22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER KöRFEZ SAVAŞISONRASITÜRKİYE VE KÜKTLER 18 MAKT 1991 Gölge kabineye güven oyu • ANKARA (UBA) — Sosyal Demokrat Halkçı Parti Muğla Milletvekili Musa Gökbel, SHP Genel Başkanı Erdal Inönü'nün gölge kabineyi grubun gûven oyuna sunmasını önerdi. Gökbel, "O zaraan çıkan fotoğrafı sayın genel başkan da yakından gönnüş olur" dedi. SHP'de 3. Dünyacılar olarak •dlandırılan harekette yer alan ve hakkında MYK karanyla disiplin (oruştunnası açılan Musa Gökbel, kurultay karanna her zaman saygılı olduğunu belirterek "Ben hiçbir zaman parti meclisi ya da merkez yürütme kurulu ttyelerine karşı tepki göstermedim. Çünkü, o organlarda yer alanlar kurultay iradesiyle seçildiler. Benim eleştirdiğim, seçilmeksizin bazı görevlere gelenler" dedi. 'Basınla Sohbet' • Haber Merkezi — Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği "Basınla Sohbet" toplantılannın dördüncüsu bugün The Marmara Oteli'nde yapılacak. Saat 18.00'de başlayacak toplantıya ANAP Gaziantep Milletvekili Hasan Celal Guzel, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası llişkiler Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ustün Ergüder ve Milliyet Gazetesi yazarı Altan öymen konuşmacı olarak katılacak. Evrensel barıç • tSTANBUL (AA) — Pendik Halkevi'nce düzenlenen panelde "Bvrensel Barış ve Demokrasi" konusu ele aİındı. Pendik Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılan panelde konuşan Halkevleri Genel Başkanı Ahmet Yıldız, "Her türlü baskıdan, sömürüden anndınlmış bir dünya istiyoruz" dedi. İnsanhğın barış ve gerçek demokrasiyi arzulayıp özlediğini belirten YUdız, evrensel barış için koşullann oluşturulması gerektiğini beürtti. DYP'yi temsilen katılan Prof. Mükerrem Hiç de, hukuk devleti kavramında büyük bir noksanlık olduğunu savundu. Hiç, "kanunlar karşısında eşitlik olmahdır. Sendikal haklar, basın kısıtlamaları olmamalıdır. 141, 142 ve 163'üncü maddeler sürüncemede bırakılmamalıdır" dedi. Tarihin tozıı • ANKARA (UBA) — Devlet Bakanı Kâmran Inan, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel için 'tarihin tozu' dedi. 'Kürtçe yasağı'nın mutlaka kaldmlacağıru belirten tnan, 141-142-163. maddelerin kaldırılmasının da zorunlu olduğunu söyledi. Türkiye'de ciddi bir muhalefetin bulunmadığını ftne süren ve bunun büyük sıkjntılara yol açtığını söyleyen İnan, ciddi bir muhalefet olsa işlerin daha iyi gideceğini belirtti. DYP Genel Başkanı DemirePin dünden bugüne geçemediğini öne sürerek tarihin tozu' değerlendirmesini yapan Kâmran İnan, "Muhalefet, Cumhurbaşkanı Özal'ın Irak'taki gelişmelerle ilgili tutumu ve Talabani'nin Ankara'daki görtişmeleriyle ilgili olarak da çağdışı görüşler savunuyor. Son gelişmelerle ilgili olarak gerek Cumhurbaşkanı'nın gerekse hükümetin tutumunu Irak'ın iç işlerine kanşmak olarak değerlendirmek geri kafahhktır. Muhalefet bir türlü çağı yakalayamadı. Böyle giderlerse hiçbir zaman da yakalayamayacaklar. Seçim sistemi • tZMİR (ANKA) — Yüksek Seçim Kurulu eski Başkanı ve Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi Başkan Yardımcısı Cahit Keskin, halen yürürlukte olan seçim sısteminin değiştirilmesi gerektiğini bildirdi. KürtLerekültürel özerklikTürkiye'yeyönelik eleştirileriyumuşayan Batılı delegeler kültürel haklann verilmesiyle sorunun çözüleceğine inanıy Kürt Konferansı'nda Batılı konukların hemen tümü konuşmalannda eleştirilerini Irak'a yönelttiler. Bazı Batılı delegeler, Ankara'daki değişimi olumlu karşılıyor. Bu delegeler, Kürtlere kültürel özerklik verilmesinin sorunu yüzde 90 çözeceğine inanıyor. YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM — Irak, Iran, Türkiye, Su- riye ve SSCB'den Kürt örgütlerini ve hareket- lerini temsilen 135 delege ile Batılı politikacı, hukukçu, yazar ve bilim adamlanndan olu- şan yaklaşık 40 kişilik bir grubun katudığı Kürt Konferansı'nın son gününde hazırlanan sonuç bildirgesi üzerinde uzun ve aynntüı tar- tışmalar yapıldı. SSCB'den gelen Kürt delegeler, bildirgeden SSCB adının çıkartılmasını istediler. Bu de- legeler, SSCB'de Kürtçe yayın yapüdığım, özerklik gibi siyasi çözümler açısından Ulke- lerinin farkh bir durumda olduğunu çekilme gerekçesi olarak öne sürdüler. Bu arada kon- feransta Türkiye'nin adının az geçmesi ve doğ- rudan atıflann yumuşaması, Ankara'run Kürt politikasındaki değişme beiirtilerine bağlan- dı. Konferansın önceki akşam yapılan oturu- munda söz alan tsveç Çocuk Esirgeme Kuru- mu Genel Sekreteri Ttaomas Hammarberg, büdirge taslağuun dilini "fazla yumuşak" bul- duğunu belirterek, Kürt sorununa iüşkin is- temlerin Kürtlerin yaşadığı ülkelere "daha net" bir dille anlatüroasını istedi. Hammar- berg aynca, Kürtlerin yaşadığı bölgelere gide- cek Avrupa komite ve delegasyonlannın sa- yısının arttınlması yönünde çağnda bulundu. Ingiliz Işçi Partisi'nin Milletvekili Ann Clvyd ise, Ingiltere Dışişleri Bakanı Douglas Hıırd- ün Kürt sorunu konusunda politika değişik- liğini ortaya koyan son açıklamalanru "son derece önemH" diye niteleyerek, "Kürtlerin önünde kaderierini tayin etme için Uritai bir fırsat belirmiştir" dedi. Yine aynı oturumda konuşan uluslararası hukuk uzmaru Prof. Rkhard Falk, Doğu Av- nıpa'daki değişim ve Körfez savaşı sonrasın- da yüriirlüğe sokulan "yeni dünya düzenTnin Kürt ve Fiüstin sorunlan açısından ne ifade edebileceğini anlattı. Falk, lÇTO'lerin başların- da Irak'taki Kürt hareketlerini destekleyen ABD'nin bu on yıhn ikinci yarısında desteği- ni çekerek söz konusu hareketi zayıflatmasın- da Iran-Irak savaşının ve Washington'un An- kara ile ilişkilerini sarsmama politikasının be- lirleyici rol oynadığını öne sürdü. Kürt Konferansı çerçevesinde yapılan ko- nuşmalarda Türkiye'nin önceki yıllara kıyas- la daha yumuşak eleştirilere hedef olması dik- kat çekici bulunuyor. Batılı konuklann hemen tümü, konuşmalannda doğrudan eleştiriyi Irak'a yönelttiler. Cumhuriyet'in görüştüğü Batılı delegeler, Ankara'nın Kürt sorununa yaklaşımındaki değişikliği "koşku payı dü- jttk", olumlu bir ifade ile karşılıyor. Bazı de- legeler, şimdi gözkrin ilk elde "kültürel kim- liğin tanınraası" beklentisi içinde Ankara'ya çevrildiğini kaydediyorlar. Bu delegelere gö- re kültürel özerklik, Türkiye'deki Kürt soru- nunun yüzde 90*ını çözümleyecek. Türkiye'deki Kürt örgütleri adına konferan- sa katılan delegeler de özal'ın yeni politika- sının olumlu olduğu görüşünde birleşiyor. PKK dışındaki tüm örgütler, özal'a, "Anka- ra'nın Kürtlere ilişkin tutucu ve demode ba- kışını kökten degiştirecek cesarette bir politi- kaa", "gerçekçi bir devlet adamı" şeklinde ba- kıyor. Bu arada, Ankara'daki değişim rüzgârlan doğrulrusunda, Türkiye'deki Kürt hareketi li- derlerinin ülkeye dönme karan aldığı yolun- daki söylentinin doğru olmadığı belirlendi. Bu konuda bir açıklama yapan Tevger delegesi, PPKK lideri Serhat Dicteli, "Bu, uzun zaman- dır diie geürikn bir istekti. Şu anda da bir is- tek halindedir. Arkadaşlannnzın çoğu aynı görüşte, ama bu konuda bir karar alınmamış- ür. Karar, ancak Ankara'nın somat adunlar atması sonucu alınabüir ve Ankara'yla de- mokratik bir diyalog amacı da taşryabOir" de- di. Öte yandan, Isveç Parlamentosu'na, Isveç'in geüşmekte olan ülkelere yardım örgütü SIDAJ nm bütçesinden 20 milyon kronluk bir bölü- mün Stockholm'de kurulacak bir Kürt Kül- tür Merkezi için kullamlması önergesi verile- cek. f • • -• ı Geçici bannrna merkezindeki iki bin kadar sığınma- İZLE1 l S t i y O r l a r a, Irak'ta savaşan Kürt peşmergelere kaülabUmek için yetkHilere başvurdu. Peşmerge liderleri yeüdlilerden izin ve yardım beklentisi içinde olduklannı soylediter. Saddam Hüseyin yönetimine bağlı ordu biriiklerinio üç yıl önceki kimyasal silahlı saldınlanndan kaçarak Türkiye'ye sığınan Diyarbakır ge- çici bannma merkezindeki iki bin Kürt, Kuzey Irak'ta gelişen peşmerge hareketi- ne katıltnak üzere izin talebinde bulundu. tki bin peşmerge adına oluşturulan bir beyet, kamptan sorumhı Vali Yardımcısı Ali Küçükaydın'la görüştü. Heyet Baş- kanı Hacı Salib Hüseyia, kamptaki genç peşmergelerden oluşturulan bir grubun gönüllâ olarak savaşa kaülmak istedigini bildirerek "Biı kimyasal silahlardan ka- çarak Türkiye'ye sıgındık. Türk hukümeti de insani bir yaklaşımla bize kucak açtı. Şu anda Irak'ta savaşan yandaslanmızın bize ihüyacı var. Turk hukümeti- nin cepheye gitmemü konusunda izin verecegi ve bu konuda yardımcı olacağı mancındayız" dedi. (Fotograf: Cumhuriyet) Peşmergelerden Ttirkiye'ye6 sarı bayrak' VEDAT YENERER ERGUN AKSOY StLOPt-HABlJR — Birleşik Kürdis- tan Cephesi yetkililerinin Türkiye'ye ge- çecek Silopi'de Türk askeri ve sivil yet- kililerle görüştükleri, gıda ve ilaç yardı- mı istedikleri öğrenildi. Habur sınır ka- pısımn Irak kesimindeki köprüye Kürt- ler tarafından "acil yardnn" anlamına gelen "san" renkli bayrak astıklan gö- rüldü. Silopi Kaymakamı, görüşmeyi yalan- ladı, ancak "Bu görüşme başka birim- lerle yapılmış olabilir. Benim kaberim yok" dedi. Kurdistan Cephesi'nin konuy- îa ilgili yetkilileri ise görüşmeyi doğru- ladılar. Edinilen bilgiye göre, Zaho'nun Kürt birliklerinin eline geçmesinin ardından Irak ordu birlikleri Habur sınır kapısı- nın Irak kesiminde kontrolü kaybettiler. Ancak bölgede kanlı çarpışmalar sürü- yor. Son birkaç gündür de Kurdistan Cephe Radyosu, sürekli bir biçimde "aciT kan anonsu yapıyor. Birleşik Kur- distan Cephesi yetkilileri, ilaç ve gıda yardımında bulunmak amacıyla iki gün önce Türk tarafına geçerek Silopi'ye gel- diler. Kürtlerle görüşecek Türk yetkili- leceğini de belirten Aktaş, "eğer görüş- müşierse bu başka birimlerle olabüir" dedi. Kürdistan Cephesi'nin konuyla il- gili yetkilileri ise görüşme haberini doğ- nıladılar. Bir Cephe yetkilisinin de ha- Birleşik Kürdistan Cephesi yetkililerinin ilaç ve gıda yardımı talebiyle Türkiye'ye geçerek Silopi'de Türk yetkililerle görüştükleri öğrenildi. Silopi Kaymakamı, "Görüşmeden haberim yok. Benim dışımdaki birimlerle yapılmış olabilir" derken, Cephe yetkilileri görüşmeyi doğruladılar. Kürtlerin kontrolünde olan Habur Sınır Kapısı'nın Irak tarafmdaki köprüye, acil yardım anlamına gelen "sarı renkte" bayrak asıldığı görüldü. lerinin ise bölgeye helikopterlerle geldik- leri öğrenildi. Silopi'de yapılan görüşme- de, ağırhklı olarak ilaç yardımı üzerin- de durulduğu belirtiliyor. Silopi Kaymakamı Osman Aktaş, il- çe merkezinde gerçekleştiği öğrenilen gö- rüşmeyi doğrulamadı. Ancak kendisinin bilgisi dışında böyle bir görüşme olabi- len SUopi'de bulunduğu verilen haber- ler arasında bulunuyor. Sarı bayrak Bu arada Kürtlerin bu isteklerinde sa- mimi olduklannı kanıtlâmak amacıyla kontrolleri altında tuttuklan Habur sı- nır kapısımn Irak tarafındaki köprüye "acil yardım" istendiği anlamına gelen "san" renkte bir bayrak astıklan görül- dü. Habur'da görevli Türk yetkilileri, karşı taraftaki Kürtlerle birliklerine çok yakuı olduklannı, ancak dil bilmedikleri için konuşamadıklarını belirtiyorlar. Kürtler, daha önce Irak askerleri ta- rafından Türk-Irak sımnna yerleştirdik- leri mayınlan da imha ediyorlar. Irak ta- rafından halen yer yer silah sesleri de ge- liyor. Dün birkaç kez de izli uçaksavar mermisi ile havaya ateş açıldığı görüldü. Yaklaşan Nevruz ve Irak tarafındaki gelişmeler nedeniyle sınırdaki jandarma birliklerinin sayısının arttınldığı, güven- ük güçlerine "uyanık" olunması yönün- de uyanlar yapıldığı öğrenildi. Adımn açıklanmasını istemeyen bir askeri yet- kili, "Karşı tarafta denetim yok. Her şey olabilir. Bu nedenle sınır kesimindeki as- ker sayısuun arttırdık" dedi. Bu arada "can güvenlîgi olmadığı" ge- rekçesiyle Silopi'ye gazetecüerin girişi de yasaklandı. Uluslararası Kürt Konferansı sonuç bildirgesi: Ne demokrasi içinde yaşama ne de kaderini tayin etme hakkı Bildirgede Kürt sorununun çözümü için bir dizi öneri yer alıyor. 7 sayfalık bildirgenin girişinde Kürtlerin 20 milyondan fazla olduğu anımsatılıyor. STOCKHOLM (Cumhuri- yet) — Uluslararası Kürt Kon- feransı sonuç bildirgesinin, Kürtlerin yaşadığı ülkelerin hükümetleri ile uluslararası organ ve kuruluşlara çağrı ve istekkrini içeren ilk bölümün- de Kürt sorununun çözümü için bir dizi öneri yer alıyor. tkinci bölümde yer alan "so- mut eylem programı"nda Av- rupa Topluluğu ile Avrupa Konseyi'nin Türkiye'deki Künlerin durumunu dikkatle izlemesi ve konuyu Ankara ile görüşmeler çerçevesine alma- sı isteniyor. 7 sayfalık bildirgenin giriş bölümünde, "20 milyonu aş- kın Kürdün üzerindeki baskı- oın artık uluslararası kamoo- yu tarafından hoşgoru ile kar- şılanamayacağı. çünkıi bu du- rumun Ortadogu'daki bir ka- IKI bans ve uhuiaransı insarj hakJarı ölçüderi önünde cid-j di bir tebdit oluşturdugu" kaydedilerek "Kürtlere ne de- mokrasi içinde yaşama ne de kaderini tayin etme hakkı ta- nınmıştır. Onlara özerklik ta- nımış gibi görünen Irak, bu hakkı baskı politikalan ve kukla yönetimler aracılıgıyla ortadan kaldırmıstır" deni- yor. Bildirgenin hükümetlere ve uluslararası kuruluşlara çağ- nlar bölümünde hukümetler- den şunlar isteniyor: —Kürtlerin bölgelerinden sürgün edilmesine derhal son verilmesi. —Tüm Kürt düşünce suçlu- lanmn serbest bırakıhnası, iş- kence ve idamlara son veril- mesi. —Siyasi mültecilerin ülke- lerine dönmelerine ve yurttaş- lık haklannı kazanmalanna olanak tanınması. —Güvenlik güçleri ile aske- ri yapılar içinde Kürtlere bas- kı uygulayan birimlerin ve bi- reylerin ortaya çıkanlması. —Uluslararası insan hakla- n ölçütlerinin uygulamaya konması için gerekli önlemle- rin alınması. —Baskıya maruz kalanla- rın gördüğü zararın karşılan- ması. Dil, kültür haklannın, ya- yın ve kendi dilinde eğitim haklannı da içerecek şekilde tanınması. —Kürt mültecilere ulusla- rarası kurallara uygun biçim- de davranılması. —Kürtlerin sınırlar ötesi ilişkilerine engel olunmama- sı, tersine bunun teşvik edil- mesi. Bildirgenin bu bölümünde aynca Kürtlerin yaşadığı beş ülke hükümetlerinin, Kürtle- rin kendi kaderini tayin hak- kına saygı göstermesi ve banş- çı çözüm için diyalog başlat- rnası da isteniyor. Buna ek olarak da hükümetlerin Kürt- lere baskılan BM İnsan Hak- lan Komisyonu'na getirilme- si, kimyasal silahlann yasak- lanması ve Kürt sorununa çö- zümleri Ortadoğu banş gö- rüşmeleri çerçevesine almala- n için kendilerinin girişimde bulunmalan yolunda çağn yapıhye».'- ' BM Genel Sekreteri'ne, Kürt sorumınu Ortadoğu ba- rış göriişmelerine alması yo- lunda öneriler de içeren sonuç bildirgesinde, Kürtlerin ve di- ğer topluluklann BM nezdin- de daimi temsili için adımlar atılması da isteniyor. Bildirgenin eylem programı bölümünde mali, siyasi ve kültürel önlemler içeren yedi ilke yer alıyor ve Batılı ülke- lerle Kürt hareketleri arasın- da üç maddelik bir koordinas- yon modeli çiziliyor. Eylem programuun 'Avrupa kuruluş- tan' bölümünde, Türkiye'de- ki Kürtler konusuna ağırlık verüiyor. bu bölümde şu öne- riler yer alıyor: 1- Türkiye'de Kürtlere yöne- lik insan haklan ihlalleri Av- rupa İnsan Haklan Komisyo- nu'na getirilmelidir. Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'ni imzalamış bir ülke olarak Türkiye, bu sözleşmenin ku- rallarmı uygulamak zorunda- dır. 2- AT'ye bağlı organiar, bu tür ihlalleri, Türkiye'nin tem- silcileri ile görüşmelerde ele almalıdır. 3- Gerek AT, gerekse Avru- pa Konseyi'nin parlamento kanatlan, KUrt sorununu programına almalı, konu ön- de gelen Kürt örgütlerinin temsilcileri ile de görüşübne- lidir. Kerküklü Doğramacı, Körfez savaşı sonrası Irak'taki gelişmeleri değerlendirdi Irak eski bütünlüğünü korumalı TUNCAY ÖZKAN ANKARA — Kerkük doğumlu YÖK Başka- nı Prof. Dr. Ihsan Doğramacı, savaş sonrası Irak'taki gelişmeleri ve bunlann Türkiye'ye olan etkilerini Cumhuriyet'e değerlendirdi. Doğrama- cı, Irak'ta federatif devletin "sonunda nercye gideceğinin" duşünülmesi gereğine işaret ederek "Kürt devleti kurulmasına ibtimal vermiyorum. Irak eski bûtünlüğü içinde devam etmeüdir" dedi. 2547 sayılı YÖK Yasası'mn vakıf üniversitele- rine devlet yardımı getiren tasarmın Meclis Ge- nel Kurulu'nda bir an önce geçmesi için "kuüs yapan" Doğramacı'ya TBMM'de yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şoyle: — Irak ile Türkiye arasındaki ilişkiler şu an bangi boyutta? DOĞRAMACI — Irak halkı kanımca, Türk- lüğe en iyi duygulan besleyen bir komşu halk- tır. Bu ülkenin refahı bizim yaranmızadır. De- mokratik bir duzende yaralannın sanlmasını ve kalkınmalannı temenni ediyorum. — Yaralann sanlması için ne tür vardımlar >-a- pılıyor? D O C R A M A C I — UNICEF çerçevesinde New York'tan ilaç, gıda ve özellikle harap olan su şe- bekelerinin onanlması konusunda yardımlar ya- pılı>or. Ben UNICEF temsilcisi olduğum için ta- kip ediyorum. Irakb yetkililerle bu konularda o,ö- rüşmeler devam ediyor. Hastaükiann yayılmama- sı için gerekli önlemler alımyor. — Türkiye'nin Irak ile ilgili politikalannı Cum- hurbaşkanı Özal'ın size danıştıgı ve sizin söyle- diklerinizden etkilendiği belirtiliyor. DOĞR.4MACI — Estağfurullah. Böyle bir şeyden benim haberim yok. Hem ben nasü etki- leyeyim? Ben sadece YÖK Başkam'yım. — Siz bölgeyi tanıyorsunuz. Buradaki azmlık- larm dagılımı nasıl? kampanyası 50 yıldır sürüyor. Bunlardan vazge- çilmesini temenni ediyorum. Oradaki Türkler've Türkmenler, Irak'tan kopmayı değil, Irak'm kal- Kinmasmı arzu ederler. Irak'tan kopmak gibi bir düşünceleri de yoktur. — Bölgedeki Türkmenler üzerine propagan- da faaliyetlerinin sonuçlan neler olmuştur? DOĞRAMACI — Irak Türkmenleri konuş- tukları dil ki bunlann tek kıstası evlerinde ko- nuşulan, ana-babalanmn konuştuklan dildir, bu özellikleriyle tanımrlar. Buradaki propaganda- Irak'taki Türk bölgelerinin dağınık olduğunu ve 50 yıldır Türkmenlerin üzerinde Kürtleşttime propagandalarının yapıldığmı anlatan Doğramacı, ' 'Bölgedeki Türkler Irak devletine bağlıdır ve öyle kalmak isterler" diye konuştu DOĞRAMACI — Türk bölgesi benim bildi- ğim kadarıyla dağınık durumdadır. Telefar'dan güneye Erbil, Kızılhurmalı, Tazehurmah, Kifur, Mendili, Hanekin gibi kazalarla şehirlerde genel- likle Türkmenler bulunur, Kerkük'te Kürtler ço- ğunluktadır. Son 30 yılda dağılmışlardır. Musul kasabasında halkın çoğunluğu Araptır. Kuzey Irak'ın Arap merkezi Musul'dur, Süleymaniye kentidir. Bugünkü coğrafı durum hakkında bil- gim yok. Genellikle Türkmenleri Kürtleştirme larda Bulgaristan'dakinden farklı bir yapı var- dır. Din aym olduğu için dil kültürlerinin korun- masında ve devamhlık arz etmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Türkmenler, Irak'tan kopma temayulünde değillerdir. Irak'ın müreffeh olması için çalıştılar, çahşıyorlar. — Bölgede bir federatif vapının olnşması ve bunun Türkiye'ye uzanması konusundaki senar- yolar için ne düşünüyorsunuz? DOĞRAMACI — Federatif devletin etnik un- surlannın sonunda nereye gideceklerini düşün- mek gerek. Federatif devlette bunu göz önünde bulundurmak zorunluluktur. Irak anayasasında otonomiden bahsediliyor. Ama buradaki Türk- lerin nefes alma hakkı yok. Demokratik ulkelerde üniter devletlerin, azm- hklann hakkını koruması diye bir şey yok. Fran- sa'nm beş ayn eyaleti var, Seltikler var, Briton- lular var, aynca Avrupa'da Basklar var. Bunla- nn içinde bulundukları devletler üniter devlet- ler. Hiçbirinin sıkıntılan yok. Demokrasi olma- yınca azınlıkların korunması gündeme geliyor. Demokratik ulkelerde azınlık sorunlan yok. Her- kes için geçerli olan insan haklan kurallan var. — Kürt devletinin kurulması olasılığı sizce nedir? DOĞRAMACI — Kürt devletinin kurulma- sına ihtimal vermiyorum. Benim kanımca Irak eski bûtünlüğü içinde devam etmelidir. Bunu baş- ta Türkiye ve İran ile diğer Körfez ülkeleri isti- yor. Irak uzun vadede de ekonomisini düzelte- cektir. — Türkiye'de Kürtçe konuşulmasına olanak sağlamak için yeni bir yasal düzenleme yapıla- cak. Bu konudaki düşünceniz nedir? DOĞRAMACI — Kürtçe bence askeri dö- nemdeki yasağın kaldınlmasıyla rahatlayacaktır. Bu yasak gelmeden önce nasıl bu işler yürüyor- sa, bundan sonra da öyle sürmeli. Herhangi bir genişletmeye kanımca gerek yoktırr. AliŞen'inoğlu tutuklandı BURSA (Cumhuriyet Büro- su) — Uludağ Grand Yazıcı Otel'de tartıştığı arkadaşı Bü- lent Sorgün'ü silahla yaraladı- ğı iddiasıyla gözaltına alınan Fe- nerbahçe Kulübü eski başkanı işadamı Ali Şen'in oğlu Adnan Şen ve arkadaşı Hasan Nuray, çıkanldıklan nöbetçi mahkeme- de tutuklandılar. Mahkeme nedeniyle Bursa Adliyesi'nde hareketli bir gün yaşanırken, gazetecüerin fotoğ- raf çekmeleri engellendi, bazı gazetecüerin de tehdit edildikleri görüldü. Mahkemenin ifadesini aldığı tanıklardan Levent Öz- kan, gazetecilere olayın içki içerken meydana geldiğini, Ah- met Şen ile kavga eden Bülent Sorgün'ün kendi kendini yara- lamış olabileceğini ileri sürdü. Arkadaş grubunun daha önce Istanbul'da aralannda bir tartış- ma geçtiği öğrenildi. Akşamüstü nöbetçi mahke- meye çıkanlan sanıklardan Ad- nan Şen ve Hasan Nuray, "Adam öldürmeye tam teşeb- büs" ve "başkasına ait silahı kullanmak" suçlarından tutuk- landılar. Tufan Engindeniz, tu- tuksuz yargılanmak üzere ser- best bırakıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle