22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 TEMMUZ 1991 FESTİVAL Coleman'dan caz şöleni I Kültür Servisi 19. I Uluslararası Istanbul Festivali kapsamında Açıkhava Tiyatrosu'nda son caz konserini önceki gün gazetemizin sponsörlüğünü üstlendiği Ornette Coleman ve Prüne Time adlı topluluk verdi. Saksofonda Ornette Coleman (fotoğrafta), I başta Al Mac Dovvell, I gitarda Ken Wessel ve Chris Rosenberg, klavyeli çalgılarda Dave Bryant ve davulda Denardo Coleman, Açıkhava Tiyatrosu'nu I dolduran kalabalığa yaklaşık iki saatlik bir caz şöleni sundu. Konser sonrası Coleman ve topluluğunu ıshk ve alkışlarla yeniden sahneye çağıran izleyici, topluluğun iki parçasını daha dinleme olanağı buldu. Festival kapsamında bugün ise Aya İrini'de saat 18.30'da kemancı Shlomo Mintz eşliğinde Israil Oda Orkestrası'nın konseri izlenebilecek. Mintz'in aynı zamanda yönettiği orkestra, Mozart'ın çeşitli parçalarını seslendirecek. Israil Oda Orkestrası'ndan yarın da aynı saat ve yerde Mozart'ın 1,3,4 ve 5 no.lu keman konçertoları dinlenebilecek. KÜLTÜRSANAT Beynin çılgın labîrentînde 196O'lı yılların ünlü rock topluluğu Doors'un şarkıcısı Jim Morrison'ın şiir ve denemelerinden oluşan "Tanrılar, Yeni Yaratıklar" adlı kitap Türkçede. Oliver Stone'un çevirdiği "The Doors" (Kapılar) adlı film de önümüzdeki mevsim Türkiye'de gösterime girecek. BURAK ELDEM ~ "Bir yanda bildiklerimiz vardır, diğer yanda bümediklerimiz. Ve ikisinin ortasında da kapılar" diyen VVUliam Blake ile 'Algı Kapılan'ndan söz eden Aldoux HuxJey 'sevgi yazı'nın ortasında bir nihilizm anıtı gibi beliren Jim Morrison'ın beynindeki labirentlerde dolaşan birer keşiş sanki. Kısacık yaşamında dış dünya ile arasındaki yapay sınırlamaların birçoğunu aşmak, ortadan kaldırmak uğruna yurekli, bir o kadar da tehlikeli serüvenlere gönül rahatlığıyla atılan rock müziğin bu benzersiz asisi, her koşul altında, 'biünenle bilinmeyen arasındaki kapı' olmak istemişti. "Duvarın öte yanına açüan diğer tüm kimyasal kapılar 'uyuşturucu', bu kapüan izinsiz açmaya kalkanlar da 'keş' olarak damgalanı>or" sözleriyle Aldoux Huxley olmuştu belki onu ajite eden. Belki de çok iyi bir çıkış noktası olduğuna inandığı rock müzik onu bu denli korkusuz, küstah, hatta saldırgan hale getirebiliyordu. Ne olursa olsun The Doors ve Jim Morrison, yeri bir daha doldurulamayacak bir mitosu biçim 60'lann rockyıldızı Jim Morrison 20 yıl önce uyuşturucudan CUMHURİYET/7 Bert ölmüştü Convy öldü • LOS ANGELES (AP) Aktör Bert Convy, kanserle uzun bir mücadeleden sonra 57 yaşında öldü. Birçok televizyon şovunda ev sahipliği yapan aktör, 1977'de CBS televizyonunda yayımlanan 'Tattletales' adlı şovdaki rolüyle bir de Emmy ödülü kazanmıştı. St. Louis'te doğan, daha sonra 7 yaşında ailesiyle Kaliforniya'ya taşınan aktör, orada Kuzey Hollyvvood Lisesi'ne devam etti. Liseyi bitirir bitirmez bir beyzbol takımıyla anlaşma imzalayan Convy, 2 yıl sonra beyzbolu bıraktı. Kaliforniya Üniversitesi'ne devam ederken hareketli bir yaşam süren Bert Convy, Cheers adlı bir orkestrada 195455 yılları arasında solistlik de yaptı. Aktörün filmleri arasında "Yardım İsteniyor", "Komşunu Sev", "Dallas Kovboylan" sayılabilir. Bert Convy, "Gelinin Babası", "Amerikan Stili Aşk" ve "Partridge Ailesi" gibi televizyon programlarında da rol aldı. TS^ Kartal'da 'Umuda Yolculuk' • Kültür Servisi 10. Uluslararası Kartal Kültür ve Sanat Festivali'nde bugün Kartal Belediyesi ve Maltepe Kitap Kulübü işbirliğiyle düzenlenen imza gününe Ece Ayhan, Nevzat Çelik ve Enver Ercan katılacaklar. İmza, Kartal sahilinde saat 15.00'te. Saat 21.00'de Kartal Stadı'nda Edip Akbayram, Nur Ertürk ve Müşerref Akay konser verecekler. Aynı saatte Portekiz, Polonya, Kazakistan, Yugoslavya ve Türkiye'den halkoyunlan topluluklarının gösterileri izlenebilir. Bu akşam saat 21.00'de iki ayrı yerde film gösterimi var: Gülsuyu Stadı'nda Xavier Köller'in bu yıl En İyi Yabancı Film Oscar'ını kazanan, Nur Sürer ve Necmettin Çobanoğlu'nun başlıca rollerini paylaştıkları "Umuda Yolculuk" (fotoğraO Yakacık Meydanı'nda Atıf Yılmaz'ın yönettiği "Bekle Dedim Gölgeye". ne de düşuncelerinden. İzleyicinin tansiyonuyla oynamak, tahammülü ve tolerans sınırıyla ilgili deneyler yapmak sevdiği şeylerden biriydi. Bir de otoriteyle 'uğraşmak.' Özellikle resmi otorite Jim'den hem alabildiğine nefret etti hem de korktu. Oliver Stone'un filmi, 'merbum'un yeniden tartışılmasım sağlıyor şu sıralar. Ama Jim Morrison'a ilgi duyanlar ve onu merak edenler için daha ilginç ve daha 'doğrudan' bir seçenek de var: 'Tannlar Yeni Yaratıklar' başhklı şiir ve denemelerden oluşan kitabı, Ogan Güner çevirisiyle Korsan Yayınları'ndan piyasaya çıktı geçenlerde. Her satırında, her dizesinde insanı irkilten ve ürküten kitap, bir efsanenin altını çizmekten öte, Morrison'ın beynindeki çılgın labirentleri tüm görünümleriyle tanıma olanağı veriyor. Aİcrem burcunun melek yüzlü şeyBtR DÖNEMİN EFSANESİ Jim Morrison (önde), (soldan sağa) Robbie Krieger, Ray Manza tanı, işlek zekâsı, sınır tanımayan düşünme yeteneği ve korkurek ve John Densmore, 196O'lı yülarda bir rock efsanesi yaratmışlardı. suzluğuyla 'Tmralar Yeni Yaralendirip yok oldular ortadan. madı insanların karşısına. Kor Basamak'ını izlerim daha iyi'. tıklar'da bir başka yaşamı, bir 'Dogum Giinii 4 Temmuz'un kuların, bastırılmış duyguların, İnsanlan her an şaşırtırdı." başka varoluşu eşeliyor sanki. parlak yönetmeni Oliver Stone, bitmeyen bir 'merak'ın en çarpıZihnindeki tum engellemeleKitaptan, Jim'in ölümle ilgi"Yirrni yıllık düşumü gerçekleş cı gorunumlerini kişiliğinde birtirdim" dediği The Doors adlı leştirmiş, garip bir 'antistar'dı ri, baskıları, süperego'nun ra li birkaç cümlesiyle noktalayahatsız ediciliğini aşmayı takmıştı lım yazıyı: "Uçak kazasında ölfilmle şimdi yeniden Jim Mor aslında o. rison söylencesini gündeme geGerçekliği görüp, araştınp kafasına Jim. Bunu da gelenek mek her halde en iyisi. Uykuda, tirmeyi başardı. Kış aylanndan zorlamaya olan onune geçilmez sel kurum ve çevreleri alabildi yaşlılıktan ya da aşın dozdan 61beri Batı muzik basırunda yan tutkusu, biraz hüsranla biten bir ğine ürküten, en çarpıcı, en sal mek istemiyonım... Olayı yaşakılanan film, ortaya çıkardığı sinema oğrenimi serüveninden, dırgan deneylerle gerçekleştirdi. mak, tatmak, koklamak istiyokimi gecikmiş sorularla birlikte rock kahramanlığına sürukle Yaşamında, değil bir enstrüman rum. Yalnızca bir kere ölüyorsun ve ben bu fırsatı kaçırmak bir tur 'merhumu nasıl bilirdi mişti kişiliğini. Oysa biraz rast çalmak, mikrofon önünde şaristemem." niz' duyarhlığının 'kapı'larını lantı, biraz inat, biraz da alay kı bile söylememişti. Ama o, dostu 'Ray Manzarek'i yanına aralamış oldu bir bakıma. An dı onun rock şarkıcısı olması. Aşırı dozdan öldüğü öne sücak bu kapılar, Jim'in kapıları Bir muzik >azarı şunları anlatı alıp bir rock grubu kurdu bir rülen Jim'in cesedini gören yok. gün. Rock ile gidecekti gidebigibi değil. yor: Yalnızca sevgilisi Pamela'nın Altmışlı yülarda dünya çok "Bir gün Jim'e. kendi zevki leceği en son yere dek. Gitti de. hazırladığ], mühürlenmiş bir taHırçınlaştı, saldırganlaştı ve işi, hareketli günler yaşadı, çok il için hangi toplulukları dinledibut biliniyor. Acaba bu da 'seyginç kişiliklerle tanıştı. Ne var gini sordum. Yüzume garip ga izleyicinin gözleri önünde sah tan'ın küçük bir oyunu mu derki uç noktaların sık sık kendini rip baktı ve 'Muzik mi?' dedi. nede mastürbasyon yapmaya siniz? Belki de yıllardır bir yergösterdiği rock müzikte bile Jim 'Başka grupların müziğini din dek vardırdı. lerde kendisi için yazılanları Morrison benzeri karizmatik bir lemekle yitirecek zamanım yok Gözaltına alındı, tutuklandı, okuyup için için gülüyordur, (deyiş yerindeyse) 'şeytan' çık benim. Oturur Hitchcock'ın 39 ama ne tavrından ,ödün verdi, kimbilir... Fotoğraflarla Ayasofya • Kültür Servisi 1983 yılından bu yana profesyonel olarak fotoğrafçılık yapan Tahsin Aydoğmuş'un "Fotoğraflarla Ayasofya" başlıkh sergisi 22 temmuzda Ayasofya Müzesi Sergi Salonu'nda açılacak. 5 ağustosa dek izlenebilecek sergi, aralık ayında da Almanya'nın Nurnberg kentinde sergilenecek. Fotoğrafları Kültür Bakanhğı'nın pek çok yayınında yer alan Tahsin Aydoğmuş, 1979 yılından bu yana Ayasofya Müzesi'nde gorev yapıyor. 4 4 KİTAP Kuveyt'te Işgal Altında' Tîyatro devletten ayrı olıııalı ASLI KAVABAL 26 haziran tarihli Bayram gazetesinde yer alan bir haberde tstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları için yeni bir yönetim biçimi arayışlarının sürdürüldüğü belirtildi. Haberde Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Yardımcısı Ali Taygun'un, "Tivatrolanmızın Doğasına Uygun Bir İşletme Modeli: Tiyatro Vakıflan" adı altında bir tasarı hazırladığına dikkat çekiliyordu. Bu konudaki göruşlerine başvurduğumuz Ali Taygun öncelikle şu açıklamayı yaptı: "Bayram gazetesinde çıkan haberi herkes gibi ben de okudum ve hayret ettim. Kim, hangi amaçla yazmış bilmiyorum. Bülunüyle yalanlarla dolu bir haber." Ali Taygun, geçen 1719 mayıs günleri arasında Mersin'de düzenlenen 'Türkiye Tiyatrosunun İşletmecilik Sorunlan' konulu seminere katılmış. Yurtiçi ve yurtdışından uzmanlann 'Tiyatro İşletmeciliği' uzerine bildiri sundukları seminerde Taygun da "Tiyatrolanmızın Doğasına Uygun Bir İşletme Modeli: Tiyatro Vakıflan" adlı bildirisini sunmuş. Tebliğinde esas olarak Devlet Tiyatrolan'nı ve özel tiyatrolan ele almış. Taygun, "Bildiri Türk tiyatrosunun geleceÇine dönük 2025 yıllık bir tasanmdır. Bunun yalnız benim görüşum olduğunu söylememe karşın Şehir Tiyatrolan'nda yapümak istenen )önetmelik değişikliklerine bu haberde birtakım gerekçeler bulunmak istenmiş" diyor. Ali Taygun büVirisinin bir vakıf düşüncesini içerdiğini aktarıyor. Temel eleştirilerinin tartışmudahaleyi getiriyor. Parayı veren, verdiği para ile ne yapıldığını görmek istiyor. Taygun varolan sistem içinde 'özerklik modeli'ni bir çözum onerisi olarak sunuyor. Bu modele gore devlet kendisine ait bir organizma kuracak. Bu kuruluşu maddi yönden destekleyecek. Boylena ait" diyor. Taygun'a göre bir devletin sanat yapabilmesi çeşitli ara mekanizmaları gerektiriyor. Peki, Taygun'un getirdiği oneri ne? "Tiyatrolann kendi 'tüzel kişilikleri' olmak. Bir tiyatro gerektiğinde devletten yardım almadan var olabilmeli. Boylecc devletin karşısına bir başka ki Bir 'tiyatrv vakıflan' tasarısı hazırlayan Ali Taygun Eski Bir Sevda' • LONDRA (Reuter) "Ingiliz diplomatlan, Kuveyt işgalini önceden haber almışlardı. Dört gün önceden Irak'taki vatandaşlarını uyardılar. Ancak işgalin boyutlannı tahmin edemedikleri için daha sonra kontrolü kaybettiler. Allahtan tranIrak savaşı sırasında oluşturdukları gönüllü birlikleri vardı." Ingiltere'de yayımlanan yeni bir kitaptaki bu açıklamalar ülkeyi sarstı. "Under Siege in Kuvvait, A Survivor's Story" (Kuveyt'te lşgal AltındaBir Kurtulanın öyküsu) adıru taşıyan kitap, şaşırtıcı açıklamalar içeriyor. lşgal sırasında Kuveyt'te çalışan bir tngiliz gazeteci (Jadranka Porter) tarafından yazılan kitap hakkında Ingiliz Dışişleri Bakanhğı yetkilileri yorumda bulunmayı reddettiler. SİNEMA Ali Taygun, "Tiyatrolarımızın Doğasına Uygun Bir İşletme Modeli: Tiyatro Vakıflan" adlı bildirisinin, Türk tiyatrosunun geleceğine dönük, 2025 yıllık bir tasarım olduğunu belirtiyor. İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Yardımcısı Taygun, ödenekli tiyatrolardaki merkeziyetçi sistemin dağıtılması gerektiğini savunuyor. Devlet Tiyatroları'nın bağımsız birimlere dönüştürülmesinden yana olan Taygun, varolan sistem içinde bir "özerklik modeli" öneriyor. ma konusu edilmediğini, tersine Humeynici bir tavırla bizim gibi düşünmeyenlerin kellesi alına diye bir yaklaşım içine girildiğini soyluyor. Taygun'a göre Türkiye'de tiyatrolar ticari olarak faaliyet gösteremiyor. Tiyatrolann odeneğe gereksinimi var. Ödenek de cek hukumetler bu organizmalara doğrudan mıidahale etmeyecek. Taygun, "Ben devletin sanat yapacağına inanmıyorum. Devletin sanat yapma özelliği \oktur. Çünkü sanat estetik alanına ait bir etkinlik. Devlet ise idare, siyaset ve ekonomi alanlarışilik geliyor: 'Tiyatro İşletmesi." Tiyatro devletin kolu değil. Ben ayrı olmasını istiyorum" diyor Taygun. Ali Taygun'un tasarı modeli içinde kuruluş ile devlet arasında 'ödenek ilişkisi'nin kurulabileceği belirtiliyor. İki tuzel kurum arasında 'ödenek ilişkisi 4 Benim Sinemalarıın' Tokyo'da • Kültür Servisi Yönetmenliğini Gülsün Karamustafa ile Füruzan'ın üstlendiği, başrolünü Hülya Avşar'ın oynadığı "Benim Sinemalarım" 4. Tokyo Uluslararası Film Festivali'nin "En İyi Asya Filmleri" bölumünde gösterilecek on filmden biri olarak seçildi. Bölum yöneticisi Toshio Ihashi, filmin tüm ulaşım ve altyazı giderlerinin de festivalce karşılanacağını bildirdi. "En İyi Asya Filmleri" bölümune, Türkiye'nin yanı sıra Kore, Endonezya, Tayland, Hindistan, Tayvan, Çin, Kuzey Kore, Malezya ve İran katılıyor. 28 eylül 4 ekim tarihleri arasında festivalde gösterilecek filmler, daha sonra Japon televizyonunda da gösterilecek. sözleşmesi' olacak, ama tiyatro bu odeneği alıp almamakta ^ozerk kalacak. Ali Taygun, Türkiye'de başka örgütlenme biçimi olmaması nedeniyle 'vakıf modeli' üzerinde durdu|unu aktanyoc Tiyatronun, bk işletme olarak harcamalarını uretmek zorunda. Taygun, "Vakfın bir miitevelli heyeti var. Bir kuruluşun bir tek para kaynağı varsa o kaynak o kuruluş üzerinde hâkim duruma geçer. Ama bir kuruluşun birçok kaynagı varsa her birinin görece gücü azalmış olur. Kaynaklan çoğaltarak müdahaknin gücünü azalUyoruz. Bütün tiyatrolann temsilcüeri de ana vakfı oluştunıyor" diyor. Bu Ali Taygun için 'ideal model.' Taygun, "Bu modelin gereeklesmesi için bütun stajyer tiyatroculann yaş hıddinden emekliye ayrılmalan gerekir" diyor. Tiyatro İşletmeciliği'nı konu edinen Mersin toplantısında kısa vadede neler amaçlandı? Ali Taygun, "Bugüne dönersek sözkonusa modele nasü bir başlangıç yapdabilir diye düşünülebilir" diyor. Bu yönde öncelikle yardım vakıflarının kurulmasırj öneriyor. Taygun, Devlet Tiyatrolan'nda dünyada eşi olmayan merkeziyetçi sisteminin dağıtılması gerektiğine de dikkati çekiyor. Taygun, Devlet Tiyatroları'nın bağımsız birimlere dönüştürülmesinden yana. • Kültür Servisi Mazlum Çimen ile Levent Güner'in "Eski Bir Sevda" başlıkh albumleri önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak. İkiliye, Eylem Pelit ile Cengiz Özdemir de katkıda bulunmuş, "Eski Bir Sevda" kasetinde yer alan parçaların sozleri, Sabahattin Ali, Orhan Veü,Cahit Sıtkı, Pir S u l t a n 1 * " ^ ait; ayrıca anonim şartfUfr **' da var. Mazlum Çimen, bu çalışmaları için "Tarzı dinleyiciye bıraktık" diyor. Pir Sultan mahkeme karanyla • (Cumhuriyet) Isparta Valiliği'nin 'Pir Sultan Abdal' oyunuyla ilgili önceki gün aldığı yasaklama kararı, Antalya İdare Mahkemesi tarafından geçersiz sayıldı. Ankara Birlik Tiyatrosu tarafından sahneye konan yapıt, böylece 19. kez mahkeme karanyla oynanabildi. Erol Toy'un yazdığı ve Zeki Göker'in yönettiği oyun Isparta'da sahnelenmek istenmiş, ancak valilik tarafından izin verilmemişti. Şairlerimizle birlikte • Kültür Servisi 6. Uluslararası Yalova Kültür ve Folklor Şenliği kapsamında Türkiye Yazarlar Sendikası'nın düzenlediği etkinliklerde yann "Şairlerimizle Birlikte" başlıkh bir söyleşi gerçekleştirilecek. Saat 21.00'de Çınarh Park'ta yapılacak söyleşiye Arif Damar, Melisa Gürpınar, Sennur Sezer, Kemal Özer, Ahmet Telli, Salih Bolak, Özgen Seçkin ve Salim Rıza Kırkpmar katılacaklar. Ali Taygun, yaygın ama gizli gündemi somut öneriyle tartışmaya açıyor İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Kültür İşleri Daire Başkanlığı Odenekli tiyatrolar tarüşılıyor ORHAN ALKAYA Ali Taygun'un Mersin'de düzenlenen "Türkiye Tiyatrosunun İşletmecilik Sorunlan" toplantısında verdiği bildiriyi, bir süredir Maliye Bakanhğı kaynaklı fısıltılardan bazı eleştirmen dostlarımın yazılarına kadar uzanan genişleme eğiliminde bir tartışmaya, ilk kez somut bir öneriyle yaklaştığı için önemsiyorum. Sorun, çok özetle, ödenekli tiyatro kuruluşlarının (Devlet Tiyatroları ve İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları) işletmecilik ve istihdam anlayışlarına karşı geliştirihniş bir hoşnutsuzluğun ifadesidir. 24 Ocak12 Eylül sonrası ülke ekonomisine hâkim kılınan 'bağımlı serbest piyasa ekonomisi' anlayışı, köklerini 195060 arası DP iktidarlannda taşımaktaydı. 1960'lar ile son çıkışını yapan devletçilik ve bunun 'karma ekonomisi', 1980'de gömülürken büyıik bir gecikmeyle yerini, modern kapitalizm çırpınışına terk etti. Bu anlayışın konumuzla ilgisi, gecikmiş modern kapitalizm çırpınışının tum alanlarda bir 'her şe> satılık' çılgınlığına kendini kaptırmasıdır. Ölçüsüz ve sonuçları hayli spekülatif hesaplara vurulmuş bir anlayışla gerçekleştirilen büyük satış sürerken bir KİT olan Devlet Tiyatroları'nın 'özelleştirilmesi' fısıltısıyla ki Maliye Bakanhğı kaynakhdır başlayan ve entelektuel gerekçesini odenekli tiyatrolann verimsizliğinde bulan bir öneri yankılanarak sürüyor. Ali Taygun ise söz konusu bildirisinde, ödenekli tiyatrolann verimsizliğini gerekçelendirerek bu kurumların ödenek alma ve sanatçı istihdam etme biçimlerinin değiştirilmesi gerektiğini savunuyor. Önerisi, tiyatro vakıflan kurulması ve ödenekli tiyatrolann bildirisine 'vakfedilmesi.' "Türkiye'nin genel kültür düzeyi. serbest piyasa koşullan altında kaliteli tiyatro işletmeyi verimli kılmıyor" genel tespitiyle başlayan Taygun, bildirisinin ilerleyen bölumünde "Tiyatro işletmeleri bağımsız ve özerk olmalı, bunun bedelini de göze almalıdır" ve "Tam ödenek gibi aşın koruma tedbirleri gelişmeyi engeller" diyerek iki doğrudan basit de değil... Yüzlerce yılhk tiyatro birikimine, sivil toplum deneyimine sahip ulkelerdeki durumla bu coğrafyadaki durumu karşılaştırırken iyice düşünmek gerekir. "Devlet insanlar için" anlayışıyla örgütlenen Batı toplumundan, insanın devîete karşı yükumlüluklerinin en önde tutulduğu ceberrut Doğu toplumuna geçerken tiyatrolann örgütlenme biçimlerinin de bu tayf değişikliğinin altından geçmesi gerekiyor sanırım. Devletin her türlü kültürel etkinliğe ciddi fonlar ayırmasının bir yükümlülük olarak benimsendiği ve sindirildiği Batı ölçüde doğru olur? Keza Ali Taygun'un bildirisinde ciddiyetle tartışılması gereken bir nokta da ödenekli tiyatrolarda, çalışanlann kendi yöneticilerini seçme hakkı meselesidir. Taygun, "Başkalannııı sağladığı kaynaı" kulianan kişilerin kendi aralannda yönetici seçmesinin, "Korporatizm, bonapartizm, memur oligarşisi, bürokrasi sultası" olacağını belirtiyor. Mesele>i entelektüel boyutta tartışma yeteneğindeu kuşku duymadığım Taygun'un bile, devletin ya da yerel yönetimin kültür alanına yapacağı yatırımı, 'başkasının kaynağı' yani onlara ait bir kaynak olarak değerlendirmesi, önerilen yeni model üzerindeki kuşkulannu arttınyor. "Ödenekli tiyatrolar verimsiz, dağıtılsın" anlayışıyla bir yere varabilmek için, geçilmesi gereken pvek çok durak var. Önce birileri çıkıp, ödenekli tiyatroların nasıl ve niçin verimsiz olduğunu serahaten anlatmalı. Özel tiyatroların baskın gişe kaygılarıyla üstlenemediği klasik tiyatro kültürünü var etme, beğeni düzeyini yükseklere taşıma, yenilikçi, oncu hamleler gerçekleştirme, yeni yazarlara elverme gibi işlevleri, gişe kaygısı bulunmayan ödenekli tiyatroların neden gerçekleştiremediği, ciddi biçimde tartışılmalı, 'Şevksizlik'le itham edilen 'memur' sanatçılara, konuşma, tartışma, iç dökme alanı açılmalı. Ali Taygun, yaygın ama gizli bir gündemi, somut bir öneriyle tartışmaya açtığı için önemli bir işlev gerçekleştirdi. Şimdi, geniş bir program üzerinde konuşmanın tam zamanıdır... "YUNUS EMRE SEVGİ YILI ETKİNÜKLERİ" • SÖYLEŞh Indiana Üniversitesi Türkçe Programı Dırektörü, Türk Folkloru ve Halk Edebiyatı Profesörü İLHAN BAŞGÖZ Yunus Emre, Toplum ve insan Hakları 19.7.1991, Saat 16.00 Aşiyan Müzesi, Rumelihisarı Yunus Emre, Medrese, Tekke ve Demokrasi 24.7.1991, Saat 16.00 Atatürk Kitaplığı, Taksim Ortaçgil'den 'Oyuna Devam' • Kültür Servisi Bülent Ortaçgil'in yeni ülbümü 'Oyuna Devam', Günay Restoran'da düzenlenen toplantıda basına tanıtıldı. Sanatçının akustik gitan kendisinin çaldığı albümde, Erkan Uğur elektro ve perdesiz gitar, Selim Atakan piyano, Gürol Ağırbaş bas gitar, Cem Aksel davul ve perkisyon, Tarık Sezer piyano ve viyolonsel, Tahsin Endersoy da elektro gitar çalmış. Aynca Leman Sam 'Kaptan' adlı parçada ana vokali üstlenmiş. Kayıt ve miksajın Halis Bütünley tarafından yapıldığı albümde, 'Aşk Nereye Kadar?', 'Yasak', 'Bütün Sokaklarım', 'Zamana Sıkılmış', 'Kızıma Mektup', 'Bu Su Hiç Durmaz', 'Duyuyor musun?', 'Yalnız', 'Oyuna Devam' ve 'Kaptan' adlı parçalar yer ahyor. BAKIRKÖY BELEDİYESİ 2. KİTAP CÜNLERİ YAZARLARIMIZIN KATILIMIYLA... Rıfat llgazHasan KıyafetÖner Yağcıi Kemal KaradayıYılmaz ElmasSunay AkınAkgün Akova Açılış: 17 Temmuz 1991 Çarşamba Saat : 17 oo Yer : Ozgurluk MeydanıBakırkoy organizasyon: BAKIRKOY BELEDIYESI Eğıtım, Kultur ve Sosyal işler Md ARDA YayınDağıtım Ali Taygun, bildirisinde, genişleme eğiliminde bir tartışmaya ilk kez somut bir öneriyle yaklaşıyor. Yaygın ama gizli bir gündemi somut bir öneriyle tartışmaya açıyor. Şimdi geniş bir program üzerinde konuşmanın tam zamanı... bir hata ihtimaline doğru da geçiş yapı coğrafyasıyla, devletin ozel tiyatrolara yor. Taygun'un bildirisinde şiddetli itiraz yaptığı uç kuruşluk yardımı bile 'ulufe' ettiği 'tam ödenek' yani kurumun dev sayma eğiliminde olduğu ülkemizde, tilet ya da belediye tarafından tumüyle fi yatrolar aynı model esas alınarak örgütnanse edilen bir işletme olması, gerçek lenebilir mi? Sorun, aslında buradadır. ten de ciddi sakıncalar taşımaktadır. Bugün 'memur sanatçı' vurgusuyla Başta ödeneği veren merciin, kurum üze anılan yalnız Ali değil bunu yapan Şerinde manipülasyon kurma yetkisine sa hir Tiyatroları sanatçılannın, 197679 hip olması, yaratı özgürlüğu kavramıy arasında, yerinden yönetim döneminde, la çelişmektedir. bugün olmadığı söylenen şevklerinin naAv rupa tiyatrosu artık Doğu Avru sıl yüksek olduğunu 'içeriden' biliyorum. pa da dahil buna bizdeki örgutlenme ödenekli tiyatrolann yönetilme biçimleyi çoktan terk etmiş durumda. Ömür bo rini sorgulamadan, yönetim sorumluluyu ayhk garantisine sahip değil orada ti ğundan uzaklaştırılmış sanatçılarını yatrocular. Ama bu iş görunduğü kadar 'şevksiz memuriar' kalıbına sığdırmak ne
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle