Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 TEMMUZ 1991 Ankara'ya övgü • BRÜKSEL (AA) Ingiliz parlamenter Kenneth Coates, Türkiye'de son yı 1larda insan hakları konusundaki gelişmelerin tatminkâr olduğunu belirtti. Avrupa Parlamentosu Siyasi Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan 'Dünyada İnsan Hakları' raporunu kaleme alan Ingiliz parlamenter Kenneth Coates, müzakereler devam ederken AA muhabirine yaptığı açıklamada, raporunun konusunu oluşturan 198990 yıllannda Türkiye'de insan hakları alanında kayda değer ilerlemeler gözlemlendiğini söyledi. DIŞ HABERLER CUMHURİYET/U Irak'a yeni bir suçüstü ABD'nin Irak'taki tesislere saldıracağı yolundaki kaygılar büyüyor. Irak Başbakanı Hammadi, yeni bir Amerikan saldırısı beklediklerini ve hazırlandıklarını söyledi. Dış Haberler Servisi Nukleer silah tesislerini tam olarak açıklaması için Irak'a 25 temmuz tarihine kadar tanınan sure daralırken sürenin bitiminde bu tesislerin bombalanması olasılığının giderek güçlendiği bildiriliyor. Irak yönetiminin Birleşmiş Milletler Guvenlik Konseyi'ne verdiği uçüncü nükleer silah listesinin de yetersiz bulunmasının ardından, Batılı uzmanlar, Bağdat yönetiminin gizlediği yeni bir nükleer tesisi ortaya çıkardılar. Irak'ta ise ABD'nin nükleer tesislere saldırabileceğine ilişkin kaygılar büyuyor. Başbakan Sadun Hammadi, bir Amerikan saldırısı beklediklerini ve buna karşı hazırlandıklarını söyledi. Bağdat yönetiminin, ülkedeki silah tesisleri ve bu silahlann yapımında kullanılan zenginleştirilmîş uranyum varlığının dokümünu yaptığı üçüncü liste, BM Guvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi tarafından önceki akşam ele alındı. Listeyi inceleyen Batılı BM diplomatları, listenin yetersiz olduğunu ve Irakın bazı tesisleri ile zenginleştirilmiş uranyum varlığını gizlemeye devam ettiğine inandıklarını söylediler. Irak'ın listesinin BM'ye ulaştırılmasından kısa bir süre sonra Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafuıdan yapılan bir açıklamada, Bağdat yönetiminin gizlediği bir nükleer tesisin bulunduğu bildirildi. Ajansın Genel Başkan Yardımcısı Maurizio Zifferero, Bağdat'a 300 kiIometre uzaklıktaki El Şarkat adlı tesiste, uranyumun elektromanyetik yontemlerle zenginleştirildiğinin belirlendiğini açıkladı. Ajansın Genel Başkanı Hans Blix ise zenginleştirmeyi başardığı 25 kilogram uranyumu gizleyen Irak'ın, ajanstan ihraç edilebileceğini söyledi. Bağdat yönetiminin nükleer varlığı konusundaki son gelişmeler ve Batılı ulkelerin açıklamaları Irak'ta bir ABD saldırısına yonelik beklentilerin guçlenmesine yol açtı. Irak Başbakanı Sadum Hammadi, "Bağdat yönetiminin Batılı ülkelerle isbirliği yapmaya istekli olduğunu göstermesine karşın, Batılı ulkelerin nükleer silah tesislerini bahane ederek Irak'a karşı önceden planlanan bir saldınyı gerçekleştirmeve hazırlandıklannı" söyledi. Başbakan Hammadi, "İrak'ın teknik ve askeri kapasitesi bilinen bir şey. Küçiık veya büyük, elimizdeki tüm olanakları sonuna kadar kullanarak kendimizi savunacağız" dedi. Irak halkırun da yeni bir ABD saldınsından kaygı duyduğu bildiriliyor. BM Guvenlik Konseyi daimi üyelerinden İngiltere, "Irak'ın niikleer silahlar gdiştirilmesinin engellenmesi için kuvvet kullanımını göz ardı etmediğini" bildirirken Sovyetler Birliği, "Miitlefiklerin Irak'a yeni bir saldınya girişme aşamasına henıiz gelmediğini" savunuyor. Irak Devlet Başkanı Saddam Hiiseyin ise Irak'ın BM kararlan çerçevesinde yasaklanan tüm teçhizatını yok ettiğini ileri surüyor. Arap Birliği Genel Sekreteri İsmet Abdülmecit, örgütün, Irak'a karşı herhangi bir saldınnın onlenmesinden yana olduğunu bildirdi. Abdülmecit, dün Kahire'de yaptığı açıklamada, Irak'ın, nükleer tesislerini denetime açması konusundaki BM Guvenlik Konseyi kararlarına uymayı kabul ettiğini belirtti. İsmet Abdülmecit, Irak'ın, orgüte üye ulkelerin dışişleri bakanlarının olağanustu toplanması konusundaki başvurusuna henuz hiçbir ulkeden yanıt gelmediğini kaydetti. Abdülmecit, Irak'ın, topraklarındaki nükleer tesislerinin incelenmesi için bir Arap Birliği komitesi kurulması konusunda resmen başvuruda bulunduğunu da açıkladı. Bağdat yönetiminin Batı'dan gizlediğiyeni bir nükleer tesis bulundu POLTTIKADA SORUNLAR ERGUNBALCI Londra'da toplanan zenginler zirvesinde (G7) gündemdeki en önemli sorun, Sovyetler Birliği'ne yardım konusu. Sovyet lideri, Batı'dan 5 yıl içinde 100150 milyar dolarlık yardım istiyor. 7 sanayileşmiş ülke bu konuda bölünmüş durumdalar. ABD, Japonya, İngiltere ve Kanada, Gorbaçov'a derhal ve kapsamlı yardım yapılmasından yana değiller. Sovyetler Birliği'ndeki ekonomik ve siyasal reformlar konusunda kuşkuları var. İtalya, Fransa ve özellikle Almanya ise Sovyetler'e derhal siyasal destek verilmesini, reformlar uygulandıkça peyderpey mali yardımda bulunulmasını savunuyorlar. İki Almanya'nın birleşmesine izin verdiği için Gorbaçov'a karşı kendini borçlu nisseden Almanya, Sovyetler'e yardım konusunda en hevesli olan Batılı ülke. Ne var ki onun da sırtında birleşmenin getirdiği muazzam yük var. Sovyetler'e büyük yardım yapabilecek durumda değil. G7 grubunda Sovyetler'e en büyük yardımı yapabilecek güçte olan Japonya ise bu konuda hiç de hevesli görünmüyor. Tokyo, Kuril adaları sorunundan ötürü Moskova'ya kızgın. Ayrıca parasını tehlikeye atmak da istemiyor. Sonuç olarak, G7 zirvesinden Gorbaçov'un istediği boyutta bir yardım pakedinin çıkması beklenmiyor. Tablo, şimdilik böyle. Ancak bu tabloda, "Sovyetler'e yardım edilsin mi edilmesin mi?" tartışmaları arasında çok önemli bir sorun gözden kaçmış görünüyor. Batı, yapılacak yardım için Sovyetler'in piyasa ekonomisine geçmesini şart koşuyor. Sovyetler piyasa ekonomisine geçecek; bu arada Batı da olanaklarının elverdiği ölçüde yardım yapacak. Sorun böylece çözüme kavuşacak. Peki, ama Sovyetler nasıl piyasa ekonomisine geçecek? Sorun bu kadar basit mi? 70 yıldır merkezi planla yönetilmeye alışmış, komuta ekonomisinde yaşamış bir toplum nasıl kısa sürede piyasa ekonomisine uyum sağlayacak? Geçenlerde bir Sovyet diplomatı ile konuşuyorduk. Sorduk: "Köylülere toprak dağıtıyor musunuz?" "Biz bir dizi bölgede dağıtmaya başladık. Ama köylü istemiyor." "Neden? İnsan toprak sahibi olmak, kendi toprağını işleyip para kazanmak istemez mi?" "Işte sorun da orada, köylü toprak sahibi olunca, para kazanmak için çalışması, mücadele etmesi gerekecek. Başarılı olamaz, toprağını iyi işletemezse batacak, aç kalacak. Oysa şimdi rahatı yerinde, gerçi hiçbir zaman zenginleşmiyor, ama aç kalma, batma korkusu yok. Aşırı çalışmaya, mücadele etmeye gerek yok. Akşamları karnını doyuruyor, votkasını içiyor. Bu da ona yetiyor." "O zaman tarımsal üretim artmaz." "Artmaz tabii, köylünün daha fazla çalışması için bir motivasyonu yok ki." Sovyet toplumunun halen içinde bulunduğu büyük çıkmaz herhalde bu konuşmadan açıkça ortaya çıkıyor. Köylü, birtür memur. Aldığı ücreti devlet saptamış. Daha fazla kazanma, kâr etme umudu yok. Bu nedenle işine ilgi duymuyor. Uretimi arttırmak için çaba harcamıyor. Devlet, kendisine toprak veriyor. "Al bu toprağı işle, kârın sende kalsın. Para kazan, zenginleş" diyor. Bu kez köylüyü bir korkudur alıyor. "Ya işler kötü giderse?. Ya başaramazsam? Elimden kim tutacak? Bütün gün nefes almadan toprakta çalışmam gerekecek." Halen Batı'da bir dizi iktisatçı, Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa ülkelerine piyasa ekonomisine ilişkin teorik dersler veriyor, reçeteler sunuyor. Ancak bu tavsiyelerde bulunulurken Batı'da piyasa ekonomisinin nasıl geliştiği, buna karşılık Doğu Avrupa ülkeleri ile Sovyetler Birliği'ndeki koşulların özelliği üzerinde galiba pek fazla durulmuyor. Doğu Avrupa ile Sovyetler Birliği'ndeki çöküntü, "ben sosyalizme geçiyorum" deyip kitaplardaki teorileri uygulayarak sosyalizme gecilemeyeceğini gösterdi. Aynı biçimde kitaplardaki piyasa ekonomisine ilişkin teorilere dayanıp "ben piyasa ekonomisine geçiyorum" diyerek de piyasa ekonomisine geçilemez. Toplumlar, belirli ekonomik ve sosyal gelişmeden geçmeden, yeterli birikim, deney ve geleneğe sahip bulunmadan ne kapitalist oiabilirler ne de sosyalist. Dışarıdan gelen hazır reçetelerle sosyalizmin kurulamadığı görüldü. Piyasa ekonomisi, kapitalizm aynı yoldan nasıl kurulacaktır? Günümüzde Sovyetler Birliği ile Doğu Avrupa ülkelerine tavsiyelerde bulunan Batılı iktisatçıların, aslında merkezi plandan, komuta ekonomisinden piyasa ekonomisine nasıl geçileceğine ilişkin hiçbir deneyimleri yoktur. Çünkü böyle bir şey ilk kez oluyor. Bu bakımdan Sovyetler Birliği ile Doğu Avrupa ülkeleri, Batılı iktisatçılar için ekonomik teorilerin deneneceği büyük bir laboratuvar niteliğine bürünmektedir. Toplumların özellikleri dikkate alınmadan dışarıdan sunulan reçete ve yapılan yardımların ne denli etkisiz kaldığı, hatta ters tepkileri sık sık görülmüştür. IMF reçeteleri, 3. Dünya'daçoğu zaman kanlı ayaklanmalara yol açmaktan başka hiçbir işe yaramamıştır. Sovyetler Birliği ile Doğu Avrupa'daki eski komünist rejimlerin; Angola, Mozambik, Etiyopya, Somali gibi 3. Dünya ülkelerine önerdikleri reçeteler ve yaptıkları yardımların da ne denli büyük bir fiyasko ile sonuçlandıkları ortadadır. Toplumlar, içinedüştükleri darboğazlardan, dışarıdan sunulan hazır reçete ve yardım paketleri ile değil, ancak iç dinamikleri. kendi özelliklerine uygun çözümler üretmekle kurtulabilirler. Batı'da Sovyetler Birliği'ne yardım konusu tartışılırken galiba bu noktanın üzerinde fazla durulmuyor. Sovyetler'e Yardım Hırvatistan'da saldıra: 2 ölü • BELGRAD (AA) Hırvatistan'da Sırp milliyetçiler, bir Hırvat polisi ve bir Hırvat milisi oldurdüler. Guvenlik yetkilileri, Sırp milliyetçilerin bir polis istasyonuna düzenledikleri havan saldırısında bir Hırvat milisin olduğunu belirttiler. Yetkililer, Lipik kasabasındaki çatışmada ise, bir polisin olduğunu 9 polisin de yaralandığını kaydettiler. Sırp milliyetçilerle meydana gelen çatışmalarda olen Hırvat polis ve milislerin sayısı 24'e çıktı. Müttefikler çekilirken Kuzey IrakHabur izlenimleri 'ConT aynldı^ peşmerge ağladı TUNCAY ÖZKAN SİRSENK/ZAHO/HABUR Tepeden tırnağa silahlı peşmerge, gözlerinden akan yaşla "kardeşi gibi" sarıldığı Amerikan askerini sımsıkı kucaklayarak televizyon kameralanna dönup bağırıyordu: "Gitmeyin, daha isiniz bitmedi." Amerikalı asker, peşmergeyi rahatlatmaya çalışıyordu: "Merak etme, buradayız." Kuzey Irak'taki müttefık kuvvetlerinin çekilme işlemleri sırasında ilginç görüntüler yaşandı. Kürtlerin en çok ilgi gösterdiği askerler conilerdi. Ancak, bu veda gününde çekilmeye kızıp duygusal davranan, vedalaşmaya gelmeyen peşmergelerin sayısı da az değildi. Bu duygusal tavır, Saddam korkusundan da kaynaklanıyordu. Bir başka neden de bölgenin yaşamsal fonksiyonlannın devamını sağlayanın Amerikahlar olmasıydı. Çekilirken Amerikalılar da kendilerine bu denli bağlanan Kurtlere her türlü güvenceyi vaat ettiler. Tumgeneral Jav Garner Irak ile M u t t e f i k i e r Şatalin de parri kuruyor • MOSKOVA (AA) SSCB'de eski Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnaze'nin önderliğindeki 'Demokratik Reform Hareketi'nden, 'Birleşik Demokratik Parti' adıyla yeni bir kitle partisi kurma çalışmalarının başlatıldığı bildirildi. Interfaks ajansının haberine göre Moskova'daki Ekonomi ve Matematik Enstitüsü'nde yapılan bir toplantıyla kurulan yeni partinin organizasyon komitesinin başkanlığına, Başkan Mihail Gorbaçov'un eski danışmanı ve '500 gün planı' adıyla bilinen ekonomik reform programının mimarı Stanislav Şatalin getirildi. ' Kuzey Iraktan çekilip Türkiye'ye Habur'dan giriş yapblar. Müttefik askerlerin yeni misyonu: G. Doğu'da Kiirt nöbeti. (Fotograf: AP) Türkiye'nin kovboy politikası • MOSKOVA (AA) SSCB'nin en muhafazakâr yayın organı olan Sovietskaya Rossiya gazetesi, Turkiye'nin "ABD, Fransa ve Almanya ile birlikte kovboy politikası güttüğünü" ileri sürdü. Gazete, Karadeniz Ekonomik lşbirliği Bölgesi projesinin de bu politikanın bir parçası olduğunu ileri sürerek Bulgaristan'ın projeye katılıp "Türkiye'nin hegemonyasını kabul etmemesi gerektiğini" savundu. Türkiye'yi birbirine bağlayan ve Amerikalılar tarafından onanlan Habur2 köprusunün üzerinde bir peşmerge lideriyle vedalaşırken "Merak etme, uzakta değiliz. Sana veda da etmiyorum. Yeniden görüşmek üzere diyorum" dedi. Peşmerge liderine sarıldığı sırada Irak topraklarında kendilerinden 300 metre uzakta patlayan iki mayın dahi kucaklaşmalarmı etkilemedi. Garner, başını çevirip patlamanın olduğu yere şöyle bir baktı sadece. Kuzey Irak'ta Amerikan askerleri ile peşmergeler, çekilmenin son günü birlikte güvenliği sağladılar. Kontrolleri birlikte yaptılar. Amerikalıların çekilmesinin ardından da bölgedeki tüm hâkimiyet, onlann koruması ve gözetimi altındaki bu peşmergelere ve Kurtlere geçti. Amerikan askerleri, Kürtlerin güvenliği için bolgeden çekilmeden once Saddam'ı tekrar tekrar uyarmayı da ihmal etmediler. Komutan Garner, Saddam'ın bölgeye asker göndermesi veya bir saldın duzenlemesi durumunda kendisine gereken tepkinin Amerikan askerlerince gosterileceğini söyledi. Bu konuşma sırasında Bağdat'ın bombardımanında etkili olan A10 avcı uçaklan, alçaktan uçuşlar yaptılar. Bölgedeki genel havanın Irak'tan bağımsız bir toprak oluşumu biçiminde olması ilginçti. Bu toprakların denetimi de Batdılann desteğındeki Kürtlerde olacak. Bazı yabancı televizyon ekiplerinin yorumlarına göre bölgede bir Kuzey Irak Kurt devleti oluşmuş durumda. Bolgeden geçen göruntuler, Fransız televizyonunda "Irak Kürdistanı'ndan" diye sunuluyor. Bunu bölgedeki peşmerge liderleri, Ingilizlerin yayın politikalarıyla birleştirerek tebessümle anlatıyorlar. Saddam Hüseyin'in Kurt liderlerle yaptığı ozerklik goruşmelerinin bu yorumları daha da pekiştireceği kaydediliyor. Tek sorun, bölgenin ayakta kalmasını sağlamak. Bunu da elini Kuzey Irak'tan çekmeyecek olan Batılı güçlerin gerçekleştirmesi isteniyor. Kurtler bölgeye Arap ve Sad dam yanlısı herhangi bir unsurun gelmesine sert tepki göstereceklerini sık sık yineliyorlar. Türkmenler konusunda ise belirsiz, ancak Turkiye'nin karşı tutumuna neden olmayacak açıklamalarla yetiniyorlar: "Onlar da bizim elde ettiğimiz haklardan aynen yararlanacaklar." Bölgede müttefik kuvvetlerinin çekilmesinin ardından Türk sınınnın hemen dışında bulunan PKK kamplan da gundeme geldi. Türkiye'nin bunlara karşı takınacağı tutum, merak konusu. PKK'nın bölgedeki son karışıklıklar sırasında sınıra çok yakın en az 5 gerilla kampı kurduğu belirtiliyor. Bugüne kadar yabancı televizyon ekiplerinin bu kamplardan ikisini görüntülediği ve buradaki gerilla eğitimini izlediği öğrenildi. Müttefik kuvvetlerinin bölgedeki etkinlikleri nedeniyle bu zamana kadar Türkiye'nin müdahalede bulunmadığı belirtilen gerilla kamplarına karşı bundan sonra bir harekât düzenlenebileceği kaydediliyor. Bir Türk sınır yetkilisi, "Ankara artık buralarla ilgili kesin emirler veriyor. Bundan sonra bu kamplar için de bir şeyler düşünürler" diye konuştu. Ancak Türkiye'nin bu kamplara müdahalesinin bölgedeki peşmergeler ve diğer Kürt unsurlar ile bunların hamisi durumundaki müttefik kuvvetierince nasıl karşılanacağı konusunda bir tahminde bulunulmuyor. "DÜNYAMÜLK" G7zirvesi siyasi bildirisL' SSCBVleki refornüara destek Sanayileşmiş ülkeler dün yayımladıkları bildiride, BM'nin gücünün arttınlmasını, Kıbrıs sorununa 649 sayılı Guvenlik Konseyi kararı çerçevesinde çözüm bulunmasını ve Irak'a yaptırımların sürdürülmesini de benimsediler. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA Dunyanın onde gelen 7 sanayileşmiş ülkesi devlet ve hukümet başkanları ile Avrupa Topluluğu temsilcileri, "G7 Doruk Toplantısı"nın ikinci gununde yayımladıkları "siyasi bildiri" ile İngiltere Başbakanı John Major tarafından ortaya atılan, "Birleşmiş Milletler'i sadece banşı koruyan bir örgiit olmaktan çıkartarak barışı >apan ve sağlayan bir örgüte dönüştürmek" fikrini kabul ettiler. Doruk gündeminde Kıbrıs konusunun da yer aldığı ve ilk gun göruşüldüğu açıklandı. Buna ilişkin açıklarnada, "Eger taraflar. şu sırada ortaya çıkan fırsatlan yakalav abilirse ve gerçekçi öneriler getirirse, BM Guvenlik Konseyi'nin 649 sayılı kararı uyarınca, kalıcı bir şekilde iki toplumlu, iki bölgeli bir çözüm için gerçek bir u m i t oluşabilir" dendi. Bildiride ayrıca, SSCB'deki refomların da desteklenmesi ve bu ülke ile dış politikada işbirliğine gidilmesi de vurgulandı. Bugun yayımlanacak olan 'Nihai Ekonomik Ortak Bildiri" öncesinde, önde gelen Batılı liderlerin dünya sorunlanna ilişkin görüşlerini özetleyen "siyasi bildiri"de ilk madde, "Birleşmiş Milletler'in bundan sonraki rolü"ne ilişkin: "Birleşmiş Milletler Guvenlik Konseyi, dünya kamuoyunun da desteği ile Körfez savaşında, dünya barışını koruyabileceğini ve bunalımlan giderebileceğini gösterdi. Kırk yıl süren DoğuBatı zıtlaşması geride kalırken dunya karede lehlike ve gerginlik varsa orada da gösterebilmeli ve sorunları gögüsleyebilmeli. Yeniden güç kazanmış bir BM, dünya istikrarının korunmasında merkezi rol oynayacaktır." Bildiride aynca, Irak konusuna da değinildi. BM tarafından konulan ekonomik ambargonun "Irak halkı korku duymadan yaşamaya başlayana kadar" sürmesi öngörülüyor. Bununla, ambargonun, ancak Saddam Hüseyin'in yönetimden gitmesiyle kaldınlacağı ima ediliyor. Kıbrıs konusunun da doruk , . , ... gundenunde ilk gun ilişkin açıkğu açıklandı. Buna goruşuldulamada, BM Genel Sekreteri'nin bir anlaşma taslağı ortaya çıkartma çabalarımn desteklendiği ifade edildi ve "Eğer taraflar DEHSPIEGEL MASRAFLI KONUK Alman Der Spiegel dergisi, "Masraflı konuk" başlığı altında Mihail Gorbaçov ve Sovyetler'in durumunu kapak konusu yaptı. Dünya'ya açtlan Fırsat Pencereleri..! " Devremülk "leriniz tam konforlu, hizmete hazır. Sizi bekiiyor. Uluslarası değişim fırsatı... Kendi dönem tarihinize bağh kalmadan dilediğiniz tarihte, dilediğiniz yerde tatil imkant. Tapulu mülk fırsatı: Hazır fırsat: Devretatil değil "Devremülk"tür. Dünya'ya açılan fırsat: Lüks hizmet fırsatı: Rahat tatil fırsatı: TÜRK DIŞ TİCARET BANKASI A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan Bankamız sermayesinin TL lOO.OOO.OOO.OOO.'dan TL 200.000.000.000.'na arttınlması nedeniyle bastırılan 2. tertip hisse senetlerinin dağıtımına Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Denizli, izmir, Mersin şubelerimiz ile istanbul Genel Müdürlük binasında başlanmıştır. Rüçhan hakkını kullanmış Sayın Hissedarlarımız daha önce verilmiş bulunan Geçici Makbuz ile bedelli ve bedelsiz hisselerini, rüçhan hakkını kullanmamış olanlar ise l . tertip hisse senetlerinin ] no'lu yeni pay alma kuponu ile bedelsiz hisse senetierini alabileceklerdir. Satabüeceğıniz, kiralayabileceğiniz, miras bırakabileceğiniz tapulu bir mülktür. Tam konforlu, 6 kişiıün rahat kalabileceği 2 90 m 'lik Devremülk ler; televizyondart klimaya, telefondan ütüye, saç kurutma makinasından kahve makinasına kadar duşünulmüş konfor üsrunlüğudur. İstanbul, Ankara, Alanya burolarunızda sizleri bekliyoruz. İsteklerinizi konuşalım, Diğer avantajlarımızı anlatalım. Uluslararası" Interval" uyeliği ile dunyanın 800 u aşkın seçkm tatil merkezınde konaklama ucretı ödemeden dilediğıraz tarihte tatil yapabıhrsiruz rJ. : Banana,Ananas, otellerinin tum hizmetlerinden dilediğinizce yararlaıun. Spor, aıumasyon, havuzlar, dısco, baHar, restoranlar Hemen alın;Hemen tatile çıkın! 91'in geçmiş aylanndan devremuik almak ısteyenlere, Banana, bu yıl mutlaka tatil olanağı sağlıyor. 2SNTERVAL INTERNATIONAL g | A ResortlMemöer Of BANANA DÜNYAMÜLK ALANYA Azataglu 5ahı> Snesı Den.z*ent 2 T Blok D 68 074OO ALANYA Te* 313231 2146061 63 14801 Tae* 56454 Fa* 21462 BAHANADÜNYAMÛUt İSTANBUL Kor. ŞohB»ı Cad forca A « No A 1 K a U Oaıre 12 80300 Zmc«1*UYU İSTANBULTal ilt^T2T0t2 l*hxı Fax 17269 79 BANANA DÛNVAMÜLK AMKARA Not» Halun Cad Banana « t 48 3 Gaaosmanpasil ANKARA Tel 9 (4 ) 137 34 43 136 31 10 ; ? ^ f <>«?>* Ç ' ," satlan yakalayabılırse ve gerçekçi öneriler getirirse, BM Guvenlik Konseyi'nin 649 sayılı kararı uyarınca, kalıcı bir şekilde iki topîumlu, iki bölgeli bir çözüm için gerçek bir ümit oluşabilir" dendi. Doğu Avrupa ve SSCB'deki reformların desteklenmesine ve bu ülkelerle işbirliğinin geliştirilmesine ilişkin bir madde de bildiride yer aldı. Siyasi bildirinin açıklanmasından sonra Batılı liderler, Sovyet ekonomisine yardım konusunu ele aldılar. Bugün yayımlanacak ortak bildiride bu konudaki görüşlerini de açıklayacaklar. Sovyet lideri Gorbaçov bugun oğleyin başta ABD Başkanı Bush olmak üzere tum Baliderler ile göruşmeler u sl a a kan fl r DIŞBANK CHSBANK B^ TÜRKİYE İŞ BANKASI Kı ruluşudur muoyu şimdi bu işbirliğini sade tılı