Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 HAZÎRAN 1991 • • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
Ankara, Bağdat, Washington...
(Baştarafı 1. Say/adaJ
Tarık Aziz'in ziyaretiyle Irak'ın bu beklen-
tileri ne ölçüde karşılanmış oldu?
Bu sorunun yanıtı şu olabilir: Türk tarafı
Bağdat'ın isteklerini dinlemek ve not etmekle
yetindi.
O kadar.
Petrol boru hattının açılması ve ambargo-
nun gevşetilmesine ilişkin talepler konusun-
da adresin Ankara olmadığı, bunun için BM
Güvenlik Konseyi'ne gidilmesi gerektiği, am-
bargoyu koyduğu gibi kaldıracak olan orga-
nın da BM olduğu Tarık Aziz'e anlatıldı.
Irak'a karşı konulmuş olan mesafenin şim-
dilik korunacağı kendisine belli edildi.
Yani, Körfez krizinin başından beri Anka-
ra' nm benimsemiş olduğu tutumda bugün
için köklü bir değişiklik olmayacağı anlaşılı-
yor.
Ama Tarık Aziz'in ziyareti yine de bir de-
ğişimin işareti sayılabilir. Çünkü böylece An-
kara ile Bağdat arasında bir diyalog kurul-
muş oluyor, ilişkilerde küçük de olsa normal-
leşmeye dönük bir adım atılıyor.
Bir bakıma bu gelişme de olumlu bir baş-
langıç sayılabilir.
Ama o kadar.
Ankara öyle gözüküyor ki şimdilik Was-
hington'un yörüngesinden çıkmaya hiç ni-
yetli değil. Başkan Bush yönetimı, Saddam
Hüseyin iktidardan devrilinceye kadar am-
bargoya devam kararında. O yüzden de hem
BM Güvenlik Konseyi'nde hem de Ankara'-
da akan sular duruyor.
Onun için denilebilir ki Cumhurbaşkanı
Özal'ın, Tarık Aziz'i Ankara'da kabul edebil-
miş olması bile kendi başına ilginç bir ge-
lışmedir.
Bu arada iki noktanın altını özellikle çiz-
mek isteriz:
Her şeyden önce Saddam Hüseyin'in
Bağdat'ta gidip kalması Irak'ın bir iç işidir.
İkincisi, Türkiye ile ABD'nin reel politıka-
ları, çıkarları her yerde çakışmaz, çatışır da.
Bu nedenle Ankara'nın Irak'a karşı bu ka-
dar Amerikan yörüngesinde yol alması doğru
değildir. Türk-lrak ilişkilerinin normalleştiril-
mesi ülkemizin çıkarlarına uygun düşer.
Kraldan çok kralcı politikadan artık vazge-
çilse ne iyi olacak.
Sözen yargıç önüne çıkıyor
Türkiye'ye yakın takip Büyük Petro
(Baştarafı 1. Sayfada)
nın giiç olacağını" düşünuyor.
Bir dönem "cesur karar alabil-
me özelligi" nedeniyle öviilen
özal yönetiminin artık tıkandı-
ğına inanıhyor. Ancak IMF ve
Dünya Bankası Türkiye'yi
özalslz da düşünemiyor. Bir
yandan "cesur kararlar" alabi-
lecek bir yönetime olan gerek-
sinmenin altı çiziliyor, diğer
yandan da özallı bir formül bu-
lunsun isteniyor. "Özal olmaz-
sa biz kiminle konuşacagız" so-
rusu kafaları meşgul ediyor.
IMF ve Dünya Bankası'nın
"giiçlii ve tartışmasız" bir yö-
netim istiyor olmaları dikkate
değer görünüyor. Böyle bir y ö-
netimden en büyük beklentileri
de enflasyon, mali reformlar,
bütçenin kontrol altına alınma-
sı, fonlara çekidüzen verilmesi,
KİT'lerin ıslah edilmesi oluştu-
ruyor.
Bu kapsamda Ankara
Belediye Başkanı Mural Kara-
yalçın'ın "yerel vergi" inisiva-
tifi, "cesur bir yaklaşım" ola-
rak Washington finans çevrele-
rinin dikkatini çekmiş bulunu-
yor.
Her ne kadar Ankara'daki si-
yasi hava kaygı yaratıyorsa da
Dünya Bankası ve IMF çevrele-
rinde Türk ekonomisinin bat-
makta olduğu yolunda bir ha-
vaya rastlanmıyor. örneğin An-
kara'nın IMF ile yeni bir stand-
by anlaşmasından kaçmmasına
hâlâ anlayışla yaklaşıhyor. öz-
lenen, geçen yıllarda atılan
adımların takipçisi olacak ve
bunu Özal ile koordine edecek
bir yönetim. Bu tablo içinde
"konulara siyasetin iistünde"
yaklaşan teknisyenlerin de yeri-
nin olması arzulanıyor. Bu kap-
samda da bazı üst düzey ekono-
mistler ile siyasi otorite arasın-
da çıkmış bulunan görüş ayrılı-
ğının bu kişilerin işbaşından
uzaklaşması sonucunu doğurup
doğurmayacağı dikkatle izleni-
yor.
(Baştarafı 1. Sayfada)
Parti karşı çıkıyordu.
SSCB Devlet Başkanı Mihail
Sergeyeviç Gorbaçov da kentin
adının Leningrad olarak kalma-
smı ıstediğini söylemişti. Kentin
adının St. Petersburg olarak de-
ğişmesi, komünistler için, biı-
yuk bir moral yenilgisi oldu.
Gözlemciler "70 yıllık bir reji-
min siyasi ve ahlaki simgesi"
olan Leningrad'ın adının değiş-
mesiyle birlikte tarihin sayfala-
rına gömüldüğünü belirtiyorlar.
Yani Rusya'da modernizmin
ve Batıhlaşmanın öncüsü, deniz
kuvvetlerinin ve bir dünya
imparatorluğuna yönelen aske-
ri gücün yaratıcısı, kendi adını
verdiği Petersburg'un kurucusu
'Büyük Petro' (1672-1725) ile
yine Rusya'da sosyal devrimin
ve 1917 gibi dünyanın çehresini
değiştiren bir hareketin ruhu ve
öncüsü Vladimir Ilyiç Lenin
(1870-1924) bir anlamda ölüm-
lerinden sonra tarih önünde hal-
koylaması ile boy ölcüşmüşler-
di.
(Baştarafı 1. Sayfada)
run gönderıldiği il idare kurulu
da Sözen'in yargılanmasına ka-
rar vermiş, ancak Sözen'in itirazı
üzerine dosya Yargıtay'a gitmiş-
ti.
Danıştay 2. Dairesi'nden Baş-
kan Orhan Erdem ile üyeler
Fahrettin Altun ve Muammer
Oytan'ın oyları ile çıkan onama
kararında, 1987'de Imar Kanu-
nu'nda yapılan bir değişiklikle
imar planı değişikliği yetkisinin
belediyelerden alınıp Bayındır-
lık ve Imar BakanlığYna verildi-
ği anımsatıldı. Kararda, Sözen
ile birlikte İmar Dairesi Başka-
nı Mehmet Yddız, İmar Müdü-
rü Şevket Ateş, İmar Müdür
Yardımcısı Sabriye Güleç ile
İmar Planlama Müdür Yardım-
ası Sema Pocar'ın, "yetkileri ol-
madığı halde daha önce verilen
yapı izin belgesi ile avam proje-
yi mevzuata aykın olarak iptal
ettikleri, buna uygun olarak da
inşaatı mühürledikleri" be-
lirtildi.
Danıştay 2. Dairesi, tstanbul
Büyükşehir Belediyesi genel sek-
reterleri Alev Coşkun ve Meh-
met Danışman ile İmar Planla-
ma Müdürü Scher Sezer ve
plancı Süheyla Kısakürek hak-
kında ise "söz konusu işlemle-
rin yapılmasında amirterince ve-
rilen kararlan uyguladıkian, ka-
rarlann oluşturulmasında bir
katkılannın bulunmadığı gerek-
çesiyle "men-i muhakeme" ka-
ran verildi.
Karşı oy yazısı
Danıştay 2. Dairesi'nin 17
sayfalık kararının, yalnız üç say-
fasının lüzum-u muhakeme ka-
ranmn gerekçesine aynldığı göz-
lendi. Kararın bir sayfası da
Başkan Erdem ile üye Oytan'ın,
plancı Kısakürek'in de yargılan-
malan yönündeki karşı oy yazı-
larına ayrıhrken, kalan 13 say-
fa ise olayda bir suç görmeyerek
men-i muhakeme kararı veril-
mesini isteyen üyeler Giingör
Gümüşpala ile Rami Tan'ın Kar-
şı oy yazılarından oluştu.
Tan ve Gümüşpala'nın karşı
Eczacıbaşı
İlaç Sanayi ve
Ticaret A.S.
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN
Şirketimiz Olağanüstü Genel Kurulunun aşağıdaki Gündem'i görüşmek ve karara bağlamak üzere
2.7.1991 günü saat 15.00'de Büyükdere Cad. No. 185 Levent-lstanbul adresindeki Şirket merkezinde — -
toplantıya çağrılmasma karar verilmıştır.
Pay senedi sahipleri veya temsilcilerinin, pay senetlerinin ya da bunlara sahip olduklannı gösteren banka
mektubunu veya bunların Noterliğe teslim edildiğini gösteren belgeleri toplantı gününden bir hafta öncesine
kadar Büyükdere Cad. No. 185 Levent-istanbul adresindeki ortaklık merkezine getirerek toplantıya giriş kartı
almaları zorunludur.
Toplantıda bulunamayacak pay sahipleri aşağıdaki örneğe uygun olarak hazırlayacakları vekaletname ile
toplantıya katılmak üzere bir vekil tayin edebilirler.
Gündem:
1- Açılış, Başkanlık Divanı seçimi ve Dıvana Genel Kurul Toplantı Tutanağını imza yetkisi verilmesi,
2- Kayıtlı sermaye sistemine geçmek ve kayıtlı sermaye tavanını 1.000.000.000.000.- (birtrilyon) TL
olarak tesbiti ile ilgili Ana Sözleşmenin 7. maddesinin tadili için hazırlanan değişiklik metninin görüşülerek
karara bağlanması.
Eski Metin
Şirketin Sermayesi
Madde 7.
Şirketin sermayesi 150.000.000.000.- (yüzellimilyar) TL olup. beheri 1.000.- (bin) TL nominal değerde
132.000.000 (yüzotuzikimilyon) adet hamiline ve 18.000.000 (onsekizmilyon) adet nama yazılı hisseye
bölünmüştür. Bu sermayenin daha önce sırasıyla 1.000.000.- (birmilyon) TL, 49.000.000.- (kırkdokuzmilyon) TL,
50.000.000.- (ellimilyon) TL, 200.000.000.- (ikiyüzmilyon) TL, 400.000.000.- (dörtyüzmilyon) TL, 700.000.000.-
(yediyüzmilyon) TL, 1.400.000.000.- (birmilyarfiörtyüzmilyon) TL, 1.700.000.000.- (birmilyaryediyüzmilyon) TL,
60.000.000.- (altmışmilyon) TL, 1.940.000.000.- (birmilyardokuzyüzkırkmilyon) TL artırılmak suretiyle cem'an
6.500.000.000.- (altımilyarbeşyüzmilyon) TL'lıkolan kısmı I. tertip, bilahare artırılan 5.500.000.000.-
(beşmilyarbeşyüzmilyon) TL'lık olan kısmı II. tertip, 18.000.000.000.- (onsekizmilyar) TL'lık kısmı III. tertipdir.
Bu defa artırılan IV. tertip hamiline yazılı 120.000.000.000.- (yüzyirmimilyar) TL'lık hissenin 6.125.330.096.-
(altımilyaryüzyirmibeşmilyonüçyüzotuzbindoksanaltı) TL'lık kısmı 2791 ve 3094 sayılı kanuna göre Sabit
Kıymetlerin Yeniden Değerlemesi Sonucu Oluşan Fondan, 8.874.669.904.-(sekizmilyar oekizyüzyetmişdörtmilyon-
altıyüzaltmışdokuzbindokuzyüzdört) TL'lık kısmı iştirakler değer artış fonundan karşılanmış olup, bakiye
105.000.000.000.- (yüzbeşmilyar) TL'ltk kısmı nakden ve def'aten ödenecektir.
Yönetim Kurulu hisse senetlerini 1.000.- (bin) TL veya bin liranın katlan şeklinde ihraca yetkilidir.
Yeni Metin
Kayıtlı Sermaye
Madde 7.
Şirket, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine göre kayıtlı sermaye sıstemıni seçmiş ve
Sermaye Piyasası Kurulu'nun 16.5.1991 tarih ve 333 sayılı izni ile bu sisteme geçmiştir. Şirketin kayıtlı sermayesi,
1.000.000.000.000.- (birtrilyon) TL olup, her biri 1.000.- TL itibari değerde 1.000.000.000 adet paya bölünmüştür.
Şirketin çıkarılmış sermayesi, tamamı ödenmiş 150.000.000.000.- (yüzellimilyar) TL'dir. Bu sermayenin
114280.139.916,19 (yüzondörtmilyarikiyüzseksenmilyonyüzotuzdokuzbindokuzyüzonaltıliraondokuzkuruş) TL'lık
kısmı nakden ve def'aten ödenmiştir. Bakiye 35.719.860.083,81 (otuzbeşmilyaryediyüzondokuzmilyonsekizyüz-
altmışbinseksenüçliraseksenbirkuruş) TL'lık kısmı ise Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesinin
getirdiği yeniden değerleme hükümleri gereğince oluşan Değer Artış Fonu'nun sermayeye ilâvesi ile
karşılanmıştır. Sermayeye ilâve edilen bu tutar karşılığında çıkarılan hisse senetleri, Şirket ortaklarına hisseleri
oranında bedelsiz olarak dağıtılmıştır.
Şirketin çıkarılmış sermayesi herbiri 1.000.- TL itibari değerde, 150.000.000 paya ayrılmış olup, bu payları
temsil eden hisse senetlerinin 18.000.000.000.- (onsekizmilyar) TL'lık kısmı nama, 132.000.000.000.-
(yüzotuzikimilyar) TL'lık kısmı ise hamiline yazılıdır.
Yönetim Kurulu, Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine uygun olarak, gerekli gördüğü zamanlarda kayıtlı
sermaye tavanına kadar nama veya hamiline yazılı hisse senetleri ihraç ederek, çıkarılmış sermayeyi artırmağa
ve hisse senetlerini birden fazla payı temsil eden kupürler halinde birleştirmeye yetkilidir.
Ayrıca Yönetim Kurulu, itibari değerinin üzerinde hisse senedi çıkarılması ve pay sahiplerinin yeni pay alma
haklarının sınırlandınlması konularında karar almaya yetkilidir.
Yetki Belgesi Örneği
EİS Eczacıbaşı ilaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanlığı'na,
Şirketinizin 2.07.1991 günü, saat 15.00'de yapılacak Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı'nda beni/bizi temsilen
tam yetki ile iştirake ve rey vermeye, Türk Ticaret Kanunu ve Esas Mukavele hükümlerine göre sahip
bulunduğum/bulunduğumuz haklarımı/mızı kullanmaya ve gerekli kâğıtları imzalamaya, Esas Mukavele
değişikliğinde oy kullanmaya mezun ve selâhiyettar olmak üzere, Sayın yetkilidir.
Isim-Adres
imza
oy yazılannda, "Olayda huku-
Id bir ihtilaf söz konusu oldu-
ğu, bu ihtilafın da yargı yoluna
başvurulmak suretiyle haliedile-
cek bir mesele olduğu" belirti-
lerek "Bu itibarla bunua da suç
konusu olan bir yönü
bulunmamaktadır" denildi.
Tan ve Gümüşpala, görevi kö-
tüye kullanma suçunun oluşa-
bilmesi için sanık belediye yöne-
ticilerîniri- görev ve yetkilerinin
sınırını aşmalan, bunun sonu-
cunda da kendilerine ya da
üçüncü kişilere bir çıkar sağla-
maları gerektiğini belirterek
"TCK'nın 240. maddesinde yer
alan 'vazifenin suiistimali' iba-
resini bu manada anlamak
gerekir" denildi.
Tan ve Gümüşpala, turizm
alanı ilan edilerek imar planı
yetkileri Bayındırlık ve İskân
Bakanlığı'na devredilen yerleri
de anımsatıp dava konusu ola-
yın da böyle bir alan olduğunu
kaydederek bu konuda açılan
davanın henüz yargıda olduğu-
nu ve sürdüğünü de belirttiler.
Tan ve Gümüşpala, dava konu-
su olayla ilgili sorunun hukuki
bir ihtilaf olduğunu, bunun da
idari yargı yerlerinde çözülmesi
gerektiğini belirterek "Sanıkla-
ra izafe edUecek herhangi bir suç
bulunmadığından tüm sanıkla-
nn men-i muhakemelerine karar
verilmesi gerekmektedir"
dediler.
Danıştay'ın bu onama kara-
nyla kesinleşen luzum-u muha-
keme kararı nedeniyle Sözen ve
diğer bejediye yetkilileri, 15 tem-
muzda İstanbul 5. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde yargıç önüne çı-
kacaklar. Sözen ve belediye yö-
neticileri için savcıhğın aynca id-
dianame hazırlamayaeağı, Da-
nıştay'ın bu lüzum-u muhakeme
kararının onanmasına ilişkin
kararının iddianame yerine ge-
çeceği belirtildi.
Sözen ne diyor?
Sözen, yargı önüne gitmesi
konusunda "Bu konu kentimi-
zin tarihini ve süüetini korumak
için yaptıgımız mücadelenin
unutulmaz ve bize onur veren
bir parcasıdır. Ben yargdama sü-
reci içinde Süzer inşaatı konu-
sunda halkımıza eksik kalan ko-
nularda bilgi vereceğim için da-
vayı bir fırsat olarak görüyo-
rum. Olayı onurla karşıladığımı
ifade etmek istiyorum. Bu olay
karşısında ben de elimde bulu-
nan dosyaları halkımın bilgisi-
ne sunacağım" diye konuştu.
ARADA BİR
(Baştarafı 2. Sayfada)
sına çıkarılacak "seçenek" yaptırımlara gereksinimimiz var.
Bunu, meslek alanları için olduğu kadar, halkımız ve ülke-
miz çıkarları için gerçekleştirmeliyiz.
'Seçenek çözüm önerileri nasıl yaratılır?' sorusunu bura-
da sormak gerekir. Meslek örgütlerinin tek tek kendi taba-
nında ve meslek birliğinin yine kendi örgüt tabanında
telepler' doğurmaya elverişli koşulları hazıriamak birinci
adımdır. Çünkü talepler' söz konusu değilse, 'beklentiler' de
yok demektir. Eğer tabanın beklentilerinden söz edilemiyor-
sa, 'sorunlardan', sorunların gün ışığına çıkanlmasından fazla
umutlanmamak gerekir. Çünkü insanlar, önce kendilerinde
bir gereksinimin varlığtnı duyumsar. Bu gereksinimin karşı-
lanmadığını görünce bir 'beklenti" içine girer. Giderek, 'bek-
lenti', 'talep' etmeye dönüşür. Böylece o konudaki sorun or-
taya çıkar. Sorun doğru olarak saptanırsa, çözümü için öne-
riler ve arayışlar başlar.
Örgütler ve üst örgüt önce kendi içinde demokrasi koşul-
larını oluşturmalıdır. Yoksa örgütler birer 'aygrt', birer 'araç'
olmaktan kendilerini kurtaramazlar. Bu konuda düşünce üret-
mede ve pratik çalışmada, herkes için yer aldıkları örgütler-
de demokrasi koşullannı oluşturmak basta gelen bir görev
olmalıdır.
G Ö Z L £ M UĞUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
Küçük Özal, aptesinde-namazmda dini bütün bir Müslüman mil-
letvekilidir. Hem ekonomiyi bilir hem siyaseti.
Neden 'laik yenge' aday oluyor da 'Müslüman birader' olamıyor?
Neden mi?
Çünkü aile üçe ayrılıyor: :'-.
1—Liberaller ' •'.'
2—Muhafazakârlar "••..
3—Kâr-muhafaza edenler.
Ailenin liberal kanadının doğal lideri Semra Özal'dır.
Semra Özal'ın karizmatik ve sempatik liderliğindeki liberal akı-
ma_ 'Papatya doktrini' adı veriliyor.
Önemli kişileri taşıyacak uçak şirketi sahibi olduğu için 'VIPAh-
mef, Magic Box_ortaklığı nedeniyle de 'Magic Ahmef olarak da
bilenen Ahmet Özal ile borsadaki başarılı çalışmaları nedeniyle
para piyasasında 'Bor-Ek/ olarak adlandırılan Efe Özal, ailenin li-
beral kanadını oluşturuyorlar.
Semra Hanım'ın kardeşi değerli ışadamı Mehmet Yeğinmen de
ailenin liberal kanadındandır.
'Butikçi Adnan Bey' kardeşimiz de...
Ailenin eski damadı, değerli bateri sanatçısı ve yetkin ve etkin
işadamı Asım Ekren de kızımız Zeynep ile 'Türk milleti adına karar
veren' İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile 'müşterek ha-
yatın çekilmez hale geldiğinin' saptanmasına kadar bu liberal ka-
nadın en cesur ve en inanmış üyeleriydi.
LiberaJizm. asliye hukuk mahkemesi kararı ile büyük darbe ye-
miş; değerli bateri sanatçısı Asım Bey bu elim boşanma davası
sonunda, ne acıdır ki, liberal ekonominin dışına sürülmüştür.
Ailenin muhafazakâr kanadının lideri Korkut Özal'dır.
Korkut özal, siyasi işlerden çekilmiş, kendisini tümüyle 'mali ve
diniişlere' vermiştir. Bu nedenle ailenin muhafazakâr kanadının li-
derliği, aile hukuku çerçevesi içinde Yusuf Bozkurt Özal'a geçmiştir.
Korkut özal. siyasetten elini ve ayağını çekmiş (bir eli ve ayağı
siyaset içindedir, siyasetten yalnız bir elini ve ayağını çekmiştir) ti-
oari hayata. Cenab-ı Hakkın \ürü ya kulurrf diyen sesine kulak ve-
rerek para kazanma yolunu seçmiştir.
Bu yüzden Korkut Bey, ailenin 'kâr-muhafaza eden' kanadına geç-
miştir.
Ailenin liberal kanadı ile kâr-muhafaza eden kanadı arasında ben-
zerlikler de söz konusudur. Çünkü liberal kanat da kâr-
muhafazasında çok başarılıdır.
Aralarındaki tek fark, Korkut Özal'ın kâr muhafazasında izledi-
ği 'gelir ortaklığı' adı verilen yol ve yöntemın 7s/am; esasiara' bağlı
olmasıdır.
Ailenin kâr-muhafaza eden liberal kanadı laik faiz dazenine bağ-
lıdır; Korkut özal ise islam bankerliğine! ' .
ANAP'lılar kaça aynlır: **•-'. ' "
İkiye... . .-•.-••:.:••:
".'" " - "
1—Parti ileri gelentori..^ •'•/• ' . - - " . - ' , .-•'. •
2~Parti ileri gidenteri...
Parti ileri gelenleri, Akbulut-makbulut... Keçeci-meçeci...
Vuralhan-muralhan-vs. vs... . •
Parti ileri gideni?.. ';.'•-' ' '.'•"•
—Şimdilik Hasan Cetal Güzel.
Bu kongre neden bizleri bu kadar ilgilendiriyor, bılmıyorum.
Konu aile arasında bir sorundur.
Aile karar verecek; birileri kongre divanına, birilerı de parti yö-
netimine seçilecektir.
Bunun adı 'Özalisyorfdur.
Bu da nedır derseniz, bu da 'parti izolasyonu' anlamına gelir!
Tûrkçesi ile de 'parti-parti yok, tek adam ve O'nun aitesı var" de-
mektir.
Pazar gûnü kongre mi yapılacak?
Yok canım, ailenin liberal kanadı adına atama yapılacak, ata-
ma!..
Lee Cooper'ın "New Generatior"
dizisindeki modeller ( kızlar: Jully, Stıletto, Meryl;
erkekter : Bart, Bılly. Tyrone) yumuşak dokusuyla ünlü,
m . . , . „ , uzun elyaflt Mısır pamuğuntJan dokunmuş özel denimden üretilmiştir.
Bütün modeller istendığınde aynı denimden hazırlanan üniseks Rush montla tamamlanabilir.
L e e C o o p e r P r e s e n t s
"NEW GENERATION"
MERYL
STILETTO BILLY
BART
JULLY
V