Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhun>el Matbaacılık ve Gazetecıbk Turk ^ o n ı m Şırketı acLna
Nadir Nadl 0 Genel Yavın Muduru Hasan Cemal, Muessese Müdurj
EınıiK Lşaklıgıt. ^azı tslen Muduru Oka} Gonensin. 0 Haber Merkezı
Muduru \alçın Bayer, Savfa Duzens Yönetmenı Ah Srar 0 Temsıkıler
\NKARA Ahmet Tan. İZMİR HHnKl Çetmkaya AD-\SA Çttia Yıjnıojlu
1. Pol.tıka CHıl Baılaat*. D>s Habcrler E f | " *aan, Il-Sendıka- Şduaa t m d , Kullur Crial Iflcr. isunbul Habsrlen
Ktnal Kaçak Eğıtım Geaca» Şaylan Yurt Haberkn NcrdH Dofaa. Spor Daniîmanı \M«lkadir Yactaauii. Dızı \azilar
ajma Çaltşkaa. Ara;'ırma ŞaUa Alpay. Duzrttme Abdattsk l a u a 0 ICoorci-naıûr AaaMI fcarubaa 0 Malı Işkr E/ol Ertal
0 Muhascbt BlUnu fan 0 Butçe Planlamî Snfi Oıı..ı>r|r»jl. 0 Rrkla-n W Tonm 0 Ek Yavınlaı Halvı \kyol
0 ;da-r Hasevin Garw 0 lîlcme Û**r Çrtlk 0 Bıtgı Işlem NaH taal 0 Prrtone Sc^ı Bostaacıotla
Yav n Kunıtu Başkan Naria- Nadi
Okay \kbml Imlç» b n , H a u
C«Bal HıkBMt Çrtıalu^, Ofcıj
GOMIUIII Ifsr MnmL, llaaa
S«içıjk Kb Ikmt*, Ahıael Taa
Basan vr hiMW Cumhumet Matbaacılık vt Gaznealık T A Ş TOrk Ocagı Ctd 39/41 Cajaio|hl
3«Î4 ]s- PK 2 « ljıanbul Td SI2 05 05 (20 hal). Tdoı 222<6 Fa» (I) 52« « 72 0
Burotar \akara: Zıya Gokalp Blv İRkılap 5 No I9'4. Td 133 II 41-47. Tciet: 42344. Fax (4) 133
05 6* 0 baur H Zıya Bh 1352 S. 2/3. Tet 13 12 30. Teicn. 52359, Fax. (51) 19 53 60
0 Uaaa. lnOnu Cad 119 S No 1 Ka: 1. Td 19 37 52 (4 h»I). Tda. 62155. fix (71) 19 25 7»
TAKVİM: 19 HAZlRAN 1991 Imsak 3 23 Güneş: 5.24 Oğle: 13.10 Ikindı: 17.10 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.37
Tarihi Galata Köprüsü anılara kanşıyor, yakında yenisi açılacak...
Köprü değil, gemi batıyor Haliçîe
REFİK DURBAŞ Kadıköy-Sirkeci vapurunun güvertesinden Bu kadar ışıktan yoksun mu kalacaktı köprü? Yeni
Galata
indıği beyanındadır:
Günlerdir uzerinde yürüyo-
rum. Kadıkoy-Sirkeci vapuru-
nun güvertesinden bakıyorum.
Alt mahzenlerinde dolaşıyorum.
Kopru değil, bir batık gemi.
Kendini koyvermiş sulara go-
mülüyor giderek...
Bir gece onceden gaz teneke-
lerinde ateş yakıp çiğ istavritle
'Mutuk' şarabı içen balıkçılar
terk-i diyar etmışler ama, balı-
ğın ve şarabın kokusu hâlâ du-
ruyor gun ışığının koprunun alt
geçitlerıne vuran sessızliğinde...
Haliç'e bakan 'Gıcırtı' Resto-
ran kapılarını kapamış ebedi-
yen.
'Adalar'da
denîze
gircnekten
korkmayın'
iHtanbul Haber Servisi — İS-
tanbul'da Buyukada ve Sedefa-
dası kıyı ve plajlarının yazın de-
nize girılebilecek temizlikte ol-
duğu saptandı. Adalar Belediye-
si'nce İstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi Sağlık Işleri Mudürlüğü
Hıfzıssıhha Enstitusü'nde yap-
tırılan tahlillerde Büyükada ve
Sedefadasf ndaki kıyı ve plajlar-
da deniz kirliliğinin, 7 bin koli-
form olan tavan sınırının altın-
da olduğu belirlendi.
Adalar Belediyesi gönül ra-(
hathğıyla denize girilebilecek kı-
yı ve plajları belirlemek amacıy-
la çeşitlı yerlerden alınan numu-
ne deniz sularıru Hıfzıssıhha
Enstitusü'nde tahli] ettirdi. Tah-
lil sonuçlarının Adalılara duyu-
rulduğu anonslarda Adalar Be-
lediye Başkanı Recep Koç'un
"Adalar'da denize girmekten
korkmayın" şeklinde mesajı sık
sık tekrarlanıyor.
Tahlil sonuçlanna göre Büyü-
kada'nın en temiz kıyılarını,
Dilburnu'nun sağ tarafındaki
serbest plaj ile Orman Kampı
önu oluşturuyor. Bu kıyılarda
deniz suyunda litrede 230 koli-
forma rastlandı. Buna karşılık
Yörukali Plajı'nın orta kısrm ile
sol tarafında litrede 2 bin 100
koliform deniz kirliliği belirlen-
di.
Sedefadası'nda ise en temiz
kıyının, plajın sağ tarafı oldu-
ğu anlaşıldı. Burada litrede an-
cak 80 koliforma rastlandı. Ev-
ren Parkı havuz onündeki kir-
lilik oranı da litrede 1.800 koli-
form olarak belirlendi.
sabahm bakıyorum. Alt mahzenlerinde dolaşıyorum. Köprü köprünün azman gölgesi altında bu kadar ezilip
J _ ^ * 1 1 _ T ! _ J. _ 1 _ * Tf J * _-. * 1 _ _ _ _ _ _ - - _ _ _... • 1 — _. _. n l-ı w% A / t a l / t>*vi *•« T«*J •* ^ D ı i r\ 1_- c* o w> • ır a t « r» v> s\i ™ lr r% »•* n l i A i
değil, bir batık gemi. Kendini koyvermiş, sulara
gömülüyor giderek. Sabahın elinden tutan
"Köprüaltı Çocukları" dağılın artık kentin
ara sokaklarına.
silinecek miydi? Bu akşam 'Kemancı' kapalı. Ama
müdavimleri boş bırakmamışlar yine. Fıçı biraları
üzerine tezgâhlar kurulmuş. Biranın soğukluğu
bile kalmamış. O da mı küsmüş...
Eminonu tarafında Cansın
Restoran'da dün geceden kalmış
bir kaç turist.
Bir batık gemi artık kopru.
Arkasında yeni kopru, de\
ağzını açmış yutacak gibı...
Marmara guneşinin altında
yılların ağarttığı griliği okunmaz
olmuş... 'Ümmii Giilsüm' çaye-
vi daha kaç yıl yaşar anıların
defterinde demli çayının koku-
su, nargilenin ateşi?
Sabahın elinden tutan 'Kop-
rualtı Çocukları' dağılın artık
kentin ara sokaklarına; sızın de
şiiriniz, romanınız, öykülerinız
köpruyle birlikte Haliç'in gri su-
larında değil mi?
Galata Köprüsu'ne akşamın
ındiği beyanındadır:
Tabelası dahi kalmamış köp-
ru karakolunun. Bir bekçi, ka-
rakolun önune bir sandalye at-
mış Sarayburnu onlerinı gözlu-
vor. Balık, o da Norveç
Biraı ötesinde aluminyum palamutu' beş bin liradan baş-
tepsisine bademleri doldurmuş |jyOr buradan. Eminönu'ne doğ-
bir adam. "Eskiden buz üzerin- r U ı ortalarda dört bin, Eminö-
de satariardı bademi" dıyorum. nıı'nden yarım ekmeğe iki bin...
Yanıt dahi vermiyor. Kapılar, pencereler sokülmüs,
Karakoy tarafından yurüyo- geçitlerin yanlarına boynu bii-
rum. Çiçek Pasajı yandığında kuk dizilmişler.
burayı mesken tutan restoranlar Bir zamanlar, daha bir kaç yıl
birer birer kapanmış. Bir o n c e s j bu geçitler ki balık avı
Olimpiyat-Canlı Balıklar' açık. malzemesi satan tezgâhlarla do-
Karadeniz Restoran' kapalı. ıu y du. Hiçbiri kalmamış...
Köprünün ayaklarında balık
tutanlar da...
Romanyalılardan aldığı bi-
çimsiz bebeklerin kutularını bir
adam koprunun ayaklarından
denize boca ediyor.
Bir çiçekçi boynu bükuk çi-
çekleriyle yeni koprunun beton
golgesine sığınmış duşünuyor.
Yanına oturuyorum. 'Ali
Rıza' diyor adım. "Çiçek mi >e-
tişir bu betonda?" Sesı kırılıp
Akşamın Haliç'e inişini seyir için oturup bir bira içmenin zamanı... Arkada yeni köprü. Dev agzuu açmış yvtacak gibi. flFotograf: Muharrem Aydın)
duşüyor Haliç'e...
Akşamın Haliç'e inişini seyir
için 'Kemancı Dancing'e oturup
bir bira içmenin zamanı.
Dip masalarda mumlar yakıl-
mış. Ne akşam, ne Haliç?
Göziinun perdesinde yeni
koprunun açılışa hazır beton
dükkânları. Ve onunde simsiyah
bir su birikintisi.
Bulent, Boğazıçi'nde öğrenci,
'Direneceğiz' diyor. "Belediye
şimdi dükkânları miihürliiyor,
bizi yerimizden yurdurauzdan
edecekler. Son giın kopru gider-
ken uzerinde eylem koyacagız.
Ateş yakıp biralarıraızı kopru-
nun uzerinde içeceğiz!"
'Yeni kopriı' diyecek oluyo-
rum.
"Tutar mı bunun yerini. Bak-
sana açmış ağzını. yutacak, yut-
tu bile."
Biranın soğukluğu bile kal-
mamış. O da mı kusmüş...
Ki bira koprunun neşidesi...
Galata Koprusu'ne gecenin
ındiği beyanındadır:
Bu kadar ışıktan yoksun mu
kalacaktı kopru. Yeni koprunun
azman gölgesi altında bu kadar
ezilip silinecek miydi?
Bu akşam 'Kemancı' kapalı.
Ama müdavimleri boş bırakma-
mışlar yine. Fıçı biraları uzeri-
ne tezgâhlar kurulmuş. Bira sı-
cakmış, olsun...
Rustem gitarını getirmiş, sesı
yeni köprunün siluetine duşü-
yor:
"Adidas'ı giyersin / Lahma-
cunu kemirirsin / Viskini içer-
sin / Ne bayvansın be abi..."
Daha dun köprü altının gar-
sonları önunü keserdi 'taze
balık' diye... Bir soğuk sessizlik
şimdi gecede...
Köprü uzerine çıkıyorum.
Karşıda ışıklar içinde Sepetçi
Kasn, arkasında Topkapı Sara-
yı... Banco Di Roma'nm, Vakıf-
bank'ın, Kodak'jn, Yapı Kredi
1
nin, Bayer'in, Türk Ticaret Ban-
kası'nın Karaköy cihetinden ya-
nar döner ışıkları köprünün
üzerine düşuyor.
El arabalarıyla satıcılar geçi-
yor. Erikçiler, karpuzcular, bir
midyeci...
Gemi batıyor. Anılara kanştı
derken, karışıyor işte...
Kanştı bile...
Külleri yeni köprünün tozu
dumanı içinde...
Ve diyor ki Haliç'e dağılan se-
si:
Bir şair: Orhan Veli. Şiirini
yazmıştı.
Bir çiçek: Kemancı Dancing.
Yakında "Kapalı!'
Bir iskele: Adalar. Kaldırıldı.
Bir çocuk: Köprüaltı çocuğu.
Artık romanı yazılmayacak.
Bir köprü: Galata. Yenisine
buyurun.
Bir olüm: Öper olmuş al ye-
lesiyle şimdi...
1914yüında kurulan Amerikan Ürüversite Öğretim ÜyeleriBirliği'nin Genel SekreteriDr. Benjamin:
ABD'de öğrenci sesini duyuranuyor
YILDIZ YAĞCI
WASHINGTON — Amerikan Üniversite öğretim Üye-
leri Birliği (American Association of University Profes-
sors) 1914'te bir grup öğretim üyesi tarafından akademik
özgürlükleri ve öğretim üyelerinin yasal haklarını koru-
mak amacıyla kuruldu. Oğretim üyelerinin yedi yıl söz-
leşmeli çalıştıktan sonra, sürekü istihdam (tenüre) statü-
süne geçirilinesi esasını getiren derneğin geliştirdiği ilke-
lere genellikle tüm kurumlar uyuyor. Buna rağmen ai-
dat ödeyen 43 bin üyesi olan derneğe öğretim üyelerin-
den yılda 1200 kadar şikâyet geliyor. Bu şikâyetlerin bü-
yük çoğunluğu kısa sürede, kurumun, dernek
yönetmeliğini uygulamasıyla sonuçlandınlıyor. Ancak ba-
zı durumlarda bu süre uzayabiliyor.
Derneğin atadığı bir grup öğretim üyesi söz konusu üni-
versiteye gidip somşturma yapıyor ve rapor derneğin ya-
yın organı olan Academe'de basdarak tum akademik çev-
relere bildiriliyor. Derneğin yıllık toplantısında tartışıl-
dıktan sonra da söz konusu üniversite veya kolej, derne-
ğin "kara liste"sine giriyor. Şu anda listede 50 üniversite
var. Yükseköğretim kurumu ancak derneğin yönetmeli-
ğini uyguladığı zaman kara listeden çıkanlıyor.
Washington'da Birliğin Genel Sekreteri Dr. Ernst Ben-
jamin yaptığımız görüşmede şuniarı söyledi:
Akademik özgürlükleri ve öğretim üyelerinin yasal haklarını
korumak amacıyla kurulan Amerikan Üniversite öğretim
Üyeleri Birliği'nin 43 bin üyesi bulunuyor. Derneğe yılda 1200
kadar şikâyet mektubu geliyor.
Genel Sekreter Benjamin, "Paylaşmalı yönetim diye tanımlanan
bir sistem öneriyoruz. Yönetici ve öğretim üyelerinin akademik
kararları birlikte alabileceği bir sistem" diyor.
— ABD, yerieşmiş demokratik kunımları olan bir iil-
ke. Üniversiteler için de aynı şey söylenebilir mi?
Benjamin: Kişilerin demokrasiyi nasıl tanımiadıklan-
na bağlı. 1960'h yıllarda öğrencilerin çok büyük rolü ol-
du. Şimdi de, örneğin Latin Amerika'daki öğrencilerin
aksine, bizim öğrenciler seslerini pek duyuramıyorlar. Ya-
ni öğrencilerin akademik yönetimde söz sahibi olmalan
açısından demokratik değil. "Paylaşmalı yönetim" diye
tarumladjgımız bir sistem öneriyoruz. Yöneticiler ve öğ-
retim üyelerinin akademik kararları birlikte alabileceği
bir sistem. Müfredatla ilgili kararlarda öğretim üyeleri-
nin, bütçeyle ilgili kararlarda da yöneticilerin daha fazla
söz sahibi olmasını öneriyoruz. Yönetim kunülan en yuk-
sek otorite. Ender de olsa, yönetim kurulunun, yönetici-
lerin veya öğretim üyelerinin önerilerini onaylamadığı du-
rumlar olabiliyor. Fakat genellikle yönetim kumllan öğ-
retim üyelerinin önerilerini kabul ediyorlar.
— Clifford Adelman, görüşmemizde federal hükiime-
tin, iiniversiteleri anayasa hükttmlerine uyup uymadık-
lan konusnnda denetledigini söyledi. Federal hükümet ve-
ye Eğitim Bakanlıgı bunda ne derece başanlı oluyor?
Benjamin: Yüzde ytiz değilse de başarıh oluyor diye-
bilirim. öğretim üyeleri, haksız yere işten çıkanldığı bir-
kaç davada, mahkeme sonucu işlerine geri döndüler. Ka-
dınlar, kendilerine ayrımcı davranıldığını veya cinsel sal-
dın yapıldığını iddia ettikleri davalarda da kazandılar. Bu-
na karşılık sonuç alınamayan davalar da oluyor. Bu tip
davalan genellikle biz üstlenip mahkemeye gitmeden çö-
züyoruz.
— Birçok kolej ve üniversitede kadm araşünnalan kttr-
siüeri var. Fakat. kadın öğretim üyesi oranı çok düşük.
Bu konuda sizce bir gelişme var mı?
Benjamin: Var, ama çok yavas. lstatistiklere baktığı-
mızda kadın öğretim üyelerinin çoğunun yarım gün ça-
hştığmı, sürekli istihdama gecmediğiııi ve alt düzey gö-
revlerde çaüştığını görüyoruz. Biz sürekli istihdama geç-
meden çalışmanın karşısındayız. Ancak sürekli istihdam
dışı bir öğretim üyesinden yayın yapması beklenmiyor.
— Akademik özgürlügün kısıtlanması, pratikte ne gi-
bi sorunlara neden oluyor?
Benjamin: Akademik özgürlük, öğretimdeki en temel
öğelerden biri. Somut bir-iki örnek vereyim. öğrencilere
dürustçe not vermeyi ele alalım. tş güvenliğiniz tam yoksa
ve üniversite, kayıtlan arttınnaya veya futbol takımı fa-
lan kurmaya çalışıyorsa, yanlış öğrenciyi sınıfta bırakma-
nız başmızı derde sokabilir.
Bilimsel araştırmalarda da benzeri sorunlar çıkabilir.
Uygulamalı kimyasal araştırma yaptığınızı düşünün. Su-
yun kirli olduğunu buldunuz. Halka kullandıklan suyun
sağlığa zararh olduğunu açıklamak istiyorsunuz. Böyle
bir durum işten atılmanıza neden olabüir. Bunun için,
mesleki güvence, cezalandırma tehlikesi olmadan sorum-
luluklannızı yerine getirmenizi sağlar. Diğer yandan iş
güvencesi, mesleki yetersizliğe göz yumulması şeklinde
anlasılmamalı. Mesleki yetersizlik işten uzaklaştınlma ne-
deni olabilir.
Türkmenistan
ile üişkiler
• İZMİR (AA) —
Türkmenistan Kültür
Bakanı Aşir Murat
Mamüiyev, Türkiye ile
Türkmenistan arasında ilk
kerpiçin konulduğunu
beh'rterek "Şimdi sarayı
yapabiliriz. Neden uzun
yıllar birbirimizi görmedik
ki" dedi. Turkmenistan-
Türkçe sözluğünün hazırhk
çalışmalarına başlandığını
açıklayan Murat Mamüiyev,
Yunus Emre'nin bir
güldestesinin Türkmenceye
çevrildiğini, Türkiye'de
basımına başlanan bu şiir
kitabının ekim ayında
Türkmenistan'da piyasaya
sunulacağını duyurdu.
Konuk bakan, gelecek yılın
nisan ayında Türkiye'de
"Türkmenistan Günleri",
ekim ayında ise
Türkmenistan'da "Türkiye
Günleri" ile "Yunus Emre
Günu" duzenleyeceklerini
kaydetti.
Ölen Türk
hacılan
• MEKKE (AA) — Kutsal
topraklara geien Turk hacı
adaylanndan bugune kadar
11 kişının öldüğü bildirildi.
Adana kafilesinden Niğde
doğumlu Kemal özbay'ın
ölmesi uzerine, sayı ll'e
ytlkseldi. Çeşitli nedenlerle
ölenlerin kimlikleri ve
kafileleri şöyle: Refaki
Ekman (İstanbul), Ali
Akpınar (Adana), Fatma
Yılmazbaş (Adana),
Ibrahim Solmaz (Ankara),
Hüseyin Yeşilkaya
(İstanbul), Fikri Güler
(İstanbul), Aysel Yılmaz
(Almanya), Ahmet Bingöl
(Adana), Ahmet Duran
(Adana) ve Ali lslamoğlu
(Ankara). Yetkililer, Kmlay
ekiplerinin yaptıkları sağlık
kontrollerinde hacı
adaylarında en çok
solunum ve görmeyle ilgili
rahatsızhklarla güneş
çarpmasına rastlandığım
söylediler.
Bütünleme
kalkıyor
• ANKARA (AA) — MUli
Eğitim Bakanı Avni Akyol,
okullarda ders geçme
sistemi ve ağırlıklı not
uygulamasına geçileceğini,
bütünleme sınavlannın da
kaldınlacağını söyledi. özel
Dershaneler Birliği Derneği
(Özde-Bir) tarafından,
1990-1991 öğretim yılında
düzenlenen deneme
sınavlarında, ilk 10'a giren
öğrencilere, ödülleri törenle
verildi. Milli Eğitim Bakanı
Akyol, ödul töreninde
yaptığı konuşmada yeni
ders geçme sistemi olarak
uzerinde çalışılan "ağırlıkh
not" uygulamasına,
önümüzdeki yıl
başlanacağını,
butünlemelerin de
kaldınlacağını söyledi.
öğrenci seçme sınavına
yapılan basvuruların bu yıl
önceki yıla göre düşük
olduğuna da dikkati çeken
Bakan Akyol, LtMME
projesinin önemini de
vurguladı. Akyol, "Eğitim,
yönetme ya da yöneltme
değil, sadece yönlendirme
şeklinde olmalı" dedi.
lavşanlılda
deprem
• TAVŞANLI (AA) —
Kütahya'nın Tavşanlı
ilçesinde dUn akşam hafıf
şiddette deprem oldu.
Kandilli Rasathanesi
yetkilileri, depremin merkez
üssünün İavşanh-Kütahya
olduğunu, sarsıntının 4
şiddetinde gözlendiğini
bildirdiler. Saat 17.51'de
hissedilen depremde, can ve
mal kaybı olmadı.
Birleşik Devletler Öğrenci Birliği'nin Başkan Yardımcısı TojelShah:
Üniversiteler paraya değil yeteneğe bakmalı
2.5 milyon üyesi olan Birleşik
Devletler Öğrenci Birliği,
Amerika'mn en eski ve en büyük
öğrenci örgütü. Başkan
Yardımcısı Shah, üniversite
harçlarmdaki artıştan yakımyor.
"Yapılmakta olan zamları
durdurmak amacıyla öğrencileri
etkin kampanyalar yürütebilmeleri
için eğitiyoruz" diyor.
WASHINGTON (Cumhuri-
yet) — 1947'de kurulan Birleşik
Devletler Öğrenci Birliği (Uruted
States Student Association)
Amerika'mn en eski ve en bu-
yuk öğrenci örgutu. 350 yuk-
seköğrenim kurumundan 2.5
milyon uyesi var. Kongre'de tek
öğrenci Iobisi olarak ABD'nin
toplam 13 milyon üniversite oğ-
rencisini temsil ediyor. Washing-
ton'dakı merkezlerinde Başkan
Yardımcısı Tojel Shah ile çeşitlı
öğrenci sorunları uzerine go-
rüştuk.
— Federasyonun gundeminde
ne gibi konular var?
SHAH — Şu anda en onemli
konu mali desteklerde yapılan
kesintiler. Amerika'da öğrenci-
lere verilen mali desteğin "'o 72'si
federal hukumetten geliyor. Geri
kalanı da evalet hukumetlerı ve
unıversitelerden geliyor. Ancak
son 10 yılda bu destekte çok
onemli kısıntılar oldu.
— Bu kesintilerin nedenleri
sizce ne?
SHAH — Birçok nedenı var.
En onemlisi sosyal programlara
para ayırmayı gereksız gorme,
yuksekoğretime oncelik verme-
me, yuksekoğretimden parayı
odeyebilen yararlansın, odeye-
meyen de halk kolejine girsın ve-
ya çalışsın anlayışı. Biz eğıtimın,
kişınin sosyoekonomik durumu
ne olursa olsun, herkese tanınan
bir hak olması gerektiğıne ina-
nıyoruz Yeteneğıme ve secımi-
me gore en pahalı universıteve
de, meslek okuluna da gıdebıl-
melıyim \e bunun için gerekli
olanak verılmelı. Birçok öğren-
ci başka seçenek olmadığı için
askerı okullara gidiyor. Çunku
onlar burs veriyor. Öğrencinin
birincı seçeneği askerı okula git-
mek değilse, başka olanak lar da
tanınmalı.
Gundemimizdeki diğer bir
konu da, üniversite harçlannda-
kı artışlar Yapılmakta olan
zamlan durdurmak amacıyla
öğrencileri etkin kampanyalar
yürütebilmeleri için eğitiyoruz.
— Öğrencilerin tepkisi ne
oluyor?
SHAH — Bazı öğrenciler
"biz fazla para odemeye razıyız,
yeter ki dersleri azaltmasınlar"
diyor. Biz de onlara, bu konu-
ya federal duzeyde önem veril-
diğinde, para artışına da gerek
kalmayacağını anlatmaya çalışı-
yoruz. Azınlık öğrencilere de çe-
şıtli sorunlarıyla ilgili kampan-
yalar organize etmelerinde yar-
dımcı oluyoruz. Yuksekoğretim-
den mezun olan azınlık öğrenci
sayısı kaydolanlardan çok az.
— İ niversite ve kolej mezun-
ları kolay iş bulabiliyor mu?
SHAH — Şu anda büyük bir
ekonomik durgunluk içindeyiz.
Bundan dolayı iş başvurulanna
olumsuz yanıt alanların sayısı
çok yüksek. Birçoğumuz gar-
sonluk, tezgâhtarhk gibi işler
yapmak zorunda kalıyor. Birkaç
yıl once üniversite diplomasıy-
la iş yapmak mümkundu, şim-
di en az master gerekiyor.
— Dr. Benjamin 60larda öğ-
rencilerin yiikseköğrelimde
onemli rol oynadıklannı, giinu-
müzde ise rotlerinin azaldıgını
söyledi. Bu göruşe katılıvor
musunuz?
SHAH — Hayır katılmıyo-
rum. 60'larda öğrencilerin ilgısı
birkaç temel konu uzerinde
odaklaşmıştı. Şimdi ise sorunlar
çok değişik ve çeşitli. Yani du-
rum çok farklı. Ben kendi uni-
versitemde mufredatın değiştiril-
mesi için çalıştım. Buradaki ar-
kadaşların hepsi, universitelerin-
de, değişik konularda çalışıyor.
Biri Meksika kökenli öğrencile-
rin, diğeri kadın öğrencilerin so-
runları vb. gibi konularla uğra-
şıyorlar. Bir anlamda bizim ku-
şağımız yıllarca önce kazanılmış
fakat nedense sonradan yitiril-
miş hakları tekrar elde etme sa-
vaşımı veriyor.
— Nasıl yitirildi bu haklar?
SHAH — İdeolojılerde geri-
ye doğru yön değiştirme ve Ana-
yasa Mahkemesi'ne yapılan son
atamalar sonucu. Öğrencilerin
daha guçsuz veya daha pasıf ol-
duğunu sanmıyorum.