Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/16
Kuveyt
usulü
koruma-
ABD Dışişleri
Bakanı Baker,
Kaveyt Veliaht
Prensi Prens
SaideJ
AbduUahel
Sabah'la
göriişürken
Knveytli
askerler
toplantı
salonunun
yanında
bulunan
caminin
mlnaresiııde
olası saldınlara
karşı
mevzUenmişler-
di bile.
(Fotograf:
Reuter)
Alkol şiddet
getiriyor
CENEVRE (UBA) — Dünya
Sağhk örgütü'nün (WHO) 30
Olkeyi kapsayan araştınnasında,
cinayetlerin yüzde 85'inin, teca-
vüz olaylarının da yüzde
SO'sinin alkollüler tarafından
gerçekleştirildiği ortaya çıktı.
Araştırma raporıında, alkolün,
şiddet olaylarının önemli bir
kaynağı olduğu vurgulandı. Ör-
gütün raporunda trafik kazala-
nnın yüzde 60'a yakın bir bölü-
münün de kaynağının alkol ol-
duğu ifade ediliyor. Buna göre
alkol oranı en düşük olan bira-
dan 3 şişe içen bir sürücünün
araç kuilanma yeteneğinde yüz-
de 30 azalma ortaya çıkıyor. Eş-
lerini dövenlerin yüzde 70'inin,
îşe gitmeyenlerin de yüzde
60'ının alkol kullandıklan ra-
porda yer alan araştırma sonuç-
lan arasında.
OĞUL HALLİDAY SAHNEDE— Fransız şarkıcı Johnny
Halliday ın kendisi gibi muzigi seçen oğlu David Halliday ön-
ceki giiD Paris'deki Zenith'te bir konser verdi. Genç Halli-
day in konseri sonrası baba Halliday ve annesi Sylvie V artan
miiziğe ilk adımlannı Paris'de bir konser salonunda atan he-
yecanlı David'i kutladılar. (Fotoğraf: AFP)
Mini video
kamera
tÜHA — îskoçya'daki Edin-
burgh Üniversitesi'ne bağlı bi-
lim adamlan posta büyüklüğün-
de bir mini video kamera geliş-
tirdiler. Mini kameranın maliye-
tinin de çok düşük olduğu ileri
sürülüyor. Kamera, 1991 sonu-
na kadar pıyasaya sürülecek.
Süddeutsche Zeitung' da yer
alan bir habere göre bilim
adamlan mini kameraya resim
kayıtlaruu ve diğer tütn kame-
ra fdnksiyonlanru yerine getiren
bir silisyum plakası eklediler.
Cihazın yüksek kalitede olduğu
ve var olan sistemlerden ayırt
edilemeyecek kadar iyi görüntü
verdiği de belirtildi. Siyah-beyaz
kamerayla yapılan başanlı de-
nemelerden sonra çalışmalar
şimdi renkli model üzerinde sür-
dürülüyor.
'DAVAYA İHANFI FHILMEZ'— Israil işgali alündaki
topraklarda başlatüan intifada'nın 40. ayına girmesi Filis-
tinli liderierin genel grev çağnsıyla kutlandı. Alınan karara
rağmen, şeker satmaya çalışan Filistinli çocak ise yaşıtlan ta-
rafından davaya ihanet etmekle suçlandı. (Fotoğraf: AP)
HABERLERIN DEVAMI
Özal'ın Moskova Ziyareti...
(Baştarafı 1. Sayfada)
herhangi bir tepki gelmemiştir. Ama geziye
çok az bir zaman kala Moskova tutum de-
ğiştirmiş ve böyle bir atıftan vazgeçilmesini
önermiştir.
Sovyetler'in bu girişiminin Türk tarafında
hem şaşkınlığa, hem de rahatsızlığa yol aç-
tığı söylenebilir.
Moskova buna neden gerek duymuştu?
Ankara'nın aklına önce Sovyet Ermenis-
tan Cumhuriyeti geldi. Çünkü Erivan'da Iş
başmdaki Ulusal Cephe hükümeti bir süre
önce yayınladığı bildiride, bir yandan Türki-
ye'yle iyi ilişkilerden söz ederken, öte yan-
dan Doğu Anadolu'nun bir parçasını kasde-
derek, "Batı Erwenistan"6ar\ da dem vura-
bilmişti.
VVashington'dan sonra şimdi de Mosko-
va'da bir Ermeni Lobisi ile mı karşPkarşıya
kalıyordu Türkiye?
Dışişleri nin aklına önce bu olasılık geldi.
Sonra durumun pek öyle olmadığı anlaşıldı.
Bir ara Gürcistan'ın devreye girdiği öğ-
renildi...
Deniliyordu ki:
1921 Moskova Anlaşması, Biriik, yani Sov-
yetler Birliği henüz yokken, Rusya'yla imza-
lanmıştı. Şimdi böyle bir anlaşmaya doğru-
dan atıfta bulunulması yerinde bir dıploma-
tik tavır olmayabilirdi.
Ankara'da tedirginlik yaratan bu tıkanık-
lık Çankaya Köşkü'ne kadar yansıtıldı. Bir
uzlaşı formülü üzerinde çalışmalar yapıldı.
Öyle anlaşılıyor ki bir orta yol bulunacak
ve iki ülkenin devlet başkanları Özal'la Gor-
baçov yann Kremlın'de, ıki ülke arasında ye-
ni bir kilometre taşını oluşturacak Türk-
Sovyet Dostluk Antlaşması'nı imzalaya-
caklar.
•
Bu ilginç diplomatik pürüz, Türkiye'nin ne
kadar zor bir coğrafyaya sahip olduğunu ser-
giliyor.
Bu coğrafık zöfTuğa, yine Sayın Özal'ın
Moskova ziyareti çerçevesinde bir örnek da-
ha verilebilir.
Ankara, Karadeniz Refah Bölgesi projesi-
nin öncelikle gerçekleştirilmesini ıstiyor. Bu-
nun için Özal'ın kafasında ikı hedefin varlı-
ğından söz edilebilir: Birincisı, Moskova'da
Gorbaçov'la projeyi destekleyen bir dekla-
rasyon yayınlamak; ikincisi, haziran ayında
İstanbul'da bir zirve toplantısı düzenlemek.
Moskova bu işe bu denli hevesli mi, bile-
miyoruz.
Ama bilinen bir nokta var: Bulgaristan'ın
bu konuda ayak sürüdüğü dikkati çekiyor.
Neden?
Şöyle denilebilir: Sofya'daki Pcpov yöne-
timi Türkiye'ye karşı ilişkilerini belli bir me-
safede tutmak istiyor. Bunda, Popov'un bi-
raz fazla milliyetçiliği kadar, Yunanistan'ın
da belli öiçülerde parmağı olduğu söyle-
nebilir.
Atina, iki Karadeniz ülkesi olan Bulgaris-
tan'la, Romanya'ya diyor ki:
— Avrupa Topluluğu'na giden yolbenden
geçer; Türkiye'ye fazla yaklaşırsanız, ATile
ilişkilerinizde vetoyu çalıştırınm!
İşte böyle.
•
Türkiye'nin coğrafyası gerçekten zor.
Kafkasya kaynıyor: Azeriler, Ermeniier,
Gürcüler... "Batı Errnenistan"dan dem vu-
rabilen bir Erivan... İran bir başka dert. Öte
tarafta Bulgaristan ve Yunanistan... Güney-
de Suriye ve Irak... Kürtler...
Türkiye'ye karşı tarihin derinliklerinden ge-
len sorunlar, husumetler, kompleksler bun-
ların tümü.
Ülkemiz büyük bir imparatorluktan geliyor.
Öyle bir imparatorluk ki bu, çozülen toprak-
larında 30'a yakın devlet kurulmuş.
Bir bakıma, onun için de Türk olmak ko-
laydeğil bugün!
Ülkemizi sırtlayıp yer yuvarlağmın bir baş-
ka köşesine gidemeyeceğimlze göre, bir
yandan ayaklanmızı yere sağlam basmak,
öte yandan dış dengelerimizi akıllıca ayar-
lamak zorundayız.
Birincisinde güçlü ekonomi ve demokrasi,
ikincisinde çok yönlü dış politika devreye gir-
mektedir.
İkisi bir yerde iç içedir. Her iki açıdan da
Türk-Sovyet ilişkileri önem taşımaktadır.
İki ülke arasında ekonomik ve ticari işbir-
liği çok daha fazla geliştirilebilir. İki ülkenin
de buna ihtiyacı vardır.
Sovyetler'le siyasal ilişkilerin geliştirilme-
sine gelince, bu da Türk dış politikasının çok
yönlü olmasının doğal bir gereği sayılmalı-
dır. Ayrıca iki ülkenin siyasal gündeminde
şimdilik herhangi birsorun da gözükmüyor.
Türkiye için Sovyetler, artık soğuk savaş yıl-
larının uzak komşusu değil.
Altını son bir kez daha çiziyoruz:
Böylesine zor ve karmaşık bir coğrafyada,
hele soğuk savaşın da tarihe kanştığı bir dö-
nemde, çok boyutlu dış politika izlemekten
başka çaresi olduğunu sanmıyoruz Türki-
ye'nin.
Cumhurbaşkanı Özal'ın Sovyetler Birliği
ziyaretini de böyle bir çerçeveye oturtmak
isteriz.
Böylesi bir coğrafyada iyi ilişkiler, her iki
ülkenin de yararınadır.
Sııikast skandalı
Özal, bugün Moskova yolcusu
fltaitarufı I. Sayfada)
ler sırasında Sovyet lideri Gor-
baçov'dan, "Karadeniz Refah
Böigesi Projesi" konusunda or-
tak deklarasyon yayımlanması-
nı istemesi de bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın SSCB'yi ziyareti 70 yıl-
hk Türk-Sovyet ilişkileri tarihin-
de, Cumhurbaşkacı düzeyinde-
ki 2. ziyareti oluşturuyor. Altı
gün sürecek geziye Cumhurbaş-
kanı Özal'ın eşi Semra Özal da
katılacak. 12 mart günü Rusya
Federasyonu Yüksek Sovyet
Başkanı Boris Yeltsin ile görü-
şecek olan Özal, aynı akşam
Sovyet lideri Gorbaçov'un
Kremlin Sarayı'nda onuruna ve-
receği yemeğe katılacak. Özal
daha sonra Ukrayna yetkilileri
ile resmi görüşmeler yapmak
üzere bu cumhuriyetin başkenti
Kiev'e gidecek. Kazakistan ve
Azerbaycan'ı da ziyaret edecek
olan Özal, 16 mart gunü Baku1
dan Ankara"ya dönecek.
Özal, Moskova ziyaretinden
yaklaşık bir hafta sonra da 22
martta ABD Başkanı George
Bush ile görüşmelerde bulun-
mak üzere Washington'a gide-
cek.
Moskova'da yapılacak temas-
larda Sovyet lideri Gorbaçov ile
Cumhurbaşkanı Özal'ın özeliik-
le şu konular üzerinde yoğunlaş-
ması bekleniyor:
• Ortadogu: Körfez savaşı
sonrası Ortadoğu'da kurulacak
yeni düzene ilişkin olarak iki ül-
kenin geniş bir görüş alışverişin-
de bulunması, bölgede harita
değişikliklerine ve yabancı güç-
lerin müdahalesine karşı ortak
bir açıklamada bulunmaları
bekleniyor.
• Karadeniz işbirligi: Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal'ın oner-
diği Karadeniz Ekonomik İşbir-
ligi Bölgesi (KEİB) oluşturulma-
sı projesi de gezinin onemli gün-
dem maddelerinden birini oluş-
turacak. Cumhurbaşkanı Özal,
Sovyet lideri Gorbaçov'dan,
Bulgaristan'ı KEİB konusunda
ikna etmesini ve bir ortak dek-
larasyon yayımlanmasını isteye-
cek. Özal ayrıca haziran ayında
bolge ülkeleri arasında bir zirve
yapılması için Gorbaçov'dan
destek isteyecek.
• İkili ilişkiler. Özal'ın ziya-
reti sırasında Türkiye ile Sovyet-
ler Birliği arasuıda "Dostluk, İyi
Komşuluk ve İşbirligi Antlaş-
ması",Sınai ve Teknik İşbirligi
Anlaşması, çifte vergilendirme-
nin önlenmesine ilişkin bir an-
laşmanın imzalanması bek-
leniyor.
Heyetteki işadamlan
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın gezisine Dışişleri Baka-
nı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin,
ekonomiden sorumlu Devlet
Bakanı GUneş Taner, Kültür Ba-
kanı Namık Kemal Zeybek ile
dışişleri ve ekonomi ile ilişkili
bakanlıklardan yaklaşık 40 bü-
rokrat katılıyor. Geziye katıla-
cak işadamı ve yöneticilerin
isimleri ise şöyle:
Nihal Gökyiğit (işadamı-
Tekfen), Deniz Bapçum (yöne-
tici-Tekfen), Tuğrul Erkin
(yönetici-Alarko), Ertan Balin
(işadamı-Bastaş), Yavuz Kılıç
(yönetici-Enteş), Servet Haru-
noğlu (yönetici-Baytur), Kadir
Sever (yönetici-Metiş), Şank Ta-
ra (işadamı-ENKA), Emin Ka-
raahmet (işadamı-Çukurova),
Asım Kocabıyık (işadamı-
Borusan), Eser Tümen
(yönetici-STFA), Evren Artan
(yönetici-Ram), Tekin Önel
(işadamı-Raks), Erdogan Engiir
(yönetici-Raks), Cengiz İsrafil
(yönetici-Teletaş), Mete Yalçın
(yönetici Tekser), Atilla Yurtçu
(işadamı, İZDAŞ), Melih Aras
(yönetici-Interbank), Aytaç Er-
kaya (yönetici-Sarp), Ertiirk De-
ğer (işadamı-Degere), Brian
Damrell (yönetici-Netaş), Bülent
Ünal (yönetici-Tuyap), Atilla
Dogan (işadamı-Doğan İnşaat),
Gültekin Köksal (yöneticı-Pet),
Erol Uçar (işadamı-Mir), Nuret-
tin Çarmıklı (işadamı-Nurol),
Emin Cankurtaran (işadamı-
Cankurtaran), Aü Şen (işadamı-
Mağa Deri), Adnan Çağlayan
(yonetici-Şişe Cam), Hasan Tur-
han (yönetici-Yaşar Dış Ticaret),
Atilla Şenol (yönetici-Mesa),
Asaf Giıneri (işadamı-tstanbul
Denizcilik), Şahap Ünlü
(yönetici-Istanbul Denizcilik),
Nejat Gürsoy (yönetici-Penta),
Yaris Gönenli (yönetici- Toros
Gübre), Fahri Görgiilü (yöne-
tici-Meyna), Bekir Okan (iş-
adamı-Okan Holding), Güven
Sazak (işadamı-Yüksel), Kemal
Ekinci (işadamı-Ekinciler), Zül-
küf Ccjlan (işadamı-Ceylan İn-
şaat), İbrahim Taşbaşı (yönetici-
Ecesan), Tunç Kemaloğlu (iş-
adamı-Alke), Necati Kavuk
(işadamı-Alke), Nail Keçili
(işadamı-Cenajans), Sezer Bilgi-
li (yönetici-Çukurova-Ba>tur),
Tuncay Özilhan (işadamı-
Anadolu Endustri), Rıza Çar-
mıklı (işadamı-Çarmıkh Hol-
ding), Ugur Erkay (yönetici-
Okan Holding), Turan Esen
(yönetici-Nurol), Oğuz Çarmıklı
(işadamı-Nurol), Altay Direk
(yönetici-Meyna), Alp Yaman
(işadamı-Tatko), Reşat Cihaner
(işadamı-Cihaner Holding),
Müsa Cihaner (işadamı-Cihaner
Holding), Sefa Uysal (yönetici-
Yücelen İnşaat), Oguz Tatiş
(işadamı-Tatiş Holding), İsmail
Kulalı (yönetici-Ekonomi Ban-
kası), Akif Çomoğlu (işadamı),
Zeki Köseoglu yönetici-
Çomoğlu AŞ), Samim Sivri
(yönetici-İzmir Demir Çelik),
Fehmi Akın (yönetici-Kuveyt
Turk Finans Evkaf Kurumu),
Hayrettin Şanlı (işadamı-
Komaş), Demir İnal (yönetici-
Komaş), Metin Gökçe (işadamı-
Mekta), Özgün Bursagil (yone-
tici-Simtel), Lgur Karavelioğlu
(yönetici-Aselsan).
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın başkanlığında, Körfez
savaşının sona ermesinden son-
raki gelişmelerin ele alındığı bir
değerlendirme toplantısı yapıldı.
Cumhurbaşkanhjı Sözcüsü Bu-
yükelçi Kaya Toperi'nin yaptığı
açıklamaya göre, Çankaya Köş-
kü'nde dün yapılan toplantıya
Başbakan Yıldınm Akbulut,
Genelkurmay Başkani Orgene-
ral Doğan Güreş, Milli Savun-
ma Bakanı Mehmet Yazar, Milli
Güvenlik Kunılu Genel Sekrete-
ri Orgeneral Nezibi Çakar,
Cumhurbaşkanhğı Genel Sekre-
teri Kemal Yamak, Dışişleri Ba-
kanlığı Müsteşan Tugay Özceri
ve MİT Müsteşarı Korgeneral
Teoman Kooıankatıldı.
(Başlarafı 1. Sayfada)
— Silahlı kişilerin 100 dola-
yında olduğunu İmren Aykut ve
Mustafa Taşar nereden büiyor?
— Sııikast ihbanna karşuı ye-
terli önlerai almadığı öne sürü-
len İstanbul Emniyet Müdıirlü-
ğü yetkilileri hakkında soruştur-
ma açıldı mı?
— Semra Özal'a suıkast ya-
pılacağı ihbanndan İstanbul
Emniyet Müdürü, Emniyet Ge-
nel Müdürü ve kongre salonun-
da bulunan İçişleri Bakanı'nın
haberi oldu mu?
— Semra Özal'a suikast ya-
ptlacağı ihban neden kongreden
bir hafta sonra acıklandı?
— Polisin önlemleri dışında
Taşar'ın aldığını açıkladığı
'özel' önlemler nelerdi?
Haftalık Nokta dergisinin
dün piyasaya çıkan sayısında
yer alan haberde Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı İmren
Aykut, kongre günü sabahın er-
ken saatlerinde salona militan-
lar yerleştirildiğini, polisin de
delege olmayan pek çok kişiyi
İçişleri Bakanı Abdülkadir Ak-
su'nun talimatıyla salona aldı-
ğını savladı. Aykut, Semra
Özal'a suikast ihban yapüdığı-
nı bildiklerini açıklarken de
"Bunun için kongreye ara veril-
di ve sonra da iptal edildi. Eger
ipUl edilmeseydi, kongrenin so-
nu kanlı biterdi" dedi. Aykut'-
un bir diğer savı da, "İhbara
ragmen bunu önleyecek güven-
lik tedbirlerinin alınmadıgı ve
bu nedenle kongrenin iptal
edildiği" şeklindeydi.
Devlet Bakanı Mustafa Taşar
da Aykut'un savlarını doğrula-
yarak, "Semra Öaal'a Swkast
olduğu ihbannı akiık ve bunun
üzerine biz de iceride kendi ça-
pımızda tedbirlerimizi aldık.
Ama asıl tabii emni>etin alma-
sı gerekiyordu. Ama önlem al-
madılar" dedi. Taşar, kongre-
yi iptal gerekçesiyle ilgili olarak
da, "Bu yüzden mecburen can
güvenligi olmadığı için iptal et-
mek zonında kaldık. Burada
her şey olabilirdi. Suikast
dahii" diye açıklama yaptı.
Nokta dergisindeki haberden
alıntılarla bazı gazetelerin man-
şetlerine de çıkan, "Semra
Özal'a suikast ihban" haberin-
de "güvenlik önlemi alma-
raak". "can güvenliğini sağla-
yamamak" ve "Bakan Aksu'-
nun talimatıyla delege olmayan
insanları seçerek salona sok-
mak"la suçlanan İstanbul Em-
niyet Müdürlüğü yetkilileri, "O
gün alınan önlemler hiçbir
kongrede, hiçbir yerde bu güne
kadar alınmamıştı" demekle ye-
tindiler. İstanbul Emniyet Mü-
dürü Mehmet Agar, savlarla il-
gili konuşmak istemediğini be-
lirtirken, bir üst düzey yetkili
şunları söyledi:
"Semra Özal'a suikast yapı-
lacagı ihban olduğu söyleniyor.
Şimdi herkes bize bakıyor,
'doğru mu' diyor. Bu tür ihbar-
lar her zaman olur. Biz ihbar ol-
sa da olmasa da gerekli tüm ön-
lemleri alınz ve aldık da. Bu ko-
nu bir parti içi kavgaya dönüş-
müştür. Bizim resmi görevliler
olarak bu kavgada yerimiz yok-
tur. Bu aşamada bizim konuş-
mamız laraf olmamız anlamına
gelir. O gün salonda dedektör-
den, metal arayKilara kadar her
türlü onkm ahndı. Yüzlerce res-
mi ve sivil görevli görev yaptı.
Salona sokulduğu iddia edilen
silahlı militanlar olsa olsa bizim
sivil görevlilerimiz olabilir. Hem
madem böyle silahlı militanlar
vardı, neden emniyet güçlerine
gösterilmedi, yakalatılmadı.
Ancak eger devletin bakanlan
cıkıp da, 'önlem almadılar, mi-
litanlan bıraktılar' diyoriarsa
düşünmek lazım. Bu takdirde
söyleyecek sözumüz yok."
Aym emniyet yetkilisi, kong-
re öncesi yaşanan gerginlik ne-
deniyle salonun bir planının çı-
kartıldığını ve her türlü olasılı-
ğa karşı salonda özel bir yerle-
şim düzeniyle güvenlik görevli-
İerinin yerleştirildiğini belirtti.
Bu tür savlarda bulunanlann da
"bildiklerini açıklamadıklan
için suç işlediklerini" kaydeden
emniyet yetkilisi, "Bizim göre-
vimiz güvenlik. Biz de üstümü-
ze diişeni yaptık" diye noktaladı
sözlerini.
Semra Özal'ın karşısında il
başkanlığına aday olan Talat
Yılmaz, suikast haberiyle ilgili
yazüarı okuyunca hayrete düş-
tügünü söyledi. Yılmaz, İmren
Aykut'un bakanhk görevi dışın-
da bir istihbarat örgütünde gö-
revi olduğunun anlaşıldığmı öne
sürerek şunları söyledi:
"Aynca kongre organizasyo-
nunu yapanlar. bu davetiyeleri
dagıimayanlar, kapıda polise
önlem aldıranlar onlar. İçeride
100 silahlı adam vardı diyorlar.
Nereden biliyorlar bu sayıyı?
Demek ki kendileri koydu ki bi-
liyorlar. Benim arkadaşlarımın
üzerinde çakı bile yoktu. Eşim
bile içeri beş saatte girebildi.
Koskoca bakanlann olayı çap-
ntarak kamuoyuna yansıtmala-
n, kongreyi gören gözlerimin
hayretine mucip oluyor. Hedef
belli. İçişieri Bakanı'nı yemenin
yolunu anyorlar. Bakan böyle
yenflmez ki. Olacak şey degil."
Milli Savunma Bakanhğı'n-
dan azledilen Hüsnü Doğan ise
Cumhuriyet'e, "Bu gibi konu-
lar üzerinde yorum yapmak iste-
miyoram" dedi.
İnandırıcı degil
SHP Genel Sekreter yardım-
cılanndan Abdülkadir Ateş, su-
ikast ihban iddialarını, "Orta-
lıgı bulandırmaya yönelik kü-
çük, ama son derece tehlikeli bir
ayak oyunu" olarak niteledi.
Kimsenin güvenlik kuvvetlerini
parti içi çekişmelere alet etme-
ye hakkı olmadığını savunan
Ateş, "Eger ihbar dogruysa ve
kongre bunun için iptal edildiy-
se ülkede sıradan insaniann can
güvenliklerinin ne kadar tehlike-
de olduğu açıga çıkıyor" dedi.
Ateş, sorumluların görevlerin-
den alınmaları gerektiğini kay-
dederek "Eger ihbar bir oyun-
dan ibaretse Türkiye için bun-
dan daha vahim bir şey ola-
maz" diye konuştu. Ateş, bu
oyuna Semra Özal'ın kaybede-
ceğinin anlaşılması üzerine baş-
vurulduğunu öne sürdü.
DYP Genel Başkan Yardım-
cısı Hüsamettin Cindoruk, İs-
tanbul il başkan adayı Semra
Özal'a suikast yapüacağı yolun-
daki haberleri "balon" olarak
niteleyerek olaylı geçen ve iptal
edilen ANAP il kongresinde
Semra özal'ın kendi kendisine
suikast yaptığını söyledi. Sem-
ra özal'a suikast yapılacağına
inanmadığını bildiren Cindo-
ruk, dün Ankara'da düzenledi-
ği basın toplantısında şöyle ko-
nuştu:
"Tarmfazlık kurallanna uy-
ması gereken bir cumhurbaşka-
nının eşi partisinin il başkan
adayı olur mu? Akıl hocası da
Mustaf» Taşar. İnsanlar bu ba-
lon u, kendilerine kıymet kazan-
duırıak için çıkarmışlardır. Öyle
olsa, tedbirini de alırlar. Sonra
Semra Özal'ın degerli bir yanı
mı var suikast yapılsın? Semra
Özal'a suikastı kendisi yapü.
Ailece yaptılar. Bu aynı zaman-
da rejime ve demokrasiye de bir
suikasttı. Bu kongre yalnızca
ANAP'ın ayıbı degil, bir rejim
ayıbıdır. Olur şey degildi. Öyle
vîskili, havyarlı kongre olmaz.
Oiursa da haikın siyasi partüe-
re saygısı azalır. Bir ailenin bü-
tün fertlerinin, ülkenin refah
payını kendilerine ayırması olur
şey degildir. Sayın Semra Özal,
kongrede başparma|ını kaldı-
nrsa bu iş hallolur. ANAP'ın
kongresi zaten karakolda bitti.
Devletin bütün güvenlik güçle-
ri oradaydı. Kongrede tabanca
patlayacagraa inanmıyorum. Bu
haberier, Sayın Semra Özal'a
önem kazandırmak için ortaya
atılmış bir balon."
Beyaz Saray'da
6
özlem
Kongrede ahnan önlemler
İç Politika Servisi — ANAP
İstanbul II Kongresi'nde delege-
Ierin ve davetlilerin ortak yakın-
ma konusu, salonun kapısında
ahnan olağanüstü önlemlerdi.
Salonun tek giriş kapısı önü-
ne yığılan onlarca polisin oluş-
turduğu kordonu güçlükle aşan-
lar, delege kartlan ya da daveti-
yeleri tek tek kontrol edildikten
sonra salonun içindeki ikinci bir
polis kordonuna alımyordu. Sa-
İona girebilmek için "kapı de-
dektör"den geçen delegeler ve
konuklann üstleri de görevli po-
lislerce tek tek elle aranıyordu.
Kongre salonunun önündeki
bu güvenlik önlemleri nedeniy-
le delegelerin ve konuklann ço-
ğu kongreye, programlanan baş-
lama saatinden daha sonra gire-
bildi.
Kongre salonuna da önceden
çok sayıda sivil polis yerleştiril-
mişti. Kongreyi başlatan ANAP
İstanbul tl Başkanvekili Erdo-
gan Alper*in çağrısı üzerine de
çok sayıda çevik kuvvet salona
girerek kürsünün ve divan baş-
kanlığı platformunun etrafını
sardı. Kongre sırasındaki tartış-
malar ve yumruklaşmalar son-
rasında da Mustafa Taşar, sa-
londa görevli emniyet amirine,
"Sandıgın etrafını boş bırakma,
senin canına okurum" diye ba-
ğınrken az ileride İçişleri Baka-
nı Abdülkadir Aksn, hiç ses çı-
kartmadan oturuyordu.
Salondaki sivil polislere, ka-
pıdaki resmi polislere, kürsünün
çevresini saran Emniyet Müdür
Yardıması Necmettin Yıldırun
komutasındaki çevik kuvvete ek
olarak Semra Özal'ın gelişiyle
koruma görevlilerine yeni katı-
lımlar oldu. Cumhurbaşkanhğı
Koruma Müdürü Musa Öztürk
başta olmak üzere, Cumhurbaş-
kanhğı ve İstanbul Koruma Şu-
be Müdürlüğü'ne bağh koruma-
larla salona giren Semra özal,
alkışlar arasında bir tur attıktan
sonra Sarıyer delegelerinin bu-
lunduğu bölüme oturmuştu.
Kongre boyunca da çevresi
Cumhurbaşkanhğı korumala-
rınca çember altına ahnmıştı.
Bir kez divan başkanlığı seçi-
minde oy kullanmak bir de sa-
at 21.00 sıralannda kongreye ara
verilince salondan aynlmak için
yerinden kalkan Semra Özal'ın
yanına ne gazeteciler ne de de-
legeler yaklaşabildi.
Salonda Çevik Kuvvet Müdü-
rü Yıldırım'ın, Cumhurbaşkan-
hğı Koruma Müdürü Öztürk'ün
yanı sıra güvenlik ve koruma ön-
lemi alan polislere talimat veren
tek "yetkili" olarak Mustafa Ta-
şar dikkat çekiyordu.
(Baftarafı I. Sayfada)
gulannı da kabartmış durumda.
Yine evlerin önüne asümış ko-
caman Amerikan bayraklan ve-
ya arabalarm antenlerine asılan
bayraklar bu duygulannı ifade
ediyor.
ABD başkanlannın yaşadığı
Beyaz Saray'ın da tam tepesin-
de san bir 'hasret çelengi' var.
Eğitim Bakanlığı binasının gin-
şinde ise Noel ağacı gibi süslen-
miş bir 'hasret agacı' gördük.
Bakanlıkta çalışanlar arasında
askere gidenlerin isimleri küçük
san kalp şeklinde kesümiş. Kar-
tonlara yazılmış ve kocaman bir
çam ağacına asılmıştı.
ABD halkı, savaşa giden as-
kerlere bizim ulkemizde denildi-
ği gibi sadece "Mehmetçik" di-
yerek hepsini aynı bakış içinde
değerlendirmiyor. Burada aske-
rin adı var. Savaşa gidenlerin
isimlerinin teker - teker her ye-
re yazılması bunun göstergesi.
ABD başkentinde konuştuğu-
muz pek çok kişi Bush'un 1992
seçimlerini bu zaferle garantile-
diji görüşünde. VVashington
Post gazetesi yazan David Bro-
der, bu konuda şunları söyledi:
"Elbette ki ABD halkınm şu
anda içinde bissettigi duygular
1992'ye kadar aşınacaktır, ama
seçim kampanyası başladıgında
tüm medyalarda bu duygular,
insanlara veniden haürlaülacak-
ür."
ABD başkentinde kongre ve
y#netimde etkin olan kişiler, sa-
vaş sırasında ve sonrasında
Türkiye'nin durumu ile ilgili
olarak ise şu tabloyu çiziyorlar:
"Türkiye, savaş sırasında
gösterdigi tutum, itsleri kullan-
dırması, ambargoya hemen uy-
ması ile ABD halkuun dikkati-
ni çekmiş ve sempatisini kazan-
mıştır. Bu çok önemiidir, çün-
kü yönetim sizin için daha çok
yardım yönünde tasan getirebi-
lir. Nitekim kongreye sunulan
son yardım tasansında Yunanis-
tan'a olan 7/10 oranı aşılmışOr.
Yunanistan'a yonelik yardım
miktannda artış istenmezken
Türkiye'ye yönelik yardım mik-
tarı 750 milyon dolara yüksd-
tilmişti.
Ancak Türkiye'nin savaş sı-
rasında gördüğü zarar ve yaşa-
dıgı ekonomik krizin faturasuu
elbette ki ABD karşılamayacak-
Ur. Bizim bütçe açıgımızın ae
şekilde karşılanacagı tartışma
konuso iken size çok kapsamlı
yardım yapamayız. Yönetim sa-
dece Kuveyt, Suudi Arabistan
ve Japonya gibi iilkelere size de
daha fazla olanak saglamalan
için baskı yapabiür. Esasen biz
de savaşın ABD'ye getirdigi fa-
turayı bir miktar bu ülkelerden
karşdamaga bakryoruz".
Turkiye'de Semra Özal krizi
ve ANAP'ta bölünme yaşamr-
ken ABD başkenti Cumhurbaş-
kanı Özal'ı da karşılamağa ha-
zırlanıyor. Ancak Semra özal
ve aile içi meseleler bu kez Özal-
lar gelmeden ABD'de etkin bir
biçimde duyuldu. Şimdiye dek
özal lehine yazdığı yazılarla un-
lü Wall Street Journal gazetesi
geçen hafta Özal ailesinin hane-
dan görüntüsünü anlatan bir ya-
zı yayımladı. Bu hafta da New
York Times aym yazıyı pekişti-
ren bir başka hanedan tablosu
çizdi.
ABD gezimize değişik kentler
ve eyaletlerde bir ay kadar de»
vam edip izlenimlerimizi aktar-
mayı sürdüreceğiz.
GAYRİ MENKUL AÇIKARTTIRMA SURETİYLE
SATIŞ İLANI
SELÇUK İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Dosya No: 1989/15 Talimat.
Satılmasına karar verilen gayri menkulün, cinsi, kıymeti, adedi, evsafı;
A) lzmir - Selçuk - Bele\i köyü, Görünmez mevkiinde kain olup, tapuya pafta: 18. kütük: 5/42,
428 parselde kayıtlı 20600 m
1
alanlı zeytinlik vasfında kayıtlı gayri menkuldür. Gayri menkulün doğu-
sunda 1530 ve 415 parsel sayıh taşmmaz, batısında kurudere, güneyinde 430 sayüı parsel, kuzeyinde
1472 ve 415 parsel sayıh taşınmazlarla çevrili olup, taşınmazın tamamı verimli zeytinliktir. Alım satım
rayiçlerine göre taşınmazın borçlulara isabet eden 2/4 hissesine 20.000.000.- TL değer takdir edilmi}-
tir. Taşınmazın borçlulara isabet eden 20.000.000.- TL değer takdir edilen 2/4 hıssesi satılacaktır.
B) Gayri menkul; lzmir - Selçuk - Belevi köyü Yanm Kavak mevkiinde kain olup, tapuya 6/572
kütük, 25 pafta, 577 parselde zeytinli olarak kayıtlı, 18500 m
!
alanlıdır. Gayri menkulün doğusu 546
ve 545 parsel sayılı, batısı 573, 576, 579 parsel sayıh, güneyi 572 parsel sayüı, kuzeyi 579 ve 578 parsel-
sayılı taşınmazlarla çevrih'dir. Taşınmazın tamamı zeytinlik olup, ulasımı yaya yohıyla saglanmakta-
dır. Bu taşınmazın borçlulara ait 2/4 hissesi satılacaktır. Gayri menkulün borçlulara ait 2/4 hissesine
18.500.000.- TL değer takdir edümiştir.
C) Gayri menkul; lzmir - Selçuk - Belevi köyü, Koyiçi mevkiinde kain olup, tapuya kütflk: 1043,
pafta: 50, parsel 1051'de kârgir fınn olarak kayıtlı, 70 m"lik gayri menkuldür. Gayri menkulün doğu-
su 1053 parsel sayılı, batısı sokak, güneyi 1052 parsel, kuzeyi 1050 parsel sayüj gayri menkullerle çev-
rili olup, içi boşâltılmış metruk vaziyette, tek katlı, kârgir fınn binasıdır. Hali hazır arsa niteliğindedir.
Köyün merkezinde olup, elektrik ve suyu mevcuttur. Köy ana caddesine 6.50 mt. ön cephesi vardır.
Gayri menkulün borçlulara isabet eden 3/4 hissesi satılacaktır. Borçlulara isabet eden 3/4 hissesine
alını satım rayiçlerine göre 7.500.000.- TL değer takdir edümiştir.
D) Gayri menkul; lzmir - Selçuk - Belevi köyü, Koyiçi mevkiinde kain olup, tapuya kütük: 1044,
pafta: 50, parsel 1052'de kayıtlı, kârgir kahvehane vasıflı, 115 m!
miktarlıdır. Gayri menkulün doğu-
su 1053 parsel sayüı, baüsı ve güneyi sokak, kuzeyi 1051 parsel sayılı gayri menkullerle çevrili olup,
cem'an 115 m:
alanlı gayri menkuldür. Gayri menkul köy merkezinde içi boşâltılmış metruk vaziyette
tek katlı kârgir binadır. Gayri menkulün guneyinden ve batısından toplam olarak 19.85 mt. ana cad-
deye cephesi vardır. Gayri menkulün borçlulara ait 3/4 hissesi satılacaktır. Gayri menkulün borçlula-
ra ait 3/4 hissesine 8.625.000.- TL değer takdir edilmiştir.
E) Gayri menkul; Izmir - Selçuk - Tahta köprü mevkiinde kain olup, tapuya 2205 kütük, pafta:
98, 2211 parselde kayıtlı, tarla vaafh 9340 mJ
alanhdır. Gayri menkulün doğusu 2082 parsel sayüı,
batısı yol ve 2212 parsel sayılı, güneyi çorak yolu, kuzeyi 2216 ve 2210 parsel sayüı gayri menkullerle
çevrili olup, cem'an 9340 m!
mesahalı çorak ve 2. derecede SİT alanı içerisinde bulunan çorak arazi-
dir. Gayri menkulün takriben 6.000 m"lik kısmında hali hazır pamuk ekili vaziyette olup, her türlü
vasıta ile gidip gelinebilen Selçuk futbol sahası arkasındadır. Gayri menkulün 1/2 hissesi borçlulara
ait olup borçlulara ait olan bu hisse satılacaktır. Gayri menkulün borçlulara ait hissesine 7.500.000.-
TL değer takdir edilmiştir.
F) Gayri menkul; tzmir - Selçuk - Belevi köyü, köy içi mevkiinde kain olup, tapuya kütük: 1060,
pafta: 51, parsel 71'de kayıtlı, tapuda avlulu kârgir fabrika vasıflı 1638 m:
'lik alanhdır. Gayri menku-
İün köy merkezinde bulunmaktadır. Tapuda cinsi, her ne kadar zeytinyağı fabrikası kayıtlı ise de gayri
menkul zeytinyağı fabrikası vasfını kaybetmiş olup, içerisindeki bütün alet ve edavat sökühnüştür.
Hali hazır gayri menkul üzerinde köy meydanlığına bakan cephesinde, halen kullanılmakta olan ve
her biri 30 m
!
alanlı 10 adet dükkân mevcuttur. Ayrıca gayri menkul üzerinde iki adet tahminen her
biri 60 m"lik iki adet lojman binası ile bir adet tahminen 80 mJ
alanlı faal çalışmakta olan kahvehane
ve bu zemin üzerinde komple 800 m:
kapah sahası bulunmaktadır. Gayri menkulün geri kalan kısmı
boş arsa halindedir. Gayri menkulün tamamı satılacaktır. Gayri menkulün tamamına 15.000.000.- TL
değer takdir edilmiştir.
SATIŞ ŞARTLARI:
1) Gayri menkullerin l'nci satışı 22/4/1991 günü olup, satış saatleri,
(a) sırasındaki 428 parselin 13.30'dan 13.45'e kadar,
(b) sırasındaki 577 parselin 14.00'ten 14.15'e kadar,
(c) sırasındaki 1051 parselin
(d) sırasındaki 1052 parselin
(e) sırasındaki 2211 parselin
(0 sırasındaki 1071 parselin 16.00'dan 16.15'e kadar, Selçuk îcra Müdürlüğü'nde açıkarttırma sure-
tiyle yapılacaknr. Bu arttırmada tahmin edilen kıyraetin % 75'ini ve niçhanb alacakhlar varsa alacak-
lan mecmununu ve satış masraflannı geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle ahcı çıkmazsa
en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak kaydıyla 2/5/1991 gunü aynı yerde ve aynı saatlerde ikinci
arttırmaya çıkarılacaklardır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacakiılann alacaklan mecmuunu ve tahmin
edilen kıymetlerin %40'ını ve satış masraflannı gecmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunurlar.
2) Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin f» 20'si nispetinde pey akçesi veya bu mik-
tar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı iste-
diğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dellaliye resmi ihale pulu, tapu harç ve masraflan
aücıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. Aynca KDV alıcıya aittir.
3) İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (+) bu gayri menkuller üzerindeki haklaruıı hususiyle
faiz ve masrafa dair olan iddialanm dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildinneleri lazım-
dır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkca paylaşmadan harıç bırakılacaklardır.
4) Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse, lİK'nın 133. maddesi gereğince ihale
fesh edilir. İki ihale arasındaki farktan ve 7o30 faizden alıcı ve kefiUeri mesul tutulacak ve hiçbir hük-
me hacet kaJmadan kendilerinden tahsil edilecekıir.
5) Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği
takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir.
6) Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmuş ve münderecaatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca
bilgi almak isteyenlerin 1989/15 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur.
(tc.lf. K.126)
(+) tlgilüer Ubirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.
Basın: 21221
14.30'dan
15.00'ten
15.30'dan
14.45'e
15.15'e
15.45'e
kadar,
kadar,
kadar,