22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 PAZAR YAZILARI 10 MART 1991 Roma'dan Neıv York'tan Cumhurbaşkam'nın ruh sağlığı nasıl?ttalyan Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga'nın ruh sağhğı endişe uyandınyor. Cossiga'nın birkaç aydır her seferinde sansasyon yaratan çıkışları artık 'anlaşılmaz' olarak nitelendiriliyor. Cumhurbaşkanı son olarak Reuter muhabirine 'o.... çocuğu' deyince ortahk kanştı. NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — ttalyan Cumhur- başkanı Francesco Cossiga'nın ruh sağlığı endişe uyandınyor. Malcamının tarafsızlığını bir ke- nara bırakarak muhalefet lider- lerine saldıran Cossiga'nın bir- kaç aydır her seferinde sansas- yon yaratan çıkışları artık 'anlaşılnıaz' olarak nitelendirili- yor. En son ana muhalefetteki 'Demokratik Sol Parti'ye, 'Gramsci.Tolgtutti geride kaldı. Bundan böyle işçi gnıfınm temei müaMİetesi cinselligi politikaya sokmaktan ibarettir" diyen Cos- siga'nın sözleri ttalyan siyasi sı- nıfı içinde kaygıyla karşılandı. DSP Başkanı Stefano Rodota devlet başkanına cevap verirken "Cossiga'nın saglıgından endişe ediyorum. Artık ne dediğini an- lamıyornm" dedi. Rodota'ya karşı hıncını alamayan Cossiga, "Eger Stefano Rodota sokuysa, ben de Kızd Tugayım" diye söz düellosuna devam etti. Sevilen Cumhurbaşkanı Sandro Pertini'den sonra bu ma- kamı 5 yıl önce devralan Fran- cesco Cossiga, fazla konuşmak- tan hoşlanmayan kendi halinde sessiz bir politikaa olarak tanı- nıyordu. Pertini'nin popularitesi ve karizmasından yoksun olan ltalyan Cumhurbaşkam'nın Cumhurbaşkanlığı Sarayı Qui- rinale'deki görevi şimdiye dek "simgesel" olmaktan pek ileri gjtmiyordu. Ama ne olduysa ka- sım ayında oldu ve Gladyo skan- dalının patlak vermesiyle Cossi- ga'nın kişiliğinde ve cumhurbaş- kanlığı tarzında gözle görülür bir değişme meydana geldi. Hı- ristiyan Demokrat Parti'den ge- len eski bir politikacı olarak "Gladyo örgütünün" kurucula- nndan olduğunu ve bununla da iftihar ettiğini söyleyen Cossiga; önce bu örgütü ortaya çıkaran Venedikli hâkim Felice Casson'a ifade venneyi reddetti ve giderek sertleşen bir ton benimsedi. Hıncını Körfez savaşı sırasında "banşcı kampı" seçen hâkimlere çatarak çıkartmaya çalışan Cos- siga, gecen hafta içinde de ülke- deki dış basın mensuplannı kar- şısına aldı. Gerçek bir skandala yol acan bu olay, Reuter muhabirinin ttalya'nın Körfez savaşına olan askeri katkısım "sembolik" ola- rak nitelendirmesinden kaynak- landı. Buna çok içerleyen cum- hurbaşkanı, ertesi günü Quiri- nale Sarayı'nda Körfez'den dö- nen ltalyan askerlerini kabul ederken yaptığı konuşmada, söz konusu yazıyı yazan Reuter mu- habiri Richard Wdüs için "O.-. çocugu" ve "sahtekâr" dedi. Herkesin hayretten ağzının açık kalmasına neden olan bu olayın aıdından Reuter, işi alttan alma- ya karar verdiyse de mesele ka- panmadı. Çünkü ertesi gün "Roma Emniyet Müdürlüğü'n- den geldiğini belirten bir tçişle- ri Bakanlığı görevlisi Reuter'in Cordonata sokağındaki bürosu- na gitti ve ajans muhabirini sor- guya çekti. Richard Wallis'e ön- ce, kim olduğunu söylememek için direnen ve gazetecinin ısrar- lan üzerine cebinden Içişleri Ba- kanlığı'nın mahrecini taşıya kartını çıkaran görevli böylece skandala skandal kattı. Bu ga- rip sorgulamanın ardından em- niyet müdürlüğünıi arayan Re- uter muhabirine emniyet görev- lileri böyle bir ziyaretten haber- dar olmadıklarını söylediler. VVallis'in ısrarlan uzerine; Roma emniyeti esrarengiz görevlinin "Kendileri için çalıştığını ama memurian olmadığım" söyledi. Bu arada ttalyan basını ile bir- likte, başkentteki Dış Basın Ku- rulu sert protestolannı dile ge- tirdiler. COSSİGA— Dış muhabirlerle arası bozuldu. Atina'dan Yunanistan arsasını istiyorSTELYO BERBERAKİS ATİNA — Turkiye ile Yuna- nistan arasında hiç sözü edilme- yen, ancak Atatürk döneminden bu yana çözülemeyen bir sorun daha var. Bu sorun, ilk bakışta "basit bir sorun" olarak görü- lüyorsa da gerçekte Ege, Kıbrıs, FIR sahası, azınlıklar gibi siya- si içerikli sorunlarda olduğu gibi bir 'prestij mesefesi'ne dönüş- muş bulunuyor. Konu: Yunanis- tan'ın Ankara'daki 8 dönümlük arsası ile ilgili. Bu arsa, döne- minde, Atatürk tarafından bü- yükelçiliği inşa edilsin diye, Yu- nanistan'a bağışlanmış.. Aynı şe- kilde dönemin Yunanistan lide- ri Venizelos da müze ve konso- losluk haline getirilen Atatürk- ün Selanik'te doğduğu evi Turkiye'ye bağışlamış. Yani iki Ulkenin lideri, birbirine bir 'dostlnk jestinde' bulunmuş. Atatürk'ün doğduğu ev, şu an- da hem müzedeyi hem de bah- çesi içinde bulunan TC konso- losluğunu barındırıyor. Ata- türk'ün Yunanistan'a bağışladı- ğı Kuğu Parkı karşısındaki arsa bomboş. Yunanistan'm Ankara Büyü- kelçilik yetkililerine göre, bu ar- sanın Yunanistan'm 'mnikü' ol- duğundan hiçbir Türk hükümeti kuşku duymuyor. Ancak buna karşın büyükelcilik binasını in- şa etmek için gerekli izin bir tür- İü alınamıyor. Çeşitli dönemle- rın başbakanları ve dışışleri ba- kanlannın Yunanlı yetkilüere yaktıklan 'yesfl tşıkiara; Ankara bekdiye başkanlannın verdikleri vaadlere karşın ış gelip imar planlanna takıhyor. Yunanlılar, bugüne kadar yaptıkları başvu- rulara Ankara Belediyesi'nin ko- nu ile ilgili yetkili makamlann- dan henüz yanıt alamadıklann- dan yakınıyorlar. Arsanın bugunkü durumuna gelince, 8 dönümlük arsa, bele- alacafı bir parka dönüştüriüe- bOccegT düşüncesini iletmiş. Bu düşünce, Yunan Buyükelçiliği tarafından 'hayretle' karşılanmış ve "Biz, bize bu arsayı bağısla- yan Atatürk'ü onuriandırmak için, asıl bagç nedeni olan Yu- nan Büyükelçiligi'ni inşaa et- mekten şeref dayacagız" yanıtını vermiş. Ama iş biraz kanştınldığında bu ilk bakışta 'mantıksız' görü- nen çetrefil durum açıkhğa ka- vuşuyor. Türk Dışişleri yetkili- lerine bu sorunun ne denli Turkiye ile Yunanistan arasmda hiç sözü edilmeyen, ancak Atatürk döneminden bu yana çözülemeyen bir sorun daha var. diye gereksinimlerinin gazabına uğraya uğraya 5 dönüm kalmış.. Arada sırada bir çöp sahası ha- line de dönüşen aynı arsanın et- rafına bazen de reklam panola- n kuruluyor. Yunan Büyükelçi- si bu reklam panolarını ilk gör- düğünde derhal ilgili belediye başkanlannı arayarak bu reklam panolanndan sağlanan gelirlerin "Yunan elçittgine mal ediJdigi iz- lenimine yol açabilecegini" anımsatmış ve panolar kaldırıl- mış. Hatta Çankaya Belediyesi bir ara Yunan Büyükelçisi'ne, bu arsanın "Türk-Yunan dostlugn- nu simgeicyen bir anıUn da yer "vakim" olduğu sorulduğunda "Ba arsanın Yunanlılann mül- keyetine ait olduğundan kimse- nin tereddütü yok" diyorlar ve eklıyorlar: "Ama bizim de Ati- na'dakl TC Büyükelciligimizi banndıran binada bazı sıkıntı- lanmız var. Yunan hükumetleri bu sonınlanmız karşıstnda iigi- siz kalryor.." Atina'daki Türk Buyükelçiliği yetkililerine göre, elcilik binasmın sorunları yak- laşık 10 yıl önce başlamış. Keza Venizelos'un bir akrabasmın ko- nut olarak kullandığı neoklasik nizamlı binaya TC Büyükelçili- ği'nin gereksinimlerini karşılaya- maz bir duruma geldiğinde bu binaya bir ek yapılmak istenmiş. Üstelik bir de fırsat çıkmış. Se- faret binasının arka bahçesine bitişik ve kilisenin mülkiyetine ait bir binanın satış ihalesine ka- tıhnmak istenmiş. Ne var ki Yu- nan makamları bu binanın 'ya- bancı kişilere satüamavacagı' ge- rekçesini göstererek elçiliğin iha- leye katılmasuıı önlemiş. Demek ki yeni bir misilleme olayı daha var. Ama ilginç tarafj, Yunanlı- lann niçin 1920'li yıllarda edin- miş olduklan bu arsayı şimdiye kadar akıl edip de kullanmamış olması.. Diğer yandan Türk ta- rafının Atatürk'ün Yunanlılara bağışlamış olduğu bu arsanın mülkiyetinde herhangi bir tered- dUt olmadığı halde, bunu niçin 10 yıl önce sıkıntı çekmeye baş- layan TC elçilik binasına karşı kullandığı da zihinleri kurcala- yan bir soru olarak kahyor. Yülardır o binadan bu bina- ya taşınan Yunan Büyükelçiliği- nin, bugün barındığı Gazi Osmanpaşa'daki bina Yunanh diplomatlara göre Terah ve hiç- bir sorunla karşılaşmıyoriar.' Ancak "madem Upusuna sahip olduklan bir arsa var" ve "bu arsa üstelik Atatttrk tarafından Yunanistan'a bagışlannus'* bu işi sonuna kadar sürdünnekte ıs- rarlı görünüyorlar. Kurumları İlkeleri Yüceltir. Kendinize Yatırım: "Dışbankh Olmak" Dışbank Teftiş Kurulu'na aşağıda belirtilen nitelikleri taşıyan adaylar arasından sınavla Müfettiş Yardımcıları alınacaktır. Sınava katılabilmek için: • T.C. vatandaşı olmak, • Boğazıçi, Orta Doğu Teknik ve dığer universıtelerin iktısadi ve idari Bilimler Fakültelerı, Endustrı, İşletme ve Bilgısayar Mühendtsliği Bölümleri, Iktisat, İşletme ve Siyasal Bılgıler Fakülteleri, Fen ve Edebiyat Fakültelennın istatistık Bölumü ile en az dört (4) yıllık olmak kaydıyla bunlorın yetkili makomlarca tanınmış Turkiye ve yabancı ulkelerdekı eşıtlerinden birini bıtirmış olmak veya diğer mühendıslik fakülteleri mezunu olmakla bırlıkte bankaalıkla ilgili yuksek lısans yapmış olmak (Üniversite son sınıf öğrencısi bayan adaylar sınava katılabılir], • iyı derecede Ingılizce bilmek, • Sınav torihinde erkek adaylar ıçın 28, bayan adaylar için 26 yaşını doldurmamış bulunmak, • Erkek adaylar için askerlik görevini yapmış olmak, • Herhangi bir daire veya müesseseye karşı hizmet yükümlülüğü altında bulunmamak, • Bankamızın, Teftiş Kurulu ya da diğer bölümleri için daha önce oçtığı sınavlara katılmış olup mülakatta başarısız sayılmış olmamak, • Vücut yapısmda belirgin bir özrü bulunmamak ve sağlık durumu Türkıye'nın her yerinde görev ve yolculuk yopmaya elverişli olmak, gereklidir. Adaybr İngilizce, Türkçe Kompozisyon, Genel Kültür ve Yetenek sınavına tabi tutulacak olup, başarılı olanlar mülakata çağrılacaktır Yozılı sınavlar 6 Nisan 1991 Cumartesi günü saat 9.00'da İstanbul, Ankara ve izmir'de yapdacaktır Sınava katılacakların gerekli belgeleri en geç 25 Mart 1991 tarihine kadar 7Drk Dış Tkaret Bankası A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığı Y,ldız Posta Caddesi No: 54 80280 Gayrettepe-İstonbul Teh 174 42 80 (20 HatJ adresine şahsen ya da posta ile ulaştırmalan gerekmekfedir. Sınava başvuru şekli ve Teftiş Kurulu üyelerine sağlanan olanaklan açıklayıcı kıtapçık ile, aday başvuru formları istanbul Şubelerimiz ve Teftiş Kurulu Başkanlığı'ndan, ayrıca Ankara, Izmir, Bursa, Adana, Denizli, Mersin ve Antalya'dakı şubelerimizden sağlanabılir. f/j DIŞBANK DIŞBANK Bir TİİRKİVE İŞ BANKASI Kuruluşudu ABD aşkerlerine törenlerin anasıHomoseksüeller haftasında mor, St. Patrick gününde yeşil, 4 Temmuz'da Amerikan bayrağının renklerine bürünen "Empire State" binası şimdi sapsarı, Amerikan askerlerinin dönüşünü bekliyor. beyzbol takımı için yapılmıştı. ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK — Demokrat geleneğin kalelerinden olan New York, Körfez savaşı sırasında Musevi nüfusunun yoğunluğu nedeniyle Amerikan aşkerlerine en fazla destek verilen şehirler- den biriydi. Şimdi New York "savaşlann anasını yaratan kah- raman askerkri karşdamak için törenlerin anasını" hazırlamakla meşgul. Homoseksüeller hafta- sında mor, St. Patrick gününde yeşil, 4 Temmuz'da Amerikan bayrağının kırmızı, mavi, beyaz renklerine bürünen "Empire State" binası şimdi sapsan, Amerikan askerlerinin dönüşü- nü bekliyor. Her tarafta sarı kurdeleler asılı. Duvarlarda sa- vaş karşıtı protestoculann uze- rine kırmızı boya döktükleri "«skerlerimizi destekliyoruz" pankartlan yeniden temiz temiz, tören için asıhyor. "Savaşlann anasına törenlerin anasını" düzenlemek fikri uzun ve sanah tartışmalardan sonra gelişti. Kentin siyahları ve Mu- sevileri arasmda her zaman mev- cut olan "düşmanhk" savaşta da kendini gösterdi. Banş hareketi içinde bile savaşa karşı Musevi- ler ile siyahlar arasmda çatışma- lar yaşandı. Bu tatsızlığin sonu- cunda kentin siyah Belediye Başkanı Dinkins, New York'un askerleri karşılamak için hazır- lanacak bir töreni kaldıracak bütçesi olmadığını söyleyip işi bağlamak ıstedı. Halerı iflas du- rumunda olan şehir bütçesinin büyük bir töreni karşüamaya yetmeyeceğine karar veren Din- kins, törenlerin anasını New York ta gerçekleştirmek fıkrini veto etti. New York'ta tören yapüması gerektiğinde ısrar eden özel gi- rişimciler ekibi, Dinkins'in veto- sundan sonra tam iki saat için- de "özel katkdardan" 150 bin dolar toplamayı başardılar. Böy- lece Belediye Başkanı belediye bütçesinden harcamadan New York tarihine geçecek bir töre- ne önayak olmaya ikna edildi. Gayri menkulün baük kralı Do- nidd Trump tören için birkaç milyon verebileceğini iddia etti. Kozmetik sanayiinin önde ge- lenlerinden Estee Lauder'ın oğ- lu, yenik cumhurbaşkanı adayı Ronaid Lauder 25 bin dolarlık bir çeki anında tören komisyo- nuna teslim etti. Zenginlerin böyle bir tören için harekete geç- meleri, buna karşın AIDS araş- tırmaları için kıllannı bile kıpır- datmamalan, AIDS kampanya- cılannın ağır eleştirilerine neden oldu. New York'un böyle tarihe geç- miş törenlerinden biri Apollo astronotlarımn karşüanmasıydı. Bir başka ünlü tören ise Mets Ancak bu, törenlerin anası ola- caktı. O nedenle en akla gelme- dik buluşlar bu törende sergile- necekti. tlk olarak Genelkurmay Başkanı Collin Powell'ın töreni yönetmesi için Bush'tan izin is- tendi. PoweU'm töreni yönetme- sinin özel önemi doğma büyü- me bir Harlemli olması. Çoğun- luğu siyah olan Amerikan askeri kuvveüerinin sembolik temsüci- si Powell, töreni yöneterek, be- yazlar için siyahlann olduğunu öne süren siyah radikallere "hak ettikteri dersi de vermiş olacak." New York şehrinin iflas duru- mundayken kısa sürede milyon- lar bağışlanmasıyla hazırlanabi- len dev törene karşı çıkanlar tö- ren için çeşitli sloganlar hazırla- dılar. "Şimdiki gibi san kurdc- leler omglasaydık ve dösman karsıbk venneseydi Vietnam'da da kazanırdık", "Amerika Viet- nam sendromnndan kurtuMn, tngiltere ve Fransa Suez sendro- mondan kurtuldu, bir de Al- manlar asker göndermiş olsay- dı, onlar da Üçıincü Rekh sead- romandan kurtulmuş oiacakter- dı", "Hiç bo kadar az sayıda ki- şi, bu kadar çok sUahla, bn ka- dar çok kişinin öliimüne neden ohnamısir, "Cumhuriyrtci Mn- •afızlan yenmek, Cumhuriyet- çi Parti'yi yenraekten çok daha kolaynuş." Paris'ten Gainsboıug'u sevmek içinSerge Gainsbourg, yaşamında hiç mi hiç 'ayıp olur' demedi. Whitney Houston'a televizyonda 'Seninle sevişmek istiyorum' diyen oydu. Le Pen'e iki kızından birini "onurlandırdığım" da söyleyen Gainsbourg'du. Cenazesinde en güzel sözü lise öğrencisi bir kız söyledi: "Onu sevebilmek için çok zeki olmak gerekiyorî' MİNE G. SAULNIER PARİS — "Kadınlan olma- dıklan için alınız, olduklan için bırakınız" diyordu acısı içimi yakan adam. Siyah deri eldiven- İerle sigara içiyordu. Bağcıklı beyaz ayakkabüanm yaz-kış ço- rapsız giyerdi ve "Mkkey Mon- se'la ortak noktalanmız var" derdi. "Ikimiz de kocaman ku- laklı ve uzun kuyrukluyuz." Serge Gainsbourg, yaşamında hiç mi hiç "Ayıp olur" demedi. Bayağılaşmayan bir utanmazL- ğı vardı, çünkü asltnda çok utangaçtı. 1987 yılında, çıtkınl- dım bir TV programında, birlik- te röportaj edildiği Amerikalı artist Whitney Houston'a, piş- memiş adlarını kullanarak: "Si- zinle sevişmek istiyonım" dedi. Zavallı TV sunucusu mikrofonu burnuna çarptı, Whitney Hous- ton'un "What? What" demek- ten çenesi düştü, seyircilerin key- fine diyecek yoktu doğrusu. Bir başka TV programında, ödedi- ği vergileri protesto etmek için koca bir 500 frangı herkesin önünde yaktı. "Fransız parasına hakaretten.. tutuklamadılar." Yine televizyon, yine canlı >a>ın ve ırkçüık üstune bir program sı- rasında, Fransız faşist parti lide- ri Le Pen'e hitaben, adamın iki kızından birini "onuriaadırdıgı- nı", hangisinin olduğunu söyle- meyeceğini, ama kızın "pek be- cerikli" olmadığını belirtebilece- ğini söyledi. Yine içeri atılmadı. Tamdığı kadınların Paris reh- berini dolduracak kadar çok ol- duğu söylenirdi. Brigitte Bar- dot'dan sonra en çok, o dümdüz göğüsleriyle dayanıhnaz tazelik- teki Jane Birkin'i sevdi. Ama daha pek çoğu onun karizması- na dayanamadılar: Hatta ve hat- ta, Fransızlann yakıcı buzdağı Catherine Deneuve ve güzeller güzeli Isabelle Adjani bile onûn şarkılannı söylediler. Son keşfı, Vanessa Paradis idi. Serge, şar- kı söylettiğı kadınların özellik- le boğulan kedi mırıltılan çıka- ranlarıru severdi. Ve iki tempolu nefıs bir val- sin melodisi eşliğinde, kendi "sunıp" sesiyle: "Elisa, Elisa / o ince parmaklı eUerinle / sac- lanmın vahşi cangılında / uzun uzun bit ara.»" derdi. Şarkının devamını Türkçeye çevirmeye kalkanlar ise toplumun musteh- cen duygulannı gıdıklamaktan ayvayı yerdi. Cumhurbaşkanı Mitterrand'- ın bütün bunlara rağmen "Şar- kıyı bir kuşağın duvartıgına ta- nıklık edecek sanat zirvesine eristirdi" diye tammladığı Ser- ge Gainsbourg için en güzel sö- zü bence, cenazesine çiçek geti- ren binlerce kişiden, oya gibi za- rif, lise öğrencisi bir kız söyle- di:"Onu sevebilmek için çok ze- ki olmak gerekiyordu." Cumhuriyet kitap kulübü T A K S İ T L E V E R Î Y O R DILEYEN HERKESE 8 AY VADELİ SEÇKİN YAZARLAR ÜNLÜ YAPITLAR ADAM YAYINLARI CEM YAYINEVİ 'AFA YAYINLARI CAN YAYINLARI ÇAĞDAŞ ± ÇINAR YAYINLARI ' YAYINLARI PAYEL YAYINEVİ REMZI KİTABEVİ TOROS YAYINLARI 400 seçme kitap Elden teslim (') Sadece İstanbıü İl sınırlart içinde Bir telefon yeterlı TELEFON : 512 05 05 / 516 ILAN SIVAS BİRİNCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1986/541-1990/451 Davacı Faruk Karagul vekıli tarafından davalılar Şukran Günhan vd. alcyhlcrine açılan istirdat ve aiacak da- vasında mahkememızce verilen 17.10.1990 carihli karar davacı vekili tarafından temyiz edilmelde bütıin arama- lara rağmen adresi tesbit edilemeyen Şukran Gunhan'a temyiz tebliğ yerine geçmek üzere ilan olunur. Basın: 45992
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle