22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 TEMMUZ 1991 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 maya başladı. Bu ikilemi nasıl çözmeyi umuyorsunuz? HURD Yaptırımlar sıhhi malzeme ve insani amaçlı gıda malzemesine uygulanmıyor. Mesele Irak'ın bunları alacak parasının bulunmamasından kaynaklanıyor. Bu nedenle Irak'ın kısıth miktarda petrol satmasına olanak sağlanması gereği tartışılabilir. Ancak bu yapılacaksa bu yoldan temin edilen paranın kesinlikle insani amaçlarda kullanılması gerekiyor. Bunu denetlemek için de çok sağlam bir programın saptanması gerekiyor. Tek üye dışında tüm AT üyesi ülkelerin arük Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesini istedikleri sık sık söyİeniyor. Peki bu tek ülkenin siyasi olarak bu kadar güçlü olan bir ülkeler grubu uzerindeki bu etkisi nereden kaynaklanıyor. Kimilerine göre AT ülkeleri aslında Türkiye'nin emellerini frenlemek için Yunanistan'ın arkasına sığınıyorlar. Bu yaklaşıma ne diyorsunuz? HURD Sadece şunu: Topluluğun kuralları bu tür konularda görüşbirliği gerektiriyor. Ancak İngiltere olarak biz Türkiye ile var olan ortaklık anlaşmasına işlerlik kazandınhnasım kuvvetle destekliyoruz. Tabii Türkiye'nin de kendi yükümlülüklerini yerine getirmesini istiyoruz. Örneğin gümrük birliği konusunda. Ama esas olarak topluluğun kendi yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle 4. mali protokol konusunda, konuyu tekrar AT bünyesinde görüştüğümüzde Ingiltere'nin fikri olarak bunu belirtmeye devam edeceğim. Başkan BushMa Kahvaltıda Ne Oldu?. (Baştarafı 1. Sayfada) Cumhurbaşkanı Özal, Başbakan Mitsotakis ve "Kıbrıs Cumhurbaşkanı" sıfatıyla Vasiliu katılsınlar; Denktaş da bulunsun, ama Vasiliu'dan bir adım geriden gelerek... ikinci seçenek: Zirve "dokuzlu" yapılsın; yani BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi (ABD, İngiltere, Fransa, Çin, Sovyetler Birliği) ve Özal, Mitsotakis, Vasiliu'yla birlikte yine toplum lideri olarak Denktaş... Tabii her iki zirveye de BM Genel Sekreteri Cuellar'ın başkanlık etmesi, Atina'dan gelen notta yer alıyor. (3) Bush, ne dersiniz gibisinden bakıyor Özal'la Yılmaz'a. Cumhurbaşkanı Özal bir noktayı vurguluyor: Kıbrıs'la ilgili bir zirveye kendisinin değil, başbakan olarak Mesut Yılmaz'ın katılmasıdır doğru olan... Başbakan Yılmaz ise "üçlü" ya da "dokuzlu" bir zirveyi kabul edemeyeceklerini, zirvenin belli bir hazırhk döneminden sonra ancak "dörtlü" olarak yapılabileceğini belirtiyor. Yani, kendisi, Mitsotakis ve eşit statüde olmak koşuluyla Denktaş'la Vasiliu... Başkan Bush, Ankara'nın bakış açısının Atina'ya yansıtılacağını söylüyor. (4) Peki, Başkan Bush Yunan hükümetinin notunu anlatırken Türk tarafına herhangi bir telkin yapıyor mu? Örneğin, Denktaş zirveye Vasiliu'dan bir adım geriden katılsa ne olur sanki gibisinden bir imada bulunuyor mu? Başbakan Yılmaz, böyle bir şey söz konusu olmadı, diyor. Bush'la kahvaltının Kıbns'a dönük yüzü, Yılmaz'dan aldığımız bilgilerin ışığında böylece beltrginleşiyor. Ayrıca değişik diplomatik çevrelerden edindiğimiz izlenime göre, ABD Başkanı Bush Kıbrıs zirvelerlne kendisinin de katılması yönünde diplomatik bir dilekte bulunmamış; zirvede Cumhurbaşkanı Özal'ın yer almasını da kendi görüşü olarak ifade etmemiş. Amerikan diplomatik kaynakları şimdilik "Başkan Bush dörtlü zirveyi destekliyor" demekle yetinmekten yanadırlar. Hurd: 4'lü zirve fîkri cazip olacağı açıktır. Masadaki dört kişiden biri olacaktır. Fakat eşitlik ve toprak kavramlarının anlamının görüşülmesi gerekiyor. Mesele, tarafların belli bir müzakere menzili içine girdikleri konusunda güven duymalarına kadar bu görüşmelerin başlamayacak olmasından kaynaklanıyor. Hazırlık dönemi diye nitelendirdiğimiz dönem bu nedenle çok büyük önem taşıyor. İngiltere olarak Çevik Güç'ün amacını nasıl göriiyorsunuz. HURD Amacı Türkiye'nin görüşü olarak tanımladığınız şekilde olacak. Bu konuda burada iyi görüşmelerimiz oldu. Bu konudaki yanlış anlamalann üstesinden gelindiğine inanıyorum. ingiltere olarak biz Irak'ın toprak bütünlüğüne inanıyoruz. Bağımsız bir Kürt devletinin gerçekçi veya arzu edilen bir şey olduğuna inanmıyoruz. Bu nedenle bu gücün amacı böyle bir olguyu oluşturmak değil. Söz konusu güç, Irak hükümetini değiştirme ya da diğer BM kararlannı uygulama amaçlanru da gütmüyor. Gücün tek amacı Irak hükümetini, Türkiye'ye doğru yeni bir mülteci akınına yol açacak hareketlerden caydırmaktır. Başkan Bush ile yapılan görüşmelerin hemen ardından benim yaptığım görüşmelerden sonra bu konuda görüşbirliği içinde olduğumuza inanıyorum. Bu güç tümüyle Türkiye'nin desteğine bağh olacak ve Türkiye'nin buna katılacak olmasından dolayı büyük memnumyet duyuyoruz. Tüm çabalara rağmen Saddam Hüseyin halen işbaşında bulunuyor. Ambargo ise artık Saddam'ı değil Irak halkını cezalandıran bir alet şeklini al Kıbrıs pazarlıgı (Baftarafı 1. Sayfada) karıp özal'a uzatıyor. Notta Mitsotakis'ten gelen en taze gö^ rüşler yer alıyor. Bundan sonrasını Başbakanın ağzından dinledik. Mesut Yılmaz'la, kamu işçilerine yapılan zamlan müjdelediği basın toplantısından sonra Başbakanlık makam odasında görüştük. Görüşmede, Yeni Asırdan Muammer Yaşar da vardı. önce şunun altmı çizelim: Başkan Bush'un Kıbns zirvesi ile ilgili bir mektubu yok. Kahvaltıda Bush, Yunan tarafının görüşlerini içeren bir not okudu. Buna göre Atina, Kıbns zirvesinin özal, Mitsotakis ve Vasiliu arasında gerçekleşmesini istiyor. Cumhurbaşkanı, zirvede Türkiye'nin Başbakan tarafından temsil edileceğini, kesin bir dil ile ifade ediyor. Mesut Yılmaz ise Başkan Bush'a üçlü zirvenin kabul edilemez olduğunu ifade ediyor. Notta aynca, üçlü toplantının kabul edilmemesi halinde, (Baftarafı 1. Sayfada) yorsunuz. Ancak Atina'dan son gelen sinyaller bu öneriyi kabul etmediklerini gösteriyor. Yunan ve Rum tarafı Güvenlik Konseyi'nin 649 sayıiı kararında öngörülen siyasi eşitliği de kabul etmiş değil. Bu olumsuz ortamda çözüm umutlan nereden kaynaklanıyor? HURD Bu umudun kayZirve dörtlü yapılabilir; ancak bundan önnağında, değerlendirilmemesi ce Türk tarafının Kıbrıs'ta toprak ve göçmenhalinde kaybolacak olan bir fırler konusunda ödünler vermesi istenebilir. Nitekim Atina istiyor. Baker mektubunda da satın doğrnuş olması yatıyor. Kanımca Türkiye, Yunanistan bu ödünlere işaret edilmişti. ve adadaki iki tarafın çıkarları Şimdi, Başkan Bush hem dörtlü zirveden bu fırsatın kaçırılmamasında söz edebilir, hem de yukarıda yer alan ko yatıyor. BM Genel Sekreteri ile nularda Türk tarafını diplomatik olarak kuaynı fikirdeyim. Türkiye'nin şatabilir. Seçime gitmekte olan ANAP iktida(dörtlü zirve) fikri cazip bir firının dış kredi gereksinmesini gayet iyi bil kir. Tabii bunun önkoşulu iyi diği için kol bükmeyi de deneyebilir. hazırlanmış olması ve masaya oturanların müzakere menzili Şunu bilmekte yarar var: içine girmiş ohnalarıdır. Bu da VVashington Kıbrıs sorununda hep vardı. tüm ilgili tarafların bazı yeni fiAma artık perde arkasında kalmaya niyeti kirlerle gelmeleri anlamına geyok; tek süper güç olarak sahnede apaçık liyor. Bazı yeni düşünce türleri boy göstermeye yöneliyor. gerekiyor. Biz bu fırsatın değerBunun Türkiye açısından anlamı ayrı bir lendirilmesi için elimizden gelen konudur. her şeyi yapacağız. Çünkü fırPazar akşamı Dolmabahçe Sarayı'ndaki sat kaçırılırsa sorun sürecektir. ziyafette kendisini dinlerken Kıbrıs'la ilgili Bu da ilgili taraflar için bir hanolarak "tabuları kırmak'tan söz etti ve çözüm istedi. Kendinden çok emin bir havası var dikap olacaktır. Türk tarafı sonınun büdı. tünlügü içinde toprak ve yerleKıbrıs'ta çözüm sağduyu sahibi herkesin rinden edilenler konulannın ele dileği. Ama nasıl? Soru burada düğümlenialınmasına karşı değil. Buna yor. İki tarafın bakış açılarını yakınlaştırmak karşın temel ve olmazsa olmaz kolay değil. koşullardan biri siyasi eşitlik ki Başkan Bush, DYP lideri Demirel'le pazar Rum tarafı bunu henüz kabul günü konuşurken şöyle demiş: etmiş değil. Siyasi eşitlik ilkesi "Çözüm için elimizden geleni yapmalıyız. tamnmadıkça bir ilerleme nasıl Ama bunun için bizim elimizde de sihirli araç beklenebUir? lar yok." HURD Bütün bu konulaOlduğuna biz de inanmıyoruz. rın görüşülmesi gerekiyor. TopAma çözüm için, Kıbrıs Rum yönetimi ile rak konusu görüşülmelidir. Yunanistan'ın daha esnek bir tutuma doğTürk toplumunun statüsünün ru yönlendirilmeleri gereği de çok açık de görüşülmesi gerekiyor. Sayın ğil mi? Denktaş masada oturuyorsa diğerleri ile aynı statü de orada Ama tabii bundan, "VVashington Türkgörüşünü destekliyor" gibi bir anlam çıkartmak yanıltıcı olur. Neden? Zirve dörtlü olabilir; ancak Denktaş, Vasiliu'dan bir adım geride katılabilir. Örneğin, ABD Dışişleri Bakanı Baker'ın Türk meslektaşına mektubunda bu vardır. Ayrıca Atina da böyle düşünüyor. Za ıım ıııı yükü 1012 trilyon lira ANKARA (Cumhuriyet Bü oranındaki zammın KlT sisterosu) Hükümetle Türklş minin ücret ödemeleri toplamıarasında varılan anlaşmayla ka nı 21 trilyon lira düzeyine yükmu toplusözleşmelerinde sağla seltebileceği hesaplandı. Bu arada KlT sistemi dışında nan ortalama yüzde 141.5 oranındaki ücret zammının kamu kalan DSİ, karayollan, yapı işfınansmanına 1012 trilyon lira leri, köy hizmetleri gibi genel ve civannda ek yük getireceği he katma bütçeli kuruluşlara gelen saplanıyor. Bu yükün karşılana ek toplu sözleşme maliyetinin de bilmesi için bir yandan KİT 45 trilyon lirayı bulacağı belirüriinlerine yüksek oranh zamla tiliyor. 500 bin civarındaki işçiyi ilgirın, diğer yandan da karşıhksız para basımına hız kazandınlma lendiren söz konusu toplusözleşsının kaçınıhnaz olduğu belirti melerin kamu finansman açığını da yaklaşık 12 trilyon lira artliyor. KÎT sisteminin 1989 yıhnda tırması bekleniyor. Toplusözleşme yükünün kayüzde 142.1'lik artışla 5 trilyon 95.3 milyar liraya yükselen top mu finansman açığı üzerindeki lam işçi ücreti ödemeleri, olumsuz etkisini hafıfletebihnek 1990'da da yüzde 89.1 artarak 9 için hukumetin Tekel, elektrik, trilyon 728.9 milyar liraya yük çay, şeker, Devlet Demir Yolları selmişti. 1991 yıhnda işçi ücret gibi KİT ürünlerine yüksek lerine ortalama yüzde 45 orarun oranh zam yapma yoluna gidida zam yapılmasını planlayan lebileceği belirtiliyor. Ancak açıhükümet, KİT'lerin toplam uc ğın zamlar yoluyla da tümüyle ret ödemelerinin de 14.1 trilyon kapatılamayacağı ifade edilerek liraya yükseleceğini öngörmüş ücret ödemeleri için karşıhksız tü. Ancak toplusözleşmeleri so para basımının daha da hızlanna eren işçilere önceki gün ve masının kaçınılmaz olduğu öne rilmesi kararlaştınlan yuzde 141.5 sürüldü. Zam faturası yolda (Baftarafı 1. Sayfada) yerlerinde geçirdikleri her hizmet yılı için ayda 7 bin 500 lira kıdem zammı ödenecektir. Toplu iş sozleşmelerinin kapsamındaki işçilere 1991 yılı için ayda 150 bin lira, 1992 yılı için ayda 200 bin lira, 1993 yılı için ise ayda 300 bin lira sosyal yardım ödenecektir. Toplu iş sözleşmesinin kapsamındaki işçilere sözleşmenin birinci 6 ayında ücret zammı olarak yüzde 80 artı 300 bin lira, ikinci altı ayında yüzde 30, iiçüncü altı ayında yüzde 30, dördüncü altı ayında ise yüzde 25 zam yapüacaktır. Bu toplu iş sozleşmelerinin birinci yılının sonunda DtE'nin tüketici fıyatian genel endeksi yüzde 6O'ı aştığı takdirde, aşan bu miktar, sözkşmenin ikinci yılının birinci dilimi ücret zammına ilave edilecektir." Yıhnaz, işçilere verilen hakların, kuruluşların bütün imkânları zorlanarak hatta aşılarak sağlandığını aktardı ve "Dolayısıyla bu kunıluşlarımızın önumüzdeki dönemde, toplu iş sözleşmesi döneminde taahhuüerini yerine getirebilmek için, kendi bünyelerinde gerekli tedbirleri almak zorunda oldukları aşikârdır" dedi. Yılmaz'ın bu sözlerinin, şu mesajları içerdiği bildiriliyor: " Sözleşme anlaşması kapsamındaki kuruluşlarda mevsimlik ya da geçici işcilerde azaltmaya gidilmesi. KTT ve kamu kuruluşlanndaki mevcut sürekli işçi kadrolannın daraltıiması ve boşalan işler için yeni istihdam olanağı tanınmaması. KİT ürünlerine zam yapılması. Yetkililer, ozellikle sözleşme kapsamına giren TEKEL, ÇayKur, Şeker Fabrikalan, Gübre Sanayi, MKE, TPAO, Denizcilik Bankası, Etibank, TEK, Demir Yolları gibi önemli hizmet ve üriin veren kuruluşlann önümüzdeki günlerde zam uygulamasına geçebileceğini belirtiyoriar." En gecikmiş toplusözleşmelerden başlamak üzere bir fark ödeme planı çıkanlması bekleniyor. Başbakan Yılmaz'ın fark ödemelei konusunda Türklş yöneticilerinin ısrarcı olmaması dileğinde bulunduğu öğrenildi. Yılmaz, Zonguldak maden işçilerinin sözleşme farklarının ancak kasım ayında tümüyle ödenebileceğini dile getirdi. Bu durumda, yeni sözleşmelerin farklarının 1992'ye sarkabileceği ifade ediliyor. 2.5 ay (Baftarafı 1. Sayfada) laoacağız. Bu herhangi bir nedenle suyun ve nemin çelige işlemesini önleyen özel bir madde. Köpriınün asfaltı mastik asfaltür. Orijinali tngiltere'den geimiştir. Yani tngilizler bize asfalt satmıştır. Şimdi ilk kez Türkiye'de üretilen bu asfaltı kullanacagız. Bu asfaltın diğer asf aittan farkı sıvı 230 derece sıcaklıkta imal edilir. Diger asfaltlannki ise 160 derecede elde edilir. Mastik asfaltın mevcut asfaltlara göre boşluğu çok daha azdır. Ton fiyatı ise Almanyada yaklaşık 200 markur. Bu köprii için birşey tutmaz ama viyadükleri de bu asfalt üe kaplayacağız." Köprünün trafiğe bu ayın 15'inde kapanmasının gerektiğini, ancak Ingiltere'den gelecek malzemelerin gecikmesi sonunda çalışmalann aksadığını belirten yetkililer, "Biz okullar açılmadan onanmı bitirmek istiyorduk. Ama bu durumda trafik sıkışacak. Böylece ikinci köprii knllanılacak" şeklinde konuştular. VELİEFENDİ HtPODROMlTNDAN FİKRETDAĞLIOĞLU 1. KOŞU: F.39 Murat (4), P. Pertevniyal (5), PP. Süzen 2 (6), S. Apollon (1) 2. KOŞU: F. Bozkurt (1), P. Bahtiyar (6), PP. Fırat 16 (7), S. Cemil 1 (3) 3. KOŞU: F. Miray (5), P. Eftal (3), PP. Irma (4), S. Sevim (9) 4. KOŞU: F. Ayşen 11 (7), P. Kıskanma (8), PP. Zümrüthanım (2), S. Gülen (6) 5. KOŞU: F. Akbulut (1), P. Cariye (7), PP. Buse (11), S. Tuluybey (5) 6. KOŞU: F. Heybetli (3), P. Tulga (7), PP. Hatip (1), S. Gültorun (2) 7. KOŞU: F. Hats off (2), P. Bacanak (7), PP. Karaman (3), PP. Ege 1 (12), S.K. Gipsyking (1) 8. KOŞU: F. Namdar (4), P. Altay (8), PP. Sabur (6), S. Gadda (5) "dokuzlu" toplantıya da Yunanistan'ın katılmaya hazır olduğu belirtiliyor. Bu durumda Birleşmiş Milletler'in S daimi Uyesi ile birlikte, Rumlann, asıl taraf KKTC'nin ise, "topluluk temsikisi" olarak katılmasına razı olacakları anlaşılıyor. Atina'nın, bu görüşlerini okurken Başkan Bush'un bu görüşlere destek olan bir ifade kullanıp kullanmadığını ısrarla soruyoruz. Mesut Yılmaz "Hayır" diyor, "Sayın Bush yalnızca Yunan tarafının görüşlerini ifade etmekle yetindi." Israr ediyoruz: "Bu görüşleri Başkan Bushun makul bulduğuna Uişkin bir izienim aldınız mı?" Başbakan Yılmaz yine "Hayır" diyor. Ve ekliyor: "649 sayıiı BM karan açıkça siyasal eşitliği vurgular. Bu karann miman ABD'dir, Dörtlü loplantı, müzakere sürecinde siyasal eşitliği yadsınamayacak iki toplumla, iki garantör devletin buluşmasıdır. Bundan kaçınmak, sonınu, çözümden daha da uzaklaştınr." ' Yılmaz, kendisine yakın bir kurmayın deyimiyle sonınlann üst üste yığıimasından, konukların p£ş peşe gelmesinden dolayı, değil başbakanlığın tadını "çıkarmak, bu keyfı henüz hissetrriek olanağı bile bulmuş değil. Gerçekten de konuklar peş peşe. Biraz önce, odasmdan Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz ve on kadar Türklş yöneticisi çıkmıştl, birazdan da Ingiliz .Dışişleri Bakanı Doaglas Hurd girecekti. Yılmaz, "dörtlü toplantı"mn taraflar yeterince ön hazırhk yapmadan gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını belirtiyor. Yılmaz hazırlık derken Türkiye'nin bir süre önce açıkladığı "sekiz maddeük çözüm demeti" türünden, karşı tarafın da tutumunu belirleyip, açıklamasım kastediyor. ABD'ye de bildirilen bu 8 maddede şunlar yer alıyor: Temel hedefler, federasyonun genel ilkeleri, anayasal yapının unsurları, güvenlik ve garantiler konusu, toprak düzenlemeleri, üç özgürlük ve yer değiştirmiş kişiler, ekonomik güvenceler, son olarak da geçiş dönemi önlemleri. Bu maddelerin bugün Ankara'da BM Genel Sekreteri'nin yardımcıları Oscar CamilUon ve Gustave Feissd'la yapılacak toplantıda da aktarılması bekleniyor. Camillion ve Feissel'in "dörtlü toplantının hazırlığı niteliğindeki ilk tur görüsmelerinin" bugün başlamasıyla bir aylık bir sürece girilecek. Bu sürecin aşamalan şöyle özetlenebiür: Camillion ve Feissel, Ankara1 dan başlatacaklan ilk turda dört başkente de uğrayarak Kıbrıs konusunda bir çerçeve anlaşmasının maddelerine denk düşen sekiz konuda görüş auşverişi yapacaklar. Başbakan'm beklentisi, ilk turda Rum ve Yunan taraflarının da bu sekiz madde konusunda görüşlerini belirginleştinneleri doğrultusunda. Yunanistan'ın Başkan Bush eli ile dörtlü zirveyi "nçlü"ye çevirme girişimi karşısında ABD 1 nin gerçek tutumu ve durumu ne? Başbakan Yılmaz, Başkan Bush'tan bu konuda olumlu veya olumsuz bir eğilim beUi etmeme yönünde olduğu'izlenimi aldığmı beurtiyor. Dün Amertkalı yetkililerle yaptığımız konuşmalar, bu izlenimin doğru olduğunu ortaya çıkardı. ABD Büyükelçilik yetkilileri, "Başkan Bush Çankaya'daki basın toplantısında dörtlü zirveyle Ugfli görüşlerini açıkladı. Resmi görüş, Başkan'u açıkladığı «örüştür. Bu görüş de dörtlü zirve yönündedir" dediler. Nitekim, dış politikada birbirinden ayrılmadığı görülen Ingiltere'nin Dışişleri Bakanı Douglas Hurd de dün Cumhuriyet'e yaptıği açıklamada, Başbakan Yılmaz'ın açıklamalan dc.«rultusunda konuştu. Hurd, Türkiye'nin "dörtlü zirve önerisini cazip bulduğunu" belirtti, "ancak bu toplantidan önce taraflan^ı çok iyi altyapı hazırlamaları gerektiğini" bildirdi. Türkiye'nin altyapısı hazır. Bu altyapıyı Başbakan Yılmaz'ın da belirttiği gibi, 8 maddede sergiliyor. Ne isteniyordu? 500 bin kamu işçisinin toplu sözleşme uyuşmazlığında yasal taraf olan sendikalar pazarlıgı yürütürken çoğunda ücretler hiç tartışılamadı. Aylar geçip uyuşmazlık ancak kilitlendikten sonra hükümet cephesinin ilk teklifi yüzde "% 50 olarak açıklandı. Türklş hükümet diyaloğunda bu rakkam en son yüzde 50 artı 200 bine çıkmıştı. Türklş ise toplu pazarhğın kapısını yüzde % 150 artı 25<j| bin ile açmıştı. Bayram öncesi eski hükümetle son pazarlığmda yüzde 80 artı 450 bine indiğinin duyulması ise bayram sonrası işçinin Türklş aleyhine yoğun tepkisine yol açmıştı. Arahksız hükümet ve Türkîş'e yönelik son pazarlık günü de süren protesto eylemlerinin yüzde 80 artı 300 binle anlaşmaya vanlmasında önemli rol oynadığı sanılıyor. YEDtKULE SURLARI'NDA Özal, gençlere "Türkiye... Türkiye" diye tezahürat yaptırdı. Ozal, gençleri coşturdu Yedikule Surları'nda 15 bin kişinin izlediği POPSAV konserinde sahneye çıkan Cumhurbaşkanı Turgut Özal gençlere "Türkiye, Türkiye" diye tezahürat yaptırttı. Özal'dan önce konuşma yapan Kültür Bakanı Gökhan Maraş, gençlerin "yuh"lamasıyla karşılaşınca konuşmasını yarım bıraktı. tstanbul Haber Seryisi Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 15 bini aşkın kişinin izlediği Yedikule Surlan'ndaki ilk konserde sahneye çıkarak gençlere "Türkiye, Türkiye" diye tezahürat yaptırttı. Geceyi düzenleyen Popüler Müzik Sanatçıları Vakfı (POPSAV) Başkanı sanatçı Erol Evgin, konserin ortalarına doğru Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile eşi Semra Özal'ı sahneye "Bir müzik dostu, sanatçıların hamisi" diye sunarak davet etti. Gençlerin "yuh"lan ve alkışlan arasında sahneye gelen özal, "Size söyleyecek bir şeyim var" Yaz eylemleri ses getirdi ettikten sonra da "EJektriğimiz olmasa Bulgaristan'dan aldığımızla böyle şey yapılamaz" dedi. Daha sonra Özallar'a POPSAV tarafından birer plaket verildi. özal'dan önce konuşma yapan Kültür Bakanı Gökhan Maraş, gençlerin "yuh"lamasıyla karşılaşınca konuşmasını yarım diye başladığı konuşmasında bıraktı. Maraş, "Sanatçılarımı"ABD Başkanı Yunanistan'dan zın önündeki fiziki ve mali ensonra ülkemize gelerek iki tam gelleri kaldırmak bakanlığımıgün kaldı. Busb'un yanındaki zın görevidir" dedi. Sunucu Hagazetecilerin söylediği bir şey lit Kıvanç, Bakan Maraş'a, gençvar 'Yunanistan, yanınızda bir lerin "yuh" ve ıslık seslerinin gaşey ifade etmez. Burası çok da zetecilere yönelik olduğunu, ha büyük, çok daha güzel. Tek çünkü sahneyi göremediklerini rar geleceğiz' dediler" diye ko söyledi. nuştu. Gençler programda olmayan Bu arada konsere devam edil Müslüm Gürses'in çıkmasını ismesini isteyen gençlerin Özal'ın terken sahneye Timur Selçuk konuşması sırasında "Bak yine geldi. Sanatçı Selçuk, "lspanyol politika yapıyor" dedikleri du Meyhanesi" isimli parçasının yuldu. Özal, gençlerden gelecek sözlerini "Garson bütün hesaptepkilere karşı "Türkiye, lar Turgut Bey'den, sen de iç, sen Türkiye" diye tezahürat yaptır de iç" diye değiştirdi. Gençler bu maya başladı. Özal, Kültür Ba değişikh'ğe olumlu tezahürat yakanlığı ve POPSAV'a teşekkür parak yanıt verdiler. Kamu sozleşmelerinin Ulke çapında değerlendirmesinde ise ozellikle ücret ortalamaları daha yüksek olan işkolları için yaklaşım sıcak oidu. Ancak şubeler ve işçi taban düzeyinde sözleşme sonuçlan değerlendirilirken, sonuç Türklş'in başarı hanesine değil, kendilerine yazıldı. Şubeler ve taban işçiler "yaz eylemleri ses getirdi" yorumunu yaptılar. Türkİş'in daha hükümet değişikliği olmadan yaptıği Şevket Yılmaz'ın açık son teklif olan yüzde 80 artı 450 faması binin altına fazla inilmemesinin Türklş Genel Başkanı Şevket Türklş'in kararlılığı değil, işçi Yılmaz, toplusözleşme görüşme tabanının direnişi olduğunu lerinde herkesin birbirini kendi açıkladılar. Türkİş'in son tekyerine koyarak, ülkenin olanak lifinin duyulması üzerine, baylarını son aşamasına değin kul ram sonrası protesto eylemlerilandığını belirterek sözleşmele ni hükümetten çok Türklş'e yörin çalışanlara fayda getirmesi nelik yaptıklarını anımsatarak "Hükümet ve Türktş tabanın ni diledi. tepkisi karşısında, yaz eylemleBasın toplantısı sonrası Baş rimiz nedeni ile daha aşağı inebakan Yılmaz ve Türklş yöne mediler. Yine de yapılan zamlaticileri bir süre söyleştiler. Gö nn ozellikle ikind yıl dilimleri rüşmede, toplusözleşme farkla ve sosyal haklar çok düşük kalrının ödenmesi için bir plan ya dı. Hele hukumetin ücret artışpılması kararlaştınldı. Farklar larını dogrudan fiyatlara yansıtkonusunda bilgi veren Devlet ma politikası ile şimdiden degeBakanı Fahrettin Kurt, farklann rini kaybetti" değerlendirmesiaylık 500 milyar lira dolayların ni yaptılar. da tuttuğunu bildirdi. Kıbns için zirve önerileri Zorlu pazarhğın perde arkası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kıbns konusunda adadaki yönetimlerin yam sıra diğer bazı tarafları da bir araya getirmesi hedeflenen toplantı önerileri beş ayrı şekilde ifade buldu. Dörtlü Zirve: KKTC ve Türkiye'nin BM Genel Sekreterliği ile 1990'ın ikinci yarısından itibaren yapüklan görüşmelerin "çok olumlu" sonuç vermesi üzerine Cumhurbaşkanı Özal bu öneriyi ortaya attı. Öneri, KKTC ve Kıbns Rum yönetiminin yani sıra iki garantör devlet olan Yunanistan ile Türkiye'nin de bir araya geleceği bir toplantıda, Kıbrıs'ta federatif bir çözüme yönelik sekiz modelii çerçeve anlaşmasının oluşturulmasını hedefiiyor. BM Genel Sekreteri ile ABD Başkanı'nın desteğini alan bu öneri, İngiltere Dışişleri Bakanı Hurd tarafından da "ön hazırlığı çok iyi yapılması gereken çekici bir girişim" diye nitelendirildi. Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimi KKTC'nin katılımına karşı çıktıkları için gerçekleşme olasılığı azalan bu önerinin son hali, eylül ayı başında New York'ta BM Genel Sekreteri himayesinde Mitsotakis, Yılmaz, Denktaş ve Vasiliu'nun bir araya gelmesi şeklindeydi. Üçlü Zirve: KKTC'nin müzakere sürecindeki eşitliğini yadsıyan Yunan ve Rum yönetimlerinin desteklediği bu girişim, Türkiye'nin Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimiyle Kıbns konusunu görüşmesini öngörüyor. Ancak Türkiye bu öneriye kesinlikle yanaşmıyor ve KKTC'nin temsil edilmediği herhangi bir platformda Kıbrıs sorununun çözüm yollarının tartışılamayacağını savunuyor. Beşli Zirve: ABD Dışişleri Bakanı Baker'ın haziran ayında Dışişleri Bakanı Alptemoçin'e gönderdiği mektupta önerdiği toplantı, Türkiye, Yunanistan, Kıbns'taki Türk ve Rum toplumları ile Kıbrıs'ın temsilini öngörüyor. Buna göre KKTC yönetimi resmen toplantının tarafı olmayacak, ancak Kıbrıs Türklerini bir "topluluk" olarak temsil edecek. Kıbns ise aynca genel uluslararası diplomatik statüsü çerçevesinde Türkiye'nin tammadığı Kıbns Rum yönetimi ile temsil edilecek. Türkiye bu öneriyi reddettiğini Baker'a bildirmişti. Altılı Toplantı: AT Dönem Başkanı iken Lüksemburg'un ortaya attığı öneri, AT, ABD, Çin, SSCB ve Kıbns'taki iki toplumun Kıbns konusunu görüşmesini öngörüyordu. Ancak Türkiye, Yunanistan'ın AT üyesi olmasının sağlayacağı doğal avantaj nedeniyle bu öneriyi benimsemedi. Dokuzlu Toplantı: Türkiye'nin dörtlü zirve önerisi, BM Güvenlik Konseyi'nin beş üyesinin katılımıyla zenginleştirilecek. Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetiminin ortaya attığı bu dokuzlu toplantı girişimi, ozellikle KKTC'ye siyasi eşitlik tanınmayacağı yönündeki sinyaller nedeniyle Ankara'da benimsenmedi. IŞIK KANSU ANKARA Pazarlık maratonu 14 saat sürmüştü. Anlaşma tutanağı tutuluyordu. Sendikacılar, paralan almanın rahathğı içinde, dayanamayıp Devlet Bakanı Fahrettin Kurt'a sordular: "Efendim, bu yıl kasım ayında seçim var mı?" Kurt, gözlüklerinin arkasından güldü: "1992 kasımında yok". Yer, DemirÇelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü. Pazarlık sürerken, Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, Genel Sekreter Orhan Balta ile Yollş Başkanı Bayram Meral, Bakan Kurt ile ayn, kısa bir görüşme yapıyorlar. Görüşme sonrası, Türklş heyetinde "Kurt, yüzde 80 artı 400 bin liraya evet' dedi" havası esiyor. Oysa Kurt "Hayır" diyor, "Ben bu rakamı kabul etmedim. Önerimiz yüzde 60 artı 250 bin TL". Görüşmeler kopma noktasına geliyor. Ancak Başbakan Mesut Yılmaz'ın Türklş yönetimi ile görüşeceği haberi ulaşınca gerginlik yumuşuyor. Yer, eski Başbakanlık binası. Başbakan Mesut Yılmaz, Türklş yöneticileri ile yanm saatten az bir süre beraber oluyor ve önerisini veriyor: Birinci yıl, ilk altı ay için yüzde 80 artı 250 bin lira. Sendikacılar, Yılmaz'ın konuşmalannı "Bu da sizin için, der gjbiydi" diye yorumluyorlar. Yılmaz, bu rakamın daha da üstüne çıkmanm "imkânsızlığını" ifade ediyor, sözü Zonguldak grevine getiriyor: demiyorsun" diye takıhyor. Pakdemirli, sözü dolandınp, Başbakan'm getirdiği önerinin kabul olduğunu söylüyor ve "Türktş hedefıne ulaşmazsa, yeniden faaüyete geçecek olan DİSK konuyu istismar edebilir. Onun için Saym Başbakan'm getirdiği öneriler, kendisinin siyasi tercinini ortaya koyuyor" görüşlerini savunuyor. Pakdemirü, bu sözlerinden sonra Başbakanhk'tan aynhyor. Sendikacılar, "Olma"Ben Sayın Yddınm Akbu dı bu iş" deyip toparlanıyorlar. lut'un yerinde olsam, o ücretleri maden işçilerine vermezdim. Türkİş heyeti Başbakanhk merOrada ölçü kaçınldı. Bu yüzden divenlerinden inerken, Çahşma de siz daha ısrarcı oluyorsunuz. ve Sosyal Güvenlik Bakanı MeHaklı olarak siz de bu ölçüyü tin Emiroğlu, "Gitmeyin, biraz aşmak zorunda hissediyorsunuz daha konuşalım" ricasında bulunuyor. Toplantıya geri dönükendinizi." ı lüyor. Hamburgerler geliyor. Yıhnaz, son getirdiği önerinin aşılması halinde sendikalann Pazarlık yeniden açıhyor. Senkamuoyu karşısında güç durum dikacılar, "Şu yüzde 80 artı 250 da kalabileceğini ima ediyor. Ki bini arttınanız" diye söze giribarca, "Bu rakamlan kabul et yorlar. Fahrettin Kurt, "Artöramek zorundasınız" demeye ge lım, ama üçüncü dillm ücret tiriyor. "Ben son rakamlara bi zammını yüzde 30'dan yüzde le karşıyım" deyince Şevket Yıl 27'ye düşüriirüz" diyor. Devremaz, Başbakan Yardımcısı'nın ye Şevket Yılmaz giriyor. Metin yazdığı kitaba değiniyor, "Ama Emiroğlu, 50 bin lira daha arthocam, sen kitabında böyle tırmaya razı oluyor. Sıra geh'yor sosyal yardım paketine. Türk Harbİş Genel Başkanı Kenan Durukan'ın ısrarlan sonucu hükümet kanadı, 1993 sosyal yardım paketini de 260 bin liradan 300 bin liraya çıkanyor. ŞekerIş ile Tek Gıdalş yöneticileri "Bizim briit ücretlerimiz düşük. Taban briit ücreti 700 bin liradan biraz daha yukan çeketim" diyorlar. Bu kez, Denizciler Sendikası Genel Başkanı Emin Kul ısrar ediyor. 700 bin, 750 bine çıkıyor. Şekerlş yöneticileri, yüzde 80 artı 450 binden geriye gidildi diye tutanağa imza koymak istemiyor. "Etme, yapma, tamamdır" sözlerinin etkisiyle Şekerlş de imzalıyor. Bakan Kurt, Başbakan Mesut Yılmaz'ı, "acı müjde"yi vermek için anyor. Mesut Yılmaz, açıklamayı kendisinin yapmak istediğini aktanyor. Herkes birbirine söz veriyor: "AçıklamayBcağl2." Saat 01.45 Başbakanhk'ta kimse kalmıyor, Başbakanhk çahşanları, sigara dumam kaplı odanın ışıklannı söndüruyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle