Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 TEMMUZ 1991 HAVA DURUMU Devlet Meteoroloji Işleri Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre; yurdun kuzeybatı kesimleri bulutlu, İç Ege, Göller Bölgesi, iç Anadolu'nun kuzeybatısı ile Batı Karadeniz1 in iç kesimleri sağanak ve gök günjltiılü sağanak yağışlı, öteAöana Mapazan Adıya'nan Afyon Ağrı Ankara Antakya Anialya Artvm Aytiın Bal.kesır Bılecık Bınçft! Bjths Bolu Bursa ÇanaJdole Çonjm Denıztı A B A Y A Y A A A Y A B A A Y A A A Y CUMHURİYET/15 TURKIYEDE BUGÜN 36°24°Dıyart>ak.r 30° 21° Edırne 38° 25° Erzmcan 33° 16° Erzurum 30° 12° Eslcşetur 33° 17° Gazıantep 32°26°&resun 33° 22° Gumüştıane A 28° 17° Hakkan 36° 22° Isparta 32° 17° Istanbu 32° 18° Iznnr 35° 20° Kars 28° 15° Kastamonu 31° 17° Kaysen 33° 18° Kırtdareiı 32°20°Konya 30° 12° Kütahya 37° 23° Malatya 39° 24° Manısa 33° 17° K Maraş 33° 17° Mersın 28° 10° Muğla 33 18 Muş 37° 22° Nıjde 27° 20° Ordu 29°12°Fta 32° 15° Samsun 34° 19° Snrt 28° 20° Sınop 33° 22° Sıvas 27° 10° Telordau 30° 19° Trabzon 32° 12° Tuncelı 32°18°Uşak 32° 16° Van 32° 18° Yozgat 36°20°Zonguldal< A A A Y A A A A A A A A B Y A Y A A A 36° 21° 33° 23° 32° 24° 35° 22° 34° 18° 31° 14° 27° 20° 28" 19° 27° 18° 37° 22° 28° 17° 31" 12° 28° 19° 28° 19° 36° 20° 33° 18° 28° 16° 32° 13° 27° 18° DUNYA'DA BUGUN Amsîerdann Amman Abna Bağdat Barceiona Basel Belgrad Bertın Boraı Bnikset Budapeşte Cenevre Cezayır Cıdrle Duba. Frankfu.t Gıme Helsınlc Kahıre Kopenhag Kötn Lefkoşa A 26° A 36° A 29° A 40° A 33° Y 28° Y 26° A 25° A 29° A 26° A 29° Y 28° A 33° A 40° A 40° A 28° A 32° Y 22° A 34° A 26° A 29" A 34° Lenıngrad Londra Madnd Mtlano Montrea! Moskova Münın Nesv Yort Oslo Pans Prag Ryad Roma Sofya Tet Avıv Tunus Varşova Venedık Vıyana Washıngton Zunh Y A A A 23° 24° 33° 30° POIJTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Y 27° A 28° Y 22° A 30° A 29° A 40° A 32° Y 29° A 37° A 27° A 31° Y 26° Y 28° / Sarrafın bilmediği... Her şeyin bir ölçeği vardır derler; sözün de vardır!.. Eski bilginler ve şairler, kolaylarına geldiği için otacak, düşüncelerini şiirle söYİemişlerdir. Şiir, eski şairler için bir araçtır. Bir şair içki için "İşret güheri âdemi temyize mihenktir" der. İçkinin bir eğlence değil bir kültür olduğunu söylemek istiyor. Yunus Emre, "Bir gevher çıkarmak gerek / Sarraf anı bilmez ola" diyor. Bir cevher bulup çıkaracaksınız ki onu sarraf bilmeyecek, erbabı bilecek... Sarrafın bilmediği cevher ne ola ki? Eskiler anlatırlar, Tanrı gökte canının sıkıldığı bir gün tutar Âdem'i yaratır. Bundan sonra başlar gırgır. Âdem'den sonra neler çıkmaz ortaya: Her şey çelişmelidir. Cennet cehennem, gerçek düş, günah sevap, dahası Havva bile bu çelişkinin ürünüdür. Sevda nereden çıkmıştır? Âdem'le Havva olmasa sevda olur muydu? Sevdadan sonra ortaya çıkanlar da her şeyin cabası... Mesnevilerdeki aşklar!.. Mesneviler bizim icadımızdır. Nâzım Hikmet'in 'Memleketimden insan Manzaralan', 'Kuvayı Milliye Destanı' birer çağdaş mesnevi değil midir? Bana göre Baki'nin mersiyeleri de birer mesnevi, siz adına bakmayın! Şehzade Mustafa'nın canını alan 'ecel celâlileri' kimdir. Hele şiirin bir yerinde 'bu cihanın yıkıldı bir yanı' der. Ben 'dünyanın bir yanı göçtü' diyorum. Benzetmek istersek böyle denmez mi? Dünyanın bir yanı hep göçer... Bu kurala uyduğundan olacak Galip Dede, "kim firkatin aynı vuslatındır" diye bağlıyor. Her şair kendi dilinde şiir söyler. Şiirin bundan ötürü çevirisi olmaz. Hiçbir şair, kendi dilinden başka bir dilde şiir söyleyemez, söylese de şiir olmaz. "Peki, Mevlana? Mevlana1 nın söylediklerı şiir değil mi?" Horasan'dan gelse de Konya'ya yerleşse de Mevlana'nın söyledikleri kendi dilinde şiirdir. Farsça düşünür, Farsça söyler... Türkçe, yani kendi dilinde şiir söyleyen bir şair değildir. Mevlana'nın Türkçe yazdığı söylenen şiirlerinde iş yoktur. Yahya Kemal, sevdiği divan şairlerini sayarken Fuzuli'yi unuturmuş. Dahası Fuzuli'yi Osmanh şairi saymazmış... Üstada neden diye sorulduğunda onun dilinin Azerî olduğunu söylermiş. Yahya Kemal'e göre şiir bir dil işidir. Divan şiiri de Osmanlıcadır. Osmanlıca diye bir dil vardır. Osmanlıca yazı dilinden de konuşma dilinden de çıkıp gidebilir; nitekim çıkıp gitmiştir. Ancak şiir dilinde hep vardır Bir dilin şiiri varsa o dil ölmez, tarih içinde hep canlıdır. Nurullah Ataç da şiir için "yazılmaz söylenir" derdi. Yazılma nesir içindir, şiir için değildir. Bir yerde, büyük şairlerin şiirlerini önce zihinlerinde kotardıklarını, sonra yazıya döktüklerini okumuştum. Nâzım Hikmet, şiirlerini ayakta dolana dolana, yani bir tür volta atarak kotarır, sonra yazarmış. Belki yaşamının çoğu hapishanede geçtiği için böyle bir alışkanlığı edinmiştir. Hapishaneden kurtulduğu yoktur, yakınları şiir söylemek istediği zaman hemen yürüyüşe çıktığını söylerler... Salim Rıza üstadımız Yahya Kemal'in de şiirlerini belleğinden söylediğini anlatırdı. Bir şiir kâğıda dökülmüşse artık bitmiş sayılır. Yahya Kemal bitmiş şiirlerini kâğıttan okurmuş. Orhan Veli'nin de Oktay Rifat'ın da bitmiş şiirlerini hep ezber okuduklarına tanık olmuşumdur. Bir şiir belleğe kazınmışsa artık bitmiş sayılır. Cahit Sıtkı bellekten okuduğu gibi kâğıttan da okurdu. Kâğıttan okudukları bitmernış sayılırdı, çok değiştirirdi. Ahmet Muhip, uzun şiirlerini bile bellekten söylerdi. Gençliğimizdt bir şiir bellekte değilse ayıp sayılırdı, şairler ayıp olmasın diye şiirlerini önce belleklerıne kazıriar, sonra da okurlardı. Eskiler boşuna bir şey söyleyeceklerse şiirle söylememişler... Şiir söylenir!.. TŞÜSttSm S f f l n ^ ^ n p S v J r T c e k Denizlerde, Akdeniz'de günbatısı ve lodos, KaR İ f f i Yurdun kuzey keRÛZGÂR: ' v n S r K tradenizveEge'de 6 kuvvetinde, saatte 421 deniz mılı R Û Z 9hızlak esecek. a t l yönlerden orta ku tteee â r u z e y b Van Gölü'nde hava açık geçecek. s Şam BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Bursa yöresine özgü bir halkoyunu. 2/ Osmanlı mimarlığında mukarnaslı başlıkların en üst bölümü... 'Çok önemli kişi' anlamında uluslararası kısaltma. 3/ Divan edebiyatında ölen bir kimsenin ardından yazılan şiirlere verilen ad. 4/ Demet durumundaki ekinler... Hz. Muhammed'in yaşammı anlatan yapıtlara verilen ad. 5/ Ender, seyrek... İlkçağda kendi yasalarıyla yönetilen bir ya da birkaç kentten oluşan devlet. 6/ Bir ilimiz... Argoda esrar. 7/ Üye... Edebiyatta etkiyi çoğaltmak için bir şeyin tersini soyleyerek alay etme. 8/ Cılız, zayıf... Bağışlama. 9/ Tehlike işareti... "Doğar midelerden nur topu ihtilaller" (Faruk Nafiz Çamhbel). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ So lungaç. 2/ Bir görevin yürütulebilmesi için merkez olarak seçilen yer... Yahudilerde, çölde yaşadığına ve bütün günahlann nedeni olduğuna inanılan şeytan. 3/ Filmlerde kendine tutulan erkekleri mahveden, güzel ve acımasız kadın tipi... Emile Zolanın tamnmış bir romanı. 4/ Oyunda cezalı çocuk... Bir nota... Yiğit. 5/ Kişinin kendisine karşı duyduğu aşırı hayranlık. 6/ "Mehi bürci ârızında gönül oldu hâle mail / Bana kendi tali'imden bu siyah düştü" (Şeyh Galip). 7/ Bulaşık yıkanan musluk teknesi. 8/ Sahip... Burdur ilinde bir baraj. 9/ İştahı açmak için yemekten önce içilen içki. batı yönlerden orta kuvvette, yağış anında kuvvetlice ese î cek. ' » ^ " bıJutlu yağmurlu Aaçık Bbulutlu Gfluneşt Klurfc Ssısk Yyajmurlu TARTISMA Kendi Kendini ın ıak Ben Yabancı Dil Eğitimi'nin ayrı bir bilim dalı olduğunu, edebiyatçıların bu konuda sınav hazırlamaya yetkili kişiler olmadığını belirtmiştim. Şimdi de soruyorum: Dünyanın neresinde edebiyatçılar uluslararası geçerliliği olan bir dil yeterlik sınavı hazırlamışlardır? 18 Haziran tarihli Cumhuriyet gazetesinin "Tartışma" sütununda yayımlanan, Dr. Fethi Tolar'in açıklamalanna cevabım sırasıyla şöyledir: 1. Yabancı dilde eğitim yapan üniversitelerimizdeki akademik personel, bulunduklan noktalara ve sahip oldukları unvanlara birçok "nitelikli" sınavlardan ve deneyimlerden geçerek gelmişlerdir. Buna en güzel örnek yine ÖSYM'nin hazırladığı "doçentlik" yabancı dil sınavıdır. Bu sınavda başarılı olmuş bir kişi yabancı dil tazminatı almak için KPDS'ye de girmek zorundadır. Bu durumu "gerek iilke içinde, gerekse Baü Avrupa ulkelerinde saygın bir yer kazanmış" bulunan ÖSYM'nin kendi kendini yadsıması değil midir? 2. Insanın söz konusu olduğu alanlarda yani sosyal bilimlerde "objektif'lik mümkün değildir. Araştırmalarımızda ancak sistematik olabiliriz. Bunun da amacı inandırıcı olabilmektedir. Sosyal bilimlerde sayısal ifadelerin kullanılması araştırma yaptığımız bağlamın ve bulguların kolay aiüaşılmasını sağlar. Yoksa bir sebepsonuç ilişkisi sosyal bilimlere göre değildir. Bu sınav katıksız dil yetkisini ölçmemektedir. Her şeyden önce çoktan seçmeli sınav teknikleri test edilmektedir. Yapı test eden şıklarda yapırun yanı sıra iletişim test eden sorular vardır. Bu iletişimin ise hangi sosyal ve psikolojik bağlamda kullanıldığı belli değildir. Çeviri soruları ise "kıyaslamalı biçembilim" (comparative stylistics) test eder. Ancak bu sınavda çeviri sözcük sözcük olduğu için de sözcük bilgisi test edilmektedir. Ayrıca da Türkçe test edilmektedir. Belki de bu nedenle ana dili İngilizce olan fakat Türk vatandaşı olan bir meslektaşımız, diğer Türk meslektaşlarından daha duşük bir puan tutturmuştur. Okuma parçalarında ise çok daha fazla yetiler, dil 6 0 YIL ONCE Cumhuriyet Af layihası 17 TEMMUZ 1931 İsyan sahalannda yapılan ceraimin affı hakkındaki layiha Mecliste derdesti muzakeredir. Bu lâyihaya gore Erciş, Zilân \e Ağrı havalisindeki isyanla bunu muteakip birinci umumi müfettişlik mıntıkası ve Erzincan'ın Plumer kazası dahilindeki takip ve tedip hareketleri munasebetile 20 Haziran 930'dan bu kanunun neşri larihine kadar askerı kuvvetter \e devlet memurları ve bunlarla beraber veya bunların emrile hareket eden bekçi, korucu, milis ve ahali tarafından isyanın ve bu isyanla alâkadar vak'aların tenkili emrinde gerek mustakilen, gerek muştereken işlenmiş efal ve harekât suç sayılmaz. yetisiyle birlikte test edilmektedir. Aynı okuma parçası hakkında herkesin başka başka yorumlar yaptığı ve başka başka konuları ana fikir olarak aldığı artık bilimsel bir gerçektir. (Grellet, 1981) "Cohereace" yani anlamsal bütünlük, test etmesi amaçlanan, cümleleri sıraya koyma tipi sorularda ise "cohesion" yani doğru bağlaçlan kullanma test edilmektedir. Ayrıca "coherence" de kültür bağımlıdır. Yani bu sınavı alanlar cümleleri değişik şekillerde sıraya koyarak anlam bütünlüğü sağlayabilirler ve diyecek de bir şey yoktur. Eğer dil yetisi yukarıda sıraladığımız yetilerden ayrılamaz diye iddia ederseniz, doğrudur, çünkü dil yeterliğinde "objektir'lik mümkün değildir. 3. Yukarıda testin geçerliğini sorguladım. Geçerliği ispatlanmamış bir smavm güvenirliğinden bahsedilemez. Onun için Sayın Toker'in sunmuş olduğu istatistiki bilgiler de bir anlam ifade etmemektedir. Ne kadar kişinin A aldığı, ne kadar kişinin B ve C puan tutturmaları da önemli değildir. Bu kişilerin niteliklerine yani nasıl kimseler olduğu, ne gibi geçmişlerinin olduğu, ne işlerle uğraştıklanna bakmak gerekir. Kaldı ki güvenilir bir sınavda puan yükseldikçe o puanı alanların sayısının duzenli bir şekilde azalması gerekir. KPDS'nin "nitelikli" olmasının bir nedeni olarak da sorulann "ehliyef'li kişiler tarafından hazırlandığı belirtilmiştir. Bu kişiler dört Ingiliz dili ve edebiyatı profesörü ve ölçme değerlendirme uzmanlandır. Sayın Toker, benim ilk yazımdaki konuyu gözardı etmektedir. Ben Yabancı Dil Eğitimi'nin ayrı bir bilim dalı olduğunu, edebiyatçılann bu konuda sınav hazırlamaya yetkili kişiler olmadığını belirtmiştim. Şimdi de soruyorum: Dünyanın neresinde edebiyatçılar uluslararası geçerliliği olan bir dil yeterlik sınavı hazırlamışlardır? Eğer bu kişiler "ehliyef'lerini kendi bilim dallarından almıyorlarsa, KPDS'den mi almaktadırlar? Eğer, KPDSden alıyorlarsa, A tutturmuşlar mıdır? Eğer A aldılarsa, kendi hazırladıkları sınavdan mı A almışlardır? Yazımda bir de çoktan seçmeli sınavların eleştirisini yapmıştım. Saym Toker bu konuya değinmemektedir. Çoktan seçmeli sınavlar, insanlan, gerçeği dört seçenek arasında görmeye iter. Bu dört seçenek de bize zaten başkası tarafından verilmiştir. Halbuki biz çağdaş ve yaratıcı bir toplum istiyorsak, insanlarımız beşinci, hatta altıncı şıklan da bulabilmeliler diye düşünüyorum. Aslında bu konu çok önemli bir konudur, çünkü kişiler, özel okullara giriş sınavından tutun da üniversite sınavına ve de en son KPDS'ye kadar bu şekilde düşünmeye itilmektedirler. Çoktan seçmeli sınav yapmak tabii ki sayılann çok olduğu durumlarda pratik yarar sağlar ve bence ÖSYM'nin bu sınav türünü tercih etmesinin nedeni de budur. Yoksa, bu sınav türünün "nitelikleri" tercih nedeni olmasa gerektir. Eğitim politikalarımızı saptarken bu konuyu da gözardı etmemeliyiz. Ülkemizde yabancı dil öğreniminin özendirilmesini, herhalde ben ve meslektaşlanmdan fazla kimse isteyemez. Ancak KPDS uygulamasını, mesleğime, bana ve meslektaşlanma karşı yapılmış "aşağıiayıa" bir uygulama olarak nitelemeye devam ediyorum. Saygılarımla. Z.HÜLYA BARTU Öğretim Görevlisi Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Senar> osu' Czerine Olympos, halen doğal değerleri korunmuş bir ören merkezidir. O nedenle beyaz badanalı evlerin, restoranların, pansiyonların göze batacağı, çevre ile uyum sağlayamayacağı, itici olabileceği bir gerçektir. Gazetenizde 27 Haziran 1991 tarihinde, "Olympos Senaryosu" adlı bir yazı yayımlanmıştır. Söz konusu yazıda Olympos antik kentinin stabilize yolunun asfaltlanması istenmekte, girişin ücretle yapılması belirtilmekte, şehrin de etrafına beyaz, tek katlı kır kahvelerinin, restoranların ve pansiyonların yapımı onerilmektedir. Günümüzde AntalyaFinike karayolunun 7080. kilometreleri arasındaki iki sapaktan, asfalt ve stabilize olmak üzere iki yolla Olympos'a ulaşılır. Stabilize olan yol doğrudan Çıralı adlı köye inerken asfalt olanı, Adrasan koyuna gelmeden sola ayrılarak buradan itibaren tam kentin içine kadar stabilize olarak devam eder. Çırah'dan sonra kumsalda 10 dakika kadar yürünerek de Her şeyden önce Olympos, Antalya ören yerine ulaşılır. Kentte nekropol, baziFethiye arasındaki Likya bölgesinin 30 ka lika, kale yıkıntıları, akropol ve tiyatro gedar bilinen şehirleri arasında yer almakta zilip görulmektedir. dır. İlk temelleri MÖ IV. yüzyılda Hellenizm doneminde atılmış kentin varlığı, MÖ II. . Olympos, doğal ve kültürel değerleri ile yüzyılda bastırdığı sikkelerden de teşhis günümüze ulaşabilmiş seçkin bir doğa ve taedilmektedir. Olympos, Patara, Pınara, rih hazinesidir. Adrasan yolu üzerindeki sa\anthos, Myra ve Tlos ile birlikte, antik dö paktan aynhp kentin içerisine dek uzanan nemde oluşturulan Likya Birligi içerisinde stabilize yolun asfaltlanması, şehrin doğal 3 oy hakkına sahip oluşu ile ünlüdür. Bir yapısını tamamen bozacaktır. Yolun asfalt ara korsan Zeniketes'i barındıran kent, MS oluşu yüzünden çevrede düzensiz yapılaşII. yüzyılda Rhodiapolisli Opramoas tara ma artabilir, bunu takiben hem doğanın fından yardım görerek onarılmıştır. Daha tahribatı hem de çevre kirliliği gündeme gesonra Roma ve Bizans donemini yaşayan lebilir. Halen ulaşım zorluğu nedeniyle geOlympos, XV. yüzyılda terk edilmiştir. nelde merakhlan, tarihi ve doğal değerlere Yeni bir yıldız düşkun gezginler tarafından ziyaret edilen Olympos, asfalt yol olduğu takdirde ayrım olmaksızın akma uğrayacak, bu da bazı sorunları gundeme getirecektir. Bu sorunların başında da çevre kirliliğinin geleceği kaçmılmazdır. Olympos halen doğal değerleri korunmuş bir ören merkezidir. O nedenle beyaz badanalı evlerin, restoranların, pansiyonların göze batacağı, çevre ile uyum sağlayamayacağı, itici olabileceği bir gerçektir. ören yerindeki tarihi kalıntılara, kumsala ve çevresindeki ormanlara zarar vermeden yapılacak planlı ve çevreye uyumlu yapılaşma bir olçüde hoşgörülebilir. Antalya ilinde bilet tutan ödenerek girilen deniz ve ören yerleri epeyce fazladır. O nedenle bunlara bir de Olympos'un eklenmesi anlamsızdır. Olympos'un doğal yapısının korunması, tarihi kaüntılarla iç içe yaşamasının sağlanması, bu güzel beldenin yalnız tarihi değil, seçkin bir ziyaret merkezi olması açısından da önemini arttıracaktır. KEMAL GÜNEŞ Ziraat Yüksek Miihendisi Antalya ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI Y1UVİAZ ŞİPAL "Trafik Kazası Geçirdim" SORU: 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kannnu'na tabi 13 yıllık bir Astsubayım. Derecem 6, kademem l'dir. Kısa bir süre öoce, iş döniişii özel bir araçla trafik kazası gecirdim. Kaldınldığım bastanede iki kez ameliyattan sonra, doktorum tarafından çalışamayacağım söylendi. Şu anda raporluyum. 1) Bu dunımda ben vazife malulümüyiim, yoksa adi malul sınıfına mı giriyorum? 2) Her iki dunımda (vazife ya da adi malullük) Emekli Sandıgı'ndan dereceme göre alacağım toplu para ve baglanacak emekli aylığı ne olacaktır? VXİ. YANIT 926 sayıh Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Yasası kapsamında görev yapanların da sosyal güvenliklerini sağlayan, 5434 sayıh TC Emekli Sandığı Yasası'mn 45. maddesinde kimlere vazife malulü denileceği belirtilmiştir. Hastalık, kaza ve çeşitli nedenlerle oluşan malullük; "a) Iştirakçilerin vazifelerini yaptıklan sırada vazifelerinden doğmuş olursa, b) Vazifeleri dışında, kurumlann verdiği herhangi bir kuruma ait başka işleri yaparken, bu işlerden doğmuş olursa, c) Kurumların menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken, o işten doğmuş olursa (Maksadın ilgiü kurumlarca kabul edilmesi şartıyla), ç) Fabrika, atelye ve benzeri işyerlerinde, işe başlamadan evvel, iş sırasında veya bitirdikten sonra, o işyerinde husule gelen ve yine o işyerinin mahiyetinden veya çalışma konusunda ileri gelen kazadan doğmuş olursa, Buna (vazife malullüğü) ve bunlara uğrayanlara da (vazife malulü) denir!' Emekli Sandığı Yönetim Kurulu'nun 26.4.1962 tarih ve 3367 sayılı karannda benzeri bir olay "Mesai bitiminde evine gitmek üzere bindiği vasıtanın kazaya uğraması neticesinde meydana gelen maluüyet, olaym vazifenin sebep ve tesiriyle bir ilgisi bulunmadığından adi maluliyettir" denilerek yonımlanmıştır. 6. derece 1. kademeden 13 yıl hizmet karşılığı, "/o 63 orandan baglanacak adi malullük aylığı, 493 bin 114 liradır. Ancak bu aylık Emekli Sandığı Yasası Ek Madde 19 uyannca ödenmesi öngörülen alt sınır ayhğı olan 586 bin 752 liradan daha az olduğu için baglanacak adi malullük ayhğınız 586 bin 752 lira olacaktır. Maluliyetiniz, vazife malullüğü niteliğinde kabul edilirse baglanacak malullük aylığı, 654 bin 336 lira olacaktır. Bu aylığa maluliyet derecenize göre aynca en az 88 bin 12 lira, en çok 352 bin 51 lira zam yapılacaktır. Kısaca, adi malul olarak emekli olduğunuzda 586.752 TL., vazife malulü olarak emekli olduğunuzda ise, malullük derecesine göre baglanacak en az ayhk 742.348 TL: ve en çok aylık 1.006.387 lira olacaktır HEP Diyarbakır İl Başkanı Darülbedayi'de teşkil edilecek olan operet heyetinin hazırlıklanna başlanmıştır. Dariilbedayi artist mektebine devam ederek bu seneki imtihanda muvaffak olan Semiha Hanım operet heyetine alınacaktır. Semiha Hanımın sesinin güzel olması burada büyük bir muvaffakiyet kazanacağı ümitlerini vermiştir. Bu münasebetle Semiha Hanırrun bir resmini dercediyoruz. Kabine tarafından kabul edilip imzalanmak üzere Krala takdim edilmiş olan yeni matbuat kanunu, gazetelerin adedini indirecek mahiyette bir takım tedabir ve ahkâmı ihtiva etmektedir. Arapça gazetelerin başmuharrirleri Mısırlı ve en azı 25 yaşında olacaklar, iyi bir şöhrete malik bulunacaklar ve parlamento azasından olmıyacaklardır. Haftada üç defadan ziyade intişar eden gazeteler 300 Mısır lirası, diğerleri 150 Mısır lirası depozito akçesi yatıracaklardır. Mısır Matbuatı 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Madanoğlu devamlı izinli 17 TEMMUZ 1961 Vaktini bazı anlaşmazlıklar münasebetiyle İstanbul'da geçiren Milli Birlik Komitesi üyesi Korgeneral Cemal Madanoğlu'na 15 gün izin verildiği, bu sure içinde| Komitedeki görevine dönmediği takdirde Komite dışı bırakılacağı yolunda çıkan haberlerin yanlış olduğu, Cemal Madanoğlu'nun Madanoğlu Komitece devamlı olarak izinli addedildiği, Komiteye dönüp dönmemesi meselesini kendisinin tayin edebileceği, bugün ilgililer tarafından bildirilmiştir. Her ne kadar Cemal Madanoğlu'nun Ankara'ya donmesi için Milli Birlik Komitesinden bazı arkadaşlarının kendisiyle temas ettikleri vaki ise de, bunun resmi bir davet olmayıp, şahsi bir davranış meselesi olduğu söylenmektedir. Jolly Tour ia # DÜŞLERİNİZDEKİ TATİÜ İNDİRİMÜ RYATLAR, VADE FARKSIZ, FORMALİTESİZ DİLEDİGİNİZCE TÂKSİTLE YAŞAYIN 220,000 650.000 i .225,000 Kırkpınar'da skandal jünden güne eslci azamet ve ihtişamım kaybetmekte olan Kjrkpınar er güreşlerinde bu sene maalesef büyük bir >kandal oldu. Daha güreşleı başlamadan evvel Başpehlivanlık için [brahim Karabacak ile Mehmet Ali Yağcı'mn çekişecekleri /ani bu iki güreşçiden birinin Başpehlivan olacağı jilinirken arada çıkan bir ihtilaf neticesinde İbrahim fCarabacak'ın meydanı terkederek güreşlerden çekilmesi iürkpınar'ın esas heyecanı olan son gunünü tatsız ve uzsuz bir hale getirmiştir. VEDAT AYDIN 12 vaşa kadar çocuklar ücretsiz, ucretlere 7 gece 8 gun kişi başına YP konaklama rehberhk dahıldır Programımızdakı tum otcllenmıze 1 geceden başlayan rezervasyonlar 3 kışı ve çocuklara super ındınmler Tek yatak farkı olmayan otellen buromuzdan oğrenın Luks otobuslerle ULÂŞIM 175 000 TL • GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Başvuru kanunsuzdur 17 TEMMUZ 1990 KKTC Cumhurbaşkaru Rauf Denktaş, AT Dönem Başkanı ve Italya Dışişleri Bakanı Gianni de Michelis'e gönderdiği belgede, Kıbrıs'ın üyeliği konusundaki başvvrunun gayri meşru bir idare tarafından yapıldığını ve işlem görmemesi gerektiğini belirterek "Kıbrıs'ın Avrupa Topluluğu'na üyeliği, ancak çözümden sonra rnümkün olabilir" dedi. Jolly Tour VALİKONAĞ1 CAD BA^ARA.N APT 33 1 ESKİ KONAK SİNEMAS1 YANİ TEI 131 50 18 • 131 50 19 147 98 11 134 28 88, KADIKÖY 338 90 18 338 86 27 GALERİA TRAVEL S H O P 559 01 2* 559 78 71 infaz mangaları tarafından kaçınlarak öldürüldu. Bu kaçıncı ölum... Bu kaçıncı diriliş... Ölümlerden doğacaklar arasına katılan AYDIN'ımız onurun ve unutulmazlığınla hoş, geldin. Hoş geldin. Hoş geldin. HALKEVLERİ GENEL MERKEZİ TTC&TRODA DEVRİM Zehra İpşiroğlu 8.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad. 3941 Cağaloğluhtanbul Ödemeli gönderilmez. PARLAMENTONUN BOYUTLARI Rahmi Kumaş 8.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad. 3941 Cağaloğluhtanbul Ödemeli gönderilmez. KİRALIK DAİRE Rumelihisan'nda möbleli ya da möblesiz havadar daire. Tel: 163 67 46