Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/4
THY'de
uyuşmazhk
• İs-Sendika Servisi —
Hava-îş Sendikası'nın 1
nisanda grev uygulama
kararı aldığı THY AO ve
HAVAŞ'ta çahşan 10 bin
500 işçi için sürdürülen
toplusözleşme
görüşmelerinde dün de
uyuşmazlık giderilemedi.
Kamu işveren sendikası
TÜHlS ve THY yöneticileri
dün Hava-Iş'e yeni bir
teklif verdiler. Hava-lş
Genel Başkan Yardımcısı
Nabi Delice, verilen yeni
teklifin önceki gün verilen
teklife göre 335 bin lira
artış getirdigini ve ücretlerin
en alt gnıpta birinci 6 ay
için brüt 1 rnilyon 215 bin,
ikinci 6 ay için bir milyon
676 bin liraya ulaştığını
bildirdi.tşveren tarafının
bu teklifin benimsenmesi
durumunda uyuşmazhk
konusu olan bazı idari
maddeleri kabul
edebileceklerini de ilettiğini
belinen Delice, "Bizün bu
teklifi kabul etmemiz
mttmkün değil.
Üyelerünizin insanca
yaşamalanna yetecek
gerçekçi bir ücret teklifi
gelmeden de grev öncesinde
ciddi bir topiu pazarlık
gerçekleşemez" dedi.
Çetin'den
destek
• NEVŞEHİR
(Cumhuriyet) — SHP
Genel Sekreteri Hikmet
Çetin, gerçek bir genel
affın "cezalann tüm
sonuçianyla ortadan
kaJdınlması" anlamına
geldiğini belirterek, "Yine
de cezaevindeki insanlann
bayramlarını evde
geçirmelerini sağlamak için
her türlü girişime destek
vereceğiz" dedi. Iktidarın
tasarıyı bir an önce
parlamentoya getirmesini
isteyen Çetin, "lşkence suçu
işleyenlere sınırlama
getirilebileceğini" söyledi.
Çetin, 7 nisanda belediye
başkanhğı seçimi yapılacak
Nevşehir'e giderken parti
otobüsünde "tecü"le ilgili
görüşlerini açıkladı. Ara
rejimlerden sonra
parlamenter sisteme
geçilmesiyle genel affın
kaçınılmaz hale geldiğini
kaydeden Çedn,
"Türkiye'de 12 Eylül
dönemi hukuksuzluğu
%
dikkate alındığında genel af
kaçınılmaz olmaktadır.
Çunkü, o dönemde çok
farklı uygulamalarla
karşılaşıldı, aynı davalarda
farkiı cezalar verildi" diye
konuştu.
Kırcalı'dan
itiraz
• ANKARA (UBA) —
Eski Danıştay Başkanı
Süleyman Sırrı Kırcalı,
avukatlık başvurusunu
reddeden Ankara Barosu
Yönetim Kurulu kararına
k,arşı Barolar Birliği'nde
itiraz hakkını kullanacağını,
gerekirse hak aramayı
bakanlık düzeyinde de
sürdüreceğini söyledi.
Süleyman Sırrı Kırcalı,
Ankara Barosu kararının
henüz kendisine tebliğ
edilmediğini, ancak
basından izlediği kadanyla
avukatlık başvurusunun
reddedümesinin hakü
gerekçelere
dayandırılmadığını önesürdü.
Çözüm erken
geçim
• ANKARA (UBA) —
<YP TBMM Grup
r^kanvekili Vefa Tanır
Hf'^riyîe'jıin sorulanndan ve
irThurbaşkanı Turgut
yp
mümküıT
Ve?£>
gün tartışmayKa
plan
mutabakat projŞl
er
<y
le
olanak görüşlerinK,
açıklarken DYP'nin«Çu
projeyle Türkiye'nin
demokratikleşmesi y
kamuoyu nezdinde bir
görevi daha yaptığını
belirterek, "Erken seçirn
için taviz veriyoruz. 1
iktidara 'erken seçim \
yapmak kaydıyla anayasafc*
istediğiniz ve bizim de
mutabık olduğumuz bazj
maddelerin degiştirilmesi
için size yarJımcı oluruz'
diyoruz" dedi.
Kflpatnıaya
fanama _
• ANKARA (ANKA) -
Halkevleri Genel Merkezi
izinsiz kurs açtığı
gerekçesiyle Dikmen
Halkevi'nin kapatılmasıoı
kınadı. Halkevleri Genel
Sekreteri Dr. Ergin Atasu
yaptığı açıklamada,
halkevlerinin 1932 yılında
kamu yaranna kurulduğunu
belirterek "Halkevleri
tüzüğünün gereği belirli
dokuz ana konuda eğitim
yaparak yetenekli halk
çocuklarını 59 yıldır hiçbir
karşılık beklemeden
eğitmektedir" dedi.
HABERLER 31 MAKT 1991
DSP GenelBaşkanı Bülent Eceviften önerv
Uhısal uzlaşma aııayasasıANKARA (Cumhuriyel Bü-
rosu) — DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit, bir Kürt Enstitü-
sü yerine "Türkiye Kültürü
Enstitüsü" kurulmasını önerdi.
Ulusal uzlaşmayı yansıtacak bir
anayasa hazırlanmasının gerek-
liliğini vurgulayan Ecevit'in so-
rulanmıza verdiği yanıtlann 2.
bölümü şöyle:
— Irak Knrtleri bir federe
devlef veya ayn devlet kurariar-
sa, "Türkiye'ııin güneydoğnsun-
da çok sayıda Kürt yaşıyor,
onun için Tiirkiye'nin bu bölgesi
de o devlete katılmalı" döşttn-
cesi ağıriık kazanabilir mi?
ECEVİT — Bunu şimdiden
söyleyenler var. Ama bu mantık
dünyanın her bölgesinde sorun
yaratabilir.
örneğin Türkiye de bazı
komşu ülkelerin belirli bölgele-
rinde veya federe devletlerinde
Türklerin çogunlukta olduğunu
öne sürerek, o bölgelerin veya
devletlerin Turkiye'ye katümala-
n gerektiğini söyleyecek olsa yer
yerinden oynar.
önemli olan, bizim, Güney-
doğu ve Doğu Anadolu'nun yan
feodal yapısını değiştirip, hak-
ça bir düzen içinde hızla geliş-
mesini sağlamamız ve bölge hal-
kı üzerindeki devlet baskısım
kaldırmarruzdır. Bunlan başara-
bildiğimiz oranda, Irak'ta kuru-
lacak bir federe veya bağımsız
Kürt devletinin Türkiye üzerijı-
de hiçbir etkisi olmaz.
Tabii, anadil yasağı gibi saç-
malıklara da son verilmesi gere-
kir.
— Türkiye'de bir "Kürt kül-
(ürii enstitüsü" kurulması gibi
öneriier de günderae geliyor. O
konuda ne düsünüyorsunuz?
ECEVİT — Birkaç yıl önce,
Aile dostumuz amerikab bir
karı-koca Türkiye'ye gelmişler-
di. VVashington'daki "Smithso-
nian" Enstitüsü'nce Türkiye'nin
tarihiyle ve külturüyle ilgilenen-
ler için düzenlenen bir gezi prog-
ramına katılıyorlardı. Ankara-
ya geldiklerinde, kendilerini Po-
lath yakınında, Midas'ın meza-
rının bulundufu köye götur-
düm. Bir köylü rehber bize ön-
cülük ediyordu. Derince bir ka-
zı yerinin yanında sohbet eder-
ken, Amerikalı dostlanmız,
"Katıldığıımz gezinin programı
çok kanşık ve çok yüklü, her de-
vir için ayn bir program düzen-
lense daha iyi olurdu" dediler.
Dostlanmızın bu sözlerini
rehbere aktardım. Köylü rehber
şöyle konuştu:
"ŞTI yanında durdugumnz ka-
zı yerindeki tabakalara bir ba-
kın... Bu iç içe gecmis (abaka-
lan tnnç çağı, Frig dönemi, Hi-
tit dönemi, Lid>~a dönemi, He-
lenistik dönem, Roma dönemi,
Hıristiyanlık dönemi, Törk ve-
ya Islam dönemi diye ayınp her
biri için ayn ayn geziler düzen-
lemek mümkün mü?"
O köylürehberinsözlerinden,
son zamanlarda Türkiye'de bir
Kürt kültürü enstitüsü kurulma-
sını savunan bazı ilerici aydın-
lanmızın da alabilecekleri bir
ders var... Türkiye'nin kültürü
binlerce yıl boyunca öylesine de-
gişik kökenlerden gelen kültür-
lerin kaynaşıp bütünleşmesin-
den oluşan bir alaşım ki bu ala-
şımın öğelerini birbirinden ko-
puk olarak incelemek olanaksız.
Onun için, bence gerekli olan,
bir "Türkiye kültürü enstitüsü"
kunılmasıdır. Böyle bir enstitü,
elbette, Türkiye kültürünün bü-
milletindenim" diyen herkes, di-
lerse Orta Asya kökenli Türk ol-
duğunu da Kürt, Arap, Sürya-
ni, Çerkez, Abaza, Gürcü, Laz
asıllı Türk olduğunu da söyleye-
bilmelidir. Nitekim söyleyebil-
mektedir.
Ermeniler, Rumlar, Yahudiler
de ülkemizde, kendi etnik kira-
liklerini korurken, Türk milleti
ile bütünleşmişlerdir. Hiçbirine
aynmcı gözle bakılamaz.
— Cumhurbaşkanı Özal,
Başkan Busn'a, Camp David'de
"slratejik işbirligi" önerdigini
açıkladı. Bu konuda ne düşünü-
yorsunuz?
ECEVİT — Sayın özal ABD
Başkanı'na "stratejik işbirliği"
önerisini Türkiye adına yapmış
Türkiye adına yapılmış ciddi bir
devlet önerisi gibi algılamamış
olmalıdır. -v
Sayın Özal'ın, olsa olsa, ken-
di siyasal durumu ve geleceği
için Başkan Bush'a "stratejik
işbirliği" önerdigi düşünülebilir.
Nitekim, basına sızan bir habe-
re göre Sayın özal'Ia birlikte
Camp David görüşmelerine ka-
tılan Devlet Bakanı Sa>in Güneş
Taner, ABD yetkililerine, "iste-
diğimiz parayı vermezseniz se-
çimlere zor durumda katılırız"
demiş. Bu da Sayın Özal'ın,
ABD'ye, Türkiye adına değil,
kendi adına, kendi cıkarı ve par-
tisinin çıkan uğnına, "stratejik
işbirliği" önermiş olabileceğini
doğruluyor.
Ecevit, bir 'Kürt Enstitüsü' kuruiması yerine Türkiye
Kültürü Enstitüsü' kurulması gerektiğini söyledi. DSP
lideri Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, ABD'ye yaptığı
'stratejik işbirliği' önerisinin, Türkiye adına değil,
kendi adma yapılmış olabileceğini belirtti.
tunlüğü içinde Kürt katkısım ve
öğesini de, komplekssiz olarak
ve "Kürtler de Türk ırkından-
dır" yollu ırkçıhk zorlamalan-
na kalkışmaksızın, derinliğine
inceleyebilmelidir.
Türkiye'nin kültürü gibi hal-
kı da etnik kökenlere göre bir-
birinden aynlamayacak bir bü-
tündür, bir aiaşımdır. Çünkü
binlerce yıl boyunca, değişik ırk-
lardan, kökenlerden ülkelerden
gelenlerle daha önce bu toprak-
larda yaşayanlann çocuklan, ay-
nmsız kaynaşmışlardır.
Onun için hep söylediğim gi-
bi, Türkiye bağlamında "Türk"
adı, bir ırkın değil, bir milktüı
adıdır. Ama "ben Türk
olamaz. Çünkü Türkiye Cum-
huriyeti Devleti'nin yetkili or-
ganlarında böyle bir karar aim-
mamıştır. Sayın Özal'm "strate-
jik işbirliği" ile ne demek iste-
diği de bilinmemektedir.
Gazetecüer ne demek istedi-
ğini sorunca, Sayın özal,
"Biraz sizier de bunun üzerin-
de spekülasyon yapm, anlama-
ya çalışın" demiş.
Sayın özal ciddi bir devlet
adamı olmayabilir. Ciddiyetten
hoşlanmadığı da bellidir. Ama
Türkiye Cumhuriyeti Devleti cid-
di bir devlettir. ABD de ciddi bir
devlet olduğuna göre, herhalde,
Başkan Bush, Özal'ın önerisini
— Camp David göriişmele-
rinden Özal'ın \eya Türkiye'nin
güçlenerek çıktığı soylenebilir
mi?
ECEVİT — Camp David'de
dostça ağırlanıp "stratejik işbir-
liği"nin temelini atarak, ABD-
de büyük üne ve saygınlığa ka-
vuşan ilk Ortadofulu önder Sa-
yın Özal değil. Daha önce Mı-
sır Devlet Başkanı Enver Sedat
da böyle ayncalıklardan yarar-
lanmıştı. Fakat sonuç olarak,
Mısır, Ortadoğu'da yıiiarca ya-
payalnız kaldı. Amerika'dan al-
dığı cömertce yardımlara karşın
da ekonomik ve siyasal yaşamı-
nı bir türlü düzene sokamadı.
Onun için, uiusca çok dikkat-
li davranmalıyız. Türkiye Cum-
hurbaşkani'nm, Mısır'daki dev-
let başkanı ile aynı konumda ol-
madığını, tüzel anlamda
"sorumsuz" olduğunu, kendi
başına Türkiye*yi bağlayıa an-
laşmalar yapamayacağını ve
öneremeyeceğini, bürün dünya-
ya duyurmalıyız.
— Sayın Özal Amerika'va gi-
derken, "tasiak" adı aldnda, ba-
zı anayasa değişikligi önerileri
açıkiandı. Bu konuda ne duşü-
nüyorsıınaz?
ECEVrr — Demokratik Sol
Parti, yeni bir anayasa hazırlan-
ması gereğiru ilk gündeme getir-
naiş olan partidir. 1985 progra-
mında bu konuyla ilgili özel bir
bölüm vardır. Türkiye'mn yü-
rürlükteki anayasaya sığamadı-
ğını, bu anayasayla demokrasi-
nin gerçeklik kazanamayacağı-
nı, topluma huzur gelmeyecegi-
ni artık herkes kabul ediyor.
Onun için, bir an önce, ulusal
uzlaşmayı yansıtacak bir yeni
anayasa hazırlanmalıdır.
Yeni anayasayı ulusal uzlaş-
maya dayandınnanın yöntemini,
24 mart giinü büyük kurultayı-
mızın aldığı bir kararda göster-
dik. Bu kararda belirtildiği üze-
re, bu yü, olabildiğince erken bir
tarihte, seçmen iradesini çar-
pıtmayacak adaletli bir seçim
sistemiyle, genel seçimlere gidil-
meüdir. Şimdiük anayasada, sa-
dece, seçmen yaşını 18'e, millet-
vekili seçilebilme yaşını da 25'e
indirecek bir değişiklikle yetinil-
meüdir. Bir geçicı anayasa mad-
desi ile de erken seçimlerden
sonra oluşacak Büyük Millet
Meclisi'ne, en geç bir yıl içinde
yeni bir anayasa hazırlayıp hal-
koylamasına sunma görevi veril-
melidir. Yeni Meclis bir yıl için-
de bu görevi yerine getiremezse
seçimlerin yenileneceği de önce-
den hükme bağlanmalıdır. Ay-
nı zamanda, işçi ve iş'veren ku-
ruluşlannın, meslek odalannın,
toplumsal örgütlerin, tarırn ko-
operatiflerinin ve üniversitelerin
temsil edileceği bir danışma ku-
rulu oluşturulmalı ve yeni Mec-
lis anayasa hazırlığı sırasında bu
danışma kurulunun da katkıla-
rından yararlanmalıdır.
Bugünkü Meclis seçmen ira-
desini görülmemis ölçüde çarpı-
tan adaletsiz bir seçim sistemin-
den kaynaklandığı için bu Mec-
lis'ten çıkacak köklü anayasa
değişikliklerinin ulusal uzlaşma-
yı yansıtmadığı her zaman öne
sürülebilecektir.
DSP önerisi bu sakıncayı gi-
derdiği gibi Meclis'te grubu bu-
lunan muhalefet partilerinin er-
ken seçim isteğini de karşıla-
maktadır.
BİTTt
POÜTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇFTİIIKAYA
IftarSofrasında
Politika...Başbakan Yıldırım Akbulut'un Hilton Oteli'nde verdiği rf-
tar yemeği liberal ve muhafazakâr kanadı uzlaştırmaya yö-
nelik mi?
Muhafazakâıiann İstanbul il başkan adayı Talat Yıimaz,
bir uzlaşmanın söz konusu olmadığını, bunun altında baş-
ka şeyler aramanın doğru olmadığını vurguluyor.
Yıimaz şöyle diyor:
— Başbakan bana çözüm yolunda hiçbir öneri getirme-
di. Ben ANAP'a zarar verrniyorum. İftar yemeği bir uzlaş-
ma için düzenlenmemiştir Kamuoyu biljyor, iptal edilen kong-
renin galibi biziz...
ANAP'ın liberal kanadından gelen haberter ise değişik.
Akbulut'un verdiği iftar yemeğinin amacı açık seçik ortada:
— Talat Yıimaz adayiıktan çekilecek, ama bir koşulu var.
Yönetimde muhafazakâr ve liberallerin eşrt sayıda olmasını
istiyor...
Talat Yıimaz ise bu söylentileri yalanlıyor:
— Hayır bu sadece iftar yemeğidir. Biz Akbulut'la çözüm
konusunda anlaşmaya varmadık...
Başbakan Akbulut, Cumhurbaşkanı Turgut Özal ABD ge-
zisindeyken niçin fstanbufda iftar yemeği düzenliyor?
Liberal kanadın önde gelen adları şöyle yanıt veriyorlar:
— Akbulut, Sayın Turgut Özal a danışmadan, iftar yeme-
ği veremez. istanbul'da bir nabız yoklaması yapıldı. Uzlaş-
maya doğru gidifiyor. Sayın Cumhurbaşkanı, Akbulut'a 'Ben
ABD'ye gıüığimde bu işi brtir' demiş. Şimdi Akbulut işi bitir-
meye çalışıyor...
Bir soru:
— Yani Semra Hamm'ın il başkanlığında muhafazakâr-
liberal ortaklığı mı?
ANAP'lı liberal "Galiba öyle" diyor ve ekliyor:
— İftar yemeğini genel merkez düzenliyor. Akbufut, parti
içinde birlik ve beraberliği gerçekleştirmek için bu yemeği
düzenliyorsa gayet iyi. Eğer, Özalların yokluğunda parti için-
de kendi ağıriığını koyma gibi bir düşüncesi varsa kendisi
bilir.
ANAP'lı liberal bir kuşkusunu da şöyle yansıtıyor:
— Eğer yemek Talat Yılmaz'ı destekleyen muhafazakâr-
ların bir gösterisi haline dönüşürse o zaman Sayın Başba-
kan'ın düşünmesi gerekir...
Evet, ANAP'ta sıkıntılı ve gergin günler sürüyor..
Cumhurbaşkanı Özal'ın yokluğunda yetki tasarısı Yusuf
Bozkurt Özal tarafından makaslanmış, bir başka deyişle kuşa
çevrilmişti. Anayasa değişikligi de ANAP grubunda eleşti-
rilmişti. Kürt sorunu ise askıya alınmıştı.
Onun için Akbulut'un İstanbul Hilton'da verdiği iftar ye-
meği değişik yorumlara neden oluyor. Birincisi; bu yeme-
ğin liberaller ile muhafazakârları uzlaştırma amacı taşıdığı
yolunda. İkincisi de hükürnette ve ANAP grubunda yok oten
gücünü kanıtlamak için atağa geçtiği havasını yaymak.
Acaba hangisi doğru?
Sanınz ikisi de yanlış. Çünkü Cumhurbaşkanı'nın ABD ge-
zisi hem hükümette hem de ANAP grubunda bir boşluğu
doğurdu. Başbakan Akbulut'un, özal desteği olmadan ya
da "buyruk" verilmeden bir şey yapamayacağı anlaşıldı...
Hükümet, Cumhurbaşkanı Ozal'ı bekliyor...
Kürt sorunu kamuoyunda tartışılırken hükümet susmayı
yeğliyor. Özal'ın, ABD gezisi sırasında hükümetin suskunlu-
ğu, bunun en somut örneği gösterilebilir. Kürtçe konuşma ya-
sağını hafifleten yasa tasansının geri çekilmesi hükümetin
tavirsızlığını yansıtıyor. Cumhurbaşkanı Özal. ABD'den dön-
dükten sonra bu konu yentden gündeme gelecek hiç
kuşkusuz.
Cezaların ertelenmesi de aynı biçimde bir çizgi izfedi. Ak-
bulut, "Af bayramda" derken, Adalet Bakanı, "Söz veremerr£;
yanıtını verdi. ;>jt
Evet. ANAP grubu ve hükümet Akbulut'u dinlemiyor.
İstanbul ifçe başkanları Akbulut'u dinliyor mu?
Ama Başbakan hiç umursamıyor bu olup bitenleri. İstanbul
örgütüne Hilton'da yemek veriyor.
Güçlü başbakan, güçlü genel başkan görüntûsü vermek
için değil, Özal istediği için.
DE3MİREL, ÖZAL'A ARKA ÇIKT1
Yumiırta ataıılan kınadı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)— DYP Ge-
nel Başkanı Süleyman Demirel, Cumhurbaşka-
nı Turgut Özai'ı hem eleştirdi hem de arka çıktı.
Demirel, "Cumhurbaşkanı kim olursa olsun New
York sokakiarında domates ve yumurtaya ma-
ruz kaJmasını kınıyonım. Bu, o üikenin demok-
ratik olduğunu degil orada saygısızlığın hâkim
olduğunu gösterir" diye konuştu.
DYP Gençhk ve Kadın Komisyonu'nca her ay
düzenlenmesi kararlaştınlan "htir kürsü" pane-
linin iJkinde "anayasada cumnarİMşkaauun yeri"
tartışıldı. Konuşmacı olarak Prof. Dr. Erzan Er-
zurumluoğlu ile Cumhuriyet gazetesi Ankara
temsilcisi Ahmet Tan'ın katıldığı toplantının açılış
konuşmasını yapan DYP lideri Demirel, anaya-
sada cumhurbaşkanının yerinin belli olduğunu
ancak, cumhurbaşkanı olan kişinin o yerde dur-
madığını söyledi.
"Cumhurbaşkanı olan kişinin çıktıgi yer doğ-
ru, çıkış şekli oturuş şekli yanlış" diye konuşan
Demirel, kurallar, kurumlar ve prensiplerin ait
üst olması durumunda rejimin sağlıklı işleyeme-
yeceğini belirtti. Demirel, Türkiye'nin anayasa
yapmayı beceremediğini, anayasa yapsa bile uy-
gulamasını başaramadığım anlattı.
Şekli kurallara uyulmasının yeterli olmadığı-
nı kuralların özünün dikkate alınması gerektiği-
ni vurgulayan Demirel, ABD'de Cumhurbaşka-
m Özal'a yöneltilen, domatesli, yumurtalı pro-
testo eylemine de değinerek, şunlan söyledi:
"Türkiye Camburbaşkanı kim olursa olsun
New York sokaldannda domates ve yumurtaya
maruz kalmasım kmıyorum. Bu bir asagılık olay-
dır. Biz burada her şeyi tartısınz ama dışansı söz
konusu olunca birlik ve beraberiik içinde>1z. Bu
olay, o üikenin demokratik oldugunu göstermez.
O ülkede savgısızlığın hâkim olduğunu, aytbın
yapılabildigini gösterir. Bunu kınıyonım, görii-
lüyor ki, dostumuz diye sanldıgımız devletler,
Türkiye'ye yönelik asırük nefretlerin yeri olmuş-
tur."
Konuşmacılardan Prof. Erzurumluoğlu ise,
1982 Anayasası'nın sorumsuz olmasına karşın
cumhurbaşkanına normalin ötesinde yetkiler ver-
diğini belirtti ve bunu, "Çünkü 1982 Anayasası
faukuka göre degil, Evren'e göre düzenlenraiştir"
diye açıkladı.
Ahmet Tan da konuşmasında, cumhurbaşka-
nmı anayasal konumu ve Türkiye'deki uygulama-
iar konusundd gazetecilikte karşılaşılan çeşitli
olaylardan örnekler verdi. Tan, "ÖzaJ tipi bir
cumhurbaşkanının anayasa içinde
bulunmadığım" söyledi. 13. yüzyılda Magna Car-
ta'mn kralın yetkilerinin kısılması esasına dayan-
dığını anımsatan Tan, "Ama 20. yüzyıl biterken
deresmikraiımızın yetkileri artunimak isteniyor"
dedi.
Tan, Özal'ın yasama ve yürütmeden sonra,
anayasadaki yetkilerini eğip bükerek yaptığı ata-
maJarla yargıyı da ele geçirme aşamasına geldi-
ğini belirtti ve "askeri yönetimin liderini bile
memnun eden anayasa Sayın Özal'ı memnun et-
miyor. Sayın Özal belki onu çok demokratik bu-
luyor. O S kişi tarafından hazırlanmıştı, şimdi bir
kisi tarafından hazırlanraak isteniyor" diye
konuştu.
ŞİŞLİ BELEDİYESİ TAKAFEVDAN YAPTTRILAN A3VKET;
SHP'nin oyu yüzde 24.1
İç Politika Servisi— Şişü öe-
lediyesi bir kamuoyu araştırması
yaptırarak Şişli ilçesindeki seç-
menlere "Son seçimden bu ya-
•a Şişli Belediyesi hangi çalıs-
malan gerçekleştirdi" sorusunu
yöneltti. "Yüzyüze anket" yön-
temiyle gerçekleştirilen araştır-
ma sonunda görüşülen denek-
lerden yüzd« 60'ı "hiçbir
çaltşmayı" söyleyemedi. Yapılan
çalışmalan sıralayarriardan yüz-
de ll'i "yol yapımı", yüzde 6'sı
ise "doğalgaz" diye yanıt verdi.
Geçen yıl da yapürılan ankette
"denetlemelerin yeterli
oldugunu" söyleyenlerin sayısı
yüzde 6 iken bu oran bu yıi yüz-
de 3'e düştü.
Şişli Belediyesi'nin Yönelim
Arâştırma adlı şirkete hazırlat-
tığı anket sonuçları 35 sayfalık
bir rapor halinde bastırılarak
dağıtıldı. "Son seçimden bu ya-
na Şişli Belediyesi hangi çalış-
malan gerçekleştirdi" şeklinde-
ki asıl sorunun yanı sıra "Şişli
Belediye Başkam kimdir" sonı-
su da deneklere yöneltildi. Şiş-
lili seçmenler bu soruya yüzde
97 oranında Fatma Girik yanı-
tını verirken yüzde 3 de büme-
diğini söyledi. Yapılan çalışma-
larla ilgili sorulan soruya alınan
yanıtlardan "en yarartı bulunan
calışmalar" konusunda "Çöp,
yol, doğalgaz" ilk sıralan pay-
laştılar.
Araştırmanın 'gıda maddele-
ri satışı" bölümünde bu tür yer-
lerin denetlenmesiyle ilgili ola-
rak Şişli ilçesi sakinlerinin yüz-
de 27.1'i "Yapılıyor, olumlu, de-
vam etsin" dedi. Denetimleri
"yetersiz" bulanlar yüzde 26.3,
"Hiç denetim vapılmıyor" di-
yenler ise yüzde 9.6 olarak çık-
tı. Belediyenin "temizlik" çaly-
malarının "yeterliliği"ne de seç-
menlerden yüzde 25.5'i "yeter-
M", yüzde 57.8'i de "yetersiz" ya-
nıtını verdi. "Çöpün düzenli ve
daha sık toplanmasını" isteyen-
lerin oranı 1990 yılmda yüzde 19
iken, bu kez yüzde 32 bu talep-
de bulundu. Çöp konusunda
"vatandasın yapması gereken-
ler" başlıklı bölümde ise yüzde
38, "vatandaşın çöpleri torbala-
ması"nı, yüzde 18 "kutu ve bi-
donlara atmasını", yüzde 15'i ise
"sokaklarm da vatandaşiar ta-
rafından temizlenmesi"ni öner-
diler. Çukurların sorum-
lusu olarak "yüzde 47.3 ile Şişli
Belediyesi 1. sırada yer aldı."
Onu yüzde 22.3 ile Anakent Be-
lediyesi izledi. Belediyeden
"şikâyetçi" olanlar yüzde 46.3,
olmayanlar ise yüzde 53.7 ola-
rak kayıtlara geçti. Anketin son
bölümünde "Bugün seçim olsa
belediye başkanlığı için bangi
partiye oy verirdiniz" sorusunun
sonuçlari ise "Yüzde 24.1 SHP,
8.4 ANAP, 5.1 DSP, 4.8 DYP,
7.8 RP, 3.4 DMP, 27J kararsız,
12.7 yanıtsu" olarak çıktı.
Dört başlı cüce:
SHP
SHP'deki hizipler, Anayasa
değişikligi, Kürt sorunu ve Af
konusundaki görüşlerini
açıkladı: Hepsi birbirinden
farklı... BaykaJcılar, genel
merkezciler, öçüncü
dünyacılar, yenilikçiler.
Görüşlerden görüş beğenin...
Talana güvence
TBMM'de görüşülmeyi
bekleyen İmar Yasası
değişikligi, kentlerin kellesini
hükümete teslim ediyor. İmar
yetkisi, belediyelerden alınıyor.
Kentlerimize sahip çıkalım
Oscar'lıbirTürk...
Altın Portakal'la, televizyon
dizileriyle gelmeyen "şöhrefi,
Oscar'la yakalayacak mı? Nur
Sürer'in albümünden...
•TSYD'de ihraç kavgası
"Camia"da fırtına koptu...
Dernekten atılan Ali Sami Alkış,
suçluyor: "Spor tüccarlığı başladı"
• Irak Kürtleri'nin başarısı komşu
ülkeieri de etkileyecek
• ABD Türkiye'yi neden sattı?
• Ölümle biten bir aşk: "Leyla"
alevi, "Mecnun" sünni olursa...
nenerede
Marlon Brando'nun doğum günü,
"Kan Kardeşleri", İstanbul'un kafeleri,
Ankara'nın vitrinleri, İzmir'in
sinemaları... Kentlinin rehberi
Ekran gerisinden keyifli ve ürkütücü haberler
OzelTV
sadece porno
ve Özal mı?#"Özel TelevizyorTa soyunan kuruluşlar... Daıteyi kim haber verir?..
Ekranda seksin çekiciliği... Özal'a sığınanlar...
• Türker İnanoglu (Ulusal Radyo Televizyon): "Yasa çıksın, bir hafta
sonra yayındayız ve bir numarayız..."
• Rahmi Er (Türkiye Gazetesi Radyo Televizyonu): "Sony firması taa
Amerikalardan haber almış, cihaz satmaya geldi."
• Ali Baransel (TRT Yüksek Kurulu üyesi) : "Onümüzdeki ayiarda özel
—TV yasağı kalkacak" ;—
DÖRT BASLI CUCE:$HP
DERGI
BİRDEN
] EKRANIN GERİSİNDE OLÜP BİTENLER
noKtaHAFTALIK HABER DERGİSİ
O
TELEV
SADECE POBM