18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/16 Kuveyt usulü koruma- ABD Dışişleri Bakanı Baker, Kaveyt Veliaht Prensi Prens SaideJ AbduUahel Sabah'la göriişürken Knveytli askerler toplantı salonunun yanında bulunan caminin mlnaresiııde olası saldınlara karşı mevzUenmişler- di bile. (Fotograf: Reuter) Alkol şiddet getiriyor CENEVRE (UBA) — Dünya Sağhk örgütü'nün (WHO) 30 Olkeyi kapsayan araştınnasında, cinayetlerin yüzde 85'inin, teca- vüz olaylarının da yüzde SO'sinin alkollüler tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Araştırma raporıında, alkolün, şiddet olaylarının önemli bir kaynağı olduğu vurgulandı. Ör- gütün raporunda trafik kazala- nnın yüzde 60'a yakın bir bölü- münün de kaynağının alkol ol- duğu ifade ediliyor. Buna göre alkol oranı en düşük olan bira- dan 3 şişe içen bir sürücünün araç kuilanma yeteneğinde yüz- de 30 azalma ortaya çıkıyor. Eş- lerini dövenlerin yüzde 70'inin, îşe gitmeyenlerin de yüzde 60'ının alkol kullandıklan ra- porda yer alan araştırma sonuç- lan arasında. OĞUL HALLİDAY SAHNEDE— Fransız şarkıcı Johnny Halliday ın kendisi gibi muzigi seçen oğlu David Halliday ön- ceki giiD Paris'deki Zenith'te bir konser verdi. Genç Halli- day in konseri sonrası baba Halliday ve annesi Sylvie V artan miiziğe ilk adımlannı Paris'de bir konser salonunda atan he- yecanlı David'i kutladılar. (Fotoğraf: AFP) Mini video kamera tÜHA — îskoçya'daki Edin- burgh Üniversitesi'ne bağlı bi- lim adamlan posta büyüklüğün- de bir mini video kamera geliş- tirdiler. Mini kameranın maliye- tinin de çok düşük olduğu ileri sürülüyor. Kamera, 1991 sonu- na kadar pıyasaya sürülecek. Süddeutsche Zeitung' da yer alan bir habere göre bilim adamlan mini kameraya resim kayıtlaruu ve diğer tütn kame- ra fdnksiyonlanru yerine getiren bir silisyum plakası eklediler. Cihazın yüksek kalitede olduğu ve var olan sistemlerden ayırt edilemeyecek kadar iyi görüntü verdiği de belirtildi. Siyah-beyaz kamerayla yapılan başanlı de- nemelerden sonra çalışmalar şimdi renkli model üzerinde sür- dürülüyor. 'DAVAYA İHANFI FHILMEZ'— Israil işgali alündaki topraklarda başlatüan intifada'nın 40. ayına girmesi Filis- tinli liderierin genel grev çağnsıyla kutlandı. Alınan karara rağmen, şeker satmaya çalışan Filistinli çocak ise yaşıtlan ta- rafından davaya ihanet etmekle suçlandı. (Fotoğraf: AP) HABERLERIN DEVAMI Özal'ın Moskova Ziyareti... (Baştarafı 1. Sayfada) herhangi bir tepki gelmemiştir. Ama geziye çok az bir zaman kala Moskova tutum de- ğiştirmiş ve böyle bir atıftan vazgeçilmesini önermiştir. Sovyetler'in bu girişiminin Türk tarafında hem şaşkınlığa, hem de rahatsızlığa yol aç- tığı söylenebilir. Moskova buna neden gerek duymuştu? Ankara'nın aklına önce Sovyet Ermenis- tan Cumhuriyeti geldi. Çünkü Erivan'da Iş başmdaki Ulusal Cephe hükümeti bir süre önce yayınladığı bildiride, bir yandan Türki- ye'yle iyi ilişkilerden söz ederken, öte yan- dan Doğu Anadolu'nun bir parçasını kasde- derek, "Batı Erwenistan"6ar\ da dem vura- bilmişti. VVashington'dan sonra şimdi de Mosko- va'da bir Ermeni Lobisi ile mı karşPkarşıya kalıyordu Türkiye? Dışişleri nin aklına önce bu olasılık geldi. Sonra durumun pek öyle olmadığı anlaşıldı. Bir ara Gürcistan'ın devreye girdiği öğ- renildi... Deniliyordu ki: 1921 Moskova Anlaşması, Biriik, yani Sov- yetler Birliği henüz yokken, Rusya'yla imza- lanmıştı. Şimdi böyle bir anlaşmaya doğru- dan atıfta bulunulması yerinde bir dıploma- tik tavır olmayabilirdi. Ankara'da tedirginlik yaratan bu tıkanık- lık Çankaya Köşkü'ne kadar yansıtıldı. Bir uzlaşı formülü üzerinde çalışmalar yapıldı. Öyle anlaşılıyor ki bir orta yol bulunacak ve iki ülkenin devlet başkanları Özal'la Gor- baçov yann Kremlın'de, ıki ülke arasında ye- ni bir kilometre taşını oluşturacak Türk- Sovyet Dostluk Antlaşması'nı imzalaya- caklar. • Bu ilginç diplomatik pürüz, Türkiye'nin ne kadar zor bir coğrafyaya sahip olduğunu ser- giliyor. Bu coğrafık zöfTuğa, yine Sayın Özal'ın Moskova ziyareti çerçevesinde bir örnek da- ha verilebilir. Ankara, Karadeniz Refah Bölgesi projesi- nin öncelikle gerçekleştirilmesini ıstiyor. Bu- nun için Özal'ın kafasında ikı hedefin varlı- ğından söz edilebilir: Birincisı, Moskova'da Gorbaçov'la projeyi destekleyen bir dekla- rasyon yayınlamak; ikincisi, haziran ayında İstanbul'da bir zirve toplantısı düzenlemek. Moskova bu işe bu denli hevesli mi, bile- miyoruz. Ama bilinen bir nokta var: Bulgaristan'ın bu konuda ayak sürüdüğü dikkati çekiyor. Neden? Şöyle denilebilir: Sofya'daki Pcpov yöne- timi Türkiye'ye karşı ilişkilerini belli bir me- safede tutmak istiyor. Bunda, Popov'un bi- raz fazla milliyetçiliği kadar, Yunanistan'ın da belli öiçülerde parmağı olduğu söyle- nebilir. Atina, iki Karadeniz ülkesi olan Bulgaris- tan'la, Romanya'ya diyor ki: — Avrupa Topluluğu'na giden yolbenden geçer; Türkiye'ye fazla yaklaşırsanız, ATile ilişkilerinizde vetoyu çalıştırınm! İşte böyle. • Türkiye'nin coğrafyası gerçekten zor. Kafkasya kaynıyor: Azeriler, Ermeniier, Gürcüler... "Batı Errnenistan"dan dem vu- rabilen bir Erivan... İran bir başka dert. Öte tarafta Bulgaristan ve Yunanistan... Güney- de Suriye ve Irak... Kürtler... Türkiye'ye karşı tarihin derinliklerinden ge- len sorunlar, husumetler, kompleksler bun- ların tümü. Ülkemiz büyük bir imparatorluktan geliyor. Öyle bir imparatorluk ki bu, çozülen toprak- larında 30'a yakın devlet kurulmuş. Bir bakıma, onun için de Türk olmak ko- laydeğil bugün! Ülkemizi sırtlayıp yer yuvarlağmın bir baş- ka köşesine gidemeyeceğimlze göre, bir yandan ayaklanmızı yere sağlam basmak, öte yandan dış dengelerimizi akıllıca ayar- lamak zorundayız. Birincisinde güçlü ekonomi ve demokrasi, ikincisinde çok yönlü dış politika devreye gir- mektedir. İkisi bir yerde iç içedir. Her iki açıdan da Türk-Sovyet ilişkileri önem taşımaktadır. İki ülke arasında ekonomik ve ticari işbir- liği çok daha fazla geliştirilebilir. İki ülkenin de buna ihtiyacı vardır. Sovyetler'le siyasal ilişkilerin geliştirilme- sine gelince, bu da Türk dış politikasının çok yönlü olmasının doğal bir gereği sayılmalı- dır. Ayrıca iki ülkenin siyasal gündeminde şimdilik herhangi birsorun da gözükmüyor. Türkiye için Sovyetler, artık soğuk savaş yıl- larının uzak komşusu değil. Altını son bir kez daha çiziyoruz: Böylesine zor ve karmaşık bir coğrafyada, hele soğuk savaşın da tarihe kanştığı bir dö- nemde, çok boyutlu dış politika izlemekten başka çaresi olduğunu sanmıyoruz Türki- ye'nin. Cumhurbaşkanı Özal'ın Sovyetler Birliği ziyaretini de böyle bir çerçeveye oturtmak isteriz. Böylesi bir coğrafyada iyi ilişkiler, her iki ülkenin de yararınadır. Sııikast skandalı Özal, bugün Moskova yolcusu fltaitarufı I. Sayfada) ler sırasında Sovyet lideri Gor- baçov'dan, "Karadeniz Refah Böigesi Projesi" konusunda or- tak deklarasyon yayımlanması- nı istemesi de bekleniyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın SSCB'yi ziyareti 70 yıl- hk Türk-Sovyet ilişkileri tarihin- de, Cumhurbaşkacı düzeyinde- ki 2. ziyareti oluşturuyor. Altı gün sürecek geziye Cumhurbaş- kanı Özal'ın eşi Semra Özal da katılacak. 12 mart günü Rusya Federasyonu Yüksek Sovyet Başkanı Boris Yeltsin ile görü- şecek olan Özal, aynı akşam Sovyet lideri Gorbaçov'un Kremlin Sarayı'nda onuruna ve- receği yemeğe katılacak. Özal daha sonra Ukrayna yetkilileri ile resmi görüşmeler yapmak üzere bu cumhuriyetin başkenti Kiev'e gidecek. Kazakistan ve Azerbaycan'ı da ziyaret edecek olan Özal, 16 mart gunü Baku1 dan Ankara"ya dönecek. Özal, Moskova ziyaretinden yaklaşık bir hafta sonra da 22 martta ABD Başkanı George Bush ile görüşmelerde bulun- mak üzere Washington'a gide- cek. Moskova'da yapılacak temas- larda Sovyet lideri Gorbaçov ile Cumhurbaşkanı Özal'ın özeliik- le şu konular üzerinde yoğunlaş- ması bekleniyor: • Ortadogu: Körfez savaşı sonrası Ortadoğu'da kurulacak yeni düzene ilişkin olarak iki ül- kenin geniş bir görüş alışverişin- de bulunması, bölgede harita değişikliklerine ve yabancı güç- lerin müdahalesine karşı ortak bir açıklamada bulunmaları bekleniyor. • Karadeniz işbirligi: Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'ın oner- diği Karadeniz Ekonomik İşbir- ligi Bölgesi (KEİB) oluşturulma- sı projesi de gezinin onemli gün- dem maddelerinden birini oluş- turacak. Cumhurbaşkanı Özal, Sovyet lideri Gorbaçov'dan, Bulgaristan'ı KEİB konusunda ikna etmesini ve bir ortak dek- larasyon yayımlanmasını isteye- cek. Özal ayrıca haziran ayında bolge ülkeleri arasında bir zirve yapılması için Gorbaçov'dan destek isteyecek. • İkili ilişkiler. Özal'ın ziya- reti sırasında Türkiye ile Sovyet- ler Birliği arasuıda "Dostluk, İyi Komşuluk ve İşbirligi Antlaş- ması",Sınai ve Teknik İşbirligi Anlaşması, çifte vergilendirme- nin önlenmesine ilişkin bir an- laşmanın imzalanması bek- leniyor. Heyetteki işadamlan Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın gezisine Dışişleri Baka- nı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı GUneş Taner, Kültür Ba- kanı Namık Kemal Zeybek ile dışişleri ve ekonomi ile ilişkili bakanlıklardan yaklaşık 40 bü- rokrat katılıyor. Geziye katıla- cak işadamı ve yöneticilerin isimleri ise şöyle: Nihal Gökyiğit (işadamı- Tekfen), Deniz Bapçum (yöne- tici-Tekfen), Tuğrul Erkin (yönetici-Alarko), Ertan Balin (işadamı-Bastaş), Yavuz Kılıç (yönetici-Enteş), Servet Haru- noğlu (yönetici-Baytur), Kadir Sever (yönetici-Metiş), Şank Ta- ra (işadamı-ENKA), Emin Ka- raahmet (işadamı-Çukurova), Asım Kocabıyık (işadamı- Borusan), Eser Tümen (yönetici-STFA), Evren Artan (yönetici-Ram), Tekin Önel (işadamı-Raks), Erdogan Engiir (yönetici-Raks), Cengiz İsrafil (yönetici-Teletaş), Mete Yalçın (yönetici Tekser), Atilla Yurtçu (işadamı, İZDAŞ), Melih Aras (yönetici-Interbank), Aytaç Er- kaya (yönetici-Sarp), Ertiirk De- ğer (işadamı-Degere), Brian Damrell (yönetici-Netaş), Bülent Ünal (yönetici-Tuyap), Atilla Dogan (işadamı-Doğan İnşaat), Gültekin Köksal (yöneticı-Pet), Erol Uçar (işadamı-Mir), Nuret- tin Çarmıklı (işadamı-Nurol), Emin Cankurtaran (işadamı- Cankurtaran), Aü Şen (işadamı- Mağa Deri), Adnan Çağlayan (yonetici-Şişe Cam), Hasan Tur- han (yönetici-Yaşar Dış Ticaret), Atilla Şenol (yönetici-Mesa), Asaf Giıneri (işadamı-tstanbul Denizcilik), Şahap Ünlü (yönetici-Istanbul Denizcilik), Nejat Gürsoy (yönetici-Penta), Yaris Gönenli (yönetici- Toros Gübre), Fahri Görgiilü (yöne- tici-Meyna), Bekir Okan (iş- adamı-Okan Holding), Güven Sazak (işadamı-Yüksel), Kemal Ekinci (işadamı-Ekinciler), Zül- küf Ccjlan (işadamı-Ceylan İn- şaat), İbrahim Taşbaşı (yönetici- Ecesan), Tunç Kemaloğlu (iş- adamı-Alke), Necati Kavuk (işadamı-Alke), Nail Keçili (işadamı-Cenajans), Sezer Bilgi- li (yönetici-Çukurova-Ba>tur), Tuncay Özilhan (işadamı- Anadolu Endustri), Rıza Çar- mıklı (işadamı-Çarmıkh Hol- ding), Ugur Erkay (yönetici- Okan Holding), Turan Esen (yönetici-Nurol), Oğuz Çarmıklı (işadamı-Nurol), Altay Direk (yönetici-Meyna), Alp Yaman (işadamı-Tatko), Reşat Cihaner (işadamı-Cihaner Holding), Müsa Cihaner (işadamı-Cihaner Holding), Sefa Uysal (yönetici- Yücelen İnşaat), Oguz Tatiş (işadamı-Tatiş Holding), İsmail Kulalı (yönetici-Ekonomi Ban- kası), Akif Çomoğlu (işadamı), Zeki Köseoglu yönetici- Çomoğlu AŞ), Samim Sivri (yönetici-İzmir Demir Çelik), Fehmi Akın (yönetici-Kuveyt Turk Finans Evkaf Kurumu), Hayrettin Şanlı (işadamı- Komaş), Demir İnal (yönetici- Komaş), Metin Gökçe (işadamı- Mekta), Özgün Bursagil (yone- tici-Simtel), Lgur Karavelioğlu (yönetici-Aselsan). Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın başkanlığında, Körfez savaşının sona ermesinden son- raki gelişmelerin ele alındığı bir değerlendirme toplantısı yapıldı. Cumhurbaşkanhjı Sözcüsü Bu- yükelçi Kaya Toperi'nin yaptığı açıklamaya göre, Çankaya Köş- kü'nde dün yapılan toplantıya Başbakan Yıldınm Akbulut, Genelkurmay Başkani Orgene- ral Doğan Güreş, Milli Savun- ma Bakanı Mehmet Yazar, Milli Güvenlik Kunılu Genel Sekrete- ri Orgeneral Nezibi Çakar, Cumhurbaşkanhğı Genel Sekre- teri Kemal Yamak, Dışişleri Ba- kanlığı Müsteşan Tugay Özceri ve MİT Müsteşarı Korgeneral Teoman Kooıankatıldı. (Başlarafı 1. Sayfada) — Silahlı kişilerin 100 dola- yında olduğunu İmren Aykut ve Mustafa Taşar nereden büiyor? — Sııikast ihbanna karşuı ye- terli önlerai almadığı öne sürü- len İstanbul Emniyet Müdıirlü- ğü yetkilileri hakkında soruştur- ma açıldı mı? — Semra Özal'a suıkast ya- pılacağı ihbanndan İstanbul Emniyet Müdürü, Emniyet Ge- nel Müdürü ve kongre salonun- da bulunan İçişleri Bakanı'nın haberi oldu mu? — Semra Özal'a suikast ya- ptlacağı ihban neden kongreden bir hafta sonra acıklandı? — Polisin önlemleri dışında Taşar'ın aldığını açıkladığı 'özel' önlemler nelerdi? Haftalık Nokta dergisinin dün piyasaya çıkan sayısında yer alan haberde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut, kongre günü sabahın er- ken saatlerinde salona militan- lar yerleştirildiğini, polisin de delege olmayan pek çok kişiyi İçişleri Bakanı Abdülkadir Ak- su'nun talimatıyla salona aldı- ğını savladı. Aykut, Semra Özal'a suikast ihban yapüdığı- nı bildiklerini açıklarken de "Bunun için kongreye ara veril- di ve sonra da iptal edildi. Eger ipUl edilmeseydi, kongrenin so- nu kanlı biterdi" dedi. Aykut'- un bir diğer savı da, "İhbara ragmen bunu önleyecek güven- lik tedbirlerinin alınmadıgı ve bu nedenle kongrenin iptal edildiği" şeklindeydi. Devlet Bakanı Mustafa Taşar da Aykut'un savlarını doğrula- yarak, "Semra Öaal'a Swkast olduğu ihbannı akiık ve bunun üzerine biz de iceride kendi ça- pımızda tedbirlerimizi aldık. Ama asıl tabii emni>etin alma- sı gerekiyordu. Ama önlem al- madılar" dedi. Taşar, kongre- yi iptal gerekçesiyle ilgili olarak da, "Bu yüzden mecburen can güvenligi olmadığı için iptal et- mek zonında kaldık. Burada her şey olabilirdi. Suikast dahii" diye açıklama yaptı. Nokta dergisindeki haberden alıntılarla bazı gazetelerin man- şetlerine de çıkan, "Semra Özal'a suikast ihban" haberin- de "güvenlik önlemi alma- raak". "can güvenliğini sağla- yamamak" ve "Bakan Aksu'- nun talimatıyla delege olmayan insanları seçerek salona sok- mak"la suçlanan İstanbul Em- niyet Müdürlüğü yetkilileri, "O gün alınan önlemler hiçbir kongrede, hiçbir yerde bu güne kadar alınmamıştı" demekle ye- tindiler. İstanbul Emniyet Mü- dürü Mehmet Agar, savlarla il- gili konuşmak istemediğini be- lirtirken, bir üst düzey yetkili şunları söyledi: "Semra Özal'a suikast yapı- lacagı ihban olduğu söyleniyor. Şimdi herkes bize bakıyor, 'doğru mu' diyor. Bu tür ihbar- lar her zaman olur. Biz ihbar ol- sa da olmasa da gerekli tüm ön- lemleri alınz ve aldık da. Bu ko- nu bir parti içi kavgaya dönüş- müştür. Bizim resmi görevliler olarak bu kavgada yerimiz yok- tur. Bu aşamada bizim konuş- mamız laraf olmamız anlamına gelir. O gün salonda dedektör- den, metal arayKilara kadar her türlü onkm ahndı. Yüzlerce res- mi ve sivil görevli görev yaptı. Salona sokulduğu iddia edilen silahlı militanlar olsa olsa bizim sivil görevlilerimiz olabilir. Hem madem böyle silahlı militanlar vardı, neden emniyet güçlerine gösterilmedi, yakalatılmadı. Ancak eger devletin bakanlan cıkıp da, 'önlem almadılar, mi- litanlan bıraktılar' diyoriarsa düşünmek lazım. Bu takdirde söyleyecek sözumüz yok." Aym emniyet yetkilisi, kong- re öncesi yaşanan gerginlik ne- deniyle salonun bir planının çı- kartıldığını ve her türlü olasılı- ğa karşı salonda özel bir yerle- şim düzeniyle güvenlik görevli- İerinin yerleştirildiğini belirtti. Bu tür savlarda bulunanlann da "bildiklerini açıklamadıklan için suç işlediklerini" kaydeden emniyet yetkilisi, "Bizim göre- vimiz güvenlik. Biz de üstümü- ze diişeni yaptık" diye noktaladı sözlerini. Semra Özal'ın karşısında il başkanlığına aday olan Talat Yılmaz, suikast haberiyle ilgili yazüarı okuyunca hayrete düş- tügünü söyledi. Yılmaz, İmren Aykut'un bakanhk görevi dışın- da bir istihbarat örgütünde gö- revi olduğunun anlaşıldığmı öne sürerek şunları söyledi: "Aynca kongre organizasyo- nunu yapanlar. bu davetiyeleri dagıimayanlar, kapıda polise önlem aldıranlar onlar. İçeride 100 silahlı adam vardı diyorlar. Nereden biliyorlar bu sayıyı? Demek ki kendileri koydu ki bi- liyorlar. Benim arkadaşlarımın üzerinde çakı bile yoktu. Eşim bile içeri beş saatte girebildi. Koskoca bakanlann olayı çap- ntarak kamuoyuna yansıtmala- n, kongreyi gören gözlerimin hayretine mucip oluyor. Hedef belli. İçişieri Bakanı'nı yemenin yolunu anyorlar. Bakan böyle yenflmez ki. Olacak şey degil." Milli Savunma Bakanhğı'n- dan azledilen Hüsnü Doğan ise Cumhuriyet'e, "Bu gibi konu- lar üzerinde yorum yapmak iste- miyoram" dedi. İnandırıcı degil SHP Genel Sekreter yardım- cılanndan Abdülkadir Ateş, su- ikast ihban iddialarını, "Orta- lıgı bulandırmaya yönelik kü- çük, ama son derece tehlikeli bir ayak oyunu" olarak niteledi. Kimsenin güvenlik kuvvetlerini parti içi çekişmelere alet etme- ye hakkı olmadığını savunan Ateş, "Eger ihbar dogruysa ve kongre bunun için iptal edildiy- se ülkede sıradan insaniann can güvenliklerinin ne kadar tehlike- de olduğu açıga çıkıyor" dedi. Ateş, sorumluların görevlerin- den alınmaları gerektiğini kay- dederek "Eger ihbar bir oyun- dan ibaretse Türkiye için bun- dan daha vahim bir şey ola- maz" diye konuştu. Ateş, bu oyuna Semra Özal'ın kaybede- ceğinin anlaşılması üzerine baş- vurulduğunu öne sürdü. DYP Genel Başkan Yardım- cısı Hüsamettin Cindoruk, İs- tanbul il başkan adayı Semra Özal'a suikast yapüacağı yolun- daki haberleri "balon" olarak niteleyerek olaylı geçen ve iptal edilen ANAP il kongresinde Semra özal'ın kendi kendisine suikast yaptığını söyledi. Sem- ra özal'a suikast yapılacağına inanmadığını bildiren Cindo- ruk, dün Ankara'da düzenledi- ği basın toplantısında şöyle ko- nuştu: "Tarmfazlık kurallanna uy- ması gereken bir cumhurbaşka- nının eşi partisinin il başkan adayı olur mu? Akıl hocası da Mustaf» Taşar. İnsanlar bu ba- lon u, kendilerine kıymet kazan- duırıak için çıkarmışlardır. Öyle olsa, tedbirini de alırlar. Sonra Semra Özal'ın degerli bir yanı mı var suikast yapılsın? Semra Özal'a suikastı kendisi yapü. Ailece yaptılar. Bu aynı zaman- da rejime ve demokrasiye de bir suikasttı. Bu kongre yalnızca ANAP'ın ayıbı degil, bir rejim ayıbıdır. Olur şey degildi. Öyle vîskili, havyarlı kongre olmaz. Oiursa da haikın siyasi partüe- re saygısı azalır. Bir ailenin bü- tün fertlerinin, ülkenin refah payını kendilerine ayırması olur şey degildir. Sayın Semra Özal, kongrede başparma|ını kaldı- nrsa bu iş hallolur. ANAP'ın kongresi zaten karakolda bitti. Devletin bütün güvenlik güçle- ri oradaydı. Kongrede tabanca patlayacagraa inanmıyorum. Bu haberier, Sayın Semra Özal'a önem kazandırmak için ortaya atılmış bir balon." Beyaz Saray'da 6 özlem Kongrede ahnan önlemler İç Politika Servisi — ANAP İstanbul II Kongresi'nde delege- Ierin ve davetlilerin ortak yakın- ma konusu, salonun kapısında ahnan olağanüstü önlemlerdi. Salonun tek giriş kapısı önü- ne yığılan onlarca polisin oluş- turduğu kordonu güçlükle aşan- lar, delege kartlan ya da daveti- yeleri tek tek kontrol edildikten sonra salonun içindeki ikinci bir polis kordonuna alımyordu. Sa- İona girebilmek için "kapı de- dektör"den geçen delegeler ve konuklann üstleri de görevli po- lislerce tek tek elle aranıyordu. Kongre salonunun önündeki bu güvenlik önlemleri nedeniy- le delegelerin ve konuklann ço- ğu kongreye, programlanan baş- lama saatinden daha sonra gire- bildi. Kongre salonuna da önceden çok sayıda sivil polis yerleştiril- mişti. Kongreyi başlatan ANAP İstanbul tl Başkanvekili Erdo- gan Alper*in çağrısı üzerine de çok sayıda çevik kuvvet salona girerek kürsünün ve divan baş- kanlığı platformunun etrafını sardı. Kongre sırasındaki tartış- malar ve yumruklaşmalar son- rasında da Mustafa Taşar, sa- londa görevli emniyet amirine, "Sandıgın etrafını boş bırakma, senin canına okurum" diye ba- ğınrken az ileride İçişleri Baka- nı Abdülkadir Aksn, hiç ses çı- kartmadan oturuyordu. Salondaki sivil polislere, ka- pıdaki resmi polislere, kürsünün çevresini saran Emniyet Müdür Yardıması Necmettin Yıldırun komutasındaki çevik kuvvete ek olarak Semra Özal'ın gelişiyle koruma görevlilerine yeni katı- lımlar oldu. Cumhurbaşkanhğı Koruma Müdürü Musa Öztürk başta olmak üzere, Cumhurbaş- kanhğı ve İstanbul Koruma Şu- be Müdürlüğü'ne bağh koruma- larla salona giren Semra özal, alkışlar arasında bir tur attıktan sonra Sarıyer delegelerinin bu- lunduğu bölüme oturmuştu. Kongre boyunca da çevresi Cumhurbaşkanhğı korumala- rınca çember altına ahnmıştı. Bir kez divan başkanlığı seçi- minde oy kullanmak bir de sa- at 21.00 sıralannda kongreye ara verilince salondan aynlmak için yerinden kalkan Semra Özal'ın yanına ne gazeteciler ne de de- legeler yaklaşabildi. Salonda Çevik Kuvvet Müdü- rü Yıldırım'ın, Cumhurbaşkan- hğı Koruma Müdürü Öztürk'ün yanı sıra güvenlik ve koruma ön- lemi alan polislere talimat veren tek "yetkili" olarak Mustafa Ta- şar dikkat çekiyordu. (Baftarafı I. Sayfada) gulannı da kabartmış durumda. Yine evlerin önüne asümış ko- caman Amerikan bayraklan ve- ya arabalarm antenlerine asılan bayraklar bu duygulannı ifade ediyor. ABD başkanlannın yaşadığı Beyaz Saray'ın da tam tepesin- de san bir 'hasret çelengi' var. Eğitim Bakanlığı binasının gin- şinde ise Noel ağacı gibi süslen- miş bir 'hasret agacı' gördük. Bakanlıkta çalışanlar arasında askere gidenlerin isimleri küçük san kalp şeklinde kesümiş. Kar- tonlara yazılmış ve kocaman bir çam ağacına asılmıştı. ABD halkı, savaşa giden as- kerlere bizim ulkemizde denildi- ği gibi sadece "Mehmetçik" di- yerek hepsini aynı bakış içinde değerlendirmiyor. Burada aske- rin adı var. Savaşa gidenlerin isimlerinin teker - teker her ye- re yazılması bunun göstergesi. ABD başkentinde konuştuğu- muz pek çok kişi Bush'un 1992 seçimlerini bu zaferle garantile- diji görüşünde. VVashington Post gazetesi yazan David Bro- der, bu konuda şunları söyledi: "Elbette ki ABD halkınm şu anda içinde bissettigi duygular 1992'ye kadar aşınacaktır, ama seçim kampanyası başladıgında tüm medyalarda bu duygular, insanlara veniden haürlaülacak- ür." ABD başkentinde kongre ve y#netimde etkin olan kişiler, sa- vaş sırasında ve sonrasında Türkiye'nin durumu ile ilgili olarak ise şu tabloyu çiziyorlar: "Türkiye, savaş sırasında gösterdigi tutum, itsleri kullan- dırması, ambargoya hemen uy- ması ile ABD halkuun dikkati- ni çekmiş ve sempatisini kazan- mıştır. Bu çok önemiidir, çün- kü yönetim sizin için daha çok yardım yönünde tasan getirebi- lir. Nitekim kongreye sunulan son yardım tasansında Yunanis- tan'a olan 7/10 oranı aşılmışOr. Yunanistan'a yonelik yardım miktannda artış istenmezken Türkiye'ye yönelik yardım mik- tarı 750 milyon dolara yüksd- tilmişti. Ancak Türkiye'nin savaş sı- rasında gördüğü zarar ve yaşa- dıgı ekonomik krizin faturasuu elbette ki ABD karşılamayacak- Ur. Bizim bütçe açıgımızın ae şekilde karşılanacagı tartışma konuso iken size çok kapsamlı yardım yapamayız. Yönetim sa- dece Kuveyt, Suudi Arabistan ve Japonya gibi iilkelere size de daha fazla olanak saglamalan için baskı yapabiür. Esasen biz de savaşın ABD'ye getirdigi fa- turayı bir miktar bu ülkelerden karşdamaga bakryoruz". Turkiye'de Semra Özal krizi ve ANAP'ta bölünme yaşamr- ken ABD başkenti Cumhurbaş- kanı Özal'ı da karşılamağa ha- zırlanıyor. Ancak Semra özal ve aile içi meseleler bu kez Özal- lar gelmeden ABD'de etkin bir biçimde duyuldu. Şimdiye dek özal lehine yazdığı yazılarla un- lü Wall Street Journal gazetesi geçen hafta Özal ailesinin hane- dan görüntüsünü anlatan bir ya- zı yayımladı. Bu hafta da New York Times aym yazıyı pekişti- ren bir başka hanedan tablosu çizdi. ABD gezimize değişik kentler ve eyaletlerde bir ay kadar de» vam edip izlenimlerimizi aktar- mayı sürdüreceğiz. GAYRİ MENKUL AÇIKARTTIRMA SURETİYLE SATIŞ İLANI SELÇUK İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Dosya No: 1989/15 Talimat. Satılmasına karar verilen gayri menkulün, cinsi, kıymeti, adedi, evsafı; A) lzmir - Selçuk - Bele\i köyü, Görünmez mevkiinde kain olup, tapuya pafta: 18. kütük: 5/42, 428 parselde kayıtlı 20600 m 1 alanlı zeytinlik vasfında kayıtlı gayri menkuldür. Gayri menkulün doğu- sunda 1530 ve 415 parsel sayıh taşmmaz, batısında kurudere, güneyinde 430 sayüı parsel, kuzeyinde 1472 ve 415 parsel sayıh taşınmazlarla çevrili olup, taşınmazın tamamı verimli zeytinliktir. Alım satım rayiçlerine göre taşınmazın borçlulara isabet eden 2/4 hissesine 20.000.000.- TL değer takdir edilmi}- tir. Taşınmazın borçlulara isabet eden 20.000.000.- TL değer takdir edilen 2/4 hıssesi satılacaktır. B) Gayri menkul; lzmir - Selçuk - Belevi köyü Yanm Kavak mevkiinde kain olup, tapuya 6/572 kütük, 25 pafta, 577 parselde zeytinli olarak kayıtlı, 18500 m ! alanlıdır. Gayri menkulün doğusu 546 ve 545 parsel sayılı, batısı 573, 576, 579 parsel sayıh, güneyi 572 parsel sayüı, kuzeyi 579 ve 578 parsel- sayılı taşınmazlarla çevrih'dir. Taşınmazın tamamı zeytinlik olup, ulasımı yaya yohıyla saglanmakta- dır. Bu taşınmazın borçlulara ait 2/4 hissesi satılacaktır. Gayri menkulün borçlulara ait 2/4 hissesine 18.500.000.- TL değer takdir edümiştir. C) Gayri menkul; lzmir - Selçuk - Belevi köyü, Koyiçi mevkiinde kain olup, tapuya kütflk: 1043, pafta: 50, parsel 1051'de kârgir fınn olarak kayıtlı, 70 m"lik gayri menkuldür. Gayri menkulün doğu- su 1053 parsel sayılı, batısı sokak, güneyi 1052 parsel, kuzeyi 1050 parsel sayüj gayri menkullerle çev- rili olup, içi boşâltılmış metruk vaziyette, tek katlı, kârgir fınn binasıdır. Hali hazır arsa niteliğindedir. Köyün merkezinde olup, elektrik ve suyu mevcuttur. Köy ana caddesine 6.50 mt. ön cephesi vardır. Gayri menkulün borçlulara isabet eden 3/4 hissesi satılacaktır. Borçlulara isabet eden 3/4 hissesine alını satım rayiçlerine göre 7.500.000.- TL değer takdir edümiştir. D) Gayri menkul; lzmir - Selçuk - Belevi köyü, Koyiçi mevkiinde kain olup, tapuya kütük: 1044, pafta: 50, parsel 1052'de kayıtlı, kârgir kahvehane vasıflı, 115 m! miktarlıdır. Gayri menkulün doğu- su 1053 parsel sayüı, baüsı ve güneyi sokak, kuzeyi 1051 parsel sayılı gayri menkullerle çevrili olup, cem'an 115 m: alanlı gayri menkuldür. Gayri menkul köy merkezinde içi boşâltılmış metruk vaziyette tek katlı kârgir binadır. Gayri menkulün guneyinden ve batısından toplam olarak 19.85 mt. ana cad- deye cephesi vardır. Gayri menkulün borçlulara ait 3/4 hissesi satılacaktır. Gayri menkulün borçlula- ra ait 3/4 hissesine 8.625.000.- TL değer takdir edilmiştir. E) Gayri menkul; Izmir - Selçuk - Tahta köprü mevkiinde kain olup, tapuya 2205 kütük, pafta: 98, 2211 parselde kayıtlı, tarla vaafh 9340 mJ alanhdır. Gayri menkulün doğusu 2082 parsel sayüı, batısı yol ve 2212 parsel sayılı, güneyi çorak yolu, kuzeyi 2216 ve 2210 parsel sayüı gayri menkullerle çevrili olup, cem'an 9340 m! mesahalı çorak ve 2. derecede SİT alanı içerisinde bulunan çorak arazi- dir. Gayri menkulün takriben 6.000 m"lik kısmında hali hazır pamuk ekili vaziyette olup, her türlü vasıta ile gidip gelinebilen Selçuk futbol sahası arkasındadır. Gayri menkulün 1/2 hissesi borçlulara ait olup borçlulara ait olan bu hisse satılacaktır. Gayri menkulün borçlulara ait hissesine 7.500.000.- TL değer takdir edilmiştir. F) Gayri menkul; tzmir - Selçuk - Belevi köyü, köy içi mevkiinde kain olup, tapuya kütük: 1060, pafta: 51, parsel 71'de kayıtlı, tapuda avlulu kârgir fabrika vasıflı 1638 m: 'lik alanhdır. Gayri menku- İün köy merkezinde bulunmaktadır. Tapuda cinsi, her ne kadar zeytinyağı fabrikası kayıtlı ise de gayri menkul zeytinyağı fabrikası vasfını kaybetmiş olup, içerisindeki bütün alet ve edavat sökühnüştür. Hali hazır gayri menkul üzerinde köy meydanlığına bakan cephesinde, halen kullanılmakta olan ve her biri 30 m ! alanlı 10 adet dükkân mevcuttur. Ayrıca gayri menkul üzerinde iki adet tahminen her biri 60 m"lik iki adet lojman binası ile bir adet tahminen 80 mJ alanlı faal çalışmakta olan kahvehane ve bu zemin üzerinde komple 800 m: kapah sahası bulunmaktadır. Gayri menkulün geri kalan kısmı boş arsa halindedir. Gayri menkulün tamamı satılacaktır. Gayri menkulün tamamına 15.000.000.- TL değer takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1) Gayri menkullerin l'nci satışı 22/4/1991 günü olup, satış saatleri, (a) sırasındaki 428 parselin 13.30'dan 13.45'e kadar, (b) sırasındaki 577 parselin 14.00'ten 14.15'e kadar, (c) sırasındaki 1051 parselin (d) sırasındaki 1052 parselin (e) sırasındaki 2211 parselin (0 sırasındaki 1071 parselin 16.00'dan 16.15'e kadar, Selçuk îcra Müdürlüğü'nde açıkarttırma sure- tiyle yapılacaknr. Bu arttırmada tahmin edilen kıyraetin % 75'ini ve niçhanb alacakhlar varsa alacak- lan mecmununu ve satış masraflannı geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle ahcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak kaydıyla 2/5/1991 gunü aynı yerde ve aynı saatlerde ikinci arttırmaya çıkarılacaklardır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacakiılann alacaklan mecmuunu ve tahmin edilen kıymetlerin %40'ını ve satış masraflannı gecmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunurlar. 2) Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin f» 20'si nispetinde pey akçesi veya bu mik- tar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı iste- diğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dellaliye resmi ihale pulu, tapu harç ve masraflan aücıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. Aynca KDV alıcıya aittir. 3) İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (+) bu gayri menkuller üzerindeki haklaruıı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialanm dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildinneleri lazım- dır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkca paylaşmadan harıç bırakılacaklardır. 4) Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse, lİK'nın 133. maddesi gereğince ihale fesh edilir. İki ihale arasındaki farktan ve 7o30 faizden alıcı ve kefiUeri mesul tutulacak ve hiçbir hük- me hacet kaJmadan kendilerinden tahsil edilecekıir. 5) Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6) Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmuş ve münderecaatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1989/15 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. (tc.lf. K.126) (+) tlgilüer Ubirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 21221 14.30'dan 15.00'ten 15.30'dan 14.45'e 15.15'e 15.45'e kadar, kadar, kadar,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle