Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 24NİSAN1991
Wöerner:
AGİK NATO'yu
karşılamaz
• POTSDAM (AA) —
NATO Genel Sekreteri
Manfred Wöerner, AT ve
AGtK'in, NATO'nun
savunma alamndaki yerini
alamayacağını söyledi.
Berlin yakınlanndaki
Potsdam'da konuşan genel
sekreter, "NATO'nun ortak
savunma sistenünin, uzun
ya da yakın vadede
aşılacağmı düşünmek yanlış
• olur" dedi. "Avrupa'nın,
savunma bakımından
NATO'nun çizdiği
çerçeveye gereksinmesi
olacaktır" diyen Wöerner,
"Avrupa Savunma
Topluluğu, ki böyle bir
şeyden çok "
7 a
j*
i 7
l
NATO'nun yerini alamaz"
ifadesini kullandı. VVöerner,
. aynı şekilde, AGtK'in de
"ortaya çıkabilecek ciddi
askeri tehditler karşısında
güvence sağiayamayacağı"
görüşünü savunarak
AGtK'te kararlann, 34 üye
ülkenın oybirliğiyle
alındığım, oysa catışma
durumunda, oybirliği
sağlanamayabüineceğini
vurguladı.
Baker, SSCB'ye
or
• ŞAM (AjansUr) — ABD
Dışişleri Bakanı James
Baker, Ortadoğu gezisinin
en önemli durağı sayılan
Şam'da, Suriye Devlet
Başkanı Hafız Esad ile
görüştü. Baker'ın Esad'a
ABD Başkanı George
Bush'tan bir mesaj getirdiği
bildirildi. Ancak mesajın
İçerigine ilişkin bilgi
verilmedi. Görüşmelerde
tsrail-Arap anlaşmazlığı ve
FUistin sorununa bir çözüm
getirmek amacıyla
düzenlenecek uluslararası
bölgesel banş konferansının
aynntılannı ele alan Esad
ile Baker, bu sabah ortak
basın toplantısı
düzenleyecekler. Basın
toplantısından sonra
Şam'dan aynlacak olan
Baker'ın programını
değiştirerek lsrail'in yerine
Sovyetler Birliği'ne gideceği
ve Sovyet meslektaşı
Aleksandr Besmertnih ile
görüşeceği bildirildi.
Gözlemciler Baker'ın
programındaki bu ani
değişikliği Şam'daki
görüşmelerde önemli bir
gelişme sağlanmış
olabileceği biçiminde
yorumladılar.
Alptemoçin:
Azizie
görüşecegiz
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Körfez savaşı
sonrasında Irak'la ilk üst
düzey doğrudan temas
önümüzdeki günlerde
gerçekleşecek. Irak
Başbakan Birinci Yardımcısı
Tank Aziz'in Türkiye'ye
gelme isteminin olumlu
karşılandığı, bu hafta
içinde Bağdat'a bildirilecek.
Tank Aziz, Cumhurbaşkam
özal ile görüşecek. Dışişleri
Bakanı Kurtcebe
Alptemoçin, Cumhuriyet'e
yaptığı açıklamada, Tank
Aziz'in "Uzun bir süre
önce yaptığı ziyaret talebini
kabul etmeyi düşünüyoruz"
dedi. Tank Aziz'in Türkiye
ziyaretinin tran
Cumhurbaşkam Haşimi
Rafsancani'nin 29 nisanda
başlayacak 3 günlük
gezisinden sonra
gerçekleşmesi bekleniyor.
Sofya ve Papa
suikastı
• ROMA (AA) —
Bulgaristan Devlet Başkanı
Jelyu Jelev, Papa 2'inci
Jean Paul'ün 1981 yümda
vurulmasıyla ilgili
soruşturmaya yardımcı
olacaklannı söyledi. Jelev,
halyan televizyonuna dün
verdiği demeçte, merkezi
Washington'da bulunan
Demokrasi Merkezi'nin
Başkanı Allen Weinstein
başkanlığındaki araştırma
komisyonunun gelecek ay
Bulgaristan'da yapacağı
soruşturmada, hükümetin
gereken yardımı
göstereceğini söyledi. Jelyu
Jelev, "Bu konuda yeni bir
soruşturma yapılmasının
gerekli olduğuna
inanıyorum, çünkü bizdeki
eski komünist yönetim
böyle bir işe kanşmış
olabilir" dedi.
Tahran, sayılan 1 milyonu aşan müîtecilereyardım için yeterli olanağa sahip değil
Mtiltecisorunu Iran'ı eziyorIrak'tan kaçanlara İnsani ve îslami nedenlerle
5
kapılannı açan Iran,
içinde bulunduğu ekonomik güçlüğe karşın müîtecilere yardım için
'elinden geleni' yapıyor.
SİNAN GÖKÇEN
BAHTARAN (Iran/lrak suun) — Pave,
eski adıyla Kirmanşah, yeni adıyla Bahtaran-
ın 3-4 saat uzağında, lran-Irak sınınnın 1-1.5
saat yakınında bir kasaba. Pave'nin 15-20 bin
kişilik nüfusu şimdi 5'e 10'a katlanmış du-
rumda. Pave'nin sokaklan, okullan, boş bi-
nalan hep mültecileri ağırlıyor. Her Paveli-
nin evinde de 3-5 mülteci misafir kahyor.
Paveliler, mültecileri bir "kazanç kapısı"
olarak gönneraişler. Yiyecek, içecek, giyecek
satm almak zoninda olan mülteciler kasaba-
ya doluştu diye fıyatları arttırmamışlar. Ak-
sine ceplerinden harcamışlar, parasız vermiş-
ler, evlerini açmışlar.
Pave'de görülen aslında tran'ın geneüne öz-
gü bir tutum. Gözlenebildiği kadarıyla tran
yönetiminin müîtecilere yaklaşımı son dere-
ce yumuşak. "tnsaai ve Îslami nedenlerle"
kapılannı Irak'tan kaçanlara açan İran yö-
netimi, kendisinin içinde bulunduğu zor eko-
nomik koşullara rağmen deyim yerindeyse,
mülteciler için "etinden geleni" yapıyor. An-
cak elinden gelenin yeterli olduğunu söyle-
mek mümkün değil.
Kamplarda ve sınır kapılannda denetimi
sağlamaya çalışan tran askerleri de müîteci-
lere karşı oldukça yumuşak davranıyor. Bu
tutum, mültecilerin de altını çizdiği bir ger-
çek. Mülteciler, tran askerinden şikâyetçi de-
ğil-
lran'a kaçan mülteciler için Batı'dan gelen
yardım "yok" denecek kadar az. Gittiğimiz
kamplarda gördüğümüz çadırlann hemen
hepsi tran Kızüayı'na ait. Yine dağıtılan kon-
serveler de tran malı.
Ancak Kızılhaç yetkilileri, Iran'ın dış yar-
dun konusunda kendilerine bazı zorluklar çı-
karttığıru belirtiyt-rlar. tran'ın "kullanümış
gryecek" yardımını kabul etmediğini, yeni gi-
yecek istediğini ifade ediyorlar. Benzer bir şe-
kilde, da^ıtımda da tranhlann bazı koşulla-
n var. Tahran yönetimi, Batı yardımı taşıyan
uçaklann, Bahtaran ve Unımiye gibi sınıra
yakın havaalanlanna inmelerini istemiyor.
Kızılhaç yetkilileri, dağmlan konservelerin
İran mah olmasmın da Batı'nın hiç yardım
etmediği anlamma gelmeyeceğini belirtiyor-
lar. Yetkililer, kendilerinin de iç piyasadan
konserve alarak dağıttıklannı söylüyorlar.
Kızılhaç ve BM yetkililerinin acıklamala-
n, Batı'nın yardımının yok denecek ka-
dar az olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
İran, sayılan 1 milyon 20Ö bine yaklaşan
Iraklı mültecilerin sorunlannın büyük bir kıs-
mını tek başına omuzlamak zorunda kaüyor.
Savaşta yıpranmış ekonomisi ve sadece pet-
role bağımlı dış geliriyle de Iran'ın bu yükü
uzun süre taşıması zor, hatta olanaksız gö-
züküyor. tran'daki mülteci kamplannda her-
gün ortalama, çoğunluğu cocuk 1000 kişinin
öldüğü bildirüiyor. Batı'dan acil yardım gel-
meme:'i durumunda bu koşullann daha da
ağırlaşacağı belirtiliyor.
Tahran'daki diplomatlar, tran'm müîteci-
lere kapılannı açmasında "tslami ve insani"
nedenlerin dışında başka etmenlerin de rol
oynadığma inanıyorlaı. Diplomatlara göre
bunlardan en önemlisi Iran'ın, Körfez savaşı
ile başlayan dünyayla yeniden bütünleşme ça-
balan. Gerçekten de tranh yöneticiler, yap-
tıklan açıklamalarda bu niyeti açığa vunıyor-
lar. önümüzdeki günlerde Türkiye'ye bir zi-
yaret gerçekleştirecek olan İran Cumhurbaş-
kam Haşimi Rafsancani de ömeğin önceki
gün yaptığı bir açıklamada, ABD'yi lran'a
karşı takındığı tavn değistirmeye çağırdı. Raf-
sancani, Ettelaat gazetesine verdiği demeçte
"AmerikaJılar, fslam devrimine karşı düş-
manca tavııiarını değiştirmedikleri takdirde
her şey bugünkü haliyle kalır" dedi. Rafsan-
cani'nin bu sert uslubunun altında ABD'ye
yönelik açık bir mesaj yattığı belirtiliyor.
Cümle tersten okunduğunda tran'ın "sey-
tan"la işbiriiğine egüimli olduğu anlamı or-
taya çıkıyor.
Bu çerçevede tran'ın müîtecilere yardım
ederek dünya kamuoyunun gözünde büyük
bir prestij sağlayacağı ve bunun da bütünleş-
me sürecini hızlandıracağı söyleniyor. Ayn-
ca tran'm, "tshunın Dayraktariıgı" imajını da-
ha da güçlendirerek Arap ve tslam dünyasın-
daki yerini sağlamlaştıracağı ve gergin ilişki-
lerini düzelteceği belirtiliyor.
lran'da sayılan 8 milyona yaklaşan bir Kürt
nüfus yaşıyor. öteden beri merkezi yönetim
ile bu Kürt topluluk arasında sorunlar yasa-
"nıyor.
Tahran'ın, yüzde 80"i Kürt olan müî-
tecilere yardım ederek ülke içindeki muhaüf
Kürtleri etkisiz hale getirmeyi hedefleyebile-
ceği söyleniyor.
Ardında yatan nedenler ne olursa olsun
tran, büyük bir yükü omuzlamış durumda.
Şu anda gözlenen düzensizlik ve kargaşanın
zamanla iyileşebileceğine inanılıyor.
Ancak Batı'nın acil yardımı başlamazsa
her gün daha çok çocuk ölecek.
Danielle Mitterrand:
Türkiyelde mülteci,
hapse tıkıhııış gibi
Dış Haberler Servisi — Fran-
sa Cumhurbaşkanı François
Mitterrand'ın eşi ve uluslarara-
sı bir yardım kuruluşu olan
Fransa özgürlük Vakfı Başka-
nı olan Danielle Mitterrand,
tran'daki Kürt mültecilerin du-
nımlannı yerinde incelemek için
yola çıkırmdan önce Newsweek
dergisi muhabiri ile görüştü.
— Bir Kürt lideri bize sizin
oybirliği ile "Kürtferin kraliçesT
secilebileceğinizi sö>ledi. Göçe
zorianan Kiirtlerin şu andaki
dummlan göz önttne alınırsa,
onlann tarafuu tutmanızının ve
yardımlannızın işe yaradığına
inamyor musunuz?
MnTERRAND — Son göç
olayına kadar dünya politikacı-
larını Kürt konusunda uyandı-
ran ve Kürtlere bir platform sağ-
layan çaüşmalanmızdan gurur
duyuyorduk. Ne var ki bu bü-
yük dram karşısında insan ken-
di kendine yapılabilecek her şe-
yin yapılıp yapılmadığını soru-
yor. Fakat kişi her zaman ileri-
ye bakmalı ve ümit etmeli.
— "Yeni dünya dttzeninin",
daha dogmadan önce öldüğünü
düşüniiyor musunuz? Kürtler
için nasıl bir yasal pratik çözüm
öngöriilebiür?
MnTERRAND — Eğer dev-
letlerin haklarına saygı amacıy-
la yapılan bir savaşın kazanıl-
masından sonra bir kenara çe-
kilip bir ulusun yok edilmesine
seyirci kalsaydık bu endişe doğ-
ruluk kazanabilirdi. Fakat onla-
nn, öncelikle yaşamlannın kur-
tanlmasına, gelecekte de insan
haklannı, politik ve kültürel ifa-
de haklannı kazanmalanna yö-
nelik bir programın ana hatla-
nnı belirleyen bir program yapıl-
dı. Bu insanlann kendi toprak-
larına dönebilmeleri için kuru-
lan güvenlik bölgelerine acilen
ihtiyaç vardı.
Ben, Türkiye*de şimdi iki bu-
çuk yıllık olan Kürt mülteci
kampları gördüm. Çözüm ke-
sinlikle bu olamaz. Buradaki in-
sanlar hapse tıkılmış gibiler ve
ordunun gözetımi altında mül-
teciden çok mahkûm gibi yaşı-
yorlar.
— Siirgündeki bir Kürt lide-
ri, insani yardımın, dünyanın ol-
masına izin verdiği katliamlar-
dan sonra yapılan bir "avutma
hizmeti" olduğunu söyledi. Ay-
nı kanıda mısınız?
MİTTERRAND — İnsani
yardım bir acil ambulajıs hizme-
ti gibi olmamalıdır. İnsani
amaçlı hareketler aynı zamanda
önleyici de olmahdır. Şu ana ka-
dar durum böyle olmadı. Bu da
yanıtın sadece hükümetler dışı
kuruluşların işi olmadığını gös-
terdi.
— Dalai Lama Qe göriişmele-
riniz Çin'i kızdırdı. Türkiye,
Kürt mülteci kamplanna yaptı-
ğınız zi>-aretleri hoş karşılama-
dı, Faslı müîtecilere yapmayı
planladıgınız ziyaret ise Fas'ın
protesto etmesi üzerine iptalı
edildi. Siz ve eşiniz girişimleri-
niz konusunda hiç butışünız
mı?
MnTERRAND — Hayır.
Kimi zaman sorun olduğu doğ-
ru, fakat şu ana kadar kuruluş
olarak savunduğumuz davalann
doğruluğu kabul edildi. Yok edi-
len ve kötü davranış gören halk-
larla ilgilendiği için insani amaç-
lı bir kuruluş eleürilemez. Bu
yüzden, amaçlanmız doğnı ol-
duğu için ve kunıluşumuz da
hükümet dışı olduğu için, ya-
bana devletler Fransa'da Cum-
hurbaşkanı'rıın eşinin bile özgür
bir kadın olduğunu öğreniyor-
lar.
Iruk muhalefet liderlerinden Ahmed Çelebv
Saddam devrOmeden
ABD çekilmemeK
Birşişesnyauzananeller. (Fotograf: Sinan Şanlıer)
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — Irak Muha-
lefeti Londra Ortak Hareket Ko-
mitesi temsilcileri, Washington'u
Saddam Hüseyin düşünceye dek
Irak'tan çekilmemek için ikna
etmeye çahşıyor. Türkiye'nin
Irak muhalefeti ile temasa geçi-
şinin ilk girişimlerinde bizzat yer
alan Irak muhalefeti temsilcile-
rinden Şii Ahmet Çelebi'ye gö-
re Türkiye kriz boyunca **en tu-
tarlı davranan" Ulkelerden biri
oldu.
Halen Washington'ua Ameri-
kan Dışişleri Bakanlığı'nda pa-
zarlıklara devam eden Irak mu-
halefeti temsilcilerinden Çelebi,
Cumhuriyet'e Irak'taki son ge-
lişmeleri değerlendirdi.
Çelebi'ye göre ABD ve diğer
müttefik güçler Irak ordusunu
hezimete uğratıp Kuveyt'ten çe-
kilmeye zorladıktan sonra ordu
içinde Saddam Hüseyin'i devire-
cek bir darbe beklentisi içindey-
diler. Bu nedenle o ana dek
Irak'taki muhalefeti muhatap
almadılar. Irak muhalefetinin
tek destekçüeri Suriye ve İran ol-
du. Amerika ve müttefikler Irak
ordusu içinde Saddam'ı devire-
cek, ancak statükoyu koruyacak
bir generalin iktidan ele alaca-
ğını umdular.
Ancak darbe gerçekleşemedi.
Amerikan istihbaratı bu sefer
Irak'ta ayaklanmalar sırasında
bu darbenin gerçekleşeceğini
umdu. Irak muhalefeti ise
ABD'nin ayaklanmalara, Irak
ordusunun helikopterlerini ve
uçaklannı kullanmasını yasak-
layarak destek olacağmı bekle-
di. Ancak ayaklanmalar bekle-
nilenden çok daha yaygın dunı-
ma geldi. Irak'ın bütünlüğünün
tehlikeye girdiği istihbaratını
alan Amerika ve müttefik güç-
ler Irak muhalefetini tanımadık-
lanndan Şiilerin tran ile işbirli-
ği içinde yeni bir tehlike oluştu-
racağı görüşünü benimsedi.
Amerikan hükümeti bu sıra-
da Irak muhalefet güçlerinden
yapılan bütün çağnlara Suudi
Arabistan ve Türkiye'nin işbir-
iiğine karşı çıktıklan gerekçesiy-
le olumsuz sinyaller verdi. Da-
ha sonra Türkiye tutum değiş-
tirdi. Irak muhalefeti ile resmi
görüşmeler yapüdı. Türk hükü-
meti Kürt liderleri ve Irak mu-
halefeti temsilcileri ile iki görüş-
me yaptı. Çelebi, Turkiye'de hü-
kümet ile ordunun görüş fark-
lılıklan olabileceği kanısında.
kına vardılar.
Çelebi'ye göre bu sırada Ame-
rika hükümetine Türkiye dahil
tngiltere ve Fransa'dan yapılan
baskılar önemli rol oynadı. Bir-
leşmiş Milletler'den yeni bir mü-
dahale yapılması gündeme gel-
di. Ancak bu iş için çok geç ka-
hndığmdan herkes kendi başına
hareket etmeye başladı. Ve bu-
günkü duruma gelindi. Şimdi
ABD yeniden muhalefet ile stra-
tejik işbirliği pazarhğında.
Üç ihtimal
Çelebi'ye göre çözüm için üç
ihtimal var; birincisi, Saddam
Hüseyin'in katliam, savaş suçlu-
su olarak tutuklanması ve tesüm
alınması. lkincisi, hemen bir
darbe ile devrilmesi. Üçüncüsü,
Irak Muhalefeti Ortak Hareket Komitesi
Temsilcisi Çelebi, Türkiye'nin Körfez krizinde
tutarh davrandığı görüşünde.
Tttrk hükümetinin tutum değiş-
tirmesini kendi Kürt nüfusuna,
Avrupa Topluluğu ile ilişkileri-
ne ve Saddam Hüseyin'in ikti-
dardan gitmesi isteğine bağlıyor.
Türkiye tutum değiştirince ABD
açısından Irak muhalefetine ce-
vap vermeme gerekçesi sadece
Suudi Arabistan'la sınırlı kaldı.
Suudi .Ajabistan'm itirazlan bir
süre Amerikan politikasını be-
lirledi. Bu nedenle Cumhurbaş-
kanı ÖHÜ, ABD'ye gelinceye
dek Irak için anlamlı çözümün
federasyon olduğu görüşünü sa-
vundu, ABD ziyaretinden son-
ra ağız değiştirip merkezi hükü-
metten söz etmeye başladı.
Irak'ta muhalefet katliam teh-
likesi altında kalınca Amerika
ve müttefikler yeniden değerlen-
dirme yanlışı yaptıklannın far-
Amerika ve müttefik kuvvetle-
rinin yeni bir BM karan ile Bağ-
dat'a girerek Saddam Hüseyin'i
devirmesi.
Çelebi, "Irak'ın toprak bü-
lünlüğu gibi gerekçeler anlam-
sız, çünkü artık Irak'ın toprak
bütünlüğu filan kalmadı, bugün
Amerikan gücleri Zaho'da polisi
teslim aldılar. Irak güçleri Ku-
zey Irak'ı terk ettiler. Bundan
sonra toprak bütünlügünden fi-
lan söz edilemez, şu an halen
Irak'ta muhalefet savaşa devam
eünektedir. Kampuç>a'da >«pıl-
dıgı gibi bir çözüm bulunabilir.
Saddam Hüseyin yol açtığı suç-
lardan yargılanır, muhalefetin
de içinde olduğu geçici bir hü-
kümet kurulur, daha sonra se-
çünlere gidilir" şeklinde konuş-
tu.
Ermenistan Yüksek Soyvet Başkanı Petrosyan, Cumhuriyet'e konuştu
Erivanldan dosthık ıııesajıFATİH M. YILMAZ
ERİVAN — Ermenistan Yük-
sek Sovyet Başkanı Leon Ter
Petrosyan'dan Türkiye'ye mesaj:
"Dost olmak istiyoruz." Petros-
yan bu üç kelimeyi büyük bir in-
celik ve içtenlikle süsleyerek söy-
lüyor. Bunun ardından Türkiye
1
de önce ekonomik işbirliği, son-
ra politik konular sözleri geliyor.
Petrosyan, Ermenistan'ın
Türkiye'den toprak talebinde
bulunmasının şu an için gün-
demde olmadığını söylerken de
aynı inceliği sergiliyor. Bu söz-
lerle bu konunun şimdilik kay-
dıyla "saklı" tutulduğunun al-
tım çiziyor.
Ermenistan'ın başkenti Eri-
van'da Marshall Baghramian
Caddesi'ndeki Yüksek Sovyet
binasında Petrosyan'm caddeye
bakan odasındayız. Sovyet sim-
gelerinden arındu-ılmış odada
yeni Yüksek Sovyet Başkanı es-
ki Ermeni Ulusal Hareketi lide-
ri Leon Ter Petrosyan'la konu-
şuyonız.
Ermeni Ulusal Hareketi Mer-
kezi tarafından görüşme için
tahsis edilen çevirmenimiz, ke-
Umeleri tartarak Petrosyan'ın so-
rulanmıza yanıtlannı aktanyor.
— Sayın Petrosyan, Türkiye
1
nin Moskova Büyükelçisi Vol-
kan Vural'ın Ermenistan gezisini
de dikkate alarak Ankara-
Erivan ilişkilerini ileriye dönük
olarak degerlendirir misiniz?
PETROSYAN — Türkiye ile
Ermenistan arasmdaki ilişkilerin
ileride alacağı durumun ne ola-
cağını söylemek çok zor. Ancak
biz Türkiye ile dost olmak isti-
yoruz. SSCB'den aynlıp kendi
bağunsızlığını kurma yolunda
hızlı adımlar atan Ermenistan,
Türkiye ile öncelikli olarak eko-
nomik alanda ilişkilerini geliştir-
mek istiyor.
İki ülke arasındaki ilişkilerin
gelişmesi kesin olarak yönetim-
PORTRE LEON TER PETROSYAN
Ermenistan Yüksek Sovyet
(Parlamento) Başkanı Leon •
İer Petrosyan, bu
görevinden önce
Ermenistan Ulusal Hareketi
(diğer cumhuriyetlerdeki
halk cephesi ile aynı)
liderliğini yaptı. 46 yaşındaki
Petrosyan, SSCB Başkanı
Mihail Gorbaçov'un
açıklık politikasıyla birlikte
Ermenistan'da komünizm
karşıtı muhalefeti tek çatı
altında toplamaya girişti.
Petrosyan, 1989 yılında bu
isteğini gerçekleştirdi.
Ermenistan Ulusal Hareketi
lideri oldu, ancak "devlete
karşı suç işlediği"
gerekçesiyle 1989 yılının altı
ayını hapiste geçirdi.
Ermeni Ulusal Hareketi,
1990 yıhnm yarısında
yapılan Ermenistan
seçimlerinden büyük bir
başarı ile çıktı. Petrosyan'ın
liderliğindeki hareket,
parlamentonun yüzde 85'lik
ağıriığını kazandı.
Ağustos 1990 başlarında
toplanan Ermenistan
Yüksek Sovyeti, Petrosyan'ı
başkanlığa seçti. Bundan
sonra Ermenistan'ın
bağımsızhk ilanına varan
gidişi daha da hızlandı.
lerin alacağı tavra bağlıdır.
Türkiye'nin de bu ilişkilerin ge-
lişmesinden yana olduğunu gö-
rüyoruz. Bundan sonraki aşa-
mada, yapılacak olan en önem-
li iş, karşılıklı güvenin yerleşti-
rilmesi ve bunun Türk ve Erme-
ni halklarına kısa süre içinde
yansıtılmasıdır. Bu konuda şu-
nu kesinlikle söylemeliyim ki
ilişkilerin geliştirilmesi için iki
taraf da iyi niyetlidir. Bunun
böyle olduğu da Sayın Volkan
Vural'ın yaptığı ziyaretle açığa
vurulmuştur.
— Ermenistan'ın Türkiye'den
toprak talebinde bulunacağı yo-
lundaki endiseler, Sayın Volkan
Vural'ın ziyaretinde dağıldı gibi
görülüyor. Siz toprak talebinde
bulunmayacağımzı özellikle be-
lirttikten sonra...
PETROSYAN — Biz, şu an
için öncelikli olarak ekonomik
ilişkilerin geliştirilmesini istiyo-
ruz. Karşıhkh olarak güven duy-
gusunu yerleştirmeyi istiyoruz.
Sayın Vural'la olan görüşme-
mizde, politik konular kesinlikle
gündemde yer almam>ştır. Eko-
nomik işbirliğinin sağlanması ve
karşılıklı güven duygusunun yer-
leştirilmesinden sonra politik
konular gündeme gelir. Bu ko-
nu da karşılıklıdır.
Bu durum ayrıca Ermenis-
tan'm Sovyetler Birliği'nden ka-
zanacağı bağımsızhğın gelişmesi
ile de ilgilidir. Toprak konusu,
hassas bir konudur. Ermenistan
Parlamentosu'nun aldığı ve 1915
yılındaki olaylan soykırım ola-
rak nitelendiren kararda da bu
konuda doğrudan Türkiye'den
toprak talebini çağnştıracak bir
madde yoktur.
Yani sizin sorduğunuz soru-
nun özet olarak yanıtı şudur:
Politik konulan şu an için gün-
demde tutmak isteğinde değiliz.
Bu durum iki tarafa u
a hiçbir
yarar sağlamaz, Geçmişteki olan
olaylardan kaynaklanan duygu-
lar, şu anki gerçeğin uzağına dü-
şebilir. O zaman yapılacak olan
bu konulan saklı tutmak ve açı-
ğa çıkarmamaktır.
— Zamanı gelince açığa çıka-
nlabilir mi diyorsunuz?
PETROSYAN — Bunun ya-
nıtını bir anda vermek zor. îliş-
kilerin seyrinin iyi olmasını is-
tiyoruz. Bu konuda iyi niyetli-
yiz. Ermeni ve Türk halklanrun
birbirlerine karşı besledikleri
duygular güvensizliği içinde ba-
nndınr. Bunu yenmek lazım. Bu
nedenle bu tür konulan şu an
için gündemde tutmanın hiçbir
yaran yoktur.
— Sayın Petrosyan, Türkiye
ile kuracağınız ekonomik ilişki-
nin boyutu ne olacak, siz ne tür
bir ekonomi politika izleyecek-
siniz?
PETROSYAN — Türkiye'nin
son yıllarda attığı ekonomik
adımlarla, bizim yapmak iste-
diklerimiz arasında büyük bir
benzerlik var. Özelükle serbest
piyasayı biz de yerleştirmeye ça-
hşıyoruz. Bu amaçla, sanayileş-
mede ve tarımda liberal adımlar
atma yoluna girdik. Modern ve
sivil bir Ermenistan'ı kurmaya
çabalıyoruz ve kuracağız da. Bu
nedenle Türkiye ile işbirliği ku-
racağız, tüm komşulanmızla ye-
ni bir dönem başlatacağız.
Türkiye ile kuracağımız ilişkinin
boyutuna gelince; bu, görüşme-
ler yoluyla ortaya çıkacak bir
durum. Turizm olabilir, ortak
yatırımlar olabiür, suur kapısı
açılabilir.
— Azerbaycan'la olan sorun-
lanmızın Türkiye ile kurmayı
düşündüğünüz ilişki platformu-
nu etkileyeceğini düşünüyor mu-
sunuz?
PETROSYAN — Ermenistan
ile Azerbaycan arasındaki so-
run; iki ülkeyi ilgilendiriyor. An-
cak dışandan bu konuya yapı-
lacak her müdahale, bu sorunu
daha da keskinleştirir. Ben
Azerbaycan'la olan sorunlanmı-
zı çözeceğimize inanıyorum.
Ancak Ermenistan'da, Türkiye
1
nin Azerbaycan'ı desteklediği
konusunda bir görüş de yaygın-
dır.Bu sorun Karabağ sorunu-
nun çözümüyle ile bağlantılıdır.
Eğer bu sorun çözülürse Erivan
ile Bakü arasında hiçbir sorun
kalmaz.
— Ermenistan dışındaki Er-
menilerle ilişkileriniz ne düzey-
de?
PETROSYAN — Diaspora
bizim için potansiyel bir güç ola-
rak duruyor. Çeşitli sorunlara
karşın Ermenistan dışarıdaki
Ermenilerle ilişkilerini sürdür-
mekten yanadır. Ancak bu ke-
sinlikle bizim onlann uyguladı-
ğı bazı politikalara prim verdi-
ğimiz anlamına gelmemelidir.
— Türkiye'yi modern bir ül-
ke oluşturmak ve Avrupa'ya
açılmak için bir fırsat olarak mı
görüyorsunuz?
PETROSYAN — Hayır, ke-
sinlikle hayır. Türkiye, bizim için
tek şans değildir. Dünyadaki ge-
lişmelerin ışığında herkesle ol-
duğu gibi Türkiye ile de ilişki-
lerimizi iyi bir temele oturtmak
istiyoruz. Şu an için gerekli olan
budur ve bu ilişkilerin kurulma-
sı iki taraf için de çok iyi olacak
düşüncesindeyiz. Ankara ve Eri-
van'ın kısa sürede sınır kapısını
açacağını ve ekonomik bir işbir-
liii için gerekli adımlan ataca-
ğına inanıyorum.
Ağrı Dağı'nın
öte yukasında
ERİVAN (Curahuriyet) —
Ermenistan'da milliyetçilerin
iktidan ele geçirmelerine ve
Yüksek Sovyet 'in (parlamento)
bağunsızlık ilanına karşın Mos-
kova'dan esen hava buralarda
kendini hissettiriyor.
Ağn Dağı'mn bütün heybe-
tiyle dokunulacakmış hissi ve-
ren bir bıçimde görüldüğü Le-
nin Caddesi'ndeki yiyecek ma-
ğazalannın raflan boş. Ahşve-
rişin olmadığı açıkça görülü-
yor, ancak insanlar caddenin
iki yanını hızlı adımlarla arşın-
hyorlar.
Caddedeki bir mağazamn
önünde bekleyen küçük bir ka-
labalığa yaklaşıp İngiuzce bilen
birini anyoruz. Kadınlann bu-
runlan ile üst dudaklan arasın-
da kalan bölgeleri, erkek bıyı-
ğını ammsatacak ölçüde koyu
kıllarla kaplı.
Gençten bir adam Ingilizce-
yi bildiğini söylüyor. Türk ol-
duğumuzu duyunca, bir an su-
suyor. Yamndakilere dönüp ül-
ke kimliğimizi uzun uzun anla-
tıyor. Sonra, yüzündeki öfke-
yi gizlemeyi pek beceremeyerek
ne aradığımızı soruyor. Yamn-
da yüksek sesle konuşan kadı-
nın sözlerini bir çırpıda çeviri-
yor: "Bunun babası
Van'dan".
Bu tür sözleri, Erivan sokak-
lannda konuştuğumuz İngiliz-
ce bilen Ermenilerin büyük ço-
ğunluğundan duymak olası.
Hemen hemen herkesin, Ağn
Dağı'nın ötesiyle ilgili bir anı-
sı var. Öfkeyle ancak zarar ver-
memeye, hatta hatta incitme-
meye çalışarak bir Türkle ko-
nuşuyorlar. Bir kadının sözle-
ri ise gerçekten ilginç: "Bura-
ya gelmeniz bayağı cesaret işi."
Bazı Ermeniler, Türkiye ile
sınır kapısı açılacağını duymuş-
lar. Bunu istediklerini üstüne
basa basa söylüyorlar. Türki-
ye ile ilgili olarak pek bir şey
bilmediklerini söyleyenlerin sa-
yısı da az değil.
Lenin Caddesi'ni hızlı adım-
larla arşınlayıp, arkamızdan bir
gelen olup olmadığına bakarak
Novosti Ajansı'nın Erivan bü-
rosunu buluyoruz. Büro şefi
Avet Demnryan ile randevu-
muz var. Konu malum:
Türkiye-Ermeni ilişkileri. De-
muryan, iyimser bir tablo çizi-
yor ve ilişkilerin iyi olacağına
inandığını söylüyor. Toprak
meselesinin ise şu an içinde
gündemde olmadığını be-
Urtiyor.
Demuryan'la yaptığımız kı-
sa görüşmeden sonra Ermenis-
tan'ın en büyük tirajh gazetesi
"Newspaper of the Rebupüc of
Armenia"mn Yazı Işleri Mü-
dürü Aeyde Morikian ile buluş-
mak üzere tekrar sokaktayız.
Kulağımızda Ermeni kadının
sözleri: Buraya gelmeniz cesa-
ret işi.
Morikian ilginç bir adam.
Rusça ve Ermenke basılan ga-
zetenin her şeyi. Masasının üze-
ri karmakarışık. Türkiye ile
olan ilişkilere büyük önem ve-
riyor. Toprak talebi konusu-
nun şimdilik kaydıyla gündeme
getirilmesinin söz konusu ol-
madığını söylüyor. "Düşman-
lıga yer yok" diyor ve ülkesi-
nin geleceğinden umutlu oldu-
ğunu anlatıyor.
Ağn Dağı'nın öteki tarafın-
daki yaşamı merak ettiğini söy-
leyen Morikian, Ermenistan'-
dan Türkiye'ye 70 senedir hiç
kimsenin gitmediğini anlatıyor
ve dudaklanndan "Ermenüere
toprak verilsin, orayı cennet
yaparlar" sözleri dökülüyor.
Bizden gazeteleri için bir ma-
kale yazmanuzı istiyor. Söz ve-
riyoruz ve oradan da aynhyo-
nız.