Katalog

2Ü ihMMUZ 1991 KULTURSANAT CUMHURİYET/7 İMZA/SÖYLEŞİ ^Tamtanıların sesi çınlıyor Danimarka'da düzenlenen 'Afrika İzlenimleri' Festivali Afrika'nın uluslararası müzik piyasasında kendine özgü bir yer edinmeye başladığının kanıtıydı. Danimarka temmuz ayı boyunca Afrikalı müzisyenleri konuk etti Rıfat Egaz'ın imza günü • Kültür Servisi Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün düzenlediği imza günleri, dün de Rıfat Ilgaz'la sürdü. Migros Şişli Golden Plaza'da gerçekleşen imza gününde Rıfat Ilgaz okurları ile buluştu ve kitaplarını imzaladı. Ilgaz'ın imza gunüne çok sayıda okuru katıldı ve standın önünde kuyruk oluşturdu. Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün imza günlerinin bugünku konuğu Aziz Nesin olacak. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL) FERRUH YILMAZ ~ SEMİNER Bilar'da erkeklik sorgulanıyor • Kültür Servisi Bilar'ın "Eleştirel Cinsellik" seminerinde bu hafta sosyolog Hüseyin Tapınç "Erkeklik konusunu işleyecek. Hüseyin Tapınç, "erkekliğin" toplumsal anlamının erkek bedeniyle, bu bedenin biyolojik, fiziki özellikleriyle açıklanamayacağı kabulünden hareket ediyor. Salı günü Adnan Ekşigil, ussallık ve şiddet karşıtlığı bağlamında Marx'ın Fransız Devrimi karşısındaki konumunu tartışacak. Mustafa Arslantunalı'nın seminerinde ise enformasyon kuramı terimleriyle biyoloji evrim surecini açıklamaya çalışan yaklaşımlar ele alınacak, enformasyon ve iletişim paradigmalarının toplumsal bilimlere sıçrayışı tartışüacak. Perşembe günü ise Nietzsche'nin Zerdüşt'ünden "Okuma ve Yazma Üzerine" makalesi Oruç Aruoba'nın seminerinde yorumlanacak. SİNEMA KOPENHAG Afrika, AIDS'ten, açlıktan, fakirlikten ve askeri darbelerden ibaret değil. Afrika bir o kadar da müzik ve dans demek. Hem de Batı'nın pop müziği her şeyiyle dünyanın bütün köşesine bucağına girerken, uluslararası pop ve rock dünyasında kendini kabul ettirmeye başlayan bir müzik türüne sahip Afrika. Aslında Afrika müziği diye genel bir kategoriden söz etmek pek doğru değil. Afrika müziğinin ritmikliği ve dinamizmi dışında tek ortak yanı da nerede duyarsanız duyun hemen tanıyacağınız yumuşak geçişlere dayanan oldukça özel elektrogitar kullanımıdır herhalde. Bunun dışında Afrika müziği ülkeden ülkeye olduğu kadar, ülke sınırları içinde bile çeşitlilik gösteriyor. Bunu, Afrika'daki ulusal sınırların sömürgecilik döneminden kalma yapaylığına da bağlamak mümkün. Afrika müziğinden söz etmek durup dururken aklıma gelmedi kuşkusuz. Başta Kopenhag olmak üzere Danimarka'nın belli başlı büyük şehirleri Afrika tamtamlanyla çınladı temmuz boyu. Zaman zaman çeşitli konularda geniş çaplı festivaller duzenleyen "Copenhagen International Theater" bu yıl Afrika kültürünü Danimarkalıların ayağına getirdi. Festival boyunca Afrika'daki çeşitli müzik kültürlerini temsil eden 15 ayn grup (Zimbabwe'den Thomas Mapfumo, Güney Afrika'dan Mah kalılar, sömürgecilik döneminden kalma ulusal sınırlar içinde yaşıyorlarsa da sınırların dil ve kültür gibi doğal bölgeleri yansıttığı söylenemez. Bu yüzden örneğin 20 farklı dilin konuşulduğu bir Afrika ülkesinde ortak konuşma dili doğallıkla eski sömürgecilerin dili oluyor ve şarkılar da kitaplar da genellikle bu dilde yazılıyor. Yine de Afrika'da iki üç dilin karışımım konuşanlarla karşılaşmak ender bir rastlantı olmadığı gibi bu, edebiyata da yansıyabiliyor. Afrika müziğinde olduğu gibi edebiyatında da genel sorunsal, sömürgeciliğin zihinsel etkilerinden kurtulma mücadelesinde odaklamyor. Afrika kültüründen söz ederken müzikten çokça söz etmiş olmamın nedeni, festivalin müzik ağırlıklı olması kadar, Afrika kültürünün de müzik ve dans ağırlıklı olması. Uluslararası pop dünyasına, güçlü Afrika ritimlerinin kullanıldığı "mbalax", daha önce sözünü ettiğim özel gitar motiflerinin kullandığı "juju". Güney Afrika'nın Batı popuyla geleneksel ritimlerinin. sentezi olan "mbaganga" gibi kavramları sokan Afrika müziği, vücuda seslenen özelliğiyle de Avrupa ve Amerika pop listelerinde giderek daha fazla yer alıyor. Güney Afrika'nın hızlı bir tempoda çalınan sokak müziği "kwela"yı son albümleriyle bütün dünyaya tanıtan Paul Simon gibi çok sayıda ünlü Batılı müzisyen de Afrika müziğini esin kaynağı olarak kullanıyor. öyle görünüyor ki Batı müziğini kendi geleneksel müziğiyle birleştiren Afrika müziği, 9O'lı yıllarda kendinden epey söz ettirecek. Afrika müziğiyle henüz tanışmamış olanlar; plakçınıza mutlaka bir Afrika albümü olup olmadığını sorun. Alacağınız kasetin danslı partilerinizin vazgeçilmez müziği olacağını göreceksiniz. 'Sessiz Ev' konulu tez • Kültür Servisi Orhan Pamuk'un "Sessiz Ev" romanı, Hamburg Üniversitesi Türkoloji bölümü öğrencisi Yasemin Karakaşoğlu tarafından üniversite bitirme tezi olarak ele alındı. "Sessiz Ev: Çağdaş Türk romanında, tarihsellik, zaman ve kimlik sorunu ile özdeşleşen eleştirel hesaplaşmanın çok yönlü görünümü" adını taşıyan 136 sayfalık tez başanlı bulunarak kabul edildi. 1965 yıhnda Almanya'da doğan ve şimdilerde Hamburg Üniversitesi Türkoloji bölümünde doktora çalışmalarına başlayacak olan Yasemin Karakaşoğlu'nun tezi kitap olarak Almanya'nın ünlü "Harrasowitz" yayınevinin '92' programına alındı. ZIMBABWE'DEN Festivale Zimbabwe'de söylediği şarkılar yttzünden bir zamanlâr hapis yatan Thomas Mapfumo da katıldı. lathini and The Mahoteila Qtıins, Mali'den Kasse Mady, Kamerun'dan Les Tetes Brulees, Benin'den Angelique Kidjo ve daha niceleri) Danimarka'ya gelirken dört dans grubu ki bunlar arasında dünyaca ünlü "Les Ballets African" da vardı ve Elsa Folliaston, Germaine Acogny ve Isnel da Silveira gibi kadınlar, Afrika dansını, Güney Afrika'nın ünlü Market Theater'ı gibi gruplar da Afrika'daki politik tiyatroyu (Afrika'daki modern tiyatro zaten politik) tanıttılar. Fotoğraf ve resim sergisinin de programda yer aldığı festivalde ayrıca Nijeryalı Chinweizu, eski Kongo Başbakam Henri Lopez, Somalili Nuruddin Farah, Gordon Chavunduka gibi yazarlar da Afrika edebiyatını anlattılar, tartışma toplantılarına katıldılar. Festivalin düzenlendiği kentlerin belli merkezlerine, Afrika gömleklerinin, çantalarının, heykellerinin, takılannın satıldığı, yemeklerinin, şaraplarının sunulduğu "Afrika marketleri" açıldı. Bir de her gece saat 22'den sabaha kadar açık olan ve festivale katılan Afrikalı grupların kafalarına göre takıldıkları, zaman zaman da diskoya dönüşen Afrika Gece Cafe'si. "Images of AfrikaAfrika tzlenimleri" adıyla düzenlenen ve hem izleyici açısından hem de ekonomik açıdan büyük bir başanyla sonuçlanan festivali, kıyısından kösesinden bile izleyenler, Afrika'ya ilişkin önyargılarını yeniden gözden geçirmek zorunda kaldılar. Afrika kültürü, geleneksel kültür olduğu kadar kent kültürü de çünkü. Afrika müziği de öyle. Afrika müziği ve dansı deyince tamtam eşliğinde rengârenk elbiseleriyle dans eden çıplak memeli kadınlan hayal edenler düş kırıklığına uğramışlardır herhalde. Afrika hiç de sanıldığı kadar egzotik ve yabancı değil. Zaten Afrika müziğinin en büyük özelliklerinden biri, Batı müziğiyle bir çeşit iç içelik. Batı tarafından kullanılan Afrika ritmleri ve motifleri, Batı'yla yalcın ilişki içinde olan Afrika'ya yeniden dönerek yeni bir sentez oluşturmuş. Afrika müziğinden söz ederken politik yanına değinmemek olmaz. Sömürgeciliğe karşı mücadeleyle, geleneksel müzik arasındaki bağ gözle görülür bir biçimde somut Afrika politik müziğinde. Bu bağlamda Danimarka'ya gelen Zimbabweli Thomas Mapfumo'dan ya da Güney Afrikalı şairmüzisyen Mzwakve Mbuli'den özellikle söz etmek gerekiyor. Zimbabwe*nin Rodezya olduğu dönemde, yerel "Shona" dilinde söylediği şarkılar yüzünden hapis yatan Mapfumo, siyah Marksist yönetim döneminde de muhalifliği elden bırakmıyor. 500 milyon insanın yaşadıgı Afrika'da yüzlerce dil konuşuluyor. Gelenekleri ve dini inançlan da birbirinden farklı olan Afri Troya'da şenlik • ÇANAKKALE (AA) "2. Kültürlerarası Troja Sanat Şenliği" Çanakkale'de başladı. Alman konservatuvar öğrencileri, şenlik kapsamında dün akşam tarihi antik tiyatroda bir konser verdi. Konserde, Franz Schubert, Richard Strauss, Johannes Brahms, Ludvig Van Beethoven, Hans Werner Hense gibi dünyaca tanınmış sanatçıların eserleri seslendirildi. Truva harabeleri, Alexandria Troas, Çanakkale Kilitbahir ve Bozcaada'da çeşitli kültürel etkinliklerle devam edecek olan şenlik, 2 ağustosta sona erecek. 8. kez evleniyor LOS ANGELES (AA) Ünlü sinema sanatçısı Elizabeth Taylor, yeniden evleneceğini bildirdi. Ünlü yıldız, önceki gün basına yaptığı açıklamada, 4 yıldır birlikte olduğu 39 yaşındaki inşaat işçisi Larry Fortensky ile ekim ayında evleneceklerini duyurdu. Liz Taylor, duygularını, "Yaşam güzel ve tatlı. Birbirimizi her geçen gün daha fazla seviyor ve mutluluğumuzu ailelerimiz ve dostlarımızla paylaşmak istiyonız. Bir kez daha evlenmek istediğimi her zaman söylemişimdir. Tanrı'ya şükiır oldu ve bu kez sonsuza dek sürecek" sözleriyle dile getirdi. 'Menekşe gözlü' yıldızın yakınları, iki sevgilinin 1988 yılında Betty Ford Vakfı'nda alkolizm tedavisi gördükleri sırada tanıştıklarını belirttiler. İki Oscar ödüllü Liz Taylor, sanat yeteneğinin yanı sıra evlilikleriyle de ün kazanmış bir artist. Ilk evliliğini 195O'de henüz 19 yaşındayken Hilton Otellerinin sahibi Conrad 'Nicky' Hilton'la yapan Taylor'un başından ünlü aktör Richard Burton'la iki kez olmak üzere, 7 evlilik geçmişti. Komedi insanda tiryakilik yapar Kültür Servisi Şu sıralar Woody Allen'lı iki film sinemalarda. Biri, Woody Allen'ın yazıp yönettiği 'Alice', öteki ise Woody Allen'ın oynadığı 'Ahşveriş Manzaralan.' Amerikalı mizah ustası, Paul Mazursky'nin yönettiği 'Alışveriş Manzaralan'nda Bette Midler'la birlikte döktürüyor. Son zamanlarda Italyan TV'si için bir reklam filmi de çeken Allen, 'Gölgeler ve Sis' adlı son filmini kısa bir süre önce tamamladı. 'Gölgeler ve Siste John Malkovich ve Mia Farrow'la birlikte Madonna'yı da oynatan Allen, Financial Times gazetesinden N'igel Andrew'nun sorularını yanıtlarken çeşitli konulardaki görüşlerini de dile getirdi. Işte bunlardan bazıları: Alice'in yönetmeni, AlışverişManzaraları'nın oyuncusu WoodyAlleru MODA SİNEMASI KİTAP VE SİNEMA ŞÖLENİ îTEMMUZ BENİM GÜZEL ÇAMAŞIRHANEM ) TEMMUZ TANGOLAR TEMMUZ ERKEKLER AĞUSTOS AĞIT İtalyan televizyonuna bir reklam filmi de çeken Woody Allen, son filmi "Gölgeler ve Sis"te John Malkovich ve Mia Farrow'un yanı sıra Madonna'yı da oynatıyor. 70 yıl önce Avrupa'da geçen filmde Allen kendi de oynuyor. yüzüdür isterik gülme. Aslında insanın mizah karşısındaki tepkilerinde haz ve keyif vardır. Hatta bazen bu açıktan açığa bir gülme de olmayabilir, zekice bir esprinin içten içe değerlendirilmesi biçiminde olabilir. Gövdeyi tepeden tırnağa bir haz kaplar, tıpkı müzik dinlerken olduğu gibi. Komedi çok soyut, tanımlanması çok güç bir şeydir. Ama ben komedinin bütünüyle pozitif bir şey olduğuna inanıyorum. İnsanda tiryakilik de yapar... türür. Komedi kaçınır, trajedi yüz yüze gelir. Birçokları, komedi yapmanın 'daha zor* olduğunu söylerler. Ama bu zorluk bence yalnızca özel teknik beceriler gerektirmesinden kaynaklanır. Trajedi, eninde sonunda daha doyurucudur... Işin en güzel yanı, bir filmle ilgili fıkrin akhnıza ilk geldiği andır. O harikulade ilk heyecanı iliklerinizde hissedersiniz. "Aman allahım" dersiniz kendi kendinize. "MUthiş olacak, bugüne kadar yapılmış en büyük filmlerden biri olacak". Ve sonra gerçekler yavaş yavaş tepenize çöker. Kurgu odasına girdiniz mi var olma savaşı veriyorsunuzdur artık. "Bu kadar ince fikirler işe yaramaz, seyircinin zevk alacagı bir şeyler bulalım" demeler başlar. En sonunda, film ortaya çıktığında, bir yemeğe saatlerini ve ren bir aşçıbaşı gibisinizdir: Bakarsınız, bakarsınız, tatmak şöyle dursun, elinizi bile sürmek istemezsiniz... 'Cahillerin Krah? • Kültür Servisi Adriano Celentano, uzun ı bir aradan sonra "II Re Degli Ignoranti" (Cahillerin Kralı) adını verdiği bir uzunçalar hazırladı. Plaktaki parçalar günümüzdeki cehaletlerden söz ediyor. Celentano'ya göre çarpık yapılaşma, kilitlenen trafık, mafya ve uyuşturucu bugününün cehaletlerinin özünü oluşturuyor. Kötülük Yeni bitirdiğim filmin temalanndan biri de kötülük kavramı. Kötürük, içinde yaşadığımız dünyanın bir yansıması, adaletin çok az olması, ta Beyaz Saray'a kadar toplumumuzun her duzeyinde ancak izin verileni kotarabilmemiz. George Bush'un başkanlık kampanyası sırasında yalan söylediğini herkes biliyordu. Nbton'ı sectiklerinde ne düşünmüştüm, biliyor musunuz? Nixon'ı, yalan söylediğini anlamadıkları için seçmiş değildiler. Tam tersine, yalan söylediğini biliyorlardı, ama içlerinde onunla ilgili olumlu bir şey yankılanmıştı. Daha 1950'li yıllarda, Nixon, EisenhowerL ın yanında başkan yardımcılığına adaylığını koyduğunda, adamın çürük olduğunu tanıdığım bütün çocuklar biliyordu. Hepimiz velettik, ama bunu anlamak için siyaset üstadı olmak gerekmiyordu... Benim kuşağım, gerçek dinsel inançlardan yoksun yetişti. Önderlerimiz iyi ahlak örnekleri değildiler. Bu yüzden, her birey nasıl yaşayacağı konusunda kendi seçimini yapar. Bazıları dürüst, ahlaksal açıdan sorumlu bir yaşam sürmeye karar verir. Bazıları da öbür yolu seçer, kötüden yana çıkar. 'Suçlar ve Kabahatler*de dediğim gibi eğer fkinci Dünya Savaşı'nı Adolf Hitler kazansaydı, ders kitaplanmızda tamamen farkh tarih ve ahlak görüşleri yer alacaktı. Komedi Komedi, bence tamamen bir içgüdü. İnsanın müzik kulağı ya da resim yapma yeteneği olması gibi bir şey. Örneğin ben, espri yapamamayı düşünemem. 16 yaşındayken New York'taki bir basın ajansında çalışıyordum. Her gun elli 'gag' yazardım. Her gün okuldan sonra ajansa uğrar, elli 'gag' teslim eder, oradan eve giderdim. Bunu nasıl yapabildiğim konusunda hiçbir fikrim yok. Yalnızca bir yetenek işte, talihli bir yetenek... \alçın Antalya'da • ANTALYA (AA) Yasemin Yalçın Tiyatrosu 23 ağustos tarihlerinde Antalya'da "Bedava mı Sandm" adh oyunu sergüeyecek. Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu'nda sergilenecek oyunda, Yasemin Yalçın'm yanı sıra Ertuğ Koruyan, Gamze Gözalan, Biran Türan ve llyas llbey de rol alacaklar. Dario Fo'nu yazdığı ve Selçuk Uluergüven'in çevirdiği oyunun yönetmenh'ğini Oğuz Aral yapıyor. ?AĞUSTOS ) AĞUSTOS 04AĞUSTOS BAĞLA BENİ TAXI BLUES GÜNEY Tel:337 01 28 Gülmenin yaran Gülmenin insanlara fiziksel bir yarar sağladığının ortaya çıkarılıp çıkarılmadığını bilmiyorum. Ama duygusal açıdan yararlı bir gülme vardır, insanı gerçekten rahatlatır. Oysa isterik gülme farklıdır. Manik depresyonun bir başka Komedi ve trajedi Kanımca, komedi ve trajedi aynı şeyin iki yüzüdür. Ama işleyişleri farklıdır. Diyelim, korkunç bir olay meydana geldi, örneğin Titanik faciası. Komedi perisi o olaya yüz vermez, onu saptınr ve bir espriye, zekice bir nükteye dönüş Sinema • Tiyatro • Gesteri SUNAR Dünya tarihind* bir özgürlük anrlı... 146 97 38 • 132 64 26 MOZARTın 200. ölüm yılı şercflne 8 Oscarlı AMP İ ANADEüS Ankara K1OURMAK (12S 13 93) ^ Mik>s Forman Plmi ^ BETTE MIDEER P O D Y ALLE\ AS Sinema tarihimte B Oscar'lı bir başyaprt! EMIUO ESTEVEZ KIEFER SUTHERLAND LOU DIAMOND PHILIPS l ÖDÜLLÜ FİLMLER HAFTASI BEY06LU SİNEPOP 143 70 71 26 T«mımız 27 Teımnaz 2>TnınHiz M0IITIIULU İSA Dnnyt Arcınd »İW »OM BORSA Deboroh v« Nkk, 16. evlilik ytldönümtorinde, arakınndaki bütün sorunlann muhasebesinı yapmoyo karar verdiler... Alışvenf merkezinin A LI C E YAZAN ve YÖNETEN VVOODY ALLEN Baktrköy KARYA (542 11 72) 12 0014 1516 3018 4521 00 : BERNARDO BERTOLUCCI SHELTERING SKY JOHN M*lK0VICH TH[ DIRR3 WINGER YOUNGGUNSH JON BON JOVÜnin Oscar adayı 1 numaraiı parçası ( S 1 « 2 ( « ) M 0013 30 ^6 OO1B3O31 C C (3MMSS( tî 001* 1516 3019 0O2T ı5 (148 OIM) '2 X ı * 156 3018 *5Z1 X (111 *3 13) DEIİNÜK S»RH«ÎLU«U UC BttSM GflLON »D( JnnJıc«iB AımiMd $EYTAN Ç)KM»Z1 BEN KINGSLEY B RİCHARD A T T E N B O R O U G H FL I M IM 29 Tenımız 30 Temmuz GANDHI 2. HAFTA (147S3 15) (337 0 1 2 » 11 0014 3018 0021 30 110014 3018002130 PREDATOR 2 Sl'SAN SARANDON JAMES SPADER 7^\ Genç bir erkek vecüretkâr birkadının öyküsü J I W l M,l 1B. IWM MANZARALARI 2. HAFTA "SCENESFROMAMALL" Beyoğlu EMEK (144 84 39) 12 0014 1516 3018 4521 15 KsdıkSyREKS (336 0 1 1 2 ) 1 2 0014 1516 3018 452115 Ankara AKÛN (127 76 56) 12 1514 3016 4519 0021 15 p , Aiın Pırm flOSIMCı LEVENT OYA İORCA BAŞAR GÜNDOĞARKEN BEYOĞLU ve SİNEMA ŞÖLENİ 31 Temnoz ÇIHGCNELER ZAMtNI Effiir Cmlınct 1 ftflıstss »»Hîl IUTGUUH Bavm lynclı HvblyeAS KadıkOyMODA I2.OO14.19163O18.4S21.O0 Kr TINTO BRASS Filmi OPAOB BAG DDDAP&ÖU TPT "BUDAPEŞTE BARI" Beyoğlu DÛNYA (149 93 61) 12 oou 15 16.30 18 4521 00 kJŞ EHİR İSTANBULBELEDİYESİ T İ Y A T R O L A R I TİYATRO OYUNU YARIŞMASI 114' 62 03i 120014 1516 (336 06 82 i 110013 3016 (516 26 60) 11 0013 3016 (125 74 78) 120014 3016 1519002130 0019 1521 45 0018 3021 00 4519 152130 DUŞUNULDU Yazan :Muz.affer Abayhan Yıiırâ^ Erac^dn YonetenîLevent Kırca Soz MuzakîGundoğarken KareografıîSaıt Sc Ses.ısık! Staras •2 ZS Ttmnııc ÖLÜMSÜZ Z CuRl Von Cona Gaır 27 TMMHH ORtMCEk K\DIMN ŞışlıKEHT KadıkoySUBErYA Ç laşŞAFAK 3 AnkaraMETROPOL DÜNYA KLASİKLERİ H A R B İ Y E AS 1 28 Temmuz 2930 Temmuz 31 Temmuz !2 Ağustos <^, c , 4 e 1 1*7 63 15 Yon: Oliver Stone REKLAM FİLMİ DAGlTIMINDA Salvador 1900 (I. ve II.) Yon: Bernardo Bertoluccı FİDfl E11 ^ ^ ı 149 50 33 Mavi Kadife Yon: Davıd Lynch 1 \m\ 1 1 Duyurularınız if 146 9 7 38 132 6 4 2 6 Sinema Tiyatro Gesteri 1. İstanbul Bevediyesi Şehir Tiyatroları bir "Tiyatro Oyunu" yarışması düzenlemiştir. Bu yarışmaya adaylar birer oyun ye kcjtılacaktır. 2.Oyunlar 3 (üç) kopya olarak 1 Kasım 1991 tarihine kadar istanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan Müdürlüğüne taahhütlü olarak gönderilecek ya da imza karşrfığında teslim edilecektir. 3. Oyunlann ön etemesi istanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Dramaturji Kurulu tarafından yapılacaktır. 4. Ön elemede eserier arasından en çok üç oyun seçilecekfir. Kurut yarışmaya katian oyunlardan hiç birini seçmeyebiir. 5. Seçilen üç oyun rejisör, dramaturg ve yazar işbirliği ile geliştirilecek ve Yönetim Kurulu'nca seçilen bir tanesi Gençlik Günleri'nde sahnelenecektir. 6 Oyun uygun bulunduğu taktirde repertuara alınabilecektir. Cluı OPUCÜĞL \on Hector Babcnco 28 Ttmım/Z ROSA LLXEMBURG 29Tlmmoz MEŞLİ S\BIR P.tMİ Von \nıonıo Skarmcıa 30 Tımmuz RESMt T A R İ H Slll Von Luı> Pucnzo 31 Temmu!> EŞİL Çir» DLIŞ G O R D L Ğ U VER Von VVemer Herzog I Ağuslm P»r|. MLZİK KITLSL Von C ^ l a Ga\ra^ d h i t I)cİffaTffi kuyaldıçu nficieravie Saîön fc î l t k J l ltfo Yerl«n Boctancı Göt*mn Marfcm, Tri. 3*4 72 10 Vakkormım Ttkan. T*l 151 28 88 Vskkonma Sudır» TaL 390 87 42 Boyoğlu SimrnoK 151 32 40 12 0014 1516 3019 0021 15