Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 AĞUSTOS 1991 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/11
Buslıtaıı
"Sevgili
Konstantinle^
• ATİNA (AA) — ABD
Başkanı George Bush,
Yunanistan Cumhurbaşkanı
Konstantin Karamanlis ve
Başbakan Konstantin
Mitsotakis'e gönderdiği
mesajlarda, bir süre önce
yaptığı ziyaret sırasında
kendisine gösterilen
misafirperverlik için
teşekkür etti. Mitsotak's'e
gönderdiği mesaja "Sevgili
Konstantin" diye başlayan
Bush, Yunanistan
ziyaretinin kendisi için
"mükemmei bir tecrübe"
olduğunu belirterek yaptığı
temaslardan son derece
memnun kaldığmı bildirdi.
Bu arada, ABD ordusunun
ihtiyaç fazlası olarak
vereceği 680 askeri araçtan
355'inin Yunan ordusuna
teslim edildiği bildirildi. 19
değişik tipteki bu araçlann
kalan bölümü ise
önümüzdeki günlerde
Italya'nın Livorno
Limanı'ndan gemilere
yüklenerek Yunanistan'a
getirüecek.
Gümülcine
Türk mezarlıgı
• GÜMÜLCİNE (AA) —
Gümülcine bağımsız
milletvekili Dr. Sadık
Ahmet, yol yapılacağı
gerekçesiyle
Yenimahalle'deki eski Türk
mezarlığının yıktınlmasınm
Batı Trakya'daki Türk
varlığı ile kültürune karşı
saygısızlık ve hakaret
olduğunu söyledi. Konuyla
ilgili olarak AA'ya açıklama
yapan Dr. Sadık Ahmet,
"Belediye Başkanı Yorgo
Papandrelis, seçim öncesi
Türk mallarına zarar
verilmeyeceği yolundaki
sözünü tutmadı. Batı
Trakya'daki Türk varlığı ile
Türk kültürune bir
saygısızlık ve hakaret olan
bu olayın boyutları
göründüğunden daha
büyüktür" dedi. 16. ytizyıl
sonunda Macaristan'dan
göç eden Türklerin inşa
ettiği Yenimahalle'deki
mezarhk, Gumulcine
Belediyesi'nin kent planının
Türklere ait arazilerden
geçmeyeceği yolundaki
kararına rağmen yıkılarak
yol yapımına başlanmıştı.
Atina'cia telaş
• ATtNA (AA) — Kuzey
1
Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'nin Islam
Konferansı'na üyelik için
basvurusu Atina'da büyük
telaş yarattı. Yunanistan
bükümeti, bir yandan Islam
Konferansı üyelerinden
KKTC'yi kabul
etmemelerini isterken bir
yandan da böyle bir
gelişmenin Kıbrıs
sorununun çözümüne zarar
vereceğini iddia etti.
Hükümet Sözcüsü Viron
Polidoras, dün Yunanlı
gazetecilerle yaptığı basın
toplantısında, KKTC'nin
tslam Konferansı üyeliği
• konusunu yakından
izlediklerini belirterek
Türkiye'nin, KKTC'nin bu
kuruluşa kabulü için
sistemli olarak çalıştığını
söyledi.
Hırvatistan'da
seferberlik
• BELGRAD (AA) —
Hırvatistan Devlet Başkanı
Franjo Tudjman,
. Hırvatistan'daki yedek
kuvvetlerin seferber
edileceğini açıkladı.
lUdjman, mecliste yaptığı
konuşmada, polisteki ve
milli muhafızlardaki
yedeklerin seferber
edileceğini, ancak
Hırvatistan'ın yedek
güçlerin hepsine yetecek
kadar silahı olmadığını
bildirdi. Tudjman'm bu
karannın, Hırvatistan
güvenlik kuvvetlerinin Sırp
milliyetçileri karşısında
önceki gün uğradıkları ağır
yenilginin ardından
geimesine dikkat çekiliyor.
James Baker, uluslararası konferans düğümünü çözmek için Kudüs'te
Şamir: Konferansa 'eve€
POLİTİKADA
İsrailBaşbakanı,
Ortadoğu Barış
Konferansı'na katılma
konusunda ABD
Dışişleri Bakanı'na
verdikleri evet
cevabının,
Filistinlilerin nasıl
temsil edileceği
koşuluna bağlı
olduğunu söyledi.
İsrail, Doğu Kudüs'ün
konferansta temsil
edilmesini istemiyor.
Dış Haberler Servisi — İsrail
Başbakanı lzak Şamir, ABD ve
SSCB tarafından ekim ayında
yapılması önerilen Ortadoğu
Barış Konferansı'na katılmayı
kabul ettiklerini açıkladı. Şa-
mir, konferansa ilişkin son pü-
rüzleri gidermek amacıyia altın-
cı kez lsrail'e giden ABD Dışiş-
leri Bakanı James Baker ile dün
Kudüs'te görüştükten sonra ga-
zetecilere yaptığı açıklamada,
banş konferansma "evet" de-
diklerini söyledi. Baker da "İs-
rail'den bekledigimiz 'evet'i al-
dık. Daha yapüacak çok isimiz
var" dedi. Baker, bugün de iş-
gal altındaki topraklarda yaşa-
yan Filistinli temsilcilerden olu-
şan heyetle görüşecek.
Ortadoğu Banş Konferansı'-
na katılmayı kabul eden İsrail
Barış Konferansı'na katıfan Arap ülkelerinin konumu
Toprak karşıhğı banşDJŞ Haberler Servisi — Bellibaşlı Arap
ülkelerinin barış konferansı öncesindeki ko-
numları şöyle:
Itfaar: Konferansa katılacak. 1967 savaşın-
da yitirdiği Sina Yanmadası'nı, İsrail'le 1979'da
imzaladığı Camp David banş anlaşması gere-
ğince yeniden kazandı. Camp David'te ayrıca
Mısır, Ürdün, İsrail ve Füistinliler arasında Fi-
listin sorununun çözümüne yonelik goruşme-
Ier başlatılması ve Batı Şeria ile Gazze Şeri-
di'ne ozerklik tanınarak bu iki bölgede seçim
yapılması çağrısında da bulunulmuştu. Mısır,
Arap ülkelerinin barış konferansma katılma-
sı için yoğun çaba gösterdi.
Irafc: Konferansa katılmayacak.
Ürdön: Katılacak. Üç milyonluk nüfusu-
nun aşağı yukan yarısını Filistinlilerin oluştur-
duğu Ürdun, Filistinlilere ozerklik tanınmasın-
dan yana. Ürdun'un İsrail'le sınır ve su soru-
nu da var.
Lübnan: Katılacak. Konferansa katılma
kararı aslında Suriye'nin zorlamasıyla alındı.
Suriye'nin, Lübnan sınırları içerisinde 40.000
askeri var. Lübnan, İsrail'in, 1982 işgalinden
bu yana elinde tuttuğu guney sının bölgesin-
den çekilmesini ıstıyor.
Filistiııliler: Katılacak. Ancak bir sorun
var: Kim kanlacak? FKO çeşitli ülkelere da-
ğılmış 5 milyon Filistinlinin temsilcisi kabul
ediliyor. Ne var ki İsrail, FKÖ'yü muhatap ka-
bul etmiyor. İsrail'in Doğu Kudüsiü Filistinli-
leri masada görmek istememesi Filistinlileri
kızdırıyor.
Saudi \rnhj-4nw Gozlemci duzeyinde ka-
tılacak. Suudi Arabistan, İslam dünyasının
uçuncu kutsal kenti Kudus'u de Arap sınırla-
rı içerisinde görmekten sevinç duyacak.
Sariye; Katılacak. Başlıca amacı, 1967 sa-
vaşında yitirdiği Golan Tepeleri'ni geri almak.
Bu ulicelerin hepsi 242 sayılı BM Güvenlik
Konseyi kararında belirtilen "toprak karşıhğı
banş" ilkesini destekliyor. 1967 savaşından
sonra benimsenen 242 sayılı karar, Israil'ce iş-
gal edilmiş toprakların geri verilmesini ve böl-
gedeki tum ülkelerin barış içerisinde yaşama-
sını öngörüyor.
Başbakanı Şamir, verdikleri
evet cevabının, konferansta Fi-
listin heyetini kimin temsil ede-
ceği konusunda vanlacak anlaş-
ma şartına bağladı.
ABD Dışişleri Bakanı Baker
ile yaptığı bir buçuk saat süren
görüşmeden sonra gazetecilere
açıklamada bulunan Şamir, İs-
rail kabinesine götürecekleri Or-
tadoğu Barış Konferansı öneri-
sinin kabul edilmesinin, toplan-
tılarda Filistin heyetini kimin
temsil edeceği konusunda van-
lacak anlaşmaya bağlı olduğu-
nu söyledi.
Filistinlilerin Ürdün-Filistin
ortak heyetinde temsil edilece-
ğini belirten Şamir, pazar günü
yapılacak kabine toplantısına
konuyu getireceğini kaydetti.
Doğu Kudüs'ü ilhak eden İs-
rail, bu kesimin Banş Konferan-
sı'nda temsil edilmesine de karşı
çıkıyor. J'eJ Aviv, Dofu Ku-
düs'ün konferansta temsi! edil-
mesinin, Kudüs'ün tümu üze-
rindeki egemenlik iddiasına göl-
ge düşürmesinden korkuyor.
Filistinliler ise Doğu Kudüs'-
ün de işgal altındaki topraklar
arasında bulunduğunu belirte-
rek konferansta Doğu Kudüsiü
Filistinlilerin de temsil edilme-
sini istiyorlar.
İsrail'in Baker'a, Banş Kon-
feransı'na Doğu Kudüsiü tem-
silcilerin katılımı konusunda ye-
ni bir öneri sundukları bildiril-
di. Reuter'in haberine göre İs-
rail hükümet yetkilileri, "Kudüs
dogumlu, ancak Ürdün pasa-
portu ve belgeleri taşıyan bir Fi-
listinlinin, Urdiin - Filistin or-
tak delegasyonu içinde görüs-
melere katılmasım" öneri-
yorlar.
ABD Dışişleri Bakanı Baker
bugün Filistin heyetiyle Kudüs'-
te yapacağı görüşmede temsil
düğümünü çözmeve çalışacak.
Baker daha sonra Ürdün'e gide-
cek ve Tunus, Cezayir ve Fas'ı
ziyaret edecek.
Bu arada, ABD Beyaz Saray
Sözcüsü Margaret Turwfler, Ba-
ker'ın, Filistin Kurtuluş Örgü-
tü yetkilileriyle görüşmeyeceği-
ni söyledi. Tutwiler, dün gaze-
tecilere yaptığı açıklamada,
"Baker'ın, Tunus'ta ya da bir
başka yerde FKÖ temsilciieriy-
le gönışmesi planlanmamışür"
dedi.
BüSH-GORBAÇOV ZİRVESrNİN ARDINDAN
SSCBlde ekonomî kaygısı
Süper zirve ABD ve Batı için START ağırhklı
geçerken, SSCB'nin ilgisi ekonomik
konularaydı. Zirveyi izleyen gazetecilerin
büyük çoğunluğu Bush-Gorbaçov zirvesinin
"çok parlak" geçmediğini öne sürüyorlar.
MUSTAFA BALBAY
MOSKOVA — Giderek kla-
sikleşmeye başlayan ABD-SSCB
zirvelerinin sonuncusunda taraf-
lar, farklı beklentüer içindeydi.
ABD ve özellikk Batı, tarihte ilk
kez stratejik silahlara önemli öl-
çüde "veda" niteliği taşıyan
STARTı heyecanla izlerken Sov-
yetler'in daha çok ekonomik
kaygıları vardı. Nitekim bu iki
farklı yaklaşım, dünkü gazete
manşetlerine yansıdı.
Moskova'da da satılan Batı
gazetelerinin manşetlerinde si-
lahsızlanma vardı. Başta Frank-
furter Allgemeine olmak üzere
Alman gazetelerinin birinci say-
falarınıi neredeyse yarısı
START'a ilişkindi. USA Today
manşetten "Artık düşmanlıga
son" diyordu.
Sovyet gazetelerinde ise, eko-
nominin daha çok öne çıktığı
dikkat çekiyordu. Pravda,
TASS'ın resmi görttşmeleri içe-
ren haberlerini yorumsuz verir-
ken, Bush'un Sovyet işadamla-
nyla temasmı vurguladı. Mos-
kovskaya Pravda'da ise ABD-
nin Sovyetler'e bazı teknik ko-
nularda uyguladığı ambargonun
kaldınlacağını, SSCB'ye kredi
ve teknoloji yardımı yapılacağını
duyurdu.
Moskova gazetelerinde ABD-
Sovyet ekonomik iüşkilerinin
"çok Ueri" götürüleceği vurgu-
lanmasına karşın, bunun içeri-
ği konusunda aynntı yer alma-
dı.
Moskova ve New York'ta gö-
rev yapan tecrübeli gazetecilere
göre Bush-Gorbaçov zirvesi
"çok parlak" geçmedi. Gazete-
ciler buna gerekçe olarak
STARTın her aşamasının dün-
ya kamuoyunda bilindiğini ve
ABD-Sovyet zirvelerinin, artık
neredeyse sıradanlaşmasını gös-
teriyorlar. tstaüstikler, ikinci ge-
rekçeye gerçekten haklüık veri-
yor. 2. Dünya Savaşı'nın sona
ermesinden bu yana ABD ve
SSCB başkanları, 1980'li yüla-
ra kadar bir araya gelmemiş. İlk
olarak 1943'te RooseveU ve Sta-
lin, Tahran'da buluşmuş. İki li-
der, 1945'de de Churchül ile bir-
likte Yalta'da buJuşmuş. Sonun-
rekonınu kolay kolay kaptırma-
yacak gibi görünüyor.
Ciorbaçov'un, Bush'u yolcu
ederken aldığı "dış desteğin" iç
sorunlan çözmede ne ölçüde et-
kin olacağı merakla bekleniyor.
Siyasi göziemcilere göre Gorba-
çov'un ağustos gündeminde iki
önemli konu var. Birincisi, yeni
parti programı. Partinin adının
değiştirilmesinden, Marksist-
Leninist ilkelerden vazgeçilme-
sine kadar geniş bir perspektif
Başkanlar arasında zirveye içeren bu program pakedinin ne
katılma rekonı Gorbaçov'da. kadannın, nasıl kabul edileceği,
Sovyet Başkanı, dün sona eren ülkenin siyasi geleceği açısından
sekizinci zirvesiyle, bu alandaki büyük önem taşıyor. Moskova
1
cusuyla birlikte iki ülkenin baş-
kanlan 22 kez zirveye katılmış.
1943'ten 1985'e kadar 14 kez
randevulaşan ABD ve Sovyet
başkanlannın, 1985-1991 arası
buluşmalan sekize ulaştı.
daki siyasi gözlemciler, ilk ba-
kışta Gorbaçov'un "ne muhafa-
zakârlara ne de reformistlere
yaranabUdigini" söylüyorlar.
İkinci sorun ise Rusya Fede-
rasyonu Başkanı Boris Yellsin-
in fabrikalarda parti faaliyetle-
rini yasaklama karan. Son 1.5
yılda 4 milyona yakın üye kay-
beden Komünist Parti için ya-
şamsal önem taşıyan bu karar,
şimdilik askıda. Çözümü Ana-
yasayı Izleme Kurulu bulmaya
çalışacak. Moskovskaya Pravda,
dünkü sayısının önemli bir bö-
lümünü bu konuya ayırdı. Oku-
yuculann karan protesto eden
mektuplarına yer verdi.
Bush-Gorbaçov zirvsinin son
gününde basın merkezi, tam bir
'iktişim aradan" fuan görünü-
mündeydi. Ozellikle ABD'li ga-
zeteciler, bilgisayar donanınunın
yanı sıra, yayın kuruluşlanyla
direkt haberleşmelerini sağlayan
araçlan da getirmişlerdi. Bu ne-
denle, Sovyet posta hizmetleri-
nin Enternasyonal Otel'e kurdu-
ğu 15 doiayındaki teleks, fazla
işe yaramadı. Buradaki görevli-
ler, arada bir teleksle haber geç-
mek isteyen basın mensuplanna
büyük ilgi gösterdiler.
ABD'NİN
SAVAŞ SUÇLARINI
ARASTIRMA TÖPLANTISI
İ S T A N B U L VE D İ Y A R B A K I R
ABD Eski Adalet Bakanı
Ramsey Clark'ın Katılımıyla
Atilla Coşkun, Abdurrahman Dılıpak,
Alı Rıza Dızdar, Haluk Gerger,
Gencay Gürsoy, Alpaslan .şıklı,
Ercan Karakaş, Doğu Perınçek,
Celıl Şener
ISTANBUL
GUN: 3 Ağustos 1991 Cumariesi, SAAT: 14 00
YER: Gazetecıler Cemıyetı Salonu-Cağaloğlu
DİY*RB*KIR
GÜN: 4 Ağustos 1991 Pazar, SAAT: 18 00
YER: Dılan Sıneması
BUSH-GORBİDOSTLL CU — ABD Başkanı Bush ile Sovyet lideri Gorbaçov'un arasındaki olumlu Uişki, Sovyetler Buüği'nİ oluşturan
cumhuriyetlerdeki bagımsızlık >'anlılan tarafından kızgınlıkla karşılanıyor. Merkezi yönetim karşıtlan, Bush'u, 'Gorbaçov'un etkisi
altında kalmakla' suçluyorlar. (Fotoğraf: REUTER)
ABDBaşkanı, Uknayna'da cumhuriyetleri uyardı
Bush: Aynlma intihardırBush'un Ukrayna ziyareti, cumhuriyetteki bagımsızlık
yanhları tarafından tepkiyle karşılandı. Başkent Kiev'de
birkaç yüz kişilik bir grup Bush karşıtı gösteri yaparken,
bagımsızlık yanlısı grupların liderleri, Bush'u "Gorbaçov'un
elçisi" olarak değerlendirdiklerini açıkladılar.
Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birliği
Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'la Mos-
kova'da yaptığı ki günluk görüşmeleri ta-
mamlayan ABD Başkanı George Bush, dün
sabah Sovyetler'in ikinci büyük Cumhuri-
yeti Ukra>Tia'nın başkenti Kiev'e gitti. Dün
akşam, ülkesine dönen Bush, Ukrayna par-
lamentosunda yaptığı konuşmada Sovyet
Cumhuriyetlerini aynlmaya karşı uyararak,
ülkeyi bir arada tutmaya çabalayan Miha-
il Gorbaçov'u desteklemelerini istedi. AP'-
nin haberine göre Bush cumhuriyetleri,
"İntihar anlamına gelen yanlızlıga" karşı
uyardı. ABD Başkanı, 23 nisanda Gorba-
çov'un dokuz cumhuriyetin liderleri ile im-
zaladığı 'Birlik Antlaşmasım' da destekle-
diğini söyledi. Gorbaçov'dan övgu ile söz
eden Bush, Sovyet lideri hakkında şoyle ko-
nuştu: "Gorboçov, büyük güven telkin
eden bir' lider. Onun komünist olup olma-
ması fark etmez."
Bush'un Ukrayna ziyareti, cumhuriyet-
teki bağımsızlık yanhları tarafından tepkiy-
le karşılandı. Başkent Kiev'de birkaç yüz
kişilik bir grup dün sabahtan itibaren Bush
karşıtı gösteri yaparken, bagımsızlık yan-
lısı gruplann liderleri, Bush'u "Gorbaçov'-
un elçisi" olarak değerlendirdiklerini açık-
ladılar. Bagımsızlık yanlısı gruplardan
Ruch'un lideri Ivan Drach, Kiev'de düzen-
lediği basın toplantısında, ABD Başkanı'-
nı eleştirerek "Başkan Bush, Gorbaçov ta-
rafından hipnotize edilmiş gibi davramyor.
Merkezi hükümetle Uiskileri çok güçlü" de-
di. Ukrayna Cumhuriyetçi Partisi'nin lideri
Levko Lukyanenko ise Bush'u "Ukrayna'-
daki demokratik hareketleri görmemezlik-
ten gelmekle" suçladı.
ABD Başkanı Bush, kendisi için dün sa-
bah Kremlin Sarayı'nda düzenlenen uğur-
lama töreninde yaptığı konuşmada, Gor-
baçov'un liderliğindeki Sovyet yönetiminin
güç ve kararlılığının, kendisine Sovyetler
Birliği'ndeki reformların geleceğine güven-
mesi için yeterli bir neden olduğunu söyle-
di.
Daha sonra Ukrayna'mn başkenti Kiev'e
uçan ABD Başkanı Bush, Ukrayna Parla-
mentosu Yüksek Sovyet Başkanı Leonid
Kravçuk tarafından karşılandı.
Havaalanı'nda yapılan konuşmalarda, Uk-
raynalı lider ABD ile ikili ilişkilerini özel-
likle ticari alanda geliştirme isteklerini dile
getirirken, ABD Başkanı Bush, Sovyetler
Birliği'ndeki tüm halklarla ilişki kurmak is-
tediklerini, ancak kendileri için temel ola-
nın, Moskova'daki merkezi hükümetle olan
ilişkiler olduğu mesajını verdi.
SORUNLAR
ERGUNBALa
Moskova Zirvesinin
Ardından...
Moskova zirvesmde "kim, ne kazandı?" hesabını yapar-
ken soruna herhalde Sovyetler Birliği açısından yaklaşmak
daha doğru olur. George Bush, zirveye dünyadaki tek süper
gücün başkanı olarak katıldı. Bush'un karşısındaki Mihail Gor-
baçov ise sosyal ve siyasal huzursuzluğun doruğa ulaştığı,
ekonomik iflasın eşiğine gelmiş bir ülkenin lideri idi. Gorba-
çov, pazarlığı değil, yardım ve desteği düşünüyordu. Bu ba-
kımdan zirve, Gorbaçov açısından daha önemli idi. Dorukta
sağlayabileceği ekonomik ya da siyasal her kazanım, Sov-
yet liderinin içerideki kritik durumunun biraz düzelmesine yol
açacaktı.
Ne kazanımlar sağladı Gorbaçov, Moskova zirvesinde?
Önce şu noktayı belirtmek gerekiyor: STAFTT'ın imzalan-
ması iki lider için de parlak bir başarıdır. Gerçi anlaşma, ABD
ile Sovyetler Birliği arasında bir nükleer savaşın artık geri-
lerde kaldığı, Avrupa'da nükleer felaket korkusunun ortadan
kalkmış olduğu bir ortamda imzalanmıştır. Üstelik anlaşma
ile stratejik (uzun menzilli) silahlarını yaklaşık % 30 oranın-
da azaltmayı kabul eden iki ülkenin yine de birbirlerini yok
etmeye yetecek kadar nükleer sılahları kalacaktır. (ABD'nin
9 bin, Sovyetler'in de 7 bin savaş başlığı kalacak).
Ama START, soğuk savaş döneminin tümüyle geride bıra-
kılması, iki ülkenin silahlan azaltma sorununu ciddiye aldık-
larını göstermesi açısından yine de çok olumlu ve önemli bir
anlaşmadır. Bu anlaşmayı imzalamanın sağladığı prestiji,
Bush ve Gorbaçov eşit biçimde paylaşmışlardır.
ABD ile Sovyetler'in ekim ayında Ortadoğu konferansı dü-
zenleyeceklerini açıklamaları, Gorbaçov un zirvede elde et-
tiği diğer bir siyasal kazanım olarak değerlendirilebilir. As-
lında Moskova'nın Ortadoğu'da ağırlığı kalmamıştır. Bir za-
manlar en yakın müttefiklerinden Irak, Körfez savaşında pe-
rişan olmuş, Suriye işe ABD'ye yaklaşmıştır SSCB'nin iyi iliş-
ki içinde olduğu FKÖ ise Körfez savaşındaki tutumu nede-
niyle yıpranmış durumdadır. Ortadoğu'da şimdilik tüm kart-
lar ABD'nin elinde bulunuyor. VVashington, sahnede tek süper
oyuncu olarak boy göstermektedir.
Ama aslında bir ağırlığı kalmamış olmasına karşın Sovyet-
ler'in, ABD'nin ortağı olarak Ortadoğu barış sürecine katıl-
ması. Mihail Gorbaçov için siyasal prestij ve moral kaynağı
oluşturmuştur. VVashington, israil'e açık bir baskı anlamına
gelebilir kaygısı ile zirvede Ortadoğu banş konferansı için çağ-
rı yapılmasını pek istemiyor, bunun İsrail'i kızdırıp ters tep-
mesinden korkuyordu. Moskova ise böyle bir çağrının yapıl-
ması için ısrar ediyordu. Gorbaçov'un Bush'u ikna etmeyi ba-
şardığı anlaşılıyor.
Sonuç olarak, START'ı imzalayan ve Bush'un ortağı ola-
rak Ortadoğu barış konferansı için çağrıda bulunan Gorba-
çov, Moskova zirvesinde siyasal kazanım sağlamış, prestiji
artmıştır.
Ama Sovyet lideri, iktidara geldiğinden bu yana yaptığı
ataklarla dış politikada sürekli siyasal kazanım sağlamakta,
prestijini arttırmaktadır.
Ne var ki bu siyasal kazanımların kendisine içeride eko-
nomik alanda bir yararı olmamıştır. Gorbaçov için artık önemli
olan siyasal prestij değil, ekonomik destek ve yardımdır. Sov-
yet liderinin Moskova zirvesinden asıl büyük beklentisi ABD
ile somut ekonomik işbirliği ve yardımdı.
Gorbaçov'un bu konuda kayda değer bir kazanım elde et-
tiği söylenemez. Başkan Bush gerçi Sovyetler'e "ticarette en
fazla kaynlan ülke" statüsünün tanınacağını bildirmiştir. Ama
Gorbaçov'un büyük gereksinme duyduğu ekonomik yardı-
ma yanaşmamış, Sovyetler'in IMF ve Dünya Bankası'na üye-
liğinı destekleyeceğini, teknik yardım yapacağını vaat etmekie
yetinmiştir. Başka bir deyişle elini cebine sokmamıştır. Bu açt-
dan Moskova zirvesi, Londra'daki G-7 zirvesinden farklı ol-
mamış, Gorbaçov yine nasihatle yetinmek zorunda kalmış-
tır.
İki ülkenin, Afganistan ve Küba'ya Sovyet yardımı gibi ko-
nularda ise görüş birliğine varamadıklan anlaşılıyor.
Moskova zirvesinden çıkan tablo şimdilik böyle görünüyor.
SÜPER ZIRVEYE TEPKÎLER
Avrupa memnuıı
Moskova'da START'ın
imzalanması ye ozellikle Ortadoğu Barış
Konferansı için çağrı yapılması, Avrupa'da
büyük memnunluk yarattı.
Dış Haberler Servisi — Mos-
kova'da Başkan Busn'la Sovyet
lideri Mihail Gorbaçov arasında
yapılan zirvede STARTın imza-
lanması ve Ortadoğu Banş Kon-
feransı'mn toplanacağınjn açık-
lanması Avrupa'da büyük mem-
nunluk yarattı.
Brüksel muhabirimiz Sabetay
Varol'un bildirdiğine göre NA-
TO Genel Sekreteri Manfred
Wörner, yaptığı kısa açıklama-
da, Stratejik Silah Indirim An-
laşması'nın imzalanmış olma-
sından duyduğu sevinci ifade et-
ti. Washington-Moskova ilişki-
lerindeki yeni süreçle beraber
Mihail Gorbaçov'un önümüzde-
ki kasımda Roma'da yapılacak
NATO zirvesine davet edilmesi
olasılığı yeniden su yüzüne çık-
ü. Yugoslavya krizi üe ilgili ola-
rak iki büyük devletin Avrupa
Topluluğu'nun girişimlerini öv-
mesi ve sorunun çözümüne iliş-
kin sorumluluğu topluluğa bı-
rakması da Batı Avrupahlan
memnun etti. Ortadoğu Konfe-
ransı'na taraf ohnası daha önce
ilke olarak benimsenen AT'nin,
edilgen bir aktör olarak kalma-
ması için bazı Avrupa başkent-
lerinin şimdiden faaüyete geçe-
ceği haber verildi.
Mihail Gorbaçov'un kasım
ayında Roma'da yapılacak NA-
TO doruğuna davet edileceği yö-
nünde söylentiler, geçen haziran
ayında Kopenhag'da yapılan
NATO dışişleri bakanlan top-
lantısı sırasında ortaya atılmış,
fakat NATO yetkilileri söylentiyi
doğmlamamıştı. STAJTTm im-
zalanması sonrası, Gorbaçov'un
Roma'ya kasım ayında NATO
doruğuna katılmak üzere gele-
ceği tahmini, Brüksel'de yeniden
yapılmaya başlandı. Gorbaçov-
un askeri yönü ağır basan ve
SSCB'ye karşı kurulmuş bir it-
tifak olan NATO'nun en üst or-
ganı olan doruğuna katılması-
nın büyük simgesel önem taşı-
yacağı ifade ediliyor.
tngiltere
Londra muhabirimiz Exiip
Emil Öymen'in bildirdiğine gö-
re Moskova doruğunda
STARTın imzalanması her ne
kadar genel bir memnuniyet ya-
rattıysa da Ortadoğu konusun-
da ABD-SSCB işbirliği üzerin-
de daha fazla duruldu. Ingilte-
re, Ortadoğu Konferansı'nın
gercekleşme olasılığırun artma-
sından daha da memnun.
İsrail ile Arap ülkelerinin ka-
Ucı ve taraflan tatmin edici bir
banş anlaşmasma yol açacak bir
göriişmeye yanaşmalannı Ingil-
tere de öteden beri istiyordu. Bu
amaçla, tsrail'i öfkelendirmek
pahasına, henüz iki yıl önce Fi-
listin Kurtuluş örgütü ile tema-
sa geçen tngiltere, Körfez buna-
hmı ile birlikte, bu kez de TKÖ
dışı ılımlı Filistinliler' ile tema-
sa yönelmişti. Batı Şeria'da ön-
de gelen Filistinlilerden Faysal
Hüseyni, dışişleri bakanlığının
davetlisi olarak Londra'da, ön-
de gelen yetkililerle görüşmeler
yaptı. tngiltere açısından önemli
olan, Ortadoğu'da istikrann
sağJanabümesi amacıyla *aşın'
unsurlann yerine, 'ılunlı' kana-
da fırsat tamnması ve tsrail'in
bu unsurlar ile diyaloğa girme-
ye ikna edilmesiydi. Moskova
doruğunda bu yönde adım atıl-
mış ohnası Ingütere'nin politika-
sına uyuyor.
Almanya
Berlin muhabirimiz DUek
Zaptçtofhı'nun bildirdiğine göre
Alman Başbakanı Heirnut KoU,
Bush ve Gorbaçov'un Moskova
zirvesini "dünya politikası açı-
sından oiaganüstii Mr otay" ola-
rak niteledi. ABD ve Sovyetler
Birliği'nin ilişkilerini gelecekte
yepyeni imkânlann kapısını aça-
cak bir ortakhk temeline oturt-
tuğunu söyleyen Kohl, ortakh-
ğın yalnız ABD-SSCB ilişkileri-
ni değil, "dünyada yöresd buu-
lımlann çözümnnde işbhiitU
kapsadı|uu" belirtti. Başbakan
Kohl, iki süper gücün işbirliği-
ni destekleyen devlet adamlan-
mn başında geliyor.
Sosyal demokratlar ise
STARTı yetersiz buluyor.