Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 PAZAR YAZILARI 17 MART 1991
Paris'ten
Korkunç
bir yerde
mügeve kadın
Bahar geldiği zaman Paris'e, kadınlar,
kozalanndan çıkan kelebekler gibi sıynlırlar
kışm ağır mantolarından. Parisli kadın olmak
bir sıfattır. Topuksuz ve süssuz ayakkabı
giyerler; güzel değil, dayanılmaz çekicıdirler.
Çok uzun adımlar atar, topuksuz ayakkabı
giyerler. Bir de muge fideleri satılır bu mevsim.
MİNE G.SAULNIER
PARİS — Korkunç bir yerdır
Pans Pans'te öpüşülür Dünya-
nın bütiln uygar sokaklarında
öpüşür sevgıhler Ama Pans'te,
başka turlü öpuşurler Dekorun
guzellığınden mıdır, havanın su-
yun özellığınden mıdır bıhnmez,
Pans'te aşk başkadır Ve dış ka-
buğu kırışsa da ıçı genç kalan
her yurekte, "gunun birinde sev-
digını koluna takıp Paris'te..."
başıboş dolaşmak vardır
Dehşct venci bir yerdir Paris.
özellıkle, guneş ve yaprak
renklenne sanlmış bir hedıye
paketı gıbı, bahar geldığı za-
man Kadınlar, kozalanndan çı-
kan kelebekler gıbı sıynlırlar kı-
şın ağır mantolarından Çorap-
lar ıncelır, etekler kısalır, allara
morlara açılır sut beyaz gerdan-
lar Parısb kadınlar özeldır Ve
bır sıfattır Panslı kadın olmak
Yalnızca burada yaşamakla Pa-
nslı olunmaz ama! Gerçek "Pa-
rizyen"lenn kendılenne özgü bır
hoşluğu, hatta bellı bır tıpolo-
ıısı vardır (Bazen New York ve
lstanbul'da da rastlanırlar) Ba-
caklar mutlaka düzgun ve bılek-
ler tercıhen ıncedır Çok uzun
adımlar atar ve topuksuz ve süs-
suz ayakkabı giyerler Bır ıpek
eşarplan vardır mutlaka Metro-
da, dünyanın en tutkulu ışını ya-
pıyormuşcasına can sıkıcı kıtap
lar okurlar
Baslannı, boyunlan tutulmuş
gıbı hafifçe yana eğerek konu-
şurlar Burunları genellıkle
uzundur ve özellıkle baharda sık
sık nezle olurlar Güzel değıldır-
ler Dayanılmaz çekicıdirler
Saçlannı başka türlü toplar,
başka turlü bacak bacak üstu-
ne atarlar Panslı olmayan ınsan
kalabalığında, mezgıt surüsüne
karışmış mercan gıbı salınırlar
Felaket bu-yerdır Pans Saba-
hın körunde kendınızı bır met-
roya atarsınız Vagon sakmlen,
saatın önem ve mahıyetıne uy-
gun, somurtkan bır ağırbaşlılık
ıçınde ve çıt çıkarmadan ve ka-
palı gözlerle, tabloıd boyda ga-
zetelenne burun gezdıruierken
kapı açılır bır durakta Ve pan-
çolan, kukuraçalan, salsalan ve
ritım tutturmak üzere kurutul-
muş çekırdek dolu sukabakla-
nyla Meksıkalılar dolar ıçenye
"No te quicro mas, ni mas, ni
mas..." dıye tıtretırlerken ses ve
gıtar tellennı, Panshler burun
larını ayırmaz gıbı yaparlar, ta-
rihte hıç ıyıye gettığı ılan edılme-
yen Fransa ulkesırun kara haber-
lennden
Meksıkalılardan bın, "Pepito
mi Corazon... Pepito, Pepito"
rephğımn son "bis"ınde, Papn-
ka kokulu bır şapka ıçınde pa-
ra toplamaya başlar Bır de ba-
karsınız kı o şapkaya şıngır şın-
gır franklar dolmaktadır
Bu somurtkan ınsanlar, o pa-
raları ne zaman, hangı ellenyle
ve gızlıce çıkarıp hazırlamışlar
dır, toplayanı utandırmamak
ıçın gözlennı başka yana çe\ıre-
rek, nazık bır hareketle "sanata
katkıbmnı" şapkaya bırakmak-
tadırlar, şaşınrsınız.
"Muge", güzel bır kız adıdır
bızım ellerde Ama muge çıçeğı
pek bılınmez Bugunlerde, mı-
nık muge fideleri satılmaya baş-
ladı Pans'te. Mayıs ayının başm-
da bır gun, ınsanlar yollarda
"Bir sap muge" armağan eder
lermış bırbırlerıne. Jacques Brel
şarkısını bıle soylemış "Un Bnn
de Muguet."
Rezalet bir yer Paris. Müge fı-
demı minık bır saksıya dıktım,
mayısı beklıyorum
Boma'dan
Film, gerçeğin
gerisindekaldıSicilya'da 'Baba III' filminin açılışmda
bulunan mafyaloglar, fümi kuçtimsediler;
çunku gerçek, filmin kurgu dünyasından daha
hareketli gelişti.
PARİSTE AŞK — Paris'te opuşulur... Ama başka turlu opnşulur... Ve aşk da başkadır.
New York'tan
ABD erkekleri ana kuzusu mu?ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — Martın sekı-
zıncı günûydü Artık erkekler-
den bahsetme zamanı gelmıştı
Son günlerde bu erkeklere ne ol-
muştu öyle' Nıçın pek çoğu
mutsuz ve doyumsuz görünü-
yordu' Nıçın arkadaşlanna, sev-
gılılenne yüreklennı açamıyor-
lardı' Neydı yalnızlık mahkûmı-
yetlerının nedenı
7
Çok sayıda
erkeğm kayıp vanyette ortada
dolandıkları, çaresızce, ışyerle-
rındekı anlamsız hayatlan ıie
tutkunun yer almadıgı özel ha-
yatlan arasmda bocalayıp dur-
duklan dıkkat çekıyordu
Robert Bl> adlı yazar "Demır
John" (Iron John) adlı kıtabın
da erkeklerın yaşantılarındakı
dehşet verıcı çokuşu, yükselme
ve başan uçuslarına kurulu
Amerıkan ruyası dunyasındakı
bu acı gerçeğın altında yatan sır
n şoyie açıklıyor "Amerikalı er-
kek, taiçbir zaman erkek olma-
SIHI ogrenemedı. Her şeyden on-
ce eodustn dev nmı nedeni) le er-
keklenn babalan yanlannda de-
ğil. Dola>ıs»>la kadınlar tarafın-
dan buyutulduler. Dunım boy-
k olunca 'hissivatta kendını he-
men bellı eden erkek uslubu' ge-
lişemedı. 'Olgun', 'hukmeden'
erkekler yerine "ana kuzusu',
babasına aç' erkekler yetişti.
Bunlar ne dıger erkeklerle bera-
ber olduklannda rahat edebıldi-
ler ne de kadınlara tuhammul
edebUdıler?"
Babacan, kır saçh 63 yaşında-
kı sempatık yazar Bly çareyı
"ormana*' dönuşte buluyor Es-
kı mıtlerde ve kabılelerde yer
alan büyüme ayınlerı ıle erkek
lenn bırbırlenne yardımcı olabı-
leceklerını belırtıyor
"Erkekler, bınlerce yıl boyun-
ca yurek ve nıhlan ile birbirie-
rine bağlı yaşaddar. Halbukı
cagdaş iş dunyası sadece reka-
betçı dişkilere inn venyor. Dola-
yısıyla temel dmgular, heyecan,
baskı, yalnızlık, çatışma ve kor-
ku ıle beiırknıyor Dıger erkek-
lerte ruh dayanışması olmama-
sı, insanı en çok yaralayan nok-
ladır."
Erkeklenn modern psıkolojısı
ıle mıtolojı arasında, Freud'dan
esınlenerek ancak çok kendıne
özgu bır paralellık kuran Bly,
Gnmm'lenn "Vahşi Adam" ma
salını anımsatıyor "Vahşi adam
(butun vucut kıllı temel erkek)
golun denntıktennden (erkek
psyche-mıtolojideki Eros'un
sevgılisı dışı Psyche'nın yerine)
çıkartılıp bır şatoda kafese kılıl-
lenır (medeımetın erkegı sınır-
landırması). Kralın oglu kafesın
anahtarını çalar (onemlı nokta
ızın ıstemek >enne çalıyor), hem
de annesının yastıgının altından
(bu da anne ıle kopuşu sımgeli-
vor) Kafesı acar, vahşi adamın
omzunda birlıkte ormana ka-
çarlar. Vahşi Adam, kralın og-
luna ormanda gerçek hayatı og-
retir. Kralın oglu cesaretinin ve
çektigı gerçek acılann sonucun-
da olgun erkek mertebesıne ula-
şır ve prensesi almaya hak kaza-
nır."
Erkeğın ormana dönup
"kukreyerek" erkeklığuu kazan-
masından başka çaresı olmadı-
ğını belırten Bly, femınızmle bır-
lıkte gehşen erkek tıpıne saldı-
rıyor Bu tipı "Woody Allen
üpi" olarak genelleştıren Bly, fe-
mınıst hareketle birlıkte gelışen
ve femınızmden etkılenen erkek-
lerın "erkeklık şevkıni" kaybet-
tıklerını one süruyor Bly, bu tıpı
"yumuşak erkekler" olarak nı
telıyor ve "Bunlann çogu mut-
suz tipler, ilk karşılaştıgınız an-
da enerjıden yoksun oluşlan
dikkaboızı çelayor " dıyd.
Mıtolojı ve şure yapılan atıf-
lanyla erkek hareketı ve Bly'ın
takıpçılen kendılenne
"mythopoetic" hareket dedıler
Mythopoetıc eğılımdekı dergıler
arasında "Yeni Savaşçının Ma-
cera Eğıtınu", "Davul Çalan ve
Danseden Erkek", "Kardeşten
Kardese", "Baba Yarasının Sa-
nlması", "Rısk Altındaki Afri-
kalı Amenkan ErkegV' ve daha
pek çok yenılerı mevcut
Kopenhag'dan
Danimarka'da türban tarüşmasıDemokrasiyi sadece kurallara değil, toplumsal
düşunce sisteminin içine sindirdikleriru ıddia
eden Danimarkahlar, şimdi başörtusunu
yasaklayıp yasaklamamayı tartışıyorlar.
Vesterbro'da bazı Türk öğrencılerin derslere
başörtusuyle gelmesi, Danimarkah
öğretmenlerin tepkisine yol açtı.
FERRUH YILMAZ
KOPENHAG — Başörtusü
tartışması, şımdı de Danımarka-
lıların başına bela oldu Yasak-
lasınlar mı yasaklamasınlar mı
1
Demokrasiyi sadece kurallara
değil, toplumsal duşünce sıste-
mının ıçıne sındırdığını ıddıa
eden Danımarkalı ıçın tartışma,
kendı duşunce sıstemını ımtıha-
na sokan bır boyuta donuştu
Gerçı Danimarkahlar başörtu-
sunu yasaklamayarak ımtıhan-
dan yuzakıyla çıktılar, ama tar
tışma bu kadarla bıtecek gıbı
gorunmuyor
Sorun, Kopenhag'ın göçmen
lenn yoğun olarak oturduklan
Vesterbro'dakı bır okuldan kay-
naklandı Göçmen çocuklann
öğrencı sayısının yansına yakı
nını oluşturduğu okula özellık-
le Turkıyelı kız çocuklarının ba-
şörtüsuyle gelmesi, Danımarkalı
öğretmenlerin tepkisine yol aç-
tı ve başörtusunu "kadın duş-
raanı ve anti-demokratik bır
simge" olarak gören öğretmen-
ler, başörtusune karşı bayrak aç
tılar Okula aılelerının zoruyla
başörtulü gelen kız çocuklannın
dığer çocuklarca dışlandığını,
çocuklar arasında ayrımcılık ya-
rattığını söyleyen Danımarkalı
öğretmenler -nereden
duydularsa- başörtusunun Ku-
ran'da olmadığım, bu yuzden
yasaklanabıleceğıru savundular
öğretmenler, başortusunun ku-
laklan kapattığı ıçın çocuklann
ders dınlemesıne engel olduğu
gerekçesıru de ılerı surduler Bu-
na karşılık beledıyenın okullar
komısvonundan bır hukukçu,
"Başortusu Kuran'da olsa da ol-
masa da dını ınançlann yenne
getınlme ıcaplarından birı ola-
rak, aynmnhfı yasaklayan yasa-
ya gore yasaklanamaz" dedı
Başörtusunun yasaklanması
ıstemıne önce sol egılımlı göç-
men örgütlen karşı çıktılar
"Weekend" gazetesının yorum-
culanndan bın de Türkıye'nın
bıle yasaklann hıçbır şeyı hallet-
meyeceğını anlayıp Kürtçeyı ser-
best bıraktığı bır zamanda Da-
nimarka'da başörtusunu yasak-
layarak sorunlan çözebıleceğını
sananlann bulunmasını anlaya-
madığını belırtıp "Turkiye'den
demokrası konusunda ogrenece-
gımız şeyler var" dedı Tabıı yo-
rumcu başörtusunun Türkıye
1
dekı okullarda da yasak oldu-
ğundan -belkı bılmedığınden-
bahsetmedı
Bu tartışmada dını çevrelerm
tepkısı ılgınç oldu Bu çevrele-
nn tepkısı, tartışmalan olduğu
gıbı yansıtan Darumarka Rad-
yosu'nun Turkçe Yayın Servısı-
ne yöneldı Türkçe Yayın Servı-
sı'nın yayınlannda Kuran'da ba-
şörtüsünün bulunmadığı yolun-
da yalan haberler yayıldığını öne
suren dını çevreler Turkçe Ya-
yın Servısı'ne çok kızdılar, bır
sonrakı yayında bu yanlışın du-
zeltılmesını ıstedıler
Bu tartışma Danimarkahlar
ıçın başörtusunden de öte bır
anlamtaşıyor Hayata lıberal bır
bakış açısına sahıp olmakla
övunen Danimarkahlar, aynı za-
manda toplumsal örgutlenmede
sosyal demokrat bır geleneğe sa-
hıp olmanın yarattığı çelışkıyı
yaşıyorlar Sosyal demokrat ge-
leneğe dayanan duşünce tarzı,
toplumsal hayatın hemen hemen
her alanınuı yasalarla düzenlen-
mesı gerektığıne dayanır Bu,
basının uyması gereken etık de-
ğerlenn yasayla behrlenmesı
ınancından aJkollu ıçkı tuketı-
mını sınırlamaya yonelık önlem-
ler (tsveç) gıbı toplumsal yaşa-
mın belkı devlet sınırlan ıçınde
olmayan en mahrem alanlanna
kadar uzanır
NİLGUN CERRAHOĞLU
ROMA — Francıs Ford Cop-*
pola'nın yedı Oscar adayı 'Ba-
ba'sı Italya'da tutmadı Sıcılya-
da filmin açıhşında bulunan
'mafyalog'lar, 'Baba IH'u ku-
çumsedıler Kanser araştırması
ıçın 200 bın lıraya bılet alanlar
salonu doldurmuştu Yaşamla-
rı mafyozılerı kovalamakla ge-
çen savcılar, hâkımler, avukat-
lar hepsı aynı teşhıste bırleştıler
Coppala'nın 'Baba'sı 'gercekler-
den uzak ve genlimden yoksun'
bulundu 'Baba'nın ılham ka>-
nağı olan gerçek baba Michete
Greco'nun savunmasını yapan
avukat Salvatore Gallina Mon-
tana dahıl hıçbır mafya uzma
nı III bölumu Oscar'a layık bul-
madı ve o gece Kıng Sıneması-
nda tek bır alkış duyulmadı
Palermo'da bır mafya fıhnı-
nın ızleyıcılen heyecanlandırma-
sı guç. Çunku burada gerçek,
çoğu kez filmlenn kurgu dünya-
sından daha hareketli oluyor
Nıtekım bu kez de öyle oldu ve
'Baba IU'un vızyona gırdığı haf-
talardan gerçek yaşam Coppo-
la'nın duş gucunu gende bırak-
tı Coppola'run 'Baba'sı Mıchael
Corleone'ye yaşam veren Mıche-
le Greco aynı haftalarda ömur
boyu hapse mahkûm olduğu
'Ucciardone' hapıshanesınden
salıverıldı 78 kışıyı olume gön-
dermekle suçlanan ve suçlulu-
ğundan en ufak şuphe bulun-
mayan 'Baba' Greco guneşlı bır
ılkbahar sabahı cezacvı kapısın-
da bekleşen gazetecılen bu V1P
edasıyla selamladı Elınde bas-
tqnundan başka hıçbır şeyı ol-
mayan Greco'nun hapıshanede-
kı eşyalarını, adamlan gelıp ön-
ceden almıştı özgurluğun ılk
anında guneşten gözlerı kama-
şan babanın ağzından çıkan tek
kelıme 'olağanustu' sozü oldu
Gerçekten denızden o tuzlu, ılık
meltemı getıren guneşlı gun o
denlı 'otağanustu'ydu Greco'nun
özgurluk şartlan Greco'yu 4 yıl
once hapsedıldığı 'Uccıardone-
den akladığı 'Baba' gıbı bır an-
da mıtoslaşan Corrado Carna-
vale adında temyız mahkemesı
başkanı çıkartmıştı Mafya
mahiûmlarıru korumakla suçla-
nan 60 yaşındakı Carnavale her-
kesın gözünun ıçıne baka baka
Italyan yasalanndakı boşluktan
yararlanmakta herhangı bır sa-
kınca gormemıştı Bu yasalara
göre bır mahkûmun temyıze
başvurması halınde bır yıl ıçın-
de temyız mahkemesı önune çı-
karılması gerekıyordu Aksı tak-
dırde mahkûm serbest bırakıh-
yordu İşte bıhnçlı bır stratejı ıle
temyıze yapılan başvuru bır yıl
dondurulmuş ve 'Baba' Carna-
vale sayesınde salıverılmıştı
Aynı Coppola'run fılmlenn-
dekı gıbı Sıcılya'nın guzelım
portakal bahçelerınden bırınde
gazetecılen kabul ederek özgur
luğunu kutlayan 'Baba' kendısı
nı 'centilmen bir çiftçi' olarak
tanıtıyordu bır televızyon sövle
şısınde Içınde yaşadığı zengın-
lığı bır Hollyvkood dekoru gıbı
yansıtan çıftlık evınde kendı ye-
tıştırdığı mandahnlerının ustun
ozellıklerını anlatıyordu Greco
Bu ağaçlar arasında sık sık Sı-
cılya'mn polıtıkacılanru, hâkun-
lerını ve emnıyet mudurlerını
ağırlayan Greco, "Berumkıler
başkadır" dıyordu meyvalannı
overken. "Sicilya'da mandalın-
ler kasımla ocak arasında olgun-
laşır"
Aynı söyleşıde çocukluğun-
dan ben nasıl ıyı bır nışancı ol-
duğunu, Sıcılya anstokrasısı ıle
nasıl yakın bağlar kurduğunu,
çıftlığınde jandarmaların du-
zenledığı av partılerını ve yöre-
de -artık 'Baba'nın da ötesınde
-nasıl 'Papa' adını aldığını an-
latan Mıchele Greco'nun, ulke-
de sansasyon yaratan özgürlüğü
yalnız 82 saat sürdu Italya'da
'kubbe' olarak adlandırılan
mafya hıyerarşısının en üstunde
sayılan bu 'Babalaı Babası'run
ozgürlüğune kavuşur kavuşmaz
ıntıkam almasından korkan hü-
kutnet alelacele toparlanıp bır
'bakanlar kurulu' kararı çıkar-
tarak Mıchele Greco ve Greco de
birlıkte serbest bırakılan 10 maf-
ya babasını yenıden ıçerı aldı
Budapeşte'den
Brahms'ın
notalannı
dağıtmak
MEHMETMESTÇt ~
BUDAPEŞTE — Donuk bir
mart sabahı havanın tatsızlığına
tamamıyle boşvermış, ınsanlar-
dakı ıç ve dış renklere buyuk sem-
patı duyan bın olarak Moskova
Meydanı'ndan uzun bır yüruyüş-
leHaydnParkı'navardım Bırkaç
adım otemdekı sevımsız, yoğun
egzoz kokulu tunele dalmadan
evvel etrafı dıkkathce gözden ge-
çınrken ılende görduğüm yaşhca
bır adam yüzünden yureğım ağ-
zıma geldı Onu tam bır vuzyıl
önce görseydım Stefan Zweıg'ın
kıtaplanndan bırınde gururla
bahsettığı "Brahms'la tanışma
şerefi"ne ben de naıl olabılırdım
Onun da tunel ıstıkametıne yo-
neldığını fark edınce peşıne taİcıl-
dım, çok yakınına kadar sokul-
dum Ufacık bır zaman dıhmın-
de kulagıma gelenın neolduğunu
farkettığımde peş peşetunelegır-
miştık Brahms'ın "O Tode wie
bitter bist du" şarkısını mırılda-
nıyordu yaşlı adam Tünelden
çıktığımızdaısrarla önüne geçıp
"Kusura bakmayın efendim, ama
ona çok benziyorsunuz" dedı-
ğımde gözlerı ışıl ışıl oldu ve
"kime"dıyesormadı Ardından
Fö Sokağı'nın başındakı kahve-
de konyak ıçme tekhfimı kabul
ettı
Işıl ışıl parlayan bardaklarda-
kı kuvveth sıvıyı yanladığımızda
Brahms'ın en son hangı eserını
dınledığımı sordu "1. Senfoni"
dıyerekcevapverdım "Oh"dedı
"1. Senfoni Brahms'ın gozbebe-
ğı ve baş bdasıydı." Sonra karam-
sarlığa kapıldı "Hepimiz birbiri-
mızin baş belasıyız. Bn kıtada en
guzel muzikkri uretenler en kn-
sursuz baş belasıydılar."
Işıl ışıl bardaklardakı konyak
bıtmeye yuz tuttuğunda aklım-
dangeçenlenn kevfinı çıkardım
Bu Brahms denılen deha, yaşar-
ken olağanustu heybeth bır kut-
leydı Heryönedağılannotaları-
nın hayatımızdakı kuçücük, ben-
zersızbır yuklenme anını yansıt-
tıklankesındı Bunotalanheryo-
ne dağıtmak daenı konu zor ıştı.
I Ş B A N K B İ L A Ç O S U 1 9 9 0
Sözcüklerle:
İlkeli Bankacıhk.
Titiz Yönetim. Bilinçli Hizmet.
Likidite Gücu. Güvence.
Verimlilik. Yüksek Kârlılık.
İstikrarlı Yükseliş...
1
ayılarla:
TÜRK OIŞ TİCARET RANKASI A.Ş.
31.12.1990-1989 BİLANÇO KARŞILAŞTIRMASI (Milyon TL)
31 Ardık 1990 31 Aralık 1989
AKTİF
KasaveBonkalar 112 160 114 067
Menku! Değerbr Cuzdanı 226 767 60 410
Mevduat Munzom Karşılıldorr 68 907 60 809
Kredtler 996 423 535 222
TakıptekiAlacaklarlNei) 0 7 355
l5
hrakler(Net) 7 678 5 752
SobitKıymederlNetl 61 042 41 223
Dığer Aktıfler 115 333 97 345
ToplomAİAfler 1588 310 922 183
PASİF
Mevduat 472 927 389 464
AlınanKredıler 709 160 305 933
IthTem veTransferEmırlerı 17 9 2 7 . 15 603
Korylıkbr 11 608 6 493
Dığer Pasıfler 176 803 109 862
Sermaye 100 000 50 000
Ihfeyotiaf 15 995 11862
YenKİen Değerleme Fonlar. 25 727 12 859
DONEM KARI (NET) 58 163 20 107
ToplomPosifler 1588 310 922 183
Noz.m Hesoplor 5 420 827 2 635 738
ARTIŞ/AZAUŞ
Tutan Oram (%)
-1907
166 357
8 098
461 201
-7355
1926
19819
17 988
666 127
83 463
403 227
2 324
5 115
66 941
50 000
4 133
12 868
38 056
666 127
2 785 089
-167
275 38
13 32
86 17
-10000
33 48
48 08
18 48
72 23
2143
13180
14 89
78 78
6093
100 00
34 84
100 07
189 27
105 67
TÜRK DIŞ TİCARET BANKASI A.Ş.
31.12.1990-1989 KAR/ZARAR TABLOSU KARŞILAŞTIRMASI (Milyon TL)
31 Arahk 1990 31 Ardık 1989
Fa.zGeMen
FaızG.derlen
NetFalzGelın
FaızDışıGelırler
dri
BrutKâr
Kredı Provızyonu
Kıdem Tozmınatı Provızyonu
Vergl Oncesı Kâr
Vergı Provızyonu
VERGl SONRASI NET KÂR
322 861
207 886
114 975
83 390
122 900
75465
4 617
5 115
65 733
7 570
58163
214 720
157748
56 972
40132
62 205
24 425
4 318
20107
DIŞBAIMK
DtŞBANK Bır TÜRKİYE İŞ PAMKAttl Kuruluşudur
ARTIŞ/AZAUŞ
Tutan Oranı (%)
108 141
50138
58 003
43 258
60 695
41308
3 252
38 056
50 36
3178
34 899
6213
4 261
40566
-1596
854
116 24
-25 69
2004
16912
75 31
189 27