Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 2 AĞUSTOS 1991
Ykkovlev'den
uyan
• MOSKOVA (AA) —
SSCB Başkanı Mihail
Gorbaçov'un
danışmanlığından kendi
isteğiyle ayrılan
perestroykamn babası
Aleksander Yakovlev,
ülkedeki tutuculann
gerilemediklerini, yalnızca
yeni bir saldınya
hazırlanmak için mola
aldıklannı söyledi.
Yakovlev, SSCB'nin
reformcu gazetelerinden
Konsomolskaya Pravda'ya
yaptığı açıklamada, bu
tutucu odaklann,
yitirdikleri iktidan yeniden
ele geçirme özleminden
vazgeçmediklerini belirtti.
Arnavutlukia
yeni ilişkiler
• ANKARA (AA) —
Türkiye ile Arnavutluk
arasındaki ilişkiler giderek
daha yakın ve sıcak bir
hava kazanıyor. Dışişleri
Bakanı Safa Giray'ın resmi
çağnlısı olarak Ankara'ya
önceki gün gelen
Arnavutluk Dışişleri Bakanı
Muhamet Kapllani, "Bu
ziyaretimde, aramızdaki
özel ilişkilerin varlığı
vurgulandı" dedi. Kapliani,
Ankara ile Tiran arasında,
bir dostluk ve işbirliği
anlaşmasının tamamlanması
konusunda görüşbirligi
bulunduğunu da söyledi.
Büyükelçilik
önünde göeteri
• LONDRA (AA) —
Londra'daki Türkiye
Büyukelçiliği önünde
önceki gün açLk grevi
başlatan gösterici Türklerin
20'si gözaltına alındı. Polis
tarafından yapılan
açıklamaya göre
Türkiye*deki anti-terör
yasalannı protesto
ettiklerini bildiren ve geçiş
yollannı engelleyen
göstericiler, polisin yolun
açılması için müdahalede
bulunmasının ardından
gözaltına alındılar.
Pakistanlı
konuk
• ANKARA (AA) —
Pakistan Dışişleri Genel
Sekreteri Büyükelçi Akram
Zeki, çalışma ziyareti
jferçevesinde dün Ankara'ya
geldi. Dışişleri
r
Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada, konuk genel
sekreterin Ankara'da
temaslan sırasında Dışişleri
Bakanı Safa Giray ve
Dışişleri Bakanhğı
Müsteşan Büyükelçi özdem
Sanberk ile çeşitli
konularda görüş
alışverişinde bulunacağı
belirtildi. Açıklamada,
Ankara'da iki gün kalacak
genel sekreterin tstanbul'a
giderek, İslam ülkeleri
Dışişleri Bakanları
Konferansı'na katılacağı
kaydedildi.
Bulgar
Türkleri
• ANKARA (AA) —
Bulgaristan'dan Türkiye'ye
göç eden Türklerin, 1946
yılından sonra el konulmuş,
sahibi olduklan veya miras
yoluyla kendilerine intikal
eden tanmsal topraklarının
mülkiyetini elde
edebümeleri için bir yıl
içinde, toprağın bulunduğu
yerin belediye toprak
komisyonuna mülkiyet
haklannı kanıtlayan
belgeler ve bir düekçe ile
müracaatta bulunmaları
gerektiği bildirildi. Dışişleri
Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada, makul
sebeplerle süreyi kaçırmış
olanların, yasanın yürürlüğe
girmesi tarihinden sonra iki
yıl içinde ulusal toprak
kumlundan haklarının
iadesini isteyebilecekleri
belirtildi.
Rafsancani'nin
çagrısı
• TAHRAN (AA) — Iran
Cumhurbakanı Haşimi
Rafsancani, İslam
ülkelerinin Filistin halkımn
haklarının çiğnenmesine
izin vermeyeceğini söyledi.
Tahran radyosunun
haberine göre dün Tahran'a
gelen Endonezya Dışişleri
Bakanı Ali Alataş'ı kabul
eden Rafsancani,
Musluman mületlerin,
Amerika'nın Israil'i
desteklemek yoluyla
amaçlarına ulaşmasma da
olanak tanımayacaklarını
vurguladı. İran
Cumhurbaşkanı, "Bizim
endişemiz, Arap dünyasının
Körfez krizi nedeniyle
içinde bulunduğu
durumdan yararlanılarak
Filistin konusunda
Musluman mületlerin
aleyhine sonuçlar
doğuracak bir dayatma ile
karşılaşılması olasılığıdır"
dedi.
Irak'ın Kuveyt'i işgalinin birinciyıldönümünde, bölgede eski dengeler yeniden oluştu
Körfez'de değişen bir şey yokDış Haberler Servisi — Irak'ın Kuveyt'i işgalinin
üzerinden bugün tam bir yıl geçti. Bu sure içinde
dünya yeniden savaş rüzgârının etkısine girdi,
uluslararası ilişkilerde yeni kavramlar ortaya çıktı.
İşgalle başlayan Körfez bunalımı, Irak'ın Kuveyt'ten
17 ocakta başlayıp 25 şubatta tamamlanan askerı
hareketle çıkartılmasıyla sona erdi, ancak dunya
uzerinde ekonomik, askeri, siyasi alanda etkısinı
sürdurdu.
Temmuz 1990'ın son günlerinde Saddam Huseyin adı
dünya için fazla bir önem arz etmiyordu. Saddam,
Irak'ın petrolunu çalmakla suçladığı Kuveyt'i işgal
edebileceğini o gunlerde kimse tahmin etmiyordu.
Saddam, temmuz sonlarından başlayarak Kuveyt
sınırına 100 bin asker yığdı. Oğrenildiğinde artık çok
geçti. Irak tankları, 2 ağustos sabahı hıçbir dırenişle
karşılaşmadan kısa süre içinde Ku\e>t'e girdiler.
Kuveyt Emiri Şeyh Cabir El Ahmet El Sabah, çareyi
Suudi Arabistan'a kaçmakta buldu. Saddam Huseyin,
işgalden kısa sure sonra Kuveyt'i 19. ıl olarak Irak
topraklarına kattığını açıkladı.
Bu gelişmeler üzerine ABD, BM'yi harekete geçirerek
hemen hemen tum ülkelerin desteğiyle Irak'a karşı
ardı ardına kararlar aldırdı. Saddam'a Kuveyt'ten
çekilmesi için 15 Ocak 1991'e kadar sure tanındı.
Saddam, Kuveyt'i bırakmayacaklarını, gerekirse
savaşacaklarını açıkladı. Gerilim, 15 ocağa
gehndiğinde doruğa çıkmıştı. ABD onderliğindeki
muttefikler, Irak ve Kuveyt'teki hedeflere karşı 17
ocak gunu harekete geçtiğinde artık Saddam için de
çok geçti.
Muttefikler, 39 gün boyunca Irak hedeflerini havadan
bombaladılar. Ardmdan Suudi Arabistan'dan
başlatılan kara harekâtı ile Kuveyt özgürlüğüne
kavuşturuldu. Saddam yenilmişti.
ABD'nin tek super güç olarak çıktığı Körfez
bunalımı, Kuveyt'in ozgürluğune kavuşturulması ile
sonuçlanmıştı. Ancak şubattan bugüne kadar geçen
sure içinde Körfez bunalımının yarattığı ekonomik
kriz hâlâ etkisini sürdüruyor. Time dergisinin son
sayısmda yer alan şu ifade; dunyarun Irak'ı işgalinin
üzerinden geçen bir yılda ne durumda olduğunu çok
iyi özetliyor:
"Degdi mi?"
Irak, Kuveyt'ten çıkartıldı çıkartılmasına da Körfez'de
yeniden eski dengeler oluştu. Bölgede, demokrasi
ruzgârlarımn eseceğini umanlar, hayal kınklığına
uğradı? Şeyh Cabir, Saddam Hüseyin, Suudi
Arabistan Kralı ve diğer tüm liderler Körfez bunalımı
öncesindeki yerlerini ve konumlarını korudular.
Irak'ın Kuveyt'i işgali Ankara'yı birincil derecede etkiledi
Türkiye'ye ağır faturaKörfez krizinin başlamasından bu yana geçen bir
yılda ihracat, turizm, işçi ve taşımacılık
gelirlerindeki kayıplar ile ek petrol, savunma,
mülteci harcamaları gibi kalemlerde Türkiye'nin
toplam zararı 7 milyar doları buluyor... Bunun
karşılığında sözü alınan düşük faizli kredi ve
hibeler 4 milyar dolar düzeyinde kaldı...
Krizin dış politika açısından en önemli sonucunu
ise ABD ile "stratejik ilişki" adı altında yeni bir
işbirliği dönemine girilmesi oluşturdu... Bu
işbirliğinin belirleyici yönü, NATO dışı ikili
ittifak anlayışına dayanması ve Türkiye'deki
üslerin NATO amaç ye planları dışında
devreye sokulmasına olanak tanıması...
ANKARA (Cumhuriyet Bu-
rosu) — Irak'ın Kuveyt'i işgal et-
tiği 2 Ağustos 1990'dan bu ya-
na Türkiye, Körfez krizinden
"birincil" derecede etkilenen ül-
keler arasında yer alıyor. Krizin
Türkiye'ye bir yılhk faturası 7
milyar dolara erişti. Kriz boyun-
ca izlenen dış pohtikanın en
önemli sonucunu ABD ile
NATO-dışı ikili ittifak anlayışı-
na dayalı yeni bir işbirliği döne-
mine girilmesi oluşturdu. Kriz
politıkasının belirlenmesi ve yu-
rutülmesinde Cumhurbaşkanı
Özal'uı çoğunlukla "tek başına"
hareket etmesı, hukümetin dışış-
leri kadrolanrun ve TBMM'nin
devredışı bırakılması da son bir
yılın öne çıkan özelliklerinden-
di.
Körfez krizinin ilk yılmı de-
ğerlendiren siyasi ve diplomatık
gözlemciler, savaş öncesı, savaş
ve savaş sonrası aşamalan ayn
ayn ele alıyorlar. Saddam Hu-
seyin'in yönetimde kalması,
Irak'taki iç huzursuzluğun ve bu
ülkeye karşı uygulanan yaptı-
nmlann surmesi, krizin uçiıncü
aşamasmm halen devam ettiği
görüşüne yol açıyor. Bu üç aşa-
manın Türkiye açısından önemli
sonuç ve etkileri şöyle özetleni-
yor:
1) Savaş öncesi: Kayıpiar yuk-
sek, kararlar ciıretli — Krizin 2
Ağustos 1990'dan 17 Ocak
1991'e uzanan "savaş öncesı"
döneminde Türkiye'nin madd
kayıplan 3 milyar dolan aştı. BL
çerçevede ihracat kayıplan 4G0
milyon, ek petrol faturası 800
milyon, Kerkük-Yumurtalık bo-
ru hattırun kapanmasından kay-
naklanan kayıplar 100 milyon,
müteahhitlik hizmetleri kayıpla-
rı 125 milyon, taşımacılık gelir-
lerindeki kayıplar 200 milyon,
sınır ticareti kayıplan 100 mil-
yon, mülteciler için yapılan har-
camalar da 100 milyon dolar dü-
zeyine erişti.
Krizin ilk günlerinde Türki-
ye'nin gelişmelerden etkilenme-
sinin ölçüsünü de belirleyen si-
yasi adımlar Cumhurbaşkanı
Özal tarafından atıldı. Özal'ın
"telefon diplomasisi" yoluyla
başta ABD Başkanı Bush olmak
üzere liderlerle yuruttuğu temas-
lar sonucunda aldığı kararlar,
Türkiye'yi krizin aktif tarafla-
nndan birine dönüştürdu. BM
Guvenlik Konseyi'nin ambargo
karannı 7 ağustosta uygulama-
ya kovarak birçok ulkeyi geride
bırakan Türkiye, boru hattını
kapatma karannı Bağdat'a bil-
dirdiğinde bundan sadece Cum-
hurbaşkanı Özal ve dönemin
devlet bakanlarından Mehmet
Keçeciler haberdardı. Dönemin
Dışişleri Bakanı Ali Bozer, ko-
nuyu gazetecilerden öğrendi. Sa-
vaş öncesi altı aylık dönemle,
Turkiye"yi dört kez ziyaret eden
ABD Dışişleri Bakanı Baker,
Türkiye'nin askeri bir harekâta
yapabileceği katkılar konusunu
gundeme getirdi. Bu temaslarda,
Tncirlik Üssü'nün açılabileceği-
ne yönelik ilk sinyali veren An-
kara, daha sonra Kürt devleti se-
naryolannın engellenmesi gerek-
çesiyle ABD'ye tam askeri des-
tek sağladı. 12 ağustosta
TBMM'den bir dış saldırı duru-
munda askeri karşılık verme yet-
kısi alan hukumet, 17 ocakta sa-
vaşın başlamasına birkaç saat
kala, Türkiye topraldanndan bir
başka ulkeye yabancı askerler
tarafından harekât duzenlenme-
sine olanak veren 126 sayılı yet-
ki yasasmı TBMM'den geçirdi.
2) Savaş: İncirlik devrede —
Bir buçuk ay süren savaş sırasın-
da Türkiye, uluslararası koalis-
yon gücüne asker vermemesine
karşın, sıcak çatışma tehdidini
en çok yaşayan ülkelerden biri
oldu. Incirlik Üssü'nün ilk 24
saat içinde Kuzey Irak'a yönelik
saldınlarda kullanılmaya baş-
lanması Türkiye'ye bir füze sal-
dınsı olasılığmı gundeme getir-
di. Adana ve Diyarbakır başta
olmak uzere guney illerinde te-
dirgin gunler yaşandı. Irak yö-
netimi, bu dönemde Türkiye'yi
birkaç kez açık biçimde tehdit
etti.
Savaş günlerinde NATO ulke-
leri askerlerinden oluşan bir acıl
mudahale gücu Türkiye toprak-
larında bayrak gösterme ama-
cıyla bulunuyordu. Ayrıca ABD
ve Hollanda'ya aıt Patriot uçak-
savar füzeleri sınır boyuna yer-
leştirilmişti. Türkiye'nin savaşa
yönelik savunma harcamaları
ise bu alandaki planlanmış gider
düzeyınin 300 milyon dolar aşıl-
masına neden oldu.
3) Savaş sonrası: Bitmeyen
operasvonlar — Ateşkesın ila-
nıyla birlikte uluslararası koalis-
yon gücunun üyesi olan birçok
ulke için askeri operasyonlar ta-
mamlandı. Ancak Türkiye ilkin
sınırlarına yönelik 400 bin Ku-
zey Iraklının göç hareketi nede-
niyle düzenlenen huzur operas-
yonunda, daha sonra da bu ope-
rasyonun devamı niteliği belirti-
len Çevik Güç gırişiminde top-
raklarını yabancı ulke askerleri-
ne açtı. Türkiye sınırlarında ya-
şanan sığınmacı dramı, bir yan-
dan yuz mılyonlarca dolarhk
harcamalara neden olurken di-
ğer yandan da Türkiye'nin "dışa-
nda güç durumdakilere kapıla-
nnı kapatan ulke" imajına mah-
kûm olmasına yol açtı. Bu dö-
nemde Kürt sorununun ulusla-
rarası gündemin ön planına gel-
mesi de Türkiye'nin eleştirilere
uğramasına neden oldu.
Savaş öncesinde 3 milyar do-
larlık kayba neden olan kalem-
Ierdeki toplam zarar savaş son-
rasında 7 milyar dolara erişti.
Bu çerçevede Türkiye'ye taahhüt
edilen düşuk faizli Kredi ve hi-
beler ise 4 milyar düzeyinde kal-
dı ve bunların büyük böliımü
henüz işlerlik kazanmadı. Tur-
kiye, Körfez politikalannın kar-
şılığında "kaybı ve desteği kar-
şıbğında kazancı çok düşük" bir
ulke konumunda kaldı.
Kuveyt'in Irak tarafından işgalinin birinci yıldönümünde Kuveytliler dünjanın çeşitli yerlerinde Saddam karşıtı, Şeyh El Sabah yan-
lısı gösteriler düzenliyorlar. (Fotoğraf: REUTER)
KONUK YAZAR
Kıbrıs'ta çöztim nedir? Ne değildir?
Prof. Dr. EROL MANİSALI
(tC'Avrupa ve Orla-Doğu Araştırma Merkezı
Başkanı/
Başkan Bush'un once Yunanistan'a,
sonra Türkiye'ye gelişi Kıbns meselesin-
de spekülasyonların ve çözum beklentı-
lerinin artmasına neden oldu.
Kıbns "meselesi" aslında, 1974'te Yu-
nanistan'ın adayı işgalını onlemek için
Türkiye tarafından yapılan mudahale so-
nucu, ana çerçevesi ile çözumlenmiştir.
Rumlar da Turkler de kendi ayn >öne-
timleri altında, politik ve ekonomik öz-
gürlüklerine kavuşmuşlardır. Turk mü-
dahalesi, adaya surekli barış getirmiştır.
İki halk, kendi yonetimlerini kurmuş ve
1974'ten bugur.e kadar Rum tehditleri-
ne rağmen barış içinde yaşamışlardır.
Bugün çozum derken, çozulecek olan
nedir? Rumlar ve Yunanistan yanında
AT ve ABD adayı, yapay olarak birleş-
tirmek istiyorlar. Türk tarafına, "a>rı ve
bağımsız yaşayamazsınız" diyorlar. Ne-
den? Turk tarafı, eski cumhurıyetı ku-
ran iki ortaktan bırı ıdı, Rum yonetımi
tarafından dışlandı ve kendi yonetımini
kurdu. Atina ve Rumlar, uzun \adede
adayı ekonomik. politik \e askeri olarak
"Yunanlaştıracak", Turklerı kontrolleri
altına alacak kapıların aralanmasını is-
tiyorlar Bunun için de KKTC've Rum-
ların yeniden yerleştirilmes;, Türkiye'nin
garantorluğunun sulandırılması \e unı-
ler devlet modelımn hâkim kılınması yo-
nunde AT \e ABD'ye baskı yaptırıyor-
lar.
Bu arada, KKTC'den toprak talebin-
de bulunuyorlar. Bugün adanın °Io 36'sı
KKTC sınırları içindedir. Bu oranı, kü-
çültebildikleri kadar kuçultmek istiyor-
lar.
Adada Türkler için tek güvence olan
Turk askerinin, adadan çekilmesini sağ-
lamaya çalışıyorlar. Mevcut durumunu,
yani KKTC'nin ekonomik, politik ve as-
keri sınırlannın kemikleşmesini onlemek
Yunanistan'ın ve Rumlann temel hedefi
lanmasına yol açmaktır. Uzun vadelı he-
defleri budur. 1974'ten bugune kadar,
Türkiye'ye silah ambargosu koydurarak,
AT'de, Türkıye-AT ortaklık ilişkilerini
engelleyerek hem doğrudan doğruya bas-
kı yaratmışlar hem de ABD ve AT'nin,
istedikleri amaçlara yönelik olarak for-
mül empoze etmelerini de sağlamışlar-
dır.
Bush Atina'da, "adada mevcut durum
devam edemez" ifadeleri ile Yunanlıla-
Kıbrıs "meselesi" aslında 1974'te Yunanistan'ın adayı
işgalini onlemek için Türkiye tarafından yapılan
mudahale sonucu, ana çerçevesi ile çözumlenmiştir.
haline gelmiştir. Bir taraftan, adadaki
mevcut statunün kalıcı olmadığını ABD
ve AT'ye tekrarlatıyorlar, diğer yandan
da adanın uzun vadede Rum denetimi-
ne yavaş yavaş geçişini sağlayacak bir an-
laşmayı ımzalatmak istiyorlar.
Yunanistan'ın ve Rum yönetıminin,
Kıbrıs'ta sorunun çozumunden anladık-
ları ve bekledikleri budur. Yalnız bugun-
• kü Atina hükumeti değil, eski hükumet-
ler de bu niyetlerını açıkça dile getirdi-
ler.
Türkiye uzerinde baskı
Bu amaca ulaşmak ıçın ellerındekı en
onemlı ve tek silah, Türkiye uzerinde
baskı mekanizmalannı çalıştırmak, enın-
de sonunda boyle bir anlaşmanın imza-
rın ısteklerı doğrultusundaki tutumunu
surdurmuştür. Özellikle, Denktaş'ı ve
KKTC'nin varlığını yok saymaya çalışa-
rak, Yunanistan'ın isteklerı doğrultusun-
da tutum aldığını göstermiştir. Bush
Türkıye'de, "iki toplum" sozunü ise zo-
raki olarak kullanmıştır.
Cumhurbaşkanı Turgut Özafın, Kıb-
rıs politıkasını tek başına yürutmesı ve
Davos ile başlattığı "Türk-Yunan ilişki-
lerini diizeltme süreci" Yunanistan'ı ce-
saretlendirmiştir. Son olarak, 4'lu zirve
önerisi, Atina'da, hedefe goturecek ka-
pı arahklarını yaratacak bir ortamın ha-
zırlanabıleceği duşuncesinı gundeme ge-
tirmiştir
Yunanistan, Ozal'ın girişimleri \e
1974'ten beri yarattıkları baskı ortamı-
nın sonuç vereceği düşüncesi ile ABD ve
AT'den desteklerini arttırmalarını iste-
miştir.
Bush, 1991 sonuna kadar "sonınu
çözmeye çalışacağun" derken, Yunan ta-
rafı, istedikleri noktaya gelindiği inancı
içinde, alkış tutmuştur.
Sayın Özal'ın 20 Temmuz 1991'de Mil-
liyet gazetesinde, Sn. Derya Sazak ile
soyleşısınde, Kıbrıs'la ilgili olarak orta-
ya koyduğu gorüşler Yunanistan'a cesa-
ret vermekte ve baskıların sonuç verdiğı
izlenimini doğurmaktadır.
Sayın Özal, aynen şöyle diyor: "28 se-
nedir Türkiye'nin önünde duran ve Dı-
şişleri teşkilatımızın zamanının çok bü-
yük bir kısmını alan hadiseyi Türkiye
1
nin onunden kaldmrız". "soğuk savaş
donerni bittikten sonra birçok noktada
meseleler çozülmüştür" (Kıbns mesele-
sinin de çozulmesi gerekir anlamı çıkı-
yor), "çözüm için konjonktiir miisait
devresindedir."
Sayın Özal'ın bu ifadeleri, kendisinin
Kıbns konusunda, şu goruşlere sahip ol-
duğu ızenimini doğurmaktadır;
• "Bugunku statu de\am edemez. Kıb-
rıs meselesi çozulmelidir
• Kıbns meselesi, Türkiye'nin onune hep
engel getirmiştır. Dış ilişkılenmizde tı-
kanıklık yaratmıştır. Sırtımızdakı bu
kamburdan kurtulmamız gerekir.
• Bugun konjonkiur. sorunu çozmek
için çok uygundur!'
FOREIGN REPORT
Irakorchısu
güçleniyor
Dış Haberler Servisi — Ingi-
liz The Economist dergisinin
yan kuruluşu Foreign Report
bülteninin verdiği bilgiye göre
Irak ordusu eski gücüne yeniden
kavuşuyor. Ortadcr|u istihbarat
kaynaklarına dayanılarak veri-
len haberde Körfez savaşı sıra-
sında koalisyon güçlerince boz-
guna uğratılan Irak ordusunun
beklenenin de ötesinde bir hız-
la güçlendiğine dıkkat çekiliyor.
Söz konusu habere göre Ku-
veyt işgaline katılmayan 48 tu-
men daha da genişletilerek beş
kolorduda toplanmış.
Irak ordusunun Birinci ve Be-
şinci kolordulan Kuzey Irak'ta
bulunuyor. Beşinci Kolordu
içinde Erbil, Dahok ve Musul'-
da bulunan birlikler yer ahyor.
Bu birlikler Türkiye sınırına 40
km. uzaklıkta savunma amaçlı
biçimde konuşlandınlmış du-
rumda. Daha geniş olan Birin-
ci Kolordu ise pek öyle anahtar
sayılabilecek bir bölgede değil.
On üç tümenlik Birinci Kolor-
duda Başkanhk Muhafızlan'-
ndan oluşan dört tümenin yanı
sıra iki özel komando tugayı da
bulunuyor.
Ikinci Kolordu'ya bağlı yedi
tümen Bağdat yakınlannda tu-
tulurken yedi tümenlik Uçüncü
Kolordu Güney tran sırunnı ko-
ruyor. Cumhuriyet Muhafızla-
n'ndan kurulu iki tümenle bir-
likte altı tümeni bulunan Dör-
düncü Kolordu, Basra ile Suu-
di Arabistan stnınnı denetliyor.
İran sınırının diğer böiümü ise
Altına Kolordu tümenlerince
korunuyor. Merkezi Amara'da
bulunan Altıncı Kolordu'ya
bağlı tümenlerin dördü Şiilerle
savaşıyor.
48 tümenin on ikisini iyi ye-
tiştirümiş Cumhuriyet Muhafız-
lan oluşturuyor. Kuveyt'in işga-
lini başanyla gerçekleştirmiş ol-
makla övtlnen Cumhuriyet Mu-
hafızlan'mn özel adlan da var:
Birinin adı Tavvacalna (Tann'-
ya güveniyonız). Diğerleri ise
Bağdat, Kudüs, Mustafa, Fao
vb. adlar taşıyor.
KlBRISSORUNU
Ledsky Türk
görüşüne yakın
Y arın: Kabul edilmesi
zor noktalar
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosn) — ABD Dışişleri Bakan-
hğı'mn Kıbns Özel Koordinatö-
rü Nelson Ledsky, Ankara'da-
ki temaslannda Türk tezlerine
yakın bir anlayış sergiledi.
Cumhurbaşkanı Özal'ın dörtlü
toplantı önerisine "sıcak" bak-
tığınj ifade eden Ledsky, Rum-
Yunan tarafınm toplantı için
önkoşul saydığı "toprak tavizi"
konusunda da Türk yaklaşımı-
nı buyük olçüde destekledi.
Ledsky dün, sırasıyla Dışişleri
Bakanhğı Müsteşarı Büyükelçi
özden Sanberk, Bakan Safa Gi-
ray İkili Siyasi Işler Genel Mü-
dürü Büyükelçi Korkmaz Hak-
tanır ve yardımcısı Faruk Loog-
lu ile bir araya geldi. Bakanlık
yetkilileri, Ledsky ile temasla-
nn, BM Genel Sekreteri'nin
yardımcılan Camillion ve Feis-
sal'm Ankara ziyareti ertesinde
bir "durum degeriendirmesi"
seklinde geçtiğini belirttiler. Go-
rüşmelerde Ankara ve Washing-
lon'un Kıbrıs konusundaki son
yaklaşımlanna ilişkin göriiş aüş-
verişinin ötesinde, hiçbir yeni
plan ve önerinin ele alınmadığı
bildirildi.
Ledsky'nin dörtlü toplantıyı
destekledikleri yönundekı açık-
lamalannın yanı su"a toprak ko-
nusundaki yaklaşımı da Turk
yetkilileri memnun etti. Bu ko-
nudaki bir soruyu, toprak soru-
nunu ele ahnırken "taviı" sö-
zunü kullanmadığun vurgulaya-
rak, yanıtlayan Ledsky'nin, so-
runu çerçeve anlaşmasının 8 ana
maddesinden biri olarak nite-
lendirmesi ve bu konudaki
adımlann her iki tarafça atılma-
sı gerektiğine işaret etmesi
olumlu karşılandı.
Toprak konusunu sekiz mad-
deli paketin bütünlüğü içinde ele
almayı isteyen Turk tarafı, Rum
tarafının bu sorunun diğer mad-
delerden bağımsız olarak, once-
likle çozulmesi yönündeki vak-
laşunına karşı çıkıyor. Ledsky'-
nin dün Türk yetkililere ilettiği
görüşler de Rum tezlerine uzak
düşüyor.
Ledsky bu sabah Ankara'da
bir basın toplantısı duzenledik-
ten sonra Kıbns'a giderek, Rum
ve Türk tarafı ile ayn ayrı gö-
rüşecek.
YUGOSLAVYA
Avrupa
mudahale
edebilir
5
LONDRA (AA) — Lüksem-
burg Dışişleri Bakanı Jacques
Poos, Yugoslavya'nın parçaİan-
masırun engellenebilmesi için
Avrupa'nın askeri müdahalesi-
nin gerekli olabileceğini söyledi.
Poos, dün Ingjltere'nin 4. ka-
nal televızyonuna verdiği de-
meçte, "Parçalanmanın engel-
lenmesini istiyoruz. Çiinktt bu
bir çözüm değil, çünkü eğer
Hırvatistan'da başlarsa, devam
eder ve dış sınırları sorun hali-
ne gelir" seklinde konuştu.
Yugoslavya'nın bir Avrupa
ulkesi olduğunu belirten Poos,
"ülkede yaşanan krizin tarafla-
ruıı, cumhuriyetlerin devlet baş-
kanlannı masaya oturtarak on-
ları olumlere son vermek konu-
sunda ikna etmenin" de Avru-
pa' nın sorumluluğunda olduğu-
nu söyledi.
Luksemburg Dışişleri Bakanı
Poos, bugün Hollanda ve Por-
tekiz dışişleri bakanları ile bir-
likte Hırvatistan'ın başkenti
Zagreb'e gidecek. Üç dışişleri
bakanı Hırvatistan'da, Hırvat
milislerle Sırp milliyetçiler ara-
sında ateşkes sağlanması konu-
sunda temaslarda bulunacaklar.