Katalog

Cumhuriyet 17 kişiyi yemekle suçlanıyor Sahıbı: Cumhunyet Matbaacılık \% Gazetecılık Turk Anonım Şırkeu adına NuUr Nldl 0 Ccnel Yayın Mudurır H u a ı Cemal. Muesscse Müdürü Ejnine Lşlktagil. Yazı Illen Maduru Ok«j Gonensin, £ Haber Merkczı Mudüru Vılçu B»*r. Sayfa Duzenı YOnetmem Ali \c»r 0 Temsılcıler ANKARA Ahmet Tan. IZMİR HlknMI Çftinkıyı. ADANA Çttin Yiftııotlu iç Poimka Cdal Baftaagıt lsunbul Hftberlcn Şeuv KjJku. Ekonomı Mcn] Tucr, Dı» Haberler Erfn Ma. IşSendıka Ş.kra. b H d . KlllrlU Cd«l(W, EJınm G m Şolu. Vte Haberlcn S«t<l« Dofn, Spor D.nıjmını AMUkalir YKtiau. Dızı Yazılar KMCB ÇaJifkaa. Arasıırma Şaku Alpay, Düîdtmc AMaflafc \ M » Q Koordınator AtaKi Koralna 0 Vialı I*kr E/ol Erfcat 0 Muhastbe Bafcml teaer 0 BüifePlinlama Se»fl Otuabq«otlH # Reklam Ayjt l o m 0 Ek Yıvmlar H*)jı Akyol 0 Idare Hı«™ C.rtr 0 Ij^nc Ontor ÇHİk 9 Bıljılstaıı Nd lul £ Prrsond Snfl Boıuaaotta Yayın Kunıht Bt«kan v«*r Nıdl &»•» x Vj.ko/ı Cumhunra Matbucılık v* Cueteaiık T.A.Ş. Turk Ooiı Cıd. 39/41 C*l»loilu 34334 t:l PK 246 Isunbul Td 512 O 05 (20 lul), Tda 22246, Faı (1) 5» 60 72 0 S OtMT AUMİ, Y*a B ^ . H m . Bumtor Aıkm: Zıy» GOUlp Bh lnkılıp S. No 19 4. Td 133 1 4147, Tttou 42344, Fa* (4) 133 1 CtBll. HikM Ç ı t ı t n C u Mj 05 65 0 b»lr H Zıyı Bh 1332 S 2/3. Tet 13 12 30. TdOL 52339, F«x. (31) 19 53 60 : InOnll Cad 119 S. No I Kal 1. Td. 19 37 52 (4 h»t), Tefc* 62155, F«I (71) 19 25 78 Sriçık. U SUmtm, Ahatt Tn TAKVİM: 28 TEMMUZ 1991 lmsak: 4.01 Güneş: 5.48 ögle: 13.15 Ikindi: 17.11 Akşam: 20.32 Yatsı: 22.11 lkmyam yargılanıyor Polisler, kokuya dayanabilmek için Dahmer'in evinde maske ile çalışıyorlar. İnsan parçaları, kutulara, plastik torbalara dolu olarak bulundu. 31 yaşındaki Dahmer kurbanlarının uzuvlannı kesip, vücutlannı parçaladıktan sonra ırzlarına geçtiğini itiraf etti. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK Yaklaşık Bir yıldır Milwaukee'nin yıkık dökük mahallesindeki apartmanlardan birinden gelen çürütnüş et kokusu komşulara rahat vermiyordu. Gece yarılarında elektrikli kesici aletin sesi duyuluyor. Ara sıra evden bağırışlar geliyordu, mahalleli sık sık etrafta patlayan tabanca sesine alışkın olsa da koku dayanıhr gibi değildi, ama evde oturan genç, sorun çıkarma niyetlisi birine benzemiyor, sessiz sessiz çikolata fabrikasındaki işine gidip geliyor, kirasını her zaman vaktinde ödüyor, kokuyla ilgili sorulara, buzdolabındaki bozuk etlerden kaynaklandığını söyleyerek zarif cevaplar veriyordu... Sonunda on gün önce bir gece evden zor kaçan elleri kelepçeli biri apartmanın durumunu polise haber verdiğinde ortaya çıkan manzaraya kimse inanamadı. Sinek dolu evde tam 11 ayrı insan vücuduna ait çeşitli parçalar, buzdolabında uç kaynatıknış insan kafası, parçalannuş vücutlara cinsel tecavüz fotoğrafları, öldürmelerin video fılmleri bulundu. 31 yaşındaki Jeffry Dahmer önceki gün en az 17 kişiyi öldürmek suçuyla yargılanmaya başladı. Dahmer soğukkanlı bir şekilde polisi eve aldığı gibi aynı şekilde öldürme olaylarını itiraf etmeye başladı. Sorgusunda kurbanlan, çevre barlardan ya da alışveriş merkezlerinden topladığını söyleyen Dahmer'in eşcinsellere ve siyahlara düşman olduğu kaydediliyor. Dahmer, 1982'de 13 yaşındaki bir erkek çocuğa tecavüz girişiminden tutuklanıp 12 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakümış. Serbest bırakılması sırasında Dahmer'in babası yetkililere yazdığı mektupta, oğlunun sokağa bırakılmasından ciddi kaygı duyduğunu belirtmiş. Kokuya dayanabilmek için maske ile çalışan polisler Dahmer'in tek odalık dairesinde insan parçalarının, kutulara, plastik torbalara dolu durumda yerlerde bulunduğunu bildiriyorlar. Dahmer, kurbanlarının uzuvlannı kesip, vücutlannı parçaladıktan sonra ırzlarına gecip fotoğraflannı çektiğini itiraf etti. Dikili'de son Kimi kadınlan zincirliyor, kimi uzun etekle kara sevda yaşıyor, 1930'lara özlem duyanlar da az değil festival gtinti Şıklıkla gelen şaşkınlık NECLÂ SEYHUN PARİS Eskiden kolaydı işler... Moda toplumlann, olayların aynası ya... Ne varsa o yansırdı aynaya. Bir savaş mı, bir kraliyet düğünü mü, bir sanat olayı, bir buluş, tıpta buyük bir başarı, yeni bir felsefe, ünlü bir film, bir bunalım mı? Hemen bulurdu modada yerini. Tüm modacılar o doğrultuda modeller yaratırlardı. Dönemin modası, donemin önemli olayını yansıtırdı. Ya şimdi? Ya 1991 yazının temmuz sonunda moda aynasına yansıyan ne? Birinden çıkılıp birine dalınan savaşlar mı, ekonomik krizler mi, çevre sorunları mı ne? Herkes almış başını gidiyor. Lagerfeld, Chanel'de onun havasında modeller yaratması, onun stilini sürdürmesi gerektiğini unutmuş, balerinlerin kısacık, kabarık şu tül eteklerine kaptırmış kendini gidiyor. En abiye kıyafetinin altında da o var, en ciddi tayyörünün altında da hem de tülden... hem de kışın. Sonra yine o bir zamanların krinolin eteklerini uygulamış günUmüze. Marie Antoinette kıyafetleri. Bayram değil seyran değilken... Ama Lagerfeld'in krinolinleri mini. LGivenchy klasiğin klasiği erkek stili tayyörlere kaptırmış kendini. Sporunda da abiyesinde de yünlüde, saten yakalısında, dantellisinde işleme ile bezeli olanında da. O ağırdan ahyor bu kışı, hafiften uzamış etekleri ile de. Geçmişin büyüsüne kendini kaptıran modacılardan biri de Yves St. Laurent. O da bir dönemin balenli korselerine takmış aklını. Siyah dantelden karınca belli korseler giydiriyor. Alabildiğine seksi, alabildiğine sıkı korseler. Yalnızca bir korse ile toplum içine çıktığını düşünmek korkulu bir rüya olabilirdi, ancak bir zamanlar... Bir kâbus... Kendini korse ile toplum içinde öyle çıplak görmek düşü, göreni utancından yerin dibine sokardı. Oysa bugün böyle bir kıyafetle toplum içine çıkmak herkese nasip olmayan bir ayrıcalık demek... Demek ki Yves St. Laurent'den giyiniyorsunuz! Ne fark. Köprülerin altından akan sulara bakın! Modacı o korseleri ya böylece sek ya da bir karış tafta etekle giydiriyor. Eteğin yerleri süpüreni de var. Üstü kaval altı şişhane, buna denmez de neye denir? Louis Feraud ille de kilt etekler diyor. Bir de Çingeneler. Guy Laroche dar uzun ver^ev elbiseleri ile 1930'lann özlemini yaşıyor. Paco Rabanne zincirliyor kadınlan gene. Nina Ricci'de uzun etek flörtten çıkıp kara sevdaya dönüşüyor. Dior'da, Ferre kadınlan altınlar, gümüşler, şıkır şıkır işlemeler içinde görüyor. Bir saltanattır gidiyor modellerinde. Gazeteler, "Ferre'nin ekonomik krizden haberi yok galiba" diye yazıyorlar. Torrente çizgili diplomat ceketleri giydiriyor kadınlara. Versace kısacık sade mini elbiselerinin altını diz kapaklarının üstüne kadar çıkan şıkır şıkır işlemeli silahşör çizmeleriyle tamamlıyor. Scherrer Acem minyatürlerine vurulmuş. Carven eski Rus kıyafetlerinin içinde kaybetmiş kendisini. Herkes ayrı telden çalıyor. Peki, modaya yansıyan olay ne? Renkli, ışıltılı bir kargaşa, şık bir şaşkınlık belki de. Louis Feraud, ille de kilt etekler diyor. Ferre, kadınlan altınlar, gümüşler, işlemeler içinde görüyor. Torrente, çizgili diplomat ceketleri giydiriyor. Versace, kısacık elbiselerini şıkır şıkır işlemeli silahşör çizmeleriyle tamamlıyor. Herkes ayrıteldençalıyor. • DtKİLİ (Cumhuriyet) Dikili 6. Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali bugün sona eriyor. Hafta boyunca çeşitli etkinliklerin düzenlendiği, büyük bir katılımla gerçekleşen festival için Belediye Başkanı Osman özgüven, "Demokratik katılımlarından ötürü herkesi kutluyorum. Banş ve dostluk festivallerimiz önümüzdeki yıllarda kitlelerin daha da yoğun katılımıyla sürecektir" dedi. Bugün sona erecek olan Dikili Kültür ve Sanat Festivali'nde saat 17.00'de Çamlaraltı'nda konuşmacı olarak İzmir tşçi Sağlığı Derneği Başkanı Erol özcan ile Op. Dr. Şükrü Güner'in katılacakları 'Işçi Sağlığı, lş Güvencesi' konferansı yer ahyor. Imza kuşağında Hidayet Karakuş ve M.Şakir Örs kitaplannı imzalayacak. Gece ise Liman Sahnesi'nde Timur Selçuk resitali var. 'Çevre' için dev yatırım • MANİSA (AA) 'Türkiye'de çevre için en büyük yatırım" olarak nitelenen ve birinci bölümünün 13.5 milyon marka mal olacağı bildirilen Manisa Organize Sanayi Bölgesi arıtma tesislerinin temeli önümüzdeki ay atılacak. Manisa Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Türek'ten edinilen bilgiye göre biyolojik ve kimyasal atıkları arıtacak dev tesisin proje ve kredilendirme işlemleri tamamlandı. En azılı katiller Dahmer "seri halinde" cinayet işleyen katillerin en azılılarından. "Psycho" filmine konu olan Ed Gein en azından bir kadını öldürmekle suçlanmıştı. Gein'e ait Wisconsin çiftliği arandığında kayip kadın bileklerinden asılı, derisi soyulmuş, etleri parçalanmış halde bulunmuştu. Polis aynı yerde saklanmış insan kafaları, insan derisinden yapılmış koltuklar, kemiklerden yapılmış sandalyeler bulmuştu. Rean Corll, Elmer Wayne Henley ve David Owen'dan oluşan üçlü çete 19691971 arasında toplam 27 erkek çocuğu ve genç erkeği işkence ve ırza geçmeyle öldürduler. 1973'te grubun elebaşısı Corll'u öldüren Henley, polise suçlarını itiraf etti. 'Çöp torbası' katili olarak bilinen Patrick VVayne Keraey 1977'de 33 erkeği öldürdüğünü itiraf etti. Vücutları bulunan 22 kişinin ölumünden sorumlu bulunduğu için ömür boyu hapse mahkum edildi. " R a h i p " diye bilinen Garj1 Heidnik 1988'de iki kadını öldürmekten mahkum edildi. Heidnik kurbanlarının ırzına geçtikten sonra onlan Philadelphia'daki evinin bodrumuna hapsedip köpek maması ile insan pisliğini karıştırarak besleyip öldürüyordu. Heidnik ölüme mahkum edildi. "G«ce saldıran" olarak tanınan Richard Ramirez 1989'da 13 kişiyi öldürmekten dolayı idam edildi. Bandırma'ya mtize • BANDIRMA (AA) Bandırma ve çevresinde yıllardan beri çıkartılan tarihi kalıntılann içinde banndınlacağı Pers uygarlığına ait ilk "Akhamenid" kültürü müzesi Bandırma'da acılacak. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakultesi Klasik Arkeoloji Tarihi öğretim Üyesi Prof. Dr. Tomris Bakır, Bandırma'da yapımı süren müzenin bir an önce bitirilmesi gerektiğini soyledi. Tenha Anadolu Liseleri • ANKARA (ANKA) Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, Anadolu Liselerinde hazırhk sınıfı mevcutlarının 36'yı, ara sınıf mevcutlarının ise 4O'ı geçmeyeceğini bildirdi. Yetkililerden edinilen bilgiye göre Anadolu Liselerinde okullann hazırhk sınıflarına her yıl ahnacak öğrencilerin sayılan okul imkânları dikkatle incelenerek belirlenecek. Hazırhk kontenjanlan, normal bir eğitim ve öğretime uygun düşecek şekilde, okulun bulunduğu İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün denetiminde, okulda yapılacak incelemeyle saptanacak. Incelemede, derslik sayıları ve dersliğe ahnacak öğrenci sayılan tespit edilecek. Öğrencilerin dersliklere dağıtılmalan, hazırhk sınıflannda 36, ara sınıflarda 40 kişiyi geçmeyecek şekilde planlanacak. Yves St. Laurent'den transparan bir giysi. (Fotograf: AF1 SATRANÇ Atalık'ın turnuva başarıları Milli satranççımız Suat Atalık, Budapeşte'de katıldığı her iki uluslararası turnuvada da 2. oldu ve 'büyükusta' normuna biraz daha yaklaştı. Haber Merkezi Milli satranççılanmızdan uluslararasıusta Suat Atalık, haziran ayı içerisinde Macaristan'da katıldığı turnuvalarda ünlü rakiplerle oynadı ve önemli başarılar elde etti. Budapeşte'de 12 satranççının katıldığı Elekeş Anı İurnuvası'nda büyükustalarla mücadele eden Atalık, 2 galibiyet, 9 beraberlik ve 0 yenilgi ile Sovyet büyükusta Naumkin'in ardından ikinci oldu. Macar büyükusta İvan Farago ve Alman uluslararasıusta Pahtz da, Atalık'la birlikte eş puanla ikinci oldu. Atalık, 'Kasparov Chess Computer' şirketi tarafından yine Budapeşte'de düzenlenen ikinci turnuvada da diğer beş ustayla birlikte 2!liği paylaştı. Sovyet büyükusta Berkoviç, Macarların bayan büyükustası Zsofia Polgar, Alman uluslararasıusta Grunberg ve yine Macar, biri büyükusta diğeri uluslararası usta Horvatz Kardeşler de aynı puanla ikinci oldular. 14 satranççının katıldığı turnuvada, Atalık, sadece Macarların ünlü bayan oyuncusu Zsofia Polgar'a 'zaman sıkışması' sonucu yenildi. Suat Atalık, bunun dışında 3 galibiyet ve 9 beraberlik elde etti. Türkiye'nin halen en güçlü satranççısı olan Atalık bu başanlanndan sonra, uluslararası ELO puanını 2435'ten 2460'a yükseltti ve büyükusta normuna bir adım daha yaklaştı. Istanbul Boğazı'nı ceza temizleyemedî Son 4 yıl içinde atık madde bırakan yerli yabancı gemilerden 4.5 milyar lira ceza kesildi. Ancak gemilerin attığı maddeler araç yokluğundan temizlenemiyor. TAYFUN GÖNÜLLÜ Istanbul Boğazı'nı kirletenlerden "ceza" olarak alınan para, Boğaz'ın temizliğinde kullanılmıyor. Son 4 yıl içinde, Istanbul Boğazı'na atık madde bırakan yerli ve yabancı gemilere 4.5 milyar lira para cezası kesildiği, bunun 4 milyar 145 milyon lirasının tahsil edildiği öğrenildL Ancak tahsil edilen paranın yüzde 80'i, Kirliliği Önleme Fonu'na aktanlarak "İstanbul'dan uzaklaştınhyor". Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, Başbakanlık'tan "temizlik gemisi" alınması yönündeki istemi ise bugüne kadar gerçekleştirilmedi. îstanbul Boğazı'nda 1988 yılından başlayarak 2 bin 310 gemi ve deniz aracı kontrol edildi. Bunlardan 142 tanesine cezai işlem uygulandı. Denize atık madde bırakan gemilerden 55'i Türk, 87'si ise yabancı bandıralı. 1988 yılında en çok ceza goren gemilerin Turk bandıralı olduğu belirtildi. Istanbul Boğazı'na dünyanın her yerinden atık madde bırakılıyor. Ceza kesilen gemiler arasında Çin'den Honduras'a, Romanya'dan, Malta, Panama ve Bahama Adalan'na kadar birçok gemi var. Ancak Boğaz'a en ;ok atık madde bırakamn Doğu Avrupa ülkeleri olduğu belirtildi. Istanbul Anakent Belediyesi'nin yetkili ekibi olan Çevre Koruma Kontrol Müdürlüğü, Boğaz'a atık madde bırakan gemilere anında ceza kesiyor. Para cezasının hemen ödenmemesi durumunda, gemi ve deniz aracının yetkilisi, sahibi, işleticisi, kiracısı ve acentesinden teminat göstermesi isteniyor. Bu teminat ise ya banka ya da sigorta şirketinin garanti mektubu oluyor. Ceza kesilen gemi bu maddeleri yerine getirmediğinde Liman Başkanlığı'ndan geminin seyrüsefer faaliyetlerinden alıkonması isteniyor. Seyrüseferden alı konan gemi, 15 gün içinde para cezasını ödememesi durumunda 6183 sayılı Amme Alacaklarımn Tahsili Yasası'na göre işlem yapılarak paranın tahsiline gidiliyor. Istanbul Boğazı'na atık madde bırakan gemilere karşı mücadele etmek için yuksek para cezalarımn getirihnesine karşın kirlenen yer temizlenemiyor. Istanbul Belediyesi'nin elinde, kirletilen Boğaz'ı temizlemek için araç yok. 1988 yılında konunun Başbakanltga aktanlarak temizlik gemisi alınması istemi bugüne kadar gerçekleştirilmedi. Istanbul Belediyesi'nin elinde en basit bariyer ve yüzey emici araçlann olmarnası, kirliliğin gün geçtikçe artmasına yol açıyor. Bir süre sonra ceza kesilmesinin de anlamsız olacağını belirten bazı yetkililer, "Çiinkii temiz yer kirletilir. O zaman da ceza kesilir. Ama kirli yerin kirletilmesi söz konusu olamayacağına gore ceza kesmek de komik bir dunım oluyor" diyorlar. Şimdiye kadar kesilen 4.5 milyar liralık cezanın 4 milyar 145 milyon lirası tahsil edildi. 353 milyon 600 bin lira ise takipte. Tahsil edilen paranın 3 milyar 316 milyonu, Çevre Fonu'na aktarılması için Fatih Mal Müdürlüğü'ne aktarıldı, 829 milyon lira ise Istanbul Belediyesi'nde kaldı. Büyükada 'tarihirf yanışını seyretti Bir zamanlar s a l o n l a n n d a Münir Nurettin Selçuk ve Safiye Ayla'nın şarkı söylediği ünlü Plaj Oteli'nde dün sabaha karşı çıkan yangını çevre sakinleri " s a b o t a j " olarak niteliyorlar. Istanbul Haber Servisi İstanbul, koruma altındaki yapılarından birini daha kaybetti. 18. yüzyıl sonlarında inşa edilen, 90 yıla yakm otel, taverna olarak hizmet veren Büyükada'daki Plaj Otel, dün sabaha karşı çıkan bir yangınla tamamen yandı. Yetkililer yangmın elektrik kontağından çıkmış olabileceği üzerinde dururken çevre sakinleri sabotaj iddialannda bulundular. Büyükada İskelesi'ne yakın Altınordu Caddesi'nde bulunan üç kath ahşap binada saat 05.30 sıralannda yangın çıktı. Adalar Belediye Başkanı Recep Koç'un da izlediği yangın söndürme çalışmalarına Adalar, Kadıköy, Üsküdar ve Istanbul itfaiye grupları da katıldı. Binanın ahşap olması yüzünden güçlükle söndürülen yangın saat O8.3O'da kontrol altına alınabildi. İki katlı ahşap bir binanın da t 90 yıldır ada halkına hizmet veren Plaj Otel çıkan yangında kül oldu t 100 bin imzalı kampanya • İZMİR (AA) Brezilya'da 1992 yılında toplanacak Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'na sunulacak "Ülkelerin çevresel istismarlannın durdurulmasına son çağn" başhklı bildiriye, ülkemizde imza atanların sayısının 100 bini aştığı bildirildi. Katı Atıklar Türk Milli Komitesi Başkanı ve 22 Nisan Dünya Günü Türkiye * Koordinatörü Prof. Dr. Kriton Curi, 5 hazirandan beri yürütülen kampanyanın, az gehşmiş ülkeler arasındaki çevre konulu en büyük dayanışma olduğunu söyledi. Prof. Curi, yaptığı açıklamada, hazırladıklan bildiriyi imzalayanlann sayısını 300 bine çıkarmayı hedeflediklerini belirterek şöyle konuştu: "1992 Dünya Çevre Konferansı'na tüm azgelişmiş ülkeler, örgütlü olarak gitmelidir. 17 ülkede yürütülen bu imza kampanyası, gelecekteki işbirliği çalışmalarının ilk adımı niteliğindedir!' Yangını üzüntüyle seyreden çevre sakinleri sabotaj iddiasında bulunuyorlar. (Fotograf: AA) kısmen zarar gördüğü yangından sonra çevre sakinleri sabotaj yapıldığı iddiasında bulundular. Çevre sakinleri binada önce patlamalar meydana geldiğini, bu arada çevredeki evlerin camlannın kınldığını söylediler. Bir zamanlar salonlannda Münir Nurettin Selçuk, Safiye Ayla'nın şarkı söylediği, Rum ve Macar müzisyenlerin çaldığı Plaj Otel üç yıl önce soyadlan belirlenemeyen Ceki adlı bir Musevi ile Yavuz adlı bir Türke satılmış. Otel ve taverna olarak 90 yıla yakın Büyükadalılara sıyası parti toplantıları, sinema gösterileri, yemek da\etleriyle hizmet veren tarihi binada son gunlerde avlusunda karpuz sergisi açılmış. îçeride işçilerin kaldığını anlatan çevre sakinleri yangından iki gün once binanın boşal 3 S aat içinde kül olan Plaj Oteli adeta bir tarihti. tılmış olduğuna dikkat çekiyorlar. Çevrede oturan, Dr. Pertev Taner, tavan süslemeleri ile de ünlü bina için şunları söylüyor: "Bu bina birinci derecede tarihi eserdir. Koruma altındadır. Üç yıl önce satüdı. O zaman buraya otel yapılmak isteniyordu. Yıkıp otel yapmaları zor olduğundan itfaiyenin güçlükle ulaşabileceği bir saatte yangın çıkarıldı. Bundan eminiz." Polis yetkilileri ise sabotaj olasıhğının araştırıldığını belir tiyorlar.