Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 MART 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/a
SERBEST PİYASADA DÖVİZ
ABODolan
Baü Aiman Mvta
•SVİÇfV FfWQI
Hüüâ FlriHüünâi Florin
h>b Stertinı
Fransız Franflı
lOOI.Lİreti
SAHyal
Avus. Şiini
Alış
3405
2195
2500
1935
6450
640
290
900
310
Satiş
3415
2205
2515
1950
6500
647
295
910
315
ALTIM 6ÛMÜŞ
Cumhuriyet
Reşat
24 ayar altn
22 ayar bıtezHc
900 ayar gümüş
Valofoaı* Alünı
Ziraat Altını
Hafkataı
Aiış
263 000
300 000
40 000
35.740
460
232.000
227.000
222.000
Safiş
267 000
310.000
40.200
39.400
490
237.000
232.000
227.000
Efe resmen bankerEfe'nin borsa bankerliği ekonomi çevrelerinde tepki uyandınyor
M.BANKAS1 PİYASAUHI
TL
Ryasası
Dfiva
Pıyasas;
Altın
Pıyasası
Ort Faız (%)
IşlHac (MHyarTl)
Ooiar kapamş (TL)
Işl Hac (Mıtyon J)
Kapanış (ons/S)
tşteffi HKmi (KQ)
112 40
22624
3406
93 54
—
THY'nin zaran
rekor
• ANKARA (ANKA) —
Türk Hava Yolları Anonim
Şirketi, hisse senetleri
IMKB'de işlem gören
şirketler arasında, 1990
yıünı en büyük zararla
kapatan şirket unvanını
aldı. THY, Istanbul Menkul
Kıymetler Borsası
aracılığıyla açıkladığı 1990
yılı bilançosunda, 219
milyar 613 milyon lira zarar
ettiğini bildirdi. THY'nin
21 milyar 81 milyon lira da
geçmiş yıllar zaran
bulunuyor. Açıklanan bu
zarar rakamı, bilançosunu
zararla açıklayan şirketler
arasında büyUklük
açısından ilk sırayı aldı.
Daha önce bilanço
açıklayan şirketlerden Good
Year 32 milyar 95 milyon
lira, Izmir Demir Çelik 31
milyar 223 milyon lira,
Marmaris Altınyunus 8
milyar 518 milyon lira,
' Çeşme Altınyunus ise 1
milyar 589 milyon lira zarar
ettiğini bildirmişti.
Akbank'ın
bilançosu
• Ekonomi Servisi —
Akbank'm 1990 yılı
bankacılık işlemlerinden
elde ettiği brüt gelir bir
önceki yıla göre 2 trilyon
198.8 rnilyar lira artarak 4
trilyon 815.9 milyar liraya
ulaştı. 1990 yılında 4
trilyon 82.5 milyar liralık
brüt gideri bulunan
bankanın vergi sonrası net
kârı 733.4 milyar liıa olarak
gerçekleşti. Net faiz gelirleri
1 trilyon 127.5 milyar liraya
ulaşan banka, geçen yıl
boyunca dış kredi
kullanmadı. Banka geçen
yıl elde ettiği kânn
karşılığında 65.5 milyar lira
Kurumlar Vergisi ödeyecek.
Dışbank'm faiz
geliri
• Ekonomi Servisi —
Dışbank'ın 1990 yılı faiz
gelirleri bir önceki yıla göre
yüzde 107.79 oranında
artarken faiz giderlerindeki
artış oranı yüzde 92.60
olarak gerçekleşti. Toplam
aktifleri I trilyon 588.3
milyar liraya ulaşan
bankanın geçen yılki net
kân 58 milyar 162 milyon
liraya ytikseJdi. Hisse
senetleri lMKB'de işlem
gören Dışbank, ortaklarına
yüzde 40 oranında temettü
dağıtacak.
Şekerbank'm
kân 75 milyar
• ANKARA (AA) —
Şekerbank'm 1990 yılı kân
75 milyar 871 milyon lira
olarak açıklandı. Şekerbanlc
Genel Müdürü Orkun Erol,
yaptığı açıklamada,
bankanın özkaynaklannın,
1990 yılı net kân ile birlikte
184 milyar liraya ulaştığını,
toplam mevduatın ise yüzde
47 artış kaydederek 823.9
milyar liraya çıktığını
bildirdi. Erol, bankanın
toplam kredilerinin 669.2
milyar liraya yükseldiğini
belirterek "Buna bağlı
olarak doğrudan pancar
çiftçisine kuilandınlan
kredilerde yüzde 155 artış
sağlandı" dedi.
Resmi
Gazete'ye zam
• ANKARA (ANKA) —
Başbakanlık'tan yapılan
duyuruda, Resmi Gazete'nin
yılhk abone bedelinin 225
bin liradan 450 bin liraya
yükseltildıği bildirildi.
Gazetenin perakende satış
fiyatı da yüzde 50 oranında
arttınlarak bin liradan bin
500 liraya çıkanldı. Resmi
Gazete'nin yabancı ulkeler
için abone bedelinde de
önemli artışlar yapıldı.
Buna göre daha önce 160
ABD Doları olan yılhk
abone bedeli 275 dolara,
235 Alman Markı olan
bedel de 415 marka
çıkanldı.
UYUK MALİ SKANDALLAR/ İNGİLTERE
Ekonomi Servisi — Efe özal'ın borsa
bankerliği resmileşti. Sermaye Piyasası Ku-
rulu (SPK) Başkanı Mehmet Şükrü Tekbaş,
Salahsun Hekimoğlu Menkul Kıymetler'e,
Efe Özal ve arkadaşı Mustafa Derman'ın
ortakJığmda herhangi bir yasal engel bulun-
madığmı açıkladı. DYP'nin, Cumhurbaşka-
nı ve iktidar çevreleri ile yakınlannın borsa
bankeri olmalannı yasaklayan kanun tek-
lifi dün TBMM'ye sunuldu. Ekonomi çev-
releri de Efe'nin borsa bankerliğine tepki
gösterdiler.
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan SPK
Başkanı Şülcrii Tekbaş, yasal sûre olan 15
gün içinde ortakhğın kurula bildirildiğini
kaydetti. Tekbaş, "Yapdan ortaklık, tama-
men yönetmeliklerde yer alan bir olay. Ku-
rula da bilgi verdiler. Şirketin ortaklannın
mevzuata aykın bir durumlan yok. Yasa ge-
regi SPK'nın da onay vermesi gerekmiyor.
Yasal olmasaydı SPK müdabak ederdi" de-
di. Tekbaş, olayın sermaye piyasasında ilk
kez görülmediğini, daha önce de gerçekleş-
tiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın küçük
ogMu Efe özal'ın resmen borsa bankerliği-
ne başlamasına tepkiler de devam ediyor.
Borsa konusunda hükümet hakkında bir
gensoru hazırlığı içinde olan SHP'nin Grup
Başkan VekUi Onur Kumbaracıbaşı'nın
"Koslcotas skandaiından daha büyük bir
skandal" diye nitelendirdiği, Efe Özal'ın
bankerliğe soyunmasına, siyasi çevrelerin
tepkisinden sonra ekonomi çevreleri de tep-
ki gösterdi.
Türkiye Odalar Birliği (TOBB) Başkanı
Yalım Erez, Efe özal'ın borsada faaliyette
bulunmasına yasal bir engel olmadığım be-
lirterek, "Beüi makamlarda bulunan iosan-
lar bu h«Hannı kullaıunaztarsa doğru iş ya-
paıiar. Insanlar belli makamlara geldikle-
rinde belli özgürlüklerinden fedakârtık
ederler. Böykct de kamuoyunda büyük spe-
küiasyonlara neden olmazlar. Konu, kanuni
bir hak olmaktan ziyade bir gelenek isidir"
dedi.
Cumhuriyet Ege Bürosu'nun haberine
göre Efe olayının psikolojik bir olay oldu-
ğunu vurgulayan Ersin Faralyalı, "Cumhur-
ı'niB ofltı olması, Cumhurbaşkanı-
YaümErez
Efe'nin
faaliyetine engel
yok. Konu,
kanuni bir hak
olmaktan ziyade
bir gelenek işidir.
Faralyalı
Minare çalınmış,
kıhfhazırlanıyor
dedikoduları
yaygınlaşacak.
Oğlunu çeksin.
Ş
Cumhurbaşkanı-
nın oğlu olduğu
için spekülasyona
yol açar. Olan
yatırımcılara
olur.
UgtrYüce
Iktidarla ilişkisi
olanlann borsa
ile ilişkilerini
düzenleyen
kanun ivedilikle
çıkmah.
mn her şeye faükmetmesi, herkesi borsada
Efe'nin peşine takar" dedi. Faralyalı, Ad-
nan Menderes'in, oğlu Yüksel'i ticaret yap-
maması için Fransa'ya gönderdjğini, Cemal
Gürsel'in oğlunun Tariş gümrük komisyon-
cusu olmasmm eleştirildiği drneklerini ve-
rerek şunlan söyledi:
"Bu tür mefhamlar, yani siyasi ahlak
Türkiye'de kaybolmuş. Efe Özal'ın bu işi
yapması ne siyasi ahlaka ne tkari ahJaka ne
de vicdana sığar. Yasaklann ille yasalarda
olması şart değildir. Bazı çevreler, 'Cumhur-
başkanı'nın oğlu ticaret yapamaz mı?' sa-
vmunasuu gettaccekler. Bu, manuga stğmta.
Efe ille de bu işi yapacaksa ilerideki sonuç-
lanna şimdiden razıdırlar demek. Bunlann
bepsi. hırsızhklann kamuflajı imajını yarat-
maktadır. Suiistimalleri hasjraltı etmek için
borsaya giriyor kamsı yaygınlaşacakHr. Mi-
nare çalınmış, kılıf hazııianıyor gibidir. Bu
tür dedikodular yaygınlaşacaktır. Bu dahi
yetmeı mi? Oğlunu geri çeksin. Aslında
Efe'nin böyle bir gelire ihtiyacı yokken ni-
ye böyle şaibeli bir işe giriyor? Bu olay dev-
let olayı degil, Özallar olayıdır."
TOBB Sanayi Konseyi Başkanı Şinasi Er-
tan, Efe özal'ın borsaya girmemesi gerek-
tiğini belirtirken şu görüşü savundu:
"Cumhurbaşkanı'nın oglu oldugu için
spekülasyona yol açar. Olan hisse senedi ya-
ünmcılanna olur. Vatandaş, Efe'yi izliyor-
sa, Efe sarbgı zaman o da satıyor ve Efe ar-
kadan topluyorsa vurgun olur. Burada iize-
rinde durulacak ve eleştirüecek en önemli
nokta, Efe Özal'ın şirketlerie ilgili bilgileri
önceden alma şansına sahip bulunmasıdır.
Hangi şirket iyi gidiyor, hangisi kötö gidi-
yor, önceden öğrenebilir. tstediği gibi his-
seieri aiır ya da satar. Bu yanbş. Efe'nin bor-
saya girmesi hiç hoş bir sey degil. Çünkü
borsa çok hassas."
Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Uğur
Yüce ise, içerden öğrenenlerin ticaretini ya-
saklayan tasarının bir an önce yasallaşma-
sı gerektiğini söyledi. Uğur Yüce, "tktidar-
la yakından uzaktan ilgisi olanlann borsa
ile ilişkilerini düzenleyen kanunun ivedilikle
çıkması gerekir. İçerden öğrenenlerin tica-
retini engelleyen kanun olmadıkca söylene-
çek ve yapılacak her şey spekülasyondur.
Önceiikle yasal boşluklann doldurulması la-
zım."
Ankara Cumhuriyet Bürosu'nun haberi-
ne göre DYP Zonguldak Milletvekili Tev-
fîk Ertüzün'ün, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın oğlu Efe özal'ın adının borsada ba-
zı işlemlere kanşması üzerine "Cumhurbaş-
kanı yakınlannın" borsada "aracı kunım"
kurmalannı ve özelleştirilen şirketlerin his-
selerini bir yıl süreyle alabilmelerini engel-
leyen yasa teklifi TBMM Başkanhğı'na
sunuldu.
Dolandırıcıya ağır ceza
EDİP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Dünyamn en eski borsala-
nndan biri olan Londra'da zaman zaman
yaşanan sahtekârlık ya da suiistimal olay-
lan kamuoyunda geniş yankı buluyor ve so-
rumluları ciddi biçimde cezalandınhyor.
Soruşturması yıllar, duruşması 113 gün
süren dosyalann çokluğundan uygun mah-
keme salonu bulunmayan Guiness olayın-
da ana sorun, şirketin, başka bir şirketi sa-
tın almak için kendi hisselerinin fiyatun
sahtekârhkla yükseltmesi, böylece hissele-
rine piyasada talep yaratacak öbur şirketi
satın alması sonra da hisselerinin gerçek de-
ğerine geri dönmesiydi. Bu işlemlerden ötü-
rü lngiltere'nin ünlü bira şirketi Guiness'-
in başkanı, Ernest Saunders 5 yıl hapse
mahkûm oldu. SaundersMn sahtekârlığına
ortak olan iki iş adamı da para ve hapis ce-
zalarma çarptırıldılar. Bunlardan Gerald
Ronson, 5 milyon sterün gibi İngiltere ada-
let tarihinde görülmedik yuksekükte bir pa-
ra cezası ödedi.
Davası geçen ay başlayan Blue Arrow
olayı da benzer bir sahtekârlık sonucu or-
taya çıktı. Blue Arrow şirketi, kendinden
daha büyük bir Amerikan şirketini satın al-
mak amacıyla piyasaya yeni hisse senedi
sürdü. Ancak işlem, Ekim 1987'de dünya
borsalarını sarsan bunalıma denk düştü.
'Blue Arrow' hisselerine alıcı bulunamaz-
TAŞIMACILÎK
Irak ve Kuveyt ambargosu Güneydogu'da tankerlerin işsiz kalmasına yol açtı.
Acîl yardım gerekli
HAKAN KARA
İZMİR — Körfez krizinin so-
na ermesiyle birlikte Ortadoğu
ülkeleriyle taşımacılık konusun-
daki girişimlerin yoğunlaştığı,
ancak henüz somut bir bağlan-
tının yapılmadığı belirtiliyor.
Sektör temsilcileri, 1991 haziran
ayından itibaren taşımacılıkta
bir patlamanın gerçekleşebilece-
ğini, ancak yine de yardımın ge-
rekli olduğunu vurguluyorlar.
Uluslararası Nakliyeciler Derne-
ği Başkanı Saffet Ulusoy, Kör-
fez krizi öncesi sektörün 1990'da
Irak ve Kuveyt'e yaklaşık 350
milyon dolarlık taşımacılık yap-
mayı planladığjrn belinerek soy-
le dedi:
"Krizin başlamasıyla bu ülke-
lere nakli\e durdu. Buradan sek-
törun uğradıgı zarar 50 milyon
dolardır. Bu arada Ortadoğu pa-
zarının kapanması>la Avrupa-
ya bir yönelim başladı. Bu pa-
zar için rekabet yoğunlaştı. Pet-
rol fiyalları arttı. Ancak petrol
fiyatlan nakliyeye yansıtılamadı.
Kriz öncesi akaryakıtın nakliye
giderlerindeki payı yüzde 18'di.
Bu pay yüzde 36*>-a yükseldi.
Sektör krizden ağır yara almış-
tır. Şimdi bu yaranın sarılması
için sektöre destek sağlanması-
nı bekliyoruz."
Hukümet yetkilileriyle diya-
log içerisinde olduklarını ve son
görüşmelerde sektöre 10 milyon
dolarlık bir kaynağın aktanlma-
sı konusunun gündeme geldiği-
ni belirten UND Başkanı Ulu-
soy, "Bu paranın nasıl verilece-
ği konusu henüz belirginleşme-
di. Önümüzdeki hafta kesinlik
kazanacak. Ancak biz sektör
için yüzde 6 oranında kaynak
destekleme primi verilmesini
bekliyoruı" diye konuştu.
İzmir Ticaret Odası meclis
üyesi Mustafa Kasalı da Irak ve
Kuveyt'in, Türkiye'nin toplam
taşımacılık gelirinde yük olarak
yüzde 75, döviz olarak da yüz-
de 48 oranında bir paya sahip
olduğuna dikkat cekti.
ken îngiltere'nin en büyük 4 bankasından
'National Westminster'in yan kuruluşlann-
dan biri, hisselerin büyük kısmını aldı. Ama
bu kamuoyundan ve resmi makamlardan
gizlendi.Olay yargı tarafından inceleniyor.
Borsa'da büyük boyutlardaki sahtekâr-
hk olaylannı incelemek amacıyla 1987 yı-
hnda kurulan Ağır Dolandıncıhk Bürosu
her iki davada da taraf oldu. Büro,
'Guiness' skandalını 1987'de incelemeye
başladı. Davanın sonuçlanması 4 yıl sürdü.
'Blue Arrow' davasıoda da soruşturmaya
1988'de başlandı. Konu, mahkemeye ancak
geçen ay geldi. Büronun, halen üzerinde ça-
hştığı 20'ye yakın büyük mali yolsuzluk
dosyası olduğu belirtiliyor.
Metaş
protokolti
14martta
imzalanıyor
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) — Nisan 1990'da üretimi-
ne ara veren Metaş'ın kurtarıl-
ması için gösterilen çabalara bir
yenisieklendi. Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın İzmir'e yaptığı
gezilerde Metaş işçilerine söz
vermesi uzerine konuyla yakın-
dan ilgilenmeye başlayan Dev-
let Bakanı Işın Çelebi, önceki
gun alacaklı bankalarla gün bo-
yu süren bir toplantı yaparak
anlaşmazlık noktalannı gider-
meye çalıştı. Toplantıya ayrıca
DPT ve HDTM ile Kamu Or-
taklığı İdaresi'nden temsilcilerin
katıldığı da edinilen bilgiler ara-
sında.
Bankaların Ozellikle Kamu
Ortakhğı İdaresi'nden sağlana-
cak düşük faizli 100 milyar li-
ralık taze para konusunun,
Yüksek Planlama Kurulu top-
lantısmda bir anlaşma imzala-
narak sağlanması üzerinde dur-
duklan ve hisse senedi rehini
konusuna daha açıklık getiril-
mesini istedikleri kaydedildi.
Toplantıda bankaların kurtar-
maya katılmalarını içeren çerçe-
ve protokolunün, bazı teknik
sorunların önümüzdeki günler-
de giderilerek 14 mart perşem-
be günü imzalanması kararlaş-
tınldığı bildirildi.
Merkez Bankası hem dövizi 'tuttu' hem 'interbank*faizini düşürdü
TL ve dövize tek operasyon
TAYFUN DEVECİOĞLU
Şubat ayı sonlarında dizgin-
lerinden kurtulan döviz kurlan-
nı Türk Lirası ve faiz silahıyla
"sindirec" Merkez Bankası,
dünkü operasyonuyla hem
"interbank" faizlerini düşürdü,
hem de dolar kurunu "yerinde
saydırttı".
Merkez Bankası, şubat ayının
son haftalarında anıden yüksel-
meye başlayan döviz kurlannı
sindirebilmek için ilk elde dispo-
nibilite oranlarını 5 puan yük-
selterek, lira darlığı yaratmayı
amaçiayan bir politika gutmeye
başlamıştı. Bu kararın hemen
ardından bankalararası Türk Li-
rası piyasasındaki faiz kotasyo-
nu uygulamasını kaldıran Mer-
kez Bankası, liranın itibarını
yüksek faiz oranlarıyla guçlen-
dirmeyi başarmıştı. Aıı. aıda
gerçekleştirilen bu iki operas-
yondan sonra ABD Dolan'nda-
ki kur makası, yüzde 9.71'den
yüzde I'in altına kadar inmiş,
ancak interbank faizleri yüzde
140'a dayanmıştı.
Merkez Bankası, dünkü ope-
rasyonuyla etki süresi tartışıla-
bilir olmasına rağmen, inter-
bank faizlerini yüzde 137'den
yüzde 60'a düşürürken, faiz
oranlarıyla ters orantılı trend iz-
leyen döviz kurlannın yukselme-
sine de izin vermedi. Her iki
cephede de başarıh olan operas-
yon şöyle gelişti:
Dune kadar, ihracat transfer-
leri ve görünmeyen kalemlerden
elde ettikleri döviz^ girdilerinin
vuzde 20'lik bolumünü piyasa-
nııı 50 ila 300 TL altındaki bir
fiyattan .\î»rkez Bankası'na sat-
mak zorunda kalan bankalar.
dün "zorıınlu doviz devri" de-
nilen bu işlemdeki kurun piya-
sayla eşitlendiğini gördüler. Ay
içinde elde ettikleri döviz gelir-
lerini ertesi ay başında belirle-
nen bir tak\ime göre Merkez
Bankası'na devreden bankalar,
dunkü kurlann iijnından sonra
bu işlemi hemen gerçekleştirmek
için harekete geçtiler. Bir gece-
lik borçlanmalar için bile yuzde
135-140 faiz odemek zorunda
kalan bankaların zorunlu döviz
devri işlemindeki bu avantaj ne-
deniyle başlayan döviz satışı, pi-
yasadaki lira talebini birden dü-
şürdü. Düne yüzde 137 gibi çok
yüksek bir oranla başlayan in-
terbank faiz oranları, dövizlerin
liraya dönuşmesinden sonra
yuzde 100'ün altına inerek 60'ta
durdu.
Bankaların dolar satmasını
sağlayan operasyonu başarıyla
gerçekleştiren Merkez Bankası,
bankalararası döviz piyasasına
3408 liradan 16.4 milyon dolar
da sürerek kurları iyice frenle-
di. Dün iki darbe birden yiyen
Tahtakale'de ABD Doları önce-
ki güne göre sadece 3 lira değer
kazanarak 3415 liradan işlem
gördü. Dolann 10 gün önceki
serbest kuru 36OC liraya kadar
çıkmıştı.
Merkez Bankası'nın döviz
kurlannı tamamen kontrol altı-
na aldığını belirten bankacılar,
interbank faizleri konusunda
aynı ölçüde iyimser değiller.
Dün gerçekleşen yüzde 60'lık
oramn geçici bir durum olduğu-
nu belirten bankacılar, ayın
15'indeki maaş ödemelerine dik-
kat çekerek faiz oranlarının tek-
rar yüzde 100'ü geçebileceğini
belirttiler.
EKONOM1DE KUUS
MERAL TAMER
Holdinglere fînansman şirketi
Koç Holding idare Komite-
si üyesi Uğur Ekşioğlu'nun
bir yıl kadar önce TÜSIAD ye-
meğinde Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'a yaptığı öneri
gerçekleşiyor. Odünç para
verme işleriyle ilgili 90 sayılı
kanun hükmündeki kararna-
mede değişiklik yapılarak hol-
dinglere kendi finansman şir-
ketlerini kurma izni verilmesi
gündeme gelmış bulunuyor.
Ankara'da bu yönde hızla-
nan çalışmalann sonucunda
bankaların tekelindeki kredi
verme yetkisi kalkacak. Hol-
dingler de kuracakları finans-
man şirketi aracılığıyla tüke-
tici kredisi verebilecekler.
Bu sistemin anası Amerika.
ABD'de taa 1910'larda Gene-
ral Motors ile Ford firması
otomobilde seri üretime geç-
tiklerinde, ürettikleri otomobil-
leri satmakta zorlanmışlar.
Stoklar artmaya başlayınca
bankalara başvurup kredili
satışlara yönelmek istemişler.
Ancak o dönemde Amerikan
bankaları yan çizmiş. Bunun
üzerine de General Motors
kendi finasman şirketini kura-
rak üstelik bankalardan daha
uygun koşullarla tüketiciye
kredi vermiş ve araba stokla-
rı erimiş.
Bu sistem daha sonraki yıl-
larda ABD'de gelişmiş, fi-
nansman şirketlerinin sayıları
300'leri, 4001eri bulmuş. Sis-
temin özü, bankaların verdik-
leri tüketici kredisinden daha
uygun fiyatlaıia tüketici kredi-
si verebilmek ve bu sayede
satışlan arttırmak. Bankaların
Merkez Bankası'na munzam
karşılık ödeme ve ayrıca dis-
ppnibilite tutma gibi yüküm-
lülükleri bulunduğu için, ver-
dikleri kredinin maliyeti artı-
yor
Buna karşılık holdinglerin
kuracakları özel finansman
kurumlannın bu tür yükümlü-
lükleri olmayacak. Bu finans-
man şirketleri tüketiciye daha
ucuz kredi verebilecek. Ama
bunu kendi sermayesiyle
yapmayacak. Bugünkü mev-
zuatta finansman şirketi kur-
mak yasak degil, ancak fi-
nansman şirketi, kendi ser-
mayesi kadar borç verebilir
gibi bir hüküm olduğu için
borç verecek kaynak buluna-
miyor, dolayısıyla bu yöntem
işlemiyor.
90 sayılı kanun hükmünde-
ki kararnamede yapılacak de-
ğişiklik sonucunda kurulacak
yenı finansman şirketleri ilk
aşamada sermayelerinin 5
katı kadar borçlanabilecek.
Zaman içinde bu oran daha
da yükselecek. Menkul kıy-
met, yani tahvil satarak halka
borçlanabilecek olan finans-
man şirketi, tasarruf sahibine
banka mevduat faizlerinden
kuşkusuz daha yüksek gelir
saglayacak. Ama bankalara
benzer yükümlülükleri olma-
yacağı için bankalardan çok
daha ucuz tüketici kredisi ve-
rebilecek.
Koç Grubu'nun bu yönde
bir başvurusunun bulunduğu
bilinıyor. Oyak-Renault'nun,
Protilo Holdirtglin ve benzeri
gruplann da bu yönde Hazi-
ne önünde kuyruğa girmele-
ri bekleniyor. Koç Grubu'nun
ilk aşamada 100 milyar ser-
mayeli bir şirket kuracağın-
dan ve 5 katı kadar borçlan-
mayla 500 milyar liralık boyut-
ta tüketici kredisi verebilece-
ğinden söz ediliyor.
Holdinglerin kuracakları fi-
nansman şirketleri, ozellikle
başlangıçta sadece kendi
gruplannın ürettikleri mallann
kredili satışını finanse edecek
gibi görünüyor. Koç örnegini
ele alırsak, 500 milyar lira tü-
ketici kredisi verebilecek bir
Koç finansman şirketinin,
1990 ciroları 2 trilyonu bulan
Tofaş ve Arçelik ürünlerinin
pazarlanmasında bile yeter-
siz kalacağı açık. Bu durum-
da başka gruplann ürünleri-
nin satışını desteklemeleri
herhalde beklenemez.
Sabancı: Toyotaile evliyizEkonomi kulislerinde bir süre-
dir Sabancı Grubu'nun Toyota
ile ilişkileri üzerinde kara bulut-
lann dolaştığı yolunda söylentiler
dolaşıyor. Kimine göre Japonya'-
nın dev otomobil üreticisi Toyo-
ta, dünya ekonomisindeki muh-
temel durgunluğu da dikkate ala-
rak Türkiye'ye gelmekten vaz-
geçmiş. Sabancı'nın Toyota ile
ilişkisi, ithalatla sınırlı kalacak-
mış.
Kimine göre ise Sabancı, Toyota ile bu se-
rinleyen ilişkiler sonucu Türkiye'ye yıllardan
beri gelmek isteyen ama işbirtığine girdiği
her 2 Türk grubu da sıkıntıya düştüğü için
bunu bir türlü gerçekleştiremeyen Fransız
Peugeot'ya yaklaşmış. Ercanlar ve Asil Na-
dir'in yapamadığını Sabancı yapacak, Pe-
ugeot ile ortak otomobil üretecekmiş.
Kulislerdeki bu söylentileri Sakıp Saban-
cı'ya aktardık. 'Keslnlikle hayır' dedi. To-
yota ile ilişkilerinin aksamadan sürdüğünü
belirtti ve en geç 3 ay içinde Geb-
ze'de fabrikanın temelini atacak-
larını, 1992 sonu ya da 1993 ba-
şında da Türkiye'de Toyota üret-
meye başlayacaklannı söyledi.
Sabancı, Fransız Peugeot gru-
buyta yakınlaşmayla ilgili soru-
muza ise "Yok efendim, U
maz. Bir kere ben evliyim. To-
yota'yla evlendim. Evliliğimiz-
de bir sorun da yok.
Bu durumda kalkıp da Peugeot il« «vton-
mem olacak iş ml" diye yanıtladı, Sabancı
şirketler arası evliliklerde de sorunlar ve bo-
şanmalar olabileceğini, ancak Toyota ile iliş-
kilerinde bugüne kadar bir pürüz çıkmadığı-
nı ve ortaklık için imza atıldığından bu yana
hangi iş hangi tarih için planlanmışsa, bu
plarriamanın aksaksız yürütüldüğünü, yerti
Toyota'ların üretime geçmesi için verdiğr
1992 sonu, 1993 başı tarihinin de yine bu ilk
planlamada böyle belirlendiğini ekledi.
Moraller düzeldi, ya işler...Körfez'de savaşın bitmesiy-
le iş âlemınde moraller epey-
ce düzeldi, ama ya işler... Ba-
zı piyasalar canlandı, bazı ke-
simlerde işler açıldı. ama
ekonominin geneli için ufuk-
ta canlılıktan çok daralma gö-
rünüyor
Canlanmanın belirgin okJu-
ğu sektörler otomobilden
buzdolabına, televizyona da-
yanıklı tüketim malları. Ama
bu sektörlerdeki canlanma,
Körfez krizinin bitişiyle mi,
yoksa yüksek oranlı zamlarla
biten toplusözleşmelerle mi
ilgiii diye sorulsa, herhalde
yanıtı Körfez krizi olmaz.
Buna karşılık inşaat sektö-
ründe, tekstilde ve turizmde
durgunluk alabildiğine sürü-
yor. Bankacılar ise firmaların
yurtdışmda beklettikeri ihra-
cat gelirlerini Türkiye'ye
transfer etmeye başladıklan-
nı, işlerin bir ölçüde canlan-
dığını, ancak devlet bu denli
iştahla borçlandığı sürece pi-
yasada gerçek bir canlanma
beklenmemesi gerektiğini
belirtiyorlar. Çünkü bankacı-
lar devieti fonlamaktan, sana-
yiciye verecek para bulamı-
yorlar ya da çok yüksek oranlı
faizlerle kredi kullanmak sa-
nayicinin işine gelmiyor.
Işadamları şu günlerde
tüm dikkatlerini Cumhurbaş-
kanı Özal'ın Sovyetler Birli-
ği ile ardından Amerika'ya
yapacağı geziye, bir de Dev-
let Bakanı Işın Çelebi'nin
"Körfez turu"na yöneltmiş
durumdalar. Bu gezilerle bir-
likte gerek Sovyetler Birliği 'n-
de gerekse "yıkılan Körfez-
in yeniden imannda" Türk iş
âlemine yeni iş olanaklarının
açılacağı umuluyor. Özal'ın
Amerika gezisi ise bu iş ola-
Kıbns Türklerine özgürlük getiren Kıbns Banş
Harekatı'nın hangi yılyapıldtğım hatırhyor musunuz?
naklarının finansmanını sag-
layabilecek kredi olanaklan
açısından değerlendiriliyor.
İşadamlarının bir gözü
cumhurbaşkanı ve bakanlann
gezilerindeyse diğer gözü
Merkez Bankası'nın aradan
çekilmesinden sonra yüzde
130'lara fıriayan İnterbank fa-
izlerinde. Bir gecelik faizleri
yüksetten kim? Bu sorunun
yanıtı çok zor değil. Talep
devietin bir anlamda kasası
olan Ziraat Bankası tarafın-
dan yaratılıyor. Ziraat Banka-
sı'nın günde ortalama 1 tril-
yon liralık talebinden söz edi-
liyor. İnterbank'ın günlük hac-
mi zaten 25-3 trilyon dolayla-
nnda. Ziraat Bankası 1 trilyon
gibi yüksek taleple piyasaya
girinci faizler fırlıyor.
Pekiyi Ziraat Bankası ne-
den bu denli yoğun bir talep-
le İnterbank'a giriyor? Devie-
tin ödemelerinin aksamama-
sı için... Sorun dönüp dolaşıp
yine devietin borçlanmaya
dönük "iştahında" düğümle-
niyor. Öte yanda Merkez Ban-
kası'nın başarılı bir operas-
yonla emisyon hacmini 15 tril-
yonlara geri çektiği ve yılba-
şından bu yana bir aralar yüz-
de 20'lere fırlayan emisyon
artış oranını yüzde 7'lere ge-
rilettiği ortada. Paranın bu-
denli sıkıkjtğı, taizlerin yüksel-
diği, devietin büyük bir iştah-
la yüksek oranlı faizlerle Ha-
zine Bonosu ve tahvil sattığı
şu ortamda piyasalann can-
lanabilmesi mümkün mü?
Bu nedenle iş âlemi açısın-
dan "moraller" düzeldi, ama
belli sektörler dışında
"işterln" de moraller gibi dü-
zelmesi sanınz pek kolay ol-
mayacak.
DÜŞÜNÜYORUM
ÖYLEYSE
VURUN
tlhsn Selçuk
20. bası 7.000 lira (KDV içinde)
Çagdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödemeli gönderilnıez.
GÜLERYÜZLÜ
CİDDİLİK
Vedat Giinyol
5.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-îsıanbul
Ödemeli gönderilnıez.