22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 17 MART 1991 ÖzaFa Göre Laiklik ve Gericilik HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU Cumhurbaşkanı Türgut özal'ın, 8 Mart Dunya Kadınlar Günü'nde Harp Okulu'nu zi- yaret ederek öğrencüere yaptığı konuşmayı o akşam TV'nin birinci kanalından izledim. Dinleyicileri arasında yalnız öğrenciler değil, başta Sayın Genelkurmay Başkanı olmak uze- re yüksek rütbeli komutanlar da bulunuyor- du; bir ara laiklik konusuna da değindi. Bu- nu yapmamabydı. Bır konuda derinlemesine formasyonu olmayan politikacüann seçkln bir dinleyici kitlesi karşısında konuşmaması ge- rekir. Ben, elektrik mühendisliği ve elektronik işlemler üzerinde, kulaktan dolma bilgilerle 'ahkâm yürutsem' bunu gıüünç bulmaz mısı- nız? özal'ın laik devlet üstüne söylediklerinin bir bölumü herkesin bildiği şeylerdendi: Laik devlet, uyruklarımn ibadetine karışmaz, her- kes ınancına göre ibadet yapar ya da yapmaz. Devlet, vicdan özgürlüğu denilen bu ozgurlü- ğü korumakla yukümlüdur. lyi ama bir toplumda devletin kanşmadı- ğına ınsanlar karışıp, namaz kılmayanı kâfır- likle suçlar, oruç tutmayaru döver, dahası - birkaç yıl önce bir öğrenci yurdunda olduğu gibı- yaralar ve öldurürse o toplumun oluştur- duğu devlete laik devlet denır mi? Turistik yö- relerde bile lokantacılar vitrinlerinin taşlanıp kmlması korkusuyla butün ramazan boyun- ca kepenklerini kapamak zorunda kalırlarsa boyle bir toplumda vicdan özgurlüğunden söz edilebilir mi? Hiç ummadığım halde yine de bekledim kı, Sayın Özal laik devletten söz ederken bu noktalara da değinsin. Ama ora- ları, argosal deyişle 'es geçti'. Sayın Özal gericilikten de söz etti. Keşke bundan da söz etmeseydi. tslamlığın doğuşun- dan sonra daha önceki uygulamalara dönmek istemenin 'gericilik' olduğunu vurgulayarak, lslamdan önce kız çocuklanrun doğar doğmaz toprağa gömulduğünu, kadınlara hiç bir hak tanınmadığını örnek olarak gösterdi. Ortao- kulda, hatta ilkokuldaki din derslerinde öğ- retilen bu bilgileri Harbiye öğrencilerine sun- manın yeri miydi o kürsü? Cahiliyye dönemine dönülmesini gericilik olarak niteleyen Özal, bu gericiliğin Kuran- da da yer aldığına değindi. Buna karşılık İs- lamdan sonra tesettür, 'örtunme" kuralımn çok katı biçimde yorumlanıp uygulanmasının ka- dınları toplumsal etkinlikler dışında bırakıp Müsluman ülkelerde nufusu yanya indirdîği- ni, bu durumun Müsluman toplumlan geri bı- rakan etkenlerden bıri olduğunu niçin belırt- medi? Daha sonra Turk milletinin gerici ol- madığından söz ederken, önceki fena şeylere dönmenin gericilik olduğunu söyledi. Orası bulutlu kaldı. Cumhuriyetten önceki mi, yok- sa lslamdan önceki zamanı mı söylemek ısti- yordu, pek anlaşılamadı. Her çağda toplumlann kendine göre birta- kım kural ve gelenekleri vardır. Bunlara ille fena ya da kötu denemez. Çünkü bu kural ve gelenekler çağının gereksemelerine göre oluş- muştur. Çağlar değiştikçe yeni gereksemeler doğar, yeni kurallar oluşur, yeni gelenekler ge- lişir. Toplum uzun yüzyülar bunlara bağh kalır ve bunlarla yönetilir. Teokratik nitelikli Os- manlı Devleti'nde de dunım böyle olmuştur. Ancak yem bir çağ açan 1789 Fransız Devri- mi'nden sonra Osmanh toplumu gerek duşun- sel gerek teknik devrim alanında geri kaldığı için sıkmtılar doğmuş; ilkin askeri ve teknik, daha sonra yönetsel ve hukuksal alanlarda su- rekli bir reform ve değişim surecı başlamıştı. Üçüncu Selim, hatta Birinci Abdulhamit do- nemlerinden başlayıp Tanzimat ve Meşruti- yet'e kadar uzanan, sonunda Cumhuriyet ile noktalanan bu dönem bir yana bırakılırsa, da- ha önceki evrelerde uygulanan kurallar, çağı- nın gereksemelerini karşılıyordu. Onlar 'fena' ya da 'kötü' olarak nitelenemez. Ama şimdi, 21. yüzyıla bir adımlık yol kalmışken şeriat ku- rallanna dönme girişimlerini yalnız 'gericilik' değil; ulkeye ihanet olarak nitelemek gerekir. Ozal, konuşmasmda 'muhafazakârlık' kav- ramına da değinerek, "Muhafazakârlık geri- cilik değildır" dedı. Ulusal ve dinsel değerle- re saygı elbette gericilik değildir. Örneğin, iba- detini eksiksiz yerine getiren, geleneksel mu- ziği seven kişi muhafazakârdır. Başkasuun iba- detine karışan kışı ise gericidir. Dilimizde ar- tık yerleşmiş olan "tutucu" sozcuğu varken "muhafazakâr" demek, "Göruş birliğine va- rıldı", "Anlaşma sağlandı" ya da "Uzlaşma oldu" gıbı Turkçe sozler varken "Mutabakat hasıl oldu" demek, muhafazakârlık değil, dil devrimi karşısında gericıliktir. Özal'ın konuş- malarına dikkat ediniz; Turkçeleri dururken hep Arapça sozcukler kullanmaya ozen gös- termektedır. Özal, sözunu ettiğim konuşmasmda Ata- türk'ten de soz etti. Ataturk Devrimi'nin il- kelen bellidir. Bunların ters doğrultusunda ey- leme geçmek gericiliktır. Cumhunyetçılikten padışahhğa, milliyetçilikten ummetçiliğe, halk- çüıktan oligarşiye, laiklikten şeriatçılığa, dev- rimcilikten durağanlığa, devletçilıkten sımrsız ekonomik liberalizme geçmeyi istemek geri- ciliktir. Kısacası, Sayın özal ya bu talihsiz ko- nuşmayı hiç yapmamalı ya da eğer kendisi Atatürkçü ise kısaca vurguladığım noktaları da konuşmasmda, laik devletin cumhurbaş- kanı olarak dile getirmeliydi. • • • 3 Mart 1991 pazar yazısında laik devleti ir- delemiştim. Şimdi "laik insan" konusunu ele alahm: Geçenlerde DYP Başkanı Sayın Süley- man Demirel, "Devlet laik olabilir, insan la- ik olamaz" dedi. Doğrudur; çünku devlet ka- musal bır varhktır, kamu tûzelkişisidir, onu dönduren çarktaki bireyler zamanla değişebi- lır; şimdiki yöneticiler gider, başkaları gelir, ama devlet yapısının tuzelkişiliği değişmez. Devlet laik de olsa, teokratik de olsa onun sü- reklilığinde bir değişme olmaz. Laiklik ya da teokratıklik, devletin ancak bir nitemidir; eğer devlet çarkı laik doğrultuda yurütülüyorsa o devlet laiktir, teokratik doğrultuda yürutulu- yorsa, devlet teokratiktir. însan ise bireysel bir kışiliğe sahiptir. Tuzelkişi olmayıp özel kişi- dır. Boyle olunca insanı "laiktir" ya da "teokratiktir" biçiminde ayıramayız. Çünku insan, toplumun tümunu kapsayan bir yöne- tim çarkı değildir. Yalnızca kendi özel yaşa- mını düzenler, böyle olunca "laik insan" ni- temini kullanmak olanaksızdır; "laik düşün- celi insan" ya da "laik göruşlu insan" kavram- ları kullanılabilir. Laik duşünceli insan da iki türlü olabilir; ya dindardır ya dinsizdir. Dinsiz (ateıst) kişi, doğası gereği, laiktir, bü- tün dinler karşısında yansızdır. Dindar insan ise ya laik duşünceli ya da şeriatçı olur. O hal- de akılcı yasalarla yönetilen bir toplumda, toplumu oluşturan butün bireylerın kesinkes laik düşünce taşıması olanaksızdır; onlar şe- riatçı gorüşlü de olabilirler. Ama laik devle- tin yasalan karşısında saygılı olmalıdır. Ülkede sozleşme özgurluğu var diye bir erkek birden çok kadınla evlenemez. Ya da bır erkek yeri- ne ıki kadın tanık istenemez, öldurulen kişi- nin diyeti ödenerek katil cezadan kurtarıla- maz; bunlar özel işlerden olmayıp kamu du- zenıni ilgilendiren işlerdendir. O halde laik devlette bazı kişiler şeriatçı duşunce taşısalar bile devletin laik yasalarına uymak zorunda- dırlar. Yukarıda, laik bir devlette toplumu oluştu- ran bütun bireylerin laik duşünceli olması ola- naksızdır demiştim. Ne var ki demokratik bir toplumda bireylerin çoğunluğu laik değil, şe- riatçı duşunce taşıyorsa, sabırlı ve uzun yıllar süren bir eğitimle şeriatçı görüşte yetiştirümiş- lerse, böyle bir toplumda arük laik devletin ya- şamasına olanak kalmaz. Bu kişiler yukanda sözünu ettiğim devlet çarkını döndürecek önemli katlarda yer alır ve bir gun çoğunluğu sağlarlarsa, bu çarkı tersine çevirmezler mi? Evet, laik insan olmaz, laik duşünceli insan olur; teokratik insan olmaz, şeriatçı göruş ta- şıyan insan olur. Ancak bir tüzelkışı olan dev- letin yetkilerini insanlar kullandığına gore, bu insanlann göruşlerinin laik devletin yaşama- sında çok büyuk önemi vardır. O halde bu gunden tezi yok, başta imam ha- tip liseleri olmak uzere orta ve yuksek öğre- timdeki bütün dinsel eğitim kurumlarmı mev- cut ibadet gereksinimlerine göre yeniden ayar- lamak, liseleri laik liseler ve imam hatip lise- leri olarak birbirinden ayırmayıp hepsini po- zitif ve akılcı büimler doğrultusunda öğretim yapan tek bir statü içinde birleştirmek hele he- le Kuran kurslarını bitirenlere orta okul dip- loması vermeyi hiç duşunmemek gerekir. Medreseleri artık açık açık hortlatmak mı is- tiyoruz? Bir yandan laik devletin korunaca- ğına ant içerken, öte yandan şeriatçı duşün- celi kara aydınlann devlet çarkımn başında ya- vaş yavaş çoğunluğu elde etmelerine göz yum- mak, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği için bir cinayettir. İki türlü konuşmaktan vazgeçelim, kozları açık oynayalım. Türkiye hangi rejime sürük- lenmek isteniyor? PENCERE Don... Eskıden herkes ısmarlama gıyinirdi. Önce çarşıya çık, dükkân dükkân gez, kumaş arayıp bul, sonra terzıye götür. Prova üstüne prova... Yitırilen zaman bır yana, can sıkıntısı cabası. Kesim dikım sonucunda ortaya ne çıkacağı da belli olmazdı. Terzilerin ço- ğu alaylı. Adamcağız, dükkânı ekmek parası için açmış, elın- den ne gelirse yapıyor; ama ceket bele oturmuyor, omuzlar kasıyor, pantolonun kıçı torba gıbı sarkıyor, ağı sıkıyor. Neyse, hazır gıyım yaygınlaşınca, herkes bır oh çekti; bi- limsel üretim devreye girdı; konfeksiyonda buyük atılım yap- tık, yainız dış gıyımde değil. ıç gıyimde de ılerledik. Iç giyım ne? Ayıptır söylemesi, don, atlet, sutyen, kombınezon, külot, slip gıbı ıç çamaşırı. • Geçenlerde bır haftalık dergıde okudum, Türkiye'de 'ça- maşır kralı'd\ye anılan genç bir ışadamı, yalnız kadın ıç giyi- mi üretiyor, erkek için bu zahmete girmiyormuş... Gazeteci soruyor: —Neden? İşadamı diyor ki: "Ben üç gün aynı donu gıyen erkeklenn toplumunda bu işe girmem..." Hoşuma gittı... Çünku bır dünya görüşünü belırliyor; kesın ve saydam bir yaklaşımı saptıyor. Şımdıye dek ben Türkiye'de erkeklenn kaç günde bir don değıştirdıklerıni hiç düşunmemiştim, ıç giyım kralının sözlerı üzerine duşünmeye başladım. utanmasam, yakın çevremde bir soruşturma yapacağım: —Bır donu kaç gün g/yers/n? Çevremdekiler, gazeteci, yazar, şaır, romancı, sanatçı ki- şiler, açık görüşlü ınsanlar; ama yine de kızabılirler —Sana ne ulan!... Oysa çağdaşlık bir donu kaç gün gıydiğine bağh; her gün don değıştıreceksin. Amerika'da bir ara üstünde haftanın günleri yazılı donlar, -külot, slip- piyasaya çıkarılmıştı, takvimde 'pazartesi' yazı- yorsa, giydıgm donun ustünde de 'pazartesi' yazacak. Yoksa çağdışı sayılırsın. Erkek, kadınla ışı pişirdı, yatağa gırecekler; günlerden mü- barek cuma ise ıkısınin de donunda cuma yazacak; çarşam- baysa ıkısınin de donunda çarşamba yazacak; erkeğınkın- de çarşamba, kadının donunda perşembe yazıyorsa, eyvah!.. (Arkosı 17. Sayfada) H E D I Y E LI T A K S İ T L E R S a b i t f i yat garantisiy le! AEG SOĞUTUCU LAVAMAT LAVALUX FAVORİT - FIRIN Ü ÜSUPURGE ŞOFBEN TELEFUNKEN TV VIDEO ALAN HERKESE AEG Süper Buharlı Ütü hedlyel 190000 199 000 226000 2350ÇÇ 2M0OO 249000 241_000 249Ö0C 276ÖOC 33900Ç 298 000 4 | 459000 4K000 202000 87 00C 139 000 îgâM 2O5_0CÇ 232000 46000 66000 26 0OO 30 000 Hfem de son model, buhar ayarlı, teflon tabanlı AEG SÇıper Buharlı Ütü! yetkill satıcınızla Size mutlaka yardımcı, * olacaktır. Bu cazip fırsatı kaçırmayın. Size Hem dilediğıniz AEG'ye, hem de uygun olan ödeme şeklini seçin. harika bir ütüye sahip olun! Eğer kupondaki 3 seçeneğin AEG'lerle yaşamınıza rahatlık katın.. dışında bir ödeme ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ Modern yaşamın şekli isterseniz, ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ \ keyfını çıkarın! AEG Aynntıü bılgı ıçın AEG Turkıye Genel Dağrtıcısı Grunberg Tıcaret AŞ Istanbul-Halkla llışkıler Bölumu 111 ' '4 65 90/91 \e Turkıye'nm neresınden ar arsar z aravin Ocretsiz gcoışe&'eceğınız "elefonümuz 9 00 164 024 SPOR TOTO - SPOR LOTO OYNAYANLARA DUYURU En son Alman bılgtsayar teknığı ıle gelıştırılen Spor Toto, Spor Loto formullen, Spor Toto'da, 3 banko ıle dereceyı 32 kolonda 13+11 garantı edıyoruz Spor Loto'da 2 banko ıle dereceyı 28 kolonda 8'ı garantı edıyo- ruz Toto65sayfa Loto 60 sayfadır, ısteğımz kıtap odemelı gönde- rılır Isteme adresi: Halil Çakmak: PK. 949 Ulus/ANKARA Telefonumuz yoktur VEFATLAR İÇİN Yurtiçı, yurtdışt cenaze nakledılır, cenaze ılaçlama malzeme tabut, butun işlemler hassasıyetle, suratle yapılır Işletmede aynca 18 ambulans mevcuttur Cenaze ılanhrında hızmet bedelı alınmaz İSLAM CENAZE İŞLERİ147 20 06 -140 68 86 Mesul Müdür Haiız VELIERDEMİR AdKAYIP YEŞİM ÖNDEREN'i Esen her bahar yelinde Cama vuran her damlada Kar tanelerinde, seni arıyorum, Kalbimdesin. E. SUNA KARAMAN Her turde compact dısc siparışleriniz için Dıscorner rnzmetinizdedır Pazar dahil her gun 10.00-22 000 arası 131 95 64-141 67 25 EVİMDE Kadın erkek gozetmeksızın, Yaşhlara ıttna ıle bakıyorum 384 33 90 - 380 15 09 Nüfus cüzdanımı. pasomu, oğrencı kımlığımı ve Başbakanlık kımlık cüzdanımı kaybettım Hukütnsuzdur SALİYE DEMtR ^ f ü ^ MEHMET GEZER • ^»fc.» ^* mukemmel bır kafa ftjj^k ^J?1 ^. mukemmel bır yurek, yuraruklanyla erkek "^ * gözlerıyle çocuktu. «-» ~ Hudutsuz ve Allahsız bir baştı o. •*'m~ „ Yolda$tı o. ^ . ^ ^ F ^ . . Mehmel'imizı yüreğımızde ve bılincımızde ^ B M ı j ^ H İST4NBUL H I K I K FAKULTESt"NDE!N J H • J H İ ABKAOAŞLARI ADIN4 (5 Man 1991) *>• SEYÎT MSRET OZTURK ŞEKER BAYRAMINDA BODRUM'DA ZEN MEDİTASYONU GÜNLERİ (SESHİN) Ayrıntılı bilgi için Adres: PK 30 Yeşilköy-İSTANBUL Adres ve Telefon no'su bildırilerek başvurulabılır O EUPERTALIZME VE OLİGARŞİYE KAKŞI MÜCADELE HAKUVIZ KAZANACAÖIZ HALKLARIN KURTULUŞU EMPERYALJZME DAYANARAK SAĞLANAMAZ İf Emperyalızm ve bolge devletlennın sıyası hesaplanna alet olacak polıtıkalar, halkların kurtuluş yolu olmayacaktır Or- tadoğu halkları emperyalızme boyun eğmeyecek onun dayattığı slatukolan reddedecektır Hiçfoır emperyalıst ba- nkat antı-emperyalıst dalganın kabarmasmt engelleyeme- yecektır Ar AEP onderlen sosyalızme ihanet ederierken, oportunızm gelışmeler karşısında 'sessızhğı" tercıh edıyor A" Ulkemızdekı demokrasıcılık komedısı devam edıyor Go- zaltında olumler Şırnak ve Idıl'dekı gelışmeler, yaşanan baskılar demokrası' manevralarıyla ortulmeye çalışılıyor 16. SAYIMIZÇIKTI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle