dil kullanır, anlatımda ya- lınlığa dudak büker, şatafata bayılırdı. Göz, Arapçası olan "ayn" sözcüğü ile anılırdı. Şairler, kımi karşı cinsten olma- yan, sevgililerıne "nur-u aynım" (gözumün nuru) diye sesle- nirlerdı. Göz nuru, insanın sahip olduğu en değerli şeylerden biri olduğundan, sevginin simgesi haline gelmesı de şaşırtıcı ol- mamalı. Dün okuduğumuz bir habere göre Ankaralı avukat Meh- met Celalettın Alpakan, Turgut Özal'ı devlet adamı olarak o kadar sevtyormuş ki, hastalığını duyar duymaz bir gözünün nurundan vazgeçmeyi ve gözlerınden birini Turgut Bey'e ver- meyi önermiş. Mehmet Celalettin Alpakan'ın gerçekten insanı duygulan- dıran önerisi beni yıllar öncesıne götürdü. 1973 yılı sonları- na doğru hapiste bulunan Çetin Altan'ın gözlerınden rahat- sızlandığı, hatta kör olma tehlikesıyle karşı karşıya olduğu haberi gelmışti. O günlerde Yeni Ortam gazetesinde yazmak- taydım. Bır gün gazeteye geldığimde okur mektuplanna ba- karken gençlerımızden bırinin, (ne yazık kı şu sırada adını unuttum) gözlerinden bırını Çetin Altan'a vermek istediğini belirten içten yazısıyla karşılaştım. Ne kadar duygulandığı- mı anlatamam. "Demek ki, diye düşündüm Çetin Altan bo- şuna yatmıyor. İnsanlar onun kendılerı için savaşım verdıği- ni bilıyorlar ve ona en değerli organlarını bağışlayacak ka- dar destek olmaya hazırtar." O heyecanla, mekiubu köşemde yayimladım ve gene oku- rumuzun iki gözunü birden açan bır yazara, tek gözunü ba- ğışlamasının soyluluğunu ve naklılığını vurgulamaya çalışan bır yazı yazdım. Neyse ki Çetin Altan'ın bu bağışa ihtıyacı olmadı. Bir süre sonra Cumhurbaşkanı Fahrı Koruturk, anayasanın kendisi- ne verdiğı yetkiyi kullanarak o gunlerın ünlü yazarım gözün- deki rahatsızlık nedeniyle salıverılmesini sağladı ve bir hak- sızlığın, bir ayıbın sona ermesıne yardımcı oldu. O zamanlar sağ basın Çetin Altan'a saldırmak için her fır- satı ganimet bilirdı Göz hastalığının da doğru olmadığını, Al- tan'ın hapisten çıkmak için bahane uydurduğunu ileri süre- rek kendılerıne gore gorüşler ılerı sürdüler. Haklı değillerdı. Olaylar onlann haksızlığını kanıtladı Ger- çekten de Çetin Altan'ın bakışında, görüşünde çok önemli bır değışme olduğu zamanla ortaya çıktı. Arada sırada, "gozünu bağışlamayı düşünen genç okurun şimdi nerede, acaba ne yapıyor, o ozverili onerısıni anımsı- yor mu?" diye düşünürum ve hâlâ o soylu davranış karşısın- da duygulanınm. Ama doğrusu ellilı yılların sonlanna doğru, Adana tarafla- rında bır yurttaşımızın, rahmetli Adnan Menderes ıçın oğlu- nu kurban etmeye kalkması bende aynı duyguyu uyandırma- dı. Pek ilkel, pek kanlı ve başkasının canını ortaya koyan bır davranıştı bu. Adnan Bey, hepımiz için utanç olan idama doğ- ru giderken de o yurttaştan bır ses. bır ah çıkssn diye çok bekledim. Çıkmadı. Turgut Bey'e bif gözunü bağışlamak ısteyen Ankaralı avu- kat Mehmet Celalettın Alpakan'ın gırışımı de duygulandıncı bir davranış. AvLkat yurttaşımız sıyasetle uğraşmadığını, her- hangı bir çıkar beklemediğıni belirttıkten sonra Ozal'ın Ata- türk ile İnönü'den sonra Türkiye'ye gelmiş en buyük devlet adamı olduğunu söylüyor ve bu gözün ona kendısınden da- ha çok gereklı olduğu yargısına varıyor. Haberın başlığım okuyunca, bağışın başka bır yararı da olduğunu düşündüm. Turgut Bey bir kez de olayiara vatan- daş gözuyle bakınca belkı gerçekleri başka türiü görecekti. Haberin ayrıntısına inince gördum ki Sayın Alpakan'ın ba- kışı ile Turgut Bey'ın arasında hıçbır fark yok. İş hukukçusu olduğunu söyleyen Bay Alpakan da Turgut Bey gibi son top- lu sözleşmede ışçilere verilen zamların yuteek olduğunu dü- şünmekteymış. Ûyle görülüyor ki Sayın Alpakan'ın gözü Turgut Bey'e tı- patıp uyacak, bir organ reddı soz konusu olmayacak. Turgut Bey'in, Mehmet Celalettın Bey'in gözüne gerek duy- mayacağını umuyor ve kendısine acıl şifalar dilıyoruz. Ama gerek duysa da, duymasa da Turgut Bey de sanırız Mehmet Celalettın Alpakan'ın gözunün nurundan bile vaz- geçmeyi göze alan sevgısınden çok duygulanmıştır. Mehmet Celalettin Alpakan butun kamuoyuna bır gerçeğı de gösterdi. Gerçi Turgut Bey'e kamuoyunda verilen destek ve gosterilen sevgı fazla değıldı. ama olan az sevgı de "az, ama oz sevgiydi." Az şey mı bu? KlSA KISÂ • Marmaris Jandarma Boluk Komutanhğı'nda "konuk" edilen Guney Asyalı 32 multecı Muğla'ya getırildı. Hintlilenn ulkelenne teslım edilmelennden sonra burada kalan Sri Lankalı ve Bangladeşlı multeciler, ulkeleri kabul edinceye kadar Muğla Valüiğı'nin konuğu olacaklar. • KKTC, Turkiye Cumhurıveti yurttaşı 6 aıleyi smırdışı etti. Beş yıl önce gıttikleri Magosa'nın Gelıncik koyunde oturan toplam 45 kişiden oluşan 6 ailenin 29 temmuzda yapılan bir baskın sonucu evlerinden alındıkları ve Mersın'e gonderüdikleri bildirüdi. Turkiye'deki yetkılıler, sınırdışının gerekçesi hakkında bılgı sahıbı olmadıklarını behrtirlerken KKTC makamlan konuyla ilgıli açıklama vapmadılar. • Diyarbakır Genele\i patronlarm, gosterilen yerlere taşınmayı kabul etmemesı uzerine belediye tarafından suresiz kapatıldı. Fatih Paşa mahallesı sakinlerının şikâyeti uzerine kent merkezine 8 kılometre uzakta yeni bır bina inşa edilmiş, genelevlerın buraya taşınması istenmişti. • Ankara'da Yeşüyurt Yapı Kooperatifi'nin Eryaman'daki inşaatında çalışan işçi Salim Çevik, dun sabah sıva yaptığı sırada, kurulmakta olan asansorun uzerine duşmesi sonucu oldu. • Sağlık Bakanı Yaşar Eryılmaz. dar gelırlı vatandaşlara kaynak yaratarak hastanelen de darboğaza sokmadan sağlık hızmetlerının götüruleceğini bildirdı. Bakan Eryılmaz. sağlık personelinin ozluk ve sosyal haklarında iyileştırmeler yapmanın da oncelıklı gorevleri arasında bulunduğunu soyledı. Bakan Er>ümaz, dun Ataturk Göğus Hastalıkları Hastanesi'ni ziyaret ederek Başhekim Operatör Dr. Mehmet Ünlu'den bilgi aldı. "Geleceğin Sigortası" Primlerinizi Yatırmayı Unutmayımz! ANADOLU HAYAT Genel Müdürlük Ankara Cad No 221 34430 Sırkecı Tel 511 42 80Fax 520 94 55 tST.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle