19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 24NİSAN1991 Wöerner: AGİK NATO'yu karşılamaz • POTSDAM (AA) — NATO Genel Sekreteri Manfred Wöerner, AT ve AGtK'in, NATO'nun savunma alamndaki yerini alamayacağını söyledi. Berlin yakınlanndaki Potsdam'da konuşan genel sekreter, "NATO'nun ortak savunma sistenünin, uzun ya da yakın vadede aşılacağmı düşünmek yanlış • olur" dedi. "Avrupa'nın, savunma bakımından NATO'nun çizdiği çerçeveye gereksinmesi olacaktır" diyen Wöerner, "Avrupa Savunma Topluluğu, ki böyle bir şeyden çok " 7 a j* i 7 l NATO'nun yerini alamaz" ifadesini kullandı. VVöerner, . aynı şekilde, AGtK'in de "ortaya çıkabilecek ciddi askeri tehditler karşısında güvence sağiayamayacağı" görüşünü savunarak AGtK'te kararlann, 34 üye ülkenın oybirliğiyle alındığım, oysa catışma durumunda, oybirliği sağlanamayabüineceğini vurguladı. Baker, SSCB'ye or • ŞAM (AjansUr) — ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Ortadoğu gezisinin en önemli durağı sayılan Şam'da, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad ile görüştü. Baker'ın Esad'a ABD Başkanı George Bush'tan bir mesaj getirdiği bildirildi. Ancak mesajın İçerigine ilişkin bilgi verilmedi. Görüşmelerde tsrail-Arap anlaşmazlığı ve FUistin sorununa bir çözüm getirmek amacıyla düzenlenecek uluslararası bölgesel banş konferansının aynntılannı ele alan Esad ile Baker, bu sabah ortak basın toplantısı düzenleyecekler. Basın toplantısından sonra Şam'dan aynlacak olan Baker'ın programını değiştirerek lsrail'in yerine Sovyetler Birliği'ne gideceği ve Sovyet meslektaşı Aleksandr Besmertnih ile görüşeceği bildirildi. Gözlemciler Baker'ın programındaki bu ani değişikliği Şam'daki görüşmelerde önemli bir gelişme sağlanmış olabileceği biçiminde yorumladılar. Alptemoçin: Azizie görüşecegiz • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Körfez savaşı sonrasında Irak'la ilk üst düzey doğrudan temas önümüzdeki günlerde gerçekleşecek. Irak Başbakan Birinci Yardımcısı Tank Aziz'in Türkiye'ye gelme isteminin olumlu karşılandığı, bu hafta içinde Bağdat'a bildirilecek. Tank Aziz, Cumhurbaşkam özal ile görüşecek. Dışişleri Bakanı Kurtcebe Alptemoçin, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, Tank Aziz'in "Uzun bir süre önce yaptığı ziyaret talebini kabul etmeyi düşünüyoruz" dedi. Tank Aziz'in Türkiye ziyaretinin tran Cumhurbaşkam Haşimi Rafsancani'nin 29 nisanda başlayacak 3 günlük gezisinden sonra gerçekleşmesi bekleniyor. Sofya ve Papa suikastı • ROMA (AA) — Bulgaristan Devlet Başkanı Jelyu Jelev, Papa 2'inci Jean Paul'ün 1981 yümda vurulmasıyla ilgili soruşturmaya yardımcı olacaklannı söyledi. Jelev, halyan televizyonuna dün verdiği demeçte, merkezi Washington'da bulunan Demokrasi Merkezi'nin Başkanı Allen Weinstein başkanlığındaki araştırma komisyonunun gelecek ay Bulgaristan'da yapacağı soruşturmada, hükümetin gereken yardımı göstereceğini söyledi. Jelyu Jelev, "Bu konuda yeni bir soruşturma yapılmasının gerekli olduğuna inanıyorum, çünkü bizdeki eski komünist yönetim böyle bir işe kanşmış olabilir" dedi. Tahran, sayılan 1 milyonu aşan müîtecilereyardım için yeterli olanağa sahip değil Mtiltecisorunu Iran'ı eziyorIrak'tan kaçanlara İnsani ve îslami nedenlerle 5 kapılannı açan Iran, içinde bulunduğu ekonomik güçlüğe karşın müîtecilere yardım için 'elinden geleni' yapıyor. SİNAN GÖKÇEN BAHTARAN (Iran/lrak suun) — Pave, eski adıyla Kirmanşah, yeni adıyla Bahtaran- ın 3-4 saat uzağında, lran-Irak sınınnın 1-1.5 saat yakınında bir kasaba. Pave'nin 15-20 bin kişilik nüfusu şimdi 5'e 10'a katlanmış du- rumda. Pave'nin sokaklan, okullan, boş bi- nalan hep mültecileri ağırlıyor. Her Paveli- nin evinde de 3-5 mülteci misafir kahyor. Paveliler, mültecileri bir "kazanç kapısı" olarak gönneraişler. Yiyecek, içecek, giyecek satm almak zoninda olan mülteciler kasaba- ya doluştu diye fıyatları arttırmamışlar. Ak- sine ceplerinden harcamışlar, parasız vermiş- ler, evlerini açmışlar. Pave'de görülen aslında tran'ın geneüne öz- gü bir tutum. Gözlenebildiği kadarıyla tran yönetiminin müîtecilere yaklaşımı son dere- ce yumuşak. "tnsaai ve Îslami nedenlerle" kapılannı Irak'tan kaçanlara açan İran yö- netimi, kendisinin içinde bulunduğu zor eko- nomik koşullara rağmen deyim yerindeyse, mülteciler için "etinden geleni" yapıyor. An- cak elinden gelenin yeterli olduğunu söyle- mek mümkün değil. Kamplarda ve sınır kapılannda denetimi sağlamaya çalışan tran askerleri de müîteci- lere karşı oldukça yumuşak davranıyor. Bu tutum, mültecilerin de altını çizdiği bir ger- çek. Mülteciler, tran askerinden şikâyetçi de- ğil- lran'a kaçan mülteciler için Batı'dan gelen yardım "yok" denecek kadar az. Gittiğimiz kamplarda gördüğümüz çadırlann hemen hepsi tran Kızüayı'na ait. Yine dağıtılan kon- serveler de tran malı. Ancak Kızılhaç yetkilileri, Iran'ın dış yar- dun konusunda kendilerine bazı zorluklar çı- karttığıru belirtiyt-rlar. tran'ın "kullanümış gryecek" yardımını kabul etmediğini, yeni gi- yecek istediğini ifade ediyorlar. Benzer bir şe- kilde, da^ıtımda da tranhlann bazı koşulla- n var. Tahran yönetimi, Batı yardımı taşıyan uçaklann, Bahtaran ve Unımiye gibi sınıra yakın havaalanlanna inmelerini istemiyor. Kızılhaç yetkilileri, dağmlan konservelerin İran mah olmasmın da Batı'nın hiç yardım etmediği anlamma gelmeyeceğini belirtiyor- lar. Yetkililer, kendilerinin de iç piyasadan konserve alarak dağıttıklannı söylüyorlar. Kızılhaç ve BM yetkililerinin acıklamala- n, Batı'nın yardımının yok denecek ka- dar az olduğu gerçeğini değiştirmiyor. İran, sayılan 1 milyon 20Ö bine yaklaşan Iraklı mültecilerin sorunlannın büyük bir kıs- mını tek başına omuzlamak zorunda kaüyor. Savaşta yıpranmış ekonomisi ve sadece pet- role bağımlı dış geliriyle de Iran'ın bu yükü uzun süre taşıması zor, hatta olanaksız gö- züküyor. tran'daki mülteci kamplannda her- gün ortalama, çoğunluğu cocuk 1000 kişinin öldüğü bildirüiyor. Batı'dan acil yardım gel- meme:'i durumunda bu koşullann daha da ağırlaşacağı belirtiliyor. Tahran'daki diplomatlar, tran'm müîteci- lere kapılannı açmasında "tslami ve insani" nedenlerin dışında başka etmenlerin de rol oynadığma inanıyorlaı. Diplomatlara göre bunlardan en önemlisi Iran'ın, Körfez savaşı ile başlayan dünyayla yeniden bütünleşme ça- balan. Gerçekten de tranh yöneticiler, yap- tıklan açıklamalarda bu niyeti açığa vunıyor- lar. önümüzdeki günlerde Türkiye'ye bir zi- yaret gerçekleştirecek olan İran Cumhurbaş- kam Haşimi Rafsancani de ömeğin önceki gün yaptığı bir açıklamada, ABD'yi lran'a karşı takındığı tavn değistirmeye çağırdı. Raf- sancani, Ettelaat gazetesine verdiği demeçte "AmerikaJılar, fslam devrimine karşı düş- manca tavııiarını değiştirmedikleri takdirde her şey bugünkü haliyle kalır" dedi. Rafsan- cani'nin bu sert uslubunun altında ABD'ye yönelik açık bir mesaj yattığı belirtiliyor. Cümle tersten okunduğunda tran'ın "sey- tan"la işbiriiğine egüimli olduğu anlamı or- taya çıkıyor. Bu çerçevede tran'ın müîtecilere yardım ederek dünya kamuoyunun gözünde büyük bir prestij sağlayacağı ve bunun da bütünleş- me sürecini hızlandıracağı söyleniyor. Ayn- ca tran'm, "tshunın Dayraktariıgı" imajını da- ha da güçlendirerek Arap ve tslam dünyasın- daki yerini sağlamlaştıracağı ve gergin ilişki- lerini düzelteceği belirtiliyor. lran'da sayılan 8 milyona yaklaşan bir Kürt nüfus yaşıyor. öteden beri merkezi yönetim ile bu Kürt topluluk arasında sorunlar yasa- "nıyor. Tahran'ın, yüzde 80"i Kürt olan müî- tecilere yardım ederek ülke içindeki muhaüf Kürtleri etkisiz hale getirmeyi hedefleyebile- ceği söyleniyor. Ardında yatan nedenler ne olursa olsun tran, büyük bir yükü omuzlamış durumda. Şu anda gözlenen düzensizlik ve kargaşanın zamanla iyileşebileceğine inanılıyor. Ancak Batı'nın acil yardımı başlamazsa her gün daha çok çocuk ölecek. Danielle Mitterrand: Türkiyelde mülteci, hapse tıkıhııış gibi Dış Haberler Servisi — Fran- sa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın eşi ve uluslarara- sı bir yardım kuruluşu olan Fransa özgürlük Vakfı Başka- nı olan Danielle Mitterrand, tran'daki Kürt mültecilerin du- nımlannı yerinde incelemek için yola çıkırmdan önce Newsweek dergisi muhabiri ile görüştü. — Bir Kürt lideri bize sizin oybirliği ile "Kürtferin kraliçesT secilebileceğinizi sö>ledi. Göçe zorianan Kiirtlerin şu andaki dummlan göz önttne alınırsa, onlann tarafuu tutmanızının ve yardımlannızın işe yaradığına inamyor musunuz? MnTERRAND — Son göç olayına kadar dünya politikacı- larını Kürt konusunda uyandı- ran ve Kürtlere bir platform sağ- layan çaüşmalanmızdan gurur duyuyorduk. Ne var ki bu bü- yük dram karşısında insan ken- di kendine yapılabilecek her şe- yin yapılıp yapılmadığını soru- yor. Fakat kişi her zaman ileri- ye bakmalı ve ümit etmeli. — "Yeni dünya dttzeninin", daha dogmadan önce öldüğünü düşüniiyor musunuz? Kürtler için nasıl bir yasal pratik çözüm öngöriilebiür? MnTERRAND — Eğer dev- letlerin haklarına saygı amacıy- la yapılan bir savaşın kazanıl- masından sonra bir kenara çe- kilip bir ulusun yok edilmesine seyirci kalsaydık bu endişe doğ- ruluk kazanabilirdi. Fakat onla- nn, öncelikle yaşamlannın kur- tanlmasına, gelecekte de insan haklannı, politik ve kültürel ifa- de haklannı kazanmalanna yö- nelik bir programın ana hatla- nnı belirleyen bir program yapıl- dı. Bu insanlann kendi toprak- larına dönebilmeleri için kuru- lan güvenlik bölgelerine acilen ihtiyaç vardı. Ben, Türkiye*de şimdi iki bu- çuk yıllık olan Kürt mülteci kampları gördüm. Çözüm ke- sinlikle bu olamaz. Buradaki in- sanlar hapse tıkılmış gibiler ve ordunun gözetımi altında mül- teciden çok mahkûm gibi yaşı- yorlar. — Siirgündeki bir Kürt lide- ri, insani yardımın, dünyanın ol- masına izin verdiği katliamlar- dan sonra yapılan bir "avutma hizmeti" olduğunu söyledi. Ay- nı kanıda mısınız? MİTTERRAND — İnsani yardım bir acil ambulajıs hizme- ti gibi olmamalıdır. İnsani amaçlı hareketler aynı zamanda önleyici de olmahdır. Şu ana ka- dar durum böyle olmadı. Bu da yanıtın sadece hükümetler dışı kuruluşların işi olmadığını gös- terdi. — Dalai Lama Qe göriişmele- riniz Çin'i kızdırdı. Türkiye, Kürt mülteci kamplanna yaptı- ğınız zi>-aretleri hoş karşılama- dı, Faslı müîtecilere yapmayı planladıgınız ziyaret ise Fas'ın protesto etmesi üzerine iptalı edildi. Siz ve eşiniz girişimleri- niz konusunda hiç butışünız mı? MnTERRAND — Hayır. Kimi zaman sorun olduğu doğ- ru, fakat şu ana kadar kuruluş olarak savunduğumuz davalann doğruluğu kabul edildi. Yok edi- len ve kötü davranış gören halk- larla ilgilendiği için insani amaç- lı bir kuruluş eleürilemez. Bu yüzden, amaçlanmız doğnı ol- duğu için ve kunıluşumuz da hükümet dışı olduğu için, ya- bana devletler Fransa'da Cum- hurbaşkanı'rıın eşinin bile özgür bir kadın olduğunu öğreniyor- lar. Iruk muhalefet liderlerinden Ahmed Çelebv Saddam devrOmeden ABD çekilmemeK Birşişesnyauzananeller. (Fotograf: Sinan Şanlıer) ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Irak Muha- lefeti Londra Ortak Hareket Ko- mitesi temsilcileri, Washington'u Saddam Hüseyin düşünceye dek Irak'tan çekilmemek için ikna etmeye çahşıyor. Türkiye'nin Irak muhalefeti ile temasa geçi- şinin ilk girişimlerinde bizzat yer alan Irak muhalefeti temsilcile- rinden Şii Ahmet Çelebi'ye gö- re Türkiye kriz boyunca **en tu- tarlı davranan" Ulkelerden biri oldu. Halen Washington'ua Ameri- kan Dışişleri Bakanlığı'nda pa- zarlıklara devam eden Irak mu- halefeti temsilcilerinden Çelebi, Cumhuriyet'e Irak'taki son ge- lişmeleri değerlendirdi. Çelebi'ye göre ABD ve diğer müttefik güçler Irak ordusunu hezimete uğratıp Kuveyt'ten çe- kilmeye zorladıktan sonra ordu içinde Saddam Hüseyin'i devire- cek bir darbe beklentisi içindey- diler. Bu nedenle o ana dek Irak'taki muhalefeti muhatap almadılar. Irak muhalefetinin tek destekçüeri Suriye ve İran ol- du. Amerika ve müttefikler Irak ordusu içinde Saddam'ı devire- cek, ancak statükoyu koruyacak bir generalin iktidan ele alaca- ğını umdular. Ancak darbe gerçekleşemedi. Amerikan istihbaratı bu sefer Irak'ta ayaklanmalar sırasında bu darbenin gerçekleşeceğini umdu. Irak muhalefeti ise ABD'nin ayaklanmalara, Irak ordusunun helikopterlerini ve uçaklannı kullanmasını yasak- layarak destek olacağmı bekle- di. Ancak ayaklanmalar bekle- nilenden çok daha yaygın dunı- ma geldi. Irak'ın bütünlüğünün tehlikeye girdiği istihbaratını alan Amerika ve müttefik güç- ler Irak muhalefetini tanımadık- lanndan Şiilerin tran ile işbirli- ği içinde yeni bir tehlike oluştu- racağı görüşünü benimsedi. Amerikan hükümeti bu sıra- da Irak muhalefet güçlerinden yapılan bütün çağnlara Suudi Arabistan ve Türkiye'nin işbir- iiğine karşı çıktıklan gerekçesiy- le olumsuz sinyaller verdi. Da- ha sonra Türkiye tutum değiş- tirdi. Irak muhalefeti ile resmi görüşmeler yapüdı. Türk hükü- meti Kürt liderleri ve Irak mu- halefeti temsilcileri ile iki görüş- me yaptı. Çelebi, Turkiye'de hü- kümet ile ordunun görüş fark- lılıklan olabileceği kanısında. kına vardılar. Çelebi'ye göre bu sırada Ame- rika hükümetine Türkiye dahil tngiltere ve Fransa'dan yapılan baskılar önemli rol oynadı. Bir- leşmiş Milletler'den yeni bir mü- dahale yapılması gündeme gel- di. Ancak bu iş için çok geç ka- hndığmdan herkes kendi başına hareket etmeye başladı. Ve bu- günkü duruma gelindi. Şimdi ABD yeniden muhalefet ile stra- tejik işbirliği pazarhğında. Üç ihtimal Çelebi'ye göre çözüm için üç ihtimal var; birincisi, Saddam Hüseyin'in katliam, savaş suçlu- su olarak tutuklanması ve tesüm alınması. lkincisi, hemen bir darbe ile devrilmesi. Üçüncüsü, Irak Muhalefeti Ortak Hareket Komitesi Temsilcisi Çelebi, Türkiye'nin Körfez krizinde tutarh davrandığı görüşünde. Tttrk hükümetinin tutum değiş- tirmesini kendi Kürt nüfusuna, Avrupa Topluluğu ile ilişkileri- ne ve Saddam Hüseyin'in ikti- dardan gitmesi isteğine bağlıyor. Türkiye tutum değiştirince ABD açısından Irak muhalefetine ce- vap vermeme gerekçesi sadece Suudi Arabistan'la sınırlı kaldı. Suudi .Ajabistan'm itirazlan bir süre Amerikan politikasını be- lirledi. Bu nedenle Cumhurbaş- kanı ÖHÜ, ABD'ye gelinceye dek Irak için anlamlı çözümün federasyon olduğu görüşünü sa- vundu, ABD ziyaretinden son- ra ağız değiştirip merkezi hükü- metten söz etmeye başladı. Irak'ta muhalefet katliam teh- likesi altında kalınca Amerika ve müttefikler yeniden değerlen- dirme yanlışı yaptıklannın far- Amerika ve müttefik kuvvetle- rinin yeni bir BM karan ile Bağ- dat'a girerek Saddam Hüseyin'i devirmesi. Çelebi, "Irak'ın toprak bü- lünlüğu gibi gerekçeler anlam- sız, çünkü artık Irak'ın toprak bütünlüğu filan kalmadı, bugün Amerikan gücleri Zaho'da polisi teslim aldılar. Irak güçleri Ku- zey Irak'ı terk ettiler. Bundan sonra toprak bütünlügünden fi- lan söz edilemez, şu an halen Irak'ta muhalefet savaşa devam eünektedir. Kampuç>a'da >«pıl- dıgı gibi bir çözüm bulunabilir. Saddam Hüseyin yol açtığı suç- lardan yargılanır, muhalefetin de içinde olduğu geçici bir hü- kümet kurulur, daha sonra se- çünlere gidilir" şeklinde konuş- tu. Ermenistan Yüksek Soyvet Başkanı Petrosyan, Cumhuriyet'e konuştu Erivanldan dosthık ıııesajıFATİH M. YILMAZ ERİVAN — Ermenistan Yük- sek Sovyet Başkanı Leon Ter Petrosyan'dan Türkiye'ye mesaj: "Dost olmak istiyoruz." Petros- yan bu üç kelimeyi büyük bir in- celik ve içtenlikle süsleyerek söy- lüyor. Bunun ardından Türkiye 1 de önce ekonomik işbirliği, son- ra politik konular sözleri geliyor. Petrosyan, Ermenistan'ın Türkiye'den toprak talebinde bulunmasının şu an için gün- demde olmadığını söylerken de aynı inceliği sergiliyor. Bu söz- lerle bu konunun şimdilik kay- dıyla "saklı" tutulduğunun al- tım çiziyor. Ermenistan'ın başkenti Eri- van'da Marshall Baghramian Caddesi'ndeki Yüksek Sovyet binasında Petrosyan'm caddeye bakan odasındayız. Sovyet sim- gelerinden arındu-ılmış odada yeni Yüksek Sovyet Başkanı es- ki Ermeni Ulusal Hareketi lide- ri Leon Ter Petrosyan'la konu- şuyonız. Ermeni Ulusal Hareketi Mer- kezi tarafından görüşme için tahsis edilen çevirmenimiz, ke- Umeleri tartarak Petrosyan'ın so- rulanmıza yanıtlannı aktanyor. — Sayın Petrosyan, Türkiye 1 nin Moskova Büyükelçisi Vol- kan Vural'ın Ermenistan gezisini de dikkate alarak Ankara- Erivan ilişkilerini ileriye dönük olarak degerlendirir misiniz? PETROSYAN — Türkiye ile Ermenistan arasmdaki ilişkilerin ileride alacağı durumun ne ola- cağını söylemek çok zor. Ancak biz Türkiye ile dost olmak isti- yoruz. SSCB'den aynlıp kendi bağunsızlığını kurma yolunda hızlı adımlar atan Ermenistan, Türkiye ile öncelikli olarak eko- nomik alanda ilişkilerini geliştir- mek istiyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi kesin olarak yönetim- PORTRE LEON TER PETROSYAN Ermenistan Yüksek Sovyet (Parlamento) Başkanı Leon • İer Petrosyan, bu görevinden önce Ermenistan Ulusal Hareketi (diğer cumhuriyetlerdeki halk cephesi ile aynı) liderliğini yaptı. 46 yaşındaki Petrosyan, SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov'un açıklık politikasıyla birlikte Ermenistan'da komünizm karşıtı muhalefeti tek çatı altında toplamaya girişti. Petrosyan, 1989 yılında bu isteğini gerçekleştirdi. Ermenistan Ulusal Hareketi lideri oldu, ancak "devlete karşı suç işlediği" gerekçesiyle 1989 yılının altı ayını hapiste geçirdi. Ermeni Ulusal Hareketi, 1990 yıhnm yarısında yapılan Ermenistan seçimlerinden büyük bir başarı ile çıktı. Petrosyan'ın liderliğindeki hareket, parlamentonun yüzde 85'lik ağıriığını kazandı. Ağustos 1990 başlarında toplanan Ermenistan Yüksek Sovyeti, Petrosyan'ı başkanlığa seçti. Bundan sonra Ermenistan'ın bağımsızhk ilanına varan gidişi daha da hızlandı. lerin alacağı tavra bağlıdır. Türkiye'nin de bu ilişkilerin ge- lişmesinden yana olduğunu gö- rüyoruz. Bundan sonraki aşa- mada, yapılacak olan en önem- li iş, karşılıklı güvenin yerleşti- rilmesi ve bunun Türk ve Erme- ni halklarına kısa süre içinde yansıtılmasıdır. Bu konuda şu- nu kesinlikle söylemeliyim ki ilişkilerin geliştirilmesi için iki taraf da iyi niyetlidir. Bunun böyle olduğu da Sayın Volkan Vural'ın yaptığı ziyaretle açığa vurulmuştur. — Ermenistan'ın Türkiye'den toprak talebinde bulunacağı yo- lundaki endiseler, Sayın Volkan Vural'ın ziyaretinde dağıldı gibi görülüyor. Siz toprak talebinde bulunmayacağımzı özellikle be- lirttikten sonra... PETROSYAN — Biz, şu an için öncelikli olarak ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini istiyo- ruz. Karşıhkh olarak güven duy- gusunu yerleştirmeyi istiyoruz. Sayın Vural'la olan görüşme- mizde, politik konular kesinlikle gündemde yer almam>ştır. Eko- nomik işbirliğinin sağlanması ve karşılıklı güven duygusunun yer- leştirilmesinden sonra politik konular gündeme gelir. Bu ko- nu da karşılıklıdır. Bu durum ayrıca Ermenis- tan'm Sovyetler Birliği'nden ka- zanacağı bağımsızhğın gelişmesi ile de ilgilidir. Toprak konusu, hassas bir konudur. Ermenistan Parlamentosu'nun aldığı ve 1915 yılındaki olaylan soykırım ola- rak nitelendiren kararda da bu konuda doğrudan Türkiye'den toprak talebini çağnştıracak bir madde yoktur. Yani sizin sorduğunuz soru- nun özet olarak yanıtı şudur: Politik konulan şu an için gün- demde tutmak isteğinde değiliz. Bu durum iki tarafa u a hiçbir yarar sağlamaz, Geçmişteki olan olaylardan kaynaklanan duygu- lar, şu anki gerçeğin uzağına dü- şebilir. O zaman yapılacak olan bu konulan saklı tutmak ve açı- ğa çıkarmamaktır. — Zamanı gelince açığa çıka- nlabilir mi diyorsunuz? PETROSYAN — Bunun ya- nıtını bir anda vermek zor. îliş- kilerin seyrinin iyi olmasını is- tiyoruz. Bu konuda iyi niyetli- yiz. Ermeni ve Türk halklanrun birbirlerine karşı besledikleri duygular güvensizliği içinde ba- nndınr. Bunu yenmek lazım. Bu nedenle bu tür konulan şu an için gündemde tutmanın hiçbir yaran yoktur. — Sayın Petrosyan, Türkiye ile kuracağınız ekonomik ilişki- nin boyutu ne olacak, siz ne tür bir ekonomi politika izleyecek- siniz? PETROSYAN — Türkiye'nin son yıllarda attığı ekonomik adımlarla, bizim yapmak iste- diklerimiz arasında büyük bir benzerlik var. Özelükle serbest piyasayı biz de yerleştirmeye ça- hşıyoruz. Bu amaçla, sanayileş- mede ve tarımda liberal adımlar atma yoluna girdik. Modern ve sivil bir Ermenistan'ı kurmaya çabalıyoruz ve kuracağız da. Bu nedenle Türkiye ile işbirliği ku- racağız, tüm komşulanmızla ye- ni bir dönem başlatacağız. Türkiye ile kuracağımız ilişkinin boyutuna gelince; bu, görüşme- ler yoluyla ortaya çıkacak bir durum. Turizm olabilir, ortak yatırımlar olabiür, suur kapısı açılabilir. — Azerbaycan'la olan sorun- lanmızın Türkiye ile kurmayı düşündüğünüz ilişki platformu- nu etkileyeceğini düşünüyor mu- sunuz? PETROSYAN — Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki so- run; iki ülkeyi ilgilendiriyor. An- cak dışandan bu konuya yapı- lacak her müdahale, bu sorunu daha da keskinleştirir. Ben Azerbaycan'la olan sorunlanmı- zı çözeceğimize inanıyorum. Ancak Ermenistan'da, Türkiye 1 nin Azerbaycan'ı desteklediği konusunda bir görüş de yaygın- dır.Bu sorun Karabağ sorunu- nun çözümüyle ile bağlantılıdır. Eğer bu sorun çözülürse Erivan ile Bakü arasında hiçbir sorun kalmaz. — Ermenistan dışındaki Er- menilerle ilişkileriniz ne düzey- de? PETROSYAN — Diaspora bizim için potansiyel bir güç ola- rak duruyor. Çeşitli sorunlara karşın Ermenistan dışarıdaki Ermenilerle ilişkilerini sürdür- mekten yanadır. Ancak bu ke- sinlikle bizim onlann uyguladı- ğı bazı politikalara prim verdi- ğimiz anlamına gelmemelidir. — Türkiye'yi modern bir ül- ke oluşturmak ve Avrupa'ya açılmak için bir fırsat olarak mı görüyorsunuz? PETROSYAN — Hayır, ke- sinlikle hayır. Türkiye, bizim için tek şans değildir. Dünyadaki ge- lişmelerin ışığında herkesle ol- duğu gibi Türkiye ile de ilişki- lerimizi iyi bir temele oturtmak istiyoruz. Şu an için gerekli olan budur ve bu ilişkilerin kurulma- sı iki taraf için de çok iyi olacak düşüncesindeyiz. Ankara ve Eri- van'ın kısa sürede sınır kapısını açacağını ve ekonomik bir işbir- liii için gerekli adımlan ataca- ğına inanıyorum. Ağrı Dağı'nın öte yukasında ERİVAN (Curahuriyet) — Ermenistan'da milliyetçilerin iktidan ele geçirmelerine ve Yüksek Sovyet 'in (parlamento) bağunsızlık ilanına karşın Mos- kova'dan esen hava buralarda kendini hissettiriyor. Ağn Dağı'mn bütün heybe- tiyle dokunulacakmış hissi ve- ren bir bıçimde görüldüğü Le- nin Caddesi'ndeki yiyecek ma- ğazalannın raflan boş. Ahşve- rişin olmadığı açıkça görülü- yor, ancak insanlar caddenin iki yanını hızlı adımlarla arşın- hyorlar. Caddedeki bir mağazamn önünde bekleyen küçük bir ka- labalığa yaklaşıp İngiuzce bilen birini anyoruz. Kadınlann bu- runlan ile üst dudaklan arasın- da kalan bölgeleri, erkek bıyı- ğını ammsatacak ölçüde koyu kıllarla kaplı. Gençten bir adam Ingilizce- yi bildiğini söylüyor. Türk ol- duğumuzu duyunca, bir an su- suyor. Yamndakilere dönüp ül- ke kimliğimizi uzun uzun anla- tıyor. Sonra, yüzündeki öfke- yi gizlemeyi pek beceremeyerek ne aradığımızı soruyor. Yamn- da yüksek sesle konuşan kadı- nın sözlerini bir çırpıda çeviri- yor: "Bunun babası Van'dan". Bu tür sözleri, Erivan sokak- lannda konuştuğumuz İngiliz- ce bilen Ermenilerin büyük ço- ğunluğundan duymak olası. Hemen hemen herkesin, Ağn Dağı'nın ötesiyle ilgili bir anı- sı var. Öfkeyle ancak zarar ver- memeye, hatta hatta incitme- meye çalışarak bir Türkle ko- nuşuyorlar. Bir kadının sözle- ri ise gerçekten ilginç: "Bura- ya gelmeniz bayağı cesaret işi." Bazı Ermeniler, Türkiye ile sınır kapısı açılacağını duymuş- lar. Bunu istediklerini üstüne basa basa söylüyorlar. Türki- ye ile ilgili olarak pek bir şey bilmediklerini söyleyenlerin sa- yısı da az değil. Lenin Caddesi'ni hızlı adım- larla arşınlayıp, arkamızdan bir gelen olup olmadığına bakarak Novosti Ajansı'nın Erivan bü- rosunu buluyoruz. Büro şefi Avet Demnryan ile randevu- muz var. Konu malum: Türkiye-Ermeni ilişkileri. De- muryan, iyimser bir tablo çizi- yor ve ilişkilerin iyi olacağına inandığını söylüyor. Toprak meselesinin ise şu an içinde gündemde olmadığını be- Urtiyor. Demuryan'la yaptığımız kı- sa görüşmeden sonra Ermenis- tan'ın en büyük tirajh gazetesi "Newspaper of the Rebupüc of Armenia"mn Yazı Işleri Mü- dürü Aeyde Morikian ile buluş- mak üzere tekrar sokaktayız. Kulağımızda Ermeni kadının sözleri: Buraya gelmeniz cesa- ret işi. Morikian ilginç bir adam. Rusça ve Ermenke basılan ga- zetenin her şeyi. Masasının üze- ri karmakarışık. Türkiye ile olan ilişkilere büyük önem ve- riyor. Toprak talebi konusu- nun şimdilik kaydıyla gündeme getirilmesinin söz konusu ol- madığını söylüyor. "Düşman- lıga yer yok" diyor ve ülkesi- nin geleceğinden umutlu oldu- ğunu anlatıyor. Ağn Dağı'nın öteki tarafın- daki yaşamı merak ettiğini söy- leyen Morikian, Ermenistan'- dan Türkiye'ye 70 senedir hiç kimsenin gitmediğini anlatıyor ve dudaklanndan "Ermenüere toprak verilsin, orayı cennet yaparlar" sözleri dökülüyor. Bizden gazeteleri için bir ma- kale yazmanuzı istiyor. Söz ve- riyoruz ve oradan da aynhyo- nız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle