22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER vaşı sırasında görulen habercilik, adıl olmayan, tek yonlu bır haber akışına dayanıyordu ve gelışmekte olan ulkelerın, medyanın etkısıne boyun eğmekten başka çaresı kalmıyordu bağladılar Kadın muhabırler çoğunlukta olsaydı, savaş haberlennın venlmesınde bır farklılık olur muydu7 Bu konu, ateşlı savunucularına karşın yalnızca bır soru olarak kaldı TV ve guvenilır haber kaynağı olma: Televızyonun, savaş sonrasında ızleyıcılennın guvenını yıtırdığı de ılgınç bır goruş olarak one suruldu Çunku TV, askerı lıderler ve onemli kışılerden aldıklan goruşlerle, roportajlarla toplumun uzlaşmış olduğu duşunceler çevresınde bır haber ağı oluşturdu TV, yalnızca seçkmlerın sos>al normlan etkıledığı bır habercilik anlayışı ızledığınden, haber kaynağı olarak guven aşınmasına (erozyonuna) uğradı Mesleki Etik: Habercılerın mesleksel etıklen de sorgulanan konular arasında>dı Muhabırler ne denlı tarafsız olurlarsa olsunlar, kendı değer yargılanrun etkısıyle haberlerı ıletmektedırler Bu nedenle de onemli olaylarda kamuoyunu yonlendırırler Korfez savaşında muhabırler, teknolojık gucun buyusuyle naklen yayının bır parçası gıbı bır bılgısayar oyununu aktarırcasına, ınsansız bır ortamdan, fuzelerın hedeflerını bulmasını bılgı olarak ılettıler Bu haber verme bıçımı de mesleksel açıdan sorgulanmalıvdı Bir Koırferansm Ardından... Insan Hakları Evrensel Bıldırısı'nın 19 maddesı şöyle demektedır "Herkes, duşunce ve anlatım ozgurluğu sahıbıdır Bu hak, duşuncelerınden dolayı rahatsız edılmeme, ulke sınırları söz konusu olmaksızın haber ve duşuncelerını her yoldan arama ve elde etme hakkını kapsar" Savaş sırasında ınsanlar, hukumetlenn abartılmış guvenlık onlemlerı nedenıyle haberlerı denetlemelen sonucu haber alma haklarını gereğınce kullanamadılar ABD'de Vıetnam savaşında da gorulen savaşın denetlenmesı geleneğı Korfez savaşında da belırgın bıçımde göruldu PENCERE 17 TEMMUZ 1991 Demokrasi için onemli olan; doğru, gerçek, yansız ve çok yonlu bir haberciliktir. Farklı yaklaşımların varolmadığı bir habercilik, çoğulculuk ve demokratiklik ozelliklerini içermez. Teknoloji ve savaş haberciliği Korfez savaşı, teknolojının ustunluğunu vurgulayan bu savaştı ve haberler de savaş teknolojısmı ıyı bır teknoloji olarak sundular TV ekraruna kan sıçratmadan göruntulerı ekruna getırılen savaş, 'ıyı şıddet' gıbı daha önce tarumadığımız bır kavramı ortaya çıkardı Sılahlar konusunda amatör uzman kesılen ızleyıcıler, ılk anlarda, gerçek yaşamda olup bıtenle bunun sunuluşu arasındakı farkın ayırdına varamadılar Gızemleştınlen teknolojıden etkılenen ınsanlar, ekranlarda ımajın ımajını ızler duruma geldıler Iletışım teknolojısıyle eşanlamlı olarak sunulan savaşın bınncı elden tanığı olduğunu sanan ınsanlar, ölumu naklen ızlemek ıçm TV karşısına oturdular Ov.sa ölumu naklen ızlemeye yapılan çağrı, savaştan haber alma hakkının karşılığı değıldı İnsanlann savaşla ılgılı bılgı alma hakları vardı, ama bunu naklen ızleme gereksınımlerı yoktu Bılgılen yayma amacını gerçekleştırmeye yonelık olması gereken teknoloji, Körfez savaşında şıddete ve bılgılendırmemeye yonelmıştı Yayın dışındakı basın da (gazeteler, dergıler) TV'den etkılenınce, duygulara değıl, akla seslenen medyalara ulaşmak guçleştı Yard.Doç.Dr. ÖZDEN CANKAYA Körfez'dekı sıcak savaşın bıtmesınden haftalar sonra, o çok ozel 'savaş gunlen habercılıği'nı tartışmak uzere, dunyanın unlu ıletışımcılerı Istanbul'da bır araya geldıler 1920 hazıran gunlerınde IAMCR (Uluslararası Iletışım Araştırmalan Derneğı) ve ILAD'ın (Turkıye Iletışım Araştırmalan Derneğı) bırlıkte gerçekleştırdıklerı konferansın konusu 'Uluslararası Uyuşmazlık ve Haber Araçlan' ıdı Turkıye'run ev sahıphğı yaptığı bu toplantıya, IAMCR konsey uyelen ve Malezya'dan Brezılya'ya değın dunyanın çeşıtlı ulkelerınden gelen, ıletışım bılımı alanında değerlı bılım adamları ve gazetecıler katıldılar Ikı gun boyunca kıtle ıletışım araçlarının Körfez savaşında gerçekleştırdıklerı habercilik, 'Korfez Savaşı'nda Propaganda ve Yetersız Bılgılenme', 'Haberleşme Teknolojılerı ve Korfez Savaşı', 'Cınsıyet ve Sosyolojık Açıdan Savaş Habercılığı', 'Körfez Savaşı'nda Polıtık ve Ekonomık Perspektıf, 'Savaş Haberlerının Karşılaştırmalı Analızı' ve 'Savaş Habercılığınde Meslekı Etık' başlıkh oturumlarda çeşıtlı bakış acılarından ırdelendı Habercilikte kaynak Sonuç Konferansın kapanış açıkoturumunda (panelınde) konuşanların değerlendırmelerı ozetle şöyleydı Korfez savaşı habercilik açısından ırdelendığınde, savaşı ınsanları eğlendırerek >ayımlavan bır habercılık anlayışının varlığı gozlemlendı Bu vavınulık anla>ışı 'şıddet kulturu' olarak nıtelendırılebılır Yayın teknolojısı, ınsanları anında ve daha çok bılgılendırme amacı gudup, barış ve demokrasi ıçın hızmet vereceğıne, ınsancıl duyguları ıncıten bır 'şıddet kulturu' urettı Demokrasi ıçın onemli olan, doğru, gerçek, yansız ve çok yonlu bır haberciliktir Farklı yaklaşımların varolmadığı bır habercilik, çoğulculuk ve demokratiklik özellıklerını içermez Schıller, Gerbner, Mahoney, Robıns, Movvlona, Saınath ve dunyanın her yanından gelen nıce değerlı yabancı ve Turk ıletışımcılerı, bo>lesı bır haber yayıncılığı karşısında nasıl suskun kalabıldıklennı duşunduler Tum ızleyıcı ve okuyucuları, ınsanca duygularını yıtırmek ıstemeyenlerı, çağımızda çokça konuşulan uluslararası egemenlık, kıtle ıletışım araçlan ve toplumsal sorumluluk konularında sorular sormaya ve varutlar aramaya cağırdılar Savaş haberlerınde başlıca kaynak CNN ve Batı basını olduğundan sınırlılık sozkonusuydu ABD'de 3 bın kışı uzerınde yapılan araştırmada CNN'ın ılk tercıh olduğu orta>a çıkmıştı Kablolu TV'den yararlananların %80'ı CNN'ı ızlıyordu Sıcak savaş gunlennde haberlerın tek yonlu akışı ıyıce dıkkat çeker bır durum almıştı Bu konferansta sunulan tum bıldırılerı ve Batılı buyuk haber ajanslarından ve CNN'den ılgınç goruşlen bır yazı çerçevesınde aktarmak gelen haberler tum dunvava ve ozellıkle gelışne yazık kı olanaklı değıl Iletışım uzmanları mekte olan ulkelere doğru akıyordu Bu dusavaş sırasında ve savaş bıttıkten sonra, çeşıt rum, Hındıstan gıbı ulkelerın basınında çelışlı alan araştırmalan, basındakı haberler uze kılı durumlara yol açmıştı Gazetelerın ılk sayrınde karşılaştırmah çözumlemeler (analızler) faları, haben Batı'dan aldığı ıçın savaşı desve ıncelemeler >aparak bazı yargılara varmış tekler bır gorunum ıçındeydı, ama ıç sayfalar lar ve yorumlar uretmışler Bu yazıda, konfe yorum ve değerlendırmelere dayalı olduğunrans suresınce uzerınde bırleşılen ortak yorum dan savaşa karşı bır tutum sergılıvordu ların ve katılanları oldukça duşunduren ılgınç Bılgının tek kaynaklı olması, onemli bır sadüşuncelenn altını çızmeye çalışacağım kıncayı doğuruyordu, basın, tarafsızlığını yıtırıyordu Oysa basının tarafsızlığı bağımsız Haber alma hakkı bılgı edınmesıne bağlıdır Basın, guçlunun yaÇağımız demokrasılennde basın ozgurluğu, nında olmavı yeğlerse baskı altında kahr Podemokrasmın temel kurumlarından bırıdır lıtık aktörlerden etkılenen basın, o olçude de Basın ozgurluğu, düşunceyı açıklama ve ınanç onları etkıler ozgurluğu ıle haber alma ve verme haklarını Aktarılan bılgi kısıtlı ve ıdeolojık olunca, da ıçerır verılen haber de propaganda olur Körfez sa Savaş haberciliği ve şiddet Körfez savaşı haberlennın verılış bıçımı şıddet konusunu da gundeme getırdı Şıddet göruntulerı o denlı arttı kı, ınsanlar şıddetın varlığına alıştılar Izleyıcıler, fuzelerın hedeflerını başarıyla vurmasını bır TV dızısıymış gıbı merakla ızledıler Insanlar, bır aılenın olduruluşu vıdeoya çekılırken, en doğal hak olan yaşama hakkının sona ermesını, yaşanan gerçeklerle fantezılerın karışması nedenıyle yalnızca bır göruntu olarak algılayabıldıler TV bu yayınıyla, şıddetın kanıksanmasına ve ahlakı değerlerırnızle çelışkıye düşmemıze neden oluyordu Savaş haberciliginde cinsellik: Konuya cınsellık açısından yaklaşanlar, cınsıyet ıle mılıtarızm arasında bır ılgı olduğu savını ılerı surduler Bunun basına yansımamasının nedenını ise dunyada hıçbır ulkede %30'dan fazla kadın çalıştıran elektronık medya olmamasına EVET/HAYIR OKTMAKBAL Suçu Evrensell iğiıı Izerîne Yıkalım, tnsaıdığı Aklayalını! Zamanla bırhkte yaşlanan dunyamızdaki yaşanan olumsuzluklarda her bırimizin ayrı ayrı payı yok mu? Sevgı, saygı, hoşgoru, sağduyu gibi kavramlann maddı değerler altında ezilirken attıkları çığlığı kaç kişi duşleyebiliyor? Hançerlioğlu İçin... "Yaşlılık ve olum sorunu çağımızın mızmız felsefelerınde bır bunalım kaynağıdır Oysa, yaşam ve olum ınsan varlığının bırbırınden ayrılmaz ve sıkıca bağımlı ıkı yanıdır Yaşayan her şey olecektır, ama yaşam asla tukenmeyecek ve sonsuzca surup gıdecektır Insan da kışı olarak olecektır, ama yaşama kazandırdıklarıyla sonsuzca yaşamakta devam edecektır Yaşamın nedenını bılen ınsan olumun de nede' nını bılır ve olumden korkmaz " Orhan Hançerlioğlu 'Felsefe Aksıklopedısı"nın Olum' maddesını bu sozlerle bıtırmış Herkes olur, ama yaşama kazandırdıklarıyla yaşamasını surdurur Yaşamının nedenını bılen kışı de olumden korkmaz Hançerlıoğlu, Marx'çı duşuncede bır aydın olarak olum korkusundan kendını sıyırmış bır yazar, bır duşunurdu Geçen gun Teşvıkıye Camısı'nde tabutunu seyrederken bu tur duşunceler ıçındeydım Işte cıltlerce kıtap yazmış, Yetmış beş yılını boşuna geçırmemış btrı' 'Yaşama kazandırdıklarıyia, yaşayacak bır mutlu ınsan Kırk yılı geçtı 1950'lerın ılk yıllannda bır akşam ustu, Sanat Dostları Derneğı'nde buluşmuştuk Lutfı Ozkok 'Senı tanımak ısteyen bır arkadaşım var' demıştı Ben genç bır hevşslı beklıyordum Bır de baktım boylu poslu bır kışı Kaymakamdı, Orta Anadolu'da bır yerde Şıırler yazıyordu, oykuler Sonrakı yıllarda Istanbul'daydı hep Şehır Tıyatroları MudurUj Emnıyet Şube Muduru, en sonra da yıllarca surecek olan IETT Hukuk Daıresı Başkanlığı Bu resmı gorevler dışında romanlar yazıyordu Kısa, ozlu, etkıleyıcı romanlardı bunlar 'Buyuk Balıklar', 'Kutu Kutu Içınde', 'Oyun', 'Bordamıza Vuran Denız, vb 'Varlık' aılesının sevılen bır yazarıydı 1960'lardan 80'lere kadar Turk Dıl Kurumu yonetım kurullarında kurultaylarında ıçkılı yerlerde geçen upuzun bır dostluk Tartışarak konuşarak dertleşerek Hançerlıoğlu'nu genış yığınlara tanıtan bır yanı da radyoda etkıleyıcı sesıyle okuduğu oykulerdı "Ben bırçok Turk yazarı gıbı ancak pazar ve tatıl gunlerınde yazı yazarım Çunku çalışma gunlerınde hayatımı kazanmak zorundayım Ama yazdığım yazı çoğunlukla oyle bır noktaya gelır kı o zaman oğle, akşam, ıkındı sılınır, hayatımı da onı> kazanmak gerektığını de unuturum Her şeyı bır anda sılerek sureklı yazmaya dalanm Hep bıldığımız gıbı yurdumuzda bır yazar ıçın gereklı, olumlu bır ortam yoktur Tutkumuz dayanılmaz çızgıye gelınce bır alkolık gıbı nerede, nasıl, ne zaman olsa bu esrıklığın ıcıne dalanz " 1967'de boyle dıyordu Sonra buyuk bır değısme oldu Oyku, roman, deneme yazmayı bır yana ıttı Kendını felsefeye verdı Romanlannın temaları da hep duşundurucu, ınsanın ıç dunyasını dennlemesıne araştırıcı ıdı Vazgeçtı roman yazmaktan Bırbırı ardına 'Erdem Açısından DusunceTarıhı'/Başlangıcından Bugune Kadar Mutluluk Duşuncesı', 'Başlangıcından Bugune Kadar 1 Ozgurluk Duşuncesı , ardından 'Felsefe, Inanç, Iktısat sozluklerı' Hancerlıoğlu'na yetmıyordu bu calışmalar Daha onemli daha kalıcı bır dev yapıt ortaya koymak ıstıyordu Uzun yıllar suren akıl almaz bır çalışma, bır tek ınsanın altından kalkamayacağı kadar buyuk bır sorumluluğun, bır yukun altına gırdı Yedı cılt tutan 'Felsefe Sozluğu' (Remzı Yayınları) Felsefeyle ılgılı AZ'ye butun onemli sorunları, konuları ıceren yedı cıltlık Felsefe Ansıklopedısı" Ilk cıldın onsozunde soyle dıyordu 'Boylesıne bır bılgı sevgısmın tutkunu olarak yardımcısız ve denetcısız yaşamımla sınırlı bır surede yapmaya çalıştığım ış, yapılması gerekenın sadece bır tasarısını cızmektır Goruleceğı gıbı bu tasarı bıle bırçok cıltlerı doldurmaktadır hem de olanaklarınm zorunlu kıldığı butun eksıklık ve yanılgıları taşıyarak Benı avunduran, bu eksıklık ve yanılgıların ozden cok bıçımde bulunduğu ve her eksık çalışmanın daha az eksığının gerçekleştırıcısı olduğu sanısıdır " Orhan Hançerlioğlu yapıtını tamamladı, bunu yaşamında gordu Onsozundekı şu bozler nıye boylesıne dev bır çalışmaya atılmasının anlamını çızmektedır "Çalışmamı, yuzyıllar boyunca doğal bır varlığı ınsan etmek ıçın uğrasan butun değerlere borçluyum " SELMAYAZICI Bugunu geçmışe gömen, geleceğı bugunden belırleyen bılımdır Bılım guzel ellerde sanat, ınsan sevgısı, eşıtlık, hak hukuktur Çırkın ellerde ıse sılahtıc: Dun>a mafyasının. sılahıdır Sınjftır, ayrıcahktır. O hakle mazlum ulkelenn maddımane\ı somurulmesı pahasına kurulan ve adaletı zengme sağlayan super mafva devletlerın bencıllığını, körluğunu, sağırhğını suçlamak yerıne bılımı, uygarlığı suçlamak neden daha kola> gorunmuştur 9 Duşunmek, ırmak gıbıdır Insanların soluğu, hırsı, tutkuları (ıhtırasları) doğrultusunda her vöne akar Insanoğlu oyle anlaşılmazdır kı, önce çıçeğı çızer, sonra kara>a bovar Insan beynınde çelışkı ınsan yuzunde kaşla goz gıbıdır OvJesıne atılmaz, sılınmez Yaşlı dunyamız ılerleyen teknolojının sayesınde kuçulurken kuçuk dunyanın buyuk devletlerı, devlet hazınesıne aıt topraklann gayn meşru parsellenmesı gıbı sıyasal ve toplumsal stratejılerı doğrultusunda, sahıp oldukları gucun de verdığı laubalılıkle bu vefakâr dunyayı pavlaşma ve mafyalaşma yolunda hızla ılerlıyorlar Dunya mafyasının devletler adı>la resmıleştınlmesının nedenı, ekonomık bunalımların yenı arayışlara ıtmesı değıl, evrenselhğın ve tanhsel ayıplarının omuzlarına koyduğu ağırlığa dayanamayarak yazdıkları însan Hakları Beyannamesı'nı tersten okumalarındandır Hırstandır, açgozluluktendır Kendı ıç dunyalarındakı savaşı sonuçlandıramamalarındandır Kımı kafası bozulunca dunyaya, kımı somut olma>an feleğe söver Çorak toprağın sunduğu petrolu, sulak toprağın sunduğu ham güzelhklen en kötu amaçlara alet eden, katleden ınsanoğlu olduğu halde ne yazık kı dunyaya kör topal demek bızlere daha mı kolay gelmıştır9 Bu vefakâr dunyamız daha nelere gebe9 Haksız rekabetler ıçın guçlulerın oluşturdu ğu ortamlar, demokratık olabılır m ı 9 Sız lere belkı de garıp gorunecek bır örnekle duşuncemı netleştırmek ıstıyorum, duşunu nuz, bır gecekondu mahallesınde dul btr ka dının sadece dul olmakla onurunun nasıl >ı tıp gıttığıru Bır de sosyetenın şen dulunun gömlek değıştınr gıbı değıştırdığı her sevgılısının nasıl olay olduğunu, şan şeref ol duğunu, sukse olduğunu tşte dunya da böyle Bır yanda karnını nasıl doyuracağını, ınsan olmanın erdemıne nasıl ulaşacağını duşunen, ozgurluğu duşleyen insanlann buyuk çoğunluğunu oluşturduğu halklar, öbur yanda ıse en buyuk, en guçlu olmak uğruna dunyanın bır ucundan ötekı ucuna kollarını uzatan ahtapot devletler Mafyalar Hak mafyanın, ınsanca vaşayamadan kendı yalnızlığında yıtmek mazlum ulkelenn Evrensellık genel bır ölçudur Şışman ıçıne sığmaz, zayıf ıçınden duşer Evrensellık ve evrensel duşunme özunde onca soylu olmasına karşın ahtapot devletlerın gözunde kanlı kollarını gızlemeye yarayacak kıhftır O halde duşunce beyan etmenın suç sayıl dığı ulkelerde kompradorlar ve bu>uk pat ronları su^lamaktansa evrensellığı suçla mak, insanlann beden ve ruh sağlığı açısın dan son derece yararlıdır Lvgarlık dıye bır kılıf olmasaydı ahtapot devletler kollarının uzerıne mı oturacaklardı 9 Balzac duşunuyordj, Dostovevsk> duşu nuyordu, daha nıcelerı Fıkırlerı, zengın duş guçlerı ıle olağanustu yapıtlar armağan ettıler dun>a halklarına Bugunku a>dınlardan çok daha sınırlı koşullarla o evrensel yapıtlar nasıl oluşuyordu' Kokuşmuşluğun, rıyakârbğın, yağalığm ınsan boyunu aşamadığı geçmış zamanlarda daha özgun, daha r af fîkırler mı üretıhvordu 1 Kaf dağı merak edılıyordu da duş gucu mu zorlanıyordu 7 Tum bunlar akla bır soru getınyor Suı, u>garlıkta mı 0 Sorumu vınelıvorum Suç uygarlıkta mı 9 Bu soruva yıne ben yanıt vermek ıstı>orum Bence ınsanlar dunyadakı olumsuzluklardan dolayı kendı fikırlerınden ve emeklerınden zamana yığınak yaparak yarattıklan oluşumlan suçlamakla yapay bır zanlıdan medet ummuş olmuyorlar mı 9 Insanoğlu boyle davranmakla kendınden kaçmış olmuyor mu 9 Sorumluluklarından kaçmış olmuyor mu 9 Hadı buyuk devfetler bunu kendı avıplannı ortbas etmek ıçın yapıyorlar, pekı bız bu hataya neden duşüyoruz Zamanla bırhkte vaşlanan dunyamızdaki yaşanan olumsuzluklarda her bırımızın ayrı ayrı payı vok mu 9 Sevgı, saygı, hoşgöru, sağduyu gıbı kavramlann maddı değerler altında ezılırken attıkları çığlığı kaç kışı duşleyebiliyor? Normal koşullarda bızım ölumumuz dunyanın sonu olmayacak Yeryuzunun bıze sunduğu doğal güzelhklen pervasızca katlederken, bızden sonrakı olumlu kuşakların haklarını gasp etmış ol9 muyor muyuz Yoksa bızden sonrakı kuşakları bızım olmadığımız bır dunyada ya9 şayacak olduklan ıçın kıskanıyor muyuz ABD Lozan Konferansı'na doğrudan katılmadı, gozlemcı gonderdı, Lozan Antlaşması'nın ımzalanmasından ıkı hafta sonra, 6 Ağustos 1923'te, Turkıye adına Ismet Paşa ve Amerıka adına Isvıçre'de Elçı Joseph C Grew bır "TürkAmenkan antlaşması"mn altına ımzalarını attılar O donemde ABD Başkanı olan Calvın Coolıdge, Lozan'da yapılan antlaşmayı Mayıs 1924'e kadar Amerıkan Senatosuna getırmedı, dırenışle karşılaşacağını bılıyordu Prof Dr J C Hurewıtzr\r\ bu konudakı ıncelemesıne göre yalnız 1900 ıle 1914 arasında, Osmanlı Imparatorluğu'ndan Amerıka'ya yaklaşık 300 bın kışı goçmuştu Içlerınde IslamTurk olanlar yuzde 5'ten azdı 1900'den once goçenlerı de duşunup buna Bınncı Dunya Savaşı'nda olan bıtenlerı eklersek, Amerıka'da nasıl bır kamuoyu oluştuğu ortaya çıkar 1927 yılının ocak ayında, antlaşma Senato'ya sunuldu, Isvıçre'de ımzalanmasından uç yıl sonra reddedıldı, ABD'nın Turkıye Cumhurıyetı'ne bakışı duşmanca ıdı Ne var kı 1920'lerde de Amenka, Turkıye'ye donuk yuzunde "YonetımKongre oyunu"nv yurutuyordu Bugun de öyle değıl mı1 Kongre (Temsılcıler Meclısı ve Senato) Turkıye'yı dışlar Yonetım (Beyaz Saray) Ankara'ya donup der kı Uzuluyoruz, ama elımızden bır şey gelmıyor En tyısı sız VVashıngton'da lobı yapın* 1927'de aynı oyun oynandı VVashıngton'dan gelen Amıral MarkL Brıstol, zamanın Dışışlerı Bakanı Tevfık Ruştu Aras'a, Senato'dakı olayın ıkı hukumet arasında dostluk ılışkılennı bozmaması gerektığını ve Ankara'nın uzaklaşmasından uzuntu duyacağını bıldırdı Ne var kı sonuç değışmıyordu ABD Lozan'ı tanımıyordu • Prof Dr J C Hurevvıtz olayların bu aşamasındakı durumu şoyle saptıyor "Dunyaca tanınmak ısteyen Cumhurbaşkanı Mustafa Kema sanayıleşmış ulkelenn hukumetlerıyle yapılacak antlaşmaları onsuz edılmez statu sımgelen gıbı goruyordu Ataturk, en çok sanayıleşmış ve en tarafsız gorunumlu buyuk guç olan ABD ıle anlaşmaya varılmasına da çok onem vermıştı 17 Şubat 1927'de geçıcı bır çozum olarak ılışkılerı duzenleyen bır metnın ımzalanmasına hayal kırıklığı ıçınde razı oldu " (Çağdaş Duşuncenın Işığında Ataturk, Eczacıbaşı Vakfı Yayınları) 1927 sonbaharında Joseph Grew buyukelçı olarak Turkıye'ye geldı ama, ılıskıler sıcaklaşmıyordu, 1939'da Amerıkan Elçılığı Ankaraya taşınabıldı Ismet Paşa ıle Grew arasında 1923'te Isvıçre'de ımzalanan antlaşma cok uzun sure bekletıldıkten sonra, ancak 1934'te ABD ıle Turkıye'de onaylanarak yururluğe gırebılmıştır On bır yıl sonra • Son gunlerde Lozan ıle Sevr antlaşmaları basınımızın gundemınden duşmuyor Osmanlı Imparatorluğu'nun ardından bağımsız Turkıye Cumhurıyetı'nın kuruluşunu Amerıka ıçıne bır turlu sındırememıştı 6 Mayıs 1919 da konuşan ABD Cumhurbaşkanı unlu VVılson durumu soyle ozetlıyordu Amerıka dakı Turk duşmanlığı ınanılmayacak olçudedır Amerıkan kamuoyunun onaylayacağı, Ermenılerın ya da herhangı bır mılletın Turklere karşı korunmasıdır" VVılson Turkıye harıtadan sılınmelıdır" dıyordu Bu goruşun kışısel olduğu sanılmasın, çok uzun yıllardan sonra ABD'nın ""urkıye'nın varlığına katlanabılır bır duşunceye ulaşması olanak kazanmıştır TurkAmerıkan dostluğu dıye Ikıncı Dunya Savaşı'nda ortaya çıkan sıyaset emperyalızmın benımsedığı geleneksel "pragmatızm"üen kaynaklanmaktadır Sovyetler'e karşı Anadolu'yu kullanabılmek ıçın VVashıngton, Turkıye'ye yaklaşmak zorundaydı 1990'larda dururri ddğtşti. Moskova, Amerıka karşısında havlu attı, artık Sovyet tehRkesı kalmadı ABD ıçın 1917 yoktur Sıra 1923 e mı geldı'' Sıra 1923te mi?.. CATAMARAN HOTEL BODRUM *•• 'her tatil mutlaf& güzd bir am klımalı daımı sıcak sulu dırekttelefonlu merkezı muzık yayınlı odalarda sabah kahvaltısı ve akşam yemeklerını açık bufeden yıyerek hen p!aj hem de havuz keytıyle ÜSTELİK SADECE 70 bin TL. ÖDEYEREK Gundoğan CATAMARAN HOTEL de yanı BODRUM un denızı en temız koyu olan GUNDOĞAN da tatıl yaparak GÜZEL BİR ANI SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ. İSTANBUL Tel BODRUM TEL Yokut Sofcok No 3 0 / 4 3 34710 Bakırkoy (1) 542 26 71 Fax (1) 572 02 74 Gundoğan Yalı Mevkn 48400 (6144) 74 04 Fox (6144) 73 24 Oglumuz Gokhan'ın uzun zamandan ben çektığı hastahğını, başarılı çalışmaları ıle teşhıs \e tedavı ederek sağlığına ka\ uşturan ve bızı son derete mutlu kılan, nazık ve mukemmel ınsan Cerrahpaşa Tıp Fakultesı Çocuk Cerrahısı Bolumu oğretım uvelerınden ıle valışma arkadaşlan Dr Serdar Sanver, Dr. Sınan Cela\ır. Dr Haluk Emır. Dr Ayşenur Cerrah, Dr. Zahıt Mahmul \e bu bolumun hemşırelenne, gosterdıklerı ılgı \e vakın sevgıden oturu ne kadar teşekkur etsek azdır Savın Prof. Dr. DAMŞMENT ve ekıbıne başarılar dıler, sonsuz şukranlarımızı sunanz TEŞEKKUR AntiArabesk Tatil. Dcni7. kıım. gıınc^ mukemmel Ortam o/cntısi7 \c samımi Mckân guzcl. muzik guzct, ycmcklcr guzcl İstanbul Erkck Liscsı mc/unlarıua. OpcraBalc \c Konscnatuar mcnsuplarına, oğretım u\clerıne \c (.umhurnet okurlarına ındınmlı Tcl 9 Prof. Dr. NUR DANÎŞMENT J\LE \e NECDET KAMIŞ halaylarımız sürüyor, sürecek, bu yürekler hiç susmayacak PREHİSTORYA G ARKEOLOJİ D ESKİÇAâ TARİHİ AltınkumDidim MOTEL AMPHORA SANAT TARİHİ D ETNOGRAFYA D NUHİSMATİK NEZİH BAŞGELEN GECMİŞ UYGARLIKLARIN ANALX)LU'DA YASAYAN DUNYASINA YOLCULUKLAR EKİN GrUD C V İ KI '"* " ' okullarda, fabnkalarda, t I v l M meydanlarda ve coşku dolu halaylarda dıllerden düşmeyecek en son katetı: "BİZE ÖLÜM YOK' tum kaıetçilerd* ADA YAYINCILIK v e MUZİK TİCARCTLTD ŞTİ Suçkln yapmlann trnzası Mertez Şdx l M ç 5 Bk* No 5322 Ur*apam İSTANBUL Te 5 3 00 M Za/KÇarjsıNo 27 venşeh» ANKARA Te) 13150 63 vl arca İZMİR 1. İCRA TETKİK MERCİİ HÂKİMLİGİ'NDLN Dosya No 1991/551 Dılekçı Ege Pıl Dağıtım "MUSTAFA bOYLUtR" 1145/11 SK Hırdavatçılar Çarşısı No 21 Izmır Yukanda ısmı ve adresı \azılı bulunan dılek^ı alai.akl.lan ıle konkordato akdetmek uzere hâkımlığımıze 15 7 1991 ta rıhınde muracaat etmış olduğu ılan olunur Basın 31055 TOPRAKOĞLU DEMOS TURİSTİK TESİSLERİ I Denız gorur çam moblelı odalarda 2 kışı yarım pansıyon 120 000 TL + KDV 3 kışı yarım pansıyon 165 000 TL + KDV 4 kışı yanm pansıyon 210 000 TL + KDV deı.ız kenannda cafe bar dısko restorant ocakbaşı oyun salonu unıtelerımız vardır [•*• Rezervasyon İstanbul 165 22 5 1 1 6 5 89 88 * BİR DÜNYA CENNETİ MARMARA ADASI ÇINARLI KOYÜ ) | KAPADOKY«MRUTVAN 9 Ağustos18 Ağustos 29 Ağustos7 Eylül Tel 115198 64 Fax 1149 8007 'U OTOBÜSÛ SiUT 583 80 97 Marmara 9 1986 5481 veya 5425 ten 110 ıstenecek 572 02 09
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle