14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 TEMMUZ 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/11 Moskovada 'START' zirvesi Sovyet başkentinde imzalanacak anlaşma ile ABD ve Şovyetler Birliği'nin stratejik silahlarmda tarihte ilk kez indirim yapılacak. Süper zirvede, ayrıca Sovyetler'de ekonomik reform ve Ortadoğu konuları ele alınacak. Başkan Bush'la, Sovyet lideriyann bulnşuyor ERGUNBALQ POUTIKADA SORUNLAR McCartney ve geyikler • LONDRA (AA) Beatles Topluluğu'nun solisti ünlü rock şarkıcısı Paul McCartney, eşi Linda'yla lngiltere'nin güneybatısında bir ormanlık alanı geyikleri avcılardan korumak için satın aldı. 32 hektar araziye 100.000 sterlin (yaklaşık 750 milyon TL.) ödeyen McCartney, Ingiliz "Vahşi Sporlarla Mücadele Derneği"nin ümitsiz yakarışlarına cevap vermek zorunda olduğunu belirtti. Ingiliz Press Association Ajansı'na demeç veren McCartney, arazi satışının, Devon ve Somerset avcı kulüplerinin, daha önce dernek tarafından satın alındığı halde bu arazide önlenemeyen faaliyetini, otomatik yasağa bağlayacağım belirterek, "Dernek, spor denen bu barbarlığın durdurulması için yardıma muhtaç idi" dedi. MOSKOVA (Ajanslar) ABD Başkanı George Bush ile Sovyet lideri Mihail Gorbaçov arasındaki süper zirve yann Moskova'da başlıyor. Başkan Bush, odak noktasmı ABD ile Sovyetler'in stratejik (uzun menzilli) silahlarında tarihte ilk kez indirime gidilmesini sağlayacak START'ın imza töreninin oluşturacağı zirve toplantısı için bu akşam Moskova'ya gidecek. Görüşmeleri 1982 yılından beri Cenevre'de devam eden START (Strategik Arms Reduction TreatyStratejik Silahların Azaltılması Anlaşması), ABD'nin nükleer savaş '>aşlığı taşıyabilen, füze bombardıman uçağı ve denizaltı gibi "stratejik" sınıflamasına giren silahlannda yüzde 28, bu silahlarla fırlatılabilen savaş başlıklarında da yüzde 39 oranında bir indirim öngörüyor. Anlaşmanın, SSCB'nin aynı tür silahlara ve savaş başlıklarına getirdiği indirim ise sırasıyla yüzde 35 ve yüzde 48'e ulaşıyor. START, carşamba günü Kremlin'de yapılacak bir törenle imzalanacak. ABD Başkanı Bush ve SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un bu yılın ocak ayında yapmaları planlanan zirve toplantısı önce şubat ayına ertelenmiş, ancak Litvanya'da Sovyet askerlerinin kanlı eylemleri ve Körfez savaşı nedeniyle "haziran sonuna kadar" gecikmişti. Ancak bu kez START'ın teknik ayrıntıları üzerinde devam eden görüş ayrılıkları da zirvenin bu tarihte gerçeİdeştirilmesini engellemişti. Ekonomik reform ve O.Doğa Moskova'da görevli bulunan yaklaşık 800 yabancı gazeteciye ek olarak dünyanın her köşesinden SSCB başkentine gelmeleri beklenen 2 binin üzerindeki muhabir ve kameramanın izleyeceği zirve toplantısının, START dışmdaki iki temel gündem maddesini ise Ortadoğu soru nuyla SSCB'deki ekonomik reform çabaları oluşturacak. Bu zirve toplantısı sonunda Ortadoğu Banş Konferansı'na ey sahipliği yapmayı kabul etmiş bulunan ABD ve SSCB liderlerinin konferans için Arap ülkeleri ve Filistinlilerle İsrail'e "davetiye çıkarabilecekleri" söyleniyor. Başkan Bush'un Moskova'daki görüşmeleri sonunda ülkesiyle SSCB arasındaki ticari ilişkiler konusunda önemli bir açıklama yapabileceği de belirtiliyor. ABD'nin Sovyetler'e ticarette en fazla kayrılan ülke statüsü tanıması bekleniyor. SSCB Dışişleri Bakanı Aleksandr Besmertnih, doruğun gündemiyle ilgili olarak önceki gece Sovyet televizyonundan yayımlanan demecinde iki liderin ele alacağı konular arasmda öteki bölgesel sorunlann yam sıra Kıbns'ın da bulunacağını belirtti. ABD Başkanı Bush, salı ve çarşamba günleri Sovyet lideriyle yapacağı görüşmelerin ardından perşembe gunü SSCB'nin ikinci büyük cumhuriyeti Ukrayna'nın başkenti Kiev'e gidecek ve buradan ülkesine dönecek. BushGorbaçov zirveleri 3 kez toplandılar 23 Aralık 1989, Malta: ABD'nin 41. başkanı seçilen George Bush ile Sovyetler Birliği Başkanı Mihail S. Gorbaçov, Uk kez MaJta'da bir araya geldiler. İki süper liderin bu ilk görüşmesinde, Doğu Avrupa ülkelerinde meydana gelen değişmelerin ardından soğuk savaş sonrasının temelleri atıldı. 31 Mayıs3 Haziran 1990, Washington: İkinci kez VVashington'da bir araya gelen Bush ile Gorbaçov, başta silahsızlanma ve ticari ilişkiler olmak üzere, çeşitli konularla ilgili 15 anlaşma imzaladılar. 9 Eylül 1990, Helsinki: Şovyetler Birliği ve ABD liderlerinin Helsinki'de yaptıkları son göruşmenin ana konusu, Irak'ın, işgal ettiği Kuveyt'ten çekilmesinin sağlanması için alınacak önlemlerdi. İki liderin zirveden sonra yayımladıkları ortak bildiride, Irak'ın Kuveyt'ten koşulsuz olarak ve tümüyle çekilmesi çağrısı yapıldı. Gorbaçov'un Serüveni Mihail Gorbaçov, komünizmde reform yapmak amacıyla işe başladı. En büyük dayanağı ise Lenin'di. Parti, Lenin'in ilkelerinden ayrıldığı için kitlelerden kopmuş, kendi çıkarlarını ön planda tutan kemikleşmiş, bürokratik bir aygıta dönüşmüştü. Tüm kötülüklerin sorumlusu Stalin'di. Komünist Parti ve ülke için kurtuluş, Stalinizmden ayrılıp tekrar Leninizme dönmekte idi. Gorbaçov, iktidarının ilk yıllannda öne sürdüğü bu görüşe gerçekten inanıyor muydu? Bilemeyiz. Ama komünizmde reform yapmanın mümkün olduğuna herhalde içtenlikle inanıyordu. Solda bazt yazarların biraz aceleci biçimde öne sürdükleri gibi, bir "dönek", Sovyetler'de kapitalizmi kurmayı hedefleyen "hain" değildi. Nasıl olabilirdi ki? Onu göreve, Komünit Partisi getirmişti. Parti de işlerin artık böyle yürüyemeyeceğini, reform yapma zorunluluğunu kavramıştı. Ancak zaman geçtikçe Gorbaçov, sistemde reform yapılamayacağını görmeye başladı. Çünkü reformun önündeki en büyük engel bürokrasiydi. Bu bürokrasi, işlerin sarpa sardığı bir sırada reform yapıp kendilerini kurtarması için Gorbaçov'u iktidara getirmişti. Gorbaçov da bürokrasinin bir üyesi olduğundan bu tabakanın kurtulması kendi çıkarına da uygundu. Ne var ki bürokrasi varlığını devam ettirdiği sürece reformların gerçekleştirilmesine olanak yoktu. Böylece Gorbaçov, büyük bir açmazın içine düştü. Sistemi kurtarmak için geldiği görevde, aksaklıkların temel kaynağının sistem oldugunu gördü. İktidarını, sisteme borçluydu; o sistemin basamaklarını adım adım çıkarak Kremlir^ deki koltuğa oturmuştu. Ama kendini iktidar koltuğuna oturtan rejim, şimdi önündeki en büyük engeldi. Bu denli büyük bir çelişkiye karşı altı yıl mücadele edebilmek bile güçlü bir iradenin, inatçı bir kişiliğin göstergesidir. • • • Ve Gorbaçov, bu çetin savaşı tam altı yıldır "merkezden" yürütmeye çabaladı. Merkezde kalması, kararsızlığından, güçsüzlüğünden ya da taktik hesaplanndan kaynaklanmıyordu. Çağdaşlaştırmak için fola çıktığı komünizmle, onun tek alternatifi olarak görünen kaprtalizm arasında bir üçüncü yol bulma umuduydu, onun "merkeze" sıkı sıkıya sarılmasına yol açan. Kendisini, muhafazakârlarla, radikal reformcular arasında bir denge unsuru olarak görüyordu. Bir yandan muhafazakârlara hücum ediyor, ama öte yandan iktisatçı Şatalin'in 500 günde piyasa ekonomisine geçiş programını geri çeviriyordu. Ne var ki Gorbaçov'un başlattığı akım, onu iktidara getiren bürokrasinin de kendisinin de başlangıçta akıllarına bile getirmedikleri biçimde, bir fırtınaya dönüştü. Sovyet lideri başlattığı akımın gerisinde kalmıştı. Altı yıldır komünizmle, piyasa arasında orta yolu bulma umudu ile sarıldığı "merkezde" artık tutunamazdı. Ekonomi, büyük bir çöküntü yaşıyor, kitleler en basit ihtiyaç maddelerini bile bulamıyorlardı. Bu durumda Gorbaçov, merkezden ayrılarak radikal reformculara yaklaştı. Başka bir deyişle piyasaya, kapitalizme yöneldi. Lxındra zirvesi ve Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin geçen hafta yapılan toplantısı, bu tarihsel yönelişin simgeleridir. IMF'ye üyelik için başvuran, sınıf savaşını reddeden, Komünist Parti'nin artık işçilerin değil tüm çalışanların partisi olmasını kabul eden, devlet işletmelerini özelleştirmeyi hedefleyen, piyasa ekonomisinin zorunluluğunu vurgulayan bir rejime artık "reformcu komünist", "liberal komünist" hatta "sosyalist" gibi adları takma olanağı yoktur. Sovyet sosyalizmi, bundan böyle herhalde François Mitterrand'ın Fransası'ndaki uygulamadan ya da şanayiinin yaklaşık <¥a 90'ımn özel teşebbüste bulunduğu İsveç sosyaJizminden fazla farklı olmayacaktır. 25 temmuz tarihli International Herald Tribune gazetesinde çok ilginç bir haber vardı. Moskova, ülkenin en büyük sanayi kuruluşlarından biri olan, 120 bin işçi çalıştıran ve yılda 700 bin otomobil üreten \folga otomotiv işletmesinin % 30'unu yabancı yatırımcılara satmayı tasarlıyor. "Newsweek" dergisi de Sovyetler'in silah sanayiini sivil sanayie dönüştürmek için Batılılara işbirliği önerdiğıni bildiriyor. Dergi, bu işbirliği gerçekleştiği takdirde, Batı'nın, Sovyetler'in şimdiye dek büyük bir özenle sakladıkları askeri sırlarını öğrenebileceğini, ancak Moskova'nın bunu göze aldığını belirtiyor. Gorbaçov, kapitalizme doğru yürürken herhalde yine temkini elden bırakmayacak, örneğin Yeltsin ya da Prof. Şatalin kadar aceleci olmayacaktır. Nitekim, Yeltsin'in Komünist Parti hücrelerinin işletmelerdeki faaliyetini yasaklayan kararına karşı çıktığını açıklamıştır. Bu çabalarında başarılı olup olmayacağını, aşırı sabırsızları frenleyip frenleyemeyeceğini zaman (Sovyet liderinin önünde ne kadar zaman olduğu da pek belli değil) gösterecektir. Kimileri Gorbaçov'u "teslim bayrağını" çekmekle suçlayabilir. Ama hakkında hüküm verilirken şu noktayı gözden kaçırmak haksızlık olur: Sovyet lideri yola çıktığında sistemi reformla kurtarabileceğine gerçekten inanıyordu ve bu doğrultuda çetin bir savaş verdi. Gorbaçov'u \akovley de terk ediyor Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un danışmanı, 'glasnostun mimarı' olarak tanınan Alexander Yakovlev, damşmanlık görevinden istifa edeceğini açıkladı. Dış Haberier Servisi Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, en yakın çalışma arkadaşlarından ve uyguladığı politikaların mimarlarından birini daha yitirdi. Glasnost (açıklık) politikasının yaratıcısı olarak nitelendirilen Atauuıder Yakovlev, Gorbaçov'un danışmanlığj görevinden aynlacağını açıkladı. 1985 yılından bu yana Gorbaçov'un damşmanlığım yapan Alexander Yakovlev, Rusya televizyonuna verdiği demeçte, görevinden ayrılmak istediğini Gorbaçov'a yazılı olarak bildirdiğini söyledi. Daha sonra bir basın toplantısı da düzenleyen Yakovlev, eski Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze gibi Komünist Parti'den istifa etmeyi de düşündüğünü belirterek, "Böylc bir karar almak benim için çok zor. Partide kalmanın veya istifa elmenin olumlu ve olumsuz >anlarını göz önunde bulundurarak bir degerlendirme yapmaya çalışıyorum" dedi. Başını eski Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze'nin çektiği bir grup reformcuyla birlikte Komünist Parti'ye alternatif bir hareket kuran Yakovlev, bu hareketin isteyen herkese açık olduğunu, demokrasiye inanan ve ülkenin diktatörlüğe kaymasına karşı çıkan herkesle birlikte çalışmaya hazır olduklarını söyledi.Yakovlev'in, Gorbaçov'un danışmanlığından istifa etmesinin gerekçesini net olarak açıklamamasına karşın, gözlemciler istifa nedeninin, Rusya lideri Yeltsin'in son aldığı kararla ilgili tartışmalar olabileceğini bildiriyorlar. Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin'in, geçen hafta Rusya sımrları içir.deki işyerlerinde ve okullarda siyasal partilerin örgütlenmesini ve etkinlik göstermesini yasaklama kararı almasına komünistler büyük tepki göstermişlerdi. Yeltsin'in yasaklama karannın doğrudan doğruya Komünist Partiye yönelik oldugunu savunan muhafazakâr komünistler, yasaklama kararının geçersiz ilan edilmesi için Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Gorbaçov'a yoğun baskı yapmışlar, bunun sonucunda Gorbaçov, gönülsüzce de olsa muhafazakârlardan yana tavır almıştı. AP'nin haberine göre gözlemciler, Gorbaçov'un Yeltsin'e karşı tavır almasının, Yeltsin ile giderek yakınlaşan Yakovlev'i Gorbaçov'dan tamamen kopardığını ileri sürüyorlar. Gorbaçov'un 1985 yılında Komünist Parti Genel Sekreterliği'ne getirilmesinden bu yana Gorbaçov'un ekibinde yer alan Alexander Yakovlev, o dönemlerde gerçekleştirilen yeniliklerde ön saflarda yer almış, glasnost (açıkhk) politikasının mimarı olarak tanınmıştı. Daha önceleri Sovyetler Birliği'nin Kanada Büyükelçiliği görevinde de bulunan Yakovlev, Gorbaçov'un en önemli stratejistiydi. Ancak son zamanlarda giderek liberallere doğru kaydığı gözlenen 67 yaşındaki Yakovlev, geçen yü KP Politbürosu'ndan istifa etmişti. Eşcinsellerin intikamı • LONDRA (AA) Ingiltere'de bir grup eşcinsel militan, intikam amacıyla 200 ünlü eşcinselin adlannı açıklamaya haarlanıyor. Sunday Times'ın haberine göre eşcinsel oldukları halde çekindikleri için eşcinsellerin haklannı kısıtlayan yasa ve kararları onaylayan ve uygulayan ünlülerden intikam almaya kararlı bu grup, ilk olarak ünlü bir kişinin adını içeren fotoğraflı bir afişi, Londra'da duvarlara yapıştırmaya hazırlanıyor. Kampanyanın 3 milletvekili ile devam edeceğini yazan gazete, grup üyelerinden Peter Tutchell'in ifadelerine dayanarak eşcinsellerin listesinde, milletvekilleri, kilisenin üst düzeyde yetkilileri, sanatçılar, polisler, yargıçlar ve kraliyet ailesinin bir üyesinden oluşan 200 kişinin adlarının yer aldığını bildirdi. Boru hattı onarıldı • BAĞDAT (AA) Bir yılı aşkın süredir dünya ile ticaret bağları koparılan Irak, Körfez savaşından önce ham petrolünü Türkiye üzerinden taşımakta kullandığı petrol boru hattının kendi sımrları içinde kalan kısmının tamir edildiğini açıkladı. Irak Petrol Bakanı Usama El Hiti, hükümetin resmi yayın organı ElCumhuriye gazetesinde yayımlanan demecinde, Türkiye petrol boru hattının tamirinin tamamlanmasından sonra Suudi Arabistan petrol boru hattının tamir edilmesine oncelik verileceğini bildirdi. Başkan Busb'la Gorbaçov son olarak geçen yıl Helsinki zirvesinde buluşmuşlardı. A TİNA'DA BİR OYUN Bu kez koıııı TürkYunan dostluğu adını Haralambides'in ilham kaynağından almış. Diyor ki Haralambides, "Yahu bu iki uius niçin yüzyıllarca bir türlii anlaşamıyor. Bunun ancak tek bir nedeni olmaiı. Herhalde ulu Tann eglenmek için bu iki ulusu yaratmış olmaiı. Başka izah tarzı olamaz." Eserde köytin ağası zengin Raif Ağa'nın genç oğlu Kerem ile fakir ve öksüz bir ananın kın olan Ana birbirlerine deli gibi âşık oluyor. Ama bunları yalnız Türklük ve Rumluk değil, zenginhk ve fakirlik, Hıristiyanlık ve Müslümanhk da ayırıyor. Köyün camisinde ezan okunurken aynı anda kilisenin çanları çalıyor. Köyün kahvesinde Türk ve Rum köylüleri rakı içip eğlenirken aniden "hır" çıkıyor. Kara su, köyün iki halkı arasında "bü>ük bir ihdları oluşturuyor. Geçimlerini tutun ekiminden sağlayan her iki toplum, suyun hangi tarafa gideceği üzerinde birbirine giriyor. Kavgalar, dövüşler çıkanyor. Ama köyun papazı ile imamı, bir yolunu bulup her zaman işi tatliya bağlıyor. Bu arada TheodOros adh Yunanlı bir genç de Türk kızı Fatma'ya âşık olur ve aşk yapar. Olay tüm köyde duyulur. Ortada TürklükRumluktan başka namus meselesi çıkmıştır. Raif ağa aracıhğıyla Theodoros, papazm da ona>ı ile sünnet olur ve Fatma ile evlenir. Bu iki toplumda da "hoş" karşılanır. Ancak Kerem ile Aslı'nın öyküsüne benzetilen, biraz da Yunan mitolojisinin katkısıyla gelişen Kerem ile Ana'mn öyküsü acıdır. Raif Ağa, Ana'mn çok güzel bir kız oldugunu hatta Rumluğunu kabul eder, ama yoksulluğunu affetmez. Kerem'i zengin bir Türk ağasının çirkin kızına vermek ister. Kerem reddeder ve köyden kaçan Ana'yı bulmak için dağları ovalan aşar. Nitekim Kerem ile Ana birbirlerine kavuştuklarında kendilerini Azrail'in kucağına atmakla muratlarına ererler. MOŞE ARENS AÇIKLADI Sofya'dan açıklama • ATİNA (AA) Bulgaristan Başbakanı Dimitar Popov, son bir hafta içinde üç radyoaktif sızıntı tespit edilen Kozluduy Nükleer Santralı'nda 'tehlikeli herhangi bir durum' olmadığını söyledi. Makedonya ve Trakya Bakanı Yorgo Cicikostas'ın davetlisi olarak gayri resmi bir ziyaret için Yunanistan'a gelen Popov, Yunan televizyonuna verdiği demeçte, nükleer santralın Çaüşmalarının 'güvenlik içinde' sürdürüldüğünü de iddia ederek, Avrupa Topluluğu'ndan alacakları 11.5 milyon ECU'nun Kozluduy'un güvenliğinin arttırılması için kullanılacağını söyledi. STELYO BERBERAKİS ATİNA Atina'nın Ano Kipseli semtinde bir açık hava tiyatrosu var. Adı NEA PORIA. Yara "Yeni Yol." Bu tiyatroda geçen hafta bir oyun sahneye kondu. Adı: "Tannnın Eğlendiği Gün" idi. Konusu: TürkYunan ilişkileri. Eserin yazarı Yeorgios Haralambides, Batı Trakyalı bir Yunanlı tiyatrocuyazar. Birçok kez "Abdi Ipekçi Banş ve Dostluk Ödiilü"nü kazanmış olan Haralambides, Batı Trakya'daki Müslüman Türk azınlığı ile birlikte aynı bölgede yaşamış, büyümüş ve Türkçeyi neredeyse ikinci dil olarak benimsemiş. Haralambides'in bu eseri Türklerle Rumlann arasındaki çekişme ve sürtüşmelerin yanı sıra, dostluk bağlanm ve birbirlerinden vazgeçemedikleri duygularını gözler önüne seriyor. Eserin konusu aslında çok basit ve sade. Ancak mesajı oldukça önemli ve anlamlı. Olayların nerede geçtiği ne zaman yaşandığından hiç söz edilmiyor. Ancak kostüm ve dekorlara dikkat edilecek olunursa 19. yüzyılın başlannda bulunulduğu anlaşıbyor. Yazar bu konuyu "açıkta" bırakmış olmakla 19. yüzyıhn başlanndan günümüze kadar geçen yülara karşın iki ülke arasındaki sürtüşmelerin aynı boyutlarda, aynı inat ve hırsla surdüğünü göstermiş oluyor. Olayların yer aldığı köyde Türklerle Rumlar birlikte yaşıyor. Aralarından bir dere geçiyor. Adı Yunancada "Mavropotamos"; Türkçesi "Karasu." Eser boyunca "Karasu", kolaylıkla "Ege Denizi'ne" benzetilebiliyor. Komeditaşlama bir eser olan "Tannnın Eğlendigi Gün" Âşık Şükrii Oyun boyoınca Haralambides "Âşık Şükrii" rolündedir. Âşık Şüİcrü olayları şarkı ve türkülerle güldürü ve trajik türü sitemlerle izleyicilere anlatır. Âşık Şükrü bazen o kadar kızar ki Tann'ya bile kafa tutar oyıınun bir sahnesinde. "Tannm" der, "Mademki bn diinyada aşk denen güzelliği verdin. Bu hesabı açık bırakma. Bir an önce kapaL Yazıkür, günahtır" sözlerini kullanır. Kerem'in annesi Ayşe abla ile Ana'mn annesi Madam EKsso çok samimi arkadaşür. Çocuklarını aynı günde doğurmaları olasılığında bunları birbirleriyle evlendirmek için kendilerine söz verirler ve bunu çocukların 17 yaşına kadar sır olarak tutarlar. Âşık Şükrü bu olayı şu şarkı sözleriyle dile getirir: "Allahım ne diliyor bu kadınlar? / tsa Ue Muhammed'i / Türk ile Rumu / Papaz ile imamı / Cami Ue kiliseyi birieştirmek istiyorlar / Ama bunlar gerçekleşse bile zenginlik ile f ukaralık denen bu iki canavarı kim birieştirecek?" '100 bin İranlı sabotajcı Irak'ta' • BAĞDAT (AA) Irak Meclis Başkanı Saadi Mehdi Salih, mart ayındaki kanşıklıklar sırasında 100 binden fazla Iranlı sabotajcımn ülkeye sızdığını öne sürdü. Mehdi Salih, elIrak gazetesinde yer alan açıklamasında "Bu Iranlılar, Irak'a gönderilmeden önce, ülkede geniş çaplı sabotajlar ve en korkunç eylemler gerçekleştirmeleri için özel olarak eğitildiler" dedi. Çok alkış topladı Eser oyun boyunca çok alkış topladı. İarafsızlık örneği veren bu oyunun şimdi Türkiye'de oynatılması için gerekli tercüme işlemlerine başlanmış bulunuluyor. Oyunda Yunanca konuşulurken herkes tarafından kolaylıkla anlaşılabilen Türkçe kelimeler de kullanılıyor. 'Tannnın Eğlendiği Gün' adlı oyundan bir sahne. WASHINGTON (AA) ls barLŞ göruşmelerinde Filistinlirail Savunma Bakanı Moşe lerin temsiii konusundaki soArens, ülkesinin Ortadoğu ile il runların birkaç gün içerisinde gili banş konferansına katılaca çözümlenmesini beklediğini ğını belirterek "tsrail'in yanıtı söyledi. sadece bir formalite" dedi. Arens, Amerikan ABC televizyonunun sorulanm yanıtlarken, "Böylesine önemli bir dönemde, Amerikan önerisine tsrail'in yanıtı fonnaliteden ibaret olacak" diye konuştu. ÜrdünFilistin ortak heyeti konusunda ABD ile anlaşmaya SABETAY VAROL vardıklannı belirten Arens, bu BRÜKSEL Hollanda, heyette FKÖ'den ve Kudüs'ten AnkaraAT ilişkisini "ölü nokkimsenin bulunmayacağmı söy ta"dan kurtaıma konusunda ne ledi. derece etkili olacak? Bazı Türk Arap ülkeleri ile bir görüşme diplomatik çevrelerinde büyük sağlayacak genel bir anlaşmaya umut bağlanan ve haziran soulaşmak üzere olduklarını dü nunda başlayan Lahey'in döşündüğünü belirten Arens, bir nem başkanhğı, bu konudaki buçuk ya da iki gün sürecek bu ilk sınavını bugün yapılacak AT görüşmeyi Şuriyelsrail, İsrail Dışişleri Toplantısı'nda verecek. Lübnan ve İsraüÜrdünFilistin Güneydoğu'daki Çevik Kuvheyeti görüşmelerinin izleyece vet'e birlik veren bazı ülkelerin ğini ve bunlann da dolaysız kar izleyeceği tutum da merakla şdıklı göriişmeler olacağını kay bekleniyor. detti. Dönem başkanlığının baskı"Koşulsuz görüşmeye hazı larına rağmen Atina, 1981'den n z " diyen Arens, bu tip görüş beri engellenen 600 milyon meler konusunda Israil'in 43 ECU tutarındaki "dördüncü yüdır izlediği tutumda hiçbir de mali protokoP'ün serbest bırağişiklik olmadığını belirtti. kılması konusunun toplantı" Arens, görüşmeler sırasında gündemine ahnmasını veto etişgal topraklanrun kaderi yolun ti. TürkiyeAT ilişkileri, bir kez daki bir soruya, "Biz tutumu daha öğle yemeğinde ve "günmuzu anlatacağız. Böylece in dem dışı"görüşülecek. sanlar tutumumuzu anlayabüir12 dışişleri bakanının bugün ler" şeklinde karşılık verdi. başlayacak toplantısı, yaz tatiÖte yandan Israil Din Işleri li öncesi gercekleşecek som Bakanı Avner Shaki. Ortadogu "olaöan" bulusma. Israilbarış konferansında var AT bakanlan toplanıyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle